-
Osmanlı ve Modernleşme
“Çeşme yenilgisinin (1770) sonucu olarak Osmanlı denizciliğinin modernleşmesinde Osmanlıların çağdaşı devletlerin teknolojisini adapte etmedeki başarısının, devrin önemli denizci devletlerinin en iyi oldukları alanlar üzerinden yapılması, tercihlerin tesadüfî olmadığını göstermektedir. Tuncay Zorlu’nun kitabı bütün bu konuları aydınlatacak bilgi birikimini ve değerlendirmeleri sunmaktadır.” İDRİS BOSTAN “18. asırdaki ordu modernleşmesi önemli ölçüde bilgimizin dışındadır. Osmanlı tarihindeki büyük bir boşluğu dolduran, III. Selim devrini ele alan Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun eseri bahriyedeki teknik yenilenmeyi içeriyor. Osmanlı modernleşmesi ve mühendisliği açısından önemli bir katkıdır. Bu gibi çalışmalar Osmanlı Denizcilik Tarihi hakkındaki önyargıları ve yavan değerlendirmeleri süratle değiştirecektir.” İLBER ORTAYLI Osmanlı deniz gücü, birtakım önyargı ve taraflı yaklaşımların çevrelediği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bilinen en yaygın yaklaşım şüphesiz Osmanlı deniz gücünün varlığını Piri Reis ile Barbaros arasındaki kısa bir süreyle sınırlandırandı. Osmanlı deniz gücünü sadece deniz savaşlarıyla ilişkilendirerek deniz ticaretinden hiç bahsetmeyen bir başka önyargılı yaklaşım da mevcuttu. Osmanlıların hiçbir zaman bir deniz gücü oluşturabilecek teknolojiyi geliştiremedikleri ya da birtakım dinî-ideolojik sebeplerden dolayı adapte edemedikleri düşüncesi de önyargılar zincirinin son halkasını oluşturuyordu. Peki tüm bu yaklaşımlar ne kadar doğruydu, eksiklikleri ve başarılı yönleriyle Osmanlılar denizlerde hangi ufuklara doğru yelken açmıştı? III. Selim dönemiyle beraber iyice değişim ve gelişim gösteren Donanma-yı Hümâyûn nasıl dönemin başlıca büyük deniz güçlerinden biri hâline gelmişti? Dönemin söz konusu yenilikçi yönünü ele alan Osmanlı ve Modernleşme/III. Selim Dönemi Osmanlı Denizciliği, Osmanlı donanmasının III. Selim dönemi sonlarına doğru nasıl Avrupa’nın en güçlü donanmalarından biri hâline geldiğini ortaya koyuyor. Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun kalemi, Prof. Dr. İdris Bostan’ın önsözüyle işte Osmanlı deniz gücünün perde arkası…
218.30 ₺ -
Yakın Tarihin Gerçekleri
"Trablusgarp Savaşı'nda Türk komutanlar etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduklarını gösterdiler." "Balkan Savaşları'ndaki yenilgi; İngiltere ve Fransa’da Türk savaş gücü hakkında yanlış değerlendirmelere neden oldu. Bu yanılgıya Türkleri iyi tanıyan Almanya ve Avusturya kurmayları düşmedi." "I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele'yi tercih etmiştir." "Osmanlı İmparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan’da ulusalcı akımlar bu derecede aktif ve silahlı eyleme dönüşmüştü." "İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi." "Tarih okumayan ve bilmeyen adam kendine göre bir sınır çiziyor. Mesela kolaylıkla 'Osmanlı’nın bizimle ne alakası var?' diyor. Bu çok vahim bir durum!" "1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk..." "1967’de bindiğimiz trendeki ihtiyar Araplar ‘Ah nerede o Osmanlı!’ diye yakınıyorlardı. Cevabı düşündürücüdür. Acaba o Osmanlı’yı kim kovaladı, bizimle beraber mi kovalandı; bilemiyoruz." Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı okurlarıyla yakın tarihin tartışmalı konularını ele alıyor: Balkanlarda İsyanlar, İttihat ve Terakki Partisi, Son Padişah Vahideddin ve Osmanlı'nın Son Günleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in ilk Dev Atılımları, Anayasalar, Seçimler, Tek Parti Devri ve İkinci Dünya Yılları… Ortadoğu'nun Tarihi, Krallıkların Yükselişi ve Çöküşü, Baskıcı Liderler ve Oğulları, Kanayan Yara Filistin'in Geçmişi ve Geleceğine Dair Yorumlar... İstanbul'un Tarihi ve Kimliği, Sahipsiz İstanbul, Kültürel Mirasların Geleceği... YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konulara dair İlber Ortaylı'nın görüşlerini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitap...
22.20 ₺ -
Sen Ben ve Çocuklarımız
Aile içinde yaşanan çatışmalarda hangi iletişim kanallarını kullanabiliriz? “Yemicem işte!” diye direten çocuklara ne demeli? Çocuğunuzun yemek seçmesinin nedeni siz olabilir misiniz? Özgüvenin azı karar, fazlası zarar mı? Çocuğumuzun strese girdiğini nasıl anlarız? Evdeki Facebook-Twitter krizlerini nasıl aşarız? Çocuğu benliğini zedelemeden eleştirmek mümkün mü? “Aman çocuğum üzülmesin” derken çocuğa iyilik mi ediyoruz kötülük mü? Hangi çocuklar tırnak yer? Kardeş kıskançlığı mı rekabet mi? Çocuğunuz geceleri korkuyla uyanıyor mu? Çalıştığı halde bir türlü derslerde başarılı olamıyor mu? Çocukluk döneminde önümüze çıkan engeller kendimizi geliştirme fırsatı olabilir mi? Her ailede yaşanan ufak çaplı krizler, çözümü mümkün sorunlar ve “çocuk eğitimi” denince anne babaların ilk aklına gelen, en çok güven duydukları bir isim; Prof. Dr. Nevzat Tarhan. “SEN BEN VE ÇOCUKLARIMIZ” anne babalar için güvenilir bir rehber kitap, hatta bir yol arkadaşı…
111.00 ₺ -
Duyguların Psikolojisi ve Duygusal Zeka
Duyguların dli adı ile basılan kitap yeni baskısında adı Duyguların Psikolojisi olarak değişitirilmiştir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan Duyguların Psikoloji'sinde insanoğlunun sahip olduğu olumlu ve olumsuz tüm duyguları (sevgi, merhamet, güven, adalet, sabır, vefa, ümit, iyimserlik, merhamet, bencillik, gurur, kibir, şüphe, öfke, kin, üstünlük, üzüntü, nefret, kıskançlık) tek tek çözümlüyor. Olumlu duyguları daha etkin kullanma yollarını gösterirken, olumsuz duygularla mücadele yöntemlerini ve bunların bireysel ve toplumsal faydaya nasıl tahvil edilebileceğini açıklıyor. Sol beyni eril, sağ beyni dişil olarak niteleyen Tarhan, kitabında bu iki beynin alanını doğru yerde kullanmak yönünde tavsiyeler veriyor. Bu noktada ön beyin alanıyla ilgili yeni bilgiler devreye giriyor. Akılla duyguyu birleştiren ön beyin, bilgileri işleme sürecini gerçekleştiriyor. Bunu için, iki beyin lobu arasında koordinasyon saylayabilen kişiler, akıl ve duygu dengesini doğru kuruyorlar. Tarhan bir anlamda duygusal zekâyı doğrunun ve batının değerleriyle yeniden yorumluyor. Zaten yazara göre, kitabın amacı da; insana duyguların kökenini anlatıp, kendi kendisini yönlendirmesini sağlamak.
185.00 ₺ -
Pertev Beyin Üç Kızı
Sultan Abdülhamid tahttan indirileli birkaç sene olmuş, İttihat ve Terakki Cemiyeti devletin her kanalında etkin rol oynamaya başlamış, İtalyanlar ani bir baskınla Trablusgarp’ı almıştı. Ufukta Balkan Savaşı’nın kara bulutları görünüyor, Osmanlı her cepheden bozgun ve yenilgiyle dönüyordu. Mağlubiyet ve sefalet… Bir devrin çöküşü, yeni bir devrin başlangıcı, yaşanan acılar, aniden türeyen sınıflar, yeni hayat tarzıyla estetiğin ve zarafetin eriyip gitmesi, bir neslin kaybı... Münevver Ayaşlı, Pertev Bey ve ailesinin konaklarda, yalılarda; mürebbiyeler, lalalar, dadılarla süren ışıltılı hayatlarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sinyallerini vermesiyle altüst oluşunu, duygusal, gerçekçi ve cesur bir üslupla kaleme alıyor. Miralay Pertev Bey’in ailesi üzerinden, toplumsal bozulmuşluğu tahlil ediyor. Tarihsel gerçekliğe yaslanan; okuru Osmanlı’nın son günleri üzerine düşünmeye davet eden Pertev Bey’in Üç Kızı, Münevver Ayaşlı’nın nehir roman olarak kaleme aldığı serinin ilk halkası…
166.50 ₺ -
İncir Çekirdeği
“Güzel sana ne yakışır İstanbul, güzel İstanbul… Dün gece mensubun olmakla yine ne kadar bahtiyar idim. Misafirlerine hoş geldiniz diyen bu güler yüzün sahibini ilk kez Ata Eğitim’deki odasında tanımak şerefine erişmiştim. Kırım’ı, Bahçesaray’ı, Paris akşamlarını ne bilirdik o zamanlar. Nil’den Tuna’ya yaptığı yolculukları, hem yediğini içtiğini hem gezdiğini gördüğünü, velhasıl ecdad yadigârını anlatıyordu, en çok da seni anlatıyordu. Çok kısa sürede anlamıştık ki İstanbul, senin olmazsa olmazların vardı ama hocamızın olmazsa olmazı da sendin.” Haluk Dursun’un öğrencisinden gelen bir mektup Bir İstanbul âşığıyla, tüm detaylarıyla bir kültür tarihi yolculuğuna çıkmaya var mısınız? Küçüklüğünden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamayan bir yazar, size defterlerini açıyor: “Haluk’un Defterleri.” Kimi Hereke Defteri, kimi İstanbul Defteri, kimi Anadolu Defteri, kimi Osmanlı Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri… Sırada ise Hereke Defteri var. Haluk’un Hereke Defteri’nde eski hatıralar, eski hayatlar var, tabiat var ama en çok o günlere, o insanlara hasret var… Hereke’den çıkılan yolculuğun sonunda varılan İstanbul saraylarının hoş sadası var. Yeme içme alışkanlıklarından memleketin olmazsa olmazlarına, tabiattan şehrin kuytu köşelerine, geçmişten günümüze, ağaçtan böceğe kültürü kültür yapan pek çok detayla işte bizim tarihimiz... Hazanı ayrı, yazı ayrı tatta; İstanbul’dan Hereke’ye, Hereke’den bir köye, köyden köyün gençlerine, gencinden yaşlısına, bitkisinden bayıra çayıra kadar uzanan bir geniş kültür coğrafyası… Yaklaşık 5 senedir sessizliğini koruyan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun, bu kitabıyla Hereke’den yola çıkarak İstanbul’u ve kültürümüzü yine aşkla anlatıyor. Onunla İstanbul’un nadide köşelerinde bir gezintiye çıkmaya, dalından bir meyveyi koparıp tadına varmaya, konuşmayan eşyaları dillendirmeye, çarşı pazar dolaşmaya, geçmişe dönüp şöyle bir bakmaya ne dersiniz? İncir Çekirdeği: İncir çekirdeğini doldurmaya talip küçük ayrıntılarla hayat dersi çıkarmak isteyenlerin kitabı…
19.61 ₺ -
Yahudi Soykırımı Ve Türkiye
“Türkiye, 1933’ten başlayıp II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürecek olan dönemde, Nazilerin tepkilerinden daha büyük tepkilerle karşılaşmadığı gibi, Nazilerin Avrupa Yahudilerine karşı giriştiği zulümlere karşı gösterdiği davranıştan daha asil bir davranış göstermemiştir.” Stanford J. Shaw Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve pek çok Yahudi erkek… Üstelik sadece Yahudiler de değil, soy ağaçlarında Yahudi kişilere rastlanan herkes… Toplatılmak, hapsolmak ve gaz odalarında öldürülmek üzerine kurulu bir alınyazısını paylaşacaktı. 20. yüzyılın başlarıydı. Nazi Almanya’sı bir ütopyanın gerçekleşeceği hissinin peşine düştü. Şüphesiz Almanlar bu başarıya imza atacak tek ırk olmalıydı. Sonrasında yaşananlarsa malûm: Yahudilerin sivil haklarını elinden alan birçok yasa, II. Dünya Savaşı, toplama kampları ve 6 milyonun üzerinde ölü… Dünya çalkalanıyordu, peki Türkiye’de durumlar nasıldı? II. Dünya Savaşı’nda geri planda kalmayı tercih eden Türkiye, dünyanın izlediği bu zulme ne tepki vermişti? İddia edildiği gibi olaylara sırtını mı dönmüştü? Savaşa girmemek adına yürütülen dış politika ve dış güçlerin kıskacında yurt içi ve dışındaki Yahudilere uzatılan yardım eli… 1930’larda, Nazi zulmünden kaçan ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir hayata başlayan yüzlerce profesör, öğretmen, doktor, avukat, sanatkâr ve laborant ile binlerce az veya çok tanınmış kişinin hikâyesi… Senelerdir Osmanlı ve Türk tarihi üzerine çalışmalar yapan ABD’li ünlü tarihçi Stanford J. Shaw’un kalemi, Prof. Dr. Fahri Armaoğlu ve Kutluk Armaoğlu’nun değerli çevirisiyle, arşivler, mülakatlar ve gazetelerin ışığında Yahudi Soykırımı: YAHUDİ SOYKIRIMI VE TÜRKİYE.
88.80 ₺ -
Ölüler Evinden Anılar
Dostoyevski'nin ölüm cezası Çar tarafından son anda bağışlanmış ve hafifletilerek dört yıllık kürek mahkûmiyetiyle başlayan bir askerlik hizmetine çevrilmiştir. Büyük yazarın cezası süresince yaşadıkları, tanıştığı insanlar ve biriktirdiği hikâyeler Ölüler Evinden Anılar isimli bu otobiyografik romana temel şeklini verecektir. Diri diri mezara gömülmüş hayatların, yalnızca ayaklarındakilerden değil ruhlarındaki prangalardan kurtulmaya çalışan mahkûmların hikâyeleri; ezilmişliğin, mücadelenin, bencilliğin, dışlanmışlığın, yalnızlığın ve onları ayakta tutan en önemli şeyin, umudun kanıtıdır adeta. Leyla Şener’in Rusça orijinalinden eksiksiz çevirisiyle… “Dostoyevski hiçbir zaman Ölüler Evinden Anılar’ın sadece kendi hikâyesi olmadığına ikna edememiştir insanları. 1876 yılında, şöyle yakınır bu durumdan: ‘Ölüler Evinden Anılar’ı on beş yıl önce, kurgusal bir karakterin, karısını öldürmekle suçlanan bir adamın adına yazdım. Bir ayrıntı olarak eklemeliyim ki, o zamandan bu yana -bugün bile- insanlar karımı öldürmek suçuyla sürgün edildiğimi düşünüyorlar.’ […] Ölüler Evinden Anılar’ı geleneksel bir kurgusal metin olarak değerlendirmek mümkün değildir. Dostoyevski daha çok Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi son dönem işleriyle tanınmasına rağmen, Tolstoy bu eseri onun en büyük başarısı olarak kabul eder.” The New York Times
25.90 ₺ -
Hazreti Aişe ra Sibel Eraslan
Ben Aişe… Muhammed’in Aişe’siyim… Salat ve selam üzerine olsun… Karasevdalısıyım Resulullah’ın… Salat ve selam üzerine olsun… Ben Aişe… Gözleriyim geceyle gündüzün… Onlar ki birbiri ardından gelerek dizildiler sirete… Ben Aişe… Şahidiyim vahyin… Ta-Ha ve Yasin’in… Ben Aişe… Yoldaşıyım Son Resul’ün… O, babası Peygamberimizin (asm) en sadık dostu Hz. Ebubekir olan, Teymoğulları gibi seçkin bir ailenin en ince terbiyesiyle yetişmiş, çok küçük yaşlarından itibaren zekâsıyla ışıl ışıl parlayan, Peygamberimizin (asm) “Seni kördüğüm gibi seviyorum” dediği annemiz; Hazreti Aişe. Büyük bir hadis rivayetçisi, Müslümanların öğretmeni, Efendimizin bazen sıkıntılı bazen neşeli zamanlarda “Konuş ey Hümeyra” diye seslendiği, meleklerin selam verdiği kadın… Sibel Eraslan bu kutlu kadını müminlerin annesi Hazreti Aişe’yi yazdı. Onun sonsuz bir bağlılık, feda ve aşk dolu hayatından tüten misk kokusunu hissedebilmek için…
203.50 ₺ -
Genç Arkadaşıma Mektuplar
“Sevgili Hocam, Size ulaşabilmesi ümidiyle kısa bir mektup yazmak istedim. Ne zaman bir ümitsizlik, gayretsizlik, şevksizlik hali yaşasam kitaplarınız imdadıma yetişiyor. Rahatsızlıklarınız olduğunu gazetelerden okumuştum. Sizi hastalıklarınıza rağmen böyle gayretli çalışırken görmek bana da gayret veriyor…” Ayşe “Sevgili Ayşe, …Günlerim kütüphanemde okuyarak, yazarak geçiyor. Felç olmam kütüphanedeki kitapları çoğu zaman almama mani oluyor. Daktiloda da yazı yazamıyorum. Bunları şikâyet için söylemiyorum, sevk-i ilahi vardır. Bir astsubayı bugünkü duruma getiren Allah, şimdi de felç ederek mevcut halimi istemiş, bana düşen vazife “Elhamdülillah” demektir. Her şeye rağmen yazmaya devam edeceğim…” Hekimoğlu İsmail Mektuplarda, pek çok gencin yaşadığı sorunları ve Hekimoğlu İsmail’in ilaç niteliğindeki cevaplarını bulacaksınız. Kitap, genç okur üzerinde bir çeşit terapi yapıyor, yol gösteriyor. Dertlerinin dermanlarını anlatıyor. Derdi olmayanların gayretini artırıyor.
74.00 ₺ -
Beş Vakit İnsan
“Namaz miracındır; çünkü aradan perdeleri kaldırır, bedeninin her zerresini rıza makamında tutar. Miracındır namaz; çünkü aradan mesafeleri kaldırır, alnını Rabbinin yakınlığında tutar. Namaz miracındır; çünkü aradan sözleri kaldırır, kalbini sessiz ve sonsuz bir makbuliyetin sıcacık kucağında tutar. Namaz miracındır; çünkü aradan ikiliği kaldırır, olduğun hali göründüğün halle bir tutar, göründüğün hali olduğun halle bir tutar. Miracındır namaz; zamanın üzerindeki hükmünü kaldırır; kalbini zamanlar üstüne çıkarır, kalıbını tükenişlerden ve yitişlerden uzak tutar. Namaz miracındır; meyveye durmuş ağaçlar gibi, seni sonsuz sevinçlerin, sınırsız umutların, gölgesiz mutlulukların, pürüzsüz huzurların, lekesiz neşelerin baharında tutar. Miracındır namaz; seni İblis’e karşı meleklerin safında, Nemrut’a karşı İbrahim’in yanında, Firavunlara karşı Mûsa’nın tarafında, nankörlere karşı Muhammed Mustafa’nın [asm] yerinde tutar.” Beş Vakit İnsan, O’nsuz kalmış yüreklerimize her vakit solup düşen “an”larımızı yeniden yeşertecek bir vaha sunuyor…
6.85 ₺ -
Kayıp Sır
Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır Seferi devam ederken, Portekizlilerin Hazreti Peygamber’in kabrini açma ve mübarek naaşını kaçırma planları yeniden mi gündeme geliyordu? Eğer öyleyse, bu menfur girişimin arkasında yatan sebepler neydi ve buna kim mani olacaktı? Vehimi Orhun Çelebi önderliğindeki Hilaliler, bu defa Portekizli Amiral Alfonso d’Albuquerque ve Vatikan istihbarat örgütü Demir Haç’a karşı unutulmaz bir mücadeleye girişiyor… Bu kıyasıya mücadele içinde Vehimi ve Çelik Hilal üyeleri Hazreti Peygamber’in mübarek bedenlerini muhafaza etmek için nasıl çalışacak? Sahip olanın daimi bir muzafferiyeti kucakladığına inanılan Hazreti Davut’un kılıcını İstanbul’a getirebilecekler mi? Onunla seyahat edenlerin bereketli güney denizlerinde görünmez olarak dolaşacağı efsanesindeki Cantino Haritası’nı ele geçirebilecekler mi? Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, bu romanıyla tarihte çok önemli bir tuğlayı yerine yerleştiriyor. Kutsal Emanetlerin Sırrı - Kayıp Sır - Okay Tiryakioğlu - Timaş Yayınevi - 978-605-08-2424-7
259.00 ₺ -
Dark Net
Birçoğumuzun sürekli ziyaret ettiği, zaman geçirdiği veya işlerini yürüttüğü internette; Google, Twitter, Facebook ve Amazon’un çok ötesinde, özgürlük sınırlarının zorlandığı, insanların istediği kimliğe bürünebildiği ve bu sayede istediğini yapabildiği devasa boyutta gizli bir dünya var. Bu dünya, son derece özgür ve karmaşık olduğu kadar, aynı zamanda tehlikeli ve rahatsız edici. Üstelik, size düşündüğünüzden çok daha yakın. Jamie Bartlett son yılların en büyük sorunlarından biri olan dijital yealtı dünyasına bir maceracı gibi dalıyor ve oradan, bire bir tanıklarla edindiği deneyimleri anlatıyor bizlere. Trollerden hackerlara, uyuşturucu tacirlerinden porno yapımcılarına, siyasi fanatiklerden özgürlük taraftarlarına kadar bu çetrefilli dünyayı anlamak adına çalmadık kapı bırakmıyor. Bizler bu karmaşada yolumuzu kaybetmeyelim diye âdeta bize yol gösteriyor. Dark Net, her gün bir şekilde kulağımıza çalınan fakat çok az bilinen ve keşfedilmemiş bir dünyaydı. Ta ki bu kitaba dek… Buzdağının görünmeyen kısmını keşfetmeye hazır mısınız? “Bu kitap, internetin en ücra köşelerine yapılan büyüleyici ve bir o kadar da ürkütücü bir yolculuk. Jamie Bartlett ise muhteşem bir rehber… Herkesin karanlık bildiği yerleri paha biçilemez bir ışıkla aydınlatıyor. – Ian Burrell, Independent “İnternetin ve insan aklının sınırlarına yapılan muazzam ve rahatsız edici bir keşif.” – Josh Cohen “Kendinden emin ve bilgili bir rehber… Jamie Bartlett, internetin yeraltı dünyasındaki kişilerle tanışarak onları ete kemiğe büründürüyor.” – Douglas Heaven, New Scientist Dark Net - İnternetin Yeraltı Dünyası - Jamie Bartlett - Çeviri: Yasin Konyalı - Timaş Yayınları - 978-605-08-2423-0
203.50 ₺ -
İbadetlerin Ruhu
İmam Gazâlî’nin İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn adlı eseri, yazıldığı dönemden günümüze kadar hemen her nesil tarafından yeniden çevrildi, tekrar tekrar okundu… İbadetlerin batınî boyutlarını ele alan İhyâ’nın “ibadetler” bölümü, hassas bir çalışmayla derlenerek yeniden tercüme edildi. Çalışma sırasında tasavvûfî geleneğin oldukça zengin kavram ve düşüncelerini içeren İhyâ metninin daha iyi ve doğru anlaşılabilmesi için, son derece kıymetli bir İhyâ şerhi olan İthâfu’s-Sâde’ye sıklıkla müracaat edildi. Böylece okuyucunun daha çok istifade edebileceği bir eser ortaya çıktı. İbadetlerin Ruhu, bu yönüyle diğer İhyâ tercümelerinden farklıdır. İbadetlerin Ruhu, İhyâ’nın tamamını okuma fırsatı bulamayanlar için, akıcı üslubu ve insanın kalbine hitap eden yönüyle mutlaka okunması gereken bir eser.
125.80 ₺ -
Her Gece Bir Dua
Dua, toprağın toprağa imzasıdır. Topraktan gelip de toprağa dönmeden önce, gökçe okunur bir yazı olman içindir. Kasvetli ağırlığını gök çekimine kaptırasın diyedir. Gelip geçen, ezilip dağılan varlığını kutsîler pazarına sunasın diyedir. Eriyen kalıbını canhıraş feryatlarla sonsuzca bir hitabın kalbine atman içindir. Suskun ve soğuk toprağın sıcacık sözü olasın diyedir. Tatlı yakarışlara dudağını değdirmen içindir. Senai Demirci’nin eşsiz kaleminden gecenizi aydınlatacak, karanlığa umut olacak dualar… Âlemlerin Rabbine yakınlaşmak ve sımsıkı sarılmak için…
8.56 ₺ -
Paradokya Sırlar Geçidi
Gecenin gizemli oyunu devam ediyor! Kitabı eline aldığın an yolculuğun başladı. Kim bilir şimdi nerdesin. Tanımadığın insanlar beliriyor yanı başında. Bir an önce çıkmalısın bu rüyadan. Birbirine bağlanan şifreler, bulmacalar, oyunlar seni kurtuluşa mı götürecek yoksa tuzaklara mı kapılacaksın? Anahtara sahip olmak yeterli değil, doğru kapının kilidini açmalısın. Riske girmeye hazır mısın? Paradokslarla çevrili rüyalar âlemi, seni bu defa bambaşka zaman ve mekânlara götürecek. Paradokya, Sırlar Geçidi ile yeniden karşında!
185.00 ₺ -
Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı?
"Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı?" sorusuna tarih boyunca cevap arayan bilim adamları ve eserleri Prof. Dr. Erol Göka ve Dr. Murat Beyazyüz tarafından masaya yatırılıyor. Şimdiye kadar insanın kişiliğini anlamak üzere yüzden yola çıkan ezberler"Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı?" ile bozuluyor. Kitapta İslam ve Batı dünyasında insanın kişiliği ve yüzü arasındaki ilişkiye ilmi sima (frenoloji, ilmi kıyafet, ilmi firaset) ile bakan kaynakların bilimsel dünyadaki karşılığı irdeleniyor. "Yay gibi kavisli kaşlarınız varsa varlıklı ve rahat bir yaşam mı süreceksiniz?" "Gözlerinizin arasındaki mesafe azsa hoşgörüsüz müsünüz?" "Burnunuz kambursa cimri ve yalancı mısınız?" "Aptal, kendinizi beğenmişseniz o halde yüzünüz uzun ve oval olmalı." "Ya yüzünüz sizin suçlu olduğunuzu söylüyorsa! Siz ne dersiniz? Bir karara varmak ve son noktayı koymak için; "Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı?"
14.80 ₺ -
Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu’ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı’na uzanan bir öykü… Trabzon’dan ve Tebriz’den doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak… Aslında çok ırmak… Tebriz’in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra… Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostluk olan bir duyguyla Settarhan’ın ırmağına dolanan Batumlu kitapçı Sophia. Acıyla yoğrulan, yoğruldukça durulaşan, kendi varlıklarını sevdiklerinin varlığında eriten Büyükhanım ve Hacıbey… Ve hep kendi içine doğru akan, kendi ırmağını gencecik yaşta milleti için kurutan, Trabzon’un “kırık kafiyesi” İsmail, ah İsmail… İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhaceret, mücadele, kader, farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu’nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. “Nar Ağacı” hayal kadar zengin, roman kadar güzel, tarih kadar gerçek bir hikâye… İncelikle işlenmiş karakterleri, son derece zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle okuyanı çarpacak ve yıllarca unutulmayacak bir kitap…
314.50 ₺ -
Milenaya Mektuplar
“Sanırım sizinle Milena, ortak bir özelliğimiz var: Çok ürkek ve kaygılıyız. Neredeyse her mektup birbirinden farklı, hemen hepsi bir öncekinden ve bundan da fazla gelecek cevap mektubundan korkuyor. […] Mektupları okumaya hiç cesaret edemiyorum, aralıklarla okuyabiliyorum ancak, onları okurken duyduğum acıya dayanamıyorum.” Yeryüzünün en büyülü, en karanlık ve elbette en umutsuz aşklarından biriydi onlarınki: Franz Kafka ve Milena Jajenska… Milena’nın, Kafka’nın öykülerini Çekçeye çevirmesiyle başladı ilişkileri; Kafka’nın ölümünden kısa süre öncesine kadar devam eden mektuplarla büyüyen bir aşka dönüştü. Nuriye Gülmen’in Almanca aslından çevirisiyle Milena’ya Mektuplar, bu ölümsüz ve keder yüklü aşkı günümüze taşıyor.
185.00 ₺ -
Tarihi Değiştiren Liderler
Sezar: Roma’yı İmparatorluk yaptı, Konstantin: Hıristiyanlığın önünü açtı, Fatih: Konstantinopol’ü aldı, Kanuni: Avrupa kapılarına dayandı, Şarlken: dünyanın diğer yarısına da göz dikti, VIII. Henry: Papaya kızdı, İngiltere’yi Protestan yaptı, I. Elizabeth: İspanyolları denize gömdü, Napolyon: Avrupa Fransa’nın olsun dedi, Washington: ABD’yi kurdu, Atatürk: Osmanlı’dan Türkiye çıkardı, Hitler: Dünyayı değiştirdi, Mao: Çin’i kızıla boyadı, Truman: Atom çağını başlattı, Stalin: Korku imparatorluğu kurdu, Hirohito: Japonya’yı hem yıktı hem yaptı, Nasır: Arapları ayağa kaldırdı, JFK: İnsanoğlunu Ay’a çıkardı, Martin Luther King: Bir hayal kurdu, Arafat: Filistin bizim dedi, De Gaulle: Fransa’yı nükleer güç yaptı, Gorbaçov: Soğuk Savaşı bitirdi. Ve daha niceleri… KARARLAR VERDİLER, TARİHİ DEĞİŞTİRDİLER…
240.50 ₺ -
Bu Çağda Çocuk Yetiştirmek
Değerli anne babalar ve eğitimciler; “Şikâyetçi olduğunuz bu dünyaya bakarken; geleceğin dünyasını kuracak, çocuk yetiştirecek anne babalarını sizin yetiştirmekte olduğunuzu unutmayın!...” “Aileler ve eğitimciler, sanıldığından çok daha güçlüdür!” diyen Ahmet Maraşlı bu eserinde, pırıl pırıl bir nesile ulaşmak için, çocuğu etkileyip yönlendirmede çok sayıda uygulanmış veya uygulanabilir, sonuç alıcı yolları kısa tahlil ve örneklerle ortaya koyuyor. Ebeveyn veya eğitimci olarak çocuklarımız için düşündüğümüz, hayalini kurduğumuz hedeflere ulaşmak için yapılabilecekler Ahmet Maraşlı'nın net ve sade kalemiyle okura aktarılıyor. Çocuklarımızın kendileriyle ve toplumla ilgili farkındalıklarını, etraflarındaki olaylarla ve bireylerle etkileşim içinde olmalarını, olumsuzluklardan etkilenmeden problem çözen insan kimliğini taşımalarını sağlamanın ipuçları "Bu Çağda Çocuk Yetiştirmek"te. İlk baskılarındaki adı “Çocuğumu Nasıl Yönlendirebilirim?” olan eser, on sekizinci baskısında “BU ÇAĞDA ÇOCUK YETİŞTİRMEK” adıyla sizlerle yeniden buluşuyor.
12.68 ₺ -
Din Psikolojisi
Prof. Dr. Ali Köse ile Doç. Dr. Ali Ayten'in birlikte kaleme aldıkları "Din Psikolojisi", din ile psikoloji ilişkisini kapsamlı bir bakış açısıyla ele alıyor. Kitapta, psikoloji biliminin kurucu isimlerinin bilimsel düzeyde dine bakışları özetleniyor. İslam filozoflarının ruh ve nefsle ilgili görüşleri hakkında kayda değer bilgiler veriliyor. Akabinde erken çağlardan bugüne insanoğlunun dinle ilişkisi, inançsızlık, dine dönüş, din değiştirme, parapsikoloji gibi olgular irdeleniyor. Din Psikolojisi, İlahiyat ve Psikoloji disiplinleri ile herhangi bir yönüyle alakadar olan, din ve maneviyat kavramlarına psikolojik yönden de bakmak isteyen herkese hitap eden, bilimsel kesafetten sıyrılmış, arı-duru bir kitap.
166.50 ₺ -
İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası
Osmanlı Beyliği’nin kurucularının kimliği ve devlete adını veren ailenin menşei hakkında bugün doğrudan dönemin çağdaş kaynaklarına dayalı olarak çok az şey bilinmektedir. Bu durum haliyle bu konu üzerinde çalışan araştırmacılar için ciddi bir problem oluşturmuştur. İlk dönem Osmanlı tarihiyle ilgilenen tarihçilerin çoğu bu sağlam kaynaklara dayalı bilgi boşluklarını, teorik çıkarımlara kapatma yolunu tercih etmişlerdir. Bununla beraber mevcut kaynaklardan elde edilen menkıbevi bilgiler, bazı tarihçiler için gerçek bir bilgi gibi algılanıp bir ölçüde kurgulanmış bir tarih yazımına da yol açmıştır. O kadar ki bunlar bazen genel kabullerle benimsenerek iyice yerleşmiş, hatta ders kitaplarına kadar yansımıştır. Aslında bu kaynaklardan tarihi gerçekliğe tam anlamıyla erişmek pek de kolay görünmemektedir. Feridun M. Emecen • Moğol istilâsı Osmanoğulları’nın kaderini nasıl belirledi? • Anadolu’nun kuzeybatı ucunda ortaya çıkan Osmanoğulları’nın ataları kimlerdi? • Kayı boyuna mensubiyetleri sonradan uydurulmuş bir bilgiye mi dayanıyordu? • Osmanoğulları’nın coğrafî konumları, sınırlarını genişletip bir cihan devleti haline gelmelerinde nasıl bir rol oynadı? • Birçok Anadolu Beyliği arasında Osmanoğulları’nı öne çıkaran unsurlar neydi? • Osmanoğulları’nın küçük bir beylikten üç kıtaya hükmeden bir imparatorluğa dönüşmesinde gazâ/cihad ideolojisinin rolü var mıydı? 2012 yılına damgasını vuran Fetih ve Kıyamet 1453 kitabının yazarı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Klasik Çağı alanında uzman Prof. Feridun M. Emecen, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası kitabıyla; Osmanlı Devleti’nin kaynakları itibariyle “karanlık/bilinmeyen çağı” olarak adlandırılan kuruluş dönemini aydınlatıyor ve zihinlerde oluşan bütün sorulara cevap veriyor.
20.56 ₺ -
İlk Diriliş-Osmanlılar Geliyor
Osmanoğullarının doğduğu topraklardan, Söğüt’ten de öncesine, Süleyman Şah’ın kutlu göçüne gidiyoruz. Atasından devraldığı şanlı mirası, dünyaya meydan okuyacak bir medeniyet olması duasıyla Anadolu topraklarına eken Ertuğrul Gazi’nin hikâyesi bu. Kıtlıktan ve Moğol istilalarından kurtulmak için yola çıkılıyor önce. Fırat Nehri’nden, Karacahisar Kalesi’nden geçiliyor. Yunus Emre’den Hacı Bektaş Veli’ye, Ahmet Yesevi’den Şeyh Edebali’ye kadar devrin tüm âlimleri ziyaret ediliyor. Şehitler de veriliyor yolda, zaferler de kazanılıyor. Nihayet Söğüt’te bir devir kapanıp bir yenisi açılıyor. Kalemiyle bu topraklar uğruna mücadele vermiş atalarımızın hislerine tercüman olan İsmail Bilgin, okuyucularını bu defa Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna misafir ediyor. Osmanlılar Geliyor, asırlar boyu yaşayan bir medeniyet ağacının filizlendiği yılları, yolları, yerleri anlatan; her şeyin başladığı Kayı Boyu’nun hikâyesini dile getiren destansı bir tarihin romanı. “İstedim ki, Kayı’nın göçünü bir tamam anlatayım. Ben söyledim yazdılar. Nasıl yazdılar bilmem. Amma sözlerim yazıya geçti. Okuyasınız, bilesiniz. Bilesiniz, öğrenesiniz. Öğrenip unutmayasınız. Ne ki asla unutturmayasınız. İmdi Allah diyerek söze başlayalım.”
44.40 ₺ -
Paşaların Hesaplaşması
Demokratikleşme yolunda ilerleyen Türkiye’de askerî vesayet-sivil vesayet tartışmaları alevlenirken, nedense tarihimiz üzerindeki vesayet yeterince ciddiye alınmıyor. Oysa resmi ideoloji asıl rengini tarihi biçimlendirmekteki becerisinde gösteriyor. Tarihi tek bir anlatı çerçevesinde sunmak ve ona alternatif getirmeye çalışanları ‘hain’, ‘satılmış’ ve ‘işbirlikçi’ olarak suçlamak eski bir alışkanlığımız. Mustafa Armağan Paşaların Hesaplaşması’nda demokrasimizin gelişmesinin önündeki en önemli engellerden birinin vesayetçi tarih olduğunu söylüyor ve bundan nasıl kurtulabileceğimizin örneklerini ortaya koyuyor. İsmet Paşa’nın nasıl kahraman yapıldığından başlayarak Kâzım Karabekir, Fevzi Çakmak, Refet Bele, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy gibi Milli Mücadele’nin önde gelen isimlerin sonradan nasıl unutturulduğuna ve Çerkez Ethem’in neden hain ilan edildiğine kadar pek çok ilginç ayrıntıyı bulabileceğiniz Paşaların Hesaplaşması, yakın tarihin yeni bir gözle okunması için kolay bulunamayacak bir rehber niteliğinde. Darbeler tarihi ve Menderes’in dramı, ezanın yeniden Arapça okunması sürecinde yaşananlar, Kürt açılımı sürecinde Kürtlerin tarihine yeniden bakma gereği, Atatürk’ün Kürtlerle ilgili 1919’daki sözlerinin nasıl sansürlendiği, Dersim isyanının bilinmeyen yönleri, Mondros, Sevr ve Lozan’ın arka planları, ilk Meclise asılan Sancağ-ı Şerif fotoğrafının neyi anlattığı, İlk Kurşun ve Hasan Tahsin efsanesi, Kudüs, Filistin ve Gazze’nin nasıl kaybedildiğine ilişkin yeni bilgiler Paşaların Hesaplaşması’nda ele alınan konulardan bazıları.
11.99 ₺ -
Fetih ve Fatih
Şimdiye kadar İstanbul’un fethi hakkında çok şeyler yazılıp çizildi, Fatih Sultan Mehmed ve fütuhatı hakkında da. Ancak şimşekleri dahi kıskandıracak denli hızlı yaşanan bu dönemde neler olup bittiğini fethi ve Fatih’i merkeze oturtarak ele alan çalışmaya rastlamak kolay değil. Elinizdeki derleme, fetih ve Fatih döneminin İstanbulu’ndan eğitimine, toplumsal hayatından bilimsel faaliyetlerine, hukukundan sanat ve edebiyatına, kuşatmalarından fetih kronolojisine kadar uzanan renkli boyutlarını önünüze sermeyi amaçlıyor. İşte Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan Semavi Eyice’ye, Halil İnalcık’tan Yusuf Halaçoğlu’ya, Nevra Necipoğlu’ndan Necdet Öztürk’e, Ahmet Şimşirgil’den Oktay Aslanapa’ya, Selçuk Mülayim’den İskender Pala’ya, Abdülkadir Özcan’dan Gönül Tekin’e, Aykut Kazancıgil’den Cahit Baltacı’ya kadar alanının uzmanlarından tarihimize damgasını vurmuş bir devrin ışıltılı portresi… Fatih Sultan Mehmed kimdi? Fetih öncesi ve sonrasında nasıl bir İstanbul manzarası vardı? Fatih döneminde yürütülen kanunlaştırma hareketleri ve kültür-sanat çalışmaları hangi açılımlara sahne olmuştu? Bir taraftan bir büyük devlet fikrini gerçekleştirecek tedbirler alınırken, diğer taraftan cihanşümul hâkimiyet politikaları nasıl yürütülmüştü? Şair Fatih’in iç dünyası hangi derinliklere kök salmıştı? Kendisinden sonra 450 yıl devletin dayanacağı en önemli kurumlardan olacak medreseleri hangi sağlam temeller üzerine oturtmuştu? Osmanlı araştırmalarından tanıdığınız Mustafa Armağan’ın yayına hazırladığı Tüm Yönleriyle Fetih ve Fatih adlı kitapta, bu ve benzeri soruların cevapları yetkin tarihçiler ve uzmanların kalemlerinden istifadenize sunulurken, yarınki “Fatih”lerin yol haritası da çıkarılmış oluyor. Özenle ve dikkatle okuyacağınız, yıllar boyu başucunuzdan eksik etmeyeceğiniz bir eser…
16.10 ₺ -
Görme Bahçesi
Uluslararası siyaset arenası giderek daha büyük dövüşlere sahne olmaya başladı. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sadece sınırları değiştirmekle kalmıyor, ortak değerlere sahip halkları birbirinden iyice uzaklaştırıyor. Barış ve kardeşlik tohumları üzerinde kopan fırtına ardında kin, düşmanlık bırakıyor. Ezen daha çok eziyor, ezilen daha çok eziliyor. Türkiye de uzun yıllardır bu fırtınadan nasibini alıyor; yüzlerce yıldır bir arada yaşamış Türk ve Kürt halkları arasında açılan çukur giderek bir uçurum haline geliyor. Yazar Yıldız Ramazanoğlu, Görme Bahçesi adlı kitabıyla, Türkiye’de ve dünyada yaşanan olaylara farklı bir pencereden bakma fırsatı yakalıyor. Oynanan oyunların medyaya pek de yansımayan, yansısa da bir gazete köşesine sıkıştırılmış küçücük bir haberden ibaret olan öteki yüzüne dikkat çekiyor. S
74.00 ₺ -
Avrupa'nın Zihin Tarihi
Avrupa’nın Zihin Tarihi Hilmi Yavuz’un Mimar Sinan Üniversitesi'nin bütün bölümlerinde 25 yıl verdiği Uygarlık Tarihi dersinin sonucunda oluşmuş birikimin okurla buluşmasıdır. Batı Uygarlığının, dolayısıyla Avrupa Medeniyetinin tarihinin kronolojik veya deskriptif bir tarihi değil, uygarlık tarihinin öne çıkan ve insan topluluklarını ‘insani’ kılan kurumlarının teorik arkaplanını inşa etmenin, analitik tarihidir. Kronoloji üzerinden değil, kavramlar üzerinden ilerlemektedir. İlk bölümde kültür, doğa, din, büyü, bilim gibi kavramları uygarlık tarihinin dönemselleştirmesi problematiği üzerinden okurken; ikinci bölümde Avrupa medeniyetinin inşasını oluşturan üç temel kavram olan Antik Yunan, Roma Kültürü ve Hristiyanlık’ın felsefi izlerini sürüyor. Bunun yanırıra Rönesans, Bilim Devrimi, Feodal Toplum ve Ortaçağ’ın Avrupa’nın zihin tarihini nasıl dönüştürdüklerini de tartışarak Avrupa’ya ait kavramların Osmanlı Türk modernleşmesinde nasıl alımlandığını ve Türk modernleşmesinin çizgisini nasıl etkilediğini de ortaya koyuyor. Avrupa’nın Zihin Tarihi, tarihi kavramlar üzerinden okuma olarak özetlenebilecek olan yöntemiyle Türkiye’de bu alanda yapılmış ilk ve tek çalışmadır.
14.80 ₺