-
Müntehab Ehadis Hadislerden Demetler
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a âittir. Salât ve selam, peygamberlerin efendisi ve Hâtem’ün Nebiyyîn olan Muhammed sallallahu aleyhi vesellem ve onun ev halkı, onun bütün sahabeleri ve onlara kıyamete kadar ihsan ile tâbî olan, onların dâvetiyle dâvet edenler üzerine olsun. Şu bir gerçektir ki, bugün İslam âleminde en geniş, en etkili ve en faydalı (İslam’a) davet çalışması merkezi (Hindistan’ın) Delhi (şehrinin) Nizamuddin (semtin)’de bulunan Tebliğ Cemaatinin davetidir. Bunu hiçbir abartı yapmadan ve kimseye yaranmaya çalışmadan söylüyorum. Bu davetin çalışma ve tesir sahası sadece Hind diyârı ve Asya kıtası değildir. Bütün kıtalar, İslam memleketleri ve gayri müslim ülkelerdir. Dâvetler, hareketler, inkilâbî ve ıslahî çalışmaların tarihi bize haber vermek-tedir ki, bir dâvet ve hareketin üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra veya onun faâliyet alanı genişledikçe (özellikle onun sebebiyle îtibarlı ve etkili olmanın, önder ve lider olmanın menfaatleri görünmeye başladıkça) o davet ve harekete pek çok eksiklikler ve yanlış maksadlar karışmakta, asıl hedeften sapma ve gaflet baş-göstermektedir. Bunlar o dâvetin faydalı olmasını ve etkisini ya azaltmakta yada tamamen yok etmektedir. Ancak bu (sözünü ettiğimiz) tebliğ-i dâvet şu ana kadar (bu satırları yazan kişinin bildiği ve müşahede ettiği kadarıyla) büyük ölçüde bu gibi imtihan ve belâlardan korunmuştur. İnsanlığın faydası için fedakârlık cezbesi, rızâ-i ilâhiyi talep, sevab kazanma şevki, İslam ve müslümanlara hürmet ve onların değerini tanımak, tevâzu ve alçak gönüllülük, farzların edâsına önem vermek ve bu hususta terakki etme arzusu, yâd-ı ilahi ve zikri ilâhiyle meşgûliyet, faydasız ve gereksiz meşgûliyet ve amellerden mümkün olduğu kadar sakınmak, maksada ulaşmak ve Allah’ın rızasını kazanmak için uzun uzun seferler yapmak ve meşak-katlere katlanmak bu dâvetin içindeki esaslardır ve bu esaslarla amel edilmektedir. Cemâatin bu husûsiyeti ve imtiyâzı, kurucusu ve ilk dâvetçisi (olan Hz. Mevlâna İlyâs Kandehlevî rahmetullahi aleyh’)in ihlası, Allah’a teveccühü, duaları, fedakârlığı ve en önemlisi de Allahu Teâlâ’nın rıza ve kabuliyetini talebinden sonra bu ilk dâvetçinin dâvet için gerekli kıldığı ve dâima telkîn ve tebliğ edile gelen usûl ve kâidelerin de bir neticesidir. O usûller şunlardır: Kelime-i Tayyibe’nin mânâları ve talepleri üzerinde düşünmek. Farzlar ve ibadetlerin faziletleriyle ilgili ilmi öğrenmek. İlim ve zikrin faziletlerini hâtırda bu-lundurmak. Zikri ilâhi ile meşgûl olmak. Müslümana saygı göstermek, müslümanın hakkını tanımak ve edâ etmek. Her amelde niyeti düzeltmek ve ihlaslı olmak. Mâlâyaniyi (faydasız söz ve işleri) terketmek. Allah yoluna çıkmanın ve sefer yapmanın faziletlerini ve teşviklerini hatırda bulundurmak ve buna arzu duymak. İşte bu esas ve özelliklerdir ki, bu dâveti siyasi ve maddî hareket olmaya, bir takım menfaatler elde etmeye, makam ve mevkiye ulaşmaya vesile olmaktan ko-rumuş, böylece o katkısız bir dînî dâvet ve rızâ-ı ilahiyi elde etme vasıtası olarak kalmıştır. Dâvet ve cemaat için gerekli kılınan bu esâs ve usûller, Kur’an ve hadisler-den alınmışlardır. Bu usûller, rızâ-i ilahiyi elde etme ve dini muhafaza için bir bekçi ve muhâfız derecesindedirler. Bütün bunların kaynakları Allah’ın kitabı ile Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in sünnetleri ve hadislerdir. Bu ayetleri, hadisleri ve kaynakları, başlı başına ayrı bir kitapta toplama ihtiyacı vardı. Allah’a şükürler olsun ki, hadis kitapları üzerinde geniş ve derin bakışı ve araştırması olan, hayra dâvetin ikinci dâvetçisi ve bu yolun kurucusu Mevlâna Muhammed İlyâs rahmetullahi aleyh’in câneşîni ve oğlu Mevlâna Muhammed Yûsuf rahmetullahi aleyh bu usûllerin, kâidelerin ve ihtiyatların kaynaklarını bir kitapta topladı. Bu hususta, tam mânasıyla, konuları baştan sona kadar araştırarak, son bir gayretle çalıştı. Nihayet bu kitab, sadece o usûl ve kâidelerin ve yol gösterici esasların kaynağının mecmuası olmakla kalmayıp bir mevsûa (ansiklopedi) haline gelmiştir. Hiçbir tercih ve kısaltma yapılmaksızın kaynakların hepsi derecelerinin farklılıklarına göre zikredilmiştir. Şu da Allah’ın takdirinden ve tevfikindendir ki, şimdi bu kitab onun saîd ve sevimli torunu Mevlevî Sa’d efendinin (Allah ömrünü uzun etsin ve daha fazlası için tevfik versin) teveccüh ve gayretiyle daha çok istifâde edilmesi için yayınlanmaktadır. Allahu Teâlâ onun bu çalışmasını ve hizmetini kabul etsin ve insanların bu kitaptan bol bol istifâde etmesini nasib etsin. Ebu’l Hasen Alî en-Nedvî RaiBareli 20 Zilkade 1418 H.
325.00 ₺ -
Fezaili Amal Amellerin Faziletleri Şamua
Fezail-i Amal, yüz binlerce insana Salih amel işlemenin tadını tattıran âlemî bir eserdir. Mezahirül ulûm medresesi müdürü ve Mevlana Zekeriya Kandehlevîn’nin torunu Mevlana Seyyid Muhammed Şahid Fezaili Amal’i tanıttığı bir kitapta şunları yazmıştır: “Allah'ü Teala, Asrın bereketi, Şeyh’ul Hadis Muhammed Zekeriyya Kandehlevi rh.a.’i ümmetin akidesini, amellerini ve ahlakını düzeltmek için seçmiştir. Bunun alametleri bütün dünyada apaçık görülmektedir. Bu taçsız padişah sayesinde kıtalarda ve ülkelerde din ve iman sedası yükselip muhteşem ıslah ve terbiye hareketi başlayınca yüz binlerce insanın teveccüh ve muhabbet tacı onun başına konulmuştur. Onun sayesinde nice talebe ve müstefidler ilim tahtına oturmuşlar ve nice müridler muratlarına ermişlerdir. Kutbiyet makamında olduğundan onun çalışma meydanı bütün alemdi. Çalışması herhangi bir ülkeyle sınırlı değildi. Allah'ü Teâlâ özellikle ilmine ve kalemine bereket koymuştu. Bunun en büyük şahidi davet ve ıslah tarzında yazmış olduğu Fezail-i Amal kitabıdır. (Bu kitap aslında dokuz kitabın toplamına verilen isimdir. Hikayat-ı Sahabe, Fezail-i Kuran, Fezail-i Namaz, Fezail-i Tebliğ, Fezail-i Zikir, Fezail-i Ramazan, Fezail-i Hac, Fezail-i Sadakat ve Fezail-i Salavat- Şerife)[1] Günümüzde bu bereketli kitap, ilâhî makbuliyet sayesinde doğu-batı, kuzey ve güneyde dînî cephenin bir kimliği ve alameti haline gelmiştir. Artık herkesin izlenimi şudur ki, zamanımızda Kitabullah’tan sonra dünyada en çok bu kitap okunmaktadır. Nice ilim ve anlayış sahipleri diyorlar ki “Gece-gündüz, yirmi dört saatlik zaman diliminde dünyanın bir yerinde mutlaka bu kitap mütalaa edilmekte veya dinlenmekte veya müzakere edilmektedir.” Bu kitap dünyanın (Türkçe dahil) otuzdan fazla diline tercüme edilmiştir. Pek çok âlim, muhaddis, meşayih, edib ve yazar bu kitabın tesir gücünü, ve faydasını açıkça ikrar ve itiraf etmişlerdir. Bu gün de bu kitabın insanları maddiyattan maneviyata, dinsizlikten dine yöneltmekte çok büyük ve geniş bir etkisi vardır. Kitap hakkında iki âlimin duygu ve teessürlerini burada aktaracağız: Mevlana Muhammed İlyas Kandehlevî rh.a. (Tebliğ Cemaatinin Kurucusu): “Allah izin verirse ki, alametleri gözükmektedir, bu tebliğ işi yayılmaya başladığında inşallah sizin bu kitaplarınız ve feyziniz sadece Hindistan’da değil, arap ve acem ülkelerini seyrâb edecektir. Allah'ü Teala sizi hayırla mükafatlandırsın! Benim bu çalışmama dualarınızla yardımcı olunuz!” (9/Kasım -1939 Tarihli mektup) Mevlana Seyyid Ebu’l Hasen Ali en-Nedvî rh.a. “Şeyh’in yazmış olduğu Fezail-i Amal kitabının tebliğ cemaatlerinin programına katılmasından ve genel bir ifade tarzından dolayı halk tarafından o kadar benimsenmiş, o kadar meşhur olmuş ve ümmetin büyük bir kısmına o kadar faydası dokunmuştur ki, Urduca yazılan dînî kitaplar arasında onun benzerini bulmak zordur. Onun dînî ve amelî faydası hakkında asrımızdaki seçkin bir âlim şöyle buyurmuştur “Bu kitap sayesinde Allah’ın binlerce kulu velayet derecesine ulaşmıştır” “Mevlana Zekeriya rh.a. Fezaili Amal kitabını amcası Mevlana İlyas Kandehlevî rh.a.’in işaret ve emriyle yazmıştır”.
330.00 ₺