-
Kayı I Ertuğrulun Ocağı
Ey bağlarımın tatlı meyvesi olan Oğul!, Saltanatına mağrur olma. Unutma ki dünya Hazreti Süleyman’a kalmamıştır. Unutma ki dünya saltanatı geçicidir. Lakin büyük bir fırsattır. Allah yolunda hizmet ve Peygamberimiz Aleyhisselam’ın şefaatine mazhariyet için bu fırsatı iyi değerlendir! Dünyaya ahiret ölçüsüyle bakarsan; ebedi saadeti feda etmeye değmediğini göreceksin. Orhan Gazi Televizyon programları ile yediden yetmişe tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; Osmanoğulları’nın serüvenini kitaplarla anlatmaya devam ediyor. Şimşirgil, tamamen ilmî kaynaklardan beslenerek ve her yaştan tarih severin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir üslupla hazırladığı KAYI serisiyle tarihimizi önyargısız ve objektif bir şekilde okuyucunun değerlendirmesine sunuyor. Serinin ilk kitabı KAYI I: Ertuğrul’un Ocağı’yla yazar, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunu, bir devlet hâline gelme merhalelerini, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid Han ve Çelebi Mehmed’in saltanat yıllarını dönemin en önemli kroniklerinden faydalanarak nefis bir üslupla değerlendiriyor. Ayrıca her padişahın bilinmeyen yönleri, kılıçtan keskin sözleri, şiirleri, hocaları, dostları/düşmanları ve imar faaliyetleri tek tek anlatılıyor. Bu kitapta; adaleti, şefkati ve hoşgörüsüyle kalpleri kazanan; yiğitliği, cesareti ve mertliğiyle dosta güven, düşmana korku salan; dünya siyasetini yönlendiren; kültür ve medeniyet hamleleri ile göz kamaştıran Osmanlı’nın kuruluş hikâyesini bir tarih ziyafeti tadında okuyacaksınız.
148.00 ₺ -
Allah Cümlemizi Korusun
“Yazar değilim ben. Bir şeyler yazmakla yazar olunamayacağını iyi biliyorum. Heybemde öyle süslü kelimelerim yok… Ne kimsenin derdine derman olabilirim, Ne de yol olabilirim yolunu kaybetmişlere… Merhem de olamam kanayan yaranıza mesela… Derdinize derman olamam belki ama dermanın kimde olduğunu söyleyebilirim… Yol olamam belki size ama doğru yolu gösterebilirim… Çare olamam belki ama çarenin kimde olduğundan haberdarım.” Bekir Develi hayatımızda her an karşılaştığımız ve bir parçamız olan kavramlar üzerinden bir insan tasavvuru ortaya koyuyor. Çevremizdeki sıradan kahramanların öykülerini, kıyısına gelenlerin ikramsız kalmadığı bir su kaynağına benzetip, insanın ahlakla, gelenekle, modern dünyayla ilişkisine dair eleştirilerini içten bir duyarlılıkla paylaşıyor. Uzak coğrafyalardan yakın tanıklıklara uzanan ve okuyucusuyla dertleşmek isteyen bu metinler, bir yandan tefekkür kapısını aralarken bir yandan da şu duaya hep birlikte “Âmin” demeye davet ediyor: Allah cümlemizi korusun: Cümle’mizi ve cümlemizi!
112.20 ₺ -
Mücella
Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı’ndan sonra merakla beklenen yeni romanı Mücellâ’da bizleri 1920-1970’li yılların Türkiye’sinden nostaljik bir hikâyeyle buluşturuyor. Mücellâ, genç Cumhuriyet’le yaşıt bir kızın, unutulmuş kumaşların, kokuların, alışkanlıkların, iğne oyalarının, kimi yarım kalmış kimi tamamlanmış aşkların, hayatı seyretmekle yaşamak arasında gelip giden kadınların romanı. Zamanın daha ağır aktığı, hayatın ritminin daha çok mahalle aralarında karar bulduğu vakitler. Gaz lâmbasının ışığında içilen nohut kahvesinin ağızda buruk bir tat bıraktığı dönemler. Arka planda Türkiye, pek çok çalkantının içinden geçerken bile kendini bildi bileli çeyiz işleyen bir genç kız Mücellâ. Adım adım hayattan çekilirken bunu neredeyse hiç fark etmeyen... Neyi beklediğini bilmeden bekleyen... Derken günün birinde, kıyısında kaldığı hayata son bir çabayla dönmek isteyen... Sümbül kokulu bembeyaz yastık kılıfları, kanaviçe işli peçeteler, uçları fistolanmış havlular, çeyiz sandıkları arasında… Hanımeli, yasemin ve leylâk kokulu yaz ikindileri gibi uzun kış gecelerinde de, ya çardağın altında ya hep o soldaki pencerenin içinde... Mücellâ’nın dupduru ve çarpıcı hikâyesi. Mücellâ, eserleriyle çağdaş edebiyata damgasını vurmuş Nazan Bekiroğlu’nun incelikli kaleminden hep hatırlanacak bir roman.
240.50 ₺ -
Aşkın Gözyaşları 5 Final Yunus Emre
Bugüne, yarına, hayata ve dünyaya Yunusça bakmaya ne çok ihtiyacımız var… Ne hikâyeler yazıldı benim için, ne şiirler okundu adıma. Sözler söylendi, fetvalar mühürlendi namıma. Her yazan kendince bir Yunus hayal etti, kâh âşık Yunus diye anılır oldum, kâh miskin Yunus diye okunur oldum. Kimi şiirlerime tahammül gösteremedi. Kimi ayrılık gayrılık aradı kanımdan cana gelen kelimelerde. Ne âşık Yunus'um, ne de miskin bir derviş. Herkes kendince bir isim verdi ömrüme. Oysa ben Tapduk'un Yunus'uyum. Herkes bin Yunus anlattı… Herkes yüz Yunus yazdı… Ben ise bir Yunus bildim bir Yunus yazdım. İşte bu da benim hikâyem. Doğum ile ölüm arasında sessizliğe çarpan kanadı kan külüne dönmüş hikâyem. İnsanın kendisine doğru yürüdüğü ama varamadığı bir hikâye... Senin hikâyen... Yunusça bir hikâye…
47.45 ₺ -
Anılar da Yakılır
Kan davası yüzünden yurtlarını bırakıp bir Akdeniz beldesine yerleşen iki varlıklı aile: Oflazoğulları ve Kozanoğulları... Aşkla bağlanan bir yürek: Melek... Şartlara yenik düşen bir adam: Cuma... İstenmediğini bilmeden evlenen bir genç kız: Zeynep... Gelecek nesillere gölge düşüren imkânsız bir sevda... Anıların pençesinde kıvranan iki genç: Tunahan ve Berceste... İftiralar, tehlikeli sırlar, servet kavgaları, husumetler... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız, 50. kitabıyla yine derinlikli, aşka ve hayata dair sorularla dolu, etkileyici bir romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Anılar da Yakılır… "Ve Allah aşkı yarattı, sevgi, şefkat ve hoşgörüyü yazdı insanların gönüllerine… 'Hayat sevgidir,' dedi, sevmeyi öğretti insanın kalbine… Sonra insanlara kimseye zararı dokunmayan hürriyeti bahşetti! Kendisi çizdi sınırlarını aşkın, ahlakın ve hürriyetin. Sevgi, saygı, hak ve hukuk silsilesinin en ince detaylarıyla işledi mahlûkatın vicdanına ve şefkati ekti duygularına insanın…"
284.90 ₺ -
Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti
Sevgi en az iki kişiliktir. Aşk ise hep tek kişilik… Geniş, ferah bir odanın ortasına koyulmuş yatağın ucunda emanet gibi oturuyordum. Üzerimde beyaz bir elbise, başımda duvak vardı… Başım önümde susuyordum. Geçmişin son zerrecikleri yüreğimde uçuşmaya başladığında, içim acıyla sızlıyor sonra da geçiyordu.Ben kendimden geçiyordum, o benden geçiyordu. Bilmediğimiz bir yoldan birlikte geçiyorduk. Hayat bizden geçiyor, biz yaşamaktan vazgeçmiyorduk. Biz aşktan geçiyor, aşk bizden vazgeçmiyordu. Vakit Vuslat Vakti’ydi.
126.00 ₺ -
Eylül Sancısı
Eylül çoktan bitti. Üsküdar'ın parke taşlarla döşeli eski yokuşunu çıkarken yorgun. Dallar hepten çıplak kaldı. Sararmış yapraklar ayaklarına dolanıyor. Bir daha konuşmamak üzere bir suskunluğa bürünmüş gibi. Cavidan'ın kulaklarından hiç gitmeyen sesi "Üzgünüm Zehra, nasıl söylesem, Mübeccel Hanım kardeşini beğenmiş..." Görülmemiş sabrına ve inceliğine yükleniyor yine, "Hayırlısı!" diyor. Derin bir nefes alıyor. "Hayırlısıyla" diyor tekrar. Çıplak ağaçların gerisinden, kızaran gözlerini denize çeviriyor. İnsanı ağlatan suskun griliği ve solgun maviliği ile deniz uzanıyor boylu boyunca...
11.25 ₺ -
Sürgün Öğretmen
Sürgün öğretmen, Tek Parti döneminin tipik öğretmenlerinden biri değil Tam aksine varoluşun hikmetini kavramış, bunun için de ülke insanları ile bütünleşebilmiş aykırı öğretmenlerden biri. Onun için sürgün öğretmen. Tıpkı filmi gibi Filmi de uluslar arası yarışmalarda ödül almış Fakat yurt içinde bir türkü kabul görmemiş, halkının değerlerine yabancı çevrelerce. Son derece sürükleyici bir üslup, sizi alıp götürecek olayların geçtiği iklime
12.00 ₺ -
Şehit Hama
2 Şubat 1982'de Suriye'de Nusayri rejimi tarafından yalnızca Allah'a inandıkları için hiçbir ayırım gözetilmeden yok edilen bir şehrin destanlaşan hikayesi... Yalnızlığa ve ölüme itilen, işkenceye maruz bırakılan Müslümanların acılarını bizzat yaşamış birini duygularından ele alınarak sadece Suriye'de yaşanan gerçekleri anlatan bir roman Hamalı...
26.25 ₺ -
Ülker Yıldızı
Nasıl yaşarsak öyle öleceğiz ve yeniden dirilme gününde nasıl öldüysek öyle kalkacağız Ayağa Çıra Yayınlarından okuyucusuyla buluşan Ülker Yıldızı, bir annenin kendini özünü arayış hikâyesidir. Yazar, annenin serüvenini Ülker Yıldızı adını koyduğu oğlu üzerinden okuyucularıyla paylaşıyor. Genç kızlık döneminden itibaren yalnızlıkları yaşayan ve adeta yalnızlığın kızın kaderi haline geldiği süregelen bir hayat ve bu hayata dâhil olan insanlar, yaşanan olaylarla toplumsal açmazların çözümü noktasında öğüt ve örneklerle dolu bir kitap çalışması Ülker Yıldızı Fani olan şu dünya hayatında yaratılan en değerli varlık insan olmalıyken derin ve sonsuza uzanan bilinmezliği ve özünde saklı olan muamma, muğlâk görüntülü yüzlerin gizeminde kaybolmuştur. Oysaki yaratıcının yarattığı cevher ve değerlerin gün yüzüne çıkması gerekmektedir. Bu değerleri gün yüzüne çıkarmak, insanın birincil vazifesi olmalıdır. Sıradanlaşmaktan kurtulup ulvi bir amaca yaratıldığının farkına varmalıdır. Bu değerlerden habersiz öyle çok insan var ki bu insanları küçük bir dokunuşla asli mihverlerine çekebiliriz Bu ve benzeri birçok mesajı içeren Ülker Yıldızı okuyucusunu bekliyor Sade ve güzel bir anlatıma sahip kitap, şimdiden okuyucu nezdinde olması gereken yerini almaya başladı İyi okumalar
22.50 ₺ -
Yitik Özgürlük
Her şey çok güzel, her şey çok iyi giderken mehtaplı gecelerin ardından kara bulutlar çöktü,şimşekler çaktı sürgün ülkenin üzerine. Ordu, bir grup generalin önderliğinde ülke yönetimini ele geçirdi. Bütün ülkeyi ilan ettikleri sıkı yönetimin demir postalları altında inim inim inlettiler. İlk attıkları adım kanlı oldu. Sonrakilerde kanla devam etti. Öyleki nergis kokuları yerini kan kokusuna, barut kokusuna bıraktı . kan kokusu ağaçlara, ormanlara, vadilere sindi;dere yatakları kimsesz mezarlar haline geldi. Yer yer insan cesetleri görülür oldu. Evler yakılıyor, köyler yakılıyor, ormanlar cayır cayır yakılıyordu. Göçler başlıyordu. Bu toprakların binlerce yıllık sahipleri, bu toprağın çocukları yerlerinden sürülüyorlardı. Ve geride sadece külleri değil, hicranları kalmıştı. İşte şimdi sıra o köylülerdeydi. Fermanları verilmişti bir kere, onlarda göç etmek zorundaydı. Çareleri kalmamıştı, iki yolları vardı;ölüm yolu yada dağlar ve vadiler; yani kaçış yolu. Ölümden, kandan, zulümden kaçış. Özgürlüğe kaçış… Ülkede yapılanan darbenin sonucunda rejimi benimsettirmek ve isyanı bastırmak için darbeciler tarafından zindandan çıkartılan Bozo, Ölüm Timinin başına geçirilmiştir. Görevleri operasyon ve eylem… Bozo’nun ajanlık tekliflerini reddedince Osman, üç kurşunla köyün ortasında öldürüldü. Evi barkı yıkıldı. Köyleri yakıldı, boşaltıldı. Ve sürgün edildi. Ailesinin ve halkının başına gelen bu trajik hadisenin hesabını sormak için adalet arayışına giren Yusuf, çözümü kurşunların patlatılmasında buldu. Tim komutanı Bozo’dan geçmişin intikamını almak için sırtında aşkın yüküyle yola çıkan Yusuf’un hazin serüveni başlar.
37.50 ₺ -
Sevgili Yalnızlığım
Sevgili yalnızlığım Benim romantik prensim Ütopyalar ülkemin başkenti İçimin gergefinin usulca dokunanı Berrak, gri, koyu, açık rengi Düş gezgini yüreğimin takılıp kaldığı, hep kaldığı Kimsem Zarar Fayda Ve herşeyim Anladım ki ben sadece senle mutluyum İyiki varsın. *** O benim ihtilal çiçeğim. Kalp eyaletimin mehdisi. Tüm Alametleri tamam, sadece gelişi gülüşü eksik , bir de gözlerime bakışı ki o kıyametim olur, ölüp cennete girişim olur. *** Şimdiye kadar çalmaya çalıştığımen kutsal şey onun gönlü oldu. *** Bütün harflerimle sadece susssam, beni duyabilirmisiniz? *** Ben onunla hep içimden konuşuyordum. *** Aşkın aslı, kendini bulmaktır. *** İşte bu gökyüzü,işte bu yağmurlar,işte bu havatoprak ve sen ey insan ve sen başıboş değilsin *** Kuşlar… Serçe yüreğinizin parmak uçlarından öperim.Kanatlarınızın yükü kadar yükü olanlara selam edin.Yazdım onlara.Deyin.Söyleyin.Haber verin. *** Yazdıkları karşısına yaşam olarak çıkmaya başlayan yalnız bir yazar İmam-hatip’ten atılmışbir araba hırsızı ve sevdiceği…
48.75 ₺ -
Yasak İlmin Kitabı Esrarname I
“Rivayet olunur ki ta fi tarihinde, İranşehr’de bir büyücü ve şair olan Tir-i Danende, tamı tamına yirmi üç sene dört ayda kemâle erdirdiği ve sahibine akıl almaz kabiliyetler bahşeden eserini Şehinşah Ardeşir’e sunmuş, fakat içerisindeki efsunlu kelimelerin kara büyü olduğu anlaşılır anlaşılmaz kellesi vurulup kör kuyuya atılmış, tek nüshadan ibaret zannedilen eseri de oracıkta yakılmıştı. Elbette Esrarname’nin mevcudiyeti böylece nihayete eremezdi çünkü yakılan, eserin aslı de¬ğildi. Aciz bir taklitten başka bir şey olmayan sayfalar çabucak yanıp kül olmuştu. Oysa hakiki Esrarname, Tir-i Danende tarafından çeşit çeşit büyülerle do¬natılıp saklanmış, mevcudiyetini muhafaza etsin diye imhası imkânsız hale getirilmişti.” Ayfer Kafkas’tan fantastik bir dünyaya esrarlı bir bilet: Sadece gidiş için…
111.00 ₺ -
Aşk Cephesi
Rodos’ta bir otelde çalışan Angela’dan bir Ege şehrinde yaşayan Selim’e gönderilen mektupla başlıyor yolculuk… Selim yalnız, kafası karışık, kendisiyle barışmak için işaret bekleyen günümüz insanlarından… Kendisine gelen mektupla beklediği işareti alıyor ve Rodos’a, aynı zamanda kendi içine doğru bir yolculuğa çıkıyor; yanına sadece bir “KİTAP” alarak… Aslında bir emaneti var Angela’nın, savaş ve göçün ayırdığı iki âşığın bir asırdır saklı kalmış özlemiyle dolu mektuplar, dedesine ulaşamasa da Selim’e ulaşarak bu hasreti dindirecek yıllar sonra ve birleştirecek yolunu kaybetmiş iki genci… Selim, kâh yanında taşıdığı “KİTAP”la Çanakkale Cephesi’ne yol alacak, cephede çarpışan Akhisarlı Ali ve Anzak askeri Joe’nun yaşamlarına ortak olup savaş yıllarının acılarıyla anın içinde kaybolacak; kâh savaş nedeniyle Akhisar’dan sürülen Rumlardan biri olan Adara’nın sevgilisi Kerim’e yazdığı bu kalbi kırık mektupların eşliğinde geçmişinin izlerini sürecek. Yıllar önce birbirinden uzak düşmüş sevgililer bugün Selim ve Angela’yı bambaşka bir ateşin içine çekecek. AŞK CEPHESİ, aşkın, ayrılığın, hasretin, kavuşamamanın ve beklenmedik buluşmaların romanı…
203.50 ₺ -
Ahi Evran Efsanesi - Kayıp Zaman
Kaybolan, unutulan bir zaman… Sekiz yüz yıl öncesine yapılan bir yolculuk… Kahramanlarımızla birlikte Ahi Evran’la ve ahilikle tanışacak, dehşet saçan bir ejderhanın alevden soluğunu ensenizde hissedeceksiniz!
88.80 ₺ -
Ahi Evran Efsanesi - Ejderhanın Dönüşü
Bu kez zaman yolculuğuna çıkan yalnızca Sır Saklayıcılar değil. 21. yüzyılda bir ejderha!.. Ahi Evran, ejderha Ebren’le Sır Saklayıcıları göreve çağırıyor. Kayıp, kutsal bir asanın peşine düşen genç ahiler bu görevi tamamlayabilecek mi? Ebren, Kara Ejder’e karşı girdiği mücadeleden nasıl çıkacak?
88.80 ₺ -
Cinlerin Baronu Azazil
Hamd, âlemlerin Rabb’i Allahu Teâlâ’ya (celle celaluhu); salat ve selam, onun elçisi Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) üzerine olsun. Umulur ki bu ilmî çalışmamız riyadan uzak olur. Biz de Hak Teâlâ’nın fazl-u keremi ile ümmet-i Muhammed’in dualarında oluruz. Üzülerek görüyoruz ki insanımızın derdinden istifade ederek rahatsızlıklarının daha da artmasına vesile olan şarlatanlar her geçen gün artıyor. İyi niyetli olan milletimizin namusuna ve parasına göz diken bu şarlatanları tanıyabilmenin en önemli ve tek yolu Kur’an-ı Kerim’i bilmektir ve çalışmalarımızın kaynağı olan bu mucizevi İlahî armağandan tecrübe edindiğimiz yöntemleri sizlerle paylaşabilmektir. MESUT KALALI
77.00 ₺ -
Mutluluk Bakış Açımızda0
Şöyle hayal edelim: Çocuğunuzun ya da eşinizin bir hareketine çok sinirlendiniz. Kelimeleri taramalı gibi saydıracakken kapının zili çaldı. Çoktan beri görmediğiniz ve çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı kapının önünde görüverdiniz. Arkadaşınız da kucağını açmış gülerek size doğru yaklaşıyor. O anda ister istemez psikolojiniz değişecektir. Arkadaşınız birkaç saat kalıp yanınızdan ayrıldıktan sonra, muhatabınızın gönlüne sıkacağınız kelimeleri, yine aynı şekilde kullanabilir misiniz? “Kesinlikle hayır.” değil mi? Peki, sürekli muhatap olduğumuz kişiler, evimizde birkaç saat kalan arkadaşımız kadar değerli değil mi? Hadi bağırdık, çağırdık, karşımızdakinin kalbini paramparça ettik. Daha sonra çok mu rahatladık? Şeytanı güldürdük, meleği üzdük. Bu kitabı okuduktan sonra, sevdiklerinizi ve melekleri daha çok sevindireceksiniz. “Ahir zamanda şükrün, vefanın, mutluluğun ne olduğunu unutan insanların, bu duyguları hatırlayacağı ve sığınabileceği bir liman misali bir kitap.”
203.00 ₺ -
SON ADRES
“İnsan, imtihanlarla saflaşır ve özüne erer. Ruh, imtihan gördüğü nispette olgunlaşır ve büyük işleri göğüsleyebilecek hâle gelir. Geçirilen imtihanın ağırlığı nispetinde fert, insanlık mektebinde sınıf geçmeye hak kazanır. Sabah akşam onların çevrelerinde dolaşıp duran endişeler, sıkıntılar kişiyi istikbale hazırlar. Bunun böyle olduğunu bilen hakikate aşina bir gönül için her imtihan, ona güç ve canlılık kazandıran bir ab-ı hayattır. Böyle birinin nazarında ateşlere atılmak, Yaratıcının dostluğuna doğru atılmış en güçlü bir adımdır.” Bu kitapta; yazar Azra Khara’nın onu uçurumun kenarına kadar götüren yaşadığı imtihanları, kimi zaman duygulanarak okuyacak; umutsuzluktan umuda, isyandan teslimiyete doğru nasıl yol aldığına yakından şahit olacaksınız.
7.00 ₺ -
Sevda Geri Dön
Gören herkesin imreneceği bir evliliğe ve aileye sahipti Sevda. Pırıltılı yaşamları ve debdebeli hayatlarıyla karı-koca cemiyette örnek olarak gösteriliyordu. Fakat Sevda, son zamanlarda his dünyasında garip bir çelişki yaşıyordu. Ve bu garip çelişkiyi kocasının bilmesini hiç arzu etmiyordu. Ruhunun derinliklerinde tahlili imkânsız duyguların bazen onu çok bunalttığını nasıl anlatabilirdi kocasına? Bütün dünyevi saadetler ayaklarının altına serilmişken, neden mutlu olamıyordu? Elinizdeki kitapta; bu soruların cevabını bulacak, genç ve güzel bir kadın olan Sevda’nın hayatının birdenbire nasıl değiştiğini yakından göreceksiniz…
59.50 ₺ -
Korkma Ayrılıktan Aşk Var
Hayat ayrılıkla başlar ve bize verilenler birer birer geri alınır. Bu gerçekten her birimiz haberdar olsak da direniriz var gücümüzle ayrılıkları kabullenmemek için. Ayrılık acısının verdiği hararetten ne koruyabilir ki insanı? Bu romanda Hace’nin yaşadığı ayrılık karşısında bir yaprak gibi nasıl kuruyup kavrulduğuna şahit olacaksınız. Ölüm kısa süreli bir ayrılık olsa da, Hace’nin hayatında bıraktığı derin izleri takip ederken, kendi hayatınıza yolculuğa çıkacaksınız. Onun umutsuzluk dergâhından zincirlerini koparmasına kadarki süreçte, iç dünyasındaki gelgitlerde kendi dünyanızdan bir parça bulacaksınız. Korkma Ayrılıktan Aşk Var ile yazar, sizi hayata bambaşka bir açıdan bakmaya davet ediyor.
24.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 3 Cehennem Yolcuları
Azrail’in nefesi, yaşayanlar için surun birinci üfürülüşüdür. Bu nefesi duyanın, dünya ile bağları kopuverir. Başının üstündeki güneş söner, dağlar un ufak olur. Birinci surun tesiriyle günahkâr ilk gecesinde, mezarından açılan cehennemdeki yerini temaşa ederek acı üstüne acı yaşar. Kahreder geçmişine ve yapması gerekirken yapmadıklarına. Hüzün, ilk gecenin mirası olarak boynuna dolanır. "Kabirde İlk Gece" ve "Sırat Köprüsünde Heyecan" kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da yazar; sizlere farklı bir ufuk açarak düşünmenize katkı sağlamayı amaçlamış, bize sunulan sağlam referanslardan yola çıkarak, insanlığı kendi geleceğiyle yüzleştirmeye çalışmıştır.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 2 Sırat Köprüsünde Heyecan
İnsanların heyecanı yüzlerinden, bakışlarından, duruşlarından okunuyor. Nasıl geçeceğiz, bu kıl gibi sıratın üzerinden? Üzerimden ayakları kaydığında, ağzını açıp beklemekte olan hararetli ateşin tam içine düşecekler. Ölüm kurtuluştur, cehennemde yanmaya göre.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece
Kabirde İlk Gece, sıradan bir roman değil. İnsan hayatının en önemli hakikati olan ölümün ilk durağı kabirde geçen ilk geceyi akıcı bir üslupla dile getiren roman, sıradışı bir özellik taşıyor.
28.00 ₺ -
Pertev Beyin Üç Kızı
Sultan Abdülhamid tahttan indirileli birkaç sene olmuş, İttihat ve Terakki Cemiyeti devletin her kanalında etkin rol oynamaya başlamış, İtalyanlar ani bir baskınla Trablusgarp’ı almıştı. Ufukta Balkan Savaşı’nın kara bulutları görünüyor, Osmanlı her cepheden bozgun ve yenilgiyle dönüyordu. Mağlubiyet ve sefalet… Bir devrin çöküşü, yeni bir devrin başlangıcı, yaşanan acılar, aniden türeyen sınıflar, yeni hayat tarzıyla estetiğin ve zarafetin eriyip gitmesi, bir neslin kaybı... Münevver Ayaşlı, Pertev Bey ve ailesinin konaklarda, yalılarda; mürebbiyeler, lalalar, dadılarla süren ışıltılı hayatlarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sinyallerini vermesiyle altüst oluşunu, duygusal, gerçekçi ve cesur bir üslupla kaleme alıyor. Miralay Pertev Bey’in ailesi üzerinden, toplumsal bozulmuşluğu tahlil ediyor. Tarihsel gerçekliğe yaslanan; okuru Osmanlı’nın son günleri üzerine düşünmeye davet eden Pertev Bey’in Üç Kızı, Münevver Ayaşlı’nın nehir roman olarak kaleme aldığı serinin ilk halkası…
166.50 ₺ -
Ergenekon’un Şifreleri
17 Mayıs günü Danıştay hâkimi Mustafa Yücel Özbilgin makamında güpegündüz, arkadaşlarının gözü önünde öldürülür, mesai arkadaşları yaralanır. Danıştay’daki kameralar, x-ray cihazları bozuktur, çalışmaz. Katilin yakalanmaması için her tedbir alınmıştır fakat polis katili enseler. Düğmeye basılmış, hükümeti alaşağı edecek bir süreç başlatılmıştır. Hâkimin cenaze töreninde katil hükümet sloganları atılır, bakanlar yuhalanır.Ümraniye’de bir gecekondunun çatısında 27 el bombası bulunur. Sonraki günlerde peş peşe cinayetler işlenir. Trabzon’da Rahip Santoro, İstanbul’da gazeteci Hrant Dink, Malatya’da Tilmann Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürülür. Malatya’da mahkemeye yağan ihbar mektupları, Zirve Yayınevi cinayetinin, jandarma bölüğünde organize edildiği ve azmettirenlerin Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil olduğunu ifşa eder. Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, Orgeneral Hasan Iğsız, Orgeneral Şener Eruygur, Orgeneral Hurşit Tolon, Tuğgeneral Veli Küçük, Yüzbaşı Muzaffer Tekin içeri atılır. Ülkede kaos çıkarıp darbe yapmak isteyen Ergenekon örgütü üyeleri seri cinayetlerin sanığı olarak tutuklanır...Türkiye tarihinin en karanlık cinayetlerini işleyen örgütün deşifresi. Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Kaos üreterek darbe yapmak isteyen örgütün işlediği cinayetlerin esrarengiz ve nefes kesen hikâyesi… “Derin Çete Serisi”nin 5. kitabında yazar, faili meçhul ve malum cinayetlerin sır perdesini anlatıyor.
9.75 ₺ -
Cehennem Vadisi
“Derin Çete Serisi”nin 4. kitabı olan roman Türkiye’nin derin cinayetlerini anlatıyor. Diyarbakır’da bir öğretmen öldürülür, faili bulunamaz. Cinayet, seri cinayetlerinin habercisi gibidir. İstihbaratçı Yüzbaşı Hüseyin ve polis müfettişi Safa, katilin izini sürmek için Diyarbakır’a giderler. Cinayetin işlendiği sokağa geldiklerinde arabaları havaya uçurulur. Hüseyin ağır yaralanır, müfettiş hafif yaralarla kurtulur ve katili aramaya devam eder. O günlerde efsane Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, Sezai Karakoç Bulvarı’nda çapraz ateşe tutularak korumaları ile birlikte öldürülür. Katillerin peşine düşen müfettiş, pusuya düşürülür ve kaçırılır… Faili meçhul cinayetler, bombalamalar, adam kaçırmalar ve istihbaratçı savaşları… İç ve dış istihbarat örgütleri arasındaki kıyasıya kavga ve bu mücadeleye heyecan katan Hüseyin ve Ela’nın aşkı… Ülke gündemini işgal eden cinayetlerin ve olayların perde arkası… Terör olaylarıyla çalkalanan ülkemizin hazin öyküsünü anlatıyor Kavaklı.
10.50 ₺ -
Sabah Yakın Değil mi
Bir silah sesi ve... Başı yavaşça yere düştü Rüveyda'nın. Yeşil gözleri yarı açık. Gözleri gülümsüyor muydu ne? Bir değil bin aklın yetmeyeceği ne dramlara tanık olmuştu bu yemyeşil gözler. Neretva Nehri’ne benziyordu gözleri. O gözler ki Neretva gibi yeşil ve en az Bosna kadar sahipsiz bırakılmış, unutulmuş yaban diyarlarda.. Gülümsüyordu gözleri. Oysa neler gömüştü bu gözler... Babasının tabutuydu ilk gördüğü şey. Sırplar öylesine nefret ediyorlardı ki Müslümanlardan, sadece dirileri değil ölüleri bile kurşuna diziyorlar. Babasının kefeni kurşun iziyle delik deşik. Rüveyda’nın başı dik. Ölüm nedir ki bir mü’min için. Fatıma yengesini dumanların arasından hayal meyal seçebiliyordu; diri diri yakıldığı otobüsün içinden ve can havliyle cama tırmanan o minik bedenleri. Dünya sağır, dünya kör, dünya sessiz... Her gece Bosna’dan yükselen çığlıklara kulaklarını tıkar dünya. İslam’ın boynu büyük, Müslüman zelil ve dağlar Reyhan kokar. Kırlar zambak bahçesine dönerken gözleri gülümser Rüveyda’nın. Gelen ölüm değil müjdedir o kadınlara. Bu yüzden gülümser o gözler. Kendisinin sandığı ama aslında dünyanın günahı olan o büyük utançla yaşadığı onca acı dolu günün üstüne, müjde gelmiştir ötelerden. Kulağında çınlayan annesinin sesidir. Reyhan kokusu ve Hz. Fatıma Annemiz’dir onu çağıran; yanında iffet abidesi Hz. Meryem. Çamurdan karıldığını unutmayan Rüveyda’nın başı yerde, ruhu ise göklerdedir artık. Neretva, Bosna ve yeşil gözler... Modern dünyanın, karnında büyütüp Müslüman Bosna’nın yüreğine kustuğu vahşetin ve nefretin romanıdır bu. Yazması zordu elbette ama susmak daha zor. Bosna’dan yükselen bu ağıtın gelip yüreklerimizi titretmesi temennisiyle.
9.80 ₺