-
İncinsen de İncitme
Hacı Bektâş-ı Velî 13.yüzyılda Anadolu'da irşat faaliyeti yürütmüş büyük bir zattır. Bu kitap Hacı Bektâş-ı Velî'nin hayatına ve eserlerine dair kapsamlı bir yolculuğa çıkmak üzere bir bilgi hazinesi ve aynı zamanda bir yarışma kitabı olarak tasarlandı. Sizi Hacı Bektâş-ı Velî'nin derin felsefesini hayatını ve bilinen tek eseri Makâlât'ını daha yakından keşfetmeye davet ediyoruz. "İncinsen de incitme!" "İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." "Bir olalım iri olalım diri olalım." "Yetmiş iki milleti ayıplamamak hakikatin ikinci kapısıdır." sözleriyle tanınan Hacı Bektâş-ı Velî'nin insanları ötekileştirmeyen büyük bir Allah dostu olduğu bilinmektedir. Nitekim kucağında aslan ve ceylan figürüyle zihinlere kazınan portresi onun zıtları kendinde eriten kuşatıcı bir kişiliğe sahip olduğunun en açık göstergesidir.
70.00 ₺ -
Rabıta Şahver Çelikoğlu
"Nâmütenâhî hamd Allâh'u Azîmüş'Şân Hazretlerine, salât ve selâm Habîb-i Edîbi, yüce Resûlü Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v)'e, âl, ashâb ve kıyâmete kadar gelecek olan tâbîlerine olsun. İnsanı yaratan, ona beyânı öğreten ve onu eksiksiz bir nüsha, yeryüzünün ihtivâ ettiği şeyleri ona musahhar ve onu kendisine delil kılan, en yakın mânevî nîmetlenme yollarından, kendisine doğru varan seyr ü sülûk yolu açan Allâh'a hamd olsun. Öyle bir hamd ki, onunla bilginin çoğalması, mânâ âlemine âid ilimlerin devamı dilenir. Allah'dan başka ilâh olmadığına, O'nun birliğine ve O'nun ortağının bulunmadığına şâhitlik ederim. Hz. Muhammed (s.a.v)'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna da şâhitlik ederim. Allah Teâlâ'dan O'na her zaman salât olsun. Çünkü O (s.a.v), Yüce Rabbin Habîb-i Edîbi ve Resûlüdür. Bütün isimleriyle kutsal olan Yüce Kudret, tüm kalbleri bir kap şeklinde yaratmıştır. En hayırlısı iyilik ve hidâyete en açık olanıdır. En kötüsü de fenalık ve fesada yakın olanıdır. Yüce Mevlâ, nefsin isteklerine karşı çıkıp mücâdelede başarılı olan kimselere cennet vaat etmiştir. Nefse tâbî olanları ise, cehennem ateşiyle cezâlandırmıştır. Âhiret hayâtına nisbetle bir saatlik zaman kadar kısa olan dünya hayâtının istek ve arzularına karşı çıkıp reddetmeyi vâcib kılmıştır. Hakk'a kul olmanın gerçekleşmesi mânevî yolculuk (seyr ü sülûk) ile mümkündür. Mânevî olgunluğa ermek için bâzı prensiplere riâyet etmek şarttır. Hiçbir şey kendiliğinden meydana gelmez. Okumadan âlim, gezmeden seyyah olunmadığı gibi, mücâdelesiz ve murakabesiz de sûfî olunmaz, tasavvuf yoluna girilmez. Tasavvuf ve tarikat mürşîdlerini mürşîd olarak tanımayan nasibsizdir. Onları mürşîd olarak tanımak, irşâd ve işâretlerine göre özümüzü, sözümüzü ve davranışlarımızı düzenlemek, şer-i şerîfe uygun ve güzel bir husustur ve güzel bir yaşam biçimi olur. Evet, tasavvuf, ahlâkî ve rûhî bir tasfiye yolu, tarikatler ise tasfiye ocağıdır. Bu tezkiye işi, bedenî varlığımızdan hareket ederek, Allâh'a varan mânevî bir yolculuğun sonunda kazanılan bir keyfiyettir. Bu yolculuk, sonu olan fânî varlığın, belirli mücâhede ve riyâzatlar neticesinde, henüz yaşarken sonsuzluğa tırmanışı, eğreti kalıptan kurtularak fenâdan bekâya geçişi ve kulun mânevî makamlara yükselişidir. Bu hâliyle dînin özünü, iç ve dış dünyamızda yaşanır hâle getirmek demek olan tasavvuf, bir taraftan sistemli ve disiplinli birer teşkîlat olan tarîkatler vâsıtasıyla içtimâî hayâta nizam ve intizam verici esas unsurlardan birisi olmuştur. Değerli okuyucu, elimizdeki bu kitab, hanımefendi kardeşlerimizin muhtelif suallerine cevaplardan meydana gelmiştir. Sualler muhtelif olmakla berâber daha ziyâde râbıta ile ilgili olduğundan, kitaba "Râbıta" adını vermeyi uygun gördüm. Cevaplar, şahsî mülâhazalarımızdan ziyâde, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin rûhânî hayâtı olan tasavvuf ilmine vâkıf velîlerimiz, Nakşbend Tarîkati mensupları meşâyihimizin eserlerinden mülhemdir. Bilindiği üzere râbıta-ı şerîfe, nefsi zincirler, şeytanı kaçırır. Feyyaz-ı Mutlak olan Cenâb-ı Hak'dan gerçek feyze kavuşmaya bir vâsıta olur. Allah Teâlâ'ya vuslata götürür. Bâzı muhakkıklar, "Râbıta, Allâh'a ermeye müstakil bir yoldur, tek başına erdiricidir" demişlerdir. Ve râbıta her tarîkatte şarttır. Bu şartı kabul etmeyenler, ya râbıtanın ne olduğunu bilmeyenler, ya da tarîkatlerin mânâ ve mefhûmunu anlamayanlardır. Dikkat etmek gerekiyor. Mârifetiyle âriflerin kalblerini aydınlatan, büyük lütfu ile sâliklerin hallerini âlemlerden daha üstün tutan Allâh'a hamd, Habîb-i Edîbi'ne (s.a.v) salât ü selâm olsun. Allah Teâlâ'dan niyazımız, bu risâleyi okuruna ve bilhassa sual sâhiplerine faydalı kılması. Okuyucudan istirhamımız ise, görecekleri hatâ ve kusurları samîmiyetimize bağışlamaları ve duâlarında bizi de anmalarıdır. "Allâh'ım, bize dünyâda iyilik ver. Âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem ateşinden koru. (Âmin)." Çalışma bizden, tevfîk ve hidâyet, kullarını yolların en doğrusuna ileten Cenâb-ı Hak'dandır. Şahver Çelikoğlu 08.02.2016/ESKİŞEHİR"
168.00 ₺ -
Feyzül Furkan Kuran Meali Büyük Mushaf ve Meal
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
1162.00 ₺ -
Dua Cep Boy Evradı Şerife
Dua kitabı, Kur'an-ı Kerim'in bazı sure ve ayetleri ile Peygamber Efendimiz'in (sas) yaptığı dualardan oluşmuştur. Peygamber Efendimiz'in mübarek dilinden dökülen dua metinleri alınırken kaynak olarak Kütüb-i Sitte'den birinde geçmesi esas alınmıştır. Her gün okunacak bölümü müteakip cuma günü başlamak üzere günlere göre okunacak bir seçki yapılmıştır.
238.00 ₺ -
Sohbetlerle Hac ve Umre Cep Boy
Hac ve umre; bir mübarek sefer, gönüllerin hasretiyle yandığı kutlu yolculuk… Hac ve umre; en hikmetli, ihtişamlı ve görkemli ibadetlerden biri… Mahşer provasında, dünyanın her yerinden insanların aynı anda hareket ettiği kulluğun temsiliyeti.. Hacca ve umreye gideceklerin hazırlık safhasında mutlaka okuması gereken bu eser, hac ve umreyle ilgili her biri emsalsiz sohbetlerden, makalelerden oluşuyor. Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Hocaefendi'nin hac ve umrenin bütün rükûnleri usul ve âdâbı hakkındaki konuşmalarını; hatıralarıyla hac esnasındaki sohbetlerini ve makalelerini içeren 544 sayfalık bu kapsamlı eser yeni başucu kitabınız olacak. Bu kıymetle eserde, hacca ve umreye gideceklerin hazırlık için istifade edeceği sorular ve cevaplarını da sohbet tadında okuyacaksınız. Bu eser merhum Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Hocaefendi'nin hac ve umre ile ilgili konuşmaları ve bir kısmı da bizzat kendilerinin hacda ve umredeyken hacılara hitaben yaptığı konuşmalardan derlenerek hazırlanmıştır. Mahmud Es'ad Coşan Vakfı ilmi heyeti tarafından titiz bir edisyon çalışması ile gözden geçirilen bu eser her müslümanın kütüphanesinde olması gereken bir temel eserdir. Aynı zamanda hacca ve umreye gidecek olanların gitmeden önce hazırlık olarak okuyacakları kitapların başında yer alır.
101.50 ₺ -
Feyzül Furkan Kur Kerim Meali Orta Sert Ciltli
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor
462.00 ₺ -
Risalei İslamiyye Matbaacı İbrahimi Müteferrika
Merhum Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi'nin profesörlük takdim tezi olan ve ilk kez 1982 yılında basılan Matbaacı İbrahim-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye eserinin yenilenmiş baskısı. Osmanlı kültür tarihinin bu enteresan vesikasını dil,edebiyat, din ve kültür araştırmacılarının ve ilim erbabının istifadesine, yeniden gözden geçirilmiş ve yer yer uzman görüşlerine müracaat edilmiş olarak sunuyoruz. Bu önemli konu merhum Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi tarafından profesörlük takdim tezi olarak hazırlanmış ve neşredilmiştir. Merhum Hocaefendi Risale-i İslamiyye ve İbrahim-i Müteferrika konusunu neden profesörlük tezi olarak seçtiğini bir konuşmasında şöyle ifade etmiştir*: "Ben profesörlük çalışması olarak, şu bizim meşhur matbaacı, Türkiye'ye matbaayı getiren İbrâhim-i Müteferrika'nın Risâle-i İslâmiyye diye bir eseri olduğunu görmüştüm. Deniliyordu ki: '"Risâle-i İslâmiyye, müslümanlığı anlatan bir kitaptır." Böyle geçiştiriliyordu. Ben de dinî edebiyat kürsüsü başkanı olduğum için, "Bakalım bu Risâle-i İslâmiyye nedir?" diye inceledim. Sonunda onu bir kitap halinde de neşrettim. İbrâhim-i Müteferrika Romanya'da, Kolojvar şehrinde yaşamış bir papaz... Çok güzel bir tahsil görmüş, Yunancayı, Latinceyi öğrenmiş. "Eski metinleri ve kilisenin kitaplığındaki üstâd-ı bîmürüvvetlerin okunmasını yasak ettiği kitapları okudum." diyor. Üstad ama, müslüman olmadığı için, hakîkatı sakladığı için üstâd-ı bîmürüvvet diyor, yâni, "Mürüvvetsiz üstadların okumayayım diye sakladığı kitapları okudum." diyor ve orada hristiyan literatürünün, Peygamber Efendimiz'i müjdeleyen malzemesine âşinâ olduğunu ve onun için müslüman olduğunu söylüyor. Bu Risâle-i İslâmiyye isimli kitap, İslâm'ı anlatan bir kitap değil; saklanıyor bu mesele... Halk bilmesin diye bazı gerçekleri saklıyorlar araştırıcılar... Kim yapmış bu şahsın üzerinde araştırmayı?.. Bir katolik papaz yapmış. İbrâhim-i Müteferrika üzerinde en bilimsel araştırma katolik bir papaz falancanın yaptığı çalışmadır deniliyor. E, katolik papaz, İslâm'ı seçen eski bir papazın müslümanlığa yarayan malzemesini bize tanıtmak ister mi?.. İstemez, tanıtmıyor. "İslâm'ı anlatan bir eser..." diyor. Hayır, İslâm'ı anlatan bir eser değil; Bir papaz olan İbrâhim-i Müteferrika'nın müslüman olmasına sebep olan İncil ayetlerini bahis konusu eden bir kitap... O konuya kimse yanaşmasın, o konuyu kimse bilmesin diye papaz saklıyor gerçeği... İbrâhim-i Müteferrika kendi hayatını anlatıyor. Hangi ayetleri görüp de müslüman olduğunu anlatıyor. Ayetlerin Latincesini de veriyor. Müteferrika, sarayda teknik ve sanata dayalı yüksek bir hizmet demek... Müteferrika derecesine yükselmiş. İhtisas isteyen, sanat, bilgi ve görgü isteyen bir takım işlerin erbabına müteferrika derlerdi. İbrâhim-i Müteferrika, sarayda o işleri yapacak dereceye gelmiş bir saraylı eleman, memur demek oluyor. Müteferrikalıktan da yüksek bir hizmete çıkmıştır sonra... Ömrü boyunca da hakîkaten çok faydalı hizmetler yapmıştır, şayân-ı şükrân hizmetler yapmıştır. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun... Samîmî müslüman olduğu ve hakîkaten İslâm'a hizmet ettiği kanaatine vardım ben incelemelerimden... Ama eseri, bir papazın İncil metinlerini okuyup da hangi ayetlerden dolayı müslüman olduğunu anlatan bir eserdir. O da faydalı olur diye ben de onu neşrettim; başka papazlar da görsün diye..."
119.00 ₺ -
Risalei Halidiyye Ve Adabı Zikir Risalesi
Tasavvuf usül ve adabıyla ilgili bu eserde; hacimce küçük ve fakat ulaşmış olduğu kitle, yapmış olduğu tesir ve güncelliğini koruması bakımından oldukça büyük iki adet risale bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; Nakşibendîliğin Hâlidiyye kolunun müessisi Hâlid-i Bağdâdî tarafından tarikat âdâb ve erkânı hakkında kaleme alınmış olan risâledir. İkincisi ise Mehmed Said isimli bir zât tarafından yazılmış tarikatin zâhirî, bâtınî ve sâir yirmi âdâbının açıklandığı bir risâledir. Adı geçen her iki risale de Mehmed Zahid Efendi tarafından "tenkîhan" sadeleştirilmiştir. (Tenkîh; bir şeyin iyisini kötüsünden, faydalısını fazla ve gereksiz kısımlarından ayıklama anlamına gelir.)
77.00 ₺ -
Feyzül Furkan Kuranı Kerim ve Meali Cep Termo Sert Kapak
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
595.00 ₺ -
Feyzül Furkan Kuran Meali Büyük Boy Ciltli TABA
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
136.50 ₺ -
Feyzül Furkan Kuran Meali Cep Ciltli
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
336.00 ₺ -
Tezkiretül Evliya Mehmed Zahid Kotku
Daha önce İlâhînâme, Mantıku't-tayr isimli latin harfleriyle Türkçe'ye tercüme edilmiş eserleri bulunan Nişaburlu Feridüddîn-i Attâr, tasavvuf ve şark klasiklerine meraklı Türk münevveri için hiç de yabancı bir isim değildir. Hicrî 513-627, Miladî 1119-1230 yılları arasında Nişabur'da yaşayan büyük mutasavvıfın eserleri, o zamanlarda Belh'ten hicrete mecbur edilen Mevlânâ oymağı vasıtasıyla Anadolu'ya gelmiş, hatta çocuk denecek bir yaşta kendisiyle tanışıp elini öpen Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye ithaf ve hediye ettiği Esrârnâme'yi Mevlânâ hiç yanından ayırmamıştır. Böylece 700 seneye yakın bir zamandan beri Anadolu'da ismi zikrolunan ve tasavvuf erbabınca tanınan Feridüddîn-i Attâr, Mevlânâ gibi o devrin Moğol istilası ve benzeri içtimaî zelzeleleri karşısında kan ve ateş kokan havasını aşk ve şiirle yumuşatmış, zamanın şekillerinden istifade ederek insanlara en güzel yolları işaretle en iyi ahlâkı telkine çalışmıştır. Esasen Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan göç yolları üzerinde bulunan Nişabur, yurdumuzun Oğuz ve Selçuk medeniyeti havasını uzun zaman fikren beslemeye devam etmiş bir kültür merkezi olmakla, Feridüddîn-i Attâr'ın eserlerinde kendimize çok yakın sezişler, vak'alar, insanlar bulmaktayız. Bu defa takdim ettiğimiz Tezkiretü'l-evliyâ, kısa bir "evliyâ menkıbeleri" kitabıdır. Burada binbir faydalı mânalarla dolu kerametler, vaaz ve nasihatler ve büyük sözler kaydedilmiş, böylece güzel bir ahlâk kitabı meydana getirilmiştir. Feridüddîn-i Attâr'ın, latin harfleriyle takdim ettiğimiz bu eseri daha önce eski harflerle Türkçe'ye çevrilmiş nüshalardan birinin kopyasıdır. Bu sebeple eserin aslı ile bu kopya arasında bazı farklar bulunabilir. Elden ele geçerek biraz da anonim bir mahiyet almış olabilir. Biz, bazen onbeşinci asır Anadolu Türkçesini hatırlatan üslubu bozmaktan kaçınarak yaşayan dilin canlı ifadesiyle bu eseri bir halk kitabı olarak düşündük ve dilini de halka yakın bulduk. İlmî bir tetkikten ziyade içinden hisseler çıkarılabilen bir kıssalar kitabı olsun istedik. Tezkiretü'l-evliyâ'sı 1905'te Nicholson tarafından İngilizce'ye de tercüme edilmiş bulunan büyük mutasavvıfın diğer eserlerinin de kütüphanemize kazandırılması yolunda bu deneme, bir hareket uyandırırsa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
129.50 ₺ -
Ehli Sünnet Akaidi Mehmet Zahid Kotku
İman; herkesin bildiği gibi bir itikad, bir inanç ve bir tasdikten ibarettir. Lâkin bütün ibadetlerin başı, kökü, esası ve temelidir; bu olmadıkça hiçbir ibadet sahih ve makbul olamaz. Öyle kuru iman değil, olgun ve kâmil bir iman lazım. Bu da ancak ibadet ve taatlere hem de ihlâsla birlikte devamla mümkündür! Bugün görüyoruz ki birçok insan menfaatleri icabı hemen yön değiştirmektedirler. Akşam müslüman, sabahleyin küfre dönen ne kadar insan ararsın; bunların bir kısmı da hâlâ kendini müslüman sayar; çok acayip! Fikir değişikliği -Allah korusun- hep iman zâfiyetinden ileri gelmektedir.Bugün insan dövme ve öldürme hadiseleri de yine ya tamamen imansızlığın veya çok zayıf bir imanın, amelsiz bir imanın mahsulü olsa gerektir ki müslüman bu gibi cinayetleri katiyen irtikab edemez. Çünkü Müslümanlık tam bir hürriyet dinidir. Müslüman, kimseye ne eliyle ne de diliyle ezâ ve cefâ edemez. Zira bu gibi çirkin hareketler Müslümanlıkta yasaktır, haramdır. Evet, iman başka, amel başka; âmennâ. Lâkin can başka, ceset de başka. Amma ikisi birleşmedikçe hiçbir şey olmaz. Nasıl ki ölümle,can cesetten çıkınca o cesedi hemen mezarlığa götürüp toprağın içine atmaktayız. Çünkü artık işe yaramaz. Neden? Zira asıl olan ruh çıktı, cesedin işi de bitti. Öyle ise aziz ve muhterem kardeşim!İmanını amelsiz bırakma ve bir de imanına zarar verecek olan günahlardan çok sakın. Zira günahların en büyük zararı, kulu Rabbinden uzak etmesidir. Cehennemdeki en büyük azap da kulun Hâlıkından uzak kalmasıdır ki bu azap cehennemin ateşinden yüz binlerce fazladır. Bu dünya dâr-ı imtihândır, burada ne kadar yaşarsan yaşa, sonu ölüm! Ölüm ise mü'min için bir rahmet, bir lütuf ve bir ihsân-ı ilâhîdir. Dinsiz ve imansız için de pek acı bir felaket ve pek büyük bir azaptır. Şimdi fırsat senin elinde! Bu fırsat elinden gitmeden seçeceğin yeri iyi düşün ve bu dünyaya iyi bak ki kimseye kalmamıştır...
129.50 ₺ -
Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz
Niçin yaratıldık? Sadece ve sadece Allah'ın "kul"u olmak, O'na "kulluk" yapmak için. Peki bu nasıl mümkün olur? Yolu, yöntemi nasıldır? Allah-û Teâlâ, ilk insan ve ilk peygamber olan Âdem aleyhisselam'dan itibaren gönderdiği kitaplarla insanlara yol ve yöntem göstermiştir. Bu kitapların kendi muradına uygun şekilde anlaşılmasını ve uygulanmasını peygamberler göndermek suretiyle sağlamış, onları da bütün insanlığın önüne önder, lider, rehber, model ve mürşid olarak koymuştur. Kitab ve peygamber bir bütünün iki parçası şeklinde sunulmuştur. Son kitap Kerîm Kur'an ve son peygamber Muhammed-i Mustafâ aleyhisselam ile önceki bütün kitapların hükmü ortadan kaldırılmış, bütün peygamberlerin şeriati son bulmuştur. Peygamber Efendimiz (sas) ile dünyada Devr-i Muhammedî başlamıştır. Artık bütün insanlığın onun getirdiği son dini kabul etmesi, tâbi olması gerekir. Diğer bütün dinler, yollar, inanışlar bâtıldır, hükümsüzdür. Peygamber Efendimiz'in (sas) sözleri, takrirleri, sûret ve sîreti, onun eğitiminden geçen ashâb-ı kirâm tarafından inceden inceye, kılı kırk yaran bir anlayışla, eksiltmeden artırmadan nakledilmiş, sonraki nesillerin ilim ve irfan ehli, sâdık, has, hâlis müslümanları tarafından gerekli tenkit ve tetkik süzgecinden geçirilerek günümüze kadar aktarılmıştır. Başta Kur'ân-ı Kerîm olmak üzere bu muhteşem ve muazzam hadis birikimi salt bir aktarma faaliyeti olarak kalmamış, bahsedilen nesiller tarafından her bir kelime ve cümlesi kendilerine hitap ediyor şeklinde algılanarak bir hayat sürüş biçimi kabul edilmiştir. Bu kitap, merhum M. Es'ad Coşan Hocaefendi'nin yaptığı Kur'an âyetleri tefsiri ve özellikle de Hadis şerhleri içinden seçilmiş olup Kur'an ve Hadis bütünlüğünü, ayrılmazlığını işleyen, "kul" ve "ümmet" olma yolunda Sünnet'in değerini, kıymetini önümüze seren konuşmalarının yazı diline aktarılarak yeni bir sistematik içerisinde sunulmasından oluşmaktadır.
87.50 ₺ -
İslamda Dostluk ve Kardeşlik Adabı
İmam Gazzalî'nin meşhur eseri İhyâu Ulûmi'd-dîn'de yer alan ve merhum Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Hocaefendi tarafından bizzat tercüme edilen "İslâm'da Dostluk ve Kardeşlik Âdâbı" bölümü ilk kez neşredilmektedir. Dostluk ve kardeşlik bağlarının zayıfladığı günümüzde, eser, önemli bir vazife ifa etmeye adaydır. Merhum Hocaefendi, İhyâu ulûmi'd-dîn eserinin okunmasını daima teşvik eder, "İhyâ'yı okuyan lise diploması almış sayılır" mealinde cümleler kurardı. Merhum Hocaefendi, henüz İhyâ tercemeleri yayınlanmaya başlamadan çok önce, 1967-68 yıllarında, başka bazı önemli İslami eserlerle birlikte İhyâ'nın da tercemesi işine girişmiş. Tedricen halkın istifadesine sunulmasının daha faydalı olacağını düşünmüş olmalı ki, tercemeye, İslâm'da Dostluk ve Kardeşlik Âdâbı bahsiyle başlamış. Ve muhtemelen başka İhyâ tercemeleri piyasaya çıkınca devam etmemiş. Arapça'sını geliştirmek ve terceme teknikleri hususunda ilerlemek isteyenlere önemli katkılarda bulunacağı düşüncesiyle, kitap; metin ve terceme karşılıklı sayfalarda yer alacak şekilde yayına hazırlandı. İlk defa yayınlanan bu eseri istifadenize sunarken M. Es'ad Coşan Hocaefendi'yi rahmetle yâd ediyoruz. Mevlâ ruhunu şâd ve mesrur, merkad-i pâkini pür-nûr, mânevî makamını âlâ eylesin.
161.00 ₺ -
Haklar ve Vazifeler
Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi'nin (rha.) kaleme almış olduğu elinizdeki kitap daha önce Ana Baba Hakları adıyla yayınlanmıştı. Ancak Osmanlıca el yazması orijinal nüshası incelendiğinde müellifin kitaba herhangi bir isim vermediği anlaşılmıştı. Ana Baba Hakları adı müellif tarafından verilmediğinden ve içeriği tam kapsaması açısından kitap için Haklar ve Vazifeler ismi daha uygun bulunmuştur. Zira ebeveynin çocukları üzerindeki hakları ağırlıklı olarak işlenmesine rağmen kitapta ana hatlarıyla şu başlıklar bulunmaktadır: Allah'ın kulları üzerindeki hakları, Peygamberimiz'in ümmeti üzerindeki hakları, alimlerin hakları, ana-babanın evlâdı üzerindeki hakları, evlatların ebeveyn üzerindeki hakları, karı-kocanın birbirleri üzerindeki hakları, komşu hakları, akraba hakları, hayvan hakları, devlet, millet ve memleket hakları, kaçınılması gereken günahlar ve nefsin mertebeleri. Eserde öncekinden farklı olarak; âyetlerin tercemesi olmayanlarının çevirisi verilmiş, hangi sûrenin hangi âyeti olduğu belirtilmiş, hadislerin kaynakları gösterilmiştir. Kimi kelâm-ı kibâr ve şiirlerin orijinali tespit edilip kaynakları verilmiştir. Metinde geçen ve günümüz insanının anlamakta güçlük çekeceğini düşündüğümüz kimi kelimeler, çok kısmî de olsa sadeleştirme yoluna gidilmiştir. Eserin sonunda bir kaynakça çıkarılmış ve istifadeyi kolaylaştırmak için analitik dizin hazırlanmıştır. Eserin müellif nüshası olan aslı, büyük boy, çizgisiz, kalın, beyaz bir deftere Arap harfleriyle Osmanlıca olarak yazılmıştır. İstifade edilmesi niyazıyla…
108.50 ₺ -
Cennet Yolları
Ne yapalım da Cehennemden uzak olalım? Ne işleyelim de Cennete ve cemale vâsıl olalım? Bu sorular ilimle cevaplanır, müşkiller ilimle çözülür, yol ilimle bulunur, mahzurlardan ilimle sakınılır, Cehennemden ilimle kaçınılır, Cennete ilimle varılır. Cennetin yolunda, aşılması gereken ilk mania, ilk akabe, ilk bel, ilk geçit cahilliktir, bilmezliktir, bî-haberliktir. Müslüman bu eşiği mutlaka aşmalı. Ama ilmin, bilginin de çeşitleri var; önü sonu, değerlisi, tercihlisi, mühimmi, ehemmi, elzemi var; ilim yolunun tuzakları, tehlikeleri var. İnsan, bu yolda yürürken, ana gayeyi unutabilir, muvakkat lezzetlere takılabilir, şaşırıp yanlış istikametlere sapıtabilir; ilmi istismar edip, bilgilerini kötü maksatla kullanabilir... Her şeyde olduğu gibi İslâm, bu ilim mevzuunda da hududu çizmiş, ölçüyü koymuş, ifratı tefriti belirtmiş, ana gayeyi tarif etmiş, tehlikeleri îkaz eylemiştir. Bu kitapta bütün bu konuları; Seyyid Mehmed Zâhid Efendi rahmetullahi aleyh hazretleri, geniş bilgisi ve engin manevî tecrübesine dayanarak, samimî, tekellüfsüz bir sohbet üslûbu içinde anlatmaktadır. İslâmın ve imanın özüne ermek isteyen kimseler için bu eser ilk merhale mahiyetindedir; okuyanları, ilim ve hakikat aşkına erdirmesini, öğrenilen bilgilerin ihlâs ve samimiyetle tatbik, amel ve icrasına teşvik etmesini, böylece kulları Hakk'ın rızasına nail kılarak, vesîle-i dühûl-i cinân olmasını Cenâb-ı Feyyâz-ı Mutlak hazretlerinden samimiyetle temenni ve niyaz eyleriz.
161.00 ₺ -
Müminlere Vaazlar 2 Cilt Takım
"İmanım var, inancım var." demekle ne kadar övünür dururuz. Fakat onun işe yarayıp yaramadığına hiç bakmayız. Peygamberimiz'in bize öğrettiği dualardan birisi de; "Yâ Rabbi! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan gönülden, kabul olunmayan amelden, dinlenmeyen ve kabul olmayan duadan sana sığınırım." demesi ne kadar güzeldir. Öyle değil mi aziz kardeşim? Bu dünyaya her gün bir sürü insanın gelip bir sürü insanın da mezarlara konmakta olduğunu hepimiz görüp bilmekteyiz. Eğer "Öldükten sonra iş bitti." dersen iman ve İslâm'dan çok uzak olduğunu iyi bil... Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in Cenâb-ı Hakk'tan istediği her hayrı biz de isteriz. Onun Hakk'a sığındığı bütün şerlerden, biz de Hakk'a sığınırız. Hakkımızda hayırlar ihsan buyursun. Dünya ve âhiretin bütün şerlerinden muhafaza buyursun. Âmîn.
245.00 ₺ -
Hadislerle Nasihatler 1-2 2 Cilt Takım
Bir insan ne kadar zengin olup dünya bilgilerine sahip olsa yine de ona Allah'ı tanıtacak, mârifet-i ilâhiyyeye eriştirecek ve onu hak yolda, İslâm yolunda tutacak bir alime, bir mürebbîye, bir mürşide ihtiyacı muhakkaktır. İlmi bilen ve bildiren çok kimseler vardır ki kuru gürültüden başka bir şeye yaramazlar. Çünkü ilimden murad Hakk'ı tanımak ve bilmektir. Hakk'ı bilmeyi de öyle kolayca bir şey sanma. Hidâyet-i ilâhiyyeye erişmemiş olanların bilgilerini görüyoruz ki kulu Hakk'tan uzaklaştıyor ve Hakk'ı münkir oluyor; cehennemin yolunu, şeytanın yolunu seçiyor. Böyle ilim olacağına olmaması daha iyi değil mi? İnsanın bu hayat âlemi hepimizin bildiği gibi fâni bir hayattır. Şimdiye kadar kimseye bâki kalmayan bu hayat bundan sonra da kimseye bâki kalmayacaktır. Fakat o içimizde saklı duran yedi başlı ejderhadan daha beter nefis, hepimizi nasıl perişan etmektedir? Cahilleri bir türlü kandırır, fenalıklara sevkeder. Alimleri başka türlü kandırıp kibire, gurura, ucuba ve hasede boğar. Tacirleri hırsa boğar. Memurları da ibadetten alıkoyar. İki cilt halindeki bu eser Mehmed Zahid Kotku rahmetullahialeyh Hocaefendi'nin hadislerle ortaya koyduğu güzel ahlak düsturlarını da içeren müstesna bir eseridir.
294.00 ₺ -
-
Feyzül Furkan Kuran Meali Cep Karton Kapak
Kur'ân-ı Kerîm, Yaradanımız'ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümûl, son ve en mükemmel talimat ve tebligâtıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir. Allah'ı tanımak, Kur'an'ı tanımakla; Kur'an'ı tanımak ise onu okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur. "Allah var" deyip de yokmuş gibi yaşamanın; Kur'an'a inandığını söyleyip de Kur'an'sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır. Kur'ân-ı Kerîm'in en doğru şekilde anlaşılması ve yaşanmasıyla ilgili olarak yıllardır ileri sürülen en büyük bahane "okuduğumu anlayamıyorum" idi. Bugün bu mazereti ortadan kaldıran nitelikli bir çalışmaya kavuştuk. Uzun yılların emeği ve birikimiyle hazırlanan, sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış, gerekli görülen yerleri anlamayı kolaylaştıracak kısa tefsirlerle zenginleştirilmiş, iniş gayesini ve Allah'ın muradını anlamayı hedeflemiş ender bir çalışma: Feyzü'l-Furkân… Mealde, gerekli fıkhî, itikâdî, tarihî ve sosyolojik açıklamalar yapılarak birçok parantezsiz/çıplak meallerin doğuracağı tehlike önlenmeye çalışılmış, böylece âyet ve açıklamalarını her seviyedeki insanın rahatlıkla anlaması ve anlatması sağlanmıştır. Kur'an'ın anlamıyla ve ruhuyla buluşmak, O'na uygun bir yaşam sürmek isteyenler için bu eser kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor…
241.50 ₺ -
Nefsin Terbiyesi
"Eğer sen de bu büyük nimetlerden biraz olsun nasip almak istiyorsan aklını başına toplayıp nefsinle mücadeleye çalışmalısın. Dünya fâni, herşeyi de fâni! Bu marifetullah gönülde olursa ona ne ölüm olur, ne de bir şey. Ölüm de ona, bu âlemden diğer bir aleme intikalden başka bir şey değildir." M. Zahid Kotku Yakın tarihimizin manevi büyüklerinden ve abide şahsiyetlerinden merhum Mehmed Zahid Kotku rahmetullahi aleyh Hocaefendinin, nefsin sıfat ve özelliklerini tanıtmak ve menfi tesirlerinden kurtulma yollarını göstermek için kaleme aldığı bir eserdir. Ona göre nefsi terbiye edip ruhun emrine âmâde hale getirmenin ilk şartı günahları tanıyıp onlardan kaçınmaktır. Bu yüzden kitapta büyük ve küçük günahlar çeşitli kaynaklar esas alınarak sayılmış, kendisine has formatla yeniden sunulmuştur. Eserin bir kısmı kendi el yazıları ile ve bir kısmı da ziyaretçilerinin kâtipliği ile meydana getirilmiştir. Daha önce çeşitli baskıları yapılan Nefsin Terbiyesi, bu baskısında ciddi anlamda gözden geçirilmiş; bir takım tashih gerektiren kısımlar düzeltilmiş; âyet, hadis, kelâm-ı kibâr ve şiirlerden kaynağı tespit edilebilenlerin kaynağı gösterilmiştir. Okuyucunun anlamasını kolaylaştırmak için sayfa içerisinden çıkarılan kimi anlaşılması zor kelime ve kavramların o sayfadaki geçtiği yerde ne anlama geldiği, küçük bir sözlük şeklinde hemen sayfanın kenarında verilmiştir. Eserin meydana getirilmesinde yararlanılan kaynaklar tespit edilerek, haklarında kısa bilgiler verilmiştir.
161.00 ₺