-
Tarihi Hakikatler
Osmanlı ve Türk tarihine dair gerçekler bu kitapta… TÜRKLER kitabının yazarı İsmail Hami Danişmend’le tarihin bilinmeyenlerine yolculuk devam ediyor… İsmail Hami Danişmend, Türk tarihi ve Türk dili sahasındaki araştırmalarıyla tanınmış seçkin bir tarihçimiz ve oldukça değerli bir fikir adamımız olarak kendisini bütün ilim çevrelerine kabul ettirmiş bir büyüğümüzüdür. Tarihi Hakikatler, üü tarihçi ve fikir adamımız İsmail Hami Danişmend’in iki ciltlik eserinden özenli bir seçkidir. Osmanlı dönemine ait birçok yerli yabancı tarihi kaynaklardan istifadeyle hazırlanan eserde, Türklerin askeri, siyasi ve sosyal hayat yapılanmaları hakkında önemli tespitler ve açılımlar yer alıyor. Osmanlı padişahlarının liderlik ve kişilik özellikleri, Osmanlı tarihindeki ilkler, saray kültürünün ayrıntıları ve daha birçok nitelikli açıklamalar yer alıyor. Tarihi Hakikatler’de önde gelen Türk büyüklerinin ayırt edici pek çok özelliğini orijinal ve ince nükteler ve kitabın sonunda tarihten ilginç anekdotlarla okuyacaksınız. İsmail Hami Danişmend Dört ciltlik Osmanlı Tarihi Kronolojisi başta olmak üzere otuzu aşkın önemli esere imza atmış, Milli Mücadele kahramanlarımız arasında yerini almış, üniversitelerde dersler vermiş çok güçlü bir tarihçi, edebiyatçı ve fikir adamıdır.
6.51 ₺ -
Çanakkalede Türklerle Beraber
ÇANAKKALE’DE TÜRKLERLE BERABER, özellikle yabancı tarihçiler tarafından, Çanakkale Savaşları konusunda en önde gelen kaynak eserler arasında gösterilmektedir. 9. Tümen Komutanı Albay Hans Kannengiesser, ordumuzdaki Alman Subaylarının en yeteneklilerinden biriydi. Conkbayırı Savaşları’nda yaralanıp geriye gitmeye mecbur kalmıştır. Mustafa Kemal Atatürk Açıknet gerçeklerle dolu olan Hans Kannengiesser’in kitabının faydalı olacağı kanaatindeyim. Liman von Sanders Paşa * * * Balkan Savaşları’ndan salimen çıkan ve karınlarını otla doyurmak zorunda kaldıklarını ve açlığın, düşman kurşunundan da daha korkunç olduğunu, hatırlayanlara göre, “Evet, Çanakkale tam bir savaş değildi, çünkü her gün yemeğimizi de yiyorduk”. Kırık-bozuk Türkçemle hal-hatır soruyordum: ′Eyi mi?′ (Gehts gut?). Bana bir kişi veya tüm birlik koro halinde cevap veriyordu: ′Eyi Bey′ ve daha sonraları ise, ′Eyi Paşa′ (Es geht gut). * * * ...Hemen, 20 askerli bir piyade takımını tekrar buldum ve ateş açmalarını emrettim. Aldığım cevap ilginçti: “Biz sadece tabur komutanımız emrederse ateş ederiz”. Daha da neler, artık bu kadarı da fazlaydı! Koştum ve kendimi, küçük bir çukurda bulunan bu askerlerin arasına attım. Neler söylediğimi tam olarak bilmiyordum ama, “Her ne olursa olsun ateş edin ve hemen kendinizi karşıdaki İngilizlerin üzerine atın! Ya ateş etmeden atılın ya da ateş ettikten sonra harekete geçin!” dediğimi hatırlıyorum. * * * Çanakkle Savaşı’nda 9. Tümen Komutanı olarak Kirte, Kayaltepe ve Conkbayırı’nda ve Eylül 1915’ten sonra 16. Kolordu Komutanı olarak Anafartalar’da görev alan, işgale direnen Türk askerlerinin kahramanlığını sıkça anan Kannengiesser, Almanya′ya döndükten sonra hatıralarını kaleme almıştır. Çanakkale’de 7 Ağustos 1915’te, düşmanın açtığı makineli tüfek ateşiyle göğsünden vurulan Albay Hans Kannengiesser’in kitabı, Liman von Sanders Paşa’nın önsözüyle tarihseverlerle buluşuyor.
9.25 ₺ -
İbret Işıkları
Muhterem Osman Nuri Topbaş Hoca Efendi'nin kaleminden tarihe ibret nazarlarıyla bir yolculuk Tarih okumak, tarih bilincine sahip olmak, olup geçmiş olayları kronolojik sırasıyla tekrar edip durmak değildir. Önemli olan, hadiselere ibret nazarıyla bakabilmektir. Tarihten ibret alınsa, aynı tür hatalar işlenip durur muydu? İnsanlık adına altın sayfalara yazılacak nadide örnekler sergileyen İslam büyüklerini fedakarlık zirvesine taşıyan sebeplerin, hürmetle ve engin bir muhabbetle anıldığı bir kitap okumak ister misiniz? Tarihten Günümüze İbret Işıkları adlı kitap, saadet çağından Osmanlı'ya kadar uzanan zaman diliminde tarihten süzülen ibret ışıklarını gündemimize taşıyor. Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin kuşatıcı üslubuyla gönül hanemize misafir ediyor.
133.00 ₺ -
Tarihe Yolculuk
Tarih baba derki : Osman Gazi ve nesli gibi diğergâm, gönül eri ve kendisini cenab-ı hakka adayan abide insanlara sahipsen, Tebaasıyla mahkemeye çıkarak bütün dünyaya örnek bir adalet anlayışı tevzi eden bir Fatih'in varsa, Hazret-i Mevlanalar, Yunuslar ve Hüdâiler gibi yüreklerini dergâh yapan gönül erlerin ve onlardan feyz alarak izlerini takip eden güzel insanların varsa, Bir karıncanın hukukunu düşünen Kanuni Sultan Süleyman'ın varsa, Sinesî Kur'an'la dolmuş analar, arslan yürekli yiğitler doğuruyorsa, Dünya, senin gözünde küçülmüş, âhiret saadeti ve Allah rızası bir ideal haline gelmişse; SEN BÜYÜK MİLLETSİN!..
44.00 ₺ -
İstanbulu Aç Gülzar Yap
Bu kitap manasına vâkıf zamanın Fatihlerinin kalemlerinden bir buket sunuyor. İstanbul'un fethini her sene büyük bir coşkuyla anarız. Fetih ne demek bu güne kadar hiç düşündünüz mü? Neden İstanbul'u almak değil de fethetmek, bunu konuştunuz mu? Fethin 550.nci yılı anısına Sözola anlamlı bir girişimde bulundu: İstanbul'un fethi konusunda genç kalemlerin şiir, makale ve hikayelerinin yarıştığı nezih bir tefekkür ortamı oluşturdu. İsatnbul'u Aç Gülzâr Yap adlı sevimli kitap; fetih ruhunu doğru okumak amacıyla hayırlı bir yarışa çıkan birbirinden değerli yazı ve şiirlerden oluşuyor. Her yazıda ayrı bir şevk, her şiirde yeni bir heyecan var. Gönlünüzü ona açsanız; İsatnbul'u Aç Gülzâr Yap adlı kitabı bir solukta okuyacaksınız.
38.50 ₺ -
Bir Köy Tarihi Cinis
Erzurum tarihinin derinliklerinde barınan, Osmanlı döneminde bir süre nahiye de olan Cinis köyünün tarihini yayın hayatımıza kazandırmaktan mutluluk duyuyoruz. Prof. Dr. Enver Konukçu senelerce çalıştığı, doküman topladığı çalışmasına Cinis’li Doç. Dr. Ethem Atnur’un katılmasıyla elinizdeki kitap ortaya çıktı. Ünlü yazarımız Ahmet Hamdi Tanpınar dört gün misafir olduğu Cinis köyünü Beş Şehir kitabında anlatır. Tarihi boyunca; bereketli günleri ve zenginliği barındırdığı gibi, harp ve talan yıllarında açlık ve yoksulluğu da yaşar. Bir Köy Tarihi: Cinis kitabında tarihin dönemlerinde bir köy anlatılırken, Osmanlı kayıtlarında ve günümüz verileriyle bu köyün sosyal ve iktisadî yapısı incelenmektedir
135.00 ₺ -
Bir Vakitler Erzurum
Bir Vakitler Erzurum, geçmiş Erzurum'a özlemdir, Erzurumluluğu hatırlamadır. Bir milletin yeşerip cihana fışkırmasında kaynaklık eden mekânın hatıralar yüküdür. Bu kitap, geçmişi soldurulan Erzurum ve Erzurumluluğun türküsüdür. Hafızaların tazelenmesi, maziye ve umursamazlığa yakılan ağıttır. Bir Vakitler Erzurum, unutulmuş mekânlar, olaylar ve insanlarıyla hepimizin hikâyesidir.
172.50 ₺ -
Erzurum'un Manevi Mimarları
Erzurum yani "Belde-i Tayyibe". 1950 metreden dünyaya bakan, cihangirlerin hep gözlerini diktikleri/gözbebekleri gibi korudukları, dört kapısıyla Doğunun kilit noktası bu şehrimizin kültür mirası muazzamdır. Ancak bir çok konuda olduğu gibi kalın sislerin arasında gizlenen/kalan büyüklerimizi hayatlarıyla, onları değerli kılan özellikleriyle Sıtkı Aras sayesinde bu kitapta anma fırsatı bulmuş oluyoruz.
165.00 ₺ -
Osmanlı Dönemi Türk Mûsikîsi
Osmanlı mûsikîsi, Osmanlı saray veya halk müzisyenlerinin askerî, dinî, klasik ve folklorik türlerde ürettiği ve toplumun her kesiminde kullanılmış bir sanat olarak bir ucu Çin'e, bir ucu Fas'a kadar uzanan yirmi beş yüzyıllık Türk mûsikîsinin yaklaşık beş yüz yıllık bir bölümünü teşkil eder... Türk Halk Müziği adı verilen Anadolu folklor mûsikîsinin, klasik Osmanlı mûsikîsinden bazı şekil farklılıkları gösteren güfte, beste ve çalgı özellikleri vardır. Esasen halk mûsikîsi ile 'klasik' denen mûsiki, biri diğerinden çıkmış ve birbirini sürekli etkilemiş, farklı çevrede icra edilen aynı mûsikî kültürünün ürünleri olarak aynı ses sistemi ile çok az farklı makam, usûl ve form yapısına sahiptirler. Geçen yüzyıl ortalarında milliyetçilik hareketlerinin doğmasından sonra, folklor mûsikîsi ürünleri, okumuş şehir ahalisince yüzyıllar boyu 'basit köy türküleri' olarak değerlendirilmişti. Ancak bugün, ciddi müzisyenlerin tartışma konusu dahi yapmadıkları gerçek şudur ki, ne klasik Osmanlı mûsikîsi folklor mûsikîsinin 'gelişmiş şekli'dir, ne de folklor mûsikîsi klasik şehir mûsikîsinin 'ibtidâî şekli'. Tanzimatla gelen Doğu-Batı kültür çatışmasının sembolü alaturka-alafranga zıtlığı ile teksesli-çoksesli çekişmesi gibi, Türk Sanat Müziği - Türk Halk Müziği şeklindeki zorlama terminoloji de Osmanlı asırlarında hiç mevcut olmamıştı.
150.00 ₺ -
Bir Papazın Osmanlı Günlüğü
İngiltere Kralı Majesteleri II. Charles’ın sefaret papazı Dr. John Covel, Osmanlı topraklarında bulunduğu süre içinde yaşadığı ve gördüğü her şeyi en ince ayrıntısına kadar günlüğüne kaydetti. James Theodore Bent’in Doğu Kumpanyasının tarihiyle ilgili kaleme aldığı açıklayıcı ve kayda değer girişiyle… “Genç Şehzade Mustafa’nın sünnet töreni onuruna yapılan geçit törenini görmeye gittik. … Büyük Efendi de oradaydı ve orada imparatorluğun bütün haşmetini gördük.” “… Genç Şehzade Mustafa, tüylü kavuğu başında, bir tabur yaya cebeci ile çevrilmiş olarak geldi. Şehzade iki cebeci tarafından çekilen, başından kuyruğuna kadar mücevher, inci, altın ve gümüşle süslenmiş olan güçlü, kuvvetli bir at üstünde getirildi. …Genellikle çirkin, sevilmeyen bir çocuktu; tam bir Rus yüzüne sahipti. Çıkıntılı bir alnı, ucunda bir et parçası olan kemerli bir burnu, yuvarlak düz bir yüzü; açık renk gözleri ve kaşları (kum rengi gibiydi) vardı; kulakları dikkat çekecek kadar büyüktü, elleri esmer ve yanıktı. Annesi Rus olup babası da bir Rus’tan doğmuştu.”
112.50 ₺ -
İstanbul'dan Mektuplar 1909-1912
İstanbul’dan Mektuplar, gazeteci-yazar Maurice Baring’in 1909 ve 1912 yıllarında Osmanlı Devletine yaptığı seyahatler sırasında Times ve Morning Post gazetelerine gönderdiği yazılardan oluşuyor. Yazılar Osmanlı toplumunun siyasî panoramasını ortaya koyarken, yazarın ustalığı sayesinde sürükleyici birer edebî metne dönüşüyor. Ele alınan meseleler arasında toplumun kıskacına düştüğü din-modernleşme ikilemi, yeni rejim Meşrutiyetin dayattığı anayasa, demokrasi, hürriyet, eşitlik kavramlarıyla yeni tanışan halkın ve tebaanın insanî ve siyasî tepkileri ile savaş olmakla birlikte, Şarkın tatlı rehaveti, rayihası, göz alıcı parlaklıktaki renkleri de kaçınılmaz olarak bir Batılının gözünden yansıyor. Meşrutiyet, İttihat ve Terakki, Jön Türkler, yeni Sultan, Bulgar ve Sırp başkaldırıları, İstanbul’u saran kolera salgını, Pera’nın ışıkları, Eyüp’ün eski Yahudi mahalleleri, Sofya, köhne tren vagonları, halkın bütün sefalete rağmen koruduğu vakar ve nezaket; Baring’in muhkem gözlemlerinde karşımıza çıkıyor.
75.00 ₺ -
On Dokuzuncu Asır Biterken İstanbulun Saltanatlı Günleri
Sultan II. Abdülhamit'in "saltanatının" devam ettiği 1894 yılında, Alman asıllı İngiliz filoloğu ve oryantalisti Max Müller ve eşi Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış toplam on altı mektuptan oluşan ve On Dokuzuncu Asır Biterken İstanbul'un Saltanatlı Günleri adıyla ilk kez Türkçeye tercüme ettiğimiz eser, yine Batı'nın gözüyle bakabilmemizi, görebilmemizi sağlayacak bir çalışma. Din, arkeoloji ve siyasete dair toplam dört mektup, konuların uzmanı Max Müller; mesire yerleri, resmi törenler, Türk kadını gibi konuları içeren mektuplar ise Georgina Adelaide Müller tarafından kaleme alınmış. Mektupların ayırt edici özelliği, o dönemde Batı'da ve Batılılarda ekseriyetle görülen "Abdülhamit düşmanlığının" bu çiftte kesinlikle tezahür etmiyor olması. Bilakis kendileri, Sultan'ın sağlık, eğitim ve kültür alanlarında ne kadar da önemli adımlar attığını ve "kadın meselesine" karşı ne denli hassas olduğunu her fırsatta vurguluyorlar
93.75 ₺ -
Osmanlı Toplumunda Dervişler ve Abdallar
Batının Gözüyle Türkler serisinin onuncu kitabı olan ve Lucy Mary Jane Garnett'ın 1912 yılında Mysticism and Magic in Turkey (Türkiye'de Mistisizm ve Sihir) ismiyle yayımladığı eser, bu serimizin 'tasavvuf'la alâkalı ilk kitabı. Bugüne değin Dergâh Yayınları arasında tasavvufa dair yayımlanmış olan kaynak metinler ve ilmi çalışmaların dışında kalan bu metin, bu açıdan da bir ilk teşkil ediyor. Kitabın en faydalı tarafı, o dönemde Osmanlı'ya dair çalışmalar yapmış Batılı yazar ve 'uzmanların' ne kadar az ve yanlış bilgiyle iş yaptıklarını kanıtlaması. Osmanlı Toplumunda Dervişler ve Abdallar adıyla Türkçede ilk kez yayımladığımız metin, Batı'nın tasavvufu 'tuhaflaştırma' çabasının cismani bir vesikası.
105.00 ₺ -
Son Sultanların İstanbulu'nda
Batının Gözüyle Türkler serisinin ilk kitabı Robert Kolejin Kızları’nda, hayatı ve İstanbul Amerikan Kız Kolejini kurması kaleme alınan ABD’li misyoner Mary Mills Patrick, bu kez yazar olarak karşımızda. Hatıratın başrollerini, Patrick’in 1871-1924 yılları arasında eğitim ve kültür misyoneri olarak bulunduğu Osmanlı’nın son sultanları paylaşıyor. Yakın tarihimiz ile din ve modernleşme, gayrimüslim azınlıklar, insan ve kadın hakları gibi kayda değer biçimde son iki asırdır gündemimizden düşmeyen meseleler, bunların ortaya konmasına ve her daim diri tutulmasına ön ayak olmuş topluluğun üyesi bir batılı tarafından kaleme alındığı şekliyle Batının Gözüyle Türkler serisinde. “Hükümdarlığının ilk yılları boyunca Sultan Aziz, ömrünün hızla akıp geçtiğini fark etti. Gençlik yıllarını harcadığı kafesin korkusunu hatırlayarak, can havliyle tahtının varislerinin sırasını değiştirmeye çabaladı. Yusuf İzzettin ve Abdülmecid adlı modern fikirlere sahip iki güzel oğlu vardı. Fakat halef olma noktasında onlardan daha ileride bulunan dört varis daha bulunuyordu. Ağabeyi ve selefi Abdülmecid’in dört oğlu [V. Murad, II. Abdülhamid, Mehmed Reşad ve Vahdeddin] ileride birbiri ardınca Osmanlı Devleti’nin padişahı ve mümin-lerin halifesi oldular. Çünkü Sultan Aziz kanun değişikliğini başaramamıştı. Oğullarının her ikisi de kafese girdiler ve Jön Türkler döneminde salıverilinceye kadar orada kaldılar.”
187.50 ₺ -
Babailer İsyanı Aleviliğin Tarihsel Altyapısı
Babailer İsyanı sıradan bir ayaklanma değil, Anadolu'nun siyasî, dinî ve toplumsal tarihinde önemli bir yer işgal ediyor. Türkiye tarihindeki halk hareketlerinin, günümüzde çok tartışılan Bektaşilik ve Aleviliğin sağlıklı bir yaklaşımla incelenip anlaşılması bakımından bir hareket noktası. Türk siyasî tarihi, devlet-halk ilişkileri ve tasavvuf tarihi araştırmaları için vazgeçilmez bir kaynak.
247.50 ₺ -
Hanya Girit Mevlevihanesi
Bir zamanlar Girit'te Hanya şehrinin Suda-Zirtop-Tuzla mevkiinde bulunan, şimdilerde ise "soyulmuş" ve metruk hale gelmiş olan bir ecdad hanesi. O hanede bir kısmı o dönemde ora toprağında olupta şimdi ise Anadolu toprağında olan, diğer kısmı ora toprağında gömülü unutulanlar.. Hanya / Girit Mevlevîhânesi bir defa dâru'l-İslâm olmuş bir beldenin Mevlevihanesini, Şemsi Dede'yi hala bitmemiş hikâyesinin bizlere, "uzaklaşan"ların da yakınlaşması için İsmail Kara'nın kaleme aldığı unutulmuş bir hazinedir.
127.50 ₺ -
Hürriyet ve İtilaf Fırkası 2. Meşrutiyet Devrinde İttihat ve Terakki'ye Karşı Çıkanlar
Hürriyet ve İtilâf Fırkası, II. Meşrutiyet devrinde faaliyet gösteren ikinci, ancak bu devrede kurulmuş olanlar içinde birinci büyük partidir. Kuruluşundan kısa bir müddet sonra İstanbul araseçimlerini kazanmış, bundan ötürü iktidar olma yolunda büyük ümitlere kapılmış, bu durum ise İttihat ve Terakki'yi ürküterek Meclis'in feshiyle neticelenen siyasî gelişmeleri başlatmıştı. Çok partili siyasî hayatımızın, 1946 seçimleriyle birlikte en çok tartışılan 1912 seçimlerinde, Hürriyet ve İtilâf Fırkası Meclis'ten tasfiye edilerek siyaset sahnesinden uzaklaştırılmıştır. Fırka hakkındaki bu çalışma, fırkanın kurulduğu 21 Kasım 1911'den 11 Haziran 1913 tarihine kadar olan devrenin de anahatları ile siyasî hikâyesini vermektedir. Yine ilk defa bu çalışma ile Hürriyet ve İtilâf Fırkası hakkında devam eden birçok yanlış hüküm birinci elden kaynaklara dayanılarak irdelenmekte ve siyasî muhalefet fikri tahlil edilmektedir.
225.00 ₺ -
Tarih Uğrunda Matbuat Âleminde Birkaç Adım
Tarih, matbuat tarihi, hatırat ve biyografi alanında yayınlanmış kitapların tenkidine dair yazıları bir araya getiren Tarih Uğrunda, XIX ve XX. Yüzyıl kültür ve yayın hayatımız için çok nadide bilgiler ve değerlendirmeler ihtiva eder. Sadeleştirme ve Latin harflerine aktarma türündeki çalışmaların, metodolojik ve bilgi zaafları konusunda ise bir ders kitabı mahiyetinde. Kilisli Balhasanoğlu Necip Asım Yazıksız'ın aziz hatırasına.
150.00 ₺ -
Tarih Yolunda Yakın Mazînin Siyasî ve Fikrî Ahvâli
İttihat ve Terakki tarihi başta olmak üzere yakın dönem siyasî tarihimizin, cemiyetleşme ve partileşme teşebbüslerinin, propaganda risâlelerinin seyri ve muhtevelarına ilişkin vazgeçilmez bir kaynak. Ayrıca hususi hikâyeleri olan bazı tarih ve düşünce tarihi kitaplarına ve matbuat yasaklarına uğramış risâlelerin ve yazarlarının dikkat çekici yönlerine dair araştırmalar da yer alıyor. Prof. Dr. Osman Turan'ın aziz hatırasına.
165.00 ₺ -
Tasavvuf ve Tarikatların Tarihi
Hem bir yaşama biçimi hem de bir bilgi edinme yolu olarak tasavvufun İslâm kültüründe çok etkin ve yaygın bir yere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. 1918 yılında sırf İstanbul'da faaliyette bulunan dergâh sayısının üçyüze yaklaşması bu konuda bir fikir verebilir. Bu eserde tasavvuf ve tarikatlar, tarih içindeki gelişme çizgileri de gözönünde bulundurularak, ana hatlarıyla verilmeye çalışılmış; Giriş'te genel bilgiler, tasavvuf, sufî ve ilgili terimler, 1. bölümde tasavvufun Kur'an ve hadisteki kaynakları, 2. bölümde tasavvufun seyri, 3. bölümde tarikatlar hakkında genel bilgi ve belli başlı tarikatlar, 4. bölümde vahdet-i vücut, 5. bölümde tasavvufun tesirleri ve tenkidi üzerinde durulmuş, bütün bu bölümlerde belli başlı terimler, unsurlar ve kitaplar tanıtılmıştır. Konular özellikle de terimler üzerinde durulurken edebî verimlerden örnekler verilmesi bu çalışmanın ayrı bir özelliğidir.
165.00 ₺ -
Veysel Karani Ve Üveysilik
Tasavvuf tarihinde ve müslüman halkın İslâm anlayışında destansı ve önemli bir figür olan Veysel Karanî hem gerçek hayatı hem de menkıbevî kişiliğiyle ele alınıyor. Tasavvuf ve tarikatlar tarihinde bir neşve ve seyrüsülûk tarzı olan üveysîlik, Veysel Karanî'ye nisbeti dolayısıyla genişce ele alınıyor.
90.00 ₺ -
Özgürlüğe Kaçışım Hapishaneden Notlar
Bosna Hersek’in özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde en başat rolü oynayan Aliya İzetbegoviç’in hapis günlerinde fikri dünyasında derinleştiği notlarının derlemesidir Özgürlüğe Kaçışım.Yaşamının neredeyse tamamı özgürlük mücadelesi ile geçen İzetbegoviç, bulunduğu coğrafyayı ve dünyayı tüm yönleri ile kavrayabilen, geçmişi ve yaşadığı çağı farklı disiplinler içinde değerlendirebilen çok yönlü kişiliği ile son yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Aliya İzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım ile temel hak ve özgürlükler, din, siyaset, bilim, ilim ve sanat gibi birçok kavramı engin bilgi birikimi ile damıtıp biz okuyucuya hakikati göz hizasına getirecek eşsiz bir eser sunmuştur.
131.40 ₺ -
Ortadoğuya Dair Yirmi Tez
Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.
145.27 ₺ -
Son Osmanlı Vahdeddin
Sultan Vahdeddin, yeni Türk Devleti`nin kuruluşu safhasında “günah keçisi” olarak seçildi ve resmî tarihin gadrine uğradı. “Vahdeddin düşmanlığı”, Cumhuriyetle birlikte kök salıp “tabulaştırıldı”. Sultan Vahdeddin`in, “hain” olarak anılmasında devlet ve rejim hesabına büyük faydalar olduğunu hâlâ düşünenler var. Peki, yıllardır gündemden düşmeyen “Vahdeddin haindir” söyleminin hakikati nedir? Vahdeddin, gerçekten hain midir? Yoksa, işgallere ve işgalcilere tepki gösterip direnmiş midir? Millî Mücadele ondan habersiz mi başladı? Yoksa Mustafa Kemal`i Anadolu`ya o mu gönderdi? Vahdeddin, Sevr Antlaşması`nı imzaladı mı? Bunlar gibi pek çok sorunun cevabını, belgelerin eşliğinde Son Osmanlı Vahdeddin kitabında bulacaksınız.
7.50 ₺ -
Surları Aşan Müjde: Fatih
Osmanlı’nın İstanbul’u fethi, Balkanlar ve Avrupa’da at sürüş nedeni, kuru bir cengâverlik hırsı değildi. Bir milliyetçilik davası değildi. Mal mülk edinmek hiç değildi. Fâtih olmayı, Fâtih yetiştirmeyi hedefleyen gönüller… Bu süreçte isimleri tarihe geçmiş isimler, mekânlar ve hadiseler. Nisan 1453’te büyük fethe arlanan kapı ve gün gün yaşanan gelişmeler. Asırlarca nice sultanların, kahraman kumandanların rüyalarını süsleyen İstanbul’un fethinin 53 günlük seyri… Müjdesi asırlar öncesinden verilmiş, surları aşan bir destanın sakin, soğukkanlı, dürüst, hür ve tarafsız olarak anlatımıdır elinizdeki kitap. Ve yaşanan, günümüze taze bir söğüt dalı gibi uzatılmış örnek hayatların, sanatların, hünerlerin, politikaların sergisi...
9.00 ₺ -
Son İmparator Abdülhamid Hanın Gizemli Dünyası
Sultan İkinci Abdülhamid hakkındaki “Ulu” ya da “Kızıl” yargısı pupa yelken sürüyor. Bir kısım “etkin” siyasî-entelektüel çevrelere bulaşan “Abdülhamid illeti”, büyük ölçüde onun çok yönlü politikalarını anlayamamaktan, etrafını kuşatan ağır şartları takdir edememekten ve geleneksel kaynaklardan beslenen kişiliğine ve tavırlarına duyulan alerjiden türüyor. Bu biraz da “Görünmez Sultan”ın Yıldız`a kapanarak zatını ve fikirlerini dış dünyadan gizlemesinden ve gizemli âlemine nüfuz edememekten kaynaklanıyor. Belki Yıldız`a hapsolmuştu; ama ufku, vizyonu, hayalleri, projeleri ve yenilikleri Yıldız`ın duvarlarını ve çağını fersahlarca aşacak seviyedeydi. Abdülhamid`in çehresini kapatan kalın örtü açıldıkça ve kişiliğine saldırıların katranı temizlendikçe “Gerçek Abdülhamid” tüm ihtişamıyla ortaya çıkmakta ve şaşırtıcı parlaklığıyla gözleri kamaştırmakta. O, gerçek bir proje, politika, strateji ve reform adamıydı. O, “asrın en siyasi padişahı” idi; tam bir siyaset cambazı ve diplomasi kurduydu. Emperyalizme karşı `Hasta Adamı` cesurca müdafaa eden “Son Kurtarıcı”ydı. Yine O, ilan ettiği meşrutiyetle, açtığı okullarda yetişen asker ve bürokratlarla, gerçekleştirdiği imar-iskân ve alt yapı hizmetleriyle, Cumhuriyet`in ve modern Türkiye`nin “temellerini hazırlayanlardan”dı. “Abdülhamid Gerçeği”ni doğru anlamak ve keşfetmek, şüphesiz ki bugünümüze ve yarınımıza büyük ışık tutacak. Necip Fazıl`ın deyimiyle “Abdülhamid`i anlamak her şeyi anlamaktır.” Hatta François Georgeon`un enfes tespitine göre “Abdülhamid`i anlamak bugünkü Türkiye`yi anlamaktır.” İşte bu kitap, “Abdülhamid Gerçeği”nin yeniden anlaşılması, bilinmeyen cephelerinin keşfedilmesi ve İttihatçı Hareket ile 1908 Darbesi`nin esrarının çözülmesi noktasında ezber bozacak bir keyfiyettedir. Eserin, kafa karışıklığının durulmasına, karartılan bir dönemin aydınlanmasına vesile olması en büyük temennimizdir. Abdülhamid ve devrini yeniden okumaya, keşfetmeye ve anlamaya ne dersiniz?
45.00 ₺ -
Abideleriyle Osmanlı İstanbul'u
Türk tarih ve medeniyetinin en canlı eserleri olan abidelerimiz 16. yüzyılda kemal seviyesini bulmuş, birbiri ardına inşa edilen mükemmel eserler, milletlerarası mimarî şaheserler arasına girmişti. Bu harika eserlerin merkezi de İstanbul`du. Osmanlı İstanbul`u fethin hemen sonrasında başlayan hummalı faaliyetler sonucu tam bir Türk-İslâm şehri haline gelmiş ve asırlarca Devlet-i Âliye`ye payitaht olmuştu. İstanbul`u İstanbul yapan Osmanlı ruhuydu. Elmas misali günümüze kadar getiren, yaşatan bu ruhtu. İşte bu yüzden İstanbullu olabilmek büyük bir meziyetti, ayrıcalıktı, asaletti. Günümüzde milyonları bağrında misafir eden İstanbul ile Osmanlının İstanbul`u maalesef aynı değil. İkisi arasında uçurumlar var. Ve maalesef İstanbullu olmanın da değeri, anlamı ve meziyeti çok değişti. İstanbullu olabilmek için İstanbul`da doğmak şart değil. İstanbullu olmak Rumelihisarı Camii sahnında pop konseri verilmesinin acısını ruhunun derinlerinde hissedebilmektir. Yerinde yeller esen güzelim Karaköy Camii`nin yeniden inşasına yardımcı olmaktır. Ayasofya avlusunda bulunan Sultan II. Selim türbesinin çalınıp Louvre müzesine satılan çini panosunun ülkeye geri getirilmesine çaba göstermektir. Süleymaniye`nin kubbesine meftun olmaktır. Sultanahmet`in, Rüstem Paşa`nın, Kılıç Ali Paşa`nın çinilerini seyretmektir. III. Ahmet çeşmelerinin taş işçiliğine hayran olmaktır. “Abideleriyle Osmanlı İstanbul`u” kitabı gerçek İstanbul`u ve İstanbulluyu ortaya koyan bir eser. Osmanlıyı, elimizdeki Osmanlı yadigarı İstanbul`u tanımak, korumak adına küçük de olsa bir adım atmaya ne dersiniz?
9.00 ₺ -
Osmanlı'nın Fetih Yöntemleri
Osmanlı Devleti dünyanın ele geçirilmesi ve yönetilmesi en zor bölgesini fethetmiş ve uzun asırlar başarıyla yönetmiştir. Bu dönemde şehirler, etrafını kuşatan sağlam surlarla korunduğundan; Osmanlılar, bu şehirleri fethedebilmek için muhasara savaşı yapmak zorunda kalmışlar; sürekli kendilerini yenilemek suretiyle geliştirdikleri yeni yöntemlerle, muhasaralarda oldukça başarılı olmuşlar ve bir çağın kapanmasını sağlamışlardır. Bu başarı, fetihleri gerçekleştiren Osmanlı ordusunda hizmet eden komutanından en ufak neferine ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan geri hizmet birliklerine kadar, insan unsurunun kalitesi ve bu kaliteyi ortaya çıkaran maddi ve manevi unsurlar sayesinde elde edilmiştir. Bu eserde, bir kalenin kuşatma kararının verilmesinden kalenin fethinden sonra yapılan işlere kadar geçen süreçte yaşanan hadiselerle, başarıyı ortaya çıkaran maddi ve manevi değerler de anlatılmak suretiyle, Osmanlı medeniyetinin dayandığı temeller ortaya konulmaya çalışılmıştır.
9.00 ₺