-
Günlüklerin Işığında Tanpınarla Başbaşa
Edebiyatın hemen her dalında eser veren Tanpınar, eserleriyle olduğu kadar şahsiyeti, hayat tarzı ve sahip olduğu kültürün derinliği ile yakın dönem edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden biridir. Prof. Dr. İnci Enginün ve Prof. Dr. Zeynep Kerman’ın hazırladığı elinizdeki kitapta, Tanpınar’ın bilinmezleri, acı ve sevinçleri ile iç dünyası ve özel hayatı, edebiyat çevreleriyle ilişkilerini kendi kaleminden bulacaksınız. “Bu defteri seviyorum. Benden sonra okunacağını düşünüyorum. Hoşuma gidiyor. Geçen zamanım görülecek sanıyorum...” “Hiçbir şeyi bitiremiyorum... Gece yarısı öksürükle uyandım ve ilk defa gelecek seneye çıkamam korkusu aklıma geldi. Ciddiyetle geldi. Hiçbir şeyi bitiremeden ölmek istemiyorum. O kadar eser ve kullanmadığım o kadar kelime varken...” “Abdullah Efendi’nin Rüyaları, bilhassa birinci hikâye böyle tenkitsiz mi geçecekti? Huzur ki okuyucuların hepsi sevdiler, üç makale ile, Yaz Yağmuru hiçbir akissiz mi geçecekti.” “Bunların Türkiye’ye getirdiği hiçbir şey yok muydu? Türkiye ve Türkçeye. Ya şiirlerim? Hâlâ hiç kimse “Deniz” manzumesinden bahsetmedi. “Deniz” manzumesi Türkçenin beş on manzumesinden biridir. Buna eminim. Buna makalelerimi de ilâve edin... Fakat niçin bu kadar haksızlık? Bu işte eksiğim nedir!” “Belki de kendi kendimi mahveden benim. Hakkımdaki sükût suikastının bir sebebi de belki de benim...” “Daima derinleştim. Sıfırdan başlamış gibiydim. Bu sıfır Yahya Kemal ve Haşim hariç Türk şiirinin değer seviyesiydi. Eğer burada genişlemeğe razı olsaydım benim de hiç olmazsa Faruk [Nafiz Çamlıbel] kadar bir şöhretim olurdu. Biraz kaysaydım Orhan [Veli Kanık] ve Cahit’ten [Sıtkı Tarancı] fazla sevilen adam olurdum. Yapmadım. Hakikaten sıfırdan başladım.” “Kırk yaşında tek oda müstakil evim oldu. Herşey, hayatımda herşey geç oldu. İlk nesir kitabım kırk yaşında çıktı. Hâlâ ikinci romanım Remzi’de bekliyor...”
270.00 ₺ -
Mitoloji Üzerine Araştırmalar Metinler ve Tahliller
Mitoloji "mit bilimi" anlamına gelir. Mit'in asıl mânası "gerçek hikâye" ve bunun da ötesinde "sahip olunan çok değerli şeyler, kutsal ve mânalı olan"dır. Mitolojilerin içinde kutsal hikâyeler ve merasimler bulunur. Zamanla bu kutsal vasıflar unutulur, böylece masallar ve efsaneler ortaya çıkar. Merasimlerin bir kısmı ise günümüze kadar devam etmiştir. Tiyatronun, dansın ve şarkıların ortaya çıkışında mitlerin rolü büyüktür. Kozmogoniyi anlatan mitlerden sonra menşe mitleri başlar, böylece varlık problemi ortaya çıkar ve felsefenin konusu oluşur. Türklerde felsefenin başlangıcını mitolojik dönemlere kadar çıkarmak mümkündür. Bu kitapta mit, mitoloji, Türk mitolojisi ve diğer milletlerin mitolojileri üzerinde durulmakta, metinler verilmekte ve tahliller yapılmaktadır.
75.00 ₺ -
Sami Paşazade Sezayi ve Eserleri
Sami Paşazad Sezai ve Eserleri merhum Güler Güven'in 1970 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın idaresinde hazırladığı doktora tezidir. Çok ciddi bir araştırmacı olan Güler Güven, Sami Paşazade Sezayi’nin özgeçmişiyle ilgili olarak birinci eldn bilgilere ulaşmak için uğraşmış ve çalışmasını bunlara dayandırmıştır. Kitap bu alanda hâlen yegâne eser olma özelliğini taşımaktadır. Eserini basmayı düşünmüş ve elindeki nüshayı buna göre düzenlemiş, üzerinde bazı değişmeler yapmış olan Güler Güven, ne yazık ki onu hayatta iken bastıramamıştır. Edebiyat tarihi alanındaki bilgilerin toplanmasının güçlüğünü ve yazarları edebiyat alanında var kılan eserlerinin arkasındaki birikimi Sami Paşazade Sezayi ve Eserleri’nde takip etmek mümkündür. Yeni Türk Edebiyatı alanının Recaizade Ekrem Abdulhak Hâmit ile birlikte ikinci döneminin temsilcisi Sami Paşzade Sezayi’yi bütünüyle inceleyen bu ayrıntılı, zengin kitabın okuyucuları cezp edeceğinden, araştırıcılara da örnek olacağından eminiz. Ancak, bu gecikmiş baskıyı okuyucularımıza sunarken vaktiyle bu çalışmada kullanılan ve onu canlandıran nice belgenin, şimdi hangi ellerde olduğunu da sormaktan kendimizi alamıyor ve onlardan bir kısmını bize ulaştıran Güler Güven’i rahmetle anıyoruz.
172.50 ₺ -
Türk Öykücülüğünde Mustafa Kutlu
Bu çalışma Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden olan Mustafa Kutlu'nun Ortadaki Adam'dan Tufandan Önce'ye kadar uzanan on üç kitaplık öykü serüvenini incelemektedir. Söylemek bile gereksiz ki, bu yazıların onun öykülerini çerçeveleme, bütün boyutlarıyla ortaya serme gibi bir iddiası bulunmamaktadır. Okurla, öyküler/metinler arasındaki mesafenin kapanmasına yardımcı olmak, anlamaya ve açıklamaya çalışmak öncelikli amaçtır. Çalışmada yazar ve eser olabildiğince ayrıştırılmış, şahsiyet/yazar öne çıkarılmamış, eser/metin üzerinde başlayıp biten bir tutum yeğlenmiştir. Yani bu kitap Mustafa Kutlu üzerine değil, Mustafa Kutlu'nun öyküleri üzerinedir. Bu anlamda biyografik, monografik bir yönü bulunmamaktadır. Tematik yanları ağır basan yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılmak istenmiştir. Genel olarak hiçbir eleştiri disiplinine bağlı kalınmadan, sadece okuma sürecinde açılan kapılar izlenmiş, her yazı bir sonraki yazıyı beslemiş ve süreç böylece tamamlanmıştır. Yazarın seçtiği yöntemin doğru olup olamadığı tartışılmamış, seçilen yöntem kendi mantığı içinde incelenmiştir. Yazılar kesin kanaatlere değil, çözümlemeye yaslanmıştır. Ayrıca yargılamak ve ona bir yer tayin etmek gibi edebiyat dışı tavırlardan uzak durulmuştur.
135.00 ₺ -
Türk Roman ve Hikayesinde İkinci Dünya Savaşı
Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı, Milli Mücadele gibi arka arkaya savaş felâketini yaşamış ve sonunda bağımsız bir devlet kurmayı başarmış olan Türkiye, II. Dünya Savaşı'na girmese de 1939-1945 yılları arasında özellikle ekonomik açıdan çok zor bir dönem geçirmiştir. Sınırlarımıza kadar dayanan bu savaş Türk insanının yaşamını alt üst etmiştir. Edebiyatın aslî türlerinden olan roman ve hikâye türleri hayatın aynası gibidirler. Sosyal ve siyasî olayları edebî eser için birer malzeme sayan yazarlarımız eserlerinde II. Dünya Savaşı'na da yer vermişler, bu savaşın ekonomik, sosyal ve ferdî açılardan Türk insanını ne şekilde etkilediğini işlemişlerdir. II. Dünya Savaşı'nın Türk Edebiyatı'na nasıl aksettiği makale boyutundaki birkaç çalışmada incelenmiş, konuyla ilgili geniş bir araştırma yapılmamıştır. Bu kitap, özellikle II. Dünya Savaşı'nın ağır şartlarını yasamış olan yazarların kaleminden çıkan roman ve hikâyeler üzerine yapılmış bir araştırmanın ürünüdür.
22.50 ₺ -
Uşaklıgilin Romanlarında Batılı Yaşayış
Batılı manada ilk romancımız olan Halit Ziya’nın eserleri hala aranmakta ve okunmaktadır. Prof. Dr. Zeynep Kerman bu çalışmasında Uşaklıgil’in romanlarına yansıyan “Osmanlı Batılılaşması”ndan unsurlar aktarıyor. Eser, Halit Ziya Uşaklıgil’in romanlarında görülen batılı yaşayış tarzını dört bölümde ele alarak inceliyor. Birinci bölümde yazarın batı ve batı edebiyatlarıyla ilişkisi, tercüme ve telif eserleri; ikinci bölümde romanlarındaki şahısların batıyla ilişkileri ortaya konuyor. Tanzimat’tan sonra yazarların eserlerinde dünyevî saadet, para ve maddî kazanç konuları önem kazandığından üçüncü bölüm, geçim, para, iş ve kazanç hayatına ayrılmıştır. Benimsediği realist akım dolayısıyla kahramanlarının karakterlerini daha iyi belirtmek için Halit Ziya, iç ve dış mekâna, kılık, kıyafet ve dekora büyük önem verir ve bu unsurları şahısların karakterlerini oluşturmada ustalıkla kullanır; dördüncü bölümde bu unsurlar işleniyor.
135.00 ₺ -
Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi
Edebiyat ve eğitim fakültelerinin “Eski Türk Edebiyatı Tarihi” derslerinde okutulmak üzere ilk olarak 2004 yılında yayımlanan Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi, beklenenin üzerinde bir ilgi görerek kısa zamanda sahasının vazgeçilmez kitaplarından biri haline geldi. İlk baskının önsözünde “Eserin amacı, edebî türleri kronolojik bir düzen dahilinde kendi aralarında tasnif ederek öğrenciyi edebiyat tarihimizin ana hatları ve seyri hakkında kısaca bilgilendirmek ve bu sahada çalışanlara en yeni bibliyografya bilgisini aktarabilmektir.” denmiş ve her yeni baskıda özellikle son yıllarda üniversitelerde hazırlanıp henüz yayımlanmamış yüksek lisans ve doktora tezleri dahil en güncel bibliyografyanın okuyucuya yansıtılmasına özen gösterilmiştir. Ancak her defasında zenginleşerek artan bu ilavelerle kitabın bir süre sonra üniversitelerin Türk edebiyatı tarihi müfredatını aşacağı ve öğrencinin öncelikle edinmesi gerekli edebiyat tarihi bilgilerinin hayli üzerinde bir yük oluşturacağı anlaşılmaktadır. Bu düşünceyle üniversite öğrencilerinin sadece lisans seviyesinde edebiyat tarihi müfredatını karşılaması amacıyla muhtasar bir kitap oluşturma ihtiyacı doğmasıyla Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi’nin bu ve bundan sonraki baskıları sürekli muhtevası artan bir kitap olmak yerine, kısmen kısaltılmış ve zarurî güncellemeleri içeren bir ders kitabı olarak kalırken, eserin 2007 yılı için genişletilmiş olarak hazırlanan yeni baskısı ve bundan sonraki baskıları Eski Türk Edebiyatı Tarihi adıyla, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrencilerle akademisyenlere hitap edecek şekilde olmasına karar verilmiştir. İçindekiler İSLÂM ÖNCESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI/ 13 Hunlar Çağına Ait Siyasi Mektup ve Türkü Tercümeleri/ 13, Göktürk Abideleri/ 14 Uygurlar/ 15, Kaynakça/ 16 KARAHANLI DÖNEMİ EDEBİYATI/ 18 Balasagunlu Yûsuf/ 18, Kaşgarlı Mahmûd/ 19, Edib Ahmed/ 20, Ahmed Yesevi/ 21 Hakim Süleyman Ata/ 23, Kaynakça/ 25 GAZNELİLER DÖNEMİ/ 28 Kaynakça/ 30 SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 32 Kaynakça/ 35 ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 39 Evhadüdddin-i Kirmani/ 45, Yunus Emre/ 45, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi/ 47 Sultan Veled/ 51, Hoca Dehânni/ 53, Nâsıri/ 55, Hacı Bektaş Veli/ 56,Kaynakça/ 58 XIV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 65 HAREZM’DE EDEBİYAT/ 66 Rabguzi/ 67, Kerderli Mahmûd/ 68, İslâm/ 69, Kutb/ 69, Hârzemi/ 70 MEMLÛK SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 71 Seyf-i Serâyi/ 71, Ebû Hayyân/ 72, Hüsam Kâtib/ 73 KUMAN SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 73 XIV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 74 Hasanoğlu/ 75, Ahmed Bin Veys/ 75, Nesimi/ 75 XIV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 77 Şeyyâd Hamza/ 78, Ahmed Fakih/ 81, Gülşehri/ 83, Âşık Paşa/ 85, Ahmedi/ 87 Kadı Burhaneddin/ 89, Hoca Mes’ûd/ 91, Eflâki/ 93 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ YAZARLARI VE ESERLERİ/ 94 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 101 Kaynakça/ 104 XV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 109 XV. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 112 Ali Şir Nevai/ 114 XV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 118 XV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 118 Ahmed-i dâ’i/ 125, Şeyhi/ 128, Ahmed Paşa/ 131, Necâtibey/ 133, Avni/ 135 Adli/ 136, Sultan Cem/ 137, Şehzade Korkud/ 138, Adni/ 138 Nişancı Mehmed Paşa (Karamanî)/ 140, İvâz Paşa-Zâde Atâ’i/ 140, Cemali/ 141 Karamanlı Nizâmi/ 142, Kemâl-İ zerd (Saruca Kemâl)/ 143, Melihi/ 144, Mesihi/ 145 Hamdullah Hamidi/ 145, Zeyneb Hanım/ 148, Mihri Hatun/ 149, Eşrefoğlu Rûmi/ 149 XV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ EDEBİYATI/ 150 Dini-Ahlâki-Tasavvufi Mesneviler/ 152, Aşk Mesnevileri/ 157, Tarihi, Destani ve Menkabevi Mesnevileri/ 159, Sergüzeştnâme ve Hasbihâller/ 163 XV. YÜZYIL ANADOLU SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 166 Kaynakça/ 170 XVI. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 177 XVI. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 179 XVI. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 181 Fuzuli/ 182 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI EDEBİYATI/ 189 Zâti/ 198, Hayâli Bey/ 200, Bâki/ 202, Nev’i/ 204, Lâmi’i/ 206, Kemâl Paşa-Zâde/ 208 Figâni/ 209, Muhibbi/ 210, Hubbi Hatun/ 211, Celili/ 212 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 214 Dini-Ahlaki-Tasavvufi Mesneviler/214, Aşk Mesnevileri/ 217, Tarihi, Destani Menkavebi Mesneviler/ 220 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 223 Tarihler/ 223, Biyografi Eserleri/ 224, Şuara Tezkirleri/ 225, Şerhler/ 229, Diğer ensur Eserler/ 230, Kaynakça/ 231 XVII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 241 XVII. YÜZYIL ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 243 XVII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 244 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 246 Klâsik Üslûp/ 248, Sebk-i Hindi/ 248, Hikmeti Tarz/ 250, Mahalli Tarz/ 251 Gani-Zâde Nâdiri/ 252, Nef’i/ 253, Nev’i-Zâde Atâ‘i/ 256. Şeyhülislam Yahyâ/ 257 Şeyhülislam Bahâyi/ 259, Nâ’ili-i Kadim/ 260, Neşâti/ 262, Fehim-i Kadim/ 263 Nedim-i Kadim/ 264, Nâbi/ 265, Bosnalı Sâbit/ 267,Hâleti/ 263 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 270 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 278 Tezkireler, Biyografik ve Bibloyografik Eserler/ 278, Tarihler/ 281, İlmi Eserler/ 282 Veysi ve Nergisi’nin Eserleri/ 283, Seyahatnameler/ 285, Şerhler ve Diger Mensur Eserler/ 285, Kaynakça/ 286 XVIII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 291 XVIII. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 295 XVIII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 296 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 297 Nedim/ 305, Râgıp Paşa/ 307, Kâni/ 308, Seyyid Vehbi/ 310, Sünbül-Zâde Vehbi/ 312, Fıtnat Hanım/ 314, Şeyh Gâlip/ 315 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 317 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 326 Tezkireler, Biyografik ve Bibiliyografik Eeserler/ 326, Tarihler/ 333, Surnameler/ 334, Sedaretnameler/ 335, Seyahatnameler/ 336, Münşeât Mecmuaları/ 336, Şiir ve Şair Hakkında Eserler/ 337, Dini, Tasavvufi Ahlaki Eserler/ 338, Şerhler ve Lügatler/ 339, Kaynakça/ 340 XIX. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 347 XIX. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 350 XIX. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 352 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 353 Eenderunlu Vâsıf/ 356, Keçeci-Zâde İzzet Molla/ 358, Leskofçalı Gâlip/ 359 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 361 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 364 Şuara Tezkireleri/365, Biyografi Eserleri /367, Tarihler/ 369, Sefaretnameler/370, Seyahatnameler/370, Lügatlar/371, Kaynakça/372
270.00 ₺ -
Yahya Kemal
Tanpınar'ın hayatının son yıllarında yazdığı, fakat tamamlayamadan vefat ettiği, Yahya Kemal üzerindeki bu tek bütün çalışmayı Mehmet Kaplan şöyle tanıtmaktadır: "Yahya Kemal kitabını okurken Yahya Kemal'i Zeynep Hanım Konağı'nda, İstanbul kahvehanelerinde, dost evlerinde yaşarken, konuşurken, hatıralarını anlatırken, fikrini ve nüktelerini söylerken görürsünüz. Tanpınar Yahya Kemal'in sohbet ve makalelerinde ileri sürdüğü fikirlere geniş yer ayırır. Düşüncelerine hakim olan 'kaynaklar meselesi' üzerinde durur. Şiirlerinin tahliline de önem vermiştir. Tanpınar'ın Yahya Kemal'in dili, şekil ve imajları üzerinde ileri sürdüğü fikirler çok önemlidir. Tanpınar imajları incelerken Freud, bilhassa Gaston Bachelard'ın görüşlerine dayanır".
135.00 ₺ -
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e (1839-1923)
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e İnci Enginün'ün daha önce yayınlanan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatıadlı kitabıyla birlikte 19. ve 20. yüzyıl edebiyatına toplu bir bakıştır. Bu edebiyat tarihinde ağırlık herşeyden önce eserlere verilmiş, dönemin ve yazarların özelliklerine ancak eserler gerektirdiği takdirde temas edilmiştir. Yeni Türk Edebiyatı 19. ve 20. yüzyılların bütün karışıklığını yansıtır. Hayatın her alanında görülen güçlü geleneğine sahip eski ile henüz geleneklerini oluşturmamış yeninin çatışmaları veya bir arada birbirinden ayrı yaşamalarını bu dönemin özellikle romanından öğrenmek mümkündür. Saf edebiyat denemeyecek, bazen öğretici, bazen ahlakçı, bazen de sadece edebiyat kaygılarıyla hareket eden yazarların ortaya koyduğu eserlerin pek çoğu hâlâ araştırıcıları beklemektedir. İnci Enginün bu kitabında gazetenin edebiyat üzerindeki etkisini göstermeyi amaçladığı gibi türleri de kendi içinde müstakil olarak ele almıştır: Nesir, roman ve hikâye, şiir, tiyatro ve tenkit. En büyük çatışmanın güçlü geleneği dolayısıyla şiir alanında yaşandığı edebiyat dünyasında uzunca bir gezintiyi andıran kitapta, çok iyi tanınan yazarlar gibi, bu tür incelemeye ilk defa girenler de bulunuyor.
450.00 ₺ -
Yirmi Yılın Ardından Mehmet Kaplan
Mehmet Kaplan başkalarının zevki için değil, kendi için yazdı, Türkiye için, öğrencileri için yazdı. Yetmişbir yıllık hayatının, kırkaltı yıllık hocalık döneminde 23 eser yayınladı. Asistanları ile beraber 9 kitap hazırladı ve neşretti, üç edebî eseri sadeleştirerek günümüze kazandırdı. 1400'ün üzerinde makale-deneme yayınladı. 18 doktora öğrencisi, sahalarında Türkiye'nin önemli hocaları oldular. Onlar da ülkenin dört bir köşesinde 'ocak' yaktılar, öğrenci yetiştirdiler. Mehmet Kaplan'ı ebediyete uğurladığımızın üzerinden yirmi yıl geçti. Hemen her yıl öğrencileri Türkiye'nin birkaç yerinde hocanın farklı yönlerini, hocayı tanımayan genç nesillere anlattı. Elinizdeki kitap; İstanbul Marmara ve Mimar Sinan Üniversiteleri Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinin, hocalarının vefatından yirmi yıl sonra beraberce hazırladıkları toplantıdaki konuşmalardan oluştu.
7.50 ₺ -
Ahmet Hamdi Tanpınar Bütün Şiirleri
Romancı, hikâyeci, edebiyat tarihçisi ve Cumhuriyet döneminde yetişen ünlü bir kültür adamı olan Ahmet Hamdi Tanpınar, aynı zamanda önemli bir şairdir. Bu kitap şairin tamamlanmış ve yarım kalmış bütün şiirlerini tek kitapta toplamaktadır.
127.50 ₺ -
Divançe
"Muhterem pederim Mustafa Nazmi Ersin Beyefendi 1289/1873 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Pederi Kapalıçarşı eşrafından Hacı Şakir Efendi, validesi uzun senelerdenberi Fatih semtinde ikâmet etmiş olan bir ailenin kızı Firdevs Hanım, hemşireleri Fethiye ve Habibe Hanımlardır. Nazmi Bey pek genç yaşında Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin Bâb-ı Seraskerî ünvaniyle yâd edilen Harbiyye Nezaretinde kurulmuş olan, mekteb-i küttâb-ı askerî namı altında meslekî tahsil veren müesseseye yazılmış, günün muayyen saatlerinde derslere devam etmek ve diğer saatlerde de Bâb-ı Seraskerî levâzımât ve muhasebât dairesinde çalışmak suretiyle meslekî hayatına hazırlanmıştır. 1908 senesinde İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra İtalyan ve Balkan harbleri esnasında Harbiyye Nezaretinde çalışmış, 1914-1918 Birinci Cihan Harbi müddetince İstanbul'da Teşvikiye'deki Şerif Paşa Konağı'nda Birinci Menzil Müfettişliği muhasebecisi olarak vazife görmüş, bu suretle Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin; Avrupa-yı Osmanî, Asya-yı Osmanî, Afrika-yı Osmanî ünvaniyle dünyanın üç kıtası üzerindeki muhteşem Osmanlı Devleti'nin Ordu-yı Hümâyûnlarının umûrunu tedvir eden, en mühim devlet dairelerinde uzun seneler vazife görmüş olan bu genç, liyakatli bir muhasebeci olarak amirlerinin takdirlerine mazhar olmuş, taraf-ı Şâhaneden nişanlarla taltîf edilmiştir. Cumhuriyetin ilânından bir müddet sonra tekaüd olmuş ve İstanbul'un kıymetli irfan müesseselerinden biri olan Cemiyet-i Tedrisiyye-yi İslâmiyye'ye (Darüşşafaka) muhasebecilik vazifesi ile intisab ederek yaş haddi ile emekli oluncaya kadar çalışmış, bir çok kıymetli ilim adamları, şair, edib, muharrir vatandaşların dostlukları ile bahtiyar olmuştu. Bâb-ı Seraskerî'deki muvaffakiyetli mesaisi arasında aynı zamanda, o devrin edebî cereyanlarının tesiri altında ebced hesabiyle târih düşürmekte muvaffak olmuştur. Eserlerinin mühim bir kısmı millî hamâsiyyat ve tarihî mefahiremize aittir. Maamâfih, bazı mevzular üzerine hece vezniyle yazmış olduğu manzumeleri de mevcuttur. Son derece halim selim ve müşfik bir şahsiyet olan merhum ve mağfur pederim Türk ve İslâm tasavvufunun ve tasavvuf musikîsinin ve o zamanki musikî cereyanının tesiri altında son derece hassas bir şair idi. Eserlerinin bazıları zamanın gazete ve mecmualarında neşredilmiş olup, muhiti tarafından takdire mazhar olmuştur. Merhum pederimin eserlerinde hâkim olan ruh, ilâhi bir tazim ve takdis ile ziyadar bir tasavvuf sevgisidir." Nezahet Nurettin Eğe Teşekkürlerim/ 6, Giriş/ 7, Divançe/ 21, Birinci Defter/ 23, İkinci Defter/ 97, Perakende Şiirler/ 275, Detaylı İçindekiler/ 305 Büyükbabam Mustafa Nazmi Ersin Beyefendi'nin şüphesiz ilham menbaı olan, sevdası hiç eksilmeyen refik-i hayaı, sade torunlarına değil fakat büyük ailesinin bütün efradına pek çok emeği geçmiş olan müşfik, anlayışlı, asîl ruhlu, fedakâr anneannem Dilşat Ersin Hanımefendi'nin aziz hâtırasına bu eseri derin muhabbet ve minnetlerimle ithâf ederim. Güneş
26.25 ₺ -
Ahmet Haşim Bütün Şiirleri
Hazırlayan: İnci Enginün - Zeynep Kerman Edebiyatımızın en cazip ve etkisi günümüz şiirinde de kuvvetle devam eden şairi Ahmet Haşim, birçok şiirinde "melâl"in şiirini yapmış ve okuyucularını derinden kavramıştır. "Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz" mısraının isyanı "Ve mâî gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak, Bu neyf ü hicre müebbed, bu yerde mahkûmuz" mısralarının yalnızlığa sığınış ve katlanışı takip eder. Yalnızlığı "O Belde"sinde, nice okuyucusunu da beraberinde sürükleyerek yaşayan Ahmet Haşim, aynı zamanda duyularıyla yaşayan ve onları denemelerinde dile getiren eşsiz bir şair ve denemecidir. Haşim'le konuşmayı büyük bir zevk olarak niteleyen yakın dostlarından Nurullah Ataç bir yazısında "Eseri, sözleri kendi kitabındadır, başka yerde değil. Onu anlatacak münekkitler bekleyeceğimize o kitabı açıp okuyalım" der. Haşim'in kitapları hep okundu. Şairler de şiir sevenler de onun şiirinde daima yeni hazlar buldular, dünyayı onun mısralarıyla daha da anlamlı gördüler: Gün bitti. Ağaçta neş'e söndü. Dallar ateş oldu. Kuş da yakut. Yapraklarla kuşun parıltısından Havzın suyu ergûvâna dündü. Elinizdeki kitap Haşim'in şiirlerinin yeniden gözden geçirilerek hazırlanmış şeklidir.
90.00 ₺ -
Asla Pes Etme
Bir sanat eseri (burada daha çok roman ve hikaye kastediliyor) iki unsur ile başarılı olabilir: İnandırıcılık ve etkili olma. Hangi biçim, teknik, tarz, üslup ve dil kullanılmış olursa olsun; yukarıdaki iki esası gerçekleştiremiyorsa kalıcı olmaz. Bir üçüncü husus sanatçının bizi elimizden tutarak kendi dünyasına uçurmasıdır. Mukadder Gemici ilk hikaye kitabı ile konusu ettiğimiz hususlarda belli bir varlık göstermiştir. Okurların bunu takdir edeceğine inanıyoruz.
75.00 ₺ -
Huzursuz Bacak
Genç akademisyen Ömer, uzun yıllar yaşadığı yurtdışından memlekete dönüyor... Umut, özlem ve memleket hasreti, daha havaalanında yerini kaygı, isyan ve huzursuzluğa bırakıyor... "Yolculuğu" boyunca karşılaştığı kişiler, hadiseler, mekânlar, siyasî ve toplumsal gelişmeler yaşadığı hayal kırıklığını iyiden iyiye pekiştiriyor. çektiği sıkıntı, memlekete fikir, fikir adamı, uğruna savaşılacak "dava" kalmamasıyla; özün görüntüye, kanaat ekonomisinin tüketim çılgınlığına, düşüncenin safsataya dönüşmesiyle, onu fark ettirmeden "huzursuz bacak" denen bir illete doğru itiyor... Kutlu'nun sonbahar geleneğinin son halkası yine dokunaklı üslubu, kendine has mizahı ve her şeye rağmen içinde barındırdığı inançla burada. Ancak bu kez, fikir merkezli bie eserle ve fikir çölündeki bir huzursuz gezginle karşı karşıyayız...
97.50 ₺ -
-
Sahnenin Dışındakiler
Tanpınar'ın bu eseri 1920'li yılların, Millî Mücadele yıllarının romanıdır. Romanın kahramanlarından İhsan romanın bir yerinde "Orada (Anadolu'da) mücadele var, muharebe var. Mukadderatımız orada halledilecek! Asıl sahne orası. Biz burada malesef sadece seyirciyiz. Sahnenin dışındayız" demektedir. Roman adını ve konusunu "sahnenin dışında" olanların içlerinde ve etraflarında olup bitenlerle, zaman zaman geçmişe, maziye yönelerek değişimler, hasretler ihtiraslarla kazanmaktadır.
247.50 ₺ -
Reha
Reha, Nurettin Topçu'nun 1926-1936 yılları arasında yazdığı ve bugüne kadar yayınlanmamış bir gençlik romanı. Topçu romanı sağlığında yayınlamak istemediğini, vefatından sonra ise yayınlanabileceğini kendine has tebessüm ve mânalı tereddütlerle yakın talebelerine söylemişti. Bilinen yalnızca bu kadardı, taki 1998 Şubat'ında romanın nüshası ortaya çıkana kadar... Taşralı kitabında bir araya getirilen hikayeleri için olduğu kadar, fikir hayatı ve dünya tasavvurunun teşekkül devri hakkında önemli ipuçları veriyor.
90.00 ₺ -
Aydaki Kadın
Aydaki Kadın Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dörtte üçü bitmiş son romanının dağınık müsveddelerinden merhum Güler Güven tarafından inşa edilmiş şeklidir. Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınar’ın hayatta iken kitap olarak çıkabilmiş iki romanıdır. Tefrika olarak basılan Sahnenin Dışındakiler ile tefrikası yarım kalan Mahur Beste’yi de okuyucular yıllar sonra okudular. İlk romanı Mahur Beste de yarımdı, son romanı da yarım kalmıştı. Tanpınar yıllarca üzerinde çalıştığı “eserim” diyeceği bu romanın peşindeydi: “Roman bugünkü şekliyle hiç fena değil. Eğer pazarlık etmez, parasızlığa teslim olmazsam gelecek sene mühim bir eserim olur” demektedir günlüklerinde. Aydaki Kadın tam anlamıyla bir Tanpınar romanıdır. Eser kahramanının nice tanıdıklarının binbir hatırasıyla mekânı doldurduğu İstanbul’un, özellikle Boğaz’ın ve denizin romanı olduğu kadar, bir türlü dile getirilemediği için, içte genişleyen, kıvranan ve zehirleyici bir güce dönüşen aşkın romanıdır. “Ben çocukluğumla evlendim. Bu evde doğmuştum. Orada ölmek için evlendim” diyen Leylâ Boğaziçi’dir. Yazar eserini ayrıca siyasî bir roman olarak tasarlamıştır. Türkiye’nin demokrasi tecrübelerinin iflası, insanların iflasıyla birleşir. Bir bakıma hem Huzur hem de Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile birleşen noktaları çoktur. Her romanına kendisini koymuş olan Tanpınar bu romanda da vardır. Aydaki Kadın’ı günlükleriyle birlikte okuyunca, Tanpınar’ın hayalleri ve günlük gerçekler arasında parçalanışı, Selim’in yaşadıklarında da takip edilebilir.
202.50 ₺ -
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı hemen hemen seksen yıllık bir dönemi içine alan zengin bir edebiyattır. Bir ders kitabı olarak da algılanabilecek eser esasen türlere göre düzenlenmiştir. Bununla birlikte şahıslara gereken yer ve önem verilmiştir. Prof. Dr. İnci Enginün'ün eserdeki yorum ve hükümleri hem akademik çevreler, hem üniversiteler kadar umumi okuyucu için de ufuk açıcı mahiyettedir.
292.50 ₺ -
Mahur Beste
Huzur ve Sahnenin Dışındakiler'de önemli bir motif olan "Mahur beste" bu romanın adı olmuştur. Mahur beste romanına acı bir aşk hikâyesinin klâsik musıkî kalıplarıyla soyutlanması vücut vermiştir. Tanpınar'a göre klâsik Türk musıkîsi medeniyetimizin özlü bir yansıması olarak tecelli etmiştir.
120.00 ₺ -
Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 2
Araştırmaların bu ikinci cildi Mevlânâ'dan Tarık Buğra'ya Türk müelliflerinin eserleri ve düşünceleri üzerine yazılmış yazılardan oluşmaktadır. Üzerinde durulan yazarlar arasında Mevlânâ, Şeyh Galip, Mehmet Âkif, Namık Kemal, Abdülhak Hâmid Tarhan, Ziya Gökalp, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim... bulunmaktadır.
300.00 ₺ -
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Eser Türk toplumunun medeniyet değişimi süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor. Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde zengin hayat hikâyeleriyle Türkiye'nin meselelerini, kendine has yorumlarıyla medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırmakta, yaptığı tahlillerle de insanımız ve toplum yapımız üzerine dikkate değer hükümlere varmaktadır.
240.00 ₺ -
Şiir Tahlilleri 1 Tanzimattan Cumhuriyete
Kitap Âkif Paşa'dan Yahya Kemal'e kadar 32 şairin bir şiiri ve bu şiirin tahlilini ihtiva eder. Şiirler tahlil edilirken sanat, edebiyat anlayışlarına, fikir hareketleri içindeki yerlerine, şiirle vermek istedikleri fikre yer verilmektedir. Bu özellikleriyle Şiir Tahlilleri hem bir şiir antolojisi hem de sanat-edebiyatla sınırlı bir fikir tarihi hüviyeti kazanmıştır. Metod olarak şairin hal tercümesinden eserine yaklaşma değil, eserden-şiirden yazara, onun anlayışına yaklaşma yolu tercih edilmiştir.
142.50 ₺ -
Zafer Yahut Hiç
Makedonya kralı İskender, Dara'yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara'nın hızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber'in sarayına sığınır. Eşber'in kızkardeşi Sumru, İskender'i gömeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve şevişen Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender'i sever. İskender Sumru'nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister ancak Eşber halkına karşı sorulu olduğunu bilir. Savaşır ve bir hain sandığı Sumru'yu öldürür. Bu haber İskender'e ulaşınca kıral kendisine engel olmak isteyen Rukzan'ı atıyla çiğneyerek geçer. Pencap düşer, Eşber zincire vurulur. Eşberin kahramanlığına hayran kalan İskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir. Kılıcı alan eşber intihar eder etrafı Eşber'in, Sumru'nun ve Rukzan'ın cesetleriyle çevrili olan İskender, bunun manasını hocası Aristo'ya sorar. Eser Aristo'nun cevabı ile biter: -Zafer yahut hiç!
120.00 ₺ -
Yokuşa Akan Sular
Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte yaşanan maddî-mânevî toplumsal sorunları Karslı bir işçi olan Cevher Bican ve çevresindekilerin başından geçen olaylarla irdelendiği Yokuşa Akan Sular sanayileşmeye olduğu kadar peşinden gelecek modernleşmeye de neredeyse bir dervişin gözüyle yapılan bir eleştiri.
75.00 ₺ -
Yoksulluk İçimizde
Bedenî ve maddî hazlara bağlı bir mutluluk düşüncesini besleyip büyütüyoruz. Dünya muhabbetini sayısız teferruat ile zenginleştiriyoruz. Nefsin ihtirasları bizi her an değişik parıltılar yayan eşyaya doğru koşturuyor. Bu vahşi koşu modern dünyanın simgesidir. Yoksulluk İçimizde, kalbî olanı, aşkı ve öteleri dile getirerek hayatın hakikatine işaret ediyor.
75.00 ₺ -
Ya Tahammül Ya Sefer
İnandığımız uğruna pek çok şeyi göze aldığımız "dava"lar. Bizimle aynı duyguları, fikirleri paylaşan arkadaşlar. Ancak onlarla var olabileceğimizi hayatımızın bir mana kazanabileceğini düşünürüz. Ya Tahümmül Ya Sefer, yakın geçmişimizde böyle düşünen insanların, nesillerin nasıl bir araya geldiklerini, sonra nasıl dağıldıklarını, şahsiyetlerinden ve bulunmaları gereken yerlerden nasıl uzaklara sürüklendiklerini ele alıyor. Bu insanların açmazlarını, acılarını dile getiriyor.
75.00 ₺