-
Bir Devrin ve Bir Şehrin Muhteşem Öğretmeni Sandal Hoca
Osmanlı'dan, Cumhuriyet'e bir insan, bir toplum ve bir mücadele... Yokluklardan çıkarılan muhteşem bir eğitim harikası... Değerlerimizle değerlenen Örnek hoca... Hakiki Müslüman... İyi insan ve güzel öğrencileri... İbretler, dersler, öğütler... Bir yakın tarih belgeseli...
97.50 ₺ -
Yirminci Asrın Başlarında Alem- i İslam ve Japonya'da İslamiyet'in Yayılması
“Ben çoktan beri bu kadar samimi, bu kadar tesirli bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum.” Mehmet Akif Ersoy Abdürreşid İbrahim, Osmanlının son döneminde önemli izler bırakmış, Mehmed Akif gibi birçok isme ilham kaynağı olmuş, Müslüman dünyanın ufkunu Uzak Doğuya kadar genişletmiş, İslâm’ın Japonya’da tanınması ve yayılması yolunda çok büyük emek sarfetmiş bir isim… Elinizdeki kitap, Tatar topraklarından başladığı hayat yolculuğunda Asya’nın neredeyse tamamını gezmiş, İslâm dünyasının birçok diyarını bizzat görmüş bu ismin, 1907-1910 yılları arasında Asya’da yaptığı seyahatların notlarını içeriyor. Aynı zamanda hem bir seyahat kitabı, hem de hatırat niteliği taşıyan kitapta, Orta Asya, Moğolistan, Japonya, Çin, Kore, Endonezya, Malezya, Singapur, Hindistan ve Hicaz intibaları anlatılıyor. Özellikle o günlerin Japonyası, bugün dahi benzeri olmayan usta bir gazetecilik diliyle tanıtılıyor. Uğradığı her beldede Müslüman arayan ve onların problemlerini, dertlerini araştıran yazar, çok çarpıcı tesbitlerde bulunuyor. İslâm dünyası ve Doğunun yüzyıl önceki haline ışık tutan kitapta, bugünün insanlarının, özellikle genç dimağların alacağı çok ders var…
75.00 ₺ -
Mehmed Kayalar (Zulme Boyun Eğmeyen Kahraman)
Bediüzzaman’ın küfrün tahripkâr hücumlarına karşı cepheye sürdüğü kahramanlardan biri de “Nur’un muallimi”, “Nur’un kahramanı” ve “hayatını Nur’a vakfeden” Yüzbaşı Mehmed Kayalar’dır. Her kabiliyeti yerinde istihdam etmesini bilen büyük deha, Kayalar gibi bir kahramanı Doğu’nun en zorlu cephesi Diyarbakır’a gönderir. Küçük yaştan itibaren İslam’ın derdiyle dertlenen Kayalar ise, aradığı kumandanı bulmuş olmanın şevkiyle yerinde duramaz. Manevî kumandanından aldığı emir ve direktiflerle küfre ve zulme meydan okur. Üstad, zihninden ne zaman Doğu ve Diyarbakır geçse, cansiperane hizmet ve faaliyetleriyle Kayalar hayaline gelir ve gözünü uzaklara dikerek, “Aslan Kayalar’ım!” demekten kendini alamaz. Bu kitapta Mehmed Kayalar’ın yakın tarihimizde gerçekleştirdiği fedakârane ve cesurane hizmetleriyle karşılaşacaksınız. Sağlam bir irade, büyük bir hamiyet, kuvve-i kudsiyeyle birleşen bir cesaret, zalimlerin yüreklerine korku salan bir heybeti temaşa edecek ve bu büyük fedakâr-ı İslam’ın kalbinizde yer ettiğini hissedeceksiniz.
12.00 ₺ -
İttihat ve Terakki'nin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti'nin Yıkılışı Hakkında Bildiklerim
Osmanlıların siyaset okulu Bâb-ı Âli olmuştur. Hâtıratın yazarı Mehmed Selâhaddin Bey, dört seneden fazla Bâb-ı Âli’de hizmeti sırasında bir çok devlet ve siyaset ricali arasında bulunmuştur. Bizzat cemiyet ve siyasî fırkaların içinde olmamasına rağmen bu cemiyetlerin kurucu reisleri ve üyeleri eski arkadaşlarıdır. Yazar bu tanıklığına dayalı olarak, “Osmanlı Devleti'nin felaketinin sebeplerini, İttihat ve Terakki’nin kuruluşunda iyi bir niyetle işe başlanılmadığını, böyle bir cemiyetin iyi bir sonuç vermeyeceğini, inkılâbın başından bu güne kadar cereyan eden iç ve dış siyasetten” bahsetmektedir.
187.50 ₺ -
İslam Kadınları
OSMANLICA ASLINDAN GÜNÜMÜZ DİLİNE AKTARAN: Ayhan Pekin - Âmine Pekin İlk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanımın romanları dışında da eserleri vardır. Kadınlarla ilgili meseleler, tarih incelemeleri ve felsefe üzerine yazdıkları kitap olarak yayınlanmıştır. Bunlardan, Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilen (1891-1892) Nisvân-ı İslâm, yazarın Türk ailesi ve özellikle harem hayatı hakkında bilgi edinmek isteyen Avrupalı bazı kadınlarla yaptığı, çok evlilik, câriyelik ve örtünme konuları üzerindeki konuşmalarından doğmuştur. Kitapta bu hayatın Osmanlı kimliğinin bir parçası olduğu ifade edilmektedir. Bu eser, Maârif Nezareti'nin izniyle 1892 tarihinde ilk defa kitap olarak basılmıştır. Fdansızca, İngilizce ve Arapça’ya tercüme edilerek yayınlanan bu kitap dolayısıyla ülke dışında da tanınan yazara Chicago Kitap Sergisi’nde ödül verilmiştir.
127.50 ₺ -
Harikalar Diyarı Hind
Onuncu yüzyılda yaşamış Kaptan Büzürg bin Şehriyâr İranlı bir denizcidir. 901-954 yılları arasında, Güney Hindistan, Gucerât, Hint takımadaları, Çin ve Japonya'da gördüklerini anlatmış, ayrıca tanıştığı gemici, tüccar ve seyyahların bu bölgelerle Doğu Afrika üzerine naklettikleri hâtıralara yer vermiştir. Hikâyelerde, ticârî seferler, mâceralar, elde edilen olağanüstü kârlar, yoksulluklar, denizkızları, maymunlar, filler, kaplumbağalar, dev istakozlar ve dev kuşlar anlatılmaktadır. Bununla beraber o dönemdeki bir Hint mihracesinin Kur’ân-ı Kerîm'i kendi diline çevirtmiş olduğunu, doğu Afrika'da bir kabile şefinin ve dolayısıyla kabile halkının ilginç hidayet hikâyesini haber vermektedir. Eser, anlattığı ülkelerdeki insanların yaşayışlarını, örf ve âdetlerini yansıtması bakımından son derece önemlidir.
135.00 ₺ -
Süreyya Yıldızına Yolculuk
İngilizce ve Arapça'dan derlenip tercüme edilerek hazırlanan bu kitapçık iki bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde Suriye, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinde Hakka dönenlerin hayat hikâyeleri yer almaktadır. İkinci bölümde ise İskoçyalı, Koreli, Amerikalı, Kanadalı ve İsrailoğullarından bazı gayrimüslimlerin müslüman oluş hikâyeleri bulunmaktadır.
105.00 ₺ -
Dua Engel Tanımaz Fatma
Fatma, Ahmet Bulut’un adlandırmasıyla “Allah’ın özel kulları”ndan biri… Kas hastalığından yürüme yetisini kaybeden Fatma, cennette yürümeye kendini adamış bir namaz âşığı… Senai Demirci ve Ahmet Bulut’un girişimleriyle Hacc’a gönderilen Fatma’nın hikâyesi sarsıcı ama en çok da umut verici: Günlük hayatın hayhuyundan bir türlü dönüp bakamadığımız, besleyemediğimiz ruhumuza yeniden dönüşümüzü sağlayacak, atalete uğramış benliğimize soğuk duş etkisi yapıp bizleri Efendimizin(sav) “gözümün nuru” dediği namazla yeniden buluşturacak. Bu nazenin yolculuğa siz de iştirak etmez misiniz? Hacı olduğumu duyanlar beni şöyle boydan aşağı süzdükten sonra şaşkınlıkla bana, “Sen bu halinle hacca nasıl gittin?” diyorlar, ben de tebessümle, “Çok kolay, herkes gibi uçakla,” diyorum. Ve insanların beni en güldüren sorusu şu oluyor, “Ama sen yürüyemiyorsun?” Çoğu zaman gülerek, “Çok mu belli oluyor?” derim. İnsanlar bana diyorlar ki, “Oturduğun yerden bizden daha çok koşturuyorsun Fatma!” Ben de diyorum ki, “Eee, ben ayaklarımı önden boşa yollamadım.”
112.50 ₺ -
Kuşatmadan Kucaklaşmaya Viyana'da 33 Yıl
Viyana, Osmanlı’nın kadim rüyasıydı. Biri Kanunî zamanında olmak üzere, iki kere kuşatıldı, ama bir türlü fethedilemedi. Nice akıncı, kaderine, surlarının dibine kadar gelse de, Viyana’ya bir türlü giremedi. Ama bu akıncıların torunları asırlar sonra, işçi veya öğrenci olarak da olsa, Viyana’ya gelip orada mesken tutabildiler. Kılıçla, okla, topla ve tüfekle gerçekleşen ‘fetihler’in geride kaldığı bir çağda, cihadın tarzını değiştirip, çalışmak veya okumak üzere geldikleri bu diyarda nice kalbi Kur’ân’ın elmas hakikatleriyle fethettiler. ‘Kuşatma’ya direnen bir şehirde, nice insanın İslâm’ı tanımasını, dahası İslâm’la ‘kucaklaşması’nı sağladılar. Elinizdeki kitap, Viyana’da manevî cihadı omuzlayan bir hizmet erinin notlarını ve hatıralarını içeriyor ve kuşatmanın hatırasını kucaklaşmanın sevinciyle harmanlıyor…
6.00 ₺ -
Balkan Harbi Hatıraları
Ömer Seyfettin Türk Edebiyatı tarihinde her şeyden önce hikâyeleriyle öne çıkmış bir kişiliktir. Bununla beraber o, hikâyelerinin yanında makale, deneme, eleştiri, fıkra, anı, tiyatro ve şiir türlerinde de eserler vermiştir. Bu yönleriyle tanıdığımız Ömer Seyfettin’in bir de esaret günleri söz konusudur. Şöyle ki: Ömer Seyfettin, Aralık 1908 ile Ocak 1909 arasında, Selanik’teki Üçüncü Ordu’nun Nizamiye Taburu’na tayin edilmiştir. Burada eşkıya takip maksadıyla, birçok yerleşim merkezini gezmiş, Türk ve İslâm düşmanı komitecilerin Müslümanlara karşı yaptıkları pek vahşi ve son derece barbarlık örneği hâdiseleri yerinde müşahede etmiştir. Savaşın toplum düzeninde meydana getirdiği sarsıntıları, acıları, yıkıntıları yakından gören ve yaşayan Ömer Seyfettin, Yanya Kalesi’nin savunmasında Yunanlılara esir düşmüş, önce farklı yerlerde tutulmuş, daha sonra Nafplion kasabasında yaklaşık bir yıl esir kalmıştır. Kitaptaki hatıraların bir kısmı da bu dönemi kapsamaktadır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde Ömer Seyfettin’in hayatı, sanatı, eserleri ve eserlerinde Balkanlar ile ilgili yazılar; ikinci bölümde, Balkan Harplerinin kısa tarihi; üçüncü bölümde, Ömer Seyfettin’in Balkan Harbi Hatıraları; son bölümde ise konuyu tamamlayıcı yazılar yer almaktadır. Son bölümde yer alan ilk iki yazı, Ömer Seyfettin’in İbrahim Alaattin Gövsa’ya ve Kenan Hulusi Koray’a anlatımlarından oluşmaktadır. Bu bölümde ayrıca, Ömer Seyfettin’in Balkan Harplerinde ve esareti döneminde Ali Canip Yöntem’e gönderdiği mektuplar da yer almaktadır.
21.25 ₺ -
Avrupa Seyahatnamesi
Fatih Kerimi, tahsilini İstanbul'da Mektebi Mülkiye de tamamlayan, "Modern Tatar Edebiyatı" kurucularından bir Tatar Türk'ü yazarıdır. Bu eserde, Batıyla erken ilişkiler kuran bir Kazan Tatar'ı aydının Batı medeniyeti karşısındaki tavrını veya daha doğrusu hayranlığını yansıtan çok titiz bir çalışmadır. Avrupa Seyahatnamesi, Almanya, Avusturya ve Fransa'nın birçok bölgesini dolaşan ve seyahatin sonunda İstanbul'a da uğrayan bir yazarın bütün bu ülkeler hakkındaki izlenimlerini yansıtmaktadır. Aynı zamanda Türk ve İslâm dünyasının o günkü geri kalmışlığına içeriden yöneltilmiş bir öz eleştiri niteliğini taşımaktadır.
105.00 ₺ -
İstanbul Mektupları
Fatih Kerimi, tahsilini İstanbul'da Mektebi Mülkiye de tamamlayan ve "Modern Tatar Edebiyatı" kurucularından bir Tatar Türk"ü yazarıdır. 1912 Balkan harbi yıllarında baş yazarı olduğu Orenburg Vakit Gazetesini temsilen İstanbul' a gelmiş ve bu ziyaretinde yaptığı tespitleri Oranburg Vakit ve Şura gazetelerinde yayınlamıştır. İstanbul Mektupları, bu seyahat esnasında kaleme alınmış yetmiş yazının kitaplaştırılmış halidir. Fatih Kerimi, Türk ve Müslüman bir yazar olarak "bizden biri", öte yandan meselelere Osmanlı coğrafyası dışından bakan birisi olarak "dışardan birisi"dir. Yazarının bu vasfı İstanbul Mektupları nı çok çok orijinal bir hâle getirmekte, değerli kılmaktadır. Fatih Kerimi, bu yazılarda Balkan Savaşı esnasında geçen hadiseleri takip etmekle yetinmemiş; İstanbul daki sosyal hayatı, meydana gelen felaketler karşısındaki halkın tutumunu, savaşın sivil halk üzerinde yaptığı tahribatı, gazete ve dergileri takip etmek suretiyle de aydınlar ve devlet adamları arasındaki siyasi ve fikri münakaşaları derin ve objektif tahlillerle yansıtmıştır. İstanbul Mektupları, 1912 yılında Osmanlı coğrafyası dışında kalan -bugün çok az bilgiye sahip olduğumuz- Türkler ile Osmanlı Türkleri arasındaki ilişkiler hakkında birinci elden bir kaynak niteliğini de taşımaktadır. Siyasî ve sosyal tarihimizin bir dönemine ışık tutan bu kıymetli eseri, gün yüzüne çıkarmakla millî kültürümüzün yaygınlaşmasına katkıda bulunduğumuza ve ülkemize hizmet ettiğimiz inancını taşımaktayız.
315.00 ₺ -
Belene Adası-Zulmün Ateş Çemberinden Anılar
Yirminci asrın sonlarında Bulgaristan'da uygulan soykırım yıllarında on binlerce kişiye mezar olan ölüm kampı Belene'ye sürülen Türklerin dramı anlatılır. Gazeteci-yazar Mehmet Türker 'in bizzat dört yıla yakın kaldığı temerküz kampı ve sürgündeki hatıraları bir solukta okunan kitaplar arasında yerini almıştır. Kısa sürede üçüncü baskısı yapılan "Belene Adası" hatıralarında komünist sistemde kişi haklarının nasıl gaspedildiği akıcı bir üslüple anlatılırken, totaliter rejim yöneticilerinin yargısız hapsettiği Türkler'e uyguladığı gayrıinsanî tutum ve tavırları okuyucunun duygularını ayyuka çıkarıyor.
172.50 ₺ -
Sevgi Kırıntıları Arıyorum Yollarda
Ömer Osman Erendorukun kendi yaşamından, fikirlerinden yola çıkarak, yaşadıklarını kaleme aldığı bir anı kitabıdır. Yazar; yetmiş iki yıllık yaşam yolculuğunda, doğduğu Bulgaristanda, sosyalist Jivkov yönetiminin baskıcı tutumunu, Türk azınlığa yaşattığı zulmü; hapishanelerde, ölüm kamplarında, sürgünlerde geçen zor yılları ve nihayet Türkiyeye iltica etmesiyle burada yaşadığı, gördüğü olayları da kaleme almıştır. Yazarın 1992 yılında Ortadoğu gazetesinde yayımlanan hatıralarını, bazı dergi ve gazetelerde yayımlanan fikir yazılarını da dahil ederek, siz okuyucularımıza sunduk.
168.75 ₺ -
Çanakkale Savaşı Günlüğü
Osmanlı Genelkurmayının Yasaklattığı Kitap “Savaşın başından sonuna kadar karargâhımda bulunan bir emir subayım tarafından yazılan, Çanakkale Savaşları’nın dar kapsamlı bir özetini oluşturan ve Almanya’da yayınlanan bu kitap, Osmanlı Genel Karargâhı’nın isteği üzerine, Alman Yönetimi’nce toplatılmıştı.” Liman von Sanders Paşa, Osmanlı 5. Ordu Kumandanı Çanakkale Savaşı, Balkan Savaşı’nda çok ağır bir darbe yemiş olan bir ordunun ve milletin yeniden kendine gelişi, özgüvenine kavuşmasıdır. Yine bu savaş, İstiklal Harbi’ni yapan kadroları yetiştirmiştir. Kara, hava ve deniz savaş tekniklerinin çok yoğun kullanıldığı ilk savaş olarak da askerî tarihteki yerini çoktan almıştır. Çanakkale Savaşı’nın başından sonuna kadar Osmanlı 5. Ordu Kumandanı Liman von Sanders’in yanında emir subayı olarak görev alan Binbaşı Erich R. Prigge, savaş süresince gözlemlediği her şeyi günlüğüne yazmıştır. Savaş devam ederken, 1916 yılında Almanya’da basılan bu kitabın bir nüshası da Enver Paşa’ya gönderilmiş ve paşa da hemen Türkçeye çevrilmesini istemiştir. Hatta kitapta basılmak üzere imzalı bir fotoğrafını dahi göndermiştir. Daha sonra kitap, içerdiği detaylı stratejik bilgilerin deşifresinden dolayı Osmanlı Genel Karargâhı’nın isteği üzerine Almanya hükümeti tarafından hemen toplatılmıştır. 95 yıl önce Osmanlı Genel Karargâhı tarafından yasaklanıp toplattırılan bu günlük, 95 yıl sonra okuyucusuyla buluşuyor.
8.91 ₺ -
Yılların Özü-Hayatım ve Hatıralarım
"Bizim yaşadığımız toplumda, genellikle hatıralar şifahi olarak nakledilir. Birkaç nesil geçtikten sonra hemen her şey unutulur. Kişi, ailesinin fertleri, onların hayat ve faaliyetleri hakkında hemen hiçbir şey bilmez. Ben de onlardan biriyim. Anne ve babamı biliyorum, dedem, babaannem ve anneanneme ulaştığım için onları da biliyorum. Fakat maalesef dedemin ve babaannemin annesi ve babası kim, isimleri ne, ne işle meşgul olmuşlar, hayatlarını nasıl ve nerede geçirmişler? Bunların hiçbirini bilmiyorum. Son günlerinde Anneannemin yüz yaşını aşkın olarak vefat eden annesi Şâkire Hanımı gördüm, ama babası kim, ismi ne, bilmiyorum. Tarihle meşgul olan bir kimse olarak, hiç olmazsa birkaç nesil öncesinin bilinmesi gerektiğine inanıyorum. Fakat bu gün ben, bu bilgilerden tamamen mahrumum. Bütün bunları düşünerek, ailemi, ailemin fertlerini ve özelliklerini, çocukluğumu, doğup büyüdüğüm memleketimi, uzun süren tahsil hayatımı, tahsil hayatı boyunca kendilerinden istifade ettiğim hocalarımı, onların hususiyetlerini, okuduğumuz dersleri, öğrencilik ve meslek ha-yatındaki arkadaşlarım ve meslektaşlarımı, karşılaştığım ve hakkında bir kanaate sahip bulunduğum kimseleri, daha sonraki nesle aktarmak ve onları bu konularda az da olsa bilgi sahibi kılmak istedim. " ..
162.50 ₺ -
II. Meşrutiyetten Cumhuriyete Elli Yıllık Hatıralarım
Arka Kapak Yazısı: Kültür ve edebiyat tarihimiz biraz da vefasızlık ve unutulmuşlukların tarihidir. Çok önemli işlere imza atmış kişilerin hemencecik göz ardı edildiğine tarihin tanıklık ettiğini görürüz. Bu vefasızlıktan nasibini alanlardan biri de Süleyman Tevfik’tir. O birçok alanda yüzlerce eser vermiş, çok sayıda gazete çıkarmış, basın hayatının olmazsa olmazlarından biri olarak Babıâli’de yer etmiştir. “İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı”nda dünyaya gelen Süleyman Tevfik “Şeyhü’l-matbuat” olarak anılmıştır. Sultan Abdülaziz, II. Abdülhamid, Mehmed Reşad, Vahdeddin ve Cumhuriyet’le birlikte Atatürk dönemlerini yaşayıp olayların merkezinde yer alan Süleyman Tevfik, bize “II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e” son devrin panaromasını bir roman tadında anlatmıştır. Türk Yunan Harbi, Trablusgarp Harbi, Balkan Harpleri, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı’na kadar birçok savaşta gördüklerini ve duyduklarını anlatan yazar, hatıralarında Osmanlı’nın yıkılış devrinin siyasi ve kültürel hayatına da ışık tutmuştur. Hazırlayanlar: Tahsin Yıldırım-Şaban Özdemir
46.75 ₺ -
İlk Rize Müftüsü Mehmet Hulisi Efendi-Rize Hadisesi Hac Hatıraları
İlk Rize Müftüsü Mehmet Hulusi Efendi (Alemdar), Mustafa Kemal Paşa'ya, 1924 sonbaharında Karadeniz seyahati sırasında verdiği dilekçe ile tarihe geçti. Dilekçesinde medreselerin açılması veya yeni eğitim sisteminde medreselerden de yararlanılmasını teklif ediyordu. Bu çalışmada Hulusi Efendi'nin hayatı, dilekçe hadisesi ve bunun Türk inkılâp tarihi metinlerine yansıması ele alınıyor. Müftü Efendi'nin 1949 yılı Hac hatıraları ise türünün nadir örneklerinden biri olarak kitabı tamamlıyor.
90.00 ₺ -
Kutuz Hocanın Hatıraları
Cumhuriyet devrinde yaşamış, medrese eğitimi almış, dini hizmetlerde bulunmuş hocaların ve şeyhlerin kalemlerinden çıkma hatırat ve hal tercümesi kitapları yok denecek kadar az. Bu nedret, laiklik anlayışı ve uygulamaları başta olmak üzere Cumhuriyet inkılâplarının ve ideolojisinin hocalar, şeyhler ve onların etrafında kümelenen insanlar tarafından nasıl anlaşıldığı, hangi argümanlarla meşrulaştırıldığı, ne tür karşı veya paralel tepkiler gösterildiği, din eğitimi kademelerinin kimler vasıtasıyla ve hangi şartlarda verildiği meselelerini anlamamızı güçleştiriyor. 1918 doğumlu Kutuz Hoca bir köy hocası. Bu hatıratta ailesi, hocaları, tahsili, meşgaleleri ve imamlık hizmetiyle alakalı hatıraları yer alıyor. Nadir bir kaynak metin.
322.50 ₺ -
Sözü Dilde Hayali Gözde
Yazar İsmail Kara, uzun portre-hatıra denemelerini bir araya getirdiği Sözü Dilde Hayali Gözde kitabını şu satırlarla okuyucuya takdim ediyor: "Bu kitapta tesadüf edeceğiniz zevat hakkında hatıra-deneme metinleri kaleme almanın benim için vazife diyebileceğim bir tarafı var. Onlar, kaderin sevkiyle tanıdığım, bilgi ve görgü itibariyle istifade ettiğim, dünya tasavvurları hakkında fikirler ve intibalar edindiğim, bir ilmî ve fikrî çabanın nasıl yürütüleceğiyle alakalı tutamaklar yakaladığım hayatımın tesadüfleri oldular. İyi ve bereketli tesadüfler... Onları bende bıraktıkları ebedî izlerle; bir kısmı derin, ahlâkî ve felsefî, bazıları acı, az bir bölümü de ironik veya şaşırtıcı taraflarıyla kendimce inşa edecektim. Belki de kendimi yeniden inşa edecektim. Yapmak istediğim şey klasik mânada bir hatırat yazmak değil. Yazdığım metinlerde her ne kadar belli kişiler etrafında bir takım hadiseleri gevşek bir kronoloji içinde aktarmak olsa da birkaç neslin hangi bilgi dağarcığı, nasıl bir hissiyat, ne tür bir Türkiye ve gelecek arzusu içinde yeşerip serpildiğini vermek benim için daha önemli ve önceliklidir. Çünkü o bilgi dağarcığı, o hissiyat ve gelecek tasavvuru içinde başkaları gibi ben de bir şekilde varım". Kitapta hatıraları yer alan kişiler: Rize müftüsü Yusuf Karali Hoca, Nurettin Topçu, Osman Turan, Ali Nihat Tarlan, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Tahsin Banguoğlu, Abidin Nesimi, Veli Ertan, İsmail Arar, Ali İhsan Yurt, Orhan Şaik Gökyay, Ziyad Ebüzziya, Hafız Abdurrahman Gürses, Cinuçen Tanrıkorur, Şinasi Akbatu, Ahmet Yivlik, Muhammed Hamidullah, A. Schimmel, Kevser Atay, Bedri Özmen, Ahmet Özmen.
247.50 ₺ -
Sultan Abdülhamit Devri Hatıraları ve Saray İdaresi
Örikağasızâde Hasan Sırrı Bey (1861-1933) II. Abdülhamid döneminde yetişen ve kırk yıla yakın devlet hizmetinde; mabeyn mütercimliği, Maarif Nezareti ve Rüsumat Emaneti mektupçuluğu, Darülmuallimîn ve Mekteb-i Hukuk’ta müderrislik görevlerinde bulunmuş, emekli olduğu 1920 yılına kadar Rüsumat genel müdürlüğü yapmış idareci ve eğitim adamlarımızdandır. Elinizdeki bu kitapta, Sırrı Bey’in iki tefrikada yer alan hatıraları toplanmıştır. Eski harflerle yazılmış hatıraları aynen Latin harflerine aktarılmış, özgün diline dokunulmamıştır. 1924 yılında Vakit gazetesinde “Sultan Abdülhamid-i Sânî devrine ait bazı hatıralar” başlığıyla yayınlanmış tefrika ile gene aynı gazetede Cumhuriyet’in ilanının birinci yıldönümü münasebetiyle başlamış, otuzuncu sayı boyunca yayımlanmış olan “Saray idaresinin içyüzü” üstbaşlıklı yazılarından oluşan eserde, neredeyse kronolojik olarak II. Abdülhamid dönemindeki bütün faaliyetlerini içerir. Rus Harbinin Erzurum’daki akisleriyle başlayan hatıralarda, Yıldız sarayı ve idarî faaliyetleri, hükümet daireleri, dönemin mektepleri, Ermeni meselesi ve Anadolu’nun ahvâli hakkında dikkate değer bilgi, gözlem ve yorumlarla; II. Abdülhamid ve dönemin öne çıkan ricâli ile gölgede kalmış kimi şahsiyetler, bu dönemindeki Saray idaresi ve teşkilatına dair bilgiler verilir. Yazar, bu yazılarında yer yer, II. Meşrutiyet dönemini de kapsayan hatıraları da dahil olarak, fikir ve hatıralarını karışık tarzda kaleme almıştır.
18.00 ₺ -
Abdülhak Hamidin Hatıraları
Hazırlayan: İnci Enginün Bir çeşit hikaye ile belge arasında yer alan hatıra türü, özellikle sosyal tarihle uğraşanların ilgi alanına girmektedir. Bu metinler hem beşeri zayıflıklar yüzünden hem de kasten yanıltıcı olabileceği için dikkatle kullanılması gereken belgelerdir. Türk şiirinde büyük bir değişikliği başlatmış, şahsi hayat tecrübesini geniş olarak eserine yansıtmış olan Abdülhak Hâmid, "Yazılarım bana benden yadigardır" diyor. Hâmid'in hatıraları hem sanatı hem de devrinin olayları açısından pek çok bilgi ihtiva etmektedir.
337.50 ₺ -
Saz ü Söz Arasında Cinuçen Tanrıkorur'un Hatıraları
Cinuçen Tanrıkorur'un 1997 yılında yazmaya başladığı, 1999 yılında tedavi için gittiği Kanada-Toronto'da gözden geçirdiği hatıraları daha sonra 2000 yılında Dergâh dergisinde tefrika halinde yayınlandı. Ancak kendisinin vefatı ile geride kalan yayınlanmamış notlarında düzenlenip dahil olması ile kitap haline gelmesini sağlamak, eşi Barihüda Tanrıkorur ve İsmail Kara'nın gayretleriyle oldu. Sâz ü Söz Arasında, Cinuçen Tanrıkorur'un kendi kaleme aldığı musiki dolu bir hayatla bunun beraberindeki musiki tarihi ve kültürüne ışık tutması açısından önemli bir noktaya ışık tutmaktadır.
330.00 ₺ -
İbret ve Gözyaşı: Vasiyet
VASİYET, her okuyucumuza ısrarla tavsiye ettiğimiz, yaşanmış bir eserdir. VASİYET bu toplumda yaşayan herkesin özlemleri, hayalleri ve acılarıdır. VASİYET, işledikleri hataların kurbanı olarak, hayatlarını karartan insanların ve özellikle gençlerin çığlıkları, imdat sesleri, “Biz yaptık, siz yapmayın!” feryatlarıdır. VASİYET, aklı çökmüş, kalbi bozulmuş, yüreği parçalanmış ve çaresizliğin girdabında çırpınan çaresizlerin son çağrısı, son yalvarışıdır. VASİYET, günahlarının içinde alev alev yanan kişilerin son isteği, son arzusudur. VASİYET`te seçilen örnekler öylesine tanıdık ve her ailenin yaşadığı öylesine önemli hususlardır ki, insanın okuyup da etkilenmemesi, dersler çıkarmaması mümkün değildir. Gençlik yıllarının delidolu hayalleriyle yapılan hatalar, işlenen günahlar ve bunun karşısında ailelerin yaşadığı dramlar bütün gerçekliğiyle gözler önüne serilmiştir. VASİYET, yaşanmadan önce okunması gereken bir hayat dersi ve bir yol haritasıdır. VASİYET, herkese vasiyet olunur. Öyleyse, buyurun…
4.13 ₺ -
Nur'un Birinci Talebesi Hulusi Yahyagil
Albay İbrahim Hulusi Yahyagil, Harp Okulu mezunu, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları gazisi, dinî ve manevî ilimlere aşina bir zattır. 1928`de Eğirdir Dağ Komando Okulu`na tayin edildiğinde, Üstad Bediüzzaman`ın Barla`da olduğu haberini alır almaz, ziyaretine gider. Derin zekâ ve ferasetiyle ve maneviyata aşina kalbiyle, Üstad`ın mahiyet ve misyonunu çabuk kavrar. Nurlara bütün benliğiyle sarılıp hizmetin tarihinde önemli bir rol üstlenir. Özellikle “ilmin anahtarı” olan sorularıyla Mektubat başta olmak üzere, pek çok hakikatin vücut bulmasına vesile olur. Hulusi Bey, âdeta bin talebe bedeline Üstad`a verilmiş zeki bir muhatap, ciddi bir arkadaş, “hizmet-i Kur`an ve imanda bir muin” ve “birinci talebe”dir. Nurları kendi malı gibi kabul edip neşrini hayatının birinci gayesi bilir ve son nefesine kadar bu yolda sadakatle ve ihlasla hizmet eder. Eğirdir`de iki yıl sekiz ay görev yaptığı süre zarfında Üstad`la altı defa görüşür. Daha sonra iki defa daha olmak üzere, toplam görüşmesi sekiz kezdir. Buna rağmen birbirinden hiç ayrılmamış gibi aralarında kopmaz bir bağ vardır. Üstad, yazılan bütün risaleleri Hulusi Bey`e göndererek intibalarını alır. Albay İbrahim Hulusi Yahyagil, ismiyle müsemma muhlis bir zattır. Onun hayatı, Üstad ve Risale-i Nur`a sadakatle geçmiş berrak bir aynadır. Bu çalışmada yer alan hayattar hatıraların, gelecek nesillere ideal bir Nur talebesi portresi çizeceğine inanıyoruz.
13.50 ₺ -
Ateşte Açan Çiçekler
ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER adlı bu çalışma, ATEŞTE YEŞERDİM isimli kitabımızın devamıdır. ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER, kendisine bir çıkış yolu arayan insanların; ibretli ve esrarlı hadiselerle yüzleşmesini konu etmektedir. Ele alınan hususlar; o kadar çarpıcı ve o kadar merak uyandırıcı ki, okuyup da şaşkınlık içinde kaybolmak mümkün değildir. ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER isimli bu kitap sizleri çok etkileyecek, kendinizi yeniden sorgulamanıza sebep olacaktır. Çok daha önemlisi de; siz de ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER’den birisi olmak için kolları sıvama ihtiyacı hissedeceksiniz. Kitabı bitirdiğinizde de bütün dostlarınıza tavsiye edip, bu doyumsuz mutluluğu paylaşmak isteyeceksiniz. Yeni bir ufuk ve yeni bir bakış açısı dileğiyle
112.50 ₺ -
Secdede Son Nefes
Dayanabilen yüreklere…. Her gün okuyucularımdan onlarca mektup ve mesaj alıyorum. Bu da onlardan birisiydi. Ama öylesine ibretli, öylesine yakıcıydı ki, ilk okuyuşta, kelimenin tam anlamıyla şaşırıp, kalmıştım. Hiç düşünmeden “bu mutlaka kitap olmalı” diye geçirdim içinden… Yazıyı gönderen okuyucumla görüşüp, hayat hikâyesini dinleyince de; şaşkınlığım büsbütün artmıştı. “Allah`ım ! Olamaz böyle bir şey” diye inledim, hayretler içinde kalarak…. İşte insanın kanını donduran, aklını uçuran ve herkese müthiş bir hayat dersi sunan bu yaşananlar, kitap haline geldi. Gençlerden yaşlılara, evlilerden bekârlara, patronlardan işçilere her kesim, bu kitabı mutlaka okumalıdır. Çünkü hepsine de yetecek hayatın gerçekleri ve ibretli örnekleri vardır. Dayanabilen yürükler, buyurun…
105.00 ₺ -
Ahmed Fuad Efendi
“Kardeşim Ahmed Fuad, sen Hafız Ali ve Hasan Feyzi`nin halefisin. Hem ahirzamanda bu iman ve Kur`an davasında ihlasla çalışan birinin eski zamanlardaki yedi evliyanın Cenab-ı Hak nezdindeki makbuliyeti kadar kıymeti var. Sen bize Sungur`u hediye ettin, Sungur binlerce insanın imanının kurtulmasına vesile oldu. Sen şimdi Sungur`un makamını anla. Ve onun kazandığı bu sevabının bir mislinin sana verildiğini düşün, Cenab-ı Hakk`a şükret.” Bediüzzaman Said Nursî Üstad Bediüzzaman`ın yakın talebelerinden Mustafa Sungur, “hayatı yazılacak zatlardan” diye bahsettiği Ahmed Fuad Efendi hakkında şunları söylüyor: “Ahmed Fuad Efendi`yi 1946 senesinde köyümüz Çalışlar`a mevlit münasebetiyle geldiğinde tanıdım. Camiden çıktıktan sonra, lüks lambası elimde, misafir olduğu eve geldiğimizde gece yarısına kadar çok tatlı sohbetlerimiz olmuştu. Ben Kastamonu Göl Köy Enstitüsü`nden mezun olarak köyümüze muallim olarak atanmıştım. O zamana kadar orada okuduğum kitaplardan zihnime takılan birçok sual ve şüpheyi birer birer ortaya döktüm. O suallerime verdiği gayet mukni ve güzel cevapları takdir ve hayranlıkla karşıladım. … Üstad`ımız sağlığında Ahmed Fuad`ı Hafız Ali`nin varisi, ikinci bir Hasan Feyzi ve Hasan Feyzi`nin de tam varisi olarak yâd etmiştir. Lahikada dercedilen Hazreti Üstad`ımızın hakikattar beyanları Ahmed Fuad`ın yüksek bir mertebede olduğunu göstermektedir...”
9.00 ₺