-
Yolbaşı
Kol kola üç kadın. Çok yaşlı olanı çarşaflı, orta yaşlısı mantolu, genç kız ise mini etek giymiş. Saçları mor bir berenin altında taşkın, adımları şahsiyetindeki tenakuz kadar mütereddit. Yaşayan üç kuşağın üç temsilcisi. Üç türlü düşüncenin, üç ayrı yaşama tarzının ve üç çeşit dünya görüşünün temsilcileri. Meşrutiyetin annesi, Cumhuriyetin annesi, bir de istikbalin annesi. Nine Osmanlı terbiyesinin izleriyle hala yaşayan bir imparatorluk. Anne kafasına cebren sokuşturulmuş Batı kültürünün tesiriyle muhayyer, yerine göre değişken, "Zaman sana uymazsa sen zamana uy" düşüncesiyle mefluç... Ve genç kız boşlukta bırakılan yeni neslin savrukluğuyla yarı meczup. Ardından sorular, cevaplar ve bunlarla yoğrulan roman.
10.50 ₺ -
Ve Aşk Evliliğin Ellerinden Tuttu
İki insanın ömür boyu birlikteliği hem zordur hem de hoştur. Zordur; çünkü insanın belirsizliği ve kolayca çerçeveye girmemesi, ilişkiyi bir maceraya dönüştürür. Hoştur; çünkü her şeye rağmen insan, kalbine mukabil bir kalbi bulmakla, neşelerini ve sevinçlerini çoğaltır, hüzünlerini ve kaygılarını azaltır. Evliliklerin aşksız kaldığı, aşkların evliliğe erişemediği çağımızda Senai Demirci bizlere yeni bir kapı aralıyor, "Gelin ideal yuvayı eşimizle birlikte kuralım" diyor. Ve asla unutmamamız gereken bir gerçeği hatırlatıyor: "Evliliğimize anlam ve aşk kazandırmak bizim elimizde" önemli olan, sahip olduklarımızın kıymetini bilip, fırsatları değerlendirebilmek...
15.00 ₺ -
Tükenmişlik Sendromu
Aşırı strese maruz kalmaktan kaynaklanan ‘tükenmişlik sendromu’ modern insanı kırıp geçiriyor şimdilerde... Sahip olmanın ve tüketmenin yüksek statüyle eş değer görüldüğü bu zamanda modern insanı, farkında olmadan satın aldığı ve başa çıkmak zorunda olduğu yeni bir sorun bekliyor: Tükenmişlik Sendromu “Sanki dünya üzerime üzerime geliyor”, “Hiçbir şeyden keyif alamıyorum”, “Parmağımı kıpırdatacak enerjim yok”, “İşe gitmek istemiyorum”, “Geceleri uyuyamıyor, sabahları uyanamıyorum”, “Her şeyin sonuna gelmişim gibi hissediyorum” ve “Sürekli ağlamak istiyorum” gibi çevremizdeki kişilerden her gün duyduğumuz bu tanıdık cümleler belki de bir hastalığa; Tükenmişlik Sendromu’na işaret ediyor. Vücutta aşırı yorgunluk hissi, mutsuzluk ve bıkkınlık gibi belirtilerle kendini gösteren bu sağlık sorunu, kişinin iş hayatından aile hayatına, eşiyle ilişkisinden arkadaşlık ilişkilerine varana dek hayatının hemen hemen her alanında çeşitli sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. Elinizdeki bu kitap, çağın hastalığı olan Tükenmişlik Sendromu’nun ne olduğunu ele alırken iş, aile ve kişilerarası ilişkilerdeki yerini de geniş bir yelpazede inceliyor. Ayrıca tükenmişlikle başa çıkma konusunda pratik öneriler sunarak Tükenmişlik Sendromu hakkında bir farkındalık kazandırıyor. Dikkat: Eşinizi, işinizi, arkadaşınızı tüketirken tükenmeyin...
22.50 ₺ -
Seyahat Terapi
İnsan hayatı ömür boyu bir arayıştır. O kapkaranlık okyanusta dalgalar bizi kâh o yana kâh bu yana atar, durur. Biz ise bize hayat bahşedecek bir ‘ada’nın hayali içinde yaşarız. Tüm arayış ve iştiyakların ardında o hayal yatar. Rukiye Hanım’ın, “seyahatin iyileşmeye vesile olacağı, insanı yenileyeceği, insanın bir şeyleri daha başka görmesini sağlayacağı” görüşleri kitabın meydana çıkış dinamiğini oluşturuyor. Seyahatin bazı önemli hususiyetleri, Rukiye Hanım’a has güzel bir haslet olan itina ve ciddiyet çeşitli başlıklar altında sunuluyor. Asrımızda sanal bağımlılık, anlamsız tüketim, sahte kimliklere sığınma, narsisizmin her türlüsü ile baş etmeye çalışan bir insanlık var. Seyahati bu kaosa karşı bir şifa vesilesi olarak hayatınıza katmayı bir deneyin, Rabbü’l-Âlemîn cemâlini öyle bir gösterir ki, geriye kalan her sıkıntı teferruat olur...
12.50 ₺ -
Sevda
SEVDA, gençlik hayalleri peşinde, hayatını çıkmaz sokaklarda tüketen bir genç kızın ibret dolu hayatını anlatıyor. Olaylar zinciri o kadar etkileyici, o kadar şaşkınlık verici ki insan kendini tutamıyor “Bu kadar da olur mu?” diyerek kendinden geçiyor. SEVDA, günümüz gençliğinin yaşamakta olduğu hayalperest ve çarpıcı hayatını yansıtan bir kitap. İçinde hemen her gencin hayatından sahneler mevcut. Kitapta okuyacağınız her sahnede, hayatın ibretli kesitini görecek, kendi hayatınızı da sorgulama ihtiyacı duyacaksınız. Daha da önemlisi bu SEVDA`yı bir an önce dostlarınızla paylaşma çabasına düşeceksiniz.
82.50 ₺ -
Kardeş Kardeş Geçinen Çocuklar Yetiştirmek
Kardeş kıskançlığı neden olur? Kardeşler nasıl “kardeş kardeş” geçinir? Biz ebeveynlerin işini kolaylaştıracak yöntemler nelerdir? Bu kitap hem kendi çocukluk öykümüze, hem de bugün satır satır yazılan evlatlarımızın kardeşlik ilişkisine doğru bir yolculuğa çıkaracak bizleri… Önce kendi sebeplerimizi, sonra çocuklarımızın sebeplerini anlamayı ve kabul etmeyi anlatacak. Her bir başlık, yöntem ve teknikler kullanarak ‘kardeş kıskançlığı’ meselesini yönetebilmenin ve en aza indirebilmenin kilit noktalarını sunacak. Yüz binlerce anneye rehber olan Fıtrat Pedagojisi ve Bağırmayan Anneler kitaplarının yazarı Hatice Kübra Tongar, üç çocuklu bir hayatın serencamını, zorluklarını ve kardeşler arasındaki dengenin sırlarını deneyimler ve pedagojik yöntemlerle birlikte kaleme aldı. Evini, çocuk “bağırtıları” yerine çocuk “cıvıltıları” sarsın isteyen tüm anneleri bu keyifli yolculuğa bekleriz… Çünkü kardeş kıskançlığı “yönetilebilir” bir süreçtir. Yeter ki yönetmeyi bilelim…
117.25 ₺ -
Seçilmiş Kadın Hz Meryem
Unutma! Allah dilerse dağlar yürür, denizler kum olur, gökyüzü dürülür, yıldızlar dökülür. Her şeyin sahibi Allah, kulunu yalnız bırakmaz. Allah’a güven, iman ipine sımsıkı sarıl, tevekkülü elden bırakma. Her şey bir adak ve bir dua ile başladı. Meryem, Allah’a ibadet edendi. Meryem Allah’a adanmıştı. Meryem, İmran’ın yetimi, Meryem, Hanne’nin hasreti, Meryem, Mabed’e kabul edilen ilk kız, Meryem, Mabed’in hizmetkârı, Meryem, iyilik meleği... Meryem’in başı önde, gözleri yerdeydi. Meryem, Rabbiyle baş başa, O’nun yolundaydı, O’nun huzurundaydı. Elbette huzurluydu. Meryem, iffetin kendisiydi. İffet, Meryem’in her hâliydi. Gözlerinde iffet, kalbinde iffet, dilinde iffet, yürüyüşünde iffet, duruşunda iffet... Korkusuzdur Meryem. Ne ölümden, ne insanoğlundan... Tek korkusu, beklenen Mesih’e, emanete iyi bakamamak. Allah’ın Kelimesi’ni insanlıkla buluşturamamak... İmran’ın kızı, Meryem! Sen sükûtunla kazanacaksın! İlla edep, illa iffet...
30.00 ₺ -
Mahşer Ahiret Hesabına Hazırlanan Genç
Mahşer, yönünü Boğaz’a çevirdi. Suların üzerinde akıp giden gemileri seyrederken maziye daldı. Gedikpaşa’da ayakkabıcılık yaptığı günleri hatırladı. Mercan’da çanta satmıştı. Adana’dan Samsun’a, uyuşturucu pazarlanan kahvelerden komilik yaptığı lokantalara, okuyup adam olma kararı aldığı günlere, Halim Bey’in nasihatlerine kadar… Yokluk günlerini varlık günleri kovalamış, çok büyük nimetlere kavuşmuştu. O günden bugüne... Öğretmenlik ve yazarlık… Her şeyi Allah veriyordu. Aşı da eşi de... Durdu, eşine ve çocuklarına baktı. Çocuklar büyümüş, serpilmişlerdi. Duygulandı, gözleri nemlendi. Sonra öğretmenlik günlerini ve kendisini perişan eden rüyayı anlattı. “İşte böyle yavrularım” dedi Mahşer. “Rüyadan sonra her günü, mahşeri düşünerek yaşıyorum. Mahşeri unuttuğum gün, yüreğim pişmanlıkla kavruluyor. Namaza o günü düşünerek duruyor, secdeye hesabın dehşetini düşünerek kapanıyorum. Her günümü mahşere göre yaşamaya çalışıyorum.” Masayı derin bir sükût kapladı. Herkes duygulanmıştı.
15.98 ₺ -
L afedersin
Bir l’afedersin, insanı başka bir zamana taşır; bir l’afedersin, unutulursun. Sözler candan cana, candan fezaya bir köprüdür. İşte tam da bu yüzden L’afedersin diyoruz... Orhan Gül’ü, Canfeza namıyla tanıyorsunuz. Söz söyleme sanatının müzikle sinerjisinden oluşan bir performansa imza atıyor. Şiir okur, söz söyler, gönül verir, kadir bilir... Canfeza... Duygulara dokunur, düşünceleri kamaştırır. Aşka, sevgiye, hasrete, hüzne, özleme, mutluluğa, umuda dair şiir yazar. Evet yazar ama yalnız kâğıda değil gönle de yazar. *** Canfeza’nın şarkılarının arka planına, zihin dünyasına şahit olacağınız bir kitap L’afedersin. Kapağını aralamanızı bekliyor...
12.75 ₺ -
Köprübaşı
İşgal günleri...Yetim minarelerin, öksüz camiilerin, Issız türbelerin eşliğinde varlık arayanların umutları, hayal kırıklıkları…
6.95 ₺ -
Kırk Gram Tebessüm
Fırtınalı bir dünyada bocalayan insanoğlu, yaşanılan her zorluğun kolaylık ve güzelliğe açılan bir kapı olduğunu bilmiyorsa; o dehşetli fırtınada kuru bir yaprak gibi savruluyor. Bu arada bir yerlere sığınmak istese de, seçtiği yanlış mekânlar onu barındırmıyor, yanlış kişiler de ona sahip çıkmayıp, bazen hem kendisini, hem de sevdiklerini perişan ediyor. Bu duruma düşenler, ümitsizlik nedeniyle geleceğe bakmaktan korktukları için, gününü gün etmeye, hiçbir sınır tanımadan mutluluk peşinde koşmaya başlıyorlar. Ne yazık ki elde ettikleri şey, sahte bir mutluluktan ve sahte gülümsemelerden öteye gidemiyor. “Ruhen ağlayan kişiler gerçek anlamda gülemez.” diyenler doğru demiş. Ruhlar güldüğü takdirde insan da güler. Üstelik her iki cihanda da inşallah. … Elinizdeki kitap, size bambaşka bir tefekkür kapısı açacak ve edepli mizahın seçkin örnekleriyle, ruhunuzun yanı sıra yüzünüzü de güldürecektir inşallah.
12.50 ₺ -
İtbarak
Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe, Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe. Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı. Onu da köpeklerin, atası sayarlardı. Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi, Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi. Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı, Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı. Başları köpek imiş, vücutları insanmış, Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış. Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş, İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş. Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti, Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti. On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi. Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi. Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi, Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi... Oğuz Kağan Destanı
18.75 ₺ -
Harp Sanatı Muallimi Fatih Sultan Mehmed
Namık Kemal, Tanzimat Dönemi’nde düşünce, sanat ve siyaset alanlarında oldukça önemli bir konuma sahiptir. Namık Kemal’in bu dönemde yapmış olduğu çalışmalar ve vermiş olduğu eserler Türk edebi ve fikir dünyasına yeni boyutlar kazandırmıştır. Namık Kemal’in kaleme aldığı önemli eserleri arasında, Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nin siyasi tarihini irdelediği ve nihayetinde nitelikli bir ‘Fatih Sultan Mehmed’ okuması sağlayan çalışması da yer alıyor. Bir Harp Muallimi Fatih Sultan Mehmed kitabında: II. Mehmed’in şehzadeliği sırasındaki eğitim süreci, Sahip olduğu ince zekâsı, Tahta çıkış süreci, Fatih’i fatih eden hâllerinin inceliği, Fatih’in İstanbul’a niyet etmesi ve bunu başarmak için bütün imkânlarını seferber etmesi, Harp sanatında bir deha olduğunu ispat edercesine İstanbul’un fethi esnasında geliştirdiği askerî icatları değerlendirilip aktarılıyor.
22.50 ₺ -
İnsanın Mana Anatomisi
Dertlerin var gönlünün dağlarında duman duman, Ağlamaların... Pişmanlıkla gözlerinde kaynayan, Kalpleri sımsıcak sarmalayan gülüşlerin var, Sükutun var, durgun deniz gibi içten çağlayan, Öfkelerinde fırtına bekler gibi dalgaların, Eşyayı delip geçen bakışın var, Okuyuşların, öğrenişlerin var... Derin derin fikirlerin, Sevdaların var... Sevmelerin ve hazin hikayelerin, Ruhunun yüreğinde başka başka renklerin Gönlün var... Kavuşmaya ayrılmış..
94.00 ₺ -
Bir Yürek Masalı
Gemi su alıyor, Son yolcularda kurtarıldı, Gökler dövünüyor bana, Kurtul kurtul diye. Kulağımda geziyor, fırtına, bora, Yelkenler fora, zama asılı rüzgara. Ben… Uzaklığın boğulana kadar buradayım. Ben… Seni (c.c) bulana kadar buradayım.
50.00 ₺ -
Gülnihal
Kaleme aldığı kitapları büyük bir ilgiyle takip edilen Ferudun Özdemir, bu sefer bir romanla okurlarının karşısına çıkıyor. Gülnihal, dün ile bugün arasında köprü kuran, bugünün insanına dünün atmosferinden esintiler sunan bir roman... Bir şarkının sözlerinden yola çıkarak mazisinde araştırmaya çıkan Murat, İstanbul’a ve özellikle Eyüp Sultan semtine dair bir çok bilinmeyeni keşfediyor. Murat bu yolculuğuna, Ali dedenin ruhaniyetinin bilgelik ve hikmet dolu rehberliğiyle devam ediyor. Ali dede ile Gülnihal’in zamanın ötesine geçen vefa ve sadakat dolu aşkı da gönül dünyasına ışık olmaktan geri durmuyor. Diğer taraftan kalbe ve ruha Allah aşkı sağanaklarını besteleriyle yağdıran İsmail Dede Efendi, Zekâi Dede Efendi gibi gönül ehillerini de tanıma fırsatı sunuyor. Roman ayrıca sıkıntılı ruh hâllerinin çepeçevre sardığı zamanlarda şükretmenin ne kadar büyük bir teselli kaynağı olduğunu gösteriyor ve sıkıntı imtihanını sabır çiçeğiyle süslemenin tatlılığını okuyanların gönlüne nakşettiriyor.
48.75 ₺ -
Fabrika Ayarlarımıza Dönüyoruz
Her insanın fıtratı onu bekleyen yazgıyla uyumludur. Bir kişinin yaşayacaklarını kaldırabilmesinde, hayatta başarıyı ve mutluluğu yakalayabilmesinde; ‘fıtrat’ını, yani ‘fabrika ayarları’nı, ömür boyu muhafaza etmesi önem taşır. Zira, kişi fıtratını muhafaza ettiği ölçüde içsel ve çevresel kaynaklarını sorunlar karşısında verimli bir şekilde kullanabilir. İşte, Fabrika Ayarlarımıza Dönüyoruz adlı bu kitap; kişinin hayatını zorlaştıran, onu gereksiz yere yoran; duygusal ve düşünsel açıdan yük veren ağırlıkları atmaya, hayatın geri kalanında karşılaşılan olaylara sağduyulu ve hikmet boyutunu hatırlayarak bakabilmeye ve bunları fıtrata dönüştürmeye yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca; kaygılı, stresli ve korku dolu anlarda acil bir müdahale yöntemi olarak ne yapılması gerektiğini EFT (Duygusal Özgürleştirme Tekniği) ve RET (Hızlı Göz Hareketleri Tekniği) uygulamalarıyla anlatıyor...
15.00 ₺ -
Bu Aralar Gelsen
Gözlerimden damla damla aşk süzülürken... Düşecek avuçlarının içinden başka yer bulamazlar sanıyordum! Oysa tek tek yalnızlığa birikiyorlar şimdi... Bir bir sessizliğe yazılıyorlar. “Senin parmağın kanasa benim canım acır!” sözlerin geliyor aklıma... Kalbime doğru gidiyor elim... “Ya-lan-mış... Ya-lan-mış...” diye attığını fark ediyorum. İnanmak gelmiyor içimden! Ben aşk’a inanmayı seçiyorum... Bir kuş uçuyor Bir çiçek dalından kopuyor Bir çakıl taşı denizde sekiyor Ben sensin sanıyorum Millet beni deli sanıyor Bu aralar gelsen hiç fena olmaz...
26.25 ₺ -
Boşlukta Yürümek
Sanat sanat için değil, şunun bunun için de değil inanç içindir. Sanatkar; insanları ezeli ve ebedi Sanatkara yaklaştırabildiği ölçüde başarılıdır. Roman; görüşlerin, düşüncelerin kanaviçesi, fikirlerin kıyasıya vuruştuğu meydan... Romancı; bazen kanaviçe üstünde renkli ipliklerle fikirlerini ören bir nakkaş, bazen kelimeleri mermi yaparak sürekli ateş açan bir savaşçı... Maksat; Hakka ve hakikate hizmet... Kalem; İlahi takdire mazhar bir araç... Eser; iyiyi, doğruyu, güzeli göstermesi şartıyla muhterem bir miras...
12.75 ₺ -
Boğaç Han Dede Korkut Romanları 2
Oğuzların destansı hayatını anlatan ve on iki hikâyeden oluşan Dede Korkut Hikâyeleri Türk edebiyatının eşsiz şaheseri ve millî destanıdır. Boğaç Han, küçüklüğünden beri hor görülen, küçümsenen, aşağılanan bir bey oğlunun dillere destan kahramanlıklarını anlatan Dede Korkut Hikâyeleri’nden birinin romanıdır. Serinin ikinci kitabında Dirse Han’ın oğlu Boğaç Han’ın küçümsenme, alaya alınma, dışlanma ve aşağılanma ile geçen acı dolu yılların ardından gösterdiği ve binlerce yıldır unutulmayan kahramanlıkları anlatılmaktadır. Roman, Oğuz’un kudretli bir beyi olan Dirse Han’ın ‘aşık’ oynamaktan başka bir meziyeti olmadığı düşünülen, herkesçe alaya alınan oğlu Boğaç Han’ın ejderha görünümlü azgın bir boğa ile yaptığı güreşi ve Hristiyanlara esir düşen babasını kurtarmak için verdiği amansız savaşı anlatmaktadır. Yiğitlerin cengi ve yaman bir destanın hikâyesi... *** “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” Ord. Prof. M. Fuat Köprülü
15.00 ₺ -
Beyaz Diş
Hayatın rengi, her insan için farklıdır ve her gün farklı bir biçimde çıkar karşısına... Peki, başka varlıkların gözünden bakınca nasıldır hayat? Onların da bizler gibi kederleri, sevinçleri ve kavgaları var mıdır? "Beyaz Diş" bu soruların cevabını arıyor. Yarı kurt, yarı köpek Beyaz Diş’in gözüyle dünyayı, yaşamı ve her şeye rağmen ayakta kalma mücadelesini anlatıyor. Her şeyin ortasında sandığımız "insanı" her zamankinden farklı bir yerde buluyorsunuz bu eserde.. Zira insan, bu kitapta bir başka insanın değil, bir kurdun gözlerinden anlatılıyor ve yargılanıyor. Dünya klasiklerinden biri sayılan "Beyaz Diş", dışımızdaki dünyayı bize yaklaştıran, bize farklı açılardan bakmayı öğreten bir eser. Bu romanı okuduktan sonra, hayata bakışınız değişecek ve "diğerlerinin" dünyasını daha iyi anlayacaksınız.
11.25 ₺ -
-
Barlada Diriliş
Bediüzzaman Said Nursi, yakın tarihimizin nadir parıltılarından birisi. Ve en çok tartışılan şahsiyetlerinden...Talebeleri yıllar boyu karakollarda, mahkemelerde, hapishanelerde "mücrim" muamelesi görmüşler...Eserleri satır satır incelenmiş. Yüzlerce kere mahkemeye verilmiş, yüzlerce defa beraat etmiş; yine de zulüm çemberi kırılmamış...Yavuz Bahadıroğlu, arkasında milyonlarca talebe, binlerce sayfalık eser bıraktığı halde tartışma odağı olmaktan hala kurtulamayan bu cevher şahsiyeti araştırdı ve şiirsel üslubuyla romanlaştırdı.
112.50 ₺ -
Bamsı Dede Korkut Romanları 1
Oğuzların destansı hayatını anlatan ve on iki hikâyeden oluşan Dede Korkut Hikâyeleri Türk edebiyatının eşsiz şaheseri ve millî destanıdır. Bamsı, Hristiyanlarla Müslümanların savaşını anlatan Dede Korkut Hikâyeleri’nden birinin romanıdır. Serinin ilkinde Pay Püre Bey’in oğlu Bamsı Beyrek’in on altı yıllık esareti ve kahramanlıklarla dolu hayatı anlatılmaktadır. Roman, Pay Biçen Bey’in kızı Banu Çiçek ile Bamsı Beyrek’in dillere destan aşkını ve esaret altında kaldığı yıllarda Bamsı Beyrek’e âşık olan Şöklü Melik’in kızı Helen’i anlatmaktadır. Yiğitlerin cengi ve maceralı bir aşk hikâyesi... “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.” Ord. Prof. M. Fuat Köprülü
37.50 ₺ -
Aşkın Suskunluğu
Radyo 7’nin sevilen programcısı Venhar Sağıroğlu, ilk kitabı olan Aşkın Suskunluğuile okuyucularıyla buluşuyor. Sinan Yağmur’un takdimiyle başlayan kitabın sayfaları arasında dolaşırken bazen güldüren, bazen düşündüren, bazen de duygulandıran yazılar çıkıyor karşımıza. Aşkın Suskunluğu, gönle dokunan ve duyarlılık oluşturan kısa ve öz yazılardan oluşuyor. Bize dair ve bizden kıssalarla bizi bize anlatmayı hedefliyor. Modern dünyanın yoğun ve yorucu mekânlarına hapsolup boğulmuş insanı çekip kurtaran, hayatın güzelliklerle bezeli rengârenk yollarında yürüten, soluk aldıran bir kitap. Aşkın Suskunluğu, kahve tadında yazılar eşliğinde çıktığı seyahate sizleri de davet ediyor.
52.50 ₺ -
Anne Babalar Çocuğunuzun Resimleri Size Ne Anlatır
Resim, çocuğun iç dünyasının kâğıtlara dökülmüş hâlidir. Bu hâl dünyanın en güzel duygusudur aslında. Çünkü en saf, en pembe hayallerini o minicik dünyasında barındırır çocuk ve bunu itinayla kâğıtlara döker. Çizilen her bir resim çocuğun kendinden bir parçadır âdeta. Resmi onun düşünüşü, duyuşu ve görüşü olur bir yerde. Öyle ki; kullandığı kâğıdın büyüklüğü, figürleri kâğıda yerleştirme şekli, kullandığı renkler; hatta kalemini sert ya da ürkek kullanması bile ruh hâli hakkında önemli ipuçlarını gözler önüne serer. İşte Anne Babalar Çocuğunuzun Resimleri Size Ne Anlatır? kitabı; çocuğun iç dünyasından yansıttığı çizimlerle onun dile getirmekte güçlük çektiği duygularını, düşüncelerini ve minik ruh dünyasını anlamanıza bir kapı aralıyor. “Her çocuğun resim yolu ile aktardığı bir dili vardır, anlaşılıp keşfedilmeyi bekleyen...”
26.25 ₺ -
Anılarımdaki Türkiye Yavuz Bahadıroğlu
Herkesin hayatı elbette farklıdır ve kendince bir değer taşır. Bazı hayatlar bir ülkenin kaderini belirler, bazılarında ise bir ülke kendini bulur. Şairin, “Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır” dediği gibi “Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.” ‘Tarihi Sevdiren Adam’ olarak bilinen Yavuz Bahadıroğlu’nun hayatında sadece kişisel bir hayat hikâyesini değil; dağ dağ, ova ova, nehir nehir, vatanın bütün bir coğrafyasını buluruz; her bir hikâyesinde tarihten bir yaprağa dokunuruz. Yavuz Bahadıroğlu, her ne kadar, “Ne diyor Akif, Safahat isimli eseri hakkında? ‘Üç buçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!’ Benimki de bu hesap işte” dese de Doğu Karadeniz’in şirin bir köyünde başlayan bu hayat, içine pek çok eser, hatıra, mücadele sığdırmayı başarmış. Hem sıra dışı bir hayatın bilinmeyenlerine hem de Türkiye’nin bilindik konularına dair çarpıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir serüven…
14.25 ₺ -
Ağlamak Geliyor İçimden
Sonsuzluğu bulsam dahi içimde, Oraya da sığamayacak kadar dardayım sanki. Bir insan çektiği acıyı nasıl anlatabilir? Hangi kelimeler yeter? Geceler uzundur desen, Yorgunlar uyuyamaz desen, Hangi cümle tamamlar acıyı? Hani bir hissin kahredici ızdırabını yaşarsın; Yarım kalmışlık hissi... Sevgili... Beklediğim yarınlar yarınlara kaldı... Ama değişmeyecek olan bir şey var; Senin ön yargıların, Benim gurursuz sevgim. Bunlar bizde oldukça, Ben gitmeyeceğim, Sen gelmeyeceksin. Olsun... İnandığım bir şey var ki; Bekleyerek kazandığın her şey çok kıymetlidir, Hele ki bu bir gönül ise...
18.75 ₺