-
Bir Varmış 1 Yokmuş
Moby Dick’in sofistike geometrik işlemlerle bezeli olduğunu biliyor muydunuz? James Joyce’un bilinçakışı tekniğiyle kaleme aldığı romanlarının kasıtlı olarak matematiksel referanslarla dolu olduğunu? Calvino’nun “görünmez kentler”indeki matematiksel sıralamadan haberdar mıydınız? Genellikle matematik ve edebiyatı zıt kutuplar olarak görürüz. Peki ya esasında aralarında kuvvetli bir bağ varsa? Profesör Sarah Hart Bir Varmış 1 Yokmuş’ta sonelerden peri masallarına ve deneysel Fransız edebiyatına kadar, matematik ve edebiyatın hem hayatlarımızı hem de evreni anlamlandırmaya yönelik arayışta birbirini tamamlayan parçalar olduğunu gözler önüne seriyor. “Sarah Hart, çetrefil bilimsel fikirleri zekice kültürel referanslarla açıklayabilme gibi istisnai bir yeteneğe sahip olma konusunda Richard Dawkins ile aynı seviyede...” –The Guardian “Oldukça geniş kapsamlı bu kitap, okur için tam anlamıyla bir kazanç.” –Jordan Ellenberg, Nasıl Hata Yapmazsınız: Matematiksel Düşünmenin Gücü’nün yazarı “Profesör Hart bu konuları bir matematikçinin titizliği, bir yazarın zekâsı ve hayal gücüyle ele alıyor.” –The Economist
203.50 ₺ -
Balinanın Ölümü
1938 yılında, uzak bir Galler adasının kıyılarına ölü bir balina vurur. Tüm hayatını adada geçirmiş Manod için bu, hem bir kıyamet alameti hem de adanın kıyılarının ötesinde neler olabileceğinin bir sembolü gibidir. Babası ve kız kardeşiyle yaşayan genç Manod, ailesinin nesiller boyunca yuva bildiği, güzel ama bir o kadar da hırçın adanın ötesindeki hayatı keşfetme arzusundan kurtulamaz. Kıyıya vuran balinanın ardından ada kültürünü incelemek üzere gelen iki İngiliz etnograf, ona hem kendi adasının uzağındaki hayata bir bakış hem de bir kaçış ihtimali sunar. Manod, topluluğunun yanlış anlaşıldığına dair şüphelerine rağmen, bambaşka duygularla hesaplaşmak zorunda kalacaktır. Balinanın Ölümü, keskin bir zekâyla yoğrulmuş ışıl ışıl anlatımıyla üzerlerine kapanan dış dünyayla yüzleşmek zorunda kalan insanların hikâyesi... O’Connor, uçurumun kenarındaki bir topluluğun ve bir kadının incelikli portresini ustalıkla gözler önüne seriyor. “Balinanın Ölümü, aşk ve kayıp, tanıdık ve yabancı, güven ve ihanet, kara ve deniz, yaşam ve ölüm gibi pek çok kutup arasında gidip gelen, şaşırtıcı derecede kendinden emin bir ilk roman. O’Connor, Manod’da baştan çıkarıcı ve aldatıcı bir anlatıcı yaratmış: Dünyayı onun gözünden görmeyi çok sevdim ve romanın bitmesini istemedim.” -Maggie O’Farrell, Evlilik Portresi ve Hamnet kitaplarının New York Times çoksatan yazarı “Balinanın Ölümü, sakin, aydınlık bir kusursuzlukla yazılmış, her duygusu özenle işlenmiş, ada hayatının dramını delici bir doğrulukla gözler önüne seren güçlü bir roman.” -Colm Toibin, New York Times çoksatan yazarı “Balinanın Ölümü’nün sessiz ritmi, tutunulan ve salıverilen kaybın derin bir melodisini içeriyor. Büyük bir değişim hakkında zarif ve çetin bir hikâye.” -Anne Enright, Booker Ödüllü yazarı “Büyük bir değişimin eşiğindeki dünyada geçen enfes, çağrışımlarla dolu bir ergenliğe giriş hikâyesi.” -The Observer, 2024 Yılının En İyileri “O’Connor her şeyin eşiğinde bir ruh hali yaratıyor: yetişkinlik, bir topluluğun sonu ve romanın geçtiği zaman göz önüne alındığında savaş. Bu aynı zamanda çatışan ideolojilerin birbirlerine karşı köpürüp kaynadığı bir dönem ve O’Connor tüm bunları ve daha fazlasını en ince ayrıntılarıyla resmediyor.” -Crack Magazine “Akıldan çıkmayacak, telaşsız, sıra dışı bir ilk roman... O’Connor kırsal olanı, izole olanı fetişleştirme eğilimimizi ve bir inceleme nesnesi haline gelmenin ne anlama geldiğini berrak bir bakışla sorguluyor.” -Joanna Quinn, The Whalebone Theater’ın New York Times çoksatan yazarı “Apaçık ve zarif... O’Connor’ın mükemmel ilk romanı ... bir karakterin kendine özgü varoluşunu sahicilikle parıldatan, titizlikle gözlemlenmiş bir yazım örneği.”-Maggie Shipstead, New York Times Book Review
185.00 ₺ -
Dan ve İstanbul un Hayaletleri
Dan, sıradan olmasını umduğu bir okul gezisi için İstanbul’a gelir ama bela yine peşini bırakmaz. Söylentiye göre İstanbul, üç hayalet muhafız tarafından korunmaktadır. Muhafızlar halkı bir konuda uyarmaya çalışıyordur: Acımasız bir arkeolog, İstanbul’u ayakta tutan Medusa’nın Kalbi’ni çalmak için yer altında kazılar yapıyordur. Efsaneye göre biri bu kalbi bulup olduğu yerden alırsa İstanbul yerle bir olacaktır. Bu hayalet muhafızların yeryüzündeki tek iletişim kaynağı ise Zeynep adında bir kızdır. Ne tesadüf ki Zeynep, Dan’in kaldığı otelde çalışmaktadır. Hayaletleri duyabilen Zeynep ve onları görebilen Dan, kalbin çalınmasını önleyip İstanbul’u kurtarabilecek mi? Yoksa kadim şehir sonsuza kadar yok mu olacak?
123.75 ₺ -
Mahfuz Bir Uyanış Çağrısı
Yeryüzünde yaşanan tüm olayların kurgusuna, insanı düşürdüğü durumlara ve geçiciliğine odaklanan Mahfuz-Bir Uyanış Çağrısı; bireysel ve zihinsel ögelere farklı pencerelerden bakma imkânı sunuyor. İnsanın maneviyatına yönelen kitapta, farklı olaylar ve farklı düşünceler inceleniyor. Birbirinden ayrı insanların birbirlerini nasıl etkiledikleri ve yaşanan olayların nedenleri mercek altına alınıyor. Yazarın ilgi çekici bakış açısı ve yaklaşımı, kitabın anlatımını güçlendiriyor. Ayrıca akıcı bir dille yazıldığı için okuması da analiz etmesi de daha kolay hâle geliyor. Sosyolojik araştırmalar ve yaklaşımlarla şekillenen eserin kurgusu, okuyucuyu muhakeme edebileceği farklı dünyalarla tanıştırıyor. Eğer dünya düzenine ve kişisel yaşanmışlıklara dair içsel veya dışsal olması fark etmeksizin eleştirel yaklaşımlar okumayı seviyorsanız Mahfuz-Bir Uyanış Çağrısı mutlaka kitaplığınızda olması gereken bir eser. Yazar, eserde "uyanmak isteyenlere" hitap ettiğini belirterek gizemli konulara ışık tuttuğunu ve göz ardı edilen birçok olayın nedenlerini irdelediğini ifade ediyor.
107.20 ₺ -
Mihrican Fırtınası
Mihrican Fırtınası Nazan Bekiroğlu’nun hayata, edebiyata ve sanata dair denemelerini bir araya getiriyor. Yazarın kişisel hayatından izlerin belki de ilk kez bu açıklıkla görülebileceği denemeler bunlar. Bir Mihrican Fırtınası olarak yaşadığı emekliliğe geçişi, yeni kütüphanesini yerleştirmesi, kitapları, defterleri, lise yıllarında tuttuğu günlüğünden alıntıladığı samimi satırlar, sobacılar sokağında bir dükkânda alın terinin kutsallığını hissettiren yaşlı usta ile geçen dakikalar, halı dokuyan kızlar ve başka birçok değiniyle saf insaniyete duyduğumuz özlemi derinden hissettiren yazılar. Ama sadece özlediklerimiz değil, sabır taşımızı çatlatanlar, cingözlüklerinden illallah ettiklerimiz de görüntüye giriyor. Sonrasında ise Mihrican Fırtınası, edebiyata, minyatüre, soyut resme, uygarlık ve insanlık tarihine, İkaros’un düşüşüne, Platon’un mağarasına dair değinilerle son derece zengin bir içerik sunuyor. Başımı kaldırıp benimle hiç ilgisi olmayan bir sahneye bakar gibi bakıyorum olup bitene. Odam toplanıyor, otuz sekiz yıllık yığın ayıklanıyor. Bağ bozumu. Ekim de değil ki!
203.50 ₺ -
Duvarları Yıkmak
Kalpte, zihinde, yüksek yüksek duvarlar örmek yerine, köprüler kurmak gerek dostlar. Ardımız engin bir denizdir, ışıktır. Gelin o duvarları yıkalım ve ışık tüm ihtişamıyla girsin içeri, aydınlatsın gönüllerimizi. Haydi uyanın, uyandırın artık! Tüketim çağı bizi birbirinden habersiz yaşayan bencil bireyler hâline getirdi. İnsanlık olarak kişisel gelişimin üzerine o kadar düştük ki toplumsal ilerlemeyi ıskaladık. Toplumca iyi olmadan, toplum bağlarını sağlamlaştırmadan ulaşılan bireysel gelişme hiçbir yarar sağlamayacaktır. Bahadır Yenişehirlioğlu Duvarları Yıkmak adlı yeni eserinde topluma, dünyaya, hayata kısacası insana dair çok önemli tespitlerde bulunuyor. Modern dünya sisteminin tüm insanlığa zorbalıkla dayattığı şeyler karşısında elimizde ne tür bir silah var? Günümüz dünyasında aşırı bireyselleşmenin bir sonucu olarak içten içe çürüyen toplumun çaresi ne olabilir? Yenişehirlioğlu, samimi bir sohbetle okuyucuyu duvarları yıkmaya davet ediyor: Bizi insanlıktan uzaklaştıran her duvar yıkılmaya mahkûmdur.
166.50 ₺ -
Jül Sezar
Binanın içine ulaştığında derin bir soluk aldı nihayet, “Uçurumun kenarında kök salmış ve hayatını koruyabilmek için geriye doğru büyümüş bir ağaç gibiyim ben,” diye düşündü. “Tüm bu mücadele, ruhumu doğrultup hayata karşı bir derinlik ve güç kazanmasını sağladı. Etrafımdaki çok az kişi böyle bir hayatın içinden zirveye yürüdü! Benimle uğraşmaya akılları ve güçleri yetmez bunların!” Savaşlar, zaferler, entrikalar, iktidar mücadeleleri… Okay Tiryakioğlu bu destansı romanında, Roma İmparatorluğu’nun en büyük liderlerinden biri olan Jül Sezar’ın aksiyon ve drama dolu hayatını anlatıyor. Sezar’ın gençlik yıllarından başlayarak askeri ve siyasi yükselişine, senato mücadelelerine ve nihayetinde trajik ölümüne kadar olan süreci aktarıyor. Güçlendikçe daha da büyüyen komplolara karşı büyük imparatorun sadece askeri dehâsıyla değil, stratejik zekâsı ve kararlılığıyla da rakiplerini alt edişini ortaya koyuyor. Bu roman, Roma İmparatorluğu’nun en görkemli dönemlerinden birindeki askeri ve politik mücadeleleri sunarken Sezar’ın kişisel trajedisini de gözler önüne seriyor. Eserleri sekiz dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, "günümüzün Peyami Safa"sı olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden dünya tarihinin en ünlü ve tartışmalı liderlerinden birisi olan Jül Sezar’ın nefes kesen hikâyesi…
259.00 ₺ -
Darwin ve Osmanlılar
Evrim tartışmaları günümüzde ilgi çekmeye devam ediyor. Tarihte evrim, biyoloji dışı bağlamlarda nasıl tartışılmıştı? Örneğin Türkler 19. yüzyılda Darwin ve evrim teorisini nasıl karşıladılar? Osmanlı entelektüelleri evrim teorisine hangi anlamları yüklediler, ona nasıl bir misyon atfettiler? Darwin, Osmanlılar ve Türklerle ilgili neler düşünüyordu? Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasında İngiliz doğa bilimcinin rolü var mıydı? Darwin ve fikirleri Viktoryen İngiltere’de ne tür bir etki bıraktı? Galileo neden Kilise ile ters düştü? Kilise bilimle ilgili konularda sadece dinî motivasyonlarla mı hareket ediyordu? Nazım Hikmet’in şiirlerinde siyaset, bilim ve teknoloji nasıl buluştu? Alper Bilgili, okurlarını tarihte kısa bir yolculuğa çıkararak farklı dönemlerde yaşanan bilimsel gelişmelerin entelektüel dünyaya ve toplumsal yaşantıya etkilerini inceliyor. Bilim dünyasının pek de bilmediğimiz kültürel yansımalarını ilginç detaylar ve keyifli bir dille ortaya koyuyor, gündelik hayatta doğru bilinen yanlışlara cevap veriyor. Nihayetinde bilim, tarih ve kültürün kesiştiği ilgi çekici bir yazı dizisi sunuyor. Dr. Alper Bilgili’nin bilim tarihi yazılarının derlendiği Darwin ve Osmanlılar kitabı; basmakalıp, sığ ve mekanik klişeler etrafında tartışılan konularda derinlikli araştırmaya dayanan tahlil ve yorumlar yapmaktadır. Bu kıymetli, entelektüel bilim tarihi çalışması “İslâm düşüncesinin evrim kuramına yaklaşımı,” “Darwin’in Türkleri değerlendirmesi” ve “Galileo’nun din-bilim çatışmasındaki yeri” benzeri konularda yaygın kabul gören basmakalıp yorumları sorgulamakla kalmayarak tarih ve toplumsal gelişmeyi tarihselci, teleolojik ve mekanik şablonlarla açıklamaya çalışan Türk bilimciliğinin olguları bağlamlarından çıkararak araçsallaştırdığını da ortaya koymaktadır. -Prof. Dr. M. Şükrü Hanioğlu, Princeton Üniversitesi
148.00 ₺ -
Narsist Birinden Nasıl Kurtulursunuz
Bir narsisti değiştiremezsiniz, ama onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenebilirsiniz. Dr. Sarah Davies’in yıllarca süren klinik çalışmalarından ve kişisel deneyimlerinden hareketle kaleme aldığı bu kitap, narsisizmi anlamaya, narsistik istismar döngüsünü tanımlamaya ve istismarın ardından iyileşmeye dair interaktif bir rehber. Farkındalığın, değişimin anahtarı olduğunu vurgulayan Davies, örnek vakalarla zenginleştirdiği bu çalışmasında istismarın özelliklerini, toksik ilişki dinamiklerini, manipülasyon yöntemlerini açıkladıktan sonra odağını iyileşme yolculuğuna çeviriyor ve sağlıklı sınırlar tesis etmeye, özbakım ve şefkatte derinleşmeye, özgüveni ve özsaygıyı yeniden inşa etmeye yönelik yol gösterici tavsiyelerde bulunuyor. Narsist Birinden Nasıl Kurtulursunuz, bir narsistle kurduğunuz toksik ilişkiden sonra kendinizi yeniden inşa etmenize yardımcı olacak ve başka narsistlerin kurbanı olmanızı engelleyecek kapsamlı bir kılavuz… “Eğer gerçek bir narsistin kurbanı olduysanız, TikTok’a değil, Davies’in kitabı gibi güvenilir ve kapsamlı bir bilgi kaynağına ihtiyacınız var.” -Sunday Times Style “Davies iyileşmeye giden yol haritasının ana hatlarını çiziyor.” -Habiba Katsha, Stylist “Narsistik istismara maruz kalmış herkes bu kitabı okumalı; sadece konu hakkında farkındalık kazanmak için değil, aynı zamanda iyileşme yolculuğunda size ışık tutması için.” -Goodreads okur yorumu
218.30 ₺ -
Koltuğumdaki Kadınlar
Dr. Ayşe Duman Koltuğumdaki Kadınlar’da içsel sevincini yitirmiş, dışsal iyi hissediş oyuncaklarına bağımlı hale gelmiş zihin-bedenlerin acılarından ve ızdıraplarından söz ediyor. Yani seni, beni, bizi bize anlatıyor. Koltuğuna oturan kadınların hikâyeleri eşliğinde, kadının kendine zihnini şefkatle dinleme, beden kayıtlarını anlama, kabul etme ve değişme izni verdiğinde “iyileşmenin” nasıl da mümkün olduğunu gösteriyor. Yaşam yolculuğunda beden bilgeliğinin önemini vurgulayan Dr. Duman, kadını dış seslerin gürültülerinden, şartlanmışlıklardan, düzen kurucuların dayatmalarından özgürleşerek biyolojinin fısıltılarını duymaya davet ediyor. “Hikâyelerimizle birbirimize bağlı olduğumuz yaşam yolculuğunda neşelerimiz kadar acılarımız da ışık oluyor birbirimize. Acıyı, ona tutsak olmadan özgürleşmenin, var olma sevincini hissetmenin en sağlam basamağı olarak kullanan kadınların hikâyeleri ışık olsun istedim, yola çıkmak isteyenlere, yolda olanlara.”
125.80 ₺ -
Şair Nigar Hanım
Şâir Nigâr Hanım. Yahut eserlerine attığı imza ile Nigâr binti Osman. Adını açıkça sahiplenen şiirleriyle edebiyatımızın ilk “kadın” şâiri. Yirmi beş yaşından başlayıp hayatının sonuna kadar yazmayı sürdürdüğü günlüğüyle Türk edebiyatının en uzun günlük yazan kadın yazarı. Şâir Nigâr Hanım, sadece yazar kimliğiyle değil, döneminin seçkinlerinden oluşan geniş sosyal çevresi ve kişisel hikâyesiyle de çok önemli bir portre. Bu portreyi en ince ayrıntılarıyla günümüze taşıyan, Nigâr Hanım deyince akla gelen ilk kişi ise şüphesiz Nazan Bekiroğlu. Nazan Bekiroğlu 1995 yılında doçentlik tezi olarak hazırladığı Şâir Nigâr Hanım çalışmasını yıllar sonra büyük bir özveriyle adeta yeniden yazdı. Nigâr Hanım’la ünsiyetini akademik çalışmanın çok ötesine taşıyan Bekiroğlu, dört başı mamur bir edebî portre ortaya koyarken Nigâr Hanım’ın eserleriyle yaşamı arasındaki çok yönlü ilişkilere işaret eden, salonundan geçmiş kişilere varıncaya kadar hayatı ve edebiyatıyla ilgili en küçük ipuçlarını dahi yakalayan bir dikkatle edebiyat araştırmacıları için eşsiz bir çalışma örneği sundu. Nigâr Hanım’ın eserleri ve günlüklerine ilâveten bugüne intikal bütün evrakın, kişisel arşivlerin, şâirenin aile fertlerinin özel koleksiyonlarının, kartpostalların, ithaflı fotoğraf ve kitapların, fotoğraf albümlerinin ve muhtelif eşyanın izinde geçen yılların semeresi olarak ortaya çıkan bu önemli eser “gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskı”sıyla yeniden raflarda. “Nigâr Hanım sentezci değil eklektik bir kimliktir. Onda Doğu ve Batı öncelik sonralık sıralamasına alınmadan bir arada başlar, öylece devam eder ve öylece biter. Onunki, Doğulu gibi yaşamak ama Batılı gibi düşünmek değil; Doğulu gibi yaşamak ve Batılı gibi düşünmektir. Bu yönüyle eğer bir şarkıysa, güftesi Garplı, bestesi Şarklıdır.”
518.00 ₺ -
Zavallı Şey
Kendi halinde sessiz sakin bir delikanlı olan Oskar, daha çocukken kendini Blumların çiftliğinde her işe koştururken bulur. Hayatı küçücük odası ve kan ter içinde çalıştığı araziden ibaret delikanlı, günün birinde ormanın derinliklerinden çıkıp gelmiş, paçavralara sarılı, kir pas içinde, bir deri bir kemik kalmış bir çocuk görür. Bu görüntü adeta zihnine kazınır; onu korkutur fakat bir yandan da merakını uyandırır. İptidai bir av düzeneği kuran delikanlı, bu çocuğu tuzağa düşürüp eve götürür. Derdini anlatmaktan aciz, vahşi bir hayvandan hallice bu zavallı şey, Oskar’ın ilgisi ve şefkatiyle günden güne gelişmeye başlar. Garson ve Biz Beş Kişiyiz’in yazarı Matias Faldbakken’in dâhi kaleminden ihmal ve şefkate, dışlanmaya ve bağ kurmaya, travmaların kökenine dair tekinsiz bir masal: Zavallı Şey… “Faldbakken cadı iksirinden bir roman çıkarmış ortaya... Metin hem klişelerle hem de mecazlarla oynuyor -ve güzeli ve acıyı güçlü bir karışım formunda, ironik ve dobra bir tavırla aynı anda sunuyor. ... Böyle bir dil ve yoğun bir dürtüyle yazar, bilhassa keyifli bir macera yaratmış.” –Dag og Tid “Zavallı Şey içimde Agota Kristof’un acıyı ve şefkati aynı dolaysız ve özgün sesle anlattığı Büyük Defter’inden bu yana hiçbir kitaptan almadığım duygular uyandırıyor.” –Göteborgs-Posten “Okuduğum bir kitaptan gerçekten keyif aldığım nadirdir. Bu kitapta gerçek bir yaratıcılık coşkusu hâkim. Daha orijinal ve heyecan verici bir proje için uzun süre aramanız gerekecek -Faldbakken'in bir önceki romanı, aynı derecede keyifli, büyülü ve vahşi Biz Beş Kişiyiz dışında.” –Thula Kopreitan, Yılın En İyi Kitapları
173.90 ₺ -
İsimsiz Kafe
1966, Viyana. İkinci Dünya Savaşı’ndan yirmi yıl sonra şehir küllerinden doğarken sezonluk işçi Robert Simon da bu heyecana kapılır ve bir dükkân kiralayıp kendi kafesini açar. Ne var ki pek de sıradan bir işletme olmayacaktır burası; mekânı gündelik hayatlarının bir parçası haline getiren mahalleli ve beraberinde getirdikleri hikâyeleri, dönemin Viyana’sına ve değişen Avrupa’ya dair derin izler sunar. İnsanlar gelir ve yanlarında özlemlerini, kayıplarını, aşklarını, yoksulluklarını, beklenmedik mutluluklarını getirir. Bazen keder dolu gözyaşları, bazen de ümit dolu kahkahaların yankısında şehir yeniden hayat bulur. İsimsiz Kafe, yola çıkma dürtüsüne dair bir roman. Robert Seethaler, gündelik hayatın detaylarını izi belleğimizde uzun süre yer edecek karakterlerin gözünden işleyerek sonu şimdiden belli “yeni dünya”nın hikâyesini anlatıyor. Regaip Minareci’nin çevirisiyle... “[Seethaler] karakterlerinin bir resmini çiziyor, ama çokça empatiyle. Bu, onun ustalaştığı bir sanat: küçük insanlar hakkında büyük hikâyeler anlatmak.” –dpa “Robert Seethaler, Almanca edebiyatın büyük zanaatkârı.” –The World “Robert Seethaler yeni romanında, hayat hikâyelerini saf varoluşa indirgeyerek anlatma konusundaki özel yeteneğini sergiliyor: Hayatta kalmaya dair bir roman bu; aşka, güce ve ölüme dair bir roman.” –NDR Kultur
203.50 ₺ -
Kader Oyunu
Özgürlüğün anlamını çok iyi biliyordum ancak kıymetini öğrenmek için geç kalmıştım... İnsanın ne kadar kendinden emin planları olursa olsun kaderin de mutlaka kendi ağlarını ördüğü bir planı vardır. Ergün, başarı ve şöhret merdivenlerini hızla tırmanan bir avukat iken bir gün başına büyük bir felaketin geleceğini nereden bilebilirdi ki? Eşine söylediği pembe yalanlar yüzünden kendini iyice çıkmaz bir yola sokan Ergün, yeni doğmuş bebeği Umut’un yanında olması gerekirken hiç ait olmadığı bir yerde başına gelen bu olmadık beladan nasıl kurtulacağını düşünmektedir. Bu büyük felakette herkes ve her şey Ergün’ün karşısındayken ona inanan can dostlarıyla eşi Hilal, Ergün'ün bu felaketten kurtulması için ellerinden geleni yapacak ve kendilerini amansız bir dedektiflik macerasının içerisinde bulacaklardır. Sosyal medyada hayata dair paylaşımlarıyla öne çıkan Avukat Ergün Kazanır’ın kaleminden, Lohusa Şerbeti'nden sonra yepyeni bir roman daha! Bu romanda macera, polisiye, aile ve dostluk gibi temalar tek bir kurguda birleşiyor. Gerçek yaşamın içinden, azimli bir avukatın bir solukta okunacak hikâyesi!
133.20 ₺ -
Dan ve Buzdan Piramit
Dan'in hayaletlerle kurduğu bağ, onu bu kez Londra'nın en yüksek noktasında kimsenin cesaret edemeyeceği bir görevle yüzleştiriyor. Ancak herkesin bilmesi gereken bir şey var ki Dan hayaletlerin bile çekindiği bir varlıkla karşı karşıya! Dan ve hayalet dostu Simon, Buzdan Piramit'in içinde dönen paranormal olayların peşine düşer. İkilimiz bu kez yalnız değil, ekipleri büyür ve Küçük Stacey ile gizemli Venn Specter da bu macerada onların yanına dahil olur. Ancak hayaletleri avlamaya çalışan bir düzenbazın varlığı, işleri daha da karmaşık hale getirir. Dan, hem kendini hem de arkadaşlarını bu lanetli canavardan kurtarabilecek mi? Yoksa buzdan bir piramidin içinde sonsuza dek hapis mi olacaklar?
112.50 ₺ -
Dan ve Ölüler 1
Dan sıradan bir çocuk değil. Hayaletleri görebiliyor, onlarla konuşabiliyor hatta onların sorunlarını çözmeye çalışıyor. Ama bu yeteneği ona sadece hayaletlerle dolu, gizemli ve tehlikeli bir dünya sunmakla kalmaz; aynı zamanda sırlarla dolu bir maceranın da kapılarını açar. Dan bir gün sessiz kasabasından çıkıp, hayaletlerin fısıldadığı karanlık sırları ortaya çıkarmaya karar verir. Ancak bu yolculukta yalnız değil! Ona, gizemli bir geçmiş olan hayalet Simon eşlik eder. Dan ve Simon, unutulmuş hazinelerin peşine düşerken, ölülerin dünyası ile yaşayanların dünyası arasındaki sınırlar gittikçe bulanıklaşır. Dikkatli Olun! Lanetli illüzyonları olan ölü bir sihirbaz ve karanlık planları olan bir hırsız, her adımda Dan'in peşinde! Dan, bu zorlu görevde sadece hayaletlerin yardımına değil, kendi cesaretine ve zekasına da güvenmek zorunda.
112.50 ₺ -
October, October (Ciltli)
October ve babası ormanda yaşıyorlar. Babasının kendileri için inşa ettiği evde uyuyorlar ve ağaçları, gölü, yıldızlar, taşı ve toprağı herkesten daha iyi biliyorlar. Ormanda yaşıyorlar ve yabaniler.Ve bu hep böyle oldu.Ta ki October’ın on birinci doğum gününe kadar. October bir yavru baykuşu kurtardı, babası ormanın en büyük ağacından düştü ve hastaneye kaldırıldı ve kendisini October’ın annesi olarak tanıtan kadın ormana geri döndü.October’ın on birinci doğum gününden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.October, October, cesaret etmek ve mutluluğu bulmak hakkında okuyacağınız en güzel hikâye. Bu kitabı okurken kahramanının sesini duyacak ve onun heyecanına ve endişesine ortak olacaksınız.
210.00 ₺ -
October, October
October ve babası ormanda yaşıyorlar. Babasının kendileri için inşa ettiği evde uyuyorlar ve ağaçları, gölü, yıldızlar, taşı ve toprağı herkesten daha iyi biliyorlar. Ormanda yaşıyorlar ve yabaniler.Ve bu hep böyle oldu.Ta ki October’ın on birinci doğum gününe kadar. October bir yavru baykuşu kurtardı, babası ormanın en büyük ağacından düştü ve hastaneye kaldırıldı ve kendisini October’ın annesi olarak tanıtan kadın ormana geri döndü.October’ın on birinci doğum gününden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.October, October, cesaret etmek ve mutluluğu bulmak hakkında okuyacağınız en güzel hikâye. Bu kitabı okurken kahramanının sesini duyacak ve onun heyecanına ve endişesine ortak olacaksınız.
150.00 ₺ -
Diken ve Karanfil
"Bu kitap temelde gerçeklere dayanıyor olsa da anlatılanlar ne yalnızca benim ne de belli bir şahsın hikâyesidir. Her Filistinlinin metinde geçen olaylarla şu ya da bu şekilde bir bağı vardır. Bu eserdeki hayal gücü, sadece bir romanın gerektirdiği şartları sağlamak için, belli başlı kişiler etrafında şekilleniyor. Geriye kalan her şey, gerçek vakalardan izler taşıyor. Anlattıklarımın hepsini ya bizzat yaşadım ya da onlarca yıldır sevgili Filistin topraklarında bunları bire bir yaşayanların ağzından dinledim." Yahya İbrahim Sinvar / Bi'rü's-Seb'e Zindanı, 2004 Filistin direnişinin en önemli isimlerinden olan Yahya Sinvar, çeyrek asırlık hapishane günlerinde kaleme aldığı "Diken ve Karanfil" adlı bu eserinde; şahsî hatıralarını, acılarını ve umutlarını, Filistin halkının benzersiz ve upuzun hikâyesiyle iç içe aktarıyor. Roman özellikleri taşımasının yanında bir otobiyografi yahut hatırat olarak da okunabilecek eserde, 1967'deki Altı Gün Savaşları'nda yaşanan ağır yenilgiden, Aksâ İntifadası'nın bölgeyi sarstığı 2000'li yıllara kadarki süreçte Filistin halkının kesintisiz ve çok yönlü mücadelesinin temel ve kritik aşamaları ele alınıyor. İşgal zindanlarında ve esaretin karanlığında, gardiyanların gözlerinden ve cellatların kirli ellerinden gizlenmeyi başararak gün yüzüne çıkan kitapta; ardı arkası gelmeyen saldırılar, göçler, acılar, mahrumiyetler, özlemler, kıyımlar ve ara sıra yüzleri güldüren sevinçler, içeriden bir gözle ve cerbezeli bir anlatımla sunuluyor.
266.00 ₺ -
Böcekleri Seven Kadın
1600’lü yıllarda dünyaya gelen Maria çocukluğundan beri böceklerle haşır neşir olmakta ve sanatla ilgilenmektedir. Etrafındaki dünya değişirken Maria böceklerin evrelerini resmetmeye, onlarla ilgili kayıtlar tutmaya başlar. Bu ilgi sadece böceklerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bitkilerin dünyasını da çizgilerine dahil eder. Hollanda’dan Japonya’ya, Japonya’dan Berlin’e uzanan bir yolculuktur onunkisi. Larvanın tırtıla, tırtılın kelebeğe evrilmesi misali Maria da kendini dönüştürür, yıllarca yaşar, çağları aşar ve kendi kozasını örmenin peşine düşer. Böcekleri Seven Kadın, her şeyden önce önüne konan engellere rağmen kendi yolunun ve tutkularının peşinden giden bir kadının özgürleşme hikâyesi. Okuru cadı avı döneminden günümüz Berlin’ine büyüleyici bir yolculuğa çıkaran zarif bir roman… “Ahava dili ustaca kullanıyor. Okuru mikroskobik detaylara yaklaştırıp bir tırtılın titreyişini, kelebek kanadının dokunuşunu hissettiriyor. Böcekleri Seven Kadın, dili, kurgusu ve yapısı itibariyle son derece etkileyici ve alkışlanacak bir edebiyat deneyimi sunuyor. Gerçek dünya edebiyatı budur. Bilginin, özgürlüğün, karakter gelişiminin büyük kırılımları katman katman açılıyor. Olağanüstü güzel bir roman.” -Anni Saari
203.50 ₺ -
Tutkular Keder Oldu
Olgunlaşması gereken ruhlarımız niçin birbirini yiyor? Topluca tekâmül edecek yerde niçin birbirinin kuyusunu kazıyor? Onları bu hâle kim getirdi? Hangi mikrop el uzandı ruhların dünyasına? Hangi canavarın dişleri takıldı yüreklerimize? Kimin dünyası bu? Sürgün edilenlerin mi, sürenlerin mi? Doğuştan temiz olan insan ruhunu kim kirletti? 1980 darbesinin arifesinde anarşi ve kaosun hüküm sürdüğü yıllar… Karşıt görüşteki grupların çatışmaları yüzünden üniversitede okumanın, hayatın giderek zorlaştığı zamanlar… Erzurum’da üniversite çatısı altında yolları kesişen, dostluğu ve düşmanlığı aynı anda tecrübe eden, bu vesileyle gerçek hayatı öğrenen bir grup genç… Fakültedeki öğrencilerin hayran olduğu Nalan, davaları uğruna her şeyi yapmayı göze alan Rasim ve Musa… Onlara nazaran daha sakin ve temkinli, her koşulda hakkı ve sabrı tavsiye eden Mehmet Fuat… Ve tüm bunların ortasında rüzgârın estiği yöne savrulan, mazlum, yoksul, öfkeli ve sabırsız Zülküf… Daha rahat bir hayat sürmek için her yolu deneyen, sevdiği kıza kavuşmak uğruna devamlı taviz veren, kapıldığı hayallerin peşinden hiç usanmadan koşan, yaptığı yanlış seçimlerin bedelini her defasında çok ağır ödeyen, geleceğini heba eden Zülküf… Nurullah Genç'in kendi yaşam öyküsünden esinlenerek yazdığı, ödüllü ilk romanı Tutkular Keder Oldu, ülkemizin oldukça zor günlerden geçtiği bir dönemde, genç yüreklerin hayallerini dahi çepeçevre kuşatan karamsarlık, hüzün ve öfkeye karşılık ümit, sabır ve zorluklarla mücadeleyi samimi bir dil ve eşsiz bir kurguyla hatırlatıyor.
148.00 ₺ -
Suyun Bizi Götürdüğü Yer Ciltli
İki erkek kardeşi olacağı için çok mutlu olan Ava, aynı zamanda annesinin sağlığı için de bir o kadar endişeli. Bu süreçte anne ve babası, Ava’nın daha iyi vakit geçirmesi için onu büyükanne ve büyükbabasının göl evine gönderir.Normalde burada olmaktan dolayı çok mutlu olacak olan Ava’nın içinde bu kez korkunç şeyler olacağına dair hisler vardır. Bir kuşun gözlerinin önünde ölmesiyle kötü şansın kesinlikle peşini bırakmadığını düşünen Ava, bu kötü şansı yenmek için bulduğu iki kuş yumurtasını yanına alacak ve onlara bakacaktır. Ava için bu kuşların sağlıklı olmaları demek, annesinin ve ikiz kardeşlerinin de sağlıklı olmaları demektir artık.İnanılmaz Aile, Kayıp Balık Nemo ve Oyuncak Hikâyesi gibi filmlerin yapımında yer almış Oscar ödüllü yönetmen Alan Barillaro’nun ilk romanı Suyun Bizi Götürdüğü Yer, hassas ve cesur bir kızın korkularıyla yüzleşmesinin dokunaklı hikâyesi.
187.50 ₺ -
Suyun Bizi Götürdüğü Yer
İki erkek kardeşi olacağı için çok mutlu olan Ava, aynı zamanda annesinin sağlığı için de bir o kadar endişeli. Bu süreçte anne ve babası, Ava’nın daha iyi vakit geçirmesi için onu büyükanne ve büyükbabasının göl evine gönderir.Normalde burada olmaktan dolayı çok mutlu olacak olan Ava’nın içinde bu kez korkunç şeyler olacağına dair hisler vardır. Bir kuşun gözlerinin önünde ölmesiyle kötü şansın kesinlikle peşini bırakmadığını düşünen Ava, bu kötü şansı yenmek için bulduğu iki kuş yumurtasını yanına alacak ve onlara bakacaktır. Ava için bu kuşların sağlıklı olmaları demek, annesinin ve ikiz kardeşlerinin de sağlıklı olmaları demektir artık.İnanılmaz Aile, Kayıp Balık Nemo ve Oyuncak Hikâyesi gibi filmlerin yapımında yer almış Oscar ödüllü yönetmen Alan Barillaro’nun ilk romanı Suyun Bizi Götürdüğü Yer, hassas ve cesur bir kızın korkularıyla yüzleşmesinin dokunaklı hikâyesi.
131.25 ₺ -
Herkes İçin Aristo-Felsefe Artık Çok Kolay
Aristoteles, kendinden sonraki herkese mantığı öğreten, bugün dahi kullandığımız felsefi kavramları üreten ve en az bunlar kadar önemli olarak, kendinden önceki bilgi ve düşünce birikimini kitaplarıyla bizlere taşıyan büyük bir düşünür. Ancak onunla aramızdaki zaman farkının yirmi beş yüzyıl olduğunu göz önüne alacak olursak, söylediklerinin anlaşılmasının ne derece zorluklar taşıdığını da kestirebiliriz. Aristoteles, her ne kadar evrensel anlamda yaptığı tartışmalarla doğudan batıya pek çok düşünürü derinden etkilemiş ve onlar aracılığıyla defalarca kendisinden bahsettirmiş de olsa, gerek tartışmalarının derinliği gerekse kullandığı terminoloji bakımından modern okurun yabancı kaldığı bir düşünürdür. Mortimer J. Adler’in Herkes İçin Aristoteles kitabı, bu büyük düşünürün bu kadar eski zamanda yaşamış olmasına rağmen neden bugün bile canlı bir düşünceye sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Adler, ağır felsefi terminolojiden kaçınarak bunun yerine, eğitimli ancak felsefe arka planı olmayan tüm okurların anlayacağı şekilde Aristoteles felsefesini açıklıyor. Felsefeye doğrudan ilgisi olmayan okurun dahi ilgisini çekecek anlatımıyla yazar, Aristoteles’i ve bununla birlikte sonraki filozofları anlamak için bir anahtar sunuyor. Bu kitap, derinliği kaybetmeden Aristoteles felsefesini ve onun günümüzdeki önemini anlatırken herkes için bir felsefeye giriş kitabı olma; aynı zamanda felsefeyi nasıl kullanacağımızı da anlatan bir başucu kaynak özelliğini taşıyor. Düşünen, düşünmeyi seven, kendine vakit ayıran ve kendine ayırdığı vakti değerlendirmek isteyen herkes için... Dr. Yasin Ramazan Boğaziçi Üniversitesi
148.00 ₺ -
Bir Mamut Nasıl Yenir
“Piknik” kavramını İngiltere’de yaygınlaştıranın Fransız Devrimi’nden kaçan soylular olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya Romalı gladyatörlerin kölelerden de alt bir sınıfa ait olduklarından yalnızca tahıl yiyebildiklerini? Çinlilerin hot pot’u Moğollardan öğrendiklerini? Yemek insani bir ihtiyaç ve zevktir, fakat bunun yanında çağları ve kıtaları aşan toplumsal bir rolü de üstlenmiştir: Sofralar toplumsal huzuru sağlar, isyanlar çıkartır, gücü simgeler ve acımasız bir hiyerarşi tesis eder. Uta Seeburg, uygarlığın başlangıcından günümüze özenle bir araya getirdiği 50 yemeğin serüveniyle insanlığın; gelişimin ve ilerlemenin, geleneğin ve inancın, aidiyetin ve ayrımcılığın öyküsünü anlatıyor. “Okurlara tarihin durağan, renksiz ya da sıkıcı olmadığı konusunda güvence veren Seeburg, bu kitapla tartışmasız dikkatimizi çekiyor.” –Booklist “Su gibi akan kısacık ve neşeli bölümler, dönemler ve kültürler arasında ilginç benzerlikler ortaya koyuyor... Hayal gücünün hakkını teslim eden bir mutfak tarihi.” –Foreword “Uta Seeburg, 50 lokmada tarihin karakterlerine hayat veriyor.” –Max Miller, New York Times çoksatanı yazar
148.00 ₺ -
Hilkat Garibeleri
Ölüm her halükârda yaşamak arzusundan doğmalı, hayatın üzerinde yükselmelidir. Gerçek bir hayata sahip olmayanın gerçek bir ölümü de olmaz. Toparlayınız kendinizi! Uzun ve zorlu bir mesai bekliyor bizi. Ölüm zaten cebimizdedir. Şimdi bizler onun yanına hayatı katmak için uğraşacağız. Kırklı yaşlarına erişmesine rağmen istediği başarıya ulaşamamış bir akademisyen olarak İstanbul’un ücra bir semtinde, evlenmesi için baskı yapan yaşlı annesi ve evde kalmış ablasıyla birlikte yaşayan Şâkül, umutsuz hayatı ve sıkıcı memuriyeti içinde tıkılıp kalmıştır. Şâkül’ün hayatı, Ferruh Dora isimli idealist ve başarılı bir bilim insanının fakülteye gelmesiyle hareketlenir. Böyle muhteşem bir dehanın kıytırık bir üniversitede ne işi olduğunu sorgulayan Şâkül, Ferruh’un parlak kişiliğinden ve engin birikiminden etkilenerek kendini onun çalışmalarına ve fikirlerine adar. Ancak Ferruh’un “Bir Adam Yaratmak” isimli projesi ve ekibinin davranışları şüphe uyandırır. Fakültede işlenen cinayetlerle eşzamanlı İstanbul’da bir canavar ortaya çıkar. İpuçlarının peşine düşen Şâkül, çok daha büyük ve korkunç olaylar zinciriyle karşı karşıya kalacaktır... Yermük ve Trafalgar Baldır Bacak İşleri’nin yazarı Serdar Uslu’dan, heyecanlı ve sıradışı kurgusuyla Türk gotik edebiyatına yeni bir soluk: Hilkat Garibeleri.
129.50 ₺ -
Kaygılı Çocuğa Ebeveynlik Etmek
Çocuğunuz yatağında tek başına uyumuyor, geceleri yanınıza mı geliyor? Evcil hayvanlarla ilgili korkuları mı var? Sizden ayrılırken ağlıyor mu? Okula gideceği zaman başı ya da karnı ağrıyor mu? Tanımadığı insanlarla konuşmaya utanıyor mu? Başarısız olacağı korkusuyla yeni durumlardan kaçınıyor mu? Her yaştan çocuğun zaman zaman korku ve endişe yaşaması normal olsa da eğer kaygı çocuğun günlük yaşamını etkiliyorsa ona yardım etmek için bir şeyler yapmanızın zamanı gelmiş demektir. Kaygılı Çocuklara Ebeveynlik Etmek, çocuğunuz için değil sizin için yazılmıştır. Anne baba olarak ona terapi yapmanız gerekmiyor, bu gerçekçi de değil, ama bazı ebeveynlik teknikleriyle çocuğunuzun kaygısını yenmesine yardımcı olacak uygulanabilir adımlar atabilirsiniz. Uzun yıllardır çocuk ve ergenlerde kaygı konusunda uzmanlaşan Regine Galanti, klinik olarak kanıtlanmış Bilişsel Davranışçı Terapi tekniklerini kullanarak ebeveynlere, çocuklarının dayanıklı, bağımsız ve sağlıklı yetişkinlere dönüşmelerine yardımcı olma konusunda rehberlik ediyor. Kaygılı Çocuklara Ebeveynlik Etmek, hepimiz için kaygı ve korkularının arttığı bir dünyada sahip olunması gereken ebeveynlik araçlarını bir arada sunan güçlü bir alet çantası. "Özellikle gençlerde kaygı salgın düzeyinde artarken, bu kılavuz çocuklarına engel olmak yerine onlara yardımcı olmanın yolunu arayan ebeveynlere fayda sağlayacak." ― Library Journal “Bu pratik ve erişilebilir kitap, çocuklarının bağımsızlaşmasına yardımcı olmaya çalışan ebeveynlerin çok hoşuna gidecek." - Booklist "Bu kitap ebeveynler için inanılmaz bir hediye. Regine Galanti, neler yaşadığınızı ve çocuklarınıza nasıl yardımcı olabileceğini bilen biri olarak yazıyor. Kaygılı bir çocuğu olan her ebeveyn okumalı." ― Dr. Seth Gillihan, The CBT Flip Chart for Kids kitabının yazarı "İyi yazılmış ve gerçekçi bir nasıl yapılır kılavuzu. Her yaş grubu için farklı kaygıları tanımlaması özellikle faydalı. Sunduğu somut BDT stratejileri, özellikle ebeveynlere çocuklarının kaygılarını beslememe konusunda verdiği öneri çok önemli. ― Dr. Thomas W. Phelan, 1-2-3 Magic ve The Best Moms Don't Do it All kitaplarının çok satan yazarı
203.50 ₺ -
Talihsiz Cosmia Yıldız Hırsızı
"Hikâyesiyle içimi saran bir kitap. Bayıldım." HANNAH GOLD Son Ayı, Kayıp Balina ve Ayı Dönüyor'un yazarı COSIMA KENDİNİ BİLDİ BİLELİ TALİHSİZ KIZLAR EVİ'NDE YAŞIYORDU Engelli ya da farklı görülen çocukların gönderildiği, kendilerinin ya da ailelerinin bu konuda söz sahibi olmadığı bir evde. Ama Cosima'nın diğer kızlardan farklı olarak bir ailesi yoktu. İmparatorluk Sergisi'nde gösterilen ürünleri uzak diyarlardan bulup getiren Lord'un onu ve diğer çocukları evlat edinmek istediğini öğrenince işkillenen Cosima ve arkadaşları, bunun nedenini öğrenmek için maceraya atıldıklarında beklediklerinden fazlasını keşfederler. Yirmi engelli kızı evlat edinmek Lord'un ne işine yarayacaktı? Lord, neden Cosima ile özel olarak ilgileniyordu? Bu sırada öğrendikleri Cosima'nın ailesine kavuşmasına yardımcı olabilir miydi?
172.50 ₺