-
Kut'ül Amare Osmanlının Son Zaferi ( İsmail Bilgin)
Selman-ı Pak yenilgisinin ardından Kut'ül Amare'de konuşlanan İngilizler, General Towshend komutasında, açlık çemberinde mücadele veriyor, Osmanlı'ya karşı koymak için tüm imkânlarını kullanıyorlardı. Arapları altınla, pirinçle kendi saflarına çekiyor, gerek içten gerekse dıştan türlü müdahalelerle Osmanlı'yı püskürtmeye çalışıyorlardı. Ancak Osmanlı geri çekilmeyecek, ne pahasına olursa olsun, Kut'ül Amare'yi İngilizlere bırakmayacaktı. Çetin çatışmalar, esir düşmeler, verilen şehitler, açlık, sefalet... Tüm bunlarla mücadele edebilmek ve düşmanı püskürtmek için Halil Paşa ile cefakâr askerlerini gayrete getiren bir şey vardı: Vatan ve millet aşkı!"Üniformanızı kefen belleyin. Üniforma, yeri geldiğinde ateşten gömlek, yeri geldiğinde serin sular gibidir. Kâh ateşler içinde yanarsınız pervaneler gibi, kâh denize doğru gidersiniz soğuk çağlayanlar gibi..." Çanakkale'den sonra İngilizlerin uğradığı en büyük hezimet olan, fakat bugüne kadar üzerinde çokça durulmamış Kut'ül Amare Harekâtı'nı, İsmail Bilgin'in titiz kurgusuyla soluksuz okuyacaksınız.
185.00 ₺ -
Kırık Heykel
“Yaşamak en iyi intikamdır” Müslümanların kıblesi Kâbe’de gerçekleşen esrarengiz bir baskın… Baskından tam 30 yıl sonra Arap Baharı’yla çivisi çıkan Ortadoğu… Derin uykusundan uyanan gizli ve ölümcül bir protokol… Türkiye, İran, İsrail ve ABD arasında patlak veren akıl almaz bir istihbarat savaşı… Haritaları yeniden çizebilecek kudrette bir kaos… Ve tüm bunların ortasında gözüpek bir kadın. MİT Karşı İstihbarat Masası Şefi Sibel Ulutürk, Türkiye’yi tarihinin en büyük tehdidinden kurtarmaya çalışırken zaaf kabul ettiği duygularının, aslında en güçlü silahı olduğunu keşfediyor… Tarihi Değiştirenler Serisi’nin usta yazarı Ali Çimen, nefesleri kesen bir istihbarat romanı ile, aksiyon dolu bir espiyonaj macerasının yanında Ortadoğu’nun kadim tarihiyle örülü bir gerilim vaat ediyor.
118.40 ₺ -
Alparslan - Çift Başlı Kartallar
Tarihi romanlarıyla Osmanlı sultanlarının birbirinden değerli hayat hikâyelerini günümüz okuruna aktaran Okay Tiryakioğlu bu defa Selçuklu topraklarına uzanarak atalarımızın atası Alparslan’ı konuk ediyor sayfalarına. Ve serüven başlıyor! Çağrı Bey önderliğindeki Selçuklu Devleti, Dandanakan zaferinin ardından gücüne güç katarak batıya doğru ilerlemektedir. Henüz yağız bir delikanlı olan Alparslan ise dövüş hocası olan yenilmez Korgan’dan aldığı eğitimle rüştünü ispatlayarak liderliğe doğru yükselir. Vatan aşkına sevda ateşi katan güzeller güzeli Selcen Kız’ı kaçırma planları yapılırken, devletin bütünlüğünü hırpalayan iç isyanlar da bir bir bastırılır. Ve nihayet Anadolu’nun kaderini değiştiren Malazgirt Savaşı’nın vakti gelir. Alparslan ile Roman Diyojen’in tarihe mal olmuş bu destansı yüzleşmesine hazır olun.
196.10 ₺ -
Kayıp Ruhun Zindanı
"Senden hiçbir şey istemiyorum," dedi Esrarname. Fakat bu sefer sesi hiç de öfkeli değildi. "Yalnızca benden nasıl istifade edebileceğini söyleyeceğim." Kabahate teşvik eder gibiydi. Bir sır verir gibi fısıldayarak devam etti: "Bunu benim için değil, kendin için yapacaksın. Benden istifade edebilmek için... Ne kadar istediğini biliyorum. Kim istemez ki? Bendeki sırları öğrenmek ve aklının dahi alamayacağı kabiliyetlere sahip olmak için yalnızca bir tek şey yapmalısın, o da telkinlerimi dinlemek. Zamanı geldiğinde zihnine girip neler yapman gerektiğini sana söyleyeceğim."Kadim kitap Esrarname'nin Yasak İlmin Kitabı'nda başlayan, Farisi illerinden Germiyan'a uzanan serüveni devam ediyor! İyinin elinde iyi, kötünün elinde kötü olan; en kuytudaki zaafları dahi ortaya çıkarmakta mahir bu efsunlu kitap için Esved'in kimlerle çarpışması, neleri göze alması gerekecek? Bu mücadelede ona yardım elini uzatan kim olacak?Ödüllü romancı Ayfer Kafkas Kayıp Ruhun Zindanı'nda okuru Esved'le İblis'in, iyiyle kötünün savaşına tanıklık etmeye çağırıyor. Beşerin hem ateşten yaratılmışlarla hem de kendi zaaflarıyla mücadelesini incelikle kaleme alıyor.
111.00 ₺ -
Cumhuriyet Çocuğu
“İşgalden kurtulan memleketin neredeyse bütün nüfusu dullar, yetimler, gazilerden oluşuyor. Her yere fakirlik, ne yapacağını bilemeyiş, bocalama hâkim. Halk belini doğrultmaya çalışıyor. Ama milleti salgın hastalık gibi ele geçiren açlık, sefalet kolay ortadan kalkacağa benzemiyor. Cepheden dönen askerler ekmek derdine düştü. Çaresiz babalar, çileli analar, acıya batmış çocuklar, yetimler için savaş bitmemiş sayılıyor… Kolay değil, vatanın kalbinden bir çıban temizlendi. İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere vatanın, milletin namusuna musallat olan vahşiler kovuldu; görüp göreceğimiz en ağır hakaretler, sahiplerine iade edildi. Geldikleri gibi gittiler…” Yahya’nın babası Cihan Harbi’nde şehit olur. İlim âşığı olmasında büyük etkisi olan dedesini de kaybettikten sonra evin tek erkeği kendisi kalmıştır. Fakat bu cepheye çağrılmasına engel değildir. Yahya da cepheye çağrılır ve cepheden sağ salim döner. Vatan işgalden kurtulmuştur. Ancak sonrasında yaşanacaklar bu toprağın insanlarını bambaşka imtihanlarla karşı karşıya getirecektir... Cumhuriyet Çocuğu, Hekimoğlu İsmail’in, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet sonrasına uzanan Batılılaşma sürecini anlattığı romanı… Âlim bir dedenin terbiyesinde yetişen Yahya’nın yaşadığı olaylar çerçevesinde Cihan Harbi, İstiklâl Harbi, Cumhuriyet ve İnkılapların halk üzerindeki etkileri; can acıtıcı gerçekler ve çarpıcı sahnelerle anlatılıyor. 1914’ten 1940’lı yıllara uzanan süreçte yaşanan çözülme, dağılma ve kopmalar; acılar, ölümler, umutlar üzerinden ülkenin panoraması gözler önüne seriliyor…
118.40 ₺ -
Sultanın Rüyası
Güzeller güzeli Kaya Sultan lohusa yatağının çevresinde ah edip onun için “Ne bahtsızmış Hanım Sultan…” diyenlere nisbet zevci Melek Ahmet Paşa’nın elini tutmuş, acısına rağmen tebessüm ediyordu… Sultanın Rüyası, 17. yüzyıl Osmanlısı’nda geçen hüzünlü bir aşk hikayesi… Sultan Ahmet ve Mahpeyker Kösem Sultan’ın torunu, IV. Murat’ın kızı Esmehan Kaya Sultan ile henüz çocukluğunda Sultan Ahmet’in lütfuna ermiş, Enderun’un zeki talebelerinden, Şanlı Devlet-i Âli Osman’ın Sadrazamlığında dahi bulunmuş Melek Ahmet Paşa… Siyaseten yapılmış bir izdivaç… Birbirlerini tanımadan kaybedilen beş sene… Aşkla yanmaya başladıktan sonra hasretle geçen aylar… Kavuşamamanın ıstırabı… Ardından vuslat, mutluluk… Ve Sultan’a rüyalarla ilham edilen hüzünlü son… Mine Sultan Ünver, Osmanlı’da yaşanmış, gerçek ve büyük bir aşkı akıllardan çıkmayacak bir romanla sunuyor okura…
111.00 ₺ -
Menan Cinleri
Ey Menan Cinleri, dikkat edin. Orman kesenlerin çocukları, bugün birbirini kesiyor. İnsanlar kahvede, okulda veya bir meydanda toplanıyor, yine insanlar gelip bunları öldürüyor. Artık şeytana, cine hatta mikroba gerek kalmadı. Kurşun yiyen insanlar çam gibi yıkılıyor. Kaçanlar gizlenince geride ölüler, yaralılar kalıyor. Yine de ‘insanca’ yaşarlarmış... Benim de buna aklım ermiyor... Usta yazar Hekimoğlu İsmail Menan Cinleri’nde insanın zaaflarına, ahlaki savrulmalarına ve yitirilen değerlere dikkat çekiyor; ibret dolu öyküleriyle, hayata dair gerçekçi manzaralar sunuyor. Ölçüsüz hürriyeti, İslami hassasiyetlerden yoksun yaşamları ve dünyevi hırsları eleştirirken tarihî bir misyon üstlenerek insanlığın kurtuluş reçetesine işaret ediyor. Buyurun yaşadığımız dünyanın hikâyelerine, buyurun insan masallarına…
133.20 ₺ -
İntizar
Bir aşk kaç kişinin hayatını değiştirebilir? Arzularının peşinde koşarken savrulup duran hayatlarını, gerçek bir aşka yürüyerek dindirmek isteyenlerin, hem kendini hem sevdiklerini yakan insanların hikâyesi... Yaptıklarının neye mal olduğunu anlayınca çıldıran bir baba. Ahirete kalan bir aşk… Aşklar, ümitler, hayal kırıklıkları ve çırpınışlar içinde birbirine tutunmaya çalışan benliklerin hemen yanı başımızda olduğunu gösteren bir roman… Nurullah Genç'in yıllardır yeni baskısı yapılmadığı halde eskimeyen, bilenlerin hasretle beklediği romanı İntizâr, gözden geçirilmiş yeni baskısıyla yeniden okurlarla buluşuyor. "Neydin sen?!.. Bir rüzgar mıydın da, şöyle bir esip geçtin? … Bir ayna mıydın ki, gözlerimi kaybettim içinde ve şimdi ne seni, ne de kendimi görebiliyorum? Neydin sen?!"
166.50 ₺ -
Yürekte Büyümek
En renkli anılarıyla geçen çocukluk... Yaşamı sorgulatan bir sevda… Yiten bir kardeş… Savrulan hayatlarla dağılan bir aile… Tutsaklık… Ve beklenmedik bir anda yeniden alevlenen bir aşk… Kitapları yüzbinlerce okuru tarafından tekrar tekrar okunan ve mutlaka tavsiye edilen, romanlarıyla hayata ayna tutan Ahmed Günbay Yıldız’ın kaleminden, bir nefeste okunacak, ibretlerle dolu, sürükleyici bir roman…
247.90 ₺ -
28 Şubattan 15 Temmuza
Siyasetin neredeyse her on yılda bir darbelerle ve muhtıralarla kesintiye uğradığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Askeri vesayetin, adeta Demokles'in kılıcı gibi siyaset kurumunun tepesinde durduğu ve arada bir onu "hizaya çektiği" bir coğrafyada... Eğer Türkiye'nin son yirmi yıllık siyasi tarihini parantez içine alacak olsak, muhtemelen iki önemli tarih ön plana çıkacaktır: 28 Şubat 1997 ve 15 Temmuz 2016. Başlangıç noktası, literatüre "postmodern darbe" diye geçen 28 Şubat'ta, dönemin hükümeti istifaya zorlanmış ve "irtica" etiketiyle birçok insan baskı ve zulüm görmüştü. Parantezin kapandığı nokta olan 15 Temmuz 2016 ise, askeri vesayetin de sona erdiği tarih olarak tarihe geçmiş oldu. Bir bakıma, iki parantez arasında, Türkiye kendini yeniden inşaa etti ve sivil siyaseti hâkim kıldı. Adnan Tanrıverdi, 2000'li yılların başlarından itibaren, "askeri vesayet"in sona ermesi adına, bizzat emekli bir asker olarak en ön sırada mücadele edenlerden biri. Yazar, son yirmi yıl boyunca, Türkiye'deki iç ve dış siyasette yaşanan gelişmelere dair görüş ve önerilerini kamuoyuyla sıcağı sıcağına paylaştığı birçok metin kaleme aldı. Bu kitapta, bu metinler, tematik bir bütünlük de göz önünde bulundurularak bir araya getirildi. Türkiye'nin son yirmi yılına dair siyasi bir hatırat okumak isteyenlere...
185.00 ₺ -
Sosyolojik Savaş
Türkiye ve Türk-İslam dünyası, kimlikleri silah olarak kullanan; doğası sosyolojik olan; kültür, nüfus ve coğrafya bütünlüğünden yoksunlaştırma temelli bir savaş türü ile karşı karşıyadır. Etnisiteye ve dini alt kültürlere referanslı yeni kimlikler tanımlayan bu savaş türü, yapay azınlıklar oluşturan; kültürü, nüfusu ve coğrafyayı mozaikleştirerek; etnik, dini ve kültürel çeşitliliği daha çok yansıtan bir coğrafya ve sosyolojik boyutta heterojen bir yapı inşa eden bir stratejiye dayanıyor. Spontane görünümlü etnik ve radikal akımlar, gerçekte arkasında bir irade ve strateji olan akımlardır. Osmanlı bu stratejinin manipüle ettiği kimlik çeşitliliğini bir arada tutabilme ve sürdürebilme yeteneğini kaybederek dağılmıştır. Günümüzde de aynı paket stratejinin bir devamı olarak, Türkiye ve İslam dünyası, alt kimlik fay hatlarının ürettiği sosyolojik depremlerle sarsılıyor. Bu sarsıntıların kaynağında ise kimlikleri, kimlikler arası ilişkileri, dayanışmaları yıkıma uğratarak, farklı kimlikleri birbirlerine karşı-Amin Maalouf’un tabiriyle-ölümcül kimliklere dönüştüren sözünü ettiğimiz bu savaş türü yatıyor. Türkiye ve İslam dünyası son derece sofistike bu savaş türüne nasıl mukabele edecek? İslam’ın merkez ülkesi olarak Türkiye’nin, bu tehdit stratejiye sadece askeri güç unsurları ile mukabelesinin başarı şansı var mıdır? Uygun mukabele için, klasik güvenlik kurumlarının yanında, aynı zamanda birer sosyolojik güvenlik kurumu olması gereken milli eğitim, üniversitelerimiz toplum bilim bölümleri, milli savunma ve diyanet kurumları, sivil toplum ve düşünce kuruluşları; kitle iletişim kurumları mevcut yapısı ile ne kadar fonksiyoneldir? Bu ve benzeri can alıcı soruların karşılığını, elinizdeki kitapta bulacak, bütün ezberleri bozacaksınız. Elinizdeki kitap, İslam’ın sunduğu evrensel kimlik çerçevesini; dolayısıyla Türkiye ve İslam dünyasının asimetrik gücü olan sosyolojik kapasitesini hedef alan, sadece klasik silahların değil, sosyolojik silahların da kullanıldığı bu savaş türünü “sosyolojik savaş” kavramı ile tanımlıyor ve bu kavram çerçevesinde uygun mukabele stratejisini ayrıntılı olarak ele alıyor.
185.00 ₺ -
Yeni Komşumuz: Kürdistan
Ortadoğu’da isyanların ve iç savaşa doğru giden ayaklanmaların yaşandığı bir dönem... Diktatörler devriliyor, rejimler yıkılıyor, sınırlar değişiyor. Yanı başımızda, Süleymaniye, Erbil ve Duhok’u çevreleyen topraklarda Kürdistan, federasyondan bağımsızlığa giden yolda ilerliyor. Yeni Komşumuz Kürdistan, Irak sınırının öte yanına bir bakış… Bazıları için sadece Kandil ve civarındaki PKK kamplarından ibaret bir potansiyel tehdit, bazıları için ise Osmanlı mirası olan Kürdistan, Simla Yerlikaya için yüzyıllardır aynı kaderi paylaştığımız Kürtlerin ülkesi. Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin dilinden savaş sonrası Irak’ı anlamak, savaşın saramadığı yaralara ve büyüyen, gelişen, devletleşen bir Kürdistan resmine bakmak… Bu kitap Irak Kürtlerinden Türkiye’ye bir selam... TRT Türk’ün Erbil temsilcisi Simla Yerlikaya, Kürdistan’ın kalbinden, Erbil’den, izlenimlerini anlatırken, aslında “Birbirimizden hiç de farklı değiliz” diyor.
55.50 ₺ -
Sakıncalı Asker
Bu ülkenin 28 Şubat’la hesaplaşması henüz bitmedi. Aslında belki de yeni/den başlıyor. Son günlerde Meclis Araştırma Komisyonu’nun gündeminde de 28 Şubat var. Peki bu süreçte subay, astsubay ve askeri öğrencilerin maruz kaldığı “yıldırma” ve “bezdirme” girişimleri aslında neye tekabül ediyor? Fişlemeler, zorunlu istifaya veya emekliliğe yol açan uygulamalar “psikolojik terör” yani “mobbing” olarak adlandırılabilir mi? “Mobbing” konusunda yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Dr. Şaban Çobanoğlu, bu kez 28 Şubat’ta mobbinge uğrayanların hikâyelerinin peşine düştü. “Eski asker”lerle yaptığı mülakatlarla saklı kalmış olayları gündeme taşıdı, yaşanan tasfiye sürecini analiz etti. “Sakıncalı Asker”, 28 Şubat paşalarının kendi evlatlarına uyguladığı baskının hikâyesi, bir dönemin yarım kalmış hesaplaşması…
88.80 ₺ -
Günlük
Tanzimat ve Servet-i Fünun edebiyatlarının derbendinde bir Ara Nesil sanatçısı olan Şair Nigâr Hanım, kadınların kendi duygularından açıkça bahsedemediği, erkek duygularını taklit ederek yazdığı bir dönemde bir kadın olarak duygularını çekincesizce yazabilmiş, adını açıkça göstererek kimliğini sahiplenmiştir. Bu açıdan bakıldığında ilk “kadın” şairimizdir ve aynı zamanda Türk edebiyatında en uzun günlük yazan kadın yazar unvanına sahiptir. 25 yaşında başladığı günlük tutma alışkanlığını hayatının sonuna kadar devam ettirmiş ve ölümünden sonra kendi hayatına delil olacak defterler bırakmıştır. İlk dönem günlükleri bütünüyle II. Abdülhamid saltanatıyla örtüşen, son dönem günlükleri ise Balkan Harbi’nin hemen öncesinden I. Cihan Harbi’nin son yılına kadar uzanan Nigâr Hanım’ın defterlerinden sadece kendi hikâyesini değil bir dönemin şemasını da çıkarmak mümkündür. Günlük, içerdiği dönemin bütün hareketliliğine rağmen siyasi amaçlarla kaleme alınmış değildir. Politika Nigâr Hanım’ın öncelikli ilgi alanında görünmez. Ancak tanıklıkları önemlidir. Örneğin bir gün Naciye Sultan’ı ziyaretten dönüşünde defterine şu cümleyi kaydetmiştir: “Bugün Harbiye Nazırı zevcesi Naciye Sultan bu harp ne zaman bitecek diye benden soruyordu”, 8 Şubat 1918. Günlük, edebiyat tarihi açısından da önemlidir. En zengin yanlarından biri titizlikle kaydedilmiş şahıs kadrosudur. Satırlarda izi sürülebilecek edebi simalar kadar dönemin entelektüel bir kadınının okuma listesi de ilgi çekicidir. Ayrıca dönemin sosyal ve kültürel hayatı ve kapsadığı süreçte yaşanan değişimlere dair haritalar verir. Yeme içme, giyim kuşam, gezme mesire, alışveriş mağazalar, tiyatro sinema, tramvay, ısınma, ev döşeme, hizmetkârlarla ilişki gibi pek çok ayrıntıya bu sayfalardan ulaşılabilir ve Günlük toplumsal tarih bakımından zengin malzemeler taşır. Ve elbette merkezinde Nigâr Hanım’ın şahsi hikâyesi vardır. Tanıklıklarıyla bir dönem okuması için hayli zengin malzemeler taşıyan defterlerin asıl odağında Nigar Hanım’ın aile ilişkileri, özellikle eşi İhsan Bey’le iniş çıkışlı evlilikleri, kalabalık sosyal hayatı, edebiyat ve musiki mahfilleri, yazma serüveni ama en çok da acıları vardır. Günlükler hayatı boyunca Nigâr Hanım için bir dert ortağı olur, kimseye anlatamadığı isyanlarını onunla paylaşır, yazarken yalnızlığını unutma imkânı bulur. Elinizde tuttuğunuz çalışma, orijinal metin üzerinden 1628 sayfalık bir hacme sahip olan Günlük’ün kronolojik olarak bir bütün oluşturan ilk sekiz defterini bir araya getiriyor. Geri kalan ve yine kendi içinde bütünlüğü olan beş defter de kısa zaman içinde okuyucuyla buluşmayı bekliyor. Zeynep Berktaş’ın uzun bir süredir titizlikle üzerinde çalıştığı bu defterler Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu’nun önsöz ve notlarıyla zenginleşerek bir bütün olarak ve yeni harflerle ilk kez yayımlanıyor.
314.50 ₺ -
Omuzlarımda Dünya
Sibirya gazisi, bilge ve lider bir adam olan Bekir’in erdem ve iyilik timsali oğlu Seyfullah… Yolu ve okulu olmayan uzak bir dağ köyünde bir rüyası, bir hayali var Seyfullah’ın: Oğlu Nurullah’ı okutmak… Engeller, sorunlar ve imkânsızlıklar baba ve oğulun hayallerinden daha büyük. Başarmak için çok çalışmalı, asla yılmamalı ve sabretmeli. Bir kış günü başlayan uzun, meşakkatli yolculuk ve dünyayı omuzlarında taşıyan bir umut. Onlara destek olan ise güzel insanlar ve duanın gücü. Omuzlarımda Dünya, Türkiye’nin, yönetim sanatı ve liderlik alanındaki önemli bilim insanlarından, şair ve yazar Prof. Dr. Nurullah Genç’in ömrünce geçtiği zorlu yolları kendisinden dinlediğimiz ve kayda geçirdiğimiz bir başucu kitabı. Hâtıraları okurken bazen gülümseyecek, bazen hüzünlenecek, çokça düşünecek ve hayata dair yol işaretleri bulacaksınız. Omuzlarımda Dünya’nın sayfalarında, yaşanılması çok daha zor hale gelen yeryüzünün ve çölleşen insanlığın, medeniyetimizdeki ilim ve irfan iklimini aradığını iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Dünya öylesine bir girdabın içinde ki sevgiyi kanatlandıran yeni bir ses, önce başkaları diyebilen yeni bir nefes bekliyor. Dünya, Nurullah Genç’in şiir dolu yüreği, akıcı üslubu ve keyifli anlatımıyla işaret ettiği pencerelerden bakmayı bilenlerin ufkunu bekliyor. Sadece şu cümle dahi insanlığın sloganı olabilseydi, hayatta neler değişirdi bir düşünelim: Yardım etmek üzere uzandığınız her el, kendi elinizdir.
218.30 ₺ -
Günlük 2
Türk edebiyatında en uzun süre günlük tutan kadın yazar unvanına sahip Şair Nigâr Hanım’ın günlüğünün ilk sekiz defteri, Zeynep Berktaş’ın titiz çalışması ve Nazan Bekiroğlu’nun önsöz ve notlarıyla gün yüzüne çıktığında geriye kalan defterlerle ilgili çalışmanın da kısa süre sonra okurla buluşacağı vurgulanmıştı. Elinizde tuttuğunuz eserle mevcut günlüklerin yayını tamamlanıyor. Nigâr Hanım’ın son dönem günlükleri olarak niteleyebileceğimiz Günlük II, 20 Ocak 1894 ilâ 19 Mart 1918 tarihleri arasında tutulmuş beş defteri ihtiva ediyor. Günlüğün tamamını teşkil eden malzeme -eksik defterlere, koparılan sayfalara, karartılan satırlara rağmen- hem Nigâr Hanım’ın hayatı hem de yaşadığı dönemi kuşatan meseleler hakkında önemli bilgiler içermektedir. Bu eser sadece bir günlük olarak değil, bir roman gibi de okunabilir. Çünkü bir yandan Nigâr Hanım kendi iç romanını yazmıştır. Bu günlükler sayesinde onun ruhunun en mahrem yerlerinde dolaşma imkânı buluruz. Diğer yandan Nigâr Hanım sayfalar boyunca sadece kendi hayatını anlatmamış, devirle ilgili meseleleri de kendi penceresinden gözlemlemiş ve yazıya dökmüştür. Zengin bir cemiyet hayatı yaşayan Nigâr Hanım İstanbul’un seçkin muhitlerinden Saray çevresine kadar açılan bir yelpazede şehrin sosyal hayatını ve ünlü simalarını takip etme imkânını da vermektedir. Özellikle ikinci cilt okunduğunda Nigâr Hanım’ın gözlem gücü yanında sağlam bir nesir diline de sahip olduğu görülecektir. İkinci cildi teşkil eden günlüklere konu olan en önemli mesele savaştır. Bu ciltte, peş peşe yaşanan, devlet ve toplum hayatımızda büyük hasarlar bırakan Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşlarının yansımalarını Nigâr Hanım’ın kaleminden okuma imkânı buluruz. Vatanla ilgili meselelerde çok hassas olan Nigâr Hanım savaşa dair endişelerini dile getirir, yardım cemiyetlerinde faaliyet gösterir. Peş peşe gelen savaşların etkisiyle yaşanan maddi sıkıntılar, kıtlık, kesintiye uğrayan gelirler, göçlerle kalabalıklaşan ve yaşanması daha zor hale gelen İstanbul, hastalıklar ve yalnızlık bu cildin en dikkat çekici temalarıdır. Ancak bütün bu zorluklara mukabil, Nigâr Hanım’ın sürdürmeye gayret ettiği hareketli sosyal hayat, salı toplantıları, hanedan üyeleri ve dönemin seçkin isimleriyle geçirilen vakitler ve edebiyatın yanı sıra musiki tutkusu da günlüğün öne çıkan unsurlarıdır. Nigâr Hanım’ın günlüğü Türk edebiyatının bir kadın kaleminden çıkmış en hacimli günlüğüdür ve ilham verici zengin muhtevası sebebiyle başta kadınlar olmak üzere okuyuculara söyleyeceği çok şey vardır.
296.00 ₺ -
Kulluk Kitabı (Timaş)
"İlim, apaçık bir sualdir. Aşk ise gizli bir cevaba benzer." Muhammed İkbal Derin bir aşkın tek heceli mahsülü içinde tefekkür kâinatını gizleyen adam... Madde ve aklın baş döndürücü bir süratle gemi azıya aldığı bir devirde imanının bütün kudreti, aşkının bütün heyecanı ile feryat eden İkbal, uçuruma giden insanlığı "gönül" denen âleme çağırdı. Hitabı genelde tüm insanlığa, özelde yabancı esareti altındaki Hint Müslümanlarına idi. Emeli, insanlığa İslam'ın hür, asil ve kahraman ruhunu aşılamak olan büyük düşünürün feryadı, bugünün insanını da kuşatıyor. Kulluk Kitabı, kainatın kabuğunu delip ta kalbine varmak isteyen İkbal'in Hicaz Armağanı, Yeni Gülşen-i Raz, Kulluk Kitabı ve Musa Vuruşu isimli eserlerinden oluşuyor.
118.40 ₺ -
Ruh Diyeti
Klimalı seminer salonlarında hayata olumlu bakmak kolay. Ezberlersin rolünü, çıkar oynarsın. Ama ölüm döşeğinde ezberlediğini değil, ancak yaşadığını oynayabilirsin. Birinde rol biter, perde kapanır. Diğerinde rol biter, perde açılır. Ve bu gerçek, yaşadığın dakikaları okuduğun kelimelerin efendisi kılar. Okuduklarınla yaşadıkların uyuşmuyorsa eğer, ancak bir su birikintisindeki gökyüzü kadar derin olabilirsin. Bana kaç yıl yaşadığını, ne kadar çok şey bildiğini anlatma sakın! En nihayetinde sen, aldığın son nefes ve kurduğun son cümlesin. Salih Uyan Ruh Diyeti’nde “Bir telaş, bir koşturma. Nereye gidiyoruz böyle?” diye sorduruyor okurlara. Modern hayatın mutluluk reçetelerine, trend olan yaşam biçimlerine ters köşeden bakıp yaşadığımız kültürel değişimlerle fark etmeden kaybettiklerimize dikkat çekiyor. Kof özgüven yerine tevazua, malumatfuruşluk yerine hakiki bilgiye kulak vermeye davet ediyor. Ve diyor ki, “An gelir, nefesler tutulur. Kelimeler tükenir, bilgi kendinden utanır. İşte o zaman ruhu dinlendirmek gerekir.” Ruhunuza iyi bakın, biraz dinlenmesi için Ruh Diyeti’ne başlayın.
185.00 ₺ -
-
Enneagram İle Eşini Keşfet
“BİZ İLİŞKİYE DOĞARIZ. DOĞUMDAN ÖLÜME İLİŞKİ İÇİNDE KIRILIRIZ. İLİŞKİ İÇİNDE YIPRANIRIZ. İLİŞKİ İÇİNDE VAZ GEÇERİZ. YİNE DE HEPİMİZİ İLİŞKİ ONARIR.” Eşler arasında yaşanan problemlerin temelinde iletişim kazaları vardır. İletişim kazaları öncelikle eşlerin kendilerini tanımamaları, birbirinin farklı yönlerini anlamlandıramamaları ve birbirinin beklentilerinden habersiz olmalarından kaynaklanır. İsmail Acarkan, her insanın farklı bir mizaçla dünyaya geldiğini ve bu yüzden eşlerin önce kendisini sonra birbirini güçlü yönleri, eksiklikleri ve zaaflarıyla bir bütün olarak tanımalarının huzurlu ve mutlu bir aile için olmazsa olmaz olduğunu özellikle vurguluyor. Yazar bireyselleşme çağı olan 21. yüzyılda bu kadim öğretinin ne kadar ihtiyaç duyduğumuz bir anlayış olduğunun altını çizerken eşlerin iletişimini kolaylaştıracak bilgiler veriyor. Enneagram ile Eşini Keşfet kitabı, eşlerin birbirini ve ailelerini tanımaları için destek olurken aynı zamanda anlaşmazlık sebebi olan farklılıkları zenginlik vesilesine çevirmelerine yardım ediyor.
218.30 ₺ -
Karar Ver Planla Harekete Geç
Sağlıklı besleneceğinize dair kendinize defalarca söz verdikten sonra kendinizi kocaman bir dilim çikolatalı pasta yerken buluyor ya da daha planlı çalışacağınızı söyledikten sonra yine sınavdan bir gün önce sabahlıyor olabilirsiniz. İtiraf edelim: Siz de bu durumlardan mutsuzsunuz ve değişmeyi diliyorsunuz. Peki gelecekteki versiyonunuza dair hayaller kurmak bile size iyi geliyorken değişime karar vermek ve bunu sürdürmek neden bu kadar zor? Dünya değişiyor, beklentiler artıyor ve bu hıza uyum sağlamak gitgide zorlaşıyor. Akıllı cihazlar bile çağın gerisinde kalmamak için güncellenirken, büyük değişimler karşısında aynı kalmanız pek mümkün olmasa gerek. Elinizde tuttuğunuz kitap, okullarda öğretilmeyen ama hayatınızı düzene koymak için ihtiyacınız olan bilgileri içeriyor ve doğru karar vermekten etkili düşünmeye, değişim yollarından sürdürülebilir sistemler kurmaya kadar pek çok süreci adım adım işliyor. Bireysel gelişimin ve başarının formülünden ziyade sürece odaklanarak davranışları değiştirmenin uzun vadedeki faydalarına odaklanıyor. Ayça Karaman’dan Karar Ver, Planla, Harekete Geç durmadan değişen dünyada işleyen ve sürdürülebilir bir düzen kurabilmek için ihtiyacınız olan bilgileri yöntemler ve alıştırmalarla pekiştiren interaktif bir yaşam rehberi…
129.50 ₺ -
Yürümeye Devam Et
İnsan en çok kendiyle konuşur. İnsan en çok kendini suçlar. İnsan en çok kendine öfkelenir. İnsan en çok kendiyle yüzleşmekten korkar. İnsan en çok kendini affetmekte zorlanır. Ve insan en az kendini anlar. Kendini anlamaya giden yolculuk uzundur, güç ister, azim gerektirir, adım adım gelişir, devamlı bir seyirdir. Yol uzundur ama orada varlıkları ile huzur veren insanlar vardır. Dünyanın kalabalığına, gürültüsüne, olanca ağırlığına ve yüküne, anlamsız koşturmacasına rağmen sakin ve kendi halinde huzurlu bir hayat yaşayanlar… Aldatıcı bir iyimserliğe ve yaşam enerjisini tüketen karamsarlığa bulaşmadan var olmaya devam edenler… Kalbi sökülmüş bu çağda sevgiyi, aşkı, güzelliği en saf ve en temiz hali ile sessizce yaşayanlar… Yaralarına rağmen yürümeye devam eden insanlar… Dr. Ferhat Kardaş, işte bu yolculuğa niyetlenenlere, düşseler de kalkmaya gayret edenlere sesleniyor. “Pes etme sakın, yürümeye devam et…”
203.50 ₺ -
Çuvallama Sanatı
Dr. Faruk Öndağ, yıllardır sahada edindiği tecrübe ile hata yapma hakkımızın hep saklı olduğunu söylüyor bizlere. Çünkü çuvallamak, hayatta başarıyı yakalamak ve hedeflerimize ulaşmakta bize epey yardımcı olacaktır. Yeter ki biz yürüdüğümüz yoldan en küçük bir yanlışta vazgeçmeyelim.Bu kitapta, hayatta ciddi başarılar elde etmiş, mevki ve makam sahibi olmuş, liderlik yapan, yerine göre inanılmaz paralar kazanmış onlarca insanın hatırası da yer alıyor. Şu anda zirvede olan bu insanların, geçmişte nasıl saçma sapan hatalar yaptıklarını, hayatlarının bir dönemlerinde nasıl da çuvalladıklarını görerek bol bol gülümseyeceksiniz. Başarılı olmak istiyorsanız, çuvallamaktan korkmayın!
140.60 ₺ -
Öğretmenin Kişisel Gelişim Rehberi
Ben, “Hiçbir şey olamazsa bari öğretmen olsun,” cümlesinin çok sık kullanıldığı bir dönemde öğretmenliğe başladım. Birkaç yıllık tecrübeden sonra o cümle zihnimde şöyle değişti: “Eğer bir kişi öğretmenliğe layık değilse ne olursa olsun ama öğretmen olmasın.” Çünkü öğretmenlik kolay iş değildir. Başka mesleklere benzemez, mesai saatlerine sığmaz. Bu yüzden öğretmen eve gidince işini kapının önünde bırakma lüksüne sahip değildir. Bırakırsa, öğrenciler de öğretmene duydukları saygı ve sevgiyi son dersten sonra sınıf kapısında bırakırlar. Yıllar sonra buluşan mezunlar, akşamları öğrencilerini hatırlamayan öğretmenlerini hatırlamazlar. Öğretmen, toprağı sürerken taşları, dikenleri değil hasat mevsimini düşünür. Sabah suladığı saksıdan akşam çiçek beklemez. Sabrı taşarsa verilen bütün emeklerin sele karışacağını bilir. Öğretmen, bir ağaç fidanına bakarken meyvelerin kokusunu alan, gölgesinin serinliğinde ürperen kişidir. Yirmi yıla varan öğretmenlik ve eğitimcilik tecrübesiyle Salih Uyan, mesleki hayatından süzdüğü ibretlik olaylarla ve dikkate değer hatıralarla Türkiye'nin eğitim sisteminde aksayan yönleri ve gereken reformları ortaya koyuyor ve dönüşümün öğretmenlerle başlaması gerektiğini söylüyor. “Reform hareketlerinde yöntemler, araçlar, yaklaşım ve zihniyet güncellenmeli fakat sevgi, adanmışlık ve fedakârlık gibi mesleğin özünü oluşturan değerler sabit kalmalıdır,” ilkesinin altını çiziyor. Ve öğretmenlerin bu süreçlerde ve modern eğitim sisteminde kendilerini nasıl geliştirmeleri ve pozisyon almaları gerektiğini kapsamlı ve kuşatıcı bir şekilde anlatıyor.
166.50 ₺ -
Taş Olsa Çatlar
Ruh sağlığı... kendin olmaktır! Fiziksel form gibi zihinsel kondisyonun da zaman içinde, belirli tekniklerle güçlendirilebileceğine dair eğlenceli çizimleri ve egzersizleriyle pozitif bir rehber: Taş Olsa Çatlar Hepimiz daha az endişe, suçluluk, öfke ve üzüntü hissetmek istiyoruz. Takıntılarımızda daha az boğulmak ve daha az yalnız kalmak istiyoruz; kendimizi şeytanlarımızdan, zorlayıcı alışkanlıklarımızdan ve stresimizden kurtarmak istiyoruz. Fakat insanlar olarak (taşların aksine) bunların hepsini deneyimliyoruz. Ve paradoksal olarak, onlardan kaçınmaya ve onları kontrol etmeye çalışmak, işleri daha da kötüleştiriyor. Uzun yıllar boyunca psikolojik problemlerle mücadele eden Mark Freeman, yol boyunca edindiği tecrübelerden beslenerek bir akıl sağlığı mentörü haline geldi. İç sesini susturmak, acı ve stresten kaçınmak yerine duygusal gücümüzü özellikle de denge ve odaklanma kapasitemizi geliştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Zekâ, şefkat ve tecrübe derinliğiyle yaşamın her evresinde karşılaşabileceğimiz pek çok hastalıktan, diğer yöntemler başarısız olsa bile iyileşebileceğimizi gösteriyor. Freeman’ın yenilikçi yaklaşımı, çeşitli iyileştirici teknikler, farkındalık, dikkat eğitimi, akran desteği, mizah ve sağduyuyu kullanıyor. “Mark Freeman, endişeli zihinleri sakinleştirmek için işe yarar uygulamalar, yaratıcı alıştırmalar ve ilham veren stratejilerle dolu dolu bir yol haritası çizdi.” —Mark Wolynn, Seninle Başlamadı’nın yazarı “Akıl sağlığına olan bu mantıklı ve son derece pratik yaklaşım, yaygın hale gelen korku temelli düşünceye karşı harika bir panzehir sunuyor. Freeman’ın alıştırmalarından bazılarını deneyin; uzun süredir devam eden duygusal engellerin bile ne kadar kolay kalkacağına şaşıracaksınız!” —Gail A. Hornstein “Akıl sağlığı ve zindelik üzerine bugüne kadar okuduğum en iyi kitap. Mark güvenilir bir arkadaş, düşünce ortağı ve danışman oldu. Bu kitap, daha zengin, daha dolu ve daha canlı bir yaşam sürdürmek için bir bilgi hazinesi ve uygulanabilir adımlar rehberi. Gerçekten daha fazla tavsiye edemezdim.”—Brad Stulberg
166.50 ₺ -
Yeni Nesil Öğretmen Olmak
Eğitim durmadan değişiyor, dönüşüyor. 21. yüzyıl öğrencisinden beklentilerimiz önceki dönemlerin öğrencilerinden beklenenlerden çok daha farklı. Bu yüzyıl problem çözebilen, eleştirel düşünebilen, hayal kurabilen, sorumluluk alabilen girişimci öğrenciler istiyor. Z ve Alfa kuşağı öğrencilerini eskinin alışılmış eğitim modellerine mahkûm etmek, onların bu potansiyellerini açığa çıkarmalarına ve kendilerini keşfetmelerine engel olmak demek. Hâl böyleyken öğretmenlerin çağın gerektirdiği yetkinliklerle donanması, değişen öğrenci profilinin ihtiyaçlarına cevap vermesi ve döneme uygun bir eğitim ortamı oluşturması elzem. Teknolojiyle şekillenen yeni iletişim kanalları öğrencilerin bütün dünyasını belirlerken öğretmenlere düşen, onlarla doğru frekanslarda iletişim kurmaktır. Tamamen teknolojiye değil, teknolojiyi kullanarak öğretmeye odaklanmaktır. Kültürel ve tarihî değerlerimizi ön planda tutmak, öğrencileri dış dünyada başarılı kılacak özelliklerle donatmaktır. Günün sonunda eğitimcilere düşen erdemli, öğrenmeyi öğrenmiş, analiz yeteneğine sahip, kendini geliştirebilen ve dünyaya duyarlı bireyler yetiştirmektir. Tecrübeli eğitimci ve yazar Metin Özdamarlar’ın kendi deneyimleriyle yıllar süren titiz araştırmalarını harmanladığı Yeni Nesil Öğretmen Olmak, “teknoloji” neslini eğiten günümüz eğitimcilerine mesleki hayatlarında rehber olacak bir başucu kitabı.
129.50 ₺ -
Bir Delilik Yap
"Ben Dr. Faruk Öndağ... Binlerce genci sınava hazırlayan bir uzman olarak söylüyorum: Korkacak hiçbir şey yok. Aslında sınavlar kolaydır. Sınav psikolojini olumluya çevirebilir, motive olabilirsen, ilk adımı çoktan atmışsın demektir. Ve bundan sonrası çok daha kolay olacaktır. 'Geride kaldım, zaten dersler çok zor, yeterince soru çözmedim, bütün rakiplerim benden daha çok şey biliyor,' diye düşünme. Unutma, en ileri giden ok, en geriye çekilmiş yaydan çıkar.Kaçma, kaçınma, erteleme...Motive ol, harekete geç, biraz delir ve başar.Çünkü hayat seni bekliyor..." Yalnızca sınavlara hazırlanan gençler için değil, hayatın bütün sınavları için yazılmış bir kitap bu. Kendini genç hisseden herkese...
129.50 ₺ -
Dinle Sözü Sevgiliden
Dinle Sözü Sevgili’den… Münire Daniş, yeni kitabı Dinle Sözü Sevgili’den ile Resulullah’ın dilinden dökülen sözlerine, halinden dökülen özüne şahit kılınan ashabın yaşadığı olayları, yine kendine has hikaye üslubuyla okuyucusuyla paylaşıyor… Birinde emel ve ecel ilişkisini anlatmak maksadıyla bir dalın ucuyla yere şekil çizen ve bunun manasını ashabına sorarken buluyoruz Allah Resulü’nü, bir diğerinde mağarada kalan üç arkadaşın halini anlatarak en hayırlı amelleri haberini verirken, bir diğerinde Allah Resulü’nün huzurundaki halini muhafaza edemeyen Hanzala’nın, “Ya Resulallah! Hanzala münafık oldu!” nidasına karşılık verdiği sükûnet soluklu cevabıyla karşı karşıya kalıyoruz… Allah Resulü o gün en yakınında bulunan dostlarına ne söylediyse bugün bize söylemiş gibi dinleyebilmek için Dinle Sözü Sevgili’den mutlaka okunması gereken bir eser…
59.20 ₺