-
Gözyaşı Ülkesi
“Kimsenin hikâyesine gülmeyin, sizinkisi daha bitmedi. Ne yaşayacağınızı bilemezsiniz…” “Şimdi hüzünlerin en koyusunu giyindim ve ümitler senin yanında tazeydi. Ah, Ahmet! Beni yarım bıraktın. Bu yarım kalmışlık kaderime öyle yansıdı ki her yarım beni buldu. Senden sonra hiçbir yarım tama ermedi. Pansuman edilmeyi unutulmuş bir yara gibiyim sensiz. Kaldım bir başıma, düştüm büyük bir kavganın ortasına. Geleceğe dair tüm ümitlerimi yitirdim. Sonumuz ne olur bilmem. Sensizken bir numara büyük çekiyorum acıları. Nasıl olsa seneye de gelmeyeceksin sen.” diyerek ağladı Mone… Bu kitap; Suriye savaşında eşini, çocuklarını ve tüm yakınlarını kaybetmiş bir kadının gerçek hayat hikâyesidir. Harap olmuş, yakılmış, yıkılmış bir ülkenin anatomisidir…
245.00 ₺ -
Eylül Vurgunu
“Hani, bizi sadece ölüm ayırırdı? Söylesene, hangimiz öldük?” “Aklımdan çıkmıyorsun, aklım çıkıyor sen çıkmıyorsun. Olmuyor işte… Bugün yine seni özlerken yakaladım kendimi. Demek ki içimde hâlâ sana rastlayan duraklar var. Takvimler değişti, hasret yine aynı... Oysa ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz; ben seni, sen kendini! Bazı günler hiç aklıma gelmiyorsun. İşte o günler iyiyim. Ama bugün o günlerden biri değil. Anlaşılan yarın yine devam edeceğim gözlerinden... Dudağımın kenarında kabuk bağlamayan yara gibi oldun. Azıcık gülsem kan, hiç gülmesem koca bir hüzünsün. Canımın içi, çok acıyorsun, çok acıtıyorsun...”
203.00 ₺ -
Can Kırığı
Olmadı... Olamadı... Dinlediğim o nefes de sustu. Onun gidişiyle bendeki tüm sesler de sustu... Hayallerim sustu... Sevinçlerim, kahkahalarım sustu... Kadınlığım sustu... Akif’ten sonra bende kalan tek şey analığımdı. Üzerini bal mumuyla sıkıca mühürleyip kapadığım ve en tenha köşelere sakladığım kadınlığımın yerinde şimdi dimdik duran bir analık vardı. Ben artık ölümden korkmuyorum, ölümlerden korkuyorum. Birincisinde sadece ben varım. Ama ikincisinde tüm sevdiklerim var... Tıpkı şairin dediği gibi, içim hep bir “Hoşca Kal Ülkesi” oldu. Tüm sevdiklerim gidiyordu. Bir bendim geride kalan. Tıpkı yatağı değişmeyen ırmak gibi... Tıpkı yerinden bir santim bile ayrılmayan kıtalar gibi, dağlar gibi... Gidenler gidiyor, dönmüyorlardı... Ben ise hep bekliyordum. Ağlıyordum... Özlüyordum... En insanî yanımla, kayıplarımın yasını tutuyordum... Ama toprak aldığını geri vermiyordu...
140.00 ₺ -
Aşk Yağmuru Sever
“Geç kalma iki gözüm. Burada her yer hazan, her yer hüzün...” Anadolu’nun küçük, şirin bir ilçesi… Ve bu ilçede kaderleri kesişen dört insan… Hayatın zorluklarına karşı birbirine tutunmaya çalışan bu insanlar aşklarıyla, hüzünleriyle, yanlışlarıyla, günahlarıyla, özlemleriyle yüzleşiyorlar… Tüm bu dünya keşmekeşi içerisinde doğruyu bulma, güzele ulaşma, iyiliklerle donanma yolunda karşılarına çıkan her türlü zorluğu aşma adına İlknur’un teslimiyeti, Uğur’un metaneti, Yasemin’in isyanları, Ahmet’in özlemleri acaba bu insanları nereye götürecek? Aşk Yağmuru Sever romanının satırları arasında kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Aşk, özlem, isyan, acı, hasret, gözyaşı ile yoğrulmuş hayatlar sizi bekliyor…
122.50 ₺ -
Elfabe El ve Yüz Çizgilerinin Anlamı
El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davanışlarımızı belirleyen genetik kodları içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hallerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep birşeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir. Her insan; Kendi hayat yürüyüşünün nasıl olacağını, Hastalık ve sağlık durumu ile ilgili gelişmeleri, Evlilik hayatını ve sürecini, İnsan ilişkilerindeki potansiyelinin ne olduğunu merak eder. Bu kitap; insaın davranışını belirleyen genetik kodlardan hareketle, insanlara bir klavuz oluşturmak, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Genetik Potansiyelini keşfetmek isteyenelere...
245.00 ₺ -
Kupa Terapi
Modern tıp sadece hasta organ ile ilgilenirken, geleneksel tıp vücudu bir bütün olarak ele alır. Örneğin göz hastalıklarında gözü incelerken enerji aldığı böbrekleri de analiz eder. Vücut bir bütündür ve bu bütünlüğün içinde organlar asla tek başına çalışmaz; birbiri ile muazzam sistem içerisinde çalışır. Uzun zaman alan bu araştırmalar, yirmi yıla yakın mesleki birikim ile birleşerek bu kitap oluştu. Ne dediler? Av. Kezban Hatemi Sağlığımızı etkileyen birçok rahatsızlıklar, kronikleşmiş birçok hastalıklarda günümüzde tıp dünyasında bilim adamları ‘Hacamat’ın birçok konuda yararlı ve tedavi edici tesirinin bulunduğu konusunda ittifak halindedir. Kadim bir tıbbi yöntem olan ‘hacamat’ın bu gün birçok hastalıkların tedavisinde fayda sağladığı görülmektedir. Demet Sabancı Çetindoğan Hacamat, yani kupa terapisi uygulaması inandığım bir detoks yöntemidir. İlk olarak Almanya’da yaptırmıştım, sonrasında ise Nuray Hanım uygulamıştı. Çok memnun kaldım. Asırlardır uygulanan bir tedavi yöntemi. Hacamat; vücudumuzda hastalık yapan sebeplerden arındırmakta, temizlemekte ve blokajlar açılarak yenilenmekte sanki. Onkolog Dr. Yavuz Dizdar – İ. Ü. Çapa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Öğretim Üyesi İnsanı biyolojik bir makine olarak algılamaz; hastalıkların şifasını vücut alışkanlıklarının irdelenip değiştirilmesinde ve doğanın sunduğu olanaklardan layıkıyla doğru faydalanılmasında arar. Oruç, kupa tedavisi, ya da sülük tedavisi… Bunlar, modern tıbbın yeni yeni anlamaya başladığı bütüncül bilgi ve deneyimden damıtılmış deneyimlerdir. Kardiolog Dr. Lüba Maiseeva Alkan Kan hiç yalan söylemez, içinde ‘var’ olan her neyse anlatır. Bir şey sizin vücudunuzda dürüst ise, işte o kandır. Doğumdan sonraki süreçlerde kalitesi değişiyor. Her zaman kan bakım ister, yenilenmek ister. Kan sevinçtir.
140.00 ₺ -
Eşim İsterse Olur
Yarın keşke dememek için… Kadın; omuzunda güvenli bir el, sevgi dolu bir dil ister. Kadın; yüreğini yoracak birini değil, yüzü bin kez asılsa bile halini soracak, onu mutlu etmek için tüm dünyayı sessize alacak birini ister. Kadın ilgiye aşıktır. Sevgi ve muhabbetle atılan her adımı tüm benliğini sunarak cevaplar. Kadın yüreği verimli bir tarla gibidir; sen ona bir güzel söz söylersin o tüm kalbini verir. Hayat o kadar kısa ki değmiyor üzmeye ve üzülmeye. O yüzden güzel yaşa her anı. Gidilecek bir yer varsa mutlaka gör. Kendine zaman ayır, gez, dolaş. Yağmurda ıslan, bulutlara selam ver, gökyüzüyle kucaklaş. Aldığın her nefesi en son nefesmiş gibi çek ciğerlerine ne kadar güzellik ne kadar iyilik varsa onu doldur yüreğine. Yani her ne yapıyorsan doya doya yap, eksik kalmasın hiçbir şey ve keşke yapsaydım deme; hayat sadece sevgiden ibaret! Gerisini hiç düşünme. Hayatta hep güler yüzlü ve pozitif ol. Çünkü ne bir kimse için ne de bir dert için üzüldüğüne değmiyor. Ömür çabucak bitiyor, elimizde sadece biriktirdiğimiz güzel umutlar ve hayaller kalıyor. Seven yürekleri yormayın, vefalı olanları ötelemeyin, inanın kimseyi kaybetmeye gelmiyor. Bırakın gidenler gitsin, ezenler ezsin, nankörler terk etsin! Sen affetsen bile Allah onları zaten affetmiyor. Hayat küçücük bir imtihan, kimileri için kalem kimileri için de silgi yetmiyor.
154.00 ₺ -
Masumiyetin İncisi Hazreti Meryem
Hz. Meryem, tüm zamanların en iffetli ve en mükemmel kadını olarak tanımlanır. Dünyevi kaygılardan soyutlanmışlığın ve Allah’a adanmışlığın sembolüdür o. Kadim kitabımız Kur’an’da Allah tarafından seçildiği ve dünya kadınlarına örnek gösterildiği bildirilen, aynı zamanda da ismiyle hitap edilen tek kadındır. Kur’an’da Hz. Musa, Hz. İbrahim ve Hz. Nuh’tan sonra en fazla adı geçen dördüncü kişi Meryem’dir. Onunla ilgili yüzlerce hatıra ve anı sembolleştirilmiş, dinî bir ritüel hâline dönüştürülmüştür. Adı şehirleri süslemiştir Meryem’in. Asırlardır dünyanın neresinde olursa olsun, doğan kız çocuklarına her dinde ortak olarak verilen tek kız ismi Meryem’dir. O sadece diğer dinler için değil İslam dini adına da büyük öneme sahiptir. Modern çağlarda dahi toplumda kadının yeri ile ilgili pek çok sıkıntı ve tartışma yaşanırken iki bin yıl öncesine gidip onu gözlemlemek oldukça önemlidir. Meryem’in yalnız bir kadın olarak dünyaya çocuk getirmesi, asılsız suçlamalarla incitilmesi, oğlunun peygamber oluşu sürecindeki desteği bir kadın ve anne olarak onun rolünü daha anlamlı kılmaktadır. Meryem, meleğin hitabına mazhar olmuş bir kadın olarak kadınlık âlemine ışık tutmuştur. Kadını dışlayan, öteleyen, azarlayan ve horlayan bir toplumda onun asil duruşu insanlığın onurudur. Bu çalışmada, üç dinin kadın profilinden Meryem’in güzelliği sentezlenmiştir. Bu yönüyle kadını dışlayanlara ya da kadını bedeni üzerinden değerlendirenlere tek sözümüz Rabbimizin kelamıdır: “O iffetini çok iyi korumuştu, biz de ona ruhumuzdan üfledik; o, Rabbinin sözlerini ve kitaplarını hep tasdik etti ve o içtenlikle itaat edenlerdendi.” (Tahrîm, 12)
231.00 ₺ -
Hacamat Kupa Terapisi
Dünyanın en tecrübeli hacamat eğitmeninden… 17 ülke, 40’ı aşkın şehirde hacamat eğitimi… 4000’in üzerinde hacamat uzmanı, 40’ın üzerinde hacamat eğitmeni yetiştirmiş geleneksel tıp (Doctor of Naturopathy) uzmanından…” Hacamat; tedavi yöntemlerinin en mükemmeli, en faydalısıdır. Bu kadar faydalı bir tedavi yönteminin daha bilimsel bir düzeye taşınması, bu mesleği icra edenlerin uygulamalarını daha sistematik bir zemine oturtması, günümüz dünyasında sentetik ilaçlarla boğuşan hastaların ‘’Hacamat hangi hastalıklara ne kadar faydalı olur?’’ sorusuna fikir vermesi için bu eser hazırlandı. Eseri hazırlarken yerli, yabancı ve Osmanlı döneminde yazılmış eserlerden yararlanılıp, uygulamadaki tecrübeler de ilave edilmiştir. Titiz bir çalışma ile hazırlanan bu eser, yazarın aynı zamanda Hacamat Derneği Başkanı olması nedeniyle gerek okurlarımız gerekse hacamat mesleğini icra eden meslektaşlarımız için bir rehber özelliği taşımaktadır.
38.50 ₺ -
Osmanlıda Çocuk Eğitimi
Çocuklarınızı ileride bir lider olacak şekilde yetiştirmek ister misiniz? Osmanlı ailesi çocuk yetiştirmek üzere kurumlaşmıştı. Dengelerini buna göre oturtmuş, buna göre kendini geliştirmişti. Annenin en önemli işi çocuk yetiştirmekti. Mimari de buna göre planlanmıştı. Her evin “olmazsa olmaz”ı sayılan avlular, kadının egemenlik alanıydı. Kısacası, Osmanlı’da hayatın hiçbir evresi başıboş bırakılmaz, hayatın her yönü değerlendirilir, her anı dolu dolu yaşanırdı. Bu yüzden de ömür bereketlenirdi. Bugün ise “cevher insan” yetiştirmede eskisi gibi değiliz. Osmanlı ailesi ne yapıyordu, nasıl yaşıyordu da bugün bile örnek insanlar olarak andığımız fertler yetiştiriyordu? Bir Fatih, bir Yavuz, bir Kanuni, bir Akşemseddin, bir Sinan ve daha niceleri nasıl yetişmişti? Dünyaya hükmeden, üç kıtaya adalet ve barış götüren neslin yetişmesinde nasıl bir ruh yatıyordu? Osmanlı ailesinin çocuklarını yetiştirirken nasıl davrandıklarını, nasıl eğitim verdiklerini bu kitabın sayfalarında bulacaksınız…
203.00 ₺ -
Ey Rabbim Dualarımı Kabul Eyle
Dilinizden Ve Kalbinizden Düşürmeyeceğiniz Ey Rabbim Dualarımı Kabul Eyle Hayatımızı Kolaylaştıracak Dualar *Hayatınızda ne zorluklar yaşarsanız yaşayın, dua etmekten asla vazgeçmeyin. Ruhun şifası duadır. *Sık sık dua edin. Çünkü dua insana umut, sabır, tevekkül ve metanet verir. Bir niyetle dua edip yakardığınızda, ruhunuzdaki ferahlığı ve kalbinizdeki rahatlığı hissediyor musunuz? İşte o ferahlık, duanızın ulaştığı O makamın size rahmetidir. *Zorda iseniz zorlukları aşmak için dua edin. *Sevdiklerinizle birlikte iyi günler görmek için dua edin. *Darda kalmamak için dua edin. *Sağlıklıysanız devamı, sağlığınızı yitirdiyseniz devası için dua edin. *Sevdiğiniz birini kaybettiğiniz zaman dua edin. *Allah’ın, yarattığı kullarına taşıyamayacakları yük vermeyeceğine iman ederek, dua ve şükür ile kalbin aydınlığına, huzuruna ulaşın. *Günlük hayatta dilinizden ve kalbinizden düşürmeyeceğiniz Ey Rabbim Dualarımı Kabul Eyle, size bu kalp aydınlığını ve huzurunu sunacak.
203.00 ₺ -
Rengarenk Hayat Boyayarak Stres At
Boyayarak stres at, Hayatına renk kat… “Rengarenk Hayat” ile boyayarak stres at, hayatına renk kat! Renklerin sakinleştirici dünyasında kaybolup gitmek istersen eğer… Aç Rengarenk Hayat’tan bir sayfa ve dilediğince boya! Sen nasıl istersen öyle ama… Hayatın yoğun koşturmacasından sıyrıl ve kendine zaman ayır. Boyamanın çocuksu mutluluğunu sen de tat, renkleri hayatın içine kat! Haydi, göster marifetini ve yansıt kendi hayatının renklerini!
10.50 ₺ -
Babalar Eve Dönsün
Aile Bireyleriyle Aktif İletişim Kurmak, Muhabbeti Aile Hayatına Hâkim Kılmak … Pek çok babaya göre, çocuklarla anneleri ilgilenmeli, anneliğin yanı sıra babalık da yapmalıdırlar! Hâlbuki ailede herkes kendi boşluğunu doldurur. Anne “annelik” işlevinde kalmalı, “baba” çocuklarına babalık yapmalıdır. Görevden kaçmalar ya da görev kaymaları (annelerin, babalık görevini de üstlenmeleri gibi) çocuklarda derin bir “açlık” başlatır: Anne-baba açlığı. “Baba açlığı”, çocuğun fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak baba özlemi çekmesinin adıdır. Gerçekten de sadece bizim çocuklarımız değil, özellikle gelişmiş dünyanın hemen hemen tüm çocukları, çağın getirdiği şartların da bir gereği olarak “baba açlığı” çekiyor. İşte bu sebeple diyoruz ki “Babalar eve dönsün!” Tabii gerçek anlamda eve dönmekten söz ediyoruz. Gerçek anlamda eve dönmek; eve iş getirmemek, televizyon karşısında uyuklamamak ve pineklememek, aile bireyleriyle aktif iletişim kurmak, yani muhabbeti aile hayatına hâkim kılmak anlamına geliyor. Sağlıklı bir toplum için “Babalar eve dönsün!”
17.50 ₺ -
Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti
Sevgi en az iki kişiliktir. Aşk ise hep tek kişilik… Geniş, ferah bir odanın ortasına koyulmuş yatağın ucunda emanet gibi oturuyordum. Üzerimde beyaz bir elbise, başımda duvak vardı… Başım önümde susuyordum. Geçmişin son zerrecikleri yüreğimde uçuşmaya başladığında, içim acıyla sızlıyor sonra da geçiyordu.Ben kendimden geçiyordum, o benden geçiyordu. Bilmediğimiz bir yoldan birlikte geçiyorduk. Hayat bizden geçiyor, biz yaşamaktan vazgeçmiyorduk. Biz aşktan geçiyor, aşk bizden vazgeçmiyordu. Vakit Vuslat Vakti’ydi.
126.00 ₺ -
Mutluluk Bakış Açımızda0
Şöyle hayal edelim: Çocuğunuzun ya da eşinizin bir hareketine çok sinirlendiniz. Kelimeleri taramalı gibi saydıracakken kapının zili çaldı. Çoktan beri görmediğiniz ve çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı kapının önünde görüverdiniz. Arkadaşınız da kucağını açmış gülerek size doğru yaklaşıyor. O anda ister istemez psikolojiniz değişecektir. Arkadaşınız birkaç saat kalıp yanınızdan ayrıldıktan sonra, muhatabınızın gönlüne sıkacağınız kelimeleri, yine aynı şekilde kullanabilir misiniz? “Kesinlikle hayır.” değil mi? Peki, sürekli muhatap olduğumuz kişiler, evimizde birkaç saat kalan arkadaşımız kadar değerli değil mi? Hadi bağırdık, çağırdık, karşımızdakinin kalbini paramparça ettik. Daha sonra çok mu rahatladık? Şeytanı güldürdük, meleği üzdük. Bu kitabı okuduktan sonra, sevdiklerinizi ve melekleri daha çok sevindireceksiniz. “Ahir zamanda şükrün, vefanın, mutluluğun ne olduğunu unutan insanların, bu duyguları hatırlayacağı ve sığınabileceği bir liman misali bir kitap.”
203.00 ₺ -
SON ADRES
“İnsan, imtihanlarla saflaşır ve özüne erer. Ruh, imtihan gördüğü nispette olgunlaşır ve büyük işleri göğüsleyebilecek hâle gelir. Geçirilen imtihanın ağırlığı nispetinde fert, insanlık mektebinde sınıf geçmeye hak kazanır. Sabah akşam onların çevrelerinde dolaşıp duran endişeler, sıkıntılar kişiyi istikbale hazırlar. Bunun böyle olduğunu bilen hakikate aşina bir gönül için her imtihan, ona güç ve canlılık kazandıran bir ab-ı hayattır. Böyle birinin nazarında ateşlere atılmak, Yaratıcının dostluğuna doğru atılmış en güçlü bir adımdır.” Bu kitapta; yazar Azra Khara’nın onu uçurumun kenarına kadar götüren yaşadığı imtihanları, kimi zaman duygulanarak okuyacak; umutsuzluktan umuda, isyandan teslimiyete doğru nasıl yol aldığına yakından şahit olacaksınız.
7.00 ₺ -
Sevda Geri Dön
Gören herkesin imreneceği bir evliliğe ve aileye sahipti Sevda. Pırıltılı yaşamları ve debdebeli hayatlarıyla karı-koca cemiyette örnek olarak gösteriliyordu. Fakat Sevda, son zamanlarda his dünyasında garip bir çelişki yaşıyordu. Ve bu garip çelişkiyi kocasının bilmesini hiç arzu etmiyordu. Ruhunun derinliklerinde tahlili imkânsız duyguların bazen onu çok bunalttığını nasıl anlatabilirdi kocasına? Bütün dünyevi saadetler ayaklarının altına serilmişken, neden mutlu olamıyordu? Elinizdeki kitapta; bu soruların cevabını bulacak, genç ve güzel bir kadın olan Sevda’nın hayatının birdenbire nasıl değiştiğini yakından göreceksiniz…
59.50 ₺ -
Dindarların Para ve İktidarla İmtihanı
Dinini yaşamak isteyenlerin, bir gün Müslüman topraklarında çeşitli zorbalıklarla ve baskılarla karşılaşacağını kim bilebilirdi? Türkiye’de, dindarlar çok ezildi. Kimi yüksek öğrenimini tamamlayamadı, kimi dindar kimliğinden ötürü iş bulamadı. Osmanlı medeniyetinden sonra Cumhuriyet döneminde, dindar kesime yapılan haksızlıklarla Türkiye Türkleri’nin tarihinde kara bir leke oluştu. Ve sonra tüm engelleri aşarak, muhafazakâr bir parti iktidar oldu. Bu partinin iktidarlığında Türkiye’de çok büyük değişimler oldu. Ülke makûs talihini yenerken, aynı zamanda para ve iktidarın gücüyle, dindarların yıldızı da parlamaya başladı.
17.50 ₺ -
Korkma Ayrılıktan Aşk Var
Hayat ayrılıkla başlar ve bize verilenler birer birer geri alınır. Bu gerçekten her birimiz haberdar olsak da direniriz var gücümüzle ayrılıkları kabullenmemek için. Ayrılık acısının verdiği hararetten ne koruyabilir ki insanı? Bu romanda Hace’nin yaşadığı ayrılık karşısında bir yaprak gibi nasıl kuruyup kavrulduğuna şahit olacaksınız. Ölüm kısa süreli bir ayrılık olsa da, Hace’nin hayatında bıraktığı derin izleri takip ederken, kendi hayatınıza yolculuğa çıkacaksınız. Onun umutsuzluk dergâhından zincirlerini koparmasına kadarki süreçte, iç dünyasındaki gelgitlerde kendi dünyanızdan bir parça bulacaksınız. Korkma Ayrılıktan Aşk Var ile yazar, sizi hayata bambaşka bir açıdan bakmaya davet ediyor.
24.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 3 Cehennem Yolcuları
Azrail’in nefesi, yaşayanlar için surun birinci üfürülüşüdür. Bu nefesi duyanın, dünya ile bağları kopuverir. Başının üstündeki güneş söner, dağlar un ufak olur. Birinci surun tesiriyle günahkâr ilk gecesinde, mezarından açılan cehennemdeki yerini temaşa ederek acı üstüne acı yaşar. Kahreder geçmişine ve yapması gerekirken yapmadıklarına. Hüzün, ilk gecenin mirası olarak boynuna dolanır. "Kabirde İlk Gece" ve "Sırat Köprüsünde Heyecan" kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da yazar; sizlere farklı bir ufuk açarak düşünmenize katkı sağlamayı amaçlamış, bize sunulan sağlam referanslardan yola çıkarak, insanlığı kendi geleceğiyle yüzleştirmeye çalışmıştır.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 2 Sırat Köprüsünde Heyecan
İnsanların heyecanı yüzlerinden, bakışlarından, duruşlarından okunuyor. Nasıl geçeceğiz, bu kıl gibi sıratın üzerinden? Üzerimden ayakları kaydığında, ağzını açıp beklemekte olan hararetli ateşin tam içine düşecekler. Ölüm kurtuluştur, cehennemde yanmaya göre.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece
Kabirde İlk Gece, sıradan bir roman değil. İnsan hayatının en önemli hakikati olan ölümün ilk durağı kabirde geçen ilk geceyi akıcı bir üslupla dile getiren roman, sıradışı bir özellik taşıyor.
28.00 ₺ -
Gülümseyen Öyküler
ülümseyen Öyküler kitabındaki hikâyeler ve kıssalar, yüzyılların imbiğinden geçerek günümüze kadar ulaşmış; dilden dile, ülkeden ülkeye gezmiş durmuş. Kimi zaman güldürmüş, kimi zaman hüzünlendirmiş ama mutlaka okuyanın içini ısıtmış. Bu öyküler sana, bana, bize yani hepimize yepyeni bir ufuk açacak. Haydi, bitmesini hiç istemeyeceğin şiir tadındaki öykülerin dünyasına kapı arala…
98.00 ₺ -
Dikkat İcat Çıkabilir
Sessiz Sakin’in ikinci macerası ile karşınızdayız! Hatırladınız değil mi Sessiz Sakin’i. Hani şu “zeki ama çalışmıyor” denilen, azıcık tembel ve çokça meraklı arkadaşınız. Bu kitapta sizi birbirinden ilginç icatlar bekliyor. Öyle kuru kuru icatlar da değil. İcatların hikâyeleri de var. Peki, bu kitapta hangi icatlar mı var? Mesela okulda tahtayı silmeye, çöp kutusuna gidip çöp atmaya mı üşeniyorsunuz? Bundan sonra bunlar sorun değil. Durun daha bitmedi. Uçan çanta, ayağınıza kadar gelen tahta ve kablo terbiyecisi gibi daha bir sürü icat var bu kitapta. Özetle, bu kitabı okuyan herkes “Mucitör”den geçmiş gibi mucit olacak. Belki adı Sessiz Sakin olabilir ama maceraları çokça gürültülü!
168.00 ₺ -
Sofra Başı Sağlık Sohbetleri
Günümüzde ölümcül hastalıklar arttı. Bu hastalıklara tutularak ölen insanların sayısı yükselişte. Modern tıp, sadece patolojik bir vaka olduktan sonra hastalıkla ilgileniyor. Tüm buluş ve teknolojik gelişmişliklere rağmen bu hastalıkların önüne geçilememesi, modern tıbbın koruyucu hekimlik anlamında insana ne önereceğini bilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu eserde Mehmet Ali Bulut, uzun ve kaliteli yaşamın beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğu tezini savunuyor. Açlık teorisi ve kan gruplarına göre beslenmeyle ilgili çarpıcı gerçekleri bizlerle paylaşan Bulut, ezber bozan geleneksel tıbbın hakikatlerini soru-cevap tekniğiyle bir sohbet havasında sizlerle buluşturuyor.
9.10 ₺ -
OSMANLI NIN BÜYÜME SIRLARI
Tarihteki insanımız insana saygılıydı, çünkü insan olmanın ne anlama geldiğini biliyordu. Birbirimizin hakkını-hukukunu bu anlayış içinde gözetiyor, bizimle aynı dini, aynı inancı, aynı milliyeti, aynı siyaseti, aynı kıyafeti paylaşmayanlara karşı, yine bu anlayış içinde müsamahakâr olabiliyorduk. Çünkü kul olduğumuzu biliyorduk. Bizi efendilik makamına yücelten işte bu kulluk şuuruydu. Osmanlı'yı yönetenler de aynı şuurun insanlarıydılar. Yanlarında, her türlü yanlıştan onları ikazlarıyla koruyan hocaları vardı. Allah'ın (cc) hükmünü dümdüz anlatır, sözlerini asla sakınmazlardı. Ruh olgunluğuna böyle ulaştılar... Bu sayede devletlerini hukuk devleti kavramıyla tanıştırdılar. Fatih Sultan Mehmet'in, Vezir-i Âzam (Başbakan) Mahmud Paşa'ya şikâyeti meşhurdur: "Bu Pire (Ak Şemsüddin’e) hürmetim ihtiyarsızdır. Yanında heyecanlanırım, ellerim titrer." Padişahlar hocalarına böyle derin bir saygı, ince bir endişeyle bağlıydı. Tarihimiz baştan sona insanlık örnekleriyle doludur... Bu konuda zaman zaman o kadar ileri gidilmiştir ki, Osmanlı mülkünü gezmeye gelen Avrupalı gezginlerin dudakları uçuklamış, "Bu kadar da olmaz!" demek zorunda kalmışlardır. Elinizdeki kitap; Osmanlı'daki bu dudak uçuklatacak yetişme tarzını anlatmaktadır.
14.00 ₺ -
Tarihimizin Gizli Odaları
Sultan Vahideddin ve Enver Paşa gerçekten hain miydiler? Gençliğini savaş meydanlarında tüketen, birkaç kez yaralanan ve İstiklâl Savaşımızın başlarında çıkan isyanları bastırıp büyük hizmetler yapan Çerkez Edhem Bey, uğruna hayatını hiçe saydığı ülkesinden neden kaçmak zorunda kaldı? Birinci İnönü Savaşı gerçekten oldu mu? Osmanlı başkentini işgal eden İngilizler, neden işgali Anadolu'ya yaymadılar? Neden hiçbir cephede onlarla savaşmadık? Savaşmadığımız, yenmediğimiz hâlde niçin çekip gittiler? Giderken ne götürdüler? Lozan'daki masaya, savaşı kazanmış bir devlet olarak mı oturduk, yoksa kaybetmiş bir devlet olarak mı? Kazanmış bir devlet olarak oturduysak neden Misak-ı Milli sınırlarına dahi sahip çıkamadık? Adaları, Kıbrıs'ı, Musul'u, Kerkük'ü, Batı Trakya'yı neden terk ettik? Neden Yunanistan'dan savaş tazminatı istemedik? Günümüzü kasıp kavuran cuntalar, tarihimizin bir mirası mıdır? Latife Hanım'ın yasaklanmış anılarında neler yazıyor? Trabzon Meb'usu Ali Şükrü Bey'le Topal Osman'ın katli... Ezanın Arapça okunması neden yasaklandı? Neler yaşandı? Ezanın aslına geri iadesi nasıl oldu? Osmanlı Devleti'nin yapısı, Osmanlı insanının duruşu, örnek alabileceğimiz özellikleri...Daha pek çok konu, pek çok soru...
203.00 ₺ -
ŞİFALI KÜRLER
Halk tarafından kendisine "Bitkilerin Efendisi", "Lokman Hekim" gibi unvanlar verilen stratejik araştırmalar uzmanı Kozmik Bilimci Ahmet Maranki ile igloterapist, extrasens ve biyoenerji uzmanı olan eşi Elmas Maranki'nin birlikte geliştirdikleri "Sağlıklı Düşün, Sağlıklı Beslen, Sağlıklı Yaşa" felsefesi günümüze mührünü vurmuş, bir "bilinçlenme hareketi"ne dönüşmüştür. Bu hareket, halkın ve gönüllü kuruluşların desteğiyle ülkemizde bugüne kadar olmayan "Tohum Yasası", "GDO Yasası" ve nihayet beklenen "Tamamlayıcı Tıp Yasası"nın hayata geçirilmesi sonucunu doğurmuştur. Marankilerin bu bilinçlenme hareketi; yüz binlerce insanımızın "sağlıklı yaşamla ilgili" yeni alternatifler, metotlar ve felsefeleri öğrenmesine sebep olmuştur. "Sağlıklı Düşün, Sağlıklı Beslen, Sağlıklı Yaşa" serisi ile yurtiçi ve yurtdışında bine yakın görüntülü konferans veren, beş yüze yakın canlı televizyon programı yapan ve bir milyon baskıya ulaşan "Kozmik Bilinç" serisiyle tanınan yazarımız Ahmet Maranki, binlerce yıldır kullanılan ve bilinen fakat son yıllarda ekonomik kaygıların ön plana çıkışıyla engellenip unutturulan doğal metotları; eskimez sağlıklı yaşam yöntemlerini, kan gruplarına göre beslenme, vitaminler ve minerallerin tabii olarak elde edilme yolları gibi pek çok sağlıklı yaşam uyarılarının yanında; şifalı bitki kürleriyle, taşlarla, renklerle, kokularla, noktalarla ve masajla terapi metotlarıyla destekleyip, herkesin evinde rahatça uygulayabileceği formüller hâline getirerek, necip Türk milletinin hizmetine sunmuştur. Çağımızda salgın hâle gelen "çözümsüz kronik rahatsızlıklardan kurtularak, kalan ömrünüzü kaliteli ve sağlıklı geçirmeye yönelik bilgilendirici, öğretici ve yol gösterici olarak hazırlanan bu eser, gelecek kuşaklara bırakılacak en önemli mirastır. Bu kitap; kader ömrünüzü değiştirip uzatamasa da, kaliteli ve sağlıklı "yaş almanın" yollarını gösterecek, herkesin elinde ve evinde bulundurması gereken "pratik"bir el kitabı olacaktır. "KozmikBilinç"serisinin diğer kitapları gibi bu kitabın da insanlığa faydalı olması temenni ve duasıyla...
21.00 ₺