-
Kayı VI İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
17. asrın son yirmi yılına girildiğinde Osmanlı Devleti gücünün ve kudretinin zirvesinde, dünya siyasetinde etkin bir şekilde hükmünü icra ediyordu. Dünyada yenemeyecekleri hiçbir devlet yoktu. Yıllardır birçok tarihçi yetiştiren ve yaptığı televizyon programlarıyla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, tamamen ilmî kaynaklardan beslenerek her yaştan tarih severin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir üslupla KAYI dizisini yazmış ve tarihimizi sıkıştığı bu alandan kurtarmıştır. Önyargısız ve objektif bir şekilde okuyucunun değerlendirmesine sunulan bu serinin hedefi; Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan yıkılışına kadar siyasî, sosyal, iktisadî ve imarî tüm serüvenini ve Osmanlı padişahları hakkında bilinen gerçekleri akıcı, anlaşılır, merak uyandırıcı ve roman tadında bir üslupla yorumlamaktır. Ahmet Şimşirgil, adaletiyle kalpleri kazanan; yiğitliği, cesareti ve mertliğiyle dosta güven, düşmana korku salan; üç çağa damgasını vurmuş, üç kıtaya yayılmış Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin hikâyesine KAYI VI: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş kitabıyla devam ediyor. Bu eserde, I. Mustafa’dan II. Osman’a, IV. Murad’dan IV. Mehmed Han’a kadar birçok padişahın; Köprülü Mehmed Paşa’dan Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’ya; Tarhuncu Ahmed Paşa’dan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya kadar birçok devlet adamının; Halime Valide Sultan’dan Mahfiruz Hatice Sultan’a, Hatice Turhan Sultan’dan Kösem Sultan’a kadar birçok valide sultanın nasıl yaşadıklarını, neler yaptıklarını, imparatorluğu idame ettirmek gayesiyle ne gibi siyasi yollar izlediklerini, imar faaliyetlerini ve şahsiyetlerini bulacaksınız.
218.30 ₺ -
Kayı VII Kutsal İttifaka Karşı
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in yediden yetmişe herkesin ilgi ve beğenisini kazanan KAYI serisi, 7. kitabıyla devam ediyor. Kayı VII: Kutsal İttifaka Karşı’da II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed ve I. Mahmud Han dönemlerini okuyacaksınız. Viyana bozgunundan sonra; önce Karlofça Antlaşması’na kadar süren bir ölüm kalım mücadelesi ve ardından toparlanma çabalarıyla birlikte Osmanlı’ya bu imkânı tanımak istemeyen Batılı devletlerin amansız saldırılarına şahit olacaksınız. Bu dönem padişahlarının samimi din ve devlet duygularının yanı sıra Fazıl Mustafa Paşa’dan Yeğen Osman Paşa’ya, Kadı Ali Paşa’dan Şeyhülislam Feyzullah Efendi’ye, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’dan İbrahim Müteferrika’ya, Humbaracı Ahmed Ağa’dan Baltacı Mehmed Paşa’ya Hacı Selim Giray’dan Bâkî’ye kadar birçok devlet ve ilim adamının faaliyetlerini; Lâle Devri’nden Patrona Halil İsyanı’na, büyük İstanbul depreminden binlerce binanın yok olmasına sebebiyet veren İstanbul yangınlarına kadar birçok olayın Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl etkilediğini yine nefesinizi tutarak okuyacaksınız… Bu sırada ihanet ile sadakatin, korkaklık ile cesaretin, zaaf ile metanetin, sabır ile aceleciliğin kazandırdıkları ile kaybettirdiklerine nice örnekler bulacaksınız. Tarihin bir ibretler manzumesi olduğunun unutulmaması ve düşmanı bitmeyecek olan İslam âleminin, tarihin ışığı ile gözünün açılması ve her zaman açık kalması dileğiyle…
184.25 ₺ -
Osmanlının Kalbini Bekleyenler
Tarihi günümüze taşıyan üslubuyla herkese sevdiren Talha Uğurluel, Osmanlı’nın Kalbini Bekleyenler kitabıyla Osmanlı’yı Osmanlı yapan kişileri, asırları aşan hayat hikâyeleriyle anlatıyor. Bu kitapta kimler mi anlatılıyor? İstanbul’un asırlardır atan kalbi Ebu Eyyub el-Ensarî’den Semerkand’dan gelen dâhi Ali Kuşçu’ya, III. Ahmed’in musahibi İstanbul’a birçok hayır eseri kazandıran Beşir Ağa’dan krallara taç giydiren Lala Mehmed Paşa’ya, ilk Balkan savaşını kazanan Gazi Ethem Paşa’dan Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa’ya, masallardaki prenseslere benzemeyen prenses Adile Sultan’dan eşleri gurbette ölen Saliha Sultan’a, Bosna dağlarından gelen Sokullu Mehmed Paşa’dan feraset sahibi sadrazam Semiz Ali Paşa’ya, eser üzerine eser veren Feridun Ahmed Paşa’dan Zor Günlerin Padişahı Mehmed Reşad Han’a kadar Osmanlı’nın birbirinden kıymetli birçok devlet ve siyaset adamı, ilim adamı, sultanı ve padişahının genç nesillere örnek yaşantıları ve hâlâ içimizde yaşayan kabirleriyle bize anlattıkları... Talha Uğurluel, her biri Osmanlı’nın farklı dönemlerinde yaşamış, kalpleri hep “İslam ve Osmanlı” diye atmış birbirinden güzel bu kişilerin hayatlarını, bilinmeyen yönlerini, bu vatan uğruna verdikleri mücadeleleri, kısa bir Osmanlı tarihi tadında okuyucusuna sunuyor...
114.70 ₺ -
Mücella
Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı’ndan sonra merakla beklenen yeni romanı Mücellâ’da bizleri 1920-1970’li yılların Türkiye’sinden nostaljik bir hikâyeyle buluşturuyor. Mücellâ, genç Cumhuriyet’le yaşıt bir kızın, unutulmuş kumaşların, kokuların, alışkanlıkların, iğne oyalarının, kimi yarım kalmış kimi tamamlanmış aşkların, hayatı seyretmekle yaşamak arasında gelip giden kadınların romanı. Zamanın daha ağır aktığı, hayatın ritminin daha çok mahalle aralarında karar bulduğu vakitler. Gaz lâmbasının ışığında içilen nohut kahvesinin ağızda buruk bir tat bıraktığı dönemler. Arka planda Türkiye, pek çok çalkantının içinden geçerken bile kendini bildi bileli çeyiz işleyen bir genç kız Mücellâ. Adım adım hayattan çekilirken bunu neredeyse hiç fark etmeyen... Neyi beklediğini bilmeden bekleyen... Derken günün birinde, kıyısında kaldığı hayata son bir çabayla dönmek isteyen... Sümbül kokulu bembeyaz yastık kılıfları, kanaviçe işli peçeteler, uçları fistolanmış havlular, çeyiz sandıkları arasında… Hanımeli, yasemin ve leylâk kokulu yaz ikindileri gibi uzun kış gecelerinde de, ya çardağın altında ya hep o soldaki pencerenin içinde... Mücellâ’nın dupduru ve çarpıcı hikâyesi. Mücellâ, eserleriyle çağdaş edebiyata damgasını vurmuş Nazan Bekiroğlu’nun incelikli kaleminden hep hatırlanacak bir roman.
240.50 ₺ -
Anılar da Yakılır
Kan davası yüzünden yurtlarını bırakıp bir Akdeniz beldesine yerleşen iki varlıklı aile: Oflazoğulları ve Kozanoğulları... Aşkla bağlanan bir yürek: Melek... Şartlara yenik düşen bir adam: Cuma... İstenmediğini bilmeden evlenen bir genç kız: Zeynep... Gelecek nesillere gölge düşüren imkânsız bir sevda... Anıların pençesinde kıvranan iki genç: Tunahan ve Berceste... İftiralar, tehlikeli sırlar, servet kavgaları, husumetler... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız, 50. kitabıyla yine derinlikli, aşka ve hayata dair sorularla dolu, etkileyici bir romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Anılar da Yakılır… "Ve Allah aşkı yarattı, sevgi, şefkat ve hoşgörüyü yazdı insanların gönüllerine… 'Hayat sevgidir,' dedi, sevmeyi öğretti insanın kalbine… Sonra insanlara kimseye zararı dokunmayan hürriyeti bahşetti! Kendisi çizdi sınırlarını aşkın, ahlakın ve hürriyetin. Sevgi, saygı, hak ve hukuk silsilesinin en ince detaylarıyla işledi mahlûkatın vicdanına ve şefkati ekti duygularına insanın…"
284.90 ₺ -
Tarihe Düşülen Notlar 2 Cilt Takım
Ömrünü tarihe adamış ve tarihçilerin şeyhi olarak bilinen Halil İnalcık’ın; Osmanlı ve Türkiye üzerine yaptığı konuşmalar ve muhtelif mecralara verdiği röportajlar ilk defa yayımlanıyor. Dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2.000 bilim adamı arasında gösterilen Halil İnalcık’la 1947’den 2015’e kadar yapılan röportajlar ve konuşmalar okurları için bir araya getirildi. Bu kitaplar sayesinde, Osmanlı tarihinden günümüz Türkiye’sine, sanattan tarihe, edebiyattan siyasete birçok konuyu bizzat Halil İnalcık’tan dinleme fırsatı yakalayacaksınız… Halil İnalcık’ın akademik çalışmaları, Osmanlı tarihini fevkalade geniş bir perspektiften incelediği ve bu anlayışı kendi bilimsel yaklaşımıyla zenginleştirdiği için vazgeçilmez kaynakları teşkil eder. Amerikalı sosyal bilimci Immanuel Wallerstein’dan alıntılayarak söylersek, “Onu dar anlamda bir ‘tarihçi’ olarak düşünmek elbette yetersiz kalır. Bizzat tarih disiplinine şekil vermiş, kendi metodolojisini ve bilgi birikimini tarihçilik mesleğine kazandırmış biri olarak İnalcık, bilim çevrelerinin üzerinde uzlaştığı seçkin bir isimdir.” 66 kitap ve 500’e yakın makalesiyle tarih yazıcılığında çığır açmış olan İnalcık’ın eserlerinin âdeta hülasası diyebileceğimiz bu prestij eser, 2 cilt halinde ve kutulu olarak yayımlanıyor. Eserin 1. cildinde Halil İnalcık’ın muhtelif yer ve zamanlarda yaptığı konuşmalar yer alırken; 2. cilt, Halil İnalcık’la yapılmış röportajlardan oluşuyor. Halil İnalcık’ın tarihî-güncel birçok konuyu kapsayan ve asırları aşan metodolojik değerlendirmeleri, her biri birer ders niteliği taşıyan konuşmalarıyla birleşiyor ve tarihe düşülen en anlamlı notlardan biri oluyor belki de…
370.00 ₺ -
Sürgündeki Hanedan Osmanlı Ailesinin Çileli Asrı
“Bir gece çamaşırlarımızı dahi alamadan bu memleketten nasıl kovulduğumuzu düşündükçe fena olurum. İnsan hizmetçisini bile kovarken eşyalarını almasına müsaade eder. 600 senelik bir ailenin bu memlekette hiç mi hakkı yoktu? Osmanlı hânedanına mensup kızlar ve kadınlar, atıldıkları Avrupa memleketlerinin kendilerine yabancı olan şehirlerinde açlıktan kıvrandılar, süründüler; fakat namuslarından asla fedakârlık etmediler.” Şehzâde Selim Efendi’nin kızı Emine Nemîka Sultan 3 Mart 1924 itibarıyla Türk-İslâm tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Müslümanların en eski müessesesi olan halifelik kaldırıldı; ayrıca tarihin en uzun ömürlü hânedanlarından Osmanlı ailesinin takriben 200 ferdi, vatandaşlıktan çıkarılarak vatan toprakları dışına sürüldü. Bu, yaşlısından beşikteki bebeğe kadar hepsi için sıkıntılı bir hayatın başlangıcı oldu. Hemen hepsi sürgünde vatansız, pasaportsuz olarak yaşadı. Bankalarda paraları, yanlarında nakitleri ve yurt dışında akrabaları olmayan bu insanları çoğu tarifsiz acılar çekti. İlaç parası bulamadığı için dilenenler; konu komşunun getirdiği bir tas çorba ile yaşayanlar; açlıktan ölenler; sefalet sebebiyle intihar edenler; aklını kaçıranlar; kimsesizler mezarlığına gömülenler oldu. Ama her zaman asalet ve şereflerine uygun yaşamaya çalıştılar. Tarihin en eski hânedanlarından Osmanlı ailesi, siyaset sahnesinden böylece çekilmiş oldu. 1952 yılında hânedanın hanımlarına, 1974 yılında da erkeklerine memlekete dönme izni verildi. Ancak iyi-kötü yurt dışında bir hayat kuran insanların, çoğunun geri dönme imkân ve ihtimali kalmadıktan sonra… Osmanlı Tarihi’ne dair yazdığı yazılar ve yaptığı televizyon programlarıyla tanınan hukuk tarihçisi Ekrem Buğra Ekinci Sürgündeki Hânedan kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun son vârisleri hakkında literatürde benzeri bulunmayan bir monografi hazırladı. Hânedanın tüm üylerinin sürgünde neler yaşadığını kendi anlatımlarıyla dinlemeye hazır mısınız?
296.00 ₺ -
Arzın Kapısı Kudüs
Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insanı keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaran Talha Uğurluel anlatıyor. Arzın Kapısı Kudüs ilk defa kullanılan fotoğraflar ve şehir haritasıyla sizi şehrin damarlarında gezdiriyor, tam bir görsel şölen sunuyor. Kudüs… Dünyada hiçbir şehir dinler tarihi açısından Kudüs’le yarışamaz. Üç semavi dinin de bu beldeyi aziz tuttuğunu, onun için mücadele ettiğini biliyoruz. Ya bilmediklerimiz… Anlatılmayanlar… Görülmeyenler… *İsrailoğullarını Kudüs’e taşıyan peygamber kimdi? Hz. Musa Kudüs’ü görmüş müydü? * Hz. Süleyman’ın kabri nerede? *Mardinli Artuk Bey’in Kudüs’te ne işi vardı? Kudüs Türk hâkimiyetinde neler yaşadı? *Selahaddin Eyyubi’nin Kadınlar Mescidi geçmişte Tapınak Şövalyeleri’nin yönetim merkezi miydi? *Osmanlı’yı arkadan vuran Şerif Hüseyin ve oğullarının akıbeti ne oldu? *Hitler, Yahudi sürgünü fikrini Roma İmparatoru Hadrian’dan almış olabilir miydi? *Filistin devletinin temellerini atan, Çanakkale gazisi Muhammed Emin el-Hüseyni Türkiye’ye neden kaçak girmek zorunda kaldı? Bu kitabı okuduğunuzda Taht-ı Süleyman’dan Antonia Kulesi’ne, Mescid-i Aksa’dan Kubbetü’s-Sahra’ya birçok mekânı görmüş gibi olacaksınız. Tallha Uğurluel, Arzın Kapısı Kudüs, Timaş Kitap, 978-605-08-2425-4
277.50 ₺ -
Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural
Birçok anne baba onlarca kitabı uzun uzadıya okumak yerine; çocuk eğitiminin temelini oluşturan, kısa, öz, uygulanabilir bilgilere “kolayca” erişme ihtiyacı hisseder... Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural, tam da bu ihtiyaca yönelik olarak, “olmazsa olmaz” konuların özeti şekilde hazırlandı… “Güvenli bağlanma”dan “dikkat dağınıklığı”na, “sahte benlik” oluşumundan “duyarsızlığa”, “mahcubiyet” kavramından “minnet duygusu”na kadar, her yetişkinin bilmesi gereken çocuk eğitimine dair 100 temel kural bir araya getirildi. Kızmadan, çatışmadan, dost olarak çocuk yetiştirmek mümkün... Utandırmadan, mahcup etmeden, çocuğa saygın bir kişilik kazandırmak hayal değil... "Pedagojinin Anayasası" şekilde hazırlanan bu eser, Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş'in kaleminden, çocuk eğitimini önemseyen herkes için...
148.00 ₺ -
Mekanlar ve Olaylarıyla Hz Muhammedin Hayatı Mekke Medine
Tarihi herkese sevdiren adam Talha Uğurluel, şimdi Peygamber Efendimiz’in(sas) hayatını, İslam Tarihi içinde cereyan etmiş nice önemli hadiseyi, Mukaddes Topraklardaki mekânlar eşliğinde, yüzlerce görsel üzerinden anlatıyor. Uğurluel, Peygamber Efendimiz’in(sas) doğduğu, büyüdüğü, peygamberlikle görevlendirildiği, hicret etmek zorunda kaldığı ve vefat ettiği toprakları Mekke ve Medine olarak iki bölüm halinde gezdiriyor. Her mümin, Hz. Muhammed’in(sas) memleketine gitmek, evini görmek, çocukluğunu geçirdiği mahallede dolaşmak, koyun güttüğü dağları seyretmek ister. O’nun(sas) yaslandığı bir duvar, abdest aldığı bir kuyu, alnını koyduğu bir zemin, gölgelendiği bir ağaç sahabe tarafından kayıt altına alınmıştır. Hz. Muhammed’den(sas) sonra nice sahabe Mekke ve Medine’ye uğradıklarında, hac ve umre ibadetlerinde hep O’nun(sas) izini sürmeye özen göstermişlerdir. İşte bu çalışmada böyle bir hassasiyet gözetildi. Hz. Âdem’den günümüze Mukaddes Toprakların genel tarihi yanında Efendiler Efendisi’nin(sas) mukaddes izleri sürülmeye çalışıldı. Nerede doğdu, Hz. Hatice ile nerede yaşadı, parmağı ile ayı hangi tepenin üzerinden ikiye böldü, gizli gizli sahabeyle kimin evinde buluştu, ilk açık tebliğini hangi mekânda yaptı, suikastçıların elinden kurtulunca hangi istikamete yürüdü, hangi pazarları ziyaret etti, cinlerle ne zaman buluştu, nerede taşlandı, nerede ağladı ve nerede güldü? Tüm bunları hatta daha fazlasını görmek, öğrenmek istiyorsanız bu çalışma sizin başucu kitabınız olacak. Her okuduğunuzda sizi o kutsal mekânlara götürecek, o mukaddes insanlarla buluşturacak. Mekan ve Olaylarla Hz. Muhammed'in Hayatı - Talha Uğurluel - 978-605-08-1886-4
222.00 ₺ -
Çocuk Deyip Geçmeyin
“Ne kadar değerli insan gördüysem onların çocuğa değer verdiğini de gördüm. Çocuğa değer vermek bir lütuf değil, insan olmanın gereğidir. Bu gerekliliğe önem veren ebeveynlerin çocukları hayatla barışık yaşar. Yeri geldiğinde coşkuyla gülebilen, gerektiğinde hüzün duyabilen çocuklardır onlar. Gözleri ışıl ışıl, ‘insan olmanın değerini’ duyarak yaşamış çocuklar… Ne kadar sorunlu çocuk gördüysem, hepsinin ‘çocuk deyip geçilmiş’ olduğunu da gördüm. Çocuk deyip geçmemek için çocuğun kim olduğunu bilmek gerekir. Çocuk kimdir ve nasıl yaşar? Kişiliği nasıl gelişir? Duyguları nasıl oluşur?” Adem Güneş Çocuk Deyip Geçmeyin’de bir çocuğun gözünden bakıyor hayata. Her bölümde yeni düşünce ufukları geliştiriyor. Kimi zaman “Dikkat dağınıklığı yoktur, o zaten çocuğun normal halidir” diyor, kimi zaman “çocuk eğitiminin ceza ile olamayacağına” dikkat çekerek yetişkin-çocuk ilişkisinin temeli olan “güven” duygusunun altını çiziyor.
203.50 ₺ -
Güvenli Bağlanma
Hayat bağlanma ve ayrılmalardan ibarettir… Önce anneye, sonra aileye, yaşama bağlanma… Her bağlanmanın ardından ayrılmalar gelir peşi sıra; anneden, aileden ve yaşamdan… Çocuk, annesine bağlanabildiği kadar yaşama bağlanabilir. Güvenle bağlanabildiği kadar bağımlılık kazanmadan ayrılabilir… Bağlanma bir “duygusal yetenektir”, çocukluk yıllarında edinilir. Çocukluk döneminin en belirgin davranışı “bağlanma çabasıdır" ve bu çabanın özünde güven duygusu vardır. Çocukluğunda yeterince güven duygusu tadamamış kişiler yetişkinlik yıllarında bağlanmaktan “kaçınır.” Böyle kişiler kendilerini eşlerine ve çocuklarına güven içinde bırakamazlar. Bu kitap, çocukluk döneminden itibaren kişinin hayata güvenle nasıl bağlanabileceğini anlatıyor, ‘Bağlanma’nın duygusal kökenlerine iniyor. Güvenli Bağlanma çocukluk döneminin en önemli kazanımını kaçırmamak ve kendi içinde derinleşmek isteyenlerin başucu kitabı olabilir. Güvenli Bağlanma, Adem Güneş, 9786050815061, Timaş Yayınları
162.80 ₺ -
Doğal Ebeveynlik
Bugün çocuklarda karşılaşılan problemlerin çoğunun temelinde, çocuğun kendi gibi olmasına izin verilmemesi yatar. Çocuk içinde hissettiği coşkuyla sağa sola koşacak olsa “Bu çocuk hiperaktif mi ne, bir türlü yerinde durmuyor” ikazlarının, bir şeyleri merak edip birkaç soru sorsa “Amma meraklısın sen de yani…” diye alaya almaların, kendisi için seçilen bir kıyafetin rengini beğenmediğini söylese “Sana elbise alanda suç zaten” şeklindeki bastırmaların, bir yemeğin damak tadına uymadığını ifade edecek olsa “Sende de hiç zevk yokmuş” gibi aşağılamaların normal kabul edildiği bir toplumda, çocuğun kişiliğini koruma mücadelesi her anne babanın insanlık görevidir. Bu kitapta çocukların davranışları “öğrenme”sinin değil “edinmesi”nin, bir başkasını taklit ederek değil kendi “irade”sini ortaya koyarak istenen davranışları kazanmasının yolları üzerine ufuk açıcı bir anlayışla karşılaşacaksınız. Adem Güneş, çocukları ceza ve mükâfat kıskacına almadan, onlara insan olmanın değeri yaşatarak ebeveynlik etmenin mümkün ve değerli olduğunu dolu dolu bir içerikle aktarıyor. Doğal Ebeveynlik, duygularındaki özgürlüğü davranışlarında disipline dönüştürebilen, “kendisi olabilen” çocukların anne babalarının yeni yol arkadaşı… “Programıma defalarca konuk ettiğim nadir isimlerden. Yalnızca çocuk eğitimi değil, ebeveyn eğitimi için de çok esaslı bilgiler veriyor. Teşekkürler Adem Güneş…” Gülben Ergen “Pedagog Adem Güneş, çocuk eğitiminde önerdiği bize dair yöntemlerle anne babalar için farklı bir yol açıyor.” Dr. Ender Saraç “Ebeveyn olmak kolay değildir. Çocuğa çocuğun gözünden bakabilirseniz bu yolculuk çok keyifli bir hal alır. Adem Güneş, bu yolculuğun ipuçlarını sunuyor anne babalara.” Prof. Dr. Nevzat Tarhan Doğal Ebeveynlik, Adem Güneş, 9786050811858, Timaş Yayınları,
177.60 ₺ -
Çocuk Eğitiminde Doğru Bilinen Yanlışlar
Çocuk eğitimi, çocuğu ceza ve mükâfat ile “adam etmek” değil, onun dostluğunu kazanabilme becerisidir... Bu beceriyi elde edebilen yetişkinlerdir çocuklarını eğitebilenler... Çocuk, baskı ve zorlamalar ile sindirildikçe değil, ebeveynine güvenle tutunabildikçe kişiliğini geliştirir. Çıktığı günden bu yana 100 binin üzerinde okura ulaşan bu kitap, “korkmayın çocuk iyidir” sözünden cesaret alan yetişkinlerin çocuğa dost olma hikâyesine dönüştü. Birçok anne baba, çocukları ile dost olmanın verdiği keyifle birbirlerine, “gel sen de çocukla çocuk ol” diye seslendi... Bir “çocuk dostu” hikâyesi yayıldı ülkemizde… Bu eserde Pedagog Dr. Adem Güneş, çocuğun anne karnında başlayan yaşam serüvenini ergenlik sonuna kadar ele alıyor, çocuk eğitimine dair “doğru bilinen yanlışlar”ı gözler önüne seriyor…
162.80 ₺ -
Yasak İlmin Kitabı Esrarname I
“Rivayet olunur ki ta fi tarihinde, İranşehr’de bir büyücü ve şair olan Tir-i Danende, tamı tamına yirmi üç sene dört ayda kemâle erdirdiği ve sahibine akıl almaz kabiliyetler bahşeden eserini Şehinşah Ardeşir’e sunmuş, fakat içerisindeki efsunlu kelimelerin kara büyü olduğu anlaşılır anlaşılmaz kellesi vurulup kör kuyuya atılmış, tek nüshadan ibaret zannedilen eseri de oracıkta yakılmıştı. Elbette Esrarname’nin mevcudiyeti böylece nihayete eremezdi çünkü yakılan, eserin aslı de¬ğildi. Aciz bir taklitten başka bir şey olmayan sayfalar çabucak yanıp kül olmuştu. Oysa hakiki Esrarname, Tir-i Danende tarafından çeşit çeşit büyülerle do¬natılıp saklanmış, mevcudiyetini muhafaza etsin diye imhası imkânsız hale getirilmişti.” Ayfer Kafkas’tan fantastik bir dünyaya esrarlı bir bilet: Sadece gidiş için…
111.00 ₺ -
Derin Cinayetler - Cumhuriyet'in Karanlık Yılları
Cumhuriyet’in ilk yılları, bugüne kadar aydınlanmamış/aydınlatılamamış, kaza ya da intihar süsü verilmiş şaibeli cinayetlerle doludur. Her nedense bu cinayetlerin çözülmesi için fazla çaba gösterilmemiş; tarihçiler bu cinayetleri çoğu zaman görmezden gelmiştir. - Atatürk’ün sofra arkadaşları olarak bilinen Huzur-ı Mutat Zevat kimlerden oluşuyordu? - İttihat ve Terakki’den Huzur-ı Mutat Zevat’a uzanan yolda komitacılık nasıl bir değişim geçirmiştir? - Mustafa Kemal Paşa’nın bu faaliyetlerden haberi var mıydı? - Eski Karakol Cemiyeti üyesi Yahya Kaptan nasıl öldürüldü? - Topal Osman’ın Sivas Kongresi muhaliflerini tasfiyesiyle başlayan faaliyetleri nasıl devam etmiştir? - Millî Mücadele liderliği konusunda Mustafa Kemal Paşa’yla hangi önemli komutan nasıl mücadele ediyordu? - Trabzon’daki İttihatçı yapılanmanın en önemli isimlerinden Yahya Kâhya nasıl öldürüldü? - İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan silah ve cephane sevkiyatında canla başla çalışan Ali Şükrü Bey neden ve kim tarafından öldürüldü? - Fikriye Hanım intihar mı etti, öldürüldü mü? Fikriye Hanım’ın ölümünün üzerindeki sır perdesi yıllar sonra nasıl aralanıyor? - Kılıç Ali’nin önderliğinde Recep Zühtü ve diğer Huzur-ı Mutat Zevat, Kâzım Karabekir’i hangi yöntemlerle susturmayı denemişlerdi? Doç. Dr. İsmail Akbal, Derin Cinayetler’de, Türk siyasal hayatında, komitacı ve komitacılık adıyla yer alan kavramlardan hareketle Mustafa Kemal Paşa’nın çevresini kuşatan, hep sofrasında olan ve illegal faaliyetler yürüten Huzur-ı Mutat Zevat’ın karıştığı olayları ve cinayetleri inceliyor. Akbal’ın Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşivi, TBMM Arşivi gibi arşivlerle birlikte, konuyla alakalı tüm kaynak kitapları ve gazeteleri inceleyerek ortaya koyduğu bu eser, yakın tarihin en karanlık dönemini aydınlatıyor.
218.30 ₺ -
Aşk Cephesi
Rodos’ta bir otelde çalışan Angela’dan bir Ege şehrinde yaşayan Selim’e gönderilen mektupla başlıyor yolculuk… Selim yalnız, kafası karışık, kendisiyle barışmak için işaret bekleyen günümüz insanlarından… Kendisine gelen mektupla beklediği işareti alıyor ve Rodos’a, aynı zamanda kendi içine doğru bir yolculuğa çıkıyor; yanına sadece bir “KİTAP” alarak… Aslında bir emaneti var Angela’nın, savaş ve göçün ayırdığı iki âşığın bir asırdır saklı kalmış özlemiyle dolu mektuplar, dedesine ulaşamasa da Selim’e ulaşarak bu hasreti dindirecek yıllar sonra ve birleştirecek yolunu kaybetmiş iki genci… Selim, kâh yanında taşıdığı “KİTAP”la Çanakkale Cephesi’ne yol alacak, cephede çarpışan Akhisarlı Ali ve Anzak askeri Joe’nun yaşamlarına ortak olup savaş yıllarının acılarıyla anın içinde kaybolacak; kâh savaş nedeniyle Akhisar’dan sürülen Rumlardan biri olan Adara’nın sevgilisi Kerim’e yazdığı bu kalbi kırık mektupların eşliğinde geçmişinin izlerini sürecek. Yıllar önce birbirinden uzak düşmüş sevgililer bugün Selim ve Angela’yı bambaşka bir ateşin içine çekecek. AŞK CEPHESİ, aşkın, ayrılığın, hasretin, kavuşamamanın ve beklenmedik buluşmaların romanı…
203.50 ₺ -
Arı Kovanına Çomak Sokmak
“Ahmet Yaşar Ocak daha çocukken bile olgun, ağırbaşlı, okumayı çok seven biriydi. Ben şimdi daha iyi anlıyorum ki, o daha o yaşlarda bilim adamı damarına sahipti. Daha ilkokulda iken öğretmene en fazla soru soran öğrencilerdendi. Okula dergi gelirdi, pek çoğumuz dergiyi angarya kabul ederken o hemen derginin kapağını açar, okumaya başlardı.” Taha Akyol “Ahmet Yaşar Ocak’ın araştırmaları Türkiye’nin bugünkü meseleleri üzerine düşünen ve yazan bütün aydınlar tarafından mutlaka okunmalı.” Beşir Ayvazoğlu “Burada bir liste verecek değilim ancak ilk Türkçe eserini 1980’de yayımlayarak ezber bozan bir bilim insanından ve eserlerinin bende bıraktığı izlerden kısaca söz edeceğim: Batılı yöntemle yerli bir bakışın özdeşleştiği bu kişi Ahmet Yaşar Ocak...” Sabri Koz “Sevgili meslektaşımın çalışmalarını yürütürken arşiv belgelerine ve her türlü özgün tarihi vesikalara ve kayıtlara önem vermesi, bunları maharetle yorumlaması ve kullanması bir kültür tarihçisi olarak kendisini son derece önemli bir eşiğe ve aşamaya taşımıştır.” Süleyman Uludağ Yozgat gibi küçük bir Orta Anadolu kasabasında doğup, adını yaptığı birbirinden kıymetli çalışmalarla duyuran Ahmet Yaşar Ocak, yetiştiği kültür ortamını; her biri birbirinden değerli hocaları Ömer Nasuhi Bilmen, Nihat Sami Banarlı, Ali Nihat Tarlan, Mahir İz, M. Tayyip Gökbilgin, Nejat Göyünç, Ercüment Kuran, Claude Cahen ve Irene Mélikoff’u ve üzerinde yıllarca titizlikle çalıştığı konuları bu hatıratta anlatıyor. Tarih yazıcılığı alanında Türkiye’de mevcut bazı önyargılara karşı çıkan Ahmet Yaşar Ocak’ın hayat hikâyesi, tarihe meraklı herkesin başucu kitabı niteliğinde…
33.30 ₺ -
Ahi Evran Efsanesi - Kayıp Zaman
Kaybolan, unutulan bir zaman… Sekiz yüz yıl öncesine yapılan bir yolculuk… Kahramanlarımızla birlikte Ahi Evran’la ve ahilikle tanışacak, dehşet saçan bir ejderhanın alevden soluğunu ensenizde hissedeceksiniz!
88.80 ₺ -
Ahi Evran Efsanesi - Ejderhanın Dönüşü
Bu kez zaman yolculuğuna çıkan yalnızca Sır Saklayıcılar değil. 21. yüzyılda bir ejderha!.. Ahi Evran, ejderha Ebren’le Sır Saklayıcıları göreve çağırıyor. Kayıp, kutsal bir asanın peşine düşen genç ahiler bu görevi tamamlayabilecek mi? Ebren, Kara Ejder’e karşı girdiği mücadeleden nasıl çıkacak?
88.80 ₺ -
Acı Vatanda Bir Garip Kul / Birinci Neslin Almanya Hatıraları
“Birçok yerde küçük küçük mescitler ve bir fabrikanın 5. katında Türklerin Berlin’deki ilk camisi olan Mehmet Akif Camii’ni açtık. Daha sonra ilk Kur’ân Kursu’nu açtık. Bir daktilo ve bir teksir makinesi aldık. Yazılarımızı orada çoğaltıyor, bütün lojmanları adım adım gezerek insanlara dağıtıyorduk. Artık Almanya’daki Türkler bizim bir teşkilatımız var diyebiliyorlardı.” Ali Özdemir Hayatının büyük bir kısmını bir zamanların "acı vatan"ı Almanya'da geçiren Ali Özdemir, samimiyetin ve ihlâsın müşahhas bir örneği olarak bizlere yakın tarihimizi ve çekilen çileleri anlatıyor. Şikâyetsiz bir şekilde, tevekkül ve azimle, dikenlerle dolu bir bahçenin nasıl gül bahçesine dönebileceğine bizleri de şahit ediyor. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’ya, özellikle Türkiye’den işçi olarak çok insanımız gitmiştir. Bu gidişler dönem dönem devam etmiş, iki kültür arasında birçok vatandaşımız yetişmiştir. Ali Özdemir, Türkiye’den giden birinci nesle imamlık etmek üzere Almanya’ya kendi tabiriyle hicret etmiştir. Daha sonra eşini de yanına alarak hizmetlerine devam eden Ali Özdemir, hatıratında Almanya’da Millî Görüş gazetesinin basımından, yine Avrupa’da Millî Görüş Teşkilatı’nın kurulmasına; Helâl Gıda Sertifikası çıkartmak için verilen mücadeleden, Almanya’da ilk hac organizasyonunu düzenlemeye; Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Necmettin Erbakan, Hasan Aksay, dönemin iç işleri bakanı Oğuzhan Asiltürk ve Süleyman Demirel gibi tarihî ve siyasi şahsiyetlerin Almanya’da misafir edilmesinden, Türklerin Almanya’daki Türklerin de rahatça istifade ettiği Kanal Offener’daki konuşmalarına kadar birçok önemli işlere imza atarak gayretin ve imanın önünde hiçbir engelin duramayacağını bi’l-fiil hayatını anlatarak bu kitapta gözler önüne seriyor.
48.10 ₺ -
27 Mayıs Darbesi ve Bizler - Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın Kızı Anlatıyor
Türk demokrasi tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri muhakkak ki 27 Mayıs 1960 Darbesi’dir. Bu elim hadise neticesinde Demokrat Parti kapatılmış ve dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar, başbakanı Adnan Menderes ve diğer devlet erkânı tutuklanarak yargılanmak üzere Yassıada’ya götürüldüler. Artık ne onların hayatı eskisi gibi devam edecekti ne de ailelerinin… - Darbeden önce ne gibi olaylar yaşandı ve ülkenin genel havası nasıldı? - Darbeden sonra bu hava nasıl değişti ve gazeteler olayları nasıl yansıttı? - 27 Mayıs günü ve sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ve diğer Demokrat Partililerin evlerinde neler yaşandı? - Evler askerler tarafından nasıl arandı ve bu aramalar sonunda neler oldu? - Aileler evlerinden koparılıp nerelerde göz hapsinde yaşamaya zorlandı? 27 Mayıs Darbesi ve Bizler kitabı, bu ve benzeri birçok sorunun cevabını vermekle birlikte; 27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren Yassıada duruşmalarının başladığı 14 Ekim 1960’a kadarki süreci, Celal Bayar’ın kızı Nilüfer (Bayar) Gürsoy’un samimiyetle paylaştığı anılarla aktarıyor. Yassıada süreci ve sonrası, şimdiye kadar hep Demokrat Partililerin hatıraları, mahkeme zabıtları ve o günlerin siyasi sürecinden bahseden eserlerle sınırlıydı. Fakat Gürsoy’un tüm tutuklu ailelerinin yaşadıklarıyla beraber kendi ailesine tatbik edilen özel muameleyi de anlattığı bu eser, önemli bir tarihî boşluğu doldurarak, Türk demokrasi tarihinin gözden kaçmış, karanlık bir dönemini aydınlatıyor.
118.40 ₺ -
Aşk ve Gurur
Orta sınıftan, taşralı bir aileye mensup Elizabeth Bennet ile soylu ve varlıklı Fitzwilliam Darcy arasında geçen gerilimli bir aşk hikâyesini konu edinir Aşk ve Gurur. Elizabeth'in, Darcy'nin kibirli tavırları yüzünden geliştirdiği "önyargı"larla; Darcy'nin, Elizabeth'in toplumsal konumu karşısında takındığı "gurur"u çarpışır. Neredeyse nefretle başlayan ve tansiyonu hiç düşmeyen ilişkileri, dünya edebiyatına damgasını vuracak bir aşk hikâyesine dönüşür sonunda. Romanlarında 18. yüzyıl İngiltere'sindeki aşk, evlilik, asalet, servet, aile ve kadın olmak gibi birçok kavramı ustalıkla işleyen Jane Austen bugün de zevkle okunan, birçok sanat dalına uyarlanan eserlere imza atmıştır.
203.50 ₺ -
Aile ile Bağlanma Aidiyet
Aidiyet ihtiyacı insanın en karmaşık duygusudur. Bir yandan özgürlüğe düşkündür insan ruhu, diğer yandan tutunacak dal arar. Tutunabildiği kadar kendini emniyette hisseder. Kişilik gelişimi sağlıklı olan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren aidiyet ihtiyacına doğru rehberlik edilmiş çocuklardır... Çocuğun elleri tamamen bırakıldığında bireyselleşirken; kendi olmasına izin verilmezse, bağımlı hale gelir. Temeli “Güvenli Bağlanma” olan aidiyet duygusunun oluşumu ve gelişimini anne-babaların dikkatine sunmak oldukça önemlidir; çünkü kişi, yaşama aidiyet duygusu ile tutunur… Pedagog Adem Güneş, Tutunma Çabası: Aidiyet'te çocukluk döneminden itibaren aidiyet duygusunun oluşumunu adım adım ele alıyor. Aidiyeti bozan durumlara, aidiyet yanılgılarına, kırılmış aidiyet duygularının nasıl yeniden yapılanacağına değiniyor. Kişinin fiziksel ve ruhsal gelişimini olumlu etkileyen, değerler edinimini kolaylaştıran, problem çözme yeteneği kazandıran aidiyet kavramını açıklarken, cevapsız kalan birçok soruyu yanıtlıyor.
203.50 ₺ -
İffeti Kalp Hz Meryem
Ağlıyorum… Her anıma bir gözyaşı damlıyor. Biliyorum, kelimeydi o. Varlığı yokluğun ellerinden kurtaran kelamdı. En güzel kudretin kelimesiydi o. Üfledi, âmâ gözler açıldı; dermansız dertler iyileşti; ölüler dirildi. Kelimemdi o benim. Biricik kelimesiydi annesi Meryem’in. Vakit akşam… İsa’mın müjdesi kulaklarımda: “Ben gidiyorum, o gelsin! Faraklit gelsin Ahyet gelsin!” Nuriye Çeleğen Hz. İsa’nın mübarek annesi Hz. Meryem’i, “iffetini en güzel şekilde koruyan” o kalp çiçeğinin asırlara ışık tutan hikâyesini dupduru bir dille anlatıyor. Meryem olmanın, velayet mertebesinde bir “kul” olmanın, en büyük peygamberlerden birini yetiştiren bir “anne” olmanın kalplere nakış gibi işlenecek öyküsü… Nuriye Çeleğen, 9786050824506, Timaş Kitap, İffeti Kalp
140.60 ₺ -
Cumhuriyet Efsaneleri
"Türkiye'de 1923 yılından itibaren yürürlüğe konulan programın adını koyuyorum: Osmanlısızlaştırmak. Elinizdeki kitap, ülkemizde 1918-23 yıllarında ama daha kesin olarak 1924'ten sonra adım adım sahneye konulan bu Osmanlısızlaştırma politikasının tersine çevrilmesini, yani Yeniden Osmanlılaştırma yöneliminin altını çizilmesini ama en önemlisi de aslında birer barbarlık ürünü olan bin yıllık alfabenin unutturulması veya sanat eserlerinin kazınıp yıkılması gibi eylemlerin nasıl da el çabukluğu marifetle başarıymış gibi sunulabildiğini tespit etmeği amaçlıyor." -Mustafa Armağan- 1918 Osmanlı Devleti'nin yenildiği yıldır. Gerçi Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan çifte tacı ve Bulgaristan da bizimle beraber yenilmişti ama hiçbirinin anavatan toprakları işgal edilmemiş, yalnızca -Weimar'da olduğu gibi- ağır ekonomik ve askerî yaptırımlarla cezalandırılmışlardı. Yalnızca Osmanlı Devleti'nin anavatan toprakları ve başkenti işgal edilmiş ve yönetim merkezi İstanbul ele geçirilmişti. Neden? 1918'in bu manzarası ne kadar hazin ise sonrasındaki siyasi ve askerî gelişmeler de o kadar hazindi. Osmanlı Devleti'ni tarihe postalamak ve bir daha bu topraklarda böyle tehlikeli bir oluşuma meydan vermemek için onu barışa zorlayacak bir Yunan savaşı planlandı ama bütün tehditlere rağmen Sevr'i Osmanlı Sultanı Vahdettin'e imzalatmak mümkün olmadı. Barışa yanaşmamasının cezasını da anlaşmayı başka bir kadroyla yaparak kendisini devre dışı bırakarak verdiler zaten; sonra da yurt dışına kaçırarak… Neden? Böylece Sultan'sız ve devletsiz kalan millet bu defa Ankara hükümetiyle bir devlet olabilmek için Lozan kapılarında İtilaf devletlerinin merhametine muhtaç hâle gelecek, uluslararası camiada tanınması karşılığında feragat, rıza ve tavizler istenecek ve Lozan'da bunlar fazlasıyla verildikten sonra başka sözler de istenecekti. Bir daha bu topraklarda Osmanlı'nın lafı geçmeyecek, Hilafet'inden Medeni Kanun'una, Ayasofya'sından alfabesine, kılık kıyafetinden laikliğine kadar garanti kapsamına giren temel hususlarda mutabık kalındıktan sonra Cumhuriyet'in ilanına izin verilecekti. Neden? Mustafa Armağan'dan sıkı bir yakın tarih hesaplaşması daha: Cumhuriyet Efsaneleri. (Tanıtım Bülteninden)
111.00 ₺ -
Osmanlının Çöküşü
Kimi "Hasta Adam" dedi... Kimi kendi menfaati uğruna hastayı iyileştirmeye kalkıştı... İsyanlar, darbeler, Jön Türkler, İttihat ve Terakki, Balkan Harbi derken, Osmanlılar, ellerinde kalan son toprak parçasını kurtarma derdine düştüler. Ancak bilanço ağır oldu. İmparatorluk, pek çok parçasını geride bırakırken bambaşka bir hâle dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti, kalan topraklarda, dokuz asırlık bir imparatorluğun üzerinde kuruldu. Bütün bu olup bitenlerin ardında yatan gerçekler neydi? Sultan Abdülhamid nasıl tahttan indirildi? Osmanlı hanedanının başına neler geldi? İttihatçılar kahraman mıydı, hain miydi? Çanakkale geçilseydi neler yaşanırdı? İzmir'i kim ateşe verdi? Son padişah tahtını nasıl kaybetti? Halifeliğin kaldırılmasının perde arkası neydi? İnkılâplara halkın reaksiyonu ne oldu? Yeni devir, hayatımızda neleri değiştirdi? Ayasofya neden kapatıldı? İmparatorluğun dağılan tespih taneleri nereye saçıldı? Bilinen tarihî hâdiselerin bilinmeyen arka planına temas eden Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin kalemiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinden yola çıkarak Cumhuriyet'i anlayacak ve ardından yaşananlara dair pek çok tartışmanın cevabını bulacaksınız: Osmanlı'nın Çöküşü / İmparatorluk İttihatçıların Elinde. (Tanıtım Bülteninden)
203.50 ₺ -
Ama Hangi Osmanlı
Dünyayı hâkimiyeti altına alan güçlü bir imparatorluk olarak da anlatıldı, iktidar hırsının yuvası olarak da… Padişahların gücüne ve gaza inancına methiyeler dizilirken, diğer taraftan da taht kavgalarının ve kardeş katlinin zalimliği dilden dile dolaştı. At üstünde seferden sefere geçen bir zaferler tarihi de resmedildi, harem ve saraydan dışarı çıkılmayan bir imparatorluk hayatı da… Kanunlarıyla dünyaya örnek olduğu yazılırken, kanunsuzlukları da gerileyişine sebep olarak gösterildi. Medrese ve vakıflarıyla köklü bir imparatorluk olduğu da anlatıldı, hâkim güçlerin arasında kapana kısıldığı da… Peki ama Osmanlı bu anlatılanlardan hangisiydi? Tarih sahnesinden elini eteğini çoktan çekmiş bir imparatorluk olmasına rağmen hâlâ pek çok araştırmaya, tartışmaya, polemiğe, dizilere, kitaplara taşınan Osmanlılar kimdi? Osmanlı ne kadar doğru anlatıldı? Kanunları, haremi, kardeş katli meselesi ve dahası… Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin kaleminden Osmanlı dünyası, padişahları, kültür hayatı ve bir imparatorluğun insana bakışı… Ama Hangi Osmanlı’da Osmanlı’ya dair gündemde ve akıllarda kalan pek çok sorunun, tartışmanın cevabını bulacaksınız… “PEKİ SİZ OSMANLI’YI NASIL BİLİRSİNİZ?”
185.00 ₺