-
Zelzele Risalesi
“Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Zelzele gibi vakıalar olan şu hâdisat-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. (…) Belki öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîm'in emriyle ehl-i imanın fâni malını, sadaka hükmüne çevirip ibka etmektir ve küfran-ı nimetten gelen günahlara keffarettir.” “O musibetteki gazab ve hiddet içinde onlara bir rahmet cilvesi var. Çünki o masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup, bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azabdan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazab içinde bir rahmettir.” Said Nursî
3.00 ₺ -
-
Amakı Hayal
"A'mâk-ı Hayâl, yeni harflerle ve sadeleştirilmiş olarak birçok kez basıldığı halde, ciddi bir değerlendirmeye neden konu olamamıştır? Bu sorunun yanıtı, yine yayınların kendisindedir. Bu yayınlar, ne yazık ki, eseri ciddi bir değerlendirme konusu kılabilecek bir titizlik ve özenden yoksundur. Sadeleştirme adına dili, metnin kavramsal yapısı altüst edilecek biçimde bilinçsizce bozulan; kimi söz bağlamları düşünülmeden komik biçimde okunan; ikinci basıı dizgi yanlışları, rahatlıkla doğrusu anlaşılabileceği ya da bulunabileceği halde, olduğu gibi bırakılan bir yapıtın ciddi bir değerlendirme konusu yapılabilmesi şöyle dursun, okunabilmesi bile mümkün değildir. A'mâk-ı Hayâl, roman tekniği ile geleneksel anlatı geleneğini birleştiren bir yapıttır. Bu yüzden, öğreticilik amacı güttüğü söylenebilirse de, tezli bir roman olma savı taşımaz. Kalkış noktası, hep vurgulandığı gibi, salt İslâm tasavvufu değildir. Hint ve eski İran inançları ve bilgeleri üç bölümün konusunu oluştururken, İslâm tasavvufundan da, bir tasavvuf önderinden de açıkça hiç söz edilmemiş, bir tarikat şeyhi ise olumsuz bir tip olarak sergilenmiştir. Bu nedenle, Ahmed Hilmi'nin tasavvufta içselleştirilmiş ortak Doğu bilgeliğine yaslandığını söylemek daha doğrudur."
13.52 ₺ -
Nefis Kusurları ve Tedavileri
NEFİS KUSURLARI VE TEDAVİLERİ - UYUBÜ'N-NEFS VE MÜDAVATÜHA Ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklerinden ve tasavvuf yolunun önderlerinden Ebû Abdurrahman Sülemî?nin (k.s) hayatı, ilmî kişiliği, tasavvuf anlayışı ve nefsin kusur ve tedavilerini anlattığı eserinin tercümesi Semerkand Yayınları?ndan çıktı. Bu veciz eser, nefsimizi daha iyi tanımamıza, nefsimizin ayıp, kusur ve hastalıklarını görmemize ve gösterdiği tedavi yollarıyla da bunlardan kurtulmamıza vesile olması için hazırlanmış müstesna eserlerden biri. Tercümesi Abdullah Suat Demirtaş tarafından yapılan eser, editör tarafından yapılan konu başlıklarıyla daha kolay okunur bir hale geliyor.
98.00 ₺ -
Kendi Gerçeğine Seyir
“Kendini bilen, Rabbini bilir” sırrınca, insanın âlemlerin Rabbini tanımasının yolu, en başta kendisini tanımasından geçer. İnsanın Hakk’a kul olması Hakk’ı bilmesine bağlı olduğu gibi, Hakk’ı bilmesi ve tanıması da kendisini bilmesine ve tanımasına bağlıdır. Bu bakımdan, “Lâ ilâhe illallah” gerçeği içinde bir yolculuk için, insanın önce nefis ve benliğini ilahlaştırmaktan kurtulması ve ‘bana ait’ dediği ne varsa hepsinin O’nun malı ve emaneti olduğunu idrak etmesi gerekir. Elinizdeki eser, işte bu gerçekten hareket ediyor. Bir tasavvufî sohbet ve muhabbet üslubu içerisinde, insanı kendi gerçeğini seyre; ve bu seyr ile de, Rabbini tanımaya ve yalnız O’na kul olmaya davet ediyor.
9.00 ₺ -
Kenzü'l Esrar Sırlar Hazinesi
Doğu edebiyatı; hakikat ve sırları kavrayabilecek idraklere, latif bir dille seslenmeyi esas alır. Mevlânâ Celâleddin Rûmî'nin Mesnevî-i Şerîf'i, Genceli Nizâmî'nin Mahzenü'l-Esrâr'ı ve benzeri eserler hep bu üslup ile okuyan ve dinleyenlerin kulaklarına paha biçilemez birer küpe olmuştur. Onlar gibi, beş asır öncesinden bize seslenen Mostarlı Ziyâî'nin sırlar hazinesi de bu sözlerin, bu nasihatlerin şiir diliyle kelime kelime kalıba döküldügü kıymetli bir eserdir. "Dilin müşterisi kulaktır." Sizleri Ziyâî'nin sözlerine müşteri olmaya, hikâyelerinden ibret almaya, hikmetlerinden istifade etmeye çağırıyoruz.
150.00 ₺ -
Nefsini Bilen Rabbini Bilir
Varlığın birlenmesi demek her şeyi Bir görmek, her şeyi Bir'den görmektir. Bu ise kendini bilmekle yani kendi hakikatinle yüz yüze gelmekle, kendi hakikatinle buluşup onu ele geçirmekle mümkündür. însan nefsini bildiğinde, kendi derunî özüne yani varlığın merkezine eriştiğinde Rabbine ilişkin bilgiyi edinir, Rabbini bilir. Gerçek varlığın yalnız Cenâb-ı Hakk'a ait olduğunu, O'nun dışında kesinlikle hiç bir şeyin var olmadığını, 'aşk'ın birliği içinde kavrar. Ölmeden önce ölür!
117.25 ₺ -
Mesnevi Şerhi 9 Cilt Takım
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (k.s.) hazretlerinin sadrından satırlara akıttığı Mesnevî-i Şerîf, bu toprakların mayasını karmış, çağrısı bütün cihanı tutmuştur. İşte bu müstesna esere de Mevlânâ âşığı Tâhirü’l-Mevlevî hazretleri kadar güzel yaklaşan ve anlatan olmamıştır. Tâhirü’l-Mevlevî, ömrünü Mevlânâ hazretlerinin düsturlarına bağlı kalarak yaşamış, Mesnevî’ye nüfûz etmiş bir âşıktır. Onun nezdinde Mesnevî, Kur’ân ve Sünnet’in aynası, Kur’ân’ın zübdesi ve özüdür. Tâhirü’l-Mevlevî’nin bu şerhi, kanalından şaşmadan, şaşırtmadan, Ehl-i Sünnet akidesine mutabık surette telif edilmiş sağlam bir kaynaktır. Bu şerh ile Mesnevî-i Şerîf’in güzelliklerine, inceliklerine daha bir farkına varacak onu tekrar tekrar okuyacaksınız. Tâhirü’l-Mevlevî hazretlerinin ömrü vefâ etmediği için eserini tamamlayamamış, 8024 beyitlik son bir buçuk defteri, talebesi merhum Şefik Can tarafından ikmal edilmiştir. Bu da bu neşrin son üç cildini teşkil etmektedir. Bu güzide eserin ilk neşrinin üzerinden hayli zaman geçmesi ve dikkatlerden kaçan kimi eksiklik ve hatalar sebebiyle eseri tekrar gözden geçirme ihtiyacı hâsıl olmuş, Tâhirü’l-Mevlevî’nin el yazısı ile tuttuğu Mesnevî Şerhi Takriri notları gözden geçirilmiş ve eksik yerler tamamlanmıştır. Ayrıca bu neşirde Mesnevî’deki bütün Farsça beyitlerin Türkçe okunuşları da beyitlerin yanına dercedilmiştir. Yine metin ve şerhte zikredilen hadislerin tahrici yapıldığı gibi, şerhte de yeri geldikçe istişhad niyetiyle kendisine atıf yapılan Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr beyitlerinin de kaynakları dipnotlarda gösterilmiş ve okuyucusunun lezzet duyacağı özenli bir neşir yapılmaya gayret edilmiştir.
5850.00 ₺ -
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'de Türklük Tasavvuru
II. Meşrutiyet dönemi, hürriyet heyecanı ile muhtelif fikir cereyanlarının zenginleştirdiği en velûd devirlerimizden birisidir. Bugün üzerinde hâlen tartışmakta olduğumuz birçok problemin fitili biraz da o dönemde ateşlenmiştir; desek yanlış olmaz. Bunlardan birisi de Türklük meselesidir. Bu kitap, bugüne kadar Türklük meselesi ile hiç ilişkilendirilmemiş bir II. Meşrutiyet aydını olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin konu ile ilgili fikir ve yazılarını analitik metotla işleyerek yüz yıl sonra okuyucuyla buluşturuyor.
75.00 ₺ -
Sahih-i Buhari ve Tercemesi Mehmed Sofuoğlu 17 Cilt
İslamî ilimlerin Kur’an-ı Kerîm’den sonra en büyük dayanağını Peygamberin yol gösterici söz ve davranışları demek olan hadîsler oluşturur. Hadîs ilmi Peygamberimizin ölümünden sonra bir disipline kavuşmuş, pek çok hadîs derlemeleri vücud bulmuştur. Bunlardan bir kısmı mahalli hüviyetlerini aşamamışsa da bir kısmı bütün İslam Dünyası’nın ve ilahiyat araştırmacılarının başvuru kaynağı haline gelmiştir. Bu kitaplardan gerek hazırlanışındaki titizlik, gerekse konulara vukûfiyeti dolayısıyla asırlarca yaşayanı ve en muteberi Buhârî’ye ait olandır. Ötüken Yayınevi, bu beşeri ve uhrevi değerler manzumesinin dilimize kazandırılmasına destek olmayı kendisi için borç bilmiştir. Mehmed Sofuoğlu, hadîs biliminde kat ettiği mesafe tartışma konusu yapılamayacak bir bilim adamıdır. Onun yayınevimizce yayınlanan bu tercümesi ise hadîs araştırmaları için temel başvuru kaynağıdır. Eser son cildi indeks olmak üzere on yedi ciltten oluşur. Bunlardan ilk on altısı numaralıdır. Titiz bir çalışmanın ürünüdür. Konu içerisinde geçen âyetler, hadîsler ve şerhler farklı yazı karakterleri ile kolay anlaşılır bir şekilde dizilmiştir. Birinci ciltte Hadîs Bilimi hakkında geniş malumat verilir. Mütercim, eserin tam tercümesini gerekli kılan hususları açıkladıktan sonra İmam Buhârî hazretlerinin hayatını anlatır. Onun şahsiyetini ve diğer eserlerini tanıtır. Eserinin kaynakları hakkında kendisinden önce yapılmış ve ona ilham vermiş olan çalışmalara değinir. Buhârî, eserini doksan dokuz ana başlık altında tasnif etmiştir. Tercümede bu tasnife riayet edilir. Bölümler Vahy ile başlayıp İman Kitabı ile devam eder ve nihayet on altıncı ciltte Tevhid Kitabı ile sona erer. Eserin orijinalinde bulunan hiçbir husus ihmal edilmez, bütün hadîslerin sıralı râvîleri ve sıhhat dereceleri belirtilir. Dinini ana kaynaklarından okumak ve öğrenmek isteyenlerin, dinî araştırmalar yapanların kütüphanelerinde mutlaka bulunması gereken bir eser…
3060.00 ₺ -
Mesneviden Seçmeler Cevahir-i Mesneviyye 2 Cilt
İki ciltten oluşan bir eserdir. Hikâyelerden farklı olarak tematik bir dağılıma sahiptir. Mesnevî’yi, kendine has sistematiğine aşina olmayanların arayıp bulması müşkül olan muhtelif konulara göre tasnif ederek derler ve işler. Yüz elliye yakın konu, tam yedi yüz otuz üç başlık altında incelenir. Ele alınan konular İslamî İlimlerin istinatgâhı ve araştırma sahası olan, insanı ve insanlığı canından kavrayan kavramlarla alakalıdır; Mevlâna’nın güncelliğinden bir şey kaybetmeyen isabetli görüşleriyle ve kolayca anlaşılır şekilde açıklanır. Farsça bilenlere yardımcı olmak ve aslından okuma zevkini tattırmak için beyitlerin orijinalleri de verilir. Mesnevî’de gömülü olan cevher ve hikmetlerin sırrına ermeye heves edenlerin mutlaka okumaları gerekmektedir.
112.50 ₺ -
Siracı Müttekin Halidiyye Kudsiyye Üçlü Hadis Arapça Osmanlıca
Sirac-ı Müttekin Risale-i Halidiyye Risale-i Kudsiyye Bu eser, Nakşi meşayıhının büyüklerinden Muhammed Halid Ziyâüddin (Halid-i Bağdadî) (kuddise sirruhu) Hazretlerinin Risale-i Halidiyye isimli kitabı ile Es-seyyid Mustafa İsmet Garibullah Büyük Şeyh Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin Risale-i Kudsiyye'sini ihtiva etmektedir. RİSALE-İ HALİDİYYE Muhammed Halid Ziyaüddin (kuddise sirruhu) Hazretleri Kutlu Nakşi silsilesinin 30. halkası olup hicri 1193 senesinde Musula bağlı Şehruzi'nin Karadağ kasabasında dünyaya geldi. Zamanının birçok âliminden ders alarak kısa zamanda, her sahada derin bir ilme sahip oldu. Züht, takva ve ilimde herkesin takdir ettiği bu zat, Mekke-i Mükerreme'de karşılaştığı bir zatın, kendisine Hindistan tarafını göstererek Senin irşadın orada tamam olacaktır. Şeyhin seni orada bekliyor, oraya yönel demesi üzerine memleketine dönüp, oradan Hindistan'a 6 aylık bir yolculuktan sonra ulaşarak Abdullah Dehlevî Hazretlerine (kuddise sirruhu) intisap etmiştir. Şeyhinden, başta Nakşi tarikatı olmak üzere, diğer bazı tarikatlardan da icazet almış, daha sonra memleketine dönüp orada irşat vazifesine devam etmiştir. Hicri 1241 senesinde Şam'da vefat etmiştir. Cenazesi büyük bir kalabalığın eşliğinde müntesibi olan, zamanın büyük fıkıh alimi İbn-i Abidin tarafından kılınıp Cebeli Kasyun'a defnedilmiştir. Vefatından sonra Nakşi tarikatı Halidiyye ismi ile anılmıştır. RİSALE-İ KUDSİYYE Bu kıymetli eser Sisile-i Zeheb'in 32. halakasında bulunan büyük âlim, zahit ve fazıl Es-Seyyid Mustafa İsmet Garibullah Büyük Şeyh Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tarafından telif edilmiştir. Mustafa İsmet Garibullah Büyük Şeyh Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) hicri 1216 yılında balkanlarda bulunan, halen Yunanistan sınırları içinde yer alan Yanya'da doğmuştur.
260.40 ₺ -
Risalei Halidiyye Kudsiyye Osmanlıca
Risale-i Halidiyye Kudsiyye Osmanlıca Muhammed Halid Ziyaüddin (kuddise sirruhu) Hazretleri Kutlu Nakşi silsilesinin 30. halkası olup hicri 1193 senesinde Musul'a bağlı Şehruzi'nin Karadağ kasabasında dünyaya geldi. Zamanının birçok âliminden ders alarak kısa zamanda, her sahada derin bir ilme sahip oldu. Züht, takva ve ilimde herkesin takdir ettiği bu zat, Mekke-i Mükerreme'de karşılaştığı bir zatın, kendisine Hindistan tarafını göstererek: Senin irşadın orada tamam olacaktır. Şeyhin seni orada bekliyor, oraya yönel demesi üzerine memleketine dönüp, oradan Hindistan'a 6 aylık bir yolculuktan sonra ulaşarak Abdullah Dehlevî Hazretlerine (kuddise sirruhu) intisap etmiştir. Şeyhinden, başta Nakşi tarikatı olmak üzere, diğer bazı tarikatlardan da icazet almış, daha sonra memleketine dönüp orada irşat vazifesine devam etmiştir. Hicri 1241 senesinde Şam'da vefat etmiştir. Cenazesi büyük bir kalabalığın eşliğinde müntesibi olan, zamanın büyük fıkıh alimi İbn-i Abidin tarafından kılınıp Cebeli Kasyun'a defnedilmiştir. Vefatından sonra Nakşi tarikatı Halidiyye ismi ile anılmıştır.
204.40 ₺ -
Aşk Bir Davaya Benzer
. Nur Artıran, “Aşk Bir Davaya Benzer”de Mesnevî’den yola çıkarak Peygamber Efendimiz (sav), Şems-i Tebrizî, zikir, şükür, sabır, ibadetlerimizdeki asıl gaye, gözyaşlarımız acı ve ıstıraplarımızda gizlenen neşeli müjde, az yemenin-az konuşmanın-az uyumanın hikmeti, Efendimize sevdirilen koku, geçmiş ve geleceğimiz, ölüm ve ötesi gibi tüm hayatımızı şekillendiren çok önemli bahisleri kaleme alıyor. Mesnevî’nin ışığında yapılan yorumlar; ayet ve hadislerle teyit edilerek Kur’an ile Mesnevî arasındaki bağ açık bir şekilde gözler önüne seriliyor. “Adını A’raf sûresi 172. ayetten ve Hz. Mevlânâ’nın bir Mesnevî beyitinden alan Aşk Bir Davaya Benzer isimli eser, kul olmanın temelini teşkil eden on sekiz bölümden oluşmaktadır. İlâhî olan bu ezel davasının kazanılması ‘AŞK’ kelimesinin içinde sırlanmıştır. ‘Kâf, Hâ, Ayn, Sad’ harflerinin ifade ettiği ledün mânâsı ile de kelama, sese, söze getirilip değerli okuyuculara armağan edilmiştir.”
227.50 ₺ -
Kelâm-ı Azîz
Hazırlayan: Mustafa Tatcı 1645 senesinde Kastamonu'da doğup İstanbul'da tahsil gören ve yine burada Halvetî/Şa'bânî azizlerinden Karabaş-ı Velî'nin rehberliğinde tasavvuf tahsil ederek Aydınoğlu Dergâhı’nda postnişîn olan Hasan Ünsî, vefat ettiği 1723 senesine kadar bu tekkede yaşamış ve irşâd ile uğraşmıştır. Sohbetleri talebesi İbrahim Hâs tarafından “Kelâm-ı Azîz” ismiyle derlenmiştir. "Kelâm-ı Azîz", bir sûfînin manâ yolunda nasıl davranması ve düşünmesi gerektiği hususunda ince noktalara temas etmekte, tasavvuf tarihinde sıkça rastlanan ledünnî ve evrensel sırları çözümlerken dikkat edilmesi gereken noktalara işaret etmektedir. Eser, tasavvuf tarihinde önemli bir yeri olan Halvetîyye/Şa'bâniyye ekolüne mensup gönül insanlarının XVII-XVIII. asırdaki düşünce, üslûp ve davranışlarını yansıtması açısından da son derece önemlidir. Derleyen: İbrahim Has
6.48 ₺ -
Kalplerin Keşfi 2 Hm
Mükaşefetül Kulüb adlı kitabın tercümesidir. Müslüman kimliğin ve İslâmî bir hayatın ölçü ve sınırlarını belirler. İnsanın hem iç dünyasını hem dış yaşantısını Cenâb-ı Hakk'ın muradına göre göre tanzim ve tezyin etmeyi öğretir. Mükaşefetül Kulüb - Kalplerin Keşfi - Merve Yayınevi - ISBN: 9789758524280
156.00 ₺ -
Şifaül Esrar
Osmanlı tasavvufunun XV-XIX. asırlar arasındaki en büyük mektebi olan ve kırktan fazla kolu ile bütün Osmanlı coğrafyasına yayılan Halvetiyye’nin ilk merkezi Bakü, Pir-i Sânisi Seyyid Yahya Şirvanî idi. Anadolu’dan akın akın Seyyid Yahya’nın hankâhına gelen hakikat âşıkları, buradan aldıkları ilim ve irfanı, yeni bir Yesevî ruhu ile yıllar boyu Anadolu’ya taşıdılar. Edebî ve tasavvufî kültürümüzün şaheserlerinden Şifaü’l-Esrar’ın yolculuğu böyle başladı. Aldatmayan saf hakikatten bahseden Şifaü’l-Esrar, ruhumuzu, kalbimizi ve düşüncemizi temizleme, arıtma ve arındırma yollarını gösterir; beşeriyete kurtuluş müjdeleri gönderir. Ruh medeniyetimizin manevî şifreleri onun satırlarında gizlidir. Şifaü’l-Esrar, Kur’an ve Hz. Muhammed’in(sav) nurlu yolunda dosdoğru giderek, İmam Buharî’den İmam Ebu Hanife’ye, Hz. Ali’den Cafer-i Sadık’a, Nizamî Gencevî’den Mevlâna’ya, Ahmed Yesevî’den Yunus Emre’ye, Sühreverdî’den Şems-i Tebrizî’ye uzanan sağlam ve sahih bir medeniyet dünyasını resmeder. “Aşk perdeyi yırtmak, sırları açmaktır. Aşk âşığı öldüren derttir, ancak âşık bununla iftihar eder. Aşk, hastalıktır ve onun devası kendisindedir. Aşk şaraptır. Mecnunlar onu sevgi kadehi ile içerler de sonra köyler ve şehirler onlara dar gelir. Aşk muhabbetin en son derecesidir.” Kitabı yayına hazırlayan: Doç. Dr. Mehmet Rıhtım
245.00 ₺ -
Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler 2 Cilt
Ebu’l-Leys Semerkandî (rahmetullahi aleyh) Hazretleri büyük bir Hanefi fakihi ve müfessirdir. Onun zahirî ilimlerdeki üstünlüğü, ilk dönem tasavvuf klasikleri arasında yer alan Tenbihü’l-Gafilîn isimli eserinin özel bir öneme sahip olmasını sağlamıştır. Çünkü bu eser ehl-i sünnete bağlı, sahih tasavvuf anlayışını yansıtmaktadır. Bu kıymetli eseri, tam metin olarak Hüseyin Okur’un tercümesiyle yayınlıyoruz. Tenbihül Gafilin Gafillere Nasihatler - Semerkand - Pozitif Dağıtım - 9786055455538
784.00 ₺ -
Caliyetül Ekdar Ves Seyfül Bettar
Mevlana Halid-i Bağdâdî hazretlerinin (kuddise sırruhû) şifa kaynağı eserlerinden biri olan Câliyetü’l-Ekdâr ve’s-Seyfü’l-Bettâr; Esmaü’l-Hüsna’yı, Bedir ashabının kıymetli isimlerini, çeşitli duaları ve salâvat-ı şerifleri içermektedir. Câliyetü’l-Ekdâr ve’s-Seyfü’l-Bettâr, “kederleri gideren keskin kılıç” demektir. Bu eseri okumak maddi ve manevi dertlerimiz için bir şifa kaynağıdır. Çünkü Câliyetü’l- Ekdâr’ı okuyan biri duasına hem Mevlana Halid-i Bağdâdî hazretlerini (kuddise sırruhû) hem de esma-i hüsnâ ile Bedir ashabını vesile etmiş olur. Bilal Aksoy’un tercüme ettiği eser yayına hazırlanırken daha faydalı olacağı düşünüldüğü için Arapça metin ile çevirisi karşılıklı sayfalara konulmuştur.
206.50 ₺ -
Dersaadet Dergahları
Kültür ve edebiyat hayatımızda Asitâne, Dergâh, Hanikâh,Kalenderhâne, Ribat, Tekke ve Zâviye adları altında insâniyete İslâmiyet hizmeti sunmuş eğitim kurumlarımızın pek çoğu tarihe karıştı, maalesef... Bu kitapta;Eyüp ,Eminönü, Fatih, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Beyoğlu, Kağıthane, Beşiktaş, Sarıyer, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy ve Kartal'da bulunan 491 Dergâhın tarihine tanıklık edecek,cadde cadde,sokak sokak,mahalle mahalle dolaşacak ve hatta ada ve parsel numaralarına kadar öğreneceksiniz.İyi seyirlerYâ Selâm!...
245.00 ₺ -
Vahdet Ve Melamet Gülşeni Hasbahçe
Melâmet, bazılarının sandığı gibi İslâmiyetin şeriat boyutuna isyan veya muhâlefet hareketi değildir. Melâmet üzre muhabbet demleyenlerin nutuklarındaki isyan veya muhâlefet görüntüsü, kuraldan ziyâde kuralcılığa karşı oluşun ifâdesidir. Melâmet, İslâmiyetin, şeriat+tarikat+marifet ve hakikat bütünlüğünde yaşanan aşk+şevk+zevk idrâki ve Muhammedî neşenin taşmasından ibârettir. Evrenin ve devranın çözümsüz gizem dekorları içerisinde dönüp dolaşan gerçeğin gökcek yüzünü görmenin zevk ve şevki içinde coşup taşmanın ifâdesi bu. Böylesi taşmalara isyan denilmez. Kınama ve kınanma kaydından soyunup dökünme denir buna. Melâmet Sultanı Yûnusda ifâdesini bulan ne varlığa sevinme ne yokluğa yerinme hâli bu. Eşyânın esrarıyla tanışan kişinin bu tanışmanın şevki içinde bir miktar şımarması ve kınanma hâletiyle dolup taşması doğal bir haldir. Kınama ve kınanma, yerme ve yerilme anlamına gelen melâmetin özü, özeleştiriye hep açık olması gereken kişinin, eğer illâ da kınama ihtiyacıyla dolup taşıyorsa, salt kendi (nefsi) ni kınaması, yermesi, başka hiç kimseyi kınamaması, yermemesidir. Bu sebeple melâmet erbâbına Melâmiler (yerilenler) de derler. Büyük insanlık ailesinin muhtaç olduğu birlik bütünlük neşesini açıp saçan bu kitab, belirli bir çevreye değil herkese hitabtır Yâ Selâm
175.00 ₺ -
Ravi
“Bana hocam, ona da onun hocası, ona da onun hocası… şöyle rivayet etti…” Bir ilim yolcusunun Semerkant’tan başlayıp Buhara’ya, Merv’e, Basra’ya, Rey’e, Haremeyn’e ve daha nice merkeze uğrayarak kâh ferahlık kâh meşakkat içerisinde geçen rihlesi ve tek tanığı kendi derlediği risale hacmindeki bir günce. Ömür, macera, ilim… Her şey biter, yazı kalır. Elinizdeki kitapta yazar “gerçekten kurmacaya” uzanan post-modern bir anlatı ortaya koyuyor. Kimi zaman hâkim bakış açısıyla isimsiz kahramanın bir gününe ve hayat akışına, kimi zaman bizzat genç ilim tâlibinin kendi gözünden hadis halkalarına, derslerin işleniş usullerine, dönemin âlimlerine, birbiri ile temas eden farklı çevrelere tanıklık ediyoruz. Kimi zaman da risalenin bitmeyen serüvenine ortak oluyoruz. Romanla akademik bir araştırma arasında gidip gelen bu melez metin, sadece hadis tarihine ilgi duyanlar için değil, İslami ilimler ve ortaçağ İslam kültür tarihiyle ilgilenenler için de dönemin ruhuna dokunmaya imkânı sunuyor.
181.77 ₺ -
Hikemi Ataiyye Şerhi
Hikem-i Atâiyye, tasavvuf klasikleri arasında nadide bir eserdir. Manevî ünü asırlar ötesine ulaşan İbn Atâullah el-İskenderî’nin iki yüzü aşkın “hikmet”inden oluşan bu eser, tasavvuf ilmini tatbike vâkıf olmak isteyenlerin okuması gereken bir klasiktir. Mutasavvıfların, “Namazda Kur’ân’dan başka bir kitap okumak caiz olsaydı Hikem okunurdu.” şeklinde methettikleri bu kıymetli eser, kaleme alındığı dönemden günümüze birçok tercümeye ve şerhe tâbi tutulmuş, ünü kendi coğrafyasını aşarak başka kıtalara da ulaşmış, tasavvuf tarihinin en bilinen ve sevilen eserlerinden biri olmuştur. Eserin aynı zamanda şârihlerinden olan İbn Acîbe de Hikem’i konu bakımından tasavvuf alanında yazılmış kitapların tamamını kuşatan bir eser olarak görmüştür. Hikem, genç bir sâlik olan İskenderî’nin bir nevi seyr ü sülûk notları gibidir ve sâlikin yolculuğunun temel stratejilerini büyük bir vukûfiyetle özetleyen tasavvufî aforizmalardan oluşur. Sâlikin mânevî yolculuğunda karşılaşabileceği tuzaklar ve kısa yollar, eserin bütününe yayılmıştır. Çok özlü olması, kavranması güç birçok tasavvufî inceliği anlaşılır ve çok çarpıcı bir biçimde dile getirmesi, Hikem’in en belirgin edebî özelliklerindendir. Hikem üzerine yüze yakın şerh yazılmıştır. Bunlardan pek azı Türkçedir. Elinizdeki şerh, Türkçedeki şerh zincirinin şimdilik son halkasını oluşturmaktadır. Şerhin müellifi merhum Hüsnü Geçer Hocaefendi, hem zâhirî hem de bâtınî ilimlerde hâkimiyet sahibi bir âlimdi. Bu şerhte bu vukûfiyetin izlerini görmek mümkündür. Bu eser, İbn Acîbe’nin İb’âdü’l-Gumem an Îkâzi’l-Himem fî Şerhi’l- Hikem’i başta olmak üzere selefi olan başlıca şerhleri dikkate almakla birlikte merhum yazarın kendi zevkini, tecrübesini ve idrakini de yansıtmaktadır.
400.77 ₺ -
Kıl Şefaat Ya Resullalah Huda Affeylesin
İslâmî edebiyatın ilk ve en önemli manzum ürünlerinden biri, Ka‘b b. Züheyr’in Bürde Kasidesi’dir. Mu‘allaka şairlerinden Züheyr b. Ebî Sülmâ, gördüğü bir rüyayı âhir zaman peygamberinin yakında zuhur edeceğine yorarak oğulları Büceyr ve Ka‘b’ı Son Nebî’ye biat etmeleri hususunda uyarmıştır. Bundan yıllar sonra Büceyr, kardeşinden ayrılıp Medine’ye gelerek Müslüman olmuş; bunu öğrenen Ka‘b, hem onu hem de Hz. Peygamber’i (sav) hicveden talihsiz bir şiir söylemiştir. Ancak daha sonra bundan nedamet getirerek kendisi de Medine’ye gelen Ka‘b’ın, Mescid-i Nebevî’de okuduğu, “Bânet Su‘âd” şeklinde başlayan şiiri Resûlullâh’ın (sav) beğenisini kazanmış; bunun üzerine Efendimiz, Ka‘b’ın omuzlarına kendi hırkasını (bürde) koymuştur. Hz. Ka‘b’ın Kasîde-i Bürde’si, kendisinin affına vesile olduğu gibi İslâmî edebiyatın en önemli eserlerinden biri olarak geniş bir tercüme-şerh literatürünün oluşmasını da sağlamıştır. Kıl Şefâat Yâ Resûlallâh Hudâ Affeylesin, 17. yüzyılda yaşamış iki önemli Osmanlı müellifinin Kasîde-i Bürde etrafında ortaya koyduğu mesaiyi bir araya getirmektedir. Galata Kadısı Üsküdârî Ramazan Ahmed Efendi ile Nişancı Abdurrahman Abdi Paşa tarafından kaleme alınan bu iki şerh, İslâmî edebiyatın en seçkin ürünlerinden birinin Türkçe literatürdeki yansımalarından bir kesit sunmaktadır. İlki divan şiirinden beyitler eşliğinde, ikincisi ise son derece berrak bir Türkçeyle yazılan ve her ikisi de dönemin padişahı IV. Mehmed’e sunulan bu şerhler, Türkçe okuryazar kitle için tertipli birer istifade kaynağı olma vasfını taşımaktadır. Bürde Kasidesi’nin ilk Türkçe şerhlerini içeren bu çalışma, İslâm kültür tarihinin mukaddes bir emanetini konu alarak bu kültürel ve edebî birikimi günümüz okurlarıyla buluşturmaktadır.
100.74 ₺ -
Hak Aşıklarının Azığı
“Bilgil ki bu kitap; seyr ü sefer, takdir-i Rabbânî’yle Rûm diyârının bir ucuna düştüğünde, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hicretinden 895 sene sonra Vardar Yenicesi’nde Türkî ihtiyâr olundu, tâ ki Hak yolunun tâlibleri (tâlibân-ı sâdık) ve bu yolda samimi olanlar (muhlisân-ı muhikk) kulak verip yararlanalar.” Hak Âşıklarının Azığı, 15. yüzyıl Osmanlı meşâyıhından Molla Abdullah İlâhî’nin, tasavvufî terbiyeye yönelen kişilere dikkat edilmesi gerekenleri sohbet usulüyle açıklayarak Türkçe kaleme aldığı bir risâledir. Kulluk, muhabbetullah, tezkiye, tasfiye, mücâhede, müşâhede, murâkabe, tevekkül, tefekkür, kalp, nefs, ruh, hâl, makam, tarikat âdâb ve erkânı, ibadetlerde titizlik, sünnetullaha riâyet, lokmanın helâlliği gibi tüm boyutlarıyla açıklanması gereken konular, bu risâlede açıklığa kavuşturulmaktadır. Risâlenin sonunda İlâhî’nin, metin boyunca açıkladığı tasavvufî kavramları Muhyiddin İbn Arabî’nin Fütûhât-ı Mekkiyye’sinin yüz elli üçüncü bölümüne dayanarak özetlediği bir kısım da mevcuttur. Simav’da doğan ve Ali et-Tûsî gibi isimlerden medrese tahsili aldıktan sonra Semerkand’a giden Molla Abdullah İlahî, burada Nakşibendî şeyhi Ubeydullah Ahrâr’a intisab etmiştir. Şah-ı Nakşibend’in türbesinde dokuz erbain çıkardıktan sonra mürşidinin izni ve işaretiyle Anadolu’ya dönmüş, bu esnada Molla Câmî gibi isimlerle görüşme imkânı bulmuştur. Tam da bu sebeple onun satırları, birçok manevî yolun neşvesini taşımaktadır.
131.40 ₺ -
El Munkizü Mined Dalal Şerhi ve Tasavvufi İncelemeler
Bu mükemmel eser, İmam Gazali’nin üç eserinden biri ve birincisidir. Tasavvufi İncelemeler konusunda en geniş ve en kapsamlı eserin “El Munkiz” olduğu tescil edilmiştir. Bu eserde, tasavvufi konular en ince ayrıntısına kadar incelenmiş ve irdelenmiştir. Türkçe karşılığı “Dalaletten Hidayete” olan bu kitap çok ciddi bir çalışmadır. İmam Gazali bu eserinde, tasavvufun insanlar üzerindeki müspet ve menfi tesirlerini açıklamıştır. Eserde geçen bazı konular şunlardır. • Tasavvuf nedir? • Tasavvufu kimler kabul eder? • Tasavvufu kimler inkar eder? • Tasavvufu inkar edenlerin, inkar ettikleri en önemli konular nelerdir? • Tasavvuf Aristokrasimidir? • Tasavvuf seçkin insanların kullandıkları bir yöntem midir? • Tasavvuf Ruhbanlık mıdır? • Tasavvuf yabancı kaynaklı bir sistem midir?...vb ve daha çok ayrıntılı konular. Ayrıca bu müthiş eserle birlikte, İmam Gazalinin hayatını, yaşam mücadelesini, hangi hocalardan ders aldığını, kimlere ders verdiğini öğreneceksiniz. Araştırma ve inceleme yaptığı konularda Gazali, Kelamcılarla, Felsefecilerle, Batınilerle ve Sufilerle yaptığı farklı görüşlerini de bu eserine almıştır.
204.00 ₺ -
Hikmet Damlaları
* HUŞ DERDEM:Her nefeste uyanık olmak. * NAZAR BER KADEM:Daima ayakucuna bakarak yümek * SEFER DER VATAN:Salikin âlemi halktan,âlemi hakka sefer etmesi. * HALVET DER VATAN:Halktan ayrılıp Hakla beraber olmak. * YÂD KER:Dil zikri ile kalp zikrini birleştirmek. * BAZ GEŞT:Mevla’dan başka maksudu olmamak. * NİGAH DAŞT:Kalbi havatırdan korumak. * YÂD DAŞT:Herdem Mevla ile beraber olmak Hakkı hiç unutmamak. * VUKUFU ZAMANİ:Mutlaka zamanı değerlendirmek. * VUKUFU ADEDİ:Zikirde adede riyet etmek. * VUKUFU KALBİ:Kalbi daima Mevla’nın zikri fikri ile meşgul etmektir.
115.00 ₺ -
Mevlananın Kalbine Açılan Kapı
Aşk gönül aynasının sırrıdır, İfşa edildiğinde yere düşer, kırılır. Kırık aynadan tek görüntü alınmaz. Oysa aşk, irfani anlamda teke ulaşmaktır, biricik olana bağlanmaktır. Aşk bir harekettir, bir koşudur, bir emektir, icabında bir kavgadır.
9.38 ₺