-
İpsiz Recep
İpsiz Recep, Kuvâ-yı Milliye hareketinde yer alan bir halk kahramanı... Adamlarıyla birlikte din, vatan, namus ve bağımsızlık uğruna savaştı… İpsiz Recep`in yedi arkadaşı ile başlattığı amansız mücadele, her geçen gün büyüyüp genişledi. Düşmanın yüreğine öylesine korku saldılar ki, İstanbul`u saran Rum çeteleri dehşete düştüler… Kahramanlar, her seferinde değişik yöntemler uyguladı. Bazen meyhane basıp çete imha etti; bazen İngiliz gambotu basıp amiral öldürdü; bazen takalarla Fransız gemilerine saldırdı; bazen de cephane yüklü Yunan gemileri ele geçirip malzemelerini Anadolu`ya sevk etti. Recep Reis bu mücadelede milis yüzbaşılığına kadar yükseldi; savaş sonunda İstiklâl madalyası ile taltif edilip, maaşa bağlandı. Fakat “Biz bu mücadeleyi madalya için yapmadık!” diyerek, onu kabul etmedi, maaşı da Tayyare Cemiyeti`ne bağışladı! Savaş sonrası Mustafa Kemal Paşa tarafından Ankara`ya davet edilen İpsiz Recep, gelen heyete şöyle cevap verdi: “Savaşta dik duran başımızı siyasette eğmeyiz... Tilkinin pazarda işi yoktur!” Anadolu`daki mücadeleyi kim plânladı? Sultan Vahdeddin, Kuvayı Milliye`ye nasıl bakıyordu? İlk önce Anadolu`ya hangi paşalar gitti?... Ve daha pek çok soru ve cevap İpsiz Recep romanında… Bu romanda, İpsiz Recep`in akılları durduran mücadelesinin yanısıra, Milli Mücadele`nin arka plânına dair bilgiler bulacaksınız.
7.50 ₺ -
Sarıkamış'ta Ne Var Paşam?
Sait Pehlivan, Bozkırlı Mehmet, Seyis Ömer ve adı-sanı bilinmeyen Osmanlı askerleri. Başlarında Çilek Yüzbaşı var. Deneyimli bir asker. Aldığı emri gözünü kırpmadan yapacak kahraman, gözü pek ve eşsiz bir sadakat timsali. Aldığı emir doğrultusunda, taburunun başında Sarıkamış’a doğru yola çıkar. Soğuk, açlık, yorgunluk, bit salgını ve tifüs. Daha da ağırı gözleri önünde en yakın arkadaşlarının birer birer şehid düşmeleri. Bir Said Pehlivan vardı. Ağzını bıçak dahi açamazdı. Konuşmazdı, itiraz etmezdi. Pehlivandı. Dev cüssesiyle kara, kışa, soğuğa meydan okuyan bir yapısı vardı. Sarıkamış’a yakın sırtlara gece yarısı gelebildiler. Ertesi gün büyük gün, kavuşma günüydü. Said Pehlivan açıkta ve gecenin ayazında arkadaşlarının başında nöbet tutuyordu. Yanına gelen Çilek Yüzbaşı’ya yönelttiği soru belki de onun dilinden dökülecek son cümlelerdi: “Sarıkamış’ta ne var Paşam?” Bu soruya Çilek Yüzbaşı cevap bulamadı. Ve Sarıkamış’a kavuşmaya, görevi yerine getirmeye sadece bir gün kala son 18 askeriyle birlikte donarak şehit oldu Çilek Yüzbaşı. Ya Said Pehlivanın cevap bekleyen sorusu? Bu kitabı okuduğunuzda aranan soruya cevap bulamayacaksınız. Ama Sarıkamış Harekatı’nı iliklerinize kadar yaşayacak, hissedeceksiniz
7.50 ₺ -
Işıkkoru
Güzide Erdem, yazdıklarıyla sevginin evren içindeki kıymetini gözler önüne sermeye çalışan bir yazar. En büyük ve asıl olan sevginin Hakk sevgisi olduğunu farklı bir uslupla anlatıyor. Evrende Allah tarafından yaratılmış herşeyin özünde sevginin olduğu gerçeği başka boyutlardan ele alınıyor. Ve sevginin kardeşleri, saygı, hoşgörü, tevazu, iyi niyet, dürüstlük gibi kavramlar elle tutulur, gözle görülür halde okuyucuya sunuluyor. Işıkkoru adlı manzum romanda Bilgekoru'nun iki önemli kahramanı Ağaç Adam ve Kağıt Kadın, sadece sevgiyle ulvi aşka ulaşılamayacağını anlamış ve bilgelik yolunda kağıt ve kalemle keşfetmeye gönül vermişlerdir. Onların sevgi ve bilgiyi arayış yolunda yaptıkları keşif, büyük bir düğün sonucunda doğan Işıkkoru'yla Yaratan'a ulaşır. Işıkkoru'nun kahramanları Selvican, Kuğucan, Şiir Adam ve Şiir Kadın, servilerin gövdesinde, yüreklerinde önceleri sebebini bilmedikleri sevginin gerçek nedenini bulurlar. Ab-ı Hayat çeşmesine ulaşırlar. Yani Hakk'a..
6.19 ₺ -
Zümrüdü Anka Empatileri
Kaf Dağı’nın ardında, her kanadında ayrı bir renk, ayrı bir güzellik olan, her kanadından farklı bir melodinin çalındığı, yanarak kül olmadan önce “son şarkı”yı söyleyen ve küllerinden yeniden doğan efsanevi kuş: zümrüdü anka… Bu bir efsane, ama hepimizin yeniden doğmak, taze bir başlangıç yapmak için bir “son şarkı”ya ihtiyacımız yok mu? Bencil, anlayışsız ve kapalı hayatlara karşı bir diğerinin penceresinden bakabilmek, başkasını anlayabilmek, belki de herkesin ihtiyaç duyduğu “son şarkı”dır. Hayata farklı pencerelerden bakabilmek, evet çok zor, ama bir o kadar da hayat doludur. Gardiyanın ve mahkûmun, kölenin ve efendinin, zalimin ve mazlumun, katilin ve maktulün pencerelerinden hayatı algılayabilmek… Okyanusun sızısını, bulutun gözyaşlarını fark edebilmek… 13 yaşında otistik olmakla, yani gerçeklerden kopuk, hayali bir dünyada yaşamakla itham edilen gencin, okulda ve ailesinde yaşadıklarını büyük bir duygu coşkunluğuyla okuyacaksınız. Efsanevi kuşun kanatlarında Kaf Dağı’na, küllerinizden yeniden doğmanızı sağlayacak harikulade bir yolculuk…
6.38 ₺ -
2037 İsa Mesih Döndü mü?
Hz. İsa (a.s.) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne dönecek mi? Hangi görevle dönecek ve neler yapacak? Onu nasıl tanıyacağız? Hangi topluluk içerisinde çıkacak ve kimlerle neler yapacak? Kendisine karşı tutumumuz ne olacak? Bu sorular asırlardır Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından sorulmakta. Hıristiyanlar böyle bir beklenti içerisindeler. Zira dinlerinde bu durumu bildiren mesajlar var. Müslümanların da büyük bir bölümü böyle bir beklenti taşıyor; zira çok sayıda hadis-i şerif Hz. İsa’nın (a.s.) kıyamete yakın dünyaya dönüşüne işaret ediyor. Elinizdeki kitap bir gelecek kurgusu. Elbette mutlak gerçeği ifade edemez; ama ayet ve hadislerden yola çıkarak ciddi öngörülerde bulunuyor ve kitaptaki birçok sahnenin gerçekleşme ihtimali oldukça yüksek. İşte bu yüzden Zafer Yılmaz’ın bu konuyu işleyen kitabı konuyla ilgili nakillere de yer veren ilginç bir öngörü ve bence oldukça iyi hazırlanmış bir eser. Bu kitap ayrıca, biz Müslümanlara da, Hıristiyanlara da büyük bir ışık tutuyor. Tahmin ediyorum kitaba önemli eleştiriler gelecek. Ancak kitap yazarın yorumuyla ve hayal gücüyle başarılı biçimde yoğrulmuş. Ama ciddî gerçeklikleri de içinde barındırıyor.
9.00 ₺ -
Has Bahçenin Gonca Gülü Mihrimah Sultan
Babası; dünyayı titreten bir kumandan, Orta Avrupa`nın fatihi, Akdeniz`in hükümdarı, mührünü Kuzey Afrika`dan Hicaz`a kadar geniş bir bölgeye vuran, şahlar şahı, Batılıların “Muhteşem Süleyman” dediği Kanuni Sultan Süleyman`dır. Annesi; ilk ismi Roxelanne olan, Polonya asıllı, Osmanlı siyasetine doğrudan müdahale edebilen ilk hanım sultan, bazı şehzadelerin ve veziriazamların katlinde payı olmakla itham edilen Hürrem Sultan`dır. Ama o, babasının kudretine de annesinin hırsına da sahip değildir. Taht mücadelelerinde kardeşlerinin yitip gittiğini gören, sarayın protokol kuralları altında ruhu bir kuş gibi mengene arasına sıkışan, ihtiyaç duyduğu sevgi yerine bürokrasinin soğuk yüzüyle karşılaşan, ürkek, kırılgan bir sultandır o. Dünyanın en gözde sarayında doğar, ama saray kendisi için altın bir kafesten farksızdır. Hafakanlar basan yüreğinin dalgalarını dindirmek için uğraşlar bulur kendine. Su üzerinde dans eden resimlere, ebruya merak salar, hayır hasenat işlerine vakfeder kendini, ama nafile… Sadece bir sultanın değil, bir insanın, bir yüreğin, kırılgan bir ruhun, Mihrimah`ın romanı…
6.38 ₺ -
Canlı Bomba
Eşinden yeni ayrılmış olan Murat, hayalleri yıkılmış bir halde kendini Boğaz’ın kıyısında bulur. Boğaz’ın engin ve karanlık derinliklerine kulaç açıp, sonsuzluğun kasvetli girdabında sızılarını dindirmek istemektedir. Sahilin müdavimlerinden zengin bir iş adamı olan Ahmet, Murat’ın elinden tutar ve onu hayata döndürür. Ama bu hayat çok farklı olacaktır. Vatan hainlerine ve casuslara karşı sorumlu bir vatandaş olarak gizli görevlere talip olur. İlk görevi basittir: İstanbul Maslak’ta bir süredir izini sürdüğü kadınla buluşacaktır. Sıradan bir insanın canlı bombaya dönüşme serüveni, en ince ayrıntısına kadar maharetle planlanan bir kumpas, zamanla yarışırcasına sürdürülen takip, yabancı gizli servislerle oynanan köşe kapmaca, çapraz ateş altında karşılık arayan duygular… Canlı Bomba’yı okuduğunuzda bombalama olaylarına artık eskisi gibi bakamayacaksınız…
4.50 ₺ -
Kurtuluş Savaşında Gökçen Efe Destanı
1891 yılında, Ödemiş`te kısa, ama destanlaşan bir hayata gözlerini açar Gökçen Efe Hüseyin. Gençliğinin henüz baharındayken yerel yöneticilerin olumsuz icraatlarına karşı koyar. Ege`nin en meşhur efelerinden Çakırcalı Mehmet Efe`nin çetesine katılır. Çakırcalı Efe`nin bir suikast sonucu ölümünün ardından Tire`nin Gümce Dağı`nda kendi çetesini kurar. O sıralarda “eşkıyalık” yapar. Ancak tipik eşkıyadan farklı bir efeliktir yaptığı. Çalmaz, zulmetmez, öldürmez. Yapabildiğince bazı haksızlıkları önlemeye, engellemeye çabalar. Ancak kanunlara aykırıdır bu yaptıkları. Gökçen Efe 1914`te bağışlanır. Ancak beş yıl sonra tekrar dağa çıkar. Bu kez çıkış sebebi işgalci Yunan Ordusuna karşı vatan topraklarını savunma gayretidir. 57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey`in gözetiminde kurulan Kuva-yı Milliye içinde yer alır. Yörük Ali Efe, Poslu Mestan, Mürselli İsmail Efe gibi milli direniş liderleriyle birlikte hareket eder. “Gökçen Efe” adı ve şanı Yunan askerlerine kadar ulaşır. Ama ulaşan bir başka haber vardır: Yunan işgalindeki Ödemiş`e baskın düzenleyeceği sırada hastalanır Gökçen Efe. Bu haber üzerine Yunan güçleri, Gökçen Efe`nin bulunduğu siperi yoğun top atışına tutarak saldırıya geçer. Üç gün süren çarpışmanın sonunda, 16 Kasım 1919`da sipere girmeyi başaran bir Yunan askeri tarafından süngülenerek şehit düşer. Geride 28 yıllık bir ömre sığıştırılan bir kahramanlık destanı miras kalır. “Kurtuluş Savaşı`nda Gökçen Efe Destanı” işte bu destanlaşan hayatı, sanki dün yaşanmışçasına gözler önüne seriyor... Aktarılan her olay delilleriyle, vesikalarıyla, resimleriyle, en önemlisi onu tanıyan, onunla birlikte mücadele verenlerin hatıralarıyla destekleniyor.
11.25 ₺ -
Ne Menem Menemen Olayı Kubilay olayı
Yıl 1930, yer Menemen. Millet üzerinde adeta bir terör havası estirilmesine sebep olan, demokratik gelişmelerin önünü tıkayarak istibdat düzeninin devamına hizmet eden, birçok masum insanın idamına yol açan karanlık bir olay yaşanır Menemen`de. Serbest Cumhuriyet Fırkası örneğindeki demokrasi denemesinin yiyici takımına yem edilmesi, Ali Fethi Okyar`ın şahsında tecelli bulan milletin hazin feryadı, Atatürk ile İnönü arasındaki gizli rekabet ve iktidar kavgası, Erbilli Esad Hocaefendi`nin ölüm karşısında bile sarsılmayan mutmain bilgeliği, mehdi olduğu iddiasındaki Derviş Mehmet maskesinin ardındaki derin ilişkiler, Asteğmen Kubilay`ın ölümüne kayıtsız kalan resmi görevliler… Hepsi akıcı bir üslup ve sağlam bir kurguyla ele alınarak tarihi bir olay üzerindeki şalı kaldırıyor ve karanlık dehlizleri gün yüzüne çıkarıyor. Işıktan ürken yarasaların kaçışma vakti…
6.38 ₺ -
Kış Bebeği
Yavuz, işinden ayrılmasıyla, çatırdayan evliliğiyle, kafasında çocukluğundan kalma çözümlenmemiş problemler ve anlam arayışlarıyla derin bir girdabın içerisindedir. İşyerinde uluslararası bağlantıları olan pis tezgâhların ortasında çaresiz bulur kendini. Tespit edemediği bir kıskacın ortasında nefes alanı her geçen gün daralmakta, anlayamadığı bir oyunun dışarı atılan piyonu olduğunu fark etmektedir. Dertleşmek için onu çağırır, o kadını… Hem hayat arkadaşı hem yabancı, hem en yakını hem Kaf Dağı’nın ardındaki, hem peşinde koşulan bir sevgili hem vuslatla başlayan ayrılığın aktörü… Birbirine geçmiş ilişkilerin, birbiriyle çatışan rollerin girift aralığında yüreğinin sızısıyla yakınındaki en uzak kişiyle barışmaya çalışır. Alabora olmak ile hayata tutunmak arasında süre giden bir sarkaçta kendini, hayatı, aşkı, vefayı, ahlakı sorgulayan, sürprizlere gebe bir fırtına…
4.13 ₺ -
İntikam
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Org. Eşref Bitlis, Bnb. Cem Ersever gibi ünlülerin de içinde bulunduğu yüzlerce insanı ortadan kaldıran bir çetenin peşine düşen Müfettiş Safa Beye suikast düzenlenir. Arkadaşına yapılan bu haksızlığı hazmedemeyen Yüzbaşı Hüseyin, suikastçıları takibe başlar. Fakat şahitler esrarengiz bir şekilde ortandan kaldırılır. Hüseyin, cinayetleri aydınlatmak için uğraşırken ordu içinde "Kanarya Sevenler Ekibi"nin çete ile paslaştığını ve ihtilal için örgütlendiğini fark eder. Hüseyin, bu ekibi deşifre ederek ihtilali önlemek içinzorlu ve tehlikeli bir mücadeleye girişir. Kanarya Sevenler Ekibi, onu yok etmek için uğraşır. Uyuşturucu imparatoru Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Fevzi Aslan, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal gibi bir çok ünlü, suikast sonucu öldürülür. MİT ajanı Tarık Ümit kaçırılır, sorgulanır ve kaybedilir. Gazi Mahallesi, esrarengiz bir şekilde karışır. Cinayetlerin biri aydınlatılmadan, bir yenisi işlenir. Cinayetler serisine; Susurluk'ta bir kaza süsü verilerek öldürülen Abdullah Çatlı, polis şefi Hüseyin Kocadağ ve Gonca Us'un öldürülmesi, milletvkili Sedat Edip Bucak'ın yaralanması eklenir. Türkiye, bu suikast gibi kaza ile sarsılır. Elde ettiği ipuçları ile çete ve ihtilalcileri takibe koyulan Hüseyin, devamlı tehdit alır ve işinden kovulma tehlikesi ile yüz yüze gelir. Çete ona da suikast hazırlar, arabası havaya uçurulur. Cinayetler, suikastlar, komplolar, ihbarlar, jurnaller, tehditler birbirini takip eder. İntikam, heyecanlı ve sürükleyici bir roman Bir solukta okunabilecek belgesel bir eser. Geniş bir araştırma ve yoğun bir emeğin ürünü. Usta bir romancının eseri. Okuyucuyu düşündürüyor ve onu ülke problemlerine çözüm aramaya çağırıyor.
11.25 ₺ -
Moğolların Gölgesinde Sultan ve Emirleri
2000`ler Türkiye`sinde, araştırmaya meraklı bir genç... Bir gün tarih kitabına gömülmüşken hülyalara dalar ve Moğolları düşünürken film kopar... Başındaki müthiş ağrıyla gözlerini açmaya çalışırken hiç tanımadığı bir sesle irkilir: " Sen nerden geldin buralara!" Kahramanımız Selçuklular zamanında Konya`da bir yerde bulmuştur kendini... Etrafı biraz inceler ve yakındaki bir hana gider. Handaki herkesin dikkatini çekmiştir kahramanımız ve meraklı gözlerle süzülmektedir. Çünkü gözlere hiç tanıdık gelmeyen bir kıyafet vardır üzerinde: Pantolon ve belde biten gömlek... Kendisini "çok uzak bir ülkeden gelmiş birisi" olarak tanıtır kahramanımız... Kendisini parasız pulsuz gören hancı bir iş teklifinde bulunur, bu garip giyimli yabancıya... handa kalma ve yemek karşılığında şüphelendiği bir Frenk`i izlemesini, yani casusluk etmesi ister... Selçuklu emirleri, Moğollar, Frenk, Hancı ve kahramanımızın örgülediği olaylar dizisi sizi de bir çırpıda içine çekecek... Heyecanın zirvelerinde macera dolu bir serüvene hazır olun...
6.19 ₺ -
Gazi Osman Paşa Plevne`ye Saplanan Tuğ
Gazi Osman Paşa`nın Plevne Savunması, tarihimizin hem şanlı hem de ibretli bir sayfasıdır. Şanlıdır; çünkü milletimizin en zor şartlar altında bile neler yapabileceğini gözler önüne sermiştir. İbretlidir; çünkü Osmanlı Devleti`nin üst üste darbeler aldığı bir zaman diliminin aynasıdır. Plevne Savunması`nı, "Tuna Nehri akmam diyor" diye başlayan, nesillerin zihnine nakşolan bir marş bugünlere getirmişti. Yarınlarda da yaşamak isteyen bir milletin, Gazi Osman Paşa ve benzeri kahramanları sadece böyle marşlarla değil, sanatın bütün dallarında anması ve anlamaya çalışması zorunludur. Çünkü tarihin en büyük işlevi geleceğin inşasıdır. Bir büyük savunmayı, Plevne Savunması`nı yaptıran ruhu bu eserle daha iyi tanıyacak ve hissedeceksiniz.
5.63 ₺ -
Sessiz Adalet
"Kalbi özlem doluydu. Onun zarif endamını, narin yüz hatlarını, zekâ fışkıran menekşe gözlerini hayal etti. Bu Fransız kızında öylesine çekici bir şey vardı ki, fakülte koridorlarında tanıştığı kızların hiçbirine benzemiyordu, bambaşka biriydi. Hissettiği daha öncekilere benzemeyen çok yeni, çok tatlı bir şeydi. Baktığı her yerde Mari'yi görüyor, onu kendine bağlayan sırrın ne olduğunu çözmeye çalışıyordu." *** İç içe girmiş hayatlar, üst üste atılmış düğümler, kendisini insanlığın hizmetine adamış kahramanlar... Ve kaderin "sessiz adaleti"yle çözüme kavuşan bir yığın olay... Soluk soluğa, heyecanla ve sürprizlere doya doya okunacak bir roman...
6.75 ₺ -
Yusufhan
Kaderin başına ördüğü amansız imtihanlara, sıkıntılara sabır ve metanetle göğüs geren Yusufhan'ın yaşam mücadelesi. Acımasız suç tuzaklarının arasında sevgi ve aşk dolu bir yüreğin çaresiz çırpınışlarına şahit olacaksınız. Okuma hevesiyle yanıp tutuşan bir gencin köyden kente doğru uzanan hayat mücadelesini, bu kitapta bulacaksınız.
3.75 ₺ -
Yağmur Yüklü Sevdalar
Yağmur Yüklü Sevdalar, genç ve güzel bir kız olan Sahra`nın iç dünyasını ve ibret dolu yaşam öyküsünü anlatıyor. Özellikle her gencin ruh dünyasındaki fırtınaları, kasırgaları ve depremleri içeren kitap her kesime hitap eden bir eser. Gerçek yaşantıların ürünü olan bu roman, var oluşun sebeplerini ve önemini Kur`an`a dayalı olarak anlatmaktadır. Her kesimden insanın yaşantısında yer edinecek olan Sahra`nın öyküsü, özellikle genç kesimin iç dünyasına sefer yaparak bir takım bunalımlarına rehber olacak ve yaşantılarına ışık tutacak bir çalışma.
8.63 ₺ -
Sevgili Gelinim
"Sevgili Gelinim" yeni yuva kuran dört ailenin fertleri arasında gelişen olayların bütün heyecan ve sürükleyiciliğiyle anlatıldığı bir roman. Aile ve gelin-kaynana ilişkileri başarılı bir biçimde veriliyor. Damatlar, kardeşler ve diğer aile bireyleri olayların içinde rollerini güzel oynuyorlar. Bir solukta okunabilecek, sürekli diyaloglarla ilerleyen bir roman. En önemli özelliği canlı ve sürükleyici oluşu. Olaylar baş döndürücü bir hızla gelişiyor ve aynı akıcılıkla devam ediyor. Dinini yaşayan insanların sabrı, yardımseverliği, mutluluğu, huzuru; nefsani zevklerine göre yaşayan insanların da huzursuzluğu, çaresizliği ve başkalarına da yansıyan olumsuzlukları romanın temel mesajı.
6.38 ₺ -
Son Nefesten Önce
Büyük bir deprem, her tarafı yerle bir etmiştir. Aslında hep söylenip beklenmesine rağmen, herkes hiç beklemiyormuş gibi bu büyük depreme yakalanıvermiştir. Hayatları alt üst eden ve hayatları bitiren depremdir yaşanan. Bu romanda, bir apartmanda yaşayanların deprem sonrası geçmişle, yaşadıklarıyla, gelecekleriyle hesaplaşmalarını anlatıyor. Prof. Numan, karısı Zeliha, özürlü olduğu için bodruma kapatılan, herkesten gizlenen ve böyle yaratıldığı için işkence gören kızları Karsu, Numan"ın ablası Ruziye, komşuları Muhtar ile karısı Laika, en üst katta tavuğuyla yaşayan Hasibe hemşehri, sesiyle herkesi etkileyen ve Karsu"yu kapatıldığı bodrumda keşfeden Müezzin ve diğer apartman sakinleri, her birinin hayat hikayeleri, günahlar, yanlışlıklar, vicdan azapları, kendi kendilerine yaptıkları itiraflar, son pişmanlıklar.... Son Nefesten Önce, usta kalem Muhterem Yüceyılmaz" dan bir "ölüm öncesi" romanı. İbretle, hayretle ve tefekkürle okuyacaksınız.
7.50 ₺ -
Girdap
Girdap... Bir ailenin Mardin"in bir köyünde zorluklar içinde yaşayıp giderken, kendilerini birden İstanbul"un fırtınalı ortamında bulmalarının ve bir girdaba kapılmalarının hikayesidir. Köyün en gariban ve fakirlerinden biri olan Hasan, Mardin"in bir köyünde ailesi ve güngörmüş annesiyle birlikte kendi halinde yaşayıp giderken, günlerden bir gün hayatını değiştirecek bir tarihi gömü bulur. Bu, gerçekten eşsiz bir hazinedir. Hasan zengin birisi olmuştur artık. İstanbul"da bir akrabasıyla işbirliği yaparak ticarete atılır. Ticarette de başarılıdır. Büyük kızı Saliha, üniversiteyi okurken kayıplara karışır. Onun dağlara çıkıp örgüte katıldığını öğrendiklerinde ailecek yıkılırlar. İkinci kızı Selma babasının şirketinde her kademede çalışır ve koca şirketi yönetecek hale gelir. Hasan onunla gurur duyar, artık gözü arkada kalmayacaktır. Kızını ortağının oğluyla evlendirir ve işin başına getirir. İbrahim ve Kenan Hasan"ın diğer çocuklarıdır; ikisi de doktor olacaktır. Ama ikisi de farklı fıtrattadırlar. Hasan annesi ile birlikte gittiği Mardin"den gelirken kaza geçirip vefat edince bütün iş Selma"ya kalır. Hasan"ın karısı Hamşe, artık aileyi korumaya çalışan bir büyüktür. Dindar İbrahim ile Kenan"ın birbirleriyle geçinememesi, Kenan"ın zenginlik hırsıyla mesleğini kürtaj işyerinde kullanması, ayrıca Selma ile şirketin işleri konusunda kavga etmesi, öbür yandan terörist bir örgütün elemanı olan Saliha"nın belirsiz durumu, beraberinde bir sürü olayları getirir. Bir televizyon dizisi seyreder gibi soluk soluğa okunacak bu roman, gerçek bir girdabı gözler önüne seriyor.
9.00 ₺ -
Dayan Kalbim
Namazını bitirdiğinde bir müddet seccadenin üzerinde kaldı. Titreyen ellerini gecenin karanlığına şahit yaparak içini Rabbine döktü: "Allah'ım kaçak kulun kapına geldi. Bütün kapıları denedim; herkes bir yere kadar götürebiliyor, sonra terkediyor. Anladım ki terkedilmeyen tek merci sensin Allah'ım, her şey seni bilmek ve emirlerini uygulamakla anlam kazanıyormuş." Murat bey, gözyaşlarına aldırmadan Rabbine yalvarmaya devam ediyordu.
4.13 ₺ -
Unutulmuş Günler
Ben düşbozumların çocuğuyum, hayal kırıklıklarıyla sarmaş dolaş büyüdüm ve yolum hep yıkıma uğradı. Davayla aşkı, kavgayla sevdayı birarada yürütmek istedim, olmadı. İkisinde de başarısız kaldım. Aşkım da, inancım da güven duygusundan yoksundu. Yeterince sevemedim insanları, yeterince inanamadım ardından gittiğim düşüncelere. Doğru-dürüst bir hayat felsefem bile yoktu benim. Bana verilen sevgilere karşılık veremedim, yakınlaşmalara uzak durdum. Hep aldım fakat vermesini bilemedim. Bencilliğimle başkalarını da acılara sürükledim. Sevgi denizinde, aşkın başdöndürücülüğünde kendimden geçmek isterken, karşıma gerçekler dikiliyordu. Aldanışlar bitiyor, büyü bozuluyor ve o zaman gerçekler ortada kalakalıyordu. Artık gidiyorum bir tanem. Artık gidiyorum. Ne olur, sakın gelirim sanma. Sevgimizi yüceleştirmek için terkediyorum seni. Unutulmamışların dünyasına gidiyorum. Renklerin, kokuların, seslerin ve ışığın bile seni hatırlattığı bir dünyada yaşayacağım artık. Sevmek bir bakıma unutamamaya mahkum olmaktır. İkimizde unutulmamışlığın sevinciyle ayakta kalacağız. Canevimden alıp götürmeden bunları, çiçeklerin solduğunu görmeden, tüm iyi duyguların gidişini görmeden, şimdi ben gidiyorum. Hoşçakal Begüm. Tüm dualarım senin için olacak!
6.75 ₺ -
Gölgelerle Oyun
Gölgelerle Oyun, sınırsız sevgilerin bile, küçücük bir darbeden nasıl yara aldığını, kin ve inadın gölgesinde yaşayanların yüreklerinin nasıl buzlandığını anlatıyor.Ebediyete aşk, sonsuzluğa hasret insanın özünde var. Fıtrat bunu arzu ediyor. Günebakan çiçekleri gibi, sevmeyi arzu edip saadeti hayal ediyoruz. Tıpkı, sadegül gibi, Gül Bahar gibi... Gölgelerle oyun, hayallerimizin süslediği sahnelerde geçiyor. Zaman ve kişiler ayrı olsa da roller hep aynı. Gölgelere bile bu kadar meyilli, bu kadar aşık, bu kadar muhtaç olan insan için, kim bilir asıllar ne kadar lazım? Gölgelerle Oyun`da gönül yamaçlarımızı titreten feryatları, yürek vadilerine sığınmış endişeleri, inanmayı arzulayan kalplerin arayışlarını, katıksız sevgileri yaşar gibi olacaksınız. Bu kitapta, gölgeler alemini bu kadar muhteşem ve muazzam yaratan Yaratıcının, kim bilir asıllar alemini nasıl yarattığını düşünmeye sevk eden arayışları bulacaksınız.
6.38 ₺ -
Bizim Mahalle
Bizim mahalle, sımsıcak bir çocuk romanı. Çünkü sıcak bir ev, sıcak ailelerden oluşmuş bir mahalle var bu romanda. Gazetecilik mesleğini sürdüren Nusret Özcan, usta gözlemleri ve elbette çocukluk hatıralarıyla ortaya nefis bir çocuk romanı çıkarmış. Aile içinde her zaman yaşanan çocoklar arası rekabet, yaramazlar, uysallar, anne, baba ve çocuk ilişkileri, kıskançlıklar, sokak aralarında oynanan oyunlar, uçurulan uçurtmalar, zorda kalanlara mahallecek yapılan yardımlar, yanlış hareketlerde bulunan gençlere büyükjler tarafından verilen öğütler, şefkat dolu ihtiyarlar; kısaca bir mahalle bütün özelliğiyle bu romanda yansıtılıyor. Bizim mahalle sıcak bir çocuk romanı dedik ama bu sıcaklık büyükler için de geçerli. Çünkü onlar da, çocukluklarına dönerek o sıcaklığı yaşayacaklar. Gerçekten tadına doyamayacağınız, defalarca okuyacağınız ve okutacağınız bir eserle karşı karşıyasınız.
5.25 ₺ -
Kırmızıyı Hiç Sevmem
Kırmızıyı Hiç Sevmem, son dönemlerin sosyal olaylarını ilginç bir aşk hikayesi etrafında yansıtan farklı bir roman. Sağcı bir gençle, solcu bir kızın herkesi hayretlere düşüren aşkı, romanın temel konusu. Bu iki farklı görüşü savunan gençlerin şahsında ideolojilerin sorgulanması, birbirini anlayıp anlamaması, tanıyıp tanımaması noktasında yaşanan çatışmaların psikolojisi ise romanın bir başka temel unsuru. Durduğu yerde duramayan, davası için gözü kapalı her istenileni gereğinden fazla yapan, komünizmi temsil ediyor diye kırmızıdan bile nefret eden Levent ve yine kendi davası için eylemlerin içinde olan Suzan... Birbirlerinin düşüncelerine ölesiye düşman olmalarına rağmen, aşk onları birbirine bağlar. Kalpler birleşir ama düşünceler hala farklıdır. Söz düelloları, laf dokundurmalar, psikolojik gerilimler, tahammülsüzlükler, bitmez tükenmez Türkiye`yi kurtarma nutukları... Levent ile Suzan`ın macerası, sizleri de sarsacak.
6.38 ₺ -
Yaşanmamış Anılar
"Yaşanmamış Anılar" tarihimizde "Ulu Hakan / Kızıl Sultan" sarkacında sıkışmış II. Abdülhamid`in biyografik romanıdır. Oğlunun gözünden Osmanlının son yüzyılı iç ve dış gaileleriyle veriliyor. Anı olarak kaleme alınışı ile tarihteki "insan" unsuru, zaaf ve kudretiyle sergilenmesini sağlıyor. Yazarı, Tarih profesörü Mim Kemal Öke`ye göre; tarih, bir milletin kollektif anılarıdır. Hatıralar, eğer hipnotize edilmemişse milletin kültürel hüviyetini yansıtırlar... Eserde işlenen, Sultan Hamid`in şahsında bir milletin vicdanıdır. Önemli olan, tarihi değerlendirenlerin, söz konusu kişileri karalamadan ilgili zaman ve mekan atlası için yerleştirmesi; o günü adeta yaşayarak nihai tahlile varmasıdır...
4.50 ₺ -
Cihan Hatun
Büyük arap bilgini Cahız "Türkler`in Faziletleri" adındaki eserinde "Türkler çok namuslu insanlardır. Savaşta ve barışta hile nedir bilmezler. Eğlenceleri ise at ve silahtır" diyor. Abbasi halifesi Mu`tasım Türkler`in bu meziyetine hayran olduğu için, iş başına gelir gelmez onları devletin en yüksek kademelerine kadar çıkardı. Kendileri için Samarra şehrini kurdurdu. Başkumandanını ve büyük bir bölümünü Türkler`in oluşturduğu halife ordusu, o devirde islam dünyasının başına bela olan Babek Hurremi`yi, çapulcu adamlarıyla birlikte ortadan kaldırdı. Beş ciltlik "Medeniyet-i İslamiye Tarihi" nin de yazarı olan Corci Zeydan, "Cihan Hatun" adındaki bu eserinde Abbasiler devrinde meydana gelen önemli olaylara ışık tutuyor. İranlıların ve Bizanslıların İslam ülkelerine gerçekleştirdikleri hücumları gözler önüne seriyor, Türkler`in tarihte oynadığı büyük rolü öne çıkarıyor. Eserin asıl kahramanı olan Cihan Hatun ile, Türk komutan Aydoğdu arasında geçen temiz ve nezih aşk, usta bir romancı üslubuyla dile getiriliyor.
8.25 ₺ -
Hz. Davud
Yere neredeyse toprağa değecek kadar yaklaşan kapkara bir buluttan köşeli kavisler çizerek korkunç bir yıldırım düştü. Ardından kulakları sağır eden dehşetli bir çatırtı koptu. Herkes titriyordu! Davud onun daha fazla kendisine yaklaşmasına izin vermedi. "Ya Allah" diye bir feryad kopararak, yel değirmeni gibi döndürdüğü sapanın iplerinden birini aniden bıraktı. Deriden yapılan yuvasından büyük bir hızla kurtulan ağır taş, karşısındaki zalim ve hilekar yüze doğru yöneldi. Havada dönen ve düşmanına doğru ıslık çalarak süzülen bu zafer müjdecisi, neler olduğunu kestiremeyen Calut`un alnında patladı. Dev adam afallamıştı! Yıldırım isabet etmiş gibi hareketsiz duruyor, alnında açılan derin yarıktan oluk gibi kan fışkırıyorudu. Sağ elinin parmakları yavaş yavaş çözülerek ağır gürzü elinden düştü çamura saplandı.
6.75 ₺ -
Çalınan Mutluluk
Bir aşk romanı... Hem de iç içe işlenmiş beş farklı aşk hikayesi. İç içe oldukları kadar birbirlerinden kopuk. Kimileri meşru daire içinde oldukça masum duygularla birbirlerini severlerken, bazıları tamamen dünyevi heveslerle ve bir o kadar da ihtiraslarla aşk adına hayatlarını zehir ediyorlar. Kıskançlık, öfke, yuva yıkma teşebbüsleri, dayaklar, mutsuzluklar, sıkıntılar, huzursuzluklar, aldatılmışlıklar, intihara teşebbüsler, cinayetler "haram aşk" yaşayanların kaçamadığı, eninde sonunda varacakları duraklar. Roman kahramanı Hicran ile ablası Hilal, iki farklı karakter. Hicran şımarık, kendine güvenen, hırçın, dediğini yaptırmaya alışkın, Ferhat` deli gibi tutkun güzel bir kız. Hilal ise olgun, kardeşinin yanlış yollara gitmesini engellemeye çalışan, fedakar ve temiz kalpli bir abla. Hicran, Ferhat, Feyza, Metin, Sinan, Mehlika, Fatih, Hilal, Tunahan gibi gençlerin duyguları, yaşadıkları olaylar o kadar hızlı bir ritme sahip ki, romanı okurken başınız dönebilir. Çalınan mutluluk, tam bir gençlik romanı.
9.00 ₺