-
Gecenin İkinci Rüyası
Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor. Erbil’den, İsfahan’dan, Erivan’dan, Paris'ten, Konya’dan, İskenderiye’den ve birçok farklı iklimden gündelik hayatı kıpırdatan sözlerle, bazen aynı duanın içinde, bazen aynı hikayenin, aynı acının içinde olduğumuzu sezdiriyor Gecenin İkinci Rüyası.
14.80 ₺ -
Kelimeler ve Kader
Esra Yalazan, kahramanlarının kaderini yazan, ama kendi kaderini tayin edemeyen yazarların hikâyelerinde dolaşırken, bu serüvene sadece kendi sesini, hayallerini, hatıralarını mı ekliyor? Yoksa hükümranı olmadığı kaderinin kelimelerini bulduğu için mi, bir edebî metni ustalıkla söküp kendi hayat örgüsü üzerinden yeniden dikiyor? Peki edebiyatla zenginleşen hayatlar, anlatıcının kalemine kader biçerken biz okurlar nerede duruyoruz? Nasıl oluyor da seyircisi olduğumuz bir temsilin tam da ortasına düşüyoruz? Birbirine dolanan bunca kader, hikâye mümkün mü sadeleşip derinleşsin? Ama nasıl öyle oluyor? Ve biz, Âdem’e isimlerin öğretilmesinden beri kelimeler’in kader olduğunu bilmeden mi biliyoruz? İlk yaratılışın anlamını? Ruhun ve kalbin irtifaını? Sahi biliyor muyuz? Woolf, Borges, Fowles, Joyce, Zweig, Hesse, Marquez, Buzatti, Sandor Marai, Gide, Pasternak, Tanpınar, A. Şinasi Hisar, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Tezer Özlü ve diğerleri… Esra Yalazan’ın, okura kendi aynasında seyrettirdiği, denemenin sınırlarını aşıp kimi zaman hikâyeye dönüşen yazıları, Kelimeler ve Kader’de buluştu. Bir yazardan, bir hikâyeden, bazen bir andan yola çıkarak susmayı, anlatmayı, bakmayı, derinleşmeyi, vazgeçmeyi, açılmayı sonra yine kapanmayı isteyen yazılar, kaderlerine doğru savruluyorlar. “Kâinatta kaybolan kelimeler, talihin rüzgârıyla yer değiştiren nesneler, zihinlerde henüz açığa çıkmamış düşünce kırıntıları, yazının yetersiz kaldığı yerde tek başına kıvranan tarifsiz acılar... Kendilerini dinleyecek birilerini arıyor sanki. Ve bazen böyle harabelerin üst üste yığılmasıyla yenilenen şehirler gibi, çok katmanlı hikâyelerden, cevabı müphem sorulardan, hakikatin ruhundan beslenen incelikli bir romanda buluşuyorlar.”
10.28 ₺ -
Kalbinin Sesini Dinle
“Seyrisüluk. Bir uzun yol düşe kalka gidilen. Kişi kendinde yürür. Kişi kendince yürür. Her ne arar ise kendinde arar. Bulmak istiyorsan yitir kendini! Serkeş atlar ıslah edilmeli Çile ye ve sabır iç. Ki usta binici olasın.”
6.42 ₺ -
Firaklı Nameler Akifin Gurbet Mektupları
İstiklâl Marşı şâirimiz Mehmed Âkif Ersoy, 1914’ten sonra çeşitli sebeplere mebni Mısır’a gidip gelmiştir. Fakat 1925-1936 yılları arası dönmemek üzere ihtiyarî sürgünü tercih etmiştir. Arkadaşı Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine önce kendisi ve daha sonra iki oğlu Emin ve Tahir’le eşi İsmet Hanım’ı da alarak Mısır’ın Hilvan beldesine gitmiştir. Fakat ciğerpâreleri kızları Cemile, Suad ve Feride’den ayrılmış, torunlarına hasret kalmıştır. Mısır’da Câmiatü’l-Mısrîye’de Türk Edebiyatı dersleri vermeye başlayarak geçimini sağlayan Mehmed Âkif, diğer zamanlarında da Abbas Halim Paşa’nın çocuklarına özel dersler verir ve akıbeti bilinmeyen Kur’ân-ı Kerim çevirisini yapar. Mehmed Âkif Mısır’da kaldığı süre zarfında kızı Suad Hanım’a, damadı Ahmed Bey’e ve torunu Ferdâ’ya Mısır’daki yaşantılarını anlatan hasret dolu birçok mektup yazmış ve fotoğraflar çektirmiştir. Torunları Ferdâ Argun ve Selma Argun, hiçbir yerde yayımlanmamış ve dede yâdigârı olarak yıllar yılı sakladıkları bu mektupları, fotoğrafları kolleksiyoner M. Rüyan Soydan’a vermiş ve bu vesile ile Âkif’in ihtiyarî sürgün günlerine dair hiçbir kaynakta yer almamış bilgiler ihtiva eden bu vesikalar 2011 Mehmed Âkif Ersoy yılına özel Timaş Yayınları okuyucularına sunulmuştur.
27.41 ₺ -
Meleklerin Fısıltısı
Yazar, Türk efsanelerinden Düşen Meleklerin dünyasına adımını atıyor; günümüzde yaşayan böylesi doğaüstü güçleri olan özel bir Türk’ün (Fırat’ın) olağanüstü yeteneğini ve başından geçenleri anlatıyor. Üniversitede öldürülen hocası Hakan’ın cinayeti, kendi üzerine yıkılmak üzereyken, gizemli bir Fransız bakan ve ekibince kurtarılan Fırat’ın hikâyesini okuyacaksınız bu eserde. Bu Fransız kadın, onu elinden tutup Tibetli rahiplerin gizemli Agartha topraklarına sürüklüyor. Thule tarikatının gizemlerine… Türkiye-Paris-Ottawa-Kosova derken Tibet’te delicesine bir koşuşturma içinde buluyorlar kendilerini. Her şey çözüldü derken binbir düğümle başlarına bir çorap daha örülüyor ve aslında dost bildiklerinin düşman, düşman diye tanıtılanların dostane yüzü ile karşılaşıyorlar. Peki bu kadar mitin içinde ilginç isimler de yok mu? Adolf Hitler, Enver Paşa, Mustafa Kemal Atatürk, Karl Haushoffer… Ve tüm bunların içinde gerçekle hayali, harmanlayıp bizlere sunuyor kitap. Biraz hayal biraz mit! Meleklerin Fısıltısı, Fırat’ın romanıdır; ardından gelecek kitap ise kız kardeşi Dicle’nin romanı olacak. Babaları tarafından çok idealist düşüncelerle ad verilmiş iki özel yetenek, iki özel kahraman; Fırat ve Dicle… Meleklerin Fısıltısı; bu kardeşlerden Fırat’ın biraz fantastik biraz macera dolu hikâyesi…
9.80 ₺ -
Efe Türk Yavuz Han
Hakkında ileri sürülen çok lâf arasında, Yavuz Sultan Selim için en uygun sözü; 10 yaşına kadar yanında büyüyen torunu için Fatih Sultan Mehmet söyleyip; “Benden sonra tahta kim oturur bilmem de, bu EFE TÜRK’ ün yönetiminde, Devlet-i Aliyye en az üç misli büyüyüp dev bir imparatorluk olur!” keşfinde bulunmuştu. Sultan Yavuz, Mısır fethinde kendine hediye edilen dünya haritasını avucunun içine alıp, “bu bize bile az!” diyerek, dedesini doğruladı. Büyük cengâverin “ibret dolu” hayatı, tüm yaşanmışlarıyla.Ve O; gözlerden kaçan tüm gizemiyle bu ROMANDA!
19.60 ₺ -
Aşk Her Zaman Yarım Kalır
Gölge; “Aşk Her Zaman Yarım Kalır” diyor… Ülkemizde yetişmiş başarılı radyo programcıları arasında adı geçen, sadece radyo programları değil aynı zamanda birçok ilde yaptığı sahne gösterileri ve konserlerle de adından sıklıkla bahsettiren Talha Bora ÖGE nam-ı diğer GÖLGE’nin yeni kitabı “Aşk Her zaman Yarım Kalır” raflarda yerini aldı. Kitabın yanı sıra Talha Bora ÖGE’nin sevenlerine bir sürprizi daha var. 11 şiirini okuduğu yeni şiir ve müzik albümü de yeni kitabı “Aşk Her zaman Yarım Kalır” ın aynı adıyla Ramazan’da sevenleriyle buluşacak. Ona göre “ Aşk; ötede tamama erecek bir duygu, bu nedenle yarım kalmış, kalıyor ve her alanda yarım kalmaya mahkûm!...” Gölge’nin bu son kitabı; şiirin her şeklini barındıran kapsamlı bir eser… Hece ölçüsü de var, serbest vezin de ve rubailerini de okumak mümkün bu kitabında Şairin… Talha Bora Öge’ nin, amacını soranlara cevabı şöyle; “Şiir bende aşktı, ama Ülkemizde Başbakan okul kitaplarında da yer alan bir şiir okudu diye hapse girince o gün tutkuya dönüştü” diyor ve ekliyor “ şiiri daha fazla sevmeli ve sevdirmeliyim nasıl bir zulüm yapıldığı daha net anlaşılsın diye !...”
9.10 ₺ -
Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler
Evliya Çelebi başka milletlerin de dikkatini çekmiş, üzerinde birçok incelemeler yapılmış, yazılar ve tenkidler yazılmıştır. Bunların listesi Prof. Cavid Baysun'un İslâm Ansiklopedisi'ndeki makalesinde gösterilmiştir. Bu yazılar umumiyetle müsbettir. Fakat yukarda da işaret ettiğim gibi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi hakkındaki son ve kesin hükmün verilmesi için önce, eserinin karşılaştırmalı ve doğru bir basımının yapılması lâzımdır. Evliya Çelebi'nin kendilerini ilgilendiren parçalarını Almanlar, Bulgarlar, Ermeniler, Farslar, Fransızlar, İngilizler, Macarlar, Romenler, Ruslar, Sırplar, Yunanlılar kendi dillerine çevirmişlerdir. Evliya Çelebi'den parçalar seçerken her şeyden önce Türk kültürü bakımından ehemmiyetli ve Türk gençleri için faydalı olduğuna kanaat getirdiğim parçaları aldım ve bu sevimli seyyah hakkında tam bir fikir vermiş olmak için onun mübalâğalı ve bazan da muhayyel olan bölümlerini ihmal etmedim. Genç okuyuculara kolaylık olması için onların güçlüğe uğrayabileceği birçok noktalarda küçük dip notlarıyla açıklamalar yaptım. 25 Kasım 1970 ATSIZ
270.00 ₺ -
Bana Yıldızını Söyle
İnsanlığı aydınlatan örnek neslin ufkumuzu genişleten hayatları... Fatih Okumuş’un “Hz. Muhammed’in(sav) Yaşam Öyküsü” isimli kitabı, Vahyin Öğretmeni’nin (sav) hayatına dair bir seyahatti. “Bana Yıldızını Söyle” ise o öğretmenin öğrencileri ve yol arkadaşlarının hayatlarına uzanan bir yolculuk… “Vaktimiz dar. Hemen yola çıkmamız gerekiyor. Yoksa bu kapının bir daha ne zaman açılacağını bilmiyoruz. Kuralı yok. Belki var ama biz bilmiyoruz henüz. Bekliyoruz kapıda. Açıldığında girebiliyoruz. Hele ilk seferde mutlaka bir rehberle yola çıkmalısın. Görmemize izin var; ama olaylara müdahale edemeyiz. Gelişmiş bir televizyon gibi... Düşün ki filmin içinde gezinebiliyorsun; fakat hiçbir şeye karışamıyorsun, hiçbir şeyi değiştiremiyorsun. Sadece şahit oluyorsun.” "Demek geliyorsun. Öyleyse tut ellerimi. Gözlerini kapa ve kalbini aç!" *** “Sevgili kardeşim Fatih Okumuş’u “Bana Yıldızını Söyle” diyerek Ashab-ı Kirâm efendilerimizi bize üstün özellikleriyle tanıtıp sevdirdiği için tebrik eder ve onun bu güzel çalışmanın devamını da getirmesini temenni ederim.” Takdim yazısından Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
10.28 ₺ -
Eski Arap Şiiri
Eski Arap şiiri” denince aklımıza ne geliyor? “Muallakat” ve “Yedi Askı” deyince? “Ukaz” yahut “Cahiliye” denildiğinde? Bütün bunlar, kulağımıza çalınan ama hakkında teferruatlı bilgi sahibi olmadığımız İslamlık öncesi Arap şiirine dair bazı anahtar kavramlar. Dahası, en çok duyduğumuz kavramlar ve terimler. Hakikaten Araplar “Bir panayır kurup eğlenirler, şiirlerini de Kâbe’nin duvarlarına asarlar” mıydı? “Yedi Askı”, yedi şiirin asıldığı yerin adı mıydı ve “Şu’ara Sûresi”nin bütün bunlarla bir alakası var mıydı? O “şairler”, bugünkü “şairler”e benziyorlar mıydı? Duygu dünyaları neydi, anlam dünyaları nasıldı? Akademik çalışmaların en büyük mahareti, bir alanda “yol açıcı” olmasıdır. İncelediği nesneyi, şerh ettiği metni, anlamlandırmaya çalıştığı dönemi kuşatıcı bir biçimde, yetkin kaynaklara giderek ortaya koyan Eski Arap Şiiri, yukarıdaki sorulara, daha aşağısındaki ideal yöntemlerle cevap vermektir. Eski Arap şiirini merak eden, döneme dair metinleri okumak isteyen, kavramların etraflı tahlillerini okumak isteyen okuyucunun ilk başvuracağı kitap da, halen bu kitaptır. Okuyucusunu aramayan, okuyucuyu bulan bütün mühim eserler gibi bu eser de, içinde yaşadığımız coğrafyanın şiirinin köklerini merak eden herkesi bulacaktır. Nihad M. Çetin, temel başvuru metni olan bu kitabıyla, edebiyat tarihinde daima iftiharla anılacaktır.
73.00 ₺ -
İstanbul'un Ortası
İstanbul’un Ortası Kıymeti bilinmemiş bir başyapıt. Yıllar sonra, usta dokunuşlarla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Yine Malik AkseL Eski İstanbul. Eski İstanbul’un eğlence hayatı. Gelenekler, terbiye, İstanbul’u İstanbul yapan değerler. Direklerarası'nda bir kantocuya vurulmuş İmam Hakkı Erendi, tek sazlı saz şairi Âşık Cemal, dokunduğu her ürünü bereketlendiren Pazarola Hasan Bey, Güllü Agop, Kel Hasan, Dümbüllü İsmail, ramazan davulcuları, fotoğrafçılar, meddahlar... Hayal bir şehirden, hayal kadar gerçek, gerçek kadar hayal yazılar.
200.75 ₺ -
Hikmetleriye Nasreddin Hoca Latifeleri
Sadeleştirilmiş halini sunduğumuz bu eser, bir Mevlevi olan Şair Burhaneddin'in, seçtiği latifelerdeki tasavvufi mana ve hikmetleri ihtiva etmektedir. Şair Burhaneddin, bugün de hepsi alemin malumu olan bu latifelerin şerhlerinde, "Allah! Allah! bu latifelerden bu anlamlarda çıkarmıymış" dedirtecek şekilde insanı hayrete bırakan yorumlarıyla merakları cezbediyor. Latifelerin yorumlarına uzaktan bakan insan, durup; 'Ne idik, ne olmuşuz' demekten de geri duramıyor.
98.00 ₺ -
Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
"Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz" Radyo Onbeş'te yapılan "Edep Sohbetleri" programının kitaplaştırılmış; kitaplaşırken de şiirlerle, hikayelerle, resimlerle zenginleştirilmiş hali. Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar gibi olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini yeniden elde etmek isteyenler için...
119.00 ₺ -
Yitik Düşler Kervanı
Lügatteki anlamlarını korumakla kalmayıp onların üzerine çıkan "şiir sözcükler", klasik şiir çağları boyunca hayatın içerisinde ama ondan yüksekte bir düşler ülkesi yarattılar. Rahle rahle, mısra mısra kanatlanan sözlerin iklimi, dünyayı anlamlandıran hiçbir duyguyu ihmal etmeden, ona ancak hak ettiği kadar değer verebilenlere kapılarını açtı. Yüreklerini dîvâna salan, düşlerini dîvâne kılan kahramanlar, elinizdeki kitap boyunca size şu soruyu soracak: "Aşk rüyası akılla tabir edilebilir mi ki düşlerimiz akla teslim edilebilsin...!"
127.75 ₺ -
Evin Mahremi Olmak Beyit Şerhleri
EVİN MAHREMİ OLMAK Biz biliriz ki bütün varlık âleminin bir zahiri, bir de bâtını vardır. Aslolan, hakikat olan "bâtın”dır ve tabiatı gereği saklı, örtülü, mahrem bir alandır. Buna rağmen bâtına zahirden yol bulunarak ama zahirde kalmadan ulaşılabilir. İslâm medeniyetinde, her sahada olduğu gibi sözün en hâlisi, en süzülmüşü olan şiirde de "bâtındaki hakikatin zahirdeki mecaz ile örtülmesi” kanununa riayet edilmiştir. Bu yüzden şiirlerde kendi içinde mana bütünlüğü olan en küçük bölüme "beyit” denir. Beyit "ev” demektir. Nasıl bir evin hakikatini, içine girmeden, sadece dıştan bakarak anlayamazsanız, bizim şiirimizi de çoğu zaman zahirî görüntüsüyle kavrayamazsınız. Evin mahremi değilseniz o eve giremezsiniz. Hakikate vakıf olmak istiyorsanız, evin, yani sözün, şiirin, beytin mahremi olmanız; bunun için de zahirdeki sözlerin birer sembol olarak nereye kapı açtığını bilmeniz gerekir.
206.50 ₺ -
Bostan Sebil
Şeyh Sadii Şirazi İran' ın birinci derecede ehemmiyetli şair ve mütefekkirlerinden biridir. Yazdığı "Bostan" ve "Gülistan" isimli eserlerinin cihanşumul bir şöhreti vardır. Şark klasikleri arasında mümtaz bir mevkii olan bu eserler, İran' ın şiilik' e bulaşmadan evvelki devirlerde kaleme alınmış bulunduğundan temiz Ehl-i Sünnet inanç ve anlayışını aksettiren hikaye ve nasihatler mecmuasıdır. Yakın zamanın muktedir muallimlerinden Kilisli Rıfat (Bilge) Bey' in sağlam Türkçesiyle lisanımıza kazandırılmış olan bu değerli eserler, şimdiye kadar bir çok yayınevlerince defaatle yayınlanmış bulunmaktadır.
15.80 ₺ -
Niyazi Mısri
Niyâzî-i Mısrî kendinden öncekilerin yürüdüğü yolda kendi meşrebince yürüyen bir derviş; Yunus ile çağdaş olmasa da onunla hemhâl olan bir şahsiyet. Hakikate ermek için çıktığı yol onu irfan mektebine talebe yapmış; zahirde aradığını batında bulmuş ve batın ilminin alimi olmuştu. Mürşitlik ettiği yol “Ene’l Hak” yoludur, işaret ettiği sır “Levlâke” sırrıdır ve der ki “Gönül Allah’ın evidir”. Dört kapı kırk makamdaki seyri sülûkunda amacı kesretten kurtulup vahdete ermek olan Niyâzî, mârifetullahı, vahdeti, ilâhî aşkı, tasavvuf yolunun adap ve erkânını külfetsiz bir Türkçe ile söylemiştir. Niyâzî-i Mısrî bu topraklarda yeşeren irfani bilgiyi dönemine has olmakla birlikte, bugün de anlaşılabilecek bir Türkçe ile nazma dökmüş, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayan ve Anadolu’da pek çok önemli şahıs ile müstesna bir mevki kazanan Türk tasavvuf edebiyatında unutulmaz bir isim olarak yerini almıştır.
100.74 ₺ -
Selahaddin Şarkın Kartalı
"Şark’ın kartalı; yıllarca çöllerin, ovaların, dağların üstünde süzülen, Kudüs semalarına yükselen sevinç nidalarına eşlik eden, deniz kıyısına Yecüc ve Mecüc gibi yığılan istilacıları şaşkına çeviren, kan ve çamur içinde çırpınan evlatlarını sabır ve cesaret gıdasıyla besleyen, en zor durumlarda bile yetimleri ve mazlumları koruyup kollayan, şeref ve muhabbetle büyüyen çocukları selamlayan ve artık ağrıdan sızıdan kıpırdayamaz hâle gelen yorgun kanatlarını sabaha doğru usulca kapattı. Bir çocuk kuyudan çıktı, bir delikanlı zindandan kurtuldu, bir baba yuvadan ayrıldı.” Ali Emre; TYB 2017 Roman Ödülü’nü alan Nureddin Zengi’nin ardından, çarpık yaklaşımlarla Doğu ve Batı edebiyatlarında tanınmaz hâle getirilen Selahaddin Eyyubi’ye, yine büyük bir çabanın verimi olan yeni romanıyla ışık tutuyor. Yer yer yarı belgesel bir özellik de taşıyan eserde, hem yalnız ve mahzun bir insan hem de kurucu ve yol gösterici bir önder olan Selahaddin’in hayatı, zengin ayrıntılar ve etkili hikâyeler eşliğinde gözler önüne seriliyor. Şark’ın Kartalı, tarihin tekerini edebiyatın temasıyla yeniden döndürüyor.
32.12 ₺ -
Cezasız Eğitim 2
Çocuk bir türlü söz dinlemiyor, kardeşine kötü davranıyorsa… Ödevini yapmıyor, okuldan sürekli şikâyet geliyorsa… Aile içindeki sorumluluklarını yerine getirmiyor, yetişkinlere saygısızlık yapıyorsa… “Bu davranışların karşılığını görmeli,” deyip cezalandırmalı mı? Yoksa “Artık baş edemiyorum,” diye ilaca mı başlamalı? Kızarak, azarlayarak, ceza vererek çocuğun davranışları düzeltilebilir mi? Yoksa ceza, yetişkinin çaresizlik gösterisi midir? Evet, ceza bir eğitim aracı değil, bir aşağılama davranışıdır… Cezasız Eğitim kitabında çocukla çatışmanın onun kişilik gelişimini nasıl etkilediğini, tepkisel hale getirdiğini, öfke kontrolünü bozduğunu… Cezanın kısa vadede işe yarasa da uzun vadede çocuğa değersizlik hissi yaşattığını ayrıntılarıyla anlattık. Peki, kızmadan, ceza vermeden çocuk eğitimi olur mu? Olursa nasıl olur? Cezasız Eğitim 2’de işte bu soruların cevabını aradık. Pedagog Adem Güneş, Cezasız Eğitim 2‘de ‘öğrenme’ yerine, ‘edinmeyi’ tarif etti. Edinebilmek için ‘merak-heves-istek’ üçlüsünün önemini anlattı. ‘Kalıcı Öğrenmenin Üç Derinlik Boyutu’na değindi. Çocuğun kişilik gelişimini önemseyen anne babalar ve eğitimcilerin bakış açısını değiştirecek bir kitap…
203.50 ₺ -
Maya
Son olarak "Ateş ve Bahçe" isimli romanı ile okurlarıyla buluşan Leylâ İpekçi'nin yayımlanmış ilk romanı, yeniden... Milliyet Sanat Dergisinin "İlk Kitap, İlk Baskı" ödülünün sahibi. İlk baskısı Mart 1998'de yapılmış kitap, Ağustos 1998'de beşinci baskısına ulaşmış. Şu anda piyasada baskısı bulunmayan kitabın bazı internet portallarında "aranan kitap" olarak anıldığını söylemek mümkün.Bir küçük kızın gözünden , çarpıcı bir hikâye anlatıyor Leyla İpekçi romanında. Annesini, babasını, onlarla kurduğu ilişkiyi, çocukluktan ergenliğe geçiş sürecini hem saf, kırılgan bir çocuk duyuşuyla hem de başkaldıran, sorgulayan bir ilk genç edasıyla.
6.85 ₺ -
Dîvân
On yedinci yüzyılda yaşayan divan şairlerimizden olan Mehmed Ali Çelebi'nin Divan'ı Eski Türk Edebiyatımızın bütün özelliklerini taşımakta; kaside, gazel, Rubâi, mukatta, müfred ve matla gibi nazım tekillerini içermektedir. Türkçe deyim ve atasözlerini içermesi ve devrinin toplumsal hayatını yansıtması bakımından edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Yeni haliyle beş bölümden oluşan Divan ın giriş bölümünde, yazar ve eseri hakkında bilgi verilmiştir. II. Bölümde eserin imlâsı ve ses özellikleri ele alınarak bugünkü yazı dili ile karşılaştırılmıştır. III. Bölümde nüsha farklılıkları incelenerek aslına uygun çevrim yazılı tenkitli bir metin ortaya cıkarılmıştır. IV. Bölümde divanda geçen bütün kelimeleri içeren bir sözlük hazırlanmış, V. Bölümde ise yayıma esas alınan Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindeki yazma nüshanın tıpkıbasımı verilmiştir. özellikleri ele alınarak bugünkü yazı dili ile karşılaştırılmıştır. III. Bölümde nüsha farklılıkları incelenerek aslına uygun çevrim yazılı tenkitli bir metin ortaya cıkarılmıştır. IV. Bölümde divanda geçen bütün kelimeleri içeren bir sözlük hazırlanmış, V. Bölümde ise yayıma esas alınan Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindeki yazma nüshanın tıpkıbasımı verilmiştir.
510.00 ₺ -
Mecmü'a-i Latife Ve Dili
Mecmu a-i Latife ve Dili, Ali bin Ahmed bin Emir Ali tarafından Memluk Sultanı Melikü l-Eşref Ebü n-Nasr Kâ id Bay'ın özel kütüphanesi için hazırlanmıştır. On beşinci yüzyılda Mısır'da Anadolu şairlerinin eserlerini izleyen bir çevrenin bulunduğunu ve Mısır Memluklerinin kullandıkları Türkçe imlâ düzenini aksettirmesi bakımından MECMU A-İ LATİFE, önemli bir kaynaktır. Mecmû a, Kâ id Bay'ı öven bir dörtlükle başlıyor. Bundan sonra sırasıyla Kaygusuz Abdal'ın Gevher-nâmesi, Âşık Paşa'nın Elif-nâmesi, Gülşehrî nin Leylâ vü Mecnun mesnevisi, Yunus Emre'nin bir manzumesi ve 33-40; 44-86, varaklar arasında Arapça kaside ve gazeller yer alıyor. Yeni şekliyle dört bölümden meydana gelen Mecm a nın I. Bölümünde eserin imlası ve ses özellikleri incelenerek bugünkü yazı dili ile karşılaştırılmıştır. II. Bölümde nüsha farklılıkları incelenerek aslına uygun çevrim yazılı bir tenkitli metin ortaya çıkarılmıştır. III. Bölümde Eserin sözlüğü hazırlanmış, IV. Bölümde yayıma esas alınan Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi yazma nüshanın tıpkıbasımı verilmiştir
360.00 ₺ -
Bize Göre
Haşim'in ilk nesir kitabı olan Bize Göre, ikdam gazetesinde günlük yazdığı seçilmiş fıkralardan oluşmaktadır. Kitabın birinci bölümünde Haşim'in nesir şeklinde kaleme aldığı; çeşitli konulardaki hiciv ağırlıklı yazıları, ikinci bölümünde Paris seyahatini ve yolculuk intiba-larını anlattığı yazıları yer almaktadır.
75.00 ₺ -
Toprağa Kan Düştü
1989 yılında Türkiye ye göçeden Bulgaristan Türklerinin en başarılı yazarı ve şairi Ömer Osman Erendoruk on altı yılda 20 kitap yayınladı. "Toprağa Kan Düştü", yazarın beşinci romanıdır. Bu romanda Erendoruk, dev sol örgütü üyesi Murat'ın, dayısı Orhan Amca sayesinde milliyetçi muhafazakâr kimliğine dönüşünü konu yapmıştır. Murat 1970'li yıllarda amcasıyla birlikte Bulgaristan'a akraba ziyaretine gittiğinde gerçek komünizmin ne olduğuna yakından tanık olur. Burada Türk azınlığın gördüğü işkencelere Murat'da maruz kalarak, o güne kadar taptığı komünist idealerinden sıyrılır. Ayrıca bu ziyaret esnasında Orhan Amcası'nın Balkan Savaşı'nda Bulgar çetecileri tarafından Anadolu'ya göçeden Türkler'e karşı işlenen büyük bir katliamdan mucize eseri kurtulduğunuda öğrenir.
101.25 ₺ -
Şairlerin En Garibi Öldü Osmanlı Türkçesi Aslı İle Birlikte
Ahmed Haşim in eserinde sağlıyında yayınladığı kitaplarının dışında kalmış bu şiirlerini bir araya getirdik. En son yayınlanan mısrasını kitaba isim yaptık. Ahmed Haşim in siirinin geldiği noktayı göstermesi amacıyla bu eserin çok önem taşıdığına inanmaktayız.
90.00 ₺ -
Hazanda Son Yolculuk
Bu eser, Yazar Osman Erendoruk un hayatını ve yaşadığı son günlerini bir anı şeklinde gündeme almış ve onun yaşadıklarını bu kitabda toplamıştır.
153.75 ₺ -
Bir Başkadır Bizim Eller
Ne zaman kendimle baş başa kalma imkanı bulsam hemen hatıralar, bohçamın başına geçer, gözlerimi kaparım. On saniye karşıma çıkan çocukluğumun gözleriyle görmeye kulaklarıyla işitmeye koyulur, çevreyi algılamaya başlarım. İlk gördüğüm kişiler aile bireylerimdir. Onlardan anam her zaman ön plandadır. Arkadan dedem çıkar gelir kar beyaz saçı, sakalıyla; babam belirir bir yerlerden elinde av tüfeğiyle; sonra ablam Ayşe ve ağabeyim Hüseyin, kızkardeşim Fatma... daha sonra en yakın komşularının yaşlısı, genci, kadını erkeği, çoluğu çocuğu... İşte anam! Benim canım anacığım, orada, Koşukavak kasabasının batısında bulunan köyümüz Karakuz´daki evimizin kelevetinde (salonunda) yoğurt yayığının başında, elindeki tokmağı sallamayı bir an durdurup beni uyandırmak için yumuşacık sesiyle çağırıyor.
180.00 ₺ -
Istıraphaneden Mektuplar
Jivkov yönetiminin Bulgaristan Türklerini eritme politikasına kalemiyle direniş gösteren Ömer Osman Erendoruk, beş yıl ağır hapse mahkûm edilmiş, 1985te Belene Ölüm Kampına, daha sonra da ailece sürgüne gönderilmiştir. Bu kitap; yazarın hapishaneden ve Belene Adasından eşine, kızına, ana-babasına yazdığı mektuplardan oluşmuştur. Yazarımız, bu mektuplarında düşüncelerini kimi zaman felsefi, kimi zaman da duygu yüklü anlatımlarla kaleme almış, kelimeleri muhteşem tasvirlerle ve akıcı bir dille cümlelere taşımıştır.
172.50 ₺