-
İmamı Azamın Beş Eseri
Ebû Hanife 80/699-150/767 yılları arasında yaşamış büyük bir fıkıh ve akaid alimidir. Asıl adı Numan, baba adı ise Sabit tir. Müslümanlar arasında İmâmı Âzam yani en büyük imam lakabı ile bilinmekledir. Ailesinin Fars, Türk yahut başka bir kavme mensup olduğu kesin olarak belli değilse de, Arap olmadığı, fakat Araplar arasında doğup büyüdüğü muhakkaktır. Hz. Peygamber in ailesine bağlılığı ve dinde samimiyeti ailesinden alan Ebû Hanife ilk talebelik yıllarında Küfe de Kur ân-ı Kerîm i hıfzetti. Arapçanın yeni teşekkül etmekte olan sarf ve nahiv bilgileri ile edebiyatını öğrendi Yetiştiği çevrede bulunan büyük hadis âlimlerinden hadis dinledi ve fıkıh öğrendi. Son derece kuvvetli bir mantık ve muhakemeye sahip olmasından dolayı, özellikle Irak ın Basra ve Küfe gibi beldelerinde çok gelişmiş olan cedel yolu ile kelâm konusunda ilerlemeler kazandı. Özellikle Kûfe li büyük âlim Ebû Amr eş-Şa bi den (öl. 104/722) istifade elli. 16 yaşında iken, babası ile hacca gittiği ve orada hadis âlim
201.00 ₺ -
İslam Ceza Muhakemesi Hukukunda İspat Vasıtaları
İslâm hukuku, Hz. Peygamber döneminden itibaren fer î meselelere, Kur an ve Sünnet te yer alan ilke ve hükümler esas alınarak çözüm üretilmesi şeklinde geliştiği gibi onun önemli bir bölümünü oluşturan yargılama hukuku da yine fakihlerin, hakem ve kadıların karşılaştıkları hukuki çekişmeleri bu anlayışa uygun bir sonuca bağlama yönündeki gayretleriyle oluşmuştur. Bu itibarla İslâm yargılama hukukunun oluşumunda, İslâm toplumlarının deneysel birikimlerinin toplumsal şartlara ve olgulara göre geliştirilen hukuk kültürünün önemli bir payı bulunmaktadır. İlk telif edilen eserler arasında yer alan "edebü l-kadî" türü eserler de, yargılama hukuku arasında farklı muhit ve dönemlerde ne tür hukukî çekişmelerle karşılaşıldığını ve ihtilâfların giderilmesinde nasıl bir yol takip edildiğini göstermesi bakımından ayrı bir önem taşır. Bu tür eserler İslâm toplumunda belli bir hukuk geleneğinin kuruluşunun da kalıcı adımları niteliğindedir.
13.40 ₺ -
İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi
Allah Teâlâ İslâm ın yürürlük ve bekâsını iki esasa bağlamıştır: Cihâd ve fıkıh (Tevbe 9/122). En büyük cihâdın da Kur an la yapılmasını beyan buyurmuştur (Furkan 25/52). Fıkıh ise, her zaman ve mekanda İslâm ı canlı ve yaşanabilir kılma bilgi ve melekesidir. Her an bir şanda (işde, tasarrufda) olan Allah ın (Rahman 55/29) kadîm kelâmı da öylesine canlı ve tazedir. Her canlı gibi, yaşanılan her zaman ve mekanda farklı görüntülere sahiptir. Geçmişte fukaha, İslâm ın vahye dayalı kaynaklarını kendi ortamlarına uygun şekilde anlamışlar ve elde ettikleri onlara ait görüntüleri kitaplara dercetmişlerdir. Bunu yaparken amaçları, ne yürüyen hayatı durdurmaktı, ne de ilâhî vahyin taze ve canlılığını dondurmaktı, ilâhî vahyin ışığı altında yetişen akılları ve kendilerinde oluşan ictihad melekeleriyle, yürüyen hayattan kopmadan İslâmî ahkâmı yürürlükte tutmaya çalışmaktan başka amaçları yoktu. Bu amaç doğrultusunda katı ve donukluktan uzak örnek bir tavır sergilemişlerdi.
234.50 ₺ -
Zekat Bilgi ve Uygulama
Kur'an'ın sosyal güvenlik ve dayanışmayı gerçekleştirmede müminleri yarışa daveti, Hz. Peygamber'in müminleri bir vücudun organlarına benzetmesi kadar, daha güçlü bir tasvir mümkün müdür? Müslüman, Allah'ın kendisine bahşettiği her şeyde O'nun rızasını arayacak cebrî ve gönüllü ödemelerle gelirini yeniden dağıtıma tabi tutarak maddi ve manevi faydanın katlanmasını sağlayacaktır. İslam dininde kardeşlik, yönetenle yönetileni, patron ile işçiyi, zenginle fakiri, namazda Allah'ın huzurunda boyun eğdirmekle gerçekleştirilmiş, bu Kardeşlik zekâtla cami dışında da sağlam bir temele oturtulmuştur. Zekât vermek kişinin imandaki olgunluğunun alametidir. Kişiye ve topluma zarar verecek kötülüklerin önüne namaz ve zekâtla geçilebilir. Zekât toplumun hakkıdır, yani kul hakkıdır. Verilmezse hastalıklar, para kayıpları, iflaslar şeklinde elden çıkar, fakat beşeri gaflet bunun farkına varamaz
134.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Fahrettin Atar
Bu konuda ilk eseri, İmam Şafi (öl. 204) er-Risle adıyla te’lif etti. Bu faaliyet, müslümanların hukuk ilmi üzerinde çalışma mahsüllerinin en büyüklerinden birini teşkil eder. Müslümanların usûlu’l-fıkh (hukukun kökleri), kaynakları adını verdikleri bu ilim, hukuk felsefesinden, hükümlerin kaynaklarından (delillerinden), teşrî prensiplerinden, nassların tefsir ve tatbikatından bahseder. İslam hukukçuları, bu sahada çeşitli metodlarla yüzlerce eser meydana getirmişlerdir. Bunlardan bir kısmı basıldığı halde bir kısmı hala yazmalar halinde kütüphanelerde bulunmaktadır. Bunların da neşre hazırlanıp ilim âleminin istifadesine sunulması faydalı olacaktır. Fıkıh usûlü sahasında, zamanımızda gerek diğer İslam ülkelerinde (Arap âleminde) ve gerekse ülkemizde bazı çalışmaların yapıldığını ve Arapça yazılmış yeni neşriyattan bazılarının “İslam Hukuk Felsefesi”, “İslam Hukuk Metodolojisi”, “İslam Hukuk Usûlü” adlarıyla Türkçeye tercüme edildiğini görmekteyiz. Bu kitabın bu ilme küçük bir katkısı olacağı ümidindeyiz.
335.00 ₺ -
Halebi Sağir Tercümesi Orjinal Baskı
Değerli okuyucular,Halebi Sağir,Osmanlı alimlerinden ‘Mülteka’l Ebur’ sahibi İbrahim el-Halebi tarafından kaleme alınmış muhtasar bir kitaptır.İbrahim el-Halebi bu kitabı Sedîdüddin el-Kaşğarî’ye ait ‘Müntetü’l-Musallî’ üzerine yazdığı şerhten kısaltarakhazırlanmıştır.Müellifin yazdığı bu şerhin adı ‘Gunyetü’l-Mütemelli’olup daha çok ‘Halebi Kebir’ diye tanınır.Halebi kKebir fıkıh mesellerin delil ve tartışmalarınayer verdiği için hem daha geniş hem de mübtedilere göre ağır bir kitaptır. Bu bakımdan İslami eğimde Halebi Sağir daha fazla ilgi görmüş,Osmanlı’dan bugüne toplumumuzda gerek ders kitabı gerekse ilmiha kitabı olarak okunmuştur.Böylece adeta bir ‘namaz hocası’misali asırlar boyu Müslüman cemiyetin ibadet hayatına rehberlik etmiştir. Arz ettiği bu ehemmiyete binaen Yasin Yayınevi olarak birkaç yıl önce Halebi Sağir üzerinde bir çalışma yaptırmayı tasarlamış,bu konuda ilgili hocalarla istişare yaptıktan sonra kitabın tercüme edilmesi için kolları sıvamıştık.Ne var ki karşılaştığımız bazı sıkıntılar,çok daha erken tamamlamayı planladığımız tercümenin gecikmesine yol açmış,elimizde olmayarak çalışmanın yayınlanması bugüne nasip olmuştur.Uzun bir süredir kitabınbasımını merakla bekleyen duyarlı okuyucularımızdan özür diliyor,çalışmamızın kendilerine faydalı olmasını Allah’tan (c.c.) diliyoruz.
350.00 ₺ -
-
-
Kuranda Temsiller
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslamın müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır.İşte Armağan Kitaplar bu anlama faaliyetini gerçekleştirmek için yayınlanmaktadır. Bütün insanlığa son ilahi mesaj olan Kur´ân-ı Kerim, bir çok bakımdan mu´cizedir. Onun mu´cizevi yönlerinden biri de, getirdiği temsillerde görülür. Etkili, güzel anlatımıyla muhataplarını hayran bırakan Kur´ân-ı Kerim, meselelerini temsiller kullanarak anlatır. Kur´ân, en derin meseleleri temsillerle insanların anlayışları seviyesine indirir.
26.00 ₺ -
İslamda Dünya Ahiret Dengesi
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslamın müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır.İşte Armağan Kitaplar bu anlama faaliyetini gerçekleştirmek için yayınlanmaktadır. Bireysel ibadetlerimizden insan ilişkilerimize kadar bütün manevî dünyamız temelde bir kaygının izlerini taşır: Âhiret. Allah Teâlâ ile karşılaşacağımız ve ömrümüzün hesabını vereceğimiz bu uhrevî düzlem hem kaygı hem de cazibe merkezi olarak bütün inananların kulluk bilincinin en derinlerinde yer almaktadır. Ne var ki içinde yaşadığımız ve bütün kuşatıcılığı ile bizi çepeçevre saran dünya hayatı, kimi zaman âhiret bilincimizi örselemekte ve ne acıdır ki kimi zaman da adeta unutturmaktadır.
26.00 ₺ -
İslami İlimlerde Metodoloji (Usul) Mes'elesi 3
İslâmî İlimlerde Usûl Meselesi konusu, İslâmî İlimler Araştırma Vakfı(İSAV) tarafından 20032005 yılları arasında gerçekleştirilen onbir ayrı ilim dalında tartışılmış ve toplantı metinleri 2005 yılında iki cilt halinde yayınlanmıştır. Sahasının uzmanı ilim adamlarının teklifi üzerine İslâmî İlimlerde Metodoloji/Usûl MeselesiII başlığı altında 2008 yılında İslâm Hukukunda İstihsan Meselesi; Hadis, İslâm Tarihi ve İslâm Hukukunda Metin Tenkidi Meselesi; Yeni ve Çağdaş Bir Tebliğ Metodolojisi Oluşturma Meselesi konularında üç ayrı toplantı daha gerçekleştirilmiş, her üç konuyla ilgili metodoloji problemleri tartışılmış ve elde edilen neticeler bu eserde bir araya getirilerek neşredilmiştir.
18.20 ₺ -
Ebedi Yurdumuz Cennet
Kuran-ı Kerimde Ebedi Yurdumuz Olan Cennet için; Geçici dünya hayatımız için yaptırmayı arzu ettiğimiz evimizin semtini ve planını uzun uzadıya düşünür dururuz. Coğrafya kitaplarını alır, sadece kendi yurdumuzu tanımaya çalışmakla kalmaz, ta Amerikayı, Avustralyayı öğrenmeye, tanımaya kalkarız. Bunun gerekli olduğuna da inanırız. Pekiyi ya ebedi yurdumuz olan cennet Cenneti tanımaya, Avustralyayı tanımaktan daha mı az ihtiyacımız vardır?
6.50 ₺ -
Kuranı Kerimde Rızık ve İktisadi Hayat
RIZIK VE İKTİSADİ HAYAT İÇİN Kuran-ı Kerim, rızka çok büyük önem vermiş ve onu Allahın varlığı ve birliğinin delillerinden birisi kabul etmiştir. Kâinattaki en güzel nizam, tertip ve ahengin birer parçası olan çeşitli renkteki ekinler, bitkiler, hayvanlar ve diğer faydalanılacak şeylerin hepsi hem birer rızık hem de birer inayet delilidir. Bu bakımdan Râzık oluş ve rezzâkiyet Cenâb-ı Hakkın en mübarek isimlerindendir. Rızıkta esas unsur eşyadan faydalanmaktır. Çünkü maddî ve mânevî cihetlerden herhangi birine sarf olunmayan ve faydalanılmayan mal, mülk, evlâd ü ayâl, ilim ve kültür... gibi varlıkların hiçbir iktisadî ve sosyal değerleri olmayacaktır. Kendisinden faydalanılmayan bir eşyanın, yerin derinliklerinde gizli olan maddelerden farkı yoktur. Rızkı elde etme yolları olarak mesleklerin önemi ve çeşitleri üzerinde durulmuş, ticaret, ziraat, sanat ve memuriyet hakkında açıklamalar yapılmıştır. Burada özellikle büyük dünya meseleleri arasında bulunan fakirlik ve açlık hadisesi üzerinde durulmuştur. Açlık problemine, eğitim, üretim, infak ve devletin görevini yapması da çare olarak gösterilmiştir. Cenâb-ı Hak bu kâinatta insan ihtiyaçlarına cevap verecek bütün rızıkları yaratmıştır. Ancak, çeşitli şekillerde ve çeşitli yerlerde serpiştirilmiş bulunan bu rızıkları elde etmek ve kullanılabilir hâle getirmek, insana, insanın çalışmasına bağlıdır. Allahtan başka hiç kimsenin rızık vermeye gücünün yetmeyeceğini ihtar eden Kurân-ı Kerîm, insanın dünyadaki nasibini unutmamasını tembih ederek, Cuma günü Allahı zikre, yani namaza koşmayı nasıl emrediyorsa, namazı kılıp eda edince de, yeryüzüne dağılıp, Allahın bol nimetlerinden, geniş lütfundan (nasibimizi) aramamızı istemektedir. Geceyi bir örtü ve dinlenme devresi olarak yaratan Allah, gündüzü de yeni bir hayat, çalışma ve iş hayatı, rızık arama için dağılma, işinin gücünün başına gitme, zamanı olarak yaratmıştır.
65.00 ₺ -
İhyau Ulumiddin 4 Cilt Huzur
4 Kitap Takım Kutulu İnsanın hem dış hem de iç dünyasına seslenen bu eser, zâhir ve bâtın ilimleri uzlaştıran, fıkıh ile tasavvufu kaynaştıran eşsiz bir örnektir. Eserde şer’î ilimlerin arka planları üzerinde durulur. Klasik fıkıh kitaplarında yer alan bilgilerin ötelerine geçilir. İçerdikleri ruha, taşıdıkları manaya, vermek istedikleri mesajla dikkat çekilir. Fertten aileye, aileden çevreye, çevreden millete, milleten de ümmet ve insanlık câmiasına yansıması gereken etkileri değerlendirilir. Abdestin-namazın, zekatın-haccın, orucun-evlenmenin, alış-verişin, helâlin-haramın, yemenin-içmenin, özetle genelde maddi hayata yönelik kişiye ve sosyal hayatı ilgilendiren her olayın bir arka planı olduğu özenle yansıtılır. Bu dört ciltlik eserin her birinde 10 kitap olup toplam 40 kitaptan oluşmaktadır. Huzur Yayınları - İhyau Ulumiddin - Tercüme: Doç. Dr. Sıtkı Gülle
2160.00 ₺ -
Büyük Şafii Fıkhı 4 Cilt 1.Hm Takım
Yazarlar : Dr. Mustafa el-Hin, Dr. Mustafa el-Buğâ, Ali eş-Şerbecî Bu eser Şafi mezhebinin görüşlerini ve fıkhını ortaya koymak itibari ile kıymetli üç Şafii âlimi tarafından kaleme alınarak hazırlanmıştır. Dili gayet açık ve sade olup, ele aldığı konular ise çok geniş bir sahayı kapsamaktadır. Bu özelliklerinin yanı sıra Türkçe’deki en geniş tek eser olması, önemini arttırmaktadır. Günümüz meseleleri başta olmak üzere İslam Fıkhı’nın bütün konuları eser içinde tek tek ele alınmış ve gerekli açıklamalar yapılmıştır. Eserde, İmam Şafii’nin görüşleri verilmekle yetinilmemiş, bu görüşlerin delilleri ve mehazları da açıkça belirtilmiştir. Eser sadece Şafii mezhebinden olanlar için değil, diğer mezheb mensupları için de kıymetli bir başvuru kaynağıdır.
1200.00 ₺ -
Kadın İlmihali
Her müslüman için bilinmesi lazım gelen bir kısım önemli meseleleri ihtiva eden bu güzide eser, muteber, güvenilir kaynaklara dayanılarak yazılmış ve bu husustaki büyük bir ihtiyacı gidermiş bulunmaktadır. Bu cihetle okunması bütün dindaşlarımıza ve özellikle hanım kardeşlerimize pek faydalı olacaktır. M. Cemal Öğüt’ün hazırladığı bu kitap, müslüman kadınların hususi hallerine dair 144 madde ve meseleler ile o madde ve meselelere dair birçok izahlar, misaller ve bazı fetvalar bulunmaktadır.
97.50 ₺ -
-
Nimeti İslam Şamua Büyük İslam İlmihali
Bu kitap son asır müslüman alimlerinden Hacı Zihni Efendi’nin en değerli eserlerindendir. Müellifin gerek üslubundaki ifade kudreti, gerek vukuf derinliği ve gerekse malûmat zenginliği bakımından eşsiz bulunan eserinin bu üstün özelliklerini mümkün olduğu kadar bozmadan bugünkü nesillere aktarabilmek için büyük emek ve gayretlerle sadeleştirilmiş tam metnidir. Eserin muhtevasındaki bilgi zenginliği bütün fıkıh kitaplarını toplayıp öz olarak içine alacak genişliktedir. Eser, sünnet ehlinin itikatta ve amelde en doğru esaslarını ihtiva eden en muteber kitabıdır.
666.60 ₺ -
-
Muhtasar İlmihal Karton Kapak
Her şeyin madde ile ölçüldüğü devrimizde, yetişen yavrularımızın rûhî boşluklar içerisinde bulundukları bir hakikattir. Elinizde bulunan bu küçük eserle evlatlarınıza her müzlümanın bilmesi zarûrî olan ilmihal bilgilerini vererek kısmen de olsa mes'uliyetinizin hafiflediğini hissedeceksiniz.
69.80 ₺ -
Muhtasar İlmihal Ciltli
Her şeyin madde ile ölçüldüğü devrimizde, yetişen yavrularımızın rûhî boşluklar içerisinde bulundukları bir hakikattir. Elinizde bulunan bu küçük eserle evlatlarınıza her müzlümanın bilmesi zarûrî olan ilmihal bilgilerini vererek kısmen de olsa mes'uliyetinizin hafiflediğini hissedeceksiniz.
144.30 ₺ -
İzahlı Kadın İlmihali Asım Uysal
Kadınlarla ilgili iman, ibadet, abdest, gusül, hayız, nifas, özür kanı, tesettür gibi diğer dini hükümleri, evli veya evlenecek her erkeğin öğrenmesi ve ailesine de öğretmesi dini bir görevdir. Herkese soramıyacağınız özel ve ailevi meselelerinizi bu kitapta soru-cevap şeklinde çok akıcı ve sade bir dil ile okuyabilirsiniz.
240.00 ₺ -
İslam Fıkıh Mezhepleri
Kur'an ve Sünnet'in hayata yön veren ve onu bütünüyle kuşatan evrensel birer hidayet rehberi olduklarını ortaya koymak için, Sahabe devrinden itibaren müctehid imamlar, kesin bir faaliyet içinde olmuşlardır. Bu iki kaynağın anlam ufkunu keşfetmek için bazı imamların ortaya koydukları usul ve çözüm önerileri kalıcı olmuş, görüşleri, başta fakihleri olmak üzere geniş halk kitleleri tarafından takib edilmiştir. Bugünde İslam'ın temel kaynaklarını doğru anlamak ve yorumlamak için, onların ortaya koydukları usul ve genel anlayış tarzlarını bilmek mecburiyetindeyiz. Mezhep dediğimiz bu genel anlayış tarzları, Kur'an ve Sünnet'e ulaşmak ve onlarla kucaklaşmak için kullanmak zorunda olduğumuz burak ve bineklerimizdir. Bu konudaki tarihi birikim gözardı edilerek Kur'an ve Sünnet'i anlamak ve bu iki kaynaktan zamanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek hükümler çıkarmak mümkün değildir.
140.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Giriş Deliller Hükümler Hüküm Çıkarma Yöntemleri
Doğru anlaşılması için İslam hukukçuları tarafından geliştirilmiş bir metodoloji ilmidir.Bu metod kullanılarak dini metinler(Kuran ve Sünnet nassları)tetkik edilirse daha doğru,tutarlı ve isabetli neticeler elde edilebilir.İslami ilimler içersinde en eski ve ilk metodoloji olan fıkıh usulünün önemli bir yeri olduğu malumdur.Fıkıh usulü bilgilerinin hedef kitlesine en iyi şekilde verilmesi de bir ihtiyaç ve gereklilik olarak görülmektedir.Zira İslami ilimlerle ilgilenen her kademedeki insanın fıkıh usulü hakkında derli toplu bilgi sahibi olması şarttır.
280.00 ₺ -
Halebi Sağir Tercümesi Şamua
Bütün hamd Allahadır. O'nun Peygamberine ve Peygamber'in Aline ve Ashabına salat ve selam olsun. Allah Taala tercüme etmemizi muvaffak kıldığı Halebi-i Sağirin okunmasını ve ondan gereği gibi istifade edilmesini mümin kardeşlerimin cümlesine nasib ve müyesser etsin. Halebi-i Sağir'in sahibi İbrahim b. Muhammed b. İbrahim el-Halebi'dir. İbrahim Halebi Hanefi fıkhın" füruunda Mültekaa'l-Ebhür'ü yazmıştır. Halebi-i Sağir'ı yazan İbrahim Halebi bundan önce Halebi-i Kebir'i yazmıştır. Müellif Halebi-i Kebirine Gunyetü'l-Mütemelli adını vermiştir. Halebi-i Sağir'in ve Kebirin her ikisi de El-Şeyh el-imam Sedidü'ddin el-Kaşgaari'nin tasnif etmiş olduğu ((Münyetü'l-musalli Ve Gunyetü'l-Mübtedi) nin şerhleridir. Şarih (İbrahim Halebi) daha önce yaptığı şerhi (Halebi-i Kebir'i) fazla teferrüatlı bularak okuyucuların istifadesine daha elverişli olduğunu söylediği Halebi-i Sağir'i yazmıştır. Halebi'nin metni olan Münyetü'l-musalli'nin müellifi Muhammed b.Muhammed el-Kaşgaari 705 hicri yılında vefat etmiştir. İbrahim Halebi de 956 hicri yılında vefat etmiştir. Münyetü'l-musalli üzerine Halebi'den başka şerhler de yazılmıştır. Münyetü'l-Musalli demek namaz kılan kimsenin kendisine şiddetle muhtac olduğu ternenni ettiği muradı demektir. Bu ismin devamı olan Gunyetü'l-Mübtedin demek de genişce yazılmış olan kitaplara alışkın olmayan okumaya yeni başlamış kimselerin ihtiyaçlarını karşılayan bir dereceye kadar başka kitaplara muhtaç etmeyen demektir. Hepimizin malumudur ki ibadetler en nefis vakitlerin harcanacağı ve kişilerin harekat ve sekenatının cevherlerini verecekleri en önde gelen en mühim şeylerdir. Namaz ise bunların başında gelen bir ibadettir. Namazın şart ve erkanını en güzel en iyi tertip eden bir kitap olması bakımından Münyetü'l-Musalli çok mühimdir. Bunun şerhi olması bakımından da Halebi'nin ehemmiyeti bir o kadar büyüktür. Küçük yaşta şuna şahid olmuştuk: Arapça okuyan bir kimseye Arapçadan ne okudun yahut nereye kadar okudun veya neler okudun diye sorulduğunda cevabında izhar Kafiye bir de Halebi okudum derdi. Bunların ilk ikisi Arapçanın gramerinden meşhur iki kitaptır. Yani islAm aleminde. hususiyle Türkiye'de ötedenberi ders kitabı olarak okutulan Arapça dilbilgisinin anası mesabesinde olan iki metin Nahiv kitaplarıdır. Halebi'nin ne olduğunu sorarsanız o Arapça ile yazılıdır. Fakat Arapça kitabı değildir. O Arapça'nın adeta bir tatbikat mahalli olmakta idi. Yani Arapçayı okuyan biraz ibareden mana çıkaracak duruma gelen öğrencilerin namaz abdest bahislerini hem öğrenmeleri hem de Arapçanın tatbikatını yapmaları bakımından elverişli ilk akla gelen kitaptır.Bir arkadaşım Halebi'yi anlamak o kadar kolay bir iş değildir» demişti. Bu hatırımda kalmış. Gerçekten Halebi'yi bu seferki okuyuşumda ona hak verdim. Çünkü Halebi'nin mantıki ve gayet güzel bir tertiple fıkıh usülü kaidelerine riayet olunarak kaleme alınmış olması kolaylığı yanında güçlüğünü de beraberinde getirmiştir. Eserin bazı husüsiyetlerini arzetmek isterim: 1 - Eser bir şerh olup Hanefi Mezhebi üzerine yazılmış ve bünyesinde taharet namaz ve bunlarla yakından ilgili bahislere yer verilmiş olan ve çok ihtiyaç duyulan meseleleri içinde bulunduran Münteyü'l-Musalli'nin şerhidir. 2 - Eser Mezheb imamları olan Ebü Hanife Ebü Yüsuf Muhammed Hasan b. Ziyad ve Züfer'in görüşleri ittifakları ve ihtilaflariyle birlikte kaleme alınmıştır. Diğer taraftan üÇ imama göre de böyledir veya üç imam bu görüşe muhaliftirler veya Malik şuna kaaildir. Şafii buna kaaildir demek süretiyle diğer üç mezheb imamlarının görüşlerini ve aralarındaki ihtilaf ve ittifakı ve bunların Hanefilere muhalif olan taraflarını ve dolayısiyle imamların usül ve kaidelerini öğretmiş oluyor. Musannif (Metin sahibi) bu gibi yerlerde Bize göre veya bizim indimizde veya bizim katımızda diye terceme ettiğimiz sözleriyle Biz Hanefilere göre demeyi kasdetmiştir. Bazen da Bizim ashabımız veya bizim imamlarımıza göre demektedir. 3 - Yukarda da işaret edildiği gibi bu şerh daha öz olarak kaleme alınmış daha ziyade meseleler tafsil edilmiş deliller üzerinde Halebi-i Kebirdeki kadar durulmamış ve onun kadar teferruata girilmemiştir. 4 - Musannif (metin sahibi) bazı isimlerini verdiği kitaplardan gerek Mütekaddimin ve gerekse Müteahhirin ulemanın kitaplarından seçip biriktirdiği gibi isimlerini verdiği kitaplardan başka kitaplardan da almış olduğuna işaret etmiştir. Bunlar gerçekten fıkhın umdesini teşkil eden kaynak kitaplardır. Musannif sözünü çok ettiği kaynaklardan biri de Zahir-i rivaye Nevadir Fetava ve Vakiattır. Zahir-i rivayeki bunlara Usül meseleleri de denir - Ebü Hanife ve Ashabı olan Ebü Yüsuf Muhammed Hasan ve Züfer'den ve Ebü Hanife'den ilim alan diğer kimselerden rivayet olunan meselelerdir. Bunlar ekseriye ilk üçünün kavlidir. Nevadir meselelerine gelince bunlar da Ebü Hanife ve Ashabından Zahir rivaye'nin gayrı rivayet olunan meselelerdir. Fetvalar ve Vakiat ise Hanefi Ulemasının sonraki müctehidlerinin bu meselelerden sorulduklarında Mütekaddimün Mezheb ehlinden haklarında rivayet bulunmayıp istinbat ettikleri meselelerdir. Bu hususta derli toplu malümat için daha önce tercümesini yaptığımız Mezahib-i Erbaa'nın birinci cildinin iki numaralı önsözünün 33. sahifesinin ilk beş paragrafına bakınız. Musannif ve ona taben de Şarih (Halebi) hemen her meselede bu meselenin nereden alındığını hangi kaynak kitaptan ahz edildiğini meselenin sonunda veya başında zikretmesi aynı bir mesele hakkında daha başka kitapta ne denildiğini yani bu meseleyi falan kitapta şöy1e zikreder demekle meselenin sadece bir çözüm şekli olmadığını muhtelif kitaplarda işin şu veya bu tarzda izah edildiğini zikretmesi de kitabın karakteristik tarafıdır. 5 - Kitabın hususiyetlerinden biri de usul kaideleri üzerine yazılmış olması sebep netice bağlarının kurulması yanında meselelerin güzel bir üslub içerisinde ele alınmış olmasıdır. Şöyle ki : bu meseleleri burada okuyup gören kimse burada bulunmayan namaz abdest meselelerini de onlara kıyasla anlayabilecek bir duruma gelir. Veya en azından bilmediği mesele hakkında bir şey söylememesini veya söylettiği zaman doğru bir tarzda söylemesini bilir bir duruma gelir. Kısacası bu kitabı okuyan kimsenin fıkıh yönünden kafası açılır meseleleri anlamada maharet kasbeder ve basiret hasıl eder. Kitabın birçok yerlerinde Meşayihimiz diye geçer. Meşiyih Şeyh'in cem'idir. Bu ise üç manaya gelir: Yaş bakımından büyük olanlara ilmen büyük olanlara veya amelen büyük olanlara denilmektedir. Burada bundan maksad bizim mutemed fakihlerimiz hususiyle imamlarımızdır. Mütekaddimun Ulema denildiğinde Ebu Hanife ve arkadaşları yani onun talebesi durumundaki diğer imamlarımız ve onlardan önceki ulema Müteahhirun ile de bunlardan sonraki fakihler kasd olunmaktadır. Eskiden yazılan Arapça birçok ilim kitaplarında olduğu gibi bunda da Münyen metin olarak parantez içerisinde şerhi u Halebi de parantez dışında olmak üzere iki kitap (Metin ve Şerh) bir arada gelmiştir. Buradaki metin ve şerhi birbirinden ayıran parantezleri biz tercümede kaldırdık. Çünkü ikisi birbirine o derece bağlı olarak yazılmıştır ki yani Şarih şerh i metne o derece uydurmuştur ki sanki ikisi bir kitapmış gibi fark etmek güçtür. Tercümenin metinle birlikte basılacağını göz önünde tutarak bazı delil makamında ve misal ve izah sadedinde getirilen ayet hadis ve duaları hususiyle mahzur görmediğimiz yerlerde metnin de karşısında olmasını düşünerek Arapça metni yeni harflerle yazdık. Bazen da bunların sadece manalarını yazarak yetindik. Bundaki gayemiz okuyanlarımıza kolaylık getirmektir. Bu kitabı tercüme etmem esnasında bazı intibalarımı şöylece anlatmak isterim: Bunlardan bazılarını şöylece sıralayabiliriz: Halebi'yi yalnızca bir fıkıh kitabı olarak birtakım namaz ve abdest meselelerini konu alan bir kitap olarak görmemek lazımdır. Bu kitap okunurken islam'ın ruhu ve onun ahlakının ulviliği adalet duygusu ve kılı kırk yarmanın gözle görülür birtakım görüntüleriyle göz önüne serilmesi vardır. insanın günlük hayatında ibadet konusunda yapacağı bir takım şeyleri nasıl tanzim edeceğini ne şekilde hareket edeceğini ne yapması lazım geldiğini bir şeyin yakin (kesinlik) hasıl etmesinde ve buna yakın hal almasında ne gibi şartların ne gibi emarelerin bulunacağını şüpheli şeylerin veya buna benzer şeylerin netice ve semeresinin neler olduğunu nelere dikkat etmenin lazım geldiğini metotlu hareketlerin ne şekilde olacağını bize öğretmektedir. Kitap fakihlerin münakaşalarında bazı akli muamele ve muhakemeleri bize fiilen göstermekte kafamızın işlemesine yardımcı olmakta fikrimizi mantığımızı iyi ve yerinde kullanmamıza bizi alıştırmaktadır. Bunlar benim aklıma gelenlerdir. Daha başkaları da vardır. Bu söylediklerimi bir iddia ve bir zumdan ibaret sayanlar hatta inkar edenler olabilir. Bunlara cevabımBana öyle geliyor demektir. ikinci bir cevap gerekirse aslında fıkıh demek kuru kuruya birtakım ahkamı bilmekten ibaret değildir. Fıkıh kişinin lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesiyle diğer bir tabirle fıkıh caiz olan ve caiz olmayan şeyleri bilmesiyle birlikde onu tatbik etmesidir. Netice itibariyle dünya ve ahiret zararlı olan şeyleri bilip onlardan sakınmak faydalı olan şeyleri de bilip ondan müstefid olmaktır. işte bu manasiyle fıkıh - ki ibadet konuları onun bir cüzünü teşkil etmektedir - herkesin Allah'a karşı mesuliyetinde hareketlerini tanzim etmesini bilip Allah'ın rızasına muvafık amellerde bulunması demektir. Yoksa muktezasınca amele götürmeyen basit bilgiden ibaret değildir. Gerçek manada fakihler de bu yolda bilgi sahibi olan kimselerdir. Halebi-i Sağir'i terceme etmekle öteden beri bu Kitabın ve benzeri kitapların metnini bastırmakla önemli hizmetlerde bulunan SALAH BİLİCİ KİTABEVi'nin yeni bir hizmet azminde olduklarını ve benim de çorbada bir tuzumun olduğunu görme sevinci içerisinde olacağım. Halebi- Sagir'in daha önce Babadağı tarafından yapılmış eski Türkçe yazı ile bir tercemesi de vardır. Okuyucularımın gerek bununla gerekse metinle karşılaştırarak yapmış olabileceğimiz hatalarımızda bizi ikaz etmeleri onların bir vazifesi olduğunu hatırlatırım. Tabii olarak hakkı tavsiye sabrı tavsiye her zaman müminlerin birbirine karşı görevleri olduğunu hemen herkesin ezbere okuyabileceği Asr Süre-i Celilesinden bilinmektedir. Bizler okuyan ve okutanlara hayır dualar ederken onların da bizleri ikaz etmelerini isteriz. Bunun yanında bu kitapları yazmış olan ulemaya da Allah Taala'nın rahmetini ve bereketini dileriz. HASAN EGE
455.00 ₺ -