-
Ruh ve Duygularımızın Olağanüstü Halleri
İnsan kâinatın küçük bir örneğidir. Kâinatta yer alan maddi ve manevi ne varsa, farklı boyutlarıyla bedenimize de yerleştirilmiştir. Yapabileceklerimizin sınırlarını imanımızın gücü, düşünce düzeyimiz, niyetlerimizdeki kararlılığımız oranında geliştirebilir, hikmet dairesinde olağanüstü haller gösterebiliriz. Sağlam bir düşünce sistemi, samimi bir niyet ve gelişmiş duygular sayesinde hayal bile edemediğimiz başarılara ulaşabiliriz. Eğer siz de ruh ve duygularınızın ulaşabileceği sınırları yeniden belirlemek ve inanmanın size vereceği gücü hissetmek istiyorsanız, elinizdeki kitap bu konuda rehberiniz olacaktır.
7.50 ₺ -
Sözlerin ve Renklerin Gizemi
Eğer kâinata doğru bir gözle bakabilirsek, bize en sıradan gelen olayların ve nesnelerin bile arkasına muhteşem ve mükemmel organizasyonların olduğunu fark ederiz. Zaten sıradanlık ve monotonluk, aslında insanın gözlerinin üzerine çekilmiş bir perdedir. O perdeyi yırtmak, çevreye ve olaylara birer "harikalar diyarı" nazarıyla bakmak ancak Kur"an"ın bize öğrettiği perspektifi yakalamakla mümkün olur. Bu sır yakalandığı zaman ancak, göz gerçek görevini yapar, kulak gerçekten duymaya başlar ve renkler gerçek anlamlarını ifade ederler. Bu kitap, işte bu bilinmezlerin peşinde koşuyor. Ancak amaçsız ve hedefsiz değil" Önünde Kur"an gibi bir kılavuz ve Hz Peygamber gibi bir rehber var. Onların asırları aydınlatan ışığı ve kâinatı çınlatan avazı altında sözleri ve renkleri sorguluyor, onlara birer harf nazarıyla bakarak birlikteliklerinden oluşan kelimeyi okumaya çalışıyor. "Sözlerin ve renklerin" sıradan gelen manalarından sıyrılıp, onların harika dünyasına seyahat etmek isterseniz, işte bir fırsat" "Sözlerin ve Renklerin Gizemi" bu sırlı yolculukta, yol arkadaşınız olmak için sizleri bekliyor.
6.19 ₺ -
Hizmet ve Şahsiyet
Artık ülkemizde dindarların sayısı artmaya başladı. Her kademede, her işyerinde her sanatta ve her dairede dindarlar var. Dindarların çokluğuna bakıp sevinirken "Fakat..." deyip, bu cümlenin gerisini tamamlamaktan korkuyorum. İslamiyetin yüceliğini, her asra hitap edişini; onun gerçek ve ebedi hayat verişini yazıyorum, okuyorum. Fakat Müslümanları anlatmaktan korkuyorum. İslamiyet hayat dinidir. İktisat bu hayatın bir parçası... Ticaret yapan müslümanların sağındaki, solundaki çukurlardan korkuyorum. Düşman ülkelerde bile aile güçlenirken bizdeki parçalanmalara, boşanmalara bakıp korkuyorum. İslamda kadın haklarını öğrenip, hak isterken, kocasına hak tanımayan dindar kadından ve aynı şeyi yapan dindar erkekten korkuyorum. Zanla gemi yürütenden, dalalet rotasına girenden, günah karanlığı içinde, küfrün aysbergine yaklaşan Müslüman gemisinden korkuyorum. Artık dış dünya korkuttu beni, içdünyama çekilmek isterken, kendi alemimde kaybolmaktan korkuyorum. Ne korkunç bir hal yarabbi! Müslümanların, İslamiyete yine zarar vereceğinden korkuyorum.
6.38 ₺ -
Bakıp da Göremediklerimiz
Her yanı ve her anı mucizelerle dolu bir hayatımız var. Tek eksiğimiz, bu hayatın tadını yeterince çıkaramıyor olmamız. Bunun da sebebini kendi alışkanlıklarımızda aramamız yanlış olmaz. Güneşin doğuşunu, gelinciğin açılışını, serçenin ötüşünü sürekli görüyor ve işitiyor olmamız, bu günlük olaylardaki harikuladelikleri gözümüzden saklar. Oysa biraz dikkat ve biraz değişik bakış açısı, belki de çoğumuzun özlediği bir hayattan daha ötede bir harikalar diyarında halen yaşamakta olduğumuzu bize gösterecektir. Bu kitapta yer alan yazılar, işte bu harikalar diyarında bir gezintiye sizi çağırmaktadır.
14.63 ₺ -
Dinde İletişim Dili
İletişim mekanı Taif. Hedef kitle Taifliler. Bir fert Taifliler`le iletişim kurmak istiyor. İletişimin en uygar aracı olan "söz" le onlara sesleniyor. Onlar bu sözü dinlemiyorlar, fakat o söz söylemeye devam ediyor. Onlar yine dinlemiyorlar. O, gene söz söylüyor. Bu defa Taifliler taş alıyorlar ellerine ve "söz" e karşı taş fırlatıyorlar, fakat gene "söz" söylüyor. Onlar taş attıkça, o, söz söylemeye devam ediyor. taşa karşı söz söyleyen sesini yükselterek: "Rabbim! Islah et onları! Onlar benim kim olduğumu bilmiyorlar. Bilseler böyle yapmazlar. Bağışla onları!" diyor. İletişimin en sihirli aracı olan "söz" den hiç vazgeçmiyor. Çünkü o, insanlarla iletişim kurmak istiyor, bunun için sabrediyor. Sonunda "sözlü iletişim" taşları eritiyor. "Taşla iletişim" olmayacağını anlayanlar, ""söz" e kulak konuğu oluyorlar. Böylece sözlü iletişim onları "insanlığa" yükseltiyor. İletişim sayesinde taşlar tutsaklaşıyor, "insan" ortaya çıkıyor ve "iletişim ortamı" oluşuyor.
6.75 ₺ -
Güzel Sözler Antolojisi
Bazı sözler vardır ki, üzerinden yıllarda geçse de unutulmazlar. Bu,sözler her dönem insanlara ibret verir. Kısa, özlü, veciz, sözlerdir bunlar. Hayatımızın pusulası hükmünde olan güzel sözlerden bir demet Güzel Sözler Antolojisi. Tayip Karakaya yıllarını vererek bu çalışmayı ortaya çıkardı. Güzel Sözler Antolojisi, yarınlara kalacak gelecek nesillere de faydalı olacak bir kitap. Öğrenciler daha başarılı olabilmek için, öğretmenler derslerini daha iyi sunabilmek için, yazarlar, yazılarını daha da güzelleştirmek ve anlamlandırmak için, anne " babalar çocuklarıyla daha iyi diyalog kurabilmek için, programlar yapabilmek için, evliler daha mutlu bir yuva kurabilmek için, sevenler birbirlerini daha çok sevmeleri için bu kitabı mutlaka okumalı. Güzel Sözler Antolojisi, hayatımızın her safhasında bizlere kaynak bir eser olacak. Unutmayın, güzel bir söz, hayatımızı değiştirebilir.
7.50 ₺ -
Wer Bist Du (Sen Kimsin?-İnsanın Yolculuğu)
Wer Bist Du? Die Reise des Menschen Ich bin Ich Ich bin ein Niemand Ich bin ein Computer Ich bin ein denkendes Tier Ich bin ein Mensch Wer bist du? Woher kommst Du? Wohin gehst Du? Dieses Buch beschreibt aus einer neuartigen, modernen und wissenschaftlichen Perspektive den oft gesuchten Sinn des Lebens, Sinn des Daseins, Sinn der Existenz. Wenn Du wissen möchtest, wer Du wirklich bist, Dann ist dieses Buch genau das richtige für dich! Und" Wer bist du?
6.75 ₺ -
Isparta Kahramanları
Üstad Bediüzzaman, 1926-1934 yılları arasında Barla`da kaldığı süre zarfında Isparta`nın muhtelif kazâ ve köylerinden kendisine gönül vermiş nice talebeleri oldu. Bu nurlu ve bahtiyar KAHRAMAN zümrenin içinde âlimler, şeyhler, veliler, efeler, çobanlar ve hattâ ümmiler de bulunuyordu. Onlar, her türlü tehlikeyi göze aldılar; canla başla Kur`an ve iman hizmetine dahil oldular. İşte bunun içindir ki Üstad Bediüzzaman, imanın teknolojiye meydan okuduğu bu nurlu beldelerin mübarek hizmetkârlarına “Sizler koca Isparta`yı değil, belki büyük bir memleketi tenvir edecek elektriklerin makinistleri hükmündesiniz” diye övdü. Onları “Isparta Kahramanları” unvanıyla andı. Bu kitapta, çok ağır şartlar altında Nur`a koşan, Nur Üstadlarının etrafında halelenen “Saff-ı Evvel” Isparta Kahramanları anlatılıyor. O nurani beldeleri ziyaret için yola revan olanlar için de bir rehber kitap.
6.75 ₺ -
Mevlana Celaleddin Rumi'nin Bütün Eserlerinden Seçmeler
Türk-İslam dünyasının en önemli şahsiyetlerinden birisi Mevlana’dır. Mevlana’nın düşünce dünyasının gereği gibi anlaşılması için hakkında yazılanlarla birlikte eserlerinin de okunması büyük bir önem taşımaktadır. Bu eksikliği gidermenin bir yolu da baskıları uzun zamandır yapılmayan ve oldukça hacimli eserlerinden yapılan seçkilerin hazırlanmasından geçmektedir. Bu düşünceden yola çıkılarak hazırlanan “Mevlana Celâleddin Rumî’nin Bütün Eserlerinden Seçmeler”i okurlarımıza sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Uzman bir kadro tarafından hazırlanan bu eser, hem kendi alanında büyük bir boşluğu kapatacak hem de seçmeleri yapılan eserler hakkında verdiği monografik bilgilerle önemli bir kaynak oluşturacaktır.
13.50 ₺ -
Fesleğen Hikmet Anıl Öztekin
Gitmek mi zordur, kalmak mı? Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan... Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım... Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size. Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu? Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın kederinin... Ve lütfen sevenleri ayırmayın!
40.50 ₺ -
Yahudi Psikolojisi
İsrail Ordusu, 27 Aralık 2008-18 Ocak 2009 tarihleri arasında önce havadan sonra karadan Gazze’ye saldırdı. Okullar, hastaneler ve evler bombalandı. 22 günde üçte biri çocuk olmak üzere 1300 Filistinli hayatını kaybetti. Binlerce Filistinlinin yaralandığı, on binlercesinin evsiz kaldığı bu tek taraflı savaş, yine tek taraflı olarak sona erdi. Bütün dünya bombardıman altında yerle bir olan binaları, elektriği kesilmiş hastanelerde cep telefonu ışığıyla ağır yaralıları ameliyat eden doktorları gördü. Yan yana dizilmiş minik bedenlerin başında ağlayan insanların çaresiz feryatlarına şahit oldu. Öte yandan ellerinde dürbünlerle bombardımanları takip edip bombalar patladıkça çığlıklar atan İsraillilerin bu halleri karşısında şaşkına döndü. Bu nasıl bir psikolojiydi? Aynı şaşkınlığı insanlık, abluka altında kalan Gazzelilere insanî yardım götüren gemilere yapılan kanlı baskın görüntüleriyle tekrar yaşadı. Bu eser geçmişten günümüze Yahudilerin psikolojisini yakından tanımak ve zihinlerde yer eden sorulara cevap bulabilmek gayesiyle kaleme alındı. Yorumlar sağlıklı ve objektif kriterler dikkate alınarak sunuldu.
9.75 ₺ -
Biz Aslında Neyiz?
Piyasadaki sayısız kişisel gelişim kitaplarından biri değil bu. Hatta o kitapların içerdiği birçok kavramı, insanları dolap beygirine çevirdiği için reddeden ve red gerekçelerini de izah eden bölümler bulacaksınız. Yetinebilmeyi, utanabilmeyi, doğal kalabilmeyi teşvik gayreti var. Batı kültür ve medeniyetinin kutsadığı bazı terimlerin insanı değersizleştirdiğinden yakınmalar var. Referans gösterilen kaynakların her birinin tümden benimsendiği ve tavsiye edildiği düşünülmemeli. Bazılarından, sadece ilgili konuya uygun düştüğü için güzel ve etkileyici ifadeler alınmıştır. Kitaptaki her alt başlık detaylı bir çalışmanın konusu olabilecek nitelikte. Burada, mümkün olduğunca çok sayıda konuyu gözönüne alabilme amacı güdülmüştür. Bir konuyu derinlemesine incelemekle, farklı farklı alanların özünü vermeye çalışmak elbette aynı değildir. Umudumuz, her bir konunun ileride daha ayrıntılı çalışmalara konu olmasıdır.
9.00 ₺ -
Şempanze Çocuklar
Ormana atılmışlar. Gözlerini vahşi bir ormanda açan savunmasız bebeler. Kara Afrika`nın kara bahtlı çocukları. İnsanlığını kaybetmiş Anne-babalarının günahını fark etmeden, bilmeden, anlamadan çeken yavrular. Maymun annelerin insan ötesi şefkatiyle buluşabilen bebekler hayata tutunabiliyor ancak. Hayatta kalabilenler de insanlığın nerede olduğunun farkına bile varamıyor. Birer şempanze olarak yaşıyorlar. Uluslararası yardım organizasyonlarına gönüllü olarak katılan Riccon Doğan, insanlığın en büyük ayıplarından birinin yaşandığı, ormanlarında hayatta kalan “Şempanze Çocukların”Afrika`nın bu fakir ülkesinde faaliyet gösteren yirmiye yakın uluslararası organizasyonun “insanî yardım” adı altında milyonlarca doları nerelere, nasıl harcadıklarına dair notlar düşüyor.
4.50 ₺ -
Sözde Askerler
Elindeki silahı sandıktan çıkan oyla denk tutan, gırtlağına kadar siyasete batmış asker üniformalı “sözde askerler.” Ve o askerlerce kaos ortamı oluşturmak için hazırlanan darbe planları, “ıslak imza”lı komplo belgeleri, kamuoyu desteğini kazanma adına gerçekleştirilen bir dizi katliam ve provokasyon teşebbüsleri, dindar insanların evlerine yerleştirilen silahlar. Hedeflerine ulaşma adına küçük yavruları havaya uçurmayı, camileri bombalamayı göze alabilen sapkın ve gözü dönmüş bir zihniyet. Darbe heveslileri tarafından ucuz bir cephaneye dönüştürülen laiklik, Cumhuriyet. Daha bir yığın şüphe ve soruşturmanın kirinden ordumuzu arındırmanın tek yolu var: Şeffaflık. Ülkemizin güvenliği adına, refah ve huzuru adına, demokrasinin yerleşmesi adına şeffaflık. Sözde Askerler geçmişten gelen acı ve kanlı tecrübelerin gelecekte yaşanmaması adına yapılması gerekenleri dile getirmek için kaleme alındı.
9.38 ₺ -
İçimizdeki Gladio İle Yüzleşmek
Bir yürüyüş başlattı, benim ülkem. Faili meçhul cinayetlerle, aydınlatılamayan suikastlerle, ara rejimlerle anılan ülke olmaktan çıkıp, demokrasi çıtasını yukarıya taşıma yürüyüşüydü bu. Ancak önceden tek bir belgesi kıyametler koparacak gelişmelerin sıradanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ama bir gerçek daha var: Yaşadığımız hızlı gelişmeler bizi tarihi bir yüzleşmeye, içimizdeki Gladio olarak niteleyebileceğimiz Ergenekon terörünün ardındaki gerçeklerle hesaplaşmaya götürüyor ve bu sürecin geri dönüşü yok gibi. “İçimizdeki Gladio`ya ile Yüzleşme” isimli kitap işte bu hesaplaşmaya az da olsa katkı sağlayabilme gayesiyle kaleme alındı. Yıllarca pek çok faili meçhul cinayette, toplumsal olayda, işlenen suikastlarda, ihtilal zeminlerinin hazırlanmasında adres olarak gösterilen yere, “Sivil hukuk mekanizması”nın girmesi gibi “milat” sayılacak bir sürece dikkat çekme adına yazıldı.
10.50 ₺ -
Ergenekon'un Medya İle Dansı
Demokrasiye ve millet iradesine kasteden Ergenekon çılgınlığında her gün yeni perdeler aralanıyor. Ergenekon ile medya arasında kurulan “derin ağlar” kendini daha net gösteriyor. Maskeler bir bir düşüyor ve her medya grubunun aslî kimliği ortaya çıkıyor. Kendilerini ‘merkez medya’ olarak konumlandıran grupların kopardıkları gürültü; ele geçen silah ve mühimmatı görmek istemeyişleri; gün yüzüne çıkan darbe harekât planlarına, suikast hazırlıkları ve detaylı krokilere duyarsız kalışları bunun göstergelerinden bazıları. Ancak göz ardı edilen bir gerçek var. Milletimiz artık 80’li ve 90’lı yıllara, 28 Şubat sürecine göre çok daha bilinçli ve dikkatli. “Pijamayla Başbakan Karşılama” devri çoktan kapandı. Ergenekon için kurşun atmak da, yemek de bir “şeref” değil. Bu kitapta Ergene-Medya ile tanışacaksınız. Ergenekon’un medya ile son dansına şahit olacaksınız.
8.25 ₺ -
Modernleşme Sürecinde Türban
Türbanlı genç kızlarımız en büyük hakları olan eğitim özgürlüğünden mahrum bırakıldı. “Kamusal alanda yasak!” gerekçesiyle diploma törenlerinden atıldılar. Sürücü belgelerindeki resimleri kabul edilmedi. Ya anneler! Çocuklarının orduevlerindeki düğünlerine alınmadılar. Üniversiteyi bitiren çocuklarının diploma törenlerine katılamadılar. Resmî bayramlarda şeref tribünlerinden çıkarıldılar. Neden? Türban düşmanlığı ardında gizli gerçek gerekçeler neler? 25 yıllık sorular yumağı tel tel açılıyor, perdeler tek tek aralanıyor. Gazeteci yazar Taha Akyol`un günlük polemiği aşan, `analitik` nitelikteki yazıları, yorumları ve sunduğu çözüm yolları bu kitapta.
10.50 ₺ -
68 Kuşağı
1968 yılının Mayıs ayının başında, Paris`te Sorbonne Üniversitesi`nin işgaliyle başlayan gençlik olayları, tarihe “68 Baharı” olarak geçti. Bu olaylar, içinde muhalif bütün meşreplerin bulunduğu heterojen bir başkaldırıydı. Uyuşturucunun ve cinsellikte sınırsızlığın ön plana çıktığı “çiçek çocuklar”, yani hippilerden, her türlü otoriteye başkaldıran anarşistlere, solun her türünü içeren geniş bir yelpazeye kadar statükoya muhalif her eğilim, 68`in rengarenk dünyası içinde yer aldı. “Gerçekçi ol, imkânsızı iste!” sloganı, 68`in farklı renklerinin tamamını temsil etti. İmkânsız gibi görünen şey ise özgürlüktü. Bu eğilimlerin hepsinin ortak paydası, daha fazla özgürlük arayışıydı. Ancak bu hareket başladığı gibi hızla söndü. Peki Türkiye`nin 68 Kuşağı, bu evrensel başkaldırının neresinde yer aldı? Gerçek miydi, yoksa gerçeklik duygusunun bir türlü nüfûz edemediği bir efsane mi? Onlar haksızlığa uğramış birer kahraman mı, yoksa askerî darbe peşinde koşan gençler miydi? Yoksa iktidar peşinde olan cuntacıların, darbecilerin birer kuklası mı oldular? Bu kitapta kırk yıldır dillendirilen gerçekler veya efsaneler arasındaki derin uçurumu göreceksiniz. Bir yanda iktidar peşinde koşan, iktidar şehvetine ideolojik kılıflar arayan cuntacılarla; vatanı kurtarmak, yoksulluğa son vermek gibi büyük ideallerin peşine düşen gençlerin başrol oynadığı bir senaryoya şahit olacaksınız. Kendi aralarında hesaplaşan cuntacılarla, bu hesabın kendilerine kesilerek sokağa sürülen gençleri bulacaksınız. Ve halen kutsanan şiddeti… İçinde her türlüsü bulunan şiddeti… En başta da Ergenekon`un kırk yıl önceki operasyonlarını… Kırk yıl öncesinden kırk yıl sonrasına açılan bu pencereden “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı”nın hikâyesini birlikte okuyalım.
9.00 ₺ -
Şefkat İn Şiddet Out
Şiddet ile şefkatin birbirine karıştığı bir kargaşa ortamında yaşıyoruz. Öyle ki neyin şiddet, neyin şefkat olduğunun ayrımını yapmada zorlanıyoruz. Alenen ve bilerek birbirinin yerine kullanıldığına da şahit olmaktayız. Savaşı “barış için” yapanlara her gün yenileri ekleniyor. “Demokrasi yolunda taşların yerine oturması için” gönül rahatlığı içinde şiddetin en ağırına cevaz verenler az değil. Töre için kardeş veya evlat katili olanların da mazeretleri hazır. Şiddet önlenmeli. Üstelik şiddetin önlenmesi için katı prensiplere, sert kanunlara, ağır müeyyidelere hiç ihtiyaç da yok. Şefkat bir sihirli değnek misali ortamı barış ve esenlikle doldurabilecek etkiye ve güce sahip zaten. Yeter ki “şefkatliymişiz” gibi davranmadan şefkate sımsıkı sarılalım. Şefkati tüm saflığıyla yaşamak da çok kolay. Çünkü: Şefkat yardımlaşmaktır, elini taşın altına koymaktır. Şefkat yapmaktır, yapıcı olmaktır. Taşın üzerine taş koyabilmektir. Şefkat bağışlamaktır, paylaşmaktır. Şefkat bilmektir, bilgilendirmektir, eğitmektir. Şefkat yaraları sarmak, onarmaktır. Şefkat bir karıncaya dahi zarar veremeyiştir. İşte bu yüzden, Şefkatin olduğu yerde şiddet, Şiddetin olduğu yerde şefkat asla olmaz. İşte evrensel formül: Şefkat In, Şiddet Out!
5.63 ₺ -
Meşrutiyet’ten Günümüze Darbeli Demokrasi
“Furkan Aydıner, Amerika’dan Türkiye’ye bakınca gördüklerini ve hissettiklerini zaman zaman Türkiye okuyucusuyla paylaşma ihtiyacı hissettiği için elinizdeki kitap ortaya çıkmış bulunuyor. Toplumsal ilişkilerimizi fesada uğratan, siyaseti bir tahakküm ağı haline dönüştüren, aileyi bir mutsuzluk yuvası haline getiren, üniversiteyi, dogmaların ve modern hurafelerin dayatıldığı ortamlara dönüştüren ve bilumum darbelere kaynaklık eden zorba virüsü, Aydıner’in dilinde geldiği yere gönderilmesi gereken bir gulyabani. 1908’den 2008’e uzanan yüz yıllık demokratikleşme sürecinde, zorba virüsü, muhtelif isim ve resimler altında varlığını sürdürdü. Aydıner’e göre Meşrutiyet’ten beri demokrasimize darbeler vuran zorba virüsü halen çok faal durumda. Türkiye’yi laiklik için güvenli hale getirmek adına yapılan askerî balans ayarı ile dünyayı demokrasi için güvenli hale getirmek adına yapılan şiddetin küreselleşmesine dayalı balans ayarları, Türkiye’nin ve dünyanın dengesini bozan, hem laikliğe hem de demokrasiye olan inancı zedeleyen, zorba virüsünün patlama yaptığı süreçler. Zorba virüsüyle baş edebilen Türkiye, bu virüsün ürediği ortamları sterilize ederek demokrasisini yerleşik hale getiren, ekonomisini yapısal istikrara kavuşturmuş, başı dik bir Türkiye olacaktır. Aydıner, rahat okunan üslubuyla, zaman zaman kendi hayat sergüzeştinden fıkralarla zenginleştirdiği bu çalışmasında, gözümüzü farklı olanın mümkün oluşuna açıyor ve Türkiye-ABD sarmalında pergelini insanlık üzerinde dolandırıyor. Askerî darbelere ilişkin yaptığı analizler, her demokratın yüreğine su serper cinsinden. Yazarın, Kaynarca Köyü’nden küresel köye yaptığı yolculuğun eşliğinde, askerî darbelerin, neye darbe vurduğunu gösteren ve bu darbelerden korunma yollarını, farkındalık düzeyimizi arttırarak anlatan satırlarına dikkatle eğilmek, her demokrat için ihtiyaç duyulan itici gücün süreklilik kazanmasına katkı sağlayacaktır.” Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Siyaset Bilimci)
4.50 ₺ -
İslam'ın Papa'ya Cevabı
Papa'nın 12 Eylül 2006'da Regensburg'da yaptığı konuşma İslam Dünyası'nı derinden sarstı. Papa, kendisini dinleyenlere, Bizans İmparatoru'nun bir İslam âlimine söylediği gerçeğe aykırı, yanlı ve önyargılı sözleri aktardı. Aslında Papa, Hz. Muhammed'in getirdiği en son ve en mükemmel din ile çağları aşan medeniyetler kurulduğunu ve insanlığı huzur iklimine sokan İslam'ın kılıçla değil gönülleri kazanarak yayıldığını en iyi bilecek insanlardan biridir. İşte bu noktada bu kitabın görevi, Haçlı Seferleri'ni, Avrupa'nın merkezinde hiç bitmeyen mezhep savaşlarını, Endülüs'te, Bosna'da yaşananları unutan Papa'ya ilimle ve kalemle cevap vermektir. Bu kitap; tevhid, teslis ve kılıç ekseninde İslam'a yönelik iftiralara cevap vermekte ve İslamiyet'in hak ve hakikat dini olduğunu ispat etmektedir.
6.19 ₺ -
11 Eylüle Rağmen Amerika'da Yükselen İslam
21. yy. dünya tarihini yazanlar, Amerika tarihi hakkında, "11 Eylül`den önce11 Eylül`den sonra" diye iki ayrı dönemden söz edeceklerdir. 11 Eylül`de uçaklar İkiz Kuleleri paramparça etmekle kalmamış, İslam`a karşı olumsuz propagandaları da beraberinde getirmişti. Ancak, 11 Eylül`e rağmen, yüz binlerce Amerikalı ve Avrupalı Müslüman oldu. Elinizdeki kitap, İslam`ın 11 Eylül`e rağmen, artan hızla büyümeye devam etmesinin sırrını açıklıyor. Yazar, 11 Eylül`den önce ve sonra Amerika`daki İslami gelişmeleri yakından takip eden biri olarak gördüklerini, yaşadıklarını ve okuduklarını paylaşıyor. Bu kitapta ayrıca Hıristiyanlığın nasıl tahrip olduğunu, ruhu ölmüş kiliselerin manevi ihtiyaca niçin cevap veremediğini de bulacaksınız.
7.50 ₺ -
Anla Beni İlk Günkü Gibi
Her insan düşler kurar evlenmeden önce. Kimi pembe, kimi mavi düşler. Dinmeyen Nisan yağmurları, sona ermeyen ilkbaharlar, yazlar. İlkbaharların bağrında açan tomurcuk güller, papatyalar, yaseminler, gelincikler. Hayaller kurulur, beyaz gelinlikler giyilir. Beyaz atlı prens beklenir; mavi veya pembe düşlerin sonsuz ufuklarına uçmak için. Ne yazık ki kimi düşler uzun sürmez. Ansızın sonbahar geliverir. Kış rüzgarları pembe düşleri kavurmaya ve savurmaya başlar. Feryat figanlar ve ardından “Neden?” sorusu gelir. Şikayetlerin odağında ise hem “anlaşılamamak” vardır. Aslında mutluluğa giden yolda bir kırılma noktasıdır bu. “Eşim beni bir anlasa!” diye başlanır söze. Ve anlayış hep karşıdan beklenir. Eşlerin birbirini anlama çabası, evliliklerin motor gücüdür. Ve mutluluğun altın anahtarıdır “anlamak ve anlaşılmak.” İlk günkü gibi anlayışlı olmak. Bu anahtar elinizde.
6.00 ₺ -
Duy Beni Sevgili Eşim
“Sayın Gülay Atasoy`un evlilik üzerine yazdığı bu kitap, önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Modernizmin getirdiği sorunlar aileyi kurban etti. Diğer taraftan geleneklerimizin sunduğu çözümler, yeni sorunlara cevap vermiyor. Yazarımız kültürümüzden aldığı motiflerle pratik çözümler sunuyor. Gelin, kayınvalide ilişkileri, elti ve görümce davranışları, ikinci evlilikler gibi konularda ustaca kalem oynatan yazarımızı kutlarım.” Prof. Dr. Nevzat Tahran “Gülay Atasoy Hanımefendi ailelerin problemlerini biliyor ve bu harika eseriyle, evlilere de yeni evleneceklere de pratik öneri ve çözümler sunuyor. Dili akıcı, okunması roman tadında olan bu etkileyici kitabı hararetle tavsiye ediyorum. İnanın çok yararlanacaksınız.“ Doç. Dr. Sefa Saygılı “Evlilik hem çok güzel hem de çok zor bir yaşam seçimidir. Evlenince iki insan arasındaki hikâye yeniden başlar. Çiftler genelde bunun farkında değildir. İşte bu kitap, yeniden başlayan bu hikâyeyi anlamlı hale getirecek ipuçları sunuyor. Hem gerçekçi davranıp evliliğin zorluklarına dikkat çekiyor hem de çift olmanın güzel yanlarını sunuyor.” Dr. Mustafa Ulusoy
5.25 ₺ -
Bu Evde Mutlu Bir Aile Var
Penceresine bir çift kumru konmayan ev yoktur. Kumruların birbirlerine olan düşkünlüğü herkesi hayran bırakır. Birbirlerinden aldıkları sevgiyle, öyle güzel öterler ki keşke her evin camında bir kumru yuva yapsa diye düşünmeden edemez insan. Zaten onların yuvası o kadar basittir ki dal parçalarını bir araya getirerek mutluluğu yakalarlar. Eşlerine sadakatleri yine onların en belirgin özelliklerindendir. Bu muhabbeti yaşayan sadece kumrular değil tabii. Hiçten mutluluk üreten aileler hâlâ aramızda yaşar. Kumrular gibi muhabbeti daim olan ailelerin öyle güzel özellikleri olur ki onları gıptayla izlersiniz. Onlar, muhabbetlerine dedikodu ve gıybet karıştığında rahatsız olurlar. Onlar güzel şeyler konuşmak için vardır. Onlar, muhabbet etmek için illa çok güzel ortamlar, uygun zemin ve münasip zaman beklemezler. Bulundukları konum ve şart ne olursa olsun kelimelerden ışık yakarlar. Hem içlerini, hem dışlarını mutluluk ışıklarıyla aydınlatırlar. Onların sözleri ilaç gibidir. Cümleleri bala benzer. İşte bu yüzden kumru muhabbetinin tadına doyum olmaz. “Kumru Muhabbeti” tadında bir kitap. Okuyan ve uygulamaya koyabilen herkes kapılarına “Bu Evde Mutlu Bir Aile Var” yazısı yazabilecek kadar mutluluğu yudumlamışlardır. Ve bir de mutluluklarını şu şiir misali kağıda dökmüşlerdir: Pencerenin pervazında, Her sabah iki kumru öter. Muhabbet çaylarından, Buhar değil, mutluluk tüter. Yoldan geçenler, Kaşık seslerinde bile, Sevgi şarkıları duyar. Perdelerin mutlu raksına bakıp Derler ki: “Bu evde mutlu bir aile var!”
5.63 ₺ -
Ömür Boyu Aşk
Benliğinizi tüm sıcaklığıyla saran aşk çoğu kez geride acı ve özlem bırakır. Hiç bitmemesini istediğimiz o “ilk gün”ün büyüsü, aranıza giren engeller yüzünden aşınır, pörsür ve yok olur. İlk anda hayal bile edemediğiniz mutsuz günlere alışırsınız belki. Evlenince söndüğünü sandığınız aşk ateşini alevlendirmek istemez misiniz? Mutluluk şatosunu aydınlatmak için size ve eşinize bir kıvılcım yetebilir. Eşiniz sevgiliniz, eviniz cennetiniz, aşkınız ömür boyu olabilir. Eğer bencillikler, kaprisler, kıskançlıklar, iletişim çatışmaları ile aile cennetiniz zindana dönüşmüşse, başkalarını suçlamayın. Çünkü sizin ve eşinizin hükmettiği bir yuvada her şeyin en başta gelen sorumlusu ikinizsiniz. Gözyaşıyla zehir ettiğiniz günlere elveda deyip ilk günlerdeki mutluluğunuza kanat çırpmanız için en büyük yardımcınız, elinizde tuttuğunuz kitaptır. Ömür Boyu Aşk, ailenizi olumsuzluklardan koruyacak ve ilk günlerin coşkulu mutluluğunu tekrar yaşatacak. Okuduğunuzda, hem yuvanızı yeniden şekillendirecek hem de çevresine mutluluk saçan bir “aile gönüllüsü” olacaksınız.
6.38 ₺ -
Eyvah! Çocuğum Bilgisayar Kullanıyor
Bilgisayar ve internet çocuklarımız için iki yüzü keskin bıçak gibidir. Faydalı ve amacına uygun bir biçimde kullanılmadığı takdirde ciddi zararlar doğurabilecek bir teknolojidir. Ailelerin çoğu, internetin ne olduğunu, nasıl kullanılması gerektiğini öğrenme ihtiyacı hissetmeden çocuğunu sanal âlemde tek başına bırakmaktadır. Ebeveynlerin en temel sorumluluğu, bilgisayarın ve internetin yararlarını ve zararlarını öğrenerek çocuklarının onu faydalı bir biçimde kullanmasını sağlamaktır. İşte bu kitap, ebeveynlere bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmekte yardımcı olmak için hazırlanmıştır.
6.75 ₺ -
Ergenlik Dönemi
Gençlik, delilikten bir şubedir. Çılgınlık ve delilik, delilik ve dahilik arasındaki ince çizgi önemlidir. Devletlerin, toplumların, ailelerin kırmızı çizgileri olduğu gibi bireyin de kırmızı çizgileri vardır. İşte, ergenlik tam da bu kırmızı çizgilerin belirlendiği ve oluştuğu dönemdir. Tabii kırmızı çizgilerle beraber beyaz ve siyah çizgiler de kesinlik kazanmaya başlar. Ergenlik bu sebeple, sandığımızdan daha önemlidir. Ergenin bizim sandığımızdan daha çok ilgiye, özene, yol göstericiye ve sevgiye ihtiyacı vardır. Gerek ergen olarak kendimizi gerek ergenin çevresindekiler olarak ergeni tanırsak, bu dönemi çok sıkıntılı bir dönem olarak yaşamak zorunda kalmayabiliriz. Seneler süren bir dönem için, bilgilenmemiz tabii ki gerekiyor. Bilgiyi sevmek, doğru bilgiyi aramak, doğru bilgi ışığında doğru eylemler sergilemek, hayatı bu eylemlerle örgülemek, hayatı doğru yaşamak demektir.
2.93 ₺