-
Âlimler ve Sultanlar Erken Modern Osmanlı İmparatorluğu’nda
Osmanlı İmparatorluğu’nda ulema sınıfının oluşumunu ve imparatorluk idaresiyle ilişkisinin dönüşümünü anlamak isteyen araştırmacılar için önemli bir kitap… Karen Barkey, University of California, Berkeley Abdurrahman Atçıl sultanın gücü ile ulemanın maharetini perçinleyen Osmanlı idari mekanizmasının oluşumunu özlü bir şekilde anlatıyor. […] âlim-bürokratları Osmanlı sisteminin en güçlü yönlerinden biri hâline getiren sosyo-politik düzenin özelliklerine odaklanarak şimdiye kadar bildiğimizi zannettiğimiz ama esasen varsayımlarımıza dayalı olarak hakkında konuştuğumuz olguları kesin ve tutarlı bir şekilde anlamamızı sağlıyor. Heather Ferguson, Claremont McKenna College Osmanlı siyasi teşebbüsünün başlangıcından imparatorluğun yeni bir dönüşümü tecrübe ettiği 1600’lere uzanan dönemde ulema sınıfının gelişimine odaklanan bu eser literatürde önemli bir boşluğu dolduruyor. M. Talha Çiçek, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Âlim-bürokratların tayinlerini ve farklı kariyer tariklerinin karşılıklı ilişkilerinin karmaşıklığını kapsamlı bir şekilde ele alan bu kitap lisansüstü öğrencilerinin okuma listesi için vazgeçilmez olacak. Cihan Yüksel Muslu, University of Houston Atçıl’ın kitabı bize ilmiye sınıfının devlet içindeki konumunu ve değişimini kolay izlenebilir bir çerçeve içinde anlatıyor. Naci Cem Öncel, Hürriyet Gazetesi
35.70 ₺ -
Ahlak-ı Alai
On altıncı yüzyıl Osmanlı dünyasının en velud müelliflerinin başında gelen Kınalızâde Ali Çelebi, özellikle başyapıtı olan Ahlâk-ı Alâ’î isimli eseri ile tanınmaktadır. Bir ahlak kitabı olan Ahlâk-ı Alâ’î ile Kınalızâde, bir yandan döneminin düşünce dünyasını tafsilatıyla resmederken öte yandan bireylerin kendileriyle, aileleriyle, içinde yaşadıkları toplumla ve devletle ilişkilerini ne şekilde kurmaları gerektiğine dair önemli bilgiler verir. Bu noktada özellikle aşırılıklara dikkat çekerek hem bireysel, hem de toplumsal hayatta bir orta yol arar. Üç ana bölümden oluşan eserin birinci bölümümde bireysel ahlak ele alınır ve erdemler ve bunun zıddı olan “rezilet’ler incelenir. İkinci bölüm “İlm-i Tedbîrü’l-Menzil” başlığını taşır ve aile ahlakı ve muaşeret kurallarına dair oldukça zengin bilgiler verir. “İlm-i Tedbîrü’l-Medine” başlıklı üçüncü bölüm ise, esas itibariyle bir siyasetname özelliği taşır. Kendinden önceki ahlak kitaplarını ikmal etme iddiasında olan Ahlâk-ı Alâ’î, bu iddiasını gerçekleştirmiş, aradan geçen asırlara rağmen Şark ahlak literatürü içerisindeki önemini muhafaza etmeyi başarmıştır.
44.10 ₺ -
Abdülhamid’in Valileri Osmanlı Vilayet İdaresi 1895-1908
Modern bir merkezi devlete dönüşüm sürecinde İmparatorluğun taşra idaresinde yaşanan değişimi hikaye eden bu kitap, Birinci Meşrutiyet devrinin son 13 yılının vilayet idaresine valiler perspektifinden yaklaşıyor. II. Abdülhamid’in Yıldız Sarayı’nda güç temerküzünü tamamladığı 1895 yılından, muhalif İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin idareyi ele geçirdiği Temmuz 1908 İhtilali’ne kadarki dönemde 29 vilayette 90’ın üstünde vali görev yaptı. Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki bu idare modelini önceki dönemlerin reformlarına atıfla kesif bir incelemeye tabi tutan yazar; valileri, güncel olaylar ışığı altında emperyal ve yerel düzeyde çeşitli kurumlarla, gruplarla ve kişilerle boğuşurken resmediyor. Osmanlı Devleti’nin yüksek idarecilerinin zihniyetine, iki yüzyıl arasındaki geçiş zamanının ruhuna ve merkezle vilayetler arasındaki güç mücadelelerine ışık tutuyor. Devlet işleyişini taşra gözlüğünden inceleyen bu çalışma, vilayetlerle merkezin karşılıklı bağımlılığını devletin merkezileşmesi bağlamında ele alıyor. Yoğun bir arşiv çalışmasına dayanan bu kitap; sadece bir idare sistemi olarak Hamidiye otokrasisinin doğasını değil, zengin bir tarihi olan Türk bürokrasi kültürünü de daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. “Osmanlı taşrasının tarihi yazılmamıştır. Asıl önemlisi, Sultan Abdülhamid dönemi taşrası, 33 yıla layık bir biçimde incelenmemiştir. Oysa Hamidiye dönemi taşradaki değişiklik demektir. Anadolu halkı Hamidiye dönemindeki uzun barış, alt yapısal yatırımlar ve zenginlikler dolayısıyla II. Abdülhamid’e merbutturlar. (...) Osmanlı taşrasının modernleşmesi “Geç Tanzimat” diyebileceğimiz 19. asrın son çeyreğine ait bir vakıadır. Onu iyi incelemek zorundayız. Önümüzdeki bu çalışma Sultan Abdülhamid devri taşra bürokrasisi üzerine bize önemli bilgiler getiriyor.” Prof. Dr. İlber Ortaylı
28.00 ₺ -
Abbâsîler Döneminde Vezirlik (295-530/908-1136)
Siyasi ve idari açıdan gerçekleştirdikleri faaliyetlerle kendilerinden sonraki pek çok İslâm devletinin kurumsal yapısında kalıcı bir etki bırakan Abbâsîler, Emevîler’den tevarüs ettikleri kurumların bir kısmını geliştirerek bir kısmına ise yenilerini ekleyerek devleti daha merkezî ve bürokratik bir yapıya kavuşturmuşlardır. Bu yöndeki çabaların en önemlisi kuşkusuz İslâm tarihinde resmî bir kurum olarak ilk defa vezirlik müessesesinin tesis edilmesidir. Kurulduğu ilk dönemlerde idari açıdan nispeten basit bir görümüm arz eden vezirlik müessesesi, sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren tam teşekküllü bir yapı haline gelmiş, dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren ise çeyrek asır boyunca hemen hemen son kudretli dönemini yaşamıştır. Abbâsîler Döneminde Vezirlik vezirlik kurumunun son parlak dönemini yaşadığı Muktedir-Billâh’ın halifeliğinden Abbâsîler’de Selçuklu nüfuzunun sona erdiği Muktefî-Liemrillâh’ın halifeliğine kadar iki asrı aşkın bir zaman dilimini kapsamaktadır. Kitapta bu süre zarfında halifenin ve onun vekili olarak vezirin güç ve otoritesindeki değişim dikkate alınarak vezirlik kurumunun tarihî gelişimi ve işleyişi üzerinde durulmuş, vezirlerin birbirleriyle mücadeleleri, siyasi ve idari faaliyetleri, halife ve sultanla ilişkileri derinlemesine incelenmiştir. Ayrıca vezirlik kurumunun ortaya çıkışı ve mahiyeti, Abbâsî bürokrasisinin temelini oluşturan divanlar, vezirlerin tayin merasimleri, görevleri, kıyafetleri, lakapları, gelirleri, azledilme gerekçeleri ve nâibü’l-vezirlik gibi vezirlik kurumunun işleyişine dair konular da kitabın ele aldığı temel meselelerdir.
37.10 ₺