-
Ano Yemendir
19. yüzyılda, henüz petrol, hatta uranyum bugünkü ünlerine ulaşmamışken, dünyanın başka değerlerinden söz ediliyordu. Altın, gümüş, ipek, baharat ve ilaç sanayinde kullanılan çeşitli bitkiler bunların başında geliyordu. Bu kaynaklar açısından Yemen, o dönemde, yani 18. ve 19. yüzyıllarda dünyanın sayılı coğrafyalarından bir tanesiydi. Hele önceki dönemlerde, Sabâ krallığının altın çağlarında Yemen, kendisinden çok söz edilen ülkelerden bir tanesiydi. Bu nedenle Yemen, yüzyıllar boyunca her çevreden insanın merakını celbediyor, her biri kendi alanında araştırmalar yapmak için Yemene gitmenin yollarını arıyorlardı. Dünyanın pek çok yerini görmüş olmama rağmen senelerimi verip üzerinde araştırma yaptığım bu ülkeyi görmemiş olmam beni üzüyor, okuduğum binlerce belgede adları geçen yerleri merak ediyor, bir gün oralara gidip görmeyi hayal ediyordum. Çok şükür Allah bana böyle bir imkânı nasip etti. Ben de bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bu vesile ile Yemeni birlikte gezecek, uzun tarihinin nefhalarından nasiplenecek, dağlarından çiçekler derecek, binlerce yıllık geçmişinin yaprakları arasında dolaşarak, Yemenin neden Yemen olduğunu göstermeye çalışacağım. Bir zamanlar, biz Yemenliyi, Yemenli de bizi anlamamış; yanlış davranışlarımızdan dolayı türküler yakmıştık Yemen için, Ano Yemendir/ Gülü çemendir/ Giden gelmiyor/ Acep nedendir? diye Şimdi ise birbirimizi anlıyor, doğru davranışlar yapıp değiştirmek istiyoruz içimizi burkan bu türküyü. Çünkü artık biz Yemeni ve Yemenlileri, Yemenliler de bizi seviyor.
340.00 ₺ -
Andolsun Aşka
1970li yıllardan başlayarak oluşturduğu özel şiir diliyle Türkiyenin yaşayan şairleri arasında önemli bir yer edinen Cumali Ünaldı, Andolsun Aşka isimli kitabıyla uzun yıllardır beklenen çıkışı yapmış oldu. Cumali Ünaldı, şiirlerinde günümüz şiir dili yanında geleneksel şiir dilini de başarıyla uygulayan ender şairler arasında yer alıyor. Şiirlerini, bir taş ustasının dikkati ve sabrıyla kelimelere dönüştürüyor. Şiirlerinin taşıdığı duygu yoğunluğu ve ahenk nedeniyle hep sesli okunması gereken şiirler duygusu oluşturuyor.
258.40 ₺ -
Ağaçkakanlar
Anne ve baba ağaçkakanlar yıllar sonra dünyaya gelen yavruları Upuy'u korumak için uğraşırken garip olayları yaşamak zorunda kaldılar. Upuy afacan bir çocuk gibi aklına ne geldiyse yaptı. Bir türlü söz dinlemedi. Cahit Zarifoğlu bu kitapla kendi çocukluğunun acı tatlı günlerini anlatmış oluyor dolaylı olarak. Her çocuğun yaşayabileceği bir çocukluğu usta anlatımıyla önümüze seriyor. Çocukluğunuzun filmini seyreder gibi "Ağaçkakanlar"ı okumanızı tavsiye ederiz.
61.20 ₺ -
Ağaç Okul
"Afganistan olayı sessiz kalınacak bir olay değil. Fakat bu biraz da mizaç işidir diyebilirim. Bir heyecan işi. Bir şairin binlerce kilometre uzaktan bir heyecanı duyması ise oldukça kolay. Ben ilgilendim, onda enteresan dinamikler yakaladım, zaman zaman şiirleştirdim bunu."
61.20 ₺ -
Çalınan Savaş Milli Mücadelenin Romanı
Kendisi gibi düşünen insanların kanıyla sulanmış bu toprakları terkedecekti. Nasip olmamıştı işte. Yeryüzü yurttu artık kendisine. İnancını nerede yaşayabilirse, orası toprağı ve evi olacaktı. Miskin miskin, köşe bucak saklanıp solucanlar gibi bir delikte yaşamaktan bu yeğdi. Yahut mücadele edip, hayatı bu mücadelenin akışına bırakmak... Yüce bir davaya bağlanınca anlam kazanıyordu hayat...
45.00 ₺ -
Yakın Tarihimizde Camii Kıyımı
Yakın tarihimizde, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar devrine ait; on bin kadar cami, mescit, tekke, medrese, imaret, türbe ve sıbyan mektebi gibi, hepsi tek tek çok önemil birer kültür mirası olan milli varlıklarımız yok edilmiştir. Bu kitapta, o eserlerin binden fazlasına dair bilgiler ve belgeler var... Bu vatan topraklarının bize ait olduğunu gösteren o hüccetler, o tapu senetleri acaba niçin yok edildiler? Niçin binlerce cami kapatıldı, satıldı veya kiraya verilerek, gayesi dışında, yanlış hatta çirkin işlerde kullanıldı? Depo, sevkiyat merkezi, düğün salonu, CHP ocağı, spor kulübü lokali, saz evi, ahır, hatta meyhane haline getirildi? Bu eserler, titizlikle bakılmaları, korunmaları ve restore edilmeleri gerekirken, niçin kıyıma tabi tutuldular? Bu kıyım 1950-60 arasında da devam ederek, yol açma bahanesiyle nice tarihi caminin temellerine kadar yıkılmasına sebep olur?
210.00 ₺ -
Osmanlı Devletinde Mevlevi Tarikatının Klasik Öncesi Dönemi 13-17. Yüzyıllar
Yazar bu kitapta, Mevlevi Tarikatının klasikleşmesinden önceki dönemde (13.-17. yüzyıllar) siyasî iktidarlarla kurduğu münasebetlerin yanısıra, tasavvuf anlayışı, bu anlayışın tarihî süreç içindeki değişimi, tarikat içindeki farklı yapılanmalar, adab ve erkânı ve diğer tarikatlarla olan münasebetleri üzerinde, birincil kaynaklarla beraber bu alanda yapılmış en son çalışmalardan da faydalanarak, detaylı bir şekilde durmuştur. Hz. Mevlana, unutulmamalıdır ki bir Mevlevi değildi. Onun döneminde yaşamış ve kendisine tabi olanlar da kendilerini Mevlevi olarak değil sadece birer Müslüman olarak isimlendiriyorlardı. Mevlevîlerin bir tarikat içinde teşkilatlandırılmaları ise Çelebi Hüsâmüd-Dîn ve Sultan Veled zamanında gerçekleştirilmiştir. Mevleviler inançları yolunda daha rahat hizmet edebilmek için hem devlet büyükleri ile hem de gayrimüslim ahali ile iyi geçinmeyi bir prensib olarak kabul etmişlerdir. Öyle ki Hz. Mevlana, bugün dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olarak, vefat ettiği zaman cenazesini binlerce Hristiyan, Yahudî ve Süryanî gözyaşları içinde kabristana kadar izlemişlerdir.
150.00 ₺ -
Arabi Harfleri Terakkimize Mani Değildir
Milletlerin ve ülkelerin tarihlerinde akıl almaz arızalar vardır. Sonuna yaklaştığımız şu 20'inci asırda bizim de başımıza böyle tarihi kazalar gelmiştir. Bunlardan biri, bin yıldan beri kullandığımız yazının yasaklanıp değiştirilmesi ve yerine Latin yazısının kabul edilmesidir. Bugün bu inkılâp herkese tabiî geliyor ve bu değişim bir oldu bitti olarak kabul ediliyor. Peki, bunun getirdikleri ve götürdükleri nelerdir; bilançosu menfi mi, müsbet mi olmuştur? Orasını pek düşünen yok? (Önsöz)
150.00 ₺ -
Tarihi Vehhabiyan Vehhabiler Tarihi
Vehhabiler hisarın cihet-i şarkisinde ve metin metin ebniyeler içinde mahsur olanlara dahi mühaceme gösterdiler ise de bunları ele geçirmeye muvaffak olamadıklarından gurub-ı şemse kadar üzerlerine yağmur gibi kurşunlar yağdırarak biçareleri iz'ac ve çoğunu kal'a-i firdevse inhac ederek ba'de gurubi'ş-şems gerüye çekilüp yolları kesdiler... (Kitap'tan sf. 45)
180.00 ₺ -
İkinci Meşrutiyet ve II. Abdülhamid Hakkında
Muarızlarının yerin dibine batırdıkları, kötüleyip durdukları, aleyhinde bin çeşit iftira uydurdukları Sultan Abdülhamid Han bir siyaset dahisiydi. 1908'de İkinci Meşrutiyet'i ilan etmeye mecbur kalınca, zamanın şartlarına hemen intibak ederek meşruti bir hükümdar rolünü de büyük bir başarıyla oynamıştır. Düzmece 31 Mart Vak'ası ile tahttan indirilmemiş olsaydı, Osmanlı Devleti Balkan harbini ve Rumeli'yi kaybetmeyecek, Birinci Dünya Savaşı'na girmemiş olacaktı. Abdülhamid Han'ın şefkatli ve merhametli istibdadı, İttihatçıların ve Jön Türklerin sahte ve kanlı hürriyetinden bir kat daha yararlı idi bu devlete, bu millete.
72.00 ₺ -
Hayriyye
Milletlerin kültürü, onun klasik eserlerine verilen değer nisbetinde yaşar ve yücelir. Mazisinden, kendi öz kültüründen kopuk bir toplum dejenere olmağa mahkumdur. Bedir Yayınevi, ilk kitabı Hayriyye olan bu Osmanlı Klasikleri serisi ile, yeni nesillere, edebi kültürümüzün şaheserlerini sunacaktır. Bu kitapların kağıt, baskı, kapak ve diğer göze hitap eden taraflarına da elden gelen bütün özen gösterilerek, hem muhteva, hem de şekil itibariyle, halkımıza ve gençliğimize kıymetli bir dizi kazandırılacaktır.
66.60 ₺ -
Hayatımın Acı Ve Tatlı Günleri
Şadiye Sultan, merhum ve mağfur Sultan Abdülhamid-i Sani hazretlerinin kızı olarak yakın tarihimizin birçok önemli hadisesini bizzat yaşamış tafrihi bir şahsiyettir. Sultan Abdülhamid bilfiil saltanat sürmüş ve hakikaten halifelik yapmış bir hükümdardı. Dindar, müteşerri, birkaç tarikata intisabı olan; devletinin, ülkesinin, halkının huzur, güvenlik, refah ve saadeti için çalışan bir devlet reisiydi. Hakkında çok iftiralar edilmiş, yalanlar uydurulmuştur. Onu tahttan indiren sahte hürriyetçiler , koskoca imparatorluğu on senede bitirdiler, batırdılar. Şadiye Sultan binti Abdülhamid Han'ın hatıralarını duygulanarak, zaman zaman üzülerek okuyacağınızdan eminiz
66.60 ₺ -
Harflerimizin Müdafaası
Halide Edib Adıvar, Türkiye'de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri adlı kitabında, Kemalizm’in Türkiye'de lisana ve tarihe yaptığı baskılar kadarını Stalin'in Sovyetler Birliğinde. Hitler'in Nazi Almanya'sında yapmadığını yazar. Gerçekten de böyledir. Memleketimizde 1928'de tepeden inme bir inkılâpla milletimizin bin yıllık millî yazısı yasaklanmış, yerine Latin harfleri getirilmiştir. Bugünkü Türkiye'deki maarif (milli eğitim), kültür, üniversite çöküşünün, toplumun yabancılaşmasının (aliénation) ve sosyal çözülme ve dağılmanın ana sebeplerinden biri de bu yazı devrimidir. Bu asrın başlarında kelime hazinesi 200 bini geçen Türkçemiz, yazı değişikliği ve sadeleştirme tahribatı yüzünden bugün, çoğu teknik terim olmak üzere, yirmi bin sözcüğün altına düşmüştür. Günlük gazeteler yayınlarında birkaç yüz kelime kullanabilmekte, halk kendi arasında iki-üç yüz kelime ile anlaşmaya çalışmaktadır. Millî-İslami yazımızın yasaklanması yüzünden arşivlerimizi, kütüphanelerimiz: dolduran milyonlarca kitap, risale, vesika anlaşılmaz hale gelmiş. İstanbul Üniversite'sinin kapısındaki büyük Türkçe kitabeyi profesörler bile okuyamaz hale düşmüştür.
16.25 ₺ -
Dürdane Hanım
Halkımıza okuma zevki aşılayan, gazeteciliğin piri olan ve bazıları dev çapta 300 kadar eserle kültürümüze büyük hizmetler eden Ahmed Mithat efendi'nin (1844-1912) bu son derece meraklı, heyecanlı ve ibretli romanı, bir asır önceki füsunkar İstanbul'un Boğaziçi sahillerinde geçmektedir. Bahar'ın başlangıcında erguvan rengine boyanan, kenarlarını zarif yalıların süslediği, yandan çarklı vapurların uzun bacalarından koyu siyah dumanlar fışkırtarak akıntıları aşmaya çalıştığı, kadınların yaşamaklı feraceli, çarşaflı peçeli, erkeklerin fesli, abani sarıklı olduğu, kaç göç bulunduğu ve artık geriye gelmeyecek olan Bogaziçi, o Dersaadet, o eski hayat... Dürdane Hanım'ı okurken geçmiş zamana yolculuk yapacaksınız.
150.00 ₺ -
Dil Davası Prof. Dr. Kadri Timurtaş ile Mülakat
Türkiye'nin en önemli on gündem maddesinden bir lisan ve edebiyat meselesidir. Lisanımız rejim ve resmi ideoloji terörü baskıları ve arılaşma inkılabı ile kansız ve cansız düşmüş ve güçlü bir devletin ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmiştir. Bu eser, lisan buhranının iki ayrı bölümde incelemektedir: Birincisi, Burhan Bozgeyik'in hacimli önsözü; ikincisi merhum üstad Prof. Dr. Faruk Timurtaş hocamızla bu konuda yapılmış olan bir röportajdır. Bu eser, lisan ve edebiyat krizini Türkiye'nin gündemine koymak ve bu mevzuda çare ve çözüm üretmek husunuda kendi çapında bir hizmet ifa edebilirse, hazırlayan ve yayınlayan bundan mutluluk duyacağı gibi, merhum Timurtaş hocanın da ruhunun şad olacağı ümidindeyiz.
66.60 ₺ -
Çerkes Meselesi
Milli Mücadele'den sonra Türkiye'de bir Çerkes kıyımı ve tehciri yapıldığını kaç kişi bilir? Yakın tarihimizin hadiseleri karanlıkta kalmış, unutulmuş veya unuturulmuştur. Bizde iki tarih vardır: Resmî ideolojik tarih ile hakikî tarih. İkisinin arasında büyük farklılık bulunmaktadır. Tek parti diktatörlüğü zamanında, yakın tarihimiz ve bilhassa Kurtuluş Savaşı'yla ilgili gerçekler örtülmüş, yerlerine birtakım mitolojik hurafeler getirilmiş, aklar kara, karalar ak gösterilmiştir. Bu eser, Osmanlı Çerkes aydınlarından Mehmed Fetgerey Şeonu'nun 1923'te yayınladığı iki küçük kitabının bir araya getirilmesinden ve bazı eklerle zenginleştirilmesinden meydana gelmiştir.
72.00 ₺ -
Yalan Söyleyen Tarih Utansın Kutulu 12 Cilt
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!... Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi duyulmaz olmuştur!... Bu korkunç hak ve hakikat kalpazanlığı karşısında biz, şu seri kitabımızla bazı tarihi olaylara ışık tutarak yalan söyleyen tarihi utandırmaya çalıştık. Devam edegelen laf ü güzaf gürültüsü arasında gerçek tarihin sesini duyurabilirsek, vazife yapmış insanların bahtiyarlığına kavuşacağız.
380.00 ₺ -
Orta Boy Kadsemia Cüzü Kod 021
Milyonlarca insanın Kur'ân-î Kerim okumasını öğrendiği hattan Okuması çok kolay bilgisayar hatlı Geniş sayfa tasarımı 16,5 X 24 cm Ebat 32 Sayfa Şamua Kağıt Ürün Adet Ağırlığı : 0,064 Gr Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır
24.00 ₺ -
Tam Karabaş Tecvidi ve Elifba Kod 046
Okuması Çok Kolay Bilgisayar Hattı Sevdiklerinize alabileceğiniz en güzel hediye Şamua kağıt 48 sayfa Karton kapak Tel dikiş 16,5 x 24 Ürün Adet Ağırlığı : 0,108 Gr Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır
31.80 ₺ -
Yönetim Sanatı
Yönetim sanatı; yönetimin, temel değerlerini koruyarak başarıya ulaşmasıdır. Yönetimler temel değerleri korumadan da başarıya ulaşabilirler. Ancak o zaman, başarıda sanat yerine zulüm söz konusu olur. Bu kitapta kişi, kurum, kuruluş ve devletin yönetilmesinde gerekli olan bilgileri ve kuralları vermeye çalıştık. Bu eser, onbeş yaşından itibaren öğrencilere, öğretmenlere, eğitimcilere, yöneticilere, politikacılara ve diğer meslek sahiplerine yardımcı bir rehberdir.
82.50 ₺ -
Yeşilyurt Treni
Şehitlik, Yeşilyurt ve güneyde olsa da, Başka başka yerlerde bulunsa da, tenimiz.. Kalbi sevgiyle dolu, gönül insanlarının, Aynı kaderi paylaşan ağaçlarıyız hepimiz.. Çam, Ihlamur, Akçaağaç fark etmez, / Tümünü sevsek bile, Meyvelerden şeftali ve limona, / Esen yelde, Meltem`edir sevgimiz. ... Çam ve Ihlamur Ağacı, kendi aralarında konuşuyorlardı. Ihlamur bir ara durgunlaştı. Anılarıyla sarmaş-dolaş olunca, hep böyle olurdu. Yeniden Çam Ağacı`na döndü: -Sevenler en çok neye üzülüyor biliyor musun? dedi. -Neye? -Sevgiliye en son sözü söyleyemediğine.. Bu sözler üzerine, Çam Ağacı, acı acı tebessüm etti: -Ben en çok neye üzülüyorum biliyor musun? dedi. -Neye? -Bir cevap verilecek kadar bile değerimin olmadığına!. Eğer sevgi ve aşk varsa, her şey dillenir. Dağlar, taşlar, Ağaçlar, kuşlar.. Esen rüzgâr bile, dile gelmekte gecikmez..
112.50 ₺ -
Ülkem Varsa Ben Varım
Milletçe ölüm-kalım savaşı veriyoruz. Bu savaş, harf silahlarıyla yapılan bir savaş değildir; görünmeyen savaştır! Ülkemize göz diken dış güçlerin aile, millet ve devlet varlığımızı hedef alarak, bizi yok etmek için bize oynadıkları oyunlar ve kurdukları tuzaklar, bu savaşın birer parçasıdır. Dış güçlerin hedef ülkelerde tertip ettikleri anarşi, terör ve isyan olaylarının gerçek failleri, casuslar, misyonerler, ajanlar, kiralık ajanlar, kışkırtıcı ajanlar ile dışarıdan güdümlü medyadır. Niyetimiz, bu ölüm-kalım savaşının farkında olmayanlara bu felaketi anlatmak, aile, millet ve devlet varlığımızı savunmak ve geleceğimizi güvenli kılmak için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktır. İstiklal Savaşımızda Ordumuzun ihtiyacı olan keşif uçaklarını bir tüccarımız İtalya'dan satın alıp, Ordumuza bağışladığı zaman dostları ona şöyle demişti:
93.75 ₺ -
Türkiyeye Yönelik Tehditler
Milletçe ölüm-kalım savaşı veriyoruz. Bu savaş, harp silahlarıyla yapılan bir savaş değildir; görünmeyen savaştır. Ülkemize göz diken dış güçlerin aile, millet ve devlet varlığımızı hedef alarak, bizi yok etmek için bize oynadıkları oyunları ve kurdukları tuzaklar, bu savaşın birer parçasıdır. Devlet ve millet olarak dostumuzu ve düşmanımızı tanıyıp, milli güvenliğimiz için gerekli önlemleri almamız hayati önem taşımaktadır. Çünkü, bizi hedef alan dış güçler vatanımızı paylaşmak için her yola baş vurarak, bizi millet ve devlet yapan temel ve öz değerlerimizi tahrip ediyorlar. Felaketten habersiz olmak gafleti kabul etmemek dalalettir. Her karış toprağı şehiterimizin kanı ile sulanmış olan aziz vatanımızı savunmak, hepimiz için milli bir görevdir.
82.50 ₺ -
Tireboludan Simalar
Eskiden tercüme-i hal, bugün biyografi-özgeçmiş denilen hal tercümesi kayıtları, şahısların hayat hikayelerini içeren tarihin önemli kaynaklarından birisidir. Hal tercümeleri, Orta Çağda, İslam dünyasında yaygın şekilde yazılırken önemli şahsiyetlerin çevresini, devrimi, yetişme şartlarını bildirmesi bakımından çok önemliydi. Osmanlı döneminde padişahla, devlet erkanı, ulema, sanatkarlar ve diğer kişiler hakkında hal tercümeleri yazıldığı bilinmektedir. Günümüzde bilhassa şehirlerde, kasabalarda yetişen ve meşhur olarak nitelenen şahıslar daima ilgi çekmiş, hayatları hakkında bilgiler veren çalışmalar yapılmıştır. Bu hal tercümeleri kitaplarında yer alan şahıslar mensup olunan şehir ve kasabalar için birer övünç kaynağı olmuştur
150.00 ₺ -
Sultanların Aşkı Taht Sultanı Hürrem Gönül Sultanı Hümeyra
"Tutkunun dünü, bugünü, yarını yok. İnsan varoldukça ve güç istedikçe, tutku var olmaya devam edecek. Sultanların Aşkı, tutkuyu ve tutkunun neler yaptırabileceğini anlatıyor. Hürrem Sultan; tarihin en güçlü sultanlarından Muhteşem Süleyman'ın biricik aşkı... Kölelikten özgürlüğe kavuşmak yetmiyor ona, güce olan tutkusu, onu hesaplar içine itiyor. Hesaplarını gerçekleştirmek için; kendi kızının mutluluğunu hiçe sayacak, yolundakileri ortadan kaldırtacak kadar kuvvetli... Peki, hesapları tutacak mı? O kadar yaşayabilecek mi? Hümeyra ise günümüzden biri. Onun tutkusu, güç arayanların karşısında olmak. Zengin ve güçlü bir ailenin, haksızlığa uğramış idealist kızı. Elinden alınan gücüne rağmen, ideallerinden vazgeçmeyecek kadar inatçı. Farkında olmadan benliğiyle savaşıyor. Farkına varmasını gizemli bir olay sağlayacak. Bu farklılığı, onu gönül sultanlığına götürecek mi? Aradığı sevgiyi bulabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz. "Sultanların Aşkı" hikâyeciliğe farklı bir yorum getiriyor. Okuyucuyu sıkmadan, anlatmak istediğini, farklı bir kurguyla sunuyor. Hikâyeyi zaman zaman sizin hayal gücünüze bırakıyor. Sona geldiğinizde bile, kafanızda hep bir belirsizlik ve merak payı bırakıyor. "Her son bir başlangıç değil midir aslında?" Diyerek hayatın belirsizliğini ve derinliğini, anlaşılır bir biçimde irdeliyor."
75.00 ₺ -
Seyyit Ahmet Arvasi Hayatı Eserleri ve Eğitim Üzerine Görüşleri
Seyyit Ahmet Arvasi, ülkemizde Cumhuriyet döneminde yetişen önemli bir mütefekkirdir. Çok yönlü kişiliği olan, değişik konularda görüşler ortaya koyan, arkasında çok sayadı eser bırakan, Türk Milli Eğitimine binlerce öğretmen yetiştiren ve fikirleriyle Türk gençliğine rehberlik eden Arvasi, aynı zamanda önemli eğitimcilerimizdendir. Arvasi, eğitimin yanı sara pek çok alanla ilgili görüşlerini ortaya koymuştur. Onun farklı alanlara ilişkin görüşlerini ele alan değişik çalışmalar yapılmıştır. Ancak eğitimcilik yönünü ele alan müstakil bir eser bulunmamaktadır. Bu çalışma ile Arvasi'nin eğitimle ilgili düşünceleri ve eğitim problemlerinin çözümüne yönelik geliştirdiği öneriler oratya çıkarılmaya gayret edilmiştir.
63.75 ₺ -
Sevdikçe
Tüm dertlerim bitiyor Yüzüm devamlı gülüyor Gönlüm umut doluyor İnan seni sevdikçe Gönül bağımda çiçekler açar Açınca mis gibi kokar Çileler benden kaçar İnan seni sevdikçe Kalemin mutluluk yazar Sensiz günlere kalbim kızar Sanki ömrüm uzar İnan seni sevdikçe Sen engin denizlerdeki Yorgun gemi Dayan dayana bildiğin kadar Azgın dalgalarla Elbet dinecektir bu fırtına Sabret bak az kaldı Sığınacağımız o limana.
71.25 ₺ -
Seni Seviyorum Pembe Düşler
Seni Seviyorum O güzel yüzünü, benden gizleme, Saklayıp kendini, beni izleme, Gönlünü başka bir, yarla sözleme, Seni seviyorum aşığım sana... Yüreğime hançer gibi saplandın, Değerli altınsın, kalbe kaplandın, Düğümlendin cana bende toplandın Seni seviyorum aşığım sana... Aklımdan gitmiyor, bana gülüşün, Yüzüme bakarken, tatlı dönüşün, Bebeğim, talibin oldum bir düşün, Seni seviyorum, aşğım sana..
63.75 ₺