-
Müzik Terapi
Müzik Terapi, insanlık tarihi boyunca pek çok hastalığın tedavisinde farklı formatlarda kullanılagelmiştir. Günümüzde Avrupa ülkelerinde ve ABD’de modern tıptan aldığı destekle özellikle ruhsal hastalıkların tedavisinde kapsayıcı tıbbın şemsiyesi altına giren etkin bir yöntemdir. Geçmişte Türk ve İslam dünyasında hatırı sayılır bir yere sahip olan Müzik Terapinin ülkemizdeki yeri, tarihte edindiği rol ile örtüşen ve daha da ötesine giden çeşitli çalışmalarla günden güne mesafe kat etmektedir. “Müzik Terapi, ülkemizde ve dünyada trendi gitgide yükselen çok etkili bir terapi yöntemidir... Müzik Terapiyi basite indirgemeyip ciddi ve güçlü bir yaklaşım olduğunu bilerek hareket etmek gerekir. O yüzden Müzik Terapi uygulamalarının evrensel, bilimsel ve etik sınırlar içinde yapılması son derece önemlidir. Böyle olduğu takdirde müziğin o gizemli gücünden daha çok istifade etmek ve insanlık için biopsikososyospiritüel açıdan sınırsız seçenekler sunabilmek mümkün olabilecektir,” diyen Doç. Dr. Adnan Çoban Müzik Terapi’yi çağdaş tıbbın referanslarıyla destekleyerek bu konuda ülkemizde yer alan çalışmalara ışık tutmuştur.
222.00 ₺ -
Kendini Affet
Birçoğumuz için ‘kendini affetmek’ tanıdık bir kavram değildir… Halbuki affetmelerin ilki, kişinin kendini affetmesidir. Kendini affetmek; bireyin geçmişte hissettiği ve bilinçaltının derinlerinde yatan suçluluk duygularını bırakıp kötü hissetmelerden kurtulmasıdır. Çoğumuz yaptığımız hatalar karşısında suçluluk duygusunu ne kadar yoğun yaşarsak, affedilmeye o kadar layık olduğumuza inanırız. Oysa kişinin bir yanlış davranıştan vazgeçebilmesi için duygusal güçlülüğe ihtiyacı vardır… Bir yanlış davranıştan sonra kişi kendini ne kadar suçlarsa psikolojik olarak o kadar zayıflar… Ve içine düştüğü psikolojik zayıflık, onu benzer davranışları yaptıracak bir kısır döngüye sokar… Adem Güneş, Kendini Affet’te okuyucularını, iç sesleriyle, dirençleriyle ve zorlantılarıyla tanıştırıyor... Suçluluk duygusu uyandıran iç seslerle nasıl konuşulacağını, dirençlerden nasıl kurtulunacağını, zorlantılarla nasıl baş edileceğini uygulamalar eşliğinde anlatıyor. Kendini Affet suçluluk duygusunun etkilerinden kurtulup bilinçli seçimlerden oluşan bir yaşama geçişin yollarını gösteriyor.
185.00 ₺ -
Bilgelik Psikolojisi 1 Rasyonel İnanç Spinozanın Yanılgısı
Bilgeliğin sadece sözde ve soyut bir tavır olarak kalmaması, aksine günlük hayatımızın bir parçası ve yaşam pratiğimizin bir değeri olması gerektiği düşüncesiyle yola çıkan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Bilgelik Psikolojisi 1-2 adını verdiği iki eserle 21. yüzyılın en temel değeri olarak gördüğü bilgeliği masaya yatırıyor. “Rasyonel İnanç, Spinoza’nın Yanılgısı ve Evrimin Evrimi” alt başlığını taşıyan Bilgelik Psikolojisi 1 kuantum sonrası dönemde bilimin ulaştığı veriler ışığında inancın rasyonel akılla nasıl da ortak temellere dayandığını, Higgs Bozonu-Tanrı Parçacığı tezinin bilimsel temelini, Yaratılış ve Evrim ikilemi gibi konular eşliğinde bugün gelinen noktada bilimin yaratılışı hesaba katmasının bilimsel etik açısından bir zorunluluğa dönüştüğünü kanıta dayalı verilerle aktarıyor. “İyi, Doğru ve Güzeli Bulma Sanatı” alt başlığını verdiği Bilgelik Psikolojisi 2 ise Batı’nın Pozitif Psikoloji olarak tanımladığı bilgelik öğretisinin orijinal kökenlerine atıfta bulunarak ego-ben kavramlarına bilgelik temelli bir bakış getiriyor. Bilgeliğin dinamiklerine, aile, toplum ve liderlik konuları özelinde pratik hayata aktarılmasına ve tasavvufla bağına dair kapsamlı bilgiler sunuyor. Küresel ölçekte bir pandeminin hüküm sürdüğü gezegenimize adalet ve barışın hakim olması için, aklın rehberliğinde, vicdan ve hesap verebilirlik kavramlarının eşliğinde bir bilgelik paradigmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Bilgelik Psikolojisi 1-2 adlı çalışmasında teori ve pratiği bir araya getirerek yüzyılımıza çare olabilecek bir teklif sunuyor.
185.00 ₺ -
Kaygıyla Başa Çıkmak
Anna Williamson dışarıdan bakanların hayranlıkla izlediği, başarılı bir TV programcısı iken bir gece o anda sebebini bilmediği bir panik atak krizi geçirir ve hayatında yeni bir dönem başlar. Kalp çarpıntıları, sırılsıklam avuç içleri, bunaltı, nefes darlığı ve pek çok fiziksel ve psikolojik semptomla ilerleyen süreç bugün çok sayıda insanın bu türden sıkıntılarına derman olan bir kimliğe dönüşür. Kaygıyla Başa Çıkmak işte böyle bir kitap. Tam bir damdan düşenin halinden anlama hikâyesi. Terapist Anna Williamson, klinik psikolog Dr. Reetta Newell’in de katkılarıyla, çeşitli kaygılardan ve panik ataklardan mustarip kişilere uygulaması kolay bir rehber sunuyor. Sık sık kendi anksiyete öyküsüne yaptığı atıflarla empati ve ümit düzeyi son derece yüksek bir bakış açısı ortaya koyuyor. Anksiyetenin ilk belirtilerinden başlayarak panik atakla ya da sosyal fobiyle mücadelede her adımda yanınızda olacak pratik önerilerle nasıl daha iyi bir hayat sürebileceğinizi ve panik atak kapınızı çaldığında özgüveninizi nasıl geri kazanabileceğinizi öğrenmek istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.
222.00 ₺ -
Sosyal Fobi
Sosyal fobi, insanların kendini ifade etmesine, toplumdan gittikçe uzaklaşmasına ve hayatı ertelemesine neden olan psikolojik bir rahatsızlık. Dahası, bu sorunun görünen ve görünmeyen tarafları olduğu gibi, kimi durumlarda depresif bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik sorunlara neden olabilecek yönleri de bulunuyor. Gençlik yıllarını sosyal fobiden kaynaklanan sorunlarla ve özgüven eksikliğiyle geçiren Uzman Psikolog Yıldız Burkovik, kendi yaşadıklarından da faydalanarak konuya hem bir hasta hem de bir uzman gözüyle yaklaşıyor. Meseleyi örnekleriyle ele alıyor ve enine boyuna inceliyor. Psikoloji ile ilgilenen okurlara ve sosyal fobiden mustarip olanlara rehberlik eden bu kitabın en güçlü mesajı ise şu: “Artık geri çekilme değil, ortaya çıkma zamanı.”
140.60 ₺ -
Babam ve Ben
Hiç aklınıza geldi mi, acaba danışanların derdine derman olan, ruhlarına dokunan, yüreklerdeki sökükleri diken ve ailelere yön gösteren ruh sağlığı uzmanlarının kendi babalarıyla ilişkileri nasıldı? Nasıl bir çocukluk geçirmişlerdi? Kendilerini yetersiz hissettiklerinde nelere sarıldılar? Özgüven eksikliği yaşadılar mı, kalpleri kırıldı mı, onların da canları acıdı mı? Onlar da babalarına benziyorlar mıydı? Babalarından aldıkları davranış kalıplarını kendi çocuklarına yansıttılar mı? Yaşanan sorunların ne kadarı geçmişten, ne kadarı bugünden kaynaklanıyordu? Sevilay Acar, Babam ve Ben’de Prof. Dr. Özcan Köknel, Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Pedagog Ali Çankırılı’yla yaptığı sohbetlerle onları çocukluk yıllarına götürüyor. Bugün her biri psikiyatri ve pedagoji alanında uzman olan isimler çocukluk yıllarına dair içten paylaşımlarda bulunuyor, sadece kendi tecrübe ve hikâyelerini paylaşmıyor, adeta “yalnız değilsiniz” diyerek okurları da bu yolculukta cesaretlendiriyorlar. Böylece geçmişi pek çok yönüyle ele alırken bugünün “baba figürü”ne ve baba-çocuk ilişkinin hassas noktalarına temas ediyorlar ve ortaya hem onların çocukluk yıllarının hem de günümüzün toplumsal yapısıyla ilgili bir tablo çıkıyor. Babam ve Ben, sevgisini göstermek isteyen, ilgi bekleyen, duygusal çatışma yaşayan, belki de sadece yaşadıklarını tebessümle hatırlayan bütün okurlar için… Baba, Türkiye’nin geleneksel doğasıdır, oğul modern tecrübe. Emniyet ve risk. Onay ve özgürlük. Kalmak ve gitmek. Oğul gider, ama tam gidemez, bir yönüyle kalır. Tıpkı acılı yurdumuz Türkiye gibi. Orada ama burada. Modern ama geleneksel. Batı’ya yüzünü dönmüş, ama Doğulu. Babaların ve oğulların hikâyesi Türkiye’nin iki yüz yıllık tarihidir. Üstelik, baba ve oğul arasında çatışma varsa, orada bir galip bulmak zordur.
218.30 ₺ -
Ötesi
Danışanlarına hayat yolunda rotalarını bulmaları için rehberlik eden bir terapist kendi yolunu nasıl bulur? Eşi ve kızıyla bazen tatlı çatışmaların ama daima sevgi dolu bir hayatın içinden geçen Defne insanların ruhlarındaki yaralara temas etmeye çalışan bir terapist… Sadece danışanlarının hayatlarına değil kendi içine doğru yolculuğu da hiç bitmeyen bir kadın, bir anne, bir arayışçı… Klinik psikolog Gülten İkizoğlu terapist Defne’nin hikâyesi üzerinden hayatın farklı kavşaklarında takılmış kişilerin öykülerine tanık ediyor bizi. Evlilikleri çatırdayan Ömer ile Havva, “lanetliyim” düşüncesini bir kambur gibi sırtında taşıyan Semra, sebebi belirsiz kusma atakları geçiren Gizem ve hayatını değiştirecek bir kararın eşiğinde olan Selçuk’la terapi odasında geçen anlar… Peki, danışanlarının hikâyeleri Defne’nin kendini bulma yolculuğunu nasıl etkileyecek? Bu yolculukta ona ışık tutan ne olacak? Ötesi geçmişin yaralarıyla yüzleştiren, gerçek kendiliğimizi bulmamıza hizmet eden, içimizdeki kırgın çocuğa şefkatle bakmamızı sağlayan bir iyileşme öyküsü… “Terapi dediğimiz şey kendini büyütmektir aslında!”
148.00 ₺ -
Son Sığınak Aile
Aşk, evlilik, eş, aile, ev hanımlığı, sevgi, akrabalar, aldatma, şiddet, boşanma, annelik- babalık, mutlu bir ailenin sırları ve daha fazlası... Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutması, aile bireyleri arasındaki bağların zayıflaması ve modern dünyanın getirdiği sorunlar aile üzerinde yeni baştan durulması gerektiğini gösteriyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın kaleminden Son Sığınak Aile, aileye ilk adım olan evliliğin biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel temellerini irdeliyor. Yaşanmış örneklerin ve ‘evlilik niyet sözleşmesi’nin desteğiyle aile üyelerinin ve evliliğe hazırlık sürecinde olanların yollarını aydınlatıyor. "Aileyi" bütün yönleriyle anlatırken aileleri, karşılaşılan sorunları ve olguları bilimsel bir bakış açısıyla ele alıyor. Bu kitap, her ailenin ve aile olma yolunda ilerleyenlerin mutlaka kitaplığında bulunması gereken, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı.
140.60 ₺ -
Gölgeyle Buluşma
“Bilince çıkarmadığımız her şey hayatta kader olarak karşımıza çıkar.” Carl Gustav Jung Hiddet, kıskançlık, yalan söyleme, hınç, suçlama, açgözlülük… Bu yasak hisler ve davranışlar karanlıkta kalan ve inkâr ettiğimiz tarafımızdan yani kişisel gölgemizden ortaya çıkar. Herkesin bir gölgesi vardır ve bilinçli yaşamında birey ona ne kadar az yer verirse gölge o denli karanlık ve yoğun olur. Birisine karşı açıklanamaz bir antipati hissettiğimizde, kendimizde uzun süre gömülü kalmış, kabul edilemez bir özellik keşfettiğimizde, öfke, haset veya utançtan bunalıp bu duygulara yenik düştüğümüzde gölgemizle karşılaşırız. Gölge yalnızca bireysel bir sorun değildir. Grupların ve toplumların da ırkçılık, günah keçisi bulma, düşman yaratma ve savaş gibi tehlikeli davranışlara götüren kolektif gölgeleri vardır. Gölgeyle Buluşma, 65 makaleden oluşan bir makale koleksiyonunda, insan doğasının karanlık tarafının ailelerde, yakın ilişkilerde, işte, maneviyatta, politikada, psikoterapide ve sanatta belirdiği şekline kapsamlı bir bakış sunuyor. “İnsana ve insanlığa dair pek çok önemli konunun tıp, siyaset, din, sanat, tarih ve farklı disiplinler penceresinden ele alındığı bu eser gerek yazarları gerek makaleleri ile bir başyapıt olma hüviyeti taşıyor. Bireyi ve toplumu eşzamanlı görmekle kalmayıp bütünsel varoluşa çektiği dikkatle okuyucusunda bir tamlık duygusu bırakıyor. Gölgeyle Buluşma kendine, dünyaya, insan olma deneyimine ve uygarlığı doğuran tüm dinamiklere bakmak isteyen herkes için cesur bir davet, berrak bir ayna. Carl Gustav Jung ve Analitik Psikoloji okulunun öncü isimlerinin yanı sıra pek çok düşün insanının katkısı ile oluşturulmuş bu çok yazarlı kitap özenli çevirisi sayesinde akışkan bir dille dimağımıza akıyor. Bu eser birey olarak kendini var etme ve anlamlandırma iddiasında olan herkesin kütüphanesindeki yerini almalı.”Berin Orhan
292.30 ₺ -
Genciz Biz
“Elinizdeki bu kitabı inceledikten sonra gençlerin, yakınlarının ve gençlere emek veren herkesin ‘Hah işte!’ diyeceklerini tahmin ediyorum. Genciz Biz’de gençlerin psikolojik önceliklerinden sınav stresine, bağımlılıktan eğlence kültürüne, düşünce teknolojisinden medikal bakışa kadar önemli konular arasında kalem oynatan bir yazar görüyoruz. Kâh bilim insanı, kâh kanka, zaman zaman baba, zaman zaman gençlerle birlikte oyun oynayan psikolog portresi oldukça empatik ve cana yakın.”Prof. Dr. Nevzat Tarhan20 küsur yıldır gençlerle konuşan, gelişim ve değişim yolculuklarında onlara arkadaşlık eden Orhan Gümüşel; o samimi, sıcak ve dost canlısı üslubunu kalemiyle de ortaya koyuyor."Gençlik başımda duman" diyen herkese duyurulur!
203.50 ₺ -
İrade Eğitimi
İnsan, doğası gereği hem yaşadığı döneme ayak uydurma hem sahip olduğu değerleri koruma hem de arzu ve sorumluluklarını kendi içinde dengeleme çabası içindedir. Buna göre irade eğitimi, her şeyden önce çağın bize dayattığı şeylere direnmek ve çağı doğru okumak ile mümkün; dış etkenlerin önünde bir yaprak gibi savrulmak yerine kişinin kendi kurallarını koymasıyla ve bunları sürdürmesiyle gerçekleşir. Her şeyden önemlisi, irade eğitimi bir yerden başlamakla, düştüğümüz yerden kalkmakla, her düşüşte yeniden kalkıp yürümekle ve çaba sarf etmekle mümkün. Dr. Ferhat Kardaş, İrade Eğitimi kitabında, bu şartlar altında, iradeyi gereğinden fazla zorlamadan onu insani ölçülerde eğitmek konusunda son derece önemli tespitlerle karşımızda. Bu kitap, bağımlılıklardan kurtulan güçlü iradeli kişinin yaşamının bütün yönleriyle değişeceğini vurguluyor; hazları ertelemek ve uzun vadeli mutluluklara yönelme konusunda detaylı bir yol haritası çiziyor. Geçici hazların sonucunda kişinin kapılabileceği depresif ruh hallerinin ve kısa vadeli hazların muhtemel zararlarını analiz ediyor. Böylelikle okurları sağlam, gerçekçi ve tatmin edici bir mutluluk düzlemine davet ediyor. Alışılmış psikoloji ve kişisel gelişim kitaplarından çok farklı, klişelerden uzak, irade eğitimini hakkıyla anlatan, rehber niteliğinde bir başvuru kitabı.
166.50 ₺ -
Korkacak Ne Var!
İnsan, hayata gözlerini ilk açtığı andan itibaren korkularla tanışıyor. Sonrasında çocukluktan yaşlılık dönemine kadar birçok farklı korkuyla karşılaşıyor. Kimi korkuların üstesinden kolaylıkla gelirken bazıları ömür boyu yakasından düşmüyor. Çoğu zaman kaynağını, nedenini ve tedavi yöntemini bilemediği bu korkular, insanın hayatını karartmaya devam ediyor. Uzman Psikolog Yıldız Burkovik ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan, uzun yılların birikimine dayanan tecrübelerini bu kitapta bir araya getirdiler. Korkunun nedenleri, biyolojik tezahürleri, farklı korku türleri, korkuyla baş etme yolları ve tedavi yöntemlerinin yanı sıra korkuların müzikle tedavisi, psikoterapi teknikleri, bu dertten mustarip ünlülerin yaşadıkları ve fobiler sözlüğü gibi okurun ilgisini canlı tutan konulara da değindiler. Şimdiye kadar korkular peşinizi bırakmamış olabilir… Ama artık korkularınızla aranızda bu kitap olacak!
185.00 ₺ -
Sevmek Cesurların İşidir
Nasıl oluyor da bazı insanlar daha kolay ve güvenli ilişki kuruyorlar? Neden bazıları ilişkilerde katı ve tutukken bazıları daha esnek? Neden kimileri kolayca affederken kimileri yanlışlara ömür boyu takılıp kalıyor? Neden bazı insanlar yeniliklere kolayca adapte olurken diğerleri acı çekiyor? Neden bazılarımız için geçmişin atlatılması bu kadar zor ve gelecek kaygı dolu? Neden kimi insanlar sorunlar karşısında korkusuzken bazıları en küçük bir sorunda pes edip yıkılıyor? Zihin yargılarla çalışır ve her an yeni bir yargı üretir. Sonra bir an gelir ve bu otomatik kalıpların artık yaşam doyumumuzu kısıtladığını hissederiz. “Başka bir yol mümkün mü?” düşüncesi içimizde uyanır. O yolda kendimizle, alışkanlıklarımızla, otomatik pilotumuzla, duygularımızı nasıl işlediğimizle veya işleyemediğimizle, hasetle, şükranla, kayıpla, yasla, öz şefkatle, aşkla ve insan olmaktan kaynaklanan pek çok halle karşılaşır, bunları tecrübe ederiz. Bu tecrübelerden geçmek yani yaşamak için sevmek gerekir. Sevmek; aktif bir sevme işi ve iradi olarak verdiğimiz cesaret isteyen bir karardır. Sevmek cesurların işidir. Birini veya bir şeyi sevdiğimizde eyleme geçme ihtiyacı duyarız. Ona kalbimizde ve hayatımızda bir alan açar ve o alanda genişlemesini mutlulukla karşılarız. Üstelik bunu terk edilme, kaybetme ihtimalimize ve korkularımıza rağmen yaparız. Bir anlam dünyası inşa edebilmek için yola çıkarız. Öyleyse sevgisizlik aslında eylemsizlik ve korkaklıktır. Psikoterapist ve psikodramatist Ayşe Melek Sevmek Cesurların İşidir’de kendimizi keşfetme yolculuğumuza çok yönlü bir kılavuz sunarak rehberlik ediyor.
148.00 ₺ -
Kendine İyi Bak
Bir kırılma, bir endişe çağında yaşıyoruz. Yurtsuzluğun maddi ve manevi bütün izlerini üzerimizde taşıyoruz. Sığınacak bir liman, ruhumuzu sükûna erdirecek bir ev arayışındayız. Kendine İyi Bak, âlemin çekirdeği olarak insanın imkânlarını, yitirdiğimiz “vatan” kavramını, oradan göç ve mültecileri, çağımızın algılar üzerinde yarattığı değişimi ele alıyor; ruhun yersiz yurtsuzluğunu anlatıyor. Affedebilmenin hangi durumlarda mümkün olduğunu soruyor. İçinde bulunduğumuz ortamın sürekli ürettiği “zalim”lerden ve “mazlum”lardan hareketle öfke ahlakına değiniyor. Aralarda çuvaldızı tıp dünyasına da batıran kitap, “ayna'yı hem içeriye hem dışarıya tutuyor: Çünkü insan, evrenin özü! “Zatına hoşça bakabilmek evrene de hoşça bakabilmek demektir. Bir mikrokozmos olarak insan, kendi içsel bütünlüğünü sağlayabildiği ölçüde âlemle uyumlu olmayı başarır. O halde uyanık olalım. Huş der dem. Aldığımız her nefesin farkında olarak temaşa edelim evreni. Nefes ayıklığı... İki nefes arasında, doğum ve ölüm arasında hep “an”da ve “huzur’’da olmak: Tam bir bilinç ve bütünlük hali.”
135.05 ₺ -
Hüzün Hastalığı
Herkesin kesintisiz mutlu olmaya ya da mutluymuş gibi görünmeye şartlandığı bir çağdayız. Keyifsizlik anlarının dahi “minör depresyon” adını aldığı zamanlar. Herkesin “en mutlu, en güzel, en şanslı, en başarılı ve her koşulda pozitif” olmasını öğütleyen Batı menşeli psikoloji anlayışının karşısında, hüznün doya doya yaşanması bile pek mümkün değil artık. Kemal Sayar, böyle mutluluk tariflerinin peşinden koşmaya gerek olmadığını, hiçbir şeye kıymet vermeden sadece kendini değerli bilerek yaşanmayacağını anlatıyor. Çünkü hüzün bize dünyanın faniliğini, şeylerin gelip geçiciliğini öğreten görkemli bir misafirdir. “Hüzün bizi en çıplak varoluşumuzla karşılaştırır, bizi sahte bir dünyada sahici kılar.”
142.35 ₺ -
Madalyonun İçi
Bu kitapta, Türkiye´de değişik nedenlerle psikiyatra başvuran her kesimden insanımızın hikâyelerini bulacak, başta aşk ve ölüm olmak üzere “insanlık halleri“yle karşılaşacaksınız. ınsanlar size içini açacak, en gizli sırlarını sizlerle paylaşacak. Ve bütün bu sorunlar, hastalar ve hastalıklar karşısında Türkiye şartlarında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını göreceksiniz. Bu kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleşeceksiniz. Okudukça, yaşamın, sağlığın, sevginin ve huzurun değerini daha iyi anlayacak; her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız.
224.00 ₺ -
Hayat Teselli Bulmaktır
Kemal Sayar bugüne kadar pek çok kitapla buluştu okurlarıyla, yazdığı kitaplar aracılığıyla bizlerle söyleşti. Şimdi sıra Hayat Teselli Bulmaktır’da. Bugüne kadar yayımlanan yazılarının en sevilenleri, en çok paylaşılanları bir araya getirilerek oluşturulan Hayat Teselli Bulmaktır birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının mümkün olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Üstelik bir şairin ince dokunuşlarıyla…
81.40 ₺ -
Ruh Sağlığı ve Dini İnanç
Dini inanç, ibadetler ve diğer dini davranışlarla yani dindarlıkla ruh sağlığı arasında nasıl bir ilişkinin olduğuna dair Batı Dünyası'nda, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok araştırma yapılmıştır. Bunların büyük çoğunluğunda, dindarlığın ruh sağlığı üzerinde olumlu etkisinin olduğu belirlenmiştir. Dine daha çok bağlı olan bireylerde depresyon oranının diğerlerine göre daha düşük olduğu, intihara daha az yöneldikleri, daha az kaygı ve korku duydukları, strese daha az maruz kaldıkları, ölümü daha kolay kabullenebildikleri, daha az alkol ve daha az (ya da hiç) uyuşturucu kullandıkları görülmüştür. Ülkemizde yapılan araştırmalarda da aşağı yukarı benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır. Biz bu kitapta, genel değerlendirmelerin yanında İslam Dini'nin inanç, ibadet ve ahlak esaslarının ruh sağlığını korumadaki etkilerini ayrı ayrı açıklamaya çalıştık. Ayrıca dini inancı olan kişilerde görülen ruhsal bozuklukların nedenleri üzerinde de durduk. Bu yönleriyle bu çalışmanın ülkemizde bir ilk olduğunu söyleyebiliriz.
45.50 ₺ -
Çocuklar Neden Farklı
Ben mizaç tipi “1” olan bir anneyim.kızımın mizaç tipi”2”.Kızımın duygusallığını çoğu zaman anlamakta zorlanmışımdır.Yanlış yaptığı zaman eleştirdiğimde “biliyorum anne beni seviyorsun!”demesi benim garibime gitmişti.Halbuki ben onun hatalarını düzeltmek istiyordum.Ama kızım “2” mizacında bir çocuk olarak bu eleştirimi o nun sevemediğim şeklinde yorumluyordu.Bu yapısını anladığımda benim için önemli bir ufuk oldu ve kendi mizacıma odaklanmadan o nun ihtiyaçlarına daha duyarlı olmaya gayret ettim.onu eleştirmeden önce onu sevdiğimi ve benim için çok değerli olduğunu hissettirerek eleştirilerimi yumuşak bir şekilde ifade etmeye gayret ettim.”
219.00 ₺ -
Hastalıkların Duygusal Sebepleri
Hepimiz milyonlarca yıldır dönüp duran dünyamıza kısa bir süre için misafirliğe geldik. Bu kısacık zamanı duygusal ya da fiziksel hastalıklarla geçirmeyi kim ister? Hele ki hastalıkların nedenlerini her şey için geç olmadan görebiliyorken… Size bir müjde vermek istiyoruz: Hasta olmadan önce ruhunuzu, sonra da duygudan kaynaklı olası hastalıkları hiç olmadan önleyebilirsiniz! Her şey için geç olmadan, hastalıkların duygusal hikâyeleriyle tanışmaya hazır mısınız? Bu yolculukta duygularla hastalıkların, ruh-beden-zihin üçgeninin birbiriyle muhteşem bağına bakacağız. Duyguların kötü etkileri fark edilmediğinde nasıl hastalığa dönüştüğüne, hastalıkların duygusal nedenlerine birlikte ışık tutacağız. Hatta o kadar ileri gideceğiz ki, bırakın anne karnındaki hayatımızın günümüze uzanan etkilerini, atalarımıza uzanan aktarım öyküsünü ele alacağız. İnanç ve sevgi gibi gözle görülmeyen ama insan hayatını ötelere taşıyan mucizelerin hem ruh hem de beden sağlığını nasıl yeniden inşa edebildiğine şahit olacağız. “Nasıl olsa yapar” diye testiyi kırmadan önce çocuğu şamarlayan Nasrettin Hoca ne kadar haklıdır bilmiyoruz ancak burada biz de en az onun kadar temkinliyiz. Hasta olduktan sonra değil, hasta olmadan önce alıyoruz önlemimizi. İyileşmek, daha da önemlisi hastalık bizi bulmadan hareket geçmek için kendi değişimimizi sağlayabiliriz. Bu değişim için önümüzde hiçbir engel yok. Tabii kendimizi saymazsak… Şimdi çözüm yollarını ve umut kapılarını aralayıp yüzümüze bir gülümseme kondurabiliriz. Zeynep Dizmen ve Eray Hacıosmanoğlu fiziksel sebeplerle geliştiğini düşündüğümüz bazı hastalıklar ile duygusal sebepler arasındaki bağı ortaya koyan bir çalışma ile “her şey için geç olmadan”yapabileceklerimizin peşine düşüyorlar. Ruh-beden-zihin üçgenin olağanüstü etkileşiminin izini sürerek sevgisizliğin, değersizlik hissetmenin bizi nasıl içten içe hasta ettiğini, tam tersine sevginin, iyi hissetmenin ve inancın mucizevi iyileştirici gücünü bilimden beslenen bir bakış açısıyla ortaya koyuyorlar. Hastalıkların Duygusal Sebepleri: Her Şey İçin Geç Olmadanhemen bugünden itibaren başlayabileceğiniz ümide ve iyileşmeye dair yolculuğunuz için bir rehber kitap.
27.75 ₺ -
Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez
“‘Gerçek hayat, tamamıyla buluşmadan ibarettir’. Buluşmak, karşılaşmak. İnsan ötekiyle karşılaşarak var olur. Ötekinin bakışıyla, ötekinin yüzünü bana çevirmesi, beni dinlemesiyle. İlişkiyle. Sadece ilişkiler vasıtasıyla kendimizi dünyaya ve başkalarına tamamen açarız. Başka bir insana bağlanabilmek için ona açık olmam gerekir. Olmamızı gerektiğini düşündüğümüz kişi olmak arzusundan sıyrılarak, gerçekten olduğumuz kişi olmaya izin vererek. Gerçekte kimim ben? Gerçekte olduğum kişi olmak, yani olduğum gibi görünmekle sahiciliğe adım atarım. İncinmeyi göze alarak.” Kemal Sayar, Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez‘le insanın kendisiyle, ötekiyle, dünyayla kurduğu ilişkilere, varoluşla gerçekleştirdiği buluşmaya dikkat çekiyor. Yaşarken incitici de olsa geriye dönüp baktığımızda bizi olgunlaştırdığını düşündüğümüz her şeyle yani “hayat”la buluşmanın “hayatı askıya almadan” yaşamanın ipuçları Kemal Sayar’ın usta kalemiyle Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez‘de.
203.50 ₺ -
Türk Psikiyatristin Divanı
Bu kitapta okuyacaklarınız bütünüyle gerçek! Türkiye’nin gerçeği. Ve sarsıcı. Bu satırları okuyan birçok kişinin de maruz kalıp, utancından, korkusundan anlatamadığı gerçekler belki de. Travmalar, örselenmeler, çıldırmalar… Panik ataklar, aşağılanmalar, başkasının hayatını yaşamalar…Psikiyatrist Zeynep Akıncı Pınar, divanından geçen en can yakıcı, çaresiz hikâyeleri çözüm öneriyle birlikte ele aldı ve benzer sorunları olanlara yol gösterebilmek için Türk Psikiyatristin Divanı’nda okuyucuları ile paylaştı.İşte hiç uyanmak istemeyen zengin kadından 9 yaşında saçları ağaran çocuğa, aile içi çoklu taciz kurbanı kızdan iktidarsız ama azgın damada, kurnaz nişanlıdan ergen kocaya, ters ilişkiden günahsız aşka, anksiyete bozukluğundan şizofreniye, başı sürekli dönen ‘deli’den cinsel freni patlamış adama kadar Türkiye’den en uçlardaki 70 psikiyatrik vaka!Ruhsal bir panorama!Şaşıracaksınız, inanamayacaksınız, yer yer sinirleriniz bozulacak, bu kadar da olmaz diyeceksiniz… Benzer vakaları yaşadıysanız ders çıkarıp bilgilenecek, yaşamadıysanız Allah’a şükredeceksiniz!
134.00 ₺ -
Takıntılardan Kurtulma Rehberi
Uzman Psikolog Selen Can, takıntılarla ilgili aklınıza gelebilecek her soruya cevap veriyor. Elinizdeki çalışma, hem bilgilendiren hem de yöntemleri nasıl uygulayacağınızı gösteren bir eğitim kitabı. Takıntılardan Kurtulma Rehberi, yöntemlerin adım adım anlatıldığı başarı hikâyelerini okuyacağınız bir umut ışığı…Bu kitapta, davranış tekniklerini en doğru şekilde uygulayabilmeniz için, konular örneklerle anlatılıyor. Kitabın en önemli özelliği, doğru davranışları göstermenin yanında, takıntılarla başbaşa kaldığınız anlarda kendi kendinize neler söyleyebileceğinizi ve kendinizi nasıl yönlendirebileceğinizi de öğretiyor olması. Bununla birlikte mükemmeliyetçilik, erteleme sorunu ve olumsuz düşüncelerle ilgili de çözüm önerileri getiriyor.İşte temizlik takıntısından simetri/düzen takıntısına, şüphecilikten dini takıntılara, saldırganlıktan cinsel takıntılara, hastalık takıntısından diğer bedensel takıntılara tüm olumsuz düşüncelerin, davranışların, obsesif kompulsif bozukluğun psikolojisini anlamak ve başa çıkabilmek üzerine eşsiz bir kaynak.Okuyun, uygulayın ve takıntılardan kurtulun!
120.60 ₺ -
Kusursuz İnsanlar Nasıl Tedavi Edilir
* Asla hata yapmamalıyım. * Her şey kurallara uygun ve kusursuz olmak zorunda, aksi mümkün değil. * Bu işi de başaramadım, beceriksizin tekiyim. * Hata yaparsam bu her şeyin sonu olur. * Bir iş ya mükemmeldir ya da hatalıdır. * Hatalı olmaya tahammülüm yok. Her zaman kusursuz olmalıyım. * Ortalama başarı asla başarı olarak kabul edilemez. Kendinizi bu ve benzeri düşüncelerle sık sık baş başa buluyorsanız, tebrikler! Mükemmel bir mükemmeliyetçisiniz! Öfke, kaygı, korku, çökkünlük hissi yakanızı bırakmıyor, bir türlü huzur bulamıyorsunuz. Peki ne yapacaksınız?Bu kitabı okumakla işe başlayabilirsiniz! Uzman Klinik Psikolog Fatih Şiraz, Kusursuz İnsanlar Nasıl Tedavi Edilir? kitabında, mükemmeliyetçi kişilik özelliklerinin sebep olduğu ruhsal problemlere, davranışsal sorunlara ve ilişki problemlerine çözümler sunuyor.Bu kitap, mükemmeliyetçi düşünce ve davranış kalıplarından mustarip olan, mükemmeliyetçilikle ilgili terapi desteği alma imkânı olmayan bireylere yardımcı olmak ya da terapi sürecindeki bireylere destekleyici kaynak sunmak için hazırlandı. Okuyun, uygulayın ve ‘mükemmel kalıplarınızdan’ kurtulun!
93.80 ₺ -
Kalp Zamanı
Her şeyin bir zamanı var, kalbin de. Yağmurların, güneşin, rüzgârın bir zamanı var. Kalbin zamanı var. İçten bir şekilde konuşmanın, ötekini can kulağıyla dinlemenin bir zamanı var. Elinizde tuttuğunuz kitap söyleşilerden oluşuyor. Aslında her cevap bir başka soruyu çağırır. Hayat durmaksızın kendimize sorduğumuz sorulardan ibaret. Kimim ben? Neyin bir parçasıyım? Varlığın neye hizmet ediyor? Bu dünyada var oluşum neyi değiştiriyor? İnsan bu sorulara en tatminkâr cevapları, kalbin zamanından konuşarak verebilir. ‘Birinin acısını dindirebileceksem izin verin hemen yapayım bunu’ demiş bilge bir adam, ‘zira bir daha buradan geçmeyebilirim’. Şehrin insanı kalbi dinlemeli. Kalbi olanı dinlemeli çünkü, ‘sadece hüznü vardır kalbi olanın’. Kemal Sayar şehir insanının gönül yorgunluklarını, ruhların gizli yaralarını ilaçlardan önce kelimelerin sağaltacağına inanan bir psikiyatrist. Şimdi Şehir İçin Kalp Zamanı ise “Leyla’dan Geçme Faslı”, “Yaşama Ödevi” ve “Kalpten Kalbe Bir Yol” duraklarından geçen, Sayar’ın ruhu kanatlandıran kelimeleriyle çoğalıp büyüyen bir nehir adeta. Hayatın harcına bir dost nefesinin çağrısıyla biraz daha merhamet ve umut katmaya hazırsanız, şimdi şehir için kalp zamanı…
22.20 ₺ -
Öfke Dansı
Öfkenin nedenleri ve modelleri üzerinde duran bu kitap, önemli ilişkilerde anlamlı ve uzun vadeli değişimler gerçekleştirmeyi sağlayacak özel stratejiler sunuyor. Kavga ve suçlamayla ya da sessizlik ve duygusal uzaklaşmayla dışarı vurulan Öfkenin, mevcut ilişki dinamiklerini neden ve nasıl koruduğunu kanıtlıyor ve öfkeyi yapıcı bir hale dönüştürmenin yollarını gösteriyor.
24.00 ₺ -
Aile Okulu ve Evlilik
Toplumun en küçük birimi olan aile, bizim yaşadığımız coğrafyada bir kat daha önemlidir. Aile birliğinin kurulması kadar, bu kurumun sürdürülmesi ve yaşatılması da toplumsal beraberliğin bir anahtarıdır. Dolayısıyla, ailede ortaya çıkan kimi sorunları aşmak ve onları çözüme kavuşturmak için her zaman makul bir yolun varlığı aşikârdır. Aile içinde sağlıklı ilişkiler kurabilmenin yolunu karşılıklı anlayış ve sevgi-saygı-güven bağında gören Tarhan, mutlu bir yuvanın ipuçlarını veriyor. Aile Okulu ve Evlilik, çocuklara özgüven kazandırmanın yollarından saygı eğitimine, ergenlik dönemi sorunlarından eşler arasındaki kıskançlıklara ve eşlerin birbirini tanımasının öneminden gelin-kayınvalide çatışmalarına kadar pek çok konuya ve soruna ışık tutan önerileri bir araya getiriyor. Aile Okulu ve Evlilik, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kaleminden, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı. Kitaptan Alıntılar Evliliğe yatırım yapmak gerekir ve başarılı evlilikler hep emek verilmiş evliliklerdir. Kişi kendi duygusal özgeçmişini biliyorsa veya ailesi ile etkileşim biçiminin farkında ise daha güçlü ve donanımlı olacaktır. Kendimizi ve yakınlarımızı gerçek yönlerimizle görüp tanıyabilirsek yanlışa düşmekten kaçınır ve kendimizi daha sağlıklı şekilde gerçekleştirmiş oluruz. İyi eş, iyi anne-baba olmak hayatımızda öncelikli bir yere sahip olmalı. İyi ev hanımı, iyi işadamı olmak yeterli değildir. Sorunlarla karşılaştığımız zaman suçlamalarda bulunmak yerine ihtiyacımız olan bilgiyi edindikten sonra değiştirilebilir olanı düzeltmek, eksiklerimizi tamamlamak ve kendimizi gerçekleştirmek bizim elimizdedir.
140.60 ₺ -
Toplum Psikolojisi Ve Empati
Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız. O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor. Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım. Kitaptan Alıntılar Güç ve kişilik çatışmaları bireyler arasında olduğu gibi toplumlar arasında da temel paralel psikolojik dinamiği taşır. Kendisini şiddet uygulayarak ifade edebileceğini zanneden, kendisini şiddet uygulayarak ayakta tutabileceğini düşünen veya kendisini şiddet uygulayarak gerçekleştireceğine inanan bireylerin veya toplumların ortak bazı özellikleri vardır. Modern yaşamın, insanı bireyselleştirmeye çalışırken bencilleştirmesi, şiddetin sebeplerinden birisidir. Freud değiştirdiği mutluluk tanımlamasında; ‘İnsan, zevklerini tatmin için yaşayan bir varlıktır’ diye ifade etti. Sadece psikolojiyi değil, popüler kültürü baştan sona değiştiren tarihî sonuçlar ortaya çıkardı. Freud’un doktrini, sürekli hoşlanılan şeyi yapmak, eğlenceye ve lükse düşkünlük gibi sonuçlar doğurdu. Depresyon son dönemlerde tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), son açıklamasında, depresyonda ciddi tehlike anlamını taşıyan ‘kırmızı hattın’ aşıldığını duyurdu. Örgüt, dünyadaki sağlık kuruluşlarına gönderdiği bildirisinde, önlem alınmazsa depresyonun 2020 yılında kalp hastalıklarından sonra en tehlikeli ikinci hastalık olacağını belirtmektedir. Küresel depresyonun giderek yoğunlaşması, koruyucu ruh sağlık ilkelerinin devreye girmesini de etkilemektedir. Artık sekülerizm sorgulanmakta, insana güç veren ahlakî değerler desteklenmektedir. Küresel depresyon karşısında tedbir almaya çalışan Norveç Parlamentosu, ‘Manevi Değerler Komisyonu’nu kurdu. Beyaz Saray ise manevi değerlerin tekrar canlandırılması için kiliselerden yardım istedi.
218.30 ₺