-
Gönülden Gönüle
On dokuz milletin en mümtaz muhariplerinden müteşekkil olan o muazzam ordu, günlerce, bir avuç Türkün vücuda getirdiği çelik çemberi kıramadı. Harp tarihine geçecek kadar meşhur aletlerle, tilki ve kaplumbağa namı verilen nev icat makinelerle yapılan mütemadi hücumlar hiçbir fayda vermedi. Türkler, kale harbini meydan harbi şekline ifrağ ederek on dokuz milletin şanını, şerefini ve haysiyetini taşıyan bir orduyu uzun müddet aczü hayret içinde çır-pındırdılar.
97.50 ₺ -
Cinci Hoca
Girit seferi, Cinci Hocayla Yusuf Paşanın şahsî menfaatlerini gözeterek yaptıkları telkin üzerine hırsa kapılmış mecnun bir adamın iradesiyle açılmış olmasına rağmen baştanbaşa bir şehamet destanıdır. Bu destan, yirmi beş yıl sürmüş bir harbin hikâyesidir. İstanbulda har vurup harman savuran ve kazanç meselesinde uyuşamayınca Boğaza gelen sarayla ocak, Giritte Türk silâhının şerefini bir kere daha âleme tanıtmak kaygısıyla dövüşen erlere çok gadrettiler, onları ekmeksiz bıraktılar, aç ve çıplak koydular. Lâkin o adaya gaza aşkıyla ayak atan her Türk, yıllarca süren yokluğa ve etrafını saran ölüm alevine rağmen millî vazifesini yapmaktan geri kalmadı. Ekmek bulamayınca toprak yedi, su bulamayınca kendi kanını içti. Fakat düşmandan yüz çevirmedi, ülküsünden vazgeçmedi, dövüşmeye devam etti.
150.00 ₺ -
Cehennemden Selam
İstanbulun, sık sık kostüm değiştiren bir süs meraklısı gibi, tarih elinde yeni bir libas daha aldığı yıllardayız. Hovarda erkeklere yalnız kucaklarını açıp kalplerini kapatan fettan kadınlar gibi, tabiatın bu işveperver kızı da şark ve garbın bin bir çeşit cenk erlerine, işte on beş asırdan beri, sadece yüzünü, gözünü öptürmüş, benliğini vermemişti. Fakat şimdi, alnına vurulan tabiat damgasını, tedricî bir teslimiyetle ruhuna da nakş ettiriyor, eski Bizans yeni bir İslâmbol oluyordu.
172.50 ₺ -
Cengiz Han
Cengiz için Avrupalılar barbar deyip geçerler. İran, Arap ve Osmanlı müverrihleri de bu büyük ve çok büyük hükümdar için zalim, hunhar, dinsiz, kâfir gibi sıfatlar vermekten ve sıralamaktan geri kalmazlar. Şark tarihlerinde onun klişe halini alan unvanı şudur: Cengizi fitneengiz! Pek açıktır ki ona Avrupalıların barbar demesi bütün Avrupayı yenmesindendir. Eğer Avrupa Cengizi yenseydi bu zaferle iftihar edilecekti ve ondan kuvvetli bir insan ve şanlı bir mağlup olarak bahsolunacaktı!... Yenilmek acısı Avrupayı hala kin içinde tutuyor. İranlılar, Araplar, Osmanlılar, manasız bir din gayretiyle Cengize hücum ettiler, büyüklüğünü inkâra yeltendiler. Fakat hiçbir müverrih, onu tarihten dışarı atamadı. Çünkü o, bizzat bir tarihti. Sevenler de, sevmeyenler de o tarihi okumak, tanımak mecburiyetindedir.
146.25 ₺ -
Avrupa Notları
Mukaddestepede onbirinci asırda yapılmış, onaltıncı asırda yıkılmış, elli yıl evvel tamir edilmiş bir kilise var, Fon Şuvayzerden adını sordum, bilmedi. Cehlini mazur gördüm. Fabrikayı mabed tanıyan bir milletin çocuğu. Onun için mabud, kendi fabrikasından çıkan tayyarelerdir. Örümcek ağlarından başka bir şey vermeyen şu eski mabedin halikını ve mahlûkunu niye öğrensin?.. Fakat aynı fabrikatör, milletinin eskiliğini hatırlatacak eserlere karşı hiç de cahil değil. Hydelberg adamını yaşıyla ve yaşadığı yerle nasıl mükemmel surette tanıyorsa Mukaddestepenin zirvesinde bulunan anfiteatrımsı bir eserin de hüviyetini o derece iyi biliyor. Yalnız bilmekle kalmıyor, kendi milletinin şerefi lehine bilgisini tağşiş etmeyi de beceriyor.
86.25 ₺ -
Devrilen Kazan
Sultan Mahmut gözlerini kapadı, saray tarihi say-falarına şöyle bir geçit yaptırdı ve padişahların: Be-nim için öl! diye tek kimseye teklifte bulunmadık-larını, on binlerce saraylıdan da yine tek kimsenin beş yüz yıl içinde böyle bir fedakârlık göstermediğini gördü. O hâlde berberbaşının Evet! demesi -örnek gösterilmek suretiyle tevsik olunabilecek- teslimiyetlerden değildi. Lâkin kendisinin de bu adamın ölümüne ihtiyacı yoktu. O sebeple şu müspet cevabın bir hakikat ifade edip etmediğini araştırmaya lüzum görmedi: Ya, dedi, en sevdiğin bir kimseyi, hatta öz oğ-lunu benim için öldür desem ne yaparsın? Ferman efendimindir derim, işaret buyrulan bedbahtı hemen boğarım!
172.50 ₺ -
Timurlenk
Timur, kâinatı titreten azametinin bu genç kız yüreğinde minimini bir tesir uyandırmadığını anlamakla çok ağır bir ıstıraba kapıldı. Yarım asra yakın bir zamandan beri bu haşmeti, bu kudreti ve bu eşsiz saltanatı elde etmek için çalışmıştı. Kaç kere ve kaç kere maksat uğrunda, ölümlerle karşılaşmıştı, yaralar alıp yataklara düşmüştü? Bunlar, bu uğraşmalar, bu tehlikeli çırpınmalar, demek ki bir kızın yüreğini alabilecek kuvveti kendisine temin edememişti. İşte Cihangir Timur, on beş yaşında bir çocuğun önünde âciz kalıyordu. O halde kudret tanılan şey hakikatte acizden başka bir varlık değildi ve o, tam yarım asır, böyle bir aczi -fakat debdebelerden yapılma bir örtü içinde elde etmek için- çırpınmıştı!
157.50 ₺ -
Kamusu Türki Şamua Osmanlı Türkçesi Tıpkı Basım
Büyük âlim Şemseddin Sami yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarıyla tertip ettiği Kâmûs-ı Türkî ile ilk defa Türkçenin derli toplu bir lûgatını vücuda getirmiştir. Türkçe kelimelerin yanında, Türkçe ye Arapça ve Farsça dan geçmiş kelimeleri içinde toplayan Kâmûs halen Türkçe nin en zengin lûgatlarının başında gelir. Osmanlı Türkçesi ni asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; araştırmacılar, öğretmenler ve avukatların el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lûgat...
637.50 ₺ -
Devhat'ül-meşayıh (osmanlı Türkçesi Tıpkıbasım)
Osmanlı Şeyhülislamlar ının hayat hikâyelerini bulabileceğiniz bu eser, konusunda en önemli kaynaktır. Bu sahada araştırma yapanların, meraklıların bugüne kadar ancak belirli birkaç kütüphanede bulabileceği bu kıymetli eseri artık herkes edinebilir. Hem de çok cüz i bir fiyata. Osmanlı dönemi Türk harfleriyle
11.25 ₺ -
Ma'rûzât-Ciltli
Cevdet Paşa nın kaleminden 1839-1876 yılları arasındaki tarihî ve siyasî olayların hülasasını ihtiva eden bu eser; Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz devirlerinde yaşamış devlet adamlarının ahlaksızlıklarını ve beceriksizliklerini, ilim adamlarının seviyesizliklerini, Osmanlı toplumunun içten içe nasıl çöktüğünü gözler önüne sermektedir. Sultan II. Abdülhamid in emriyle kaleme aldığı ve padişaha sunulması dolayısıyla "Ma rûzat" ismini verdiği bu eser; Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kitaplığında bulunan Cevdet Paşa nın kendi elyazısı ile yazılmış defterlerden meydana gelmiştir. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu tarafından neşre hazırlanmış, ilk defa yayınevimiz tarafından okuyucuya sunulmuştur.
11.25 ₺ -
Noble Coran
İspanyol asıllı Müslüman âlim, Abdel Ghani Melara Navio tarafından İspanyolca'ya tercüme edilen Kur ân-ı Kerîm Meâli bugüne kadar yayınlanmış İspanyolca Kur ân-ı Kerîm Meâllerinin en iyisi olma özelliğini taşımaktadır. Dostlarınıza güvenerek hediye edebirsiniz.
191.25 ₺ -
Gizli Mabed-Osmanlı Türkçesi Aslı İle Birlikte
Ömer Seyfettin Gizli Mabette çağı ve koşulları ne olursa olsun bir toplumun önemi hiçbir vakit azalmayan çelişkilerini sergiliyor. Birbirinden ilginç konuların ince bir duyarlılıkla yoğrulduğu öyküler toplamıdır Gizli Mabet.
165.00 ₺ -
Hürrem ve Mihrimah Sultan
Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde, ismi üzerinde en çok tartışılan hanım sultanlardan birisi... Onu amansızca eleştirenler de var, aşkına sahip çıkışından dolayı göklere çıkaranlar da. Fakat her iki kesimin de üzerinde ittifak ettiği bir husus var ki, o da onun Kanunî ile tanıştıktan sonra, Osmanlı siyasetine doğrudan etki eden ilk hanım sultan oluşu ve Roxelana’dan Hürrem Sultan’a yaşadığı yolculuğudur. Bu yolculuk, aynı zamanda, Osmanlı’nın en ihtişamlı devrine, Batılıların tabiriyle “Muhteşem Süleyman”ın zamanına denk geldiği iiçin de manidardır. Ayrıca bu tabloda eksik bir şey var: Bir kadın... Güneş olan Kanunî’nin ve Ay olan Hürrem’in “Güneş ve Ay” olan kızları; Mihrimah. Peki, bu güçler dengesinde, o, nasıl bir yer bulacaktır kendisine? İşte bu roman, bilinen hikâyeyi, hiç bilmediğimiz bir yönüyle ele alıyor. Aynı devirde yaşayan, fakat fıtraten birbirinden çok farklı olan iki kadının gözünden; haremi, Osmanlı’yı ve zirvede yaşanan olayları aktarıyor bize.
10.50 ₺ -
Siyah Papanın Casusu
“Eğer, Avrupa’nın yüzlerce yıldır Müslümanlığın sembolü olarak gördüğü Osmanlı Türkleri, bir gün İslam’ı terk ederse, bu, tarihin garip bir intikamı olacaktır. Bu, yine de bizim çocuklarımızın ya da torunlarımızın yaşayarak görecekleri bir intikamdır.” Wilfrid Scawen Blunt Arabistanlı Lawrence’ın ‘kâhin’ dediği Wilfrid Scawen Blunt, hayatını, Türkleri Arap topraklarından atmaya ve İslam’da reform yapmaya adamış bir İngiliz casusuydu. Bugün modern İslamcıların kendilerine önder olarak gördükleri Cemaleddin Efgani ve Muhammed Abduh vasıtasıyla İslam’ı içeriden çökertmeye çalıştı. Blunt, şimdiki Papa Francisco’nun da mensubu olduğu Cizvitlere hizmet ediyordu. Churchill’in üstadıydı. Mısırlı, İrlandalı ve Hintli Ulusalcıların ve Jön Türkler’in yakın dostuydu. Mısır’ın Osmanlı’dan kopartılmasında büyük rol oynadı. En büyük rakibi olarak gördüğü Sultan Abdülhamid’in düşüşünü ve Arap ihtilalini görecek kadar uzun yaşadı. Wilfrid S. Blunt’ı ve bağlantılarını bilmeden, ne Cizvitlerin ve Britanya’nın İslam politikasını, ne de günümüz İslam dünyasını anlamak mümkün...
162.50 ₺ -
Gönül Kimi Severse Güzel Odur
“Gözleri okşayan, gönül açan ve ruhları saran Gülistan adlı bir kitap yazacağım. Öyle bir eser ki, sonbahar rüzgârı onun yapraklarına dokunamasın, sarartıp solduramasın. Dünyanın dönüşü, feleğin devredişi onun baharının sefasını, sonbaharın hüznüne çevirmesin.” Bir demetçik gül ne işe yarar? Gel de benim Gülistan’ımdan bir yaprak al. Bahçedeki gülün ömrü beş, altı günlüktür. Fakat benim bu Gülistan’ım daimidir. Her zaman hoştur. Solmaz ve sararmaz. Ömrü öyle geçici değildir. Her zaman terü tazedir. Leyla ile Mecnun hayatta olsalardı, aşk dersini bu Gülistan’dan okur öğrenirlerdi.”
6.42 ₺ -
Muhafazakârlık
Özipek’in bu eseri muhafazakârlık üzerine teorik bilgi eksikliğinin doldurulmasına yönelik ilk ciddi girişimdir. Bu çalışma ilk olmanın ötesinde bu alanda bir klasik olmaya da adaydır. Muhafazakâr felsefenin ve politikaların gerçekte ne olduğunu öğrenmek isteyen Türk okuru ve siyasetçisi için, Özipek’in eseri gerçek anlamda bir müracaat kitabı olacaktır. Taha Akyol Muhafazakârlık, Türkiye’de gündelik siyaset dilinde ve doğrusu ondan pek de fazla ayrışamayan!- siyaset bilimi literatüründe, yüzeysel, ‘düz’ bir tanımla kullanılageldi. Bu kullanımlar çerçevesinde esasen, olumlu çağrışımlarıyla “dindarlık”, olumsuz çağrışımıyla da “gericilik”ten ibarettir! Oysa muhafazakârlık, modernleşme ve Aydınlanma sürecini anlamak için mutlaka hesaba katılması gereken bir kavram ve düşünce üslûbu. Bekir Berat Özipek’in kitabı, muhafazakârlığı bu ‘anlam ve önemi’ içinde düşünmeye kapı açıyor. Muhafazakârlığın “akıl”la, “toplum”la ve “siyaset”le ilgili tasavvurlarını, iç gerilimleriyle beraber, tahlil ediyor. Tanıl Bora Bu çalışma, bir siyaset teorisi araştırmasında yer alması gereken bütün noktaları gözeten bir yaklaşımla, muhafazakâr toplumsal-siyasal teoriyi kapsayıcı bir şekilde ele almış ve irdelemiştir. Bu eser Türkiye’de şimdiye kadar muhafazakârlığın teorisi hakkında yazılmış ilk ciddî ve orijinal çalışmadır, sahici anlamda bir “tez”dir. Prof. Dr. Mustafa Erdoğan
10.28 ₺ -
Müslümanın Diyeti
İşte bunca diyet savaşı ve öneri bombardımanı arasında, ‘temelleri en sağlam’ beslenme modeli! Temelleri en sağlam çünkü bu yeni yaşam ve beslenme modeli, Kur’an’ın tavsiyelerine ve Hz. Muhammed’in yeme içme adabına göre oluşturuldu. Müslüman’ın ‘temiz ve sağlıklı” diyeti, sadece Müslümanlar değil tüm insanlar için bir kurtuluş reçetesi olabilir. Hastalıklardan, şişmanlıktan, oburluktan, hedonizmden, haramdan, bencillikten ve hatta kısırlıktan kurtuluş reçetesi! Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Kemal Özer, hileli ve şaibeli gıdalar konusunda Türk kamuoyunun en çok güvendiği ve fikirlerine en çok başvurduğu isimlerden biri. Özer, yeni kitabı Müslüman’ın Diyeti’nde haz eksenli tüketim biçiminin ve kirletilmiş gıdaların, şişmanlık, obezite ve diğer hastalıklarla olan ilişkisini ele alıyor. İnsanları şişmanlıktan ve mutsuzluktan kurtarmak için ‘temiz ve sağlıklı’ bir beslenme modeli inşa ediyor. Nefsinizi, az ve öz yemeye ikna etmenin yolunu gösteriyor. Kur’an’da önerilen ve Hz. Peygamber’in de bilfiil hayatında uyguladığı ‘doğru beslenme ilkeleri’ni açıklıyor. ‘İslam’ın mutfağı’nı ve ‘Hz. Peygamber’in yeme-içme prensipleri’ni daha önce benzeri yapılmamış bir bütünlükle derliyor. Kemal Özer’e göre, kitaptan sadece Müslümanlar değil herkes faydalanabilir: “İslam, sadece kendine inanan Müslümanların değil, tüm insanların ve gezegende yaşayan tüm canlıların sağlığıyla ilgilenir. Ben de Müslüman’ın Diyeti’ni herkese yazdım. Şifa arayanlara, iyileşmek isteyenlere, az yemeyi başaramayanlara, hazcı tüketimden sıkılanlara, hayatında ‘temiz’ bir sayfa açmak isteyen herkese…” Kemal Özer, “Soframız nasıl olmalı?” sorusunu, “Sofranız, evinize misafir olan Hz Peygamber’in de yiyebileceği bir sofra olmalı!” şeklinde yanıtlıyor. Bu kısa yanıt bile, yıllardır reklâmların ve diğer yanıltıcı bilgilerin etkisiyle ‘şüpheli’ gıdaları mutfağının baş tacı edenlere ciddi bir uyarı niteliğinde. Aslında tüm kitap ‘bir’ uyarı! Özer, halkın çok merak ettiği soruları yanıtlarken, kötüye karşı uyarıyor, iyiyi ve doğruyu öğütlüyor: Beslenme ve kısırlık arasında ilişki var mı, kısırlıktan kurtulmak için nasıl beslenmek gerekir? Batı tıbbının da kabul ettiği orucun, insan vücudundaki iyileştirici etkisi ne? Şişmanlamamak/zayıflamak için atılacak ilk üç adım hangisi? Çocuklarının da geleceğini düşünen ‘akıllı’ bir ailenin mutfağında neler olmalı, neler olmamalı? Yemekleri hangi sırayla yemeli? Gıdaları canlandırmak/öldürmemek için ne yapmalı? Kitapta ayrıca Ramazan için de özel bir bölüm var. “Sahur ve iftarda hangi yiyecekleri, hangi sırayla, hangi miktarda ve ne kadar arayla yemeli?” sorusuna net yanıt veriliyor bu bölümde. Ramazan’da arınıp huzur bulmak, kilo almamak hatta biraz kilo vermek isteyenler mutlaka okumalı.
33.50 ₺ -
Öğretmenin Kendisiyle Yüzleştiği An
20. yüzyılın önde gelen eğitimci-gelişim psikologlarından olan Arthur T. Jersild, çocuklarda ve gençlerde “ben idraki”nin oluşumu, kendini “tanıma-bilme”nin eğitimle ilişkisi konularında yaptığı önemli çalışmalarla tanınır. Jersild, 91 yıl süren ömründe eğitim ve gelişim psikolojisi alanında pek çok eserler vermiştir. Elinizdeki bu kitap ise onun yazdığı eserler içerisinde akademik çevrelerde en çok yankı uyandıran önemli üç eserden bir tanesidir.
3.50 ₺ -
Öğretmen El Kitabı
Programların uygulama başarısı, öğretmenin program geliştirme anlayışını benimsemesi ile doğru orantılıdır. Elindeki öğretim programının dayandığı felsefeyi, öğrenme kuramını, ilkelerini ve uygulama için sunulan önerileri tanımadan öğretmenlerin öğretim programlarını başarı ile uygulamaya koymaları beklenemez. Bu tanıma, Milli Eğitimin hizmet içi çalışmaları ile gerçekleşebileceği gibi, öğretmenlerin de alanla ilişkilerini yoğun olarak devam ettirmeleri ve alanda yapılan çalışmaları izlemeleri ile mümkündür. Elinizdeki bu çalışma, alanda yapılan üretimlerle öğretmenlerimizi buluşturarak öğretim programlarının etkili bir şekilde uygulamaya geçirilmesini amaçlamaktadır.
210.00 ₺ -
Okul Öncesi Din Ve Ahlak Eğitimi
0-5 yaş arasında verilen din eğitimininin çocuğun ileriki yaşamda kişiliğini belirleyen önemli etmenlerden birisi olduğunun altını çizen kitap, insanın 3-6 yaşta öğrendiklerini hayatı boyunca öğrendiklerinin üçte ikisine denk geldiğini söyleyen çarpıcı bir araştırma sonucu veriyor.Yani çocuğun dört yıl içinde öğrendiği şeyleri yetişkin bir insanın öğrenmeye başlaması o insanın ömrünün üçte ikisi zamanını harcaması anlamına gelecek.
126.00 ₺ -
Tarihe Giriş
İnsanlarda tarih merakı insanlık tarihi kadar eskidir. Her ne kadar tarihini tespit etmek mümkün olmasada. İnsanların ilk ilgilendiği tarih, masal ve efsanelerden oluşuyordu. Halk kendinin bilincine vardığı zaman, tarih bilinci yavaş yavaş gün ışığına çıktı. Tarihle ilgili genel kabul görmüş yargılar şöyledir. Tarih, evrenin vicdanıdır. Tarih bilinci öncelikle bilgi ve zihniyet meselesidir. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini kaybeden milletler, hafızasını kaybetmiş sayılır. Tarih canlı bir olgudur. İnsanı anlamak için tarihi bilmek gerekirİnsanlarda tarih merakı insanlık tarihi kadar eskidir. Her ne kadar tarihini tespit etmek mümkün olmasada. İnsanların ilk ilgilendiği tarih, masal ve efsanelerden oluşuyordu. Halk kendinin bilincine vardığı zaman, tarih bilinci yavaş yavaş gün ışığına çıktı. Tarihle ilgili genel kabul görmüş yargılar şöyledir. Tarih, evrenin vicdanıdır. Tarih bilinci öncelikle bilgi ve zihniyet meselesidir. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini kaybeden milletler, hafızasını kaybetmiş sayılır. Tarih canlı bir olgudur. İnsanı anlamak için tarihi bilmek gerekir…
70.00 ₺ -
Sosyal Değişme Ve Dini Normlar
Bir geçiş toplumu özelliği taşıyan ülkemizde geleneksel hayatın merkezinde bulunan dini norm ve değerlerin sosyal değişme ve geçiş toplumu olma olguları ekseninde nasıl değişime uğradığını gösteren bu eser dini norm ve değerlerin genel olarak değişmez ya da değişime en az yatkın olan değer ve norm olmalarına karşın kendi dinamiğini ayakta tutabilmek amacıyla nasıl sosyal değişmelerden etkilenerek değiştiğini göstermesi bakımından önemlidir. Araştırmanın diğer bir önemi de dini normlar ve değerler araştırması çerçevesinde bir ülkenin değer yargılarının neler olduğunu ve bunların nasıl değiştiğini ve nasıl incelendiğini bir örneklem ekseninde göstermiş olmasıdır.
9.80 ₺ -
Son Devir Osmanlı Düşüncesinde Ahlak
Ahlak, altı yüz yıl kadar ayakta duran ve üç kıtaya hâkim olmuş olan Osmanlı İmparatorluğunda nasıl bir fonksiyon icra etmiş, özellikle de Sondevirde (XVIII. Asırdan Cumhuriyete kadar olan zaman içinde) ne durumda bulunuyordu? Bu iki asrı aşkın bir zaman içindeki ahlâk, öncekine göre ne gibi değişikliklere uğramıştır? ve bu değişikliklerin cemiyet üzerinde ne gibi tesirleri olduğunu klâsik bir ahlâk sistemi içinde göstermeye çalıştık. Osmanlının sondevrinde ahlâk ilmine çok önem verilmiş, devletin çöküşünde ahlâksızlığın ve cemiyetteki çözülmenin de büyük rolünün olduğunu anlayan vatanperver insanlar ahlâk kitabı yazma ve yazdırma faaliyetine girişmişlerdi. Mübalağasız diyebiliriz ki en fazla ahlâki eser, Osmanlı’nın bu son döneminde kaleme alınmıştır.
8.75 ₺