-
Avrupada İslami Hayat
VRUPA'DA İSLÂMİ HAYAT - İSLÂM DİNİ EL KİTABI Avrupa’da müslüman olmak pek çok güçlüğü beraberinde getirmektedir. Hem başka bir dinin büyük ölçüde hâkim olduğu topraklarda azınlık konumunda kalmak, hem her geçen gün artan İslâm korkusuna ve düşmanlığına muhatap olmak, müslümanları yıpratmaktadır. Avrupa’da dini bilgileri öğrenmenin zorluğu da malumdur. Bütün bu sıkıntılara küçük bir merhem olması düşüncesiyle, temel dini bilgilerle birlikte Avrupa’daki müslümanları ilgilendiren özel konulara da yer veren bu eseri hazırladık.
116.20 ₺ -
Kasrikten Geçenler
Şahitlerin Dilinden Gavs-ı Kasrevi (k.s) KASRİKTEN GEÇENLER "İnsan ahiret yolunda evvela avamdır. Kendisini masivadan kurtarması çok zordur. Oğlun dahi olsa, ehil değilse bir hastalığından mütevellit ameliyat lazım geldiğinde ona yaptıramazsın. İşin mütehassısını ararsın. Mürşidler ehil kişilerdir. İzn-i ilahi ile insanları gafletten kurtarıp yönlerini Hakk'a döndürürler. Vaaz ve nasihat dinleyip hidayete eren çok azdır. Ama şeyhler daha çok kişinin hidayetine vesile olurlar." Gavs-ı Kasrevi Şeyh Seyyid Abdülhakim Elhüseyni (k.s)
147.00 ₺ -
-
Hacegan Sultanları (Ciltli)
HÂCEGÂN SULTANLARI (CİLTLİ) Dosdoğru yolun kılavuzlarını, hem bu yolda yürüme kararlılığımızı güçlendirmek, hem onları hayırla, minnetle, şükranla yâdetmek, hem kimlere tekmil verdiğimizi bilmek için bir kere daha tanıyalım. Nakşibendi tarikatının zikir usullerinden olan hatme-i hâcegân da isimleri zikredilen sadât-ı kiram efendilerimizi öğrenip bereketlenmek isteyenlere?
206.50 ₺ -
Hacegan Sultanları Karton Kapak
HACEGAN SULTANLARI Dosdoğru yolun kılavuzlarını, hem bu yolda yürüme kararlılığımızı güçlendirmek, hem onları hayırla, minnetle, şükranla yâdetmek, hem kimlere tekmil verdiğimizi bilmek için bir kere daha tanıyalım. Nakşibendi tarikatının zikir usullerinden olan hatme-i hâcegân da isimleri zikredilen sadât-ı kiram efendilerimizi öğrenip bereketlenmek isteyenlere?
108.50 ₺ -
Üftade Divanı
ÜFTÂDE DİVANI Âriflerin sultanı, âşıkların burhanı, Bursa'nın kutbu, Cenâb-ı Pîr Üftâde hazretleri... Eski müellifler onu bu kelimelerle yâd edip âlim, velî ve şair kişiliğine ışık tutmuşlardır. Şiirleri, ilâhîleri, menkıbe ve kerametleri ile aramızda yaşayan Mehmed Muhyiddin Üftâde hazretleri, tarih sahnesine daha ziyade şu iki büyük eseriyle çıkmıştır. Celvetiyye Tarikatı ve Aziz Mahmud Hüdâî hazretleri. O, bu iki eseriyle din, zihniyet, sanat, fikriyat ve ruh dünyamızda asırlar boyunca iz bırakmıştır.
56.00 ₺ -
İmam Suyuti ve Tasavvuf
İMAM SÜYÛTÎ VE TASAVVUF - HAYATI, ŞAHSİYETİ, TARİKATI ve ESERLERİ İmam Süyûtî'nin tasavvuf ve mutasavvıflar hakkındaki görüşlerini yine bu ilimle ilgili yazmış olduğu eserlerini incelemek suretiyle meydana gelen bu çalışmanın, tasavvufla ilgili yapılan tartışmalara ışık tutacağını ve bu konuda kafa karışıklığı yaşayanlara yol göstereceğini ümit ediyoruz. Elinizdeki kitap, bilebildiğimiz kadarıyla ülkemizde İmam Süyûtî'nin tasavvufî bağı ve bu alandaki eserleri hakkında yapılmış ilk Türkçe çalışmadır.
77.00 ₺ -
Eşrefoğlu Rumi
EŞREFOĞLU RÛMÎ Eşrefoğlu Rûmî [kuddise sırruhû], 15. yüzyıldan günümüze kadar etkisini hissettiren önemli mutasavvıflardandır. Bu topraklarda yaşayan insanların kimliğini, ahlâkını şekillendiren Allah dostlarının, evliyaların ulularındandır. Yunus Emre tarzında sade, açık ve anlaşılır şiirler söylemiştir. Eşrefoğlu Rûmî'nin [kuddise sırruhû] irşadı, Yunus Emre'yi devam ettiren şiirlerinden çok nesirleriyle olmuştur. Tasavvuf mesleğinin özellikle halk arasında yayılmasında gayret göstermiştir. Müzekki'n-Nüfûs ve Tarikatnâme isimli eserleriyle yolun sistematiğini insanların kolaylıkla anlayabileceği şekilde izah etmiştir. Kitap sadece Eşrefoğlu Rûmî'nin [kuddise sırruhû] menkıbelerini anlatmıyor, hazretten sonra Eşrefîlik yolunun sürdürücüsü olan zatların da menkıbelerine değiniyor. Yayınevimizin yayımladığı bu eserde, benzerlerinden farklı olarak Eşrefoğlu Rûmî hazretlerinin [kuddise sırruhû] şiirlerinden örneklerin yanında, hazretin kitaplarından parçalar da bulabileceksiniz.
65.80 ₺ -
Aziz Mahmud Hüdayi Mehmet Emin Ertan
Tarihî ve kültürel zenginliğimizin temel taşlarından biri ? Dünden bugünü aydınlatan, bugünden de yarını aydınlatacak olan bir kandil ? Yaşadığı devrin aynası olan ve bugün hâlâ canlılığını koruyan örnek bir şahsiyet ? Aziz Mahmud Hüdâyî ? [kuddise sırrıhu] "İster isen doğru yol, Bir efendiye kul ol, Bu kesrette vahdet bul, Tevhide gel, tevhide."
74.20 ₺ -
Ahmedi Cami Nameki
AHMED-İ CÂMÎ NÂMEKÎ (HAYATI-ESERLERİ ve TASAVVUFÎ GÖRÜŞLERİ) Sünnî tasavvuf düşüncesine sahip Şeyhülislam Ahmed-i Câmî Nâmekî (k.s), Sahâbi Cerîr b. Abdullah el-Becelî'nin (r.a) soyundan gelir. XI. yüzyılın sonuyla, XII. yüzyılın ilk yarısında Selçuklular döneminde, İran'ın Horasan bölgesinde yaşamıştır. İnsanları zühd, tevbe ile birlikte aynı zamanda aşk, muhabbet ve hoşgörüye davet eden Câmî, Sultan Sencer ile görüşmüş, kendisine nasihatte bulunmuş ve adına bir kitap telif edip kendisine sunmuştur. Sencer de, Câmî'yi hankâhında ziyaret etmiş ve ayrıca kendisi ile mektuplaşmıştır. Nüfuzu günümüze kadar devam eden tasavvuf tarihinin önemli şahsiyetlerinden olan Câmî'nin müritlerinin bir kısmı daha sonra Anadolu'ya gelerek dinî ve ahlakî konularda insanlara yol göstermeye çalışmışlardır. Ondan fazla eser telif etmiş ve yaklaşık bir asır hayat sürmüştür. Bu çalışmanın, Ahmed-i Câmî'nin (k.s) hayatını, eserlerini ve tasavvufî düşüncesini öğrenmek isteyenlere güzel bir kaynak olacağını ümit ediyoruz.
99.40 ₺ -
Salih Baba Divanı
Salih Baba Divanı "Kesret içre bir aceb sahraya düştüm gel yetiş Âbı yok tufanı çok deryaya düştüm gel yetiş Bu adem oğlanları bağrım kebab etti benim Kerbela cengi gibi gavgaya düştüm gel yetiş Ey habibim nur-ı veçhin arz edip güldür meni Dehr elinden bir kuru da’vaya düştüm gel yetiş Salih Baba’nın şiirleri Türk tasavvuf edebiyatının en güzel şiirlerindendir. Divanı da tartışmasız tasavvuf klasiğidir. Şiirlerinde kendi isminden önce şeyhi Muhammed Sami Erzincani hazretlerinin ismini zikreder. Divanını mürşidinin büyüklüğünü faziletini, irşad gücünü ve yüksek derecelerini anlatmak için tertip etmiştir. Bu şiirler; insanın olgunlaşıp imanının kemal bulmasında, masivadan kurtulup katıksız Allah aşkına ulaşmasında Allah dostlarının olmazsa olmaz rehberliğini ifade eder.
245.00 ₺ -
Hoş Bir Sada
ESKİMEYEN ŞİİRİMİZDEN HOŞ BİR SADÂ - BEYİTLER-HİKMETLER-MISRALAR Söylemem derdimi hem-derdim olan âha bile Belki sînemdeki şu nâle-i cângâha bile Kendi bî-şübhe bilir râz-ı derûnum yoksa Ehl-i dil söyleyemez derdini Allâh’a bile Hızır Ağazâde Saîd Bey Derdimi dertdaşım olan aha bile söylemem, hatta belki şu sinemdeki candan kopup gelen feryada bile... İçimdeki sırrı şüphesiz bilir, fakat gönül ehli olanlar derdini Allah’a bile söyleyemez.
259.00 ₺ -
Ali Aba Divanı
AL-İ ABA DİVANI Ehl-i Beyt konusu biz müslümanlar için oldukça hassas. Çünkü Hz. Peygamber s.a.v.’in yakınları olan Ehl-i Beyt, hayatı boyunca Resûlullah Efendimiz’e hizmet etmiş, onun peşinde her türlü sıkıntılara göğüs germiş, bu noktada diğer müslümanlara örnek olup yol göstermiştir. Bu anlamda günümüzde ihtiyaç duyduğumuz en kritik önceliklerden biri de Ehl-i Beyt’e hürmet ve edep. Çünkü onların izinden gidip İslâm ahlâkı ile vasıflanmak, çağın doğurduğu tüm fitne ve karışıklar arasından bizlere Kur’an ve Sünnet’in münir yolunu gösterecektir. Böylesine ciddi ve önemli bir husus için Semerkand Yayınları’ndan farkındalık uyandıracak bir eser hazırlanmış. Çalışma ismini Efendimiz s.a.v.’in; Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhüm’ü abâsının altına alarak, "Allahım bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir, onları günahlardan temizle” diye dua ettiği hadis-i şeriften neşet ederek alıyor. Bununla beraber değerli eser, edebî alanda ayrı bir yere sahip olan Ehl-i Beyt şiirleri geleneğine de vurgu yapıyor. Asırlardır pek çok mesnevi, gazel, kaside, rubai ile bu şerefli, temiz aileye duyulan özlem ve muhabbet dile getirilmiş, sayısız mısra kaleme alınmıştır. Bu manada Semerkand Yayınları’ndan çıkan Âl-i Abâ Divanı hem Ehl-i Beyt’e yazılan şiirleri bir arada bulup istifade etmek hem de bir geleneği yaşatmak adına oldukça değerli. Divan hazırlanırken okuyucunun hakkını gözetmek adına büyük bir kolaylık düşünülmüş. Her şiirin altında verilen sözlük çalışması, anlaşılması güç kelimeler için ayrı bir zaman harcamayı gerektirmiyor. Sözlük çalışmasının sayfa altlarında dipnotta verilmesi de oldukça güzel olmuş. Okuyucuyu yormuyor ve durmadan sayfa değiştirmek zorunda bırakmıyor. Kapak tasarımı ve cildiyle de dikkat çeken eser, kitapsever dostların birbirlerine hediye olarak verebileceği latif bir armağan olarak da değerlendirilebilir. Özellikle şiire yatkınlığı olanlar tarafından mutlaka evinde bulundurulması gereken kitap, farklı şairlerin dilinden değişik üslupları görmek adına da değerli.
178.50 ₺ -
Sen Yoktun Efendim
SEN YOKTUN EFENDİM Ey Medine minberinde "Ümmeti ümmeti” diye hüznü giyen sevgili! Ey Mekke mihrabında Âlemlerin hesabına Allah diyen sevgili! Bize lutf-i ilâhî bahşedilen kapına Diz çöktük biat ettik; Rabb’inden bize ne getirdiysen "âmennâ!” Duyduk, itaat ettik! Yâ Resûlallah Sen hâlâ kırk yaşındasın, Ve hâlâ ümmetinin başındasın.
84.00 ₺ -
İtikadname
İTİKADNAME Mevlana Abdurrahman-i Camii (k.s) Islâm dininin temel inanç esaslarını ögrenmek her Müslüman için farzdır. Zira inanç esaslarını dogru anlamamıs bir Müslümanın dinî yükümlülükleri hakkıyla yerine getirmesi düsünülemez. Ne var ki bu meseleleri herkesin anlayabilecegi sekilde sunma çabası oldukça önemlidir. Tarihte, farklı cografyalarda yasayan pek çok Islâm âlimi, bu çabayla telif ettikleri itikadnâmeleri halkın istifadesine sunmustur. Ancak bu eserlerden bazıları o kadar öne çıkmıstır ki yeni bir eser yazmak yerine o eseri tercüme etmek yeg tutulmustur. Osmanlı Türkçesi’nden sadelestirilen Itikadnâme-i Mevlânâ Câmî de bu eserlerden biridir. Klasik Islâm gelenegi ile Allah Teâlâ’ya münacaat ile baslayan kitap Peygamber Efendimiz’e naat ve padisaha övgü ile devam eder. Kitabın itikad ile ilgili bölümlerinde ise Allah Teâlâ’nın sıfatları bütün teferruatıyla izah edilmis, peygamber mucizeleri, Kurân-ıü Kerîm, sırat, cennet, cehennem hakkında bilgiler verilerek bu kavramlara nasıl inanılması gerektigi anlatılmıs.
39.90 ₺ -
İman Cevherleri
İMAN CEVHERLERİ - CEVÂHİRÜ'L-İMAN Bizleri yoktan var eden ve varlığından haberdar eden Allah'a [celle celâluhû] hamdolsun. Rahmet olarak gönderilen nebîlerin en şereflisi ve sonuncusu olan Hz. Peygamber'e salat ve salâm olsun. Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem] nübüvvet evinde yetişen ve tertemiz kılınan ailesine selâm olsun. Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem] nübüvvet mektebinde yetişen ve her biri birer yıldız mesabesinde olan ashabına selâm olsun. Elinizdeki bu eser, büyük veli İbrahim Hakkı hazretlerine ait olup pek sevgili oğlu için yazdığı bir itikadnâmedir. Eser, her ne kadar hacim olarak küçük ve küçükler için yazıldı ise de içerik olarak büyük ve herkesi ilgilendiren konular içermektedir. Zira eser, inanç ve itikad esaslarını ele almaktadır. İman, inanmamız gereken şeylerin tamamıdır. Bu da Allah'ın varlığına, birliğine, O'nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, bütün iyilik ve kötülüğün bir kaderle meydana geldiğine inanmaktan ibarettir. İslâm da yapmamız ve sakınmamız gereken şeylerin tamamıdır. Yani Allah'tan başka ilâh bulunmadığına, Hz. Muhammed'in [sallallahu aleyhi vesellem] O'nun peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve hac yapmak demektir. Bir de sakınmamız gereken şeyler vardır ki bunlar da haram ve günah sayılan şeylerdir. İhsan ise yüce Allah'ı görüyor gibi O'na ibadet etmektir. Bu da yapılması gereken şeyleri aşkla, şevkle, muhabbetle yapmaktan ibarettir. Evet, Hak Teâlâ, önce bazı şeylere inanmamızı, kabullenmemizi emir buyurmaktadır ki buna iman ve inanç esasları denilir. İmandan sonra bizlere bazı şeyleri yapmamızı ve bazı şeylerden de sakınmamızı istemektedir ki buna da İslâm denir. Sonra da söz konusu emirleri yaparken Allah'ı [celle celâluhû] görüyor gibi veya O bizi görüyor düşüncesiyle yapmaktır. Yani Cenâb-ı Hakk'ın emir buyurduklarını gönül rızasıyla, O'na muhabbet ederek yapmamızdır. Buna da ihsan denir. İbrahim Hakkı hazretleri, "aziz evladım" diyerek soru sormakta, ardından da cevap vermektedir. Eser, bu yönüyle hem öğretici hem de ilgi çekicidir. İbrahim Hakkı hazretleri, kitabın sonlarına doğru dört hak mezhepten olan Şâfiî mezhebine ait temel farzları sırasıyla ele almaktadır. Bu da kendisinin Şâfiî mezhebine mensup olduğunu göstermektedir. Fakat diğer konular genel olup tüm mezhepler için temel iman esaslarıdır. Bu çalışmanın bize ve ümmet-i Muhammed'e hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan dileriz. Hidayet ve başarı ancak ve ancak yüce Allah'tandır. Yüce Rabbimiz'e sonsuz hamd ve senâlar olsun. Siraceddin Önlüer
21.00 ₺ -
Ehli Sünnet Akaidi Semerkand
EHL-İ SÜNNET AKAİDİ [TUHFETÜ'L-ALÂİYYE'DEN] Bize İslâm'ı ve imanı nasip eden âlemlerin Rabbi yüce Allah'a sonsuz hamdolsun. En güzel salat ve selamlar, âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Kibriya Muhammed Mustafa Efendimiz'e [sallallahu aleyhi vesellem] olsun. Onun tertemiz, izzet ve şeref sahibi olan kutlu ailesine ve her biri nübüvvet mektebinde yetişmiş birer yıldız olan ashabına selâm olsun. Elinizdeki bu eser, son asrın büyük velilerinden Şeyh Alâeddin Haznevi'nin [kuddise sırruhû] yazdığı Tuhfetü'l-Alaiyye kitabının ilk bölümünden alınarak hazırlanmıştır. Dinimizin temelini özet olarak, anlaşılır bir dille ifade eden kitap aynı zamanda her Müslümanın bilmesi gereken konuları da ihtiva etmektedir. Geçmişe baktığımız zaman, hemen hemen tüm İslam âlimlerinin kısa da olsa kendi zamanlarında bulunan topluluklar için bir akait risalesi kaleme aldıklarını görmekteyiz. Zira İslâm'ın ne olduğunu bilmek için akaid ilmini öğrenmek şarttır. Nitekim İslâm'ı tam anlamıyla bilemeden iman güçleşir, zayıflar ve Allah muhafaza tehlikeye düşer. Bu yüzden özellikle takvayı şiar edinen tasavvuf büyükleri bu konuda asla taviz vermemiş ve akaid risaleleri kaleme almışlardır. Bu paha biçilmez akaid risalelerini inşallah peyderpey siz değerli okurlarımıza sunacağız. Akaid ilminin bu kadar ehemmiyetli olmasının sebebi insana, Rabb'ini, Peygamber?ini, dünyaya ne için geldiğini, ne yapması gerektiğini ve ömrü nihayete erip dünyadan göç ettiğinde neyle karşılaşacağını, yaratıcının dilinden kullarına anlatmakta ve aktarmakta olmasındandır. Bu nedenle daha çocuk yaşlarda iken İslam şuuru taşıyan her ailenin evladına bu mukaddes ilmi öğretmesi ve öğrenmesi icap etmektedir. Değerli okurlar, elinizdeki kitapta Şeyh Alaeddin [kuddise sırruhû] imanın altı şartı olan Allah'a, peygamberlere, kitaplara, meleklere, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah'ın takdiri olduğuna imanın ne olduğunu ve bunlara nasıl iman edilmesi gerektiğini anlaşılır bir dille detaylıca aktarmaktadır. Ayrıca Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ve ailesi hakkında da detaylı bilgilere yer verirken ölüm, kabir, haşir, mizan, sırat, cehennem ve cennet hakkında da bilgiler vermektedir. Bütün başarı ve muvaffakiyet Rabbimizdendir. O'na, celâline ve cemâline yakışır bir şekilde sonsuz hamd ve senalar olsun. M. Fatih Çakır
33.60 ₺ -
Delilleriyle İslam Akaidi Hüseyin Okur
DELİLLERİYLE İSLÂM AKAİDİ Akaid ilmi inanç esaslarını inceleyen, konu alan İslâmî ilimlerin bir dalıdır. Bu ilmin konusu, iman esaslarının tümüdür. İman esasları, altı bölümden oluşur. Allah'ın zatına ve sıfatlarına iman ki bu, diğer tüm esasların temelini oluşturur. Bundan sonra diğer esaslar gelir. Bunlar; meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahirete, kazâ ve kadere imandır. İşte akaid ilmi, bu inanç esaslarına nasıl ve ne şekilde inanılacağını konu alır, belirler ve bunlara nasıl inanmamız gerektiğini gösterir. Sağlıklı, sağlam bir inanç ancak bu esasların öğrenilmesiyle olur. Akaid ilmini öğrenmenin amacı, insanın saf ve temiz tabiatına ve fıtratına en uygun olan imanı kalbine yerleştirmek, Allah'ın varlığını, birliğini ve son peygamberi tasdik edip inanmayı tüm insanlara duyurmak, anlatmak ve kalplere yerleştirmektir. Bu şekliyle akaid ilmi, insanı inançsızlık, inkâr, yaratılışın gayesini anlamama gibi şüphelerden kurtararak manevi yönden güçlü ve huzurlu kılmayı hedefler. İslâm inanç esaslarını anlama ve açıklamada Kur'ân-ı Kerîm, Resûlullah Efendimiz'in [sallallahu aleyhi vesellem] söz ve fiilî uygulamaları ile aklın yardımına başvurulur. Akaid, bütün İslâmî ilimlerin dayanağı ve temelidir. İnanç esasları öğrenilmeden, sağlam bir itikada sahip olmadan diğer ilimlerin bilgisine sıhhatli bir şekilde ulaşmak ve kavramak mümkün olamaz. Bu eserde İslâm dininin ana esaslarını ve bunların izahlarını âyet ve hadisler ışığında, özlü bir biçimde aktarmayı amaçlıyor ve çalışmanın hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz. Hüseyin Okur
93.80 ₺ -
Akaidin Özü
AKAİDİN ÖZÜ - HULÂSA-İ AKAİD Kürt medreselerinde Seyyid Abdullah'ın [kuddise sırruhû] özellikle çocuklara yönelik Kürtçe bir akaid risâlesi yazdığı öteden beri anlatılmaktadır. Yabancı araştırmacılardan ilk kez MacKenzie Seyyid Abdullah'ın [kuddise sırruhû] bu eserinden bahisle şunları söylemektedir: "İslâm doktrininin bir özeti olan bir eser de Şeyh Abdullah Nehrî [kuddise sırruhû] tarafından yaklaşık 1800 yılında yazılmıştır." Hulâsa-i Akaid'in orijinal nüshasına şimdiye kadar rastlayamadık. Ancak, değişik kütüphanelerdeki Kürtçe el yazmaları hakkında araştırmalar yapmakla görevlendirdiğimiz yüksek lisans öğrencimiz Mesut Arslan bu eserin bir müstensih nüshasını tesbit etti4 ve bize getirdi. Kendisine çok teşekkür ederiz. Eseri istinsah eden zat, Kürtçe yazdığı giriş kısmının sonunda kendini "Nehrî Tekyası'nın müderrisi Ömer b. Cercîs" olarak tanıtmakta ve bu eseri istinsah etmesini emreden zatın Seyyid Tâhâ [kuddise sırruhû] olduğunu ifade etmektedir. Ömer b. Cercîs burada sözünü ettiği Seyyid Tâhâ'nın [kuddise sırruhû] Şeyh Muhammed Sıddık'ın halifesi [kuddise sırruhû]; Şeyh Muhammed Sıddık'ın [kuddise sırruhû] Şeyh Ubeydullah'ın oğlu [kuddise sırruhû]; Şeyh Ubeydullah'ın da [kuddise sırruhû] Seyyid Tâhâ'nın [kuddise sırruhû] oğlu olduğunu kitabın giriş kısmında ifade etmiştir. Ayrıca kitabın sonunda da geniş bilgilere yer vermiştir. Ahmed Ramiz, Seyyid Abdullah'ın [kuddise sırruhû] bu eserini 1911 yılında kendine ait Reşbelek adındaki risâleyle birlikte 54 numarayla ve kendi yayınlarının ikincisi olarak Manzume-i Efkâr Matbaası'nda bastırmıştır. 4 Erzurum Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin Özege. Arşiv nr. 22801/Süleyman Örtek.
21.00 ₺ -
Akaidin Kalbi Lübbül Akaid
Mevlânâ Halid-i Bağdâdî hazretleri’nin oğlu için yazdığı risale, iman ve İslâm’ın şartları okuyanların çok rahat bir şekilde anlayabileceği sade ve naif bir üslüpla kaleme alınmıştır. Mevlânâ Halid-i Bağdâdî hazretleri kitaba, "Eğer biri İslâm nedir diye sorarsa” diyerek başlamakta ve oğluna nasihat eder gibi devam etmekte, ayrıca bir müslümanın akaidle ilgili bilmesi gereken her şeyi kısa ve öz bir şekilde izah etmektedir.
33.60 ₺ -
Akaidi İslamiyye
AKÂİD-İ İSLÂMİYYE Hayatı anlamlandıran en önemli kelimenin ne olduğu sorusuna hiç düşünmeden "iman" diye cevap vermek mümkündür. Bir şeye inanmak, onu tasdik edip bağlanmak ve inandığı şeyler uğruna bütün hayatını seferber etmek insanlığın var oluşundan bugüne kadar hiç değişmemiştir ve bundan sonra da değişmeyecektir. Ahmet Efe'nin şerhini yaptığı Akâid-i İslâmiyye Manzumesi, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin (k.s) Mârifetnâme adlı eserinde geçmektedir. Bu eserde Ahmet Efe akıcı üslübuyla bir anlamda Ehl-i sünnet ve'l-cemâat itikadı anlayışını ortaya koyuyor.
106.40 ₺ -
Şemsüş Şumus
GÜNEŞLER GÜNEŞİ ŞEMSÜ'Ş ŞÜMÛS - MEVLÂNÂ HÂLİD-İ BAĞDÂDÎ'NİN (k.s) HAYATI, HALİFELERİ VE MENKIBELERİ Nakşibendî terbiye yolu, Hâce Muhammed Bahâeddin Nakşibend hazretlerinin [kuddise sırruhû] temel usullerini belirlediği manevi bir terbiye sistemidir. Bu yol, onun adına nisbet edilerek "Nakşibendîlik” diye anılmaktadır. Nakşbendî Tarikatı Bahauddin Nakşbendî'den sonra Ahrariyye, Müceddidiyye gibi isimler almıştır. Mevlânâ Hâlid hazretlerinden [kuddise sırruhû] sonra ise "Hâlidiyye” ismiyle anılıp yayılmıştır. Hâlidiyye kolu, Nakşibendî yolunun devamıdır. Mevlânâ Hâlid hazretleri de [kuddise sırruhû] bu silsile içerisinde bu yolun yenileyicisi, bir kolbaşı durumundadır. Mevlânâ Hâlid hazretleri [kuddise sırruhû] İslâm âlemine birçok hizmette bulunmuş, bu yola çok hizmet etmiş kâmil bir mürşiddir. Mevlânâ Hâlid’in [kuddise sırruhû] hakkında bilgi veren eserler olduğu gibi hayatı ve menkıbeleri hakkında müstakil eserler de vardır. Bunlardan biri daha önce tercümesini sunduğumuz Mecdü’t-Tâlîd adlı eserdir. Diğeri ise elinizdeki Şemsü’ş Şümûs (Güneşler Güneşi) adlı eserdir. el-Hac Hasan Şükrü Efendi tarafından kaleme alınan bu eser, bir mukaddime ile iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Mevlânâ Hâlid’in [kuddise sırruhû] hayatı, kerametleri ve vasiyetleri zikredilmektedir. İkinci bölümde ise Anadolu’daki halifelerinden Muhammed Kudsî ve kitabın sonunda da Hâlidiyye koluna intisap eden âlimler hakkında bilgiler verilmiştir. Eserin temin edebildiğimiz nüshasının kapak sayfasında, Hasan Şükrü Efendi için "mütercim” ifadesi kullanılmıştır. Önsözde ise, "Mevlânâ Hâlid hazretlerinin menkıbelerinin Türkçesi şu zamana kadar bulunmadığından Türk halkı onun feyzinden hakkıyla istifade edememiştir” denmesi eserin Arapça veya Farsça’dan Osmanlı Türkçesi’ne çevrildiğini akla getirmektedir. Ayrıca eserin, İbrahim Fasîh [kuddise sırruhû] tarafından kaleme alınan Mecdü’t Tâlîd ile; anlatılan menkıbeler, halife ve âlimlerin zikrediliş sırası gibi hususlarda benzeyen yönleri vardır. Bu husus Hasan Şükrü Efendi’nin eseri, Mecdü’t-Tâlîd’den istifadeyle üzerine ilavelerde bulunarak hazırladığını düşündürmektedir. Eserin ikinci bölümünde 61. menkıbeden 65. menkıbeye kadar olan ve Memiş Efendi diye bilinen Bozkırlı Muhammed Kudsî Efendi’nin [kuddise sırruhû] hal tercümelerinden ve kerametlerinden bahseden kısım zannımızca ya aynı zatın oğlu Muhammed Bahâeddin b. Muhammed Kudsî Efendi [kuddise sırruhû] tarafından kaleme alınmış ya da onun emriyle yazılmıştır. Çünkü bu kısımda, geçmiş halifelerin, mürşidlerinin hatıralarını canlı tutmak, muhabbeti kuvvetlendirmek ve duaya mazhar olabilmek için onların hayatlarını anlatan eserler kaleme aldıkları söylenmektedir. Bunu yazan kimse ardından kendisinin de onların bu âdetlerine uyarak Şeyh Muhammed Bahâeddin’in [kuddise sırruhû] babası Bozkırlı Şeyh Muhammed Kudsî hazretlerinin [kuddise sırruhû] hayatını kaleme aldığını ifade etmektedir. Halbuki Hasan Şükrü Efendi ile Bozkırlı Şeyh Muhammed Kudsî hazretleri [kuddise sırruhû] aynı dönemde yaşamamıştır. Bundan dolayı en azından bu kısmın onun oğlu olan Muhammed Bahâeddin Efendi tarafından veya onun emriyle kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Biz de bu düsturdan yola çıkarak büyüklerin bereketli hayat hikâyelerini anlatan bu eseri günümüz Türkçesine aktardık. Hayırlara vesile olması temennisiyle. Eser Sazak
80.50 ₺ -
Şemaili Şerif
Şemâil-i Şerif Şemâil kelimesi şimalin çokluğudur. Sözlükte ”karakter, kişilik, tabiat, huy, ahlâk; iyi, hoş seçkin özellikler ” gibi anlamlara gelen kelime, "bir şahsın hayat hikâyesini içine alan eserler için” kullanılmış, 9. Yüzyıldan itibaren Hz. Peygamber’in beşeri yönünü, yaşama tarzını ve şahsî hayatını anlatan eserlere bu ad verilmiş ve böylece bir insan olarak Resûlullah’ın (s.a.v) dış görünüşünü, özel hayatını ahlâkını ifade eden bir terim haline gelmiştir. Hz. Peygamber’in (s.a.v) mükemmel beşeri yönü ve bedeni tavsifinin bütünü için şemâil kelimesinin kullanılması yaygınlaşmıştır.
114.80 ₺ -
Risalei Ünsiyye
RİSÂLE-İ ÜNSİYYE ۞ يَآ اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا الّٰلَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ "Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun” (Tevbe 9/119). Toplumların kaybolan ahlâkî değerlerini ve edep anlayışını yeniden inşa etmekte önemli rol oynayan tasavvuf kültürü, her dönemde varlığını sürdürmüştür. Kültürlerin önemli yapı taşları olan mutasavvıflar, sahip oldukları güzel ahlâk ve örnek yaşantı ile bizlere rehberlik yapıp yolumuza ışık tutmaktadırlar. Kurdukları edep okulu ve terbiye mektebiyle körelmiş nefislerimizi kemale erdirmeyi amaçlamaktalar ve bu hususta bizlere hocalık yapmaktadırlar. Kâmil mükemmil zatlara uyup onlar gibi doğru ve dürüst yaşayabilmemiz için, böylesine güzel bir niyetle bizlere yaklaşan ve kucak açan tasavvuf büyüklerini doğru anlamamız ve iyi tanımamız gerekir. Evliyaullah, Allah’ın [celle celâluhû] rızasını kazanma yolunda bizler için fırsattır. Rabbü’l-âlemîn’in bu salih kullarının değerini bilip onlarla beraber olmalıyız, onlarla aynı yolda ilerlemeliyiz. Çalışmasını yaptığımız Risâle-i Ünsiyye isimli bu kıymetli eser işte bu değerli mutasavvıflardan biri olan Yakub-i Çerhî’ye [kuddise sırruhû] aittir. 14. yüzyılın büyük âlimlerinden Yakub-i Çerhî; dönemin kıymetli zatı, kâmil mükemmil şeyhi ve büyük mutasavvıfı Şah-ı Nakşibend hazretlerinin [kuddise sırruhû] gönlünü kazanmış, onun kutlu dergâhında kabul görmüş ve kendisinin mana hediyelerine mazhar olmuş bir velidir. Şah-ı Nakşibend hazretlerinin sırlı işaretiyle Hâce Alâeddin Attâr hazretlerine [kuddise sırruhû] halife olmuş bir gönül dostu ve Hak âşığıdır. Yakub-i Çerhî hazretleri [kuddise sırruhû] diğer bütün mutasavvıf âlimler gibi kendisini bu hak yolda hizmete adamıştır. Bu hizmet yolunda, yakınında olanlara sohbet etmiş ve onları tasavvuf yoluna davet etmiştir. Ulaşma imkânının zor olduğu kimselere ise risâleler yoluyla tebliğde bulunmuş ve onlara Nakşibendîlik yolunun inceliklerini anlatmıştır. Her fırsatta insanlara mâsivanın (dünya hayatına meyletmenin) zararlarından bahsetmiş ve gafletten kurtulup kalplerini yeniden inşa etmelerini nasihat etmiştir. Tasavvufun bir istikrar ve disiplin yolu olduğunu vurgulamıştır. Bu eserde Yakub-i Çerhî [kuddise sırruhû]; abdestin, gizli zikrin, vukûf-i kalbînin ve nâfile namazın faziletlerinden bahsederek âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler ile bu konulara deliller getirmiştir. Sade bir üslupla yazılan eserde Yakub-i Çerhî [kuddise sırruhû], satırlarının arasına mutasavvıf şairlerden Farsça mısralar serpiştirerek bu münevver kitaba ayrı bir lezzet katmıştır. Hak Teâlâ hepsinin makamını yüceltsin, ruhlarını şâd eylesin. Tevfik Allah Teâlâ’dandır.
61.60 ₺ -
Mektubatı Seydai Tahi
MEKTÛBÂT-I SEYDA-İ TÂHÎ Hamd, evliyasının kalbini sır hazinesi kılan ve onları dünya süslerine, ağyarın kirine meyletmekten alıkoyan Allah’a mahsustur. Allah Teâlâ onların kalplerini mâsivaya bağlanmaktan alıkoymuştur. Böylece onlar da fâil-i mutlakın Allah [celle celâluhû] olduğuna yakînen inanmışlardır. Cenâb-ı Hak lutfu ve keremiyle onların ruhlarını öyle nurlandırdı ki, bu sayede Allah Teâlâ’nın karîb ve mucib olduğuna yakîn ederek O’nun dostluğunu elde ettiler. Salât ve selâm o kimseye olsun ki Muhammed [sallallahu aleyhi vesellem], ona tâbi olmak hidayetin, muhalefet etmek helâkin tâ kendisidir. Yine salât ve selâm Hz. Peygamber’in [sallallahu aleyhi vesellem] iyi ve müttaki olan âline ve hidayet yıldızları olan ashabına olsun. Çok affedici ve her şeyin sahibi olan Allah’ın [celle celâluhû] rahmetine muhtaç olan, bu büyük eşiğin hizmetçisi Abdülkahhâr der ki: Büyük üstat, kutbü’l-âzam, fenâ filllâh ve bekâ billâh makamına ulaşmış, her şeyin sahibi ve yargılayıcısı Allah Teâlâ’nın ipine sımsıkı sarılan, şeyhimiz, mürşidimiz, üstadımız ve sığınağımız Şeyh Abdurrahman-ı Tâhî’nin [kuddise sırruhû] bazı yakınlarına gönderdiği mektupları gördüm. Ve bu mektupları lutfunu bana akıtmasına ve rabıtasının bende hâsıl olmasına vesile olması ümidiyle bir araya getirdim. Başarı Allah’tandır ve hakikatin dizginleri O’nun elindedir.
61.60 ₺ -
Mecdüt Talid
BÜYÜK DOĞUŞ MECDÜ'T TÂLÎD - MEVLÂNÂ HÂLİD-İ BAĞDÂDÎ'NİN [k.s] HAYATI, HALİFELERİ VE MENKIBELERİ Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile… İhlâslı kullarına ihsan ve nimet lutuflarını saçarak onları cennetlerinde ebedî kalacaklardan kılan Cenâb-ı-Hakk’a hamdolsun. Onların yolunu tutan, dilleri ve kalpleri ile onların uygulamalarını örnek alanlara müjdeler olsun. Salât ve selâm, apaçık bir şekilde doğru yola ileten efendimiz, sığınağımız, habibimiz Hz. Muhammed’e [sallallahu aleyhi vesellem] ve kalpleri Rahmân’ın zikriyle huzur bulan âl ve ashabına olsun. İnsanlar arasında Mevlâ’nın affına en çok muhtaç olan Haydarîzâde lakabıyla meşhur, Bağdatlı, Nakşibendî tarikatının Halidiyye koluna mensup Seyyid Sıbgatullah’ın [kuddise sırruhû] oğlu Seyyid İbrahim Fasîh [kuddise sırruhû] der ki: Bu kitap, şeyhimiz, dayanağımız, kutbü’l-vücûd 1, şühûd 2 makamına ulaşmış bir gavs, din ve milletin dayanağı, yakîn 3 ve hakikatin delili, sâliklerin 4 terbiyecisi, zâhidlerin mürşidi, asrının ve zamanının müceddidi, zamanının göz kamaştıran bir serveti, mutlak olarak asrındaki şeyhlerin şeyhi, bütün ufuklarda parlayan tarikatın güneşi, lafız ve mana olarak bütün ilimleri kendisinde toplayan engin bir deniz, göz kamaştıran olağanüstü haller ve açık keramet sahibi, çok rükû ve secde yapan, iki kanat sahibi (zâhirî ve manevi ilimlere sahip), Mevlânâ Ziyâüddin Halid en-Nakşibendî el-Osmânî el-Irâkî eş-Şehrezûrî 5 (v. 1242/1826) hazretlerinin yetişmesini ve menkıbelerini içermektedir. Allah Teâlâ onun yüce nefeslerinin bereketinden üzerimize saçsın. Bu kitabı dostlar için bir hatıra, inkârcı kınayıcılar için bir aydınlatma, kimseye malının ve çocuklarının fayda vermeyeceği, ancak selim bir kalple gelenlerin fayda göreceği o kıyamet gününde de bana bir erzak olması için yazdım. Dürrü’l-Muhtâr adlı kitabın sahibi büyük âlim ve fakih İbn Âbidin 6 (v.1252/1836) gibi bazı seçkin âlimler de Mevlânâ Halid’in [kuddise sırruhû] menkıbeleri hakkında kitap telif etmişlerdir. Bir mukaddime, iki bölüm ve bir hatime ile düzenlediğim bu kitaba "el-Mecdü’t-Tâlîd fî Menâkıbi Mevlânâ Hâlid ismini verdim. Birinci bölüm, Mevlânâ Halid’in [kuddise sırruhû] halleri hakkındadır. İkinci bölüm ise bazı halifeleri hakkındadır. Tevfik ve doğru yola ulaştırmak Allah’tandır. 1 Kutbü’l-aktâb, kutbü’l-ekber, kutbü’l-irşad en büyük veliye verilen isimler olup, halkı Hakk’a götürmekle görevlidirler. İki türlü kutub vardır. 1. Kutbü’l-irşad: Buna, kutbiyyet-i kübrâ denir. İrşad makamı, nübüvvetin bâtınını temsil eder. 2. Kutbü’l-aktâb ve kutbü’l-vücûd: Bu hâtemü’l-evliya olup derecesi bâtın-ı hâtem-i nübüvvettir. Yani vücûd makamı son nebî Hz. Muhammed’in bâtınını temsil eder. 2 Şühûd: Arapça "görmek, müşahede etmek” demektir. Kâşânî, şühûdu, Hakk’ı, Hak vasıtasıyla görmektir, diye tanımlar. Zıddı gaybettir. 3 Yakîn: Şüphe ve tereddüde mahal olmayan doğru ve gerçek. 4 Sâlik: Sözlükte "yolcu” anlamına gelen sâlik, tasavvufta, Allah’a giden yolu tutana, seyr halinde bulunduğu sürece müride denildiği gibi, ilim ve tasavvur ile değil de mücerret hal ile makamlarda seyreden kimseye de denir. Sâlike, ehl-i sülûk de denir. 5 Şehrezûr: Musul vilayetini oluşturan üç sancaktan biri olup Dicle’nin doğusunda bulunan, yerleşim alanı batıya doğru uzanan, kuzeyden güneye bir hilal şeklindedir. Musul, Süleymaniye ve Bağdat ile sınırlıdır. 6 İbn Âbidin: İsmi, Seyyid Muhammed Emin b. Ömer b. Abdülaziz olup 1198 (1784) senesinde Şam’da doğmuştur. Şam’da yetişen âlimlerin ve Osmanlılar’ın en meşhur fıkıh âlimlerinden biridir. İbn Âbidin, zâhirî ilimleri öğrendikten sonra, kelâm ve tasavvuf ilimlerini de zamanin en büyük âlimi ve tasavvuf ehli, Mevlânâ Halid-i Bağdâdî’den öğrenmiş ve onun sohbetiyle şereflenerek kemale ermiştir. 1252 (1836) senesinde elli dört yaşında Şam’da vefat etmiştir.
91.00 ₺ -
Manevi İkramlar Mebde ve Mead
MANEVİ İKRAMLAR 16. yüzyılda Nakşibendîyye yolunda büyük iz bırakmış, örnek ahlakı ve edebiyle günümüze kadar yaşamış İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin kıymetli bir eseridir. Talebesi Muhammed Sıddık Bedahşî tarafından derlenen bu kitap, tasavvuf yolunun inceliklerini anlatmakta, anlaşılması güç konuları örneklerle akla uygun hale getirerek bizlere sunmaktadır. Sade bir üslupla hazırlanan eserde âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler ile ilgili konulara deliller getirilmiş, satırların arasına mutasavvıf şairlerden Farsça ve Arapça mısralar serpiştirilerek bu münevver kitaba ayrı bir lezzet katılmıştır.
100.80 ₺