-
İslamın Aynası Camiler
Dünya çapında ünlü felsefe ve estetik profesörü, Fransız Müslüman düşünür Roger Garaudy, bu eserinde üç kıtaya damgasını vuran İslâm sanat ve mimarisinin felsefî ve estetik açıdan son derece çarpıcı bir değerlendirmesini yapıyor. “Güzelliğin Dini İslâm” düşüncesinden yola çıkan yazar, “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadisinin İslâm sanat ve mimarisinde nasıl somutlaştırıldığını en çarpıcı örnekleriyle gözler önüne seriyor. Yazar, evvelki dönemlerin ihtişamını gözler önüne sermekle yetinmiyor, Müslümanların Batı’yı ve geçmişi taklitten kurtularak yeni bir silkiniş ve yeni bir dirilişle İslâm’ı yaşamaya başladıkları an, eskiden olduğu gibi, yine muhteşem sanat ve mimari eserler ortaya koyabileceklerini de müjdeliyor. İslâm sanatı ve mimarisi konusunda hem dînî hem tarihî hem de felsefî ve estetik bilgilerle donatılmış bu eser, sahasında tek ve biricik olma özelliğine sahiptir. İslâm sanatı, Kur’ânî bakış açısının doğrudan doğruya ifadelendirilişidir. Bu, şu demektir: İslâm sanatının asıl misyonu, bize “Allah’ı yeniden hatırlatmak”, o ilk ve son gerçeği bize yakînen tanıtmak, var ettiği ve sonunda yok edeceği bu kâinatta Allah’ın gözle görülmeyen varlığının her zaman yeni ve her zaman hayran bırakan o keşfini bizlere yaşatmaktır. Allah ile insan arasında her türlü aracılığı reddeden İslâm ruhaniyetinin mekânı ise, merkezsiz bir mekândır. Orada sonsuzluk, organik bütünlükle değil aksine, ilâveler ve âhenkli tekrarlarla telkin edilir. Eski Yunan tapınağının simetri ve ölçülerinin aksine ve Hıristiyan bazilikasındaki âyin düzeninin tersine, bir caminin sütunları, insanlar veya eşya ile ortak noktası bulunmayan, ilâhî sonsuzluğa nispetle eşyanın nâtamam oluşunu ve sınırlılığını telkin eder ve âdeta bir hurma bahçesi şeklinde çoğalır. Kâbe’nin taştan süssüz küp şeklindeki mimarisinden, Sinan’ın İstanbul ve Edirne’deki en cesur mimarî şaheserlerine halel getiren Osmanlının barok camilerine kadar, kaynağını Kur’ân vahyinden alan yaratıcı ruhun coşkusu, dünyanın her yerinde bütün sanatların odak noktası olan camileri ortaya çıkarmıştır. Musikisi ve şiiri gibi İslâm’ın bütün görsel sanatları da, İslâm inancının temel hedefinin plâstik ifadesinden başka bir şey değildir; dolayısıyla İslâm’da bütün sanatlar insanı camiye, cami de ibadete götürür. Resmin “olmayışı”, tabiatın “reddi”, gerçekçilik “eksikliği” ve (cami gibi büyük) binadaki “boşluk” yüzünden İslâm sanatı hakkında “olumsuz” yorumlar ortaya atılabilir. Oysa bu kusur diye sayılanların hiçbiri ne reddediştir, ne de inkâr, tam aksine aşkınlığın (yani Allah’ın yüceliğinin) en tavizsiz tasdiki, teyidi ve vurgulanışıdır. Çünkü İslâm’da aracıya, ara bulucuya yer yoktur, tam aksine Allah ile tabiat arasında kesin ve tam bir ayırım vardır!
185.00 ₺ -
20. Yüzyılın Biyografisi
Çağımızın en güçlü düşünürlerinden Roger Garaudy, “insan için insanca bir düzen” idealine kendini adamış gerçek bir dava adamıydı. Fikir adamlığının yanı sıra aynı zamanda gözü kara bir eylemciydi. Felsefeden sanata uzanan engin birikim ve yeteneğini bu uğurda seferber etti. İnandığı dava uğruna canını seve seve vermeye hazır bir idealist olarak yaşadı. Roger Garaudy bu eserinde, 20. yüzyılın felsefe ve fikir hayatının geniş ve eleştirel bir panoramasını çiziyor. Bütün felsefe akımlarını, felsefecilerini ve aydınlarını enine boyuna sorguluyor. 20. yüzyıldaki felsefe akımları, insanlığa ne kazandırdı, ne kaybettirdi? İslâm’ın günümüz kelâmcı, hukukçu, bilgin ve düşünürlerinin bu felsefe akımlarına cevabı ne olmalı? Bütün dünya insanlığını toplu bir intihara sürükleyen şu gidişe nasıl dur denmeli? Garaudy’nin felsefî vasiyeti niteliğindeki bu kitap, insanlığın kurtuluşu için yerkürenin bütün güçlü beyinlerini, özellikle de Müslümanları fikir üretmeye davet ediyor.
266.40 ₺ -
Cennete Koşanlar Engelliler
“Bir sahur programında engelli bir çocuk babası olan ve on dokuz yıldır ibadet bilinciyle oğluna hizmet eden Ali Bey’i misafir etmiştim. Konu engellilerdi. Karşılaştıkları problemleri, toplumun engellilere bakışını anlatıyordu. O anlattıkça ben kendimden utanıyordum. Yer yarılsa yerin dibine girecektim. Bu konuda ne kadar gafil olduğumuzu fark ettikçe mahcubiyetim katlanarak artmıştı. Sivas’taki bir konferans sırasında tanıdığım Fatma Tatlı kardeşim, imanın imkânını fark etmemi sağladı. İlk Almanya ziyaretinde tanıdığım Gülseren Gümüş kardeşim, bana sahip olduklarımı hatırlattı. Ne kadar zengindim ve ne kadar az şükrediyordum. Zaman içinde tanıştığım kardeşlerim arttı. Hepsi Allah’ın ayrı bir ayetiydi. Hepsinde ayrı bir cevher vardı. ‘Bu kardeşlerimin derdine merhem olabilir miyim,’ düşüncesiyle hayatımızda onlara yer açalım diye bu çalışmaya başladım. Onlar, en zor imtihana tabi tutulmalarıyla Allah’ın özel kullarıydılar. Rabbimiz onlara dünyada bazı sıkıntılar verse de şundan emin olmalıyız ki onları çok seviyor. Ve onların hayatları bizler için ibretlik numuneler sunuyor.” Ahmet Bulut, Cennete Koşanlar’da bizleri Allah’ın verdiği nimetlerin kıymetini anlamaya, her gün soluduğumuz nefesin değerini bilmeye, çok olağanmış gibi kullandığımız uzuvlarımızın önemini fark etmeye davet ediyor. Okuduğunuzda hayatınızda çok şey değişecek. Ne kadar zengin olduğumuzu ancak buna karşın, ne kadar az şükrettiğimizi göreceksiniz. Kitaptan Alıntılar Sen Allah’ın özel kulusun. Sana dünyada bazı sıkıntılar verdi. Bazı nimetlerden seni mahrum etti. Sana, kendisini unutturmayacak ve daima kendisini hatırlatacak sıkıntılar verdi. Hiç düşündün mü senden aldıklarının karşılığında ahirette sana vereceklerini? ** Çalışalım, çabalayalım, uğraşalım, olabileceğimizin en iyisi olmak için. Unutmayalım ki engelli olduğumuz için özel biri olsak bile, her sağlıklı azamızın sorgusu diğer insanlarla aynı olacaktır. Bu durum bize kimseden üstün olma hakkını vermeyeceği gibi, alçak olduğumuzu da göstermez. Ne hak yiyelim ne de kendimizi bütün haklardan mahrum görelim. ** ** Engelliler... Engellerimiz... Engellediklerimizdir bizim... Bazısı daha hayata merhaba deme şansına bile sahip olamadan, bu hakkı elinden alınan... Bazısı doğduğunda üzerine bu etiket yapıştırılan... Bazısı ise normal bir hayat sürerken ne olduğunu bile anlamadan engelli oluverendir... Hayattandır... Ölüm gibi, doğum gibi mutlak, birdenbire, hesapsız kitapsız öylece kendiliğinden... ** “Vah vah” derler “Yazık, pek de güzelmiş... Allah’tan geldi işte, ne yapacaksın, mecbursun, katlanacaksın... Doğduğunda mı oldu sonradan mı, hiç mi yürüyemi-yorsun, hiç mi görmüyorsun, konuşmuyorsun? Duymuyorsun bir de öyle mi? Ya işlerini kendin mi görüyorsun?” gibi ayaküstü engelli kişiyi soru yağmuruna tutar-lar âdeta. Der ki engelli: “Herhâlde ben çok kötü durumdayım. Yoksa herkes aynı şeyleri söylemezdi ba-na. Demek ki diğerlerinden farklı olmak böylesine kötü bir şey...” ** Engel bizim gözümüz, görüşümüz, algımız... Allah bizi sağlıklı, başka bir deyişle ‘tam’ yaratmadan, ‘tam nasıl olunur’ bilmiyorduk. Sağlık nasıl bir şey, bilmiyorduk. Bunu biz Allah’tan öğrendik. Engelli insan ise engelli olduğunu bizden öğrendi. Bu ne büyük bir vebal...
103.60 ₺ -
Çiçekler Üşümesin
Nurullah Genç, Çiçekler Üşümesin ile şairin uzun yolculuğunun ilk duraklarına götürüyor okurunu yeniden. Şiirine yön veren izlekleri okurlarıyla buluşturuyor bu eserle. Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden Kar yağsa da bu ıssız vadiye, gün bitmesin Yapraklar üşüse de, çiçekler üşümesin
81.40 ₺ -
Siyah Beyaz Tabletler
Nurullah Genç’in şiir macerası Siyah Beyaz Tabletler ile bambaşka bir soluk kazanıyor. Geleneğin yeni bir dirilme yaşadığı dilini bu defa kadim yaşantılara doğru sürüklüyor. Şair hüzün meşalelerini bir defa daha alevlendiriyor… sen var oldun tenhâsında devlerin ben hiçliğe bulaştım ne hiç kaldı bende ne sende varlık elimizde, avucumuzda şimdi hâin aldanmışlık ve ihtiyarlık
66.60 ₺ -
Söyle Bana Hindiba
Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yârim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir karadelikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu seraba Söyle bana hindiba
111.00 ₺ -
Evimiz Cennetimiz Olsun
Kim evinin cennet gibi olmasını istemez? Eşlerin muhabbetle kenetlendiği, hayatın zorluklarına karşı birbirlerine destek oldukları, çocukların saygı ve sevgi çerçevesinde ilgi ve şefkatle büyüdüğü bir aile ortamı herkesin hayalidir. Maalesef günümüzde yaşanan aile içi sorunlar TV ekranlarında pervasızca konuşuluyor, çözüm odaklı olmak yerine yaşanan problemler daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriliyor, sorunlar büyütülüyor, kadına şiddet körükleniyor, boşanma oranları her geçen yıl artmaya devam ediyor. Evimiz Cennetimiz Olsun, bu gidişe “dur” demek için aile içerisinde yaşanan sorunları teşhis edip psikolojik ve manevi boyutlarıyla enine boyuna ele alarak eşlere Kur’an ve Sünnet perspektifinden yuvalarını cennet edecek çözümler sunuyor, özlenen sağlıklı bir aile ve toplum yapısına ulaşmanın yollarını gösteriyor.
125.80 ₺ -
Süleyman Han
Vehimi, Koca Kurt! Her köşe başından çıkıp dünyanın her yerinde düşmana aman vermeyen gözü kara yiğit! “İnsanın doğası nedir Vehimi? İktidar hırsına kapılıp riyakarların fitnesine kanan insana hırs neler yaptırır?” Değil mi ki kılıcın iki tarafı da keskindir, değil mi ki Sultan Süleyman en çok sana güvenmiştir… Anlat Vehimi, sorgucuların keskin gözlerinin içine bakarak anlat. Sen mi vurdun Sultan Süleyman’ı sırtından? Sağ kolu olduğun Hünkarına sen mi kıydın? “Süleyman Han’ın yanına, vefatından yalnızca yarım saat kadar önce girme fırsatı buldum. Derin, gürültülü soluklar alıp veriyordu Süleyman Han… Fısıldadım usulca, ‘Sultanım… Ben geldim Sultanım…’ Sessizlik… Ruhun umuda bakan aydınlık yüzü ile aklın gerçeğe bakan karanlık tarafı arasında bir gölge vardır. Beni o gölgeye iten de Süleyman Han’ın göz kapaklarında gördüğüm o bir anlık kıpırtıydı. Üzerine eğildim, ‘Hünkarım beni işitiyor musunuz?’ Biraz daha eğildim, yüzümü yüzüne yaklaştırdım, ellerimi yastığının iki yanına dayadım… Sonra…” Muhteşem bir devir kapanıyor! Görkemli bir rüya son buluyor! Kanuni ve Sultan kitaplarıyla okurları heyecanlı bir serüvene sürükleyen ödüllü romancı Okay Tiryakioğlu, üçlemenin son kitabı Süleyman Han ile karşınızda. Nefesinizi tutun; gerçek ile kurgu arasında ki bu kararsız yürüyüşte ihtiyacınız olacak.
196.10 ₺ -
Hayat Teselli Bulmaktır
Kemal Sayar bugüne kadar pek çok kitapla buluştu okurlarıyla, yazdığı kitaplar aracılığıyla bizlerle söyleşti. Şimdi sıra Hayat Teselli Bulmaktır’da. Bugüne kadar yayımlanan yazılarının en sevilenleri, en çok paylaşılanları bir araya getirilerek oluşturulan Hayat Teselli Bulmaktır birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının mümkün olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Üstelik bir şairin ince dokunuşlarıyla…
81.40 ₺ -
IV. Murat
On bir yaşında tahta geçti. Annesi Kösem Sultan’dan iktidarı zor devralabildi. Rüşveti, adam kayırmayı engelledi. Tütünü, alkolü yasakladı. Düzeni hem devlete hem sokaklara getirdi. Tarihin en muktedir liderlerinden oldu. “Bağdat’ı almaya çalışmak, Bağdat’ın kendinden daha mı güzeldi ne!” sözü tarihi geçti. Ordusunun başında sefere çıktı, “Bağdat Fatihi” oldu. Üstelik hayallerinin hepsini gerçekleştiremeden, yirmi sekizinde hayata veda etti. O; Osmanlı’nın son fatihi IV. Murat’tı. Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan ödüllü yazar Okay Tiryakioğlu’nun; Kumandan, Kuşatma 1453, Yavuz ve Kanuni’den sonra beşinci tarihî romanı; IV. MURAT/Gürz ve Zafer. Osmanlı’nın her anı olaylarla dolu dönemini okumaya hazır mısınız?
222.00 ₺ -
Kayıp İslam Tarihi
İslâm medeniyeti, Arabistan’ın kurak çöllerinden meteor hızıyla yükseldikten sonra Hindistan’dan İspanya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada birçok farklı kültür, din ve entelektüel geleneği içerisine aldı. Bunun sonucunda, yalnız Antik Çağ ile Rönesans Avrupası arasındaki bilgi köprüsünü değil, aynı zamanda günümüzdeki modern bilim dünyasının temelini de oluşturan bir “Altın Çağ” ortaya çıktı.Hükümdarlar, devlet adamları ve askerlerin yanı sıra Müslüman düşünürler, ilim ve din adamları da faaliyetleriyle bu gelişime katkı sundular. Kayıp İslâm Tarihi’nde, matematik başta olmak üzere astronomi, coğrafya, tıp ve fiziğe yaptığı muazzam katkılarla isimleri hafızalara kazınması gereken el-Harezmî, İbn Haldun, Ömer Hayyam, Bîrûnî, İbn Sînâ, el-Gazzâlî, İbnü’l-Heysem, Piri Reis, Mimar Sinan gibi âlimlere hak ettikleri değer veriliyor… Endülüs, Batı Afrika’nın Savana emirlikleri, Babürlüler gibi yok olan medeniyetlerin yanı sıra Abbâsîler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi çağlara damgasını vuran hanedanların da bilinmeyen yönleri anlatılıyor… Müslüman ya da gayrimüslim, en meşhur araştırmacıların dünyanın her tarafından akın ettikleri ilim merkezleri; Bağdat, Şam, Kurtuba, Kahire, Buhara, İskenderiye, Delhi, İstanbul gibi kadim şehirler inceleniyor… Lost Islamic History web sitesiyle milyonlarca okura ulaşan Firas Alkhateeb tarafından kaleme alınan bu kitap, İslâm tarihinin bütüncül bir şekilde ele alınıp değerlendirilmesi hedefine yönelik çok önemli bir çalışma. Hz. Muhammed ile başlayan ve halen devam etmekte olan İslâm tarihini (iyi ve kötü günleriyle birlikte) canlı bir çizgi halinde sunan eser, açık ve anlaşılır üslubu, siyasetten bilimsel çalışmalara kadar bütün önemli teşebbüsleri bir arada değerlendirme eğilimi ve herkese hitap eden yaklaşımıyla okurlara “Kayıp İslâm Tarihi”ni keşfetme duygusu yaşatacak.
185.00 ₺ -
Popüler Tarih Türk İslam Tarihi 10 Kitap
Popüler Tarih setinin ilk serisi olan Türk-İslam Tarihi, Türk tarihini İslamiyet'ten öncesinden başlayarak anlatıyor. Milattan önce henüz Orta Asya bozkırlarında göçebe olarak yaşayan Türkler, savaşçı bir toplum olarak hayatlarını sürdürmektedir. Türklerin zaman içinde göçler yoluyla farklı toplumlarla karşılaşmaları değişimleri de beraberinde getirmiştir. İslamiyet'in doğduğu günlerden başlatarak Selçuklular devrine ve Anadolu fetihlerine kadarki sürece uzanan Türk-İslam Tarihi, sadece devletleri anlatmakla kalmıyor onların kültürel, ekonomik ve siyasi yapılarını da irdeliyor.
481.00 ₺ -
-
Bir Ömrün İnsanları
Geç takdir edilen büyük halk adamı Süleyman Demirel’den idealist bir siyasetçi Bülent Ecevit’e, ülke yaratan bir kahraman Rauf Denktaş’tan ayrı bir dünyanın sesi Dalay Lama’ya, ABD’nin başkanı halk adamı Jimmy Carter’dan insanlığını korumuş milyarder George Soros’a kadar birçok siyasetçi… Büyük tarihçi Halil İnalcık’tan Türkiye dostu İngiliz tarihçi Bernard Lewis’e, kalbi büyük, yardımsever Arnold J. Zurcher’den çok yönlü bir lider İhsan Doğramacı’ya, Sovyet Türkolog Ethem Tenişev’den Türk ve Müslüman dostu Alexandre Bennigsen’e kadar birçok ilim adamı… Modern Türk edebiyatının öncüleri Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Kemal Tahir’den çok yönlü düşünür, sinemacı, kültür mirasının savunucusu Halit Refiğ’e, Türk sinemasının öncülerinden olan Hulki Saner’den işçi haklarını savunan yazar Kemal Sülker’e kadar birçok sanatkâr ve yazar… 20 ülkede yayımlanmış birçok eseriyle Türkiye’nin ve dünyanın en önemli Osmanlı tarihçilerinden biri olan Kemal H. Karpat, Bir Ömrün İnsanları adını verdiği bu kitabında bir asra yaklaşan hayatını olumlu/olumsuz etkileyerek belki de kendisinin dünya çapında bir ilim adamı olmasına katkısı olan kişileri anlatıyor.
259.00 ₺ -
Bitmeyen İyilik Vakıf Kuranlar
Bu kitap sizi, iyiliğin en güzel yolunu bulan insanların dünyasına doğru bir yolculuğa çıkaracak. Öyle bir iyilik ki yıllar önce yapıldığı hâlde etkisi hâlâ devam ediyor. Nizamülmülk, Alaaddin Keykubat, Fatih Sultan Mehmet, Beyazit, Kanuni, Mimar Sinan, Bezmialem Valide Sultan, Hatice Sultan, Mehmet Raşit Efendi…Kurdukları vakıflarla yüzyıllar boyunca ihtiyaç sahiplerine destek olmuş örnek insanlarla tanışacak,yaptıkları iyilikleri okuduğunuzdatoplumsal dayanışmanın uzak bir hayal olmadığını göreceksiniz.
74.00 ₺ -
Endülüs’te Bir Hafta
Manolya, Tarih bölümü son sınıf öğrencisidir. Hayatını eski yazmalara adamış hocasıyla Endülüs alanında çalışıyordur. Yaz tatilinde beklenmedik şekilde kendini Granada’nın incisi Elhamra Sarayı’nda bulur ve sarayda çalışan Mateo ile tanışır. Sarayı gezerken kayboldukları tüneller önce soğuğuyla sonra görkemli teknolojisiyle onları şaşırtır! Elhamra Sarayı’nı inşa ettiren Sultan Muhammed’in, başkent Kordoba dâhil bütün Endülüs şehirlerini Elhamra’ya dokunulmaması karşılığında teslim etmesinin ardındaki sır, onları on dördüncü yüzyıl Endülüsü’ne götürerek hiç beklenmedik bir yolculuk yaşatır.
162.80 ₺ -
Ayasofyada Bir Gece
Mihrimah, Ayasofya’da çalışırken bir sırrın tam ortasına düşüyor. Üstelik bu sırrın ortakları da var. İpek ve Mehmet, kendilerini bu gizemi çözüp parçaları tamamlamaya adıyorlar. Çünkü, bu sırrı aydınlığa kavuşturmak Ayasofya’yı korumak demek. İtalya’da başlayan bu yolculuk, Doğu’nun mistik havasında ilk rota olan Diyarbakır surlarında da onları şaşırtıyor. Bu macerada yalnız olmadıklarını anladıklarında her şey daha beter bir çıkmaza giriyor. Ayasofya’nın savunma mekanizması ise herkesi şaşırtıyor! “Ne su koruyabilir hazineyi, Ne de kendisi saklayanın, Yıldız gözünde durduğunda. Son şövalye sözünü bozduğunda, Ve Muktedir üzümü yaktığında Kim koruyacak mabedi?”
111.00 ₺ -
Kuşçubaşı Eşrefin Eşi Pervinin Savaşı
Kuşçubaşı Eşref… Cesur bir savaşçı, becerikli bir istihbaratçı ve bir eş… Pervin Hanım… Kuşçubaşı Eşref’in henüz 45 günlük evliyken savaşa gitmek için geride bıraktığı müşfik bir eş… Pervin Hanım’ın hatıratı… Birinci Dünya Savaşı, savaş yılları, savaş sonrası esaret ve işgal günleri, Milli Mücadele dönemi, Lozan sonrasında başlayan Kuşçubaşı’nın sürgün günleri… Bütün bunlara dair enteresan bilgiler ve yorumlar barındıran, bu süreçleri çilekeş bir kadının gözünden günümüze aktaran bir defter… Savaş yıllarında pek çok Osmanlı kadını ile aynı acıları paylaşan Pervin Hanım’ın kaderi Lozan Antlaşmasından sonra farklı bir yöne evriliyor. Benjamin C. Fortna, Kuşçubaşı Eşref: Efsane Teşkilat-ı Mahsusa Subayının Hayatı isimli muhteşem çalışmasının ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun en çalkantılı dönemini bir de Eşref Bey’in eşi Pervin Hanım’ın kaleme aldığı hatırat aracılığıyla gözler önüne seriyor. Heyecan içinde bir solukta okunabilecek muhteşem bir çalışma…
148.00 ₺ -
Mahremiyet Eğitimi
Birçok anne-baba çocuklarını kötü niyetli kişilerden korumak için “tanımadığın biri sana şeker verirse oradan kaç” gibi tavsiyelerde bulunur. Bir kısım anne-baba da çocuklarının iyiliği için üzerlerinde baskı kurup korkutmak, onları tehdit edip sindirmek zorunda olduklarına inanır. Çocuğu korkutarak ve ürküterek mahremiyet bilinci kazandırmaya çalışmak, onu sosyal yaşamda korunaksız kılar. Böylesi çocuklar hayata karşı güvensiz, başkalarına karşı şüpheci, dost ve arkadaş edinmede yeteneksizdirler… Halbuki Mahremiyet Eğitimi bir nezaket eğitimidir… Bu sayede çocuk kendini saygın hisseder, olumsuz bir tavır karşısında güçlü bir duruşla kendini koruyabilir. Pedagog Dr. Adem Güneş bu eserinde, bir yandan çocuklara “zarafet ve nezaket” kazandıran, diğer yandan kendilerini kötü niyetli kişilerden koruyacak güce eriştiren Mahremiyet Eğitimi’nden bahsediyor. Her anne-babanın ve öğretmenin bilmesi gereken temel prensipleri adım adım okuyucusuyla paylaşıyor. “Kitabın en güzel yanı, örnek olaylarla net öneriler sunması. Çocuğu olan veya çocuk bekleyen anne-babalar mutlaka okumalı.” (S. Erdoğan, 27) “Çocuk eğitimi üzerine kesinlikle okunması gereken bir kitap. Okurken hem çocuğumu hem kendimi daha iyi tanıdım, çocuk ebeveyn ilişkisinin nasıl olması gerektiğini kavradım.” (D. Yaprak, 32) “Anne-babaların en çok zorlanacağı konulardan biri üzerine tam bir başucu kitabı. Alın okuyun ve etrafınızdaki ailelere hediye edin.” (R. Durmaz, 43)
162.80 ₺ -
Efe Hazretleri
Meşhur lakabı “Alvarlı Efe” olan Muhammed Lutfî Hazretleri (1868-1956) değeri yüksek ve derecesi yüce Allah dostlarındandır. Uzun yıllar Alvar Köyü’nde imamlık ve irşad vazifesini îfâ etmiştir. Hâl ve kemâl, ilim ve irfan sahibi insanlara hürmet ve muhabbet ifâdesi “Efendi” unvanının kısaltılmış şekli olan“Efe” namıyla anılmaktadır. Türk-İslâm medeniyetine hizmetleriyle tanınan, Efe Hazretleri Vakfı’nın kurucularından Hattat Hüseyin Kutlu Hocaefendi gönüllere hükmeden mânâ eriEfe Hazretleri’nianlatıyor. Efe Hazretleri’nin ilk hocası, muhterem babası, zâhirî ve bâtınî ilimlerde yed-i tûlâ sahibi Hâce Hüseyin Efendi ve şeyhleri Hacı Feyzullah Efendi ile Mîr Hamza Nigârî’yi; kudsî nazarı ve irşadıyla Alvar İmamı’nın Nakşibendî tarîkatinin altın halkasına dâhil olduğu Pîr Muhammed Küfrevî Hazretleri’ni; bıraktığı en önemli eseri, yegâne oğlu ve mümtaz halîfesi Seyfeddin Efendi’yi; mücahid kimliğini, cömertliğini kısaca Mâneviyât Efe’sinin hayatını okuyacaksınız.
177.60 ₺ -
Hastalıkların Duygusal Sebepleri
Hepimiz milyonlarca yıldır dönüp duran dünyamıza kısa bir süre için misafirliğe geldik. Bu kısacık zamanı duygusal ya da fiziksel hastalıklarla geçirmeyi kim ister? Hele ki hastalıkların nedenlerini her şey için geç olmadan görebiliyorken… Size bir müjde vermek istiyoruz: Hasta olmadan önce ruhunuzu, sonra da duygudan kaynaklı olası hastalıkları hiç olmadan önleyebilirsiniz! Her şey için geç olmadan, hastalıkların duygusal hikâyeleriyle tanışmaya hazır mısınız? Bu yolculukta duygularla hastalıkların, ruh-beden-zihin üçgeninin birbiriyle muhteşem bağına bakacağız. Duyguların kötü etkileri fark edilmediğinde nasıl hastalığa dönüştüğüne, hastalıkların duygusal nedenlerine birlikte ışık tutacağız. Hatta o kadar ileri gideceğiz ki, bırakın anne karnındaki hayatımızın günümüze uzanan etkilerini, atalarımıza uzanan aktarım öyküsünü ele alacağız. İnanç ve sevgi gibi gözle görülmeyen ama insan hayatını ötelere taşıyan mucizelerin hem ruh hem de beden sağlığını nasıl yeniden inşa edebildiğine şahit olacağız. “Nasıl olsa yapar” diye testiyi kırmadan önce çocuğu şamarlayan Nasrettin Hoca ne kadar haklıdır bilmiyoruz ancak burada biz de en az onun kadar temkinliyiz. Hasta olduktan sonra değil, hasta olmadan önce alıyoruz önlemimizi. İyileşmek, daha da önemlisi hastalık bizi bulmadan hareket geçmek için kendi değişimimizi sağlayabiliriz. Bu değişim için önümüzde hiçbir engel yok. Tabii kendimizi saymazsak… Şimdi çözüm yollarını ve umut kapılarını aralayıp yüzümüze bir gülümseme kondurabiliriz. Zeynep Dizmen ve Eray Hacıosmanoğlu fiziksel sebeplerle geliştiğini düşündüğümüz bazı hastalıklar ile duygusal sebepler arasındaki bağı ortaya koyan bir çalışma ile “her şey için geç olmadan”yapabileceklerimizin peşine düşüyorlar. Ruh-beden-zihin üçgenin olağanüstü etkileşiminin izini sürerek sevgisizliğin, değersizlik hissetmenin bizi nasıl içten içe hasta ettiğini, tam tersine sevginin, iyi hissetmenin ve inancın mucizevi iyileştirici gücünü bilimden beslenen bir bakış açısıyla ortaya koyuyorlar. Hastalıkların Duygusal Sebepleri: Her Şey İçin Geç Olmadanhemen bugünden itibaren başlayabileceğiniz ümide ve iyileşmeye dair yolculuğunuz için bir rehber kitap.
27.75 ₺ -
Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez
“‘Gerçek hayat, tamamıyla buluşmadan ibarettir’. Buluşmak, karşılaşmak. İnsan ötekiyle karşılaşarak var olur. Ötekinin bakışıyla, ötekinin yüzünü bana çevirmesi, beni dinlemesiyle. İlişkiyle. Sadece ilişkiler vasıtasıyla kendimizi dünyaya ve başkalarına tamamen açarız. Başka bir insana bağlanabilmek için ona açık olmam gerekir. Olmamızı gerektiğini düşündüğümüz kişi olmak arzusundan sıyrılarak, gerçekten olduğumuz kişi olmaya izin vererek. Gerçekte kimim ben? Gerçekte olduğum kişi olmak, yani olduğum gibi görünmekle sahiciliğe adım atarım. İncinmeyi göze alarak.” Kemal Sayar, Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez‘le insanın kendisiyle, ötekiyle, dünyayla kurduğu ilişkilere, varoluşla gerçekleştirdiği buluşmaya dikkat çekiyor. Yaşarken incitici de olsa geriye dönüp baktığımızda bizi olgunlaştırdığını düşündüğümüz her şeyle yani “hayat”la buluşmanın “hayatı askıya almadan” yaşamanın ipuçları Kemal Sayar’ın usta kalemiyle Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez‘de.
203.50 ₺ -
Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural
Eskilerin "Bizim zamanımızda ergenlik mi vardı!" deyip kabullenmediği; yenilerin "Bizimki yine ergen takılıyor!" diye abarttığı ergenlik döneminin özellikleri nelerdir? Ergenlik, gerçekten problemli bir dönem midir, yoksa geçmiş yıllarda biriken problemlerin dışa vurulduğu bir ruhsal arınma dönemi mi? Ergenin aşırılıkları baskı ve yasaklarla mı, duygusal bağların kuvvetlendirilmesiyle mi çözüme kavuşur? Hepsi bir yana, kimdir ergen… Yetişkin midir, çocuk mu? Ergen; yetişkin bedeninde çocuksu ruha sahip bireydir. Yetişkinlere düşen, bu zor dönemde, elde olmadan sergilediği aşırılıkları, kabalıkları ve taşkınlıkları nasıl yönetebileceği konusunda ona yardımcı olmaktır. Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş, yetişkinlerin dünyaya bir ergen gözüyle bakabilmesinin ipuçlarını ve ergenlerle iletişim kurma yöntemlerini tek bir kitapta topladı. Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural, bu döneme dair bir farkındalık kitabı…
148.00 ₺ -
Leyl Işıkları
İstediği her şeye sahip olabilecek güçte, varlıklı bir aile… Tüm bu servetin ortasında içindeki boşluğu büyüten evlat, Bulut… Yitip giden hayaller, solan sevgiler, huzura kavuşamayan yürekler… Maneviyat ve inanç peşinde bir arayışın öyküsü… Romanlarıyla hayata ayna tutan, eserleriyle yüzbinlerce okur tarafından tavsiye edilen Ahmed Günbay Yıldız, Leyl Işıkları’nda gençliğin modern hayatın karşısında yaşadığı buhranları gözler önüne seriyor…
203.50 ₺ -
Kutül Amare Osmanlının Son Tokadı
I. Dünya Savaşı sırasında General Charles Townshend komutasındaki İngiliz birlikleri, Osmanlı kuvvetlerinden kaçarak Kut şehrine sığınır. Karşılarında mücadeleden vazgeçmeyen, inatçı, Kûtü’l Amâre’yi İngilizlere bırakmayı aklından bir an bile geçirmeyen Osmanlı birlikleri vardır. Bir yandan açlıkla bir yandan Osmanlı kuvvetleri ile mücadele eden İngiliz birlikleri, Kûtü’l Amâre’yi geçip Bağdat’a ulaşmak için tüm imkânlarını kullanırlar. Ancak İngilizlerin hesap etmedikleri tek şey; her ne pahasına olursa olsun, çetin çatışmalara, esir düşmelere, verilen şehitlere, açlığa, sefalete rağmen Osmanlı’nın Kûtü’l Amâre’yi İngilizlere bırakmayacak olmalarıdır. Kûtü’l Amâre; Süleyman Askeri Bey’in, Mehmet Muzaffer’in, Hamza Osman ile Gazi Osman’ın, Murat Çavuş’un, Mehmet Fazıl Paşa’nın, Albay Nurettin Bey’in ve Halil Paşa ile cefakâr askerlerinin yazdığı destandır… Kûtü’l Amâre; Osmanlı’nın son tokadıdır… “İşte Türk kararlılığının İngiliz inadını kırdığı birinci olayı Çanakkale’de, ikinci olayı burada görüyoruz.” “Bugüne Kut Bayramı adını veriyorum. Ordumun her ferdi her yıl bugünü kutlarken, şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar. Şehitlerimizin yüce ruhları şad olsunlar, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcülük etsinler.” Mirliva (Tuğgeneral) Halil 6. Ordu Komutanı
88.80 ₺ -
Cengiz Han Rüzgar ve Ateş İmparatorluğu
“Gök Tanrı’nın kılıcı, ateşten kamçısı, yedi cehenneminin ateşi, yeryüzündeki gazabıyım ben!” Doğduğunda bir damla kan pıhtısı vardı avucunda. Ağladığındaysa gözlerinden kanlı yaşlar dökülüyordu. Tabii sadece bu özellikleri değildi tüm dünyaya nam salan… Bir fırtına gibi esip bütün dünyayı toza dumana bulayandı Cengiz Han. Kendi milletinin dışında bütün dünyanın tarihini geri dönülmez biçimde etkileyendi. Bir kabileden dünya fethine girişecek güçte bir millet uyandırandı. En önemlisi de dünya tarafından acımasız ve kana susamış bir fatih gibi gözükse de aslında yalnızdı Cengiz Han. Dostuyla düşmanıyla, zaaflarıyla başarılarıyla, gücüyle güçsüzlüğüyle, zaferiyle yenilgisiyle ve en önemlisi de herkesten sakladığı yüreğindeki en büyük sırrıyla… Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, bu romanıyla tarihte çok önemli bir tuğlayı yerine yerleştiriyor. Cengiz Han/Rüzgâr ve Ateş İmparatorluğu; aşkla savaşı bir arada yaşayanların kitabı…
247.90 ₺ -
Şahitlerim Roger Garaudy
20. yüzyılın oluşmasına siyasi, dinî ve estetik planda katkıda bulunmuş büyük entellektüeller tarafından Garaudy'ye gönderilmiş olan bu mektuplar, çağımızı anlama açısından son derece kıymetli belgelerdir. Tarihî belge niteliğindeki bu eserde Romain Rolland, diyalog ve iman; Sartre, Marksizm-varoluşçuluk ilişkileri; Levy-Strauss, Marksizm ve yapısalcılık konularındaki düşünceleriyle çağımızı “içeriden” tahlil ediyorlar. Daha pek çok ünlünün çeşitli konulardaki değerlendirmelerinin yer aldığı bu kitapta Garaudy'nin fikir çizgisinde ve umut projesinde hiçbir sapma olmadığı da gözler önüne seriliyor.
166.50 ₺ -
Türklerin Tarihi İlber Ortaylı Kutulu Set
Türkler tarih boyunca Orta Asya′dan Asya′nın her köşesine, oralardan da diğer kıtalara göç ederek yeni yurtlar ve yeni devletler kurdu. Bunun içindir ki Türk tarihi zor bir tarihtir. Mısırlılar′ı Mısır′da, İngilizler′i Britanya′da takip edebilirsiniz. Türk tarihi ise anlaşılmak için sizi üç kıtada dolaşmaya mecbur eder. Bu kitap öncelikle Türk tarihini tek bir fotoğrafta görmek isteyen, tarihin doğru öğrenilmesi kadar do ru anlaşılmasına da önem veren okurlar için yazıldı. Kitap, tarihimiz hakkında bundan sonra okunacak diğer kitapların yerleştirilebileceği zihinsel bir raf görevini de yapacaktır. Eser, tarihimizin önemli olayları sırasında Avrupa′da neler yaşandığını da hatırlatıyor. Böylece olayları daha doğru anlamlandırabiliyoruz. Şüphesiz tarih okumak ömrü yalnızca geçmişe doğru değil, geleceğe doğru da uzatıyor. Gelecek üzerinde bir iddiası olanlar da okumak ve okutmak için ellerinde şu anda buna uygun bir kitap tutuyor. Türk Tarihinin keskin dönemeçlerini o günkü heyecanla dönmeye ve önümüzdeki dönemeçleri görmeye hazırsanız sizi eserle baş başa bırakalım.
51.00 ₺