-
Kalbin Aşk Vakti
Aşk bir elçidir, olup bitenden değil, olup bitmeyenden haber getirir. Başkalarıyla yaşamayı öğrenebiliyor da, kendisiyle yaşamayı bir türlü öğrenemiyor insan. Çünkü ilkinde hayatı tanımak, ikincisinde Allah’ı tanımak elzemdir. Oysa ‘perhizin’ yerini ‘diyet’, ‘eğlencenin’ yerini ‘şamata’, ‘neşenin’ yerini zemberekli ‘kahkaha’, ‘hüznün’ yerini ‘can sıkıntısı’, ‘kılıfın’ yerini ‘ambalaj’, ‘muhafazanın’ yerini ‘kullan at’, ‘ebedînin’ yerini ‘garanti’ , ‘şeffaflığın’ yerini ‘transparanlık’, ‘kulun’ yerini ‘ben’, ‘imanın’ yerini ‘bağımlılık’, ‘Tanrı’nın yerini ‘Star’ aldı. İbadet diye diye Allah hayattan ayırıldı. Oysa sokak da tapınak kadar kutsaldır. Oysa Allah’la insanın ilişkisinin asıl adı ‘ibadet’ değil, ‘hayat’tır. Şimdi hayatı ‘on’ üzerinden değil, ‘sıfırdan’ kurmak gerek. Mutlaka ama mutlaka çağrılıyorsun, kulak kabartmayı bil.
20.10 ₺ -
Uyku Güvenli Bağlanma Ve Bebeğiniz
Ebeveyn-bebek ilişkisi ve uyku konusunda uzmanlaşmış psikolog bir anneden… Bebeğinizle nasıl bir iletişim kurduğunuz, hayatının geri kalan bölümlerinde olduğu gibi, uykuya geçiş ve uyku deneyimlerinde de önemli olacaktır. Bebeğinizle kurduğunuz iletişim ve onu destekleme biçiminiz bağlanma ilişkinizi etkiler. Bağlanma ilişkiniz de bebeğinizin kim olacağını… Bebeğinizin size derinlemesine ve sağlıklı bir şekilde bağlanmasını sağlamak ve zamanı geldikçe sağlıklı bir şekilde bağımsızlaşmasına imkân tanımak ona kendisini ve hayatı vermek anlamına gelir. Tüm bu süreçte, ne yaptığınız kadar ve hatta belki daha fazla, nasıl yaptığınız önemli olacaktır. Bebek ve uyku konusu ülkemizde ilk kez bu biçimde ele alınıyor. Bebeğimle Oynuyorum kitabının yazarı, bebek uykusu, anne ve bebek ilişkisi, bebek gelişimi konusunda uzman, iki çocuk annesi Gelişim Psikoloğu Sinem Özen Canbolat, mesleki tecrübelerini topladığı bu kitapta hem bebeğinizi anlamanıza yardımcı oluyor hem de pratik yöntemlerle nasıl bir uygulama yapacağınız konusunda tam da yanınızda yer alıyor. Bebeğine ve kendine eziyet etmeden, mekanik eğitim yollarına sapmadan, ona ve kendine öfkelenmeden bebeğinin ihtiyaçlarının farkına varmak, kendini bu ihtiyaçlarla uyumlayıp bebeğini ve kendini yapıcı bir biçimde desteklemek, onu eğitmek değil onunla ilişki kurmak isteyen ebeveynler için… Bebeğiniz söz konusu olduğunda hedef yoktur, yürümekte olduğunuz yol ve bulunduğunuz an vardır.
227.80 ₺ -
Kaygıları Aşma Rehberi
Kesin beni itici bulmuştur. Çok beceriksizim. Benden hoşlanmayacaklar. Hiç hata yapmamalıyım. Benden sıkılacaklar. Kesin benimle ilgili konuşuyorlar. Herkes bana bakacak. Mahcup olacağım. Hakkımda kötü düşünecekler. Elime yüzüme bulaştıracağım. Dışlanacağım. Beni sevmeyecekler. Kaygıların dünyası adeta dipsiz bir kuyu fakat aynı zamanda koca bir çöplük. Nasıl baktığınıza, ele aldığınıza, nasıl başa çıktığınıza bağlı. Kendiniz için felaket kehanetlerinde bulunup bunları gerçekleştirebilirsiniz ya da kaygılarınızı beslemekten vazgeçip, içinize yapışmış, hoşnut olmadığınız düşünceleri gün ışığına çıkarıp onları geride bırakabilirsiniz. Sonuç şaşırtıcı olacaktır. Özgüven. Hatalarını kabullenebilmek. Kendini sevmek. Kendinden kaçmamak. Huzur. İyi niyet. Hislerinin farkında olmak ve onlarla başa çıkabilmek. Kendini yatıştırabilmek. Olumlu düşünebilmek… Bu kitapta detaylarıyla ve örnekleriyle sosyal kaygının ve olumsuz düşüncelerin nasıl aşılabileceği, sosyal kaygısı olup da zamanla aşmış kişilerin bunu nasıl başardıkları anlatılıyor.
147.40 ₺ -
Canı Sıkılan Çocuklar İçin 2 Kitap Set
Can sıkıntısına son! Canı Sıkılan Çocuklar İçin Ev Yapımı Birbirinden eğlenceli 54 oyun ve 24 bilimsel etkinlik seni bekliyor! Bu kitaplarda can sıkıntına çare olabilecek oyunlar ve deneyler yazdım. Sadece yazmakla kalmadım etkinliklerin kazanımlarını, mucitlerini, kimlerle oynayabileceğini, nasıl sonuçlar alacağını da sayfalara ekledim. Böylece hem keyifli zamanlar geçir hem de eğlenerek öğren istedim. O zaman hadi arkadaşım, sayfaları çevir de başlayalım!
93.80 ₺ -
Doğal Doğum
“Kendini rahat bırak, düşünme, doğum düşünme işi değil... Zihnini bir kenara bırak. Bu dünya güvenli, bırak çocuğun gelsin… Bırakmayı öğren.Mutluluğun anahtarı budur. Doğum bir bırakma eylemidir; içindekini bırak, serbest bırak, tutma!” Opr. Dr. Gülnihal Bülbül Opr. Dr. Gülnihal Bülbül, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak hayatını mesleğine adamış ve bu ‘kutsal’ mesleği ‘ibadet’ aşkıyla yapan bir hekim… Mesleğini icra ederken “Neden bu kadar çok sezaryen yapıyoruz?” sorusunun cevabını bilimsel yöntemlerle aramak için Halk Sağlığı Yüksek Lisansı yapmış. Farklı okumalarla ve doğal doğum workshop’larına katılarak başladığı yolculukta, dünyanın çeşitli doğum kliniklerini ziyaret edip doğum uygulamalarını yakından gözlemlemiş. Türkiye’nin çeşitli bölgelerini gezip doğum geleneklerini ve eski ebelerin tecrübelerini araştırmış, kendi tecrübelerini onlarla paylaşmış... Bülbül, katıldığı her doğumun kazandırdığı eşsiz tecrübeleri, doğum yapan kadınların hikâyeleriyle birlikte paylaşıyor bizlerle. Bu kitap birçok anlamda alanında bir ilk olma özelliği taşıyor! Kadınlara anneliğin güzelliğini anlatırken, kadın olmanın ayrıcalığını yaşatıyor, içgüdüsel olarak doğurma arzusunu canlandırıyor. Doğumu doğal yoldan yapma cesaretini iade ediyor. Bu konuda çiftlerin özgüven kazanmalarına yardımcı oluyor. Babalara da doğumda nasıl davranmaları gerektiğini öğretiyor. Önceki doğumlarını sezaryen yapmış kadınları da doğal doğum konusunda cesaretlendiriyor! Doğumla ilgili zihninizde yer etmiş sıkıntıları, korkuları, endişeleri bir kenara bırakın, mutluluğunuza engel olan kilitleri açın! Çünkü doğum, bir kutlama, mutluluk, coşku, sevinç, tazelenme, temizlik, eskiye set çekme, yeni gelenleri kucaklama, masumiyet ve gayret... Bilinmeyene açılan bir yürek, dolup taşan ve zaman geçtikçe kendi yazgısını yüreğe kazıyan bir deneyim… Bu deneyimi en doğal haliyle yaşamak tüm annelerin, babaların ve bebeklerinin hakkı! Bu kitap hepimizin hakkı!
144.05 ₺ -
Hazır Alma Kendin Yap!
Çok değil, bundan 50 sene kadar önce tüm gıdalar mevsiminde taze olarak tüketilir, kışlık gıdalarsa yaz mevsiminin sonunda hazırlanıp kilerde saklanırdı. Bu hazırlıklar sırasında komşular birbirine yardım eder; imece usulü herkesin tarhanası, salçası, yufkası, eriştesi, turşusu tamamlanırdı. Zamanla toplumun yapısı değişti. Ninelerimizin yiyecekleri ‘eski’ diye küçümsendi. Evde yoğurt mayalamak ‘gereksiz bir uğraş’, salça yapmak ‘çok büyük bir eziyet’ haline geldi. Tarhana yoğuran, turşu kuran neredeyse kalmadı. Gıda endüstrisi “siz zahmet etmeyin, benden hazırını alın” diye reklam yaptıkça anneler inandı. Her türlü ihtiyacını market raflarından almaya başladı. Çocuklarına katkı maddeleri, kimyasallar, boyar maddeler, parfümler, zararlı yağlar ve şekerlerle hazırlanmış son moda yemekleri, reklamı en çok yapılan içecekleri verdi. Bugün, bize ‘kolaylık’ olsun diye sunulan endüstriyel gıdaların aynı zamanda ‘hastalık’ yaptığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Anneannelerimizin tarhanasının, turşusunun kıymetini anladık. Ama bu arada, nasıl yapıldıklarını da unuttuk! İşte elinizdeki kitap, sağlıklı beslenmek adına yemek kültüründe kendi devrimini yapmaya karar verenler için gerçek ve doğru kaynaktır! 40 seneyi aşkın bir süredir halk mutfağımız ve yemek kültürümüz üzerine araştırma yapan Hülya Erol engin birikimini, anneanneden miras tariflerini, komşu teyzelerin mutfak sırlarını, köylerimizin usullerini paylaşıyor. Bizi eski zamanların ağaç gölgeleri, üzüm asmaları, kümesten kaçırılan yumurtaları, taze pişmiş yufkaları arasında güzel bir yolculuğa çıkarıyor…
134.00 ₺ -
Mutlu Ev
Halktan kaçtığınız korunaklı siteler, lüks mobilyalar, kartonpiyerler, ünlü mimarların dekorasyon önerileri mutlu etmeyecek sizi. Yüksek binalar ve beton eninde sonunda nefesinizi akıştıracak. 5+1 lerin, 4+2 lerin, akıllı binaların, yok satan mega projelerin fıtratınıza uygun olmadığını kavrayacaksınız. Eşyaların esiri olduğunuzu düşüneceksiniz. Gereksizce büyük ve çok sayıdaki odalar huzur vermeyecek. Yatırım amaçlı aldığınız yazlık da, ikinci, üçüncü evler de anlamsız gelecek! Mimar Semih Akşeker avinde huzur ve mutluluk arayanlara sesleniyor. Ayetler, hadisler ve gelenekler ışığında mutlu olacağınız ev projesini çiziyor!. Evin temelini ise adalet, tevazu, sadelik, güzellik/estetik, fanilik şuuru, mahremiyet, özgünlük, iktisat ve hüsn'ü muhafaza olmak üzere 9 Kurani ilke üzerine atıyor. Bu kitap, Batı taklidi modern mimarinin insanı hor gören şımarıklıklarından sıkılıp daha mürevazi, tabiatla uyum içinde yaşamak isteyenler için yazıldı. Peygamber Efendimiz'le aynı evi paylaşmanın nasıl bir duygu olduğunu merak edenlere ithaf olunur.
20.10 ₺ -
Zuzu ile Allahın İsimlerini Öğreniyorum 3 Kitap
Zuzu, küçük bir fasulye yetiştirmeye başlıyor. Bu güzel fasulye bakalım Ona Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor. Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz. El Musavvir, Er Rezzak, El Vedud Zuzu, botanik bahçesinde çiçeklerin dünyasına doğru bir yolculuğa çıkıyor. Bu rengârenk dünya bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor. Küçük yavrularımıza Allahın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz. El Bari, El Muhsi, El Cemil Zuzu, ailesiyle bilim fuarına gidiyor. Birbirinden farklı icatlar bakalım O’na Allah’ın hangi isimlerini öğretiyor. Küçük yavrularımıza Allah’ın 3 güzel ismini anlatan bu sıcacık öyküye davetlisiniz. El Halık, El Basir, Es Semi
234.50 ₺ -
Yeni Akdeniz Diyeti
Fazla kilo alımının ve kronik hastalıkların önlenmesinde en faydalı beslenme tarzı olan, UNESCO’nun tarihi miras olarak kabul ettiği Yeni Akdeniz Diyeti’ni, ülkemizin konusunun önde gelen uzmanlarından Endokrinolog Prof. Dr. Metin Özata ve Gastroenterolog Uzm. Dr. Atilla Bektaş ortaklaşa anlatıyor.16 ülkeyi kapsayan geleneksel Akdeniz diyeti; Güney İtalya, Yunanistan ve Girit Adası’nda tipik olarak uygulanmakta olup diğer ülkeler ve bölgeler arasında heterojen özellikler gösteriyor. Ülkemizde de Ege Bölgesi’nin beslenme alışkanlıkları geleneksel Akdeniz diyetiyle benzer özellikler taşıyor. Yeni Akdeniz Diyeti masa başında hazırlanmış bir formülasyon diyet değil! Yüzlerce yıl öncesinden gelen, yaşanılan coğrafyanın özelliklerinden de etkilenen, beslenme alışkanlığı ve bir yaşam şekli. Bu beslenme şeklinin Yeni Akdeniz Diyeti olarak adlandırılmasının nedeni, geleneksel Akdeniz diyetinin yeni bilimsel araştırmalarla yeniden şekillendirilmesidir.Yapılan bilimsel çalışmalar, Yeni Akdeniz Diyeti’nin kişide sağlıklı olma halini artırdığını, özellikle fazla kilo, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı gibi kalp ve damar hastalığına neden olan risk faktörlerini ve bu hastalıklara bağlı ölümleri azalttığını gösteriyor. Bu beslenme ve yaşam tarzı yaşadığımız toprakların ürünü olduğu için, uygulayanlara şifa, zindelik, enerji, güçlü bağışıklık ve mutluluk getiriyor.
20.10 ₺ -
Yemezler
Çok değil, olsa olsa otuz yıl kadar önce hayatımızda “bozulabilen” gıdalar vardı. Çürük yumurtanın berbat koktuğunu, günlük sütün fazla bekletilince kesildiğini, tavuğun tencerede bir-bir buçuk saatten önce haşlanmadığını bilirdik. O zamanlar yoğurt dayanıklı beyaz eşya gibi değildi, ekşirdi. Oysa şimdi… Market rafları ve buzdolapları isteseniz de bozulmayan yumurtalar, ekşimeyen yoğurt, bozulmayan UHT süt, yirmi dakikada pişiveren piliçlerle dolu. Endüstri, insanın mikrop fobisini sonuna kadar kullanarak steril gıdalar üretmeyi başardı ve bunu yaparken Batı bilimini de arkasına aldı, dolayısıyla hiç kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Sonuçta bilim destek verince, bilimsel çalışma verileri ortaya konunca akan sular durur. Buna karşılık, gıdaların değişen (ve fakirleşen) içeriğiyle değişen (ve artan) hastalık profili arasında sıkı bir bağlantı olabileceği üzerinde duran; gıda niyetine tükettiğimiz, doğal içeriğini tamamen yitirmiş, raf ömrü yıllarca bozulmayacak denli uzun olan ürünlerin yarattığı riski irdeleyen olmadı.Bizler de dayatılanı olduğu gibi kabullenmekle yetindik. Gel zaman git zaman geleneksel beslenme alışkanlıklarımızı, neyin yenebilir neyin yenemez olduğunu unuttuk. Batı biliminin verilerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirmenin, belletilen dogmatik beslenme öğretisini sorgulamanın, yıllar içinde bize unutturulanları hatırlayıp hayata geçirmenin ve bu bilgiyi sonraki kuşaklara aktarmanın zamanı geldi. Neyse ki, artık beslenmeyle ilgili daha çok konuşmaya, tartışmaya, sormaya, yanıt aramaya, bakış açımızı değiştirmeye başladık. Bilgi halka açık olduğu sürece değişimin başlayabileceğini gördük.Dr. Yavuz Dizdar beslenme konusundaki okumaları, gözlemleri, paylaşımları, özellikle kanser hastalarıyla ilgili klinik deneyimi ışığında beslenme “ilmi”ni gözden geçiriyor. Batı biliminin 1800’lerin sonlarından başlayan verilerini mercek altına alan Dizdar, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmalarını farklı bir bakış açısıyla gözden geçiriyor. Doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, “bozulmayı bile beceremeyen”, dolayısıyla aslında insanın hak ettiği sağlıklı gıda kapsamına girmeyen endüstriyel ürünler ve Batı biliminin kâğıttan kuleleri için Yemezler! diyor.Kitabın Bölümleri:Giriş: Batı akademisine “beslenme temelinde” samimi bir eleştiri Bölüm 1: Bilimin endüstrileşme süreci Bölüm 2: Beslenmenin genel felsefesi Bölüm 3: Sindirim işlevi ve mekanizması Bölüm 4: Beslenme neden gelenekseldir? Bölüm 5: Beslenme ve hastalık ilişkisi Bölüm 6: Gıdanın endüstrileşmesi, uzun raf ömrünün tarihçesi Bölüm 7: Süt, yoğurt ve ayranın bozulması Bölüm 8: Aşırı fiziksel işlem Bölüm 9: Biyolojinin kötüye kullanılması: Endüstriyel et, piliç ve yumurta Bölüm 10: Şeker neden zararlıdır Bölüm 11: Tarım ilaçları, zararlılarla mücadelenin çok daha ötesi Bölüm 12: Endüstriyel gıda nasıl hasta eder? Bölüm 13: Çıkarımlar Bölüm 14: Beslenmenin ekonomisi, uluslararası boyutta derin ticaret zinciri
134.00 ₺ -
Yaşamın Gizli İşaretleri
Gündelik yaşam sahnelerinin özel bir dili vardır. Elimizdeki bardağın düşüp kırılmasına varıncaya kadar, her yaşam sahnesi bir işarettir. Gün içerisinde semboller ve hadiseler üzerinden insana birçok mesaj ulaştırılır. Birçoğumuz bu özel yönlendirmeleri layıkıyla anlayıp değerlendiremeyiz.Hadiselerin özel dilini çözemeyen, onların getirdiği manidar mesajları fark edemeyen insanlar için bir işaret dili eğitimine ihtiyaç vardır. Bir konuşmacıyı, dinleyen herkesin aynı seviyede anlayamaması gibi, yaşanan hadiseleri de herkesin aynı seviyede yorumlaması beklenemez. Varlık dilsiz değildir, kimine bağırarak kimine fısıldayarak da olsa herkesle konuşur. Hadiseler, akıp giden varlık nehri üzerindeki en hikmetli parıltılardır.Evrende gayesiz tek bir nesne gösterilemediği gibi, rastlantısal hiçbir olay da yoktur. Başa gelen irili ufaklı her hadise birçok gaye ve hikmet taşır. Gündelik her hadise de, Rabbimizin bize gönderdiği özel bir iletidir; anlam, mesaj ve işaretler yüklü birer semboldür. Yaşam, yönlendirici ve haberci işaretlerle dolup taşmaktadır. Hayatın beden dilini okumayı öğrenen biri, her olaydan, her yaşam sahnesinden kendisi için can alıcı yönlendirmeler çıkarabilir.Gündelik hadiselerin taşıdığı özel anlamları, verdiği manidar mesajları doğru okuyabilmek için Kur’an-ı Kerim ayetlerinden, Peygamberimizin (sav) hadislerinden ve sufilerin -çoğu tozlu raflarda kalmış- kişisel tecrübelerinden faydalanarak âdeta bir “kısayol haritası” çıkaran Yaşamın Gizli İşaretleri, ruhundaki yön bulma ihtiyacının farkında olanlara sunulmuş ezber bozan bir “görme ve anlama” atölyesi…
117.25 ₺ -
Vicdan Hayat Kurtarır
Biz Yavuz Dizdar’ı daha çok medyadan, kanser uzmanı ve beslenme konularında görüşler açıklayan doktor olarak tanıyoruz. Bu kitap onun çocukluğunu, mesleğini nasıl seçtiğini, aşklarını, işlerin üzerine nasıl kaldığını, yani yaşama nasıl baktığını anlatıyor.Oysa onun hassasiyeti gelecek, ama özellikle gençlerin geleceği. Mevcut sistemin getirdiği değişiklikler bugünün gençlerini ister istenmez işsiz ve belki de eşsiz bırakacak. Dolayısıyla bu kitap sağlıklı beslenme kitabı değildir, sistemin açmazlarını ve direnç noktalarını tanımlar.Kitabı tıpla ve doktorla ilişkisi olacak herkesin okuması önerilir. Ama bu kitap esas gençlere önerilir, çünkü bu durum özellikle gençlerin sorunudur. Ve en sonunda Yavuz Dizdar kendiyle olan ilişkisini de tanımlar: SÖZLEŞMEBu kitapta detayını bulabileceğiniz bazı başlıklar…* Kızartmayı bırakarak kanserden korunulmaz. * Kanser tanısı konulan vakaların büyük bir kısmı kanser değil. * Hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. * Doktor öğrendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışıyor. * Şaşaalı hastane olması önemli değil. İçinde adam var mı sen ona bak. * 2050’de iki kişiden birinin otistik olması bekleniyor. * Patronlar hile hurda bilen adamları işe almak istiyor. * Özel üniversiteler büyük boy kreş gibiler. * Kokoreç Avrupa Birliği’ne atılmış bir goldür. * Pilicin kanserle ilişkisini Ulusal Onkoloji Kongresi’nde anlatmak istedim, kabul edilmedi. * Herkes halkı suçluyor. Ama halk zaten biziz.
100.50 ₺ -
Vav Uğruna
Bugün kapına “aciz ve günahkâr” bir şekilde geldim, aslına bakarsan yüzüm yok, Ama ardıma bakarsak senden başka “sığınacağım kimsem yok.” Sesime kulak ver! “Ben PİŞMANIM! Ben PİŞMANIM! Ben PİŞMANIM!” Ömrüm hüsran içinde, tövbelerim utangaç, hasıraltı günahlarımdan arınmak için kapına geldim! Bir sözümüz vardı sana Ya Rahman, Ne tam tutabildik, ne de dönebildik… Ama bugün, Pişmanlık duyan nefsimden, Kovulmuş şeytanın Şerri’nden, Güzel görünen dünya’dan, Karnı doyuran haram’dan, Kalbi kör eden para’dan, Dost görünen düşman’dan, Sana sığınaraktan, Pişmanlık duyaraktan; Tevvab olan sana söz veriyorum ki, Mûnim olan sana söz veriyorum ki, Ubudiyet edilen sana söz veriyorum ki, Muhyi olan Kuran’ına söz veriyorum ki, Aziz olan Nebi’ne söz veriyorum ki, “Bundan sonraki ömrümü “Keşke” dememek için yaşayacağım…” “Ben Pişmanım! Ben Pişmanım! Ben Pişmanım!”Kelimelerle oynamakta ustalık geliştirmiş kimi yazarların tasavvuf üzerine söyledikleri sözlerin yanında, Faruk Yiğit Araz Vav Uğruna başlıklı ilk kitabında Allah’la olan ve olmasını istediği ilişkiyi kalbinin tüm samimiyetiyle haykırıyor, ortaya döküyor. Yazar, yalnızlığından, uykusuz gecelerinden, pişmanlıklarından süzdüğü muhasebelerini, seslenişlerini, öğütlerini paylaşıyor okurla. Bunu yaparken hem şiire, iç döküşlere yer veriyor hem de Kuran’a başvuruyor.Faruk Yiğit Araz, metninin gücünü samimiyetinden, yaşanmışlıklarından alıyor. “Bazen eğiliyorum ya secdeye, bir an gözlerimin önüne günahlarım geliyor, mahcubiyetten bir daha kalkasım gelmiyor…” diyor.Kalbi olmak, Allah’la yakın olmanın gereklerini yerine getirebilmek için günümüz insanın en temel zorluklarından birine şöyle işaret ediyor yazar: “Zira kalabalık, Allah’ı unutturmaktan, kendini kaybetmekten, günaha batmaktan başka bir şey değil. Teknoloji geliştikçe Allah’a olan yakınlığımız azalıyor. Çünkü biz, Modern dünyanın, teknoloji illetinde kaybolan zavallı mahlukatlarız.”Vav Uğruna’yı tasavvuf içerikli olduğu düşünülen klişelerle bezeli emsallerinden ayıran en önemli özelliği, kendisiyle, hayatla, inançla, Allah’la meselesi olan bir insanın, yaşadığı gelgitlere, çelişkilere, yetersizliklerine yer vermesi. Bu bakımdan, ben olmaya çalışan, hayatta kendine bir yer açmaya ve bunun merkezine de Allah’ı ve inancını koymaya çalışan bir insanın ruh dökümünü okumak gibi Vav Uğruna. Faruk Yiğit Araz, günümüzde pek çoklarının soramayacağı cesur bir soruyu soruyor bu kitapta: “Sen bu İslam’ın neresindesin?”
20.10 ₺ -
Uzun Lafın Kısası Hayırlısı
Bu yazı, hayırlı deminde sana ulaşmış ise lütfen başını kaldır ve göğe bak.Senin için hayırla bezenmiş bu gök sana tek bir şey fısıldayacak: Hayır var ise içinde, olan da vardır bir gök diliminde, Hayır var ise zihninde, olan olmuştur bir kavruk yaz mevsiminde, Ve sen talip olduysan bir hayır kervanına, o kervanın başı sana aş da olur, dağ da olur, eş de olur, Niyet ettiğin hayır ise, Rabbindir o yolları sana yoldaş eyleyen de, Tevekkül edip beklediğinse eğer, dere tepe aşıp gelen de olur, Olmuştur her olacak olan ve olacaktır kaderine yazılan… Durmadan koşan mızrak sen ol, çatlayan kısraklardır utanacak olan, Sen su ol çaya renk veren, sen sus ol hayırlısı vakitlerinde konuşan…Hayır ile demlene demlene yürüdüğün bu han yolculuğunda hayrolman dileğiyle…
117.25 ₺ -
Türk Psikiyatristin Divanı
Bu kitapta okuyacaklarınız bütünüyle gerçek! Türkiye’nin gerçeği. Ve sarsıcı. Bu satırları okuyan birçok kişinin de maruz kalıp, utancından, korkusundan anlatamadığı gerçekler belki de. Travmalar, örselenmeler, çıldırmalar… Panik ataklar, aşağılanmalar, başkasının hayatını yaşamalar…Psikiyatrist Zeynep Akıncı Pınar, divanından geçen en can yakıcı, çaresiz hikâyeleri çözüm öneriyle birlikte ele aldı ve benzer sorunları olanlara yol gösterebilmek için Türk Psikiyatristin Divanı’nda okuyucuları ile paylaştı.İşte hiç uyanmak istemeyen zengin kadından 9 yaşında saçları ağaran çocuğa, aile içi çoklu taciz kurbanı kızdan iktidarsız ama azgın damada, kurnaz nişanlıdan ergen kocaya, ters ilişkiden günahsız aşka, anksiyete bozukluğundan şizofreniye, başı sürekli dönen ‘deli’den cinsel freni patlamış adama kadar Türkiye’den en uçlardaki 70 psikiyatrik vaka!Ruhsal bir panorama!Şaşıracaksınız, inanamayacaksınız, yer yer sinirleriniz bozulacak, bu kadar da olmaz diyeceksiniz… Benzer vakaları yaşadıysanız ders çıkarıp bilgilenecek, yaşamadıysanız Allah’a şükredeceksiniz!
134.00 ₺ -
Titreşim Tıbbı
TİTREŞİMSEL İYİLEŞTİRİCİLERLE TANIŞIN, VÜCUDUNUZU AKORT EDİN, FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNÜN!Titreşim Tıbbı… Yeni bir tanımlama ve yeni bir paradigmadan söz ediyoruz. Her ne kadar yeni olarak nitelendirsek de binlerce yıllık kadim bir bilgi. Geleneksel Çin Tıbbı’ndan bölgesel şamanik uygulamalara kadar pek çok yerde ve farklı zaman dilimlerinde uygulanmış ve kullanılmış. Esas aldığı temel bilgi şu: “Her şey enerji ile titreşir ve tüm bu enerjiler bir bilgi içerir.” Fiziksel bedenimiz de bir enerji alanı ile çevrilidir. Bu alan hem bilgi merkezi hem de son derece hassas bir algılama sistemidir. Bizi çevreleyen bu alan, olumlu ya da olumsuz, iç ve dış deneyimlerimiz tarafından ortaya çıkan duygusal titreşimleri de içinde barındırır. Artık bu bilgi, sisteme kayıt olmuş demektir. Bunun etkisi kendini fizik bedende de görünür hale getirir. Yani hayatımız, deneyimlerimiz, yaşadıklarımız, travmalarımız kısaca, “biyografimiz, biyolojimizi belirler”. Akustik terminoloji ile konuşacak olursak, bedenimizden yükselen ses detone yani bozuk değilse sağlığımız yerinde demektir. Eğer fiziksel bedenimizin herhangi bir bölgesinden detone bir ses yükseliyor ise hastalık başlamış demektir. Frekans yoğunluğundaki bir değişiklik, hastalığın özellikleri konusunda da bize birtakım bilgiler verebilir. İşte buradan bilgi alıp yorumlayan tıp paradigmasına “Titreşim Tıbbı” diyoruz. Ve titreşimsel iyileştiriciler sayesinde bedeni akort ediyor, fabrika ayarlarına geri döndürüyoruz. Yani insanlara bütüncül bir şifa sistemi sunuyoruz.
160.80 ₺ -
Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat
Sağlığınız yerinde ise lütfen tıptan uzak durun ama gerçekten hasta iseniz başvuracağınız tek yer de tabii ki modern tıptır. Atalarımızın “Allah doktora muhtaç etmesin ama doktorsuz da bırakmasın” sözü tam da bunun için söylenmiş olmalıdır. Hasta olmamak büyük ölçüde kendi elimizdedir ve bütün mesele de sağlıklı yaşamanın icaplarını yerine getirmekten ibarettir. Ben bu felsefeyi “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” sloganı ile özetliyorum. Sağlıklı ve uzun yaşamanın en önemli unsuru da benim “Adam Gibi Beslenme” adını verdiğim, atalarımızın binlerce senedir uyguladıkları beslenme modelidir. Tıbbın babası Hipokrat bu hakikati 2500 sene evvel “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun” sözüyle ifade etmiştir. Modern ticari tıbbın beslenmeyle alâkalı tavsiyelerinden uzak durarak ve adam gibi beslenerek tüm kronik hastalıkları önlemek ve erken dönemde hepsini tedavi etmek de mümkündür. Elinizde tuttuğunuz bu kitap da tıptan uzak sağlıklı yaşamanın ne demek olduğunu, bunun nasıl başarılabileceğini, adam gibi beslenerek nasıl sağlıklı olunacağını anlatmaktadır.Gelelim neticeye: * Bu bir diyet kitabı değildir. * Bu kitapta süper gıdalar, mucize kürler gibi şeyler aramayın. * Bu kitapta hastalıklar için de özel formüller, sihirli reçeteler de yok. * Bu kitap okuyucuya insanların binlerce senedir nasıl beslendiklerini hatırlatmaktadır.
201.00 ₺ -
Takıntılardan Kurtulma Rehberi
Uzman Psikolog Selen Can, takıntılarla ilgili aklınıza gelebilecek her soruya cevap veriyor. Elinizdeki çalışma, hem bilgilendiren hem de yöntemleri nasıl uygulayacağınızı gösteren bir eğitim kitabı. Takıntılardan Kurtulma Rehberi, yöntemlerin adım adım anlatıldığı başarı hikâyelerini okuyacağınız bir umut ışığı…Bu kitapta, davranış tekniklerini en doğru şekilde uygulayabilmeniz için, konular örneklerle anlatılıyor. Kitabın en önemli özelliği, doğru davranışları göstermenin yanında, takıntılarla başbaşa kaldığınız anlarda kendi kendinize neler söyleyebileceğinizi ve kendinizi nasıl yönlendirebileceğinizi de öğretiyor olması. Bununla birlikte mükemmeliyetçilik, erteleme sorunu ve olumsuz düşüncelerle ilgili de çözüm önerileri getiriyor.İşte temizlik takıntısından simetri/düzen takıntısına, şüphecilikten dini takıntılara, saldırganlıktan cinsel takıntılara, hastalık takıntısından diğer bedensel takıntılara tüm olumsuz düşüncelerin, davranışların, obsesif kompulsif bozukluğun psikolojisini anlamak ve başa çıkabilmek üzerine eşsiz bir kaynak.Okuyun, uygulayın ve takıntılardan kurtulun!
120.60 ₺ -
Sufilerin El Kitabı
Elinizdeki eser tasavvuf yolcusuna kılavuzluk edecek temel bir başvuru kaynağı. Tasavvuf terminolojisindeki, hâllere, makamlara ve bazı özel nitelikteki kullanımlara tahsis edilmiş yüz kırk üç terimi ele alıyor. Sufilerin kendi aralarında kullandıkları, eserlerinde çoğu kez açıklama ihtiyacı hissetmeden yer verdikleri terimler, özlü, vurucu ve iç bütünlüğe sahip bir üslupla açıklanıyor.Faslı sufi İbn Acîbe, on üç sene seyrü sülûk yaptıktan sonra tamamladığı kitabında, tasavvufî yolculuğun durakları olan makamların ve hâllerin dışında, bu yolculuğa talip olanların edindikleri niteliklere ve yolculukta kat ettikleri mesafelere göre aldıkları isimleri de açıklıyor. Kitap, hemen her terimde uyguladığı ve manevi mertebe açısından üç insan tipini (avam-havas-hâssatü’l-havas: sıradan mümin-manevi seçkin-seçkinlerin seçkinleri) kuşatan yaklaşımı nedeniyle benzerlerinden ayrılıyor, özgün bir nitelik kazanıyor.Kitabı Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tasavvuf Bölümü Öğretim Üyesi Ahmet Murat Özel tercüme etti.
10.05 ₺ -
Sufilerde Bir Nefs Terbiye Yöntemi Olarak Açlık
“Bu marifete nasıl eriştin?” diye sorulduğunda Bayezid Bistâmî “Aç bir karın ve çıplak bir beden ile” diye cevap vermiştir. Açlık, ilk dönemlerden itibaren tasavvufta marifete eriştiren bir yöntem olagelmiştir.Bir tarife göre tasavvuf, nefsin tüm hazlarını terketmektir. Dünyevi olanı bırakarak İlahi olana ulaşmayı gaye edinen sufiler bu anlayış çerçevesinde “rağbet etmemek” anlamındaki zühdü hayatlarının her alanında uygulamaya çalışmış; bu açıdan zühdü; kıyafette zühd, yeme-içmede zühd, alışverişte zühd, konuşmada, bakmada, işitmede zühd, mülkiyette zühd şeklinde bir bütün olarak benimsemişlerdir.Açlık da zahitliğin kurucu bir unsuru olarak ilk dönemden itibaren farklı şekillerde uygulanmıştır. Sufiler aç kalarak ahlaklanma ve ahlaklanarak da marifetullaha erişme arasında kurdukları irtibat ile açlığı, tasavvufi eğitim sürecinin merkezine yerleştirmişlerdir.
93.80 ₺ -
Sen Ona Aşıksın
Düşün bir, insan kimi seviyorsa ve kim tarafından sevilmeyi arzuluyorsa, ona uygun olmaya çalışır…Düşün bir, insan âşıksa, maşukunu arzular, hayatının her yerini açar ona, bütün varlığını adar… Oturduğunu kalktığını, söylediğini yaptığını, yalanını hakikatini, eylemini, onu başlangıç ve bitiş diye görür de ona göre ayarlar. O, artık onun kamçısıdır, derdidir.Ve düşün bir, dünya hayatında böyle bir kutup bulabilir misin? Buldun say, nefs nefse ne kadar yaşatabileceksin o aşkı? O kutup seni nereye taşıyacak?Oysa düşün bir, aşkın başlangıcı Resulullah olsa, varacağı yer neresidir?“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim.”
117.25 ₺ -
Sağlıklı Hormonlar Mutlu Yaşam
BU KİTAPTA Hashimoto, kilo alma, gizli şeker, diyabet, nodüler guatr, düşük şeker ve düşük tansiyon birlikteliği, sirkadiyen ritim bozukluğu, erkeklerde testosteron eksikliği, iktidarsızlık, sperm azlığı, libido kaybı, kadınlarda âdet düzensizliği, polikistik over, tüylenme, akne, kemik erimesi, depresyon, stres, anksiyete ve aşırı terleme gibi hormon bozukluklarına bağlı hastalıklara ÇÖZÜM VAR!Yaşam biçimi, çevresel koşullar ve alışkanlıklarımız artık sağlığımızı daha fazla etkiliyor. Hızla kilo alıyoruz, diyabete eğilimliyiz, stres yükümüz daha fazla, uyku sorunlarımız var, bağışıklık sistemimiz daha hassas, infertilite, libido kaybı artık çok daha yaygın. Yani bizim hormon sistemlerimiz anne babalarımıza göre daha fazla zorlanıyor.Oysa hormonlarımız sağlıklı çalışmazsa değil uyumak, çocuk sahibi olmak, sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmak, spor yapabilmek, yemek yemek, mutlu hissetmek, hatta acıktığımızı ve doyduğumuzu bile anlamakta zorlanırız. Bütün hayatiyetimizi hormonlarımız yönetir. Sayıları çok fazla olmasına rağmen harika bir denge içinde dans ederler. Bu denge o kadar hassastır ki, biraz bozulsa hemen hastalıklar ortaya çıkar. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Metin Özata bu kitabında, son yıllarda salgın halde artan kilo alma, gizli şeker, diyabet, Hashimoto hastalığı, nodüler guatr, polikistik over hastalığı, düşük şeker ve düşük tansiyon birlikteliği, sirkadiyen ritim bozukluğu, erkeklerde testosteron eksikliği, iktidarsızlık, sperm azlığı ve libido kaybı, kadınlarda âdet düzensizliği, tüylenme, akne, kemik erimesi, depresyon, stres, anksiyete ve aşırı terleme gibi hormon bozukluklarına bağlı hastalıklarla ilgili ihtiyaç duyacağınız tüm bilgileri veriyor. Fonksiyonel tıp yaklaşımıyla çözüm önerileri sunuyor.Unutmayın, hormonları dengelemek yaşamı dengelemek demektir. Sağlıklı yaşam, ancak sağlıklı hormonlarla olur.
234.50 ₺ -
Sağlıklı Atıştır
Diyet sürecinde veya sonrasında en büyük zaafımız tatlılar ve atıştırmalıklar! Nedense, kiloları tekrar geri getiren veya kilo vermeyi engelleyen de yine onlar.Peki, hem kilo vererek hem de verdiğimiz kiloları koruyarak, suçluluk duygusu yaşamadan ağız tadı ile tatlı yemek mümkün değil mi?Elinizdeki kitapla mümkün!Uzman Diyetisyen Seçil Kenar, mesleğinde 20 yılda edindiği tecrübe ile bu kitaptaki tarifleri oluşturdu, hepsini tek tek uyguladı, resimledi ve 50 şekersiz tarifle kalıcı zayıflamanın formülünü sizlerle paylaşıyor.Kurabiyeden keklere, turtadan pudinglere, waffle’den crumble’ye, magnolia’dan dondurmaya şekersiz ama tatlı ve sağlıklı tarifler bu kitapta… Elbette tatlının yanında tuzlu çeşitleri de var.Seçil Kenar, tariflerin yanında sağlıklı zayıflama ve kilo koruma için ipuçları da veriyor.Okuyun hem tatlı krizlerinden hem de kilolarınızdan kurtulun!
100.50 ₺ -
Sade Güzellik
Güzelleşmek adına boş yere fazla para harcama dönemi artık bitiyor! Kimyasal kozmetiklerin vücudunuzu zehirleme riski de ortadan kalkıyor!Hepimiz kimyasal kozmetiklerin birçok zararını biliyoruz ve hemen her gün ortaya çıkan yeni zararlarını da öğreniyoruz. Bugüne kadar onlarca doğal güzellik formülü içeren kitap yayınlandı ama ya formüllerin zorluğu ya da bilgilerin eksikliği sebebi ile tam çare olamadı. Sade Güzellik kitabı bu anlamda her derde deva pratik çözümleri ortaya koyuyor.Uzun yıllar uzman olarak makyözlük, saç tasarımcılığı ve estetisyenlik yapan Seda Sakacı, evde kolaylıkla yapıp uygulayabileceğiniz, cilt ve vücut bakımınız için gerekli tüm doğal kozmetikleri sizlere sunuyor. Doğallığı seçen kadınlar için genç ve güzel, erkekler içinde hoş ve yakışıklı kalmanın sırlarını açıklıyor.Sıradan güzellik reçetelerinin yer aldığı bir kitap değil bu! Öyle ulaşılması zor, adı duyulmamış malzeme ya da uygulamalarla işi çıkmaza sürüklemiyor. Hem doğal malzemeyi doğru yerden almanın hem de formülleri pratik bir şekilde uygulamanın yolunu gösteriyor. Cilt tipi nasıl belirlenir? Hangi cilt tipine hangi yağ kullanılır? Cildin erken yaşlanması ve kırışması nasıl engellenir? Beyazlamış saçlar nasıl doğal rengine döndürülür? Akne derdinin dermanı ne? Nasırdan nasıl kurtulursunuz? Yumuşak, bakımlı el ve ayaklara sahip olmanın kolay formülleri neler? Bu ve güzelleşmek için yanıt aradığınız pek çok sorunun cevabı 100 özel formül eşliğinde bu kitapta… İster anti-aging tonikle gençleşin ister kremle selülite son verin! Siz yeter ki doğal olanı seçin!Kitabın Bölümleri:1. HANGİ KOZMETİK ÜRÜNLER GERÇEKTEN DOĞAL? • Kozmetik Ürün Alırken Etikete Aldanmayın! • Kendi Kozmetiğinizi Kendiniz Yapın • Doğal Kozmetik Yapımında Ana Malzemeler • Doğal Tonikler • Aromaterapi Nedir? • Uçucu Yağlar Nasıl Elde Edilir? • Vücut Uçucu Yağlardan Nasıl Etkileniyor? • Uçucu Yağları Kullanırken Dikkat Edilecek Noktalar2. CİLDİMİZİ DOĞRU TANIYALIM! • Deri (Cilt) Nedir? • Cilt Sorunlarının Kaynağı Ne? • Cildimizin Durumunu Nasıl Anlarız? • Cilt Tipi Nasıl Belirlenir? • Cilde Uygulanan Vitaminlerin Faydaları Neler? • Cildin pH Düzeyi Ne Olmalı? • Asırların Temizlik ve Güzellik Sembolü, Nasıl Zararlı Hale Döndü? • Gerçek ‘Doğal’ Sabun Nasıl Olur? • Doğal Sabun Nereden Bulunur?3. CİLDİN ERKEN YAŞLANMASINI VE KIRIŞMASINI ÖNLEME YOLLARI • Yaşlanma Nedir? • Ciltte Doğal Yaşlanmayı Nasıl Yavaşlatabiliriz? • Cildin Erken Yaşlanmasının Sebepleri Neler? • Güneş Yağları, Cildimizi Güneşin Zararlı Işınlarından Korur mu? • Vücudumuz Güneş Yağlarından Nasıl Etkileniyor? • Erken Yaşlanmaya Sebep Olan Serbest Radikaller Neler? • Antioksidanlar Erken Yaşlanmayı Önler mi? • Anti-aging Nedir?4. CİLTTE GÖRÜLEN HASTALIKLAR VE DOĞAL ÇÖZÜMLER • Selülit • Cilt Çatlakları • Benler • Akne • Yaralanmalar Cildi Nasıl Etkiler? • Lekeler • Egzama • Sedef • Uçuk • Mantar • Nasır5. CİLT İÇERİDEN NASIL BESLENİR? • Güzellik, Önce İçimizden Başlar! • Cilt Yaşlanma Hızını Genetik Miras mı Belirler? • Cildi Besleyen En Önemli Maddeler • Vitaminleri Alırken Dikkat Edilecek Noktalar • Esansiyel Yağ Asitlerinin Önemi • Yeterli Sağlıklı Yağ Alıp Almadığımızı Saptamanın Kolay Yolu • İyi Bir Cilt İçin Yapılacaklar • Güzelleştiren Yiyecekler • Selülit ve Beslenme6. CANLI, PARLAK VE BEYAZLAMAYAN SAÇLAR BİR HAZİNEDİR! • Sağlıklı Saç Nasıl Olur? • Fazla Saç Dökülmesinin Sebepleri Neler? • Kepek Nedir? • Saçlar Neden Beyazlar? • Beyazlamış Saçları Eski Rengine Dönüştürmek Mümkün mü? • Kuru Saçlara Nemlilik Sağlayan Bitkiler • Yağlı Saç Bakımında Kullanılan Bitkiler7. DOĞAL KOZMETİK FORMÜLLERİ • Temizleyiciler • Tonikler • Nemlendiriciler • Maskeler • Ağız, Göz ve Dudak Bakımı • El ve Ayak, Dirsek ve Diz Bakımı • Rahatlatıcı ve Canlandırıcı Banyolar • Doğal Kokular
20.10 ₺ -
Özel Beslenenler İçin Tarifler
“Yıllar boyunca, beslenmesini düzenlemekte kararlı ve istekli olan, ancak alternatif sağlıklı gıda bulmakta zorlanan tüm hastalarıma “Bade’nin Şekeri” sayfasını tavsiye ettim. Sevgili Sıla Baki Alkan, kendi kızı güzel Bade için hazırladığı şifa dolu tarifleri sosyal medya aracılığı ile paylaştı ve hastalarımızın sağlıklı gıda arayışlarında yollarına ışık oldu. Bugün, bu hayırlı çabasını bir adım daha ileriye taşıdı ve herkesin mutfağında kılavuz olacak bir kitap yazdı. Takdir edilmesi gereken bir emek ve özveri gösterdi. Bu faydalı kitap, her okuyana şifa olsun. Mutfağını sağlıklı bir şekilde düzenlemek isteyen tüm annelere ışık olsun.” Dr. Ümit Aktaş Bahçeşehir Üniversitesi Fitoterapi Eğitim Koordinatörü“Bir hekim olarak her gün onlarca aile görüyorum. Çocuklar için sağlıklı beslenme önerilerinde bulunurken başarılı olamayacaklarını için için hissediyorum. Bunun nedeni çocukların, anne ve babaların gıda endüstrisi, medya tarafından bir kuşatma altında olduklarını düşünmem. Glutensiz, şekersiz bir beslenme önerdiğimde bunların yerine yeni gıdalar koyamamak bu savaştaki en zayıf halka olmuştur. Bir bağımlıyı, bağımlılık duyduğu maddeden uzak tutmak için boşluğun doldurulması gerekir. Ancak şimdi görüyorum ki yalnız değiliz artık. Bu kitap basit bir diyet kitabı olarak değerlendirilemeyecek kadar değerli. Kendimizi mutsuz etmeden, hayattan zevk alarak, glutensiz ve şekersiz bir hayatın mümkün olabileceğinin ispatı. Kitabın yazarının, hastamın annesi olması benim için ayrı bir mutluluk kaynağı…” Doç. Dr. Hasan Önal Çocuk Metabolizma Hastalıkları Uzmanı“Bu kitaptaki tarifler her branştaki hekim arkadaşların işini kolaylaştıracak ve hastalarının iyileşmesine en büyük katkıyı yaparken daha mutlu olmalarını sağlayacaktır. Doktor muayenesinden sonra “Yediklerinize dikkat edin” sözünü duyan herkes bu kitaptan faydalanabilir. Sağlıklı bebek sahibi olmak isteyen anne ve babaların, bebeğin anne karnına düşmesinden 6 ay önce bu diyete uymalarında fayda vardır. Anaokullarında nutellalı ekmek ve keklerin yerine bu tarifler uygulandığında milyonlarca çocuğumuz antibiyotik zararlarından kurtulabilir…” Dr. Emin Mindan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
100.50 ₺ -
Otizme Çözüm Var
“Kız mı olsun, oğlan mı?” diye sorarlar hamilelere. Cevap bellidir: “Eli ayağı düzgün olsun da, ister kız, ister oğlan olsun…” Bebeğin sağlıklı olması bütün anne babaların ortak rüyasıdır.Günümüzde öyle aileler var ki, sağlıklı doğan, 1-2 yaşına kadar sağlıklı gelişen, onlara agucuk yapan, gülen bebekleri yüzlerine bakmaz, onlarla iletişim kurmaz oluyor. Diğer çocuklarla oynamıyor, diğer çocuklar gibi davranmıyor. Otizm teşhisi konuyor. Aile kahroluyor.Çağımızın vebası diyorlar otizme. Salgın bir hastalık gibi yayılıyor. Suçlu hepimiziz… Dünyayı kirletenler…Analarının korunaklı rahminde bile kendilerini bulan zehirlerden kurtulamıyor bazı bebekler. Hastalanmasınlar diye vuruldukları aşıdan, antibiyotikten, başlarına sürülen şampuandan zehirleniyorlar. Kimi zaman renkli gazozun boyası, kimi zaman da elma kurtlanmasın diye kullanılan tarım ilacı vuruyor yavruları. Hamile annenin saç boyası, ruju; uyudukları odanın PVC pencere çerçevesi, duvar boyası da masum değil. Zehir vücutlarında geziniyor, en çok da beyin ve sinir hücrelerinde… Zehir onu ne kadar erken yakalamışsa, hastalığın şiddeti de o kadar ağır oluyor. Anne karnında yakalamışsa çok daha ağır…Mide-bağırsak sorunları, bunlara bağlı olarak gelişen vitamin, mineral ve amino asit eksiklikleri, başta süt ve buğday olmak üzere çeşitli gıda proteinlerine karşı gelişen besin tahammülsüzlükleri, yeteri kadar güneşlenmeme ve maruz kalınan çeşitli toksinler bir araya geldiğinde otizm tablosu oluşuyor.Herkesin gördüğü gibi göremiyor, işittiği gibi işitemiyor, kafalarının içinde bir ışık ve ses bombardımanıyla yaşıyor otizmli çocuklar… O küçücük vücutlarında binbir türlü sorunla uğraşıyor; beyin kan akımında azalma, sinir sistemi iltihabı (nöroenflamasyon), bağışıklık yetersizliği, oksidatif stres, mitokondri fonksiyon bozukluğu, sinir-ileticisi (nörotransmitter) bozukluğu, toksin temizleme sorunları ve bağırsak florası bozukluğu ile mücadele etmeye çalışıyorlar…Eskiden, otizm kelimesi nadiren duyulurdu. Belki de, “Yağmur Adam” filminde Dustin Hoffman’ın canlandırdığı karakterin hastalığı olarak tanıdık sadece. Şu anda ABD’de her 150 çocuktan biri otizmli. Otizm sorunu, Türkiye’de de bir çığ gibi büyüyor.Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Uz. Dr. Cem Kınacı’nın birlikte hazırladıkları kitap, “otizm tedavi edilebilir” diyerek, otizmi ailesinde yaşayanlara yardımcı olmayı hedefliyor. Otizmin biyomedikal tedavisini detaylarıyla anlatıyor. Konuyla ilgilenen hekimlere ışık tutuyor, dünya çapındaki literatürü gösteriyor. Asıl hedefiyse başka, henüz doğmamış çocukları kurtarmak… Alacağınız önlemlerle, yiyip içtiğinize, kullanacağınız kozmetiğe, duvar boyasına göstereceğiniz özenle bu salgının önüne geçmek mümkün. Bir anne, sadece yoğurt mayalamakla bile çocuklarının hayatını değiştirebilir…Yuva kurmayı düşünenler, hamileler, emzikliler, küçük bebeği olanlar! Bu kitabı lütfen okuyun… Çocuklar bizden yardım bekliyor! Kitabın Bölümleri: • Otizmin tarihçesi • Otizmin tanı kriterleri ve sınıflaması • Otizmin özellikleri ve klinik belirtileri • Otizmin nedenleri ve oluşum mekanizması • Toksinler: Genel bilgiler • Otizm ve toksik maddeler • Probiyotikler: Genel bilgiler • Otistik çocuklarda mide-bağırsak sorunları • Otizm ve alerjik hastalıklar • Otistik çocuklarda vitamin ve mineral dengesi • Otizmin ana nedeni D vitamini eksikliği mi? • Otizm, iltihap ve balıkyağı • Otizmde amino asit yetersizlikleri • Otizm ve oksidatif süreç • Otizm – immünoloji – enfeksiyonlar • Otizm tanısında kullanılan laboratuar araştırmaları • Otizmde tıbbi görüntüleme yöntemleri • Biyomedikal tedavinin temel ilkeleri • Kazeinsiz-glütensiz diyet • Bağırsak florasının normale döndürülmesi • Oksalat diyeti ve otizm • Ağır metallerin ve diğer toksinlerin temizlenmesi • Otizm ve ilaçlar • Hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT) • Özel eğitim • Otizm ve aşılar • Otistikler için diyet listesi • Otizmde kullanılan vitaminler • Sindirim preparatları • Oksalatlı gıdalar • Ağır metal kaynakları • Uyku sorunları • Amino asit kaynakları • Amino asit tahlilinin yorumlanması • Organik asit tahlilinin yorumlanması • Otizmden korunmanın yolları • Türkiye’deki hiperbarik oksijen tedavi merkezleri • Önemli bilgiler • T.C. Sağlık Bakanlığı, birinci basamağa yönelik zehirlenmeler tanı ve tedavi rehberleri
182.00 ₺ -
Nefs Diyeti
Her ne istiyorsan kendinde ara! Senin canının içinde bir can var, o canı ara! Dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara! Eğer yürüyen dervişi arıyorsan; Onu senden dışarıda değil, kendi nefsinde ara! Mevlana “Bir diyetisyen olarak, kilo vermek için çabaladığı halde aslında kilo vermeye korkan insanlarla tanıştım. Kendilerini sabote ediyorlar, birkaç kilo verip sonra fazlasıyla geri alıyorlardı… Diyet listeleriyle çözülebilecek bir sorun değildi bu. ”Uzman Diyetisyen Simge Çıtak bir türlü çözülemeyen bir sorunun temeline iniyor. Bu kitap ile çocukluğunuzdan beri yanlış kodlanan bir ilişkiyi düzeltecek, bedeninizin kontrolünü ele alacak, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmanın yolunu keşfedeceksiniz. * Nefs Diyeti bir diyet kitabı değil. Nefs Diyeti birkaç kilo verip onlarcasını almanıza neden olan diyet listelerini hayatınızdan tamamen çıkaracak bir beslenme rehberi.* Nefs Diyeti okuyucusunu başarısızlığın, vicdan azabının kısır döngüsünden kurtarıp yemekle sağlıklı, keyifli bir ilişki kurmaya davet ediyor.* Nefs Diyeti’nin bedensel arınma programı ile bedeninizi sıfırlayacak, ruhsal arınmanın, maneviyatın gücünü keşfedeceksiniz.* Nefs Diyeti okuyucuyu daha sağlıklı bir yaşam için motive ederken, aynı zamanda içsel, spiritüel bir yolculuğa da çıkarıyor.Nefs Diyeti’nin 10 Emri 1. Bedenini dinle Bedeninizle iletişimi kopardığınızda, onu değil öfkenizi, kızgınlığınızı, yalnızlığınızı beslemeye başlarsınız. Artık bedeninizin sesini duyuyorsunuz. Bedeninizin ihtiyaçlarının farkındasınız, onu tam da hak ettiği gibi beslemeyi öğrendiniz. Nefs Diyeti’nin araladığı farkındalık kapısından geçtiniz, ilerlemeye devam edin… 2. Doğal beslen Doğal beslenin, vücudunuzu öz besinlerle besleyin. Onu doğal yiyeceklerle beslemeye başladığınız zaman bedeniniz de buna karşılık ver meye başlar. Bağışıklık sisteminiz güçlenir, enerjiniz artar ve en önemlisi de doğal yiyecekler tükettikçe canınız sağlıklı, öz besinler ister. 3. Mevsimsel beslen Bilin ki mevsiminde yediğiniz sebzeler, meyveler tam da o dönem ihtiyacınız olan besinler, antioksidanlar, vitaminlerle doludur. Sofranızı mevsim sebzeleriyle, mevsim yeşillikleriyle donatın. Doğal beslenmenin en önemli koşulu mevsimsel beslenmedir. 4. Bilinçli ye Sadece acıktığınızda yiyin, doyduğunuzda yemeyi bırakın. Sessiz, sakin bir ortam yaratın ve sadece yemeğe odaklanın. Yemek yerken sadece yemek yiyin. Her lokmanın tadına, lezzetine varın, iyice çiğneyin. Yediğinizin farkında olun. Bilinçli yemek farkındalık ister. 5. Yemek yap Yemek yapmak yediklerinizle ilişki kurmanızı sağlar. Yemek bilinci geliştirmenin en etkili ve basit yolu yemek yapmaktır. Yemek yaptığınızda ne yediğinize dair bir farkındalık geliştirir, sağlıklı beslenmek için motive olursunuz. 6. Kilona değil sağlığa odaklan Vücudunuzu doğru beslediğinizde kiloların da kendiliğinden gideceğini biliyorsunuz artık. Bedeniniz kilolu olmayı sevmez. Tartıdaki rakamlara, kaç beden olduğunuza değil sadece sağlığa odaklanın. Gerisi kendiliğinden gelir zaten. 7. Korkuya değil şifaya odaklan Yasakların olmadığı bir beslenme modelini keşfettiniz. Bedeninize saygı duyuyor, onun ihtiyaçlarına kulak veriyorsunuz. Yiyeceklerden korkmadan, onları kötü, zararlı ya da kalorili diye etiketlemeden beslenmeyi öğrendiniz. Çünkü pusulanız artık bedeniniz. 8. Şükretmenin gücünü unutma Kendinizle, vücudunuzla, ağzınıza attığınız her lokmayla kavganız bitti artık. Bedeninizle, yediklerinizle barıştınız. Bu dengeyi koruyun. Sahip olduklarınıza şükredin. Sevdiklerinize, aldığınız nefese, bedeninize şükredin. 9. Sadeleş ki önemli olana yer açılsın Hayatınız ne kadar çok gereksiz ayrıntıyla doluysa, sizin için önemli olandan o kadar uzaklaşırsınız. Evinizi, yaşamınızı sadeleştirin. Sadeleşmek sizin için gerçekten değerli olanı keşfetmek için mükemmel bir fırsattır. 10. Ruhunu besle Ruhunuzu aç bırakırsanız, ne yapsanız, ne yeseniz doyuramadığınız bir boşluk olur içinizde. Manevi yönünüzü besleyin. Dua edin, meditasyon yapın, doğada vakit geçirin… Ruhunuza iyi gelen neyse onun izinden gidin. İyilik yapın. İyilik yapmak kadar ruhu besleyen, hayatı anlamlandıran bir şey daha yoktur.
13.65 ₺ -
Müslüman Aile Okulu
Evlilik, hayatta insanın alabileceği en önemli ve en kritik karardır. Doğru insanı bulmak, iyi insanla mutlu bir evlilik yapmak her gencin kendisi, her anne babanın evlatları için en büyük hayalidir. Fakat günümüzde birbiri ile iyi iletişim kuramayan aile bireyleri değerlerde birleşemiyor, ortak kararlar alamıyor, farklı dillerde konuşuyorlar. Bu yüzden huzurlu bir aile ortamı elde edilemiyor.Oysa aile, iç huzurunu yakalamış bireylerin birbirlerinden her konuda destek alması, birbirlerinin örtüsü olması, hayırda birbirleriyle yarışıp birbirlerine dayanması, biri gidince diğerinin ayakta duramaması, biri olmayınca öbürünün de yarım kalmasıdır.Elinizdeki kitap, ailenin hangi değerler üzerine oturacağını, eş seçiminin nasıl, hangi kriterlerle yapılacağını Kurani bakış açısıyla ele almaya çalışmıştır. Evlenecek çiftlere, evlilik öncesi olabilecek kazalara karşı tedbir almaları için “profesyonel evlilik ehliyeti” vermeyi amaçlamaktadır. Herkesin Müslüman Aile Okulu‘ndan üstün başarıyla mezun olması en büyük hayalimizdir!
117.25 ₺