-
Gülşeni Raz
İslamî ilimlerin muhtelif branşlarında telif edilmiş eserlerden bazılarına farklı zaman ve coğrafyalarda birden çok şerh yazıldığı olmuştur. Yine şerhi çokça yapılmak ve şerhe konu olmak bakımından etrafında şerh geleneği oluşmuş birçok eser vardır. Bu bağlamda zikredeceğimiz eserlerden biri de Mahmûd-ı Şebusterî’nin Gülşen-i Râz’ıdır. Kemiyetçe küçük; ama keyfiyetçe çok değerli olan bu manzum eser, değişik ilmî çevrelerce ilgi görmüş, tasavvufî ve edebî klasikler arasında yer almıştır. Yazıldığı tarihten itibaren birçok âlim, sûfî ve şaire ilham kaynağı olan bu eserin tüm beyitlerinin şerhi yanında, müstakil beyitlerinin şerhinden oluşan veya ondan iktibas yoluyla oluşturulan birçok eser kaleme alınmıştır. Yazılan bu eserler, İslam edebiyatına ve tasavvuf felsefesine renk katmıştır. Bu şerhlerle zenginleşen literatürün Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal devresindeki dikkate değer bir numunesine A. Avni Konuk’un üslûbu ve fikriyatıyla tanıklık ediyoruz. Elinizdeki bu eser, Gülşen-i Râz’ın A. Avni Konuk tarafından yapılmış tercüme ve şerhinin tahkik ve ilavelerle günümüz Türkçesine aktarılmış hâlidir. Ömrünü, Ekberî ve Mevlevî geleneklerinin anlaşılmasına hasreden A. Avni Konuk'un bu uğurda yaptığı çeviriler ve şerhler son yıllarda okuyucuların istifadesine sunulmaktadır. Doç. Dr. Cengiz Gündoğdu tarafından tahkik edilerek neşre hazırlanan elinizdeki bu titiz çalışma da dinî-tasavvufî kültürümüzün yapı taşları olan eserlerin günümüz okuyucusuna kazandırılması niyetinin bir ürünüdür.
161.00 ₺ -
Fütuhatı Mekkiyye Şerhi
el-Cili, elinizdeki eseri yazma nedenini şu şekilde açıklamaktadır: "Şeyh, izah edilen bütün ilimlerin manalarını bu kitapta (Fütûhât-ı Mekkiyye) topladığını ve onları beş yüz elli dokuzuncu bölümde ima ettiğini söyler. Bu güzel kokuyu biriktirip topladığı ve değeri yüce, önemi büyük olan bu ilmi harika bir telif, ilgi çekici ve güçlü bir üslupla sağlam bir şekilde sıkıca büktüğü ve bu bölüme yerleştirdiği şeylerin anlaşılması akıl sahiplerinden çoğuna, tamamen muğlak kaldığı için bu bölümü, kitabın bütün müşküllerini şerh etmeye yöneldim. İshab (tafsilata girme, ayrıntıya inme) ve itnaba (sözü uzatma, uzun uzun anlatma, mübalağa etme) düşmemek için sözü kısa kestim ve ona Şerh-u Müşkilâtil-Fütûhâtil-Mekkiyye ve Fethu'I- Ebvâ bi'l Muğ lakât min UlCımill-Ledünniye ismini verdim." Kendisinin de belirttiği gibi, eloli Şerh'inde, onun mücmel, muamma, müphem ve manaları örten rumuzlarını açıklamıştır. İbn Arabi'nin kendisi de söz konusu bölümün girişinde, kitabın bütün kısımlarıyla ilgili olan ve dikkat çekilmesi gereken hususları bu bölüme aldığını belirtmiştir. Titiz bir tahkikle birlikte sunulan bu metnin önemi, İslam tasavvufunu inceleyenlerin önünde yeni bir ufuk açmasından kaynaklanmaktadır. Buradan, tasavvufun hicri sekizinci ve dokuzuncu asırlarda kazandığı sebat ve kökleşme görülecektir.
161.00 ₺ -
Faziletler Kitabı
İmam Gazzalî ve Ebü’l-Leys es-Semerkandî gibi büyük şahsiyetlerin eserlerine baktığımızda, etkilerinin sadece yazıldıkları dönemle sınırlı kalmayıp bugüne kadar geldiğini görürüz. Söz konusu bu seçkin kişiler çalışmalarında, özellikle insanın yaratılış gayesini, bu amaca ulaşmak için nelerin yapılıp nelerin yapılmaması gerektiğini ve gerçek mutluluğun yollarını okurlarına izah ederler. İmam Gazzâlî’nin Kimya-yı Saadet ve Mükâşefetü’l Kulûb (Kalplerin Keşfi) ile Ebü’l-Leys es-Semerkandî’nin Tenbihü’l Gafilîn ve Bustanü’l Arifîn adlı eserlerinden istifade edilerek hazırlanan bu kitap; günlük amellerin, ahlakî davranışların ve özel günlerin faziletlerini konu edinmektedir. Konuların daha da iyi bir şekilde anlaşılması amacıyla her bölüm sonuna Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde ve Şeyh Sadi Şirazî’nin Bostan ve Gülistan adlı eserlerinde yer alan hikâyelerden, hikmetlerden ve şiirlerden seçip ekledik. Faziletler Kitabı ismini verdiğimiz bu çalışmada, herkesin anlayacağı bir şekilde ele alınan, ayet ve hadislerle desteklenen konuların bazıları şunlardır: Merhametli olmanın fazileti, kanaatin fazileti, fakirliğin fazileti, itaatin fazileti, Allah’ı zikretmenin fazileti, abdestin fazileti, tevbenin fazileti, tevekkülün fazileti, sadakanın fazileti, cihadın fazileti, namazın fazileti, cumanın fazileti, üç ayların fazileti, kadir gecesinin fazileti vd.
273.00 ₺ -
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnamesi
İbrahim Hakkı'nın gerçekten bir abide olan eserinde ağırlıklı olarak ele alınan konu; büyük filozofların 'Bilgi nazariyesi'dedikleri saha ile alakalıdır. Filozof İbrahim Hakkı, insanın varlığının asıl gayesini teşkil eden 'bilgi-marifet'i önce 'Marifet-i nefs/Nefs bilgisi'ne bağlıyor. Fakat bundan evvel bir başka marifete ihtiyacımız vardır: Marifetullah. Yalnız şu var ki, müessire eserden başlayarak gitmek gerekir. O halde 'Marifet-i Alem'i bize verecek müspet ilimlere başvurmaya mecburuz. İbrahim Hakkı, bu ilimleri şöyle sıralamaktadır: 1.İlm-i heyet(Astronomi). 2.İlm-i hikmet(Fizik). 3.İlm-i teşrih(Biyoloji-Anatomi). Bu üç ana müspet ilmin yanına bir manevi ilim daha ilave edilmelidir: 4.İlm-i irfan. Ancak bu ilimlerin marifetinder sonradır ki, Marifet-i alemden Marifet-i Mevlaya giden yola girilmiş olacaktır. İbrahim Hakkı’nın alim tarafını anlamakla kalmayan, onun sözlerini halleri ile mezcetmesini bilen Cemaleddin Server Revnakoğlu’nun yazmış olduğu bu eser sayesinde, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın şahsiyetinin tüm yönlerini, formasyonunu, feyiz aldığı kaynakları yakından takip ederken, aynı zamanda Marifetname hakkında da derin bir bilgi sahibi oluyoruz.
224.00 ₺ -
Besmelenin Sırrı
Abdülkerim Kuşeyrî’nin Letâifu'l İşârât adlı eseri tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Müellif bu eserinde, geniş ilmî birikimini kullanarak, her bir sûrenin başında yer alan “besmele” hakkında ilham ya da sezgi merkezli farklı farklı işârî yorumlarda bulunmuştur. Müellifin yapmış olduğu bu yorumlar hem söz konusu esere farklı bir içerik katmış hem de o güne kadar besmele hakkında yapılmış olan tefsirlere yeni ve derin izahlar kazandırmıştır. Tabii ki, bahsetmiş olduğumuz bu işârî yorumların önemi sadece müellifin yaşadığı dönemle sınırlı kalmayıp orijinalliğini koruyarak günümüze kadar da gelmiştir. Yayınevi olarak biz de besmelenin sırları hakkında yapılan bu irfanî ve derin açıklamaların hepsinin bir arada bulunmasının daha faydalı olacağını düşünerek elinizdeki çalışmayı hazırladık. Yorumlarda geçen bazı tasavvufî kavramların izahlarını da konunun daha iyi anlaşılabilmesi için dipnotlarda açıklamaya çalıştık.
112.00 ₺ -
Ebi Talib Divanı Seçmeler
Hazreti Ali (ra), bütünüyle beşeriyetin en seçkin kişiliklerinden biridir. İslam tarihinin en güzide şahsiyetlerindendir. O mümtaz şahsiyetin bütün Müslümanların gönüllerindeki müstesna yerini dünya var oldukça muhafaza edeceği kuşkusuzdur. Hazreti Ali, İslam tarihine mal olmuş bir kahramandır. İslam toplumunun büyük teveccüh gösterdiği bir bilgelik abidesidir. İlim şehrinin kapısıdır. Bir söz üstadıdır. Hayatın her alanında hayranlık uyandıran özelliklerine şairlik de eklenmiştir. Onun şiirleri bütün yönleriyle hayatın en sade ve en gerçekçi yorumlarıdır. Bunun tanığı ise ondan intikal etmiş olan divanıdır. Osmanlı sahasında Hazreti Ali’nin divanı üzerine yapılan en önemli çalışma, Müstakimzade’nin yaptığı çeviri ve şerhtir. Şemsettin Sami de günümüz insanı için çok daha faydalı olacağı kanaatiyle hikmet ve hakikat konulu şiirlere ağırlık vermek suretiyle Müstakimzade’nin yaptığı çeviri ve şerh çalışmasını esas alarak Hazreti Ali’nin divanından bir seçki yapma yoluna gitmiştir. Bu neşrin amacı da Şemsettin Sami’nin yaptığı çalışmayı günümüze taşıyarak o yüce şahsiyetin sahip olduğu ilmî derinliğin ve gerçek manada söze hakim olan şairlik yönünün daha iyi bilinmesine katkıda bulunmaktır.
133.00 ₺ -
52 Sohbet Yolun Esasları
Eserin tam adı "Cilâü'l-hâtır fi'l-bâtın ve'z-zahir" şeklindedir.Hâtır kişinin, özellikle de sûfînin gönül ve kalp dünyasına ilâhî âlemden tecellî eden fikirler demektir. Bu durumda eserin adını dilimize "Bâtınî ve zâhiri konularda gönül dünyasına yansıyan fikirlerin cilâsı" şeklinde çevirmek mümkündür. Cilâü'l-hâtır, Seyyid Abdulkâdir Geylani'nin vaazlarını bir araya getiren ve bu güne kadar Türkçe'ye tercümesi yapılmamış müstakil bir derlemedir. Meclîslerden yâni sohbetlerden oluşmaktadır. Bu vaaz ve sohbetlerin tamamı tasavvufla ilgilidir. Yıllardan beri Pîr Abdulkadir Geylânî'nin eserlerini, ifadelerini okumakta, tercüme etmekte ve üzerinde çalışmaktayım. bu cümleden oalrak şunu söyleyebilirim: Hazretin gerçekten de insanı derinden etkileyen,çok tesirli,çok samîmî bir ûslubu var. Onun cümleleri insana müthiş keyif vermektedir. bu îtibarla onun bu güzel ve kıymetli eserini, târih boyunca,tasavvufu hayat damarlarından birisi hâline getirmiş, evliyâyı her zmana büyük bir saygı ile karşılamış "günül" sâhibi milletimiz ile tanıştırmanın şahsıma ayrı bir haz verdiğini belirtmek isterim. Yol büyüklerinin,dünyevî ve uhrevî saâdete götüren o kutlu insanların, Hak erlerinin sohbetine,yakınlığına her zaman olduğu gibi bugünde bütün insanlığın, en başta da Müslümanların ihtiyâcı olduğunu düşünüyorum ve bu duygularla okuyucu Gavs-ı A'zam'ın, günül ve kalp hastalıklarının ilacı olan o nefis sohbetleriyle baş başa bırakıyorum
154.00 ₺ -
Uzlet
İnsanlar, uzlet ya da insanlardan ayrılarak tek başına yaşama konusunda farklı farklı görüşler sergilemişlerdir. Kimi uzleti savunurken, kimi insanlarla bir arada olmayı savunmuşlardır. Kimi yalnız yaşamanın faziletinden söz ederlerken, kimileri de toplum ile bir arada bulunmanın değerlerinden ve üstünlüklerinden söz etmişlerdir. Ancak her iki hususun da hem iyi, hem de yanlış tarafları bulunmaktadır. Ancak abidlerin ve zahidlerin çoğu, hep uzlet tarafını, yalnızlığı tercih etmişlerdir. Bunlar halkla bir arada olmaktan ziyade tek olarak yaşama yolunu üstün görmüşlerdir.
60.00 ₺ -
Perdelerin Ötesi
Hikmetli olaylar, insanların imân duygularını kuvvetlendiren, insana azim ve cesaret veren hâdiselerdir. Bunların okunması, anlatılması neticesinde insan, Allah’a daha samimi bir şekilde imân etmekte, Allah’ın yüceliğini daha güzel anlamaktadır. BU YOLDA ÖLÜRÜM YA!... Karıncaya sormuşlar: - Nereye gidiyorsun? - Hacc için Mekke’ye gidiyorum! - Bu küçücük ayakla mı gideceksin? Karınca cevap vermiş: - Kâbe’ye gidemesem de hiç olmazsa bu yolda ölürüm ya! Selam Huda’ya tabi olanların üzerine olsun.
114.00 ₺ -
Mektubatı Rabbani Arapça Harekeli 1.Cilt
Arapça Mektubat 1.Cilt HAREKELİ Mektubat-ı Rabbani kitabımız Ali kara hocamızın kontrol ve tashihinden geçerek harekeli olarak, Eski matbu nushaya sadık kalınarak sayfa tutar bir şekilde, yeni dizgi (Bilgisayarlı) olarak hazırlanmıştır. Ayet ve Hadis-i Şeriflerin kaynakları sayfanın altına dipnot olarak eklenmiştir. Ayet, hadisi şerif ve şiirler koyu olarak belirtilmiş. Ayrıca 2. cildin sonuna Mebde ve Mead Risalesi harekeli olarak eklenmiştir.
140.00 ₺ -
Kavaidil Akaid İnançların Esasları
‘’İslam Akaidi’’ İslam dininde kesinlikle inanılan hususlar manasına gelir ki, bunlara ‘’İman Esasları’’ da denir. Buna göre iman esaslarını ihtiva eden ilme de “Akaid İlmi’’ denir. Akaid İlmi; Allah’ ın varlığından, sıfatlarından, fiillerinden bahseden bir ilimdir. Akaid ilminin gayesi, taklitten kurtulmak ve tahkiki iman derecesine ulaşmaktır. Yüce Allah buyuruyor: «Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarı ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ın varlığını ve birliğini ispatlayan) birçok deliller vardır.»(Bakara 2/164) * * * “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüpheniz mi var?”(İbrahim,14/10) * * * “Andolsun ki, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah...” derler.”(Lokman,31/25)
96.00 ₺ -
Abidler Yolu Minhacul Abidin
İmam-ı Gazâli'nin "Minhâcü'l Âbidin" orijinal isimli bu eserinde; kulların, ibadetlerini hangi şartlarda ve ne şekilde yapacakları, dünya ve ahiret saadetine nasıl erişecekleri açıklanmaktadır. İlmin faziletinden, ihlasın çeşitlerine; kalbi ıslah etmenin çarelerinden, şeytanı kahretmenin yollarına kadar birçok konuda açıklamalar yapılan bu kitap; "salih kulların hayat ve ibadet ölçüleri" olarak da adlandırılabilir.
138.00 ₺ -
-
İlahi Saadet Mizanül Amel
Sana Kuran’ı indiren O dur. Bunun bir kısım ayetleri açık ve kesindir. Bunlar Kuran’ın esasıdır. Diğer bir kısım ayetler vardır ki ( onların manası sizce anlaşılmaz) müteşabihtirler. İşte, kalplerinde şüphe bulunanlar, fitne aramak ve teviline gitmek için Kuran’ın müteşebbih ayetlerine uyarlar. Hâlbuki o müteşebbih tevilini yalnız Allah bilir.
88.20 ₺ -
-
Tasavvuf Sohbetleri 2 Cilt
asavvuf Sohbetleri - Mehmet Ildırar Tasavvufun, insanı bir iklimden alıp diğer iklime taşıyan değiştirici ve geliştirici gücü sohbettir. Sohbet meclislerinde tek tek kemale erenler, ruh dünyası sohbetle yoğurulmuş güçlü bir toplum oluştururlar. Böylesi güçlü toplumlar, büyük bir ahlak krizi yaşayan dünyamızın da ihtiyacıdır. Tam da bu ihtiyaç noktasında merhum yarbay Mehmet Ildırar’ın sohbetleri, kitapla kalbin, ilimle irfanın, hükümle hikmetin, örnekle ibretin, amelle aşkın karışımından oluşan leziz bir sofra gibidir. Bu sofranın müdavimleri tövbeyi, tasavvufu, mürşid-i kamilin önemini, tasavvufi hayatı ve edebi öğrenerek ruh dünyalarını zenginleştirir.
644.00 ₺ -
Manevi İkramlar Mebde ve Mead
MANEVİ İKRAMLAR 16. yüzyılda Nakşibendîyye yolunda büyük iz bırakmış, örnek ahlakı ve edebiyle günümüze kadar yaşamış İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin kıymetli bir eseridir. Talebesi Muhammed Sıddık Bedahşî tarafından derlenen bu kitap, tasavvuf yolunun inceliklerini anlatmakta, anlaşılması güç konuları örneklerle akla uygun hale getirerek bizlere sunmaktadır. Sade bir üslupla hazırlanan eserde âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler ile ilgili konulara deliller getirilmiş, satırların arasına mutasavvıf şairlerden Farsça ve Arapça mısralar serpiştirilerek bu münevver kitaba ayrı bir lezzet katılmıştır.
140.00 ₺ -
Hikemi Ataiyye
HİKEM-İ ATAİYYE TASAVVUFİ HİKMETLER Alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) hamd, O’nun yüce resûlü Muhammed’e (s.a.v) sâlât ve selâm olsun. Tasavvuf ilmi değer olarak ilimlerin en yücesi, iftihar vesilesi olarak en büyüğü ve ışık olarak en parlağıdır. Nasıl olmasın ki; o, şeriatın özü ve tarikatın hedefidir. Hakikat nurları onunla parlar. Tasavvuf ilmiyle ilgili yazılmış en kıymetli eserlerden biri de Hikem-i Atâiyye’dir. Zira bu Hikmetler ledünnî hibeler, Rabbâni sırlar ve kudsi fikirlerden bahsetmektedir. Fakih Bennani, "İbn Atâullah’ın (k.s) Hikem’i sanki vahiy gibi… Şayet Kur’an’dan başkasıyla namaz caiz olsaydı Hikem’in sözleriyle caiz olurdu” demiştir.
185.50 ₺ -
Hadaikul Verdiyye Nakşi Şeyhleri
HADÂİKU’L-VERDİYYE - NAKŞİ ŞEYHLERİ İlk insandan bu yana tasavvufî düşünce çeşitli isimler altında, insanın hayatında en yüksek değer olarak daima mevcuttur. İnsanın Allah ile olan derin ilgisini gönüllerde yaşattığı için, hiçbir devirde yolcusuz ve ıssız kalmamıştır. En mükemmel ve en son din olan İslâm’ın insanlığa indirilişinden bu yana, sûfîlik mesleğine gönül verenler, yol demek olan "tarikat”ın fikrî ve manevi müesseseleri etrafında, ahlâkî gelişimlerini tamamlamak için toplanmışlardır. Tarikat kurumları ile tarikat halkasını devam ettiren zatlar, tasavvufî terbiyeye girmeden önce fıkıh, hadis, tefsir gibi zâhirî ilimleri tahsil etmişler, bu ilimlerin tahsili sonrasında kalplerini tasfiye ve ilâhî muhabbeti tahsil için bir mürşid-i kâmil bulup ona intisap etmişlerdir. Tarikat mekteplerinde "seyrü sülûk” adı verilen eğitimi tamamlayan bu zatlar, mürşidleri tarafından toplumu irşad için görevlendirilmişlerdir. İslâm ahlâkının en güzide örnekleri Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] ve onun yolundan giden mana erleridir. Hz. Âişe, Resûlullah’ın [sallallahu aleyhi vesellem] ahlâkını tarif ederken, "Onun ahlâkı Kur’an’dı” der. Sûfîler Kur’an ahlâkını tasavvufî ahlâk olarak sistemleştirmişler, Kur’an ahlâkının yaşanabilirliğini hem kendi yaşantılarıyla hem de eserlerinde ifade etmişlerdir. Bu eserlerdeki hayat hikâyelerini okumak, yaşama biçimlerini incelemek ve onlardan örnek modeller çıkarmak insanların gönül dünyalarını genişletir. Eser, mübarek zatların hayat hikâyelerini okumak, yaşama şekillerini öğrenmek ve onlardan kendi yaşantımıza örnek tavır ve davranışlar edinmek adına oldukça önemlidir. Bu eseri tercüme etmedeki gayemiz, modern insanın, hayatının çözüme muhtaç alanlarında yardımcı olacağını ümit ve temenni etmemizdir. Bu eser, şahsiyetlerinde taşıdıkları irşad kendileriyle yolu aydınlatan mana erlerini konu edinmesi ve hayatları yönlendirici bir baş ucu eser okuyabilecekleri kalıcı bir eser olması hasebiyle tercüme edilmiştir. Elinizdeki eser Reşehât kitabından sonra, Nakşibendiyye silsilesine mensup şeyhler hakkında bilgi veren en kapsamlı kitaptır. Kitap, Nakşibendiyye’nin Hz. Ali’ye ulaşan iki Alevî silsilesiyle, Hz. Ebû Bekir’e ulaşan Bekrî silsilesindeki zatları ayrı ayrı üç bölümde anlatmaktadır. Ana silsiledeki elli dört zatın hayatları nakledilirken, halifeleri ve halifelerinin halifeleri de verilmiştir. Hadâiku’l-Verdiyye kitabı bu yönüyle, 16. ve 19. yüzyıllar arasında yaşayan Nakşibendî şeyhleri hakkında yazılan en derli toplu ve güvenilir kaynak olma özelliğini taşır. On altı yıldan kısa bir süre içerisinde yetiştirdiği yüzlerce halife ile Nakşibendîliğin geniş bir coğrafyaya yayılmasına vesile olan Mevlânâ Hâlid el-Bağdâdî hazretleri ve halifeleri hakkında da geniş bilgiler yer almaktadır. Ayrıca sohbet, hatm-i hâcegân, zikir, rabıta ve murakabe gibi konularda Nakşibendîliğin usulleri yeri geldiğinde açıklanmaya çalışılmıştır. Allah bu eseri telif edenden razı olsun. Cenâb-ı Hak bizlere bu eserde bahsedilen ve övülen manevi iklimlere ulaşmayı ihsan etsin. Tercüme edilmesinde katkısı olan fedakâr ve cefakâr bütün dostlara teşekkürü borç biliriz. Eserin tercümesinde başından beri azimle ve gayretle uğraşan Mehmet Bilgen Bey’e, hem metin tercümesinde hem de Farsça şiir tercümesinde göstermiş olduğu titizlik ve incelikten dolayı Hacı Yılmaz’a, son okumayı yapan, tetkik ve tashih eden Kazım Karaağaç ile M. Hakan Öner ve Hüseyin Okur hocalarıma teşekkür ediyorum. Mehmet Emin Fidan Düzce
560.00 ₺ -
Behcetüs Seniyye Nakşibendi Adabı
BEHCETÜ'S SENİYYE - NAKŞİBENDÎ ÂDABI Tasavvufî düşünce, ilk günden bu yana çeşitli isimler altında varlığını sürdürmüş, insanların hayatında en yüksek değer olarak daima mevcudiyetini korumuştur. Tasavvuf yolu da hiçbir zaman ıssız ve yolcusuz kalmamıştır. İslâm dininin insanlığa indirilmesinden bu yana, sûfîlik mesleğine gönül verenler, bu yol vasıtasıyla en yüksek mertebeleri elde etmişlerdir. Tarikat halkasını devam ettiren kâmil ârifler, tasavvufî terbiyeye girmeden önce fıkıh, hadis, tefsir gibi zâhirî ilimleri tahsil etmişler, sonra kalplerini tasfiye için kâmil bir mürşide intisap ederek ilâhî muhabbeti tahsil yoluna koyulmuşlardır. Tasavvuf mekteplerinde "seyrü sülûk” adı verilen eğitimi tamamlayan bu ârifler, mürşidleri tarafından halkı Hakk’a irşad için görevlendirilmişlerdir. Bu kâmil zatlar; gerek sözleriyle gerek halleriyle ve gerek kaleme aldıkları eserleriyle insanlığa örnek olmuşlardır. Elinizdeki eser, el-Behcetü’s-Seniyye fî Âdâbi’t-Tarîkati’l-Aliyyeti’l-Hâlidiyyeti’n-Nakşibendiyye adıyla meşhur olup büyük İslâm âlimi, ârif, sûfî, Şeyh Muhammed b. Abdullah el-Hânî’ye aittir. Adından da anlaşılacağı gibi bu kitap, Nakşibendî-Hâlidî meşrebini anlatan temel bir eserdir. Mevlânâ Hâlid hazretlerinden sonra yazılan kapsamlı ve değerli kaynak kitaplardandır. Kitapta Nakşî sûfîlerin inanç, ilim, ahlâk, hal, makam, usul, edep ve müridi Allah’a ulaştıran yolları işlenmektedir. Baştan sona Allah dostu kâmil müminlerin yaşadığı, tattığı ve kâinata yaydığı ilâhî muhabbeti ve güzel edebi ele almaktadır. İnsan terbiyesinde varılabilecek en yüksek seviyeyi ve Allah dostlarının bunu nasıl gerçekleştirdiğini gözler önüne sermekte, her seviyedeki insana bunun yolunu göstermektedir. Ayrıca eserde Şâh-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbânî ve Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin hayat ve menkıbeleri yer almaktadır. Hak Teâlâ’nın yardımı, büyüklerin himmet ve bereketiyle bu kıymetli eserin tercümesine muvaffak olduk. Elhamdülillâh. Eserde geçen âyetlerin sûre ve numaralarını belirttik. Ayrıca bütün hadisleri tahriç edip hadis kaynaklarındaki yerlerini gösterdik. Anlaşılması zor ve kapalı olan yerleri dipnotlarda açıkladık. Daha rahat okunması ve takip edilebilmesi için konuya uygun başlıklar ekledik. Konunun bütünlüğünü sağlamak amacıyla bazı yerlerde takdim ve tehir yaptık. Bu çalışmanın, hayırlara vesile olmasını, bakan ve okuyan herkesin istifade etmesini yüce Allah’tan dileriz. Kıymetli okuyucularımızın eseri, güzel bir niyetle okumalarını ve içerdiği kıymetli bilgileri anlayarak hayatlarına geçirmelerini Cenâb-ı Hak’tan niyaz eder, ayrıca okuyucularımızın dualarını talep ederiz. Siraceddin Önlüer
343.00 ₺ -
Zikir
Tasavvuf, Cenâb-ı Hakkın iradesinin hayatın her aşamasında uygulamasının, yani hâle tam olarak geçirilmesinin yanısıra, İslâm’ın ihsan boyutu olarak tarif edilmektedir. Tasavvufun özü ise, insanın kendini bilmesidir. İnsanın kendini bilmesinin en önemli tezâhürü de zikirdir. Tasavvufta zikir, kişinin benliğinden kurtulup, evrensel benlikle var olma yoludur; Allah’a vâsıl olma iştiyâkıdır. Kişinin nefsânî arzularından kurtulup, ebedî olana yönelmesidir. Zikir, dirilmek ve hayat bulmaktır. Bu mânâda fenâ-bekâ düşüncesi tasavvufta üzerinde çok durulan iki kavramdır. Fenâ, benlikten, nefisten kurtulma; bekâ ise, kendi bütünlüğünü kazanıp evrensel benlikle bütünleşme olarak değerlendirilmiştir. Zikir insanın fenâ haline ulaşması için tarîkatların uyguladığı en önemli usüllerden biridir. Zikir, aynı zamanda tarîkat uygulamalarının en önemli unsurlarından birisidir. Tarîkatlardaki ilk derstir. Zikrin “lisanî zikir”, “kalbî zikir”, “toplu zikir”, “semâ”, “hatm-ı hâce”, “darb-ı esmâ,” “kayamî zikir,” “deverân” gibi şekilleri tarîkatların meydana geliş süreciyle birlikte ortaya çıkmış hususlardır. Zikir ve musiki arasında da irtibat kurulmuştur. Dinleme, musiki anlamına gelen sema Mevlevîlik tarîkatının zikridir. Ayakta dönerek icrâ edilir. Buna “Mukabele” de denilir. Bugünkü şekliyle semâ, sonraki asırlarda ortaya çıkan bir uygulamadır. Mesela,“Hatm-i Hace” Nakşbendî tarîkatında kişinin şeyhin huzurunda oturarak icrâ ettiği zikirdir. Sessiz yapılır. “Büyük hatme”, “küçük hatme” diye ayrılır. Râbıta ile başlar, duâ ile sona erer. Gözler kapalı olarak yapılır. İntisâbı olmayan iştirak edemez. “Darb-ı Esmâ” ise, Halvetîlerde icrâ edilen zikirdir. Bunun gibi tarîkatların farklı zikir uygulamaları olsa da hepsi özü itibariye birdir. Rabbimiz (c.c.), insanın kendisiyle bütünleşme ve varoluş kazanma hakîkati olan zikrin ehemmiyetini “Siz Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim” (Bakara, 152) ifadesiyle beyan buyuruyor. Mevlânâ, Mesnevî’sinde bu konuyla ilgili şöyle bir hikâye anlatır: Adamın biri her gece Allah’ı zikreder ve bu zikrinden de zevk almaktadır. Bir gece Şeytan ona şöyle vesvese verir: -“Bunca Allah demene karşılık Onun lebbeyk (buyur) demesi nerede? Böyle ne vakte dek “Allah” deyip duracaksın?” Adam bu vesveseden üzülür, eleme düşer, başını yere koyup yatar. Rüyada Hızır (a.s.)’ı yeşiller giymiş olarak görür. Hızır ona: -“Niçin zikri bıraktın? Zikretmekten niye vazgeçtin?” der. -“Lebbeyk” sesi gelmiyor. Kapıdan kovulacağımdan korkuyorum” -Senin “Allah” demen, sana aynı zamanda “lebbeyk” denilmesidir. Senin o derde düşmen, çareler araman kapıya kabul edilmendendir. Her Allah demende sana gizlice “Lebbeyk” (buyur) denilir.” Dolayısıyla insanın arayış içinde olması, âh u fîgan etmesi, ahh çekmesi, zikredebilmesi hep Cenâb-ı Hakkın bir lütfudur. İnsan gidecek başka kapının olmadığını bilerek, bu şuur içinde hayatını sürdürebilmelidir. Bu kitapta tasavvufun en önemli mevzularından biri olan zikir konusu temelde tasavvufî bir bakış açısıyla ele alınmaya çalışılmıştır. Kitap; önsöz, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde, İslâm’da zikir, Kur’ân-ı Kerîm’de zikir, Efendimiz (s.a.v.)’in hayatında zikir, tasavvufta zikir, zikrin üç hâli, zikrin önemi, zikrin sürekliliği, zikrin benlik inşâsına tesiri, tefekkür zikir birlikteliği, zikrin evrensel yönü, zikrin sosyal-psikolojik yönü, zikrin kuşatıcılığı, dâimî zikrin önemi ve tesiri, zikrin kişiliğin oluşumuna ve insan-ı kâmil olmaya tesiri, zikir tefekkür ilişkisi, zikir ma’rifet ilişkisi, zikir vuslat ilişkisi, zikir mekân ilişkisi, zikir şükür ilişkisi, zikrin diğer ibadetlerle münâsebeti gibi konular işlenmiştir. İkinci bölümde ise, farklı zikir uygulamaları başlığı altında, hafî zikir, cehrî zikir, tevhid zikri gibi konulara temas edildikten sonra tarîkatlarda zikir başlığı altında Kâdirî, Nakşî, Rıfâî, Kübrevî, Sühreverdî, Halvetî, Gülşenî, Mevlevî gibi tarîkatlarda zikrin farklı icrâ ediliş şekilleri ve farklı isimlendirmeler ortaya konulmuştur.
84.00 ₺ -
Yolculuk Nereye?
Yolculuk nereye? Yolculuk, hiç şüphesiz oraya... Rabbin huzuruna... Peki, ama oraya nasıl varmalı? Bu soru çok daha hayati. İnsan, yolculuğun sona doğru ilerlediğinin bir şekilde farkına varır da, asıl “Oraya nasıl varmalı?” sorusunu sormayı, cevabı üzerinde yoğunlaşmayı, daha önemlisi doğru bir cevabı bulmayı ıskalayabilir. İnsan, dünyaya, Rabbin bünyesinde sakladığı türlü çeşitli potansiyellerle gelir. Sonra bu potansiyel imkânlar, gün yüzüne çıkar, insanın gücünü - kuvvetini oluşturur. Bir süre böyle “Güçlü” olarak devam eder insan hayatı. Sonra şakaklara ak düşer. Zirve dönülür. Güç azalır, azalır ve azalır. Son nefes, insanın son gücüdür. O da gittiğinde, insanda, dünya varlığından bir şey kalmaz. Bu durumda insanı, ebediyet kapısı gibi duran kabre götürürler. Kabre konulduğunda, insanın malı, mülkü, ünvanları, evladü ıyali, her şeyi ama her şeyi bu tarafta kalmıştır. Artık hayatın gerçeği öte dünyadır. Ebediyyet âlemidir ve orada Rabbin huzuruna çıkılacaktır.
70.00 ₺ -
İmandan İhsana Tasavvuf
İmandan İhsana Tasavvuf ...eserimizde tasavvufun umûmî olarak muhtevâsını verdikten sonra, onun ana mevzûunu teşkileden mârifetullâh, muhabbetullâh, tezkiye-i nefs, tasfiyei kalb, tasavvufî üslûb vb. hususları îzâh etmeye gayret ettik. Başta Peygamber aleyhissalâtü vesselâm olmak üzere, o mübârek varlığın vârisleri olan İslâm büyüklerinin davranışlarından örnekler sunmaya çalıştık. Yer yer de tasavvufun derinlik ve incelikleriyle ilgili birtakım tereddüt ve muhalif görüşlere cevap mahiyetinde şahısları hedef alarak değil sadece fikir bazında mâlumat arz ettik.Ayrıca eser de, tasavvufun arzu ettiği mânevî terbiyeden uzak bâzı kimselerin, ya iyi niyetle fakat câhilâne ya da gafletlerinden ötürü aksak, kifâyetsiz ve yersiz uygulamalarının bu mübârek yol ile bir alâkasının bulunmadığına temas ettik. Hâsılı bütün bu yönleriyle eser, zâhirde müellifinin, ancak hakîkatte Hak dostlarının bir te’lîfidir.Yâni eserdeki bütün feyz ve güzellikler, ehlullâhı gönül âlemlerinden bizlere yansıyan ulvî akislerdir.Bizim vazîfemiz, günümüzün lüzûm ve şartlarına göre bunları derlemek gayretinden ibâret olmuştur. Yâ Rabbî! İlim ve idrâkimizin kifâyetsizliğine rağmen,engin tasavvuf âlemi hakkında izhâr ve ifâdesine cür’et ettiğimiz his ve fikirlerimizin, muhterem okuyucularımızda inşâallah hâsıl edeceği feyz ve tesirlere sonsuz bir teselsül bereketi ihsân eyle! Allâh’ım! Bu âcizâne gönül hizmetimiz vesilesiyle bizi muhterem okuyucularımızla birlikte sonsuz nîmetlerine lutfen ve keremen nâil eyle! Bu nîmetleride kendi şân-ı ulûhiyyetinin azamet ve îcâbına göre muhteşem bir muhtevâ ile lutfeyle! Âmîn!..
367.50 ₺ -
Cömertliğin Fazileti ve Cimrilik
İmam-ı Gazali’ nin en büyük eseri olan İhya-u Ulum’id-din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhya-u Ulum’id-din içinde yer alan konuların her biri, eserin orjinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhya-u Ulum’id-din’ in üçüncü cildinde yer alan yedinci kitap Cömertliğin Fazileti ve Cimrilik’dir. Bu kitapda; özetle diyebiliriz ki, malın faydalı yönleri olduğu kadar, afet ve tehlikeli olan yönleri de bulunmaktadır. Bunun faydalı ve yararlı yönlerini yerine getirmenin sonucunda kurtuluş bulunmakla birlikte, kötülüğü de kişiye felaket ve tehlike getirir. Kaldı ki, bunun iyisini kötüsünden, hayrını şerrinden ayırmak da öyle pek kolay değildir. İşte bu konunun tek tek ele alınarak açıklanması gerçekten pek önemlidir.
96.00 ₺ -
Mesnevi Bahçesinden Bir Testi Su
"Mesnevi Bahçesinden" ser-levhasıyla takdim edilen bu kitabın muhtevası, Allah dostlarının şifa pınarı olan gönül bahçelerinden derlenmiş "alev renkli bir demet karanfil" ve "bir testi su" dur. Rabbimizden niyazımız şu ki; bu "alev renkli bir demet karanfil" ve "bir testi su", ruhaniyetlerin tecellisi ile kalbte "yanışlar, kavruluşlar" ve gönül şebnemlerinde "zemzemler" meydana getirsin! Amin!..
192.50 ₺ -
Mektubatı Rabbanide Şeriat ve Tasavvuf
Mektûbât-ı Rabbânî’de Şerîat ve Tasavvuf Bir İmâm-ı Rabbânî kitabı. Mektûbât’tan seçilmiş 199 mektup. Altınoluk dergisi, okuyucularına İmâm-ı Rabbânî’nin gönül dünyasından süzülmüş bir “Tasavvuf Çerçevesi”ni taşıyor. “Tasavvuf Çerçevesi” demişsek, İmâm-ı Rabbânî söz konusu olduğunda bunun bir “Şeriat çerçevesi” olduğunu ifade etmekten zaitlerden oluyor. Ve Altınoluk da zaten bunun için seçti bu kitabı. Şeriat mi, tarikat mi, hakîkat mi, mârifet mi tartışmaları içinde savrulup gitmek var. Bir de işin ana çerçevesini Kur’ân ve Sünnet’in çizdiği İslâm ölçüleri demek olan Şeriat’i temel alıp, diğer her şeyi onun içinde ilerleyiş olarak görmek var. İmâm-ı Rabbânî çizgisi bu. Kendini en önce Şer’î Şerîf ile bağlamak, ondan sonra gönül yolculuğunu sürdürmek, nereye kadar tırmanılabilirse…
343.00 ₺ -
Kuranı Kerimde Seyru Sülük
İbn Acîbe, Kuzey Afrika tasavvufunun önde gelen şahsiyetlerinden biridir. Şâzelî ekolüne mensup bir sûfî olan İbn Acîbe, Hikem-i Atâiyye müellifi İbn Atâullah el-İskenderî (v. 1309) ile Şeyh Ahmed Zerrûk (v. 1493) gibi sahasında otorite kabul edilen sûfîler silsilesinden gelen bir zâttır. Onun İslâmî ilimlerdeki derin bilgisi ile telif ettiği, şeriat ve hakîkatı buluşturan eserleri de eşsiz niteliktedir. Tasavvufî hayatın Kur’ân ile olan yakın bağı bu sahada yazılan tefsirlerin çokluğu ile kendini ortaya koyar. Sûfîlere göre Kur’ân kendini ancak yaşayanlara açan bir ilim deryası ve ilham kaynağıdır. Sülûkta kemâlâtın bir ölçüsü de müntehî sâlikin aradığı her meselenin cevabını Kur’ân-ı Kerîm’den bulabilmesidir. Bu sebeple sûfîler hem teorik hem de pratik meselelerini Kur’ân’dan yola çıkarak çözümlemek için pek çok tefsir kaleme almışlardır. Bu gayretler arasında İbn Acîbe’nin tefsiri özellikle tekke hayatının pratik sorunlarına cevap verebilecek şekilde kaleme alınmış olması açısından önemlidir. Müellifin âyetlerden yola çıkarak insanı hayrete düşürecek bir tefekkür ile mürid-mürşid ve müridler arası ilişkilerde kurallar vazetmesi sebebiyle eser üzerine müstakil bir çalışma yapılmasının faydalı olacağını düşündük ve bu çalışmayı yapmaya karar verdik. Biz bu çalışmamızı dört bölüm olarak ele aldık. Birinci bölümde İbn Acîbe’nin hayatı, eserleri, yetiştiği dönem ve tasavvufî şahsiyetini inceledik. Her ne kadar Gazâlî gibi keskin bir dönüşü olmasa da müellifin 14 / KUR’ÂN-I KERÎM’DE SEYR U SÜLÛK zâhirî ilimlerden tasavvufî ilimlere dönüşünü, sülûk yolundaki ciddi gayretlerini onun Fehrese’sinden yine onun rûh dünyası ile birlikte aktarmaya çalıştık. İkinci bölümde müellife göre, seyr u sülûk sürecinin Kur’ân merkezinde temellendirilmesi, sülûkun makâmları ve bunların aşılmasında sâlikin dikkat etmesi gereken hususlar ele alınmıştır. Üçüncü bölümde mürşidin Kur’ân’daki yerini, mürşide verilen Kur’ân kökenli isimler, mürşid olmanın şartları gibi konuları ele aldık. Bu bölümde İbn Acîbe’nin peygamberlerle alâkalı âyetleri, onların varisleri olan ulemâyı ve sûfiyyeyi merkeze alarak yorumladığını gördük. Dördüncü bölümde ise “Sülûkun en önemli muhatabı olan sâlik nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap verildi. Müellifimiz Kur’ân’dan yola çıkarak sâliklere muhtelif adlar vermiştir ki bunların pek çoğu başka kaynaklarda rastlanmayan orijinal isimlendirmelerdir. Çalışmam esnasında yardımları dokunan tüm dostlarıma özellikle de metni gözden geçiren Prof. Dr. Ramazan Muslu’ya, Dr. Murat Kaya’ya ve son okumayı gerçekleştiren Abdurrahman Mıhçıoğlu, M. Nedim Tan ve K. Yusuf Ünal’a teşekkürü bir borç bilirim. Eserimizdeki başarılar Allah’tan; hata ve kusurlar ise bizdendir. Süleyman DERİN Küçük Çamlıca / 15 Eylül 2012
133.00 ₺ -
Hak Dostlarından Hikmetler Hazreti Mevlana
İnsanlar vardır, daha yaşarken mâzi olmuşlardır. İnsanlar vardır, asırlar önce yaşamış olmalarına rağmen, gönüllere hayat bahşeden nefesleri bugün bile dipdiridir. Yani onlar, üzerlerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, aslâ mâzi olmayanlardır. İşte gönülleri tenvir, irşad ve ihyâ vazifesine, Cenâb-ı Hak tarafından çağları aşan bir teselsül bereketi ihsân edilen müstesnâ Hak dostlarından biri de; Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri’dir. Hazret-i Mevlânâ’nın asırlar önce insanlığa ihlâs ile yazdığı irşad mektubu, bugün bile bütün dünyada akis buluyor ve heyecan uyandırıyor. Zira onun insanlığa yâdigârı olan gönül eserleri, insanın iç dünyasına ayna tutarak kendini tanımasına, özüne dönmesine ve mânevî problemlerini çözmesine yardımcı oluyor. Asrımızın materyalist zihniyetinin sultası altında ezilen insanların gönül âlemlerini huzur ve sü-kû-na kavuşturuyor, hidâyetlere vesîle oluyor…
108.50 ₺