-
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor. Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor. Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor. “Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize. Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
125.80 ₺ -
Başarı Bedel İster
Kafesleri yutan kafese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Rüveyda Bizim atlarımız, yaşadığımız dünyadan öte dünyaya doğru, zamansız ve dünyevi anlamda mekânsız nefese doğru alabildiğine koşan atlardır. Bizim atlarımız hedefleri olan, o hedeflere doğru dörtnala koşan, hedeflerine ulaştıktan sonra koşuyu bitirmeyen ve daha da ileriye koşan atlardır. Başarı sadece hedefle sınırlı değildir. Hedefi aşmaktır başarı. Sezai Karakoç’un mısraları o yüzden hep çarpıcı gelmiştir bana: “Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız…” Başarı Bedel İster, ülkemizin yetiştirdiği kıymetli akademisyenlerden Prof. Dr. Nurullah Genç’in başarı basamaklarını nasıl binbir zahmetle ama asla pes etmeden çıktığını anlatıyor. Bu yolda yürüyeceklere ders olarak okutulacak şu öğüdü salık veriyor: “Hayalleri olmayanın geleceği olmaz.”
129.50 ₺ -
Öze Dönüş Terapisi
Yaşadığımız çağda hayatın anlamı üzerine o kadar yanlış tercümeler yapıldı ki kafalar karmakarışık oldu. Kavramların tercümesi yanlış yapılınca da mutsuzluk ve değersizlik hissiyle baş etmeye çalışan insanların sayısı hızla arttı. Mutlu insan için çizilen resimlerdeki klişe sahneler zihnimize öyle bir kazındı ki varlığımızı bu resimlere uydurmak için kendimizden vazgeçtik, yine de ruhumuz doymuyor. Sıradan kelimesi öyle bir yerin dibine batırıldı ki herkes farklı olmak uğruna aksesuar avına çıktı. Artık başarı özgeçmişteki satır sayısıyla, mutluluk sosyal medyada paylaşılan kurgu fotoğraflarla ölçülüyor. Bu arada farklı olmak için çaba sarf etmeyip kendisine bahşedilen hayatı doğru dürüst yaşamaya çalışanlar da var elbette. Reklam yapmadan, gürültü çıkarmadan sessiz sedasız yaşayıp gidiyorlar yanı başımızda... Kalabalıklar hiç durmadan ön plana çıkmaya çalışırken onlar duruyorlar. Hayatın kargaşası içinde bir duruş sahibi olmayı unutanlara inat, her türlü fırtınaya karşı bir yel değirmeni gibi sapasağlam hem de... Bu kitap işte bunca gürültünün ve kargaşanın ortasında meselenin özünü fark edelim, mutluluğun resmini çizebilelim, yüreğimizin götürdüğü yerden dönüp kendimize gelelim diye yazıldı.
129.50 ₺ -
-
Ruh Diyeti
Klimalı seminer salonlarında hayata olumlu bakmak kolay. Ezberlersin rolünü, çıkar oynarsın. Ama ölüm döşeğinde ezberlediğini değil, ancak yaşadığını oynayabilirsin. Birinde rol biter, perde kapanır. Diğerinde rol biter, perde açılır. Ve bu gerçek, yaşadığın dakikaları okuduğun kelimelerin efendisi kılar. Okuduklarınla yaşadıkların uyuşmuyorsa eğer, ancak bir su birikintisindeki gökyüzü kadar derin olabilirsin. Bana kaç yıl yaşadığını, ne kadar çok şey bildiğini anlatma sakın! En nihayetinde sen, aldığın son nefes ve kurduğun son cümlesin. Salih Uyan Ruh Diyeti’nde “Bir telaş, bir koşturma. Nereye gidiyoruz böyle?” diye sorduruyor okurlara. Modern hayatın mutluluk reçetelerine, trend olan yaşam biçimlerine ters köşeden bakıp yaşadığımız kültürel değişimlerle fark etmeden kaybettiklerimize dikkat çekiyor. Kof özgüven yerine tevazua, malumatfuruşluk yerine hakiki bilgiye kulak vermeye davet ediyor. Ve diyor ki, “An gelir, nefesler tutulur. Kelimeler tükenir, bilgi kendinden utanır. İşte o zaman ruhu dinlendirmek gerekir.” Ruhunuza iyi bakın, biraz dinlenmesi için Ruh Diyeti’ne başlayın.
185.00 ₺ -
Enneagram İle Eşini Keşfet
“BİZ İLİŞKİYE DOĞARIZ. DOĞUMDAN ÖLÜME İLİŞKİ İÇİNDE KIRILIRIZ. İLİŞKİ İÇİNDE YIPRANIRIZ. İLİŞKİ İÇİNDE VAZ GEÇERİZ. YİNE DE HEPİMİZİ İLİŞKİ ONARIR.” Eşler arasında yaşanan problemlerin temelinde iletişim kazaları vardır. İletişim kazaları öncelikle eşlerin kendilerini tanımamaları, birbirinin farklı yönlerini anlamlandıramamaları ve birbirinin beklentilerinden habersiz olmalarından kaynaklanır. İsmail Acarkan, her insanın farklı bir mizaçla dünyaya geldiğini ve bu yüzden eşlerin önce kendisini sonra birbirini güçlü yönleri, eksiklikleri ve zaaflarıyla bir bütün olarak tanımalarının huzurlu ve mutlu bir aile için olmazsa olmaz olduğunu özellikle vurguluyor. Yazar bireyselleşme çağı olan 21. yüzyılda bu kadim öğretinin ne kadar ihtiyaç duyduğumuz bir anlayış olduğunun altını çizerken eşlerin iletişimini kolaylaştıracak bilgiler veriyor. Enneagram ile Eşini Keşfet kitabı, eşlerin birbirini ve ailelerini tanımaları için destek olurken aynı zamanda anlaşmazlık sebebi olan farklılıkları zenginlik vesilesine çevirmelerine yardım ediyor.
218.30 ₺ -
Karar Ver Planla Harekete Geç
Sağlıklı besleneceğinize dair kendinize defalarca söz verdikten sonra kendinizi kocaman bir dilim çikolatalı pasta yerken buluyor ya da daha planlı çalışacağınızı söyledikten sonra yine sınavdan bir gün önce sabahlıyor olabilirsiniz. İtiraf edelim: Siz de bu durumlardan mutsuzsunuz ve değişmeyi diliyorsunuz. Peki gelecekteki versiyonunuza dair hayaller kurmak bile size iyi geliyorken değişime karar vermek ve bunu sürdürmek neden bu kadar zor? Dünya değişiyor, beklentiler artıyor ve bu hıza uyum sağlamak gitgide zorlaşıyor. Akıllı cihazlar bile çağın gerisinde kalmamak için güncellenirken, büyük değişimler karşısında aynı kalmanız pek mümkün olmasa gerek. Elinizde tuttuğunuz kitap, okullarda öğretilmeyen ama hayatınızı düzene koymak için ihtiyacınız olan bilgileri içeriyor ve doğru karar vermekten etkili düşünmeye, değişim yollarından sürdürülebilir sistemler kurmaya kadar pek çok süreci adım adım işliyor. Bireysel gelişimin ve başarının formülünden ziyade sürece odaklanarak davranışları değiştirmenin uzun vadedeki faydalarına odaklanıyor. Ayça Karaman’dan Karar Ver, Planla, Harekete Geç durmadan değişen dünyada işleyen ve sürdürülebilir bir düzen kurabilmek için ihtiyacınız olan bilgileri yöntemler ve alıştırmalarla pekiştiren interaktif bir yaşam rehberi…
129.50 ₺ -
Yürümeye Devam Et
İnsan en çok kendiyle konuşur. İnsan en çok kendini suçlar. İnsan en çok kendine öfkelenir. İnsan en çok kendiyle yüzleşmekten korkar. İnsan en çok kendini affetmekte zorlanır. Ve insan en az kendini anlar. Kendini anlamaya giden yolculuk uzundur, güç ister, azim gerektirir, adım adım gelişir, devamlı bir seyirdir. Yol uzundur ama orada varlıkları ile huzur veren insanlar vardır. Dünyanın kalabalığına, gürültüsüne, olanca ağırlığına ve yüküne, anlamsız koşturmacasına rağmen sakin ve kendi halinde huzurlu bir hayat yaşayanlar… Aldatıcı bir iyimserliğe ve yaşam enerjisini tüketen karamsarlığa bulaşmadan var olmaya devam edenler… Kalbi sökülmüş bu çağda sevgiyi, aşkı, güzelliği en saf ve en temiz hali ile sessizce yaşayanlar… Yaralarına rağmen yürümeye devam eden insanlar… Dr. Ferhat Kardaş, işte bu yolculuğa niyetlenenlere, düşseler de kalkmaya gayret edenlere sesleniyor. “Pes etme sakın, yürümeye devam et…”
203.50 ₺ -
Öğretmenin Kişisel Gelişim Rehberi
Ben, “Hiçbir şey olamazsa bari öğretmen olsun,” cümlesinin çok sık kullanıldığı bir dönemde öğretmenliğe başladım. Birkaç yıllık tecrübeden sonra o cümle zihnimde şöyle değişti: “Eğer bir kişi öğretmenliğe layık değilse ne olursa olsun ama öğretmen olmasın.” Çünkü öğretmenlik kolay iş değildir. Başka mesleklere benzemez, mesai saatlerine sığmaz. Bu yüzden öğretmen eve gidince işini kapının önünde bırakma lüksüne sahip değildir. Bırakırsa, öğrenciler de öğretmene duydukları saygı ve sevgiyi son dersten sonra sınıf kapısında bırakırlar. Yıllar sonra buluşan mezunlar, akşamları öğrencilerini hatırlamayan öğretmenlerini hatırlamazlar. Öğretmen, toprağı sürerken taşları, dikenleri değil hasat mevsimini düşünür. Sabah suladığı saksıdan akşam çiçek beklemez. Sabrı taşarsa verilen bütün emeklerin sele karışacağını bilir. Öğretmen, bir ağaç fidanına bakarken meyvelerin kokusunu alan, gölgesinin serinliğinde ürperen kişidir. Yirmi yıla varan öğretmenlik ve eğitimcilik tecrübesiyle Salih Uyan, mesleki hayatından süzdüğü ibretlik olaylarla ve dikkate değer hatıralarla Türkiye'nin eğitim sisteminde aksayan yönleri ve gereken reformları ortaya koyuyor ve dönüşümün öğretmenlerle başlaması gerektiğini söylüyor. “Reform hareketlerinde yöntemler, araçlar, yaklaşım ve zihniyet güncellenmeli fakat sevgi, adanmışlık ve fedakârlık gibi mesleğin özünü oluşturan değerler sabit kalmalıdır,” ilkesinin altını çiziyor. Ve öğretmenlerin bu süreçlerde ve modern eğitim sisteminde kendilerini nasıl geliştirmeleri ve pozisyon almaları gerektiğini kapsamlı ve kuşatıcı bir şekilde anlatıyor.
166.50 ₺ -
Taş Olsa Çatlar
Ruh sağlığı... kendin olmaktır! Fiziksel form gibi zihinsel kondisyonun da zaman içinde, belirli tekniklerle güçlendirilebileceğine dair eğlenceli çizimleri ve egzersizleriyle pozitif bir rehber: Taş Olsa Çatlar Hepimiz daha az endişe, suçluluk, öfke ve üzüntü hissetmek istiyoruz. Takıntılarımızda daha az boğulmak ve daha az yalnız kalmak istiyoruz; kendimizi şeytanlarımızdan, zorlayıcı alışkanlıklarımızdan ve stresimizden kurtarmak istiyoruz. Fakat insanlar olarak (taşların aksine) bunların hepsini deneyimliyoruz. Ve paradoksal olarak, onlardan kaçınmaya ve onları kontrol etmeye çalışmak, işleri daha da kötüleştiriyor. Uzun yıllar boyunca psikolojik problemlerle mücadele eden Mark Freeman, yol boyunca edindiği tecrübelerden beslenerek bir akıl sağlığı mentörü haline geldi. İç sesini susturmak, acı ve stresten kaçınmak yerine duygusal gücümüzü özellikle de denge ve odaklanma kapasitemizi geliştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Zekâ, şefkat ve tecrübe derinliğiyle yaşamın her evresinde karşılaşabileceğimiz pek çok hastalıktan, diğer yöntemler başarısız olsa bile iyileşebileceğimizi gösteriyor. Freeman’ın yenilikçi yaklaşımı, çeşitli iyileştirici teknikler, farkındalık, dikkat eğitimi, akran desteği, mizah ve sağduyuyu kullanıyor. “Mark Freeman, endişeli zihinleri sakinleştirmek için işe yarar uygulamalar, yaratıcı alıştırmalar ve ilham veren stratejilerle dolu dolu bir yol haritası çizdi.” —Mark Wolynn, Seninle Başlamadı’nın yazarı “Akıl sağlığına olan bu mantıklı ve son derece pratik yaklaşım, yaygın hale gelen korku temelli düşünceye karşı harika bir panzehir sunuyor. Freeman’ın alıştırmalarından bazılarını deneyin; uzun süredir devam eden duygusal engellerin bile ne kadar kolay kalkacağına şaşıracaksınız!” —Gail A. Hornstein “Akıl sağlığı ve zindelik üzerine bugüne kadar okuduğum en iyi kitap. Mark güvenilir bir arkadaş, düşünce ortağı ve danışman oldu. Bu kitap, daha zengin, daha dolu ve daha canlı bir yaşam sürdürmek için bir bilgi hazinesi ve uygulanabilir adımlar rehberi. Gerçekten daha fazla tavsiye edemezdim.”—Brad Stulberg
166.50 ₺ -
Yeni Nesil Öğretmen Olmak
Eğitim durmadan değişiyor, dönüşüyor. 21. yüzyıl öğrencisinden beklentilerimiz önceki dönemlerin öğrencilerinden beklenenlerden çok daha farklı. Bu yüzyıl problem çözebilen, eleştirel düşünebilen, hayal kurabilen, sorumluluk alabilen girişimci öğrenciler istiyor. Z ve Alfa kuşağı öğrencilerini eskinin alışılmış eğitim modellerine mahkûm etmek, onların bu potansiyellerini açığa çıkarmalarına ve kendilerini keşfetmelerine engel olmak demek. Hâl böyleyken öğretmenlerin çağın gerektirdiği yetkinliklerle donanması, değişen öğrenci profilinin ihtiyaçlarına cevap vermesi ve döneme uygun bir eğitim ortamı oluşturması elzem. Teknolojiyle şekillenen yeni iletişim kanalları öğrencilerin bütün dünyasını belirlerken öğretmenlere düşen, onlarla doğru frekanslarda iletişim kurmaktır. Tamamen teknolojiye değil, teknolojiyi kullanarak öğretmeye odaklanmaktır. Kültürel ve tarihî değerlerimizi ön planda tutmak, öğrencileri dış dünyada başarılı kılacak özelliklerle donatmaktır. Günün sonunda eğitimcilere düşen erdemli, öğrenmeyi öğrenmiş, analiz yeteneğine sahip, kendini geliştirebilen ve dünyaya duyarlı bireyler yetiştirmektir. Tecrübeli eğitimci ve yazar Metin Özdamarlar’ın kendi deneyimleriyle yıllar süren titiz araştırmalarını harmanladığı Yeni Nesil Öğretmen Olmak, “teknoloji” neslini eğiten günümüz eğitimcilerine mesleki hayatlarında rehber olacak bir başucu kitabı.
129.50 ₺ -
Çuvallama Sanatı
Dr. Faruk Öndağ, yıllardır sahada edindiği tecrübe ile hata yapma hakkımızın hep saklı olduğunu söylüyor bizlere. Çünkü çuvallamak, hayatta başarıyı yakalamak ve hedeflerimize ulaşmakta bize epey yardımcı olacaktır. Yeter ki biz yürüdüğümüz yoldan en küçük bir yanlışta vazgeçmeyelim.Bu kitapta, hayatta ciddi başarılar elde etmiş, mevki ve makam sahibi olmuş, liderlik yapan, yerine göre inanılmaz paralar kazanmış onlarca insanın hatırası da yer alıyor. Şu anda zirvede olan bu insanların, geçmişte nasıl saçma sapan hatalar yaptıklarını, hayatlarının bir dönemlerinde nasıl da çuvalladıklarını görerek bol bol gülümseyeceksiniz. Başarılı olmak istiyorsanız, çuvallamaktan korkmayın!
140.60 ₺ -
Bir Delilik Yap
"Ben Dr. Faruk Öndağ... Binlerce genci sınava hazırlayan bir uzman olarak söylüyorum: Korkacak hiçbir şey yok. Aslında sınavlar kolaydır. Sınav psikolojini olumluya çevirebilir, motive olabilirsen, ilk adımı çoktan atmışsın demektir. Ve bundan sonrası çok daha kolay olacaktır. 'Geride kaldım, zaten dersler çok zor, yeterince soru çözmedim, bütün rakiplerim benden daha çok şey biliyor,' diye düşünme. Unutma, en ileri giden ok, en geriye çekilmiş yaydan çıkar.Kaçma, kaçınma, erteleme...Motive ol, harekete geç, biraz delir ve başar.Çünkü hayat seni bekliyor..." Yalnızca sınavlara hazırlanan gençler için değil, hayatın bütün sınavları için yazılmış bir kitap bu. Kendini genç hisseden herkese...
129.50 ₺ -
-
Geliştiren Anne Baba
ÇOCUĞUNUZ BİR KEZ ÇOCUKLUK YAŞAYACAK; BU DÖNEMİ ONUNLA DOYA DOYA YAŞAYIN. Bir anne, bana yolladığı mektupta şöyle diyor; “Çok yorgun ve sorumlulukların altında ezilmiş hissediyorum. Annem kendi dönemlerinde böyle bir yılgınlık hissetmediklerini, bu kadar sabırsız ve öfkeli olmadıklarını, bizi seyrederken bile yorulduğunu söylüyor.” Bir başkası da şöyle yazmış; “Otuz yaşında yaklaşık 4,5 ay sonra baba olacak bir baba adayıyım. Bugüne kadar geçen süre içinde baba olacağım düşüncesi üzerinde çok durmadığım için birçok şeyin farkında değildim. Ancak bugün bu düşünce üzerinde ilk adımımı attım ve daha ilk adımımda büyük bir eksik ile yola çıktığımı fark ettim. Bu sanki kutuplara keşfe giden kâşifin yanında soğuktan koruyucu kıyafetlerini almaması gibi bir hisse benziyor.” Yetişen her yeni kuşakla birlikte, onları yetiştiren anne ve babalardan da beklentiler artıyor. Toplumun gelişmesi için öncelikle ailede demokratik bir yapı kurulması şart. Bunun yolu da anne ve babaların geçmişten gelen korku kültürü kalıplarından kurtulmaları ve onur eşitliğine inanan sağlıklı gelişmiş bireyler yetiştirmeleri… Geliştiren Anne-Baba olmak için kendinizi ve çocuğunuzu tanımanız, beklentilerinizi, niyetinizi keşfetmeniz; değerlerinizi ve aile ilişkinizi sağlıklı tutmanız önemli. Bilen, anlayan, seven gözlerle yaşama bakmak kendi elinizde… Güler yüzlü, sakin, güvenen, hayata, ailesine şükür duygusu içinde bakan bir anne, bir baba olmak çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağandır. Çocuklar böyle bir armağanı hak ediyorlar. DOĞAN CÜCELOĞLU
93.75 ₺ -
İyileşen Evliliğim
Evliliğin dünü, bugünü ve geleceği için iyileşme reçeteleri “Evlilik iki şeye bağlıdır: Doğru insanı bulmaya ve doğru insan olmaya.” Hz. Mevlâna Sahip olduğumuz bir tanecik ömrümüz ve ömürlük olmasını dilediğimiz tek bir evliliğimiz varsa… Hazır mısınız evliliğimizin yaralarını iyileştirmek ve her ânını güzelleştirmek için beraberce bir yolculuğa çıkmaya? Bu kitap bize evlilik ilişkisi içinde doğru insan olmanın yollarını anlatıyor. Çocukluğumuzda gördüğümüz evlilik ilişkileri kendi evliliğimizi nasıl etkiler? Karı-koca ilişkisine dair anne-babamızdan neler öğrendik? Eşimizle doğru tartışmayı, iletişim kurmayı, beraber vakit geçirmeyi biliyor muyuz? Anne-baba olduktan sonra karı-koca olmayı unuttuk mu? Eşimiz kaygılı, depresif, narsist, öfkeli, ilgisiz, kıskanç, kuşkucu, sadakatsiz ya da içe dönük biriyse onunla nasıl geçiniriz? Cinsel hayatımıza yeterince özen gösteriyor muyuz? O zaman gelin hep birlikte, Niyet ettik niyet eyledik evliliğimizi iyileştirmeye!
127.30 ₺ -
Siyah Pantolon
Siyah Pantolon hikayesi, Alişan Kapaklıkaya’nın bizzat yaşadığı ve milyonları derinden etkileyen duygulu anların başında gelmektedir. Anadolu’nun kendi halinde bir köyünde, birçoğumuzun hayatında var olan, yoklukla mücadele eden bir ailenin dramatik öyküsü… Zorluklar içinde büyümeye ve okumaya çalışan bir ailenin çocukları… Eve güçlükle alınan ve kardeşlerin sırayla giyebildiği bir pantolon… Ama gelin görün ki; o kardeşlerden biri, tam da siyah pantolonun sırası kendine geldiği gün cennete gidiyor. Eğitimci-Yazar Alişan Kapaklıkaya, sizleri bu kez duygu yüklü bir yolculuğa davet ediyor. Çocuk yaşta vefat eden kardeşi Rafet’in ve Siyah Pantolon’un hikayesini okurken kendinizi sorgulayacak;tüm sevdikleriniz için hayatınızda, en çok da yüreğinizdekocaman bir yer açacaksınız!
168.75 ₺ -
21. Yüzyılda İslam’ın Dirilişi
Garaudy, bu eserinde okuruna şöyle sesleniyor: Sosyalizmin iflas ettiği, kapitalizmin de çöktüğü bu yüzyılımızda, insanlığı uçuruma yuvarlanmaktan kurtaracak tek çare, ilk insandan günümüze kadar gelen tek ve yegâne temel ilâhî din olan İslâm’ı yeniden şahlandırmaktır. İslâm, doğuşunun hemen ardından, bir yüzyıl içinde Pirenelerden Himalayalara kadar şimşek hızıyla yayıldı. Çünkü o ilk dönemde İslâm, karşılaştığı bütün halklara kucak açmış, bütün kültürleri bağrına basmış ve insanlar arasında adaleti tam anlamıyla sağlamıştı. O dönemin insanlığını bağnazlıklar, despotluklar ve zulümlerden kurtarmıştı. Günümüzde de İslâm, tüm dünya halklarını aynı hedefe kilitlenmiş olarak yayılma, kucaklama ve kurtarma gücüne sahiptir. Çünkü İslâm, yeryüzünde huzur, refah ve saadeti gerçekleştirebilecek yegâne ilâhî ve ebedî mesajdır. Yeter ki İslâm, o ilk yüzyıldaki ruhuna ve canlılığına tekrar kavuşturulsun! Yeter ki Müslümanlar, can çekişmekte olan Batı’yı taklit etmekten vazgeçsinler! Yeter ki günümüz Müslümanları, bundan bin sene öncesinin dâhî âlimlerinin kendi dönemleriyle ilgili çözümlerini değil de, onların her çağa cevap verebilecek yöntemlerini, metotlarını, usullerini benimsesinler! Yeter ki Kur’ân ve hadisler, ölülerin gözleriyle değil de, dirilerin gözleriyle okunabilsin! İşte o zaman, bu ilk ve son ilâhî mesaj, insanları tekrar sahte mutluluklardan gerçek mutluluğa ve huzura kavuşturacaktır. * Hicret’ten dört asır sonra, hiçbir zaman resmen ilân edilmeksizin uygulamaya konulan “İçtihat kapısının kapanışı” (ki bunu yapmaya İslâm’da hiç kimsenin yetki ve salahiyeti yoktur!), sürekli düşünmeye ve araştırmaya davet eden Kur’ân’dan kaynaklanmamıştır. Tam aksine dış tesirlerden, en başta da, Emevî Hanedanı zamanında Bizans İmparatorluğu’nun, Abbasî Hanedanı sırasında da Pers İmparatorluğu’nun mutlakiyetçi idarelerine özenmekten ileri gelmiştir. * Bilinmelidir ki içtihat, uyanışın olmazsa olmaz şartıdır. Çünkü içtihat, asıl olanı bizzat Kur’ân ve hadisten diri gözlerimizle okuyup öğrenmek, dolayısıyla da “taklit” gecesinden çıkmaktır! * İçtihadın reddi, kısmen İslâm’daki hukuk düşüncesinin sabitleşip belli bir çerçeveye oturmasından, kısmen de mânevî çöküş dönemlerinin özelliği olarak, büyük düşünürleri putlaştırma yoluna giden düşünce tembelliği yüzünden ortaya çıkmış katıksız bir uydurmadır. Sonraki fıkıhçılardan bazıları bu uydurmaya taraftar olmuşlarsa da, çağdaş İslâm, bu fikrî bağımsızlığı gönüllü terk edişi devam ettirmek zorunda değildir. * Akıl vahiyden vazgeçemez. Akıl ile vahiy arasında hiçbir çatışma yoktur. Tezat olsa olsa kötürüm bir akıl ile miyop bir okuma arasında olur. Kötürüm akıl nedir? Kötürüm akıl, pozitivist akıldır, bilgelikten ve vahiyden kopmuş bir akıldır! Nedir miyop okuma? Miyop okuma, (ilâhî) metnin her parçasını (âyetini) genel bağlamından koparan lâfzî (sırf oradaki kelimelerin dış anlamına bağlı kalarak) okumadır! * İslâm düşüncesindeki “eylem anlayışı”, tarihin her ânında, zaman ve şartların karşımıza çıkardığı yeni yeni sorunları, ezelî ve ebedî mesajın (yani ilâhî vahyin) bize gösterdiği “doğru yol” istikametinde çözmenin çarelerini bulmak için yapılan “içtihat”tır, yani bu uğurda gösterilecek “gayret”tir. * “İlk dönemlerin” İslâm’ı, eskilere körü körüne teslimiyete taban tabana zıttır. “İlk dönemlerin” İslâm’ı, sahte bir geleceğe de yine bir o kadar karşıdır.
120.00 ₺ -
Cennete Koşanlar Engelliler
“Bir sahur programında engelli bir çocuk babası olan ve on dokuz yıldır ibadet bilinciyle oğluna hizmet eden Ali Bey’i misafir etmiştim. Konu engellilerdi. Karşılaştıkları problemleri, toplumun engellilere bakışını anlatıyordu. O anlattıkça ben kendimden utanıyordum. Yer yarılsa yerin dibine girecektim. Bu konuda ne kadar gafil olduğumuzu fark ettikçe mahcubiyetim katlanarak artmıştı. Sivas’taki bir konferans sırasında tanıdığım Fatma Tatlı kardeşim, imanın imkânını fark etmemi sağladı. İlk Almanya ziyaretinde tanıdığım Gülseren Gümüş kardeşim, bana sahip olduklarımı hatırlattı. Ne kadar zengindim ve ne kadar az şükrediyordum. Zaman içinde tanıştığım kardeşlerim arttı. Hepsi Allah’ın ayrı bir ayetiydi. Hepsinde ayrı bir cevher vardı. ‘Bu kardeşlerimin derdine merhem olabilir miyim,’ düşüncesiyle hayatımızda onlara yer açalım diye bu çalışmaya başladım. Onlar, en zor imtihana tabi tutulmalarıyla Allah’ın özel kullarıydılar. Rabbimiz onlara dünyada bazı sıkıntılar verse de şundan emin olmalıyız ki onları çok seviyor. Ve onların hayatları bizler için ibretlik numuneler sunuyor.” Ahmet Bulut, Cennete Koşanlar’da bizleri Allah’ın verdiği nimetlerin kıymetini anlamaya, her gün soluduğumuz nefesin değerini bilmeye, çok olağanmış gibi kullandığımız uzuvlarımızın önemini fark etmeye davet ediyor. Okuduğunuzda hayatınızda çok şey değişecek. Ne kadar zengin olduğumuzu ancak buna karşın, ne kadar az şükrettiğimizi göreceksiniz. Kitaptan Alıntılar Sen Allah’ın özel kulusun. Sana dünyada bazı sıkıntılar verdi. Bazı nimetlerden seni mahrum etti. Sana, kendisini unutturmayacak ve daima kendisini hatırlatacak sıkıntılar verdi. Hiç düşündün mü senden aldıklarının karşılığında ahirette sana vereceklerini? ** Çalışalım, çabalayalım, uğraşalım, olabileceğimizin en iyisi olmak için. Unutmayalım ki engelli olduğumuz için özel biri olsak bile, her sağlıklı azamızın sorgusu diğer insanlarla aynı olacaktır. Bu durum bize kimseden üstün olma hakkını vermeyeceği gibi, alçak olduğumuzu da göstermez. Ne hak yiyelim ne de kendimizi bütün haklardan mahrum görelim. ** ** Engelliler... Engellerimiz... Engellediklerimizdir bizim... Bazısı daha hayata merhaba deme şansına bile sahip olamadan, bu hakkı elinden alınan... Bazısı doğduğunda üzerine bu etiket yapıştırılan... Bazısı ise normal bir hayat sürerken ne olduğunu bile anlamadan engelli oluverendir... Hayattandır... Ölüm gibi, doğum gibi mutlak, birdenbire, hesapsız kitapsız öylece kendiliğinden... ** “Vah vah” derler “Yazık, pek de güzelmiş... Allah’tan geldi işte, ne yapacaksın, mecbursun, katlanacaksın... Doğduğunda mı oldu sonradan mı, hiç mi yürüyemi-yorsun, hiç mi görmüyorsun, konuşmuyorsun? Duymuyorsun bir de öyle mi? Ya işlerini kendin mi görüyorsun?” gibi ayaküstü engelli kişiyi soru yağmuruna tutar-lar âdeta. Der ki engelli: “Herhâlde ben çok kötü durumdayım. Yoksa herkes aynı şeyleri söylemezdi ba-na. Demek ki diğerlerinden farklı olmak böylesine kötü bir şey...” ** Engel bizim gözümüz, görüşümüz, algımız... Allah bizi sağlıklı, başka bir deyişle ‘tam’ yaratmadan, ‘tam nasıl olunur’ bilmiyorduk. Sağlık nasıl bir şey, bilmiyorduk. Bunu biz Allah’tan öğrendik. Engelli insan ise engelli olduğunu bizden öğrendi. Bu ne büyük bir vebal...
103.60 ₺ -
Var Mısın
“Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu... Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?” Doğan Cüceloğlu Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor. Hayatın anlamı nedir? İnsan kendini nasıl geliştirir? Umutsuzluk nasıl aşılır? İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar? Çevremiz bizi nasıl etkiler? Kime akıl danışılır? Yaşam neleri ödüllendirir? Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır? Ömür yolculuğunda neyin önemli olduğunu anlamak, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak bir hayatı “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Elinizdeki rehber niteliğindeki kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her ânına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu’nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor ve herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye VAR MISIN?”
105.00 ₺ -
Elfabe El ve Yüz Çizgilerinin Anlamı
El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davanışlarımızı belirleyen genetik kodları içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hallerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep birşeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir. Her insan; Kendi hayat yürüyüşünün nasıl olacağını, Hastalık ve sağlık durumu ile ilgili gelişmeleri, Evlilik hayatını ve sürecini, İnsan ilişkilerindeki potansiyelinin ne olduğunu merak eder. Bu kitap; insaın davranışını belirleyen genetik kodlardan hareketle, insanlara bir klavuz oluşturmak, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Genetik Potansiyelini keşfetmek isteyenelere...
245.00 ₺ -
Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik
Eserde "Şahsiyet Dili”ni oluşturan temel dinamiklerden dokuz tanesine yer verecek, sonra da böyle bir zemin üzerine bina edilen "Geliştiren ve Özgürleştiren Liderlik” hakkında farklı bir bakış açısını sunmaya çalışacağız. Kabuktan ziyade öze yatırım yapmaya, diğer bir ifadeyle kürkün içini doldurmaya bir çağrıdır bu..
98.00 ₺ -
Uyku Güvenli Bağlanma Ve Bebeğiniz
Ebeveyn-bebek ilişkisi ve uyku konusunda uzmanlaşmış psikolog bir anneden… Bebeğinizle nasıl bir iletişim kurduğunuz, hayatının geri kalan bölümlerinde olduğu gibi, uykuya geçiş ve uyku deneyimlerinde de önemli olacaktır. Bebeğinizle kurduğunuz iletişim ve onu destekleme biçiminiz bağlanma ilişkinizi etkiler. Bağlanma ilişkiniz de bebeğinizin kim olacağını… Bebeğinizin size derinlemesine ve sağlıklı bir şekilde bağlanmasını sağlamak ve zamanı geldikçe sağlıklı bir şekilde bağımsızlaşmasına imkân tanımak ona kendisini ve hayatı vermek anlamına gelir. Tüm bu süreçte, ne yaptığınız kadar ve hatta belki daha fazla, nasıl yaptığınız önemli olacaktır. Bebek ve uyku konusu ülkemizde ilk kez bu biçimde ele alınıyor. Bebeğimle Oynuyorum kitabının yazarı, bebek uykusu, anne ve bebek ilişkisi, bebek gelişimi konusunda uzman, iki çocuk annesi Gelişim Psikoloğu Sinem Özen Canbolat, mesleki tecrübelerini topladığı bu kitapta hem bebeğinizi anlamanıza yardımcı oluyor hem de pratik yöntemlerle nasıl bir uygulama yapacağınız konusunda tam da yanınızda yer alıyor. Bebeğine ve kendine eziyet etmeden, mekanik eğitim yollarına sapmadan, ona ve kendine öfkelenmeden bebeğinin ihtiyaçlarının farkına varmak, kendini bu ihtiyaçlarla uyumlayıp bebeğini ve kendini yapıcı bir biçimde desteklemek, onu eğitmek değil onunla ilişki kurmak isteyen ebeveynler için… Bebeğiniz söz konusu olduğunda hedef yoktur, yürümekte olduğunuz yol ve bulunduğunuz an vardır.
227.80 ₺ -
Kaygıları Aşma Rehberi
Kesin beni itici bulmuştur. Çok beceriksizim. Benden hoşlanmayacaklar. Hiç hata yapmamalıyım. Benden sıkılacaklar. Kesin benimle ilgili konuşuyorlar. Herkes bana bakacak. Mahcup olacağım. Hakkımda kötü düşünecekler. Elime yüzüme bulaştıracağım. Dışlanacağım. Beni sevmeyecekler. Kaygıların dünyası adeta dipsiz bir kuyu fakat aynı zamanda koca bir çöplük. Nasıl baktığınıza, ele aldığınıza, nasıl başa çıktığınıza bağlı. Kendiniz için felaket kehanetlerinde bulunup bunları gerçekleştirebilirsiniz ya da kaygılarınızı beslemekten vazgeçip, içinize yapışmış, hoşnut olmadığınız düşünceleri gün ışığına çıkarıp onları geride bırakabilirsiniz. Sonuç şaşırtıcı olacaktır. Özgüven. Hatalarını kabullenebilmek. Kendini sevmek. Kendinden kaçmamak. Huzur. İyi niyet. Hislerinin farkında olmak ve onlarla başa çıkabilmek. Kendini yatıştırabilmek. Olumlu düşünebilmek… Bu kitapta detaylarıyla ve örnekleriyle sosyal kaygının ve olumsuz düşüncelerin nasıl aşılabileceği, sosyal kaygısı olup da zamanla aşmış kişilerin bunu nasıl başardıkları anlatılıyor.
147.40 ₺ -
Güzel Ahlak
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri buyuruyor: ?Akıllı kimsenin yapması gereken, hayatının sayılı günlerini Allâhü Teâlâ'nın razı olacağı işlere sarf etmektir. Allâhü Teâlâ kulunun yaptıklarından razı olmazsa bu hayat nasıl bir hayattır? Allâhü Teâlâ küllî ve cüz'î bütün hallere muttalidir; (her şeyi) görür ve bilir, hâzır ve nâzırdır. Onun için Allâhü Teâlâ'dan hayâ etmek lazımdır. Şâyet bir kimse, işlediği ayıp ve çirkin şeylere başkalarının muttali olduğunu zannetse, asla ve kat'a çirkin ve ayıp şeyleri yapmaz, başkalarının da bunu görmesini katiyen istemez. Ne hazindir ki hâzır ve nâzır olduğunu, bütün her şeye muttali olduğunu bildikleri halde insanların birçoğu, Allâhü Teâlâ'dan korkmazlar, üzülmezler ve aldırış etmezler. Bu nasıl bir Müslümanlıktır ki onların yanında Allâhü Teâlâ'nın bir kişi kadar bile itibarı yoktur. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerden Allâhü Teâlâ'ya sığınırız. Bu kitapta îmân ve amelden sonra herkesin sahip olması gereken güzel ahlâka dâir yazılar vardır.
104.00 ₺ -
Sermayem Yok Derdimden Başka
Olmanın bilgisi kitaplarda vardır ama kendisi olanla hemhal olmadan ele geçmez. Hal sirayet eder demişler. Derdin ne ise,ona sahip olanlarla beraber ol ki derman bulasın. Eşkıya olmak istiyorsan evliya eşiğinde tüketme ömrünü, velayet derdine düşmüşsen kendi kalbine eşkıyalık eyleme ! Kişi sevdiğinin kaderinden pay alırmış, hemderdini öyle bir sev ki derman senin olmamaya utansın
126.00 ₺ -
Söz Söyleme ve Diksiyon
Yıllarını tiyatroya, Türkçenin doğru ve güzel konuşulmasına adayan Can Gürzap’ın bu kitabı, konuşma sorunlarından beden anlatımına, nefes ve ses çalışmalarından fonetiğe, diksiyondan topluluk önünde konuşma yöntemlerine kadar geniş bir yelpazenin içinde, konuşmanın inceliklerini sunuyor okurlara. Söz Söyleme ve Diksiyon, oyunculuğu meslek olarak seçmiş kişiler, dilimizi doğru ve güzel konuşmak isteyenler, başarının kendini iyi ifade edebilmekten geçtiğine inananlar için gerçek bir rehber…
120.00 ₺