-
İslami Bilgiler Ansiklopedi
Eğitim ve Uzmanlık alanı din ve din bilimleri olamayan insanlarımıza, bilhassa gençlerimize bu anlamda bir kolaylık sağlamak, günlük hayatta rastladıkları ve anlamına merak ettikleri dini terim ve kelimeleri en anlaşılır bicimde sunmaktır.
140.00 ₺ -
Sufi Gözüyle Hac ve Umre
Sûfîler mukaddes mekanlara hakiki dost Allah Teâlâ'dan bir eser bulmak niyetiyle giderler. Çünkü onlar Cenab-ı Hakk'a derin bir muhabbet duyduklarında gönüllerini ferahlatacak tek çarenin Hac ve Umre ziyareti olduğunu bilirler.
129.50 ₺ -
Yahudilik Hıristiyanlık ve İslam
Bu eser, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam hakkında anlaşılır, net, özet ve objektij bilgiler elde etmek isteyen herkese faydalı olabilecek bir çalışmadır. İlahi kaynaklı üç dini, birbiriyle mukayase edecek derecede bilsem. Bu konuda ayrıntılara girmeyen, sade bir üslupla yazılmış bir kitap okusam dediğiniz oldu mu? Yahudilik ve Hıristiyanlık asılları bozulmuş iki muharref din. Ve İslâm; ilk günkü safiyetini özünde koruyan en son, en mükemmel din.... Gerçeğin böyle olduğunu cümle alem gibi, o iki dinin mensupları da biliyor. Ve yazık ki bu bilgileri onları harekete geçiriyor. Bu sebeple zihinleri teşviş etmek için, her gün yeni çareler aramaktalar. Bundan haberiniz var mı? Ana Hatlarıyla Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam bu haliyle önemli bir boşluğu doldurmakta. Dr. Erdoğan Baş ve Salih İnci'nin ortak çalışması, günümüz insanını bilinçlendirecek nitelikte bir başucu kitabı. Uyanık olmak için okuma saatlerini artırmalı. İslam'ın kıymetini bilmek için, her seviyeden insanımızın yararlanabileceği bir üslupla hazırlanan bu mukayeseli eseri mutlaka okumalı..
210.00 ₺ -
İnsan Krizi
Ahmet Taşgetiren Bey'in kaleminden bu çağın insanının yüreğine ait yansımalar... Kainatın gözbebeği insan, kendisine aşağıların aşağısı dedirten davranışları nasıl olup da benimser? Eşya ile ilişkisinde muazzam başarılar yakaladığı bir çağda mutluluğu elde etmede neden uzaklara savrulur gider? Yazık ki, insanoğlu saadeti nerede ve nasıl bulacağına dair ölçüleri şaşırdı. Başkalarının elindekine tamah ettikçe mesud olacağını zannetti... Halbuki Müslüman, insanlığın içine düştüğü anafordan daha az yara bere ile kurtulabilir. Çünkü, krizlerden kurtuluş için, onun başvuracağı adres bellidir. Başkalarının arayıp da bulamadığı hazineler inancında mevcuttur. Bu kitabı oluşturan yazılar, kriz yansımaları içinde yüreğinizde bir yerlere dokunacak ve sizi yüce ufuklara taşıyacaktır.
63.00 ₺ -
Laiklik Çıkmazı
Ahmet Taşgetiren'den laiklik sorunu ile ilgili güncel ve köklü değerlendirmeler Laiklik çağın tartışmasız modeli olabilir mi? Olanı ve olabilecekler arasında en idealini bulmak için düşünmek ve uygarca konuşmak gerek. Türkiye, Mısır, ve Cezayir örneklerini bir düşünmeli. Halk oyunun belirleyiciliğindeki çıkmazları. Sistemlerin hem demokrat, hem de tabulu karakter arzetmelerini. Laikliğin doktrin olarak evrensel plandaki çözümsüzlükleri. Laik sistem modelinin değer yargısı alanlarındaki tıkanmaları... Kitap bu ve benzer konuları tartışma gündeminize getiren yazılardan oluşuyor. Bunları açık yüreklilikle konuşmak gerektiğini vurgulamak istiyor.
49.00 ₺ -
Müslüman ve Sistem Tartışmaları
Ahmet Taşgetiren Bey'in kaleminden Müslüman ve Sistem ilişkisine dair etraflı bir değerlendirme Müslümanın sahip olduğu sistem bilincinin çerçevesi netleştirilmeli. Ve İslam-sistem ilişkileri konusunda ortaya çıkan tartışmaların tahliline bir yerden başlanmalı. Ortadaki belirsizlikten dolayı derin sarsılışlar yaşanıyor çünkü. Geniş toplum kesimleri temel insan haklarının ellerinden alındığı gibi bir duyguya kapılıyor. Devlet-toplum ilişkileri yaralanıyor... Türkiye bu tıkanıklığı aşmalı, hemen her zeminde ayağına dolanan bu ukdeyi çözmeli. Müslüman-Sistem Tartışmaları adlı kitap bu alandaki tartışmalara yeni düşünce ufukları getiriyor. Düğümün çözülmesini samimiyetle isteyen her kesimden insanın yararlanabileceği değerlendirmelerde bulunuyor.
63.00 ₺ -
Züht Açısından Dünya Nimetleri
Zühd Açısından Dünya ve Nimetleri Mü'minlerine her işte orta yolu işaret eden İslam dini, dünyayı ve ondaki nimetleri nasıl tanımlar? Dr. Alican TATLI Zühd Açısından Dünya ve Nimetleri adlı eseri, ifrat ve tefrit arasında bocalayan insanlığa İslam'ın sükûnet limanını işaret ediyor.
130.00 ₺ -
Sultan Abdülhamit Devrinde İstanbul'da Gördüklerim
İstanbul’da Gördüklerim’de Lady Dorina Neave, oryantal bir tablo olarak benimsediği Sultan Abdülhamit devri İstanbul’unu kuvvetli kalemi, belgesel hassasiyeti ve gözlem kabiliyetinin de etkisiyle göz alıcı, romantik, büyülü bir sanat eseri olarak yeni baştan resmediyor. Hayatının 26 yılını 1881 senesinde ailesinin görevi nedeniyle geldiği İstanbul’da geçiren Lady Neave İstanbul’un düşsel güzellikleri ve unutulmuş tatlarıyla birlikte dönemin siyasi ve toplumsal yapısını da kendi bakış açısıyla okuyucuya aktarıyor. Yazarın resmettiği portre içinde rastladığımız oryantal dekorun figürleri; her milletten esnaf ve satıcılar, zenginlik ve bolluğun her türünün sergilendiği çarşılar, tabii ve tarihi güzellikleriyle Göksu ve Kağıthane dereleri, Boğaziçi ve Sultanahmet semtleri, toplumun farklı kesimlerinin adetleri hatta şaşırtıcı ayrıntılarıyla Mevlevi, Rufai, Şia toplulukların dinî ayinleri… Yanı sıra, İstanbul’u sarsan büyük 1894 ve 1904 depremleri, Boğaziçi’nin dehşet veren yangınlarının ince ayrıntıları, karahumma salgını ile 1896 Osmanlı Bankası baskını da eserde karşımıza çıkıyor.
127.50 ₺ -
Müteahhir Dönem Maturidi Kelamı
“Mâturîdî kelâmının nev’î şahsına münhasır bir numunesi olarak anılmaya layık” Şemsüddîn es-Semerkandî, müteahhir dönem kelâm ilmi için çok önemli bir isim olmasına rağmen hayatı konusunda çok az bilgiye rastlanmaktadır. Ancak Şemsüddîn es-Semerkandî’nin felsefî-kelâm usûlüne hâkimiyeti, mantık sahasındaki yetkinliği, bugün pozitif bilimler olarak nitelendirilen ilim şubelerindeki eserleri ve hakkında paylaşılan sınırlı bilgiler kendisinin hayatı ve kelâm düşüncesine dair ayrıntılı bir araştırma yapmayı gerekli kılmaktadır. Melikşah Sezen, Şemsüddîn Es-Semerkandî’nin şahsını, yaşadığı coğrafyayı, hocalarını, eğitimini, talebelerini ve eserlerini tetkik etmek yoluyla literatürdeki bu büyük boşluğu dolduruyor.
122.64 ₺ -
Türk Tasavvuf Tarihi Araştırmaları-Tarikatlar - Tekkeler - Şeyhler
İslam kültür ve medeniyet tarihinin ana alanlarından biri olan Tasavvuf tarihi ile ilgili araştırmalar yeni ise de bu kültürün unsurlarını bize aktaran kaynak eserlerin kaleme alınması çok eskidir. İslamın ilk yüzyıllarında daha çok tasavvuf terimlerine açıklık getirmek isteyen eserlere, X. yüzyıldan sonra tabakât/biyografi yazma boyutu ilave edilmiştir. XII. yüzyıldan sonra tarikatların sahneye çıkmasıyla birlikte yaygınlık kazanan tasavvufî hayat ve müesseseler, vakıfların da desteğiyle sosyal hayattaki tesir ve nüfûzunu en üst noktaya taşımıştır. Farklı tarikatlara mensup olan tekkeler ve zâviyeler, dinî-ahlâkî hayatı merkeze alan çalışmalarının yanında çevresinde var olan her türlü problemlerle de yakından ilgilenmiştir. Dervişler, eserleri, kurumları ve sözkonusu kurumlar vasıtasıyla kurdukları çok yönlü ilişkiler, gerçekleştirdikleri faaliyetler İslâm coğrafyasının her yerinde mevcuttur. Önümüzde binlerce sufî ve derviş, yüzlerce tekke ve kitap, onlarca meşreb ve tarikat olunca "bütün yazdıklarımız denizden bir katredir" cümlesi, tevâzu sınırlarından kurtularak gerçekleri dile getirme makamına yükselecektir.
525.00 ₺ -
Altın Suyunu Batırılmış Bir Hayat Abdülhak Hâmid Tarhan
Eserleri kadar yaşayış tarzıyla da ilgi uyandırmış, kıskanılmış bir şahsiyet olan ve Türk edebiyatına 1870'lerden itibaren verdiği eserle giren Abdülhak Hâmid hakkında pek çok söz söylenmişse de eserlerinin harf devriminden sonra yeni harflerle basılması geciktiği için bir bakıma unutulmaya terkedilmiştir. İhsan Safi'nin hazırladığı bu kitapla Hâmid hakkındaki resmi biyografik bilgilerin düzeltilmesinde önemli bir adım atılmış olmaktadır. Arşiv belgelerinin ortaya çıkarılması, yazarın hatıra ve mektuplarındaki bilgilerle karşılaştırılması sonucu ortaya edebiyat tarihimiz için önemli bir çalışma çıkmıştır.
108.75 ₺ -
Bir Eleştirmen Olarak Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatımızda daha çok şair, hikâyeci, romancı ve edebiyat tarihçisi olarak tanınır, eleştirmenliği ise pek fark edilmez. Oysa eleştirmen olarak bilinen çağdaşı yazarlardan türünde daha başarılı ve işlevseldir. Ahmet Hamdi Tanpınar, eleştiride bir düşünceyi ispat etme ya da benimsetme çabasına girmez. Elindeki malzemeyi yeni eleştirilere açık kapı bırakacak tarzda yorumlar. Böylece eleştiriye süreklilik niteliği katar; kendinden öncesi ile sonrası arasında bir köprü kurmaya çalışır. Onun eseri ve düşüncesini önemli kılan ve geleceğe taşıyan bu yönüdür. Bu yüzden onu atlayan eleştiri, geçmişle sağlıklı bir ilişki kuramayacağı gibi geleceğe yönelik tasarılarında da köksüz kalmaya mahkûmdur. Çünkü Ahmet Hamdi Tanpınar, eseri ve düşüncesiyle büyük bir toparlayıcıdır ve modern Türk eleştirisinde kurucu şahsiyet misyonuna sahiptir. Ona böyle bir misyonu lâyık görmeyenler, ya ideolojik kaygıyla hareket etmekte ya da onun eserini gereği gibi incelemeden ön yargıyla hüküm vermektedir. Ahmet Hamdi Tanpınar, düşüncesi ve sanatıyla Türk edebiyatını etkilemeyi ve beslemeyi sürdürmektedir. Eleştiriye yön veren tarafı da zaman içinde daha iyi anlaşılacaktır.
6.00 ₺ -
Bir Tartışmanın Hikayesi Dekadanlar
Türk edebiyatında güçlü bir edebiyat eleştirisi bulunmadığı öteden beri söylenmektedir. Bu görüş muhtemelen, Divan edebiyatı hakkındaki kuram bilgilerinin az oluşu ve bunların uygulamalı olarak büyük şairler üzerinde incelenmemesinden kaynaklanmaktadır. Halbuki son yirmi, otuz yıldan beri araştırıcılar daha farklı gözlerle eski şiirimize bakmakta, onların şiir sanatı anlayışlarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Yeni Türk edebiyatı başladıktan sonra eski edebiyata karşı takınılan tavrın, yeni modalar doğurmasına rağmen, onun sağlam temellerini sarstığını söylemek zordur. Her şeyden önce yeni Türk edebiyatçılarının hepsi bu kaynaktan beslenmişler, başlangıçta onun terbiyesinden geçmişlerdir. Ancak batı edebiyatının ve eleştirisinin dayandığı kaynak, felsefedir. Türk kültüründeki bu noksan, eleştiricileri de hayli dağınık yazılar yazmaya sevketmiştir denilebilir. Hele bir edebiyat akımı doğuracak ciddiyetteki eserler, inanılmayacak suçlamalarla karşılaşmıştır. İşte Türk edebiyatını derinden etkileyen Servet-i Fünun etrafında toplanan gençler de bir kelime ile suçlanmışlardır: Dekadan. Bu suçlamayı yeni Türk edebiyatının sayılan, önemli bir şahsının, Ahmet Midhat’ın yapması önemlidir. Bu itham bir kıvılcım gibi “İkinci Edebiyat-ı Cedide” hareketini yadırgayanları harekete getirmiş ve Türk edebiyatında yer yer çok ciddi, yer yer kötü polemik örneği olabilecek birçok yazının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Aslında bu tartışma pek de yararsız olmamıştır. Dergi ve gazete sütunlarında ithamların yanı sıra, Servet-i Fünun yazarlarının da kendilerini savunan, her yeni edebiyat hamlesinin kendinden öncekilere dayandığını ortaya koyan ve Fransa’daki “dekadan” sayılan edebiyat akımları ve şairleri hakkında değerli yazılar yazılmıştır. Bu tartışmanın Servet-i Fünuncuları kendi edebiyat anlayışları üzerinde düşündürdüğü de şüphesizdir. Prof. Dr. Birol Emil’in metin derlemesine dayanan, basılmamış bitirme tezi dışında, dekadanlık tartışması müstakil bir çalışmaya konu olmamıştır. Bu kitapta Fazıl Gökçek üzerinden uzun zaman geçtiği için, süreli yayınların sayfalarında kaybolmuş olan malzemenin büyük kısmını derlemiş ve onları yorumlamıştır. Edebiyatımızdaki öteki tartışmaların da bu tür incelemelerle ortaya konulması, edebiyat eleştirisinin gerçek durumunu göstermek açısından önemlidir. Görülen odur ki, hücuma maruz kalanlar, genellikle yenilikleri dolayısıyla yadırgananlardır. Edebiyat dünyasındaki gelişmeler de çoğunlukla yadırgananların eserleriyle gerçekleşmiştir. Bu kitaptaki malzemeyi okurken unutulanlarla hâlâ hatırlananlar arasındaki fark da açıkça görünmektedir.
127.50 ₺ -
Eski Türk Edebiyatı Tarihi
Eski edebiyatımızın tam bir özeti ve "envanter defteri" değerindedir. Kitapta eski edebiyat ve kültür tarihimizin seyri içerisinde rol alan şair, yazar ve eserler kronolojik bir sıralamayla özlü olarak kısaca anlatılmış ve okuyucunun önünden adeta film şeridi gibi geçirilmiştir. Eser bu yönüyle gerek öğrenciler gerekse konu ile ilgilenen okuyucular için tam bir kaynak ve müracaat kitabı değerindedir. Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi'nin önemli yönlerinden birisi de, Türkiye Üniversitelerinde "Eski Türk Edebiyatı" sahasında yapılan yayımlanmamış yüksek lisans ve doktara tezlerinden, yurt içi ve dışındaki en güncel neşriyata kadar hemen bütün çalışmaları zengin bir bibliyografya ile ilgilenenlere sunmasıdır. Eseri elinde bulunduranlar eski edebiyat sahasında ulaşmak istedikleri bütün kaynakların bir listesini de karşılarında bulacaklardır.
600.00 ₺ -
Günlüklerin Işığında Tanpınarla Başbaşa
Edebiyatın hemen her dalında eser veren Tanpınar, eserleriyle olduğu kadar şahsiyeti, hayat tarzı ve sahip olduğu kültürün derinliği ile yakın dönem edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden biridir. Prof. Dr. İnci Enginün ve Prof. Dr. Zeynep Kerman’ın hazırladığı elinizdeki kitapta, Tanpınar’ın bilinmezleri, acı ve sevinçleri ile iç dünyası ve özel hayatı, edebiyat çevreleriyle ilişkilerini kendi kaleminden bulacaksınız. “Bu defteri seviyorum. Benden sonra okunacağını düşünüyorum. Hoşuma gidiyor. Geçen zamanım görülecek sanıyorum...” “Hiçbir şeyi bitiremiyorum... Gece yarısı öksürükle uyandım ve ilk defa gelecek seneye çıkamam korkusu aklıma geldi. Ciddiyetle geldi. Hiçbir şeyi bitiremeden ölmek istemiyorum. O kadar eser ve kullanmadığım o kadar kelime varken...” “Abdullah Efendi’nin Rüyaları, bilhassa birinci hikâye böyle tenkitsiz mi geçecekti? Huzur ki okuyucuların hepsi sevdiler, üç makale ile, Yaz Yağmuru hiçbir akissiz mi geçecekti.” “Bunların Türkiye’ye getirdiği hiçbir şey yok muydu? Türkiye ve Türkçeye. Ya şiirlerim? Hâlâ hiç kimse “Deniz” manzumesinden bahsetmedi. “Deniz” manzumesi Türkçenin beş on manzumesinden biridir. Buna eminim. Buna makalelerimi de ilâve edin... Fakat niçin bu kadar haksızlık? Bu işte eksiğim nedir!” “Belki de kendi kendimi mahveden benim. Hakkımdaki sükût suikastının bir sebebi de belki de benim...” “Daima derinleştim. Sıfırdan başlamış gibiydim. Bu sıfır Yahya Kemal ve Haşim hariç Türk şiirinin değer seviyesiydi. Eğer burada genişlemeğe razı olsaydım benim de hiç olmazsa Faruk [Nafiz Çamlıbel] kadar bir şöhretim olurdu. Biraz kaysaydım Orhan [Veli Kanık] ve Cahit’ten [Sıtkı Tarancı] fazla sevilen adam olurdum. Yapmadım. Hakikaten sıfırdan başladım.” “Kırk yaşında tek oda müstakil evim oldu. Herşey, hayatımda herşey geç oldu. İlk nesir kitabım kırk yaşında çıktı. Hâlâ ikinci romanım Remzi’de bekliyor...”
360.00 ₺ -
Mitoloji Üzerine Araştırmalar Metinler ve Tahliller
Mitoloji "mit bilimi" anlamına gelir. Mit'in asıl mânası "gerçek hikâye" ve bunun da ötesinde "sahip olunan çok değerli şeyler, kutsal ve mânalı olan"dır. Mitolojilerin içinde kutsal hikâyeler ve merasimler bulunur. Zamanla bu kutsal vasıflar unutulur, böylece masallar ve efsaneler ortaya çıkar. Merasimlerin bir kısmı ise günümüze kadar devam etmiştir. Tiyatronun, dansın ve şarkıların ortaya çıkışında mitlerin rolü büyüktür. Kozmogoniyi anlatan mitlerden sonra menşe mitleri başlar, böylece varlık problemi ortaya çıkar ve felsefenin konusu oluşur. Türklerde felsefenin başlangıcını mitolojik dönemlere kadar çıkarmak mümkündür. Bu kitapta mit, mitoloji, Türk mitolojisi ve diğer milletlerin mitolojileri üzerinde durulmakta, metinler verilmekte ve tahliller yapılmaktadır.
90.00 ₺ -
Türk Öykücülüğünde Mustafa Kutlu
Bu çalışma Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden olan Mustafa Kutlu'nun Ortadaki Adam'dan Tufandan Önce'ye kadar uzanan on üç kitaplık öykü serüvenini incelemektedir. Söylemek bile gereksiz ki, bu yazıların onun öykülerini çerçeveleme, bütün boyutlarıyla ortaya serme gibi bir iddiası bulunmamaktadır. Okurla, öyküler/metinler arasındaki mesafenin kapanmasına yardımcı olmak, anlamaya ve açıklamaya çalışmak öncelikli amaçtır. Çalışmada yazar ve eser olabildiğince ayrıştırılmış, şahsiyet/yazar öne çıkarılmamış, eser/metin üzerinde başlayıp biten bir tutum yeğlenmiştir. Yani bu kitap Mustafa Kutlu üzerine değil, Mustafa Kutlu'nun öyküleri üzerinedir. Bu anlamda biyografik, monografik bir yönü bulunmamaktadır. Tematik yanları ağır basan yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılmak istenmiştir. Genel olarak hiçbir eleştiri disiplinine bağlı kalınmadan, sadece okuma sürecinde açılan kapılar izlenmiş, her yazı bir sonraki yazıyı beslemiş ve süreç böylece tamamlanmıştır. Yazarın seçtiği yöntemin doğru olup olamadığı tartışılmamış, seçilen yöntem kendi mantığı içinde incelenmiştir. Yazılar kesin kanaatlere değil, çözümlemeye yaslanmıştır. Ayrıca yargılamak ve ona bir yer tayin etmek gibi edebiyat dışı tavırlardan uzak durulmuştur.
165.00 ₺ -
Türk Roman ve Hikayesinde İkinci Dünya Savaşı
Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı, Milli Mücadele gibi arka arkaya savaş felâketini yaşamış ve sonunda bağımsız bir devlet kurmayı başarmış olan Türkiye, II. Dünya Savaşı'na girmese de 1939-1945 yılları arasında özellikle ekonomik açıdan çok zor bir dönem geçirmiştir. Sınırlarımıza kadar dayanan bu savaş Türk insanının yaşamını alt üst etmiştir. Edebiyatın aslî türlerinden olan roman ve hikâye türleri hayatın aynası gibidirler. Sosyal ve siyasî olayları edebî eser için birer malzeme sayan yazarlarımız eserlerinde II. Dünya Savaşı'na da yer vermişler, bu savaşın ekonomik, sosyal ve ferdî açılardan Türk insanını ne şekilde etkilediğini işlemişlerdir. II. Dünya Savaşı'nın Türk Edebiyatı'na nasıl aksettiği makale boyutundaki birkaç çalışmada incelenmiş, konuyla ilgili geniş bir araştırma yapılmamıştır. Bu kitap, özellikle II. Dünya Savaşı'nın ağır şartlarını yasamış olan yazarların kaleminden çıkan roman ve hikâyeler üzerine yapılmış bir araştırmanın ürünüdür.
22.50 ₺ -
Uşaklıgilin Romanlarında Batılı Yaşayış
Batılı manada ilk romancımız olan Halit Ziya’nın eserleri hala aranmakta ve okunmaktadır. Prof. Dr. Zeynep Kerman bu çalışmasında Uşaklıgil’in romanlarına yansıyan “Osmanlı Batılılaşması”ndan unsurlar aktarıyor. Eser, Halit Ziya Uşaklıgil’in romanlarında görülen batılı yaşayış tarzını dört bölümde ele alarak inceliyor. Birinci bölümde yazarın batı ve batı edebiyatlarıyla ilişkisi, tercüme ve telif eserleri; ikinci bölümde romanlarındaki şahısların batıyla ilişkileri ortaya konuyor. Tanzimat’tan sonra yazarların eserlerinde dünyevî saadet, para ve maddî kazanç konuları önem kazandığından üçüncü bölüm, geçim, para, iş ve kazanç hayatına ayrılmıştır. Benimsediği realist akım dolayısıyla kahramanlarının karakterlerini daha iyi belirtmek için Halit Ziya, iç ve dış mekâna, kılık, kıyafet ve dekora büyük önem verir ve bu unsurları şahısların karakterlerini oluşturmada ustalıkla kullanır; dördüncü bölümde bu unsurlar işleniyor.
165.00 ₺ -
Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi
Edebiyat ve eğitim fakültelerinin “Eski Türk Edebiyatı Tarihi” derslerinde okutulmak üzere ilk olarak 2004 yılında yayımlanan Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi, beklenenin üzerinde bir ilgi görerek kısa zamanda sahasının vazgeçilmez kitaplarından biri haline geldi. İlk baskının önsözünde “Eserin amacı, edebî türleri kronolojik bir düzen dahilinde kendi aralarında tasnif ederek öğrenciyi edebiyat tarihimizin ana hatları ve seyri hakkında kısaca bilgilendirmek ve bu sahada çalışanlara en yeni bibliyografya bilgisini aktarabilmektir.” denmiş ve her yeni baskıda özellikle son yıllarda üniversitelerde hazırlanıp henüz yayımlanmamış yüksek lisans ve doktora tezleri dahil en güncel bibliyografyanın okuyucuya yansıtılmasına özen gösterilmiştir. Ancak her defasında zenginleşerek artan bu ilavelerle kitabın bir süre sonra üniversitelerin Türk edebiyatı tarihi müfredatını aşacağı ve öğrencinin öncelikle edinmesi gerekli edebiyat tarihi bilgilerinin hayli üzerinde bir yük oluşturacağı anlaşılmaktadır. Bu düşünceyle üniversite öğrencilerinin sadece lisans seviyesinde edebiyat tarihi müfredatını karşılaması amacıyla muhtasar bir kitap oluşturma ihtiyacı doğmasıyla Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi’nin bu ve bundan sonraki baskıları sürekli muhtevası artan bir kitap olmak yerine, kısmen kısaltılmış ve zarurî güncellemeleri içeren bir ders kitabı olarak kalırken, eserin 2007 yılı için genişletilmiş olarak hazırlanan yeni baskısı ve bundan sonraki baskıları Eski Türk Edebiyatı Tarihi adıyla, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrencilerle akademisyenlere hitap edecek şekilde olmasına karar verilmiştir. İçindekiler İSLÂM ÖNCESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI/ 13 Hunlar Çağına Ait Siyasi Mektup ve Türkü Tercümeleri/ 13, Göktürk Abideleri/ 14 Uygurlar/ 15, Kaynakça/ 16 KARAHANLI DÖNEMİ EDEBİYATI/ 18 Balasagunlu Yûsuf/ 18, Kaşgarlı Mahmûd/ 19, Edib Ahmed/ 20, Ahmed Yesevi/ 21 Hakim Süleyman Ata/ 23, Kaynakça/ 25 GAZNELİLER DÖNEMİ/ 28 Kaynakça/ 30 SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 32 Kaynakça/ 35 ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 39 Evhadüdddin-i Kirmani/ 45, Yunus Emre/ 45, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi/ 47 Sultan Veled/ 51, Hoca Dehânni/ 53, Nâsıri/ 55, Hacı Bektaş Veli/ 56,Kaynakça/ 58 XIV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 65 HAREZM’DE EDEBİYAT/ 66 Rabguzi/ 67, Kerderli Mahmûd/ 68, İslâm/ 69, Kutb/ 69, Hârzemi/ 70 MEMLÛK SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 71 Seyf-i Serâyi/ 71, Ebû Hayyân/ 72, Hüsam Kâtib/ 73 KUMAN SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 73 XIV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 74 Hasanoğlu/ 75, Ahmed Bin Veys/ 75, Nesimi/ 75 XIV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 77 Şeyyâd Hamza/ 78, Ahmed Fakih/ 81, Gülşehri/ 83, Âşık Paşa/ 85, Ahmedi/ 87 Kadı Burhaneddin/ 89, Hoca Mes’ûd/ 91, Eflâki/ 93 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ YAZARLARI VE ESERLERİ/ 94 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 101 Kaynakça/ 104 XV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 109 XV. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 112 Ali Şir Nevai/ 114 XV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 118 XV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 118 Ahmed-i dâ’i/ 125, Şeyhi/ 128, Ahmed Paşa/ 131, Necâtibey/ 133, Avni/ 135 Adli/ 136, Sultan Cem/ 137, Şehzade Korkud/ 138, Adni/ 138 Nişancı Mehmed Paşa (Karamanî)/ 140, İvâz Paşa-Zâde Atâ’i/ 140, Cemali/ 141 Karamanlı Nizâmi/ 142, Kemâl-İ zerd (Saruca Kemâl)/ 143, Melihi/ 144, Mesihi/ 145 Hamdullah Hamidi/ 145, Zeyneb Hanım/ 148, Mihri Hatun/ 149, Eşrefoğlu Rûmi/ 149 XV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ EDEBİYATI/ 150 Dini-Ahlâki-Tasavvufi Mesneviler/ 152, Aşk Mesnevileri/ 157, Tarihi, Destani ve Menkabevi Mesnevileri/ 159, Sergüzeştnâme ve Hasbihâller/ 163 XV. YÜZYIL ANADOLU SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 166 Kaynakça/ 170 XVI. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 177 XVI. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 179 XVI. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 181 Fuzuli/ 182 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI EDEBİYATI/ 189 Zâti/ 198, Hayâli Bey/ 200, Bâki/ 202, Nev’i/ 204, Lâmi’i/ 206, Kemâl Paşa-Zâde/ 208 Figâni/ 209, Muhibbi/ 210, Hubbi Hatun/ 211, Celili/ 212 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 214 Dini-Ahlaki-Tasavvufi Mesneviler/214, Aşk Mesnevileri/ 217, Tarihi, Destani Menkavebi Mesneviler/ 220 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 223 Tarihler/ 223, Biyografi Eserleri/ 224, Şuara Tezkirleri/ 225, Şerhler/ 229, Diğer ensur Eserler/ 230, Kaynakça/ 231 XVII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 241 XVII. YÜZYIL ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 243 XVII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 244 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 246 Klâsik Üslûp/ 248, Sebk-i Hindi/ 248, Hikmeti Tarz/ 250, Mahalli Tarz/ 251 Gani-Zâde Nâdiri/ 252, Nef’i/ 253, Nev’i-Zâde Atâ‘i/ 256. Şeyhülislam Yahyâ/ 257 Şeyhülislam Bahâyi/ 259, Nâ’ili-i Kadim/ 260, Neşâti/ 262, Fehim-i Kadim/ 263 Nedim-i Kadim/ 264, Nâbi/ 265, Bosnalı Sâbit/ 267,Hâleti/ 263 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 270 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 278 Tezkireler, Biyografik ve Bibloyografik Eserler/ 278, Tarihler/ 281, İlmi Eserler/ 282 Veysi ve Nergisi’nin Eserleri/ 283, Seyahatnameler/ 285, Şerhler ve Diger Mensur Eserler/ 285, Kaynakça/ 286 XVIII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 291 XVIII. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 295 XVIII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 296 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 297 Nedim/ 305, Râgıp Paşa/ 307, Kâni/ 308, Seyyid Vehbi/ 310, Sünbül-Zâde Vehbi/ 312, Fıtnat Hanım/ 314, Şeyh Gâlip/ 315 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 317 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 326 Tezkireler, Biyografik ve Bibiliyografik Eeserler/ 326, Tarihler/ 333, Surnameler/ 334, Sedaretnameler/ 335, Seyahatnameler/ 336, Münşeât Mecmuaları/ 336, Şiir ve Şair Hakkında Eserler/ 337, Dini, Tasavvufi Ahlaki Eserler/ 338, Şerhler ve Lügatler/ 339, Kaynakça/ 340 XIX. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 347 XIX. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 350 XIX. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 352 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 353 Eenderunlu Vâsıf/ 356, Keçeci-Zâde İzzet Molla/ 358, Leskofçalı Gâlip/ 359 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 361 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 364 Şuara Tezkireleri/365, Biyografi Eserleri /367, Tarihler/ 369, Sefaretnameler/370, Seyahatnameler/370, Lügatlar/371, Kaynakça/372
315.00 ₺ -
Yahya Kemal
Tanpınar'ın hayatının son yıllarında yazdığı, fakat tamamlayamadan vefat ettiği, Yahya Kemal üzerindeki bu tek bütün çalışmayı Mehmet Kaplan şöyle tanıtmaktadır: "Yahya Kemal kitabını okurken Yahya Kemal'i Zeynep Hanım Konağı'nda, İstanbul kahvehanelerinde, dost evlerinde yaşarken, konuşurken, hatıralarını anlatırken, fikrini ve nüktelerini söylerken görürsünüz. Tanpınar Yahya Kemal'in sohbet ve makalelerinde ileri sürdüğü fikirlere geniş yer ayırır. Düşüncelerine hakim olan 'kaynaklar meselesi' üzerinde durur. Şiirlerinin tahliline de önem vermiştir. Tanpınar'ın Yahya Kemal'in dili, şekil ve imajları üzerinde ileri sürdüğü fikirler çok önemlidir. Tanpınar imajları incelerken Freud, bilhassa Gaston Bachelard'ın görüşlerine dayanır".
165.00 ₺ -
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e (1839-1923)
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e İnci Enginün'ün daha önce yayınlanan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatıadlı kitabıyla birlikte 19. ve 20. yüzyıl edebiyatına toplu bir bakıştır. Bu edebiyat tarihinde ağırlık herşeyden önce eserlere verilmiş, dönemin ve yazarların özelliklerine ancak eserler gerektirdiği takdirde temas edilmiştir. Yeni Türk Edebiyatı 19. ve 20. yüzyılların bütün karışıklığını yansıtır. Hayatın her alanında görülen güçlü geleneğine sahip eski ile henüz geleneklerini oluşturmamış yeninin çatışmaları veya bir arada birbirinden ayrı yaşamalarını bu dönemin özellikle romanından öğrenmek mümkündür. Saf edebiyat denemeyecek, bazen öğretici, bazen ahlakçı, bazen de sadece edebiyat kaygılarıyla hareket eden yazarların ortaya koyduğu eserlerin pek çoğu hâlâ araştırıcıları beklemektedir. İnci Enginün bu kitabında gazetenin edebiyat üzerindeki etkisini göstermeyi amaçladığı gibi türleri de kendi içinde müstakil olarak ele almıştır: Nesir, roman ve hikâye, şiir, tiyatro ve tenkit. En büyük çatışmanın güçlü geleneği dolayısıyla şiir alanında yaşandığı edebiyat dünyasında uzunca bir gezintiyi andıran kitapta, çok iyi tanınan yazarlar gibi, bu tür incelemeye ilk defa girenler de bulunuyor.
600.00 ₺ -
Yirmi Yılın Ardından Mehmet Kaplan
Mehmet Kaplan başkalarının zevki için değil, kendi için yazdı, Türkiye için, öğrencileri için yazdı. Yetmişbir yıllık hayatının, kırkaltı yıllık hocalık döneminde 23 eser yayınladı. Asistanları ile beraber 9 kitap hazırladı ve neşretti, üç edebî eseri sadeleştirerek günümüze kazandırdı. 1400'ün üzerinde makale-deneme yayınladı. 18 doktora öğrencisi, sahalarında Türkiye'nin önemli hocaları oldular. Onlar da ülkenin dört bir köşesinde 'ocak' yaktılar, öğrenci yetiştirdiler. Mehmet Kaplan'ı ebediyete uğurladığımızın üzerinden yirmi yıl geçti. Hemen her yıl öğrencileri Türkiye'nin birkaç yerinde hocanın farklı yönlerini, hocayı tanımayan genç nesillere anlattı. Elinizdeki kitap; İstanbul Marmara ve Mimar Sinan Üniversiteleri Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinin, hocalarının vefatından yirmi yıl sonra beraberce hazırladıkları toplantıdaki konuşmalardan oluştu.
7.50 ₺ -
Eşimi Seviyorum
Tartışmasız, gürültüsüz ve huzurlu bir aile ortamını kim istemez? Hepimizin hayalini ideal bir aile yuvasını kurmak süsler. Ama çoğu zaman yüreğimizi bunu başaramayacağımız korkusu sarar. Aile hayatımızın Cennet hayatından bir köşe olmasını nasıl temin edebiliriz? Mutlu bir aile için eşler birbirlerine karşı nasıl davranmalıdır? Aile içindeki tartışmları nasıl azaltabiliriz? Hepimizi yakından ilgilendiren bu soruların günlük hatyatımızdan bulabileceğimiz cevaplarını, bir de bu eserle hatırlamak istemez misiniz? İşte bu eser bu konuda yapılan bir araştırmanın ürünüdür.
6.00 ₺ -
İnancın Zaferi Çanakkale
Çanakkale’de düşman, hem teknik açıdan hem de silah, mühimmat, gıda ve giyecek açısından mükemmeldi. Dünyanın en güçlü armadası ve en eğitimli ordusuydu. Osmanlı Devleti ise ne askerlerinin karnını doyurabiliyor ne de onlara yeterli mühimmat verebiliyordu. Buna rağmen imkânsızı başardık! Peki, tek dişi kalmış canavarın yenilmesi nasıl mümkün olabildi? Osmanlı, yıllarca emek vererek imanlı, yürekli, fedakâr, cefakâr insanı yetiştirmiş, o insan da imkânsızlıklardan imkân çıkararak Çanakkale Zaferi’ni kazanmıştır. Bu eser; imkânsızlığa teslim olmayan, yokluğa boyun eğmeyen, böylece bir milletin yeniden dirilişine ruh üfleyen besmeleli dudakların, imanlı yüreklerin hikâyesini anlatıyor. Topun tüfeğin değil, çelik gibi iman dolu göğüslerin, su gibi berrak zihinlerin, ok gibi hedefe kilitlenmiş kararlı iradelerin hikâyesi… Bu hikâyeden arta kalan: Ne kadar Seyit Onbaşı yetişirse, o kadar Ocean zırhlısı batacaktır!
180.00 ₺ -
Parçalanmış İmgeler Suriye`de Militan Putkırıcılığın Kökenlerine Yolculuk
Putkırıcılık, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinin sınırları içerisinde yapılan doktrinsel veya teolojik muğlâk bir tartışmanın ötesine pek geçmeyen, araştırılmayan veya en iyi ihtimalle sadece küçük bir grup bilim adamı tarafından ele alınan, açıklanması zor, irrasyonel tarihi patlamalardan biriydi. Sekizinci asırda putperest karşıtı hareketler Hıristiyanlar arasında baskın güç olmuşlar, ikon parçalayan imparatorlar Bizans`ı idare edip dinî imgeleri bastırmışlardı. İlk Bizans putkırıcılarının bir asrı aşkın bir süre boyunca geliştiği dünyayı anlamak, bunları besleyen daha geniş dünyayı idrak etmek benim için elzemdi. Şam`ın ve Halep`in dar sokaklarında, bu iki şehrin arasındaki daha küçük kasaba ve şehirlerde dolaşırken ve güneşin yaktığı çöl harabelerini gezerken veya harap olan kalelerin tepesinde dikilirken söz konusu kanaat bende hâsıl oldu. Suriye`de bu anlayışın temellerini bulduğuma inanıyordum. İşte bu yüzden İkonoklast yani Putkırıcılık hareketi elinizdeki kitabın ana konusu oldu. Müslüman olduktan sonra çok daha iyi anladım ki her türlü putperestliğe karşı olmak İslam`ın en önemli mesajlarından biridir. Teorik ve entellektüel merakımla başlayan bu araştırma benim için yeni bir anlam kazandı, manevî kişiliğimin bir parçası oldu. Bu sebepledir ki birçok tarihçinin aksine, sözkonusu hareketin yükselişini, o zamanlar Doğu Roma İmparatorluğu`nun parçası olan Suriye topraklarında İslam`ın yükselişine bağladım. Ancak Suriye ziyaretim süresince önüme bambaşka, hiç ummadığım konuların, dünyaların açılması, çalışmanın yönünü de etkiledi. Ve günümüzden geçmişe uzanan çizgide Putkırıcılık hareketinin izini sürme çabalarım elinizdeki kitabı meyve verdi. Bu serüvenimde olayları, şahısları ve mekânları beraberce tanımaya var mısınız?
10.50 ₺ -
Çağdaş İnkarcılığın Eskiçağ Silahı Reenkarnasyon
Reenkarnasyon nedir, ne değildir? Reenkarnasyon inancının asıl hedefi nedir? Parapsikolojinin deneyleri ve buluşları reenkarnasyonu destekliyor mu? Geçmişten günümüze reenkarnasyon nasıl geldi? Reenkarnasyon inancında temel esaslar nelerdir? Ruh-cin çağırma ve hipnoz seanslarının gerçek yüzü nedir? Reenkarnasyon ilkeleri akıl ve bilimle çatışıyor mu? Bilim adamları reenkarnasyonu nasıl değerlendiriyor? Reenkarnasyon İslam inançları ile bağdaşabilir mi? Reenkarnasyona delil olarak getirilen Kur`ân ayetlerini nasıl anlamalı? Hipnoz reenkarnasyona delil olabilir mi? Yoga ve meditasyon merkezlerinin perde arkasında neler yapılıyor? Kökleri eski çağlara kadar uzanıp çağdaş inkârcıların can simidi gibi sarıldıkları reenkarnasyon konusunda akla gelen daha pek çok soru. Ve bu sorulara verilen doyurucu ve bilimsel cevaplar bu kitapta.
7.50 ₺ -
Batı Türkü Tanıdıkça
İslam`ın getirdiği diriltici hamle sayesinde Türkler, İslam`ın daha geniş alanla-ra ulaşmasında taşıyıcılık görevi üstlenerek büyük bir misyonun hak sahibi oldu. Batı dünyasının bu realiteyi, Müslüman olan kendi soydaşları için “Müslüman oldu” demek yerine, “Türk oldu” diyerek bir etnik aidiyet terimi hâline getirmesi dikkate şayandır. Bu tarihi miras sebebiyle Türkiye`yi, Selçuklu`nun ve Osmanlı`nın dışında dü-şünmemiz mümkün değildir. “Batı Türk`ü Tanıdıkça” kitabında görüşlerine yer verilen Batılı aydınlar, kendi ülkelerinin aşırılığa kaçan düşmanlık duygularından sıyrılarak gerçeği gören insanlardır. Bunlar içerisinde Türkiye`yi ve Türk insanını tanımadan önce bize nefret ve düşmanlık duygusuyla bakanların, gelip tanıdıktan sonra bizim bir parçamız hâ-line geldiklerini göreceksiniz. Bu eser, bizde Batı`ya toptan düşmanlık duyanlar ile Batı`da aynı şekilde bize önyargı ve nefretle bakanlara bir iyi niyet penceresi açmak gayretinin sonucudur… Umarız, bu yönde bir ilk olan bu çalışma, bizdeki bir kısım aydının inanç kör-lüğüne ve tarihine sırt dönme inadına karşı uyarıcı bir görevi gerçekleştirerek maksadına hizmet etmiş olur…
15.00 ₺