-
Gölgedeki Kahraman
Bulgaristan Türklerinin milli kahramanı olan Nuri Turgut Adalı ömrünün 23 yılını ceza evleri, sürgünler ve işkenceler altında geçirdi. Soydaşlarının milli ve manevi yolunu aydınlatan, komünist sisteminin söndüremediği bir meşale olarak görülen Nuri Turgut Adalı, o dönemdeki komünist sistemin yöneticileri tarafından tam altı defa tutuklanıp cezaevi, ölüm kampı ve sürgüne gönderiliyor. Nuri Adalı Belene Adası'nda ölen binlerce kişinin cesetlerini yakınlarına vermeyip domuzlara yedirildiğine dair şahit olanlardandır.
150.00 ₺ -
Kendimiz Olabilme Erdemi-denemeler-
Yazarımız Mustafa Okumuş erdemli insan olmak için önce doğaya ve çevreye saygı duymamız ve sonra kendimizi bilmemiz gerektiğini söylüyor. Bu kitap da anlatılan konuda bunla paralel bir şekilde siz okuyuculara açık ve sade bir dille anlatmıştır.
120.00 ₺ -
Bize Ait Bir Şeyler
Ülkemiz gerek coğrafyası ile gerek insanı ile dünyanın en güzel yerlerinden biridir. Fakat bu güzelliklerin paylaşımında eksiklik var. İnsanımız yüreğindeki o sıcaklığı layık olduğu yere taşıyamıyoruz. Bu kopukluluğun ardından beton evlerde yalnızlaşıyoruz. Maddenin hâkimeyetinde olan bir dünyada günümüz insanının duygularını yok saydık, bir nevi robotlaştık. Oysa ömür dediğin şey Yaratanın bize sunduğu en büyük armağan olsa gerek. Öylese bu hayat daha güzel yaşanmalı. Yaşamdan zevk almalıyız, birbirimizi çok sevmeliyiz. Bunun yolu öncelikle kendimizi ve çevremizi iyi anlamaktan geçiyor. J.Goethenin dediği gibi Tek başına kimse mutlu olmaz, mutluluk anca başkalarıyla yaşanır.
75.00 ₺ -
-
Günlük Yazılar 3 Sur
7 Burçlara Uzanmak 10 Sûr 14 Ziyaret I, Hayallerin ve Hakikatlerin Ziyareti 17 Ziyaret II, Hayallerin ve Hakikatlerin Ziyareti 21 Soru 24 İlk Şartlar 26 İnsanlığın Önderi Yeni Nesil 29 Direniş Dirilişe Döndüğünde 31 Ve İnsanlığın Dirilişi 34 “Kalkınma” 36 “Yüce Devlet” 38 Duvar 41 Mucize Medeniyeti ve Görüntü Medeniyeti 44 Dünya Kendini Yenilerken 47 Değişme 50 İnsanlık ve Biz 53 Alınyazısı Gülümserse 56 Kader Saati 59 Ak ve Kara 62 Ateş ve Perde 65 Şuuru Alevlendirmek 68 Bilimle Savaş 71 Arınma 73 Çile Terleri 76 Kur’an’a Dönüş 79 İnsanlığın Hali 83 Umut 86 Tarihin İtişi 89 Parçadan Bütüne 92 Birlik İdeali 95 Birliğin Sembolü 98 Kahraman 101 Ruhun Zaferi 104 Övgü, Yergi, Tehlike 107 Gurur Graniti 110 İnsanlığın Önünde 113 Direniş 116 İşaretler 119 Ruh Kurumları 122 Kuruluş 125 Batı ve Gelecek Zaman 128 Geleceğin Baskısı 131 Hakikat Önünde 134 Ruhun Silahları 137 Ruhun Şöleni 140 Savaş Hakkı 143 Kültür Kıyamet ve Diriliş 146 Ortak Çizgi 149 Ruhun Köprüleri 152 Temel 155 Tarihi Görev 158 Gerçeğe Dönüş 161 Doğuş 164 Tövbe Çığırı 167 Ruh Tembelliği 170 Kolaya Kaçış
105.00 ₺ -
-
Günlük Yazılar 1 Farklar
7 Anadolu’yu Dinlemek 9 Milli Mesaj 12 Üç Türkiye 15 Kahraman 17 Yeni Haçlı Seferleri 20 Aktüalite 22 Ortadoğu ve Türkiye 24 Kumarbaz 26 Dış Basın 28 Kalb Krizi 31 "Benim Hakkım, Sus Ey Bülbül Senin Hakkın Değil Matem” 33 Tarih Şuuru 36 Yas 38 Kıbrıs Heyeti 40 İşte O Vakit 42 Yeni Avrupa 44 Kudüs’te Bir Randevu 47 Misyoner Mantığı I 50 Misyoner Mantığı II 52 Türkiye ve Rusya 54 İki Türlü Demokrasi 57 Demokrasi ve Biz 60 Devlet Biçimi 62 Siyah 65 Çok Geç 68 Kıbrıs Tezi 72 Kıbrıs’tan Adalara 76 Şok 79 Paradan Önce Tarihte Revalüasyon 82 Kin Bulvarı 84 Vergi 86 Karakardanadamın Destanı 88 Yarasalar Bir Kez Daha Uçtu 90 Muhteşem Köpek 92 Düşman Çiçek Yollamaz 94 Ölü Değil Ulu 96 İçki 99 Bütün Kalemlerin Döneceği Yön 101 Yeni Dönem 104 Asya Sütunu 106 Aslan Sütü 108 Buzlu Camın İstanbul’u 110 Yüzyıllık Plan 112 Tokat Farkı 115 Solculuk Sanatı 117 Tutsak Altın Ülke: İdil-Ural 121 Savaş Pilotu 125 Gün Işığı ve Prizma 127 Ne Sermayenin Ne Emeğin 129 Marksizm Bir Hümanizm Değildir 132 Süt ve Tabanca 135 Aktüalite 137 Utanılası 139 Bayram
97.50 ₺ -
Edebiyat Yazıları 3 Eğik Ehramlar
7 Eğik Ehramlar 10 Yahya Kemal’i Anmak 14 Mehmed Âkif ve Dolayısıyla 17 Hatırlanan ve Hatırlanmayan 20 “Batı Korosu” 23 Dante ve İslâm 51 Rimbaud ve İslâm 68 Bağdat Kuşatmasında Şiirle Yazışmalar
48.75 ₺ -
Edebiyat Yazıları 2 Dişimizin Zarı
7 Sanat ve İmkân 10 Kendini Arayan Şiir: Şiirimiz I 15 Kendini Arayan Şiir: Şiirimiz II 19 Kendini Arayan Şiir: Şiirimiz III 27 Dişimizin Zarı 34 Galile Denizi 41 Elinizdeki Deniz 44 Sanat Görüşü, Şiirimiz – Akımlar, Toplum ve Şair Hakkında 51 Devrimler ve Edebiyatımız 56 Romanla Hikâyenin Arası Açılıyor 62 Kasaba Edebiyatı 67 Mehmed Âkif, Yahya Kemal, Necip Fazıl 73 Necip Fazıl’ın Şiiri I 92 Necip Fazıl’ın Şiiri II 107 Necip Fazıl’ın Şiiri III 115 “Bir Adam Yaratmak” 122 Üç Çağdaş Varoluşçu: Sartre, Camus, Malraux 127 Romancımız İvo Andriç 131 Sonsuzluğun Karşısında Bir Şair: Saint-John Perse 133 Yaşamaktaki Şiddetin Fotoğrafı ya da Acının Lirizmi: Tennessee Williams
90.00 ₺ -
Edebiyat Yazıları 1 Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti
7 Kavramlar ve İlkeler 23 Fizikötesi ve Sanatçı 31 Sanatçı ve Realizm 46 Şair 55 Şair Ahlâkı 64 Şairin Trajedisi 72 Şairin Yenidendoğuşu 77 Şiirde İnsan 81 Şiir ve Mantık 88 Şiirde Form 91 Şiirin Oluşumu– Pergünt Üçgeni 103 Na’t 107 Şair ve Gelenek 115 Gelenek ve Şiir 122 Diriliş Çağında Şiir ve Şair
82.50 ₺ -
Bostan Semerkand
Daha hayatta iken büyük bir şöhret kazanan sadi, ömrünün üçte birini ilim tahsiliyle, bir o kadarını da seyahatlerde geçirmiştir. Sadi bu seyahatlerinde zamanın en büyük bilginleriyle ve mutasavvıflarıyla tanışmış, onlarla sohbet etmiş, bilgi ve görüşünü ikmal etmiştir. Ömrünün geriye kalan kısmında da köşesine çekilerek kazandığı deneyimleri yazıya geçirip insanların yararına sunmuştur. 20'ye yakın kitabı olan sadi'nin eserleri içerisinde en çok bilinip okunanlardan biriside şüphesiz "BOSTAN"dır.
175.00 ₺ -
Rüya Rüya İçinde
Rüya varlık içimde bir başka varlık onlar için. ruh içinde ruh, ten içinde ten gibi. can içinde taşınan bir başka can. gece olur bir başka aleme geçilir, bir alemden bir başkasına. bir tenden soyunup bir başka varlığa bürünülür. orada çok hızla bir hayat vardır. şuur içinde bir şuurda gezinilir. alemler ve zamanlar hızlı geçilir. hayat kendi kendisini yorumlar. Usta öykücü Ali Haydar Haksal, edebiyatımızda bir ilki deniyor. Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) rüyalarını bugünün hayatıyla birleştirerek yorumluyor.
87.50 ₺ -
Yol Hakkı
Yolda olmayı hep sevdim. Öyle çok özel, iyi tasarlanmış gezilere çıkmayı pek başaramadım ama ne zaman önüme seyahat gerektiren bir fırsat çıksa buna hiç hayır demedim. Her tür yolculuk güzeldir; çünkü yolda olmanın kendisi yeterince ferahlatıcıdır. İtiraf etmeliyim ki ben daha çok kentleri gezmeyi sevdim; insan emeğinin biçimlendirdiği yapıları görmeyi, o yapıların arkasındaki insan ilişkilerini ve düşünme biçimlerini keşfetmeyi. İnsanların yaşadığı bir mekan ve kültür taşıyıcısı olarak kentin dinamik, değişken bir yanı var. Ancak bunu hissetmek içinse bir miktar kaybolmak, şehrin arka sokaklarına gitmek gerekiyor; çünkü bugüne ait hayat orada yaşanıyor.
119.00 ₺ -
Kapıyı Kapat Dünyanın Tozu Giriyor
Ortancaların bittiği yerde kapı başlıyor çünkü. Ortancalar mevsim boyunca kapıyı bekliyor. Kapı, sahibini, ziyaretçisini, evi... Kapı önü, ne tam manasıyla eve dahildir, ne de tamamen evden ayrı. Mesela katiyen kapı önüne sürülmez ev süpürgesi. Kapı önü, dışarıdan eve sokulmaması gereken ne varsa hepsinin bırakıldığı yerdir. İş gerginliği, paltonun omuzlarındaki kar tanecikleri, caddelerin kahrını çekmiş ayakkabılar, çocuğun bisikleti, şemsiye ve dünya hengamesi... Kapı girmektir. Kapı, dahil olmak demektir. Kapı, "buyurun" demektir, kapı buyur edilmektir. Kapı ev demektir, aile demektir. Sevgi demektir, muhabbet demektir. Kapıyı kapattığımız an, kendimize dünyanın en özgür alanını açarız. Dünyanın tozu, o en mahrem metrekareye giremez. Orada insanın hareket kabiliyetine müdahale edilemez. Kapı, eve münhasır o sanatkarane ahengi dışarıya göstermez. Varsa akşamdan kalma tatsızlıklar, kırgınlıklar, balkon kapısından çıkıp gitsin diye, evvela balkon kapısı açılarak başlanır güne. Ev saatlerce havalanır, "güle güle" gidenler akşam olup da eve gelince, temiz ve taze bir hava bulur. Sabahın ayılmamışlığında balkon kapısından süzülür hayat, Her sabah balkon kapısının açılmasını bekler çiçek ve ağaç kokuları, sokak ve çocuk sesleri, balkonda su bekleyen eflatun küpe çiçekleri...
80.50 ₺ -
Aşk Olsun Denemeler
Aşk Olsun Onlar, bizim sözlerimiz, bizden sözler. Zamana yenik düşmeyenler, dilimizden düşmeyenler. Onlar, iki dirhem bir çekirdek küçük sözler. Onlar, geleneğin aynası, Anadolu mayası inciler. Onlar yüzyıllardır sadece hayra yorulanlar. Hayrı söyleyenler, yol gösterenler, rehber sözler. Onlar, tevarüs edenler...Emanetler... Günde belki de onlarca defa söylediğimiz ama üzerinde durmadığımız, neden söylediğimizi bilmediğimiz, nereden geldiğini merak etmediğimiz, anlamını düşünmediğimiz, ünlemler, kelimeler, deyimler, cümleler...
70.00 ₺ -
Bâbürnâme′den Seçmeler
Bâbürnâme′den Seçmeler Bâbür İmparatorluğu'nun kurucusu Zahirü'ddin Muhammed Bâbür tarafından kaleme alınan ve İslam edebiyatında hatırat türünün ilk örneği olan Babürname; büyük devlet adamının 1494 yılında tahta çıkışından 1524 yılına kadar olan dönemi kapsar. Babür hayatını, katıldığı savaşları, tecrübelerini, gördüğü yerleri; çoşkulu ve edebi tasvirlerle, samimi ve yalnız Çağatay edebiyatının değil, bütün Türk edebiyatının en mükemmel eserlerindendir. Ersin Teres'in titiz çalışmasıyla şekillenen Babürname'den seçmeler, Zahirü'ddin Muhammed Babur'ün hayatı ve yaşadığı dönemde ilişkin kapsamlı önsözüyle, bu önemli eseri tanımak için başarılı bir kılavuz niteliğinde.
9.38 ₺ -
Geçit
Kitabın gerçek okuyucuları; onlardan her biri, aynı zamanda onun sahibi de olacaktır. Her türlü itirazı yapma, istediği yerini istediği gibi değiştirme, isterse kendine ait yeni bölümler ekleme, bir başka üslupla, hâkim olduğu farklı bir anlatım tekniğiyle ve kendi kelime kullanma zevkiyle onu yeniden yazma hakkının sahibi olacaktır. Bu konuda kendilerine karışan birinin çıkacağını zannetmiyorum. Bu kitaptaki hikâyeleri yazanın kim olduğu da yeterince açık değil çünkü. Hatta gerçekten bir yazarı var mı bu hikâyelerin; kesin olarak bilemiyorum. Bazen yazılıp yazılmadıklarından bile emin olamıyorum çünkü. Âlim Kahraman’ın kurgu ile gerçeğin iç içe geçtiği, okuyucuyu da akışa dâhil eden çok katmanlı bir anlatımı; sürprizlerle ilerleyen ironik bir hikâye dili var. Geçmiş birikimlerle temasını hiç yitirmeyen, bir taraftan onları da cem eden hikâyeci, diğer taraftan şaşmaz bir sezgi ve güvenle kendi tarzının peşinde ilerliyor.
87.60 ₺ -
İslami Türk Edebiyatı Mazmun Anahtarları
Bir araştırmanın ilk şartı, o araştırma için gerekli metodu belirlemek, ikincisi de, tesbit edilen metodu geliştirebilmektedir. Metod tesbiti ve geliştirilmesi için gerekli malzemeyi, yer, zaman, maddî ve manevî çevre açısından değerlendirmek, bahis konusu malzemenin hangi gaye için kullanıldığını bilmek de elzemdir. Konumuz İslâmî Türk Edebiyatı olduğuna göre, bu konudaki edebî eserin kültür ve medeniyet dâiresi ile zaman dilimleri içindeki içtimaî, siyâsî ve edebî akımların değişme ve gelişme seyrinin gözden uzak tutulmaması lâzımdır. İslâmî Türk Edebiyatının, Türklerin İslâmiyeti yeni kabulü ile şekillenen ilk dönem metinlerinde, hem Türk kültürü ve İslâm medeniyeti ile ilgili, hem de arkaik unsurlar yer almaktadır. Bu ilk eserlerde millî ve dinî şahsiyetlerin isim ve meziyetleri yanında, darb-ı mesellere, âyet ve hadîs meallerine; eski inançlara bağlı unsurlara, msl. ilm-i tencîm "yıldızlar ilmi", tılsım vb. na rastlanmaktadır. Bahis konusu ilk dönem veya geçiş dönemi metinler
13.40 ₺ -
Mehmed Akifin Verdiği Mesajlar ve Tesir Alanları
Öncelikle, İstiklâl Marşı mızın şâiri olarak tanıtılan Mehmed Akif in Türk toplumu üzerindeki etkileri sayılamayacak kadar çok ve çeşitlidir. 1337 (1921) yılının 17 Şubat ında yazılmış ve aynı yılın Mart ayında Resmî Marş hüvviyetiyle kabul edilmiş olduğunu bildiğimiz Millî Marş ı "Kahraman Türk ordusu na ithaf etmekle kalmayıp, TBMM nin 12 Mart 1337 Cumartesi günü 17.45 te biten bir törenle birinciliğini tasdik ve ilân ettiği bu Marş ın karşılığı olan parayı da ordumuza hediye eden Mehmed Akif in, hayâtının son safhasında, "Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!" duasında bulunuşu, onur şahsiyeti hakkında sağlam hüküm verdirebilir. Bu iddiasız kültür askerinin verdiği mesajların, elimden geldiğince, tesbit ve tahlilinin, günümüzdeki ve gelecekteki genç kuşaklara ışık tutacağım düşünerek, bu çalışmaya giriştim. Akif in eserlerinde bir müslüman Türk ün vasıfları ön planda görülmekle beraber, o bütün insanlığa da, İslâm dini esaslarından hareketle, mesajlar veren bir bi
13.40 ₺ -
Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar II
Mehmed Akif Ersoy, milletiyle bütünleşmiştir. Yükselirken, milletinden ve millî değerlerinden kop-mayan, bir müddet sonra onları küçümsemek gafletine düşmeyen, ne kadar az aydınımız var. Her iki taraf için de tehlikeli olan bu kopuş, aydının aydınlığını köreltip, onu, köksüz bir nebat gibi kuruturken; milleti de, geleceğinin te minâtı olan, fikir ve ilim adamlarından mahrum bırakıyor. Mehmed Akif, bu tehlikeli yanlışa düşmemiş ve bu hatanın millî bünyemizde açtığı yaraları görerek, hastalığın teşhis ve tedavisi için çalışmış, olgun ve mütefekkir bir millet büyüğüdür. 1912 deki mısralarında, Sizde erbâb-ı tefekkürle avamın arası Pek açık. İşte budur bence vücûdun yarası. demiş. İkinci kitabın devam eden mısralarında, "Mütefekkirleriniz..." diye başlayan satırlarda, meseleye isabetle parmak basmıştı. Sırr-ı terakkinizi siz, Başka yerlerde teharrîye heveslenmeyiniz. Onu kendinde bulur yükselecek bir millet... diyen satırları, onun bu yolda yazdığı binlerce mısradan, sadece birka
174.20 ₺ -
Safahat
Mehmed Akif Ersoy, yakın tarihimizin en büyük şâiri, fikir ve mücâdele adamı, benzeri pek az görülen, özü sözüne uygun bir ahlâk kahramanıdır. Mehmed Akif, masum milletinin en acıklı günlerinde, bütün dert, felâket ve acıları onunla birlikte yaşamış ve derinden hissetmiş bir gönül fedâisidir. Fakir bir ailede doğan Akif, âlim bir zat olan çok sevdiği babasını küçük yaşta kaybetmiş, arkasından evleri de yanmıştı. Fakat hayat hikâyesinde görüleceği gibi, hiçbir şeyden yılmayan bu çalışkan genç, bir taraftan okullarını birincilikle bitirirken, bütün sporları da başarıyla yapmış; diğer taraftan hatimle namaz kıldıracak kadar kuvvetli bir hafız olabilmiştir. Hayatını kazanmak için özel dersler vermiş; üç dilden eserler okuyacak kadar bilgisini ilerletmiş; tercümeler yapmış ve binlerce mısra yazıp yırtarak şairliğine hazırlanmıştır. 1908 öncesinde, mesleği olan baytarlık dolayısıyla karış karış dolaştığı Osmanlı ülkesinde, dindar, saf ve masum, fakat göreneklere boğulmuş, fakr u zaruret i
13.40 ₺ -
İktibaslar Alıntılar
Bazı yazılar vardır, günlük konuları işler. Bunların ömürleri bir gün, nihayet bir haftayı geçmez. Bazı yazılar da vardır geçmişe ve günümüze işaret etse de zamana ve mekâna bağlı olmadan her devrin meselelerine parmak basar, dolayısıyla tazeliğini ve geçer akçe oluşunu hiçbir sûretle kaybetmez. Böyle yazılar bir müddet devrini doldurmuş yazılar arasında bulunsa, kirli raflar arasında unutulup terk edilse bile, toz toprak içinde kalmış bir altın külçesi gibi meydana çıkarılınca hemen parıldar, değerini ve önemini ortaya koyar.
22.10 ₺ -
Açıklamalı Safahat Lügatı
Mehmed Âkif Ersoyun büyük ve ölümsüz eseri Safahât yayınlandığı ilk yıllardan itibaren Türk milletinin büyük ilgiyle okuduğu ve çok kıymet verdiği eserlerden biri olmuştur. Günümüzde de Safahât çok okunan bir eser olmasına rağmen aynı derecede anlaşılmaktan uzaktır. Çünkü Mehmed Âkifin fikirleri, düşünceleri cemiyet hayatından çıkarıldığı gibi kullandığı dil de yıpratılmış, eskitilmiş ve anlaşılmaz hale getirilmiştir. Biz bu çalışmayı hem Safahâtin günümüz insanı için anlaşılır bir eser olmasını hem de eseri sözlük sınırlarının dışına çıkararak Safahâtta geçen 160 civarındaki kişi, yer ve müesseseyi kısaca da olsa tanıtıp Mehmed Âkifin ve onun fikriyatının idrak edilebilmesini sağlamak amacıyla hazırladık. Bu eserin Âkifle buluşmak, Âkifle anlaşmak daha da mühimi onu anlamak isteyenlere faydalı olması en samimi dileğimizdir.
105.00 ₺ -
Ashabı Kehfimiz
Ömer Seyfeddin kısa süren hayatında, kabına sığmaz zekâsı ve millî heyecanıyla pek çok hikâye yazmıştır. Ashab-ı Kehfimiz de Ömer Seyfeddin'in sağlığında roman adıyla yayınladığı eserlerinden biridir (1918), çağdaş edebiyatımızın bu ilgi çekici hikâyelerinde toplumumuzun her türlü gaflet ve aptallıkları da eleştirmiştir ve II. Meşrutiyet döneminde kozmopolit ailelerin millî şuurdan mahrum hallerini anlatır. Bundan başka kitaptaki öteki hikâyelerde, yazarımızın zengin gözlemleriyle zekâsının dikkatinden kaçmayan toplumumuza ait her türlü gaflet ve yanlışlıklar anlatılmaktadır. Yalnız millî gafletleri değil, aynı zamanda sosyal, dinî, ailevî ve aşk hayatıyla ilgili gafletlerle tuhaflıkları da sergileyen bu kitaptaki hikâyelerde, Ömer Seyfeddin'e özgü ironi ve hüzünlü bir mizah anlatımı da dikkati çeker. Bu bakımdan Ashab-ı Kehfimiz'de yer alan Kurbağa Duası, Keramet, Yemin, Tütün ve benzeri hikâyeleri tekrar tekrar okuyacaksınız. Bunlar çağdaş edebiyatımızda unutulmaz bir yere sahiptir
161.25 ₺ -
Mevlana İle İlgili Yazılardan Seçmeler
Hz. Mevlânâ; On üçüncü asrın Anadolu’sundan çağlar ötesine seslenen abide şahsiyetlerimizden biridir. O; “Kur’ân kölesi, Peygamber’in (s.a.v) ayak tozu olmak” düşüncesiyle yola çıkmış, insanlığa yüce bir kâinat felsefesi sunmuştur. O; Divan-ı Kebîr’de şair, Mesnevî’de mürşid ve mütefekkir, Semâ’da çile ve fikir, Dergâh’ta mânâ dolu zikirdir. O; iman potasında hercümerç olanları fenafillaha ulaştırmada manevî bir köprüdür. O’nu bir kitapla anlatmak mümkün değildir. Çünkü “O” bir okyanustur.
130.00 ₺ -
Herkes İçine Baksın
Saadettin Acar, kalp varsa insan vardır diyerek bizi sahici, samimi, sessiz ama derin bir yüzleşme için cesaretlendiriyor. “Zihnimiz ve kalbimiz binbir parçaya bölünmüş durumda. Her tarafa yetişmeye çalışıyoruz. Yorgunuz, asabiyiz ve gerginiz… Durup dinlemeliyiz. Durup dinlenmeliyiz. Durup düşünmeliyiz. Ama bir durmalıyız önce. Durmalı ve durulmalıyız. Ve içimize doğru bir yolculuğa çıkmalıyız… Yolu bulmalı, yol olmalıyız. Ne demişti şair: ‘En uzun yoldur, insanın içi.’ Öyleyse herkes içine baksın. Zira çözüm oralarda bir yerde gizli.”
149.60 ₺ -
Erzurum Masalları
Masalların kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanır, nerede-nasıl oluştukları bilinmez. Halkın ortak malı olarak meydana gelirler. Sözlü gelenekte yaşarken nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşırlar. Erzurum masalları dünya masalları ile ortak motifleri içine aldıkları kadar Erzurum'la ilgili dil özellikleri, yaşayış tarzını da gösterir. Eserin birinci baskısında Erzurum ağzı ile derlenen malzeme, ikinci baskıda ortak yazı diline çevirisi yapıldı.
247.50 ₺ -
Bu Dağların Ardı
Dedem; askerliğinin altıncı senesinde, Yunanı denize dökerek köyüne dönebilen üç neferden biri, bir İstiklal Harbi gazisiydi. Haymana’dan; Sakarya - İnönü - Afyon - Dumlupınar’a... Manisa - İzmir’e kadar, muharebe ede ede geçtikleri yerleri; köyde cemaatına, çarşıda kasabalıya, yolda arkadaşına anlattığında defalarca dinlemiştim. Çocuk aklımla mahiyetini tam kavrayamadığım; yokluk yoksulluk, kanaatkârlık, dayanıklılık, azim, cesaret... bu kahramanlık anıları; belleğime bir masal gibi yerleşmiştir. Dedemin yaşadıklarını, babam da kendi yorumuyla naklederdi. Ne dedemin, ne de babamın anlattıklarını yazmadığıma hayıflanırım. İlk ağızdan işittiğim seferberlik, milli mücadele... savaş öyküleri; şimdi, her biri hazine değerinde, birer ibret vesikası olacaktı. Keşke bilincine varıp; duyduğumu, öğrendiğimi başlangıçtan beri yazsaydım... İsmi “Hacı” olan dedem; askerde bölük eminliği de yapmıştır. Köyünde, mektep medrese görmüş üç beş kişiden biriydi. Tarlası tapanı kıt, rençperliği dardı. Cepheden köyüne döndüğünde imamlık boynuna borç olur. Her hanenin, kendi nüfusuna variyetine göre, bir “godik” veya bir “mucur”, “yarım”, “tümün”... ‘hak’ vererek tuttuğu imamlardandı. Dedemin “hak”kını! çobanların, kizirin safına katılarak; harman harman toplardım. Ayşe Halam yedi yaşındadır. Dedem askerden döndükten bir yıl sonra küçük Halam “Periza” dünyaya gelir. Babaannem ertesi sene iki kızın üstüne Şerafettin’i doğurur. 1925 doğumlu babam! Onun bu dünyada sevgisine doyamadığı yegâne insandı... Hoca Babası; dokuz yaşına kadar, Şerafettin’e eski Türkçe, yeni Türkçe okuyup yazmayı belletmiştir. Kendi kavlince; tarih, coğrafya, tabiat bilgisi, hesap falan da öğretir. Arapgir İlkokulu Baş Muallimi “Varnalı”; imtihandan geçirdiği Şerafettin’i, üçüncü sınıftan başlatır. Şerafettin; sekiz kilometrelik inişli çıkışlı Budak, Çobanlı, Kıçikli, Türüdü... Küçük Çarşı yolunu: yağmur çamur, kar kış demeden altı sene tepeler... Parmakla gösterilen talebeliği nihayetinde, Arapgir Ortaokulu’nu iftiharla bitirir. Kendinden önce okuyanların kitaplarını, emaneten alırmış. Kamış ucuna taktıkları kurşun kalemi, iki santim kalıncaya kadar kullanırlar. Çay kıyısından seçip götürdüğü kamışları, birer karış boyunda keserek arkadaşlarına verir, yerine; defter ortasından çıkarılmış iki yaprak alır. Babaannem bu yaprakları dikerek defter haline sokar. Aynı defterin sayfalarını silip ertesi sene de kullanacağı için yazı yazarken kalemini bastırmaz. Ceket, pantolon, palto... gibi giysiler sadece zenginlerin üzerinde gördüğü şeylerdir. Şerafettin; senelerce bir köyün gurbete yolladığı mektubunu yazıp, gurbetten gelen mektubunu okur. Köylü kısmı birbirinin iciğini cıcığını (her şeyini) bilmez mi? O da mektup sahibine sormadan ne diyeceklerini düşünür bulurmuş. Babam mektuplarda köyün ahvalini, şu sıra ne iş gördüklerini, malın, davarın, “alafın”, ekinlerin durumunu... doğumu, ölümü, kışın çetin geçtiğini... “ayamların” iyi yada kötü gittiğini... usulü ve münasibince yazar.
187.50 ₺