-
Osmanlı Tarihi Kutulu Set
Devlet-i Aliyye-i Osmâniye, dünyâ târihindeki en büyük devletlerden biridir ve aynı zamanda muazzam bir medeniyetin de kurucusu ve en mühim temsilcisidir. Onu bilmek, onun târihini yazmak; neredeyse dünyayı bilmek ve dünya târihini yazmakla eşdeğerdir. Bugün, bir zamanlar Osmanlı'nın hüküm sürdüğü topraklar üzerinde, kırk beş ayrı ülke vardır ve bu ülkelerde dört yüz milyondan fazla insan yaşamaktadır. Bu yüce devleti anlayabilmek, onun yalnız siyâsî ve askerî târihini bilmekle mümkün olmaz. Hattâ, onun ictimâî, iktisâdî, hukûkî ve idârî teşkilâtını anlamak; dinî, tasavvufî, ilmî ve fikrî husûsiyetlerini öğrenmek, öncelikle şarttır. Günümüzde maalesef Osmanlı Devleti hakkında bilinenler, bilinmeyenlere nispetle çok azdır. Yayınevimiz tarafından neşre hazırlanan Osman Gâzî'den Sultan Vahidüddin Han'a OSMANLI TARİHİ isimli çalışmamız, 6 cilt olarak tamamlanmış bulunmaktadır. Eserde Osmanlı'nın siyâsî, askerî, iktisâdî ve ictimâî târihi; başta pâdişâhlar ve valide sultanlar olmak üzere hânedân mensuplarının ve bazı mühim devlet erkânının hayatları, şahsiyetleri, hizmetleri ve hayrâtı; yabancı devletlerle olan münâsebetler ve teşkilat tarihi mevzuları ele alınmaktadır. Metin, anlatılan hâdiselerle mütenâsip târihî menkıbelerle süslenmiş, kuru ve sıkıcı bir anlatımdan uzak durulmuştur. Arşiv vesîkaları, gravürler, resimler, fotoğraflar ve haritalarla eserimiz, daha da zenginleştirilmiştir.
2080.00 ₺ -
Kadirbeyoğlu Zeki Beyin Hatıraları
Değerli okuyucu! II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2. Devresine yegane, müstakil Milletvekili olarak girebilen Gümüşhane Milletvekili Kadirbeyoğlu Zeki Bey'in Milli Mücadele başlangıcındaki Trabzon ve Erzurum Kongrelerinden itibaren müşahadelerini bir objektif sadakatiyle anlatan ve ilk defa yayınlanan hatıratı..
19.75 ₺ -
Osmanoğullarının Son Padişahı Vahideddin Gurbet Cehenneminde
Birbiri ardınca dokuz harbiye nazırına yaverlik eden ve Sultan Vahideddin' in gurbet hayatında da, vefatına kadar yanında bulunan Tarık Mümtaz Göztepe' nin kaleme almış olduğu bu hatıralar, mevzuunda ilk ciddi ve bakir dökümanlardır. Yakın tarihe dair en doğru ve şahsiyetli eserleriyle milli ve dini neşriyata öncülük eden Sebil Yayınevi böyle bir eseri takdim etmekten şeref duyar.
11.85 ₺ -
Kavuklu İhtilalci Şeyh Bedreddin
Değerli okuyucu!.. Daha önce Kanlı Düğün Uzunca Sevindik ve Kırık Kılıç isimli romanlarla Osmanlı tarihini kronolojik bir tertib ile Yıldırım Beyazıd Devri nihayetine kadar nakletmiştik. Elinizde tuttuğunuz Kavuklu İhtilalci Şeyh Bedreddin isimli eserle de fetret devri vukuatına ışık tutulmuş bulunmaktadır. Bunu müteakıben Düzmece Mustafa ve Cem Sultan gibi eserlerle bu yolda ilerlenilecek ve inşallah bütün bir Osmanlı Tarihi romanlaştırılarak imanlı ve tarih sever gençlerimizin istifadesine sunulacaktır.
15.80 ₺ -
Endülüs Cihat
Gerçekte Endülüs milleti Arap, Berberi, Romen ve Vizigot melezi olup özgün niteliklere sahip farklı bir millettir. Bu millet 1497’den itibaren İspanyolların uyguladığı sistemli bir soykırıma maruz kalmış ve yitip gitmiştir. Onlardan geriye kalan kültürel miras ise tüm insanlığa mâlolmuş şekilde yaşamaya devam etmektedir. Elinizdeki kitapta, Endülüs İslam toplumunun hem kendi içindeki gayrimüslim topluluklarla ve hem de dışarıdaki hristiyanlar ile sağladığı siyasi, askeri, toplumsal ve kültürel iletişim ve etkileşim ayrıntılarıyla ortaya konmuştur. Aynı şekilde, Endülüslülerin bilim ve medeniyet alanlarında sergilemiş oldukları her zaman örnek gösterilecek gayret ve gelişmeler de bu kitabın konuları arasında yer almaktadır. Bu konuların sunumunda üç kavram öne çıkmaktadır: Cihat, Reconquista ve Convivencia. Bugünkü uluslararası şartlardan farklı olarak, güçlü olanın güçsüz olanı ele geçirmek amacıyla silahlı saldırıda bulunabildiği bir dünyada, İslam fetihleri ve Endülüs tecrübesi, insaflı ve tarafsız okuyucu için adeta bir “mürûcü’z-zeheb’tir, altın saçılmış çayırlar gibidir. Endülüs, İslam’ın hukuki düzeni içerisinde çokkültürlü yapısıyla, temel insani değerlere bağlı olarak birarada yaşama sanatı demek olan Convivencia’yı gerçekleştirmiş bir toplum olması yönüyle, bugün arzu edilen birlikte yaşama düzeninin oluşturulması çabalarına kaynaklık edebilecek nitelikte bir tecrübe alanıdır.
168.63 ₺ -
Rusların Kafkasya'yi İşgalinde İngiliz Politikası Ve İmam Şamil
Kafkasyada sonu gelmez savaşın ve geçit vermez dağların ardında oynanan oyunlar. İngiliz ajanları Kafkaslarda ne arıyor? İngilizler Kafkaslara ihanetmi etti? Osmanlı paşasının yardımı neden geçiktirildi? Yada neden yapılmadı? Hiç duymadığınız,duyuncada çok şaşıracağınız gerçekler bu kitapta...
102.00 ₺ -
Osmanlı İmparatorluğunun Çöküşü
Bu kitabın yazarı General Pomiankowski 1909-1918 yıllarında Avusturya- Macaristan imparatorluğunun askeri ateşesi olarak Türkiyede bulunmuştur.1.Dünya Savaşının sebeplerini tespit etmiştir.itilaf devletlerinin Türkiye ve Orta Doğunun üzerindeki emellerini yakinen belirtmiş gözlemlerini de hatıra olarak yazmıştır. Dönemin ünlü paşaları Enver,Talat ve Cemal Paşa ile de görüşmüştür.Paşalar la ilgili anekdotlarını da bu kitapta belirtmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun Çöküşüne sebep teşkil edebilecek yegane unsurları kendi çerçevesinden bakarak yazmıştır. OKUMAYA DEĞER,İBRET VERİCİ BİR KİTAP... ***BEĞENECEKSİNİZ***
204.00 ₺ -
Osmanlı Uçbeyliğinden Devlet-i Aliyyeye
Osmanlıyı Cihan Devleti Yapan Dinamikler... Irk, din, kültür, örf ve âdet ile bulunduğu coğrafî ortam bakımından Anadolu’daki diğer beyliklerden farklı olmayan Osmanlı Devleti’nin kısa zamanda tarihin akışını değiştirecek kadar büyüyüp gelişmesinin bazı sebepleri olmalıdır. Kuruluş döneminde diğer beyliklere göre esamisi okunmayacak kadar küçük olan bu uç beyliğini yücelten ve onu döneminin en kudretli devleti haline getiren dinamikler nelerdi? Osmanlı’yı diğer beyliklerden ayıran hangi özelliklerdi? Anadolu’daki diğer beyliklerin fazla büyüyememe ve tarihte önemli işler başarmama sebepleri nelerdir? Osmanlı Beyliği ile onlar arasındaki fark ve özellikler nelerdi? Osmanlı niçin gelişip büyüdü? Osmanlılar, o beyliklerden farklı olarak hangi özellikleri taşıyorlardı? İşte bütün bu soruların cevapları, günümüz tarihçisinin zihnini meşgul etmeye devam etmektedir. Bir beylik olarak ortaya çıkışından itibaren bünyesinde, dönemin ekonomik, kültürel ve sosyal şartların gerektirdiği değişiklikleri yapmaktan çekinmeyen Osmanlı Devleti, sağlam temeller üzerine bina edip geliştirdiği ve kemâl mertebesine ulaştırdığı müesseseleri vâsıtasıyla uzunca bir hükümranlık dönemi geçirme imkânı buldu. Bu devlet, “destanlarda görülen âsumanî heykeller gibi, başı kürre-i arzın bir kıtasına yaslanmış, vücudu bir başka kıtasına sarılmış, ayakları ise başka bir kıtasına uzanmış” heybetli bir vücuda benzemekte idi. Günümüzde, sosyal, ekonomik ve hatta dinî çatışmaları ile siyasî istikrarsızlık merkezi durumuna gelen Ortadoğu coğrafyasının, Osmanlı yönetimi altında uzun süre barış ve huzur içinde yaşadığı düşünülecek olursa, Osmanlı Devleti tarihinin, gerek dünya, gerekse İslâm tarihi açısından sahip olduğu değerin önemi, daha iyi anlaşılmış olacaktır.
122.40 ₺ -
Memlûkler
İslâm tarihinde kurulmuş en büyük birkaç devlet arasında yer alan Memlûkler, genelde İslâm tarihi, özellikle de Müslüman Türk ve Çerkes tarihleri için son derece önemlidir. Bir taraftan Moğol taarruzlarını durduran, diğer taraftan da Ortadoğu’daki haçlı prensliklerini nihâî olarak bölgeden çıkaran Memlûkler, Mısır Abbâsî Hilâfeti'nin merkezi olmak ve mukaddes Hicaz bölgesinin hâkimiyetini üslenmek gibi önemli imtiyazlara sahip en büyük İslâm devleti olma vasıflarını yaklaşık 2 asırdan fazla devam ettirdiler. Türk Memlûkleri tarih sahnesine çıktığında, İslâm dünyası, tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyordu. Bir taraftan haçlı seferleri devam ederken, doğudan gelen ve yenilmek nedir bilmeyen Moğollar, Ortadoğu İslâm ülkelerini, peş peşe işgal etmişler, bu ü1keler halkının büyük bir kısmını katliâma tâbi tutarak şehirleri yakıp yıkmışlar, adeta taş üstünde taş bırakmamışlardı. 1258 yılında Bağdat Abbâsî Hilâfeti’ni yıkmışlar, dillere destan olan Bağdat’ta, medeniyetten eser bırakmamışlardı. O sırada bütün insanlık medeniyetini tehdit eden bu gücü durduracak bir devlet de ortada görünmüyordu. Ancak, henüz 10 yıl önce Mısır'da kurulmuş olan Memlûkler Devleti insanlığı bu tehlikeden kurtardı. Taarruzlarını batıya doğru devam ettiren Moğollar'ı Filistin’de durdurdu. Ayn Câlût savaşında onlara henüz tatmadıkları mağlubiyetin acısını tattırdı. Kazandığı bu zaferle, başta Mısır olmak üzere batı İslâm dünyasını ve İslâm medeniyetini kurtaran Türk Memlûkleri ordusu, Memlûk tarihçisi İbn Haldûn’un işaret ettiği gibi, Müslümanların bu bozulma ve zayıflama döneminde Allah Teâlâ’nın büyük bir lütfu idi. Orta Asya bozkırlarından Memlûk olarak satın alındıktan sonra Eyyûbî ordusunda yetişen ve bilâhare devletlerini kuran Memlûkler, İslâm dini ile şereflenmişler ve neticede İslâm âlemini büyük tehlikelerden kurtarmışlardı. Memlûkler, daha sonra tarih sahnesine çıkıp altı asırdan fazla, hem de hakkaniyet ölçülerini aşmadan hüküm süren Osmanlı Devleti için de güzel bir örnek teşkil etmiştir.
442.00 ₺ -
Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Osmanlı Devleti
Bu eserde, Osmanlı tarihinin en kritik döneminde tahta geçmiş olan Sultan II. Abdülhamid Han’ın devlet yönetimi ile ilgili faaliyetleri ele alınmıştır. Üç kıta üzerinde hâkimiyet kuran OSMANLI DEVLETİ, çeşitli ırk, din, dil, mezhep, örf ve âdetlere sahip toplulukları yüzyıllarca adâlet ve insaf ölçülerine uygun bir şekilde idare etmişti. Teknolojik olarak son derece imkânsızlıklar içinde olan o asırların dünyasında, bunca farklı yapıdaki toplulukları cebir ve tazyik kullanmadan yönetmek, basit bir hâkimiyet anlayışının sonucu olmasa gerekir. Böyle insani bir uygulama ile asırlarca hükümran olan devlet, 18. asırdan başlayarak değişen dünya şartları sonucunda zayıflamaya başladı. Hatta denebilir ki, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya geldi. 19. asrın sonlarına yakın neredeyse tarihten silinecek olan o muazzam devleti, Sultan II. Abdülhamid Han 33 yıl boyunca tekrar o eski haşmet ve kudretine kavuşturma gayretine düştü. Eserde, devletin, kendisinden önce, içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi sıkıntılar yanında, etnik grupların bağımsızlık çabaları ve Avrupa’nın bunlara sağladığı desteğe rağmen Abdülhamid’in bu problemlere nasıl çareler bulduğu, detayları ile açıklanmıştır. Sadece ülkemizde değil, 19. asır sonlarından, günümüze kadar dünyanın, üzerinde en çok konuşulan birkaç şahsiyetinden biri olan Sultan II. Abdülhamid’le ilgili bu araştırmada, dönemin kendi kaynaklarına ağırlık verilerek, objektif bir çalışmanın ortaya konulmasına gayret edilmiştir.
163.20 ₺ -
Ermeniler ve Türkler
XIX. yüzyıla kadar her hangi bir devlet kuramayan Ermeniler tarihi süreç içerisinde otorite boşluklarından faydalanarak çeşitli isimler altında krallıklar kurmuşlarsa da her hangi bir devlet tarafından tanınmamıştır. En acı zulümlere/işkencelere, İstanbul, Türkler tarafından fethedilene kadar Bizans İmparatorluğu zamanında maruz bırakılmışlardır. Ermeniler, bu yüzden birkaç kez tehcire bile tâbî tutulmuşlardır. Osmanlı Devleti bürokrasisinde Ermeniler daha çok para ile ilgili işlerde görev almışlardır. Bunun dışında tercüman, sarraf ve saray ressamları da Ermeniler arasında yaygın bir bürokratik meslektir. Devlet kademesinde askeriyeden baruthaneye, darphaneden tercümanlığa hatta milletvekilliğine kadar pek çok alanda hizmetleri olan Ermenilerin Rum fesadından kısa zamanda etkilendikleri de özellikle belirtilmiştir. Ermenilerin millet-i sâdıka olarak nitelendirildiği her hangi bir kaynağa tarafımızdan ulaşılamamasına rağmen, Rumlara nazaran Osmanlı Devleti’ne daha sâdık oldukları görülmektedir. 1830’dan sonra Rum fesâdına Ermenilerin de karıştığı, bu tarihten sonra da Ermenilerden fesâd çıkaranların var olduğu tespit edilmiştir. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Ermeniler, Osmanlı Devleti’nde sürdürdükleri yaşamı tarihleri boyunca hiçbir devletin egemenliği altında sürdürememişler. Kendilerine, Osmanlı Devleti tarafından sağlanan kolaylıklar başka hiçbir devlet tarafından kesinlikle sağlanmamıştır. Bu çalışmada; Ermenilerin devlet içerisinde ne gibi vazifelerde bulundukları, toplumda nasıl kabul gördükleri, ne şekilde yaşadıkları, dînî inançlarını yerine getirebilme özgürlükleri, arşiv vesikaları ve kaynaklara dayanılarak anlatılmıştır.
170.00 ₺ -
Defterdarlık Teşkilatı ve Bürokrasisi
Osmanlı İmparatorluğu Defterdarlık Teşkilatının doğuşu ve gelişimi ile XVI. Y.Y.’a ait Maliye Ahkâm Defterlerinin incelendiği bu çalışmada, bugüne kadar yapılan çalışmalardan farklı olarak, Fatih Kanunnamesinden başlayıp XVI. Y.Y.’ın sonlarına kadar uzanan bir dönemdeki arşiv belgeleri ve muhtelif muhasebe defterleri de kullanılarak, Defterdarlık Teşkilatının XVI. Y.Y.’daki kurumsal gelişimi ve faaliyetleri ortaya konulmuştur. Defterdarlık makamının yüzyıllar boyunca süren faaliyetleri sonucunda büyük bir Defterdarlık arşivi oluşmuştur. Defterdarlığın XV. ve XVI. Y.Y.’lara ait defterleri –arşiv malzemelerinin sürekli naklinden ve yaşanan yangınlardan dolayı- büyük oranda yok olmuş ve seri bütünlüklerini yitirmişlerdir. Bunlar arasında en önemli kayıpların yaşandığı defter serilerinden biri de “Maliye Ahkâm Defterlerdir.” XVI. Y.Y.’a ait Ahkâm Defterlerinin dağılmış olduğu seriler taranarak Maliye Ahkâmı türünde tespit edilen 12 Maliye Ahkâm Defterinde yer alan belgeler, türlerine göre tasnif edilmiş ve defterler diplomatik özellikleri bakımından değerlendirilmiştir. Ayrıca Maliye Ahkâm Defterlerindeki mali hükümlerin muhteva analizi yapılmıştır. Bu analizi gerçekleştirmek için ilk aşamada, Maliye Ahkâm Defterlerindeki belgelerin özetleri çıkarılmış ve her belgenin türü tespit edilerek birer numara verilmiştir. Özetleri çıkarılan belgelerdeki kavramlar listelenerek bir kavram indeksi oluşturulmuştur. Buradaki amaç XVI. Y.Y. Osmanlı Tarihi üzerine yapılacak çalışmalara bir rehber kaynak oluşturmaktır. Son olarak XVI. Y.Y. Maliye Ahkâm Defterlerinin birer katalogu hazırlanarak kitapla birlikte CD olarak verilmektedir.
204.00 ₺ -
Öncesi ve Sonrasıyla Tek Parti Devri
Yakın tarihimizde Tek Parti devrinden başka hesabı verilmemiş veya bedeli ödenmemiş bir dönem hiç olmadı. Sultan 2. Abdülhamid, 33 yıllık iktidarının ardından İttihatçılar tarafından tahttan indirilip hapsedildi; Enver, Talat ve Cemal Paşalar siyasi hayatlarını bitirme pahasına yurt dışına kaçtılar; Osmanlı hanedanı toptan sürgün edildi; Demokrat Parti idamlar ve hapislerle mukabele gördü vs. Sadece ve sadece ülkeyi çeyrek asır demir yumrukla, ağır yasaklarla ve katı bir diktatörlükle yöneten Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı bugüne kadar yaptıklarının hesabını vermedi. İşte bu yüzden yakın tarihimiz doğru dürüst yazılamadı. Yakın tarih araştırmalarıyla tanınan Mustafa Armağan ‘’Tek Parti Devri’’ adlı kitabında bu hesabı verilmemiş veya açık kalmış dönemin derli toplu bir muhasebesini çıkarmaya soyunuyor. İstiklal Mahkemeleri’nden Dersim katliamına, açlıktan kıvranan ülkeye heykel diktirmekten arşiv düşmanlığına bir yığın olaydan seçtikleriyle bize dönemin fotoğrafını çıkarıyor. Eksik ama bütünü hakkında fikir veren bir fotoğraf bu. Hem daha yolun başında sayılırız. Asıl defterler bundan sonra açılacak değil midir?
26.28 ₺ -
Osmanlı Sultanları Albümü
OSMANLI TARİHİNİN YALIN BİR DÖKÜMÜ Yakın tarih alanında birçok esere imza atan Mustafa Armağan, Osmanlı Tarihi’nin özeti sayılabilecek Osmanlı Sultanları Albümü adlı çalışmasıyla tüm Osmanlı Padişahlarının kısa hayat hikâyelerini resimleriyle birlikte okuyucularına sunuyor.Anlaşılır, akıcı bir Türkçeyle kaleme alınmış olan kitap binlerce sayfalık bir büyük tarihin özünü aktarıyor.Kimdir bu Osmanlı Sultanları?Kurdukları imparatorluk 600 yıl boyunca dünyaya hükmetti; savaş meydanlarına ve nice kitapların sayfalarına hükmeden dilleri neredeyse unutuldu; inşa ettikleri her binaya attıkları imzaları/tuğraları kitâbelerden söküldü ve son kalan hanedan üyeleri geri dönmemecesine yurt dışına sürüldü. Yine de zihinlerden silinemediler. Bugün üzerine onlarca devletin kurulduğu topraklarda kendilerini hatırlatacak hayır eserleri inşa ettiler çünkü onlar gönülleri fethetmenin, mekânı ele geçirmekten daha kalıcı bir yatırım olduğunu biliyorlardı. “Bu, Moğol akınlarının Anadolu kapılarına getirdiği Ertuğrul’un oğullarının Söğüt’te başlayıp San Remo’da noktalanan 668 (1258-1926) yılının yalın bir dökümüdür. Bu dökümdeki bilgilerin, ayrıntıları ve derinlikleri haber veren işaret levhaları oldukları unutulmadan okunması en büyük dileğimdir.” Mustafa Armağan
60.59 ₺ -
Osmanlı Klasik Çağında Hanedan
Osmanlı Klasik Çağı Serisi tamamlanıyor. Kısa sürede büyük beğeni toplayan ve üniversitelerde ders kitabı olan Osmanlı Klasik Çağında Siyaset ile Osmanlı Klasik Çağında Savaş kitaplarından sonra birçok kitaba ve belgesele danışmanlık eden Prof. Dr. Feridun Emecen, Osmanlı Klasik Çağında Devlet ve Hanedan kitabıyla seriyi tamamlıyor. Son günlerde tartışılan Osmanlı Padişahlarını, Osmanlı'da Harem'i, Osmanlı İmparatorluğu'nun dış politikasını, sömürgeci devletlerden farkını bilimsel ve akıcı bir şekilde kaleme alan Emecen ayrıca Kanuni Sultan Süleyman dönemine kitabında geniş yer ayırıyor. Bu kitap tarihçiler tarafından çok tartışılacak...
20.56 ₺ -
Milleti Sadıkada İsyan
Türkiye'de ilk defa yayınlanan Ermeni İsyancılarının mektuplarıyla Ermeni Meselesi'ne farklı bir bakışİSYAN/Ermeni Komitelerinin Mektupları 1878-1923 yıllarına ait Başbakanlık Osmanlı Arşivinden seçilmiş 100 mektuptan oluşmaktadır.Mektuplarda Ermeni komitelerinin terör eylemlerine dair her türlü bilgi vardır. İngiltere, Fransa gibi devletlerden istenen yardımlar, isyan için yapılan hazırlıklar, şiddet eylemlerine yönelik çalışmaların hepsi mektuplarda ayan beyan gözükmektedir.Prof. Dr. Haluk Selvi'nin hazırladığı kitap alanında bir ilktir.
203.50 ₺ -
1915 Osmanlı Ermenilerine Ne Oldu
ABD'nin önde gelen tarihçilerinden Prof. Dr. Guenter Lewy kaleme aldığı, Ermeni lobisinin yayınlanmasına engel olmak için yoğun gayretler sarf ettiği, yayınlandığı zaman büyük tartışmalar çıkartan, hakkında davalar açılan kitabı artık Türkçede. Yıllardır çarpıtılmış şekilde sunulan Ermeni meselesi'ni yeni bilgilerle okumak, 1915'te neler olduğunu anlamak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun!
259.00 ₺ -
Çanakkale Savaşında Siyonistler
Yayınlanışından 95 yıl sonra Türk okuyucusuyla buluşan bu kitap, Gelibolu Harekâtında Zion Mule Corps (ZMC / Sion Katır Birliği) komutanı olarak görev yapan İrlandalı Yarbay J. H. Pattersonun o dönemle ilgili anılarını kapsıyor. Modern İsrail Ordusunun temeli kabul edilen birliğin komutanının gözüyle bir döneme şahitlik eden hatıra, Çanakkale Savaşının farklı bir yönünü ortaya çıkarıyor. Özellikle Seddülbahir cephesiyle ilgili savaşın dehşetine dair çok çarpıcı tespitler yapan Pattersonun, komuta ettiği askerlerden Siyonistler olarak bahsetmesi, Çanakkale Savaşına katılan birliğinin asıl davasının ne olduğunu açıkça belirtiyor. ZMC, Mart 1915 sonunda Gelibolu Cephesine gitmek üzere İskenderiyeden ayrılırken yapılan törende, Başhaham La Pergola Komutan Yarbay Pattersonu Yahudilerin çıkış efsanesini yeniden yaşatacak, İsrailoğullarını Mısırdan Filistine ulaştıracak II. Musa olarak ilan etmişti! Patterson, Gelibolu'dan sonra Filistin'de de İngiliz ordusundaki Yahudi birliklerini yönetmişti. Bu birliklerin içerisinde ileride İsrailin ilk başbakanı olacak olan David Ben Gurion, 1967de Araplarla yapılan 6 Gün Savaşı sırasında İsrail Başbakanı olan Levy Eskhol, yine İsrail Cumhurbaşkanlarından Yitzhak Ben Zvi de görev almıştır. Yine bu birliklerdeki birçok Yahudi asker, İngiliz mandası döneminde Araplara ve İngiliz yönetimine karşı çarpışan Haganah adlı paramiliter örgütün çekirdeğini oluşturmuştur. Dönemin Siyonist liderlerinin çoğu ile tanışıklığı olan Pattersonun, en yakın dostlarından birisi de şimdiki İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahunun babası Cornell Üniversitesi Tarih Profesörlerinden Ben Zion Netanyahu idi.
25.50 ₺ -
Erken Modern Çağ / Dünya Savaş Tarihi 2 (1500-1763) Ciltli
“Olağanüstü… Mükemmel yapılmış bir tarih araştırması ve en önemli savaşların ustalıkla hazırlanmış görselleri bir arada.” New York Times Birçok dile çevrilen, uzman tarihçiler tarafından hazırlanan, Türkiye'de ilk defa özel çizim renkli, üç boyutlu savaş haritalarıyla, illüstrasyonlarla tarihin bir araya geldiği DÜNYA SAVAŞ TARİHİ dizisi devam ediyor. Erken Modern Çağ, 1500’den 1763’e Asya, Avrupa ve Amerika’da geçerli muharebe yöntemlerini anlatıyor. Kitap, hafif ateşli silahların gitgide savaş meydanlarını ele geçirdiği bir çağda mücadeleyi kazanabilmek için gerek duyulan eşsiz taktikleri inceleyip, savaş sanatında, bir bakıma ne kadar az şeyin değiştiğini gözler önüne seriyor. Beş bölümden oluşan kitabın ilk bölümü, erken modern dönem orduların bireysel unsurları olan piyade ve süvarileri, bunların giydiği ve kullandığı teçhizatı ve işbirliği içinde nasıl harp ettiklerini inceliyor. İkinci bölümde, teknolojik gelişme ve barutun doğurduğu değişimleri ve mızraklı piyadenin yerini gün geçtikçe iyi talimli tüfekli askerlere bıraktığı savaş meydanlarının bu değişimlerden nasıl etkilendiğini ele alıyor. Osmanlı askerleri bu bölümde inceleniyor. Marlborough dükünün Blenheim Zaferi’ni (1704) ve Rossbach’taki (1757) Prusya Zaferi’ni sahneye taşıyan üçüncü bölüm, generalliğin ne olduğunu ve muharebenin başında birlikleri doğru yerleştirmenin hayatî önemini tartışıyor. Kitabın dördüncü bölümü, ağır kuşatma topları ve hücum metrislerinin yanı sıra, en ileri istihkâmlara karşı girişilen kuşatma harekâtlarında kullanılan özel teknik ve araç gereçlere yer veriyor. Tarih boyunca yaşanan en kanlı savaşlardan biri olarak gösterilen, Kanuni Sultan Süleyman devrinin en büyük kuşatmalarından, Hospitalier Şövalyeleri ile Osmanlı leventlerini karşı karşıya getiren Malta Kuşatması (1565) ve Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlılar’ın büyük bir titizlikle hazırlandıkları ama istedikleri sonucu alamadıkları II. Viyana Kuşatması (1683) bu bölümde yer alıyor. Son bölüm, deniz savaşlarını enine boyuna, askerlerin yanlarında taşıdığı silahlarla savaştığı gemilerden İnebahtı’daki (1571) Osmanlı-Haçlı mücadelesi ve İspanyol donanmasının Downs’ta (1639) kendinden daha ufak, daha hızlı ve daha gözü pek bir Felemenk filosu tarafından imha edilmesine kadar geniş bir yelpazede irdeliyor. Dünya Savaş Tarihi 2: Erken Modern Çağ, çağın savaş, silah ve taktiklerini tasvir eden özel olarak hazırlanmış renkli ve siyah beyaz çizimler eşliğinde, ‒ Osmanlı’nın gözü kara yeniçerileri, Gustavus Adolphus’un İsveç ve Büyük Friedrich’in Prusya kuvvetleri gibi ‒ düşmanları karşısında zafere ulaşan orduların kullandığı yöntemleri ve diğer orduların neden bu denli başarılı olamadıklarını bütün ayrıntılarıyla betimliyor. Bu kitap, erken modern çağ askerî dünyasına ilgi duyanların en sıkı dostlarından biri olacaktır. Alanında uzmanlar tarafından hazırlanan bu kitapta bulacaklarınız… •Taktikler, savaş teknikleri, silahlar ve askeri gereçlerin siyah-beyaz ve renkli çizimlerle hikayeleri… •Tarihin akışını değiştiren 20 savaşın detaylı analizleri, öncesi-sonrası ve renkli haritalarla savaşların taktikleri; Malta Kuşatması, Viyana Kuşatması, İnebahtı Deniz Savaşı gibi OsmanlıTarihi’nin dönüm noktaları… •Kanuni Sultan Süleyman, Büyük Friedrich, Turgut Reis, Kara Mustafa Paşa, Kılıç Ali Paşa, Yedi Yıl Savaşları, İngiliz İç Savaşı, Haçlı Donanması, İspanyol Armadası, Hospitalier Şövalyeleri, Yeniçeriler vb. Erken Modern Çağ’a damga vurmuş kişiler, özel birlikler, olaylar… Yazarlar: Christer Jörgensen, Michael Pavkovic, Rob Rice, Frederick Schneid, Chris Scott
555.00 ₺ -
Hürrem ve Mihrimah Sultan
Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde, ismi üzerinde en çok tartışılan hanım sultanlardan birisi... Onu amansızca eleştirenler de var, aşkına sahip çıkışından dolayı göklere çıkaranlar da. Fakat her iki kesimin de üzerinde ittifak ettiği bir husus var ki, o da onun Kanunî ile tanıştıktan sonra, Osmanlı siyasetine doğrudan etki eden ilk hanım sultan oluşu ve Roxelana’dan Hürrem Sultan’a yaşadığı yolculuğudur. Bu yolculuk, aynı zamanda, Osmanlı’nın en ihtişamlı devrine, Batılıların tabiriyle “Muhteşem Süleyman”ın zamanına denk geldiği iiçin de manidardır. Ayrıca bu tabloda eksik bir şey var: Bir kadın... Güneş olan Kanunî’nin ve Ay olan Hürrem’in “Güneş ve Ay” olan kızları; Mihrimah. Peki, bu güçler dengesinde, o, nasıl bir yer bulacaktır kendisine? İşte bu roman, bilinen hikâyeyi, hiç bilmediğimiz bir yönüyle ele alıyor. Aynı devirde yaşayan, fakat fıtraten birbirinden çok farklı olan iki kadının gözünden; haremi, Osmanlı’yı ve zirvede yaşanan olayları aktarıyor bize.
10.50 ₺ -
Tarihe Giriş
İnsanlarda tarih merakı insanlık tarihi kadar eskidir. Her ne kadar tarihini tespit etmek mümkün olmasada. İnsanların ilk ilgilendiği tarih, masal ve efsanelerden oluşuyordu. Halk kendinin bilincine vardığı zaman, tarih bilinci yavaş yavaş gün ışığına çıktı. Tarihle ilgili genel kabul görmüş yargılar şöyledir. Tarih, evrenin vicdanıdır. Tarih bilinci öncelikle bilgi ve zihniyet meselesidir. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini kaybeden milletler, hafızasını kaybetmiş sayılır. Tarih canlı bir olgudur. İnsanı anlamak için tarihi bilmek gerekirİnsanlarda tarih merakı insanlık tarihi kadar eskidir. Her ne kadar tarihini tespit etmek mümkün olmasada. İnsanların ilk ilgilendiği tarih, masal ve efsanelerden oluşuyordu. Halk kendinin bilincine vardığı zaman, tarih bilinci yavaş yavaş gün ışığına çıktı. Tarihle ilgili genel kabul görmüş yargılar şöyledir. Tarih, evrenin vicdanıdır. Tarih bilinci öncelikle bilgi ve zihniyet meselesidir. Tarihsiz toplumlar talihsiz toplumlardır. Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini kaybeden milletler, hafızasını kaybetmiş sayılır. Tarih canlı bir olgudur. İnsanı anlamak için tarihi bilmek gerekir…
70.00 ₺ -
Çağrı Bey - Selçuklular’ın Kuruluş Hikayesi
Arka kapak tanıtım metni; Bundan yaklaşık 1000 yıl önce Asya'nın bozkırlarında Oğuzlar’ın Kınık Boyu’na mensup bir topluluk, yerleşebilecekleri yeni yurtlar bulmak ümidiyle bölgeden bölgeye sürüklenmekteydi. İlk bakıldığında hiç kimse, gelecekte dünyanın en büyük devletlerinden birini kuracaklarını hayal bile edemezdi. Ancak gelişen olaylar, devlet kurma fikrini akıllarına sokmuş, üstelik bu konudaki en büyük yardımcıları diğer bir Türk devleti olan Gazneliler olmuştu. İslâm’ın Horasan ve Mâverâünnehir coğrafyasındaki etkinliği, bu iki bölgenin her alanda daha da gelişmesine neden olmuştu. Bu hâkimiyet sürecinde Tâhîrîler, Saffârîler, Sâmânîler ve son olarak Gazneliler için önemli merkez durumuna gelen Horasan’ın yeni sahipleri Büyük Selçuklular Devleti olacaktı. Tuğrul ve Çağrı Bey kardeşler tarafından Horasan merkezli kurulan devlet, vakit kaybetmeden fetih faaliyetlerine başlamış ve özellikle batıya doğru hızlı bir şekilde genişlemişti. Devletin kurulmasından kısa süre sonra ulaşılan geniş sınırlara paralel olarak, ilim, kültür ve medeniyet sahasında da büyük ilerlemeler kat edilmişti. Ancak devletin her alanda göstermiş olduğu büyük gelişmeye rağmen, Selçuklular Tarihi ve medeniyeti günümüzde hak ettiği ilgiyi maalesef görememektedir. Cihan Piyadeoğlu, birinci elden kaynakları araştırarak Selçuklular'ın Kuruluş Hikayesi'ni yazdı. Selçuk Bey’in torunu Çağrı Bey üzerine Türkiye'de yapılmış en kapsamlı araştırma olan bu kitap, bir devlet hayali peşinde koşan bozkır savaşçılarını yakından tanımak isteyenler için başvuru kaynağı...
12.95 ₺ -
Tarihi Değiştiren Günler
Tarihi Değiştirenler Serisi tüm hızıyla devam ediyor… Serinin 9. Kitabı tarihte dönüm noktası olan günlere odaklanıyor… “O sırada Türkiye’de ne oluyordu?” bölümüyle de okurlara karşılaştırmalı tarih imkanı sağlıyor… Süveyş Krizi, Vietnam Sendromu, Neil Armstrong, Baas Partisi, Keşmir Sorunu, Kore Savaşı, Uzun Yürüyüş, Bağımsızlık Bildirgesi, Büyük Bunalım, New Deal, İran İslam Devrimi, Amerikan İç Savaşı, Cemal Abdül Nasır, 11 Eylül Saldırıları, Mahatma Ghandi, Başkan Kennedy, Kıbrıs Barış Harekâtı, Mehmet Ali Ağca, İnebahtı, Çernobil, Petrol Krizi, Normandiya Çıkartması, Saddam Hüseyin, Pearl Harbor Baskını, El Kaide, Everest, Apartheid, Gagarin, Perestroika, Başkan Mao, Konstantinopol, Waterloo, Küba Füze Krizi, Savaşların Anası, Afganistan'ın İşgali, Berlin Duvarı, Haçlı Seferi, Sivil İtaatsizlik, Tiananmen Olayları, Macar Ayaklanması, Prag Baharı, Nelson Mandela, Enosis, Politbüro, Klonlama, İnternet, Viyana Kuşatması, Filistin-İsrail Barışı, Napolyon, Soğuk Savaş, JFK, Albaylar Cuntası, Martin Luther King, Ekim Devrimi ve daha onlarcası... BU İSİMLER VE KAVRAMLAR HAYATIMIZA NASIL GİRDİ DERSİNİZ?
11.65 ₺ -
Aşık Paşazade Tarihi
Âşık Paşazâde Tarihi, Osmanlı tarihinin ilk ve en önemli kaynaklarından birisi olarak kabul edilir. Bu konuda Aşık Paşazâde’den önce yazılan bazı eserler varsa da bunların çoğu günümüze ulaşamamıştır. Ulaşanlar da farklı özellikler arzetmektedir. Bu açıdan Âşık Paşazâde Tarihi kendi alanının en iyi ve orijinal metinlerinden birisi olarak görülür. Bir beylikten büyük bir imparatorluğa dönüşümün tarihini anlatan Âşık Paşazâde, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarından başlayarak II. Beyazıt devrine kadarki dönemi anlatmaktadır. Eser, dilinin akıcılığı, olayları aktarmaktaki mahareti ile üslup bakımından da önemli ve etkileyici bir eserdir. Eserin bir diğer önemli özelliği Âşık Paşazâde’nin, teferruatlı bilgi vermekten kaçınması ve olayların özünü aktarmakla yetinmesidir. Asıl adı Derviş Ahmed olan ve Âşıkî mahlasını kullanan kitabın yazarı, kesin olmamakla birlikte 1400 yılında doğmuş ve yine kesin olmamakla birlikte 1502 yılında vefat etmiştir. Amasya’da doğan Derviş Ahmed, çeşitli akınlara katılmış, fetihten sonra da İstanbul’a yerleşmiş ve vefatına kadar burada kalmıştır. İstanbul’da dedesi adına yapılan caminin haziresindeki türbeye defnedildiği, ama bunun da doğum ve vefat tarihleri gibi kesin olmadığı belirtilmiştir. Derviş Ahmed Âşıkî, II. Murad döneminde Sırbistan ve Belgrad seferlerine katılmış, Fatih Sultan Mehmed döenminde de bazı seferlerde bulunmuştur. Kitabın yayıncısı olan ve 47. sayısı yayınlanan Mostar dergisi, tarih alanının klasiklerinden biri kabul edilen Âşık Paşazâde Tarihi kitabıyla yayıncılık alanındaki ilk eserini de vermiş oldu. Bu önemli eseri sadeleştirip yayına hazırlayan Cemil Çiftçi, gerekli görülen yerlere dipnotlar eklemiş, kitabın sonuna da, metinde geçen bazı isimler ve deyimleri açıklamıştır. Bu da kitaba benzerlerine göre bir ayrıcalık vermiştir.
155.40 ₺ -
Tarih Aynasında Osmanlı
Maveraünnehir'den, Viyana'ya; Cezayir'den, Kırım'a şefkat ve merhametle, hakkı ve adaleti tesis için zalimin hasmı, mazlumun hizmetkarı bir medeniyetin tarih aynasında iz bırakan önemli vakalarını ve son yüzyılını etkileyici, sıcak bir yaklaşımla inceleyen yazıların kıymeti bugünden geriye bakıldığında daha iyi anlaşılıyor. Gününü anlamlandırmanın mazi ile yüzleşmekten geçeceğini bilenler için Muzaffer Taşyürek'in akıcı bir üslupla kaleme aldığı yazılarından oluşan 'Tarih Aynasından Sayfalar'ı, ilgiyle okuyacaksınız.
85.40 ₺ -
Tarihten Sayfalar
Tarihi sadece siyasi ve askeri tarihten ibaret görmenin yanlışlığı ortadadır. Tarih, savaşların ve fetihlerin olduğu kadar, bu olayların arkasındaki insanın ve onun ruh dünyasının yaşadığı yerdir aynı zamanda, Muzaffer Taşyürek, tarihe bu dikkatle bakan ve tarihteki birçok önemli olayın arkasındaki manevi dinamikleri bulup çıkartan bir tarihçi. Elinizdeki kitapta da Kuran-ı Kerim ile tarih arasındaki ilişkiden İmam-ı Âzam'ın hayatına, Hacegan diyarı Buhara'dan Yavuz Sultan Selim'e kadar birçok önemli olay, şahıs ve mekan resmediliyor. Sürükleyici üslubuyla tarih okuma iştahınızı kabartacak bir eser Tarihten Sayfalar.
85.40 ₺ -
Sarıkamış Destanı (Kar Kelebekleri)
Osmanlı tarihinin kara günleriydi... Üç kıt'ada gölgesi ferahlık veren büyük çınarın dalları koparılıyordu... Sarıkamış'ta ordu Ruslara karşı büyük bir hamle için seferber olmuştu ve aylardan Aralık'tı... Kar Kelebekleri de Nusret Özcan'ın kaleminden bu aziz şehitler için bir başka ağıt...
47.60 ₺ -
Ortaçağ Dünya Savaş Tarihi 1 500-1500
“Olağanüstü… Mükemmel yapılmış bir tarih araştırması ve en önemli savaşların ustalıkla hazırlanmış görselleri bir arada.” New York Times Birçok dile çevrilen, uzman tarihçiler tarafından hazırlanan, Türkiye'de ilk defa özel çizim renkli, üç boyutlu savaş haritalarıyla, illüstrasyonlarla tarihin bir araya geldiği DÜNYA SAVAŞ TARİHİ ile başlıyor... Dünya Savaş Tarihi 1: Ortaçağ (500–1500), ateşli silahların savaş meydanlarını ele geçirmesine değin Avrupa ve Ortadoğu’da hâkim muharebe yöntemlerini anlatıyor. Kitap, eldeki kısıtlı teknolojik imkânlarla savaş kazanabilmek için gerek duyulan eşsiz taktikleri inceleyip, savaş sanatında, bir bakıma ne kadar az şeyin değiştiğini gözler önüne seriyor. Kitap, ortaçağ savaşlarının belli başlı unsurlarını içeren beş bölümden oluşuyor: piyade, süvari, emir-komuta, kuşatmalar ve deniz savaşları. Her bölüm, dört büyük savaşı mercek altına alarak muharebe tarzlarının etkinliği, tehlikeleri ve doğasını sergiliyor. İlk bölümde, Casilinum (554), Arsuf (1191), Bannockburn (1314) ve Agincourt (1415) savaşları sahneye taşınarak hafif piyadenin askerî rolü değerlendiriliyor. Hafif piyade, okçu ve mızrakçıların kullanılış tarzları tartışılıp, teknolojik yeniliklerin ortaya çıkışı ‒ 15. yüzyılda top ve arkebüzün devreye girişi gibi ‒ ele alınıyor. İkinci bölüm, süvarinin önemini ve hücum kıtaları olarak oynadıkları rolü inceliyor ve disiplinli mızraklı piyade formasyonlarının oluşumu ve tüfeğin savaş meydanlarında gitgide önem kazanması karşısında nasıl güçten düştüğünü tarif ediyor. Niğbolu Savaşı’nın (1396) detaylı bir şekilde bu bölümde inceleniyor. Üçüncü bölüm, bambaşka doğalara sahip birliklerin savaş meydanında nasıl bir arada kullanıldığını, kumandanların muharebenin hararetli anlarında askerlerini nasıl yönettiğini ve çarpışmaların başlamasından önce orduyu doğru yerleştirmenin önemini enine boyuna irdeliyor. Yeniçeriler hakkında detaylı bilgiyi bu bölümde bulabilirsiniz. Dördüncü bölümde, İstanbul’un Fethi (1453) gibi klasik örneklerle birlikte, kuşatma savaşlarında serpilen özel teknik ve araç gereçlere bir göz atılıyor. Son bölüm, deniz savaşlarının önemini ele alıp, gemileri yüzer platformlar haline getirip topun deniz araçlarına taşınmasını sağlayan gelişmeye ışık tutuyor.
555.00 ₺