-
O Fatımatüz Zehradır
Bu kitap Hz. Fâtıma hakkındadır. Rasûlullah (s.a.v.)’in şerefli nesebi onunla devam etmiştir. O büyük insan ki onun hal tercümesi, târihi ve hayatının akışı Hz. Mustafâ (s.a.v.)’in sîretinden ve İslâm târihinden aslî bir bölüm sayılır. O Rasûlullah (s.a.v.)’e destek olmuş, O’nunla birlikte mücâdele etmiş ve eziyetlere katlanmıştır. Annesinin vefâtından sonra da O’na hizmet etmeye ve O’nu gözetmeye âmâde olma konusunda hırs göstermiştir. Allah onların hepsinden râzı olsun. Bu asil kadının târihinden bahsettiğimizde İslâm ümmetinin târihinden aslî bir bölümü gözümüzün önüne getirmiş oluruz… İlk sıkıntıdan îtibâren… Mekke’de ilk mücâdele yıllarından îtibâren… Kureyş’in zulmü… Kureyş’in kasveti… Kureyş’in baskısı… O ise cesur, güçlü, sabırlı, itâatkar, edebli ve koruyucu olarak babasının etrâfında… Bu yüzden bu kitabımı ona (r.anhâ) tahsis ettim. Bu kitapta onun hayatını gençlerin önüne sermeye çalıştım. Dâvetin başındaki bu zifiri karanlık devrenin, cihâd ederken ve kelime-i tevhîde çağırırken Rasûlullah (s.a.v.)’in karşılaştığı büyük sıkıntının târihi ile onun tarihini irtibatlandırdım… Hz. Peygamber (s.a.v.) risâleti tebliğ edip emâneti yerine getirene ve ümmete nasîhat edene kadar sabretti. Allah Sübhânehû ve Teâlâ Medîne’ye hicret etmesine izin verene kadar Allah yolunda cihâd etti. Allah Azze ve Celle’ye kavuşana kadar devrini ikmâl etti ve yürüyüşünü tamamladı… Emâneti yerine getirdi… Ölüm gelene kadar risâleti tebliğ etti, ümmete nasîhat etti ve Allah yolunda cihâd etti… Bu yüzden bu kitabımda Hz. Fâtıma’dan bahsederken bütün gücümle hakîkatleri gençlerin önüne koymaya çalışacağım… Aşırıya kaçmadan… Korkutmadan… Çünkü bu fazîlet sâhibi hanımın târihi büyük hâdiselerle, şerefli sahnelerle, yüce ahlâkla ve sâdık mücâdelelerle doludur. Sahih rivâyeti ortaya koymak, ona ışık tutmak ve açıklamak şeref olarak bize yeter… Sonra ise gençleri bu yüce hanımın hayatına bağlamaya, onlara yol göstermeye ve ellerinden tutmaya çalıştık ki şunları bilsinler: Fâtıma kimdir?.. Üstlendiği rol nedir?.. İslâm’a dâvette onun sabırlı, sâdık, kendisini Allah için adamış ve bütün olanlara katılmış olmaktan dolayı da mutlu olduğu şerefli ve büyük sahneler nelerdir? Sonra Mekke-i Mükerreme’deki sıkıntıyı takip eden döneme ve onun Medîne’de nasıl Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in yakınında bulunup “Babasının annesi Fâtıma” lakabını almayı hak ettiğine ışık tutacağız. Olabildiğince O’na en çok benzeyen oydu: Yürüyüşünde… Oturuşunda… Rasûlullah (s.a.v.)’den bir parçaydı… Bu kitabımı gençlere takdim ediyorum. Allah’tan onu faydalı olmasını, bu yüce hanımın sîretini açıklamaya ve kolay öğrenmeye, çocuklarımızın onunla irtibatını sağlamaya yardımcı kılmasını niyaz ederim. Böylece onlar ona, annesine, babasına ve çocuklarına âit bu değerli ve parlak tarihten aslî bir bölümü öğrensinler. Temiz ve değerli bir sülâle... Birbirinden meydana gelen bir nesil…
185.50 ₺ -
Filozof Tabib Muhaddisler
İslam bilimler tarihi kaynaklarımızda bu medeniyetin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlayan ilimler ayrıntılarıyla incelendiğinde ve her bir ilim dalına ait tabakat kitaplarında zikredilen âlimlerin biyoğrafilerine şöyle bir göz atıldığında, onların ne derecede geniş bir ufka ve engin bir kültür anlayışına sahip olduklarını, bu sebeple de İslam medeniyetinin niçin asırlar boyu hâkim bir medeniyet konumunda bulunduğunu, sürekli alıcı değil, bilakis verici olduğunu daha iyi anlayabilmekteyiz.
45.50 ₺ -
Hayatüs Sahabe 4 Cilt Şamua
Peygamberimiz ve ashabının hayatı ve tarih içinde yaşadığı olaylar, iman kuvveti ve din sevgisi için en güçlü bir kaynaktır. Bu kitap, sahabenin haberlerini, yaşayışlarını, hikayelerini hep birlikte içinde toplayan ender bir kitaptır. Çünkü bu kitap, hadis, müsned, tarih ve tabakat gibi birçok kitaplardan iktibas edilmiştir. Bu nedenle kitap o asrı tasvir eden, sahabenin hayatını, onların özelliklerini, ahlâklarını ve hatıralarını canlı tutan bir eserdir. Esere gösterilen dikkat, esere mükemmel bir tesir kudreti kazandırdı. Bu nedenle kitabı okuyan insan adeta iman, Allah yolunda davet, kahramanlık, fazilet, ihlas ve zühd okyanusunda yaşamış olur.
1440.00 ₺ -
Hazreti İbrahim AS ve Nemrud
Bu eser, 26.02.1960’dan 18.05.1960 tarihine kadar, İstanbul’da intişar eden Hergün Gazetesi’nde tefrika edilmiştir. İnsanların en üstünü Habibullah (Allah'ın sevgilisi) Hz. Muhammed (S.A.V)... O'ndan sonraki Halilullah (Allah'ın dostu) Hz. İbrahim (A.S.)... İşte bu kitap da Halilü'r-Rahman olan Hz. İbrahim (A.S.)'ı ve onun nur düşmanı Nemrud ile mücadelesinin hikayesini ibret alarak okuyacaksınız.
84.50 ₺ -
Aziz Mahmud Hüdayi Hasan Kamil Yılmaz
Marmara Üniversitesi İahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz'ın kaleminden büyük Osmanlı mutasavvıfı Aziz Mahmud Hüdayi'ye dair bir inceleme. Aziz Mahmud Hüdayi. Bir model insan, yaşadığı asra damgasını vuran rehber şahsiyet... Tahsilini tamamladıktan sonra intisap ettiği tasavuf yolunda sür'atle merhaleler kat edip irşâd makamına yükselmiş. Devletin her kademesinden, halkın her zümresinden insanlara rehberlik etmiş. Devrini idrak ettiği sekiz padişahın altısı ile çok yakın münasebetleri olmuş. Yazdığı mektuplarla bir çok konuda onlara yol göstermiş. Her devrin yeni nesillere takdim edeceği örnek şahsiyetler vardır, olmalıdır... Ve bu günkü nesiller Ahmed Yesevî gibi, Mevlana gibi, Aziz Mahmud Hüdayi gibi gönül sultanlarının kuşatıcı üslübu ile soluklanmaya her zamankinden fazla muhtaç. Üsküdar'daki türbesinden dünyaya ışık saçan gönüller sultanının eserlerini ve misyonunu yakından tanımak vefa borcumuzdur. Prof. H. Kamil Yılmaz gibi konusunda yetkin bir kalemin eseriyle, vefakarlık yoluna ilk adımı atabiliriz.
189.00 ₺ -
Genç Sahabiler
Genç sahabiler… İnancı uğruna her fedakarlığı göze alabilen ,Önünde yürüyen Sevgili Peygamberine aşık, Kalabalıkları peşinden götüren lider vasıflı,Muhammedi Ay’ın yanında parlayan genç yıldızlar… Onlardan bize ışık tutacak genç öyküler…Mekke ve Medine dönemindeki erkek ve kız yetmiş gençten sıcak öyküler.Duygu ve mesaj yüklü, sade ve akıcı bir üslupla kaleme Alınan bu ese, genç sahabelerin dikkat çeken yönlerini, Peygamberimiz ve gençlik adına bizlere sunuyor.
84.00 ₺ -
Hz. Ebu Bekir Sıddık RA
Hz. Ebubekir (r.a)'nın hayatı Dört büyük halife. İslam'ın Peygamberimiz'den sonraki temel kaideleri. Yakınlık kelimesinin olanca sıcaklığıyla Efendimiz'e yakın olmuşlar. İnsanlığın yüz akı saadet çağını yaşamışlar, yaşatmışlar... O seçkin halifeler, hayatı nasıl yorumlamış dersiniz? İnsanlarla münasebetlerinde öne çıkan nedir? Eşyaya bakışları nasıl olmuş? Aile efradına, yakın çevresine, umûm mü'minlere vermek istedikleri mesaj nedir? Her söz, söyleyenin gönül süzgecinden geçerek muhatabına ulaşır. Hadiselerin kaynağından okuyana bir köprü olur. Müellif hissiyatıyla yoğurur kelamını. Edebiyle müeddeb eyler kelimeleri... Hulefâ-yı Râşidîn'in hayatlarından seçilmiş menâkıbı, merhum Üstaz Mahmud Sami RAMAZANOĞLU'nun hürmetkar üslubuyla yeniden okumaya var mısınız? Muhammediyyü'l-meşreb bir güzide insan, saadet çağını dokuyan önderleri gönül hanenize davet ediyor.
120.00 ₺ -
Mahmud Sami Efendiden Hatıralar 1
O büyük Allah dostu hayatı ve eserleriyle topluma ışık tutmuş ve nice sâlih insanlar yetiştirmiştir. O, gizli bir dolunay gibi mahfiyyet içerisinde yaşamış, Kur’ân ve Sünnet çizgisinde irşadlarına devam ederek binlerce kâmil, olgun insanın yetişmesine vesile olmuştur. Haliyle (yaşayışıyla) ve kâliyle (sözleriyle) talebelerine en güzel örnek olan bu Allah dostu evvela gönüllere sevgi tohumları ekerek İslâm kardeşliğini kuvvetlendirmeye çalışmıştır. Muhterem Üstaz Mahmud Sâmi Ramazanoğlu kuddise sirruh hazretleri de son devrin yetiştirdiği böyle büyük bir Allah dostudur.
105.00 ₺ -
Mahmud Sami Efendiden Hatıralar 2
Bir Allah dostunun önce kendi toplumu tarafından anlaşılması, sonra gelecek nesiller tarafından tanınması bir Müslümanlık borcudur.Çünkü bu yaşadığımız bahar, korkunç kasırgalar geçmiş bir kıştan sonra gelmiş ve bugünlere kolay ulaşmamıştır. Şu aziz vatanın en karanlık günlerinde, yarınlar için en küçük bir ümitsizliğe kapılmadan Allah’a tam inanarak ve güvenerek yoluna devam eden büyük Allah dostu Ramzanoğlu Mahmud Sami kuddise sirruh’un özelliklerinin bütün Müslümanlar tarafından anlaşılmasını diliyorum. Kalbleri uyandıran Allah’dır.
105.00 ₺ -
Abdurrahman Gürses Hocaefendi
Abdurrahman Gürses Hocaefendi Merhum Abdurrahman Gürses Hocaefendi'nin gayesi; Kur an ahlâkı üzere yaşamaktı. Gücü yettiğince onu daha çok insana öğretmekti. 0, gölgesiyle nesilleri serinletecek bir ulu çınardı. Açtığı çığırla nicelerine örnek olacak bir âbide şahsiyetti. Fatih Çollak, merhum Abdurrahman Gürses Hocaefendi'nin biyografisini yazmakla, hizmeti kıtaları aşan bir Kur'ân âşığını hanelerimize kadar taşımış oldu.
119.00 ₺ -
İbrahim Dusuki Hz. Öğütler Cep Boy
Dünya hayâtı, insanın uğradığı duraklardan sadece birisi. Yarın herkes, burada hazırladığı azığı bulacak karşısında... Bir düşün: Aile saadetini Allah dostlarının işaret ettiği nezafette tesis ettin mi? Seni hizmet insanı kıvamına getirecek olgunluğu kuşanmaya gönüllü müsün? Nefsini kötü sıfatlardan arındırmaya, kalbini güzel hasletlerle donatmaya azmettin mi? Tasavvuf terbiyesi iLe yoğrulmaya var mısın? Bütün bu sorular âhiret azığını hazır etmeyi hatırlatıyor muhatabına. Merhum Üstad Sâdık Dana Hazretlerinin nezih üslûbunun doyumsuz örnekleri. Okuyanlara, okunmasına vesîle olanlara ne mutlu.Müslümanın içindeki güzelliği dışa yansıtan en mühim haslet, güzel ahlakıdır. Güzel Ahlak onu insanlık içinde seçkin kılan husûsî tattır; Sevgili Peygamberinin en kıymetli mirasıdır. Dünyada, kaynağını İslam'dan ve onun gül kokulu peygamberinden alan edep ve terbiye gibi değerli miras yok... Güzel Ahlak gibi bir kutlu mirası okuyana, taşıyana, yaşayana ne mutlu. Derviş, İslam'ı aşkla yaşamak isteyen insandır. Derviş, iradesini sevdiğine teslim eden mümindir... Dervişin Edebi nasıl olmalı derseniz; Abdullah bin Alevî el-Haddâd'ın, nezih sözlerini mutlaka okumalısınız. Ali HÜSREVOĞLU'nun akıcı üslubuyla dilimize tercüme edilen bu kitapçık, size her zaman rehberlik edecek zenginlikte.
28.00 ₺ -
Hizmet İnsanı
Muhterem Sadık Dana Efendi'den mahlukata hizmet konusunda rehber bir el kitabı. Dünya hayatı, insanın uğradığı duraklardan sadece birisi. Yarın herkes, burada hazırladığı azığı bulacak karşısında... Bu gün Allah'ı gereğince tanıyıp hakkına riayet eden, yarın O'nu öylece bulacak. Unutan, ihmal eden unutulacak.Cennitini buradan götüreceksin öbür aleme... Bir düşün: Aile saadetini Allah dostlarının işaret ettiği nezafette tesis ettin mi? Seni hizmet insanı kıvamına getirecek olgunluğu kuşanmaya gönüllü müsün? Nefsini kötü sıfatlardan arındırmaya, kalbini güzel hasletlerle donatmaya azmettin mi? Tasavvuf terbiyesi ile yoğrulmaya var mısın? Bütün bu sorular ahiret azığını hazır etmeyi hatırlatıyor muhatabına. Hizmet İnsanı, Aile Saadeti, Tasavvuf ve Marifetullah ve Ahiret Hazırlığı adlı dört inci danesini elinize alıyorsunuz. Kapağını açıp bakıyorsunuz ki bunlar; Merhum Üstaz Sâdık Dânâ Hazretleri'nin nezih üslubunun doyumsuz örnekleridir. Gönüllere ışık saçan sohbetlerin, Rehber Kitaplar serisi içinde tertibi daha bir sevimli olmuş. Her yerde hemen açıp okuması kolay olsun diye Cep kitapları ebadında istifadeye sunulmuş. Okuyanlara, okunmasına vesile olanlara ne mutlu.
26.25 ₺ -
Gönül Erleri 1
Seçilmiş makaleler buketi, hayâtını Allah'ın dinini yaşamaya adamış Allah dostlarının gönül fezasından bahar esintileri sunuyor. Örneğe susamış gözlerimizin önüne, yaşanmış örnekler getiriyor. Bir davaya beklentisiz omuz vermek... Yapacağı işte gönlünü ortaya koymak... Gönlünü gönüllerin imârına adamak... Onların hayâtı bu olsa gerek... Elinizdeki kitap, muhabbet ve hassasiyetin buluştuğu nadide bir örnek konumunda.
84.00 ₺ -
Gönül Erleri 2
Gönül Erleri adlı seçilmiş makaleler buketi, hayâtını Allah’ın dinini yaşamaya adamış Allah dostlarının gönül fezasından bahar esintileri sunuyor. Örneğe susamış gözlerimizin önüne, yaşanmış örnekler getiriyor. Bir davaya beklentisiz omuz vermek. Yapacağı işte gönlünü ortaya koymak... Gönlünü gönüllerin imârına adamak. Onların hayâtı bu olsa gerek. Elinizdeki kitap, muhabbet ve hassasiyetin buluştuğu nadide bir örnek konumunda
84.00 ₺ -
Tezkiretül Evliya
Tezkiretü'l Evliya Tezkiretü'l-Evliyâ adlı salihler geçidi, size Allah dostlarının secde ile parıldamış tertemiz alınlarından nurlar yansıtıyor. Allah rızasına ermeyi gayelerin gayesi bilen velîlerin söz ve davranışlarından misk ü anber kokuları sunuyor. Feyze medar olur ümidiyle.
168.00 ₺ -
Abdülbaki Baykara Dede Hayatı Şahsiyeti Eserleri ve Şiirleri
"Mevlevî şeyh ve dervişlerinden İstanbul'da bir alay teşkil olundu. Bütün Mevlevîlerin bu alaya kaydolunması bildirildi. Dervişler nefer, onbaşı, çavuş oldular. Şeyhler de muhtelif rütbelerde subay. Maamâfih bu alaya diğer tarikatlerden veya hiçbir tarikata intisabı olmayanlar da yazıldı. Fakat hepsinin başına bir Mevlevî sikkesi giydirilerek Mevlevî addolundular. Başlarına o zaman Konya'da bulunan Hazret-i Mevlânâ Dergâhı Şeyhi ve Mevlevîlerin en ulusu sayılan Veled Çelebi (İzbudak) alay kumandanı tayin olundu. Teşkil olunan alayı ve sancağı alarak Konya'ya, alay kumandanına, Veled Çelebi'ye vermek vazifesi, Çelebi efendinin İstanbul'da kapı çuhadarı yani vekil-i umûru olan Yenikapı Mevlevîhânesi Şeyhi Abdülbâkî Efendi'ye tevdi olundu. Harbiye Nezâreti (Şimdiki üniversite merkez binası) önünde yapılan merasim ve edilen duaları müteakip alay sancağı, Şeyh Abdülbâkî Efendi'ye verildi ve onun riyasetinde kafile Konya'ya hareket etti. Konya'da diğer yerlerden gelen Mevlevîlerle kadrosunu tamamlayan alay, Hazreti Mevlânâ türbesi önünde yapılan merasimden sonra, Veled Çelebi'nin kumandası altında Şam'a hareket etti."
225.00 ₺ -
Kısasül Enbiya Arapça Türkçe
Hz. Adem, Hz Nuh, Hz İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. İsa Aleyhiselamların hayatı özetle ve basit cümlelerle anlatılmıştır. Ayrıca Her arapca sahifenin karşısına Türkce tercümeleri verildi. Arapçasını Eşvak Behjet hoca tarafından hazırlanmıştır.
777.70 ₺ -
Tanıdığım Ünsüzler
Yazar bu eserde; Kişisel hayatı bakımından pek kimsenin tanımadığı ama islama hizmetleri açısından başkalarına örnek olabilecek amelleri olan ve de kolay, uygulanabilir pratik hizmet çeşitlerinin yaşanabilirliğini gösteren, bizim içimizden bizden insanların bazılarını anlatıyor.
84.00 ₺ -
Dört Halifenin Menkibeleri
İsimleri Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali... Kâinatın Halifesinin eşiğine düşünce yolları, cahiliyye kimliklerinden sıyrılarak dost olmaya adananlar onlar...Adları Allah Resûlünün adıyla yan yana anılanlar... Menakıb-ı Çehar-yar-i Güzin, Allah Resûlünün huzurunda imana eren, ömürlerini onun terbiyesi altında geçirerek Peygamberin en seçkin dostları halkasına dahil olan ve Efendimizin dünyaya veda etmesinin ardından m rasına sahip çıkarak asrı hakkaniyetli idarenin örneklerine şahit kılan dört sahabenin hayatına ayna tutuyor. Nebevi terbiyeye tâbi olan bu ömürler, bütün insanlığın arayışına cevap verecek zengin hayat malzemeleriyle dolu... Kitap'tan (Peygamber Efendimizin Hz. Ali'ye yaptığı nasihatlerden bir bölüm) "... Yâ Ali! Allahu Teala'nın dergahında, insanların en iyisi herkese menfaati olandır. En kötüsü kinli, gammaz ve kötü işli olandır. Allahu Teala'nın en sevdiği kimse, ömrü uzun, ameli iyi olandır. En çok buğz ettiği kimse, dıştan iyi görünüp, içi bozuk olandır. Zahiri salah ile süslü, bâtını günah ile doludur. Yâ Ali! Bundan daha kötüsü şerrinden kurtulmak için kendisine ikram olunan kimsedir. Bundan daha kötüsü, zenginlere ikram edip, fakirleri aşağı tutandır. Bundan daha beteri, yalnız başına yiyip, kimseye bir şey vermeyendir. Bundan daha kötüsü, bir Müslüman kardeşine dostluk gösterip, sonra onu felâkete sürükleyen kimsedir. Yâ Ali! Üstünlük günahları terk etmektir. Allahu Teala Hazretleri'nden korkmanın alâmeti, haramlardan sakınmaktır. Doğru söyleyen kimsenin alâmeti, doğru söylemeyi, kızsa, sevinse, bir ihtiyacı olsa bile âdet edinmektir. Yâ Ali! Beş şey gönlü öldürür: 1- Çok yemek. 2- Çok konuşmak. 3- Çok uyumak. 4- Çok gülmek. 5- Rızk için çok endişe etmek. Haram yemek imanı sürer, kalbi karartır. Yâ Ali! Allahu Teala'nın rızası, anne babanın rızasında, gadabı da yine onların gadabındadır. Yâ Ali! Komşuna -kâfir de olsa- ikram et. Bunun gibi, kâfir de olsa, misafire ikram et, annene babana, kâfir de olsalar, ikram et. Şüpheli şeyleri yiyenin dini örtülü, kalbi kara olur. Haram yiyenin kalbi ölür, dini köhne olur. Yakîni zaif olur. Duası perdelenmiş olur. İbadeti az olur. Yâ Ali! Allahu Teala bir kulunu severse, o kulun duasını geciktirir. Melekler, 'Yâ Rabbî! Bu mümin kulunun duasını kabul buyur' derler. Allahu Teala, 'Benim kulumu bırakın, siz ona benden çok mu acıyorsunuz? Ben onun dua ve tazarru etmesini seviyorum. Ben Alîm ve Habîr'im' buyurdu. Yâ Ali! Bir kimseye ölüm halleri geldiğinde, azaları birbirine selâm verir. Esselâmü aleyke, ben öldüm, sen de öleceksin, derler. Böylece ak tüyü kara tüyüne, ben öldüm yani ağardım, sen de öleceksin, der. Yâ Ali! Bir işçi tutup çalıştırarak, ücretini tam vermeyenlerin amellerini Allahu Teala mahveder. Kıyamet günü de ben onun hasmı olurum. Cebrail (as), 'İnsanoğlu olsaydım da yedi iş yapsaydım' demiştir: a. Beş vakit namazı cemaatle kılsaydım. b. Âlimler ile beraber bulunsaydım. c. Hastaları ziyaret etseydim. d. Cenaze namazı kılsaydım. e. Su dağıtsaydım. f. İki kimseyi barıştırsaydım. g. Yetimlere şefkat etseydim. Yâ Ali! Sen de bunları yapmaya hırslı ol. Yâ Ali! İlimsiz ibadet edenin zararı faydasından çok olur. Bu, sahrada kendisine yol gösterici olmayan âmâya benzer. Döner dolaşır. Sonunda kendisini bir dikenlik yerde bulur. Yâ Ali! Başkasına ihtiyacı olmayacak kadar dünyayı isteyen, Sırat köprüsünden yıldırım gibi geçer. Allahu Teala ondan razı olur. Haramdan mal toplamak için dünyayı isteyen, Allahu Teala'yı gazaplı bulur. Yâ Ali! Borcun az olsun! Borç, din haraplığıdır. Borçlu, gündüz zelil, gece gamlı, düşünceli olur. Yâ Ali! İhlas sûresini çok oku. Bu sûre Kur'an-ı Kerim'in ışığıdır. Yâ Ali! Sana bir musibet geldiğinde, 'Yâ Rabbî! Senden Resûlün ve Resûlünün akrabası için istiyorum. Beni ancak sen kurtarırsın' diye dua et.
210.00 ₺ -
Muhyiddin İbn Arabi
Kendisi de İbn Arabi’nin peşinde bir yolcu olan Claude Addas, “Marifet Sultanı”nı anlattı. Uzmanlarca “İbn Arabi çalışmaları içinde bir köşe taşı” olarak nitelenen kitapta Addas, İbn Arabi’nin iki yolculuğunu temel alıyor; Endülüs’ten Şam’a yaptığı seyahat ve manevî seyahati. İbn Arabi’yle yola çıkmak isteyenler için… ̶ ;Vakıamda bir meleğin beyaz bir nurla beraber bana geldiğini gördüm. Bu sanki güneş ışığından bir parçaydı. ‘Bu nedir?’ diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: ‘Bu Eş-Şuara suresidir.’ Onu yuttum ve o zaman sanki bir tüy göğsümden boğazıma, boğazımdan da ağzıma çıkıyormuş gibi hissettim. Bu, başı, dili, gözleri ve dudakları olan bir hayvandı. Başı Meşrık ve Mağrib ufuklarını kaplayıncaya kadar genişledi, sonra yeniden küçüldü ve göğsüme geri döndü. O zaman bildim ki sözüm Meşrık’a da Mağrib’e de ulaşacak.” Bu rüya sadık çıkmış ve İbn Arabi’nin söylediği gibi olmuştur. Şeyh-i Ekber’in vefatını takip eden asırlar boyunca Ekberî irfan sürekli yayılmış, genellikle birbirinden müstakil silsilelerle ve sessiz sedasız nakledilmiş, en uzak ülkelere kadar ulaşarak Doğu’yu ve Batı’yı kaplamıştır. Dünyanın saygın İbn Arabi uzmanlarından Claude Addas’ın bu eseri, Şeyh-i Ekber hakkında yazılmış en kapsamlı biyografik çalışmadır. “Kibrit-i Ahmer’in Peşinde” bugüne kadar Batı dillerinde İbn Arabi’nin hayatı üzerine kaleme alınmış en içerikli ve sağlam incelemedir. Eserin ayırt edici özelliklerinden biri, akademik bir üsluptan ziyade bir kurgu içerisinde gayet akıcı bir dille büyük sufinin hayatını anlatmasıdır. Marifet Sultanı ya da Şeyh-i Ekber olarak da bilinen İbn Arabi’nin son sekiz asırdır tasavvufta derin manevi tesirini göz ardı etmek mümkün değildir. Ancak birkaç uzmanın çalışması dışında bu büyük sufinin hayatı hakkında nitelikli eser çok azdır. Claude Addas’ın bu başucu eseri İbn Arabi’nin eserlerinin ayrıntılı bir incelemesine ve çok çeşitli Arapça ve Farsça ikincil kaynak eserlere dayanmaktadır. Bu kitap İbn Arabi’nin hayatındaki iki boyutlu yolculuğu merkeze almaktadır: Bir yanda doğum yeri Endülüs’ten Şam’a seyahati, diğer yanda ise onu zühd ve zikir yollarından geçirip keşf ve tevhid makamına taşıyan Mirac’ı. İbn Arabi, kendisinden sonraki tasavvufta hem en temel atıf noktası ve mesnet hem de bugüne kadar kesilmemiş bir feyzin, bir bereketin kaynağıdır. Nitekim kendisine “Muhammedi velayetin hatemi” ünvanı verilmiştir. Ancak İbn Arabi’yi sanki dahi bir metafizikçiden ya da büyük bir sufiden ibaretmiş, hiçbir köke, tarihe, vatana sahip değilmiş gibi incelemek büyük bir hatadır. Çünkü onun düşüncesi şahsi tecrübesinden ayrı değerlendirilemez. Oysa İbn Arabi üzerine yazılmış bütün kaynaklar, bu noktada ciddi bir boşluk taşımaktadır. Bu eserler, hiçbir zaman İbn Arabi’nin içinde yaşadığı kültürel, toplumsal ve siyasi manzarayı tasvir etmeyi denemez, onun dünyaya geldiği ve öldüğü bu çok hareketli, çok önemli çağı aktarmazlar. Oysa bu çağ, Batı’da Reconquista’ya (Endülüs topraklarının Müslümanların elinden alınması), Doğu’daysa Haçlı seferlerine ve kısa bir süre sonra da Moğol istilasına sahne olmuştur. Ne yazık ki bu dönem üzerine yapılan çalışmalar fazlasıyla yetersizdir. İbn Arabi’nin Endülüs’ü bugüne dek hiçbir müstakil incelemenin konusu olmamıştır. Bu durumda İbn Arabi’nin hayatını inceleyecek araştırmacı dönemin tarihçilerini tarayarak Endülüs toplumu hakkında bilgi toplamalıdır. Asıl itibarıyla biyografi niteliği taşıyan “Kibrit-i Ahmer’in Peşinde”, her şeyden önce İbn Arabi’nin manevi ve fikri yolculuğunu okuyucuya aktarmakta ve mümkün olduğu ölçüde, bu güzergahı devrinin dini ve tarihi bağlamı içine yerleştirmektedir. Bu çerçeve dahilinde, İbn Arabi irfanının derinlemesine bir tahliline girilmemiştir. Ancak onun hayatı incelenerek bu irfanın oluşumu aydınlatılmış ve İbn Arabi’nin bizzat tecrübe ettiği “haller” ve “makamlar”la ilişkisi vurgulanmıştır. Aslında İbn Arabi’nin bütün eseri, bir manada onun manevi tecrübesinin bir alametinden ibarettir: vakıalar, alem-i misalde gerçekleşen görüşmeler, miraclar, yedi kat semadaki mucizevi seyahatler… İster Asin Palacios’un düşündüğü gibi bir ruh hastasının fantezileri, ister Corbin’in söylediği gibi has manevi idrakler sözkonusu olsun, herhalükarda bütün bunlar İbn Arabi nazarında üzerine basmış olduğu Endülüs toprağından çok daha gerçektir. Biyografi, düşünce tarihi ya da başka herhangi bir noktadan Şeyh-i Ekber’i inceleyecek olan kimsenin bunu asla unutmaması gerekmektedir. “Kibrit-i Ahmer’in Peşinde” İbn Arabi çalışmaları içerisinde bir köşe taşıdır. Yazarın anlatı becerisi ve alanındaki yetkinliği tasavvufla ilgilenen herkes için bu eserin okunmasını zorunlu kılmaktadır. “Bu mükemmel biyografi, alanında bir ilk.” L’événement du Jeudi
262.50 ₺ -
Mevlana İle Bir Ömür
“Doksan küsur yıllık bir mazi ve bu maziye sığdırılmış, aşkla, heyecanla geçmiş bir ömür... Şefik Can Dede’nin, babasından tevarüs eden Mevlânâ sevgisi ile başlamış eğitim-öğretim hayatı ve geçen yıllar yoluna daima Mevlânâ ve Mevlânâ’ya ömür ve gönül vermiş kimseleri çıkarmış. İstanbul başta olmak üzere bu toprakların yetiştirdiği ilim-irfan sahibi kim varsa gitmiş, görmüş, ziyaret etmiş. Şefik Dede’nin sohbetleri, bu ülkenin irfan meclislerinin yeniden canla rıldığı bir yer idi…” Sezai Küçük Mevlânâ ile Bir Ömür, 2005 yılında kaybettiğimiz, ülkemizin değerli gönül insanlarından ve son “mesnevihan”larından Şefik Can ile yapılan kapsamlı bir söyleşi. Aynı zamanda bir Mevlevî dedesi olan Şefik Can Dede ile haftalarca süren görüşmelerin neticesi olarak ortaya çıkan söyleşi, bir taraftan Tasavvuf Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden Sezai Küçük’ün farklı alanlardaki sorularıyla git gide genişliyor, diğer taraftan kendisi için “Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir” diyen bu mütevazı ve kıymetli gönül insanının doksan küsur yıllık mazisine uzanıyor. Şefik Can’ın dilinden Mevleviliğin temel esasları ve Mesnevi çevirileriyle ile ilgili önemli bilgiler, Mehmet Akif, Tahirü’l-Mevlevi, İbnü’l-Emin Mahmut Kemal, Mahmut Sami Ramazanoğlu, Bediuzzaman Said Nursi, Münevver Ayaşlı, Hasan Âli Yücel gibi Türk ilim ve kültür dünyasına katkıda bulunmuş birçok kişiyle ilgili atıflar…
84.00 ₺ -
İçtihad Hattında Mevlana ve Bediüzzaman
Mevlana ve Bediüzzaman. Biri Celâleddin-i Rumî'nin sıfatı, diğeri Said Nursi'nin. 13. asırda yaşayan Mevlana'nın Konya'da tutuşturduğu ilim ve hikmet ışığına pervane misal binler, on binler, milyonlar teveccüh etti. Mevlana için sultanlardan, vezirlerden, paşalardan daha ferahlı ve debdebeli bir hayat yaşayabilme kapısı sonuna kadar aralanmıştı. Ama o medresenin mütevazı bir köşesinde ailesi ile birlikte iktisat ve kanaat içinde yaşamayı tercih etmişti. 15 yıllık vaaz, nasihat ve telif döneminde yedi ciltten meydana gelen 25.618 beyitlik Mesnevî Külliyatı vücuda geldi. "Dün, dünle gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım" diyen Mevlana'dan 7 asır sonra, mücedditlik ve müçtehidlik misyonu Bediüzzaman ve Risale-i Nur Külliyatı'nda makes buldu. Mesnevî-i Şerif'teki mesaj, sanki ete-kemiğe bürünmüş, 20. asrın insanına Risale-i Nur olarak sunulmuştu. Tıpkı Mevlana gibi zamanın yeni şeyler söyleme zamanı olduğu gerçeğinden hareketle hep yeni şeyler söyledi Bediüzzaman. Çağın problem ve hastalıkları için isabetli teşhisler ortaya koydu. Doğru içtihatlar yaptı ve hayatını "İslam âlemi'nde bin senedir biriken" yanlışlıkları düzeltmeye adadı. Bu kitabı okuduğunuzda aralarında 7 asırlık fark olmasına rağmen, müceddit ve müçtehitlik sıfatlarıyla Mevlana ve Bediüzzaman'ı yan yana göreceksiniz. Tıpkı Bediüzzaman gibi, "Mevlana eğer bu asırda gelseydi Risale-i Nur'u yazardı" diyeceksiniz.
5.25 ₺ -
Nur Bahçesinden Çiçekler
Yaşantısıyla, hizmetiyle, olaylara bakışıyla, sözleriyle, insanları etkilemesi ve kitleleri yönlendirmesiyle örnek bir insan. O hem azametli, hem tevazu sahibi bir insandı. İnanılmaz şefkatliydi ama yeri geldiğinde hiddetini de gösterirdi. Davası için üstün fedakarlıklar gösteren bir şahsiyetti. Her şeyini arkada bırakarak canından çok sevdiği Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine hem talebe, hem hizmetkar olmuş, tahliye edildiği halde Üstadından ayrı kalmamak için tekrar hapse girmenin yolunu bulmuştu. Her insana değer verir, iman halkasına dahil edebilmek için elinden geleni yapardı. Kısacası Risale-i Nur camiasının ve hizmetlerinin kilometre taşlarından biriydi Zübeyir Gündüzalp. Üstadından ve Risale-i Nurlar'dan çıkardığı prensiplerle yaşıyordu. Çok iş yapıyor, ama az ve öz konuşuyordu. Nur Bahçesi'nden Çiçekler, Zübeyir Gündüzalp'in az ve öz hayat prensiplerinden bir buket.
4.50 ₺ -
Sahabiler Ansiklopedisi İki Cilt Bir Arada
Dağınık, vahşi, cehalet bataklığında kıvranan bir toplum. Kötülüklerin, inkâr ve isyanların ruhlarına işlediği, cahiliye âdet ve huylarından asla taviz vermeyen inatçı; bu uğurda birbirinin kanını akıtmaktan perva etmeyen bir millet. Onlar Resulüllah'a (a.s.m.) tabi oldular. Resûlullah'ın (a.s.m.) nur halkasına dahil oldular. Ve tarihte eşi görülmemiş bir inkılabı yaşadılar. Yavrusunu diri diri toprağa gömen birer canavarken karıncayı dahi incitmekten sakınan birer merhamet ve şefkat timsali haline geldiler. Çünkü onlar doğrudan doğruya peygamberlik güneşinden ışık almışlardı. Bu yüzden onlar kıyamete kadar kendine tabi olanlara yol gösterecek birer "yıldız" oldular. İnsanlığın en faziletlileri olan Sahabîlerin sayısı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, 100 binin üzerinde olarak zikredilir. Daha önceden iki cilt halinde neşredilen ve yeni bir düzenlemeyle tek ciltte toplanan bu eserde, 5 ana bölümde, 210 Sahabî hakkında bilgi sunuldu. İslamî kaynaklardan yapılan geniş ve titiz araştırmalar neticesi elde edilen bilgiler, sadece ansiklopedik malumat verme yerine, okunup istifadeyi kolaylaştırıcı bir üslupla kaleme alındı.
472.50 ₺ -
Said Nursi (Nur Dede – Almanca) Die Biographie Eines Modernen Helden
Der islamische Gelehrter Said Nursi (1876 – 1960) wurde in Europa lange Zeit allein unter der Perspektive der türkischen Revolution der zwanziger Jahre und ihres Vorlaufes gesehen. Dabei übersah man dessen enormes Werk, das während seiner Verbannung und in den Jahren seines Gefängnisaufenthaltes entstanden ist, und Generationen von türkischen Muslimen zu einer lebendigen Auseinandersetzung mit ihrem Glaube anregte. Hierüber entstand nicht nur eine Schülergemeinschaft, die in Said Nursi ihren Lehrer sah, sondern zugleich eine Art Bewegung, die Jama´at-un Nur, deren Zentrum das von ihm hinterlassene Werk, das Risale-i Nur, ist. In dieser Biographie wird das Leben dieses Gelehrten durchleuchtet.
9.00 ₺ -
Türk Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi
İnsanlığın ömrünün son dönemini yaşadığı bir zamanda dünyaya gelen ve dinin hayattan bütünüyle çıkarılmaya çalışıldığı bir dönemde bir iman hareketi başlatan Bediüzzaman Said Nursi, geçmişteki tüm engelleme çabalarına rağmen, bugün dünyanın konuşulan insanı konumunda ve eserleri de fikirlere yön veren işaret aşları hükmünde. Onun için artık rahatlıkla, "Dünya Bediüzzaman`ı ve eserlerini konuşuyor" diyebiliyoruz. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen ve sayısı altıyı bulan "Bediüzzaman Said Nursi" sempozyumları, Bediüzzaman`ın düşünce dünyasının ne kadar geniş ufuklu ve derinlikli olduğunu gözler önüne seriyor. Bu çalışma, "Batılı Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi", "Müslüman Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi" yle devam eden serinin üçüncü kitabı... Eserde, on bir Türk düşünürün çalışmasına yer verildi.
9.75 ₺ -
Müslüman Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi
(Derleyen) Kur`an`ın ilk emri: "Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku!" Bu emri alan Resulullah (a.s.m.) okudu. Kur`an`ı okudu, kainatı okudu. İnsanlara nasıl okunacağını öğretti. Onun verdiği dersle, asırlar boyu nice salihler, veliler, alimler, müçtehidler hep okudular. 19. asrın sonlarında, ömrü okumayla ve okutmayla geçecek bir kişi dünyaya geldi. Din ilimlerinden fen ilimlerine, felsefeden fizik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine kadar bir çok ilmi tahsil etti. Yüzlerce kitap okudu. Eritiği ilmi seviye ve sahip olduğu harika meziyetlerle kendisine "Bediüzzaman" denildi. Her dönem ve şartlarını çok iyi okudu. Her dönemde, çözümsüzlüğe düşen insanlara çözüm üretti. Çareler sundu. Ümit aşıladı. Umut oldu. Çok ağır şartların ve dayanılmaz zorlukların ürünü olan Risale-i Nur, ilk ortaya çıktığı andan itibaren imana susamış gönülleri etrafında topladı. Köylüsünden kentlisine, cahilinden alimine herkes onu okudu, onu yazdı.Onu okuyanların sayısı her geçen gün arttı. Okuyan bir başkasına okutma telaşı ve gayretiyle harekete geçti. Önce "Said`ler, Hamza`lar, Osman`lar, Tahir`ler, Ahmed`ler" idi Risale-i Nur`u okuyanlar. Sonra "Ahmet Behçet`ler, Ruşdi Ubeyd`ler, Abdulvedud Çelebi`ler ve daha pek çok ilim erbabı" bu halkadaki yerlerini aldılar. Bediüzzaman`ın iki kitabı vardı: Birisi Kur`an, diğeri kainat. Her ikisini de çok iyi okumuş, okuduklarını çok iyi aktarmıştı. Bu yüzden Risale-i Nur Külliyatı çok okundu, okunuyor. Ve tüm insanlık tarafından okunmaya da devam edecek.
10.50 ₺ -
Batılı Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi
(Derleyen) Bediüzzaman`ın o çok istediği ve kurulması için çalışıp didindiği Medresetü`z-Zehra gerçi vücuda gelmedi; ama şimdi bütün dünya Medresetü`z-Zehra`ya dönmüş durumda. Profesörlerin ilkokul mezunlarıyla diz dize oturup ders aldığı görünmez bir üniversite dünyanın her yanında artık. Bir Hristiyanın dahi rahatlıkla gelip talebe olduğu, sınırları aşan bir üniversite. Bu üniversite insanlığın ortak üniversitesi: Risale-i Nur Külliyatı. Öğrencilerine "İman" diplomasını veriyor. Bu evrensel üniversitenin öğrencileri, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı`nca düzenlenen ve ilki 1991 yılında gerçekleştirilen altı uluslararası sempozyumda, Risale-i Nur`dan okudukları dersleri sunmaya geldiler. Beş kıt`adan, 27 ülkeden, 70 üniversiteden 327 ilim adamı... Sempozyumlarda tebliğ sunma imkanı bulamayanlarla birlikte sayıları 700`ü bulan profösör, doçent, öğretim üyesi ve araştırmacı... Her biri önemli tebliğler sundu, farklı yaklaşımlar gösterdi. Bu kitap, uluslararası çapta isim yapmış Batılı Düşünürlerin Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkındaki görüşlerini kapsıyor. Bu seriyi, "Doğulu Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi" ile "Türk Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi" isimlerini taşıyan eserler takip edecek. Ufkumuzun daima açık olması dileğiyle...
7.13 ₺