-
Mektubatı İmamı Rabbani 2 Cilt Bez Yeni Dizgi
İmam-ı Rabbani’nin (ö. 1034/1624) dostlarına gönderdiği mektuplarından derlenen, en kapsamalı ve en meşhur mektup külliyatı olan, tasavvufun başlıca kaynaklarından, aslı Farsça olup, Kazanlı Muhammed Murad Minzelevî (1855-1934) tarafından Arapçaya çevrilmiş olan “Mektubatı Rabbani”, asıl nüshadaki haşiyeleriyle birlikte yeniden dizilerek okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Mektubatı Rabbani’nin hazırlanmasında izlenilen metot: Metnin müşkil yerleri, âyetler, hadisler ve şiirler tam bir şekilde harekelenmiştir. Ayet-i Kerîmelerin ve Hadîs-i Şerîflerin tahric ve referansları yapılmıştır. Asıl nüshadaki bazı yan kayıtlar dipnot olarak eklenmiştir. Metinde geçen âyetler, çiçekli parantez () içine alınmıştır. Metinde geçen hadisler tırnak «» içine alınmıştır. Okuyucuya kolaylık sağlaması açısından metinde paragrafladırma ve noktalama işlemi yapılmıştır. Sayfa numaralandırmasında mukabelede kullanılan ve medreselerde meşhur olan eski matbu nüshanın orijinal sayfa numaralarına muvafık kalınmıştır. Metinde Arapça olmayan isimler bizzat o dile mensup bilginler tarafından tetkik edilerek zabtı tespit edilmiştir. Metinde geçen kitap isimleri tırnak «» içine alınmıştır.
520.00 ₺ -
Mektubat Arapça Harekesiz Orta Boy Tek Cilt
Mektubat-ı Rabbani kitabımız Ali kara hocamızın kontrol ve tashihinden geçerek harekeli olarak, Eski matbu nushaya sadık kalınarak sayfa tutar bir şekilde, yeni dizgi (Bilgisayarlı) olarak hazırlanmıştır. Ayet ve Hadis-i Şeriflerin kaynakları sayfanın altına dipnot olarak eklenmiştir. Ayet, hadisi şerif ve şiirler koyu olarak belirtilmiş. Ayrıca Mebde ve Mead Risalesi eklenmiştir. Mektubatı Rabbani Arapça Orta Boy Tek Cilt Yaldız Baskılı Şamua Kağıt, Lüx Cilt Yeni Dizgi Bilgisayarlı Harekesiz
210.00 ₺ -
Nefis Terbiyesi
Güzel ahlâk, kalpten cennet nimetlerine açılan ve Rahmân’a yaklaştıran bir kapı olduğu gibi, kötü ahlâk da kalpleri saracak olan ve Allah Teâlâ’nın tutuşturduğu cehennem ateşine açılan bir kapıdır. Kötü ahlâk zehir mesabesinde olduğu için nefsi ve kalbi hasta eder. Ancak bu öyle bir hastalıktır ki ebedî hayatı mahveder. O halde sadece bedeni yok eden hastalıkla bu korkunç hastalığın arasındaki fark kıyâs edilmeyecek kadar büyüktür. Kalp hastalığının tedavisini öğrenmek her akıllı insan için bir zorunluluktur. Zira bu hastalıklar tedavi edilmeyip öylece bırakılsa hiçbir kalp bu hastalıklardan kurtulamaz. İşte bu risâlenin gâyesi; ahlâkı güzelleştirmeye genel bir bakış ve kısaca bunun metodunu göstermektir.
59.50 ₺ -
İlim ve Fazileti
İmâm Gazzâlî bu kısımda ilmin fazileti, yerilen ve övülen ilimler, farz-ı ayn ve farz-ı kifâye olan ilimler, makbûl ve merdûd ilimler, münâzara, cedel ve hilâfın kötülüğü gibi birçok konu üzerinde durur. Bununla beraber kendi devrindeki âlimlerin ilmi, makâm ve mevki için öğrendiklerini, insanın asıl yaratılış maksadı olan kalbini tasfiye vazifesini unuttuğunu, fakîhlerin çok ender rastlana¬cak meselelerde ömrünü geçirdiği gibi meseleleri irdeler ve tenkit eder. Asıl ilmin “kalp ilimleri” olduğunu ifâde eden İmâm, saâdete ulaşmak için selef-i sâlihinin yolundan gidilmesi gerektiği üzerinde ısrârla durur. Cenâb-ı Allâh, kendisine rahmet ve makâmını âlî eylesin. Bizleri de kendisinden istifâde etmeye muvaffak eylesin.
77.00 ₺ -
Kalbin Sırları ve Kalbin Acayip Halleri
Kendi döneminde öne çıkan şahsiyetler her dâim var olmuştur. Fakat bazı kimseler sadece kendi zamanlarında değil, vefatının üzerinden bin sene dahi geçse nasîhat etmeye ve insanlara faydalı olmaya devam etmektedir. İşte İmâm Gazzâlî (Rahimehullâh) hiç şüphesiz bunlardan birisidir. İnsanın şerefi ve bütün yaratıklara kendisini üstün kılan fazileti, Allah’ın marifetini elde etmeye elverişli olan yapısından kaynaklanmaktadır. Dünyadaki şerefi, kemâli ve güzelliği bu marifet sayesinde olduğu gibi, âhirette de bu marifet onun hazırlığı ve kıymetlisi olacaktır. İnsan marifetullâha, kalp dışında herhangi bir âzâsıyla hazırlanamaz. Zira Allâh’ı bilen, O’na yaklaştıran, Allâh için çalışan, O’nun uğrunda gayrette bulunan ve Allâh nezdindeki sırları keşfeden yalnızca kalptir. Diğer organlar ise kalbin hizmetçileri ve kalbin çalıştırdığı âletlerden ibarettir. Eserde kalp, ruh, nefs ve akıl gibi kavramlar detaylıca ele alınır. Benzerlikleri ve farklılıkları çok güzel îzâh edilir. İnsanda bulunan öfke, şehvet, hırs, haset, çok yemek, süs ve gösteriş sevgisi, dünya mallarına düşkünlük, cimrilik ve acelecilik gibi hasletleri ele alınır ve İmâm Gazzâlî çok tesîrli bir şekilde nasîhatte bulunur.
59.50 ₺ -
Bostanül Arifin Ariflerin Gül Bahçesi
Ebû’l-Leys es-Semerkandî’nin ibâdet, zühd ve ahlâka dâir eseridir. Tarîkatların teşekkülünden önceki zühdî tasavvuf döneminde Arapça yazılmış olan eser, genellikle fıkhî ve ahlâkî konuları ihtiva etmektedir. Müellif, ese-rin önsözünde halkın ve aydınların bilmesi gereken konuları bir araya getirdi-ğini, bu bilgileri birçok kitaptan derlediğini, delîle muhtaç olan meseleleri Kitap, Sünnet ve ulemânın fikirlerine dayanarak açıkladığını belirtmektedir. Kâtib Çelebi’nin 150 bölüm olduğunu belirttiği (Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 243), ancak matbu nüshalarında 159 bölüm olduğu görülen eserin ilk on yedi bölümü eğitim ve öğretimle fetvâ, hadîs rivâyeti, vaaz, münâzara ve kâdılık gibi konulara dâirdir. Sonraki dört bölüm tefsîrle ilgili konulardan oluşur. Daha sonra ise şiir ve rüyânın şer‘î hükümleri, giyim, yeme içme ve uyku âdâbı, alışveriş, evlenme, çalışma ve ibâdet gibi fıkhî ve ahlâkî konularla günlük hayatın çeşitli meselelerine dâir görüşler yer almaktadır. Müellif her bölümde önce konu ile ilgili fıkhî hükmü belirtmekte, sonra bu hükümlerin Kur’ân ve Sünnet’teki delîllerini göstererek sahâbe, tâbiîn ve âlimlerin görüşlerine yer vermektedir; fıkhî meselelerin çözümünde ise Hanefî fıkhını esas almaktadır. Semerkandî’nin Tenbîhü’l-Gâfilîn adlı eseri gibi Bostânü’l-‘Ârifîn de daha çok vaaz ve nasîhat üslûbuyla yazılmış olup tasavvuf ve tarîkat muhitinden ziyâ-de medrese ve vaaz çevrelerinde okunagelmiştir.
102.00 ₺ -
Mektubatı Mahmudiyye 2 Cilt Takım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Üstadımız tarafından dinî terviç adına kaleme alınan bu kıymetli mektuplar, şüphesiz emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini göstermekte, Üstadımızın şefkatli bir anne misali, uzak mesafede bulunan manevî kardeşlerine karşı nasıl engin rahmetinin olduğunu da yansıtmaktadır. Aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun; güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını da anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Zaman her şeyi maziye çevirse de bir tek, kitaba hüküm geçiremezmiş. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir. Gayret-i Diniyyemin satırlara dökülmüş hali olan bu mektupların, Allah’ımın (Celle Celâlühû) kullarına faideli olmasını dilerken, bütün dostlarımdan hüsn-i hâtimem için dua isteyerek hepsini Allah Teâlâ’ya emanet ederim.” ÖZETLE MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE ESERİ Cemâlini muhabbete, Celâlini haşyete, Rahmetini de her türlü mazhariyete vesile kılan Cenâb-ı Hakk’a nihayetsiz hamd ve senalar olsun. Allah’ın Celle Celâlühû merhameti, meleklerin istiğfarı, kulların da duası, zuhûr-u evvel, vücûd-u âhir, makâm-ı âli, şân-ı nâmütenâhi; Peygamberimizin ve O’nun Âl ve Ashâbının üzerine olsun. Ehl-i semanın yerdekilere imrendikleri çağlar maziye dönüştükçe, beşeriyetin, sığınacağı bir limana olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmaktadır. Gün geçtikçe kararmaya devam eden Ümmet-i İslâm’ın bahtı, artık oturduğu dala balta sallamakla övünüp avunmaktadır. Âlemin her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur fark ettiği, Hakk’a ibadeti bir onur itikad ettiği demler, aramızdan birer birer ayrılınca, Cenâb-ı Rahmân her yüzyılda olduğu gibi yeniden kulların yüzüne gülmüştür. Onlara, itaat etmenin güzelliğini anlatacak, zenginlikte, toklukta, rahatta buldukları hazzın çok daha büyüğünün, fakirlikte, açlıkta ve Allah için rahatını terk edip uykusuz ve yorgun düşmekte elde edilebileceğini gösterecek rehberler göndermiştir. Eşyada esma, esmada müsemma görmeye muktedir bu rehberler, insana, ateşle oynarken elini yakmamayı öğretmişlerdir. Yaradan’ın bütün her şeyi kendisi için var ettiği insan, düştüğü kuyudan bu ele tutunarak çıkacak ve imanın ihsan mertebesine yine bu elle ulaşacaktır. Mürid ve muhibbînin bütününde tasarruf eden bu mürşidler, zerreden umman, katreden derya çıkarırcasına sâliklere yol, taliplere yön vereceklerdir. Yolunu bulan sâlik artık uyumak için geldiğini zannettiği bu âlemde uyandırmak için var olduğunu anlayacak “Her şeyi senin için yarattım” diyen Cenâb-ı Vehhâb’a “Ben de her şeyi senin için terk ettim” diyebilecek bir iman kıvamına erecektir. Bir inanç uğruna yaşamanın, onun için ölmekten daha zor hale geldiği, doğruları savunmaktan çekinip yanlışları alkışladığımız bir zaman da bize yeni bir dünya bahşeden Allah’ımıza nihayetsiz şükürler olsun. Ümitlerimizin son kuruşunu harcamaya ramak kala, bizi nazlı dostuyla buluşturup onun sevgisini bahşetmiştir. Böylece acılarımızdan tat, zehirlerimizden panzehir çıkarmanın sırrını bir nebze anlama fırsatına ermiş olduk. Her cevabında binlerce istifham, her adımında sonsuz uçurumların sahibiyken, ilim ve hikmet kıblesine dönüşüverdi içinde yaşadığımız dünyamız. “Her şeyi bırakın! Hayatta yalnızca Allah’ın müşterisi olun” diyen sese kulak verdikçe, zararlarımız kâra, yoklarımız vara, vesveselerimiz de karara dönüştü. Her saniyesinde bin hata, her nefesinde yüz bin isyan taşıyan hayatımız, Onunla ikinci bir hayata dönüştü. Bütün kararlar isabetli, bütün hareketler hikmetli oluverdi bir anda. Her makam ve mekâna uygun edebi ve hikmet dolu yaşayışıyla görülmesi gerekeni görüp, asıl kulak verilecek sesi fark ettik. Aşk ve irfanın kaybolup saklansa da asla ölmeyeceğini onunla öğrendik. İkinci ve ebedî bir hayatın hayırla yâd edilmek olduğunu dinledik bal tadında sohbetlerinde. Yanındakileri kendi elleri ile yedirip doyururken uzaktakileri unutmadı. Mesafelere meydan okudu. Bazen kendi vardı sevenlerin kapısını çaldı. Bazen de mektuplar yazdı gönderdi. Okursanız görecek ve hissedeceksiniz; onun mektuplarında bir yanık kokusu alırsınız. İmanın halâvetini, yakînin hikmetini bulursunuz. Kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun, güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını görürsünüz. Noktasına virgülüne kadar, hayat defterinin, Allah’ın muradına uygun nasıl yazıldığını okursunuz. Tek gayenin HAK, tek sermayenin HAKİKAT, en güzel yolun da TARİKAT olduğunu anlarsınız. Kur’ân’ı okudukça O’na, O’nu tanıdıkça, Kur’ân’a daha fazla hayran olursunuz. Yeniden doğarsınız. “Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası.” demek üzere. Her satırının ve kelimesinin bir Allah dostunun kaleminden çıktığı şuuruyla okunup, derin bir tefekkürle birlikte istifade edilmesini temenni eder, bütün müminlere nihayetsiz terakkiler dileriz. MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE’NİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ Üstadımızın mektup gönderdiği kıymetli mühibban tespit edilerek mektupların asıllarına ulaşıldı. Okunması güç olan mektuplar teker teker çözümlendi. Mektuplar, Osmanlıca asıllarından Latince ve Osmanlıca olarak yeniden dizildi. Birden fazla kişiye gönderilen mektuplarda tekrara gidilmeden yalnızca gönderilen şahısların isimleri zikredildi. Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. Dipnotlar, Latince ve Osmanlıca bölümünde ayrı ayrı belirtildi. Mektuplarda bir kısmına temas edilen hadislerin tamamı dipnotta gösterildi. Mektup gönderilen mühibbanın hal tercümeleri yapıldı.
420.00 ₺ -
Kalplerin Keşfi İmam Gazzali Ciltli
Eş‘arî kelâmcısı, Şâfiî fakîhi, mutasavvıf, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürü Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid el-Gazzâlî (Rahimehullâh) asırlar öncesi tasavvufa dair kalem aldığı “Mükâşefetül-Kulûb /Kalplerin Keşfi” adlı mükemmel bu eseri, ibâdete dair faziletli amellerin yanı sıra nefsin hilelerinden, şeytanın şerrinden, gönlümüze musallat olan manevi hastalıkların kurtulmasının çaresinin âdeta reçetesini veriyor. Allâh’a ve ve Resûlüne İtaatin faziletinden Zikrullâh’ın Faziletine, Şeytânın Düşmanlığından İçki İçenlerin Cezalarına; Kadının Kocası Üzerindeki Haklarından Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkına varınca kadar 111 konudan oluşuyor. Siz değerli kardeşlerimizin istifâde etmesi dileğiyle…
210.00 ₺ -
Kalplerin Keşfi İmam Gazzali Karton Kapak
Eş‘arî kelâmcısı, Şâfiî fakîhi, mutasavvıf, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürü Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid el-Gazzâlî (Rahimehullâh) asırlar öncesi tasavvufa dair kalem aldığı “Mükâşefetül-Kulûb /Kalplerin Keşfi” adlı mükemmel bu eseri, ibâdete dair faziletli amellerin yanı sıra nefsin hilelerinden, şeytanın şerrinden, gönlümüze musallat olan manevi hastalıkların kurtulmasının çaresinin âdeta reçetesini veriyor. Allâh’a ve ve Resûlüne İtaatin faziletinden Zikrullâh’ın Faziletine, Şeytânın Düşmanlığından İçki İçenlerin Cezalarına; Kadının Kocası Üzerindeki Haklarından Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkına varınca kadar 111 konudan oluşuyor. Siz değerli kardeşlerimizin istifâde etmesi dileğiyle…
122.50 ₺ -
-
Öfke Kin Haset ve Kurtuluş Yolları
İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi’d-Din, Müslümanlar için her dönem ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi’d-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi’d-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi’d-Din’in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü’nün beşinci konusu Öfke, Kin, Haset’tir. Öfke, Kin, Haset ve Kurtuluş Yolları öncelikle bu duyguları tanıtarak kişinin bilgi sahibi olmasına yardımcı olur. Bu hasletler şayet kişinin kalbinde kök salmışsa o zaman da onu tedavi yollarını gösterir. Zira şerri tanımayan kişi o şerre düşer. Şerri tanıyan kişi ise –ki sadece tanımakla yetinmeyip onunla mücadele yolunu bilirse– şerri engeller ve uzaklaştırır. Bu kitap kin ve hasedin afetlerini, öfkenin insanın başına getireceği felaketleri zikredip kurtuluş çarelerini sıralamaktadır.
66.00 ₺ -
Ölüm Karşısında Metanetli Olmak Son Nefes
İnsanoğlu çevresinde her gün ölüm haberleri ile karşılaşmaktadır. Peki, hayatla bu kadar iç içe olan ölümün gerçek yüzü nasıldır? • Ölümle insanlar müebbet bir ayrılığa mı girer yoksa bu ayrılık geçici zamanlı mıdır? • Bir sevdiğini kaybeden kişinin tutumu nasıl olmalıdır? • Ölümünün yaklaştığını fark eden bir mümin nasıl davranmalıdır? • Ölüm karşısında peygamberler ve salih insanlar nasıl bir tutum içerisine girmişlerdir? Son Nefes, bu sorulara ve daha fazlasına cevaplar arayan, insanın ölüme nasıl bakması gerektiğini anlatan ve okuyanı pek çok yönden bilgilendiren derinlikli ve etkileyici bir eser. “Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar? Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya suresi, 34-35.)
91.00 ₺ -
Ruh Sevgiyle Maksuduna Erer
İlk zuhur; varlık aleminin bir bir dizilen incisi... Sevmenin ve sevilmenin zirvesi, Varlık nuru, kainat hamurunun mayası. Hak'tan gelen aşkın hedefi, güzeller güzeli, en güzel insan, Allah celle celaluhu sevgilisinin vuslat yolu... Masivayı gönülden çıkarıp atmak, cânı cânanda aramak; nefsi dine râm, dini nefs için vicdan kılmak ancak aşk vasıtasıyla gerçekleşir. İşte İmam-ı Rabbani hazretleri 260. mektup ile aşkın yollarını ve aşkın sırrına ermenin iksirini beyan eder.
293.25 ₺ -
Kalplerin Keşfi Mükaşefetül Kulüb Ciltli
İslam dünyasının Huccetü'l-İslam olarak tanıdığı Ebu Hamid Muhammed el-Gazâlî, hicri 450 (m. 1058) yılında Horasan civarındaki Tus şehrinde dünya gelmiştir. İslamî ilimlerin her sahasında eser veren İmam Gazâlî ardından pek çok eser bırakarak hicri 505 (m. 1111) tarihinde vefat etmiştir. Onun en önemli eserlerinden biri, İhyâuUlûmi'd-Dîn'dir. Zühd ve ahlaka dair olan bu eserini daha sonraları farklı eserlerinde ihtisar etmiştir. Bu eserleri arasında halk arasında elden ele dolaşanlardan biri de elinizdeki Mükâşefetü'l-Kulûb adlı eserdir. Eserde, Allah korkusu, sabır ve hastalık, nefsi yenmek ve şeytana karşı koymak, gaflet, fasıklık ve nifak, tevbe, sevgi, Allah'a itaat, O'nu sevmek, Resulü'nü sevmek, emanet, namaz, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker, şeytanın düşmanlığı, emanet ve tevbe, merhametli olmak, dedikodu, koğuculuk, zekat, sıla-i rahim ve ana baba hakkı, ibadete devam ve haramı terketmek, ölümü hatırlamak, kanaatin fazileti, ameller mizan ve cehennem azabı, Allah'ı (c.c) zikretmenin fazileti, abdestin fazileti, namazın fazileti, haram yemek, faizin yasak oluşu, kul hakları gibi konular işlenmiştir.
288.00 ₺ -
Yakın ve İrfan Ehli İçin İman Hakikatleri
15. yüzyılda Horasan bölgesinde dünyaya gelen ve bu bölgede ilmi faaliyetlerde bulunan Musannifek, hayatının ikinci kısmını Konya, Bursa ve Edirne gibi Osmanlı şehirlerinde geçirmiştir. Fatih Sultan Mehmet’le de yakın ilişkileri olan Musannifek’in Anadolu’ya geçmeden hemen önce Herat’ta iken Farsça olarak kaleme aldığı bu eser, imanla ilgili temel meseleleri ve İslam’ın beş şartını hem fıkıh hem de irfân zâviyesinden ele almaktadır. Müellif, bu çalışması ile insanların aşina olduğu iman ve İslam ile alakalı temel konuların çok katmanlı yapısını ve işaret ettiği mânâları, sadece ilim ehlinin değil, her kesimden insanın anlayacağı bir üslupla anlatmaktadır.
260.61 ₺ -
Eş Şemailün Nebeviyye Tercümetüş Şemail
Ben de sizin gibi bir beşerim ancak bana vahyolunur.” (Kehf, 18/110, Fussilet, 41/6) âyet-i kerîmesinin hükmünce husûle gelmiş olan “şemâil” türü, asırlar boyu Türk-İslam kültürü ve edebiyatı için en önemli kaynaklardan biri olagelmiştir. Peygamber Efendimizin (sav) daha ziyade beşerî özelliklerini, dünya hayatında vaz ve takip ettiği Sünnet-i Seniyye’yi bir örneklik teşkil edecek şekilde aktarmak üzerine gelişen bu türün en şümullü ve kâmil örneklerinden birini eş-Şemâilü’n Nebeviyye’siyle nesir yoluyla aktaran İmam Tirmizî Hazretlerinin bu eseri, son dönem Osmanlı paşalarından Mekteb-i Fünûn-ı Bahriye mirlivâsı, hem velûd bir Türk âlimi ve münevveri hem de Üveysî tarîk ile müridi olduğu İdrîs-i Muhtefî Hazretleri vasıtası ile sâdık bir sûfî olan Eyüp Sabri Paşa tarafından Tercümetü’ş Şemâil adı ile elli altı bâb hâlinde, hadîs-i şerîf izahları, şerhleri ve râvi silsilelerine ilaveten konuları destekleyen âyetler, beyitler ve manzumeler eşliğinde tercüme edilmiştir. Hüsâmeddin Nakşibendî Hazretlerinin aynı eserden yaptığı tercüme ve şerh çerçevesinde kaleme alınan bu tercümenin mukaddimesi Ahmed Midhat Efendi’nin neşrettiği “Tercümân-ı Hakîkat” gazetesinde bir tanıtım yazısı ile birlikte yayımlanmıştır: “Âsâr-ı nefîsesi ebnâ-yı zamân nezdinde bi-hakkın iştihârını mûcib olmuş bulunan Eyüp Sabri Bey birâderimiz şimdiye kadar kütübhâne-i İslâm’a yâdigâr buyurdukları âsâr-ı mergûbe ve mahsûbeye zamîme bu kere dahi Şemâ’il-i Şerîf’i tercüme buyurmuşlardır. (...) Eser-i celîl-i mezkûrun takdîr-i kıymeti yolunda buraca bizim temhîd-i mukaddimât etmekliğimiz hiç lüzûm görülememiştir. Muharrir-i mûmâ ileyhin kudret-i kalemiyyesi zâten kıymet-sencân-ı erbâb-ı ma‘ârif nezdinde takdîr olunmuş bulunduğu gibi te’lîfâtında ağlebiyyetle bir cihetin Zât-ı Şefâ‘at-Simât-ı Hazret-i Peygamberî’ye veyâhûd semt-i celîl-i Hicâz’a ta‘alluku olmak Eyüp Sabri Bey’in cümle-i hasâyısından olmasıyla şu şeref dahi âsâr-ı kalemiyyesine bir kat daha kıymet vermektedir. (...) İşbu Tercüme-i Şemâ’il-i Şerîfe dahi Aleyhi’s-Selâm Efendimiz hazretlerinin doğrudan doğruya ve Zât-ı Nübüvvet-Simât-ı Risâletpenâhîlerine ta‘alluku olduğundan şeref ü kudsiyet cihetiyle cümle âsârına tefevvuk dahi bu eser-i cedîdde teslîm olunacağına şübhe yoktur.” Tercümân-ı Hakîkat 29 Zilhicce 1296 (19 Aralık 1879), 446/3. Ketebe Yayınları olarak, Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının beşinci yıl dönümü münasebetiyle basılan bu değerli eseri, başta Kütüb-i Sitte olmak üzere kadim hadis ve sünnet kaynaklarına hemrâh olacağı düşüncesiyle tahkikli metni, geniş lügatçesi ve Hz. Peygamber’i (sav) meth ü senâ için kullanılan sıfatlar listesi ile sunmaktan iftihar ediyoruz.
207.32 ₺ -
Hakikat Arayışı
İslam düşüncesinin zirve isimlerinden olan İmam Gazzâlî’nin, yüzyıllar boyunca tartışmaların odağında olmuş meşhur eseri el-Münkız Mine’d-Dalâl, kendi çağındaki İslâm düşüncesi fikir ve inanç hareketlerini ele almasının yanı sıra şüpheciliğe dair ortaya koyduğu ve o güne kadar benzeri görülmemiş yorumuyla da İslâm düşünce tarihinin en özgün metinlerinden birisidir. Kısaca el-Münkız olarak bilinen bu meşhur eser, Gazzâlî’nin kendi düşünce dünyasındaki büyük değişim ve gelişimi anlattığı bir tür otobiyografik metindir. Elinizde tuttuğunuz metin, dünyanın çeşitli kütüphanelerinde çok sayıda yazma nüshası bulunan el-Münkız’ın bilinen en eski nüshası baz alınarak ve diğer nüshalarla karşılaştırılarak hazırlandı. Gazzâlî’nin hakikat arayışının bir çeşit günlüğü de olan bu büyük eser, erken dönemlerden itibaren hem İslâm dünyasında hem de Batı’da büyük bir ilgiyle karşılanmıştır.
65.70 ₺ -
Hediyyetül Müştak
Her metnin oluşturulduğu dönemle arasında sıkı bir ilişki bulunur. Bu sebeple bir metnin hakkıyla anlaşılabilmesi için yazıldığı dönemin özelliklerinin, anlayış tarzının, fikrî ve içtimaî yapısının bilinmesi gerekmektedir. Klasik Türk edebiyatına dahil olan metinlerin daha iyi çözümlenebilmesi için özellikle dînî literatürün, kelimelerin kullanıldığı dönemdeki anlamlarının ve anlam çeşitlerinin, şerh metotlarının bilinmesi icap eder. Bu da klasik şerh metodunu yansıtan metinlerin incelenmesi yoluyla olacaktır. XVIII. yüzyıl Osmanlı müellifleri arasında yer alan La‘lî-zâde Abdülbâkî, mensubu olduğu Bayrâmî- Melâmî ekolü hakkında bilgi veren eserleriyle bilinmektedir. Bu kitap, La‘lî-zâde Abdülbâkî’nin büyük dedesi Sarı Abdullah Efendi’nin (ö.1071/1660) Meslekü’l-‘Uşşâk kasidesine yazdığı şerhtir ve özellikle Türk tasavvuf anlayışını ve mensup olduğu ekolün âdâbını yansıtması bakımından büyük önem arz etmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde şâirin hayatı ve tespit edilebilen eserleri hakkında bilgi verildikten sonra ikinci bölümünde, sadeleştirilmiş metne yer verilmiştir. Ardından eserin tespit edilebilen nüshaları tavsif edilerek edisyon kritik yapılmış ve transkripsiyonlu metin ortaya konmuştur.
111.69 ₺ -
Kalbin Halleri
11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâü Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde Prof. Dr. Dilaver Selvi tarafından tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çekiyor. Serinin 21. kitabı olan Kalbin Halleri; nefs, ruh, kalp ve akıl kelimelerinin anlamı ile bu isimlerden murad edilen mananın ne olduğu, insan kalbinin hususiyeti, kalpte toplanan vasıfların açıklanması, şeytanın vesvese ile kalbe tasallutu, vesvesenin manası ve kalbe galebe çalmasının sebebi, şeytanın kalbe giriş yolları gibi pek çok konuyu kaynak ve delilleriyle açıklıyor.
102.90 ₺ -
Risalei Halidiyye Tercümesi Ahıska
Mahmud Efendi Hazretlerimizin, zikri geçen konular ile alakalı feyizli beyânâtları, kelamları ve hikmetli kıssaları... Mevlânâ Muhammed Hâlid Ziyâuddin el-Bağdâdi en-Nakşibendî (Kuddise Sirruhu)nun “er-Risâletü’l-Hâlidiyye fî âdâbi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye” adlı -aslı Arapça olan- bu eser, Mahmud Efendi Hazretlerimizin bu yolda okunması elzem olarak her daim mürîdânına tavsiye buyurduğu beş eserden biridir. Derslerinde ve sohbet meclislerinde bu kıymetli eseri okuyup okutan kardeşlerimize bir nebze katkıda bulunabilmek ümidi ile bazı çalışmalar yaptık. 1. Mümkün mertebe zikri geçen rivayetlere kaynak göstererek bazı konuların delillerini kısaca ele aldık. 2. Bir takım izaha muhtaç bazı konuları, Mektûbât-ı Rabbânî ve Risâle-i Kudsiyye'den istifade ederek dipnot ile açıklamaya çalıştık. Reşahât ve Nefahât kitaplarından da müfîd kıssaları ara ara konuların arasına serpiştirdik. 3. Özellikle Mahmud Efendi Hazretlerimizin, zikri geçen konular ile alakalı feyizli beyânâtını, kelamlarını ve hikmetli kıssalarını dercettik. Eserde geçen ilk ders (hazırlık dersi) ve Habs-i Nefes konusunu da, Mahmud Efendi Hazretlerimizin dilinden sunduk. Sonuna da hitâmu-hû misk kabilinden Silsile-i Şerife’yi zikrettik. Sa’y-u gayret bizden, muvaffâkiyet Allah-u Teâlâ’dandır.
154.00 ₺ -
Hakikat Bahçesi
Muhammed b. Ebubekir er-Râzî, Türk asıllı olup Rey şehrinde doğdu. Tahsilini Buhara ve Semerkant’ta tamamladı. Hanefî mezhebi fakihlerinden olan Râzî, itikadî konularda Mâtürîdî mezhebine bağlıdır. Onun en belirgin özelliklerinden biri tasavvufî yönüdür. Sadreddin Konevî ile olan dostluğu ve eserlerinde mutasavvıflar için “Ehlü’l Hakīkat” tâbirini kullanması tasavvufa olan ilgisini gösterir. Müellif; tevbe, mücâhede, uzlet gibi tasavvufun ana kavramlarını açıkladığı bu eseri için şunları söylemektedir; ‘Allah’ın (c.c) kitabından, Peygamber’in (s.a.v) sünnetinden, sahabenin sözlerinden ve âriflerin kelamından çıkartarak bu eseri cem ettim. O ârifler ki bu yolun erbabı, hakikatin yolcuları, sülûk ehlinin önderleri, selef âlimlerinin örnekleridir. Onlar din yolundan ve peygamberlerin peşlerinden ayrılmamışlardır. Allah (c.c) onların nefesini bize bereketli kılsın, kendi muhabbetini onların kadehleriyle sunsun, fiili ve kavli olarak onlara tâbi olmayı nasip etsin. Yine onlara da, bize de huzuruna en yakın ve en yüce mertebeleri tahsis etsin. Ben bu esere ‘Hadaiku’l Hakikat (Hakikat Bahçesi)’ ismini vererek onu altmış bâba ayırdım.’
175.00 ₺ -
Mektubatı Rabbani Arapça Harekeli 2 Cilt Takım
Arapça Mektubat 2 Cilt TAKIM HAREKELİ Mektubat-ı Rabbani kitabımız Ali kara hocamızın kontrol ve tashihinden geçerek harekeli olarak, Eski matbu nushaya sadık kalınarak sayfa tutar bir şekilde, yeni dizgi (Bilgisayarlı) olarak hazırlanmıştır. Ayet ve Hadis-i Şeriflerin kaynakları sayfanın altına dipnot olarak eklenmiştir. Ayet, hadisi şerif ve şiirler koyu olarak belirtilmiş. Ayrıca 2. cildin sonuna Mebde ve Mead Risalesi harekeli olarak eklenmiştir.
455.00 ₺ -
-
-