-
Medeniyetler Diyaloğu
Batı bir kazadır. İnsanlığın geleceğini yeniden inşa ederken, bu ilk temel gerçeği, yani Batı’nın bir kaza olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Çünkü bireyi her şeyin merkezi ve ölçüsü görme, her türlü gerçeği kavrama indirgeme, yani eşyayı ve insanları manipüle etme aracı olarak bilimi ve teknikleri en yüce değerlere dönüştürme tarzındaki bu Batılı anlayış, üç milyon yıllık insanlık destanı içinde sadece küçücük bir istisnadan ibarettir. Beyaz adamın ırkçı önyargısından yakamızı kurtarıp dikkatlice incelersek, Batı’nın (yani Eski Yunan, Roma ve Hıristiyan) kaynaklarının hepsinin de, Asya ve Afrika’da doğduklarını görürüz. Geleceğin oluşturulması için, yani herkes tarafından herkesin geleceğinin oluşturulması için, dünya çapında bir proje, ancak böylesi bir “medeniyetler diyaloğu” ile gerçekleştirilebilir. Asya’nın, Afrika’nın ve Lâtin Amerika’nın hâlihazırdaki tecrübeleri –Gandi’ninki kadar Çin kültür devriminde, Afrika’da Nyerere’nin “Ujamaa” deneyimleri kadar, Peru’da Kurtuluş İlâhiyatçılarının tecrübeleri de–, bugünden itibaren XXI. yüzyılın bu dünya projesinin, bu umut projesinin taslağını yapmamıza imkân veriyor. Ben bu eserde, gezegenimiz ölçeğinde gerçekleştirilmiş bir tecrübenin şahitliğini yapacağım. Batı dışı kültürlerin ve Asya’nın, İslâm’ın, Afrika’nın, Lâtin Amerika’nın insanlarının kazandırdıkları insanî zenginleşmenin bana verdiği mutluluğun şahitliğini…Bu kültürlerin ve bu insanların her birinde arayıp bulduğum ve ilâhî damgayı keşfettiğime inandığım şeyler konusunda tanıklık edeceğim. İşte budur elinizdeki kitabın konusu.
166.50 ₺ -
İslam ve İnsanlığın Geleceği
Bu eser, Roger Garaudy’nin Müslüman olduktan sonra kaleme aldığı, İslâm hakkındaki en özlü eseridir. Bir zamanlar bütün dünyada adından söz ettirmiş, en ünlü sanatçı, yazar, filozof ve dünya liderleriyle görüşmüş, eserleri sayısız dile çevrilmiş, çağımızın en büyük düşünürlerinden biriydi Garaudy. Bu kitabında, önce Batılılara ve dünya insanlığına, sonra da Müslümanlara seslenir. Batılılara ve insanlığa seslenirken, İslâm’ı bütün yüceliği ve eşsizliğiyle tanıtır ve bu dini onların mutlaka tanımalarını ister. Bu arada dünya entelektüellerine de seslenir ve onlara İslâm’ı en çarpıcı yönleriyle takdim eder. İslâm âlemine seslenirken de, Müslümanları her bakımdan uyarır, tenkit eder. İslâm’ın geçmiş çağlardaki parıltısına ve ışıltısına bu dini yeniden kavuşturmaları için ne yapmaları gerektiğini onlara söyler. Bu kitap, Roger Garaudy’nin mutlaka okunması gereken eserlerinin en başta gelenlerinden biridir.
166.50 ₺ -
Dibace Edebiyat ve Sanat Yazıları
Dibâce bir adayış, bir arayış, bir çığlıktır. Edebiyat ve sanat dünyasına başlangıç seviyesinde bir bakış ve kültürel dilemmadan çıkıştır. Fikir ve sanat eserlerini İslâm’a muhatab anlayış zaviyesinden değerlendirirken aynı zamanda onları belli bir dünya görüşü çerçevesinde terkib etme derdindedir. Dibâce, bu çerçevede bir görünüştür: Fikrin, sanatın, şiirin, müziğin, sinema ve edebiyatın görünüşü.
19.50 ₺ -
Eyyubiler Haçlılar Karşısında İslamın Sağlam Bir Kalesi
- el-Melikü's-Sâlih dönemindeki sosyal ve kültürel hayatı irdeleyen bu çalışma bir doktora tezinden oluşmaktadır. el-Melikü's-Sâlih döneminde Eyyûbî devletini ele alan bu çalışma giriş ve üç bölümden meydana gelmektedir. - Çalışma da Eyyûbî devletinin tarihî seyri ele alınmış, el-Melikü's-Sâlih'in saltanatı dönemindeki siyasî ve askerî faaliyetleri, devlet teşkilatı ve sosyo-kültürel konular ele alınıp işlenmiştir.
49.00 ₺ -
Bahri Memlükler İktisadi Ve Ticari Hayat
Bahrî Memlükler eseri bir doktora tezi olup Memlûkler Devleti'nin iktisadî ve ticari hayatını konu edinir. Eser üç bölümden oluşup konu başlıkları ise şu şekildedir: Memlûkler döneminde çiftçilerin durumu, dokuma, maden, Memlûkler döneminde sanayinin gerileme sebepleri, çarşı ve pazarların durumu ve son olarak devletin sosyal, idarî, malî yapı gibi konular ele alınmaktadır.
42.00 ₺ -
Osmanlı Dönemi Medeniyeti
Osmanlı Devleti, orta zamanlardan yeni zamanlara İslamiyet'i, İslâm Medeniyeti'ni ve Müslümanları temsil etmiştir. Osmanlı aynı zamanda kadim zamanlardan beri devam eden Türk-Kıpçak Bozkır, Roma-Bizans Doğu Avrupa Slav,Arap, Fars,Hind,Afrika Mısır-Berber kültür ve medeniyet birikimlerini de bir potada eriterek belli bir ahenge ve kıvama ulaştırmıştır.
66.50 ₺ -
Mabetsiz Şehir
Asırımızın Faciası, hiç şüphesiz bir takım insanlara ifratla bağlanmak, onlara tapmk, onları iahlaştırmaktan ileri geliyor. yirminci asır diktatörlerinin peşinde koşan, onlara kayıtsız şartsız inanna insan sürüleri bugünün felaketini hazırladılar. biz yaptık, biz yarattık, biz her şeye hakimiz diyenlerin hali bugün gözlerimizin önündedir. işte Hitler, işte Mussolini ve işte güneş imparatorluğu, Japonlar'ın Allah'ı... Kimlerin önünde diz çöktüler!... Gördük; daha neler göreceğiz. Çünkü dünya henüz yarı ilahlardan kurtulmamıştır.
41.25 ₺ -
Bu Millet Neden Ağlar
Bu millet neden ağlar? Bu millet dertli millet, ondan ağlar! Bu millet aşık millet, ondan ağlar! Bu millet büyük mazisini, bütününü canını cananını kaybetti. Onu arıyor! Ondan ağlar!..?
52.50 ₺ -
Ayaklı Kütüphaneler
Dursun Gürlek, Ayaklı Kütüphaneler isimli eserinde bize, hakiki kitap âşıklarını ve “ayaklı kütüphane”, “canlı kitap” gibi deyimlerin hakkını veren, kafasında kütüphane taşıyan, kitapların kadrini kıymetini bilen âlimlerin hayatlarını ilginç anekdotlar eşliğinde anlatıyor. Bu kitabı okuduktan sonra “yıldızları konuşturan âlim”le, “kafasının içi müdürlüğünü yaptığı kütüphane kadar zengin olan hoca efendi”yle, “ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilgini”yle, “kahvelerde ders veren ünlü tarihçi”yle, “Osmanlı arşivi belgelerini Bulgarların elinden kurtarmak için çırpınan, akmayan çeşmeleri görünce gözyaşı akıtan muallim”le, “Fransız işgal komutanını kütüphanesinden kovan Hafız-ı Kütüp”le ve “kitapların ve kitapçıların şeyhi kabul edilen sahhaf”la tanışacaksınız. Bu çalışmayla kitabın, kütüphanenin ve kültür tarihimizdeki “ayaklı kütüphaneler”in gizemli dünyalarına yolculuk yapma fırsatını yakalayacaksınız…
218.30 ₺ -
Dervişin Teselli Koleksiyonu
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun sürmez. Halkanın ortasında kendisine gösterilen yere oturur ve her kederine bir teselli verecek olan bu nurani meclisi dinlemeye koyulur. Halkanın bir tarafında Abdulkadir Geylani’den Yunus Emre’ye, İmam Gazali’den Mevlana’ya ve İbn Arabi’ye birçok gönül doktoru… Halkanın diğer tarafında Sokrates, Hegel, Kant, Kierkegaard, Spinoza ve Schopenhauer gibi hikmet âşıkları… Halkanın bir başka yanında ise Geothe’den Cibran’a, Tanpınar’dan Dostoyevski’ye, Sadi Şirazi’den Rilke’ye ve Proust’a acılarını kelimelerin büyülü dünyasında dindirmeye uğraşan kalem erbabı… Bu teselli halkası öylesine geniştir ki, dindiremeyeceği keder, zayıflatamayacağı acı, sevdiremeyeceği dert yok gibi gözükmektedir. Sözler sözleri, anlatımlar anlatımları, teselliler tesellileri takip eder. Derviş uyandığında yalnızca güneş doğmamıştır, kendi içsel karanlıklarından da aydınlığa çıkmıştır. Dervişin Teselli Koleksiyonu doğunun ve batının binlerce yılda oluşturduğu teselli birikimini yaralı gönüllere cömertçe ulaştıran bir çalışma. Teselliden kasıt zihnin düşünceler yoluyla uyuşturulması değil, bilakis acı karşısında uyumayı seçen zihnin uyandırılması… Kadim teselli ustalarıyla, teselliye muhtaç gönülleri buluşturmak, bu kitabın varoluş sebebi!
184.25 ₺ -
Orta Çağ İslam Dünyasında Kitap ve Kütüphane
Kültür ve edebiyat tarihi alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. İsmail E. Erünsal kaleme aldığı Orta Çağ İslâm Dünyasında Kitap ve Kütüphâne adlı bu eserle, Orta Çağ İslâm dünyasında “kitab”ın tarihine yolculuk yapmamızı sağlıyor. Erünsal bu çalışmasında, Batı dillerindeki ve Arapça kaynaklardaki İslâm yazmaları literatürünü derlediği gibi 1000 yazma eseri de inceleyerek bizim için karanlık bir dünyanın kapılarını aralıyor. İslâm kültürünün en önemli halkalarından birini oluşturan yazma kitap dünyasını her safhasıyla tanımamızı sağlayacak bu eser, kitabın ortaya çıkması için gerekli kâğıt, kamış, mürekkep gibi maddi şartların yanı sıra kitabın telif süreçlerindeki temel basamakları da dönemin kaynaklarından alınan birbirinden çarpıcı anekdotlarla anlatıyor. Kitap aynı zamanda, medreselerdeki derslerde ya da camilerdeki halkalarda okutulan eserlerin mukabele, semâ‘, kıraât gibi nihai hallerini alma süreçlerinin yanı sıra imlâ, icâzet, münâvele, vicâde, mükâtebe gibi teknik terimlerle birlikte tenkidli metin neşrinin inceliklerini öğrenmemizi sağlıyor. Kitap üretim süreçlerinin yürütücüsü olan hoca-talebe, müellif-müstemlî, verrâk-müstensih gibi bu dünyanın gizemli figürlerini görünür kılıyor. Kitapların üzerindeki vakıf, temellük, ferağ ve istinsah kayıtları üzerinden kitaplara dair bilinmeyen bir dünyada nasıl yolculuk yapılabileceğinin anahtarlarını sunuyor. İlmin merkezi olmaları hasebiyle kütüphaneler, medreseler ve kitap çarşıları sayesinde yazma kitaplara ev sahipliği yapan Şam, Kahire, Bağdat, Buhara, Semerkant, Kûfe, Bursa ve Mekke gibi İslâm coğrafyasının merkezlerini hatırlatıyor… Kitaptan Alıntılar • Maalesef ülkemizde devletin desteklediği bazı ilmî kurumlar, ömürlerini çadır tiyatrosu görünümlü kongreler düzenlemekle geçirmekte, ilim adamlarına alt yapı sağlama ve literatüre ulaşma konusunda hiçbir çaba harcamamakta, kaynaklarını ise beş yıldızlı otellerde şa'şaalı açılışlara harcamaktadırlar. • Sözlü kitapların oluşumunda ve sözlü olarak naklinde birkaç yol varsa da hepsinin ortak noktası bir kitabı müellifinden veya müellifinden okuyarak nakletme iznini almış kimselerden dinleyip/okuyup başkalarına okutmak/rivâyet etmek için izin (icâzet) almaktır. • Orta Çağ İslâm dünyasında yazılı kitabın ortaya çıkmasının gecikmesinin birçok sebebi varsa da bunlardan en önemlisi Arap yazısının ilk asırda, metinleri sağlıklı bir biçimde aktaracak kadar gelişmemiş olması ve bu yüzden yazılı metinlere güvenilmemesidir. • İslâm dünyasındaki kitabın oluşumunda önemli bir yeri olan sözlü rivâyet dönemi etraflıca incelenmeden kitabın gelişim sürecini ve bilginin nakledilmesini anlamak mümkün değildir. • Sözlü kitaplar geleneksel metodlarla yazıya geçirilip bir süre sonra çoğaltılma aşamasına gelindiğinde bir nevi copyright olan icâzet uygulaması yine müellifin eseri üzerindeki kontrolünü sağlamaya yardımcı olmuştur. • İslâm'ın doğduğu dönemde komşu medeniyetlerdeki yazılı kitap, "rulo" evresini geçirip kodeks şeklindeki fiziki görünümüne kavuştuğundan, Müslümanlar da bu şekli benimsemiş ve sözlü kitapların yazıya geçirilme sürecinin yoğun olarak başladığı III/IX. asırdan Orta Çağ döneminin sonuna kadar İslâm dünyasında, kodeks şeklinde el yazması kitaplar hâkim olmuştur. • Orta Çağ İslâm dünyasında matbaa olmamasına rağmen kitapların çoğaltılmasında ve yayılmasında hiç sıkıntı çekilmemiştir. • Verrâklar, müstemliler, müstensihler ve talebeler birer matbaa gibi çalışmış ve bu sayede yüzbinlerce ciltlik koleksiyonlara sahip kütüphânelerin kurulması mümkün olabilmiştir. • Orta Çağ İslâm dünyasında bir konuda ezberlenip nakledilen rivâyetlerin de kitap olarak (sözlü kitap) adlandırıldığını görüyoruz. • Antik Çağlardaki mevcut kitap şekilleri, Milat’tan sonra bazı değişimler geçirmiş ve bu değişimler Orta Çağın ilk asırlarında devam etmişse de kitap, bugünkü şeklini, kâğıdın yaygın olarak İslâm dünyasına girişiyle II/VIII. asırda almıştır. • Peygamberimiz’in okuyup yazma bilip bilmediği ve Kur'ân-ı Kerim'de geçen "ümmî" kelimesinin ne anlama geldiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. • Mes'ûdî'nin naklettiğine göre Muâviye gecenin üçte birine kadar eyyâmu'l-Arab, ahbâru'l-Arab ve Acem hükümdarlarının siyaseti, harpleri, hileleri ilgili kitapları okur, sonra hanımlarının getirdiği güzel yiyecekleri ve tatlıları yer ve gecenin üçte birini uykuyla geçirirdi. Uyanınca geçmiş hükümdarların hayatı, savaşları, hile ve kurnazlıklarıyla ilgili defterleri getirtir ve adamlarına okuturdu. • Bilindiği gibi III/IX. asrın sonlarına kadar İslâm dünyasında en önemli eğitim mekânı câmi ve mescidlerdi. • Kadınlar câmilerde yapılan semâ‘ meclislerine de katıldıkları gibi, bizzat kendileri de câmilerde ve zâviyelerde semâ‘ meclisleri tertip etmekte ve okuttukları eserlerin rivâyet ve kırâ'ati için icâzet vermekteydiler. • Tezhip, Kur'ân-ı Kerim yanında, sultanlara ve devlet adamlarına takdim edilmek için hazırlanmış eserlerle, muhtelif hânedânların saray atölyelerinde hazırlanan kitaplarda yoğun bir şekilde görülür. • Tezhip bir eserin değerini artırdığı gibi, yazıldığı tarih ve hangi coğrafyada yazıldığını bilmediğimiz eserlerin tarihlendirilmesinde ve hangi bölgede meydana getirildiğini tespit etmekde de bize yardımcı olur. • Yazma eserlerin baş kısımlarında genellikle bir veya birkaç sayfa boş bırakılırdı. İlk dönemlerde genellikle kitabın başında boş olarak bırakılmış bu sayfa veya sayfalara eserin ve müellifinin ismi yanında semâ‘, kıra‘ât, icâzet, mukâbele ve mütalaa kayıtları yazılmaktaydı.
370.00 ₺ -
İbn Haldunun Düşünce Sistemi ve Uluslararası İlişkiler Kuramı
Düşünce tarihinin önemli isimlerinden İbn Haldûn’un (1332- 1406) uluslararası ilişkileri etkileyen unsurlara ilişkin görüş- lerini Uluslararası İlişkiler disiplini çerçevesinde değerlendi rmeyi konu edinen bu çalışma, aynı zamanda, düşünürün yaklaşımlarının söz ko- nusu disiplin açısından teorik bir katkı anlamına gelip gelmediğini tar- tışma amacını da taşımaktadır. Hareket noktamızı, İbn Haldûn’un düşüncelerinin Uluslararası İlişkiler disiplininin kuramsal yönü açısından ufuk açıcı yaklaşımlar içerdiği ve uluslararası ilişkileri etkileyen unsur- lara ilişkin önemli değerlendirmelerinin bulunduğu düşüncesi ol uştur- maktadır. İbn Haldûn’un bu kapsamdaki analiz ve çözümlemelerinin, disiplin içi tartışmalara katkı sağlamasının yanı sıra, genelde bir “Ame- rikan bilimi” olarak adlandırılan söz konusu alanın evrensellik yönünde adımlar atabilmesi ve “Batı-merkezli ” niteliğini sorgulayabilmesi açısın- dan özellikle önem taşıdığını belirtmek gerekir. Birçok bilim adamının, ülkemizde kuramsal açıklamaların genel- likle soyut ve âfakî değerlendirmeler olarak kabul edildiğini v e “güncel olan”ın daha iyi anlaşılmasını sağlayabilecek yeterlilikte bir araç olarak pek görülmediğini sıkça dile getirdiği bilinmektedir. Bu çerçev ede, Uluslararası İlişkiler yayınlarının çoğunlukla güncel gelişmeler üzerinde yoğunlaştığı ve kuramsal çalışmaların bir ölçüde ihmal edildiği de öne sürülmektedir. Bu durumun, Uluslararası İlişkiler disiplininin gelişim seyrine ve varlık nedenine aykırı olduğu savunulmakta, teorik yaklaşım ve tartışmaların güncel olanın bilimsel düzeyde anlaşılmasında temel araç olarakgörülmesi gerektiğine dikkat çekilmektedir.Bu açıdan bakıldığında, İbn Haldûn’un uluslararası ilişkilerin tasvirine ve onu etkileyen unsurlara yönelik teorik açıklamalarının bugün yaşana nların anlaşılmasında elverişli bir araç olarak kullanılıp kullanılamayacağının tartışılmasının, disiplin açısından bir katkı anlamına geleceği söylene- bilir. Bir başka deyişle, İbn Haldûn’un görüşlerini Uluslararas ı İlişkiler disiplini bağlamında güncel olanı daha iyi anlamamızı, farklı b akış açıları yakalamamızı sağlayacağı gösterilebilirse, söz konusu g örüşlerin bu bilim dalı açısından gerçekten bilimsel bir değere sahip olduklarını kabul etmek gerekir. Ayrıca, Uluslararası İlişkiler kuramının Batı dışı toplumlardaki teorik kökenlerine ışık tutulması açısından da bö ylesi bir araştırma önem taşımaktadır. Bu çalışmada yöntem olarak literatür taraması ve kütüphane araştırmasına dayandığımızı ayrıca belirtmek gerekiyor. Konuyla ilgili literatür hakkında “Kaynaklara ve Literatüre Genel Bir Bakış” başlığı altında verilen bilgileri burada tekrarlamayı gerekli görmüyoruz.
315.00 ₺ -
Tabakatül Kübra Evliyalar Ansiklopedisi 2 Kitap 4 Cilt
Evliyalar Ansiklopedisi Tabakatül Kübra İmam Şarani, 2 cilt, Allah dostları, Bedir Yayınevi. Bu tip Tabakat kitaplarının tasavvuf sevgisinin yayılmasında büyük bir tesiri olduğu muhakkaktır. Her şeyin maddî ve zahirî Ölçülere göre değerlendirildiği zamanımızda bu eserin okuyucularımızın iç âleminde yeni ufuklar açacağına inanıyoruz.. Yine Müellifin ifadesiyle.. «Bu eseri can kulağıyla dinleyen —veya dikkatlice okuyan— ve inkâr yoluna sapmayan kimse, eserde anlatılan evliya zümresiyle ayni asırda yaşamış ve söylenenleri bizzat kendilerinden dinlemiş olur.. Nihayet bu bir sevgi işidir...» et-Tabakatül-Kübra, türkçemize muhterem Abdülkadir Akçiçek tarafından terceme edilmiş ve bu güne kadar da muhtelif baskıları yapılmıştır. Yayınevi olarak tekrar neşrinin lüzumuna inandığımız bu kıymetli eser, M. Ü. İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden muhterem Nedim Yılmaz ve Ahmed Tobay tarafından, arapça aslıyla karşılaştırılarak yeniden tetkik edilip neşre hazırlanmıştır.
600.00 ₺ -
Musa Carullah Bigiyefe Reddiye
Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet İlmiyyesi Yirminci asırda yetişmiş büyük Ehl-i Sünnet âlimi Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi bu eserinde yen ictihadlar yapmaya yeltenen Kazanlı Musa Carullah Bigiyef'in yanlış görüşlerini çürütmektedir. Sabri Efendi'nin bu kitabı güncelliğini koruyor. Çünkü, bugün de gerek Türkiye'de, gerekse İslâm âleminde, ehliyetleri ve liyakatları olmadığı halde ictihad yapmaya kalkışan, Sünnet yolunu bırakarak heva ve keyiflerince yüce dinimizi yanlış yorumlamaya kalkan müctehid taslakları eksik değildir. Müslümanlar büyüklerinin fikirlerini okumalı, nasihatlerini tutmalı ve yollarından gitmelidirler.
150.00 ₺ -
Ehli Sünneti Savunuyorum
Müslümanlar için de, İslam düşmanları ve karşıtları için de Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi dindir. Bu din maddesini adil ve olumlu şekilde halletmeden hiçbir şey düzelmez. Bir kısım aşırı ve azılı İslam düşmanları dini büsbütün kaldırmak, kazımak istiyorlar ama buna güçleri yetişmiyor. Gerçek münzel İslama, Tevhid inancına, Muhammedi hedy ve tebligata, kurtarıcı Şeriata bağlı dindar, şuurlu, uyanık Müslümanların temel vazifelerinden biri, hak dinin içini boşaltma cereyanlarına karşı çıkmaktır. Elinizdeki bu kitap bu yolda küçük bir hizmet görebilirse ne mutlu. Mehmet Şevket Eygi
180.00 ₺ -
Evlilik ve Aile
ile hayatıyla ilgili bilinmesi gerekenleri içeren kitabın yazarı Hüseyin Okur. Evliliğe ilk adım, ailedeki iletişim, geçinme-anlaşma, maddi sıkıntılarda gösterilecek tavır, çocukların anne-baba hakları, anne-babanın rızasını kazanmak gibi konuları içeren kitap Semerkand Yayınlarıından çıktı.
42.00 ₺ -
Hacegan Sultanları Karton Kapak
HACEGAN SULTANLARI Dosdoğru yolun kılavuzlarını, hem bu yolda yürüme kararlılığımızı güçlendirmek, hem onları hayırla, minnetle, şükranla yâdetmek, hem kimlere tekmil verdiğimizi bilmek için bir kere daha tanıyalım. Nakşibendi tarikatının zikir usullerinden olan hatme-i hâcegân da isimleri zikredilen sadât-ı kiram efendilerimizi öğrenip bereketlenmek isteyenlere?
108.50 ₺ -
Muhabbet Makamı
Elif'siz her anlatım topaldır bir bakıma. Elif başlangıçtır rüyalara. Ama bir son değildir asla. Bir basamaktır kapısını araladığımız hayata. Dünün, bugünün ve yarının ismi konulmamış müzmin sakinidir. Kimi diyarda yağmur, kimi diyarda güneş bezminde selam durur özlenen bahara. Bir anlamı da sükûttur, çığırtkanlık tohumunun kök saldığı akıllara. Her bulunduğu mekânın manevi melekelerini oluşturan ve var oluşun imzası olan bu sihirli işaret, mücadelenin bir kapısıdır aynı zamanda. Yaşamın her günü bir başlangıç, her başlangıç ise bir umuttur. Bu umudu da Elif bina eder dostlarım! Çevremize bu cihetten şöyle bir göz gezdirdiğimizde, türlü örneklemelerle süslenir düşünce çerağımız.
7.50 ₺ -
Okuma Yazmanın Neyi Olur
Diğer ülkelerle kıyaslandığında televizyon izleme dalında bize ait rekorları kırarken, gazete tirajlarında, basılan kitaplarda ise yeni matbaa ile tanışan ülkelerden bile geri kalışımız acı bir durum ve gerçekliktir. Her 95 kişiye bir kahvehane, her 65 000 kişiye bir kütüphane düştüğü bir ülkede, bu okuma seferberliğinin ne kadar zorunlu olduğunu belirtmeme gerek var mı?
37.50 ₺ -
Aile ile Bağlanma Aidiyet
Aidiyet ihtiyacı insanın en karmaşık duygusudur. Bir yandan özgürlüğe düşkündür insan ruhu, diğer yandan tutunacak dal arar. Tutunabildiği kadar kendini emniyette hisseder. Kişilik gelişimi sağlıklı olan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren aidiyet ihtiyacına doğru rehberlik edilmiş çocuklardır... Çocuğun elleri tamamen bırakıldığında bireyselleşirken; kendi olmasına izin verilmezse, bağımlı hale gelir. Temeli “Güvenli Bağlanma” olan aidiyet duygusunun oluşumu ve gelişimini anne-babaların dikkatine sunmak oldukça önemlidir; çünkü kişi, yaşama aidiyet duygusu ile tutunur… Pedagog Adem Güneş, Tutunma Çabası: Aidiyet'te çocukluk döneminden itibaren aidiyet duygusunun oluşumunu adım adım ele alıyor. Aidiyeti bozan durumlara, aidiyet yanılgılarına, kırılmış aidiyet duygularının nasıl yeniden yapılanacağına değiniyor. Kişinin fiziksel ve ruhsal gelişimini olumlu etkileyen, değerler edinimini kolaylaştıran, problem çözme yeteneği kazandıran aidiyet kavramını açıklarken, cevapsız kalan birçok soruyu yanıtlıyor.
203.50 ₺ -
Kutsal Mekana Yolculuk (Salavat-ı Şerifler)
Bir gün Ubeyb.Ka'b (r.a.) Efendimi(Sallallahu Aleyhi Vessellem)'e sordu: "Ya Rasûllallah ! Ben Çok Salavat-ı şerife getiriyorum.Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?" "Dilediğin kadar yap." buyurdu. "Dualarımın dörtte birini salavât-ı şerifeye ayırsam uygun olur mu?" diye sordum. "Öyleyse duamın yarısını salavat-ı şerifeye ayırayım."dedim. "Dilediğin kadarını yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olu." buyurdu. "Ben yine: "ş"u halde üçte ikisi yeter mi?" diye sordum. -"İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur buyurdu. -Öyleyse duaya ayırdığın zamanın hepsinde sana salavat-ı şerife getirsem nasıl olur?" deyince: -"O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir. ve günahlarını bağışalar ." buyurdu.
55.00 ₺ -
Eğitimde Temel Boyut İnsan
Hoş geldin Söylemek istediğimiz çok şey var, Hayata dair, sevdaya, hasrete dair, Hayal gücüne, siyasete, ahlaka dair, Kültüre, sanata, edebiyata dair, Ve elbette EĞİTİME dair... Ve sadece söylemeyi değil, Dinlemeyi, paylaşmayı, tartışmayı, Söyleşmeyi ve yazışmayı, Ve elbette biraz daha insanlaşmayı... Ve heyecanla, umutla, sevdayla, Ama kendimizden azaltarak değil, Çokta yok olarak değil, Birlikte çoğalarak... Sen de misafir olma hayata, ev sahibiyiz çünkü yaşamın... TAHSİN AKÇAY
70.00 ₺ -
Mübarek Beldeler 3 Kudüs Şam Mısır
Vaad olunan Mukaddes Topraklar neresidir? Vaad olunan Mukaddes Topraklar kimlere vaad olunmuştur? Kudüs-ü Mukaddes kılan nedir? Kudüs-ü Şerif’te Hangi Peygamber, Sahabi ve Evliyaullah medfundur? Kabir ve makamları nerelerdedir? Mescid-i Aksa neresidir, İlk kim inşa etmiştir, Özellikleri nelerdir? Kubbetü’s Sahra neresidir? Muallak Taşının sırrı nedir? Ağlama duvarının aslı nedir, Yahudiler ona bu ismi niçin vermiştir? Müminler Yurdunun Merkezi neresidir? Ehlinin bozulmasıyla Ümmette hayır bırakmayacak belde hangisidir? Allah-ü Teala isyan eden kullarından hangi belde ile intikam alır? İsa(Aleyhisselam) nereye inecek? Deccal-i nerede öldürecek? Mahşer toprağı neredir? Kur’an’ı Kerim’de ismi ile anılan şehir hangi şehirdir? Cennet Irmağı hangi beldeden geçer? Ehli güzel ahlakıyla tanınan belde hangi beldedir Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in Akrabalık Hakkını gözetmemizi istediği belde hangi beldedir? Şam-ı Şerif, Kudüs-ü Şerif ve Mısır ile alakalı bu ve buna benzer daha birçok merak edilen soruların cevabını bu kitapta bulabilirsiniz!
235.20 ₺ -
Mübarek Beldeler 2 - Medine-i Münevvere
Efendimiz(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’i ziyaret ederken nelere dikkat etmelidir? Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer’in Efendimiz(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile aynı yerde medfun olmalarının hikmeti nedir? Ravza-i Mutahhara da bulunan mimberin, müezzin mahfilinin, mihrabların, direklerin özellikleri nelerdir? Hac veya Ümre yapanların Mescid-i Nebi’de 40 vakit namaz kılmalarının önemi nedir? Medine-i Münevvere Harem bölgesi midir? Mescid-i Nebi’nin kapıları neye göre isimlendirilmiştir? Kuba Mescid-i ve Mescid-i Nebi etrafında ki diğer bir takım mescidlerin özellikleri nelerdir? Medine-i Münevvere’nin şifalı toprağı neresidir? Medine-i Münevvere’ye yaya giden kimsenin uğrayıp namaz kılması faziletli olan vadi hangi vadidir? Cennet vadisi ve cennet dağlarından biri olan dağ hangisidir? Medine’nin Cennet pınarlarından olan kuyusu hangi kuyudur? Mekke-i Mükerrem’e ve Medine-i Münevvere’de defnolunan her kişi orada kalabilir mi? Medine-i Münevvere’nin uyun yolu üzerinde hangi sahabenin kabri vardır? Yeşil kubbe ne zaman yeşile boyanmıştır? Cennet bahçesi üzerinde ki dağ hangi dağdır? Bedir şehitliği ve Bedir de ki Melekler dağının özellikleri nelerdir? Uhud ve Uhud şehitliğinin özellikleri nelerdir? Hendek mevkiinde ki yedi mescidlerin özellikleri nelerdir? Medine-i Münevvere ile alakalı bu ve buna benzer daha birçok merak edilen soruların cevabını bu kitapta bulabilirsiniz!
254.80 ₺ -
Geleceğe Dönüş Risale Okumaları 5
Modernite, insanlığın geleceği son nokta değildir, ‘tarihin sonu’nu Batı temsil ediyor değildir, dünyaya bundan sonra hep Batılı anlayış, düşünce ve değerlerin hükmetmesi diye bir alınyazısı sözkonusu değildir, İslâm dünde kalmış bir din değildir, Asr-ı Saadet ‘düne ait’ bir hatıra değildir. Bilakis Asr-ı Saadet, giderek uzaklaştığımız ‘geçmişimiz’ değil, örnek alınmak üzere önümüzde duran ‘geleceğimiz’dir. Gelecek, onu geçmişin dehlizlerine atarak kurulacak değildir. Aksine, yıllar ilerledikçe, Asr-ı Saadetle insanlığa miras bırakılan değerlere olan ihtiyaç daha bir görülür hale gelmektedir. O yüzden, yarına yolculuk, bir açıdan, ‘geleceğe dönüş’ niteliğindedir! Geleceğe Dönüş, Risale Okumaları dizisinin son kitabı olarak, ismini ve ana çerçevesini Bediüzzaman’ın Muhakemat’ının “Sekizinci Mukaddime”sinde dile getirilen bu temel yaklaşımdan alıyor. Modernitenin de sonuna gelinen bir zamanda İslâm’ın insanlığa sunduğu cevaplara dikkat çekerken, yarının dünyasına bir Kur’ânî medeniyet ikram etmenin imkânlarını da gösteriyor.” “İtiraf edelim, her birimiz, dinin şu veya bu derece uzağında olanları, yaşamadığımız bir İslâm’a çağırıyoruz; yaşadığımız hal ise, pek de davete değer bir nitelik arzetmiyor. Halbuki, yanmayı göze almayan bir milyar kibrit çöpü, yanmaya razı olan tek bir kibrit çöpünün ulaştığı fütuhata ulaşamaz. Yanmayan, yakamaz ve aydınlatamaz…”
9.00 ₺ -
Ali İhsan Tola
Ali İhsan Tola, Üstad Bediüzzaman’ın harikulade hallere mazhar, maddî ve manevî ilimlerle mücehhez, çok yönlü, nev-i şahsına münhasır bir talebesidir. Nebatat, madeniyat ve ledünniyat gibi farklı ilimlerin sırlarına vakıftır. Ali İhsan Tola, orman mühendisi olarak zaten bitki ve ağaçlarla ilgili bir bilgi altyapısına sahiptir. Ancak Üstad’la görüşmesi sırasında, bildiklerinin çok ötesinde, Üstad’ın ona yepyeni ufuktbilmediğim çok derin sırlardan bahsederek beni hayrette bırakmıştı” demesi anlamlıdır. Sav’da risaleleri teksir ederken Üstad’ın himmetiyle bitkilerin esrarı kendisine açılır. Lokman Hekim gibi, bitkiler kendi dilleriyle konuşup neye yaradıklarını, hangi dertlere deva olduklarını ona anlatmaya başlarlar. O da birer şifa kaynağı olan bu bitkiler üzerinde çalışır, yanına gelen binlerce insana iman hakikatleriyle birlikte maddî olarak da şifa dağıtır. Soranlara, bu işi kendiliğinden yapmadığını, özel olarak tavzif edildiğini, asıl gayesinin Tıbb-ı Nebevî’yi ihya olduğunu ifade eder.
13.50 ₺ -
Uzun Yürüyüş
Hayatı üzerine yazılan belki yüzlerce esere rağmen, Bediüzzaman’ın uzun ve bereketli ömrünün birçok safhası hâlâ daha titiz, derin ve kapsamlı bir araştırmayı bekliyor. Onun, ümmetin kaderiyle birebir irtibatlı koca bir ülke saltanat-meşrutiyet-cumhuriyet-demokrasi sürecini yaşarken, İkinci Meşrutiyet’le başlayan ve vefatına kadar devam eden ‘uzun yürüyüş’ünün de, henüz yeterince, derinlemesine incelendiğini söylemek mümkün değil. Bediüzzaman, İkinci Meşrutiyet’in şafağında geldiği İstanbul’da ne gördü? Önce İstanbul’da, sonrasında Doğuda verdiği hürriyet mücadelesi nasıl bir yankı buldu? Birinci Dünya Savaşı’nda Rus işgaline karşı cephedeki mücadelesi ve sonrasında Rusya’da esareti, hangi bilinmezleri içeriyor? Aldığı davet üzere 1922 Kasım’ında geldiği Ankara’da neler oldu, neler gördü? Doç. Dr. Adem Ölmez, elinizdeki kitapta, bu sorulara titiz ve sabırlı bir araştırmanın meyvesi olan ve bizzat yazarı tarafından arşivlerde tesbit edilmiş belgeler ışığında cevap veriyor. Bediüzzaman’ın uzun ve ilham verici hayat yolculuğunun çok önemli bir safhasını, 1907-1922 dönemini daha iyi anlamak için, Uzun Yürüyüş, vazgeçilmez bir başvuru kitabı…
7.50 ₺ -
İmdat Aşık Oldum
2010 yılının Şubatıydı. Bir gün maillerimi açtığımda, beni çok şaşırtan bir çağrı gördüm. Mailin konu bölümünde sadece tek kelime yazıyordu: "İmdat!" "İmdat!" diye bağırıyordu biri. "Hocam perişanım yardım eder misiniz?" Yardım isteyen kişi, Büşra adlı bir kız öğrenci idi. Ve kelimeler sanki gözyaşlarıyla yazılmıştı. Okuduğum satırlar, beni gençlik yıllarıma döndürüverdi: "Ya Rabbi imdat! Beni kurtar!" diye çırpındığım yıllara... Mail gönderen öğrenci, âşık olduğunu bildiriyordu. Fakat işin kötüsü, kız henüz on yedisinde bile değildi ve gönül verdiği çocuk alkolikti. Üstelik de hatalarından pişmanlık duymayan, onlarla âdeta gurur duyan birisi... *** Elinizdeki kitap, orijinal maillere sadık kalınarak, Büşra ile yaptığımız uzun yazışmaları ve Rabbimizin yardımıyla kurtuluşunu dile getiriyor.
96.00 ₺