-
Belagat Terimleri Sözlüğü
Bu eserin başlıca özellikleri şunlardır: Terimler 743 başlık altında ele alınmıştır. Okuyucunun daha kolay istifade etmesi için terimler alfabetik sıraya göre tertip edilmiştir. Terimlerin Türkçelerinin yanında parantez içerisinde Arapçası da verilmiştir. Arapça örneklerden önce Türk edebiyatından örnekler sunulmuştur. Terimlere dair verilen örnekler mümkün olduğunca âyet, hadis ve Arap şiirinden seçilmiş, yeri geldiğinde Arap kelamı ve atasözlerinden de yararlanılmıştır. Birden fazla ismi olan terimlerde en yaygın olan izah edilmiş, diğerl eride alfabetik sırada zikredilerek ilgili maddeye gönderme yapılmıştır. Yeri geldikçe terimler arasındaki irtibattan, benzer ve farklı yönlerden de bahsedilmiştir. Örneklerin hem edebî hem de eğitici olmasına gayret gösterilmiştir.
385.25 ₺ -
El Kavaidul Müşeccia Nahiv 2
Bu kitap, Arap dili nahvini (sentaks / söz dizimi) işlevsel yöntemle kolay anlaşılır bir üslupla öğretmeyi hedeflemektedir. Konular,öğrencilerin rahatça anlayabileceği bir tarzda, kullanımı yaygın kelimeler dikkate alınarak anlatılmıştır. Kurallar, öğrencilerin hazmedebileceği şekilde tedrîcilik prensibi gözetilerek işlenmiştir. Alıştırmalardaki cümlelerin, öğrencilerine seviyesine uygun olmasına dikkat edilmiştir. Böylece öğrencilerin, Arap dili kurallarını mümkün olduğu kadar zorlanmadan öğrenmeleri amaçlanmıştır. Ayrıca öğrencilerin kendi kendilerine çalışmaları için, kitabın sonuna her konuyla ilgili test ve cevap anahtarı eklenmiştir.
268.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Alimleri ve Eserleri
slam tarihinde çeşitli ilim dallarına mensup alimlerin biyografileri hakkında bir çok eser telif edilmiştir. Bununla birlikte usul-i fıkıh alimleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Fıkıh usulü düşüncesi fıkıh ilmi hakkında derinlikli ve bütüncül bir bakış açısına sahip olmayı sağlamakta ve ictihadın yollarını öğretmektedir. Bu sebeple özel bir öneme sahip olan fıkıh usulü alimleri üzerinde özenle durmak ve günümüze kadar gelen ilmi birikimlerini tespit etmek gerekir. Biz elinizdeki eserimizde ilk usul eserinin müellifi İmam-ı Şafii’nin (204/820) vefat ettiği III. hicri (yaklaşık IX. miladi) asrın başından itibaren XIII. hicri (yaklaşık XIX. miladi) asrın sonuna kadar yaşayan usul alimlerini kısaca tanıtıp onların telif ettikleri usul eserlerini tespit etmeye ve bu eserlerin günümüze ulaşıp ulaşmadığı, matbu olup olmadığı ve tez konusu olarak çalışılıp çalışılmadığı yönündeki bilgileri derleyip incelemeye çalıştık. Bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmamızda 873 usul aliminin biyografisine ve bu alimlerin telif ettikleri usul eserlerine yer verilmiştir. Çalışmamızın usul düşüncesinin tarihî gelişiminin incelenmesine yönelik çalışmalara zemin hazırlamasını ümit ediyoruz.
502.50 ₺ -
Günümüz Tefsir Problemleri
Müslümanlar için bilgi objesi olmasının ötesinde hayata yön veren ve bu anlamda varoluşsal bir değer ifade eden Kur'ân, ahlâkî değerlerin tamamen kaybolduğu bir zamanda insanlığa gönderilen bir hidâyet kaynağıdır. Bu kaynaktan gerektiği gibi yararlanmak hiç kuşkusuz Kur'ân'a dönmekten ve onunla hemdem olmaktan geçmektedir. Genelde bu bilinçte olan müslümanlar özelde de Türk toplumu Kur'ân'ı okuma, okutma, ezberleme ve ezberletme konusunda büyük bir hassasiyet göstermektedir. İşte biz de tamamen bu hissiyatla hareket ederek tefsirin tartışmalı konularıyla ilgili bir çalışma yapmaya gayret ettik. Amacımız hem Türkiye'deki İlâhiyat Fakültelerinin müfredat programlarında yer alan "Günümüz Tefsir Problemleri" adlı dersin içeriğine uygun bir kitap hazırlamak hem de genel okuyucu kitlesinin, Kur'ân muhtevasıyla ilgili tartışmalı meselelerde belli bir birikim sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.
300.00 ₺ -
İmam Matüridi ve Matüridiyye Geleneği
İmam Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed el-Mâtürîdî (ö. 333/944) ve Mâtürîdiyye kelâm ekolü İslâm ilim ve fikir geleneği içinde çok önemli bir yere sahiptir. Günümüzde İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdiyye kelâmına dair giderek artan bir ilginin varlığı dikkat çekmektedir. Ancak bu durum, Mâtürîdî’nin popülerleşmesi, tüketilmesi ve çağdaş kültüre göre yorumlanması gibi bir sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan çağdaş dünyanın kalıplarına göre biçimlendiren bir Mâtürîdîlik yorumuna değil, onu kendinde var olduğu gibi anlamayı ve anlatmayı hedefleyen ayrıntılı incelemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Aslında İmam Mâtürîdî’nin “farklı görüşlerin bulunduğu yerde hakikatin açığa çıkması için araştırmaya ihtiyaç duyulduğu” fikri hatırlandığında onun hakkındaki değişik yaklaşımlar karşısında da yapılması gerekenin araştırmaya devam etmek olduğu söylenebilir. Elinizdeki bu kitap, kısmî de olsa böyle bir ihtiyacı gidermeye yönelik bir amaç da taşımaktadır. Eser, Prof. Dr. Bekir Topaloğlu Hocamızın Mâtürîdiyye Akaidi adını verdiği tercümesinden esinlenilerek, artık gelenek üzerinde çalışmalar yapılması gereğine işaret etme ve buna dair bir giriş yapma düşüncesiyle İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdiyye Geleneği olarak isimlendirilmiştir.
385.25 ₺ -
Kuranı Kerimin Nuzulü ve Kıraatı
Allah’ın kitabı olan Kur’ân-ı Kerîm’in kırâati; müslümanların, İslâmiyetin başlangıcından itibaren meşgul oldukları bir konudur. İbâdetlerinin kabul edilmesinin şartı olan böyle bir mesele ile ilgilenmenin yanında, ayrıca Kırâat İlmini öğrenmek ve öğretmek müslümanlar üzerine farz-ı kifâyedir. İslâmı maddi kuvvetleriyle yıkamayan İslâm düşmanlarının, bugün ilim adı altında Kur’ân-ı Kerîm’e taarruzları için, Kur’ân’ın kırâati ile ilgili yönünü hedef olarak seçmeleri, müslümanların bu konuya hassasiyetle sarılmalarını zaruri kılmaktadır.
134.00 ₺ -
Mukayeseli Dinler Tarihi
Çağımız insanının açmazı ve çıkmazı, madde planında ekonomi ise, mana planında inanç problemidir. Bu problem, toplumların ve fertlerin “kimliği” ile ilgilidir. İnsan eliyle kurulmuş ve tarihe mal olmuş inanç sistemleri insanlara arzulanan kimliği vermekten uzaktır. Bilgi ve iletişim çağına girmiş olan günümüz insanının, maddeye dayalı refah vaadleri ve astroloji tandanslı yollarda avutulabileceği zannedilmemelidir. Zira, kimlik Probleminin halli için gerekli olan ana unsurun temelinde, insanın yaratılışındaki ilahi felsefe yatmaktadır. Bu felsefe ise yaratan’ı tanımak ve o’na kul olmaktan ibarettir. Kimlik sorununun, zaman ve mekan boyutlarının ötesine uzanan problemlerinin çözümü de yine bu felsefenin özünde bulunmaktadır. İşte her inanç ve görüşteki okuyucuya takdim edilen elinizdeki nu mukayeseli dinler tarihi kitabı, insanoğlunun çağlar boyunca doğru-yanlış sahip olduğu tüm inanç ve dinleri, bu ilim dalının metoduyla inceleyerek, o’na çıkmazdan kurtuluşun aydınlık yolunu göstermek ve içinde bulunduğu açmazın gerçek anahtarlarını sunmak gayesiyle hazırlanmıştır.
251.25 ₺ -
Örnek Çeviri Metinlerle Mantık İlmine Giriş
insanın değişmez doğasını oluşturan ‘bilmek’ ne demektir? Bu sorunun yanıtı, insanın bizzat ‘bilmesini’ düşünme konusu yaparak çözümlemekle mümkündür. İlkçağlardan bu yana birçok düşünür bu soru ile ilgilenmiş, bilmenin düşünmeye konu yapılması sonucu insanın nasıl bildiğini inceleyen, mantık adını verdiğimiz bir düşünme bilimi, bir sayma ve ölçme bilimi ortaya çıkmıştır. Böylece bilgeler, bilmenin yöntemini ortaya çıkarınca kendisine, doğaya ve tüm varlığa ilişkin bilgisini yeniden gözden geçirmeye başlamıştır. İslam Felsefesi ve özellikle de Mantık alanlarındaki araştırmalarıyla tanınan değerli yazar Prof. Dr. Ali Durusoy bu eseriyle ilk dönemdeki başlıca Müslüman filozofların mantıkla ilgili görüşleri üzerindeki kapsamlı bir araştırma sunuyor. Esas alınan filozofların görüşlerini içeren ve pek çok farklı kaynaktan derlenmiş metinler yazarın kurguladığı bütüncül çerçevede yerli yerine oturuyor…
194.30 ₺ -
Pratik Arapça Konuşma Kılavuzu
Bu kitap, Arapça’yı pratik olarak kullanmak isteyen; İmam-Hatip Lisesi, İlahiyat Fakültesi, Edebiyat Fakültesi Arapça Bölümleri’nde okuyan öğrenciler, din görevlileri, Hacca ve Umreye gidenlerle, ticari vb. maksatlarla Arap ülkelerine seyahat edenler için hazırlanmıştır. Kitap, Arapça konuşan tüm insanlarla daha kolay anlaşabilmek için, kişinin günlük hayatta en çok karışlaşacağı konulara öncelik verilmiştir. Misallerde, fasih dil kullanılmış, iyi kavranması ve rahat telaffuz edilmesi için, kısa cümleler tercih edilmiştir. Ayrıca Arapça okuma bilmeyenler için de Arapça cümlelerin altına Türkçe okunuşları yazılmıştır.
134.00 ₺ -
Sahabeye Yöneltilen Tenkitler
Hz. Peygamber tarafından “insanlık tarihinin en hayırlı nesli” olarak tanımlanan sahâbe, son dinin mesajını nesilden nesile aktaran râviler zincirinin ilk halkasıdır. Onlar Kur’ân’ı, Sünnet’i ve genel olarak İslâm’ı Efendimizin bizzat kendisinden alıp sonraki nesillere nakleden topluluk oldukları için güvenilir birer râvi olmaları şarttır. Sahâbenin güvenilir olmaması, Kur’ân ve Sünnet’e yalan ve yanlışın karışmış veya bazı şeylerin gizlenmiş olması ihtimalini gündeme getirecek, bu da İslâm’a kuşku ile yaklaşma kapısını aralayacaktır. Bunu dikkate alan Selef-i sâlihîn ve Ehl-i sünnet âlimleri özellikle de muhaddisler, sahâbenin durumunu iyiden iyiye araştırmışlar ve hepsinin adâlet sahibi ve güvenilir birer râvi olduğu sonucuna varmışlardır. Buna karşılık, geçmişte Ehl-i sünnet çizgisinden ayrılan çeşitli fırka ve şahıslar, âdil ve güvenilir olmadıkları iddiasıyla bazı sahâbîleri tenkit etmişler; günümüzde de sözü edilen fırka ve şahısların görüşlerine dayanarak müsteşrikler ve onların çizgisinde yürüyen müslüman kimlikli bazı yazarlar bu tenkitleri yeniden gündeme taşımışlardır. Ümmetin saf ve temiz sahâbe inancı ve sevgisi konusunda şüpheler uyandıran ve zihinleri bulandıran bu şâz anlayışı reddetmeye yönelik ülkemizde yeterince çalışma yapılmadığı görülmektedir. “Sahâbe’ye Yöneltilen Tenkitler” isimli bu çalışma, sahâbe konusundaki tenkitleri araştırmak, bu tenkitlerde haklılık payı bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak ve bu alanda hissedilen boşluğun giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla seçilip hazırlanmıştır.
234.50 ₺ -
Şerhül Akaid Sadüddin Taftazani
Şerhu’l-Akaid, Mâtürîdî âlim Ömer Nesefî’nin Akaid-i Nesefî adıyla bilinen meşhur akaid risalesine Eş’arî âlim Sa’düddin Taftâzânî tarafından yazılmış bir şerhtir. Şerh, hacim olarak metne göre geniş olduğu gibi, dil ve problematik itibarıyla da seviye olarak metnin çok üstündedir. Bu bakımdan Taftâzânî’nin Şerhu’l-akaid’i üzerine geçmişten bugüne hayli çalışma yapılmış; gerek şerh, gerek haşiye türünden etrafında yüzlerce eserden oluşan zengin bir literatür oluşmuştur. Söz konusu şerh ve haşiyeler, bir yandan şerhin kapalı ve zor noktalarını açıklayarak diğer yandan Taftâzânî’nin şerhte gündeme taşıdığı bazı soru ve sorunları, getirdiği kimi cevap ve çözümleri tartışarak kelamî düşüncenin gelişimine önemli ölçülerde katkı sağlamışlardır. Nitekim Giritli Sırrı Paşa Şerhu’l-akaid’i tercüme ederken belirtilen şerh ve haşiyelerden önemli bulduklarını da çevirerek bir nevi Osmanlıca “Şerhu’lakaid Külliyatı” ortaya koymuştur. Gerek Şerhu’l-akaid dersi veren hocalar gerek Şerhu’l-akaid üzerine makale, tez çalışması yapan akademisyenler için bu şerh ve haşiyelerden yararlanmak bir mecburiyet olmuştur. Şerhu’l-akaid, günümüzde bazı geleneksel İslamî eğitim kurumlarının müfredatında yer aldığı gibi ilahiyat fakülteleri bünyesinde zaman zaman düzenlenen kelam seminerlerinde de temel metin olarak kabul görmektedir. Yeterli klasik Arapça eğitimi almamış olan bazı kelam okuyucuları ve bilhassa medrese ve ilahiyat talebelerinin metinle daha kolay ve sağlıklı biçimde temas kurabilmeleri için Şerhu’l-akaid’in günümüz Türkçesiyle tercüme edilmesi bir ihtiyaçtı. Elinizdeki çalışma böyle bir ihtiyaca cevap olarak ortaya çıkmıştır.
314.90 ₺ -
Tefsir Tarihi Muhsin Demirci
Ahlaki ve insani değerlerin tamamen kaybolduğu, beşeriyetin cehalet karanlıkları içinde kıvranıp durduğu bir zamanda hidayet ufkundan doğan bir güneş, cihana ilim ve hikmet nurlarını yayarak insanlığı tarihin karanlıklarından aydınlığa çıkarmıştır, Bu güneş, hiç kuşkusuz Kuran-ı Kerim’dir. Onun sahip olduğu semavi feyizleri ve hayati kuvveti ortaya çıkaran bilim dalı ise Tefsirdir, Tefsir bilindiği gibi Kur’an’ın dil bakımından tahlil edilmesiyle ve metnin anlaşılması için gerekli olan verilerin bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilen bir faaliyettir. Hz. Peygamber (s.a.v) ve ashab ile başlayan bu faaliyet önceleri şifahi bir tarzda, hicri II. asrın ikinci yarısından itibaren de yazıya geçilerek günümüze kadar devam edip gelmiştir. Kur’an mesajının anlaşılmasına yönelik bütün bu aktiviteler tarihsel bir süreci oluşturmaktadır ki buna “Tefsir Tarihi” denilmektedir. Söz konusu tarihin başlangıçtan bugüne kadar geçirmiş olduğu gelişim sürecinin bilinmesinde elbette ki zaruret vardır, Özellikle İlahiyat öğrencilerinin ve Kur’an üzerine araştırma yapanların bu tarihi süreç içerisindeki Kur’anî yaklaşımları ve bu yaklaşımların sonucunda ortaya çıkan çalışmaların ürünlerini iyi bilmeleri gerekmektedir. İşte tamamen bu espriden hareketle kaleme alınan bu eser, hem Kur’an’ı, İslami geleneğin hassasiyetlerini göz ardı etmeden tanıtmak ve hem de tarihe bir yoluculuk yaparak tefsirle ilgili çabaları özetlemek suretiyle Kur’an’a yönelik hizmetlere bir nebze olsun katkıda bulunmak gibi bir amaç taşımaktadır.
251.25 ₺ -
Arapça Okuma Anlatma Soru Bankası
Arapça Okuma-Anlama Soru Bankası olarak hazırlanan ve Arapça okuma-anlama bilgisini ölçmeyi hedefleyen bu kitabın muhatap kitlesi genel anlamda ARAP DİLİ eğitimi alan, özel anlamda da İHL, İLAHİYAT veya İSLAMÎ İLİMLER fakültelerinde hazırlık eğitimi gören öğrencilerle, YDS ve YÖKDİL sınavlarına hazırlanan adaylardır. Okuma-anlama becerisini test usulüyle sınamak üzere hazırlanan sorular, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Okuma-Anlama dersinde okutulan Müşeccia serîsinin Kitabu'l-Kıraa 1, 2,3 kitaplarını esas almıştır. Eğitim-öğretim yılı içerisinde icra edilen dört sınava (vize) paralel olarak dört düzey halinde sunulan sorularda ilk, orta ve ileri düzeyde okuma-anlama soruları bulunmaktadır. Yılsonu sınavı olan ve yıl içerisindeki bütün bilgileri sınayan muafiyet sınavları ise deneme sınavı ( تجريبي اختبار) şeklinde verilmiştir.
368.50 ₺ -
Tefsirin İlk Çağları
Tefsir tarihi genel olarak tedvin öncesi ve tedvin sonrası şeklinde iki ana döneme ayrılmakta ve bu iki kısmın her ikisinin de en nihayetinde hicri ilk üç asır içerisinde bütünüyle tekâmüle ermiş olduğu düşünülmektedir. Böylelikle tefsir tarihi, belli bir bilimsel disiplinin hazırlık, oluşum ve dönüşüm süreçlerini tamamlaması için öngörülebilecek bütün kriterlerden yoksun bir şekilde tasavvur edilmiş olmaktadır. Dahası tedvin dönemindeki faaliyetler ilk iki asırla sınırlı tutularak sonraki dönemler rivayet-dirayet, atomcu-bütüncül, kelâmî, fıkhî, mezhebî vs. şeklinde bir tasnif çerçevesinde ele alınmakta, böylece tefsir tarihinin tamamlandığı öngörülmektedir. Hâlbuki tarih bir silsileden ibaretse her adımda yeni olgular, yeni anlayışlar, yeni tarzlar ortaya çıkabilir. Tefsir için vâkıa da bizatihi böyle gerçekleşmiştir. Yani tefsirin Hz. Peygamber dönemindeki hâli ile sonrasındaki her bir kuşaktaki hâli arasında sürekli dönüşümler yaşanmış ve nihayet belli ana yapılar teşekkül etmiş, sistemleşme gerçekleşmiştir. Ancak bütün bunlar tabiatıyla uzunca sayılacak bir süreç içerisinde gerçekleşmiştir. Bu da tefsirin her bir kuşak içerisinde geçirdiği dönüşümlerin takip edilmesini, her dönemin kendine özgü etkin unsurları eşliğinde müstakil olarak -dönemler arası dikey bağlantılar ve kopuşları dikkate alarak- ele alınmasını gerektirmektedir. Çünkü tefsir eğer Müslüman toplumların Kur'an'ı anlama çabalarına işaret eden bir kavram ise ya da içeriğinde bu unsurları da barındırıyorsa, o takdirde söz konusu çabaların ardındaki siyasi, sosyal, kültürel etkenlerin dikkate alınmaması, tarih yazımı açısından anlaşılabilir bir tutum olmayacaktır. Bunun yerine Müslüman toplumların herhangi bir çağda Kur'an yorumu (tefsir) faaliyetine giriştiklerinde hem geçmişten tevarüs ettikleri birikimin etkisi altında olduklarını hem de kendi dönemlerinin etkin siyasi, sosyolojik, kültürel, entelektüel atmosferinin devreye girmesi ile geçmişten devralınan mirasın şu ya da bu ölçüde dönüşüme uğradığını hesaba katmak, nihayet yorumun tarih ve kültür ile iç içe gelişen bir hikâyesinin bulunduğunu düşünmek ve tefsir tarihi yazımında işte bu hikâyenin izini sürmeye çalışmak çok daha aydınlatıcı sonuçlara ulaştırabilir. Bu çalışmada tefsirin ilk Müslüman nesillerin geçirdiği sosyolojik, siyasi ve kültürel dönüşümlerle eşgüdümlü olarak şekillenişinin takip edilecek olması temelde böyle bir ana teoriye dayanmaktadır.
314.90 ₺ -
Arz Yöntemi Özelinde Hanefi Hadis Anlayışının Teşekkülü
Dinin ikinci temel kaynağını teşkil eden Hz. Peygamber'in sünneti esas itibariyle bize hadisler, yani gerek şifâhî gerekse yazılı olarak nesilden nesile intikal eden haberler vasıtasıyla ulaşmıştır. Dolayısıyla bu haberlerin hangisinin doğru ve orijinal (sahih), hangisinin yanlış ya da sahte (zayıf/uydurma) olduğunu tespit etmek büyük önem taşımaktadır. Hadis tenkid ve tevsîki adı verilen bu değerlendirme ve tespit çalışması geçmişten günümüze ulemânın en önemli faaliyet alanlarından birini oluşturmuştur. Ehl-i hadis ulemâsı hadis tenkid ve tevsîk faaliyetini ağırlıklı olarak haberi nakleden râvîler ve nakledilen rivâyetin muhtelif sened ve metinlerinin incelenerek mukayesesi üzerinden yaparken, Ehl-i Rey olarak bilinen Hanefî fukahâsı ise sened incelemesi yanında haberin muhtevasının dinin temel kaynaklarıyla uyumunu da dikkate almıştır. Elinizdeki kitap hadislerin tevsîki konusunda günümüzde arz yöntemi, metin tenkidi veya muhteva tahlili gibi isimlerle de anılan bu yöntem çerçevesinde Hanefî ulemâsının hadis değerlendirme usûlünü anahatlarıyla ortaya koymaya çalışmaktadır. Hicrî ilk beş asırlık süreçte Hanefî ulemâsının hadise bakış açısını kendi eserlerinden hareketle tespite çalışan eserin günümüzdeki hadis tartışmalarına mütevazı bir katkı sunacağını umuyoruz.
127.30 ₺ -
Kelam Tarihi Ekoller Şahıslar Eserler
İslâm düşüncesinin en önemli unsurunu, İslâmî ilimlerin de temelini ve zirve noktasını teşkil eden Kelâm İlmi'nin, Müslümanlar arasında siyâsî ve itikâdî konularda yaşanan bazı ihtilâflar sebebiyle ortaya konulan farklı çözüm ve yorumların, bunlarla ilgili olarak yapılan çeşitli tartışmaların bir sonucu olarak hicrî ikinci yüzyılın başlarından itibaren doğduğu bilinmektedir. Yapılan askerî fetihler neticesinde oldukça genişleyen yeni İslâm coğrafyasının muhtelif yerlerinde eskiden beri yaşayan çeşitli kadîm din ve kültürler ile bunların müntesip ve mensuplarıyla karşılaşan Müslümanlar, kendi aralarında yaşadıkları çeşitli fikrî ihtilâflar yanında, İslâm dünyasına dahil olan bu yeni unsurların ürettiği problemlerin çözümü için, İslâm dininin iman esasları ve kesin hükümleriyle ilgili temel ilkelerinin, vahyin ve aklın verileri ışığında süratle sistemleştirilmesi gerektiğini hemen fark etmişlerdir. Bunun sonucunda da Kur'an'ın mantık örgüsünü kavrayıp bu örgüye dayanan delilleri, bütün insanları dikkate alacak şekilde düzenleyerek, söz konusu yabancı din ve kültürlerin karşı iddialarını hem Kur'an hem de akıl zemininde çözümlemek suretiyle İslâm'ın temel ilkelerini açıklama, kanıtlama ve savunma (îzâh, ispat ve müdafaa) misyonunu üstlenen KELÂM adlı bir ilmî disiplinin inşâına girişmişlerdir. Sistematik temellerini Mu'tezile ekolü mensuplarının attığı, daha sonraki dönemlerde ise Müslümanların kâhir ekseriyetinin (sevâd-ı a'zam, cumhûr, Ehl-i Sünnet) kabulüne mazhar olarak: İslâm dininin iman esaslarını ve bu dinin insan davranışlarıyla ilgili temel ilkelerini naslardan hareketle belirleyen, onları nasların bütünlüğü içinde temellendirip aklî yöntemlerle destekleyen ve karşı fikirleri de eleştirip cevaplandıran kelâm ilmi ve söz konusu ilmin mümtâz ulemâsı, üstlendikleri bu misyonu İslâm düşünce tarihi boyunca başarıyla sürdürme gayreti içinde olmuşlardır. Kelâm Tarihi başlıklı bu çalışmada, İslâm'ın özellikle inanç konularıyla ilgili olarak toplumda doğan sorunlara vahiyden aldığı ilhâm ile kalıcı ve etkin çözümler üretme çabası içinde olan kelâm ilminin tarihçesi, şahıs, ekol ve eser merkezli bir yöntem ile tanıtılmaktadır. Öncelikle İlâhiyat Fakültelerinin lisans öğrencilerine yönelik olan bu eserin, tüm okuyucularına faydalı olması ümit edilmektedir...
301.50 ₺ -
Çeviri Teknikleri ve Başlıca Arapça Kalıplar
Elinizdeki bu eserin başlıca özellikleri şöyledir: -Arapçanın temel konuları içerisinde, çeviride en çok ihtiyaç duyulanlar ele alınmıştır. -Her ünite, genel kurallar, Arapçadan Türkçeye çeviri ve Türkçeden Arapçaya çeviri olmak üzere üç kısımdan meydana gelmiştir. -Eserde, uzun yıllar boyunca uygulamadaki tecrübelerimize dayanarak, çeviride en çok ihtiyaç duyulduğuna kanaat getirdiğimiz başlıca Arapça kalıplara da yer verilmiştir. -Talebeye çeviri teknikleri öğretilirken, mâneviyatının da geliştirilmesi hedeflenmiştir. -Arapçadan Türkçeye çeviri kısmında, hem âyet-i kerîmelerden hem de hadis-i şeriflerden örnekler verilmesine gayret gösterilmiş, âlimlerin bize rehber olacak hikmetli sözlerine yer verilmiş, ancak güncel Arapçadan örnekler de ihmal edilmemiştir. -Türkçeden Arapçaya çevirisi istenen bütün cümle ve metinlerin cevap anahtarı, eserin sonunda verilmiştir.
355.10 ₺ -
Maturidiyye Akaidi
Mâtürîdiyye Akaidi adı altında istifadeye sunduğumuz eser, Hanefiyye ve Mâtürîdiyye âlimlerinden Buharalı Nûreddin es-Sâbûnî'nin (ö. 580/1184) el-Bidâye fî usûli'd-dîn isimli kitabıdır. Müellif önce el-Kifâye adıyla hacimli bir eser yazmış, sonra bunu hulâsa ederek el-Bidâye'yi meydana getirmiştir. Bu sebeple kitap takdire şayan bir itina ve dikkat ürünü olmuştur. İncelenmesinden de kolayca anlaşılacağı üzere klasik kelâm kitaplarının hemen bütün konularını içeren eserin dili sağlam, tertibi güzel, ifadesi açıktır. Müellif, kitabında Ehl-i sünnet ve Mâtürîdiyye görüşlerini ispat ve izah ettikten başka, tarafların fikirlerini öz olarak nakletmeye de muvaffak olmuştur. Kitap, Sünnî akaidin en büyük mezhebini teşkil eden Mâtürîdiyye kelâmının, gerek üslûp ve ifade gerek plan ve muhteva bakımından klasik bir eseri konumundadır. Eserin hem Arapça metni hem Türkçe tercümesinin ilim yolcuları için faydalı olacaktır.
251.25 ₺ -
Talim Tecvid ve Kıraat
Harflerle ilgili mahrec ve sıfat bilgileri verildikten sonra harflerin harekelerinde, sukûnlarında, şedde ve idğâmlarında ağız ve dudak şekillerine değinildikten sonra harf talimi uygulamasına ağırlık verilmelidir. Harflerin önce resimleri, isimleri, musemmâları iyi öğretilmelidir. Sâkin, şeddeli ve harekeli, hattâ medli okunuşları hoca tarafından uygulamalı olarak gösterilmelidir. Sonra doğru telaffuzlar alınana kadar talebeyle beraber okunmalı, daha sonra diğer okumalara geçilmelidir. Diğer tecvid konuları da sırasıyla bunlardan sonra parça parça işlenmelidir. Merhum hocamız Hafız Abdurrahman Gurses, harf talimine ağırlık verir: Bu işin temeli budur, eslâfımız bunu böyle yaptılar, ben de önume gelen talebenin seviyesi ne olursa olsun bunu okuturum. der bizlere de öyle tavsiye ederdi. Biz de senelerce talim çalışmalarımızda öyle yaptık ve şöyle bir vecîze geliştirerek, Bu işin hafriyatı, harfiyatıdır dedik.
335.00 ₺ -
Arapça Gramer ve İrab Teknikleri
Değerli okuyucular, günümüzde gerek eğitim kurumlarımızda gerekse özel dil kurslarında Arapça öğretilirken maalesef gramer derslerinde cümle tahlillerine, yani i'râba hiç yer verilmemekte veya çok az yer verilmektedir. Bugün genellikle yurt dışında bastırılan ve daha ziyade sokakta Arapça konuşturmayı hedef alan ve içinde köklü gramer konuları bulunmayan kitaplar okutulmaktadır. Bu bilgilerle belki biraz pratik kazandırılabilir, ancak ciddi Arapça metinleri çözmek bize göre mümkün olmaz. Bu arada üniversitelerimizdeki bazı meslektaşlarımızın yazdıkları değerli eserlerin Arapça öğretimine katkılarını da zikretmekte fayda görüyoruz. Sonuç olarak, Arapça öğretiminin hedefi, klasik Arapça bir metni doğru olarak okumak, doğru olarak anlamak ve doğru olarak tercüme etmek olmalıdır diyebiliriz. Bunu sağlamak için Arapça derslerinde mutlaka i'râba, yani cümle tahliline yer verilmelidir kanaatindeyiz. İşte biz burada bu yönde bir gayretin içine girdik. Tevfik Allah'tandır. Burada şu hususu da ifâde etmekte fayda görüyorum. Bu kitap, Arap Dili gramerinin belli bir seviyesini hedef almamıştır. Burada, Arapçaya yeni başlamış bir kimsenin istifâde edeceği bilgiler olduğu gibi, bir doçentin hatta bir profesörün istifâde edebileceği bilgiler de mevcuttur. Zira, bu dilin eğitimini verdiğimiz dönemlerdeki sınavlarda, yüksek lisans, doktora ve doçent adaylarına sorup da cevap alamadığımız veya eksik cevap aldığımız konular da burada yer almıştır. Bilindiği üzere Arap Dili, dünyanın en zengin dillerinden biri belki birincisidir. Böylesine büyük ve zengin bir dilin gramerini birkaç yüz sayfaya sığdırmak mümkün değildir. Sözümüzün başında da söylediğimiz gibi biz burada bu dilin olmazsa olmazlarını bir araya getirmeye çalıştık. Birazcık başarılı olmuşsak ne mutlu bize. Eksikliklerimiz ve yanlışlıklarımız için her türlü tenkit ve tavsiyeye açık olduğumuzu özellikle belirtmek isterim.
385.25 ₺ -
Cahiliyeden Günümüze Arapça Edebi Metinler ve Çözümlemesi
Elinizdeki eserin başlıca özellikleri şöyledir: - Seçilen metinlerin hem edebi güzellik taşımasına hem de talebeyi manevi yönden geliştirici olmasına dikkat edildi. - Şiirler dâhil, seçilen metinlerin sade ve anlaşılır olmasına gayret gösterildi. - Bütün metinlerin Türkçe çevirisi kitabın sonunda verildi. - Kitapta Câhiliye, Sadr-ı İslam, Emevi, Abbasi, Endülüs, Memlük, Osmanlı ve Modern olmak üzere toplam sekiz edebî döneme ait metin bulunmaktadır. - Her bir dönem, ikisi nesir, biri de şiir olmak üzere toplam üç metinden oluşmaktadır. - Her metinden sonra kelime ve tamlamalar ayrıntılı bir şekilde basit bir üslupla Arapça olarak izah edildi. - Kelimelerin izahından sonra alıştırmalar gelmektedir. Alıştırmalar metni anlama ve kavramaya yönelik sorularla başlar. Ardından metinde geçen kelime, kalıp ve cümlelere dair sorularla sarf, nahiv, belagat, sözlü ve yazılı anlatım soruları gelmektedir. - Üç ana metinden sonra iki de serbest okuma metni bulunmaktadır. Yine bu metinlerdeki bilinmeyen kelime ve kalıpların açıklaması da Arapça olarak yapılmıştır. Metinler, özellikle de kasidelere ait ses kayıt ve videoların bulunduğu youtube linki metin altında dipnotta verilmiştir.
314.90 ₺ -
Belagati Müyessera Meani Beyan Bedi
Elinizdeki bu eserin başlıca özellikleri şunlardır: - Belâgatin hem Arapça hem de Türkçe, klasik ve yeni birçok temel kaynağı incelenerek hazırlanmıştır. - Klasik tasnife, özellikle de Kazvînî'ye ait Telhîsu'l-Miftâh'ın tasnîfine bağlı kalınarak bölümler meânî, beyân ve bedî şeklinde üçlü tasnifle ele alınmıştır. - Konu seçiminde tarafımızca telif edilen el-Belâgatü'l-Müyessera el-Meânî - el-Beyân - el-Bedî' isimli Arapça eser esas alınmış, buradaki konulara bedî ilminde üç konu daha ilave edilmiştir. - Eserin giriş kısmında kısaca belâgat ilminin tarihçesinden, telif edilen önemli eserleri ve müelliflerinden bahsedilmiştir. - Talebeye belâgat bilgisi verilirken, mâneviyatının da geliştirilmesi hedeflenmiştir. - Âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve Arap şiirinin yanında, âlimlerin hikmetli sözlerinden de örnekler sunulmuştur. - Konunun daha iyi anlaşılması için Arapça örneklerden önce Türk edebiyatından örnekler sunulmuştur.
234.50 ₺ -
Belagat Meani Beyan Bedi
Kurân-ı Kerîm ve hadis-i şerifler başta olmak üzere, dînî ilimlerin anlaşılmasında belâgat ilminin önemli bir yeri bulunmaktadır. Hatta bir müfessirin bilmesi gereken temel ilimler arasında belâgat da zikredilmektedir. Bu çalışmayla özel olarak belâgat ilmine, genel olarak da İslâmî ilimlere zerre miktarı da olsa hizmet edebilmişsek ne mutlu bize. Bu mütevazi eserin temel özellikleri şunlardır: Belâgat ilminin hem Arapça hem de Türkçe klasik ve yeni birçok temel eseri incelenerek hazırlanmıştır. Klasik tasnife bağlı kalınarak konular, meânî, beyân ve bedî şeklinde üçlü tasnifle ele alınmıştır. Eserin giriş kısmında belâgat ilminin tarihçesinden, telif edilen önemli eserleri ve müelliflerinden bahsedilmiştir. Âyet-i kerîme ve Arap şiirinin yanında hadîs-i şerîflerden de örnekler unulmuştur. Konunun daha iyi anlaşılması için Arapça örneklerden önce Türk edebiyatından örnekler sunulmaya gayret gösterilmiştir.
351.75 ₺ -
Arap Olmayan Sahabiler
Hz. Peygamber'in elçilik görevini ifa ettiği dönemde hayatta bulunmuş, onunla karşılaşmış, ona iman etmiş ve iman üzere vefat etmiş olan kimselere "sahâbî" denir. Resûl-i Ekrem Efendimiz Arap asıllı olduğu ve Arap Yarımadasında yaşadığı için, kendisine iman eden sahâbîlerin buranın sakini olan Araplardan olması çok doğaldır. Peki Araplar dışındaki milletlerden Hz. Peygamber'e iman eden ve sahâbîlik şerefini elde eden kimseler var mıdır? Varsa hangi milletlerden kaç kişi bu şerefe nail olmuştur? Bu çalışma, çok kimse tarafından sorulan ancak cevabı bulunamayan bu konuya açıklık getirmek, ayrıca konu etrafında dolaşan asılsız bir takım bilgi ve iddialara cevap vermek maksadıyla hazırlanmıştır.
167.50 ₺ -
İslami Türk Edebiyatı Mazmun Anahtarları
Bir araştırmanın ilk şartı, o araştırma için gerekli metodu belirlemek, ikincisi de, tesbit edilen metodu geliştirebilmektedir. Metod tesbiti ve geliştirilmesi için gerekli malzemeyi, yer, zaman, maddî ve manevî çevre açısından değerlendirmek, bahis konusu malzemenin hangi gaye için kullanıldığını bilmek de elzemdir. Konumuz İslâmî Türk Edebiyatı olduğuna göre, bu konudaki edebî eserin kültür ve medeniyet dâiresi ile zaman dilimleri içindeki içtimaî, siyâsî ve edebî akımların değişme ve gelişme seyrinin gözden uzak tutulmaması lâzımdır. İslâmî Türk Edebiyatının, Türklerin İslâmiyeti yeni kabulü ile şekillenen ilk dönem metinlerinde, hem Türk kültürü ve İslâm medeniyeti ile ilgili, hem de arkaik unsurlar yer almaktadır. Bu ilk eserlerde millî ve dinî şahsiyetlerin isim ve meziyetleri yanında, darb-ı mesellere, âyet ve hadîs meallerine; eski inançlara bağlı unsurlara, msl. ilm-i tencîm "yıldızlar ilmi", tılsım vb. na rastlanmaktadır. Bahis konusu ilk dönem veya geçiş dönemi metinler
13.40 ₺ -
Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar I
"Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar" adını taşıyan bu kitabımız, yüzden fazla yazı ve araştırmayı ihtiva eden müteaddit ciltlerden meydana gelmektedir. İlk iki cildini 1987 ve 1989 yıllarında yayınlamıştık. Şimdi o iki ciltle birlikte, devamı olan ciltler de basılacaktır. Kitabımızda, millî şâirimiz Mehmed Akif Ersoy un hayatı, eserleri, fikirleri, şahsiyeti, zamanı ve çevresi hakkında kaleme aldığımız, muhtelif derece ve genişlikte yazı ve araştırmalar bulunmaktadır. Eserde görülecek olan yazıların konulan, ana hatları ile şu şekilde çizilebilir: Hayatından safhalar: Çocukluğu, ailesi, tahsili, Meşrutiyet öncesi gençlik yılları ve edebî çalışmaları; Meşrutiyet, devrinde şiirleriyle tanınması, Sebilürreşad dergisinin başyazarı ve bir fikir adamı olarak ortaya çıkması; Mütareke günlerindeki faaliyetleri; Millî Mücâdele ye katılması, Birinci Millet Meclisi nde Burdur mebusu olarak çalışmaları, İstiklâl Marşı nı yazması ve Anadolu yu dolaşarak yaptığı konuşmalar; Mısır a göç etmeden önc
154.10 ₺ -
Mehmed Akifin Verdiği Mesajlar ve Tesir Alanları
Öncelikle, İstiklâl Marşı mızın şâiri olarak tanıtılan Mehmed Akif in Türk toplumu üzerindeki etkileri sayılamayacak kadar çok ve çeşitlidir. 1337 (1921) yılının 17 Şubat ında yazılmış ve aynı yılın Mart ayında Resmî Marş hüvviyetiyle kabul edilmiş olduğunu bildiğimiz Millî Marş ı "Kahraman Türk ordusu na ithaf etmekle kalmayıp, TBMM nin 12 Mart 1337 Cumartesi günü 17.45 te biten bir törenle birinciliğini tasdik ve ilân ettiği bu Marş ın karşılığı olan parayı da ordumuza hediye eden Mehmed Akif in, hayâtının son safhasında, "Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!" duasında bulunuşu, onur şahsiyeti hakkında sağlam hüküm verdirebilir. Bu iddiasız kültür askerinin verdiği mesajların, elimden geldiğince, tesbit ve tahlilinin, günümüzdeki ve gelecekteki genç kuşaklara ışık tutacağım düşünerek, bu çalışmaya giriştim. Akif in eserlerinde bir müslüman Türk ün vasıfları ön planda görülmekle beraber, o bütün insanlığa da, İslâm dini esaslarından hareketle, mesajlar veren bir bi
13.40 ₺