-
Menziller
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören- Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman- Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel- Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt- Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan- Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi- Ece Ayhan'a sordum, ona göre "Cahit Zarifoğlu" şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat'ta da ayrıca belirtmiş bunu. -Cemal Süreya- Cahit Zarifoğlu'nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu. -Selim İleri- Cahit Zarifoğlu'nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı 'okuyucuya cevaplar'a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir. -Nâbi Avcı-
102.00 ₺ -
Korku ve Yakarış
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören- Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman- Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel- Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt- Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan- Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi-
102.00 ₺ -
Yedi Güzel Adam
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi Ece Ayhan'a sordum, ona göre "Cahit Zarifoğlu" şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat'ta da ayrıca belirtmiş bunu. -Cemal Süreya Cahit Zarifoğlu'nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu. -Selim İleri Cahit Zarifoğlu'nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı 'okuyucuya cevaplar'a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir. -Nâbi Avcı
102.00 ₺ -
Bir Şair Bisikletle
Bir yudumda içilir akşam ezanı sezer yolunu bir dua iç denizlerde: ‘kabul et lütfen ilk oruçlar hatrına’ bir yudumda içilir akşam ezanı hilal göründü, kara göründü, kurtulduk ilk orucuyla süsleniyor kızım aynada bir ümmet anlaşıyor ışık hızıyla hilal göründü, kara göründü, kurtulduk ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi bu marşla aksın e-beş trafiği eve erken gelen babanın yuva yapar yüzüne ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi
129.20 ₺ -
Can Veren Pervaneler 7
Söz Hayâtîdir CAN VEREN PERVANELER 7 Klasik şiirimizden, şairlerimizden bahsederken, dostlarımız, sevdiklerimiz, sevenlerimiz, “Biraz kendinden bahset, nereden geldin, hangi yollarda gezdin, hangi merhalelerden geçtin, bu günlere nasıl geldin?” dediler. “Efendim, yakışık almaz, bizde münasip bir vaziyet değildir “ben” demek. Bizden ancak “bende” olur.” dediysek de, “Can Veren Pervaneler deyince akla Hayati İnanç geliyor. Hayati İnanç deyince de şiir, nasihat, güzel sözler ve gönül sultanları… Hayati İnanç’ın bu hamuru nasıl yoğrulmuş, kimler yoğurmuş, şekil vermiş, bunu yine, en iyi, en güzel Hayati İnanç anlatır, başkasına söz düşmez. Hayati İnanç’ı sevenlere; onun gibi olmak, okumak, anlamak, anlatmak isteyen gençlere bir rehber, bir yol haritası lâzım.” sözleriyle ortaya koydukları kuvvetli teze verecek bir cevabımız yoktu. Yine de, kıymetli okuyucularımızın kıymetli vaktini işgal etmek, kronolojik bir biyografi kitabı okutmak niyetinde değiliz. Bu defa, biraz dertleşmek, biraz tecrübelerden, hatıralardan bahsetmek istedik. Biraz bu fani dünyanın her birimizin sırtına yüklediği hüzün küfelerinden, biraz ayaklarımıza vurduğu acıtan prangalardan söz ettik. İçinden çıkılmaz gibi görünen belâların, musibetlerin çaresini anlattık. Mutluluğa, huzura, selamete kavuşmanın; kelimelere, mısralara, beyitlere yansıyan formüllerini paylaştık. Ve elbette şiirsiz, şairsiz olmaz deyip, sözlerin hasından, manaların zirvesinden bir demet arz ettik. Şimdi aramızda olmayan, gönüllere ışık saçan, çok kıymetli bir büyüğüm, “Bizi arayan, kitaplarımızın satırlarının arasında bulur.” demişti. Acizane, “hayati” meseleleri “inançla” anlatırken, her kelimeye, her cümleye özendik, “Söz Hayâtîdir!”dedik. Sürç-i lisan ettiysek affola! Hiç ayrılığın olmadığı yerde buluşmak ümidiyle… *** Konferansları binlerce kişi tarafından takip edilen, videoları milyonlarca kişi tarafından izlenen, klasik şiirimizi her yaştan insanımıza hatırlatan, sevdiren, hukukçu, yazar, televizyon programcısı ve sunucu, divan şiiri üstâdı Hayati İnanç, CAN VEREN PERVANELER serisinin 7. kitabıyla, bir sohbet deryasında, okuruyla adeta başbaşa bir yolculuğa çıkıyor.
96.00 ₺ -
En Güzel Hediye
‘’ Birden kendimi ıssız bir adada tek başına kalmış da uzakta bir gemi görmüş gibi hissettim . – Hadi ne olur, ipuçlarını söyle ! diye yalvardım . – Sana üç tane ipucu vereceğim, fakat zamanı gelene kadar bir daha hediye hakkında asla soru sormayacaksın ! – Tamam, diyerek çaresizce kabul ettim . – Dikkatle dinle, bir daha tekrar etmeyeceğim ! Birinci ipucu, ondan çok çok faydalanacaksın . İkinci ipucu, onunla olduğunda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın, sana iyi bir arkadaş olacak . Üçüncü ipucu, istediğin zaman yanında taşıyabileceğin büyüklükte bir hediye olacak.’’ Genç Okurlarımız ! Birbirinden güzel, eğitici ve eğlenceli hikayelerden oluşan bu kitapta kendinizden çok şeyler bulacaksınız . Haydi Gençler ! Sizi her hikayede farklı dünyalara açılmaya davet ediyoruz . Bu eser, Talim Terbiye kurulunun 16.08.2002 tarih ve 009156 sayılı kararıyla ilköğretim okulları 4-5-6-7 ve 8. Sınıf öğretmen ve öğrencilerine tavsiye edilmiştir
136.00 ₺ -
Akdeniz Hilalindir
Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya! şereflerinde fethin, fatih'in şerefi, Işıl ışıl yanan muhteşem yanan banet!.. Hani minarelerinden göklere yükselen, Ta maveradan gelen ezanlar?.. Hani o ilahi devir, ilahinizamlar?.. Ayasofya ses vermiyor, Ayasofya bir hoş, Ayasofya bomboş!..
105.00 ₺ -
Ahmed Cevdet Paşadan İslamla Şereflenenlere Mektuplar
Ahmed Cevdet Paşa, asrının İbn-i Kemal’i olarak görülmüş, doğudan batıya bütün İslâm âleminde “allâme-i zamân” olarak kabul edilmiş büyük bir İslâm âlimidir. Eserleri ve hizmetleriyle Osmanlı uleması ve devlet ricali içinde kendisine seçkin bir yer edinmiştir. Osmanlı devrinde birisi Müslüman olduğunda kuru kuruya “Müslüman oldu” denmez, “İslâm şerefi ile müşerref oldu” veya “İslâm’la şereflendi” denirdi. 1876 yılında Osmanlı Şeyhülislamlık makamına Avrupa’dan, İslâm dinine girmek isteyen birinin mektubu gelmişti. Şeyhülislamlık, cevap yazılması işini Cevdet Paşa’ya havale etti. Sonraki tarihlerde gelen bu tarzdaki bazı mektupları da o cevapladı. İşte bu kitapta Osmanlı Devleti’ne mektup yazarak Müslüman olmak istediğini dile getiren Avrupalılara, Ahmed Cevdet Paşa tarafından yazılan cevabî mektuplar bir araya getirilmiştir. Burada Cevdet Paşa’nın Avrupalılara yazılmış dört mektubunun yanı sıra devrin Fransız büyükelçisi ile ruhbanlık üzerine yaptığı bir görüşme de yer almaktadır. Kitaba ayrıca, Cevdet Paşa’nın oğlu Ali Sedat Bey’in İslâm’a ve Müslümanlara saldıran Fransız kardinali Lavigerie’ye verdiği cevap ile kızı Fatma Aliye Hanım’ın, evlerine gelen Avrupalı kadın seyyahlarla cariyelik, örtünme, çok eşlilik ve Hıristiyanlık gibi konularda yaptığı tartışma ve konuşmalar ilave edilmiştir.
64.35 ₺ -
Şubat Ayazı
Sanki eksiktim yarımdım... İki arada bir derede... Arafta... Oysa içimde devcileyin ırmaklar çağıldıyordu. Gün ışıklarını hain bir sevgili gibi çekiverince yeryüzünden, yüreğimin sol köşesindeki cevher ağrıyordu, biteviye ağlıyordu. Gün aldatıyordu ama karanlık rahat komuyordu adamı. Dertler bulut bulut üzerime yağıyordu. Bir başıma; zaman ve mekanın, yeryüzünü parselleyen tüm kirli sınırların ortadan kalktığı dehlizlere savruluyordum. Her köşe başında tanıdık tanımadık yüzler simalar... Öncüler, arkadakiler, ortadakiler, kıyıdakiler, kenardakiler... Kâh umut doluyordum, kâh ürküyordum. En çok da içine evrilenlere benzemekten korkuyordum. İnsan olanın duyarsız kalamayacağı karelere sürüyordu asude yolculuk. Çağlar içinde tebdil-i kıyafet insanlığımı arıyordum...
32.50 ₺ -
Şiirden Şuura
Yusuf Kamer, 1974 yılı Hac seyahati dönüşü bir rüya görür. Rüyasında, Peygamber Efendimizin(s.a.v) huzurlarında diz çökmüş halde, O'nun için yazdığı şiir kitabını sunmak ister. Ama bir türlü veremez. Peygamberimizi görmüş olmanın sevinci ve O'nun için yazdığı şiir kitabını Peygamberimize verememenin üzüntüsü ile uyanır. Bu rüya, onu çok etkilemiştir. 25 yıl sonra 2000 yılı Ramazan ayında, Peygamberimizin hayatını konu alan bir şiir kitabı yazmaya karar verir. İki yıllık çalışma sonunda Şiirlerle Peygamberimiz- Siyer-i Nebi isimli şiir kitabını yazar. Kitap,2009 yılında Ensar Neşriyat, Gülhane Yayınları tarafından yayınlanır. Elinizdeki kitap, şairin bu konuda yazdığı ikinci kitabıdır. Şiirden Şuura- Model İnsan Hz. Muhammed (s.a.v.) başlığını taşıyan bu şiir kitabı, Hz. Muhammed'in ve Ashabının hayatını öğrencilere manzum hikâyeler şeklinde anlatmayı hedefleyen edebî bir çalışmadır. Peygamber Efendimiz ve Sahabe-i Kiram'ın hayatı ve beşeri münasebetleri ile güzel davranışlarını modelleyen bu kitap, değerler eğitimine katkı sunmayı hedeflemektedir.
26.00 ₺ -
-
Güller Ağlar Ülkemde
Elindeki tüfeği işaret etti Musa; Şu yaşadıklarımızın fotoğrafını çek deseler, Tam 12'den çekerdim Raid! Ki ben; hiç bir zaman sevmedim silahları, düşün! Gördüğün gibi kullanmayı da bilmiyorum. Ne yapayım, bu da benim eksikliğim olsun! Ardından boynunda asılı duran fotoğraf makinesini alıp uzattı; Al bunu Raid. İçi çığlık, acı, gözyaşı dolu... Ama sen, en zor karede bile umudun izini sür. Ve tüm dünyaya ulaştır. Vicdanın varlığını hatırlat onlara. Belki bir masumla göz göze gelir de uyanır insanlık! Bu romanında, bir ceza yerine dönüşmüş 1991 yılının Cezayir'inde, iç ve dış güçlerin yaptığı kanlı bir darbenin hikayesine yol alıyor Nehir Aydın Gökduman. Ve bu çapraz ateşe var güçleriyle direnen Cezayirlilerin zorlu ve onurlu mücadelesini anlatıyor. Özgürlüğe inanan tüm cesur kalpler için!
97.50 ₺ -
Daniş Bir Cennet Delisi
Bir adam, bir kadın, dört çocuk ve bir kedi, cennete doğru bir yolculuğa çıkarlar ve olaylar gelişir. İmanın altı nişanesi gibi altı kişiydiler. Kediyle beraber yedi. Bir cennete yolculuk hikâyesi. Gençler için twitter kıvamında bir irşad kitabı. Yeni nesil bir hidayet romanı.
65.00 ₺ -
Bir Marka Değeri Olarak Oflu Hoca Kimliği ve Yetiştiği Ortam
Oflu Hocalar, Trabzon'un Of ve Çaykara ilçelerinin oluşturduğu Solaklı vadisinde yetişen ve son üç asırdır Anadolu'nun her yöresinde kendinden sitayişle söz ettiren bir gerçeği olup özellikle Osmanlı döneminin son iki yüzyılı ile Cumhuriyet döneminin 1980'li yıllarına kadar vatanın her sathında ün salmış din âlimleridir. Bu kitap, İslamî kimliği ile tanınan hocaların hayata atıldıkları coğrafyanın tarihini, İslâmlaşma sürecini, bölgenin zorlu koşullarını, eğitim seviyesini, medreselerini ve bu medreselerde yetişen hocaların kısa hayat hikâyeleri ile markalaşmasını sağlayan ilginç anekdotları konu edinmektedir.
58.50 ₺ -
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet
İlk defa 1993 yılında 144 hikmet içeren bir baskı ile okura ulaşan eser, son baskısı ile 256 hikmetlik bir Yesevî külliyatı halini almıştır. Hikmetlerin sayısındaki artış, ilk baskıdan bugüne kadar geçen sürede yeni elyazmalarının bulunması ve öncekilerden farklı yeni hikmetlerin yayınlanması ile ortaya çıkmıştır. Dr. Hayati Bice’nin Özbekistan’dan Türkmenistan’a, Rusya’dan Fransa’ya dünyanın değişik ülkelerindeki yazmaları inceleyerek oluşturduğu metin, bugüne kadar yayınlanmış en kapsamlı Divân-ı Hikmet yayınıdır. Dünyanın Türkçe konuşan insanlarının ortak manevî atası Ahmed Yesevî, bu eserdeki hikmetleri ile dünya Türklüğünün manevî yol göstericisi olmaya devam etmektedir. Hikmetleri anlamak, Türklerin, Ahmed Yesevî’nin türbesinin görkemli kubbesi altında kucaklaşmalarını sağlayacaktır. O kubbe, Orhun’dan Tuna'ya kadar uzanan bütün Türk yurtlarını içine alacak büyüklüktedir.
306.00 ₺ -
Adet ile İbadet Arasında Bocalayan Müslüman
Şikâyetim Var! İlim, iman ve akıl sahibi her Müslüman'a ve yüce Allah'a şikâyetim var! İslâm'ın saf ve tertemiz ibadetlerini âdetmiş gibi yapıp ibâdetleri ruhsuzlaştıran Müslümanlardan şikâyetim var! Hiçbir dayanağı olmayan âdetleri, sanki birer ibâdetmiş gibi yaparak İslâm'ın saflığını bozanlardan şikâyetim var! İbâdeti ibâdet, âdeti de âdet gibi yapmayı öğretmesi gerektiği hâlde öğretmeyenlerden şikâyetim var! Ve en önemlisi; İslâm'ın ibâdetlerini robotlaştırdıktan sonra, Müslümanların geri kalışını İslâm dinine mal edenlerden şikâyetim var! Âdet ile İbâdet ArasındaBocalayan Müslüman adını verdiğimiz bu özlü çalışma, işte bu samimi şikâyetin tahlili ve dışa yansımasıdır.
52.00 ₺ -
Bitmeyen İyilik Vakıf Kuranlar
Bu kitap sizi, iyiliğin en güzel yolunu bulan insanların dünyasına doğru bir yolculuğa çıkaracak. Öyle bir iyilik ki yıllar önce yapıldığı hâlde etkisi hâlâ devam ediyor. Nizamülmülk, Alaaddin Keykubat, Fatih Sultan Mehmet, Beyazit, Kanuni, Mimar Sinan, Bezmialem Valide Sultan, Hatice Sultan, Mehmet Raşit Efendi…Kurdukları vakıflarla yüzyıllar boyunca ihtiyaç sahiplerine destek olmuş örnek insanlarla tanışacak,yaptıkları iyilikleri okuduğunuzdatoplumsal dayanışmanın uzak bir hayal olmadığını göreceksiniz.
92.50 ₺ -
Yaşamın Gizli İşaretleri
Gündelik yaşam sahnelerinin özel bir dili vardır. Elimizdeki bardağın düşüp kırılmasına varıncaya kadar, her yaşam sahnesi bir işarettir. Gün içerisinde semboller ve hadiseler üzerinden insana birçok mesaj ulaştırılır. Birçoğumuz bu özel yönlendirmeleri layıkıyla anlayıp değerlendiremeyiz.Hadiselerin özel dilini çözemeyen, onların getirdiği manidar mesajları fark edemeyen insanlar için bir işaret dili eğitimine ihtiyaç vardır. Bir konuşmacıyı, dinleyen herkesin aynı seviyede anlayamaması gibi, yaşanan hadiseleri de herkesin aynı seviyede yorumlaması beklenemez. Varlık dilsiz değildir, kimine bağırarak kimine fısıldayarak da olsa herkesle konuşur. Hadiseler, akıp giden varlık nehri üzerindeki en hikmetli parıltılardır.Evrende gayesiz tek bir nesne gösterilemediği gibi, rastlantısal hiçbir olay da yoktur. Başa gelen irili ufaklı her hadise birçok gaye ve hikmet taşır. Gündelik her hadise de, Rabbimizin bize gönderdiği özel bir iletidir; anlam, mesaj ve işaretler yüklü birer semboldür. Yaşam, yönlendirici ve haberci işaretlerle dolup taşmaktadır. Hayatın beden dilini okumayı öğrenen biri, her olaydan, her yaşam sahnesinden kendisi için can alıcı yönlendirmeler çıkarabilir.Gündelik hadiselerin taşıdığı özel anlamları, verdiği manidar mesajları doğru okuyabilmek için Kur’an-ı Kerim ayetlerinden, Peygamberimizin (sav) hadislerinden ve sufilerin -çoğu tozlu raflarda kalmış- kişisel tecrübelerinden faydalanarak âdeta bir “kısayol haritası” çıkaran Yaşamın Gizli İşaretleri, ruhundaki yön bulma ihtiyacının farkında olanlara sunulmuş ezber bozan bir “görme ve anlama” atölyesi…
140.70 ₺ -
Vicdan Hayat Kurtarır
Biz Yavuz Dizdar’ı daha çok medyadan, kanser uzmanı ve beslenme konularında görüşler açıklayan doktor olarak tanıyoruz. Bu kitap onun çocukluğunu, mesleğini nasıl seçtiğini, aşklarını, işlerin üzerine nasıl kaldığını, yani yaşama nasıl baktığını anlatıyor.Oysa onun hassasiyeti gelecek, ama özellikle gençlerin geleceği. Mevcut sistemin getirdiği değişiklikler bugünün gençlerini ister istenmez işsiz ve belki de eşsiz bırakacak. Dolayısıyla bu kitap sağlıklı beslenme kitabı değildir, sistemin açmazlarını ve direnç noktalarını tanımlar.Kitabı tıpla ve doktorla ilişkisi olacak herkesin okuması önerilir. Ama bu kitap esas gençlere önerilir, çünkü bu durum özellikle gençlerin sorunudur. Ve en sonunda Yavuz Dizdar kendiyle olan ilişkisini de tanımlar: SÖZLEŞMEBu kitapta detayını bulabileceğiniz bazı başlıklar…* Kızartmayı bırakarak kanserden korunulmaz. * Kanser tanısı konulan vakaların büyük bir kısmı kanser değil. * Hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. * Doktor öğrendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışıyor. * Şaşaalı hastane olması önemli değil. İçinde adam var mı sen ona bak. * 2050’de iki kişiden birinin otistik olması bekleniyor. * Patronlar hile hurda bilen adamları işe almak istiyor. * Özel üniversiteler büyük boy kreş gibiler. * Kokoreç Avrupa Birliği’ne atılmış bir goldür. * Pilicin kanserle ilişkisini Ulusal Onkoloji Kongresi’nde anlatmak istedim, kabul edilmedi. * Herkes halkı suçluyor. Ama halk zaten biziz.
20.10 ₺ -
Uzun Lafın Kısası Hayırlısı
Bu yazı, hayırlı deminde sana ulaşmış ise lütfen başını kaldır ve göğe bak.Senin için hayırla bezenmiş bu gök sana tek bir şey fısıldayacak: Hayır var ise içinde, olan da vardır bir gök diliminde, Hayır var ise zihninde, olan olmuştur bir kavruk yaz mevsiminde, Ve sen talip olduysan bir hayır kervanına, o kervanın başı sana aş da olur, dağ da olur, eş de olur, Niyet ettiğin hayır ise, Rabbindir o yolları sana yoldaş eyleyen de, Tevekkül edip beklediğinse eğer, dere tepe aşıp gelen de olur, Olmuştur her olacak olan ve olacaktır kaderine yazılan… Durmadan koşan mızrak sen ol, çatlayan kısraklardır utanacak olan, Sen su ol çaya renk veren, sen sus ol hayırlısı vakitlerinde konuşan…Hayır ile demlene demlene yürüdüğün bu han yolculuğunda hayrolman dileğiyle…
150.75 ₺ -
Sen Ona Aşıksın
Düşün bir, insan kimi seviyorsa ve kim tarafından sevilmeyi arzuluyorsa, ona uygun olmaya çalışır…Düşün bir, insan âşıksa, maşukunu arzular, hayatının her yerini açar ona, bütün varlığını adar… Oturduğunu kalktığını, söylediğini yaptığını, yalanını hakikatini, eylemini, onu başlangıç ve bitiş diye görür de ona göre ayarlar. O, artık onun kamçısıdır, derdidir.Ve düşün bir, dünya hayatında böyle bir kutup bulabilir misin? Buldun say, nefs nefse ne kadar yaşatabileceksin o aşkı? O kutup seni nereye taşıyacak?Oysa düşün bir, aşkın başlangıcı Resulullah olsa, varacağı yer neresidir?“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim.”
160.80 ₺ -
Beş Şair
Edebiyatın gökyüzü, irili ufaklı, parlak ve mat yıldızlarla bezelidir. Kayan yıldızlar, arkalarında ışıktan bir iz bırakırlar. Bu izlerden bazıları çok çabuk kaybolurken, bazıları ise daha uzun süreli olurlar... 20. Yüzyıl şiir semalarımızın parlayan ve izleri silinmeyen beş yıldızını, beş doruk şairini bu kitapta zorla bir araya getirdik... Bu şairler ki, hayatları boyunca bir araya gelmek istemeyen, birbirlerine taban tabana zıt, fikir ve sanat kaygılarıyla kıyametler koparan dik başlı, hür fikirli, yüksek seciyeli, çelik inatlı şairlerdi... Fikir ve sanatlarıyla çağdaşları ve kendilerinden sonra gelen şairleri büyük ölçüde etkilemiş bu beş ustanın tarafsız hayat hikâyelerini, zamanın iktidarları ve birbirleriyle olan kavgalarını, düşüncelerini, eserlerinden özenle seçilmiş örnekleri, haklarında yazılanları, fıkra haline gelmiş nüktelerini bu kitapta bulacaksınız...
174.20 ₺ -
Yerli Yersiz Cümleler
Bu kitap önce “Yersiz Cümleler” adıyla tasarlandı. Niyetim sağda solda kalmış ve hiç yayınlanmamış onca cümleyi bir araya getirmek, bir bakıma onlardan kurtulmaktı. Fakat cümle bu. Bir kez kapısından girince gazete ve dergilerde kalmış yazıları da taradım. Derken hızımı alamadım, bütün kitaplarımı okudum yayımlandıklarından sonra ilk kez, “Yerli Cümleler”e de el attım. Sonra? Bütün cümleler yerli-yersiz birbirine karıştı. Böylece binlerce cümleyle baş başa kaldım. Hepsini mümkün mertebe temalara ayırarak bir senaryo dâhilince sıralamaya çalıştım. İçlerinde nerede, ne zaman, nasıl yazdığımı bugün gibi hatırladıklarım vardı, avucumun içine mıh gibi çakılmış olanlar. Ve hiç de hatırlamadıklarım. Bana öyle karanlık geldiler ki. Bunları ben mi yazmışım, sahi, ne zaman? Neden yazdığımı unutmuşum çünkü, hiç unutmayacağım sandığım şeyi. Üstelik tahmin etmediğim bir şey daha oldu ve yerinden edilen, bağlamından kopan cümleler yeni manalarla yüklendi, bambaşka tasniflere girdi. Yerinde doğaya ilişkin bir cümle aşk bahsine uygun düştü örneğin, yazıya ait olan insanlığa. Yeni bir okuma, dahası yeni bir yazma.
259.00 ₺ -
Dedem Hz Muhammed
Kapının açılışından bilirdim. Kokusuyla gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi. Işıl ışıl bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı. Nasıl da sevinir, sevgiyle kanatlanırdım. “Küçük adam nerede?” Bu sesi her duyduğumda birden büyürdü çocuk yüreğim. Büyürdü de Medine’ye sığmazdı. Koşarak atılırdım kucağına. Kucak, çocuk için ne muhkem bir sığınaktı. Dedemin kollarında güçlenirdim. Gül ile karanfil kokusu birbirine karışırdı… Aşk, “Mim!” dedi. Tüm varlık aşkla “Mim”lendi. Esmanın bilinme seyri “Kenz-i Aşk”a yüklendi. Dedem Hazreti Muhammed (asm), Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed'i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınan Kenz-i Aşk dizisinin son halkası. Onlar Peygamberimizin “benim iki reyhanımdır” dediği sevgili torunları, canın parçası Hz. Fatıma annemiz ile velayetin kapısı Hz. Ali’nin evlatları, Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimiz... Dedem Hazreti Muhammed (asm), Peygamberimizin ilk çocuklukları işte bu risalet ve velayet ırmaklarının kıyısında geçen iki mübarek gözün bakışı ile anlatıldığı bir siyer-roman. Nuriye Çeleğen, Âlemlerin Efendisini, çocuk dünyasının hayret ve haşyet yüklü saf bakışı ile kalplerimize yaklaştırma gayretiyle kaleme aldı; Dedem Hazreti Muhammed (asm)…
170.20 ₺ -
Kelime Defteri
Ben ilkokula gittiğim yıllarda öğretmenimiz bize Kelime Defteri tuttururdu. Alfabetik fihrist formunda, ince uzun bir defterdi bu. Türkçe dersi sırasında karşılaştığımız yeni bir kelimeyi ve onun anlamını günlük defterimize değil Kelime Defteri’ne yazar, karşı tarafta cümle içinde kullanırdık. Böylece kendimize ait sözlüğümüz oluşurdu. Şimdi ben de kendi kelimelerimi merak ediyorum ve onları bir araya getirerek cümle içinde kullanmayı deniyorum. Bir tür Kelime Defteri çıkarmak istiyorum kısacası. Bir de merak ediyorum, acaba fark etmediğim kelimelerim de var mıdır benim? Yoksa hepsinin farkında mıyımdır? İşte benim Kelime Defteri’m... … Aşk: Ezelden beri aşk olduğu için kelimelerin en başına yazıldı. İnsaniyet: Her türlü davanın üstünde. Tabiat: Yarı ölü düştüğüm bahçede yabani bir lâvanta çiçeğini saçlarımın arasına takma arzusunu duyduğumda, beni taşıdığım can hatırına onaracak olanı da tanıdım. Nergis: Gül devrim, lâle devrim geçti. Şimdi nergis devrimdeyim. Karadeniz: Karadeniz’in ayrı bir kimliği var. O yüzden Kelime Defteri’nde Deniz’e rağmen Karadeniz var. İçinde Fırtına. Çay: Çayı yaratan Allah’a hamd olsun. Ya yaratmamış olsaydı! Yazı: Hayatımın merkezinde duran şey yazıdır, yazarlık değil. Defter: Bitti. Oysa benim daha çok kelimem kaldı. Su gibi. Ateş gibi.
214.60 ₺ -
Mimoza Sürgünü
Tamam, estetize ediyorum, idealleştiriyorum biliyorum. Düpedüz yazıyorum. Romantik olduğum da bir yafta gibi boynuma asılı. Ama ben gördüğümü söylüyorum. Neticede şu yazdıklarımda ben hem mecazlı hem de gerçekçiyim. Yani düpedüz kinayeliyim. Eğer öyle değilse ya ben hayal görmüşümdür ya bana hülya anlatmışlardı. Nazan Bekiroğlu’ndan yıllarca okunacak bir deneme kitabı Mimoza Sürgünü. Bir mimoza ağacının altında insanın içine ve dışına doğru bir yolculuk bu. Kördüğümleri çözmekte üstüne olmayan ama basit bir fiyongun ucunu çekemeyen, yüce dağları aşıp da tatlı bir yamaç yolunda sendeleyen bir kalbin gücünün ve kırılganlığının iç dökümü. Aşkın ve metafiziğin, yıllarca biriktirilen hatıraların, yaratılmış her şeyle kurulan incelikli ilişkilerin izleriyle dilin büyüsünün iç içe geçtiği denemeler Mimoza Sürgünü’nde.
222.00 ₺ -
Mavi Lale Yitik Lale
Genç kuşağın başucu yazarı, Okuyanlarda tiryakilik yapan bir dil ustası. Hikayeleri, denemeleri ve araştırmaları ile kısa zamanda çok geniş bir hayran kitlesi oluşturan, okurların ellerinden bırakmadığı kitaplarıyla Nazan Bekiroğlu artık denemeleriyle de Timaş'ta. "Mavi Lale," dünün değerlerini unutmadan, bugünün değerlerini de yadsımadan her ikisinin sentezinden oluşan bir bakış açısıyla geçmişi geleceğe taşıyan bir zihnin ürünü. Bekiroğlu'nun usta kalemiyle, sinemadan edebiyata, hayattan ölüme uzanan serin ve renkli bir yolculuğa çıkarıyor Mavi Lale.
185.00 ₺ -
Son Kale
“Sizce aşk nedir?” “Kaybetme korkusu.” “Âşık oldunuz mu hiç?” “Karasevdalıyım ben!” “Adını söyleyebilir misiniz o her kimse?” “Maneviyat, ahlak, yere düşürülmeyen bayrak ve sınırları aşılamayan özgür göğsünü kendisi için siper eden topraklar…” “Yanılmıyorsam ben size aşkı sormuştum!” “Siz vatanı elinden alınıp sürgün yaşayanların hallerini görmüş müydünüz hiç?” Kahır gözlerinde donup kalmıştı. “Vatanı olmayan insanların gönül tezgâhında aşk dokunmaz…” Son Kale, Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu süreci ve tarifi imkânsız bir aşk hikâyesini odağını alarak hayatta eksikliğini duyduğumuz erdemlerin ve soylu duyguların peşine düşmeye çağırıyor okuru. Hayatta onurlu bir duruş sahibi olabilmek, kalbin kapılarını gerçek aşka açabilmek, “vatan” kavramının gerçek karşılığını içselleştirebilmek için bir davet Son Kale... Elliden fazla eseriyle nesilleri kucaklayan Ahmed Günbay Yıldız’ın kaleminden...
199.80 ₺