-
Çanakkale Geçilmez
Çanakkale Geçilmez - Bir Destanın Öyküsü Tek vücut haline gelmiş bir milletin, vatanı istila etmek isteyen düşmana karşı bağımsızlığını, onurunu ve bayrağını korumak için neler yapabileceğini bütün dünyaya gösterdiği Çanakkale destanı kitaplaştı. Araştırmacı Yazar Recep Şükrü Apuhan, "olmak ya da olmamak" arasında gidip gelen, düşmanlar tarafından yazılmaya çalışılan kaderini değiştiren Türk Milletinin destansı mücadelesini Timaş Yayınları için kaleme aldı. Recep Şükrü Apuhan, "tarih" denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşı'nı anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var. Çanakkale Savaşı'nı her yönüyle ele alan bu kitabı; heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız. Tarihi Seven Okurlar İçin Önemli Bir Kaynak Kitap Harita ve fotoğraflarla desteklenen Çanakale Geçilmez, titiz bir çalışmanın ürünü. Kitapta, "Bu vatan ya senindir ya da hiç kimsenin! şiarıyla kazanılan Çanakkale Savaşı'nın sebepleri, sonuçları, düşman kuvvetlerin sahip olduğu muazzam silah gücü, savaşta yaşanan duygulu anlar, Anadolu insanının cesareti, fedakârlığı, vatan sevgisi ve sabrı tüm canlılığı ile satırlara yansıtılıyor. Çanakale Geçilmez, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesinin açılma sebepleri ve bu cephenin önemiyle başlıyor. Sonra, 18 Mart 1915 deniz zaferine ulaşan yol ve o büyük günün ayrıntıları tüm canlılığıyla anlatılıyor. Ardından, 25 Nisan 1915 günü başlayan kara savaşı, tüm ayrıntıları ve isimsiz kahramanların öyküleriyle ele alınıyor. Mehmetçiğin eşsiz kahramanlığını ve fedakârlığını ortaya koyan Çanakale Geçilmez, tarihini araştırmayı sevenler, ecdadının fedakârlıklarını, o engin merhametini merak edenler ve atalarına vefa borcunu bir parça da olsa ödemek isteyenler için vazgeçilmez bir eser. Çanakale Geçilmez, bir yandan vatanını canı pahasına koruyan, düşmanı Boğazlar’dan geçirmemek için her şeyini ortaya koyan Mehmetçiğin acı dolu hikâyesini anlatırken, diğer yandan ülkelerinden binlerce kilometre uzakta ne için savaştıklarını dahi bilmeyen Anzakların, Müslümanlara silah çektiklerini duydukları ezan sesiyle fark eden Hintli ve Senegalli askerlerin öykülerini gözler önüne seriyor. Var Olma Mücadelesini Yansıtan Birkaç Satır Çanakale Geçilmez, arkadaşı Emin'e "Yaz gelecek, kış gelecek, yağmur yağacak, çiçekler açacak, ot bitecek, çalı bitecek üstümüzde. Her gün biraz daha toprağa karışacağız. Nasıl dövüştüğümüzü anlat, anlat atanın, obanın başını eğdirmediğimizi" diyen isimsiz kahramanların, ölüme gidilen, ölümden dönülen yerler olan siperlerin öyküsü. Çanakale Geçilmez, "Çekiyorum tetiği... Çekiyorum" Çekiyorum. Tüfek patlamıyor, ateş etmiyor... Tüfek bozuldu herhalde dedim, bak hele dedim yanımdaki arkadaşıma, benim tüfek bozulmuş. Bir baktı benden yana. Senin parmak gitmiş "dedi" diyerek yaptığı o büyük fedakarlığı, mahcup bir şekilde anlatan Ezineli Halil'in öyküsü.
122.10 ₺ -
Engizisyon Mahkemeleri
Fransız yazarlar Chéruel ile Lavéllee’nin İspanya Tarihi’ne ve Engizisyon Mahkemelerine dair yazdıkları kitaplar Ziyâ Paşa tarafından özetlenerek Türkçeye kazandırılmış, Avrupalıların insan hakları zihniyetinin çarpıklığı adeta kendilerine itiraf ettirilmiştir. Başarısız Haçlı Seferleri’nden sonra, kilise ve din adamlarının halkın nazarında güven kaybına uğraması, Hıristiyanların kendi dinlerini savunma refleksi geliştirdiklerini ve bunu da engizisyon düşüncesi temelinde gerçekleştirdiklerini söylemek mümkündür. Bu çerçevede, XIII. yüzyıldan itibaren Avrupa’da kurulmaya başlanan Engizisyon Mahkemeleri, dinî olduğu kadar siyasî muhaliflerin de bir şekilde yok edilmesini hedefleyen kurumlar olarak öne çıkacaktır. Bu hedef uğruna engizisyonlarda, dinine ya da uyruğuna bakılmaksızın pek çok insanın katline karar verilecek ve bu kararlar ivedilikle uygulanacaktır
105.00 ₺ -
Endülüs Tarihi
Endülüs, Müslümanların Avrupa ile temas noktasını oluşturmaktadır. Müslümanlar Endülüs'ü, geçtiği boğaza adını veren Tarık b. Ziyad gibi tarihte ün salan komutanların liderliğinde fethetmişlerdir. Müslümanların yaptıkları fetihler, savaşlar zincirinden ibaret olmamıştır. Müslümanlar Endülüs'te fethettikleri yerleri her bakımdan bayındır ve yaşanılır mekânlar haline getirmişlerdir. Yaptıkları saraylar, yollar, köprüler ve diğer mimarî eserlerle oralara mühürlerini vurmuşlardır. Elinizdeki kitapta Endülüs'ün Müslümanların hâkimiyetine girmesinden Gırnata'nın düşüşüyle birlikte Müslümanların hâkimiyetine son verildiği uzun bir süreç tarihiyle, coğrafyasıyla ve yaşanan olaylarıyla ele alınmıştır. Yazar bu konuda Aparça ve Batı dillerinde yazılmış çok sayıda kaynaktan istifade etmiştir. Bu çalışma Endülüs tarihinin başlangıcından Gırnata'nın düşüşüne kadar tek ve müstakil bir kitapta ele alması açısından özgün bir çalışmadır.
315.00 ₺ -
Vermeyince Mabud
Bu hikâyeler şimdiye kadar yazılmış olanlardan birçok yönden farklıdır: İçlerinde gerçek hayata ışık tutan ve bir bakıma şarkın binlerce yıllık tecrübesini ortaya koyan hikâyeler bulunmaktadır. Yine tarihte hayatın içinde yaşanmış ve bundan sonra da benzerleri yaşanacak olan ibret levhaları gözler önüne serilmiştir. Yine bizzat yazarımızın içinde bulunduğu ve kısmen de kahramanı olduğu hatıralar da bu çalışmada yer almaktadır… Burada anlatılanların bir kısmı da belgesi gösterilemeyen gerçek bir tarihi ifade etmektedir. Hem tatlı bir akıcılıkla hayatı anlatan manzaraları âdeta seyretmek ve hem de tarihe ve toplum hayatına nüfuz etmede bu nüktelerin birer kılavuz rolü oynayacağına inanıyoruz. Yazarımız buradaki birçok hikâye cemiyet hayatının herkesçe fazla bilinmeyen noktalarına da dokunmaktadır. Bunları okurken bazen öteki âlemlere ve bazen de mahallemize evimize birer ziyarette bulunacağız.
108.00 ₺ -
Sürgündeki Son Halife Abdülmecid Efendi
Son Halife Abdülmecid Efendi hüzünlü bir yolculuk içinde vatanından sürüldü ama ülkesi aleyhinde tek bir söz söylemedi. Baskı, ıstırap, özlem, yokluklar ve yaşadığı bütün bu olumsuzluklara rağmen geri dönme umudunu hiçbir zaman yitirmedi. İstanbul’dan gelen dostlarına bir avuç vatan toprağı sipariş etmişti. Beyaz bir bez torba içinde getirilen toprağı başucunda saklıyor, arada bir özlemle derin bir nefes alarak kokluyordu. Abdülmecid Efendi pasaportsuz, yurtsuz kaldı ama yastığının altında sakladığı bayrağını unutmadı… Şükrü Altın hocamızın romansı bir lezzette yazdığı kitabı okuduğunuzda saklı tarihimizi öğrenerek hayretler içinde kalacaksınız… Ahmed Günbay Yıldız Son Halife… İyi ki yazmış… Çünkü “Son Halife” deyince, yine “yasak”larla iç içe “saklı” bir tarih çıkıyordu. Sanırım yazar, kolay okunması ve akılda kalması için roman üslubunu tercih etmiş, yoksa bu tam anlamıyla araştırmaya dayalı belgesel bir çalışma, “roman” denilip geçilemeyecek bir eser… Yüreğinize ve kaleminize sağlık Şükrü Bey… Yeni çalışmalarınızı artık daha büyük bir sabırsızlıkla bekleyeceğim. Yavuz Bahadıroğlu Eski eğitimcilerden Şükrü Altın’ın “SÜRGÜNDEKİ SON HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ” isimli kitabını dikkatle ve hüzünle okudum. Son halife Abdülmecid Efendi’ye karşı, Cumhuriyet Hükümeti’nin takındığı tavır, yüreğimi kanattı. Şükrü Altın, çok dikkat çekici tespitlerde bulunmuş… Yapılan yeminlere rağmen büyük Osmanlı hanedanına katiyen yakışmayacak bir kabalıkla hareket edildiğini ortaya koymuş. Nitekim Cumhuriyetimizi kuranlar Osmanlı’nın yetiştirdiği paşalardı. Vefasızlığımıza ve tarih şuurundan kopuşumuza bir kere daha yandım! Yavuz Bülent Bakiler
138.00 ₺ -
Osmanlının 7 Cephede 7 Düvelle Savaşı
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda yedi cephede birden savaşmıştır. Bu savaş, şanlı, fakat talihsiz bir devletin sekerâtı (can çekişmesi) gibidir. Bir zamanlar yirmi milyon kilometrekarelik yüzölçümüne hükmeden Osmanlının üzerine yedi düvel birden çullanmıştı. Hedefleri, terekesinden 40 devletin çıktığı bu devletin topraklarını ele geçirmekti. Kahraman ecdâdımız, cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede canla başla mücâdele etti. Her aileden en az bir şehit verildi. Yüz binlerce şehidin kanıyla yazılan o şanlı mücâdele, tarihimizin “en acı hikâyesi”dir. Bir de maalesef tarihimizin en az bilinen devresidir. Halbuki, ne kadar acı da olsa, elem verici de olsa, tarihimizin bu bölümünü çok iyi bilmek durumundayız. Zira, bu ülkenin dünkü düşmanları bugün de mevcut ve bugün de ellerini yakamızdan çekmiş değiller. Şayet biz, geçmişten layıkıyla ders alır, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanırsak, düşmanın kurduğu tuzakları önceden sezebilirsek, hem elimizdeki mevcut toprakları korumuş, hem de dersimize iyi çalışmak suretiyle dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimizi kurtarmanın yolunu bulmuş olacağız. Başta Filistin toprakları olmak üzere, birçok İslam ülkesi ve hemen hemen bütün dünya, Osmanlı’nın uzunca bir devresindeki huzura, refaha hasret durumda. Yedi Cephedeki savaşlardan gerekli dersi alıp, mağlubiyet psikolojisini üzerimizden atarak, fetihler ve zaferler devrindeki ruh iklimini yakaladığımız takdirde, bütün o şehitlerin ve gazilerin ruhu da şâd olmuş olacaktır. Kahraman ve fedakâr ecdâdımız, Osmanlı Devleti sekerât halindeyken bile kahramanca mücâdele etmiş, üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş, tarihe altın harflerle yazılan destanlar sergilemiştir. Buyrun bu hüzünlü, zorlu, ibretlerle dolu tarihi birlikte okuyalım…
90.00 ₺ -
2. Abdulhamid Efsanesi Yıldız İstihbarat
Sultan ll. Abdulhamid için tarih ne yalanlara sahne oldu. "Kızıl Sultan, kan emici, Yıldız canavarı, vatan satan adam"... daha nice kuyruklu iftiralar!.. Yalan tarihinin gürültüsünden bıktık. Amcası Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve şüpheli ölümü, ağabeyi V. Murad'ın tahtta geçirildikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi neticesinde başlamıştı hükümranlığı.Bir yandan dış borçlar, bir yandan iç isyanlar ve kanlı darbe fırtınaları... Zor günlerden geçiyordu imparatorluk. ll. Abdülhamid'in otuz üç yıllık iktidarı boyunca oluşturduğu eserlerinden izlediği politikalara ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nın ettiği amansız mücadeleden şaşırtıcı jurnallere kadar uzanan bir serüven... İşte size sağanak sağanak tarih... Bilinmeyen yönleriyle Sultan ll. Abdulhamid Han. Bir toz zerresinde bile tarihin doğrusunu arayan Şükrü Altın'ın kaleminden her satırı düşündürücü, her satırı sarsıcı bir eser...
66.00 ₺ -
Hilafetin Çığlığı
Kur’an mucizesini yeryüzüne hâkim kılmak için Allah(c.c.) tarafından görevlendirilen Resulullah Efendimiz’in(s.a.v.) de yeryüzünde halifeleri vardı. Halifeliğin kaldırılmasının üzerinden 91 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ gündemde kalmaya devam etmektedir. Hem Türkiye’ de hem de dünyanın başka yerlerinde hilâfet makamının yeniden kurulması için toplantı ve gösteriler yapılmaktadır. Batı her koldan hilafet makamına saldırıya geçmişti. Haçlılar korktukları halifeliği yıkmak için başta İngilizler olmak üzere çok mücadele verdiler. Onlara göre halifelik bir daha çıkmamak üzere tarihin mezarlığına gömülmeliydi. Müslümanların tefrikaya düşmesiyle sonunda hilafet makamı kaldırıldı. Batı’nın İslâm dünyası üzerindeki katliam ve kıyımlarına dur demenin zamanı ne zaman gelecek? Birçok Müslüman ülkede hâlâ görülen savaş, kan ve acılar ne zaman sona erecek? Müslümanların acı çığlığı ne zaman dinecek?
168.00 ₺ -
Payidar Şahı Mat Etmek
Payidar Osmanlı Düşerken Son Yüzyılımızın Arka Yüzü Şahı Mat Etmek – Payidar Kitabı Osmanlı’nın son yüzyılını anlatıyor. Bu ismi seçmemizin sebebi şudur; Şeyh Edebali Hazretleri; “Yüksektekiler alçaktakiler kadar güvende değildir.” der. İki ana fikri var kitabın; Birincisi, millet olarak tarihte verdiğimiz mücadelenin bir “beka” mücadelesi olduğu ve milleti “payidar” kılmak için ne büyük zorlukların hakkından gelindiği. Kimlerle mücadele edildiği. İkincisi, devleti yönetme sorumluluğu yüklenenlerin devleti “Payidar” kılmak için canları, çocukları, ailesi ve sevdikleri dahil nelerden vazgeçmek zorunda olduğu. Kitabı bitirince siyasette acımasız bir “Kurt Kanununun” işlediğini göreceksiniz.
70.00 ₺ -
Gençlerle Tarih Yolculuğu
Delikanlının, yaşadığı hayatla ilgili aklına ciddi sorular geliyordu. Ben kimim? Sadece anne-babamın evladı olmaktan öte, ben kimim? Kimin nesliyim? Birbirine dolaşmış iplik yumakları gibi karmakarışık his ve fikirlerden kurtulup da bu soruların cevaplarını bir türlü bulamıyordu. Delikanlı bu sorularına cevap bulabilmek icin derin düşüncelerle önündeki tarih kitabının sayfalarına bakmaya devam ediyordu. Uyku ile uyanıklık arasında, âdeta bir zaman tüneline girmişçesine bir rüya görmeye başladı.
56.00 ₺ -
Bir Dehanın İzleri II. Abdülhamid Han
Osmanlı padişahlarından belki de en çok tartışılanıdır Sultan II. Abdülhamid. Kimileri “Kızıl Sultan” diyor, kimileri “Ulu Hakan”… Siyasi hayatı ve tercihleri sürekli tartışılıyor. Ve bu tartışmalar, daha ziyade sancılı saltanat yıllarındaki siyasi olaylar, anlaşmalar, yürütülen “denge politikası” üzerinden yapılıyor. Peki şimdi, kişisel hayatı ve bıraktığı eserler üzerinden “insan Abdülhamid”e doğru bir yolculuğa ne dersiniz? Talha Uğurluel, Sultan II. Abdülhamid’in kişisel tarihindeki detaylar üzerinden İmparatorluğun son günlerini anlatıyor. * Sultan II. Abdülhamid hangi tarikata mensuptu? * Annesizliğini kimin şefkatli kucağında avuttu? * Çok erken vefat eden kardeşlerinin hatıralarını nasıl yaşattı? * Şehzadeliğinde, saltanat yıllarına nasıl hazırlandı? *Hamidiye Şişli Etfal Hastanesi’nin arkasındaki acılı hikâye neydi? *Kudüs’teki Yafa Kapısı’nı neden yıktırdı? *Louis Pasteur’e Mecidî Nişanı’nı neden verdi? *Bir selam-ı şahâne ile emperyal İngiliz siyasetini nasıl engelledi? *Yıldız Sarayı’ndaki marangozhanede sanatkâr elleriyle neler üretti? * Tartışılan II. Abdülhamid- Mehmet Âkif ilişkisinin iç yüzü neydi? * Ziya Paşa ve Namık Kemal, Abdülhamid’in çağrısı üzerine vatanlarına dönerken Prens Sabahaddin ve Mahmud Celaleddin Paşa anlaşmamakta neden ısrar etti? Talha Uğurluel, Sultan II. Abdülhamid Han’ın gayri resmi tarihini gün yüzüne çıkarıyor, “Bir Dehanın İzleri”ni sürüyor.
207.00 ₺ -
Leyleğin Kanadında
Mehmet Akif vakt-i zamanında, ülkesinde gördüğü yanlışlıkların, kötü gidişatın önlenmesinde hata üzerine hata yapıldığına şahit olarak tüm Türk gençliğini temsil ettiğine inandığı Asım'ı bir kenara çeker ve ona şöyle nasihatte bulunur. “Bak Asım! Böyle kaba kuvvetle yani bilmeden öğrenmeden, ilme kucak açmadan vatana hizmet etmek mümkün değildir. Yolunuz ilim yolu olmalı. Şimdi Almanya'nın Berlin şehrinde, birtakım ilim adamları maddenin en küçük parçası olan atomu bölmeye çalışıyorlar. Atomu parçaladılar mı küçücük bir kömür parçasından sonu olmayan bir güç elde edeceklerdir. Şimdi sen ve arkadaşların eğer devletimize, milletimize hizmet etmek istiyorsanız, elinizi kavgadan çekeceksiniz. Kalkıp bir an önce Berlin'e gideceksiniz. Orada atom ilmini öğreneceksiniz ve vakit kaybetmeden Türkiye'ye döneceksiniz. Yani Avrupa ile aramızda bir köprü olacaksınız. Yalnız bu atom ilmini öğrenirken kendi kökünüzden, kendi değerlerinizden de kopmayacaksınız. Leyleğin Kanadında benim yeni gezi kitabım. Türk Cumhuriyetlerine gidip geldikten ve oradaki izlenimlerimi okurlarla paylaştıktan sonra Doğu ve Batı dünyasını daha çok yakından görmek, tanımak, yazmak istedim. Yani oralara da gitmek ihtiyacı duydum. Ve gittim de ve gördüm de ve yazdım da. Şimdi 30 civarında Doğu ve Batı dünyasına mensup devletleri gördükten sonra samimi kanaatim şudur: Türkiye'mizin kalkınması, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması için Batı dünyasından katiyen kopmamak kaydıyla yeni kurulan Türk Cumhuriyetleriyle siyasi, iktisadi ve kültür münasebetleri kurmamız şarttır. Eserimin her şeyden öte böylesi bir niyete rehberlik etmesi ve Asım gibi gençlere Batı dünyasını objektif bir şekilde tanıtması temennisiyle…
9.80 ₺ -
Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır
Ay ve yıldızda buluştu kaderimiz. Elçibey'in deyimiyle "Bir millet, iki devletiz." Nice baskılara göğüs germiş. ahdine vefada noksan kabul etmemiş, yekdeğerinin sancısını yüreğinde hissetmiş bir bütünün parçalarıyız. Türk soyunun yaşaması uğruna canını ortaya koyan cengaverleriz. Biz Türk'üz Azeriyiz. Türkistan Türkistan ve Üsküp' ten Kosova'ya isimli eseriyle, bulunduğu coğrafyaların havasını ruhumuza taşıyan Yavuz Bülent Bakiler, Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır' da bir yeniden diriliş destanını ve asimilasyon tehlikesine karşı direniş mücadelesinin öyküsüsnü kaleme alıyor. Klasik gezi ağırlıklı kitapların aksine yazar, gözlemlerini sadece anlık muhitle sınırlandırmayıp tarihi ve kültürel anekdotlara da yer vererek sizleri takvimler arası bir yolculuğa çıkmış oluyor.
35.00 ₺ -
Sultan Abdülhamid: Kurtlar Sofrasında Savaş
Sultan 2. Abdülhamid, aleyhinde ve lehinde en çok konuşulan padişah olmuştur. Onun bu hâli, “Kızıl Sultan mı, Ulu Hakan mı?” esprisiyle formüle edilmiştir. Kesinlikle “Kızıl Sultan” değildir. Ululamak, Allah'a mahsus bir sıfattır. 2. Abdülhamid, sevap hanesi ağır basan ve bu sebepten saygıyla anılması gereken bir sultandır. Batılı gözlemcilere göre, 2. Abdülhamid olmasa idi, Osmanlı Devleti çok erkenden yıkılacağından Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Sultan, devlet ve ülkeyi yaşatmak uğrunda, muhalifleri Jön Türkler gibi katı bir rejim davası gütmemiş, şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapmıştır. Hatta meşrutiyeti bile denemiş, kurtarmakta yaya kaldığını görünce, onu rafa kaldırmakta tereddüt etmemiştir. 2. Abdülhamid'in politikası 1908 Jön Türk İhtilaliyle etkisiz hale getirilip meşrutiyet ilan edilince Osmanlı Devleti bu uygulamaya on yıl (1908-1918) dayanabilmiş, sonunda yıkılmıştır. Elinizdeki kitap, Osmanlı Devleti'nin son yarım asrında 2. Abdülhamid'in yaşatmak ve kurtarmaktaki rolünü, şahsı ve politikasına bağlı olarak anlatmakta, tarihimizin bu zaman dilimindeki sis perdelerini aralayarak gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.
14.00 ₺ -
Osmanlı Gerçekleri
KAYI serisi ile 7’den 70’e herkese ulaşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, şimdi de OSMANLI GERÇEKLERİ başlıklı yepyeni bir seriyi okuyucularının beğenisine sunuyor. Şimşirgil, bu seriyle Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadarki dönemle alakalı herkesin aklına takılan birçok soruya yine akıcı üslubu, temel kaynak referanslarla cevap verecek… * Osmanlı’yla Kayı boyunun ilişkisi nedir? * Ertuğrul Gazi, Muhyiddin İbnü’l-Arâbî ile karşılaştı mı? * Osmanlı İmparatorluğu Selçukluların devamı mıdır? * Osmanlı devlet adamlarının yetiştiği Enderun nasıl bir mektepti? * Osmanlı padişahları neden hacca gitmiyordu? * Yıldırım Bayezid ve Timur Han neden karşı karşıya geldiler? * Hangi Osmanlı padişahı Kâbe-i Muazzama’ya nasıl hizmetler götürdü? * Osmanlı vakıf sitemi nasıl işliyordu ve vakfiyelerde neler yazıyor? * Devşirme sistemi nedir ve Osmanlı’da nasıl işlerdi? * Osmanlı padişahları kardeşlerini neden katletmiştir? OSMANLI GERÇEKLERİ serisinin ilk kitabıyla, yedi iklime 600 sene adaletle hükmetmiş Osmanlı’nın tartışılan meseleleri hakkında zihninizi kurcalayan hiçbir soru cevapsız kalmayacak… Sorularla Osmanlıyı Anlamak - Ahmet Şimşirgil - Osmanlı Gerçekleri - Isbn: 9786050822663
166.50 ₺ -
Belgelerle Osmanlı Tarihi 4 Cilt Takım
Belgelerle Osmanlı Tarihi 4 Cilt Takım Ömer Faruk YILMAZ Tarih; hiç şüphesiz ki, her milletin kendi mevcudiyeti için vazgeçemeyeceği değerli bir hazinedir. Tarih yazmanın ve neşretmenin mesuliyetinin ne kadar ağır olduğunu biliyoruz. Çünkü tarih yazarken nice iyi kimselere kötü ve yine nice kötü kimselere iyi demenin her an mümkün olabileceği bir vakıadır. Biz bunun mesuliyetinin idraki ile cam kırıkları üstünde yürürcesine ve kılı kırk yararak kimsenin ruhunu incitmemek gayreti ile Belgelerle Osmanlı Tarihi’ni hazırladık. Müteaddit kaynaklara müracaat ederek tarihi hiçbir şahsiyete haksızlık yapmamaya çalıştık. Osmanlı’nın sadece savaş meydanlarında dolaşan bir devlet olmadığını, aksine ilimde, teknolojide, sanatta ne derece ileri bir “medeniyet” olduğunu da gözler önüne serdik. Belgelerle Osmanlı Tarihi’nin en büyük hususiyeti hemen hemen tamamının “Yerli Osmanlı Kaynakları”ndan yani hâdiseleri bizzat yaşamış tarihçilerin eserlerinden ve arşiv vesikalarından istifade edilerek hazırlanmış olmasıdır. İslam tarihinin bu büyük medeniyetini bir damla olsun tanıyabilmek ve anlayabilmek için bu eseri istifadenize sunuyoruz. Bütün güzellikler Âllah Teâlâ’dan, hata ve kusurlar ise bizdendir. 40 cm x 21,5 cm Bayrak Bezi Baskılı Ertuğrul Gazi Nasihatı HEDİYELİ
806.40 ₺ -
Kayı II Cihan Devleti
Sultan Mehmed alayla şehre girdi ve Ayasofya’ya geldi. Atından inerek mabedin içine girdi. Ayasofya’nın içinde bulunan patrik ve halk padişahın ayaklarına kapanarak ağlaşmaya başladılar. Fatih Sultan Mehmed elleriyle susmalarını işaret etti. Ortalığı sükûnet kaplayınca patriğe: “Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.” Fatih Sultan Mehmed Yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleme aldığı KAYI serisinin ikinci kitabı KAYI II: Cihan Devleti’nde; Söğüt ve Domaniç’te başlayan ve adı Osmanlı olan devletin mimarlarının planlı, programlı ve disiplinli hareketleri; insani değerlere bağlı, inançlı ve temiz yaşayışlarıyla bir asra varmadan gerçek bir dünya gücüne doğru giden muazzam başarılarının devamını bulacaksınız. Sultan Çelebi Mehmed’in Fetret Devri’nden çıkardığı devlete, oğlu II. Murad Han zindeliğini ve itibarını yeniden kazandıracak; Osmanlı’yı Rumeli’den söküp atmak üzere son bir hamle ile tekrar harekete geçen Haçlı ordularını 1444’te Varna’da ve 1448’de Kosova’da darmadağın edecek ve nihayet Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethiyle gazâ aşkı artık bir cihan hükümdarlığı fikrine yönelecektir. Kalemle kılıcı hep yan yana kullanmış Osmanlı padişahlarından II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed’in seferleri, özel yaşamları, hocaları, imar faaliyetleri, idari, insani ve dinî yönleri hepsi KAYI II: Cihan Devleti kitabında ve tarih ziyafeti tadında…
218.30 ₺ -
Kayı III Haremeyn Hizmetinde
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teâlâ hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacaatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim, Harem-i hassın olan Beytullah’ın –ki o Kâbe-i saadet-penâhdır- bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa’nın mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere’nin süpürgeciliğini bana nasip eyle! Yavuz Sultan Selim Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin soluk soluğa devam eden serüvenine KAYI III: Haremeyn Hizmetinde ile devam ediyor. Fatih Sultan Mehmed’in bir cihan devleti hâline getirdiği imparatorluk, onun ölümüyle başa geçen oğlu II. Bayezid devrinde iki büyük çekişmeye sahne olacaktır. Sultan Bayezid Han’ın saltanatının başlangıcında kardeşi Cem Sultan’la mücadelesi sonunda ise oğulları arasında baş gösteren taht kavgaları döneme damgasını vuracaktır. Kardeş kavgalarının neden olduğu kaostan istifade eden Safeviler ise, Anadolu’yu bir yangın yerine çevirecektir. Şahkulu Baba Tekeli ve Nur Ali Halife isyanlarında binlerce Anadolu insanı hayatını kaybetmiştir. İşte böyle bir zamanda saltanatı babası II. Bayezid’den devralan Selim Han’ın imparatorlukta yeniden birlik ve beraberliği sağlama mücadelesine ve cihangir padişahın kısa zamandaki akıl almaz fetihlerine KAYI III: Haremeyn Hizmetinde kitabında yakinen tanık olacaksınız. Aynı zamanda yine II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim dönemindeki savaşları, imar faaliyetleri ve adı geçen padişahların manevi ve özel yaşamlarına dair birçok bilinmeyen bilgi keyifli bir tarih sohbeti tadındaki bu eserde sizleri bekliyor.
218.30 ₺ -
Kayı IV Ufukların Padişahı: Kanuni
Mülk ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur Ey Muhibbî, şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz Kanunî Sultan Süleyman O, dinin sultanıdır! Din sarayı, sancaklarının ve süngüsünün direk olmasıyla sağlamlaşmıştır. O, savaşın sultanıdır! Ne tarafa yönelse fetih ve zafer onunla birliktedir. Yabancı ülkeler sancağının dinlenme alanıdır. O, güzel ahlakın sultanıdır! Cömertlik, cesaret, olgunluk gibi tüm iyiliklerin kaynağıdır. O, imarın sultanıdır! Gücünün ve hâkimiyetinin âbidesi Süleymaniye; zarafetin ve estetiğin tasavvur harikasıdır. O, adaletin sultanıdır! Devletinin baharı dünyayı aydınlatmaya başlamasıyla birlikte, gül bile dikenden cevr ü cefa görmemiştir. O, şiirin sultanıdır! Kendi ifadesiyle: “Her ne gazel ki söyleye hep âşıkânedir” O, aşkın sultanıdır! Kahramanlar kılıç şakırtılarından haz duyarlar. O, gerçek aşkına Sigetvar önlerinde top sesleri ve tevhid naraları arasında kavuştu. Yetiştirdiği yüzlerce tarihçiyle birlikte yaptığı televizyon programlarıyla herkese tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI IV: Ufukların Padişahı Kanuni kitabıyla; yedi iklim padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı her yönüyle anlatıyor…
218.30 ₺ -
Kayı V Kudret ve Azamet Yılları
Paşa! Paşa! Sen bu Devlet-i Aliyye’yi henüz tanımamışsın. Allah aşkına şuna inan. Bu devlet öyle bir devlettir ki eğer isterse o donanmanın bütün demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden ve yelkenlerini atlastan yapmakta asla güçlük çekmez. Hangi geminin gerekli alet ve yelkenini yetiştiremezsem gel bu minval üzere benden iste. Sokollu Mehmed Paşa Tarih programları, konferansları ve eserlerindeki kendine has anlatım tarzı, üslubu ve farklı bakış açıları ile Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI serisinin beşinci kitabı KAYI V: Kudret ve Azamet Yılları ile Osmanlı İmparatorluğu yazmaya devam ediyor. Elinizdeki eser, Kanuni Sultan Süleyman devrinin kapanması ile başlamakta; II. Selim, III. Murad, III. Mehmed’le devam ederek Sultan I. Ahmed devriyle nihayete ermektedir. Çalışmada öncelikle Osmanlı Devleti’nde asırlardır devam eden siyasi geleneğin büyük değişimine şahitlik edeceksiniz. Kanuni döneminde Enderun’da yetişerek devletin bütün kademelerinde görev alıp sadarete kadar yükselen ve son iki yılında bu görevde bulunan büyük devlet adamı Sokollu Mehmed Paşa’nın yeni siyasi değişimin en büyük mimarı olduğu görülecektir. Artık seferlerde padişahlar değil, güçlü serdarlar görülmeye başlanacaktır. Aynı zamanda yirmi beş yıl fasılasız devam eden savaşlar, bütün dünyada görülmeye başlayan ekonomik zorluklar, paranın değerinin düşmesi, tımar sistemindeki aksamalar vs. büyük Celâlî fetretini beraberinde getirecektir. Kıbrıs’ın Fethi, İnebahtı mağlubiyeti, Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin vefatı, Selimiye Camii’nin inşası, İstanbul Rasathanesi’nin kurulması, Estergon’un fethi, Kanije’nin fethi, Celâlî İsyanları, Zitvatoruk Antlaşması, Sultanahmet Camii’nin açılması, padişahların ilim ve tasavvuf erbabı ile münasebetleri özellikle I. Ahmed ile Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin muhabbeti; bu eserde öne çıkan birçok başlıktan sadece birkaçı… Yine doyumsuz bir tarih ziyafeti sizleri bekliyor.
218.30 ₺ -
Kayı VI İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
17. asrın son yirmi yılına girildiğinde Osmanlı Devleti gücünün ve kudretinin zirvesinde, dünya siyasetinde etkin bir şekilde hükmünü icra ediyordu. Dünyada yenemeyecekleri hiçbir devlet yoktu. Yıllardır birçok tarihçi yetiştiren ve yaptığı televizyon programlarıyla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, tamamen ilmî kaynaklardan beslenerek her yaştan tarih severin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir üslupla KAYI dizisini yazmış ve tarihimizi sıkıştığı bu alandan kurtarmıştır. Önyargısız ve objektif bir şekilde okuyucunun değerlendirmesine sunulan bu serinin hedefi; Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan yıkılışına kadar siyasî, sosyal, iktisadî ve imarî tüm serüvenini ve Osmanlı padişahları hakkında bilinen gerçekleri akıcı, anlaşılır, merak uyandırıcı ve roman tadında bir üslupla yorumlamaktır. Ahmet Şimşirgil, adaletiyle kalpleri kazanan; yiğitliği, cesareti ve mertliğiyle dosta güven, düşmana korku salan; üç çağa damgasını vurmuş, üç kıtaya yayılmış Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin hikâyesine KAYI VI: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş kitabıyla devam ediyor. Bu eserde, I. Mustafa’dan II. Osman’a, IV. Murad’dan IV. Mehmed Han’a kadar birçok padişahın; Köprülü Mehmed Paşa’dan Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’ya; Tarhuncu Ahmed Paşa’dan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya kadar birçok devlet adamının; Halime Valide Sultan’dan Mahfiruz Hatice Sultan’a, Hatice Turhan Sultan’dan Kösem Sultan’a kadar birçok valide sultanın nasıl yaşadıklarını, neler yaptıklarını, imparatorluğu idame ettirmek gayesiyle ne gibi siyasi yollar izlediklerini, imar faaliyetlerini ve şahsiyetlerini bulacaksınız.
218.30 ₺ -
Kayı VII Kutsal İttifaka Karşı
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in yediden yetmişe herkesin ilgi ve beğenisini kazanan KAYI serisi, 7. kitabıyla devam ediyor. Kayı VII: Kutsal İttifaka Karşı’da II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed ve I. Mahmud Han dönemlerini okuyacaksınız. Viyana bozgunundan sonra; önce Karlofça Antlaşması’na kadar süren bir ölüm kalım mücadelesi ve ardından toparlanma çabalarıyla birlikte Osmanlı’ya bu imkânı tanımak istemeyen Batılı devletlerin amansız saldırılarına şahit olacaksınız. Bu dönem padişahlarının samimi din ve devlet duygularının yanı sıra Fazıl Mustafa Paşa’dan Yeğen Osman Paşa’ya, Kadı Ali Paşa’dan Şeyhülislam Feyzullah Efendi’ye, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’dan İbrahim Müteferrika’ya, Humbaracı Ahmed Ağa’dan Baltacı Mehmed Paşa’ya Hacı Selim Giray’dan Bâkî’ye kadar birçok devlet ve ilim adamının faaliyetlerini; Lâle Devri’nden Patrona Halil İsyanı’na, büyük İstanbul depreminden binlerce binanın yok olmasına sebebiyet veren İstanbul yangınlarına kadar birçok olayın Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl etkilediğini yine nefesinizi tutarak okuyacaksınız… Bu sırada ihanet ile sadakatin, korkaklık ile cesaretin, zaaf ile metanetin, sabır ile aceleciliğin kazandırdıkları ile kaybettirdiklerine nice örnekler bulacaksınız. Tarihin bir ibretler manzumesi olduğunun unutulmaması ve düşmanı bitmeyecek olan İslam âleminin, tarihin ışığı ile gözünün açılması ve her zaman açık kalması dileğiyle…
184.25 ₺ -
Velilerle Şahlanan Osmanlı 1
Bu kitabı Okuyunca: - "Vay be neler neler olmuş" diyerek geçmişinize sarılacaksınız ve o günlere hasret duyacaksınız. - Tarihe olan merakınızdan şehir şehir dolaşarak velileri ziyaret edip, eski eserleri görmek isteyeceksiniz. - Tarihimizden gurur duymanın zevkini yaşayacaksınız.
55.00 ₺ -
Tarihe Düşülen Notlar 2 Cilt Takım
Ömrünü tarihe adamış ve tarihçilerin şeyhi olarak bilinen Halil İnalcık’ın; Osmanlı ve Türkiye üzerine yaptığı konuşmalar ve muhtelif mecralara verdiği röportajlar ilk defa yayımlanıyor. Dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2.000 bilim adamı arasında gösterilen Halil İnalcık’la 1947’den 2015’e kadar yapılan röportajlar ve konuşmalar okurları için bir araya getirildi. Bu kitaplar sayesinde, Osmanlı tarihinden günümüz Türkiye’sine, sanattan tarihe, edebiyattan siyasete birçok konuyu bizzat Halil İnalcık’tan dinleme fırsatı yakalayacaksınız… Halil İnalcık’ın akademik çalışmaları, Osmanlı tarihini fevkalade geniş bir perspektiften incelediği ve bu anlayışı kendi bilimsel yaklaşımıyla zenginleştirdiği için vazgeçilmez kaynakları teşkil eder. Amerikalı sosyal bilimci Immanuel Wallerstein’dan alıntılayarak söylersek, “Onu dar anlamda bir ‘tarihçi’ olarak düşünmek elbette yetersiz kalır. Bizzat tarih disiplinine şekil vermiş, kendi metodolojisini ve bilgi birikimini tarihçilik mesleğine kazandırmış biri olarak İnalcık, bilim çevrelerinin üzerinde uzlaştığı seçkin bir isimdir.” 66 kitap ve 500’e yakın makalesiyle tarih yazıcılığında çığır açmış olan İnalcık’ın eserlerinin âdeta hülasası diyebileceğimiz bu prestij eser, 2 cilt halinde ve kutulu olarak yayımlanıyor. Eserin 1. cildinde Halil İnalcık’ın muhtelif yer ve zamanlarda yaptığı konuşmalar yer alırken; 2. cilt, Halil İnalcık’la yapılmış röportajlardan oluşuyor. Halil İnalcık’ın tarihî-güncel birçok konuyu kapsayan ve asırları aşan metodolojik değerlendirmeleri, her biri birer ders niteliği taşıyan konuşmalarıyla birleşiyor ve tarihe düşülen en anlamlı notlardan biri oluyor belki de…
370.00 ₺ -
Sürgündeki Hanedan Osmanlı Ailesinin Çileli Asrı
“Bir gece çamaşırlarımızı dahi alamadan bu memleketten nasıl kovulduğumuzu düşündükçe fena olurum. İnsan hizmetçisini bile kovarken eşyalarını almasına müsaade eder. 600 senelik bir ailenin bu memlekette hiç mi hakkı yoktu? Osmanlı hânedanına mensup kızlar ve kadınlar, atıldıkları Avrupa memleketlerinin kendilerine yabancı olan şehirlerinde açlıktan kıvrandılar, süründüler; fakat namuslarından asla fedakârlık etmediler.” Şehzâde Selim Efendi’nin kızı Emine Nemîka Sultan 3 Mart 1924 itibarıyla Türk-İslâm tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Müslümanların en eski müessesesi olan halifelik kaldırıldı; ayrıca tarihin en uzun ömürlü hânedanlarından Osmanlı ailesinin takriben 200 ferdi, vatandaşlıktan çıkarılarak vatan toprakları dışına sürüldü. Bu, yaşlısından beşikteki bebeğe kadar hepsi için sıkıntılı bir hayatın başlangıcı oldu. Hemen hepsi sürgünde vatansız, pasaportsuz olarak yaşadı. Bankalarda paraları, yanlarında nakitleri ve yurt dışında akrabaları olmayan bu insanları çoğu tarifsiz acılar çekti. İlaç parası bulamadığı için dilenenler; konu komşunun getirdiği bir tas çorba ile yaşayanlar; açlıktan ölenler; sefalet sebebiyle intihar edenler; aklını kaçıranlar; kimsesizler mezarlığına gömülenler oldu. Ama her zaman asalet ve şereflerine uygun yaşamaya çalıştılar. Tarihin en eski hânedanlarından Osmanlı ailesi, siyaset sahnesinden böylece çekilmiş oldu. 1952 yılında hânedanın hanımlarına, 1974 yılında da erkeklerine memlekete dönme izni verildi. Ancak iyi-kötü yurt dışında bir hayat kuran insanların, çoğunun geri dönme imkân ve ihtimali kalmadıktan sonra… Osmanlı Tarihi’ne dair yazdığı yazılar ve yaptığı televizyon programlarıyla tanınan hukuk tarihçisi Ekrem Buğra Ekinci Sürgündeki Hânedan kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun son vârisleri hakkında literatürde benzeri bulunmayan bir monografi hazırladı. Hânedanın tüm üylerinin sürgünde neler yaşadığını kendi anlatımlarıyla dinlemeye hazır mısınız?
296.00 ₺ -
Cemal Paşanın Son Günleri
Yakın tarihimize siyasî ve askerî kimlikleriyle damga vurmuş ve bir dönem Osmanlı Devletinin kaderini belirlemede önemli mevkilere gelmiş İttihat ve Terakkinin üç önemli erkânı olan Enver-Talat ve Cemal Paşaların ölümleri, aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen, sıcak bir gündem olarak tazeliğini korumaktadır. Ölümleri de yaşamları kadar sisli, ilginç ve talihsiz olan bu üç şahsiyet içinde, içindeki komplo öğelerinin fazlalığı dolayısıyla en muamma olanı Cemal Paşanın öldürülmesidir. Hayatı, kişiliği, kritik görevleri ile araştırmalara konu olan Cemal Paşanın aradan nerdeyse bir asır geçmesine rağmen, hâlâ bir muamma halinde çözülemeyen ve tartışılan ölümünü anlatan en önemli ve en çok faydalanılan kaynak Feridun Kandemirin Cemal Paşanın Son Günleri başlıklı tefrikasıdır. Bu kitaptaki bilgiler ve fotoğraflar, Cemal Paşa ve ailesinin hayatına dair önemli bir kaynak niteliğindedir.
70.00 ₺ -
Osmanlıda Hoşgörü
"Güzel gören güzel düşünür Güzel düşünen hayatından lezzet alır." Hoşgörü sağlıklı insan davranışıdır. Bakışı güzel, niyeti hayırlı ve işleri faydalı olanların özelliklerindendir. Her olumlu davranışların başında hoşgörü olduğu gibi bütün olumsuz davranışlarında da hoşgörü eksikliği olduğu görülmektedir.
70.00 ₺ -
Cumhuriyet Efsaneleri
"Türkiye'de 1923 yılından itibaren yürürlüğe konulan programın adını koyuyorum: Osmanlısızlaştırmak. Elinizdeki kitap, ülkemizde 1918-23 yıllarında ama daha kesin olarak 1924'ten sonra adım adım sahneye konulan bu Osmanlısızlaştırma politikasının tersine çevrilmesini, yani Yeniden Osmanlılaştırma yöneliminin altını çizilmesini ama en önemlisi de aslında birer barbarlık ürünü olan bin yıllık alfabenin unutturulması veya sanat eserlerinin kazınıp yıkılması gibi eylemlerin nasıl da el çabukluğu marifetle başarıymış gibi sunulabildiğini tespit etmeği amaçlıyor." -Mustafa Armağan- 1918 Osmanlı Devleti'nin yenildiği yıldır. Gerçi Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan çifte tacı ve Bulgaristan da bizimle beraber yenilmişti ama hiçbirinin anavatan toprakları işgal edilmemiş, yalnızca -Weimar'da olduğu gibi- ağır ekonomik ve askerî yaptırımlarla cezalandırılmışlardı. Yalnızca Osmanlı Devleti'nin anavatan toprakları ve başkenti işgal edilmiş ve yönetim merkezi İstanbul ele geçirilmişti. Neden? 1918'in bu manzarası ne kadar hazin ise sonrasındaki siyasi ve askerî gelişmeler de o kadar hazindi. Osmanlı Devleti'ni tarihe postalamak ve bir daha bu topraklarda böyle tehlikeli bir oluşuma meydan vermemek için onu barışa zorlayacak bir Yunan savaşı planlandı ama bütün tehditlere rağmen Sevr'i Osmanlı Sultanı Vahdettin'e imzalatmak mümkün olmadı. Barışa yanaşmamasının cezasını da anlaşmayı başka bir kadroyla yaparak kendisini devre dışı bırakarak verdiler zaten; sonra da yurt dışına kaçırarak… Neden? Böylece Sultan'sız ve devletsiz kalan millet bu defa Ankara hükümetiyle bir devlet olabilmek için Lozan kapılarında İtilaf devletlerinin merhametine muhtaç hâle gelecek, uluslararası camiada tanınması karşılığında feragat, rıza ve tavizler istenecek ve Lozan'da bunlar fazlasıyla verildikten sonra başka sözler de istenecekti. Bir daha bu topraklarda Osmanlı'nın lafı geçmeyecek, Hilafet'inden Medeni Kanun'una, Ayasofya'sından alfabesine, kılık kıyafetinden laikliğine kadar garanti kapsamına giren temel hususlarda mutabık kalındıktan sonra Cumhuriyet'in ilanına izin verilecekti. Neden? Mustafa Armağan'dan sıkı bir yakın tarih hesaplaşması daha: Cumhuriyet Efsaneleri. (Tanıtım Bülteninden)
111.00 ₺