-
Berceste Beyitler 2
Dönülmez akşamın ufkuna henüz varmadığımız, vaktin çok geç olmadığı demlerde güzeran ederken, geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi, demeden, yeniden hayatı mânâlandırmamız gerekiyor. Anlayamadığımız şeyleri yok farz etme kolaylığından kaçarak, biraz gayretle, acaba anlayabilir miyiz, sorumluluğuna doğru yol alma işini üstlenmeye çalıştık. Lisanın sadece insanlar arasında bir anlaşma aracı olmadığını aynı zamanda nesiller arasında bir köprü vazifesi gördüğünü idrak ederek nesilleri birbirine rabtetmeye gayret ettik. Ecdadımızın manevî mirasının gözler önüne serilmesine küçük de olsa bir katkısı olursa, bu eser gayesine ulaşmış sayılacaktır. Bu eserin fikri, hissiyatı, kabiliyeti büyük yara almış günümüz insanına yeni ufuklar açması temel gayelerimiz arasındadır. Berceste Beyitler hazırlanırken şiirlerin Arap harfli Türk alfabesiyle yazımı, vezni, Lâtin harfleriyle yazımı, şairi ve günümüz Türkçesine aktarılmış hâlleri bir arada verildi. Bununla, kitabı eline alan okurun bir beyitle ilgili izah edilmesi gereken hemen her şeyi bir arada görmesi ve klâsik şiir deryasından bir nebze de olsa tatması amaçlandı. Türkçe şiirlerin yanı sıra zaman zaman Farsça şiir parçalarına da yer verildi. İnsanoğlunun müşterek yitiği olan hikmetin peşine düşülmeye çalışıldı.
195.00 ₺ -
Berceste Beyitler 1
Maşukuna “Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultânım” diyen ve bir sevgiliye nasıl hitap edilmesi hususunda âdeta ders veren Fuzûlî dedemizin, sevdiği insana bakarken yüreği titreyen ama bunu dile getirmekte zorlanan torunları hâline geldik. Pek çoğumuz fakülteler bitiriyor, diplomalara sahip oluyor, kariyer basamaklarında hızla ilerliyoruz; fakat iki kelâmı bir araya getirip de yüzüne bakmaya kıyamadığımız insana gönül alıcı bir kelâm edemiyoruz. Fuzûlî’den haberi olmayan, Şeyh Gâlib’i tanımayan ve dahi Nâbî tezgâhından geçmeyen neslimiz maalesef estetiğin hikmetle nasıl birleşip muhteşem bir kale hâline geldiğini bilmiyor. Bu eser, o muhteşem kaleye giden yolda bizlere birer işaret levhası olacak küçük; ama çok mühim hükümlerle dolu. “Göçtü kervan kaldık dağlar başında” diyen Yûnus’layın ömrümüzü boşa geçirmeden ve dost kervanını kaçırmadan sâhil-i selâmete ulaşmayı Mevlâ cümleye nasib eyleye. Berceste Beyitler hazırlanırken şiirlerin Arap harfli Türk alfabesiyle yazımı, vezni, Lâtin harfleriyle yazımı, şairi ve günümüz Türkçesine aktarılmış hâlleri bir arada verildi. Bununla, kitabı eline alan okurun bir beyitle ilgili izah edilmesi gereken hemen her şeyi bir arada görmesi ve klâsik şiir deryasından bir nebze de olsa tatması amaçlandı. Türkçe şiirlerin yanı sıra zaman zaman Farsça şiir parçalarına da yer verildi. İnsanoğlunun müşterek yitiği olan hikmetin peşine düşülmeye çalışıldı.
195.00 ₺ -
Türk Tarihinden Yapraklar
Türk Tarihinden Yapraklar, Yılmaz Öztuna'nın 1968'te İstanbul Radyosu'nda yaptığı konuşmalardan oluştu. Her konu, bir konuşmadır. 1969'da Millî Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser serisinin 11. kitabı olarak basılıp 20.000 tiraj bir haftada satıldı. 1992'de Millî Eğitim Bakanlığı'nca Türk Klasikleri serisine alındı ve bu serinin 17. kitabı olarak basıldı. Şimdiye kadar 5 baskıda 58.000 tiraj yapan Türk Tarihinden Yapraklar artık klasiklerimiz arasına girmiş bulunuyor. Osmanlı ağırlıklı olmak üzere 2.200 yıllık tarihimiz içinde tam bir gezintidir.
165.00 ₺ -
Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler
Evliya Çelebi başka milletlerin de dikkatini çekmiş, üzerinde birçok incelemeler yapılmış, yazılar ve tenkidler yazılmıştır. Bunların listesi Prof. Cavid Baysun'un İslâm Ansiklopedisi'ndeki makalesinde gösterilmiştir. Bu yazılar umumiyetle müsbettir. Fakat yukarda da işaret ettiğim gibi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi hakkındaki son ve kesin hükmün verilmesi için önce, eserinin karşılaştırmalı ve doğru bir basımının yapılması lâzımdır. Evliya Çelebi'nin kendilerini ilgilendiren parçalarını Almanlar, Bulgarlar, Ermeniler, Farslar, Fransızlar, İngilizler, Macarlar, Romenler, Ruslar, Sırplar, Yunanlılar kendi dillerine çevirmişlerdir. Evliya Çelebi'den parçalar seçerken her şeyden önce Türk kültürü bakımından ehemmiyetli ve Türk gençleri için faydalı olduğuna kanaat getirdiğim parçaları aldım ve bu sevimli seyyah hakkında tam bir fikir vermiş olmak için onun mübalâğalı ve bazan da muhayyel olan bölümlerini ihmal etmedim. Genç okuyuculara kolaylık olması için onların güçlüğe uğrayabileceği birçok noktalarda küçük dip notlarıyla açıklamalar yaptım. 25 Kasım 1970 ATSIZ
270.00 ₺ -
Yalnızız
Peyami’nin kendisine has bir roman tekniği kullanarak cemiyet hakkındaki orijinal tasavvurlarını bir ütopya yazarı vasıtasıyla aksettirdiği romanıdır. Geride kalan yarım asırda kendisine en çok atıf yapılan edebî ütopya haline gelen “Simeranya” bu eserde ortaya konmuştur. Bir evin içerisinde yaşayan fakat yaşayışları arasında alaka kurulamayan fertler üzerinden toplumun bölünmüşlüğünün resmi… Ruhunu arayan bir duyarlılığın hikâyesi...
157.50 ₺ -
Tarih Üzerine Düşünceler
“Asya, kıtaların en büyüğü, Çin, Hind, Önasya gibi büyük uygarlıkların geliştiği, tarıma elverişli topraklar yörelere serpilmiş. Hepsini Orta Asya denilen büyük kitle ayırmış. Ne var ki, göçebe kavimlerin merkezkaç gücü Çin Seddi’nden İran kapılarına dek ilk bölge-dışı imparatorlukları sağladı. Bozkır imparatorlukları, bilmeden, ama kalıcı olarak, bu özgün kültürler arasında kalıcı bir temas sağladı. Asya’nın neredeyse tamamını birleştiren Moğollar, kıtalar arası büyük yollar açmıştı. Fırtına, bahçeleri birbirinden ayıran duvarları yıktı, çiçek tohumları bahçelerden bahçelere taşındı. Atlıların geçtiği yerler, kültürleri buluşturan yollar oldu. Çin resmi ile İran resmi tanıştı. Ancak, Moğol fetihleri, nüfus açısından kalıcı olamadı. Silindiler. Fetihlerle göçenlerin farkı burada… Örneğin Selçuklu fetihleri İran’ı, Suriye’yi Türkleştirmedi, buna karşılık Anadolu Türkleşti…”
75.00 ₺ -
Tarih Sohbetleri 2
”Biz bir cihan imparatorluğunun varisleriyiz. Geleceğimize dair görüşler ileri sürer, programlar yaparken geçmişteki bu muazzam siyasî ve medenî tecrübelerimizden sonuna kadar istifade etmek bizim en tabiî hakkımızdır. Millet ve devlet olarak misyonumuzu belirlemekte en sağlam ölçüyü de böyle bir tarih şuuru ile getirebiliriz. Bu itibarla aydınlarımızın ve gençlerimizin kendi tarihleri hakkında muhtelif cihetlerden bilgi edinebilecekleri eserlere ihtiyaç duydukları muhakkaktır.”
180.00 ₺ -
Tarih Sohbetleri 1
”Biz bir cihan imparatorluğunun varisleriyiz. Geleceğimize dair görüşler ileri sürer, programlar yaparken geçmişteki bu muazzam siyasî ve medenî tecrübelerimizden sonuna kadar istifade etmek bizim en tabiî hakkımızdır. Millet ve devlet olarak misyonumuzu belirlemekte en sağlam ölçüyü de böyle bir tarih şuuru ile getirebiliriz. Bu itibarla aydınlarımızın ve gençlerimizin kendi tarihleri hakkında muhtelif cihetlerden bilgi edinebilecekleri eserlere ihtiyaç duydukları muhakkaktır.”
243.75 ₺ -
Şehit Enver Paşa
Osmanlı’nın çöküşü de kuruluşu gibi bir destandır. Çöküşün kahramanları olan neslin bayraktarı Enver Paşa’dır. Onların varlığıyla İmparatorluğun çöküşünü birlikte düşünmek şaşırtıcıdır ve haksızlık gibi görünür. Onların yürekleri dağ gibiydi; hayalleri de öyle... Asla küçük düşünmüyorlardı. Yüce Devlet’i, ülkesi ve milletiyle kurtarmak için kendilerini ateşlere atarken, her biri İmparatorluğun bir uzak köşesinde, bütün Müslüman dünyayı kurtarmayı düşlüyor ve bunun heyecanı ile sarsılıyorlardı. Büyük düşünmek, büyük rüyalar görmek büyük zamanların görüntüleridir. Oysa bunlar çöküyorlardı ve çökerken bile yüreklerindeki ve kafalarındaki büyüklükleri terk etmiyorlardı. Sonra, Anadolu’ya çekildik. Artık onları anlamak zorlaştı. İnsanlarımızda yürekler daraldı, ufuklar kapandı; araya anlamsız siyasî endişeler girdi. Erzurum’u, Sarıkamış’ı “Turan” zannedip Enver Paşa’yı, “askerlerimizi Turan yolunda kırdırmakla” suçladık. Oysa, dedelerimiz Irak’ta, Filistin’de, Kafkaslar’da, Çanakkale’de vatan topraklarını savunuyorlardı. İngiliz ordularının buralarda ne aradıklarını sormak yerine, onların yüce makamlarını tartışmaya açtık... Enver Paşa o mübarek neslin başbuğu idi. M. Kemal Atatürk diyor ki: “Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım.” İsmet İnönü diyor ki: “Enver Paşa ihtilalden önce ahlak, cesaret ve kahramanlık misali olarak tanınmıştır. Enver’e en çetin kıta hizmetleri tam ve itimatla emniyet edilmiştir. Enver Paşa şahsî meziyetleriyle iyi bir asker, iyi bir subay olarak, cemiyetin kusur olarak bildiği unsurlardan, insanın tasavvur edemeyeceği kadar nasibi olmayan bir tiptir.” Zeki Velidî Togan diyor ki: “Enver Paşa son Türk tarihinin en büyük şahsiyetlerinden biridir. Bu zât, Türk ve dünya siyasi hayatındaki konumunu şüphesiz ki tesadüfen yahut birisinin korumasında elde etmedi.” Ziya Nur diyor ki: “Enver’in Ravza-i Mutahhara’ya girişini canlandıran cümleler; tüyler ürpertici bir inanç ve edep yüksekliğinin muhteşem tablosudur.” Bu kitapta, Osmanlı son dönemlerimizin büyük kahramanının hayatını ve temiz kişiliğini yakından tanıyacaksınız.
457.50 ₺ -
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'de Türklük Tasavvuru
II. Meşrutiyet dönemi, hürriyet heyecanı ile muhtelif fikir cereyanlarının zenginleştirdiği en velûd devirlerimizden birisidir. Bugün üzerinde hâlen tartışmakta olduğumuz birçok problemin fitili biraz da o dönemde ateşlenmiştir; desek yanlış olmaz. Bunlardan birisi de Türklük meselesidir. Bu kitap, bugüne kadar Türklük meselesi ile hiç ilişkilendirilmemiş bir II. Meşrutiyet aydını olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin konu ile ilgili fikir ve yazılarını analitik metotla işleyerek yüz yıl sonra okuyucuyla buluşturuyor.
75.00 ₺ -
Sahih-i Buhari ve Tercemesi Mehmed Sofuoğlu 17 Cilt
İslamî ilimlerin Kur’an-ı Kerîm’den sonra en büyük dayanağını Peygamberin yol gösterici söz ve davranışları demek olan hadîsler oluşturur. Hadîs ilmi Peygamberimizin ölümünden sonra bir disipline kavuşmuş, pek çok hadîs derlemeleri vücud bulmuştur. Bunlardan bir kısmı mahalli hüviyetlerini aşamamışsa da bir kısmı bütün İslam Dünyası’nın ve ilahiyat araştırmacılarının başvuru kaynağı haline gelmiştir. Bu kitaplardan gerek hazırlanışındaki titizlik, gerekse konulara vukûfiyeti dolayısıyla asırlarca yaşayanı ve en muteberi Buhârî’ye ait olandır. Ötüken Yayınevi, bu beşeri ve uhrevi değerler manzumesinin dilimize kazandırılmasına destek olmayı kendisi için borç bilmiştir. Mehmed Sofuoğlu, hadîs biliminde kat ettiği mesafe tartışma konusu yapılamayacak bir bilim adamıdır. Onun yayınevimizce yayınlanan bu tercümesi ise hadîs araştırmaları için temel başvuru kaynağıdır. Eser son cildi indeks olmak üzere on yedi ciltten oluşur. Bunlardan ilk on altısı numaralıdır. Titiz bir çalışmanın ürünüdür. Konu içerisinde geçen âyetler, hadîsler ve şerhler farklı yazı karakterleri ile kolay anlaşılır bir şekilde dizilmiştir. Birinci ciltte Hadîs Bilimi hakkında geniş malumat verilir. Mütercim, eserin tam tercümesini gerekli kılan hususları açıkladıktan sonra İmam Buhârî hazretlerinin hayatını anlatır. Onun şahsiyetini ve diğer eserlerini tanıtır. Eserinin kaynakları hakkında kendisinden önce yapılmış ve ona ilham vermiş olan çalışmalara değinir. Buhârî, eserini doksan dokuz ana başlık altında tasnif etmiştir. Tercümede bu tasnife riayet edilir. Bölümler Vahy ile başlayıp İman Kitabı ile devam eder ve nihayet on altıncı ciltte Tevhid Kitabı ile sona erer. Eserin orijinalinde bulunan hiçbir husus ihmal edilmez, bütün hadîslerin sıralı râvîleri ve sıhhat dereceleri belirtilir. Dinini ana kaynaklarından okumak ve öğrenmek isteyenlerin, dinî araştırmalar yapanların kütüphanelerinde mutlaka bulunması gereken bir eser…
3060.00 ₺ -
Osmanlı Devleti Tarihi 2 Medeniyet Tarihi
Siyasi Tarihi takip eden bu kitapta Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun medeniyet, kültür, san’at, teşrifat ve teşkilât tarihi anlatılır, bir Cihan Devleti’nin nasıl ve hangi kültürle işlediği açıklanır. Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi çağının haricî olaylarıyla paralel bir şekilde ilerler. Dahilî gelişmeler Avrupa ve Dünya Tarihindeki gelişmelerle mukayeseye imkân verecek bir tarzda verilir. Etraflı ve modern bir kritik bibliyografyayı içeren bu cildi okuyanlar bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan kurum, kuruluş, uygulama, örf ve alışkanlıkların Osmanlı dönemindeki köklerini keşfedeceklerdir. Osmanlı döneminde kullanılan kavramlara açıklık getiren ve zevkli üslubuyla okuyucuyu sürükleyen bir eserdir. Ceddimizin nasıl bir ortamda yaşadığını anlamak ve hissetmek için eşsiz bir kaynak…
217.50 ₺ -
Osmanlı Devleti Tarihi 1 Siyasi Tarih
Münferit olarak da değerlendirilebilecek Osmanlı tarihinin siyasi kısmını oluşturan ilk cildidir. Bu tarihi yapan kişiler, karakteristik ve tipik taraflarıyla canlı bir şekilde tasvir edilir, ne yapıp ne yapmadıkları, ne olup ne olmadıkları açıkça vurgulanır. Yazarın ele aldığı konu hakkındaki büyük malumatı dolayısıyla bir cilde sığabilecek özlü bir anlatıma sahiptir. Kitaptaki her cümle, bir bilgi yüklenerek kaleme alınır, her gelişme ve olay, geçmişe ve geleceğe, bugüne, hattâ yarına atıflar yaparak anlatılır. Tarih ilmi ile ilgisi bulunmayan klişeleşmiş ideolojik telkinlerden şiddetle kaçınılır. ”Türk tarihinin en az yüzde ellisini Osmanlı siyasî ve medenî tarihi oluşturur. Osmanlı, Türk’ün 2700 yıldan bu yana yaptıklarının zirvesini ve estetik mükemmelliğini sergiler. Türkiye tarihinin en uzun ve en geniş dönemidir” anlayışıyla ve uydurma ve çirkin kelimelere yer vermeyen zengin bir dille yazılmıştır.
450.00 ₺ -
Osmanlı Belgelerinde İhtidâ Kavramı ve Mühtedîler
Son yıllarda gündemden hiç düşmeyen dönmelik ve dönmeler konusunu tarihî gerçekler ve belgeler ışığında aydınlatan bir kitap. Osmanlı Devleti, farklı milliyet ve dinlerin çeşitli örf ve âdetlerine sahip mensuplarına yaklaşık altı yüz yıl boyunca bir arada yaşayabilecekleri bir ortam sağlamıştır. Bu ortamda hâkim unsur Müslümanlardan oluştuğu için, zaman zaman diğer din mensuplarından din değiştirerek Müslümanlığı tercih edenler olmuştur. Bu olay “İhtidâ” olarak adlandırılır ve dininden dönenlere de “Mühtedî” (Dönme) denir. Eserde ihtida kavramı tarihî ve toplumsal boyutlarıyla anlatılır. Son bölümde Osmanlı toplumunda önemli işler yapmış, Osmanlı beyleri, pâdişahları ve sultanları üzerinde etkili olmuş devlet adamları ile Osmanlı sarayında kadın efendi veya vâlide sultan olarak önemli rolleri görülen mühtedîlerden örnekler verilir. Bunlara, gerek icraatı gerekse eserleri ile Osmanlı tarihinde iz bırakmış bazı mühtedî ilim adamları da eklenir.
105.00 ₺ -
Mimar Sinan Bir Osmanlı Mucizesi
Türk kültür ve sanat tarihinin en büyük simgesi olan Mimar Sinan, anıların bizzat kendi dilinden verilen Tezkiretü’l-Bünyan adlı yazma kaynakta toplamıştır. Saî Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan bu yazma Sinan, çocukluk çağından mimarbaşı oluşuna ve ömrünün sonuna kadar başından geçen olayları hikâye etmektedir. Büyük ustanın özellikle tasarlayıp inşa ettiği Şehzade Camii, Kırkçeşme Su Tesisi, Süleymaniye Camii, Mihrimah Sultan bahçesinde su dolabı, Büyükçekmece Köprüsü ve Edirne’deki Selimiye Camii’nin yapılışları sırasında yaşanan zorluklar ve sıkıntılar anlatılmaktadır. Bu eserlerin yapılış hikâyelerinin etrafında gelişen olaylara ve çarpıcı diyaloglara da yer veren Sinan, en çok cihan padişahı Kanunî Sultan ile olan tartışmaları ilgi çekmektedir. Mimar Sinan’ı bize en çok yaklaştıran, onun bakışı ve dünya görüşü hakkında önemli ipuçları veren bu yazma, elimizde bulunan en değerli belge niteliğindedir.
300.00 ₺ -
Mevlâna'da Aşk Felsefesi
Mevlâna’ya göre bütün güzel sanatlar, estetik, psikoloji, hayat, ibadet vs. hepsi aşk adlı sihirli sözcükte odaklanmaktadır. Ona göre aşk Tanrı’nın bir sıfatıdır ve bütün varlıklarda tecelli eder. İnsan, Tanrı’ya vuslatı gerçekleştirince kâinata o gözle bakar, her türlü güzelliği görür ve kendi özündeki güzelliğe doğru yol alır. İnsan, mikro kozmik bir varlık olduğundan evrende tecelli eden bütün değerlerin hepsini kendinde toplar. Aşk sadece tasavvuf ehlinin yaşayacağı bir hal değil, her insanın tecrübe edebileceği bir gerçektir. İnsan, insan olma şuuruna ancak sevgi ve aşkla ulaşabilmektedir. Bu konuda Divân-ı Kebir’inde o: “aşkı olmayan kişinin insanlığını inkâr ederim” demektedir. Mevlâna aşkı, beşerî ve ilahî olmak üzere iki grupta mülahaza eder. Ona göre aşk bir süreçtir. İnsan, ilahî aşka girmeden önce, beşerî aşkla iyice yoğrulmalıdır. Beşerî aşkı şehvet zannedenler aşkı asla anlamamışlardır. Ona göre aşki her türlü sıkıntıların, üzüntülerin, endişelerin, streslerin, korkuların, bunalımların ve dertlerin devasıdır. Yani: “bütün hastalıklarımızın hekimidir” (Mesnevî, I, 24)
90.00 ₺ -
Mesneviden Seçmeler Cevahir-i Mesneviyye 2 Cilt
İki ciltten oluşan bir eserdir. Hikâyelerden farklı olarak tematik bir dağılıma sahiptir. Mesnevî’yi, kendine has sistematiğine aşina olmayanların arayıp bulması müşkül olan muhtelif konulara göre tasnif ederek derler ve işler. Yüz elliye yakın konu, tam yedi yüz otuz üç başlık altında incelenir. Ele alınan konular İslamî İlimlerin istinatgâhı ve araştırma sahası olan, insanı ve insanlığı canından kavrayan kavramlarla alakalıdır; Mevlâna’nın güncelliğinden bir şey kaybetmeyen isabetli görüşleriyle ve kolayca anlaşılır şekilde açıklanır. Farsça bilenlere yardımcı olmak ve aslından okuma zevkini tattırmak için beyitlerin orijinalleri de verilir. Mesnevî’de gömülü olan cevher ve hikmetlerin sırrına ermeye heves edenlerin mutlaka okumaları gerekmektedir.
112.50 ₺ -
İbiş'in Rüyası
Tarık Buğra'nın bu eseri, onun dil, üslûp ve teknik özelliklerini en iyi belirten romanlarından birisidir. Eser, konu bakımından da tiyatro ve sinemanın ilgisin çekmiş, Devlet Tiyatroları'nda sahneye başarıyla uygulanmış, TRT tarafından da -yazarın söyleyişi ile- "akıl almaz şekilde yozlaştırılarak" dizi film yapılmıştır. Biz, romanı okuyanların, bu TV filmi konusunda yazara hak vereceklerine inanıyoruz.
135.00 ₺ -
Elveda Gülsarı
Gülsarı, cins ve ünlü bir yorga atın adıdır. Yazar, korkunç bir duygudaşlık yeteneğiyle bir yandan Gülsarı’nın doğumundan ölümüne kadar geçen fırtınalı hayat macerasını, diğer yandan onun biricik yetiştiricisi Tanabay’ın çilesini anlatır. Tanabay can çekişen sevgili atının başında geçmişiyle hesaplaşır. Kendini devrime, mutlu yarınlara adamış, ama siyasi rejim onun ömrünü mutsuzluklar ve sıkıntılar içinde geçirmesine sebep olmuştur. İçerisinde yaşadığı toplum değişim adı altında bütün değerlerini kaybetmiştir. Aytmatov, kendine özgü anlatım tarzı ve etkileyiciliği ile hikâyenin geçtiği tabiatı betimliyor, Kırgız - Kazak Türklerinin töre ve folklorunu ebedileştiriyor.
71.25 ₺ -
Cengiz Han'a Küsen Bulut
Gün Olur Asra Bedel içerisinde yer alabilecek ancak Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra yayınlanabilen Stalinizmin ve totaliterliğin güçlü bir eleştirisi… “Devletin çıkarlarından daha önemli ne olabilirdi? Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı... Ne laf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner. Sönen, yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan bu insanlar devlet olmadan yaşayamazlar: Sobayı tutuşturan, yakan onlardır. Sobayı yanar tutmakla görevli olanlar da ona yakıt temin etmeliydiler. Her şey buna bağlı.”
52.50 ₺ -
Belki Bir Gün
Sultan III. Selim’in saltanat yılları... Nizam-ı Cedid’in kurulmaya çalışıldığı, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılarak yeni bir yapılanmaya gidişin başlatıldığı sancılı dönem... Devlet şuurunu ve Türkün siyasî tarihteki doğrultusunu olayların ve krizlerin değerlendirilmesinde esaslı bir ölçü kabul eden Bekir Büyükarkın, yeniden büyük devlet olma ümidini “Belki Bir Gün”de, bu kritik olayların ayrıntılarında arıyor... 200 yıl önceki atalarının devlet şuurundan ve gayretinden ilhamını almağa önem veren kahramanlarını sarayda, serhadlerde, İstanbul sokaklarında maceradan maceraya koşturarak, zevkle ve heyecanla okuyuculara bu hedefe erişmenin yollarını işaret etmeğe çalışıyor...
157.50 ₺ -
Bay Markus Burtonun Köpeği
Yazarın içerisinde yaşadığı İngiliz toplumu ve çevresinde yaşayan sıradan insanlar hakkında yazdığı hikâyelerden ilki… Hikâyelerin hepsi aynı dar çevrede ve birkaç aile çerçevesinde gelişir. Eşini kaybeden Markus Burton genç bir Yahudi tüccardan köpek alır, Benci adını verdiği köpek onun arkadaşı olur. Markus’un en yakın arkadaşı bay John Marple ile çok özel bir ilişkisi vardır. Hikâyenin sonunda bay Marple ile Dorothy hanım evlenir, artık hayatta olmayan Bay Markus’un bombardımanda yıkılan evinin bahçesine Benci’nin tunçtan heykeli dikilir.
75.00 ₺ -
Arif Nihat Asyadan Seçmeler
Bir sanatçının göz nuru dökerek, fikir sancılarıyla ve iç burkulmalarıyla, “kalp ağrıları” içinde, “kalemine ciğerinden kan çekerek”, belki hiçbir “nesle âşîna olamadan”… yazdığı her eser, değerlidir. Sanatçının her yazdığını, fırsat yaratarak, “zaman yok” bahanesine sığınmadan okumak gerekir. Ama, zamanımızda, her yazdığı zevkle okunan bir sanatçıyı bile “seçerek okumak” zarureti doğmuş bulunuyor. Bu seçmede, Ârif Nihat’taki tematik çeşitliliğin, hayatı kavrayışındaki çok yönlülüğün gözler önüne serilmesine önem verilmiştir. Sanat adamının, çoğu zaman, en çok öne çıkan özellikleriyle tanındığına ve sırf bu yüzden, asıl sanat gücünün yeterince ortaya çıkmadığına dair birçok örnek verilebilir. Bu düşünceyle, seçilen örneklerin, “bütün”ü ifade edebilecek nitelikte olmasına dikkat edilmeye çalışılmıştır. Şiiri olsun, nesri olsun, Ârif Nihat’ın eserleri, bir kültür ve bilgi birikimiyle kaleme alınmıştır. 1920’li yıllardan başlayıp 50 yıldan fazla süren bu sanat faaliyetinin arkasında, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nı, İstiklâl Savaşı’nı, Osmanlı Devleti’nin yıkılışını, Cumhuriyet’in kuruluşunu, siyasal ve ideolojik çekişmeleri… içinden geçerek yaşayan bir aydın vardır. Bu sebeple, bugünün gençlerinin kolay anlayamayacağı bazı yönlerin bulunması normaldir. Onun için, bugün “eskimiş” bulunan bazı kelimelerin metindeki karşılıkları her metnin altında verilmiş; bazı tarihî olaylar ve kişiler hakkında kısa açıklamalar yapılmıştır.
120.00 ₺ -
Fatih Harbiye
Yazar bu romanında Tanzimat` tan kopup gelen, Millî Mücadelede ve sonraki yıllarda alevlenen batılılaşma hareketlerinin Türk tipindeki ve cemiyetindeki etkilerini incelemektedir.
52.50 ₺ -
-
Cumbadan Rumbaya
Aslında `Cumbadan Rumbaya` Server Bedi` den daha ziyade, Peyami Safa` ya yakışan bir eserdir. Server Bedi` yi şüphesiz çok sevindrir ama, Peyami Safa` yı da hiç utandırmaz. Bu sebeple biz aziz Üstad` ın ruhaniyetinden af dileyerek, sağlığında `Server Bedi` imzasiyle yayınladığı bu eseri, `Peyami Safa` adıyla neşrediyoruz...
240.00 ₺ -
Canan
CANAN Canan romanında, tutkularının baskısıyla bir takım vaatler ve geçici hevesler peşinde koşan, bu uğurda bazı kutsal değerleri zedelemeyi göze alan insanın, sonuçta nasıl bir hüsrana ve pişmanlığa uğradığı anlatılır.
127.50 ₺ -
Cemile
CEMİLE - SULTAN MURAT Cemile yazara ilk büyük şöhreti kazandıran eseridir. “İşte şimdi burada, Villon’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben ikinci cihan savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.”
41.25 ₺