-
Sabah Rüzgarı
“Enelhak” Demişti Nesimî Evet, nihayetinde enelhak bir kelimedir. Ancak, her şeyden önce, tüm tarihimizde, söyleyeni yaralayan bir kelimedir. Öte yandan, bu kelimeyi söyleyenleri yaralayanlar da çeşitli yaralar almışlar, öncelikle de bu kelimenin kendisinden yaralandıklarını hissetmişler ya da belki bilinçli olarak fark etmişlerdir.Tek bir sözcük, hangi dinamiklerle bunca olaya kaynaklık edebilmiştir? Bu sözcük, hangi tarihsel, düşünsel, toplumsal, kültürel süreçlerdeki çelişki ve çatışmaların imbikten geçirilircesine süzülüşüdür ki, bunca olaya kaynaklık etmiş, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan da tüm Ortodoks düşüncelerin karşısında birleşmesine neden olmuştur? İşte, Nesimî özelinden kalkarak cevabını araştırmaya girişeceğimiz soru budur.
4.75 ₺ -
Geçen Zaman Geçmiş Zaman
Reha Çamuroğlu, çeşitli gazetelerdeki yazılarından seçtiklerini bir raya getirdiği bu kitapta, dünyanın ve ülkemizin gündeminde yer edinen olaylar, kavramlar ve temalar hakkındaki görüşlerini tarih-siyaset-kültür ekseninde ifade ediyor. Kitle iletişim araçlarından akan haberlerin hızına yenilmiş, gözden kaçan birçok ayrıntıyı, hem geçmiş zamanın derinliklerinden çekip çıkarttığı bilgilerle güncelleştiriyor, hem de güncel tartışmaların çoğunlukla sığlaşan kapsamını asıl sınırlarına kavuşturuyor. Romanları ve Alevilik araştırmalarıyla tanınan Reha Çamuroğlu’nun bu yazılarında, kimi zaman bir bilim insanının yalın ağırbaşlılığını, kimi zaman da bir sohbet insanının tadına doyulmaz hikayelerini bulacak; bir bütün olarak baktığınızda ise seçilen yazıların toplamından daha geniş ve derin bir anlatıyla karşılaşacaksınız.
87.60 ₺ -
Değişen Kentte Dini Hayat
Modernleşme, Sekülerleşme ve Protestanlaşma Sürecinde Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları Modern söylemler geleneksel dönemlerden ciddî farklılıklar içeren toplumsal değişimleri gerçekleştirmekte ve gündelik yaşamın her alanının içermektedir. Din de bu gelişmelerden etkilenmektedir. Zihinsel değişim sonucu değişen algı formatları dinin gündelik hayattaki kabul ediliş biçimlerine de yansımaktadır. Dolayısıyla birey bazında yaşanan durumlardan itikat—ibadet—ahlâk boyutuna kadar bir dizi değişim gündelik hayatın görünür yüzünde ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu çalışmada konjoktürel gelişmelerin, küreselleşmenin dinî—kültürel değişimlere etkisi, teknolojik—bilimsel gelişmelerin dinî anlamda iman, ibadet ve ahlakî temellerde neden olduğu değişimler ele alınmaya çalışılmıştır.
142.35 ₺ -
Böyle Buyurdu Sufi
Böyle Buyurdu Sûfî, bilginin hızla ulaşılıp kolayca tüketildiği bir dünyada bilgelerin ve bilgeliğin izlerini sürmek için sizi geçmişin gizemli karanlıklarına davet ediyor. Bir zamanlar gölgesiyle dahi kavga eder hale getirilen nesiller, tüm kâinatla barışık yaşamış atalarıyla buluşmak üzere tarihin derinliklerine doğru cesaret isteyen bir yolculuğa çıkıyorlar artık...
108.77 ₺ -
Dönüyordu
Tüm dinsel düşünce ve inançlar, iyiler ve kötüler üzerinde durur. İyileri ve kötüleri biriktirenler, sabit kılanlar, envanterini tutan ve ömürlük muhasebelerini yapanlar bir yanda dururlar, iyiyle kötünün dönüşücülüğünü, geçiciliğini, sabit anahtarları olmadığını, her yeni iyi ve kötünün kendine göre anahtarı olması gerektiğini bilenler ise öte yanda. Tüm yıldız ve gezegenlerin dünyanın etrafında dönmedikjleri ileri sürüldüğünde Ortodoks Hırıstiyan’ı onca sişnirlendiren, her şeyin kendi etrafında dönmüyor olabileceğinin ima edilmiş olmasıydı. Tüm öteki’ler onun yüce Ben’i etrafında dönmek zorunda değişler miydi? Ben ve öteki’nin başka bir bilgisi mümkün müydü? Dünyayı tutmak, ona tutunmak ile kazık kakmak arasındaki fark da burada başlayacaktır. Ne demiştik? “Dönüyordu…” hâlâ da öyle.
6.57 ₺ -
Türbanın Yeniden İcadı
Başörtüsü tartışmalarının olumsuz bir sürü anlam yüklenerek yıpratılan “türban” üzerinden sürdürülmesi, bu konudaki çözümsüzlüğün nedeni olmaya devam ediyor. Başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsünden söz etmek gerekecek. Ben ikame bir isim olan “türban”ın yaygın bir şekilde kullanımının sorunun çözümünü zorlaştırdığı kanısındayım. Bu çalışmayla, “türban” konusunda yaşanan ve doğrudan doğruya insanların kişisel gelişim süreçlerini etkileyen kavram kargaşasına bir parça da olsa açıklık getirmeyi umuyor, diliyorum. Türban yasaklarının bugün olduğu gibi neredeyse otuz sene önce de “otuz yıl önce türban yoktu, o zaman Müslüman değil miydik?” şeklinde bir soruyla savunuluyor olduğunu gösteren ifadelere hâlâ rastlanmaktadır. Dileğim, bu sorunun otuz yıl sonra sorulmayacak olmasıdır.
160.60 ₺ -
Oryantalizmi Yeniden Düşünmek
Bu kitap, bir söylem ve kuramsal paradigma olarak Oryantalizmin değeri ve sınırları hakkındaki tartışmalara birkaç cepheden müdahale etmek amacıyla Osmanlı kadınlarının toplumsal ve kültürel taşıyıcılıklarına yönelik disiplinler arası bir yaklaşım geliştirmektedir. Kadın bakış açısı taşıyan kaynaklara odaklanmış olması, Oryantalizmin erkek bakış açısından yazılan tarihlerine karşı mevcut meydan o kumalara yeni bir unsur katmaktadır. Osmanlı kaynaklarının tanıtılması, klasik oryantalizm paradigmasının öteki yüzünü gösteren “yerli” kültürel taşıyıcılığın bir örneğini de sunmaktadır. Bu kaynakların Osmanlı kadınlarına ait olması, bunların toplumsal cinsiyet ve etnisitenin yarattığı farklılıkları taşıyan bir direniş pratiğini dillendirmelerinden ötürü özel bir önem taşımaktadır. Bu, ne onların Doğululaştırılmış statülerini emperyal ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri içinde bir “saflık” damgası sayarak ayrıcalıklı kılmak, ne de toplumsal cinsiyeti homojen ya da durağan bir kategori kabul etmek anlamına gelir. Tersine, bu yazarların farklı etnik ve sınıfsal konumlarına verilen önem, Doğulu ya da Osmanlı (ya da Üçüncü Dünyalı) kadın kategorisine atfedilebilecek olan her türlü tekilliğin altını oyar, böylece de sömürgecilik sonrası çağdaş feminist kuramda ortaya çıkan kimi ortodokslukları engeller. Bu bireylerin dillendirdikleri özgül toplumsal, kültürel ve siyasi-tarihsel durumlar sonucunda ortaya çıkan Batılı kültürel biçimlerin melez yeniden şekillendirilmesine yönelik eleştirel ilgi de buna eklenir.
181.77 ₺ -
Güller Kitabı
Gül, zaman zaman lale ve karanfil gibi zorlu rakiplerle mücadele etmek zorunda kalmışsa da, saltanatını her zaman korumuş, bütün çiçekleri, hatta tabiatı özetleyen bir çiçektir. Aslında her çiçek “gül”dür ve gül, tabiattaki görüntü çokluğunun arkasında var olan gizli birliğe işaret eder. Güller Kitabı’nda Türk kültürünün “çiçek” macerası, bu sebeple “gül” etrafında anlatılmaktadır. Sadece çiçek macerası mı? Göçebelik devirlerimizden bugüne kadar çiçekler etrafında geliştirdiğimiz incelikli kültür, derin duyarlık, tabiata farklı bakışımız ve bu bakış tarzındaki değişmeler de Güller Kitabı’nın başlıca konuları arasında yer alıyor.
108.77 ₺ -
Yeni İran Sineması
1990'ların sonlarına gelindiğinde İran sineması gözle görülür bir gelişme kaydederken, içinden geçtiği ciddi dönüşüm de İran'ın kültürel ve sosyal hayatında kapsamlı değişimleri beraberinde getirmiştir. İran sineması, yalnızca özgün bir "ulusal sinema" değil, dünyanın en yenilikçi ve heyecan uyandırıcı sinemalarından biri olarak da ismini duyurmuştur: Bunun neticesinde de uluslararası festivallerde İranlı yönetmenlerin filmlerine duyulan beğeni gitgide artmaktadır. Elinizde tuttuğunuz kitapta,1978-1979 Devrimi'ni takip eden yıllarda İran sinemasının gelişimi, İran kültüründe ve toplumundaki yeri ve gerçek manada bir 'dünya sineması' konumuna gelişi irdelenmektedir. Bir kısmı genel bir bakış açısıyla, geri kalanı da birtakım filmler ve yönetmenler özelinde olmak üzere, her bir makalede İran sinemasına dair önemli konulara değinilmektedir.
142.35 ₺ -
İslamcılık Bir Hayat Tarzı Eleştirisi
Bu kitapta yer alan yazıların ortak teması, özellikle altmışlı yıllardan itibaren gelişmeye başlayan ve seksenli yıllarda da görünürlük kazanan İslamcılık akımının pratiğini, çoğunlukla entelektüel kadınların tecrübelerinin ortaya koyduğu bir açıdan okuma eğilimidir. Son elli yıl içinde İslam'la ilgili her tezahürün, sorunun ve sorgulamanın adı olan İslamcılık, modern dünyada dinî bir hayat yaşama, bu hayata ilişkin sorular sorma, bu hayat bağlamında karşılaşılacak sorulara cevap verecek bir donanıma sahip olma kaygısının oluşturduğu bir dalganın veya hareketin adıdır. İslamcı aydınların gündeminde olan sahicilik, içtenlik, kendi olmak, kimliğine sahip çıkmak, kimliğini yeniden tanımlamak, daha yavaş ve sade, daha mütevazı ve tabiatın dengelerini gözeten bir hayat kurmak, israftan kaçınmak, hakkaniyet ve adalet... şeklinde uzayıp gidecek olan tartışma ya da okuma başlıkları, İslamcılığın benim bu kitapla "bir hayat tarzı eleştirisi" olarak tanımladığım boyutlarını belirginleştirir. Hayat tarzı, en geniş anlamıyla kişinin karakterini, doğuştan mizacını veya tabiatını ve aynı zamanda kişinin ikinci tabiatı haline gelen davranış alışkanlıklarını gösterir.
120.45 ₺ -
Rüya Sineması
Rüya Sineması, kendisinde bir mutlakiyet zemini vehmetmediği gibi, sinemayı yerel sınırlar içinde algılama yanlışına da düşmeden, onu hem ulusal hem de evrensel kategoriler içerebilen bir üstdil şeklinde tanımlama girişimidir. Olgusal açıdan rüyayla benzeşliği, yanı sıra nefs-kalp ayrımında belirginleşen boyutlarıyla bir yeniden düşünme denemesidir. Bu bakımdan rüya sineması kavramı yerine iman sineması, manevi sinema, arınmanın sineması ya da irfani sinema tabirlerini de pekâlâ kullanabiliriz. Sinemanın bana uzak anlamlarda tartıştığı bir dünyada Rüya Sineması yorumunu önemserim ve de samimi bulurum.İnsanların sinema üzerine, tartışılabilir de olsa saf ve çıkarsız yorumlar yapması beni her zaman sevindirir. Sadık Yalsızuçanlar´ın Rüya Sineması kitabında Said Nursi´nin bir sözü bu çerçevede beni etkiledi. Bir rüyanın ortasında Sadıksın rüya sineması üstüne yazdıklarım yeniden yeniden okuyorum. Sanırım rüya sinemasının -eğer böyle bir deyim yerindeyse- yolları, aşktan, çileden, hizmetten zühdden, hülasa manevi arınmadan geçiyor. Rüya sinemasına, belki, arınmanın sineması da denilebilir.
135.05 ₺ -
Her Yer Kerbela
Hz. Muhammed'in kutlu soyundan gelen Hz. Fatıma ile, onun kutlu eşi, Peygamber'in amcasının oğlu, Allah'ın arslanı, velilerin sultanı, bilgeliğin büyük kılavuzu Hz. Ali ile; yine cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hasan ve Hüseyin, İslam geleneğinin bir bakıma kurucu ailesini oluşturur. Peygamber'in sevgili torunu Hz. Hüseyin'in, İslam'ın kurucu ilkeleri uğruna canını verdiği Kerbela, İslam tarihindeki en önemli kırılma anlarından biridir. Elinizdeki kitap, bu kutlu soyun uğradığı zulme, bu büyük zulmün manevi anlamına, Kerbela'da yaşanan o yürek dağlayıcı olaya, öncesi ve sonrasına, irfani ve tarihi yönleriyle ışık tutmaya çalışan çeşitli konuşmalardan oluşuyor. Seyyid Hüseyin Nasr'dan Abdulkerim Süruş''a, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocaktan Reha Çamuroğlu'na, Hüseyin Hatemi'den, Caferi cemaatinin kılavuzu Alevi dedelerinden Selahattin Özgündüz hocaya kadar birçok Ehlibeyt âşığı ve uzmanıyla yapılmış bu söyleşiler, okuyanda Ehlibeyt sevgi ve saygısını derinleştirecek, Kerbela'nın hatırasını canlı tutacak ve Hz. Hüseyin'in insanlığa verdiği dersi bir kez daha hatırlatacaktır.
8.45 ₺ -
Semahlar
"Semah" sözü Arapça "sema" ya da "sima" köküne dayanır. "İşitmek, güzel ve iyi şöhreti, anlayışı duymak" anlamına gelir. Terim olarak müzik ezgilerini dinlemek, dinlerken vecde gelip devinmek, kendinden geçip oynayıp dönmek demektir. Müziğe ve müzik ezgilerine uyup düzenli ya da coşkun hareketlerde bulunmak, ezgilere uygun sesler çıkarmak, kendinden geçip nara atmak insanlığın geçmişi ile koşuttur. Bir tek topluma özgü olmayıp tümüyle toplumlararası bir olaydır.Semahlar, kentlerde kadının baskı ve peçe altında tutulduğu dönemlerde bile, kadın erkek birlikte oynanır. Bu doğa ile insanın zorunlu uyumundan kaynaklanır. Semahlar kökende göçebe toplumun dinsel oyunudur. Göçebe toplumlarda ise kadın erkek ayrımı yerleşiklerdeki gibi katı kurallarla ayrılmaz. Doğa, kişiyi günlük yaşamın her kesiminde ve dinsel törenlerde eşit kılar.Fuat Bozkurt, bu çalışmasında Anadolu kültürünün vazgeçilmez öğesi semahları ayrıntılı bir biçimde anlatırken, pek çok deyişi yazıya geçiriyor ve onları yazının belleğine kaydediyor.
65.70 ₺ -
Yahudiler
Stanford J. Shaw'ın Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'daki kütüphane ve arşivlerde yaklaşık otuz beş yıl süren araştırmalar sonunda hazırladığı bu kitabın ilk dört bölümünde Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan dağılışına kadar Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu'da yaşamış İmparatorluk Yahudileri anlatılmakta; beşinci bölümünde de Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Yahudilerin hikâyesine yer verilmektedir.Kaderlerini onları yöneten Türklerin kaderleriyle birleştirmiş bazı sadık yurttaşlarımız vardır. Bilhassa Yahudiler, bu millete ve vatana sadakatlerini ispat ettiklerinden, bugüne kadar refah ve gönenç içinde yaşamışlar, bundan sonra da refah ve saadet içinde yaşamaya devam edeceklerdir.
215.35 ₺ -
Yeniçerilerin Bektaşiliği ve Vakai Şerriyye
Bir toplumun özgürlük ölçütü, içinde bir arada barışçı bir şekilde yaşattığı özgünlüklerdir. Özgünlüklerin yaşaması o toplumda şu ya da bu şekilde katılımcılığı da teşvik edici olarak özgürlüklerin geliştirilmesinde iki yönlü bir rol oynayacaktır. 1826'da Bektaşilik, Osmanlı toplumunda, puta tapanlarla tapmayanları, şarap içenlerle içmeyenleri, domuz yiyenlerle yemeyenleri, bilmek isteyenlerle inanmak isteyenleri, her ikisini birden yapmak isteyenleri bir arada tutan ve boğazlaşmadan uzaklaştıran bir faktördü. Vaka-i şerriyye bu faktöre vurdu. Kısacası, garip bir hayır anlayışımız var. Bu anlayışa son vermek gerekiyor. Böyle bir hayır anlayışına son vermenin bir yolu da, niçin Vaka-i Hayriyye'ye artık hak ettiği adı vermekten geçmesin?
4.06 ₺ -
Alatav'dan Şardağına
Her türlü seyahatin, özellikle yurt dışına yapılan seyahatlerin çok ufuk açıcı olduğunu söylemeye gerek var mı? Gerek elinizdeki kitapta anlattığım seyahatlerde, gerekse diğer seyahatlerim sırasında birçok mesele üzerinde yeniden düşünme fırsatı buldum. Vardığım sonuçları -yıllar önce bir yazımda anlatmıştım- şöyle özetleyebilirim: Bugünkü Türkiye, tarihin belli bir döneminde dünya konjonktürünün dayattığı sınırlar içine sıkışmıştır; bir de sınırları kalbimizde çizili büyük Türkiye var. Çok değil, yüz yıl kadar Önce, kalbimizdeki Türkiye'nin reel karşılığı vardı. Onun İçin Bosna'da, Kosova'da, Karabağ'da, Doğu Türkistan'da, Irak'ta vb. zulme uğrayanların acısını bugün de yüreğimizde hissediyoruz. Kan bağının ve millî sınırların çok Ötesine geçip müşterek tarihten ve ortak kaderden beslenen bir duygudur bu.
6.76 ₺ -
Anlat İstanbul
İstanbul hep verimli ve iştahlı bir hikâyeler, anılar ve hayatlar kaynağı... Bünyesinde o kadar çok hayat biriktirmiş, onları öyle şekillendirmiş ki bir türlü tükenmiyor. Haldun Hürel bu kaynaktan derlediklerini paylaşmaya devam ediyor. Birbirinden bağımsız görünen hikâyeleri bir arada tutan bağ şüphesiz ki İstanbul...Kitapta hikâyeleri, anıları, mekânları mazide kalmış; insanları, evleri, kokusu ve ruhuyla tükenmiş bir İstanbul ile karşılaşıyoruz.Bir yandan şehri bu hale getiren ve bu tavrında devam eden bir zihniyetin yıkıcılığına ve kıyıcılığına şaşıyoruz. Bir yandan da bu şehri tutkuyla, gayretle seven ve sevmeye devam eden bir zihniyetin kederine ve hislerine tanık oluyoruz.İstanbul 'evrensel' bir rant şehrine mi dönüşecek? Yoksa 'evrensel' bir kültür başkentine mi?Bu, aslında pek kritik soruya verilecek cevap ilerleyen yıllarda nasıl 'bir' İstanbul ile karşılaşacağımızı da belirleyecek...Anlat İstanbul'un bu soruya cevabı belli... Okurları da bu soruya bir cevap vermeye zorluyor. "Antik çağın pagan halklarına, Roma ve Doğu Roma'ya, Osmanlılara ve Cumhuriyet devrine kucak açmış İstanbul, bu zenginliğini çağlar boyunca topraklarında yaşayan insanları besleyerek elde etti ve bizlere miras bıraktı. Bu öyküleri bilmek, İstanbul'u tanıyıp anlamak, artık boynumuzun borcu olmalı."
32.85 ₺ -
Anadolu Halk Resimleri
Malik Aksel! Halk resimlerine her zaman başka bir gözle baktı. İlk bakanlardan, içeriden bakanlardan birisiydi. Seyfelmülûk, onun karşılaştığı ilk resimli halk kitabıydı. Ardından Köroğlu, Ferhat ile Şirin ve diğerleri geldi… Bu buluşma, zamanla ondaki tutkuyu ateşledi. Bir ressamdı o. İçinden çıkıp geldiği halkın resimlerine ve renklerine yöneldi. Onun seçtiği ve hakkında yazdığı her resimde sadece halkın duyuş zenginliği değil ruh macerası da vardır. Hikâyeden resme, oradan da kendi kırık fakat asil çizgimize bakışımız için eşsiz bir şaheser: Anadolu Halk Resimleri
13.87 ₺ -
İstanbul'un Ansiklopedik Öyküsü
Bu çalışma, hepimizin gönlünde bir "Dünya Başkenti" olan eşsiz tarihî kentimizin, çok eski zamanlardan beri varlıklarını sürdüren yüzlerce semtini, mahallesini, caddesini, sokağını, yokuşunu, hatta çıkmazlarını tek tek ele alarak, isimlerinin nereden geldiğini, vaktiyle o sokağın, bu mahallenin, şu caddenin fiziksel yapısının nasıl olduğunu, kim bilir hangi olaya, mekâna yahut kişiye ait izler taşıdığını, hangi eski eserleri barındırdığını, içindeki hangi kültür miraslarının yok olup gittiğini ansiklopedik bir tarzda sizlere sunuyor. 944 sayfalık bu eserde, "A"dan "Z"ve alfabetik sıralanan 2506 madde ve 353 tane güncel fotoğraf bulunuyor. Zaman zaman şaşırarak, büyük bir heyecanla ve İstanbul'a bağlılık aşkıyla soluksuz okuyabileceğiniz bu ansiklopedik çalışmanın, "bitirildikten sonra bir kenara konulacak" bir eser olmadığına. yıllar sonra bile "başvurulabilecek bir kaynak" olarak kütüphanenizi süsleyeceğine yürekten inanıyoruz.
328.50 ₺ -
İstanbul'un Ansiklopedik Öyküsü ( Ciltli )
Bu çalışma, hepimizin gönlünde bir "Dünya Başkenti" olan eşsiz tarihî kentimizin, çok eski zamanlardan beri varlıklarını sürdüren yüzlerce semtini, mahallesini, caddesini, sokağını, yokuşunu, hatta çıkmazlarını tek tek ele alarak, isimlerinin nereden geldiğini, vaktiyle o sokağın, bu mahallenin, şu caddenin fiziksel yapısının nasıl olduğunu, kim bilir hangi olaya, mekâna yahut kişiye ait izler taşıdığını, hangi eski eserleri barındırdığını, içindeki hangi kültür miraslarının yok olup gittiğini ansiklopedik bir tarzda sizlere sunuyor. 944 sayfalık bu eserde, "A"dan "Z"ve alfabetik sıralanan 2506 madde ve 353 tane güncel fotoğraf bulunuyor. Zaman zaman şaşırarak, büyük bir heyecanla ve İstanbul'a bağlılık aşkıyla soluksuz okuyabileceğiniz bu ansiklopedik çalışmanın, "bitirildikten sonra bir kenara konulacak" bir eser olmadığına. yıllar sonra bile "başvurulabilecek bir kaynak" olarak kütüphanenizi süsleyeceğine yürekten inanıyoruz.
47.45 ₺ -
Türklerde Dini Resimler
İslam’ın tasvire bakışı gerçekte neydi? Eğer katı bir yasak varsa yazı-resimle oluşturulan hayvan figürleri nasıl açıklanabilir? Türk kültüründe tasvire yer olmadığı inancının kaynağı nedir? Sanatçılar, eserlerinde canlı figürlerine ne sıklıkla yer vermiştir? Alevi-Bektaşi ve Mevlevi inanışlarının Türk resmine katkıları. Hz. Ali’nin devesi, Çifte vavlar, Ashab-ı Kehf gemisi, ah mine’l-aşk… Yüzlerce isimsiz sanatkârın hepsi birbirinden değerli eserleri. Bir zamanlar camilerin iç duvarlarında bile görülebilen tasvirler… Mustafa Rakım Efendi, Hattat Şefik Bey, Leylek Hasan Dede gibi sanatçıların istif çalışmaları… Malik Aksel, peşin yargılarla üstünkörü değerlendirilen Türk resim geleneğine aklıselimle ve iç gözle yaklaşıyor. Türk ve İslam inancında resmi, örnekleriyle, tanıklarıyla, eşsiz çizimler eşliğinde okuyuculara ulaştırıyor. Sanat yeniden yazılıyor.
87.60 ₺ -
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası En Son Değişikliklerle
Bu kitap, halen yürürlükte bulunan 1982 tarihli anayasanın kolayca anlaşılmasını sağlamak için hazırlanmıştır. Bu özelliği ile hukukçu olan ve olmayan herkese faydalı olacak ilmi bir çalışmadır. Bunun yanında bu anayasadan önce kabul ve tatbik edilmiş diğer anayasalarımız da, 1982 Anayasası ile bağlantılı olarak verilmektedir.
450.00 ₺ -
Tevhid Ve Şirk
Tevhid ve Şirk basit iki olgu değil, evrenin düzeninin temeli olan olgulardır. Tevhid, basit bir "Allah birdir" inancı değil, bilinçsizce birtakim hareketler gerektiren bir inanç değil, evreni içindeki tüm varlıklarla A' dan Z' ye kapsayan bir sistemdir. Tevhid yeryüzü için bir düzen, bir dünya görüşü, bir yaşantı biçimi, bir inanç ve kurallar bütünüdür. Şirk de aynı şekilde, insanların ve toplumların hayatını tümüyle kuşatan dinin adıdır.
61.20 ₺ -
Şah İsmail ve İnanç Dünyası
Alevî-Bektaşîler için Şah İsmail, hem dinî konumu hem de sosyal statüsü itibariyle oldukça önemli bir şahsiyettir. Çünkü Safevî tarikatının şeyhi ve kurduğu Safevî Devletinin ilk devlet başkanıdır. Bağlıları tarafından kendisine itaat edilmesi, dinî bir vecibe olarak algılanıp kabul edilmektedir. Etkileri günümüze kadar devam eden siyasi ve dini bir önder olması nedeniyle yaşadığı dönemin ve sahip olduğu dinî inançların bilinmesi çok önemli bir ihtiyaçtır.
112.20 ₺ -
Nasıl Sömürüldük
Görüyoruz ki Amerika güdümündeki batı, çıkarlarına alet etmek için 1945'de kurduğu Birleşmiş Milletler örgütü vasıtasıyla makro planda Üçüncü Dünya, mikro planda da İslam Dünyası üzerinde her türlü tasarrufta bulunuyor; bu ülkeleri dilediği gibi sömürüp gidiyor. Hem de müslümanları de kendi emellerine alet ederek..Kaldı ki, beş milyarlık dünya nüfusu içinde sömürenler bir milyar, sömürülenler ise dört milyar nüfusa sahipler.. Peki nasıl oluyor de bir milyar, dört milyarın kanını sülük gibi emiyor?
122.40 ₺ -
Medine Vesikası Işığında Yahudi Meselesi
Yahudi Meselesi'nin, tarihte yaşanmış çok özgün bir uygulama olan Medine Vesikası çerçevesinde incelenmesi, çok yönlü faydalar taşımaktadır. Bu yaklaşım bize, hem Müslümanların farklı düşüncedeki insanlarla birarada hangi çerçeve içinde ve ne ölçüde yaşayabileceklerinin ip ucunu vermekte, hem de günümüzde de ciddi bir sorun olarak varlığını devam ettirmekte olan Yahudi Meselesi'ni anlamamızı kolaylaştırmaya zemin hazırlamaktadır. Özellikle Siyonist İsrail Devleti'nin., Filistin'de gerçekleştirmiş olduğu insanlık dışı eylemler, bu meselenin ehemmiyetini kat kat arttırmakta ve sadece Müslümanların değil, bütün insanların Siyonistler konusunda ne kadar müteyakkız bulunmaları gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır.
81.60 ₺ -
Çocukları Öpmekte Meleklerle Yarışmak
Çocukların mis kokusunu cennetin kokusuna benzeten Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v), çocukların ergenlik çağına kadar günahları yazılmaz, sevapları yazılır şeklindeki zarif buyruğuyla dikkati çeker. Bu yüzden olsa gerek ki, sürekli olarak çocukların meleklere benzediğini, melekleri çağrıştırdığını söyler ve meleklerle çocuklar arasındaki günahsızlık konusunda bir paralellik kurarız. Hatta bununlu da yetinmez çocukların daha küçük yaşlarda uykularında bile gülümsemelerini meleklere atfederiz. Sevgili Peygamber Efendimizin çocuklara karşı sevgi ve şefkat gösterilmesi üzerine ısrarla durması ve müminlere bunun bir nişanesi olarak, Çocuklarınızı çok öpün, zira her öpücük için size cennette bir derece verilik ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar şeklindeki hadisleriyle çocukların öpücüklere gark edilmesi gerektiğine vurgu yapar.
81.60 ₺ -
Cinler Ve Büyü
Mânevî sahadaki boşluk, insanımıza bir altüst oluş dönemi yaşatıyor. Halkımız bir arayış içinde çırpınıyor; aradığı gerçek değerler yeterince kendisine verilmediği için bir türlü dengeye gelemiyor. Mânevîyât adına, Semâvî dinler'in redderek, şirk ve küfür saydığı vaktiyle dine alternatif olarak uydurulmuş, sihir(büyü), fal gibi birtakım hususlarla, yine yüce dinimizin kabul etmediği Reenkarnasyon (Tenasüh) gibi Hint kökenli bir takım batıl inançlar, susuzluklarını gidermeleri için onlara bir reçete olarak sunulmak isteniyor. Ortaya çıkan bir takım kimseleraa halkımızın duygu ve inançlarını sömürüyorlar. Seyircisini ya da tirajını artırmak isteyen bazı gazete ve televizyonlarda bunlara alet oluyor.
159.80 ₺