-
Göbeğimi Nasıl Eritirim
Türk halkında kadın-erkek neredeyse herkesin ‘ortak’ bir problemi var: GÖBEK!Bir verilip bir alınan kilolarla göbekler gün geçtikçe daha da büyüyor. Tatil, nişan, düğün ya da önemli bir davet için hazırlık yaklaşırken ise ‘aç kalma’ seansları ile göbekler eritilmeye çalışılıyor… Sonrasında da göbeklere eklenen kalça, basen gibi sorunlarla bu kısır döngü devam ediyor!Bu kısır döngüden kurtulmak, “Göbeğimi nasıl eritirim?” sorusuna basit bir formülle cevap bulmak istiyorsanız hemen bu kitabı okumaya başlayın.Aylarca çok satanlar listesinde kalan Beden Aklıyla Zayıfla kitabının yazarı Dr. Fevzi Özgönül, diyet mantığını bir kenara bırakarak, bedenimizin isteklerini ve ihtiyaçlarını yerine getirdiğimizde, kilo derdinden, aşırı iştah probleminden, tatlı krizlerinden, abur cubur yeme alışkanlıklarından kolaylıkla ve aç kalmadan nasıl kurtulabileceğimizi bu kitapta anlatıyor.Dr. Özgönül’ün ’50 basit adımı’yla göbeğinizi eritmek ve fit bir vücuda sahip olmak artık çok kolay.Bu kitaptaki 50 kurala uyarsanız… İlk olarak, sindirim sisteminiz güçlenecek. İkinci olarak, bedeniniz yeniden yapılanma dönemine girecek. Ve en önemlisi göbek, kalça ve basen yağlarınıza geri dönülmeyecek bir şekilde veda edeceksiniz!Kitabın Bölümleri:Birinci Bölüm: GÖBEĞİMİZ VE BASENİMİZ NEDEN SPOR VE DİYETLE KAYBOLMAZ? Göbek ve basenimizde neden yağlanma oluşur? Gece yemek neden kilo aldırır? Tatlı ve hamur işi gıdalar kilo aldırır mı? Göbek ve baseni inceltmek için spor yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Amaç, bakış açınızı değiştirmek İkinci Bölüm: SABAH KAHVALTISININ ÖNEMİ Kahvaltıyı neden mutlaka evde yapmalısınız? Kahvaltının olmazsa olmazları Kahvaltının diğer püf noktaları Kahvaltı yapacak vaktiniz yoksa! Kahvaltı saati kaç olmalı? Kahvaltıdan sonra nasıl hissetmeniz gerekir?Üçüncü Bölüm: KAHVALTIDAN SONRA YAPMANIZ GEREKENLERDördüncü Bölüm: EN ÖNEMLİ İKİNCİ ÖĞÜN: ÖĞLEN YEMEĞİ Öğlen yemeğinde neler yemeliyiz?Beşinci Bölüm: SPOR YAPMAK VE HAREKET ETMEK Spor yapmanın en doğru zamanı nedir? Spor, kişiye uygun olmalı! Altıncı Bölüm: AKŞAM YEMEĞİ Akşam yemeğinde dikkat etmemiz gerekenlerYedinci Bölüm: KOLAYCA ZAYIFLAMANIN 50 BASİT KURALI! Kural 1: Bu kitapta yazılan 50 kuralın tamamını okumadan herhangi bir şekilde uygulamaya başlamayın! Kural 2: Kesinlikle tartılmayın, ölçülmeyin, sadece tok ve sağlıklı hissedin. Gerisi kendiliğinden gelir Kural 3: Kimseye göbek ve baseninizden kurtulmak için neler yaptığınızı anlatmayın! Kural 4: “Ne kadar küçülmüşsün” cümlesi sizin sihirli cümleniz olsun! Kural 5: En kısa zamanda aile hekiminize giderek gerekli tetkikleri yaptırın! Kural 6: Sabah mutlaka erken uyanın! Kural 7: Sabah kalkınca mutlaka oda ısısında 1 bardak su için! Kural 8: Sabah kahvaltınızda çok soğuk/sıcak su veya içecek içmeyin! Kural 9: Güne hafif bir egzersiz ile başlayın! Kural 10: Güne kocaman bir kahkaha ile başlayın! Kural 11: Her sabah mutlaka kahvaltı yapın! Kural 12: Kahvaltıda şunları yiyin Kural 13: Kahvaltıda şunları yemeyin Kural 14: Kahvaltınızı en geç saat 08.00’de bitirin! Kural 15: Çay ve kahveyi mutlaka şekersiz için! Kural 16: Haftada bir gün, pazar günü kahvaltınızı brunch gibi yapın! Kural 17: Kahvaltıdan mutlaka tam doyarak kalkın! Kural 18: Öğün aralarında bir şey yemeyin, ara öğünler kesinlikle yasak! Kural 19: Şekerli veya tatlandırıcılı sakız çiğnemeyin! Kural 20: Her kahve ve çay sonrası 1 bardak su için! Kural 21: Öğün aralarında başınız döner, şekeriniz düşerse süt, ayran için veya çiğ badem yiyin! Kural 22: Öğlen yemeği olmazsa olmaz! Kural 23: Öğlen yemeğini en geç saat 15.00’te bitirin! Kural 24: Öğlen yemeğinde mutlaka hayvansal protein alın! Kural 25: Sindirim için öğlen yemeğinde mutlaka sebze de yiyin! Kural 26: Çorbayı yemekten sonra için! Kural 27: Öğlen yemeğinde sos kullanabilirsiniz! Kural 28: Ekmek ve hamur işi gıdalardan, haşlanmış makarna ve pilavdan kesinlikle uzak durun! Kural 29: Yemekte kola ve benzeri içecekler içmeyin! Kural 30: Meyveyi 1 porsiyonu geçmeyecek şekilde öğlen yemeğinde veya kahvaltıda yiyin! Kural 31: Herhangi bir öğünü sadece meyve yiyerek geçiştirmeyin! Kural 32: Soda içmeyin, doğal maden suyunu tercih edin! Kural 33: Yemekten sonra şişkinlik hissederseniz Kural 34: Etli yemekleri mutlaka gündüz tüketin! Kural 35: Öğlen yemeğinden sonra akşama kadar bir şey yemeyin! Kural 36: Yemeğinizi yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek yiyin! Kural 37: Çay ve kahveyi öğünlerden en az 2 saat sonra için, yanında sakın bir şey yemeyin! Kural 38: Yazın çok acıkırsanız saat 18.00-19.00 arası bir öğün daha yiyin! Kural 39: Gün içerisinde tatlı krizi olursa, gece 22.00’den sonra yiyin! Kural 40: Sporu sabah aç karnına değil, akşam üzeri yapmaya çalışın! Kural 41: Akşam sporu sonrası maden suyu ve ayran için! Kural 42: Akşam iyice acıkana kadar bir şey yemeyin! Kural 43: İyice acıkana kadar sıvı içecekler tüketin! Kural 44: Akşam yemekli bir davete katılacaksanız sakın sabah ve öğlen öğünlerinizi atlamayın! Kural 45: Akşam hava karardıktan sonra midenizi yoracak gıdaları yemekten kaçının! Kural 46: Gece yatmadan önce zıplayın! Kural 47: Sindirim için probiyotik toz veya kapsül kullanın! Kural 48: Mutlaka erken yatın! Kural 49: Önce beden sağlığınızı düşünün! Kural 50: Vücudunuz gece yapılanır ve sizi gençleştirir, bunu unutmayın!Sekizinci Bölüm: GÖBEK VE BASENİNİZDEN KURTULMAK İSTİYORSANIZ 50 kurala uyarsanızDokuzuncu Bölüm: AKLINIZDA BULUNSUN Tembel ve uyuşuklar Karbonhidrat delisi olanlar Aşırı çalışkan ve işkolik olanlar Sabırsızlar Kararsızlar Abur cubur ve hazır yemek yiyicileri Israra dayanamayanlar Israrcı olanlar
117.25 ₺ -
Glisemik İndeks Diyeti
“Fazla kilolu bir kişinin kilo vermesi onun ömrünü uzatır ve hastalıklara yakalanma riskini büyük ölçüde azaltır. 10 kg’lık kilo kaybıyla ölüm riski yüzde 20’den fazla azalmaktadır. Yine 10 kg’lık bir zayıflama büyük tansiyonda 1 cmHg, diastolik yani küçük tansiyonda 2 cmHg’lık azalma olmaktadır. Şeker hastalığı varsa 10 kg zayıflayınca açlık kan şekerinde yüzde 50 oranında azalma olmaktadır. 1 kg zayıflamakla kandaki toplam kolesterol düzeyinde 2,28 mg/dl, LDL kolesterolde 0,91 mg/dl ve trigliserid düzeyinde 1,54 mg/dl düşme olmaktadır. Kilo verildiğinde, kan dolaşımında bulunan ve yükseldiğinde kalp hastalığına neden olan C-reaktif protein (CRP) adı verilen iltihap yapıcı proteinler ile kan pıhtılaşmasını artırarak kalp krizine neden olan proteinlerde de ciddi azalmalar olur.” Prof. Dr. Metin ÖzataGlisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar. Sonuçta da kilo kaybı oluşur. Düşük glisemik indeksli beslenme, hem doygunluğu hem de yağların yakılmasını artırarak kilo kaybını iki mekanizmayla sağlar. Düşük glisemik indeksli gıdalar yüksek glisemik indeksli gıdalara göre daha uzun süre tok tutar ve bu nedenle sonraki öğünde daha az yemeyi sağlar. Bir yemekteki glisemik indeksli oranını yüzde 50 artırdığınızda doygunluk hissinde yüzde 50 azalma olmaktadır.Diğer diyetlere karşılık Glisemik İndeks Diyeti’nin faydalı olmasının nedeni, insülin direncini kırmasıdır. 1.200 kalorinin altında diyet yapmak insülin direncini artırır ve kilo aldırır. Kilo vermek için acıkmanın ve tatlıya saldırmanın önlenmesi gerekir. Bunun yolu da düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmekten geçmektedir.• Fazla kilolarınız canınızı sıkıyorsa… • İştahınızı kontrol edemiyorsanız… • Diyet yapmanıza rağmen vücudunuzdaki inatçı yağlar bir türlü erimiyorsa… • Göbeğiniz hayatınızı zorlaştırıyorsa… • Yürürken nefes nefese kalıyorsanız… • Sürekli stresliyseniz… • Sık sık hipoglisemi atakları yaşıyorsanız… • Metabolizmanızın yavaşsa… • Ve gizli şekerden şüpheleniyorsanız…Glisemik İndeks Diyeti tam size göre…Bu beslenme modelinde işiniz çok kolay. İştah kontrolü için bağırsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük glisemik indeksli gıdaları seçmeniz yeterli. Ülkemizin önde gelen endokrinoloji, metabolizma ve diyabet uzmanlarından Prof. Dr. Metin Özata, bu kitapta aşırı iştahın ve kilo almanın en önemli sebebi olan insülin direncini ve beslenmede yapılacak küçük değişikliklerle bu direnci nasıl çözebileceğimizi anlatıyor. Alternatifli diyet mönüleri ile her kilodan herkese zayıflamanın formülünü veriyor.Glisemik İndeks Diyeti Kimler İçin Faydalı? • Kilolular ve obezler, • Tip-1 şeker hastaları • Tip-2 şeker hastaları • Pre-diyabet (gizli şeker) hastaları • Gebelik şekeri olanlar • Reaktif hipoglisemisi olanlar (kan şekeri düşük olanlar) • Trigliseridi yüksek olanlar • Metabolik sendromu olanlar • Polikistik over sendromu olanlar • Karaciğeri yağlı olanlar • Gözdeki makula dejenerasyonunu önlemek isteyenler • Kanser, kalp hastalığı ve felçten korunmak isteyenlerGlisemik İndeksi Düşük Gıdalarla Beslenmenin Sonuçları: • Kilo kaybı • Kan basıncı ve yağlarda azalma • İnsülin direncinde azalma • Kan şekerinde düşme • Kanda antioksidanlarda artma • Sistemik enflamasyonda azalma • Enerji artışı • Konsantrasyon artışı • Psikolojide düzelmeKitabın Bölümleri: • FAZLA KİLONUN NEDENLERİ • KİMLER AŞIRI KİLOLU VEYA OBEZDİR? • İNSÜLİN DİRENCİ KİLO ALDIRIR • GİZLİ ŞEKER • REAKTİF HİPOGLİSEMİ (ANİ KAN ŞEKERİ DÜŞMESİ) • NE KADAR KİLO VERMELİ? • İLK ADIM: YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ • GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? • DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ BESLENMENİN FAYDALARI • GLİSEMİK İNDEKS DİYETİ’NİN UYGULANMASI • DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ MÖNÜ ÖRNEKLERİ • METABOLİZMA NASIL HIZLANDIRILIR? • ATIŞTIRMALARI NASIL ÖNLERİZ? • HAREKETLİ OLMANIN ÖNEMİ • BAZI KİŞİLER NEDEN ZAYIFLAYAMAZ?
117.25 ₺ -
Doğru Beslenmeyle İlgili Yanlış Bildiklerimiz
Modern tıp, medya ve gıda endüstrisi, sistematik bir çalışmayla, beslenmeyle ilgili çoğu asılsız “iddia”yı gerçekmiş gibi zihnimize kazımak istiyor. Bu “iddia”ları desteklemek için “ısmarlanmış” araştırmaların cımbızla ayıklanmış sonuçları kamuoyuna duyuruluyor. Bu sözde iddiaları çürüten, hatta tam tersini ispat eden bilimsel araştırmalar ise hasıraltı ediliyor.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın tıbbi editörlüğünü üstlendiği bu kitap, birçoğumuzun artık “sarsılmaz bir gerçek” olarak algıladığı beslenme balonlarını tek tek patlatıyor.Kolesterolü kötü bir şey, kalp krizinin baş tetikçisi olarak mı bilirdiniz? Yanıldınız. Pastörize sütün sağlıklı olduğu mu söylendi size? Kandırmışlar. Kalori kısıtlayan diyetle kilo vermeye mi çalışıyorsunuz? Orta vadede şansınız yüzde 1’in altında. Çocuğunuz soyalı mamaları çok mu seviyor? Başınız dertte.Serkan Yimsel, bilimsel araştırmalar eşliğinde modern zamanların 8 beslenme mitini tek tek çürütüyor. Annelerimizin, dedelerimizin geleneksel olarak tükettiği ancak şık ofislerde “hizmet” veren diyetisyenlerin öcü gibi korkuttuğu gıdaları tekrar soframıza kazandırıyor.Yimsel, tek tip beslenme piramitlerinin, light, düşük yağlı, yağsız ürünlerin, aspartamın, “kalp dostu” margarinlerin, tuz ve kolesterol düşmanlarının foyasını meydana çıkarıyor. Tarafsız bakış açısıyla, sağlıklı beslenme hakkında bize söylenmeyenleri söylüyor.
117.25 ₺ -
Doğal Süper Gıdalar
Doğal süper gıda, insan sağlığına faydalı son derece zengin ve tabii içerikleriyle, vücudun temel ihtiyaçlarını (vitamin, mineral, protein, yağ vb) az miktar tüketilse dahi karşılayan, hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici etkisi bulunan gıdalar olarak tanımlanabilir. Bunlar düzenli kullanıldığında bağışıklık sistemi güçleniyor, insan kendini dinç ve enerjik hissediyor.Dünyada ‘superfood’ statüsüne kavuşmuş birçok gıda var. TABDER Başkanı Ayhan Ercan tıbbi aktarlıktan gelen yılların tecrübesi, bilgi birikimi ile dünyada en çok bilinen ve Türkiye’de de bulunabilen süper gıdaları araştırdı. Bunlara kendi topraklarımızda yetişen süper gıda ve adaylarını ekledi.Bununla da yetinmeyip bilimsel araştırmaların referanslarıyla, bu gıdaların hangi rahatsızlık ve hastalıklara karşı nasıl kullanılabileceğini ekledi. Yetmedi, bu süper gıdalarla hazırlayabileceğiniz süper reçeteler ve süper lezzetli tarifler de kitaptaki yerini aldı. Ve ortaya süper bir kılavuz çıktı.Buğday çiminden yaban mersinine kinoadan chia tohumuna, arı sütünden sumağa, duttan nara, kızılcıktan susama, keçiboynuzundan likapaya dünyada ve ülkemizde önde gelen süper gıdalar… Demir eksikliği, kansızlık, şişmanlık, aşırı zayıflık, kısırlık, kabızlık, alerji, sistit, candida, boy kısalığı gibi sorunlara karşı destekleyici reçeteler… Tarhanadan ekmeğe, köfteden kısıra, kekten pudinge, çikolatadan dondurmaya gluten ve şeker içermeyen süper gıdalar ile hazırlanmış özel tarifler…İşte karşınızda Türkiye’deki ilk Süper Gıdalar Rehber Kitabı.
160.80 ₺ -
Bütünsel Güzellik
“Güzel ve sağlıklı cilt aslında tüm vücut sağlığımızın yansıması ile birlikte, duygusal durumumuzun da bir yansımasıdır. İnsanın kendine dışarıdan bakması, içerden bakması, mental duygu durumunu iyi hissetmesi bir ritüel felsefesi olarak algılanmalıdır. Bu kitabımda bütünsel güzelliği, doğal bakımla, koruyucu güzellik anlayışı ile kolay uygulanabilir. programlara böldüm. Yıllardır mesleğime olan tutkum hep daha iyisini hep daha güzelini, doğru ve bilimsel bilgiyi aramamı sağladı. Ben de sizlerle uzmanlığımda sentezlediğim ve uyguladığım terapi ve bilgilerimi paylaşmak istedim. Cilt uzmanı estetisyenlere ve bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen herkese güzel bir bakış açısı sağlamasını ümit ediyor ve çok seveceğinizi umuyorum. Bütünsel Güzellik kitabımda, güzellik merkezlerinde, enstitülerde ve evinizde rahat uygulayacağınız ritüelleri bulacaksınız. Vereceğim bütünsel güzellik terapileri ile güzelliğinizi sağlıklı bir şekilde korumayı öğreneceksiniz. Bu holistik terapiler yaşam kalitenizi artırıp doğal güzelliğinizi bulmanıza yardımcı olacak…”Seda Sakacı Çelikİşte kitapta yer alan tüm doğal güzellik ritüelleri:Aromaterapi Kilo Terapi Enzim Terapi Antioksidan Terapi Taş Terapi Mineral Terapi Kristal Terapi Anti Aging Terapi Meyve Suyu Terapi Probiyotik Terapi Kupa Terapi Apiterapi Müzikoterapi
20.10 ₺ -
Beynini Doğru Besle
Beyninizi doğru beslediğinizde alacağınız sonuçlar sizi de şaşırtacak! Nöroloji Uzmanı Dr. Banu Taşçı Fresko, yılların hekimlik tecrübesiyle kronik ağrılar, özellikle migren ve fibromiyaljide hayatınızın dizginlerini nasıl yeniden ele alacağınızın ipuçlarını veriyor. Bilimsel kanıtlara dayanarak beslenmenin ağrılarla olan girift ilişkisini sizin için anlaşılır bir dille anlatıyor. Bunun yanında pek çok hastalığı alevlendiren veya yangınını besleyen stresle baş etme yollarını özetliyor. Hastaların da doktorların da görmezden geldiği veya önemli olmadığını düşündüğü çocukluk çağı travmalarından, travmaların etkilerinden, travmaların üzerimizde yarattığı ağır yükten çıkış yollarını gösteriyor. Beyninizi doğru beslediğinizde alacağınız sonuçlar sizi de şaşırtacak; ağrılar azalacak, kronik hastalıklar gerileyecek, mutlu olacaksınız. Kendi geleceğiniz ve gelecek nesillerin geleceğinde olumlu değişikliklere neden olurken, aynı zamanda da kilo verip yıllardır özendiğiniz fitliğe kavuşacaksınız. Hastanın derdinden anlayan çünkü hastalığın derdini çekmiş bir nöroloğun kaleminden ruhunuza iyi gelecek bir kitap!
144.05 ₺ -
Beden Aklıyla Zayıfla
Diyet ve zayıflama konusu neredeyse hepimizin gündeminde… Ama kilo sorununu bir türlü çözemiyoruz. Çünkü ‘piyasa’ yanlış yönlendirmeler, kifayetsiz diyetler, demode bilgilerle dolu. Kilo probleminden kurtulmaya çalıştıkça sanki daha çok kilo alıyoruz! Peki, asıl sorunun yediklerimiz değil, sindiremediklerimiz olduğunu hiç düşündünüz mü? Bedenin de bir aklı olabileceği ve onu tekrar çalıştırdığınızda kiloların kolaylıkla gideceği hiç aklınıza geldi mi? Elinizdeki kitap beden aklının ne olduğunu ve düzgün işlemesi için yapmamız gerekenleri anlatıyor. Dr. Fevzi Özgünül’ün yaklaşık 12 yılda binlerce hastayı tedavi ederken edindiği tecrübelerin sonucu… Dr. Özgönül uzun yıllar aile hekimliği yapmış. Daha sonra obezite konusuna yoğunlaşmış, kilo problemi yaşamış ve bir türlü bu problemden kurtulamamış 10 binden fazla hasta tedavi etmiş. Yaklaşık 150 bin hasta görüşmesi yapmış. Bu görüşmelerde edindiği bilgileri ve tecrübeleri, Beden Aklıyla Zayıfla’da bizlerle paylaşıyor. İştahı azaltmanın ve ekstra kilolardan kurtulmanın en iyi yolunun, doyana kadar besleyici gıdaları yemek ve vücudu güçlendirmek olduğunu söylüyor. Ona göre bize kilo aldıran fazladan yediklerimiz değil; atladığımız, yemediğimiz öğünler ve yediklerimiz içerisinde sindiremediğimiz bölümler! Dr. Fevzi Özgönül, “Şişmanlıkta asıl mesele sindirememek! Çünkü beden aklının merkezi, sindirim sistemi! Merkezde işler düzgün yürürse tüm bedende işler düzgün yürür ve yaşam sağlıklı olur” diyor. Hayykitap sizleri başarı oranı yüzde 95’lere varan yepyeni bir kilo verme modeli ile tanıştırıyor. Üstelik diyet yok, miktar kısıtlaması yok, stres yok, aç kalmak yok! Şimdi devrim zamanı, beden aklını çalıştırarak ideal ölçülerinize dönme zamanı! Kolayca zayıflayıp mutlu olmanın tam zamanı! “Beden aklı zayıfla” modeli klasik diyetler gibi değil, öncelikle sizi diyet stresine sokmuyor! Doyuncaya kadar yiyebiliyorsunuz. Doyduktan sonra ara öğün stresi de yok, bir dahaki öğüne kadar 5-6 saat dinleniyorsunuz. Sindirim sisteminizin çalışmasına izin vermeyi öğreniyorsunuz ama bu arada acıkmıyorsunuz. Yemek yerken yediklerinizin sırasına dikkat etmeyi de öğreniyorsunuz. Mesela çorbayı yemekten önce değil, yemeğin sonunda içiyorsunuz. Sabah güne iyi bir kahvaltı ile başlıyorsunuz. Etli, proteinli, bakliyatlı, salatalı hazmı zor yemekleri, meyveleri öğlen yiyorsunuz. Güneş battıktan sonra salata gibi pişmemiş yiyecekler, meyve, kuruyemiş, et/etli yemek yemiyorsunuz. Akşam bir çorba ya da sebze yemeğini yine doyuncaya kadar yiyorsunuz. Sütlaç, kazandibi ya da dondurma gibi bir tatlı yemek istiyorsanız, akşam 22.00 sularında sindirim sisteminin mesaisi bittikten sonra yiyebiliyorsunuz… Beden aklını harekete geçirmek için! 1. Kesinlikle kahvaltıyı atlamayın. 2. Kahvaltınızı mutlaka evde yapın. Evde yapılan kahvaltı daha bereket¬lidir. En önemlisi, işe gidene kadar yaptığınız hareketler onun sindi¬rimine yardımcı olur. İş yerinde kahvaltı gecikebilir, atlanabilir veya kahvaltı sonrası hareket imkânı olmadığı için öğlen saatine acıkma¬mış olabilirsiniz. 3. Normalin dışında bir vakitte açlık hissettiğinizde 10-12 saat önce ne yaptığınıza bakın (ya öğlen iyi yememişsinizdir ya da aralarda bir şeyler atıştırmışsınızdır.) 4. Çantanızda çerez taşıyın ama sadece öğünlerde yiyin, arada asla yemeyin. 5. Lütfen, öğlen yemeğini atlamayın, en önemli öğün öğlen yemeğidir. Bu saatlerde yediğiniz et, sebze ve yağlar gece hormon üretimi ile birlikte bedeninizin yapılanmasında kullanılacaktır. 6. Öğlen yemeğinde tam doymaya özen gösterin ama lütfen akşam acıkmayayım mantığı ile değil, vücudum ne istiyor ve ne kadar isti¬yor mantığı ile yiyin. 7. Özellikle gece meyve ve salata yemeyin. Çiğ sebze ve çiğ meyve haz¬mı en zor olan yiyeceklerdir. Gece uykunuzda sizi rahatsız eder ve kaliteli uyuyamadığınız için gece hormon üretip sizi küçültemez. Sa¬bah yorgun ve tok kalkarsınız. 8. Bir gün tatlı yemekle bir şey olmaz. Yeter ki o tatlıyı yedim diye nor¬mal yemeğinizi azaltmayın ve ertesi gün kaliteli beslenin. 9. Kilo verip vermediğinizi kontrol etmek için kesinlikle tartılmayın. 10. İyi yolda olduğunuzu anlamanın en kolay yolu, ne hissettiğinize odaklanmaktır. Kitabın Bölümleri: Birinci Bölüm: Bedenin de Bir Aklı Var! • Beden aklı nedir? • Bu aklın üzerini nasıl örttük? • Beden aklının düzgün çalışması için yapmamız gerekenler • Obeziteye bakış açımız ne olmalı? • Yuvarlak dünyamızda pusulamız iştah, bize gösterdiği yön ise ideal bedendir İkinci Bölüm: Bedenin Oluşumu, Beden Aklının İşleyişi • Nasıl var oluyoruz, nasıl büyüyoruz? • Doğumdan sonra bedenin büyüme süreci • Anne sütünden ek besinlere geçiş dönemi • Büyüme işlemi, DNA’mızda kayıtlı ideal bedenimize ulaştığımızda durur! Üçüncü Bölüm: Şişmanlama Ne Anlama Geliyor? • Şişmanlığın sebebi, aslında bağ dokusu hasarıdır! • Doğal hayatta şişmanlama yoktur, yağlanma vardır! Dördüncü Bölüm: Zayıflama Adına Yapılan Yanlışlar • Şuursuzca yapılan diyet ve spor, bilinçsiz kullanılan zayıflama ilaçları • Besinlerin emilimini etkileyen ilaçlar • İştah kesen ilaçlar • Yağ yakımını destekleyen ilaçlar • Mide operasyonları • Yağ yakma adına yapılan spor Beşinci Bölüm: Bedendeki Değişikliklerin Anlamı • Yağlanmak, her zaman kilo almak demek değildir! • Tatlı isteği aslında vücudun anlık enerji isteğidir! • Kilo artışı, enerji ihtiyacını da artırır! • Büyüme tamamlandıktan sonra neden şişiyoruz? • ‘Su içsem yarıyor, o hale geldim’ durumu bir şehir efsanesi değildir! • Kilo artışını etkileyen pek çok faktör ve olaylar zinciri var! • Neden bazı kişiler hiç şişmanlamaz, hep ideal bedende kalır? • Vücudumuz, aldığı fazla şekeri her zaman yağa çevirmez • Ara öğünler sindirim sistemini tembelleştirir! • Açlık hissini yatıştırmak enerji ihtiyacını gidermez • Şişmanlamanın da bir limiti var! • İdeal bedeni geri kazanmak demek, küçülmek demektir! • Vücudun beslenme ritmini tutturan, obeziteyi yener! Altıncı Bölüm: Adım Adım İdeal Bedene Kavuşma • 10.000 kişi başardı şimdi sıra sizde! • Vücudunuzun mevcut durumunu iyi anlayarak yola çıkın • Sindirimi kolaylaştırmak yemek yerken bu sıraya dikkat edin! • Sabah kahvaltısı • Öğlen yemeği • Sabah ve öğlen yenilenlerin ardından neler hissedilir? • Akşam yemeği • Geceleri hormon sisteminin aktif çalışması için • Güneş battıktan sonra bunları yemeyin! • Sabahları acıkmış şekilde uyanmak gerek! • Vücudun/sistemin çalıştığını gösteren işaretler • İdeal bedene ulaşmanız bazen zaman alabilir! • Beden aklını harekete geçirmek için bunlara dikkat edin! • En çok yapılan yanlışlar • Enerjinizi dengelemek için şu 15 kurala uyun, 15 günde 1 beden küçülün! • İdeal bedeni nasıl koruyacağız? Yedinci Bölüm: Beden Aklını Kullanarak Geçirdiğimiz 1 Gün • 07.00-07.30: Uyanma vakti • 08.00: Kahvaltı • 12.00-14.30: Öğle yemeği • 17.00-19.00 arası acıkabilirsiniz! • 18.00-20.00 arası biraz hareket • Akşam yemeği • Probiyotik ile bağırsaklarınızı mayalayın • Uyku vakti
117.25 ₺ -
Artık Ruhunu Da Besle
Siz onu hep fiziksel şişmanlığa en doğru çözümleri bulan uzman hekim olarak tanıdınız. Sağlıklı beslenme konusundaki önerilerini dinlediniz, uyguladınız. Milyonların sevgilisi Dr. Ender Saraç bu kitabında ise ‘yaralı ruhları’ tedavi ediyor! Stetoskopuyla insanların ‘içini’ dinliyor. Doğumdan yaşlılığa yaşamın her dönemi için ‘manevi gıdalar’ öneriyor. Gereksiz yere acı çeken ve çareyi hep ‘dışarıda’ arayanlara sesleniyor. Ruh doğru beslenirse, birçok hastalığın da kendiliğinden iyileşeceğini müjdeliyor. Evlilik, iş, başarı, huzurlu yaşam gibi konularda bir türlü amaçlarına ulaşamayanlara da şeytanın bacağını kırmanın ipuçlarını veriyor! Ona göre ruha en faydalı gıdalar, Allah’ın güzel isimleri! Ender Saraç, Esmaü’l Hüsna’yı günlük yaşamdaki negatiflikleri pozitife çevirmek için nasıl kullanacağımızı anlatıyor. Özel tasarladığı 40 Günlük Tefekkür Diyeti’yle ise ağırlaşan şehir insanını ‘hafifletmeyi’ hedefliyor. Artık Ruhuna da Besle! kalbi harekete geçirmek için yazıldı! Ruhun vitaminlerini doğru kullanmak, içinizi karartan düşünce ve sorunların kaynağına inerek onlardan kurtulmak, manevi bir detoksla karanlıktan aydınlığa çıkıp huzur içinde yaşamak istiyorsanız bu kitap tam size göre… Özel bölüm: Esmaü’l Hüsna Bu bölümde Allah’ın 99 güzel ismi tek tek açıklanıyor ve bunları günlük hayatımızı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için nasıl kullanacağımız, zorluklar karşısında hangi esmaları zikretmemizin fayda getireceği anlatılıyor. Sözgelimi zarafet, güzellik, şan, şöhret ve işlerde kolaylık için, aşk, sevgi ve hayırlı bir eş için, güzel ve sağlıklı bir evlat sahibi olmak için, ilim ve irfan sahibi olmak, sınavları başarı ile geçmek için, işleri iyi bir şekilde yönetip, idare edebilmek, verimliliği ve üretkenliği artırmak için, rızkın artması için, gaflet ve unutkanlıktan kurtulmak için, aşırı sinirlilikten, asabiyetten, ezilip, aşağılanmaktan, acziyetten ve haksızlıktan kurtulmak için, zalimlerin şerrinden kurtulmak için, hastalıklardan şifa bulmak, sıkıntılardan selamete kavuşmak için esma ya da esma kokteylleri öneriliyor. İkinci özel bölüm: 40 Günlük Tefekkür Diyeti Bu bölümde Dr. Ender Saraç, ruhu kirleten temel davranışlardan, bizi dış ortama daha çok çeken ve negatif duyguları artıran olaylardan 40 gün süreyle nasıl arınacağımızı anlatıyor. Gün gün bilinçli beslenme programı ve diyet boyunca her gün dikkat edilecek renkler, taşlar, çekilecek zikirlerle de sistem tamamlanıyor. İşte şehir insanı için dört dörtlük bir ruhsal detoks kılavuzu… Kitabın Bölümleri: Birinci Bölüm: Doğum / Yaratılış • Ruhun Bedenle Yolculuğu • Babalığa Hazırlık Programı • Gebeliğe Hazırlık Programı • Sperm ve Yumurta Birbirine Kavuşurken… • Gebelik Döneminde Dikkat Edilecekler • Bebek Doğuyor İkinci Bölüm: Yaşam / İmtihan • İnsanın Asıl Amacı • Enerji Merkezleri ve Büyü • Esmaü’l Hüsna • Dua Etmenin İncelikleri • Evlilik ve Cinsel Yaşam • Beş Farz • Birinci Farz: Kelime-i Şahadet • İkinci Farz: Namaz • Üçüncü Farz: Oruç • Dördüncü Farz: Zekât • Beşinci Farz: Hac • Ruhsal Obezite • Beş Duyu ile Ruhu Besleme • Helal Beslenme • Tefekkürün Önemi • 40 Günlük Tefekkür Diyeti • Tevekkül • Musibetlere Hamd Etmek Üçüncü Bölüm: Ölüm / Kavuşma • Ölüm Son Değil, Yeni Bir Başlangıçtır!
160.80 ₺ -
Apiterapi
Albert Einstein, yıllar önce “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa doğada döllenme ve dolayısıyla bitki, hayvan, insan olmaz.” sözüyle arı ile yaşam arasındaki ilişkiye dikkat çekmişti. Peki, bizler arı ürünlerinin hayati öneminin ne kadar farkındayız? Sözgelimi bir insanın sadece arı poleni ile beslenerek sağlıklı yaşayabileceğini biliyor muyuz? Balın, yaraların temizlenmesinde yararlanılan ‘oksijenli su’ gibi mikrop öldürücü etkiye sahip olduğunu… Arı sütünün erkeklerde cinsel istek ve performansı, kadınlarda doğurganlık oranını artırdığını… Propolisin bozulan karaciğer enzim değerlerini düzeltilebildiğini… Arı ürünleri insan sağlığının korunmasında ve hastalıkların tedavisinde 5000 yıldır kullanılıyor. Bu kadim bilgi ve halk arasındaki geleneksel uygulamalar bilimsel araştırma sonuçlarıyla da desteklenince, son yıllarda arı ürünlerine rağbet arttı. İşte elinizdeki kitap arı ürünlerinin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini bilim temeline dayandıran bir ‘ilk’. 43 yıllık meslek hayatını doğa kaynaklı ilaç bilimi ‘Farmakognozi’ye adamış ünlü bilim adamı Prof. Dr. Erdem Yeşilada imzasını taşıyor. Yeşilada, bu alandaki en güvenilir araştırmaları inceledi ve ortaya 7’den 70’e herkesin faydalanabileceği, sağlık alanında çalışan uzmanların, öğrenci ve araştırmacıların da kaynak olarak kullanabileceği eşsiz bir kaynak çıktı. Okuyun ve bal, arı sütü, arı poleni, propolisten bilinçli olarak faydalanın… Kitabın Bölümleri: APİTERAPİ NEDİR? • Temel ilkeleri BAL (Honey) • Balın içeriği • Balın glisemik indeksi • Balın fizyolojik etkileri • Bakteri ve mantar enfeksiyonları üzerinde etkisi (antimikrobiyal/antifungal) • Deri sorunları üzerinde etkisi (dermatolojik) • Soğuk algınlığı belirtileri üzerinde etkisi • Mide-bağırsak sistemi üzerinde etkisi • Serbest oksijen radikalleri hasarına karşı antioksidan etkisi • Bitkisel çayların antioksidan etkisi, bal ilave edilmesi ile artıyor! • Yangı giderici etkisi (antienflamatuvar) • Kanser üzerinde etki (antitümör/antikanser) • Karaciğer üzerinde etkisi • Yan etki ve toksisite riski • İnfantil botulizm • Deli balı • Manuka balı ARI POLENİ • Arı polenin içeriği • Fizyolojik etkileri • Yangılı hastalıklar üzerinde etkisi (antienflamatuvar) • Alerjik hastalıkların tedavisinde rolü (antialerjik) • Oksidatif hasara karşı etkisi (antioksidan) • Bağışıklık sistemini destekleyici etkisi (immünostimülan) • Mide-bağırsak sistemi üzerinde etkisi • Ülser tedavisinde etkisi • Cinsel işlevler üzerinde etkisi • Toksinlere karşı koruyucu etkisi (detoks etkisi) • Sporcularda performans artırıcı etkisi • Kanserlerde etkisi • Kalp ve damar sistemi üzerinde etkisi • Endokrin sistemi üzerinde etkisi • Antimikrobiyal etkisi • Sinir sistemi üzerinde etkisi • Dermatolojik etkileri • Risk değerlendirmesi • Önerilen miktar ARI SÜTÜ (Royal Jelly) • İçeriği • Arı sütünün fiziksel özellikleri • Nasıl saklanmalı? • Kalite parametreleri • Arı sütü ile ilgili etkinlik önerileri • Arı sütünün gücü nereden geliyor? • Arı sütünün insan sağlığı üzerinde etkileri nelerdir? • Sağlıklı gönüllülerde arı sütünün uzun süre uygulanması ile ne gibi etkiler görülebilir? • Deneysel ve klinik çalışmalar ile arı sütünün fizyolojik etkinliği • Serbest radikal hasarını önleyici etkisi (antioksidan) • Karaciğer hasarını onarıcı etkisi (antihepatotoksik) • Mikroorganizmalar üzerinde etkisi (antimikrobiyal) • Dermatolojik etkileri • Eklem hastalıkları ve yangı giderici etkisi (antienflamatuvar, antiromatizmal) • Bağışıklık sistemini düzenleyici etkisi (immünomodülatör) • Graves hastalığında etkisi • Alerji önleyici etkisi (antialerjik) • Tümör gelişimini önleyici etkisi (antitümör) • Kemoterapi uygulamalarında tedaviye etkisi • Üreme işlevleri üzerindeki etkisi (erkeklerde ve kadınlarda) • Arı sütü ve gebelik • Erkeklerde arı sütünün etkisi • Menopoz dönemi şikâyetleri üzerinde etkisi • Kalp-damar sistemi üzerinde etkisi (kardiyovasküler) • Santral sinir sistemi üzerinde etkisi • Kan şekerini düşürücü etkisi (antidiyabetik) • Gastrointestinal sistem üzerinde etkisi • Yan etki ve uyarılar • Önerilen miktar PROPOLİS • Propolisin özellikleri • İçeriği • Propolislerde kalite • Propolisin fizyolojik etkileri üzerine bilimsel kanıtlar • Propolisin başlıca fizyolojik etkileri • Mikroorganizmalar üzerindeki etkisi • Bakteriler üzerinde etkisi (antibakteriyal) • Mikromantarlar ve dermatofitler üzerinde etkisi (antifungal, antikandidal,antidermatofit) • Virüsler üzerinde etkisi (antiviral) • Protozoalar üzerinde etkisi (antiprotozoal) • Ağız sağlığında etkisi • Antioksidan ve serbest radikal süpürücü etki • Yangı giderici (antienflamatuvar) ve bağışıklık sistemi üzerinde (immünomodülatör) etkisi • Tümör ve kanser oluşumu üzerinde etkisi (antikanser/antitümör) • Karaciğer işlevlerini destekleyici etkisi (hepatoprotektif) • Sinirleri koruyucu etkisi (nöroprotektif) • Yara iyileştirici ve doku yenileyici etki • Mide ülseri üzerinde etkisi (antiülserojenik) • Kalp-damar sistemi üzerinde etkileri • Üriner sistem enfeksiyonlarında etkinliği • Metabolik etkileri • Şişmanlık ve metabolik sendrom üzerinde etkileri • Kan şekerini düşürücü etkisi (hipoglisemik) • Göz hastalıklarında koruyucu etkisi • Propolisin güvenilirlik bilgileri • Toksisite değerlendirmesi • Klinik risk analizi • Önerilen propolis miktarı
117.25 ₺ -
Antidepresan Tuzağı
Gerçekten depresyon diye bir hastalık var mı? Antidepresan ilaçlar depresyon denen hastalığı gerçekten tedavi ediyor mu? Siz gerçekten depresyonda mısınız? Peki, içtiğiniz antidepresan ilaçlara gerçekten ihtiyacınız var mı? İşte hepsi ve daha fazlası ile ilgili ‘acı’ gerçekler! 1960’lara dek ‘depresyon’ adı altında toplanacak bir hastalık grubunun bulunduğu savının tartışmalı olduğunu biliyor muydunuz? O tarihe kadar depresif belirtiler gösteren hastalar için tercih edilen tanı ismi, ‘melankoli’ ve ‘manik depresif’ hastalıktı. Hatta 1950’lerde kullanımına başlanan ‘imipramin’ için, o tarihlerde hiç kimse antidepresan ilaç adını kullanmıyordu. 1950’lerden önce ise depresif belirtilerle gelen hastalar, ‘barbitürat’ türü yatıştırıcılar ve ‘amfetamin’ türü uyarıcılarla tedavi edilmekteydi. Antidepresanların henüz piyasada boy göstermediği ve bugünkü kadar kitlesel biçimde kullanılmadığı o dönemlerde, depresyonun en korkulan yan etkisi olan intihar oranı açısından bugüne kıyasla herhangi bir korkutucu salgın da söz konusu değildi. Hatta tüm ülkelerde neredeyse her dört insandan birine psikiyatrik tedavi uygulandığı günümüzde, intihar girişimleri, çocuk istismarı, madde bağımlılığı, suç ve şiddetteki artış açısından insanlık tarihinin belki de en kötü döneminden geçiyoruz. Buna ek olarak bugün kullanılan yeni nesil antidepresanların intihar girişimini engelleme konusunda etkisiz oldukları, hatta artırdıkları ile ilgili kanıtlar da var! Bugün bir psikiyatri polikliniğinden “depresyon” teşhisi konulmadan ve elinize bir ilaç reçetesi tutuşturulmadan çıkabilmenizin olasılığı neredeyse sıfıra yakındır! Doğru ya da yanlış olduğu tartışılır olan bu teşhis patlaması, teşhis edilen hastalığı iyileştirdiği ileri sürülen ilaçların satışlarını ve tüketimlerini de patlatmıştır. Peki, nasıl oluyor da antidepresan kullanımının uzun vadede insanlar üzerindeki etkileri çok iyi biçimde anlaşılmamışken bu ilaçları kullanmaya doğru ‘inanılmaz’ bir hücum yaşanıyor? Arkasında güçlü, zengin bir şirketin bulunduğu, tartışmalı bilimsel çalışmalar sonucunda etkisinin kanıtlanmış olduğu ileri sürülen, cicili bicili kutularla ambalajlanmış maddeler gerçekten iddia edilen etkileri gösteriyor mu? Bugün, kitlesel olarak doğal yaşam ortamlarından kopartılmış ve edilgen biçimde yaşatılan iki canlı türü olan tavukların ve insanların, yaşamlarını idame ettirebilmeleri için antidepresan ilaçlara ve kafeine en çok gereksinim duyan iki canlı türü olmaları ‘garip’ bir benzerlik değil midir? Modern tıbbın psikiyatri bölümü, günümüzde depresyona giren insana çözüm olarak, ancak tavuklara sunduğu düzeyde bir ‘kafein+antidepresan+antihistaminik’ kombinasyonu sunmaktadır. Bu durum birçoğumuzu sarsacak bir durumdur ve daha da acısı, gitgide toplumun daha fazla bir kesimi bu ilaç tedavilerini kullanır hale gelmektedir. En basit kaygıların, en insani endişelerin ‘depresyon’ olarak yaftalandığı bir zamanda yaşıyoruz. Hayatın normal akışı içindeki sıradan üzüntüleri yaşayanların hepsi psikiyatri sektörü nezdinde potansiyel birer hasta. Ve sektöre göre bu devasa potansiyelin tamamı antidepresan ilaçlar kullanmak zorunda! Gerçekten de antidepresan ilaçlarda büyük bir tuzak var. Bu ilaçların kullanımı Türkiye’de 2003 yılında yaklaşık 14 milyon kutuyken, 2012 yılında 37 milyon kutuyu aşmış bulunuyor. Şimdi neredeyse her ev ağzına kadar bu ‘mutluluk’ haplarıyla dolu, onları kullanıyoruz ve ‘mutlu’ olduğumuzu zannediyoruz! Gereksiz depresyon teşhisi ve gereksiz ilaç kullanımı almış başını gitmiş durumda. Psikiyatrist Mutluhan İzmir mesleki hayatı boyunca, uzun süreli antidepresan kullanımının insanlarda yarattığı riskleri, ‘sinsi’ kişilik değişimlerini ve intihar eğilimini gözlemledi. Psikiyatri pratiğinin, insanlara bol miktarda ilaç kullandırma pratiğine dönüştüğüne tanık oldu. Belki toplumun yüzde 5’i için gerçekten gerekli olan bu ilaçların kullanım oranı yüzde 50’leri aşınca dayanamadı! Bu gidişe ‘dur’ demek, halkı tuzaklara karşı uyarmak için bu kitabı yazdı. Antidepresan Tuzağı’nı okuyunca ‘depresyon’ gerçeği ile yüzleşeceksiniz! Belki boş yere içtiğiniz antidepresanlar yüzünden gerileceksiniz ama ‘hasta’ olmadığınızı anlayınca çok sevineceksiniz. Takıntılarınız, korkularınız, endişeleriniz, panikleriniz ya da aşırı stres yüzünden yaşadığınız sıkıntıların gerçek sebebinin ne olduğunu anlayıp sağlığınıza kavuşmanın anahtarını bulacaksınız. Kitabın Bölümleri: 1. MÜKEMMEL ORGAN: BEYİN • Beynimizin biyolojik yapısı nasıldır? • Beyin hücreleri arasındaki müthiş iletişim • Bilginin hafızaya alınmasının sırrı limbik sistemde! • Nöronal plastisite ve beynin biçimlenmesi 2. DEPRESYON VE ANTİDEPRESAN GERÇEĞİ • Antidepresan ilaçlar, depresyonun ‘varlık’ gerekçesi haline mi geliyor? • Depresyon nedir? • Depresyona mahkûm muyuz? • Depresyonu, diğer duygu durum bozukluklarından ayrı olarak ele almak yanlıştır! • Antidepresan direnci böyle gelişiyor! • Yağmurdan kaçarken ‘kafein etkisi’ ile doluya tutulan insanlar! • Kolesterol ile depresyon arasında nasıl bir ilişki var? • Verem ilacından ‘antidepresan’ kavramına • Antidepresan ilaç kullanımı nasıl patladı? • Depresyonda sorunlu teşhisler ve sorunlu tedaviler! • Kaygısız bir insan sağlıklı bir yaşam sürdürebilir mi? • Mükemmel yaşam biçimlerinin değişmez aksesuarı: Mükemmel Egolar • Obsesyon nedir, günümüzde neden artıyor? • Çağımız insanının en önemli sorunu! • Toplu katliamlardaki artış, depresyon ve hiperaktivite/dikkat eksikliğine yönelik ilaçların kullanımının artışına paralellik mi gösteriyor? • Sorun dikkati toplayamamak ise dikkat işlevini sağlıklı biçimde yapamamanın diğer nedenleri nelerdir? • Hiperaktivite ve dikkat eksikliği tedavisinde kullanılan psikostimülan ilaçların yan etkileri
100.50 ₺ -
7 den 70 e Taş Devri Diyeti
“Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi… Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık “statükocu tıp masalları” yerine gerçekleri duymak istediğimizin ispatı. Ne de olsa Taş Devri Diyeti’ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil! Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7’den 70’e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.” Böyle diyor Ahmet Aydın, sağlıklı beslenmenin başucu kitabında. 7’den 70’e Taş Devri Diyeti, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizleri nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilki temsil ediyor. Hamileler, bebek büyütenler, sporcular… Şişmanlar ve depresyondakiler… Kanser, kısırlık, astım, reflü, hipertansiyon, Alzheimer gibi onlarca hastalıktan kurtulmak isteyenler… Özetle yaşlı genç herkes… 7’den 70’e Taş Devri Diyeti hepimiz için en güvenilir başvuru kaynağı! Kitabın Bölümleri: 1. Tarih içinde besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklar 2. Şekerin tarihi 3. Mısır şurubu, tatlandırıcılar 4. Gazlı içecekler, enerji içecekleri, kutu meyve suları 5. Ekmek 6. Yağların insan sağlığındaki önemi 7. Sıvı yağlar 8. Zeytinyağı 9. Kanola yağı 10. Kızartma yağları 11. Tağşiş yağ 12. Margarin 13. Balıkyağı 14. Süt, yoğurt 15. Yoğurttaki süt proteini yüzdesinin azaltılması 16. Yoğurtlar niye ekşimiyor? 17. Süt tozu 18. Süt, enfeksiyon, kaymaklı yoğurt 19. Meyveli yoğurtlar 20. Soya 21. Et, vejetaryen beslenme 22. Tavuk 23. Probiyotikler 24. Su 25. Tuz 26. Beslenme ve fiziksel özellikler 27. Uyku 28. Nefes almak 29. Isıtma kapları, pişirme şekilleri 30. Tarım ilaçları, Yeşil Devrim 31. Genleriyle oynanmış tohumlar 32. Doğal gıda ve organik gıda 33. Mono sodyum glutamat (MSG) 34. Beslenme faciası, reklâmlar 35. Hamilelik öncesi ve hamilelikte beslenme 36. Süt çocuğu beslenmesi I: 0–6 ay arasındaki beslenme 37. Süt çocuğu beslenmesi II: Ek gıdalar 38. Sporcu beslenmesi 39. Şişmanlık, metabolik sendrom (insülin direnci) 40. Gut 41. Kolesterol, kalp-damar hastalıkları 42. Hipertansiyon 43. Kanserden korunma 44. Reflü (göğüs yanması) 45. Çölyak hastalığı 46. Sivilceler 47. Menopoz 48. Kısırlık 49. Prostat hastalıkları 50. Böbrek taşı 51. Osteoporoz (kemik erimesi) 52. Romatizmal ve diğer iltihabi (enflamatuar) hastalıklar 53. Diş sağlığı 54. Enfeksiyon hastalıkları ve beslenme 55. Alerjik hastalıklar 56. Astım 57. Kistik fibroz 58. Depresyon 59. Hiperaktivite, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm 60. Mültipl skleroz 61. Unutkanlık, bunama, Alzheimer 62. Baş ağrısı 63. Doğumsal metabolizma hastalıkları 64. Ne yapmalı? Ek I: Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri (Modifiye Taş Devri Diyeti) Ek II: Taş Devri Diyeti’ne yapılan eleştiriler, çok sorulan sorular Ek III: Temel beslenme bilgileri
251.25 ₺ -
30 Günde 10 Yıl
“Anlattıklarımın hepsini bizzat uyguladım. Bu 30 günlük programın sonunda 9 kg verdim, ‘vücut kitle indeksim’ azaldı, kas kitlem arttı, kan şekerim 24 puan düştü, tansiyonum kontrol altına girdi, artık tansiyon ilacı kullanmıyorum. Kolesterol değerlerim de kardiyolog arkadaşlarımı memnun edecek seviyelere geldi. Bu arada belki de en önemlisi; enerji düzeyim tahmin edemeyeceğim kadar arttı. Bu kazanımlar hiçbir ilaç tedavisi veya zayıflama diyeti ile elde edilemeyecek faydalar…” Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu İşte karşınızda Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’nun sizler için geliştirdiği ve bizzat uygulayıp denediği beslenme programı. Vaadi çok net: 30 gün boyunca uygulayın 10 yıl gençleşin! Bu, basit bir zayıflama veya fitness programı değil! Tıbbi kanıtlara dayandırılmış komple bir ‘iyileştirme’ ve ‘yaşlanmayı geciktirme’ programı. Prof. Dr. Yörükoğlu iddialı! 30 günlük bu programın sonunda: • Fazla kilolarınızı vereceksiniz (30 günde 7-10 kg). • Enerji düzeyiniz artacak. • Yüksek ise şeker ve kolesterol düzeylerinde anlamlı (%10-20) azalmalar sağlayacak, ilaç ihtiyacını azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracaksınız. • Hipertansiyon varsa şiddeti azalacak ve ilaç ihtiyacı azalacak. • Cinsel performansınız artacak. • Kalp-damar hastalıkları ve kanser riskinizi % 50 azaltacaksınız. • Daha sağlıklı, genç ve güzel bir görünüm kazanacaksınız. • Yaşam kaliteniz yükselecek. • Yaşlanma süreciniz yavaşlayacak. • Sağlıklı yaşam süreniz artacak. Fazla söze gerek var mı? Deneyin, görün! Kitabın Bölümleri: • NEDEN VE NASIL YAŞLANIYORUZ? • SAĞLIKLI ZAYIFLAMA VE ANTIAGING İÇİN BESLENME REJİMİ • BESLENME YANLIŞLARI VE ZAYIFLAMA DİYETLERİ • ŞEKER BAĞIMLILIĞI • SÜPER GIDALAR • ORUÇ • HAREKET, EGZERSİZ, SPOR • UYKU • 30 GÜNLÜK UYGULAMA • YEMEK TARİFLERİ
117.25 ₺ -
Yetenekli Çocuklar
Elbette toplum içerisinde yetenekli çocuklar vardır. Çocuklarda var olabilen yetenekler farklıdır. Akademik yetenek, entellektüel yetenek, sanatsal yetenek, mantıksal yetenek bunlardan sadece birkaçıdır. Yeteneğin bu şekilde otuz özelliği bulunmaktadır. Yetenekli insanlara ilişkin ayırıcı tanılar bilinmelidir. Bunlardan sadece bir tanesi bireyin risk alabilme kapasitesidir. Bilimsel ve rasyonel bir tarzda insanın uygun zamanda risk alabilmesi onun yetenekli olmasının alametlerindendir. Örneğin uluslararası düzeyde mal ve eşya taşıyan çok büyük gemiler vardır. İncelendiği zaman görülecektir ki o geminin sahibi neticede bir tek insandır. Elektriği keşfeden dünyaca meşhur Edison’dur. Tıbba damgasını vurmuş nice kabiliyetli insanlar hatırlanmalıdır. Sağlıkla ilgili olarak klinik öncesi, klinik ve klinik sonrası dönemlerde bireye hizmet götürülmesi mecburidir. Böyle olmadığı takdirde yetenekli çocukların ortaya çıkması tesadüflere terk edilebilecektir. Bu kitabımızda yetenekli çocukların tanınması açısından yirmiüç kriter anlatılmıştır. Çocuğunuzda bu özelliklerin olup olmadığını araştırınız. Ancak asla unutulmamalıdır ki çocuğunuzun yetenekli olup olmadığına Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı bir mütehassısın, hatta uzmanlar kurulunun karar vermesi istenmelidir. Zira yetenekli, kabiliyetli çocuklar pekçok yerde keşfedilemediği için anlaşılamamıştır. Okullarda kabiliyeti oranında başarı sağlıyamıyan öğrenciler elbette vardır. Okula isteksiz çocuklar da iyi bir şekilde incelenmelidir. Yetenekli çocukların kazalardan korunması gereği de bir başka önemli konudur. Bu çalışmamızın Bilim, Sanat ve Meslek olan Sosyal Çalışma (Social Work) A.B.D.nın, Psikiyatrik Sosyal Çalışma İhtisası, bilgisi, görgü ve deneyimlerine göre özellikle anne, baba, öğretmen, hekim ve diğer ilgililer için hazırlanmış müracaat kitabıdır.
174.00 ₺ -
Yediklerinizin İçinde Ne Var
Beslenme, şefkatli anne ellerinden market raflarını 'süsleyen' sentetik gıdaların insafına terk edildiğinden beri sağlığımız da bozuldu. Gıda sektörü son derece rasyonel: Daha çok kazanmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Yiyeceklerin tabiî hallerine tahammül edemiyorlar! Çünkü bizim için sağlık demek olan bu tabiîlik onlar nezdinde 'para' etmiyor. Büyük üreticiler ve onların emrindeki mühendisler, gıdaların raf ömrünü mümkün olduğunca uzatmak, rengini cazip kılmak, tadını değiştirmek, hacmini artırmak için gece gündüz çalışıyorlar. Bu 'yapay' değişimi sağlamak için de 'katkı maddeleri' kullanıyorlar. Ama 'küçük' bir sorun var: Bu katkı maddeleri hem sağlığımızı, hem de insanlığın geleceğini çok ciddi şekilde tehdit ediyor. Deccal Tabakta, Şeytan Ye Diyor! ve Müslüman'ın Diyeti kitaplarının yazarı, Gıda Hareketi Lideri Kemal Özer bu kitabında, endüstriyel yiyeceklerin janjanlı paketlerinin üzerinde mini minnacık puntolarla yazılan E kodlu katkı maddelerini inceliyor. A'dan Z'ye tüm katkı maddelerinin hangi kaynaktan elde edildiğini, hangi tip yiyeceklerde kullanıldığını ve risklerini anlatıyor. Artık alışverişe çıkarken bu kitabı da yanınıza alın. Yiyeceklerin etiketlerini dikkatlice okuyun, içindeki katkı maddesinin ne işe yaradığını (ya da hangi hastalıklara yol açtığını) bu kitaptan öğrenin. Sonra bir an çocuğunuzu, sevdiklerinizi ve sağlığınızı düşünün. Vicdanınız el verirse alışverişe devam edin!
117.25 ₺ -
Son Söz Gerçek Tıp Dersleri 2
Bu eser 2 ciltlik eserin 2. cildidir. Son Söz -Gerçek Tıp derslerinin ikinci kitabı da Gerçek Tıp kitabının yazarı Nebevi Tıbbın çağımızdaki en önemli temsilcisi merhum Dr. Aidin Salih Hanımefendi nin NHI İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü’nde sınırlı sayıda özel talebesine verdiği dersleri içeriyor.
99.90 ₺ -
Deccal Tabakta
“Doğal yapıyı bozan, zayıfla güçlü arasındaki makası büyüten, her biri doğal denge için görevlendirilen mahlûkatın yok edilmesine neden olan bu mühendislik planına; kısır hibrit tohumlara ve GDO denilen kalıtım mühendisliğine karşı çıkmak insanî bir zarurettir. Bu başkaldırı, insanın sorumluluklarının başında gelir.” Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Derneği Genel Başkanı Kemal Özer’in kaleme aldığı Deccal Tabakta olay yaratacak bir kitap. Gıdalarımız üzerinde oynanan kirli oyunu ve bu oyunun soğukkanlı deccalî oyuncularını deşifre ediyor. İnsanlığın en ivedi ve hayati meselesi olan gıda emperyalizmini, Allah’ın yarattığı tertemiz gıdalarımızın nasıl kirletildiğini mercek altına alıyor. Umudu da hiçbir zaman elden bırakmayarak okuyucuya ‘ gerçek kurtuluş’ reçeteleri veriyor. Günümüzde şeytanın rolünü, gıdayı silah olarak kullanan dev tröstler üstleniyor. Ruh ve bedenimize müdahale etmek, fıtratımızla, genlerimizle oynamak istiyorlar. Amaçları, minicik bebekleri, insan denen o güzel halifeyi ‘organizma’dan ‘mekanizma’ya dönüştürmek. Onlar acımasız, para da çok umurlarında değil. Sahip olmak, her şeye sahip olmak, kıyametten sonra da yaşamak arzusundalar. Yaratılışın sırrına vakıf olamadıkları için, yaşam kaynağı tohumları ele geçirmek ve kirletmek istiyorlar. Rockefeller, Rothschild, Monsanto, Cargill, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, CFR, Bush ya da Obama fark etmiyor. Hepsi ‘organik’ olarak birbirine bağlı. ‘Dünyanın kurtuluşu’ olarak sundukları ise hibrit, transgenik, ebter ve genetiğiyle oynanmış tekno-gıdalar. Kadınları kısırlaştıran, çocukları hasta eden, çiftçileri köleleştiren, doğayı mahveden kirli, ucube, yasak gıdalar… “Bu şeytani gıdaları yemektense şerefli bir şekilde ölmeyi tercih ederim” diyorsanız bu kitabı okuyun. Çünkü Deccal Tabakta sizi vicdanınızla baş başa bırakıyor. Global Devlerin Oyunu’nu nasıl bozacağınızı, sofranıza habersiz oturan Deccalî güçlerle nasıl savaşacağınızı, nasıl insan kalacağınızı anlatıyor. Kemal Özer’in kitaptaki son sözü ise şöyle: GDO, insanlık için tarifsiz bir musibettir. Çünkü GDO sayısız hastalık demek, kölelik demek. İnsanlığın ortak mülkü tohumları birkaç küresel gücün insafına terk etmek demek. Bağımsızlığından vazgeçmek demek. Kısırlaştırılmayı kabul etmek demek. Bitkilerin ve hayvanların bedduasını almak demek. Dünyayı yaşanamaz bir yer haline getirmek demek. Her mideyi misket bombası ile doldurmak demek. Beden ve ruh sağlığından vazgeçmek demek İnsan ve hayvanlarda yamyamlaşma belirtileri demek. Kötülük ve belâ demek, zulüm ve haksızlık demek, bağımlılık demek. Dedelerimizden aldığımız emanete ihanet demek. Ona rıza göstermek şeytana rıza göstermek demek… Karşı durmazsak bu belâlar gelir hepimizi bulur! Kitabın Bölümleri: Birinci Bölüm: Isınma… GENİMLE OYNAR MISIN? İkinci Bölüm: Siyasi… DECCAL TABAKTA! Üçüncü Bölüm: Ekonomik… BİR AVUÇ DOLAR! Dördüncü Bölüm: Sosyal… GDO’YA NEDEN KARŞIYIZ? Beşinci Bölüm: Sağlık… TÜRKÜM, DOĞRUYUM, KISIRIM, KANSERİM! Altıncı Bölüm: Çevre… KURT(ÇUK)LARLA DANS! Yedinci Bölüm: Dinî… “HELAL” OLSUN SANA “HELAL” OLSUN! Sekizinci Bölüm: Sonuç… YA BİTER YA DA BİTER!
83.75 ₺ -
Sahih Nebevi Tıb
Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah'ın Kelam'ı, yolların en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yoludur. Bu çalışmanın amacı şifalı bitkiler ansiklopedisi, anatomi veya fizyoloji kitabı sunmak değildir. Tıp ve tedavi konusunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den, ashabından ve tabiinden sadece sahih olarak gelenleri bir araya getiren bir kaynak eser sunmaktır. Tıbbı nebevi konusuyla dolaylı yoldan alakası olan çevre sağlığı, temizlik, anatomi ve fizyoloji konularıyla ilgili rivayet ve açıklamalarla veya bitkilerin faydalarına dair uzun uzadıya izahlara gidilmedi. Hadis kitaplarından doğrudan olarak tıp ve tedavi konusunda gelen rivayetlerden sahih olanları ile rivayetlerde adı geçen bitkilerin, tecrübe ile sabit olmuş bazı faydalarına dair tıbbı nebevi kitaplarında geçen bazı pratik bilgiler zikredildi. Tıbb-ı Nebevi alanında müstakil eserler yazan muhaddislerin eserleri de incelendi ve bu çalışmada zayıf rivayetlerden ve tedavi hususunda şaibeli görüşlerden kaçınıldı. Allah Azze ve Celle'den bu eseri iman ve tevhid ehline faydalı kılmasını dileriz.
227.50 ₺ -
Tıbbun Nebevi Sağlık ve Tıp 2.HM
İMAM İBN KAYYİM EL-CEVZİYYE (691-751 h. / 1292-1350 m.) Eserine Hz. Peygamber’in bizzat uyguladığı, başkalarına tavsi¬ye ettiği, birçok tabibin bile anlayamadığı tıbbî hizmetleri açıkla¬yacağız diye başlayan İbnu’l Kayyim hastalığı Kur’an’da zikredilen kalp ve beden hastalığı olmak üzere ikiye ayırır. “Her hastalığın bir ilacı vardır, hasta bunu bulduğu vakit Allah’ın izni ile iyileşir.” (Buhari; et-Tıb) hadisini şu şekilde açıklar: Tabib’in çaresini bulamadığı hastalığı iyi edecek ilacı da Allah Teala yaratmıştır. Lakin insanın ilmi sınırlı olduğu için bunu tesbit edememiştir. Çünkü insan ancak Allah’ın öğrettiğini bilebilir. Bunun için Hz. Peygamber şifayı ilacın uygunluğuna bağlamış¬tır. Yaratıklardan her şeyin bir zıddı olduğu gibi her hastalığın da tedaviye yarayan zıt bir ilacı vardır. Kitapta Kalp ve Beden Hastalıkları bölümü ile birlikte Doğal İlaçlarla Tedavi, Manevî İlahî Basit ve Bileşik ve Doğal İlaçlarla Tedavi, Bazı Basit İlaçlar ve Gıdalar kısımları genişçe yer almaktadır. Bu kıymetli eserin, okuyucularına şifa yolunda yardımcı olma¬sı temennimizdir. Eseri değerli ilim adamı, pek çok ilmî ve İslâmî eseri bulunan Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk Türkçeye tercüme etti. Büyük boy, lüks ciltli olan ve dörtyüz sayfadan oluşan eser, tam metin ve eksiksiz tercümedir. Dili sade, akıcı ve sürükleyicidir. Her kütüphanede bulunmasında büyük fayda görülen Tıbbu’n Nebevi, Kahraman Yayınları tarafından titiz bir baskı ile kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
227.50 ₺ -
Ekolojik Güzelliğin Kitabı
Güzelleşmek isteyen kadınlar mutfağa! İhtiyacınız olan bütün malzeme buzdolabınızda, raflarınızda. Asırlardır kullanılan en etkili güzellik formülleri ve bakım ürünleri Erkan Şamcı’nın kitabında. Evde uygulaması kolay tariflerle cildinize zarar vermeden bakım yapmanın mutluluğunu yaşayın! Kimyasalları cildinizden uzaklaştırın. Maydanozlu limonlu güzellik reçeteleri İçinde bolca maydanoz, limon, yoğurt, patates, süt, yulaf ezmesi, krema, zeytinyağı olan bir kitaptan bahsediyoruz. Yemek kitabı dersiniz değil mi? Hiç ilgisi alakası yok. Güzellik reçeteleri veren bir kitap bu. Burnumuzun ucunda duran mutfak malzemeleri biraz onunla, biraz bununla karıştırılınca, belli bir şekilde uygulanınca dünyanın en etkili bakım ürünlerine dönüşebiliyor. Kitapta verilen tariflerde hiçbir karışıklık yok, son derece basit. Bir örnek: “Karpuzun suyunu çıkar, peçeteyle yüzüne sür. Yaz aylarında yüzünü nemlendirsin.” Yazılanları ev koşullarında, evdeki araç gereçle uygulaması kolay. Zaten elinizin altında olan malzemelere belki aktardan alacağınız bir iki bitkiyi veya yağı ilave edeceksiniz. Yiyemiyorsan cildine de sürme! Piyasada bu kadar kozmetik ürünü varken neden kendimiz yapmakla uğraşalım diye düşünüyorsanız… Günümüzün kozmetik ürünleri fast food yemeklere benziyor. İçinde tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz, şirket sırrı. Kimyasallar, koruyucular, çeşit çeşit sentetik maddeler içerdikleri kesin. Üstelik piyasaya sürülmeden önce ilaçlarda olduğu gibi bir deney sürecinden geçmek zorunda da değiller. Etiketine “gençleştiriyor” yazan satışa çıkarabiliyor ama gençleştirdiğini ispat etmekle yükümlü değil. Sadece bu kadar mı? Kozmetiklerde bolca biyoteknoloji ve nanoteknoloji uygulamaları da kullanılıyor. Bunların günümüzdeki etkilerinden de, gelecekteki etkilerinden de tamamen bihaberiz. Erkan Şamcı, tam da bu noktada bize çok eski bir bilgiyi hatırlatıyor: Yiyemiyorsan cildine de sürme! Ağzına atmak istemeyeceğin hiçbir şeyi, vücudunun en büyük organı olan derine de sürme! Bebeklerini zeytinyağıyla ovan anneler, gebelik döneminde göbeğine kakao yağı süren kadınlar bu basit kuralı zaten biliyorlar. Ev yapımı güzellik Kitap güzelliğin içten geldiğini vurgulayarak hayat biçimimizden, uyku düzenimizden, hatta kumsalda yürüyüş yapmamızdan bile bahsediyor. Mutlulukla güzelliğin genelde kol kola yürüdüğünü hatırlatıyor. Tepeden tırnağa bakımlı ve güzel olmak için masum malzemelerle birçok tarif paylaşıyor. İşte kitaptan seçtiğimiz 3 güzellik formülü: Kuru ciltler için yulaf maskesi 1 kahve fincanı kaynamış su 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi 1 yemek kaşığı süt 1 tatlı kaşığı zeytinyağı Kaynamış su 2 yemek kaşığı yulaf ezmesiyle karıştırılır. Bunun üstüne 1 yemek kaşığı süt ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenerek karıştırılır. Maske, yüze ve boyun bölgesine sürülür. 15-20 dakika beklenir. Hazırlanan maske buzdolabında 2-3 gün saklanabilir. Bu süre boyunca her gün kullanılabilir. Yağlı ciltler için defne losyonu 5-10 adet defne yaprağı 200 ml kaynar su Defne yaprağının üzerine kaynar su dökün, soğumasını bekleyin. Sabah ve akşam yüzünüzü bu suyla silin. Bu losyon, yağlı ciltlerin parlaklığını giderir ve gözenekleri sıkılaştırır. Düzenli kullanımında, cilt pürüzsüz ve kadife gibi olur. Gül yapraklı sakinleştirici losyon Bir avuç gül yaprağı (tercihen reçel gülü – Isparta gülü) 200 ml su Su kaynatılıp ateşten alınır. Kaynar suya gül yaprakları ilave edilir ve demlemeye bırakılır. 30 dakika demlendikten sonra soğumaya bırakılır. Şişkinlik ve cilt tahrişi için oldukça faydalıdır. Tonik soğuduktan sonra yüz, günde iki kez bu tonikle silinir. Hazırlanan su buz kalıplarında dondurulabilir. Buz kalıpları yüz ve boyun bölgesine masajla uygulanır. Gül yaprağı bulamayanlar hakiki gülsuyunu aynı amaç için kullanabilirler. Ancak satın aldığınız gülsuyunun içinde ne olduğunu mutlaka okuyun. Sentetik koku vericiler veya başka katkı maddeleri içeriyorsa hiç satın almayın.
20.10 ₺ -
-
Çocuklarda Görülen Kekemelik
Tarihe malolmuş ünlü bilim kitaplarının birisinde ilk cümle şöyledir: Every people has a muny troubles. Bunun karşılığı şudur. Herkesin kendine göre derdi vardır. Nereden bakarsak bakalım, bu cümle gerçeğin kendisidir. Atalarımız dertsiz kul olmaz demişlerdir. Dünya üzerinde pekçok üniversite ve fakültelerin ortak derslerinden birisinin adı, yaşam biliminin çözümlenmesidir. Bu ve benzer bilgiler insanlara hayatı öğretir. Onlara yani sorun sahibine kurtuluş yollarını gösterir. Psikososyal bilimlerde bunlara ‘kurtuluş reçetesi’ denilir. Yani kişi hangi yoldan giderse selamete çıkabilecektir. Sosyal Tıp, Sosyal Psikiyatri, Psikoterapi, Psikanaliz çalışmalarında bu alanlara ilişkin çok değerli bilgiler vardır. Bedensel, ruhsal ve sosyal sağlık için insana yapılacak hizmetler mevcuttur. Bunlar içerisinde en verimli, kolay ve ucuz olan koruyucu hekimliktir. Yani hasta, sorun sahibi olmadan önce bilinmesi, yapılması lazım gelen yardımlar vardır. “Çocuklarda Görülen Kekemelik” adlı bu kitabımızda, halkımıza, sosyal tıp, sosyal psikiyatri kapsamı içerisinde çok önemli bilgiler, basitleştirilerek sunulmuştur. Bu çalışmamız bir bilim sanat ve meslek olan Sosyal Çalışma Anabilim Dalının, Psikiyatrik Sosyal Çalışma ihtisası, bilgisi, görgü ve deneyimlerine göre anneler, babalar, öğretmenler, hekimler, diğer ilgililer için hazırlanmış müracaat kitabıdır.
30.00 ₺ -
Tam Şifa
“Bütüncül tıp yaklaşımında sağlık sorunlarının tek bir organın veya sistemin hastalığından ziyade, vücudun bütününde bir soruna bağlı geliştiği kabul edilmektedir. Bu görüşe inanmam nedeni ile hastalıklarda tıbbi tedavinin yanı sıra beslenme tarzı, yaşam tarzı, gıda takviyeleri ve bitkisel destekleri de içeren bir kitaba büyük ihtiyaç duyulduğunu gördüm. Yıllarca yaptığım araştırma ve bilgilerimi sadece sağlık çalışanlarına değil, bütün insanlara açık ve anlaşılır bir şekilde sunmam gerektiğine inandım. Ancak bu şekilde beni destekleyen ve inanan insanlara hak ettikleri hizmeti verebileceğimi düşündüm…” Prof. Dr. Canfeza Sezgin
435.50 ₺ -
Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti
Gebelik öncesinde, gebelikte ve loğusalıkta yapmanız ve yapmamanız gerekenler! Prof. Canan Karatay bu kez anne baba adayları, hamileler ve yeni doğum yapmış anneler için koruyucu hekimlik sanatını konuşturdu! Onun önerileri, hamilelere hasta gözüyle bakan, sürekli tetkik, ultrason, şeker yüklemesi vazeden ve doğal doğuma ‘riskli’ yaftası yapıştırıp sezaryene yönlendiren ‘endüstriyel tıp’tan farklı elbette... Prof. Karatay’a göre hamilelik dünyanın en doğal, en güzel, en umutlu süreci... Bu sürece doğru hazırlanmak, yaşam biçimini ‘sağlıklı’ hale getirmek gerekiyor. Fazla kilo almamak, kandaki şeker/insülin değerlerini yükseltmemek, bunun için de düşük glisemik indeksli yiyeceklerle beslenmek gerekiyor. Prof. Karatay, bebeğin hücrelerinin sağlıklı gelişimi ve bütüncül bir anne-bebek sağlığı için gerekli vitamin, mineral ve aminoasitleri tek tek sıralıyor kitabında. Bunları hangi besin kaynaklarından alabileceğinizi de... Bu kitap ‘doğal’ bir kaynak: Mevsimine göre balık, sebze, meyve ve otların listesi; sağlıklı protein kaynakları; yiyeceklerin glisemik indeks tabloları; serbest oksijen radikalleri, radyasyon, gebelik şekeri ve diyabet dâhil hamilelikteki tüm risklerden korunma formülleri... Zorlaştırmıyor, kolaylaştırıyor Prof. Karatay. Elinizde huzurlu, sıkıntısız ve sağlıklı bir hamilelik geçirmeyi arzu eden anneler için ‘en anlamlı’ hediyeyi tutuyorsunuz. Hocanın dediği gibi: “Sağlık sizin elinizde! Bu kitap okunarak hem erkek ve kadınlarda sebepsiz infertileye karşı önlem alınabilir, hem de rahat, sağlıklı bir hamilelik, doğum, lohusalık ve emzirme süreci geçirilebilir. Bebek dünyaya sağlıklı gelip sağlıklı bir gelişim süreci yaşayabilir... Doğacak bebeklerde aşırı yağlanma, obezite, diyabet ve bunlara bağlı komplikasyonlar önlenebilir. Ayrıca doğum kiloları da kolaylıkla verilebilir.” Ne dersiniz, sizce de hamilelik, Karatay Diyeti ile daha güzel değil mi?
117.25 ₺ -
İyileştiren Bitkiler
İşin profesöründen hastalıklarda faydası kanıtlanmış 75 özel reçete! Bitkilerle tedavi, en çok istismar edilen konuların başında geliyor. Piyasada ne ararsanız var! Konuyla alakasız profesör unvanlarıyla ahkâm kesenler, her derde deva pazarlayanlar, ‘çakma’ ürünleri mucize diye lanse edenler… Halkın güvenini zedeleyen müthiş bir bilgi kirliliği... Oysa insanların talebi çok net: Konunun uzmanı güvenilir bir isimden güvenilir bilgiler! Prof. Erdem Yeşilada tam da Türk halkının aradığı isim. Kendisi Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkanı. Yani ‘bitkilerle tedavi’ konusunun tam göbeğinde bir uzman. Bu alana ilişkin en son bilimsel bulguları yakından takip eden bir araştırmacı akademisyen. ‘Halk ilaçları’ ile ilgili saha çalışmaları yapıyor. 40 yıllık birikime sahip, onlarca makalesi ve kitabı var. Prof. Yeşilada bu kitabında ‘Hangi hastalığa hangi bitki iyi gelir ve nasıl kullanılmalıdır?’ sorusunun yanıtını veriyor. Merak edilen konulara açıklık getiriyor. Sansasyona kaçmadan kanıta dayalı konuşuyor, doğruyu-yanlışı ayırıyor. Önerdiği her reçeteyi bilimle destekliyor. Ülkemizde bitkilerle tedavi konusuna ‘son nokta’yı koyuyor!
184.25 ₺ -
Şifanın Şifresi
Unutturuldu bize şifa! Unuttuk iyileşmeyi. Son yüzyılda kronik hastalıklar çığ gibi büyüdü. Peki Batı tıbbı hangisine çare bulabiliyor? Kronik hastalıkların pençesinde can çekişen çaresiz insanların şifası bu yüzyılda hangi menfaatlere kurban ediliyor? Ya hekimlik, ilaç lobisinin seçmece ilaçlarının zabıt katipliğini mi yapmaktır? Ortodoks tıp binlerce yıllık şifalı bitkiler ve uygulamalardan oluşan mirası elinin tersiyle bir kenara itiyor. Oysa şifanın şifresi, Batı tıbbına arkamızı dönmeden, hastalığı değil hastayı tamamlayıcı tedavi yöntemleriyle iyileştirme yatmaktadır. Bunu yaparken de manevi zırhımızı dualarla güçlendirmektir. Bu kitapta anlatılan yöntemlerin sonuçları, aslında şifanın şifrelerinin hayatımızda dünden var olduğunu ve bugün farkındalık oluşturarak uygulandığında son derece iyi sonuçlar alınabileceğini göstermektedir.
8.04 ₺ -
Mutluluk Kürleri
Mutluluk sağlıkla, sağlık mutlulukla mümkündür. Bağışıklık sisteminin dengeli ve güçlü çalışmasının ilk şartı yaşam sevincidir. Doğru beslenme ve bitkisel kürlerin gücüyle yaşamdan keyif alabilirsiniz. Bu kitap modern yaşamın en önemli sorunlarına, bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış gerçeklerin ışığında bakıyor. Katkı maddeleriyle dolu işlenmiş gıdalarla gelen depresyon, stres, hâlsizlik, fazla kilolar ve uyku problemi, vücudunuzun imdat sinyalleridir. Bu sorunları ilaçlar çözmez, aksine daha da kötüleştirir. Şifa gıdanızdadır. Mutluluk Kürleri’ni yeni başlangıçlara vesile olması için yazdım. Kitaptaki 21 günlük beslenme modelini uyguladığınızda… Kendinizi hiç olmadığınız kadar enerjik ve dinç hissedeceksiniz! Fazla kilolarınızı vereceksiniz. Hem de hiç aç kalmadan! Uykunuz düzene girecek! Depresyondan kurtulmaya başlayacaksınız! Hayata pozitif bakacaksınız! Ve kendinizi hiç olmadığınız kadar mutlu hissedeceksiniz! En önemlisi, Mutluluk Kürleri’ni okuduğunuzda, şifanın fıtratı ile oynanmamış gerçek gıdada olduğunu anlayacaksınız. Hipokrat’ın binlerce yıl önce söylediği gibi: “Besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun.” Dr. Ümit Aktaş
184.25 ₺ -
Karatay Mutfağı Kalıcı Kilo Verdiren Yemek Tarifleri
"Ben şunun garantisini veriyorum: Mutfağını, Karatay Mutfağı’na çevirenler sağlık bulacak, zayıflayacak ve kilosunu koruyacak! Bunu yaparken de hiç strese girmeyecekler.” ‘Türkiye’yi zayıflatan profesör’ olarak ünlenen ve ilk iki kitabı satış rekorları kıran Prof. Canan Efendigil Karatay, bu kez sizin için ‘kalıcı kilo verdiren’ doğal ve lezzetli yemek tariflerini seçti. Karatay Mutfağı, Türk mutfağının en güzel örneklerini Karatay prensiplerine göre revize ederek sunuyor. Kitap adeta bir sağlıklı yaşam prospektüsü niteliğinde: Doğal ve temiz malzeme seçimi, sağlıklı pişirme yöntemleri, yoğurt, tereyağı gibi evde yapılabilecek doğal ürünlerin tarifleri… Ve çorbalardan salatalara, mezelerden yumurtalı yemeklere, zeytinyağlılardan et ve balık yemeklerine tamamı denenmiş onlarca leziz tarif. Küçük ‘tatlı’ kaçamaklar ve dinlendiren çay formülleri de hediyesi! Bu tariflerin en önemli özelliği ise zayıflatması… Çünkü hepsinin glisemik indeksi düşük. Yani Karatay Mutfağı, Karatay beslenme felsefesinin ‘pratik kitabı’ niteliğinde. Sürdürülebilir bir mutfağın olmazsa olmazı. Son sözü yine Prof. Karatay’a bırakalım: “Eşinin, çocuklarının, sevdiklerinin sağlığını (ve elbette kilosunu) düşünen herkesin bu kitabı okumasını ve tarifleri uygulamasını öneriyorum. Bu kitap ‘şişmanlıktan uzak’ sağlıklı nesiller yetiştirmek için önemli bir mihenk taşı. İlk iki kitabımla birlikte Karatay Mutfağı’na da kütüphanenizde mutlaka yer açın.
201.00 ₺ -
İlaçsız Yaşam Hastalıklardan Kurtaran Doğal Formüller!
Bağışıklığını güçlendir, ilaç mahkûmu olmaktan kurtul! "Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullananların, hayat boyu ilaca mahkûm edilenlerin, hastane hastane gezip de derdine derman bulamayanların ne çektiğini iyi biliyorum. Oysa çok basit, çok ucuz önlemler alarak bu cefayı çekmemek mümkün! İnsani, doğal ue yan etkisiz önlemler... Yani hastalanmamak mümkünl Ben bunun formülünü veriyorum, koruyucu hekimlik anlayışını modern, güncel verilerle bugüne taşıyorum. Bunu yaparken de tıbbın ve fitoterapinin araştırma-geliştirme gücünden yararlanıyorum" Dr.ÜmitAktaş Bitkilerle tedavi alanında yüksek lisans yapan ilk Türk hekimlerinden biri olan Dr. Ümit Aktaş'a göre hastalanmamak mümkün. Nasıl mümkün? Bağışıklık sistemini tabiattan gelen ilaç-besinlerle ve probiyotiklerle her daim güçlü tutmakla mümkün. Bağışıklık sistemi zayıfladığında ise doğal takviyelerle desteklemek gerekiyor. Ümit Aktaş bir bağışıklık sistemi uzmanı. Modern tıbbın 'önce zarar verme' anlayışının takipçisi. İlaçsız Yaşam'da romatoid artrit, fibromiyalji, multipl skleroz (MS), sedef, astım, alerji, egzama, Hashimato, diyabet, ülseratif kolit ve kanser gibi "sebebi bilinmiyor, tam olarak iyileşmez, ölene kadar ilaç kullanacaksın" denen hastalıkların temel sebebini açıklayarak doğal tedavi yöntemlerini anlatıyor. Hayatınızda uygulayabileceğiniz pratik öneriler sunuyor. Bu kitap bir hastalanmama ve hastalıklardan kurtulma kitabı! Kitapta yer alan tüm bilgiler bilimin süzgecinden geçirildi. Bilimsel kanıtı bulunmayan hiçbir öneriye yer verilmedi. Kendinizin ve sevdikleriniz sağlığınızı akıllıca yönetmek istiyorsanız İlaçsız Yaşam benzersiz bir başucu kitabı!
184.25 ₺