-
Türk Safosu Mihri Hatun
Mihrî Hatun, 15-16. yüzyıl divan edebiyatımızın, iki kadın şairinden biri. Kadîrı dünyasını, duygularını, alışılmış kalıplarını zorlayarak, açıkça ve kadınca söylemeyi başaran tek kadın divan şairi. Sevgililerim adlarıyla anacak kadar da cesur. Divan edebiyatımızı İnceleyen yabancı uzmanlar onu Safo ile kıyasladılar ve o dönemde Doğulu bir kadının bu biçimde şiirler yazmasını şaşılacak bir durum" olarak nitelendirdiler, jagdaölanvsa, onu ffüzeı, zeki, esprili ve erkeğe denk olarak tanımladılar. Tutkulu yaşamında, bedensel aşktan kaçındığını vurgulamaya özen gösterdiler.
142.35 ₺ -
Mevlana İskender Pala
Yaydan fırlayan ok gibidir ağızdan çıkınca bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir atıldıkta sonra bir ok. Seli başından bağlar ileriyi gören kişi. Ve geçtiği yerleri harap eder baştan bağlanılmayan sel. Ne tükenmez hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!Anadolu Celâleddin Dinle Neyden Ambardaki Fareler Sır odur ki gizli gerek Dili kontrol edebilmek Lokman ile efendisi Alçal ki yükselebilesin Akıl ile ruh Bir iksirdir sabır İki bedende tek gönül Kuşun avcıya ettiği
62.05 ₺ -
Perişan Güzeller
Bu kitaptaki gazeller hem yüzyıllar ötesinden bize birtakım güzellikleri sunduğu, hem atalarımızın kadındaki güzellik anlayışlarının rafine zerafetini verdiği, hem de şairlerin peri kızlarına benzettikleri sevgililerini anlatmak bakımından perî-şan (peri gibi güzel olan, şanıpericesine yüksekte bulunan) sıfatını üzerinde taşıyordu. Bu yüzden adına Perî-şan Güzeller dedik. Sanki Divan şiirinden tanıdığımız melek suretli, peri endamlı bir dilberin iki dize arasınadn bize gülümsemesi gibi. Perî-şan Güzeller, bir görünüp bir kayboluveren peri kızlarının izinde eski bir masalı yeniden yaşamak üzere derlendiler ve şimdi, bir medeniyetin kaybolduğu yerde size bütün olup biteni yavaş yavaş anlatacaklar. Bu kitabı okurken her bir dizeden ayrı bir hatıranın tüllendiğini göreceksiniz çünkü.
65.70 ₺ -
Mirat
Hatırımıza düştün, hatırına düşür bizi. Sevdik seni, sevindir bizi. Uzaktayız, yakınına vardır bizi; yandık pınarına, kandır bizi. Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi serin kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan. Gözyaşı değil, nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur damlayan!.. Geç kalmış aylara ve yıllara inat, kadehinden içelim artık gül şarabını, çölde yitmiş çaylara ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve gonca sükûtu az az. Gül düşleri görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül hecelerinde. Gözü sürmeli ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip. Gönülleri yıkayalım gül suyuyla. Gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız yoktur.
54.75 ₺ -
Ve Gazel Yeniden
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yığın yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitapta değişik şairlere ait on beş gazel ile berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucuyu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
65.70 ₺ -
Ayine
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yıgm yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitap değişik şairlere ait on beş gazel ile iki berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
65.70 ₺ -
Divane Güzeller
Sol, medeniyetin peşinde olmakla övünüyor sağ ise, kültürü korumakla... Kültürün yüzü geriye dönük olduğu için sağ aydına hep gerici denir. Kuru iftira! Medeniyetin yüzü ileriye dönük diye bir solcuya ilerici demek kadar abes. Kültür söylemi taşıyanların yobazları olduğu gibi, medeniyet savunucularının da yobazları var. İşin ilginç yanı, dünyada adı anılan her medeniyet, şimdi kendi kültürünün ilhamıyla eleceğini inşa etmeye çalışmakta ve bütün uluslar da şimdi bunun peşine düşmektedir. Bu da bizim sağ ile sol aydınlarımızın artık buluşması gerektiği anlamına gelir. Bizce herkes kendini sorgulamalı, sık sık sorgulamalı... Üzerine düşen görevi yapıp yapmadığı konusunda vicdanını rahatlatıcı cevaplar alasıya kadar sorgulamalı. Görmezden gelenler de, görülmek isteyenler de; geçmişi avuçlarında tutanlar da geleceği şekillendirmeye yeltenenler de artık bir şeyleri ortak üretmek, doğru hedeflere birlikte yürümek zorundalar. Küçük çıkarlar uğruna, tatlı hayat uğruna bu sorumluluktan kaçanları tarih affetmeyecektir.
105.85 ₺ -
Tavan Arası
Bazı eşyalarımız vardır, önce atmaya kıyamayıp tavan arasına kaldırırız da sonra unuturuz hani... Yıllar akıp geçtikten sonra bir gün, artık hayal meyal hatırladığımız ve işimize yarayacağına inandığımız bir şeyi aramak için, paslanmaya yüz tutmuş kilidini açarız tavan arasının ve uzun bir ömre ait bütün eski eşyalarımızı orada buluruz, güzel ve çirkin, neşeli ve üzgün... Hemen bir şey alıp çıkmak için girdiğimiz bu yarı aydınlık ve tozlu mekânda her neye el atsak, bizi gülümseyen bir çehre ile karşılar ve biz hiç farkına varmadan, dimağımıza uzak hatıraların lezzetini bırakarak zamanımızı hızla eleyip geçer. Birkaç zaman sonra ne aradığımızı tam olarak biz de bilmez olmuşuzdur artık ve orada her neye el atsak bir anıyla karşılaşır, ayrı bir sahneye temas ederiz. Bir yerlerden bize tanıdık gelen eşyaların kimisi iyiden iyiye pörsümüştür de kimisi hâlâ yepyeni durur. Onun yeniliği ile bizim sahiplenme duygumuz arasında doğrudan bir bağlantı vardır aslında. Hatta onu antika değeriyle ölçenimiz yahut insan gerçekliğinin aksine, geçen zamana direndiği için eskisinden de değerli bulmaya başlayanımız bile olur. Böyle zamanlarda tavan arası, sandık sandık hazineler gibi kıymetli gelir bize ve o sandıkların kapaklarını açmak kadar heyecan verici bir hazzı daha evvel hiç tatmadığımızı fark ederiz. Her parçası yeni bir medeniyet, her eşyası eski bir kültürdür artık tavan arasının ve orada yolunu şaşırmış zamanın musdarip günleri bir bir dökülür üzerimizden, iksir bulmuş gibi dinç ve tazelenmiş olarak döneriz hayata. Tarihin loş ve tozlu koridorlarında yaptığımız yolculuk birkaç zaman dudağımızda buruk bir gülümseme olarak yaşar ve zamanla, ufukta kaybolan bir gemi misali uzaklaşır gider hayatımızdan...
127.75 ₺ -
Gözgü
İnsaniyetin zaferi, nezaketle kazanılabilir. O halde nezaket yoksa görme yok, konuşma yok, nezaket yoksa işitme yok ve nezaket yoksa kımıldama yok. Nezaketsiz bakışlardan, nezaket yoksunu konuşmalardan, nezaketi bozan dinlemelerden, nezaket kurallarına uymayan davranışlardan bıktık. Artık televizyon ekranlarında nazik beyefendileri ve nazenin hanımefendileri görmek istiyoruz. Meclis’te tartışanların nezaket kurallarını çiğnememelerini, çocuklarımızın nezaket kurallarını çiğnememelerini, çocuklarımızın nezaket dışılıklara muhatap olmamasını istiyoruz. Çünkü insanın gen haritasını okuyacak ilim adamları onun yalnızca nezaket şifreleriyle yazılmış olduğunu görecekler.Nezaket, insanlık için dünyanın bütün demokrasilerden daha güzel ve insan yaratılışına en uygun rejim biçimidir. İş işten geçmeden…
54.75 ₺ -
Su Kasidesi
Aşk yalnızca bir tanedir; ama görüntüleri onlarca, binlerce, belki milyonlarcadır. Sıradan ilgilerin ve sevgilerin ötesinde, görünen perdelerin arkasında, fark edilen renklerin maverasında çıldırtıcı bir hasreti ve kalıptan sıyrılmış bir özlemi tanımak ve duymak isteyen varsa eğer, bu kitap işte onu anlatır. Ağustos güneşinin kırıldığı kumlarda çatlayan dudakların kıvranarak, dökülerek, koşarak ve çırpınarak akan Dicle'ye hasreti ne ise, Fuzûlî'nin gönlünden taşan aşkın coşkunluğu ve yakıcılığı da odur. Bu kitap, bütün öteki aşkların ağırlığınca bir aşk ilhamıdır, o kadar...
54.75 ₺ -
Efsane Güzeller
Şiir görülmez; ancak kalbe doğabilir. Kalpleri titreten de, çizik çizik eden veya süsleyen de bir hissin ilhamıdır genellikle; bir zamanın akışı, bir ruh sıkıntısı yahut bir hazzın çoşmasıdır. Heykel gibi, resim gibi bütüne dayalı bir sanata dönüşüveriyorsa söz, adı divan şiiridir onun. O şiir, soyut olanın peşinde koşarken somut olanı örnek gösterir; duygu için maddeyi, içsellik adına çevreyi kullanır ve lirizmi anlatırken de Leyla'lardan, Şirinlerden, Azra'lardan dem vurup onların yolunda Kays'ları, Ferhat'ları, Vamık'ları dağlar delisine çevirir. Şair ise beyit denen söz katmanları arasında ince sanatkârlığın izini sürerken evvelce söylenenleri bilmek ve evvelce söylenenleri geçmek zorunda hisseder kendisini, hayallerini ve düşüncelerini derinleştirdikçe derinleştirip giyindirir düşüncelerine.
105.85 ₺ -
Güldeste
Şiir, görülmez; ancak kalbe doğabilir. Kalpleri titreten de, çizik çizik eden veya süsleyen de bir hissin ilhamıdır genellikle; bir zamanın akışı, bir ruh sıkıntısı yahut bir hazzın coşmasıdır. Heykel gibi, resim gibi bütüne dayalı bir sanata dönüşüveren bu küçük kitap, edebiyat dünyasında ünlü olmuş simalara ait, orada burada rastladığımız küçük anekdotların derlemesinden ibarettir. Büyük insanların şakaları, konuşmaları, hatta küfürleri de büyüktür. Eskilerin "Taşı gediğine koymak" dedikleri birtakım espriler ise konuşma anında birdenbire kalbe doğan bir ilhamın ürünleridir. Manzum olsun, mensur olsun konumuzun ağırlık noktasını oluşturan bu esprilerin birçoğu düşünülerek ve planlanarak söylenmediği için, gerçekten büyük sözler olarak kabul edilirler.
105.85 ₺ -
Baki
Güzeller mihribân olmaz dimek yanlışdur iy Bâkî Olur Vallâhi Billâhi heman yalvarı görsünlerEy Bakî! Güzellerde sevgi ve muhabbet olmaz demek yanlıştır. Hem Vallahi, hem Billahi olur; yeter ki (âşıklar) yalvarı görsünler (veya sevgililer "yalvar" adı verilen parayı görsünler.)
6.08 ₺ -
Nedim
Nedim namına bir şair-i cihan var imiş Kemend-i zülfüme düşsün ilahî ol ayyar Nedim adında bir cihan şairi var imiş; Tanrım, inşallah o söz sihirbazı benim zülüflerim kemendine düşsün!..
6.08 ₺ -
Aşina Güzeller
Yüksek medeniyetler, millete ait maddî ve manevi değerlerin tümünü, zaman içerisinde kendisine has duyuş, düşünüş ve ifade ediş tarzı ile kültürlerine sindirirler ve gelecek nesillerini onunla korumuş olurlar. Osmanlı medeniyetinin söze verdiği değer, nesirden ziyade şiirde kendini göstermiş ve en çarpıcı, en gizemli ifadeler daima şairlerce telâffuz edilegelmiştir. Divan şiiri, asırlardan süzülerek akan bir kültür tecrübesinin sarraf titizliğiyle işlenmiş bir ifadesinden ibarettir. Kitabımızın sayfaları arasında gezinirken klâsik şiir zevkimizin güzellerine rastlayacağınızı ve onlarla, aranızda bir göz ve ses aşinalığı bulacağınızı umuyoruz. Çünkü onlar, bizatihi biz demektir, siz demektir.
108.77 ₺ -
Kırklar Meclisi
Millî olmadan milletler olunmaz. Kendimizi bilmeden, başkalarına kimliğimizi nasıl bildirebilelim? Millî hafızamız, atalarımızı ve bize bıraktıkları mirası tanımakla zenginleşecektir. Onların pek çoğu, bugün ibretler okunacak ömürler yaşamışlar, bizim zaman zaman karşılaştığımız hâllerle karşılaşmışlar, bir miktar da bize hayret ve gıpta telkin eden işler başarmışlardır. Yaptıkları ve yapamadıkları, söyledikleri ve dinletemedikleri, yazdıkları ve okutamadıklarıyla bize hem ibret hem de örnek olan atalarımızın hayat hikâyeleri, biraz da bizim bugünkü hayat hikâyelerimizdir. Gönüllerimizin o meclisleri özlemesi, hiç şüphesiz, onların bizim meclisimize gönüllerini bırakarak bir gönül medeniyeti kurmak istemelerindendi. Bu çalışmada, o gönül medeniyetinde yaşamış kırk kişinin hayatından kesitler yer alır.
83.95 ₺ -
Müstesna Güzeller
Bu kitap, bilimsel bir gayretin ürünü olmaktan çok, öz kültürümüze karşı hissedilen bir vefa borcunun yerine getirilmesi için düzenlenmiştir ve yazdığımız makaleler arasından seçilen 50 adet yazıyı içerir. Divan şiiriyle tarihî ve şimdiki hayatımızı buluşturma gayesiyle kaleme alınan bu yazılarda tuttuğumuz yol, yüründükçe uzayan ve her durağında bir başka hayranlıkla seyrettiğimiz, asude güzellikleri olan bir yoldur. O vadide görülecek daha nice menziller, gidilecek daha nice yollar vardır. Buyurunuz bu güzellikleri beraberce seyredelim ve sohbetlerle yoldaşlık kuralım. Zaten gayemiz de altı yüzyıl boyunca soluduğumuz bir güzellikler manzumesini, sizlere yeniden tanıtabilmek ve sevdirebilmektir. Rastladığımız o müstesna güzellikleri sizinle paylaşmaktan mutluyuz.
108.77 ₺ -
Şairlerin Dilinden
Şairler vardı... Şiiri gönülde duyup fikirde hummaya dönüştürerek tam altı asır yaşamışlardı. Onlar, yürekleri ürpertmekten ziyade, zihni sarhoş etmek için mısralar yazarlardı. Aynı dilber için sevdaya tutulup sonsuz acılar çekerlerken, aynı medeniyetin genel kabulleri içerisinde bilimin, sanatın, felsefenin, edebiyatın tarihini oluştururlardı. Asırlar geçse de hiç değişmeyen acılarının terennümüyle akılları ürperten bu silsile, aynı kaderi yaşamak üzere hak edilmiş gönül erleri gibiydiler.
142.35 ₺ -
Divan Edebiyatı
Edebiyatsız millet, dilsiz insana benzer. Altı asırlık Osmanlı çınarının asude bir gölgesi olan divan edebiyatı da atalarımızı bize gösteren bir ayna, onları bizimle konuşturan bir ilham ve aradaki tanışıklık bağlarını sağlamlaştıran bir vasıtadır.Her şeyiyle bizim olan eski Türk şiirini tanımak için biz bir kapı aralamaya çalıştık. O kapıdan girenlerin eski güzellikleri yeniden keşfetme fırsatı bulacaklarına inanıyoruz.
69.35 ₺ -
Perişan Gazeller
Bu kitaptaki gazeller, hem kronolojik tasniften uzak kalmış, hem tesadüfen ses kaydı yapılmış, hem de yüzyıllar sonra şairlerinin pejmürde evrakı arasından tesadüfen seçilmiş olmak bakımından perişan sıfatını üzerinde taşıyordu. Bu yüzden adına \"Perişan Gazeller\" dedik. Divan şiirinden tanıdığımız, sabah mahmuru bir sevgilinin yastık üzerine dağılmış saçları gibi... Her bir telinde ayrı bir güneş parlar, her bir kıvrımında farklı bir dünya görülür. Perişan Gazeller, bir medeniyetin, kaybolduğu yerde bulunmuş hazineleri gibidir, okurken bunu hissedeceksiniz.
65.70 ₺ -
Kahve Molası
Bir kahve molasından meram, bir çift sözdür ki, o söz ruhumuzu dinlendirsin, dimağımızı sarhoş etsin. Hani denilmiştir: "Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül sohbet isler kahve bahane." Bu kitabın içindekiler de bir kahve molasında okunabilecek, belki okumayı eğlenceye dönüştürebilecek küçük hikâyeler, hatıralar, nükteler ve bercestelerden ibarettir. Bu satırlar arasında verilecek bir kahve molasında, yahut bir kahve içiminde olsun açılacak bu sayfalarda geçmiş zamanların neşeleri ve sevinçlerini, hüzünlerini ve acılarını görmek, hissetmek, yaşamak ve ibret almak, kahve tadında lezzetlerle tanışmak pekâlâ mümkündür. Ve biz onları keşfettiğimiz vakit adını tarih koyarız.
164.25 ₺ -
Hayriyye
Klasik edebiyatımızın önde gelen temsilcilerinden biri olan nabi'nin değerli eseri, 1857' de Paris'te Türkçe aslı ve Fransızca tercümesiyle birlikte, Pavet de Courteille verilen değer nispetinde yaşar ve yücelir. Hayriyye, hikmet şairi Nabi'nin en tanınmış eseridir. Halep'te iken oğlu Ebu'l Hayr adına telif ettiği bu mesnevi için bir görgü, öğüt ve ahlak kitabıdır denilebilir. Bu bakımdan edebniyatımızın, sahasındaki en sevilen ve yararlanılan klasik eseridir.
105.85 ₺ -
Divan Şiirinde Ahenk Unsurları
Zaman zaman divan şiirinin dayandığı estetik anlayış, mecaz ve mazmun sistemi ve hatta lügati kıyasıya eleştirilmiş olmasına rağmen, sesi ve dolayısıyla âhengi konusunda genellikle takdir edici ifadelerin kullanılmış olması dikkat çekicidir. Ne var ki, eski Türk edebiyatıyla ilgili çalışmalarda dil ve üslûp incelemeleri münferit eserlerle sınırlı kalmış; yayımlanan divanlarda, mesnevilerde ve metin şerhlerinde divan edebiyatındaki söyleyiş mükemmelliği her fırsatta vurgulandığı, âhengi sağlayan unsurlarsın bir kısmına işaret edildiği halde, bu konuda toplu bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu çalışma, böyle bir eksikliği telâfi etmek arzusunun sonucunda ortaya çıkmıştır. Dönemlerini temsil etme kabiliyetine sahip yedi şairin divanları üzerinde yaptığımız bu araştırmada, üslûbu oluşturan katmanlardan sadece birini, âhenk unsurlarını tespit etmeğe çalıştık. Böylece, tek tek şairlerin üslûplarını incelemek yerine, devir üslûbunu araştırmayı uygun gördük. Bu eser, yapısalcı eleştiri yöntemleriyle belâgat kurallarının kesiştiği bir alanda durmaktadır.
58.40 ₺ -
Şeyh Galip
Gencinede resm-i nev gözettim.Ben açtım o genci ben tükettim. Söz hazinesinde yeni bir üslup gözettim; Ben açtım o hazineyi, yine ben tükettim.
6.08 ₺ -
Nefi
Tuti-i mucize-gayem ne desem laf değil, Çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil. Mucize gibi sözler söyleyen bir papağanım ben, söylediklerimi alelade zannetmeyiniz sakın! Felek ile söyleşmeye tenezzül etmem ben, çünkü onun gönül aynası saf (berrak) değil!
6.08 ₺ -
Naili
Kültür savaşlarının yapıldığı günümüzde aydın kimliğine / sahip olacak insanlar, mutlaka kendi klâsiklerini tanımak ve ` geçmiş güzellikleri gözler kamaştıran kültür hazinelerinden yararlanmak zorundadır. Kapı Yayınları olarak bizler, Türk klâsik şiirinin söz ustalarından on adedine ait gazellerin yer aldığı bazı cep kitapları hazırlamayı bir kültür hizmeti olarak gördük. Türk klâsik şiirinin ister lirik ve âşıkane, ister rindane ve şûhane, isterse mistik ve felsefî eda ile söylenmiş gazellerini, ama mutlaka en "Şahane Gazeller"ini sizlere sunmayı plânladık. Böylece elinize ulaşan her kitapçıkta, ünlü bir şairin yine ünlü gazellerinden ve güzelliklerinden örnekler bulacaksınız. Hepsi bizim olan, bizim atalarımız olan, bize ait duyguları, aşkları anlatmış olan bu şairlerin dizelerini okudukça, inanıyoruz ki, onlarla aramızdaki tanışıklık bağları pekişecek ve eski asude zevklerden yeni ve estetik bakış açıları devşireceğiz. Belki şimdiki şairlerimiz o gazellerden damıtılmış ilhamlar ile soneler yazacak, belki şimdiki âşıklar sevgililerine yeni sevgi sözcüklerini bu dizelerden devşirerek fısıldayacaklardır. Buna çok ama çoook ihtiyacımız var.
32.85 ₺ -
Önce Aşk Vardı
Şiirin Aynasında Osmanlı Kültürü Üzerine Denemeler Önce Aşk Vardı, Osmanlı kültürünün şiirin aynasından okumayı hedefleyen denemelerden oluşmaktadır. Gerçekten de, şiir ve aşk iki gümrah ırmak gibi Osmanlı kültür coğrafyasını karış karış dolaşır. Büyük kayıplar verilen bulaşıcı hastalıklardan sokak eğlencelerine, inanç ve merhamet simsarlarından asayiş görevlilerine, mitolojik hayvanlarından bahçe bitkilerine, sıradan insanların rüyalarından ünlü sûfilerin etkileyici hayat hikâyelerine kadar bütün bir hayat, bu iki ırmakla birlikte aynı mecralarda akıp gider. Ne aşk ne de şiir, bugün olduğu gibi hayat hengâmesinin bir nefeslik mollarına sığdırılan avuntular değildir o asırlarda. Aksine, hayat aşkın ve şiirin belirlediği güzergâhda yürümeye mecbur bir zaman katarıdır. Kültür, kendisini yaşayarak üreten toplumun önceliklerine göre şekillenir ve bir zamanlar sevdayı gül yaprağıyla, feryadı bülbül nağmeleriyle tanıyan atalarımız için her şeyden Önce Aşk Vardı’r…
8.11 ₺ -
Kırkıncı Kapı
Hiç ikiyüzlü olmadın bana karşı, değil mi? En azından öyle olduysan bile, bana hissettirmediğin için minnettarım sana, Fuzuli’yi, Baki’yi, Galib’i, Nedim’i yeniden gündemine aldığın, onlarla arandaki uzak mesafeleri kalemimin ucundan damlayan mürekkeplerle boyadığın ve kendi medeniyet birikimimizi yeniden keşfe çıktığın için pişman olduğunu hiç sanmıyorum. Üstelik ey okuyucu, düşün hele, acaba gök kubbenin altında gül ve bülbülle alışık, şiir ve aşkla barışık seninle benim gibi kaç bahtiyar kul vardır ve kaç insan bir hayatı bu kadar derinlikli yaşar?!.. Çevrene bir bak istersen, aşkı ve sevgiyi, şiiri ve şarkıyı, çiçeği ve böceği ıskalayıp da mutlu yaşayabilen kim var?!.. Seninle ben ey okuyucu, seninle ben... Söyle Allah aşkına, ayrı mıyız?!..Bu mektup tertemiz bir gönül ile ta Kırkıncı Kapı’ya gidecekler için yazıldı vesselam...
65.70 ₺