-
Alperen
55 yıllık hayatı elim bir kazayla sona erdi. Sivas`ın Şarkışla ilçesi Elmalı köyünde mutedil ve sakin başlayan bir hayatın ardından yaşanan fırtınalarla dolu bir ömür… Yaşadığı her zorluk, aştığı her engel, onu örnek bir dava adamı haline getirdi. 1980 askerî darbesinin ardından işkence koğuşlarında tomurcuklanıp, siyaset meydanlarında açan bir gül oldu. Alperen oldu. Alperenler yetiştirdi. Dava arkadaşlarının gönlünde “Muhsin Başkan” olarak yer etti. “Koca Reis” dendi. “Siyasetin Yiğidosu” olarak anıldı. “Alperen” adlı bu kitapta, Muhsin Başkan`ı daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Çocukluk ve gençlik dönemindeki yakınları ve dostlarının, 1980 öncesi dava arkadaşlarının, 7,5 yıl aynı mahpus damını paylaştığı çilekeşlerin, siyaset döneminde birlikte hareket ettiği yoldaşlarının ve aile bireylerinin gözünde ve gönlünde yaşayan hatıraları okuyacaksınız
6.38 ₺ -
Modernleşme Sürecinde Türban
Türbanlı genç kızlarımız en büyük hakları olan eğitim özgürlüğünden mahrum bırakıldı. “Kamusal alanda yasak!” gerekçesiyle diploma törenlerinden atıldılar. Sürücü belgelerindeki resimleri kabul edilmedi. Ya anneler! Çocuklarının orduevlerindeki düğünlerine alınmadılar. Üniversiteyi bitiren çocuklarının diploma törenlerine katılamadılar. Resmî bayramlarda şeref tribünlerinden çıkarıldılar. Neden? Türban düşmanlığı ardında gizli gerçek gerekçeler neler? 25 yıllık sorular yumağı tel tel açılıyor, perdeler tek tek aralanıyor. Gazeteci yazar Taha Akyol`un günlük polemiği aşan, `analitik` nitelikteki yazıları, yorumları ve sunduğu çözüm yolları bu kitapta.
10.50 ₺ -
68 Kuşağı
1968 yılının Mayıs ayının başında, Paris`te Sorbonne Üniversitesi`nin işgaliyle başlayan gençlik olayları, tarihe “68 Baharı” olarak geçti. Bu olaylar, içinde muhalif bütün meşreplerin bulunduğu heterojen bir başkaldırıydı. Uyuşturucunun ve cinsellikte sınırsızlığın ön plana çıktığı “çiçek çocuklar”, yani hippilerden, her türlü otoriteye başkaldıran anarşistlere, solun her türünü içeren geniş bir yelpazeye kadar statükoya muhalif her eğilim, 68`in rengarenk dünyası içinde yer aldı. “Gerçekçi ol, imkânsızı iste!” sloganı, 68`in farklı renklerinin tamamını temsil etti. İmkânsız gibi görünen şey ise özgürlüktü. Bu eğilimlerin hepsinin ortak paydası, daha fazla özgürlük arayışıydı. Ancak bu hareket başladığı gibi hızla söndü. Peki Türkiye`nin 68 Kuşağı, bu evrensel başkaldırının neresinde yer aldı? Gerçek miydi, yoksa gerçeklik duygusunun bir türlü nüfûz edemediği bir efsane mi? Onlar haksızlığa uğramış birer kahraman mı, yoksa askerî darbe peşinde koşan gençler miydi? Yoksa iktidar peşinde olan cuntacıların, darbecilerin birer kuklası mı oldular? Bu kitapta kırk yıldır dillendirilen gerçekler veya efsaneler arasındaki derin uçurumu göreceksiniz. Bir yanda iktidar peşinde koşan, iktidar şehvetine ideolojik kılıflar arayan cuntacılarla; vatanı kurtarmak, yoksulluğa son vermek gibi büyük ideallerin peşine düşen gençlerin başrol oynadığı bir senaryoya şahit olacaksınız. Kendi aralarında hesaplaşan cuntacılarla, bu hesabın kendilerine kesilerek sokağa sürülen gençleri bulacaksınız. Ve halen kutsanan şiddeti… İçinde her türlüsü bulunan şiddeti… En başta da Ergenekon`un kırk yıl önceki operasyonlarını… Kırk yıl öncesinden kırk yıl sonrasına açılan bu pencereden “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı”nın hikâyesini birlikte okuyalım.
9.00 ₺ -
Şefkat İn Şiddet Out
Şiddet ile şefkatin birbirine karıştığı bir kargaşa ortamında yaşıyoruz. Öyle ki neyin şiddet, neyin şefkat olduğunun ayrımını yapmada zorlanıyoruz. Alenen ve bilerek birbirinin yerine kullanıldığına da şahit olmaktayız. Savaşı “barış için” yapanlara her gün yenileri ekleniyor. “Demokrasi yolunda taşların yerine oturması için” gönül rahatlığı içinde şiddetin en ağırına cevaz verenler az değil. Töre için kardeş veya evlat katili olanların da mazeretleri hazır. Şiddet önlenmeli. Üstelik şiddetin önlenmesi için katı prensiplere, sert kanunlara, ağır müeyyidelere hiç ihtiyaç da yok. Şefkat bir sihirli değnek misali ortamı barış ve esenlikle doldurabilecek etkiye ve güce sahip zaten. Yeter ki “şefkatliymişiz” gibi davranmadan şefkate sımsıkı sarılalım. Şefkati tüm saflığıyla yaşamak da çok kolay. Çünkü: Şefkat yardımlaşmaktır, elini taşın altına koymaktır. Şefkat yapmaktır, yapıcı olmaktır. Taşın üzerine taş koyabilmektir. Şefkat bağışlamaktır, paylaşmaktır. Şefkat bilmektir, bilgilendirmektir, eğitmektir. Şefkat yaraları sarmak, onarmaktır. Şefkat bir karıncaya dahi zarar veremeyiştir. İşte bu yüzden, Şefkatin olduğu yerde şiddet, Şiddetin olduğu yerde şefkat asla olmaz. İşte evrensel formül: Şefkat In, Şiddet Out!
5.63 ₺ -
Meşrutiyet’ten Günümüze Darbeli Demokrasi
“Furkan Aydıner, Amerika’dan Türkiye’ye bakınca gördüklerini ve hissettiklerini zaman zaman Türkiye okuyucusuyla paylaşma ihtiyacı hissettiği için elinizdeki kitap ortaya çıkmış bulunuyor. Toplumsal ilişkilerimizi fesada uğratan, siyaseti bir tahakküm ağı haline dönüştüren, aileyi bir mutsuzluk yuvası haline getiren, üniversiteyi, dogmaların ve modern hurafelerin dayatıldığı ortamlara dönüştüren ve bilumum darbelere kaynaklık eden zorba virüsü, Aydıner’in dilinde geldiği yere gönderilmesi gereken bir gulyabani. 1908’den 2008’e uzanan yüz yıllık demokratikleşme sürecinde, zorba virüsü, muhtelif isim ve resimler altında varlığını sürdürdü. Aydıner’e göre Meşrutiyet’ten beri demokrasimize darbeler vuran zorba virüsü halen çok faal durumda. Türkiye’yi laiklik için güvenli hale getirmek adına yapılan askerî balans ayarı ile dünyayı demokrasi için güvenli hale getirmek adına yapılan şiddetin küreselleşmesine dayalı balans ayarları, Türkiye’nin ve dünyanın dengesini bozan, hem laikliğe hem de demokrasiye olan inancı zedeleyen, zorba virüsünün patlama yaptığı süreçler. Zorba virüsüyle baş edebilen Türkiye, bu virüsün ürediği ortamları sterilize ederek demokrasisini yerleşik hale getiren, ekonomisini yapısal istikrara kavuşturmuş, başı dik bir Türkiye olacaktır. Aydıner, rahat okunan üslubuyla, zaman zaman kendi hayat sergüzeştinden fıkralarla zenginleştirdiği bu çalışmasında, gözümüzü farklı olanın mümkün oluşuna açıyor ve Türkiye-ABD sarmalında pergelini insanlık üzerinde dolandırıyor. Askerî darbelere ilişkin yaptığı analizler, her demokratın yüreğine su serper cinsinden. Yazarın, Kaynarca Köyü’nden küresel köye yaptığı yolculuğun eşliğinde, askerî darbelerin, neye darbe vurduğunu gösteren ve bu darbelerden korunma yollarını, farkındalık düzeyimizi arttırarak anlatan satırlarına dikkatle eğilmek, her demokrat için ihtiyaç duyulan itici gücün süreklilik kazanmasına katkı sağlayacaktır.” Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Siyaset Bilimci)
4.50 ₺ -
İslam'ın Papa'ya Cevabı
Papa'nın 12 Eylül 2006'da Regensburg'da yaptığı konuşma İslam Dünyası'nı derinden sarstı. Papa, kendisini dinleyenlere, Bizans İmparatoru'nun bir İslam âlimine söylediği gerçeğe aykırı, yanlı ve önyargılı sözleri aktardı. Aslında Papa, Hz. Muhammed'in getirdiği en son ve en mükemmel din ile çağları aşan medeniyetler kurulduğunu ve insanlığı huzur iklimine sokan İslam'ın kılıçla değil gönülleri kazanarak yayıldığını en iyi bilecek insanlardan biridir. İşte bu noktada bu kitabın görevi, Haçlı Seferleri'ni, Avrupa'nın merkezinde hiç bitmeyen mezhep savaşlarını, Endülüs'te, Bosna'da yaşananları unutan Papa'ya ilimle ve kalemle cevap vermektir. Bu kitap; tevhid, teslis ve kılıç ekseninde İslam'a yönelik iftiralara cevap vermekte ve İslamiyet'in hak ve hakikat dini olduğunu ispat etmektedir.
6.19 ₺ -
11 Eylüle Rağmen Amerika'da Yükselen İslam
21. yy. dünya tarihini yazanlar, Amerika tarihi hakkında, "11 Eylül`den önce11 Eylül`den sonra" diye iki ayrı dönemden söz edeceklerdir. 11 Eylül`de uçaklar İkiz Kuleleri paramparça etmekle kalmamış, İslam`a karşı olumsuz propagandaları da beraberinde getirmişti. Ancak, 11 Eylül`e rağmen, yüz binlerce Amerikalı ve Avrupalı Müslüman oldu. Elinizdeki kitap, İslam`ın 11 Eylül`e rağmen, artan hızla büyümeye devam etmesinin sırrını açıklıyor. Yazar, 11 Eylül`den önce ve sonra Amerika`daki İslami gelişmeleri yakından takip eden biri olarak gördüklerini, yaşadıklarını ve okuduklarını paylaşıyor. Bu kitapta ayrıca Hıristiyanlığın nasıl tahrip olduğunu, ruhu ölmüş kiliselerin manevi ihtiyaca niçin cevap veremediğini de bulacaksınız.
7.50 ₺ -
Ömür Boyu Aşk (Ciltli)
Benliğinizi tüm sıcaklığıyla saran aşk, çoğu kez geride acı ve özlem bırakır. Hiç bitmemesini istediğiniz o “ilk gün”ün büyüsü, aranıza giren engeller yüzünden aşınır, pörsür ve yok olur. İlk anda hayal bile edemediğiniz mutsuz günlere alışırsınız belki. Evlenince söndüğünü sandığınız aşk ateşini alevlendirmek istemez misiniz? Mutluluk şatosunu aydınlatmak için size ve eşinize bir kıvılcım yetebilir. Eşiniz sevgiliniz, eviniz cennetiniz, aşkınız ömür boyu olabilir. Eğer bencillikler, kaprisler, kıskançlıklar, iletişim çatışmaları ile aile cennetiniz zindana dönüşmüşse, başkalarını suçlamayın. Çünkü sizin ve eşinizin hükmettiği bir yuvada her şeyin en başta gelen sorumlusu ikinizsiniz. Gözyaşıyla zehir ettiğiniz günlere elveda deyip ilk günlerdeki mutluluğunuza kanat çırpmanız için en büyük yardımcınız, elinizde tuttuğunuz kitaptır. Ömür Boyu Aşk, ailenizi olumsuzluklardan koruyacak ve ilk günlerin coşkulu mutluluğunu tekrar yaşatacak. Bugüne dek okuyan binlerce aile, sorunlarını çözdü ve muhteşem mutluluklar keşfetti. Okuduğunuzda, hem yuvanızı yeniden şekillendirecek, hem de çevresine mutluluk saçan bir “aile gönüllüsü” olacaksınız.
18.75 ₺ -
Anla Beni İlk Günkü Gibi
Her insan düşler kurar evlenmeden önce. Kimi pembe, kimi mavi düşler. Dinmeyen Nisan yağmurları, sona ermeyen ilkbaharlar, yazlar. İlkbaharların bağrında açan tomurcuk güller, papatyalar, yaseminler, gelincikler. Hayaller kurulur, beyaz gelinlikler giyilir. Beyaz atlı prens beklenir; mavi veya pembe düşlerin sonsuz ufuklarına uçmak için. Ne yazık ki kimi düşler uzun sürmez. Ansızın sonbahar geliverir. Kış rüzgarları pembe düşleri kavurmaya ve savurmaya başlar. Feryat figanlar ve ardından “Neden?” sorusu gelir. Şikayetlerin odağında ise hem “anlaşılamamak” vardır. Aslında mutluluğa giden yolda bir kırılma noktasıdır bu. “Eşim beni bir anlasa!” diye başlanır söze. Ve anlayış hep karşıdan beklenir. Eşlerin birbirini anlama çabası, evliliklerin motor gücüdür. Ve mutluluğun altın anahtarıdır “anlamak ve anlaşılmak.” İlk günkü gibi anlayışlı olmak. Bu anahtar elinizde.
6.00 ₺ -
Minik Bebeğime Afiyetle
Elinde bu kitabı tutan sevgili anneler… Bebeğiniz için hazır satılan mamaları kullanabilir ya da kulaktan duyma mama tarifleriyle miniğinizin sağlığına –istemeden de olsa– zarar verebilirdiniz. Ama siz, bütün bunların yerine bu kitabı alıp bebeğinizi hangi ayda, hangi tarifle buluşturacağınızı keşfettiniz… Bebeğinizin ilk yılında ihtiyacı olan mama tariflerinin yer aldığı bu kitap, bir annenin bebeğine hazırladığı menüleri kaleme almasıyla ortaya çıktı. Doktorların ve bir bebeğin onayından geçen bu tariflerde neler yok ki? “Bebeğimi lezzetli mamalarla, sağlıklı şekilde beslemek istiyorum” diyen bütün annelerin başucu kitabında, ara öğünler, kahvaltı menüleri, çorbalar, püreler, sebzeler, et yemekleri, içecekler, tatlılar… Bebeğinizin ihtiyacı olan tüm gıdalarla ilgili tarifler bu kitapta… “Bu kitap, bebeğinizin ihtiyacı olan ek besinleri, konserve edilmiş gıdalarla gidermek yerine, sizi mutfağa davet ediyor. Suni bir anneliğe değil, doyasıya bir anneliğe teşvik ediyor. Siz farkında olun ya da olmayın, mutfakta bebeğinize hazırlamak üzere doğradığınız her bir meyve, her bir sebze bebeğinizle duygu bütünlüğünü kurduruyor… Böylesi güzel bir çalışmayı annelere armağan eden Hatice Kübra Tongar Hanım`ın emeğine sağlık…” Pedagog ADEM GÜNEŞ “İnsanın hayat boyu güzel bir beslenme alışkanlığını kazanabilme yetisi bebeklikte başlar. Yemek, yalnızca bebeğimizi doyurmak için değil, onun damak tadını ve estetik zevkini geliştirmek için de gereklidir. Tüm anne ve anne adaylarının bu kitaptaki birbirinden faydalı tariflerden yararlanacağına inanıyorum…” Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı SERAP BUHARALI “Hatice Kübra Tongar tarafından hazırlanmış bu kitap, anne sütünün önemini güzel bir şekilde ifade etmekle beraber, ek gıdalara geçiş döneminde annelere rehber olacak pratik bilgiler ve tarifler içermektedir. Ben de bir çocuk doktoru olarak bu kitaptaki tariflerin anneler için çok faydalı olacağına inanıyorum…” Doktor METİN KAPUKAYA
15.00 ₺ -
Duy Beni Sevgili Eşim
“Sayın Gülay Atasoy`un evlilik üzerine yazdığı bu kitap, önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Modernizmin getirdiği sorunlar aileyi kurban etti. Diğer taraftan geleneklerimizin sunduğu çözümler, yeni sorunlara cevap vermiyor. Yazarımız kültürümüzden aldığı motiflerle pratik çözümler sunuyor. Gelin, kayınvalide ilişkileri, elti ve görümce davranışları, ikinci evlilikler gibi konularda ustaca kalem oynatan yazarımızı kutlarım.” Prof. Dr. Nevzat Tahran “Gülay Atasoy Hanımefendi ailelerin problemlerini biliyor ve bu harika eseriyle, evlilere de yeni evleneceklere de pratik öneri ve çözümler sunuyor. Dili akıcı, okunması roman tadında olan bu etkileyici kitabı hararetle tavsiye ediyorum. İnanın çok yararlanacaksınız.“ Doç. Dr. Sefa Saygılı “Evlilik hem çok güzel hem de çok zor bir yaşam seçimidir. Evlenince iki insan arasındaki hikâye yeniden başlar. Çiftler genelde bunun farkında değildir. İşte bu kitap, yeniden başlayan bu hikâyeyi anlamlı hale getirecek ipuçları sunuyor. Hem gerçekçi davranıp evliliğin zorluklarına dikkat çekiyor hem de çift olmanın güzel yanlarını sunuyor.” Dr. Mustafa Ulusoy
5.25 ₺ -
Yusuflar Züleyhalar (Mahremiyet Okulu-1)
Kur`ân “Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın” derken, insanın namusunu ve haysiyetini korumak için uyanık olması gerektiğini tavsiye ediyor. Genç kızlığa ve delikanlılığa adım atmış bir insan hislerini değil, aklını ve vicdanını dinlemeli. Özellikle Hz. Yusuf`un iffetini öğrenmeli, güzel bir kadınla veya bir erkekle tek başına kalsa bile “Allah`a sığınırım” deyip kendine çekidüzen vermeli. Çünkü bu zamanda her genç bir Yusuf`tur veya bir Züleyha`dır. Ya günaha çağırıyor veya çağrılıp zorlanıyor. Bunun için nerede olursa olsun Allah`ın kendisiyle birlikte olduğunu bilmeli ve öyle davranmalı. Mahremiyet Okulu Nedir? ahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor.
9.75 ₺ -
Mutsuz Evlilikler, Boşanmalar (Mahremiyet Okulu-2)
Evlisiniz, sıcak bir yuvanız var. Sonra bir gün aranız açılıyor, sevginiz yerinde durmuyor, saygınız azalıyor, güveniniz bitiyor, aile çatınızda çatlaklar başlamış. Ne oldu size? Neden bu hale geldiniz? Yanlış bir evlilik mi yaptınız acaba? Eşiniz sizi hiç anlamıyor mu? Araya birileri mi girdi? Niçin iki zıt kutup haline geldiniz? Eski muhabbeti tekrar nasıl yakalarsınız? Yuvanızı kurtarmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekir? Aileyi yaşatmak için hangi çarelere başvuracaksınız? Ümidinizi yitirmek üzeresiniz, çaresiz, çevresiz haldesiniz neredeyse… İşte bu kitap size can yoldaşı olacak, dertlerinizi paylaşacak, bir kılavuzluk yapacak, rehber olacak. Mahremiyet Okulu Nedir? Mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor
9.75 ₺ -
İhanetler, Cinsel Sorunlar (Mahremiyet Okulu-3)
Gün geçtikçe aile büyük yara alıyor. Eşinden başka kimseyi görmek istemeyen kişi bir de bakıyorsunuz ki, sadakat sınavını kaybedebiliyor. Hayat normal akışı içinde seyrederken hiç beklemediği bir “ihanetle” karşılaşan kadın veya erkek beyninden vurulmuşa dönüyor, en çok sevdiği kişiden en acımasız darbeyi yiyor, çaresizlik içinde kıvranıp duruyor. Ama her sıkıntı üstesinden gelmek için başımıza gelir. Kitapta, ihanet, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, cinsel sorunlar, eşcinsellik gibi konularda sorulmuş sorulara, Kur`an ışığında cevaplar verilerek çareler sunuluyor, yollar gösteriliyor. Bir problemin çözümü benzer çok sayıda problemin çözümüne yardımcı oluyor. Mahremiyet Okulu Nedir? Mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor
6.00 ₺ -
Bezsiz Bebek
Beze para harcamayan yeni anne-babaları, acılı bez pişiklerinden kurtul-muş bebekleri, tamamen doğal ve baskıcı olmayan bir tuvalet eğitimini, en önemlisi daha mutlu bebekleri ve ebeveynleri hayal edin! Chritine Gross-Loh`un akıcı bir üslupla kaleme aldığı ve bizi aydınlatan kitabında gös-terdiği gibi tüm bunlar ve daha fazlası mümkün. Bebekler, acıktıklarını ve uykuları geldiğini nasıl ses ve hareketlerle belli ediyorlarsa tuvalet ihtiyaçlarını da aynı şekilde anlatırlar. Çünkü bu kabiliyetle doğarlar. Bu önemli tespitten hareketle iki çocuk yetiştiren Gross-Loh`un geliş-tirdiği, “Tuvalet İletişimi”; yani Tİ yöntemi tüm anne-babalar için önemli bir çığır açmış bu-lunuyor. Çocuklarından birini on beş, diğerini on sekizinci aya kadar bezsiz yetiştiren Gross-Loh, bu deneyimlerinden hareketle tüm ebeveynlere bebeklerinin veya yürüme çağında olan çocuklarının vermiş oldukları doğal işaretleri nasıl tanımlayacaklarını ve bu işaretlere nasıl karşılık vereceklerini öğretiyor. Çocuk bakım kitaplarında karşılaşılan ya hep ya hiç yaklaşımının tersine, Bezsiz Be-bek`te üç çeşit kategori vurgulanıyor: Tam zamanlı, yarı zamanlı ve süreli Tİ. Tüm ebeveynler, Tİ yöntemini kendi aile ve hayat tarzlarına uyacak biçimde az veya çok oranda uygulaya-bilirler. Üstelik kitapta yer verilen uygulamalı örneklerle Tİ`yi hayata geçirmek daha kolay ve rahat. Tuvalet iletişimini başarı ile uygulayan ebeveynler, birçok taktik ve öneri paylaşıyor. Ayrıca karşılaşılan genel sıkıntılara temas edilerek kısa zamanda zorlukların nasıl aşıldığına dair cesaret verici telkinler de yer alıyor. Motive edici hikâyelerle, Gross-Loh`un sunduğu pratik tavsiyelerle geleneksel tuvalet eğitimine karşı daha yeni ve başarılı bir alternatif arayan ebeveynlere dikkat çekici mesajlar veriliyor. “Gross-Loh`un bu muhteşem eseri, muazzam samimiyet ve bilgiyle aşılanmıştır ve bir çocuğa tuvalet yaptırmanın hem eğlenceli hem de etkili olduğunu açıkça göstermektedir!” -Laurie Boucke, Bebek Tuvalet Eğitimi kitabının yazarı “Christine Gross-Loh, bebeklerimizin vermiş olduğu işaretlere daha duyarlı olmamızı sağlayacak vasıtaları bizimle paylaşıyor. Anlaşılması ve uygula-ması kolay olan bu bilgiyi, farklı ailelerin değişik ihtiyaçlarını göz önünde bu-lundurarak bize sunuyor.” -Attachment Parenting International CHRISTINE GROSS-LOH Harvard Üniversitesi`nden doktorasını tamamlamış bağımsız bir yazar olarak çalışmalarına devam etmektedir. Yazıları, Mothering, Shape ve Parenting isimli ailelere yönelik olarak hazırlanmış, süreli yayın organlarında yayımlanmıştır. Tİ yöntemine ait bilinci yükseltmek amacıyla 2004 yılında kâr beklentisi olmayan “Diaper Free Baby” isimli bir organizasyona imza attı. Pek çok TV programına konuk oldu. Gross-Loh halen Japonya`nın Tokyo şehrinde, eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır
9.75 ₺ -
Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilenen Yanlışlar
Ne zaman ki biz, bizi kaybettik, çocuklarımızı da kaybettik… Bizim zamanımızda çocuk suçları olarak okul koridorlarında koşmak, istiklal marşı okunurken düzgün durmamak, el kaldırmadan öğretmenle konuşmak geliyordu. Ya da bayramda, bayram namazına geç kalmak, şeker toplarken birkaç şekere birden el uzatmak, arabaların arkasından koşmak, çocuk suçları olarak konuşuluyordu. Ne oldu bize ki artık çocuk suçları olarak annesini kesmek, babasını silahla tehdit etmek, sokakta araba yakmak, öğretmenini köşe başında şişlemek, güvenlik kamerasına el sallayarak hırsızlık yapmak kayıtlara geçer oldu? O çocuklar mı başkaydı, bu çocuklar mı başka? O anne babalar mı başkaydı, bu anne babalar mı başka? O günkü terbiye metotları mı başkaydı, bugünkü terbiye metotları mı başka? Biz nerede hata yapıyoruz? Yapıyoruz ki yanı başımızda büyüyen o masum yüzlü sevimli çocuklar, bir süre sonra dünyamızı zehir edecek hale geliyorlar. İşte bu kitapta, bu soruların cevaplarını bulabilmek için bir mum yakılıyor. Çocuk terbiyesinde doğru zannedilen yanlışlarla yüzleşiliyor. Belki de herkes kendisi ile yüzleşiyor… Çünkü kendimizi kaybettiğimiz yerde, çocuklarımızı da kaybettik, biliyoruz…
9.75 ₺ -
Bu Evde Mutlu Bir Aile Var
Penceresine bir çift kumru konmayan ev yoktur. Kumruların birbirlerine olan düşkünlüğü herkesi hayran bırakır. Birbirlerinden aldıkları sevgiyle, öyle güzel öterler ki keşke her evin camında bir kumru yuva yapsa diye düşünmeden edemez insan. Zaten onların yuvası o kadar basittir ki dal parçalarını bir araya getirerek mutluluğu yakalarlar. Eşlerine sadakatleri yine onların en belirgin özelliklerindendir. Bu muhabbeti yaşayan sadece kumrular değil tabii. Hiçten mutluluk üreten aileler hâlâ aramızda yaşar. Kumrular gibi muhabbeti daim olan ailelerin öyle güzel özellikleri olur ki onları gıptayla izlersiniz. Onlar, muhabbetlerine dedikodu ve gıybet karıştığında rahatsız olurlar. Onlar güzel şeyler konuşmak için vardır. Onlar, muhabbet etmek için illa çok güzel ortamlar, uygun zemin ve münasip zaman beklemezler. Bulundukları konum ve şart ne olursa olsun kelimelerden ışık yakarlar. Hem içlerini, hem dışlarını mutluluk ışıklarıyla aydınlatırlar. Onların sözleri ilaç gibidir. Cümleleri bala benzer. İşte bu yüzden kumru muhabbetinin tadına doyum olmaz. “Kumru Muhabbeti” tadında bir kitap. Okuyan ve uygulamaya koyabilen herkes kapılarına “Bu Evde Mutlu Bir Aile Var” yazısı yazabilecek kadar mutluluğu yudumlamışlardır. Ve bir de mutluluklarını şu şiir misali kağıda dökmüşlerdir: Pencerenin pervazında, Her sabah iki kumru öter. Muhabbet çaylarından, Buhar değil, mutluluk tüter. Yoldan geçenler, Kaşık seslerinde bile, Sevgi şarkıları duyar. Perdelerin mutlu raksına bakıp Derler ki: “Bu evde mutlu bir aile var!”
5.63 ₺ -
Ömür Boyu Aşk
Benliğinizi tüm sıcaklığıyla saran aşk çoğu kez geride acı ve özlem bırakır. Hiç bitmemesini istediğimiz o “ilk gün”ün büyüsü, aranıza giren engeller yüzünden aşınır, pörsür ve yok olur. İlk anda hayal bile edemediğiniz mutsuz günlere alışırsınız belki. Evlenince söndüğünü sandığınız aşk ateşini alevlendirmek istemez misiniz? Mutluluk şatosunu aydınlatmak için size ve eşinize bir kıvılcım yetebilir. Eşiniz sevgiliniz, eviniz cennetiniz, aşkınız ömür boyu olabilir. Eğer bencillikler, kaprisler, kıskançlıklar, iletişim çatışmaları ile aile cennetiniz zindana dönüşmüşse, başkalarını suçlamayın. Çünkü sizin ve eşinizin hükmettiği bir yuvada her şeyin en başta gelen sorumlusu ikinizsiniz. Gözyaşıyla zehir ettiğiniz günlere elveda deyip ilk günlerdeki mutluluğunuza kanat çırpmanız için en büyük yardımcınız, elinizde tuttuğunuz kitaptır. Ömür Boyu Aşk, ailenizi olumsuzluklardan koruyacak ve ilk günlerin coşkulu mutluluğunu tekrar yaşatacak. Okuduğunuzda, hem yuvanızı yeniden şekillendirecek hem de çevresine mutluluk saçan bir “aile gönüllüsü” olacaksınız.
6.38 ₺ -
Gençle İletişim
Kızınızın, odasına niçin kapandığını biliyor musunuz? Oğlunuzun, kapıyı niçin çarparak çıktığının sebebini anlayabiliyor musunuz? Bir yıl önceki uysal çocuğunuza ne oldu? İnternet bağımlısı haline gelen yavrunuza nasıl davranıyorsunuz? Çocuklarımızın büyümesini durdurmak mümkün değil. "Keşke küçük kalsalardı!" diyenlerimiz olmaktadır. Ancak "Çocuğum değişiyor" endişesi yerine "Çocuğum büyüyor ve gelişiyor" gerçeğini kabul etmemiz, işimizi kolaylaştıracaktır. "Gençle İletişim" kitabını okudukça, unuttuğumuz kendi gençliğimizi bulup, çocuğumuza daha hoşgörülü, sabırlı ve anlayışlı davranacağımızı ümit ediyoruz. Çaresizlik yılgınlığıyla yığılıp kalmayın lütfen. Çünkü "çare, sizsiniz."
10.50 ₺ -
Dünyadaki Cennet Mutlu Yuvamız
Herkesin ailesi, onun küçük bir dünyasıdır. Bu dünya, cennetten bir köşe haline getirilebileceği gibi, Allah korusun, manevi bir zindana da dönüştürülebilir. Bir ömür boyu zindan hayatı yaşamamak; bundan da önemlisi, ahiret hayatımızı da cehenneme çevirmemek için aile saadetimize yönelik olarak elimizden geleni yapmak durumundayız. Bu amaçla, aile mutluluğu için taraflara düşen görevlerin neler olduğu, aile bireylerinin bu konulardaki rol ve katkıları iyice bilinmeli ve uygulanmalıdır. İşte bu eser, ideal bir ailenin kurulması ve geliştirilmesinin yol haritasını sunuyor. Huzurlu bir toplumun temel yapı taşı olan "mutlu aile"nin oluşturulmasında önemli katkıları olacaktır.
6.38 ₺ -
Eyvah! Çocuğum Bilgisayar Kullanıyor
Bilgisayar ve internet çocuklarımız için iki yüzü keskin bıçak gibidir. Faydalı ve amacına uygun bir biçimde kullanılmadığı takdirde ciddi zararlar doğurabilecek bir teknolojidir. Ailelerin çoğu, internetin ne olduğunu, nasıl kullanılması gerektiğini öğrenme ihtiyacı hissetmeden çocuğunu sanal âlemde tek başına bırakmaktadır. Ebeveynlerin en temel sorumluluğu, bilgisayarın ve internetin yararlarını ve zararlarını öğrenerek çocuklarının onu faydalı bir biçimde kullanmasını sağlamaktır. İşte bu kitap, ebeveynlere bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmekte yardımcı olmak için hazırlanmıştır.
6.75 ₺ -
Eğitimde ve Hayatta Çocuğumu Nasıl Yönlendirebilirim?
Bu çalışma, "Hayallerimizle gerçeği nasıl buluşturabiliriz?" sorusunun cevabı olan bir çalışmadır. Çocuğu etkileyip yönlendirmek; kendisini yönlendirebilen, özgüven sahibi çocuklar yetiştirmek için; yani pırıl pırıl bir nesil yetiştirmek için; çok sayıda uygulanmış ve uygulanabilir, sonuç alıcı yolları, kısa tahlil ve örneklerle ve metodolojik bir şekilde sunmaktadır. Göreceksiniz ki; çocuklarını iyi yetiştirmek için aileler çaresiz değil. Şikayetçi olduğunuz bu dünyaya bakarken; geleceğin dünyasını kuracak çocukları sizin yetiştirmekte olduğunuzu unutmayın. Alanında bir ilk olan bu eserin farkını, okuyunca göreceksiniz.
8.25 ₺ -
Çocukta Öz Güven Gelişimi ve Karakter Eğitimi
Anne baba olmak ve çocuk yetiştirmek bir sanattır. En değerli varlığımız olan çocuklarımız için, çocuk yetiştirme sanatını öğrenmek zorundayız. Bu sanatın icrası için ilhama ve beceriye ihtiyaç vardır. İlham, çocuğunuza duyduğunuz sevgi; beceri de çocuk yetiştirme konusundaki bilgilerinizdir. Hayatı başarılarla dolu çocuklar yetiştirmek istiyorsanız öncelikle başarılı ebeveyn olmayı deneyin. Bu eser sizlere anne ve babanın taşıması gereken nitelikleri sunmaktadır.
6.75 ₺ -
Okul Öncesinde Duygu ve Davranış Sorunları
Okul öncesi dönem insan yaşamının en önemli dönemidir. Yaşama ilişkin ilk bilgileri bu dönemde alırız. Korkuyla, coşkuyla, cezayla ve ödülle ilk bu dönemde tanışırız. İlk kelimelerimizi bu dönemde söyler, bize söylenilenleri ilk bu dönemde anlamaya başlarız. İnsan olma yolunda ilk ve en büyük adımların atıldığı dönemdir okul öncesi dönem. Bu dönemde aldığımız eğitim, yaşadığımız çevre, sosyal ve kültürel koşullar gelecekte nasıl bir insan olacağımızı büyük oranda belirleyecektir. Bizim çevreye tepkimiz ve çevrenin bize olan tepkisiyle oluşan etkileşim geleceğin yetişkinini yavaş yavaş şekillendirecektir. Kısacası gelecekte nasıl bir insan olacağımızın cevabı okul öncesi dönemde nasıl bir ortamda yetiştirildiğimiz ile yakından ilgilidir. Okul öncesi dönem anne karnından başlayarak 6 yaşına kadar süren dönemi kapsar. Her bir yaşın kendine özgü sosyal, duygusal, bilişsel ve davranışsal özellikleri vardır. Bu özellikleri bilmek, çocuğu doğru bir şekilde anlamak ve ona doğru bir tepkide bulunmak açısından oldukça önemlidir. Bu kitap, sözü edilen dönemde görülebilecek bazı davranış, duygu ve alışkanlık bozukluklarını ele almakta ve çözüm önerileri sunmaktadır.
6.00 ₺ -
Ergenlik Dönemi
Gençlik, delilikten bir şubedir. Çılgınlık ve delilik, delilik ve dahilik arasındaki ince çizgi önemlidir. Devletlerin, toplumların, ailelerin kırmızı çizgileri olduğu gibi bireyin de kırmızı çizgileri vardır. İşte, ergenlik tam da bu kırmızı çizgilerin belirlendiği ve oluştuğu dönemdir. Tabii kırmızı çizgilerle beraber beyaz ve siyah çizgiler de kesinlik kazanmaya başlar. Ergenlik bu sebeple, sandığımızdan daha önemlidir. Ergenin bizim sandığımızdan daha çok ilgiye, özene, yol göstericiye ve sevgiye ihtiyacı vardır. Gerek ergen olarak kendimizi gerek ergenin çevresindekiler olarak ergeni tanırsak, bu dönemi çok sıkıntılı bir dönem olarak yaşamak zorunda kalmayabiliriz. Seneler süren bir dönem için, bilgilenmemiz tabii ki gerekiyor. Bilgiyi sevmek, doğru bilgiyi aramak, doğru bilgi ışığında doğru eylemler sergilemek, hayatı bu eylemlerle örgülemek, hayatı doğru yaşamak demektir.
2.93 ₺ -
Anne Babanın Çocuğa Yaklaşımı
Ebeveynlik, sizce günün kaç saatini alır? Bence 24 saatini. Uzun yıllar sürdürülen bu meslek, hatta meslekten öte sanatkarlık için ne kadar ders alıyor insanlar? Araba kullanmak için ehliyet alıyorsunuz; yetmiyor. Usta bir şoförden, fazladan eğitim gördüğünüz oluyor. Bir anne babanın, hayatı boyunca çocuk yetiştirmekten daha önemli bir işi var mıdır? Anneler aşermeden itibaren çocuklarına ayırdıkları zamanı ve çektikleri zahmeti bir düşünsünler. Çocuğunun terbiyesini hedefleyen bir anne, planlı hareket ettiği taktirde daha sıkıntılı bir durumla karşılaşmayacaktır. Eski devirlere göre, çocukların terbiyesi ve gençlerin doğru çizgide muhafaza edilmesi kolay değil. Tehlikeler çeşitli kollardan akın akın geliyor. İyilik ve kötülükler tanınmaz hale geldi. Doğru ve eğri sarmaş dolaş. Bir taraftan da insanların dikkatleri gereksiz ayrıntılara yöneltiliyor. Ama dünyada çaresizlik ve çözümsüzlük yok. Zorluğun bulunduğu yerde kolaylık da vardır. Çocuklar da, ebeveynler de hata edebilirler. Ebeveynler doğruları bulma ve uygulama konusunda çocuklarından önce davranmalıdırlar. Nasıl çocuk bu? Sorusundan çok, nasıl ebeveynim? Sorusu yöneltilse sonuç daha iyi alınacaktır. Değerli ana babalar, kendimizi ve çocuklarımızı yetiştirmekte esnek ve istekli olmaya ne dersiniz? Yoksa üzümünüzü sıkarken isteksiz olursanız pekmezinize zehir katarsınız.
8.25 ₺ -
Evlilikte Kader ve Kısmet
Türk milleti kaderci bir millet olarak bilinir. Başa gelen bir olay sonucu "ne yapalım kader böyleymiş", bir araba kazasında "ecel onu burada yakaladı" veya bir evlilik söz konusu olduğunda "nasip buymuş" ya da "kısmet böyleymiş" gibi sözleri bazen kendimiz söylemişiz, çoğu zaman da etrafımızdakilerden işitmişizdir. Kader konusunda asırlar süren tartışmalar yapılmış ve değişik görüşler ortaya atılmıştır. Ancak Türk halkı arasında da yaygın olduğu şekliyle, kaderin insanı sürüklemesi şeklinde ifade edebileceğimiz fiili kadercilik tezahürlerinden biri olan evlilikte kısmet anlayışının, müstakil olarak tartışılmış ve ele alınmış olmaması bu kitabı ortaya çıkardı. Kitabımızın asıl hazırlanış amacı, evlilikte kısmet inancı hakkında Müslüman Türk Milleti arasında yaygın olan inanç ve düşüncelerin ortaya konulması ve bu inanç ve düşüncelerin hayattaki yansımalarını göstermektir.
6.75 ₺ -
Mutlu Bir Yuva İçin Kadın ve Aile İlmihali
Aile hayatında mutluluğu ve huzuru nasıl yakalayabiliriz? Neler yaparsak mutlu ve huzurlu oluruz? Başkalarında görüp de imrendiğimiz bir aile hayatını nasıl elde edebiliriz? Öncelikle her şeyin başında ilim gelir. İlim saadetin anahtarı, huzurun kaynağıdır. En kalıcı bilgi de dini bilgidir. Bu kitapta yer alan bilgiler, cevaplar, çözüm önerileri birinci derecede ise Kur"an" dan ve sünnetten alındı; ikinci derecede ise İslam alimlerinin yorum ve açıklamalarından derlendi. Kitabın ilk bölümlerinde yer alan konular, doğrudan aileyi ilgilendiriyor. Karı koca arasında yaşanan geçimsizlik ve anlaşmazlıklar, dertler, sıkıntılar, çocuk eğitiminde karşılaşılan zorluklar, akrabalar arasında yaşanan problemler, sosyal hayatta karşılaşılan çeşitli açmazlar ve çıkmazlar ele alındı. Bu arada sık karşılaşılan haram ve helalle ilgili meseleler, başta abdest , namaz, oruç, zekat ve hac gibi konularda sık sorulan sorular, toplum hayatında görülen nazar, büyü gibi gündemi işgal eden konular üzerinde de duruldu.
27.75 ₺