-
Her Bi’şeyin İlginç ve Kısa Tarihi
Bu kitapta, yaşanmış büyük tarihi olaylardan ziyade, kendi çaplarında olay olmuş masum şeylerin ilginç tarihçeleri var. Sadece yazılı değil, sözlü tarihe de başvurularak derlenmiş bu kitap, tarih dersi fobisi olanların, tarihi sıkıcı bulup alerji kapanların bile rahatlıkla alıp okuyabilecekleri, hatta okurken yer yer gülebilecekleri bir merak gidericidir. Gözlüğü burnumuzun üstüne kim koymuş? Gitar nasıl ortaya çıkmış? İlk ayakkabıyı kimler giymiş? Makyaj nereden gelmiş? Gelinlik neden giyilmiş? Yoğurt nasıl mayalanmış? Cep telefonu hayatımıza ne şekilde girmiş? Futbol bugünlere nasıl gelmiş? İnsan merak etmez mi, eder. Ayıp mıdır, değildir. Sorularınıza “Her şeyi öğrendin, bir bu mu kusur kaldı!” diye cevap verenlere inat, “Olmaz, ben genel kültürümü özele çeviricem, biri bana bir şey sorduğunda şıppadanak anlatıvericem.” diyenlerdenseniz, bu kitapta merak ettiğiniz her bi’şeyin ilginç ve de kısa tarihini bulabilirsiniz.
6.42 ₺ -
Kendine Bir İyilik Yap
Hayat bir sevdadır... Onu yaşa! Hayat bir hediyedir... Onu al! Hayat bir bilmecedir... Onu çöz! Hayat bir fırsattır... Onu yakala! Hayat bir şarkıdır... Ona eşlik et! Hayat bir bahçedir... Onu der! Hayat bir iyiliktir... Ona karşılık ver! ... İyilik üzerine yazılar, hikâyeler, şiirler, öneriler, güzel sözler ve daha neler neler... Hadi, kendine bir iyilik yap. Bu kitabı oku... Çünkü... Biliyorsun, başkalarına yaptığın iyilikleri aslında kendine yapıyorsun...
6.42 ₺ -
Maturidide Bilgi Problemi
Bilgi, çok eskiden beri filozofları meşgul eden bir konudur. Meselâ "bilgi nedir?" sorusunu Platon a kadar götürmek mümkündür. Yaklaşık XVIII. yüzyılın sonları ve XIX. yüzyılın ilk yarısında tam bir sistem olarak ortaya çıkan ve felsefenin ana problemlerinden biri olan "bilgi teorisi", ya da epistemoloji üzerinde çok şey yazılmış ve söylenmiştir. Dinî epistemoloji, bir din felsefesi problemi olarak, bugün memleketimizde hemen hemen hiç ele alınmamış bir konudur ve bizde bu alanda yapılmış çalışmalar yok denecek kadar azdır. Mâtüridî, bir bilgi konusuyla eserine başlayan ve bu şekilde başlamayı adetâ bir gelenek halinde yerleştiren büyük bir din bilginidir. Sisteminde hem genel bilgiye, hem de dînî ve ahlâkî bilgiye yer vermiştir. "Mâtüridî de Bilgi Problemi"ni bir çalışma konusu olarak seçmemizin sebeplerinden biri budur. Ayrıca, Mâtüridî nin "bilgi" anlayışını konu alan herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Dolayısıyla felsefe literatüründe bu konuyla ilgili herhangi bir esere rast
123.95 ₺ -
Nesefi Akaidi Şerhi
"Akâ id-i Nesefî" (Akâ idü n-Nesefî) üzerine sayısız şerhler yapılmıştır. Bu şerhlerin Arapça ibareli olması, halkın ekserisinin ise Arapça bilmemesi ve bu bilgilerin sadece Arapça bilen az sayıda Müslüman ilmiyye mensubuna münhasır kalması sebebiyle, esasen ilmî ve manevî kıymeti çok yüksek olan bu eserin, ilme ve bilgiye susamış Müslümanlarca da istifâde edilebilmesi için, Türkçe muhtasar bir "Akâ id Şerhi" vücuda getirilmesi gerekmiştir. Bilhassa tasavvuf ehli arasında oldukça ilgi gören bu eser, Selanik Vilâyeti ne bağlı "Usturumca" kasabasında medfûn bulunan "Arab hoca" denilmekle ma rûf Seyyid Muhammed Nûru l-Arabî (ks) hazretlerinin sağlığında kendisine müracaat edilerek, okutulması ve şerh edilmesi istenmiştir. Seyyid hazretleri de bu müracaatı memnuniyetle karşılayıp, o günün ikindi namazını müteakiben sohbetleri tâkib edenlerce tedris ve takrir etmek suretiyle bu kitabı şerh etmiştir. Bu halkanın seçkinlerince zabt ve karşılaştırılarak bir risale hazırlanmış ve bu zor görev
13.40 ₺ -
Maturidide Dini Çoğulculuk
Dini çoğulculuk, esas itibariyle, önemli bir din felsefesi problemidir. Türkçe mizde, bu konuya felsefi açıdan bakan ve onu felsefî bir metodla inceleyen yazılar, ne yazık ki, yok denecek kadar azdır. Bu yüzden, konuyla ilgili bazı kavramların kısa açıklamalarına da yer veren bir "GİRİŞ" yazılmak suretiyle, eserin daha iyi anlaşılıp değerlendirilmesine katkıda bulunulmaya çalışılmıştır. Sosyal ve siyasî birtakım implikasyonları da bulunan, fakat burada bir din felsefesi problemi olarak ele alınmasından dolayı sadece felsefî ve îtikâdî temelleri üzerinde durulan "dinî-çoğulculuk" hassasiyet gösterilmesi gereken bir konu olduğu için, eserin hazırlanmasında, mümkün olduğu ölçüde bağlı kalınan deskriptif yöntemin bir gereği olarak, gözönünde bulundurulan metinlerden bazılarının Arapça asılları dipnotlarda gösterilmiştir. Hakdin gökten inen suya benzer. Su, gökten temiz, duru ve (her toprağa) eşit olarak indiği halde, toprağın bileşiminde bulunan unsurların rengi, tadı, kokusu vs.nin değişik olması; suyun tat, renk, koku vb. özelliklerini de değiştirir. O zaman, suyun bazısı tuzlu, bazısı tatlı, bazısı kirli ve bulanık olur; bazısından faydalanılır, bazısından faydalanılamaz. Bu, yeryüzünün cevherlerinin farklı olmasının gerektirdiği bir zorunluluktur. Çünkü aslı ve özü bakımından gökten inen su tatlı, duru ve temiz olduğu halde, yere indikten sonra değişmektedir. Bir başka deyişle, eğer su, üzerine indiği toprağın durumuna göre değişmeseydi, o zaman, gökten indirilen suyun hepsi tatlı ve temiz olduğu gibi, kendisinden faydalanılan su da tek tür yani sadece tatlı su olurdu. İşte, din de tıpkı bunun gibidir. Yani Tanrı tarafından gönderilen ve vahye dayanan din tek ve aynı din olduğu halde, insanların yeryüzünde farklı dil ve kültürlere sahip topluluklar halinde yaşamaları, gönderilen dinin de farklı şekilde anlaşılıp yorumlanmasına ve amaçları aynı olmasına rağmen, farklı fiillerle örneklenip yaşanılmasına; böylece, o, aynı zamanda, Peygamberlerin ve şeriatların farklı olmasının da zorunlu hale gelmesine sebep olmuştur. Bu demektir ki, semâvî dinler yani vahye dayanan büyük târihî dinler, özü itibariyle, aynı doğruluk ve geçerliliğe sahiptir. İşte bu, Mâtüridînin açıkça ortaya koyduğu, İbrâhimî dinlerle sınırlı, bir kısmî çoğulculuktur.
123.95 ₺ -
İmamiyye Şiasında Onikinci İmam ve Mehdi İnancı
Şia ile diğer İslam mezhepleri arasındaki en önemli uyuşmazlık konusu olan imamet, mutedil ve müfrit Şia fırkaları arasında da birbirinden farklı düşüncelerin doğmasına sebep olmuştur. Günümüzde Şia nın en önemli temsilcisi sayabileceğimiz, adını imametten alan İmamiyye Şiası da, konuya verdiği önemden dolayı imameti usulü d-din içinde zikretmektedir. Hz. Peygamber den sonra gelecek imamların onikinci imamla son bulacağı, bu imamın kaybolduktan sonra geri dönüp el-Kâim el-Mehdî sıfatıyla dünyayı ıslah edeceği düşüncesi, İmamiyye sisteminde bir inanç esası olarak benimsendiği için, gaip imamın dönmesi asırlardan beri beklenmektedir. Bu durum İmamiyye ile diğer İslam fırkaları arasında daima münakaşa mevzuu olmuş, İmamiyye imamın şahsiyetini, gaybetini, gaybetten sonraki dönüşünü ve yapacağı ıslahatı isbat için büyük çaba göstermiştir. Hakkında pekçok ihtilâf bulunan bu konuyu inanç esasları arasında mütalaa etmekten dolayı muhaliflerinin yönelttiği tenkitleri cevaplandırmada da güç dur
117.25 ₺ -
-
-
-
Nasıl Olmalıyım?
Evet, başlangıçta İslam Dîni bir ferdden, yani Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem'den başladı. Tek tek insanlar davetine icabet etti. Davetine icabet edenler, birçok güzel ahlaka büründüler ve sair insanlar tarafından parmakla gösterildiler. Yani “ĞARÎB”diler, numuneydiler. Bugün Müslüman olarak ben nasıl olmalıyım? Ğarîb ve karîb olmalıyım. Örnek, numune bir Müslüman ve böylece Allah Teâlâ'ya yakın olmalıyım. “Nasıl Olmalıyım?” adlı bu eser, “ğarîb = örnek Müslüman”ın vasıflarını anlatıyor. Hırsın ğalebe çalması demek olan Kapitalizmin ve hasedin ğalebe çalması demek olan Sosyalizmin, itikad, tabiat ve ahlakımızı uğrattığı bozgunluğun farkına varmamız ve ondan sıyrılmamız için, örnek Müslümanın vasıflarını netleştiriyor. “Ğarîb” olmaya çalışmamızın yanısıra çocuklarımızı da yetiştirmemiz gerektiği belirtilerek, onlara neyi nasıl anlatmamız gerektiği açıklanıyor. Birbirimize öğretmekte, birbirimizden öğrenmekte, öğüt alıp öğüt vermekte sorumlu olduğumuz tenbihleniyor. Allah Teâlâ'ya kendimizi sevdirmemiz, Rasûlü sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem'e kendimizi sevdirmemiz, Müslümanlara kendimizi sevdirmemiz için üzerimize düşen vazifeler sıralanıyor. Her şeyden önce nefsimize hayrı toplamamız için neler yapmamız gerektiği, Rabb'imizin, ne gibi şeylerden bizden razı olup, ne gibi şeylerden bize kızacağı, Bir kimseye boyun eğmenin hangi şartlarda dînin emri; hangi şartlarda şirk olacağı, Hâsılı “ğarîb” olmak, Peygamberimiz sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem'e karîb = yakın akraba gibi olmak için, Rabb'imize, Mü'minlere, hatta bütün insanlara karşı sorumluluk anlayışıyla yapmamız gerekenler derli toplu sunuluyor. كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْؤُولٌ عَن رَعِيَّتِهِ “Hepiniz çobansınız. Hepiniz reâyâ = sürünüzden = idareniz altında olan can ve maldan sorumlusunuz.” Sorumluluklarımızı fark etmeli ve gereğini yapmalıyız.
30.00 ₺ -
Müslime Genç Şuuru
İslam cihanşümul, hayatın her kademesini kuşatan büyük bir dindir. Özellikle geleceğin mimarları Müslime genç kızlarımıza, İslamı anlamak ve hakkıyla yaşamak noktasında ciddî bir vazife yüklenmiştir. İslamın genç kızlarımızdan beklediği hususları haber vermek, İslamla nâzendeleri tanıştırma ve kaynaştırma maksadıyla telif edilen bu eser, memleketimizde zor şartlar altında dîninin emrlerince hayat yaşamaya çalışan Müslime gençlere bir aydınlık, dayanak ve kurtuluş kitabıdır. Özellikle basın ve televizyonun zehirlediği dinamik kültürümüzün bozulduğu bu anlarımızda, anlayışı ile bin yıl sonrayı hedeflemiş bir olgunlukta olmasına rağmen ezilen, hor görülen, itilen kakılan yavrucaklarımızın bunalımlarını, kimlik buhranlarını, ruh ıztırablarını gidermek için Müellif, eserinde İslamın engin ilim ve rahmet okyanusundan beslenen pınarından, coştuğunca feyzler ve hikmetler sunmuştur. İnanç dünyası rengarenk, düşünebilen, düşündüğünü yaşamak isteyen, gönül iklimi ferah, lakin hislerini hayatiyete geçirebilme imkanından yoksun olduğu için zihni karışık Müslime genç kızlarımıza, binlerce cildlik eserlerden süzme, pırlanta mesâbesindeki tavsiyelerle kuvvetli bir sığınak olan eser, samimiyetle okunduğunda ve benimsendiğinde bilumum iç çelişkilerden okuyanını kurtaracak reçetelerle mücehhezdir. İşte bu eser, yolunu şaşırmış, gücünü kaybetmiş, umudları tükenmiş bütün ebeveynlere, ailelere, aile reislerine, kadınlara ve her Müslime gencimize ilmin muhteşem aydınlığında bir yol gösterici, irşad kitabıdır. Kızlarımızdan dînin ne istediğini, onların vazifelerini, uğraş alanlarını, meselelerinin çözüm noktalarını net ve berrak bir üslubla ifade eden Müellif, dertlerini derdi bilmiş ve acılarına ortak olmuştur. Eserin önsözünü okuduğunuzda ne derin bir acının sizi de beklediğini görecek ve bu elemin yakıcılığını yüreğinizde hissedeceksiniz. Her derdin devası iman ve ilimledir. İslam yücedir. Çözmediği mesele yoktur. Özellikle mazlum durumdaki müntesiblerinin ıztırablarını gidermek için üstün edebler ve reçeteler sunmuştur. Yeter ki sâlim bir görüş, teslim bir akıl ve mehabbet dolu bir kalb olsun. Bu unsurlara, bin küsur yıllık maziden derlenen, hayat kurtaran devalar da eklenince, çözümsüzlük muhal ve şeytanın aldatmasıdır. İslama kafası da kalbi gibi teslim olmuş her Müslime genç kızımız, Üstaz'ın bu eserindeki ilim ve fikir pınarına, kana kana şifa içmek için yaklaşmalı ve sabırla ilmi yudumlayıp, kavrayışla lezzetine erip, samimiyetle enerjisini kullanmalıdır.
75.00 ₺ -
-
Barışı Aramak
“Barışı beklemek, geleceği hakkında hiçbir tasarrufta bulunmayan edilgin insanların çaresizliğini yansıtır. Neyin geleceği belli olmaz. Barışın yolunu açmak gerekir. Barış, büyük zahmet ve özveriyle inşa edilmesi gereken ve herkesin kazanacağı bir süreçtir. Barışsızlık ortamından kısa vadede yararlananlar olabilir ama uzun vadede bu ortamda herkes kaybeder. Ama asıl kaybedilen, insani değerler ve umuttur. Umudun olmadığı yer ise ebedi cehennemdir.” Ülkemizin gündemini belirleyen pek çok sorun “çatışma çözümü” ve “çok kültürlülük” çerçevesinde çözülmeyi bekliyor. Uluslar arası alanda giderek yükselen birer değer haline gelen bu kavramlar bizim pek de aşina olmadığımız kavramlar. Oysa Türkiye’nin son yıllarda en fazla mesai harcadığı anadil ve anayasa tartışmaları, etnik sorunlar ve haklar, yani tüm bu “çözümsüz” görünen konular belki de çok kültürlülük, çatışma çözümü ve uyuşmazlık yöntemleriyle, dolayısıyla kurulacak bir “Barış Dili” ile üstesinden gelinebilecek meseleler. Sosyolog ve siyaset bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil bütün bu teorik tartışmalar neticesinde bu ülkenin barışı aradığı ortamda ortak bir barış dilini üretmek için yıllarının birikimini bir araya getirdi. Barışı Aramak, teorik tartışmalar içerisinde sıkışıp kalmış Türkiye için pratiğe dökülecek fikirler ortaya koyuyor
9.60 ₺ -
Özürlülere Adanmış Öyküler Fıkralar Bilmeceler
Hoş vakit geçirmenin, eğlenmenin ve dinlenmenin ötesinde bu kitabın bir başka amacı daha vardır. O da, mesaj yüklü hikâye, bilmece ve fıkralarla özürlü olmayanların da özürlülerin dünyasına girmesini sağlamaktır. Sosyal uyum ve kaynaşma, tek taraflı bir süreç değildir. Özürlülerin toplum hayatına uyum sağlayabilmeleri, özürlü olmayanların kalplerini özürlülere yöneltmeleri ile mümkündür. Özürlü olanlarla olmayanlar arasında sağlıklı köprülerin kurulması, etkili iletişimin ve toplumsal dayanışmanın oluşturulması, sıkıcı akademik izahlardan ziyade bazen mizahî yöntemlerle de mümkün olmaktadır.
5.60 ₺ -
Namaz Dirilişe Çağrı
"Neden Namaz? Çünkü namaz, imandan sonra Rabbimizin en çok üzerinde durduğu bir ibadettir. Hz Peygamberin hayatının ayrılmaz parçasıdır. Namaz hayatın ta kendisidir. Hiç bir şekilde terkine izin verilmemiştir. Buna rağmen günümüz Müslümanlarının en çok ihmal ettiği kıymetini bilemediği bir ibadettir. Dolayısı ile karşımıza iki sonuç çıkıyor: Namazını kılamayanlar ve kıldığı halde gereken önemi veremeyenler."
78.00 ₺ -
İslamda Peygamber İnancı
Kuranda da belirtildiği gibi yüce Allah, asırlar boyunca peygamberler göndermiş, insanları onlar aracılığıyla gerçeği benimseyip yaşamaya çağırmıştır. Kendilerine peygamber gelmemiş hiçbir topluluk ve ümmet bulunmadığı Kuranda şöyle dile getirilmektedir: (Geçmiş) her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı peygamber bulunagelmiştir (Fatır 35/24), Allaha and olsun ki biz senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermişizdir... (Nahl 16/63)
65.00 ₺ -
Kur’ân’a Göre İdeal Mümin
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslamın müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır.İşte Armağan Kitaplar bu anlama faaliyetini gerçekleştirmek için yayınlanmaktadır. İnsan dünyaya gelmekle, varlık alanına çıkmakla, ahiret boyutuyla birlikte sonu olmayan bir hayatı hak etmiş olur. Bu yüzden, insan olarak var olmak, sahip olunabilecek nimetlerin en büyüğüdür. Sonsuza uzanan yaşamında insan için asıl gaye ise mutluluğu yakalayabilmek ve ideal insan olabilmektir. Bu açıdan dünya hayatı ona sunulan tek fırsattır.
26.00 ₺ -
Çağdaş İnkarcılık
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslamın müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır.İşte Armağan Kitaplar bu anlama faaliyetini gerçekleştirmek için yayınlanmaktadır. Günümüzde kılıktan kılığa giren inkârın teşhisinin daha güç hale geldiğinden bahsedebiliriz. Öyle ki piyasada kurtlar adeta kuzu postuna bürünmüş vaziyettedir. Eğer şeytanın en büyük marifeti hakkı batıl, batılı da hak suretinde göstermek ise, her halde tarihin hiçbir döneminde şeytan günümüzde olduğu kadar araç ve yöntem bolluğuna sahip olmamıştır.
26.00 ₺ -
Kur'ân Kıssaları
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslamın müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır.İşte Armağan Kitaplar bu anlama faaliyetini gerçekleştirmek için yayınlanmaktadır. Kur´ânda kıssalara yer verilmesindeki hikmet elbette tarihi bir olay anlatmak değildir. Bu sebeple kıssalarla ilgili çalışmalarda, kıssaların öğüt veren yönlerine ağırlık verilmesi gerekir. Tabii bu, kıssalarda temas edilen olayların tarihçesini tespit etmeğe engel değildir. Ancak kanaatimize göre, bu tür çalışmalar, Kur´ân kıssaları yerine peygamberler tarihi tarzındaki eserlerin konusu olmalıdır.
9.75 ₺ -
Gündemdeki Tartışmalı Dini Konular
Dini yoğunluğun ve coşkunun normalin üstünde olacağı mevsimlerde, tartışmaların basın-yayın yoluyla gündeme getirildiğine ve ilmi birikimleri, alanlarının uzmanlarınca yeterli bulunmayan, ancak medyanın takdimiyle ilahiyatçı-yazar kodu ile çıkarılan insanlar arasında ekranlarda yüksek seslerle münakaşa havasında tartışıldığına şahit olmaktayız. İşte bu eser; Müslüman toplumların gündemini sık sık işgal eden ve her düzeyden insanı ilgilendiren; ibadet ve aile hayatımızla ilgili yüz kadar konu ele alınarak, gerek tarih içinde, gerekse günümüzde bu konularla ilgili olarak yapılmış tartışmalar sonucu oluşmuş görüş ve yorumlar objektif bir şekilde aktarılmış, ecdada küfretmeden, şahsi kanaatimiz ortaya konmuş, kutsal metinlerden günümüz sorunlarına nasıl çözümler üretilebileceği gösterilmeye çalışılmıştır.
162.50 ₺ -
Nesillerin El Kitabı
Sen, gaye arkadaşım, hısımlığın ve nesep yakınlığının da ötesinde telakki ettiğim asıl kardeşim!.. İlmin ve imanın, kafasını ve gönlünü imar ettiği sen, İslâm hakikatini tadan ve başkalarına da tattırmayı şiar edinen ideal insan sen!.. Ben diyorum ki sen çok, pek çok sorumlusun ve eğer bunu idrak ediyorsan büyük, hem de pek büyüksün! Bu sorumluluk ile bu idrak daima yanyana bulunduğu ve birbirinin âmili olduğu takdirde sen dünyada da âhirette de mutlusun!
6.18 ₺ -
Bidat Hurafe Ve Batıl İnançlar
İslâm tarihinin hemen her döneminde bidat, hurâfe ve bâtıl inançlarla mücadele konusu işlenmiş, ancak bu mücadele, bazen çok sert, bazen de çok müsamahakâr yöntemlerle yapıldığı için, beklenen sonucu verememiştir. Oysa bu konudaki mücadele, katılıktan olduğu kadar aşırı müsamahadan da uzak olmalıdır. Bunun için öncelikle dinin iyi öğretilmesi yolu seçilmeli ve bidat, hurâfe ve bâtıl inançlar hususunda ikna ve inandırıcılığa önem verilmelidir. Nitekim din, yeterince bilinmediği ve bâtıl inançların zararlarına inanılmadığı takdirde, bu bâtıl inançlar, bazı alanlarda kolaylıkla dinin yerini alacak ve bugün pek çok İslâm ülkesinde görülen manzara, gerçekte dindenmiş gibi algılanacaktır. Zira günümüzde dinin aslında olmayan pek çok yanlış inanışın, bilgisiz kimselerce dinin gereği olarak görüldüğü ve çok kere bu alanın âdetâ bir kazanç ve sömürü sektörü oluşturduğu apaçık bir şekilde ortadadır. Ülkemizde de yaygın biçimde canlılığını koruyan bu durumun, bir şekilde önlenmesi şarttır.
24.38 ₺ -
İslamda Sevgi Temelinde Beşeri Münasebetler
İslam Sevgi Temelinde Beşeri Münasebetler İslâmî İlimler Araştırma Vakfı tarafından 16-17 Ekim 2009 tarihinde M. Ü. İlahiyat Fakültesi konferans salonunda İslâmda Sevgi Temelinde Beşerî Münasebetler başlıklı tartışmalı bir ilmî toplantı gerçekleştirilmiş ve bu toplantıda Kurânda sevgi; İslâmın temel kaynaklarında insan ve insan sevgisi; Allah-Peygamber sevgisi; Sahabeler arası münesebetlerde sevgi; Sevgi ve nefretin psikolojisi; Sevgi-Nefret dengesi; ilahî ve beşerî aşk; sûfîlerin sevgiye yaklaşımı, Râbia, Gazzâlî ve İbn Arabî örnekleri; Sevgiye götüren yollar ve sevgi önündeki engeller; Sosyolojik bir gerçek olarak sevgi; Sünnet ve Hadislerde sevgi; sevginin lider ve önderler açısından önemi; İman-Sevgi münasebeti; Müslümanların ötekine sevgi gösterip gösteremeyeceği; Sevgi ve dostluğun birbirinden farkı; Başkalarını kendimize benzetme gayreti yerine ötekini olduğu gibi kabul etmemiz gerektiği konuları ele alınmıştır. Toplantıda sunulan tebliğ ve müzakereler bu eserde bir araya getirilerek neşredilmiştir.
65.00 ₺ -
Modern Dünyada Şuurlu Mümin Olmak
Günümüz Müslümanı her şeyden önce mazisiyle bağını büyük oranda koparmıştır. Bu inkıta, zamanla neye nasıl bakması gerektiğini, yerine getirdiği hangi vazifeyi ne amaçla yaptığını bilmeme sonucuna müncer olmuştur. Babadan oğula intikal eden bu durum, örf ve adet haline gelen bir din yaşantısı olarak kendini göstermektedir. Oysa bu din, ilk emri “oku” diye başlayan ve Müslümanları şuurlu olmaya davet eden bir dindir. Zira Müslümana, mensub olduğu davayı bihakkın benimsetecek olan şey “şuur”dur. Bu şuurun kesbedilebilmesi İslâm’ın bilinçle yaşanmasına, amellerin aşılaması gereken maneviyatın kalben hissedilebilmesine bağlıdır. Elinizdeki eser, neye nasıl bakması gerektiğine dair ciddi bir boşluğa düşmüş olan günümüz Müslümanına, modernitenin dört bir yandan kendisini kuşattığı bir çağda Kur’ân ve Sünnet’in ışığını tutmayı, selef-i Sâlîhînin mübarek menhecini ulaştırmayı hedeflemektedir.
140.00 ₺ -
Anadolunun Ruhu Tasavvuf
Anadolu’nun Ruhu, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’la tasavvuf, felsefe ve siyaset üzerine yapılmış söyleşilerden oluşuyor. Kılıç, söyleşi-kitap türündeki eserde genel manada ezoterizmin, hususi manada irfani geleneğin felsefi referans arayışındaki modern Türkiye’ye sunduğu imkânları ortaya koyuyor. Dünyada tasavvuf düşüncesi alanında söz sahibi olan Kılıç, gelenekteki dört katmanlı din anlayışının dinî tefekkür dünyasındaki sığlık ve yüzeyselliğin terapisinde nasıl önemli bir yere sahip olduğunu örneklerle anlatıyor. Peygamber dilinden söylenen "Rabbim bana şeylerin hakikatini göster" düsturunu insani hayatın her alanına taşıyarak suretten manaya, kılıftan öze doğru bir yolculuğa çıkmanın “anlama”daki önemini vurguluyor. Osmanlı ariflerinin "Biz iki anneden süt emdik" sözlerinin izini sürerek İbn Arabî ve Mevlânâ'dan Anadolu insanının aydınlanmasındaki iki büyük kurucu figür olarak bahsediyor. Bu söyleşiler bütününden çıkan mesaj çok çarpıcı. Kılıç, tarihte hiçbir kurucu rolü olmamış marjinal grup ve düşünüş tarzlarının dahi imtiyazlar elde edebildiği günümüzde mazlum "tasavvuf"a hakkının ne zaman teslim edileceğini soruyor, soruşturuyor, sorguluyor...
245.00 ₺ -
-
Cinsel Bilgiler Ansiklopedisi
Çevreden yalan yanlış bilgilerle cinselliği öğrenmek yerine ilmi ve dini bilgiler ışığında hazırlanmış olan bu kitabı güvenle okuyabilir ve gençlerinize okutabilirsiniz.
69.00 ₺ -
Evliliğe Kurulan Tuzaklar
Evlilerin mutluluğunu engellemek üzere cin, şeytan ve büyü ile yapılan tuzaklardan korunma yolları ve tedavi yolları açıklanmaktadır.
54.00 ₺