-
İslam İnancında Gayp Problemi
Her türlü hamd ve övgü görünür ve görünmez âlemlerin sahibi ve bilicisi olan Allah a, salât ve selâm seçkinlerden olan Elçisi ne olsun! İnsan, ta ilk günden itibaren kendini tanımayı, nereden geldiğini ve sonunun ne olacağını merak ettiği kadar çevresini, evrenin görünen ve görünmeyen kısımlarını tanımayı da arzu etmiştir. Onun bu arzusu kendisini yeni yeni şeyler öğrenmeye ve bilgi hazinesini genişletmeye sevk etmiştir. Her ne kadar zaman zaman duyuların aldatması ve yanlış akıl yürütmeler sonucu yanılmalar olmuşsa da, bunlar onu bıktırmamış, bilakis araştırma, inceleme ve öğrenme arzusunu daha da kamçılamıştır. Madde ötesini inkâr eden, düşünce tarihi içinde ciddî ve önemli bir yer işgal etmeyen materyalist felsefeler hariç tutulursa, düşüncenin genel seyrinin bu yönde olduğu ve insanlığın büyük çoğunluğuna hükmeden din ve felsefe sistemlerinin, duyuların idrak alanı dışında kalan varlıkların mevcudiyetini benimsediği görülür. "Gayba iman" İslâm dininin temel esaslarından biridir.
13.40 ₺ -
Emali Şerhi
Kaleme aldığımız şerhte beyitlerin ait oldukları konularla bağlantılarını kurmaya, mevzuun daha iyi anlaşılabilmesi için gerekli olan ön bilgilere temas etmeye özen gösterdik. Çalışmada dini ilimlerin öğrenilmesinde başlangıç dönemini aşmış kimseleri göz önünde bulundurarak orta hacim ve yoğunluk çizgisini aşmamayı prensip edindik. Bu çalışmanın İmam-Hatip liseleri, İlahiyet fakülteleri mensup ve mezunları, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın eğitim merkezleri elemanları ile konuya ilgi ve ihtiyaç duyan herkese faydalı olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.
123.95 ₺ -
Eğitim Sosyolojisi
Günümüz dünyasında sosyal bilimler fizik bilimlerden daha yaygın bir uygulama alanına kavuşmuş bulunmaktadır. Propaganda teknikleri, reklâmcılık, halkla ilişkiler, ticarî rekabet, ideolojik ve kültürel savaş gibi kavramlar, yazılı basın-yayın organları, televizyon, video gibi teknik araçların her alanda kullanımı, kamuoyu araştırma şirketlerinin faaliyetleri toplum hayatına girdikçe, insanları derinden etkilemekte ve yaşantılarında büyük değişiklikler meydana getirmektedir. Bazen bu değişiklikler, teknik ilerlemenin önünde seyretmektedir. Sosyal bilimlerinin tabiatında var olan kuramlarla uygulamalar arasındaki farklılık, uygulamaların kuramların önünde gitmesi, kavramların tariflerinde araştırmacıların görüş birliğine ulaşamaması gibi bazı zaaf noktaları bile, sosyal bilimlerin kazandığı bu konuma bir zedelenme getirmemektedir.
13.40 ₺ -
Eğitim ve Öğretimin Esasları (âdâbu l-muallimîn)
İbn Sahnûn, hicrî üçüncü asırda ilim ve kültürün Kuzey Afrika da yayılmasına ve gelişmesine hizmet eden şahsiyetlerden biridir. Zamanın zor şartlarına rağmen çeşitli sahalarda 28 eser kaleme almış olması onun dinî ilimlerde ulaştığı noktayı gösterir. Bir talimatname diyebileceğimiz nitelikte ve devrindeki temel eğitimle ilgili bazı meseleleri dile getirdiği görülen ve eğitim tarihi açısından dikkatimizi çeken Âdâbu l-Muallimîn adlı eserini tercüme ettik ve "Eğitim ve Öğretimin Esasları" adını verdik. Müellifin hayatı, eserleri ve çevresi hakkında geniş bir araştırma yapmaya çalıştık. Bütün ihtimamlara rağmen çalışmamızın hatasız ve mükemmel olduğu iddiasında değiliz. Yapılacak uyarı ve tenkitlere şimdiden teşekkür ederiz.
127.30 ₺ -
Türkiyede Vaizlik (Tarihçesi ve Problemleri)
Tarihi varlık alanı içerisinde dinsiz bir insan toplumu bulmak mümkün değildir. Dinle ilgili davranışları insanlara benimsetme ve bu suretle dinle bütünleşmiş kişilik kazandırma olgusu, din eğitimi olarak ifade edilmektedir. Din eğitimi, dinin özüne uygun olarak insan varlığını bütünü ile ele alır. Üzerinde durulması ve araştırılması gereken konulardan biri de, yaygın din eğitiminde önemli bir yere sahip olan vaaz konusudur. Vaaz yoluyla eğitim, Hz, Peygamber den günümüze kadar yaygın din eğitimi faaliyeti olarak devam edegelmiştir. Ancak, bu alanda yapılmış teorik incelemeler çok az olduğu gibi, özellikle de uygulamalı alan araştırmaları yok denebilecek kadar azdır. Hâlbuki günümüzde şartlar değişmekte, ilimler hızla gelişmekte, buna bağlı olarak insanların ihtiyaçları, ilgileri ve problemleri de farklılaşmaktadır. Bu durum karşısında vaizlik müessesesinin durumu, yeniden yapılanması nasıl olacaktır?
117.25 ₺ -
Türkiyede Din Eğitimi
Bu eser, "Din Eğitimi Tarihi"nin, okuyucularımızca bilinmesi gerektiği düşünülen, 1920-1998 yılları arasındaki macerasını açıklığa kavuşturmak amacıyla yazılmıştır. Eğitim tarihi, özellikle din eğitimi tarihi, psikolojik, sosyolojik, siyasî, ideolojik ve kültürel olayların aydınlığında görüp gösterildiği ölçüde eğitim tarihidir. Onun içindir ki bu kitapta sadece, din eğitimi kurumlarının nitelik ve nicelik bakımından gelişmesini sıralamak gibi, kolay ve basit bir yol takip edilmemiştir. Cumhuriyet in kurulmasından önce 1920-1923 ve Cumhuriyet in kurulmasından sonra 1924-1998 yılları arasındaki, sosyal ve siyasî değişmelerin din eğitim ve öğretimi hayatında doğurduğu hareketleri; değişmeleri ve gelişmeleri, mümkün olduğunca, tarihî seyri içinde birinci derecedeki kaynakları kullanarak okuyucularımızın bilgisine sunmaya özen gösterdik. Ancak tarihî gelişimi yalnız bir tarihçi yaklaşımıyla ele almayarak, günümüz meseleleri ışığında açıklığa kavuşturmaya çalıştık.
10.72 ₺ -
Türkiyede Yüksek Din Eğitiminin Kurumlaşma ve Ekolleşme Sorunları
Bir toplumda dinin devamlılığı, onu toplumun benimsemesi ve nesilden nesile aktarması ile mümkündür. Bu da din eğitimi ile olmaktadır. Bu bağlamda "din eğitimi, ferde bir hayat tarzı sunmayı; onu belli bir dünya görüşü içinde toplamayı; ona bir değer biçme ve yaşama tarzı kazandırmayı, yaratıcıya isteyerek bağlanmayı, birtakım şeyleri duyma, onlara inanma ve onlara uygun iradi faaliyette bulunmayı sağlayan faaliyetler süreci ve olgusu" olarak tanımlanabilir. "Türkiye de Yüksek Din Eğitiminin Kurumlaşma ve Ekolleşme Sorunları" adıyla yaptığımız bu araştırmanın temel amacı, ifade edilen bu görevleri yerine getirmede bu kurumların durumunu ortaya çıkarmaktır.Sistem bir denge özelliği taşır. Sistemi oluşturan parçalar ve unsurlar arasındaki ilişkinin düzeyi onun dengesini oluşturur.
13.40 ₺ -
İbn Cemaadan Öğretmen Ve Öğrencilere Öğütler
İslâm da eğitim-öğretim Hz. Peygamber (s.a.v.)in mescidinde ve Suffe de başlamış ve daha sonra küttab ve medreseler şeklinde devam etmiştir. Bu kurumlarda öğretim, fiilî gelişmesini sürdürürken, eğitim-öğretimle ilgili eserler de ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu arada İbn Sahnûn (öl. 256/869)un "Âdâbu l-Muallimin"i, Kabisî (öl. 403/1014)nin "er-Risaletü l-Mufassale li Ahvali l-Müteallimin ve Ahkami l-Muallimin ve l-Müteallimin"i Zernûci (öl. 593/1196)nin "Ta li-mül-Müteallim"i Gazzali (öl. 555/1111)nin "İhyau-Ulûmi d-Din i, Taşköprüzade (öl. 959/1552) nin "Mevzûatu l-Ulum"u, Ali b. Hüseyin Amasî" (öl. 875/1470)nin "Tarikül-Edeb"i İslâm dünyasında yazılan pedagojik eserlerin başhcalarıdır. Bunlar arasında konuları ayrıntılı olarak ele alan en önemli eserlerden biri de 733/1333 de vefat eden İbn Cemaa nın Tezkiretü s-Sami ve l-Mütekellim fî Edebi l-Âlim ve l-Müteallim" adlı eseridir.
123.95 ₺ -
İhvanı Safanın Eğitim Felsefesi
Hicri dördüncü yüzyıl, tercüme faaliyetleriyle İslâm dünyasına aktarılan Yunan, Hint ve Fars eserlerinin de etkisiyle, bilimsel hareketliliğin doruğa ulaştığı; bir çok önemli simanın yetiştiği ve bütün İslâmî bilimlerin genel çerçevesinin oluştuğu dönemdir. İslâm dünyasında çeşitli müesseseler ve ilimler bu dönemde şekillenmiş ve zamanla gelişerek modern Avrupa medeniyetinin doğmasında da etkili olmuştur Bu dönemde ortaya çıktığı kabul edilen ve bütün ilimleri bir araya toplayan bir ansiklopedi meydana getirerek, düşünce tarihinde, "İslâm Ansiklopedistleri" olarak anılan İhvân-ı Safa ve Risaleler i hakkında, Batı da ve Arap dünyasında yapılan çalışmalara karşı, ülkemizde aynı düzeyde müstakil çalışmalara rastlayamıyoruz. Batı dilleri ve Arapça da yapılan çalışmalar, "Bibliyografya "dan da anlaşılacağı gibi, daha ziyade, İhvan in genel felsefesi ve kimlikleri üzerinde yoğunlaşmıştır.
13.40 ₺ -
Din Eğitiminin Temel Meseleleri
Muhakkak ki Allah beni muallim ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi (Müslim) Din eğitiminin temel meselelerini araştırmak için yaptığımız bu çalışmada eğitimin bazı meseleleri birbiriyle bağlantılı olarak incelenmiştir. Varlıklar âleminde insanın yeri ve sorumluluğu ile insana has özellikleri ve insanî potansiyellerin geliştirilmesini ortaya koyarak din eğitiminin gayesi ve insanın eğitimi birlikte araştırılmıştır. Bu çalışmamızda din eğitiminde önemli konulardan biri olan ibadet konusu, insanın fıtrat, denge, ihtiyaçları ve ruh sağlığı ile ilgili olarak incelenmiş, insan sevgisinin din eğitimindeki yeri belirtilmiştir. Çağımızda görülen büyük maddî inkişaf ve refaha rağmen ruhî tatminsizliğe bağlı olarak ruh sağlığı bozulmuş, yabancılaşmış insanlara çokça rastlanmakta ve anormallikler çoğalmaktadır. Ruh sağlığı bozulmuş insanların beşerî münasebetleri sevgi ve güven yerine kin ve nefrete dönüşmekte, cemiyetin her kesiminde kızgın ve öfkeli insanlar görülmektedir.
13.40 ₺ -
İmtihan Pedegojisi ve Ölçme Değerlendirme Teknikleri
Ölçme-değerlendirme teknikleri ve imtihanlar eğitim ve öğretimin temel konuları arasında yer alır. Eğitimin verimli olması, eğitimde kalitenin ve seviyenin yükseltilmesi, büyük çapta imtihanların ıslahına, ölçme ve değerlendirme tekniklerinin geliştirilmesine ve kullanışlı bir konuma getirilmesine bağlıdır. Ülkemizde, İlköğretim okullarından Üniversiteye kadar bütün eğitim basamaklarında imtihan sorunu maalesef karmaşık durumdadır ve çözüm beklemektedir. Eğitimcilerimizden bir kısmının ölçme ve değerlendirme teknikleri ve imtihanlar ile ilgili uygulamaları çağdaş eğitim anlayışına uymamaktadır. Ve halen, klâsik imtihanların bazı yönlerden sakıncalı tatbikatı sürüp gitmektedir. İmtihan sorununu, eğitim sistemindeki kalitatif (keyfiyet) sorunlar arasında mütalaa etmek ve bu sorunu süratle çözümlemek zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. İmtihanları, formalite gereği sıradan bir meşgale gibi kabullenmek yanılgısından bir an önce kurtulmalıyız.
13.40 ₺ -
Dini Hitabet Çeşitleri İlkeleri Örnekleri
Eğitim ve gelişmeye en çok lâyık ve muhtaç olan kesim, din hizmetlileridir. Bu kesim için gelişmenin sürekliliği, hizmetin etkisinin ve dolayısıyla kalplerin fethinin sürmesi demektir. Bu da insanımızın mutluluğu anlamına gelmektedir. Zira “Bulutlar ağlamayınca çimenler gülmez.” Gönül adamlarının, din görevlilerinin yetişmek için göğüsleyecekleri güçlükler ve gösterecekleri özveri, müslümanların kemalini besleyen bereketli rahmet damlalarına dönüşecektir. Zamanın, sistemin ve insanların rağbeti bu yönü olmasa bile değişmez gerçek budur. Çünkü Allah’tan gelip Allah’a giden insanoğlunun bu gidişi durdurulamayacağına göre; iyi kul, iyi müslüman olma görevi ve gayreti de asla sona ermeyecektir. O halde bu insani ve ebedi hizmeti yürütenlerin ve yürütmeye niyetlenenlerin herkesten çok daha gayretli olması pek tabiidir. “Dini Hitabet” baştan sona bu tabii gerçeği vurgulamak ve başarı için bazı ipuçları vermek amacıyla yapılmış bir çalışmanın ürünüdür. Bu vadide sözü ve tecrübesi olan herkesin onu bir şekilde ortaya koyması, günümüz din hizmetlerinin, hatta belki de ondan daha ziyade geleceğin din hizmetlerinin kazanacağı kalite ve seviyeye olumlu katkılarda bulunacaktır. “Dini Hitabet” işte bu düşüncelerle ortaya konulmuş ve yazan tarafından konunun ilgililerine sunulmuş bir “çoban armağanı”dır.
251.25 ₺ -
Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi
Bir ülkenin hayat standardı, teknik işgücü ile çalışan nüfusun oranına bağlıdır. İstenilen seviyeye ulaşılması, ancak insan kaynağının geliştirilmesiyle mümkündür. Birey, toplumda bir meslek sahibi olmak, statü kazanmak ister. Bunu da, ancak onun eğitim düzeyi belirler. O halde, ferdin belli bir seviyede eğitim görmesi esastır. Çünkü onun eğitiminden sadece kendisi değil, aynı zamanda çevresi ve içinde bulunduğu toplum da yarar görür. Eğitimin temel amacı, her türlü eğitim programı uygulanarak bireye genel, mesleki bilgi ve beceriler kazandırmak suretiyle onu bütünüyle eğitmektir. Bu genel çerçeve içerisinde genel ve mesleki eğitimin bir bütünlük içinde ele alınması gerekmektedir. Çünkü genel eğitimle mesleki eğitimin ortak amacını, ferdi geleceğe hazırlamada öğrenme ortamının sağlanması, bilgi, becerilerin geliştirilmesi ve istenilen toplumsal hedefler oluşturmaktadır.
13.40 ₺ -
Ailede Çocuğun Din Eğitimi
Hayatta birçok faaliyetin merkezini çocuklar teşkil etmektedir. Bir ana-baba çaba ve gayretlerini, bir öğretmen çalışmasını, bir devlet yaptığı plan ve programlarını hep geleceğe yönelik ümit ve beklentilerinin odak noktası olan çocuklarını hesap ederek düzenler. Bundan dolayı geçmişte de çok üzerinde durulan çocuğun eğitimi, günümüzde daha büyük bir anlam kazanmakta, ona yönelik ilgiler de çoğalmaktadır. Özellikle son yıllarda konu ile ilgili çalışmalar ve görüntülü, sesli ve basılı yayınlarla ana-baba ve öğretmenlerin bilgilendirilmesi hedeflenmektedir. Fakat üzülerek görüyoruz ki, özellikle ülkemizde çocuk ile ilgili gelişim alanlarının tümü gündeme getirildiği halde, din duygusu ve eğitimi alanı pedagoglarımız tarafından ihmal edilmektedir. Dünyayı sadece maddî ihtiyaçlarla açıklayan ve dolayısıyla da eğitimi bundan ibaret sayan bu yaklaşımın eksik olduğu, hayatın bize öğrettiği gerçeklerden biridir.
13.40 ₺ -
Avrupa Eğitim Tarihi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde vermekte olduğum Avrupa Eğitim Tarihi derslerinde öğrencilere faydalı olmak amacıyla hazırladığım bu ders kitabı, Avrupa eğitim düşüncesinin Antik Çağdan 19. Yüzyılın sonlarına kadarki safhalarını içine almaktadır. Çağdaş Eğitim Akımları nı ise, ikinci cilt olarak yayınlamayı düşündüğüm kitapta işleyeceğim. Bu ders kitabında, söz konusu edilen devirlerin ancak ana eğitim akımları ile bunların baş temsilcilerine yer verdim. Ele alınan eğitim görüşlerini, bağıntılı bulundukları düşünce akımları içerisinde tanıtmak yolunu izledim. Kitabın hazırlanmasında, kitabın sonundaki listede gösterilen kaynaklardan ve özellikle B. Akarsu, Th. Ballauf, P. Barth, S. Behn, F. Blättner, Th. Dietrich, J. Dolch, J. v.d. Driesch-J. Esterhues, H. M. Eker, M. GökBerk, K.-H. Günther, H. F. Kanad, R. Kynast, M. Mayer, A. Messer, W. Moog, F. Paulsen, A. Reble, W. Russ, K. Schmidt, H. Wilden in eserlerinin ilgili bölümlerinden geniş ölçüde yararlandım.
13.40 ₺ -
Tanzimat Sonrasında Okullarda Din Eğitimi (1838-1920)
Osmanlı toplumunun "çeşitli katmanlarına ait bireylerin yüzlerini batıya çevirerek, düşünüş, dünya görüşü ve yaşama biçimindeki farklılaşma, başka bir deyişle Osmanlı modernleşmesi, yeni örgütlenmeleri zaruri kılmıştır. Örgün eğitimin, bugün varolduğunu bildiğimiz, felsefî, içtimaî, idarî problemlerinin çoğunun da, köken itibariyle bu zamanlara rastladığı bilinmektedir. Çalışmanın itici gücü olan bu cümleden olmak üzere, eğitim tarihimiz içinde bir din eğitimi tarihinin özelleştirilmesi arzusu da bizi böyle bir araştırmaya şevketti. Özelleştikçe, alanın aydınlanacağına dair oluşan inancımızla birlikte ikinci beklentimiz, bugünkü çelişkilerle dolu din anlayışımız ve din eğitimi uygulamalarımıza bir yansıma alanı açığa çıkarmaktı. Bugün polemiklerle dolu, kamusal hayatın dinî veçhesinde olup bitenler bize, ne dinî kollektif bilinçaltımızın doğru okunduğunun ve ne de rasyonel dengeye ulaşmış aydın tipine ulaştığımızın verilerini ilham etmemektedir.
8.04 ₺ -
Anahatlarıyla İslam Eğitim Tarihi
Kur an, ilk âyeti ile öğrenmeyi emreden bir dinin kitabıdır. Bu Kitab ın gönderildiği peygamber de, ümmetine bu yolda talimat veriyordu. Kitah ve Sünnet in hu konudaki emirlerini göz önünde bulunduran Müslümanlar, daha İslâm ın ilk yıllarından itibaren öğrenmek için bütün imkânlarını seferber ediyorlardı. Başlangıçta bu imkânlar, daha ziyade dinî alanda kullanılıyordu. Zira bu bilgilerin bir kısmı günlük, bir kısmı haftalık, bir kısmı da senelik ibâdetleri için gerekliydi. Bunlar bilinmeden ibâdet yapılamazdı. Bununla beraber, ibâdetler için gerekli olan bilgilerin sâdece dinî bilgiler olmadığını da belirtmek isteriz. Zira oruç tutmak veya namaz kılmak isteyen bir Müslüman, başını yerden kaldırıp gökleri araştırmak zorundadır. Böylece, basit de olsa bir astronomi bilgisine; Hacca gitmek isteyen bir başkası en azından coğrafya bilgisine; Zekât vermek isteyen bir diğeri de matematik bilgisine sahib olma zaruretini duyar
117.25 ₺ -
İbni Sina Felsefesinde Eğitim
Büyük Türk Bilgini İbn Sina (980-1037) ilim aleminde bir filozof ve bir hekim olarak tanınır. Onun, çeşitli boyutları olan Filozofluğunun bir uzantısı da eğitimciliğidir. Felsefesinin dayandığı temeller olarak insanı, onun mutluluğunu, insan nefsini ve nefsin güçlerini alan İbn Sina, bu konudaki fikirleri ile de aynı zamanda bir eğitim felsefecisi olarak kabul edilebilir. Modern ilimlerin kaynaklarını hep batıda aramak gibi, bir tutumun içinde olan yakın tarihimizin bilimsel çevreleri, aynı tavrı, eğitim alanında da göstermiş ve bu ilmin doğudaki derin izleri ile yakın zamanlara kadar pek ilgilenmemiştir. Son zamanlarda üniversitelerde yapılan çalışmalar, özellikle İlahiyat Fakültelerindeki Eğitim Bilimleri ve Din Eğitimi dallarında yapılan araştırmalar, bu izleri birer birer ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmalarda, söz gelimi Gazali, Farabi gibi önde gelen düşünürlerin eğitim ve toplum görüşleri bir tez çalışması olarak ele alınmış, bunun dışında Kabîsî, İbn Cemâa, Kınalızade, Zernuc
13.40 ₺ -
İslam Eğitiminde Öğretmen Öğrenci Münasebetleri
İslam Eğitiminin tesbit ve teklifleri ile eğitimimize getirdiği değerler daha önce de bazı çalışmalara mevzu edilmişti. Eğitim Bilimi açısından çağdaş ve başarılı özelliklere sahip olduğunu gördüğümüz İslam Eğitiminin üzerinde en çok durduğu hususlardan biri de öğretmen-öğrenci münsebetleri olmuştur. Nitekim "İsalm Eğitiminde Öğretmen-Öğrenci Münsebetleri"ni konu edinen bu eserde, İslam toplumunda öğretmenlik mesleğinin doğuşu, yeri, özellikleri ile öğretmenin sahip olması gerekli nitelikler, sınıf içi ve dışı davranışlar, öğrencilere yaklaşım biçimleri ortaya konmaktadır. Aynı zamanda öğrencilikle ilgili temel esaslar, öğrencinin nitelikleri, öğretmen ve arkadaşlarına karşı davranışları, derslerinde başarılı olabilme usulleri ve öğrenme metodları da ele alınmaktadır. Bu çalışmanın diğer bir özelliği de, İsalm Eğitim Müesseseleri ile buralarda uygulanan eğitim metodlarını, anahatlarıyla tanıtması ve İslam Eğitimcilerinin konu ile ilgili dikkat çekici görüşlerini günümüze aktarmasıdır.
251.25 ₺ -
Tasavvufi Hadis Şerhleri ve Konevinin Kırk Hadis Şerhi
Genel anlamda mistisizm, "insanın dünyaya karşı tavır koymasının ve kendi içindeki hakikati aramasının " adıdır. Bir bakıma bütün inanç sistemlerinin ve felsefi ekollerin ortak yanıdır. Tavırlar farklı olmakla birlikte, bütün sistemlerde mistik anlayış vardır. Tasavvuf ise İslâm rûh hayatının ve manevî olgunluğuna erme yolunun adıdır. İslâm ın tefekkür, şuur ve kültür mirasının bir parçasıdır tasavvuf. İslâm tasavvufu, Kur an ın "tezkiye", "takva" ve "tebettül" lâfızlarıyla anlattığı ibâdet, ahlâk ve nefs terbiye yoludur. Bu yüzden diğer İslâmî ilimler gibi, Hicrî ikinci ve Üçüncü asırda, metodu ve hedefi olan bir ilim olarak ortaya çıkmış, önceleri zâhidlik ve zühdî yaşayış tarzında gelişmiş, bilâhare tasavvuf adıyla sistemleşmiştir. Tasavvuf cereyanının ortaya çıkmasında iki önemli âmil rol oynamıştır: Manevî ve içtimâi. Tasavvufun ortaya çıkışını sağlayan asıl âmil, mânevi âmildir.
13.40 ₺ -
Fususül Hikem ve Tercüme Şerhi 3
Neşrini takdîm ettiğimiz Fusûsu l-Hikem Tercüme ve Şerhi, 1334-1346 hicrî ve 1915-1928 milâdî yılları arasında kaleme alınmıştır. Müellifi merhum Ahmed Avni Konuk Bey in el yazısıyla olan nüsha Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphânesi nde 3853-3880 numaralarda kayıtlı bulunmaktadır. Tamâmı 28 defter olan bu müellif nüshasından, 4 cilt hâlinde neşre hazırladığımız bu eserin ilk cildini tamamlamış bulunuyoruz. İslâm tasavvuf ve tefekkür târihinin en mühim eserlerinden biri olan Fusûsu l-Hikem in, M. E. Bakanlığı tarafından basılmış bir tercümesi vardır. Geçmiş asırlarda yazılmış ve bir tanesi basılmış türkçe şerhleri bulunduğu halde son altmış senede bunların hiçbiri basılamamıştır. Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında te lîf edilmiş, fakat yayınlanmamış olan bu şerhin, Kütüphâne de müellif nüshası olmasına rağmen, umûmun istifâdesinden uzak kalması, tasavvuf ve tefekkür târihimiz bakımından büyük bir kayıptı.
335.00 ₺ -
Fususül Hikem ve Tercüme Şerhi 1
Neşrini takdîm ettiğimiz Fusûsu l-Hikem Tercüme ve Şerhi, 1334-1346 hicrî ve 1915-1928 milâdî yılları arasında kaleme alınmıştır. Müellifi merhum Ahmed Avni Konuk Bey in el yazısıyla olan nüsha Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphânesi nde 3853-3880 numaralarda kayıtlı bulunmaktadır. Tamâmı 28 defter olan bu müellif nüshasından, 4 cilt hâlinde neşre hazırladığımız bu eserin ilk cildini tamamlamış bulunuyoruz. İslâm tasavvuf ve tefekkür târihinin en mühim eserlerinden biri olan Fusûsu l-Hikem in, M. E. Bakanlığı tarafından basılmış bir tercümesi vardır. Geçmiş asırlarda yazılmış ve bir tanesi basılmış türkçe şerhleri bulunduğu halde son altmış senede bunların hiçbiri basılamamıştır. Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında te lîf edilmiş, fakat yayınlanmamış olan bu şerhin, Kütüphâne de müellif nüshası olmasına rağmen, umûmun istifâdesinden uzak kalması, tasavvuf ve tefekkür târihimiz bakımından büyük bir kayıptı.
335.00 ₺ -
Fususül Hikem ve Tercüme Şerhi 2
Neşrini takdîm ettiğimiz Fusûsu l-Hikem Tercüme ve Şerhi, 1334-1346 hicrî ve 1915-1928 milâdî yılları arasında kaleme alınmıştır. Müellifi merhum Ahmed Avni Konuk Bey in el yazısıyla olan nüsha Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphânesi nde 3853-3880 numaralarda kayıtlı bulunmaktadır. Tamâmı 28 defter olan bu müellif nüshasından, 4 cilt hâlinde neşre hazırladığımız bu eserin ilk cildini tamamlamış bulunuyoruz. İslâm tasavvuf ve tefekkür târihinin en mühim eserlerinden biri olan Fusûsu l-Hikem in, M. E. Bakanlığı tarafından basılmış bir tercümesi vardır. Geçmiş asırlarda yazılmış ve bir tanesi basılmış türkçe şerhleri bulunduğu halde son altmış senede bunların hiçbiri basılamamıştır. Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında te lîf edilmiş, fakat yayınlanmamış olan bu şerhin, Kütüphâne de müellif nüshası olmasına rağmen, umûmun istifâdesinden uzak kalması, tasavvuf ve tefekkür târihimiz bakımından büyük bir kayıptı.
335.00 ₺ -
Fususül Hikem ve Tercüme Şerhi 4
Neşrini takdîm ettiğimiz Fusûsu l-Hikem Tercüme ve Şerhi, 1334-1346 hicrî ve 1915-1928 milâdî yılları arasında kaleme alınmıştır. Müellifi merhum Ahmed Avni Konuk Bey in el yazısıyla olan nüsha Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphânesi nde 3853-3880 numaralarda kayıtlı bulunmaktadır. Tamâmı 28 defter olan bu müellif nüshasından, 4 cilt hâlinde neşre hazırladığımız bu eserin ilk cildini tamamlamış bulunuyoruz. İslâm tasavvuf ve tefekkür târihinin en mühim eserlerinden biri olan Fusûsu l-Hikem in, M. E. Bakanlığı tarafından basılmış bir tercümesi vardır. Geçmiş asırlarda yazılmış ve bir tanesi basılmış türkçe şerhleri bulunduğu halde son altmış senede bunların hiçbiri basılamamıştır. Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında te lîf edilmiş, fakat yayınlanmamış olan bu şerhin, Kütüphâne de müellif nüshası olmasına rağmen, umûmun istifâdesinden uzak kalması, tasavvuf ve tefekkür târihimiz bakımından büyük bir kayıptı.
335.00 ₺ -
Tasavvuf ve Tarikatlar
Tasavvufu "insanın lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilip" hâlen yaşaması olarak da tarif edebiliriz. Din mücerret bir mefhum olmadığı gibi, sâdece şekil ve merasimler topluluğu da değildir. İlâhî olma özelliklerini kaybetmiş dinlerin kullandıkları müşterek sembollerin hakikat cihetinden değerlendirildiği ve her dinde değişmeyen asgarî müştereklerden hareket edildiği zaman farklı dinlere mensûb insanların birbirine yaklaşması daha kolay olacaktır. Kur ân-ı Kerîm de mevcûd kıssaları, ayrıca bu mülâhazalarla okuyup değerlendirmek ve günümüze kadar bu değerlendirmeleri yapanların eserlerini incelemek, irşâd noktasından önemli adımların atılmasına vesile olacaktır. Peygamberler ümmetlerinin istidadına uygun olanı tebliğ etmişlerdir. Peygamber (s.a.J den sonra gelen bütün insanlar kıyamete kadar Muhammedi istidada sahip olarak yaşarlar. Bu yüzden Muhammed ümmeti "ümmet-i icabet" ve "ümmet-i davet" olarak iki kısımda değerlendirilmiştir.
314.90 ₺ -
XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri (2 cilt)
Bu doktora çalışmasının üzerinden 25 yıl geçti. Zamanla yarışan bir çalışmanın neticesi olan bu tezin başlangıçta karşılaştığı birçok zorluklar içinde en önde geleni şüphesiz ki bu çalışmadan önce Osmanlı Medreseleri hakkında örnek bir çalışmanın bulunmayışı ve bu konudaki kaynak fikdanı idi. Ancak konunun içine girdikçe kaynakların ve bilgilerin hacmi o kadar büyüdü ki, eseri telif ederken bilgiler arasında seçim yapmak zarureti hasıl oldu. Bu baskıda hem daha önce kullanmadığımız fişleri değerlendirmek, hem de yeni bilgilerle çalışmaya zenginlik kazandırmak mümkün oldu. İlk baskısını bazı zaruretlere binâen üzerinde daha geniş çalışmalar yapamadan neşretmiştik. İlk baskısı 3000 adet olarak basılan eserin, üzerinden çeyrek asır geçtikten sonra sahaflarda bile bulunamaz hâle gelmesi ve yurt içinden ve dışından eserin tekrar basımının beklenmesi beni bu baskıyı hazırlamaya mecbur etti.
629.80 ₺