-
Abbâsîler Döneminde Vezirlik (295-530/908-1136)
Siyasi ve idari açıdan gerçekleştirdikleri faaliyetlerle kendilerinden sonraki pek çok İslâm devletinin kurumsal yapısında kalıcı bir etki bırakan Abbâsîler, Emevîler’den tevarüs ettikleri kurumların bir kısmını geliştirerek bir kısmına ise yenilerini ekleyerek devleti daha merkezî ve bürokratik bir yapıya kavuşturmuşlardır. Bu yöndeki çabaların en önemlisi kuşkusuz İslâm tarihinde resmî bir kurum olarak ilk defa vezirlik müessesesinin tesis edilmesidir. Kurulduğu ilk dönemlerde idari açıdan nispeten basit bir görümüm arz eden vezirlik müessesesi, sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren tam teşekküllü bir yapı haline gelmiş, dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren ise çeyrek asır boyunca hemen hemen son kudretli dönemini yaşamıştır. Abbâsîler Döneminde Vezirlik vezirlik kurumunun son parlak dönemini yaşadığı Muktedir-Billâh’ın halifeliğinden Abbâsîler’de Selçuklu nüfuzunun sona erdiği Muktefî-Liemrillâh’ın halifeliğine kadar iki asrı aşkın bir zaman dilimini kapsamaktadır. Kitapta bu süre zarfında halifenin ve onun vekili olarak vezirin güç ve otoritesindeki değişim dikkate alınarak vezirlik kurumunun tarihî gelişimi ve işleyişi üzerinde durulmuş, vezirlerin birbirleriyle mücadeleleri, siyasi ve idari faaliyetleri, halife ve sultanla ilişkileri derinlemesine incelenmiştir. Ayrıca vezirlik kurumunun ortaya çıkışı ve mahiyeti, Abbâsî bürokrasisinin temelini oluşturan divanlar, vezirlerin tayin merasimleri, görevleri, kıyafetleri, lakapları, gelirleri, azledilme gerekçeleri ve nâibü’l-vezirlik gibi vezirlik kurumunun işleyişine dair konular da kitabın ele aldığı temel meselelerdir.
37.10 ₺ -
İstihbaratın Kısa Tarihi Gölge Oyunu
İnsanoğlu, tarih boyunca hep ötekileri merak etmiş ve onlar hakkında bilgi sahibi olmaya gayret etmiştir. Bu nedenle istihbaratın ortaya çıkışı insanlığın başlangıcına kadar götürülebilir. Her topluluk kendi varlığını korumak ve diğerlerine üstünlük kurmak için ötekiler hakkında bilgi sahibi olmaya ve onların teşebbüslerini engellemeye çalışmıştır. Dolayısıyla tarihin her devrinde istihbarat ve istihbaratçılar toplumların vazgeçilmez bir parçası olagelmiştir. İlkin Başar Özal, kaleme aldığı İstihbaratın Kısa Tarihi / GÖLGE OYUNU isimli çalışmasıyla istihbarat tarihine ait bilgi yumağını adeta hallaç pamuğu gibi elden geçiriyor. Fırat Nehri’nin kıyısında bulunan antik dönemden kalma bir kil tablet hangi istihbarat olayını aydınlatıyordu? Asurluların kurduğu ticaret merkezlerinin istihbarat faaliyetleri ile ne ilişkisi vardı? Roma, Yunan ve Pers medeniyetlerinde istihbaratın önemi neydi? Üç semavi dinin Peygamberleri inananlarını korumak için hangi istihbarat yöntemlerine başvuruyordu? Kardinal Richeliu’den Casanova’ya modern öncesi dönemde Avrupa’daki istihbarat mücadelelerinde neler yaşandı? Amerikan İç Savaşı’nda kadınların ve zencilerin rolü neydi? Fransa’daki Dreyfus Meselesi’nin istihbarat tarihindeki önemi neydi? Birinci Dünya Savaşı’nda ne tür istihbarat mücadeleleri yaşanmıştı? İstihbarat tarihi açısından İkinci Dünya Savaşı’nın önemi neydi? Soğuk Savaş sürecinde istihbarat faaliyetlerinin ulaştığı nokta neresiydi? 21. yüzyılda istihbarat faaliyetleri hangi noktaya evirildi? İlkin Başar Özal, bu soruları İstihbaratın Kısa Tarihi / GÖLGE OYUNU kitabıyla cevaplıyor ve tarih boyunca perde arkasında kalan faaliyetlere ışık tutuyor.
203.50 ₺ -
Kaybolan Tarihin Peşinde
Kaybolan Tarihin Peşinde ismini verdiği sosyal medya hesaplarıyla milyonların tanıdığı bir isim "Mehmet Dilbaz" Bu platformda imparatorluk coğrafyasının bilhassa son payitaht İstanbul’un zaman içinde nasıl bir dönüşüm geçirdiğini gösterdiği fotoğraflarla hazin ve hüzünlü hatıralarla anlatıyor. Yine Kaybolan Tarihin Peşinde ismiyle hazırladığı çalışmasıyla bu kez not defterini okuyucuyla paylaşıyor. Bir cami, kasır, türbe, han, mezar taşı, eski bir çınar, çeşme, geçmiş zamanı hayal ettiren manzara ve isimle, üstünde sallanan ve bütün çizgilerine hasret sindiren incelikli vakitlere pencere açıyor. Teşkilat-ı Mahsusa’nın fedaisi Yakup Cemil nerede kurşuna dizildi? Hangi konsolosluk binası Osmanlı mezarlığının üzerine inşa edildi? Kâğıthane sarayları hangi dönemde yağmalandı? Hangi Osmanlı mezarlığının üzerinde konser alanı var? Mezarında rahat bırakılmayan Mevlevi Şeyhi kimdi? Hangi Mimar Sinan eseri yıkılıp yerine benzin istasyonu yapıldı? Ünlü sanatçı Safiye Ayla’nın çocukluğunun geçtiği yetimhane aslında hangi saraydı? Bu kitapla, Tanpınar’ın “Kaybolan şey, bir hayat tarzı bütün bir dünyaydı…” diye andığı ‘ikinci zaman’a yolculuklara çıkacaksınız. Ve İstanbul’un nasıl bir masal kuşu olup, avuçlarımızda uçup gittiğine şahit olacaksınız
148.00 ₺ -
Selanikin Yükselişi
“Biz Türkler de umum Osmanlılar gibi bu müstebid hükûmetten ıslahat ve hürriyet isteriz. Cemiyetimiz bu maksadla çalışıyor. Biz bugün, Ermenileri tedibe çalışacağımıza idaresizliğin, zulüm ve istibdadın merkezi olan Babıâli, Şeyhulislâm kapısını, Yıldız’ı basarak bu daireleri müstebidlerin başına yıkalım, elele verelim, toplanalım, çoğalalım. Bizim de hürriyete, serbestiye âşık ve müstahak olduğumuzu âlem-i medeniyete gösterelim” Osmanlı İttihâd ve Terakkî Cemiyeti Osmanlı tarihinin en çok konuşulan/tartışılan padişahı Sultan II. Abdülhamid ve Batı’dan sirayet eden/ettirilen; başta Meşrutiyet olmak üzere hürriyet, müsâvât (eşitlik), uhûvvet (kardeşlik) fikirlerinin öncüleri Jön Türk Hareketi... Ortada dağılmakta olan bir devlet ve bunu kurtarmak isteyen iki taraf: II. Abdülhamid ve Jön Türkler…Ve bu uğurda yapılan kıyasıya bir siyasî mücadele…
74.00 ₺ -
Osmanlı Modernleşmesi
Prof. Dr. Kemal H. Karpat’a göre Osmanlı sosyal yapısı, devlet geleneği, sanatı, hukuk sistemi, kültürü ve tarihi değişmeye yani modernleşmeye kendi kültürel ve tarihî çerçevesini çizmiştir ve ona göre değişmiştir. Değişme konusunda değişmeyi tetikleyen devlet ve değişmeye maruz kalan toplum arasında değişmenin yani modernleşmenin özü ve amacı konularında büyük farklar ve çelişkiler olmuştur ve hâlen oluşmaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında büyük bir bürokrat grubuna dayanan merkezileşme, devletin gördüğü hizmetlerin çoğalması, Kırım, Kafkasya ve Balkanlar’dan gelen göçler eskiye göre içeride çok yeni bir sosyokültürel ve politik ortam yarattığı gibi, dış güçler de Osmanlı sosyal gelişimini yakından etkilemiştir. Dış etkenler arasında Osmanlı’nın dar çerçeveli pazar ekonomisini Batı’nın sınai ve ticari kapitalizminin nasıl etki altına aldığını birinci derecede göz önünde tutmak gerekir. Hakikaten kapitalizm Osmanlı üretim sistemini kökünden etkileyerek özel mülkiyetin gelişmesini sağlamış, süreç devlet mülkiyeti, yani miri mülkün gittikçe daralması ve ferdiyetçi bir toplumun ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Karpat bu eserinde; Osmanlı sosyal yapısının yüzyıllar boyu geçirdiği evrim ile modernleşmenin yaşandığı 18. ve 19. yüzyıllarda oluşan sosyal yapı değişikliklerinin nitelik bakımından birbirinden nasıl ayrıldığını tüm detaylarıyla anlatmaktadır. Osmanlı Devleti’nde sosyal yapı değişikliklerini tarihî bir çerçeve içinde ele alan bu çalışma; 19. yüzyıldaki ıslahat girişimlerinin, devlet yapısındaki değişikliklerin ve nüfus hareketlerinin birbirini nasıl etkileyerek yeni bir toplumsal yapıyı oluşturduklarını tüm detaylarıyla incelemektedir.
148.00 ₺ -
Sarı Saltuk Diyarı Babadağı
Babadağı hakkında bir kitap yazmayı yıllar önce planlamıştım. Amacım, Osmanlı devlet ve tarihine merkezden; yani İstanbul'dan değil; küçük bir kasaba açısından bakarak bu kasabanın neden ve nasıl büyüdüğünü, nasıl çöktüğünü anlatmaktı. Bunun için de İslam ve Osmanlı tarihinde istisnai derecede ilginç bir yeri olan Babadağı'nı seçmiştim. Orada doğup büyümem ve Babadağı'nın ruhunu içime sindirmiş olmam; gölünü, ormanlarını, insanlarını yakından tanımam, kasabanın tarihini yazmamı kaçınılmaz bir vazife haline getirmişti. Sonunda elimde bulunan bilgileri bir araya getirerek yayınlamaya karar verdim. Böylece Babadağı'na duyduğum minnet borcumu kısmen de olsa ödemiş olacağım. Daha iyisini, tarihi seven ve geçmişini unutmayanlar yapsın. Son söz bu. Kemal H. Karpat
218.30 ₺ -
Osmanlı ve Modern Türkiye
Dünyada Türk-Osmanlı tarihine bakışı değiştiren, tüm üniversitelerde okunan ve okutulan efsane tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık’tan Osmanlı ve Modern Türkiye'ye dair ufuk açıcı bir kitap… "Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bir bireye benzer." "Osmanlı imparatorluk rejimi, din ve ırk ayrılığı gözetmeyen, bütün tebaayı Osmanlı Devleti şemsiyesi altında birleştiren siyasi bir düzendi." "16. yüzyılda Osmanlı dünya gücü, Avrupa siyasi coğrafyasını ve ekonomisini belirleyen başlıca etkenlerden biriydi." "İslâm medeniyeti Ortaçağ’da; felsefede, tıpta, astronomi ve matematikte, hatta teknolojide Batı Hıristiyan dünyasına örnek olmuştur." "Ahî ve derviş zaviyeleri Osmanlı Devleti’nin fetih ve yayılış döneminde, Rumeli’de yerleşmede (kolonizasyon) hayati bir rol üstlenmişti." "Osmanlı Devleti’nin son iki yüzyıllık değişim ve dönüşümü, 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile noktalanmıştır." "Atatürk, yalnız büyük bir askerî stratejist değil, aynı zamanda usta bir siyaset stratejistidir." "Atatürkçülük, yüz elli yıllık bir tarihî gelişimin son ve radikal ifadesiydi." "Türk devriminin en derin etki yaptığı memleket Hindistan’dır. Bu geniş memlekette gerek Müslümanlar gerek Hindular, İngiliz koloni idaresine karşı özerklik ve bağımsızlık hareketlerinde Türkiye’de gelişen olaylardan ilhâm almışlardı." "İslâm devletleri arasında Mustafa Kemal’in emperyalizme karşı mücadelesini heyecanla izleyen ilk Müslüman devlet Afganistan’dır." Prof. Dr. Halil İnalcık
140.60 ₺ -
Teşkilatı Mahsusa Subayının Hayatı Kuşçubaşı Eşref
Trablusgarp fedaisi, Batı Trakya savaşçısı, efsanevi Teşkilat-ı Mahsusa subayı, 150’lik… Osmanlı’nın son dönemine damgasını vuran Kuşçubaşı Eşref, bugün hâlâ tartışılan bir karakter; kimilerinin görmezden geldiği, kimilerininse mitik hale getirdiği, tarihsel gerçeklik ile popüler hayal gücünün sınırları arasında flulaşan efsanevi bir figür. Dünyaca ünlü tarihçi Profesör Benjamin C. Fortna’nın, Kuşçubaşı’nın kendi eliyle kaleme aldığı hatıralar ve sandukasından çıkan şahsi belgelerden üzerinden yaptığı bu birinci sınıf çalışma, Kuşçubaşı hakkında bugüne kadar yazılan en detaylı ve güvenilir biyografi olma özelliğini taşıyor. Fortna, çalışmasını bireye merkezleyerek, devlet ve toplum arasındaki katı sınırları sorgulamaya ve çok daha incelikli bir tarihsel gerçekliğe varmaya kapı aralıyor. “Sadakat, hıyanet, milliyet ve vatanperverlik gibi heybetli ve telaffuzu hoş kavramlar tekil insanların hayatlarına giydirilerek izah edilmeye çalışıldığında kağşarlar, keskinliklerini kaybederler. Eşref Bey kolayca kullanılan soyut kavramları sigaya çekmemizi sağlayan somut bir hayat yaşamıştır. İlaveten, yaşadığı zamanın dünyasını dostlarla ve düşmanlarla paylaşmıştır. Her insan bir ilişkiler ağının parçası, o halde her biyografide yan rollerde başka ilginç karakterler de boy göstermelidir. Nitekim Kuşçubaşı Eşref Bey biyografisinde kendisinden başka Mustafa Kemal, Enver, Cemal ve Hurşid paşaların, Süleyman Askerî ve Yakup Cemil’in, Çerkes Ethem’in, Ahmed’in, Reşid’in, Selim Sami’nin hikâyelerinin bazı cepheleri de saklıdır.”
259.00 ₺ -
Selanik İstanbula Karşı
* 31 Mart Vak'ası'nın gerçek nedenleri... * Jön Türk-Sultan Abdülhamid Mücadelesi'nin sonucunda ne oldu? * Ordunun siyasete karışması ne gibi dengesizliklere neden oldu? * Edine Vak'ası, Kör Ali Olayı ve Askeri İsyanlar'ın detayları... * Avcı Taburları, Askerler, Hocalar, Ulema ve kıyafet değiştiren subaylar... * Hareket Ordusu nasıl oluştu, nasıl harekete geçti? * "İstanbul'un yeniden fethi" nasıl gerçekleşti? * Sultan Abdülhamid'i kimler, nasıl tahttan indirmeye karar verdi? Süreç nasıl işledi? * Ayaklanmaların arkasında "irticacılar" mı vardı, yoksa yabancı parmağı mı?
70.30 ₺ -
Müşteriniz Ne İster
İyi bir firmanız var, nitelikli çalışanlara ve iş disiplinine sahipsiniz, gece gündüz çalışıyorsunuz, orijinal fikirleriniz var ve bunları hayata geçiriyorsunuz ama bir şeyler hep yanlış gidiyor sanki. Bir yandan aksaklıklar, diğer yandan hesapta olmayan harcamalar işleri sürekli olarak sekteye uğratıyor olabilir. Firmanızda iş yönetimi ile alakalı sıkıntı yaşıyor veya müşterilerinizle istediğiniz diyaloğu bir türlü sağlayamıyor olabilirsiniz. Ya da ürün ve hizmetlerinizi müşterilerinize tam olarak anlatamadığınızı düşünüyorsunuz. Belki de artık meseleye “müşterinizin” gözüyle bakmanın zamanı gelmiştir. Firmaların sürekli olarak peşinde koştuğu ve bu alana büyük yatırımlar yaptığı yegâne konulardan biri de daha nitelikli bir iş yönetimini hayata geçirebilmek. Müşteriniz Ne İster? firmanızda gerçekleştireceğiniz yeniliği daha verimli hale getirmek için üç temel meseleye odaklanan bir rehber: Müşteriniz kimdir? Sizden beklentisi tam olarak nedir? Siz onlara ne sunuyorsunuz? Üstelik, yalnızca müşterinizin anlamaya yönelik bir rehber değil, aynı zamanda kendi iş modelinizi, iş süreçlerinizi yönetmek, kurgulamak veya yeniden tasarlamak için hazırlanmış bir kılavuz. Yöntemleri Coca Cola, Procter and Gamble, Mastercard, LEGO, 3M gibi çokuluslu şirketler tarafından benimsenen ve kitapları otuzdan fazla dile çevrilmiş iş yönetim dâhileri Alex Osterwalder ve Yves Pigneur’den görselliği de ön plana çıkaran bir başvuru kitabı.
259.00 ₺ -
Google Nasıl Yönetiliyor
Dünya ekonomisinin belkemiği haline gelen, internet trafiğinin %82’sini yöneten bir şirket düşünün. 2013 yılında 53 milyar dolar ciro yaparken, merkez kampüsün bahçesini düzenlemek için çim biçme makinesi almak yerine 200 keçiyi işe alan bir şirket… Bir yandan rengarenk ofisleri ile üretkenliği tepe noktasına çıkarmayı hedeflerken diğer yandan robot teknolojisi ve mobil cihazlar üzerinden dünyayı değiştirmeye aday bir şirket… O şirket, Google. Peki dünyanın en hızlı büyüyen, en çok beğenilen, en çok konuşulan şirketi Google, nasıl yönetiliyor? Google’ın iki tepe yöneticisi -İcra Kurulu başkanı Eric Schmidt ve Ürünlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Jonathan Rosenberg- tarafından yazılan ve tüm dünyada çok satan listelerini alt üst eden bu kitap Google’ın oluşturduğu değerler ve şirket kültürü ile dünya lideri bir kuruma dönüşmesinin hikâyesi. Strateji, yetenek yönetimi, karar mekanizmaları, iletişim, inovasyon gibi konularda yepyeni yaklaşımlar sunan Google Nasıl Yönetiliyor?, birçok örnek olayla dünya devi bir şirketin nasıl yönetildiğinin ipuçlarını sunuyor.
296.00 ₺ -
Doğunun Ortak Mirası
Çalışmamızda bulunan 21 adet makalemiz, içerikleri her ne kadar çok çeşitli görünseler de aslında birbirlerinin edebî ve kültürel hayatlarından oldukça esinlenmiş olan Anadolu ve İran coğrafyalarının bize sunduğu kültürel zenginliklerini konu alır. Eserimizde yer alan makalelerimiz yukarıda da belirttiğimiz gibi, gerçekte bu coğrafyaların birbirlerine nasıl tesir ettiklerinin birer kanıtıdır. Örneğin, Farsçanın Türk kültüründeki yeri, Selçuklu araştırmalarında Farsçanın önemi veya ünlü İranlı şair Firdevsi’nin başyapıtı sayılan Şehnâme’nin Türk edebiyatı üzerindeki etkileri gibi konular makalelerimizin içeriklerini oluşturmaktadırlar. Ayrıca, "İslâmiyet’ten Önceki İran Medeniyeti”, “İslâmiyet’ten Önceki İran Şiiri”, “Câmiü’t-Tevârih’e Göre Oğuzlar”, “Nevruz” “Şehriyar Hakkında Türkiye’de Yapılan Bilimsel Çalışmalar”, “Ahmet Yesevî ve Yesevîlik”, “İlk Ahiler Hakkında” gibi makalelerimiz de yine bu coğrafyaların ortak paydası niteliğindedir. Makalelerimizin yedisinde ise Hacı Bektaş-ı Veli’nin hayatı ve düşünceleri, yaşadığı dönemde Nişabur’un kültürel ve siyasî yapısı, şiir anlayışı, sadece yaşadığı yerde değil düşüncelerinin yayıldığı yerlerden birisi olan Arnavutluk’ta edebiyata olan etkisi veya Ahmet Yesevî ve Yunus Emre gibi büyük bir zincirin ilk üç halkasını meydana getiren bu üç velînin birbiriyle olan ilişkilerinden söz edilmiştir. Çalışmamızda yer alan diğer üç makalemiz ise büyük İslam düşünürü Mevlânâ hakkında olup, onun tasavvufî düşüncelerinin incelenmesini, Mevlânâ’nın bizzat kaleme almış olduğu mektuplarının üzerine yapılan tahlilleri ve yaşadığı döneme kadar Belh’in kültürel durumu konu etmektedir.
224.00 ₺ -
Hz Alinin 100 Veciz Sözü
Hz. Ali’den bahseden dinî eserlerin hemen hepsinde, O, büyük bir cengâver ve eşsiz bir kahramandır. Hz. Peygamber’e (s.a.v) yakınlığı ve O’nun ilim meclislerine devamı sebebiyle de “ilim şehrinin kapısı” olma övgüsüne mazhar olmuştur. Bir yönden O’nun sözleri de Hz. Peygamber’in (s.a.v) sözleri gibi değerli bulunmuş ve “Sad Kelime-i Hz. Ali” olarak kitaplara geçerek eşsizleşmiştir. Hz. Peygamber’in (s.a.v) mübarek sözleri; kırk hadis, yüz hadis, iki yüz elli hadis, beş yüz hadis olarak yaygınlaşmıştır. Buna benzer bir tarzda Hz. Ali’nin ve diğer üç halifenin de sözleri derlenmiştir. Hepsi bir arada “Sad Kelime-i Çıhâr Yâr-ı Güzîn” adı altında bazen müstakil kitap ve bazen de kitap içinde bir bölüm olarak istinsah edilmiş ve hatta şerhleri yapılmıştır. Hz. Peygamber’in (s.a.v) hadislerinden yüz hadis derleyenlerin maksatları ne ise Dört Büyük Halife’nin yüz sözünü derleyenlerin de maksatları aynı olsa gerektir.
30.00 ₺ -
Firavun Mantığı
Onlar uğursuz saydıkları kurtarıcılarını öldürerek kurtulacaklarını sandılar; bunu başaracak göçleri de vardı, yapabilecekleri her şeyi yaptılar. Böylece başlarında bir uğursuzluk olmayacak, kendi kurdukları sapık düzenleri devam edecekti… Her şey planladıkları gibi giderken, ne bir salgın hastalığa uğrayıp hırpalanarak güç kaybettiler, ne de bir ordu saldırısına uğrayıp yok oldular; onların helak olmalarına sadece bir ses yeterli oldu. İşte inkâr ettikleri, bir türlü kabule yaklaşmadıkları Yüce Yaratıcının gücü öyle bir güçtü ki, onların hazırladıkları orduları, kurdukları planları, kullandıkları mantıkları, hazırladıkları köşkleri, donattıkları villaları bu Yüce Güç karşısında bir işe yaramadı, yaramıyor ve yaramayacaktır. Tarihin derinliklerinde kaldığı zannedilen inkâr planları, köhne söylemleri, köksüz mantıkları Kur’an’la güncelleşip günlük hayattaki yerini alarak günümüzde de devam etmektedir, bunun farkına varabilmek için insanlık O yüce Allah tarafından bütün donanımlarıyla hazırlanmış ve tercihleriyle karşı karşıya getirilmiş, dileyen dilediğini seçmekte serbest bırakılmıştır.
114.00 ₺ -
6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun yeni kitabı 6 Asırlık Devlet 6 Yılda Nasıl Yıkıldı? Nesil Yayınları arasındaki yerini alıyor. Ebubekir Sofuoğlu bu kitabında Osmanlı Devleti’ni yıkıma götüren son 6 yılı; eleştirel bir tarzda, araştırmalarla destekleyen bir üslupla kaleme alıyor. Osmanlı’nın yıkılışındaki faktörler bu kitapta derinlikli olarak irdeleniyor. Önemli incelemeler, okumalar ve tahlillerle bu kitap kıymetini ve önemini artıran bir tarzda sunuluyor. Balkan Savaşları’nın, 31 Mart İsyanı’nın, I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecine olan etkilerini bu eserde okuyacaksınız. Osmanlı’nın yıkılışında etkili olan dış organizasyonların yanı sıra içerideki iş birlikçi faaliyetlerde bulunanlara da bu eser temas etmeden geçmiyor. Akla gelebilecek pek çok aykırı sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız. Osmanlı’yı yıkılışa götüren faktörler nelerdi? Osmanlı’nın yıkılışında etkin rol oynayan karakterler kimlerdi? Osmanlı’nın yıkılması yolunda kimler nasıl hazırlıklar yaptı? Balkan Savaşları’nın, 31 Mart Olayı’nın ve I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı’nın yıkılışındaki etkisi nelerdi? Peki, Türkiye Cumhuriyeti de aynı sona maruz kalabilir mi?
26.25 ₺ -
365 Kuran Kelimesi
Bizler bir gecede cahil bırakılmış, sistematik ve planlı bir gayret ile ecdadı ve Kur’anıyla arasındaki bağlar kopartılmaya çalışılmış bir millete mensubuz. Elli sene önce kullanılan dil bugün kullanılan dil arasındaki feci seviye kaybına bakarak şunu fark etmemiz gerekiyor: Dilimizi koruma ve kollama gayretine girmeye mecburuz. Bir yerde durmak, bir dayanak noktası bulmak ve “bu noktadan geriye düşmememiz gerekiyor” demek zorundayız. Bunun için de önce dilimize ne yapıldığını anlamamız gerekiyor. Dilimize yapılan bellidir. Türkçemizin İslam’la, Kur’an’la irtibatı kopartılmaya çalışılıyor. Dilimizi muhafaza etmek, onunla Kur’an arasındaki tam bin senedir dokunmuş o rabıtayı korumak istiyorsak yapacağımız sabit bir noktada direnmektir. O sabit nokta ise Kur’anımızdır. Kur’an kelimelerini yaşadığımız, yaşattığımız, müdafaa ettiğimiz, öğretip, öğrendiğimiz müddetçe dilimizi muhafaza etmiş olacağız. Dilimizi muhafaza edersek kendimizi muhafaza edeceğiz. İddiamızı, rüyamızı, derdimizi, nereden gelip nereye gittiğimizi başkalarından öğrenmek zorunda kalmayacağız. Kur’anımız sadece hayatımız için değil, dilimiz için de yapışıp ayrılığa düşmediğimiz, sarılıp kurtulduğumuz sağlam bir ip olacak. Ey Kur’anını seven, diline itina gösteren ve bu ikisinin arasındaki irtibatı gören ve anlayan kardeşim! Yapılanlar canını mı sıkıyor, oturup kalmak gücüne mi gidiyor? Dildeki tahribata karşı bir şeyler mi yapmak istiyorsun? Dedenle, kitabınla aranı açmak isteyenlere “dur” demeye ne dersin? Yapacağın çok basit bir şey var. Sana 365 Kur’an kelimesi veriyoruz. Bugünden tezi yok her gün bir kelimeyi öğren. Bir senenin sonunda gönlün ve zihnin Kur’an kelimeleri ile şenlendiğinde sen Kur’an’la irtibat noktasında çok farklı bir yerde olacaksın. Bu yer Rabbimizin, milletimizin ve ecdadımızın sevdiği, istediği, beğendiği ve fakat dil uydurukçularının hiç arzu etmediği bir yer olacak, bundan hiç şüphen olmasın.
245.00 ₺ -
Osmanlı Türkçesi Ve Tarihi Derinliği
Türk Dilinin en son, en mühim ve mükemmel eseri hiç şüphesiz bütün bir insanlığa mâl olmuş olan Osmanlı Türkçesi’dir. Nitekim bu şive sadece Türkler için değil, bütün bir Osmanlı coğrafyası ve Müslüman milletler için de vazgeçilmez bir hazinedir. Zira o sadece bir milletin değil, bir medeniyetin vazgeçilmezidir. Bu irfan hazînesi ve hayat damarı bugün ve bu haliyle artık bize kendisini feth etmeyi âdetâ dayatmaktadır. Mâlumdur ki, harf ve dolayısıyla kültür değişikliği bir din ve medeniyet değiştirmek gibi haklı ve mecburi bir sebebe dayanabilir. Ancak son iki-üç asırdır özellikle bizim coğrafyamızda bu hususlardaki garip değişiklikler ne yazık ki gücün kaybedildiği bir hengâma denk gelmiştir. Her ne kadar Batı, Rusya ve Çin birbirine uzak coğrafyalar gibi görünseler de, özellikle tesir sahalarına giren Türkler ve onlara bağlı diğer unsurlar üzerinde müşterek bir proje yürüttükleri bir gerçekliktir. Neticede koca bir milletin ve medeniyetin çocukları birbirlerini ve hayat kaynakları olan kültür varlıklarını anlamaz kavimler haline getirilmiştir. Bugün bizde mâziye sahip çıkma isteği, milletin köklerine olan bağlılığı ve ona olan şiddetli ihtiyacından ileri gelmektedir. Bu yolda yapılan çalışmaların gelecek hakkında ümit verici bir nüve teşkil etmesi artık bizim için zarurîdir. Yazık ki zaman içinde gelişmiş olan hadiseler bizi kendi kültürümüzün dilencisi durumuna düşürmüş ve Osmanlı Türkçesi bizim için bir yabancı dil halini almıştır. Halbuki Batılılar Roma eserlerine dönerek Rönesans’ı nasıl başardı iseler, biz de Osmanlı Türçesi’ne giderek mâziden benzer bir kuvveti almaya mecburuz. Bu yolda hem de gerçek bir planlama ve gayretle bütün dünyadaki arşiv ve kütüphanelere, müzelelere, hatta harabelere girmek ve onları anlamak zorundayız. Bu çalışmayı yapmakdaki gaye; dil ve kültür meselelerini derin bir tarih içinde ve geniş bir coğrafyada ele alarak, evvelâ tedâvi için hasbelkader bir teşhis ve hedef koymaktır. Bu mesele artık çok eskiden beri gelen ve bugün mutlaka halledilmesi gereken bir varoluş davasının mutlak bir parçasıdır. Bu çalışma işin başıdır, eldeki hazinelerin anahtarlarını ortaya koyma hususundaki gayretlerimiz devam edecektir.
174.00 ₺ -
Dinde Deformistler 2
Değerli okuyucu! Din âlimi görüntüsündeki bazı kimseler, eskiden beri bilinen ve yaşanan İslamın yanlış olduğunu, bu yanlışlığı da kendilerinin düzelteceğini söylüyorlar. Peygamberimiz’in ümmetini, hiç bir ayırım yapmaksızın toptan yanlış inanca sahip olmakla suçlayarak, bu ümmetin “Eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyebiliyorlar. Peygamberimiz’in, “Bir nur kaynağı olamayacağını” ve “Peygamberimiz’le diğer insanlar arasında fark olmadığını” söyleyebiliyorlar. Hâşâ, “Allah’ın, iki yüzlü bir Roma putu olduğunu” ve “Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyen ve İslamın 5 şartından biri olan hac hakkında, “En mantıksız bir eylem” diyen bir sapığı, “İdeal müslüman” olarak gösteriyorlar. “Kur’an’ın, bütün insanların müslüman olmasını hedeflemediğini” ve “Allah’ın müşrikleri de affedebileceğini” söyleyebiliyorlar. Bunun gibi, İslama zıt daha nice tehlikeli sözler… Okudukça şoktan şoka gireceğiniz bu kitap, işte bu sözleri söyleyenleri tanıtmak için hazırlandı. Tehlikenin büyüklüğünü daha iyi anlayabilmek için, elinizdeki eserin başındaki “Bu kitap hakkında” başlıklı kısa yazıya da bir göz atmanızı önemle tavsiye ederiz… Ali EREN - Dinde Deformistler 2.Cilt
105.00 ₺ -
Dinde Deformistler 1
Değerli okuyucu! Din âlimi görüntüsündeki bazı kimseler, eskiden beri bilinen ve yaşanan İslamın yanlış olduğunu, bu yanlışlığı da kendilerinin düzelteceğini söylüyorlar. Peygamberimiz’in ümmetini, hiç bir ayırım yapmaksızın toptan yanlış inanca sahip olmakla suçlayarak, bu ümmetin “Eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyebiliyorlar. Peygamberimiz’in, “Bir nur kaynağı olamayacağını” ve “Peygamberimiz’le diğer insanlar arasında fark olmadığını” söyleyebiliyorlar. Hâşâ, “Allah’ın, iki yüzlü bir Roma putu olduğunu” ve “Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyen ve İslamın 5 şartından biri olan hac hakkında, “En mantıksız bir eylem” diyen bir sapığı, “İdeal müslüman” olarak gösteriyorlar. “Kur’an’ın, bütün insanların müslüman olmasını hedeflemediğini” ve “Allah’ın müşrikleri de affedebileceğini” söyleyebiliyorlar. Bunun gibi, İslama zıt daha nice tehlikeli sözler… Okudukça şoktan şoka gireceğiniz bu kitap, işte bu sözleri söyleyenleri tanıtmak için hazırlandı. Tehlikenin büyüklüğünü daha iyi anlayabilmek için, elinizdeki eserin başındaki “Bu kitap hakkında” başlıklı kısa yazıya da bir göz atmanızı önemle tavsiye ederiz… Ali EREN - Dinde Deformistler 1.Cilt
105.00 ₺ -
Osmanlının Kalbini Bekleyenler
Tarihi günümüze taşıyan üslubuyla herkese sevdiren Talha Uğurluel, Osmanlı’nın Kalbini Bekleyenler kitabıyla Osmanlı’yı Osmanlı yapan kişileri, asırları aşan hayat hikâyeleriyle anlatıyor. Bu kitapta kimler mi anlatılıyor? İstanbul’un asırlardır atan kalbi Ebu Eyyub el-Ensarî’den Semerkand’dan gelen dâhi Ali Kuşçu’ya, III. Ahmed’in musahibi İstanbul’a birçok hayır eseri kazandıran Beşir Ağa’dan krallara taç giydiren Lala Mehmed Paşa’ya, ilk Balkan savaşını kazanan Gazi Ethem Paşa’dan Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa’ya, masallardaki prenseslere benzemeyen prenses Adile Sultan’dan eşleri gurbette ölen Saliha Sultan’a, Bosna dağlarından gelen Sokullu Mehmed Paşa’dan feraset sahibi sadrazam Semiz Ali Paşa’ya, eser üzerine eser veren Feridun Ahmed Paşa’dan Zor Günlerin Padişahı Mehmed Reşad Han’a kadar Osmanlı’nın birbirinden kıymetli birçok devlet ve siyaset adamı, ilim adamı, sultanı ve padişahının genç nesillere örnek yaşantıları ve hâlâ içimizde yaşayan kabirleriyle bize anlattıkları... Talha Uğurluel, her biri Osmanlı’nın farklı dönemlerinde yaşamış, kalpleri hep “İslam ve Osmanlı” diye atmış birbirinden güzel bu kişilerin hayatlarını, bilinmeyen yönlerini, bu vatan uğruna verdikleri mücadeleleri, kısa bir Osmanlı tarihi tadında okuyucusuna sunuyor...
114.70 ₺ -
Arzın Kapısı Kudüs
Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insanı keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaran Talha Uğurluel anlatıyor. Arzın Kapısı Kudüs ilk defa kullanılan fotoğraflar ve şehir haritasıyla sizi şehrin damarlarında gezdiriyor, tam bir görsel şölen sunuyor. Kudüs… Dünyada hiçbir şehir dinler tarihi açısından Kudüs’le yarışamaz. Üç semavi dinin de bu beldeyi aziz tuttuğunu, onun için mücadele ettiğini biliyoruz. Ya bilmediklerimiz… Anlatılmayanlar… Görülmeyenler… *İsrailoğullarını Kudüs’e taşıyan peygamber kimdi? Hz. Musa Kudüs’ü görmüş müydü? * Hz. Süleyman’ın kabri nerede? *Mardinli Artuk Bey’in Kudüs’te ne işi vardı? Kudüs Türk hâkimiyetinde neler yaşadı? *Selahaddin Eyyubi’nin Kadınlar Mescidi geçmişte Tapınak Şövalyeleri’nin yönetim merkezi miydi? *Osmanlı’yı arkadan vuran Şerif Hüseyin ve oğullarının akıbeti ne oldu? *Hitler, Yahudi sürgünü fikrini Roma İmparatoru Hadrian’dan almış olabilir miydi? *Filistin devletinin temellerini atan, Çanakkale gazisi Muhammed Emin el-Hüseyni Türkiye’ye neden kaçak girmek zorunda kaldı? Bu kitabı okuduğunuzda Taht-ı Süleyman’dan Antonia Kulesi’ne, Mescid-i Aksa’dan Kubbetü’s-Sahra’ya birçok mekânı görmüş gibi olacaksınız. Tallha Uğurluel, Arzın Kapısı Kudüs, Timaş Kitap, 978-605-08-2425-4
277.50 ₺ -
Derin Cinayetler - Cumhuriyet'in Karanlık Yılları
Cumhuriyet’in ilk yılları, bugüne kadar aydınlanmamış/aydınlatılamamış, kaza ya da intihar süsü verilmiş şaibeli cinayetlerle doludur. Her nedense bu cinayetlerin çözülmesi için fazla çaba gösterilmemiş; tarihçiler bu cinayetleri çoğu zaman görmezden gelmiştir. - Atatürk’ün sofra arkadaşları olarak bilinen Huzur-ı Mutat Zevat kimlerden oluşuyordu? - İttihat ve Terakki’den Huzur-ı Mutat Zevat’a uzanan yolda komitacılık nasıl bir değişim geçirmiştir? - Mustafa Kemal Paşa’nın bu faaliyetlerden haberi var mıydı? - Eski Karakol Cemiyeti üyesi Yahya Kaptan nasıl öldürüldü? - Topal Osman’ın Sivas Kongresi muhaliflerini tasfiyesiyle başlayan faaliyetleri nasıl devam etmiştir? - Millî Mücadele liderliği konusunda Mustafa Kemal Paşa’yla hangi önemli komutan nasıl mücadele ediyordu? - Trabzon’daki İttihatçı yapılanmanın en önemli isimlerinden Yahya Kâhya nasıl öldürüldü? - İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan silah ve cephane sevkiyatında canla başla çalışan Ali Şükrü Bey neden ve kim tarafından öldürüldü? - Fikriye Hanım intihar mı etti, öldürüldü mü? Fikriye Hanım’ın ölümünün üzerindeki sır perdesi yıllar sonra nasıl aralanıyor? - Kılıç Ali’nin önderliğinde Recep Zühtü ve diğer Huzur-ı Mutat Zevat, Kâzım Karabekir’i hangi yöntemlerle susturmayı denemişlerdi? Doç. Dr. İsmail Akbal, Derin Cinayetler’de, Türk siyasal hayatında, komitacı ve komitacılık adıyla yer alan kavramlardan hareketle Mustafa Kemal Paşa’nın çevresini kuşatan, hep sofrasında olan ve illegal faaliyetler yürüten Huzur-ı Mutat Zevat’ın karıştığı olayları ve cinayetleri inceliyor. Akbal’ın Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşivi, TBMM Arşivi gibi arşivlerle birlikte, konuyla alakalı tüm kaynak kitapları ve gazeteleri inceleyerek ortaya koyduğu bu eser, yakın tarihin en karanlık dönemini aydınlatıyor.
218.30 ₺ -
Modern Ezberlerin Sonu
Modern zamanların ezberleri arasında herhalde en etkilisi, bilim ve din ile ilişkili olanlardır. Din ile bilimin çatıştığı tezi, bu ezberlerin ilkidir. Dinin ‘dogma,’ bilimin ise ‘en hakiki mürşid’ olduğu, bir diğeridir. Evrim teorisinin ispatlanmış gerçek, ateizmin bilimselliğin zorunlu sonucu olduğu, yine bu ezberlerden ikisidir. Bu modern ezberlere göre, ‘inanmak’ dindarların, ‘düşünmek’ inanç- sızların işidir. Modern ezberciler, düşünerek inanma gibi bir seçeneğe kapalı oldukları gibi, ‘ateizme inanma’ gibi bir olguya da kapalıdırlar. Newton başta olmak üzere, büyük bilim adamlarından birçoğunun aynı zamanda Allah’ın varlığına ve birliğine inanan insanlar olduğu gerçeğine de… Elinizdeki kitap, bilim, din ve ateizme dair, bir ‘düşünce meselesi’ olmaktan ziyade ‘inanç meselesi’ olagelmiş bütün bu modern ezberleri masaya yatırıyor. Kitabın sayfaları arasında ilerlerken, modern maddeci bilimsel anlayışa karşı, ‘post-materyalist’ bir bilimin ayak seslerini siz de işiteceksiniz...
11.25 ₺ -
Operasyon
1912’den sonra Türkiye’yi Karar Odası yönetti. Lideri bir İngiliz’di. ve o gece, Karar Odası’na operasyon düzenlendi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir devlet olarak mı kuruldu, yoksa? Birinci Dünya Savaşı’nın galibi İngiltere, Türkiye’yi nasıl ve kimler aracılığıyla yönetiyordu? Sultan Abdülhamid devrilirken kurulan National Bank of Turkey (Türk Milli Bankası) hangi amaçla kurulmuştu? Bankanın genel müdürlüğüne, neden İngiltere’nin sömürge valiliğinde çalışan Sir Henry Babinton Smith atandı? Sultan Abdülhamid’i deviren İsmail Kemal, Esat Toptani, Emanuel Carasso ile National Bank of Turkey’in nasıl bir ekonomik ilişkisi vardı? 1908 Meşrutiyetinden hemen sonra Mezopotamya petrollerinin tamamı, Turkish Petroleum Company üzerinden nasıl bu bankaya ve İngilizler’e bırakılmıştı? Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler, diğer sömürge eyaletlerinde olduğu gibi Türkiye için de aynı yönetim modelini mi kurdu? Karar Odası’nı nasıl oluşturuldu ve kimler bu yapının içinde yer aldı? 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül askeri operasyonları Karar Odası’nın projesi miydi? Millî yapının, Karar Odası’na sızdırdığı komutanlar, işadamları, akademisyenler, gazeteciler kimlerdi? Karar Odası, Cumhuriyet tarihinde hangi kritik operasyonları yaptı? Suikastlar, terör örgütleri, çeteler, mafya ve siyaset dünyası... Karar Odası, bir ülkeyi nasıl yönetiyordu? Milli yapı, Karar Odası’na ne zaman ve nasıl bir darbe vurdu? Millî yapıya uyanma emri ne zaman, kim tarafından verildi?
26.60 ₺ -
21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi
Bisikletin atası olan aracın, at arabasından bozma pedalsız bir “koşma makinesi” olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Heavy metal müziği bir kazaya borçlu olmamız sizce de ilginç değil mi? Peki hamburgerin köklerini Orta Asya’da aramaya ne dersiniz? İsyankâr saçları ıslah etmekte kullandığımız tarağın kölelikle bir ilişkisi olduğunu söyledik diyelim, nasıl bir bağlantı kurarsınız? Durun, daha bitmedi… Kot pantolonun neden “kot” diye anıldığı konusunda bir fikriniz var mı? Ya da gökyüzünde salınışı insana mutluluk veren uçurtmanın bir zamanlar savaşlarda kullanıldığını biliyor muydunuz? Yıldıray Karakiya günlük hayatımızda yer eden bazı büyük buluşların kültür tarihinin derinlerine dalıyor, bugün sıradan saydığımız nesnelerin sıradışı yolculuğuna ışık tutuyor. Rujdan gitara, çikletten telefona, musluktan ayakkabıya 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi, gözümüzün önündeki nesneleri daha yakından tanımamızı sağlarken bazen de can acıtan öyküleriyle onlara bakışımızı değiştirecek. Bize ise bu küçük kitapta saklı bilgilerle hem eğlenceli hem derin sohbetlere dalmak kalacak! Kitapta yer alan 21 sıradan şey: Uçurtma, ayakkabı, çamaşır makinesi, gitar, hamburger, tarak, yoğurt, kitap, telefon, musluk, bisiklet, çiklet, ayna, gözlük, müzik albümü, şemsiye, yoyo, kaşık, kot pantolon, ketçap, ruj.
8.71 ₺ -
İslam’ın Altın Çağında İlim
Hira’da gelen ilk vahyin üzerinden çeyrek asır geçtiğinde bütün Arabistan İslam’a teslim olmuş; yüzyıl geçtiğinde ise İslam Mağrib’den, hatta İspanya’dan Maveraünnehr’e kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılmış haldeydi. Asr-ı Saadet’i takip eden bu asırlar, İslam’ın ışığının bir medeniyet suretinde kendisini bütün dünyaya tanıttığı asırlar olageldi. Elbette, Hira’da gelen ilk emrin; ve bir bütün olarak Kur’ân’ın ve hadislerin ışığında… Elinizdeki kitap, ‘İslam’ın Altın Çağı’ diye de tanımlanan bu dönemde, Müslüman dünyanın ilim ve eğitim alanında sergilediği göz kamaştırıcı manzarayı bütün ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Öğrenci merkezli, özgürlükçü, çoğulcu, fırsat eşitliğine dayalı eğitim-öğretim sisteminin esaslarını, kurumlarını, kaynaklarını, müderris ve öğrenci profillerini incelikle ve ustalıkla gösteriyor. İslam’ın Altın Çağında İlim, aynı zamanda modern pedagojiye ve ülkemizin eğitim sistemi arayışlarına cevaplar da içeren bir kitap olarak, öğretici muhtevasıyla vazgeçilmez bir kaynak niteliğinde…
22.50 ₺ -
Tarih Aynasında Ziya Gökalp
Bu eser, sadece bir şahsa değil, bir devre ayna tutuyor. Zira Ziya Gökalp, yaşadığı dönemin kültürel ve ideolojik kara kutusudur. İttihatçıların akıldânesi, Cumhuriyet devrinin de fikir babasıdır. Felaketli bir geçiş döneminin çalkantıları içinde bata çıka düşünmüş, alelacele araştırmış ve çokça yazmıştır. Rakipsiz resmî ideolog olarak, karar mekanizmalarını etkilemiştir. Dolayısıyla, geçmişten günümüze kalmış birçok içtimai yanlışta onun imzası vardır. Bu sebeple onu tanımadan yakın tarihimizi ve hatta bugünümüzü doğru anlamak mümkün değildir.
71.50 ₺ -
YAVAŞLA Kemal Sayar
Büyüğün küçüğü yendiği bir dünyadan, hızlının yavaşı yuttuğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Afrika sözünde söylendiği gibi, “O kadar hızlı gidiyoruz ki ruhlarımız arkada kalıyor.” Kemal Sayar, daha akıllı telefonların, daha hızlı internetin ve daha hızlı otomobillerin çağında yaşayan bizlere, üzerinde “Yavaşla!” yazan bir tabela gösteriyor âdeta. Hatırlamanın, o geniş şimdide yani anda olmanın, yavaşlığın keşfi ve keyfini sürmenin erdemleri üzerinde düşünmeye çağırıyor bizi. Herkesin zamansızlıktan yakındığı bu çağda; hız yapmanın zaman kazandırmadığını, o hızla benliğimizden, sevdiklerimizden ve biricik hayatımızı duyumsayarak yaşamaktan uzaklaştığımızı anlatıyor. Modern hayatın baş döndürücü hızından uzaklaşmak ve sevdiklerinin gözlerinin içine bakmak isteyenler için, bir kılavuz kitap. Baskı üstüne baskı yaparak çok sayıda okura ulaşan Yavaşla, elinizdeki genişletilmiş yeni basımıyla, sizi yeni farkındalıklara çağırıyor.
215.35 ₺