-
Sokak Sesleri
"Sokak Sesleri" doğma büyüme İstanbullu bir gazetecinin bütün bir hayatını kapsayan gözlemlerinden oluşan bir sesler bütünü. Gözlerini İstanbul′un Eyüp′ünde açan Nusret Özcan, dağarcığında biriktirdiği sesleri yıllar sonra, hatıralar, anışlar ve hatırlayışlar eşliğinde bizlere aktarıyor.
9.99 ₺ -
Kibrit Kutusundaki Sarıkamış Sibirya Günlükleri 1915 1917
"Yine bu seneyi de ikinci defa olarak esarette bin türlü düşünceler arasında geçiriyoruz. Bir taraftan Ruslar Erzincan'ı geçmiş, İngilizler Bağdat'a yaklaşmış; diğer taraflarda ailelerimizden bir haber yok. Esaretin günden güne verdiği ızdırabı da artmakta... Her zaman her taraftan derin bir meçhuliyet. Ya Rab sen bari hiç olmazsa çekilen azap ve ızdırapları, katlanılan müthiş mahrumiyetleri telafi edecek mülk ve milleti tes'ide hadim bir sulh nasip eyle ki şimdiye kadar Garplıların mahkum-ı zulmü olan sevgili, zavallı Türkiyemiz yükselsin, tahkir edilen Türk bayrakları her tarafta şanla dalgalansın. Biz de şad olalım..." Fuad Tokad, 1915 yılında henüz öğrenci iken Birici Dünya Savaşı'nın başlamasıyla orduya katılmıştır. Kafkas cephesine sevk edilmiş, Erzurum'da Ruslarla yapılan bir çatışmada esir düşmüş ve iki sene kadar esaret hayatı yaşamıştır. Fuad Tokad günlüğünün ilk cildini Sarıkamış'ta Ruslarla esir düşmeden evvel de diğer cildini de esaret altında bulunduğu yıllarda çok gizli bir şekilde yazmıştır. Öyle ki bütün hissiyatını ve aldığı bütün haberleri yazdığı bu defterleri bir kibrit kutusuna sığacak şekilde, elinde dikerek hazırlamıştır. Şimdiye kadar Birinci Dünya Savaşı'na dair önemli hatıralar neşredilmesine rağmen, esaret altında yazılmış bir günlüğe pek rastlanmamıştır. Fuad Tokad'ın askerlik sırasında ve esarette gizlice tuttuğu bu günlük, hem Kafkas Cephesi'yle ilgili sıcağı sıcağına yazılmış duyguları hem de hakkında çok az şey bilinen, hatta büyük bir kısmı unutulan Sibirya'daki esir askerlerimizin yaşadıkları üzerine önemli bilgiler içeriyor. Fuad Tokat zaman zaman okuru çarpışmaların ortasına götürürken, zaman zaman da memleketten binlerce mil uzakta vatan için çarpan bir kalbin hislerini paylaşıyor.
18.13 ₺ -
Özel Harp Dairesi
Özel Harp Dairesi hakkında çok şe yazıldı ve konuşuldu. Ancak bunların neredeyse tamamı kulaktan dolma sözlerdi. Daire hakkındaki gerçek bilgiler Bülent Ecevit'in aktardıklarıyla sınırlı. Türkiye'nin en gizli kuruluşu Özel Harp Dairesi, ilk kez bu kitapta deşifre ediliyor. Üstelik tanıkların anlatımıyla... Özel Harp Dairesini kuran askerler, görev yapan subaylar ve daireyi iyi bilenlerin verdiği bilgilerle. Ergenekon soruşturması vesilesiyle araştırılan cinayet ve katliamlardan ortaya çıkan bilgiler kitabın içindeki bilgileri doğruluyor. Ergenekon adını ilk kez 1976'da kullanan devlet yöneticisi kimdi? Ergenekon, Özel Harp Dairesi'nde hangi birimin adı? Hangi cinayetlerde bu dairenin rolü var? Özel Harp Dairesi hala faaliyette mi, şimdi nasıl işliyor? Bu dairede kimler görev yapıyor? İşte bu kitap bugüne kadar hiç bilinmeyen çok sayıda bilgi, olay ve ayrıntı eşliğinde Türkiye'nin gizli tarihine çok önemli bir pencere açıyor. İlk yayımlandığında fark etmediğim, bir solukta okuduğum son derece önemli bir çalışma bu... Ecevit Kılıç'ın kitabını okuyun, sonra aynada yüzünüze bakın; gözünüzde bir öfke, bir isyan ışıltısı görmüyorsanız, vicdanlı, onurlu ve saygın bir yurttaşlık konusunda doktorun "Artık ne yerse yesin" dediği aşamada olduğunuzu kendiniz teşhis edeceksiniz. Ahmet İnsel, Radikal İki.
10.28 ₺ -
Aşka Dair Öyküler
Bakmayın siz “evlilik aşkı öldürür” sözlerine. Bunlar aşkın da evliliğin de anlamını bilmeyenlerin sözleri. Senai Demirci’nin kısa. hikmetli ve ibret dolu öykülerinde gerçek aşkın ve mutlu bir evliliğin izlerini bulacaksınız. Tarihten. günümüzden ve her kültürden anlatılan öykülerde mutlu ve sevgi dolu evliliklerin izini sürecek. aile hayatınızda aksayan yönleri bu ibretli tablolarda keşfedecek ve mutluluk yolunda daha emin ve gayretli adımlarla koşacaksınız. “Aşka Dair Öyküler” bundan böyle elinizden bırakamayacağınız bir kitap olacak.
8.91 ₺ -
Aşka Adanmış Öyküler
Aşka Dair Öyküler’in yazarından şimdi de ‘Aşka Adanmış Öyküler’. Telif, derleme ve uyarlama öykülerden oluşan bu kitapta yine birbirinden güzel aşk öyküleri bulacaksınız. Her öyküde sevdiğinizi yeniden sevecek, aşkın hayatınızdaki anlamını bir kez daha keşfedeceksiniz. Bu kısacık öykülerle aile hayatınızdaki olumsuzları yeniden gözden geçirecek, dersler alacak, hatalarınızı bir daha yapmamak üzere terketme gücü bulacaksınız. Senai Demirci, romansın uçuculuğuna kapıldan, ayakları yere basan aşk ve evlilik öğütleriyle bezeli bu derlemesinde okurunu pembe düşlerle örülü bir dünyaya götürüyor, aşkın kanatlarıyla, satırlarıyla…
8.22 ₺ -
Hayata Armağan Öyküler Seti
Murat Çiftkaya’nın usta kaleminden, MEB’in yeni eğitim programına uyarlanmış, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Düşünme Eğitimi Dersi amaç ve kazanımları için kaynak kitaplar niteliğinde, İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sınıf ve Rehberlik programlarında yararlanılabilecek, Ağlatan, güldüren, şaşırtan, ilham veren, düşündüren, motive eden yüzlerce öykü bu kitaplarda.
44.54 ₺ -
Kutsal Proje
Yüzyıllar boyu izledikleri politikalar ve ortaya koydukları projelerle tarih sahnesine damgasını vuran Osmanlılar, bu sefer de son büyük projelerinden biri olan demiryolu hatları projesiyle karşımıza çıkıyor. Suriye-Filistin-Hicaz-Bağdat ve Yemen Demiryolları'nı inceleyen bu kitap, Osmanlı'nın Ortadoğu'daki demiryolları projesini bütün yönleriyle ele alıyor. Osmanlı yönetimleri, demiryollarını, sadece hızlı bir seyehat vasıtası olarak görmediler; aksine, onlar, kendine hammadde kaynakları ve sömürülecek yeni pazarlar arayan Avrupa emperyalizminin tehdit ve saldırılarını bertaraf etmek; ülkenin merkezle uzak vileyetleri arasında uzun süredir zayıflamaya yüz tutan bağları yeniden güçlendirmek istediler. Prof. Dr. Ufuk Gülsoy'un uzun yıllardır üzerinde çalıştığı, Arap topraklarındaki Osmanlı demiryolu yatırımlarının bütününü içine alan ilk derli-toplu ilmi kitap niteliğini taşıyan, Osmanlı arşiv belgeleri başta olmak üzere, birinci elden kaynaklar ve geniş bir literatüre dayalı olarak hazırladığı bu eser, aynı zamanda, haksız ve mesnedsiz olarak, Osmanlıların, Arap dünyasını sömürdüklerini ileri süren çevrelerin ne denli tarihi gerçeklerden ve ilmi objektiflikten uzak hükümler vermiş olduklarını oraya çıkartıyor.
18.50 ₺ -
Bilinmeyen Tarih
Tarih, uçsuz bucaksız bir bilgi denizi... Şehzadeler, paşalar, savaşlar, olaylar ve isyanlara adını vermiş isimler... Bu kelimelerin aslında tam olarak ne oldukları, nereden geldikleri, ne ifade ettikleri pek çoğumuz için büyük bir muamma... Peki ya bu muammanın cevapları nelerdi? Bu kitap başka bir kitap, içindekilerse başka bir tarih... Bilmediklerinizin peşine düştüğünüzü bu yolculukta tarih denizine attığınız her bir oltada yeni bir bilgiyi yakalama imkanını bulacaksınız. *Düzmece Mustafa'nın düzmeceliği nedir? *Kara Murat neden karaydı? *Neden Saadettin Köpek? *Patrona Halil'in asıl mesleği neydi? *Öküz Mehmet Paşa bu lakabı neden aldı? *Vaka-yı Vakvakiye'nin aslı nedir? *Çırağan Sarayı'nın adı nereden geliyor? *Demirbaş Şarl'a bu lakabı kim verdi? Ve daha birçok aklınıza takılan soru... Öğrenciler, öğretmenler ve tarihseverler, ders çalışırken, kitap okurken karşınıza çıkan bilmediğiniz, anlamını merak ettiğiniz birçok kelimenin cevabı bu kitapta...
7.88 ₺ -
Osmanlı'nın Kayıp Atlası
Kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme ve çöküş... Üç kıtaya yayılmış, onlarca ayrı kültür, din, dil, ve etnisiteye sahip halkları 600 küsür yıl beraberce yaşatmayı başarmış bir cihan devletinin, kitaplarımızda içine sıkıştırıldığı kalıp bu. Bu kalıptan çıksa çıksa bir karikatür çıkabilirdi, nitekim çıkan da o olmuştur. Peki neden yapılmıştır bu beyin amaliyatı? Bir daha bu topraklarda "Osmanlı" benzeri bir oluşumun ortaya çıkması istenmemişti de ondan. Bu tehlikeli 'millet'in, ecdadının bir zamanlar neler yaptığını öğrenirse sıkıştırıldığı kalıpları kırmak gibi bir alışkanlığı olur, bu da kurulmak istenen düzenin altına bomba koymak anlamına gelirdi. Onun içindir ki, Osmanlı yıllar yılı kötülendi, aşağılandı, küçük görüldü, artıları bile eksiye dönüştürüldü.
11.31 ₺ -
Naz Bitti
Ne etsem berabere bitmedi o yılgın maç, Herkes bende kalanı küçük bir sıyrık sanır. Sen aklıma düştükçe içim nasıl izdiham, Terk edilmiş bir evin ilk günü kadar ağır. Düşman ki kırdan gelir, bir ikon kadar yalnız, Şehrin gerdanı için demet demet nergisle, Kaç uyuşuk baharın yorduğu solgun evler, Yılışarak gerinir toz kaldırır sessizce…
5.14 ₺ -
Gülce
Ömer Lütfi Mete’den leylaya, Mevla’ya ve dünyaya dair şiirler… Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avucunda Derin yar adım çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha ittieni, ha itecek Uçurum kenarındayım Hızır Civan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır
125.80 ₺ -
Bütün Şiirleri
Bu kitapta, Türk edebiyatının önemli kadın şair ve yazarlarından Halide Nusret Zorlutuna’nın bugüne kadar çeşitli adlarla yayınlanan kitaplarındaki şiirlerinin yanı sıra dergilerde kalan, kitaplarına girmeyen tüm şiirlerini bulabileceksiniz. Bu yönüyle Halide Nusret’in bütün şiir dünyasını ortaya koyan ilk kitaptır. Türk şiirinin büyük ismi Yahya Kemal’in, şiirlerini ezberlediği nadir şairlerden olan Halide Nusret’in şiirleri, kadın edebiyatımızın bir başka yönünü ortaya koymasıyla da okunmaya değerdir.
10.28 ₺ -
Gün Solar Akşamın Mateminde
Romanlarıyla baskı üstüne baskı yapan Ahmet Günbay YILDIZ şimdi de şiirleriyle karşınızda. Bu duygu yüklü şiirler sizi başka diyarlara götürecek...Yıkma gönül sarayım Eski üslubu asla bulamazsın Sular geriye akmaz En içli ezgilerin olsa yüreğinde Kendine anlatamazsın... Gün gelir şiirlerine sığmam Mısralarında beni anlatamazsın Gün solar akşamın mateminden eleri uyuyamazsın...
6.16 ₺ -
Gelirim
Barış rüzgârları eserse ufuklarda, Baharlarda özgür açarsa çiçekler, Kardeşlik türküsünün korosunda coşunca diller, Bil ki o gün efsane muştularla gelirim…
5.48 ₺ -
Ateş Semazenleri
Söz, incinin mercanla buluştuğu derinliktir. Yürek bir tahtırevan, sessizlik ve serinlik… Kalem ise son limanıdır deniz fenerlerinin. Nilüferler büyümüştür içinde her birinin… Usta şair Nurullah Genç’in bu kitabında, söz sahilinde umut savrulacak kum gibi… Şiir ise binbir yerinden çatlamıştır, tohum gibi… “Ateş Semazenleri”, kâğıtla kalemin umut, hüzün ve aşk dolu son dansıdır… Benim değil o eski ateş semazenleri… Şimdi viraneleri ağlatıyor tenleri… Dalgın ırmaklarını kuruttum acıların, Rengi değişti sevda ikliminin, suların, Geçmişini arayan o divane köprüler, Akşamın kollarında yıkıldı birer birer… Yağmuru anlamayan bulutlar benim değil… Gün batımına mahkûm umutlar benim değil…
111.00 ₺ -
Çanakkale Her Şey Yanıp Gül Oldu
Çanakkale, bu ülke insanları için bir dönüm noktasıdır. Öyle bir savaştır ki Çanakkale, ona dokunduğu zaman ressamın fırçası, şairin kelimeleri, bestekârın nağmeleri kan kırmızıya dönüşür. Gül bülbül′ün göğsünden akan kanın çiçeğidir, Çanakkale ise her şeyin yanıp kül olduğu bir büyük destan. Bu destanı bir de, bütünüyle Çanakkale’ye adanmış bu kitaptan okuyun. Bir mahşerin ortasında bir çukura düşen Gelibolu’ya âşık boynu bükük bir kelebeğin içinde bile "Ah Vatan!" sızısını hissedeceksiniz. Çanakkale şimdi bir sevdalı Türkiye’dir Ey hoyrat bir kavgada yar kapısı bulanlar, Ey hayal cümbüşünü karanlıktan alanlar, Ey bahriyeli umut, piyadeler buyruğu, Ey zehirli sularda nergis arayan kuğu, Bedbaht emek, baykuşa yuva kuran sermaye, Kime verildiğinden habersiz dertli paye, Ey mânâ evreninde boynuma ilmek olan, Ey gayesi tepinmek, tıkınmak, gülmek olan, Ey ibrişim tutkular zindanına girenler, Ey düşmana en mahrem sırlarını verenler, Bu destanın bayrağı gönderinden iner mi? Çanakkale kutlu bir meşaledir; söner mi? Sönmeyecek; karanlık bilmese de, niyedir. Bu eflâtun sessizlik güller mahzun diyedir. Dünyayı yenenlerin yenildiği, o eşsiz, Çanakkale şimdi bir sevdalı Türkiye’dir.
81.40 ₺ -
Gül ve Ben
Kan ve gözyaşlarıyla beslenen çağımızda, şerha şerha çatlamış çorak topraklarımıza bir rahmet gibi ′Yağmur′ düştü önce... Ve çiçeklerin adını unuttuğumuz bir zamanda ′Gül ve Ben′ geldi...Renksiz kokusuz naylon çiçeklere gül adını koyduğumuz bir zamanda, bülbülerin sustuğu, gülzarın tarümar olduğu bir zamanda. ′Yağmur′la yıkanmış topraklarımıza gül dikmeye geldi Nurullah GENÇ... Ve gördük ki, ′Gül, Yağmur′un bir sonraki adıdır′...
66.60 ₺ -
Hüznün Lalesidir Dünya
Adeta bir aşk sarhoşluğu içinde kaleme dökülen, yürek ritimlerinin kitaba dönüştüğü enfes bir şiir atmosferi... Doğdu an′a doğduğu eve, uyuduğu beşiğe, geçtiği sokağa, su içtiği çeşmeye, ana baba ve kardeşlerine, oturduğu mahalleye, gittiği okula kadar sevgilinin her anını gözleyen şiirler... Nurullah Genç′e Yazarlar Birliği Ödülü kazandıran Hüznün Lalesidir Dünya, Timaş Yayınları′nda yeniden yayımlandı.
27.75 ₺ -
Rüveyda
Yağmur şiiriyle ismini duyuran Nurullah Genç seçme şiirlerini bir araya getirdiği “Rüveyda” isimli kitapta da en çok beğenilen şiirlerine yer veriyor. “Aşkım İsyandır Benim, Rüveyda, İntihar Etme Leyla, Yanılgı Saatleri, Siyah Beni de Götür” gibi 15 yıllık birikimden oluşan eserler arasından seçilen bu şiirler sizi başka diyarlara götürecek. RÜVEYDA Sular köpürmemeliydi Rüveyda Kırılmamalıydı ıslak dalları hasret servilerinin Ben zehire alışkınım, şerbete değil Rüyalar nefret eder avare duruşumdan Kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde Sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber Ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekeş Yargılamak için zeval kayıtlarını İnkılap bekliyorum.
96.20 ₺ -
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim
“Yağmur” şiirinin yazarından sevgiye, aşka ve özleme dair yepyeni şiirler. Saçların dikildi karşıma bir sokak ötesinde, Her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu, Benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar, Gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin, Her biri bir kenarda darmadağın, Çömelip kalıyordu, yutkunuyordu, Rengi kaçıyordu pencerelerde perdeler…
55.50 ₺ -
Yağmur
Nurullah Genç, Yağmur′la Gelen Adam... Ona bu sıfatı kazandıran 1990 yılında yazdığı ve birincilik ödülü aldığı Yağmur isimli şiirdi. YAĞMUR′ Nurullah Genç′e 1990 Türkiye Diyanet Vakfı N′at-ı Şerif Büyük Ödülü′nü kazandıran ′Yağmur′ şiiriyle birlikte şairin diğer seçme şiirlerinin yer aldığı bir eserdir. YAĞMUR Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü…
166.50 ₺ -
Sepia
İbrahim Sadri… Uzun, hüzünlü sessizliğini bozuyor ve “Sepia” ile geri dönüyor. “Sepia”da yine hüzün, yine ayrılık, yine sevdalar, yine kentler ve öteler var… Şairin ötelere açılan gözlerinden kalbine akan ve oradan da Sepia olarak varlık alanına düşen dizeler… Kimi zaman dize formatında kimi zaman düzyazı. Ama hep duygu yüklü... İbrahim Sadri yine yüreklere dokunuyor… Sevdalara, ayrılıklara, kavuşmalara ve hasretlere dair… SEPİA Kırgın bir gül Ansızın sofalarda sesin Arkasından ağlanılan Bir resim gibisin Kanar ya bazen derininde bir yer insanın Cam kırığıdır batar ya hatıraların Solaksındır sakarsındır Aslında arkasındasındır bütün yaşadıklarının Bir resim gibisin Kahverengi Sepia Solgun sonbahar tadında Soğuk havalarda çay içilen küçük tabureler üstünde Köşebaşı kasaba kahvehanelerinde İçinden şehzadeler mor cübbeli dervişler geçen hikayelerin Akşam lakırdılarında bir efsane olur arkanda bıraktıkların
4.44 ₺ -
Adam Gibi
"Şiir yazmaktan çok, şiir söyleyen bir adamın dizeleri var bu kitapta... O söyleme damarı tâ Yunus′tan bugüne uzanıyor. Arada Emrah′a, Sümmani′ye, Mahzuni′ye, Veysel′e, Abdürrahim Karakoç′a ve diğer gönül ustalarına uğrayarak... Şiirin çok içerden bir yerden geldiğine inanan bir adamın dizeleri bunlar; yazarken de söylerken de... Biraz geldiği gibi, biraz da olduğu gibi yazılan dizeler bunlar aynı zamanda... Hayat da böyle bir şey değil mi zaten? Biraz olduğu gibi, biraz da geldiği gibi... Şiirin, bize kalbimizi ve cesaretimizi hatırlatıp durduğunu unutmadan..."
5.55 ₺ -
Beyaz Selvi
Halide Nusret’in gerçek bir hikâyeden yola çıkarak kaleme aldığı bu roman, cennet’ten cehennem’e düşen bir ailenin sade fakat feci alınyazısını konu alıyor… Aşkla, ihanetle, gururla, tutkuyla ve sadakatle örülmüş bu hikâyede günümüzden çok şey bulacak; bir selvi kadar güçlü, aynı zamanda narin olan Nadide’nin hüzünlü öyküsünü bir solukta okuyacaksınız… Nadie, adı gibi eşi benzeri bulunmayan, Halide Nusret′in deyimiyle “bir rüya ve hülya ikliminden” çıkıp gelmiş gibi asil, onurlu ve fedakâr bir kadındır. Doktor eşi Hâmid Bey ve üç çocuğuyla birlikte mutludur. Ancak bu mutluluk kendisinden yaşça küçük, ünlü bestekâr Dündar’a rastlamasıyla sona erecektir. “Bu esere ‘Roman’ demek bilmem ki doğru mu? Bu, zavallı bir gönül ve ömür hikayesidir; cennet’ten cehennem’e düşen bir ailenin sade, fakat feci alınyazısı… Ben bu sergüzeşti, ay’sız bir temmuz gecesinin çok yıldızlı gökleri altında bizzat kahramanının ağzından dinlemiştim. Bu toprağın değil, bir rüya ve hülya ikliminin mahlukuna benzeyen o bembeyaz kadına, bu hikayeyi yazacağıma dair söz de vermiştim. Bugün o, artık son ve ebedi rüyasına dalmış bulunuyor… Kendisine verdiğim söz, şimdi benim için mutlaka ödenmesi gereken kutsal bir borç mahiyetini aldı. İşte bu satırlarla ben, o borcu ödemeye çalışıyorum.” Halide Nusret Zorlutuna
6.16 ₺ -
Aynalar Koridorunda Aşk
Aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Caddede bir terapist yürüyor; insanları gözlemleyen ve yaşadıkları mutsuzluğun nedenlerini anlamaya çalışan bir terapist. Dr. Mavi, “Aynalar Koridorunda Aşk”ın kahramanı. Hepimizin yaşadığı duygusal karmaşaları tecrübe eden, varoluşun özünü anlamaya çalışan bir kahraman. Yüksek ökçeli kırmızı ayakkabılı kadın, etrafın ilgisini çekmek için sarmaş dolaş gezen sevgililer, önündeki arabayı sollayamayınca kendini değersiz hisseden BMW sürücüsü… Birer varoluş mabedi haline gelmiş kafeler, restoranlar ve buraları dolduran insanlar… Milyonlarca imge… İmgelerde varoluşunu arayan insanlar... Aynada kendini gördüğünü zanneden ama Beyaz’ın söylediği gibi asla görmeyecek olan, restoranda yemek yiyen kadın… Narsistleşmiş, benliğin mabedine hapsolup kendi varoluş gerçekliklerinden uzağa düşmüş, içlerindeki boşluğu aşkla doldurmaya çalışanlar... Peki, aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Sonsuz sevilme, değerli görülme ihtiyacını duyan insanın kalbini kim nasıl doldurur? Dr. Mavi, Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı, rüyaların, gerçeklerin ve aynaların izini sürerek bu sorunun cevabını arıyorlar…
9.94 ₺ -
Aydınlık Kapı
II. Meşrutiyet yıllarından başlayıp 1940’lara kadar uzanan uzun bir dönemin romanı. Daha önce ‘Yaralılar’ adıyla tefrika edilen romanın ilk baskısı ile sonraki baskıları, bu yayında mukayese edilerek Halide Nusret’in romancılığının ayrı bir cephesi ortaya konuldu. Roman, biri aşkın ve ihtirasın peşinden giden, biri ise anneliği tercih eden iki kadın kahraman etrafında, Türk toplumunun yaşadığı medeniyet değişimini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.
14.80 ₺ -
Aşk ve Zafer
Aşk ve Zafer, devrinde ‘Ümmü’l-Muharrirât (Yazarların annesi)’ unvanını almış Halide Nusret’in en çarpıcı romanı. Milli Mücadele yıllarında İstanbul’da ve Urfa’da yaşanan bir aşkın romanı. Roman, Milli Mücadele’nin Anadolu’da ve İstanbul’da yaptığı değişimleri, Urfa’nın kültürel dünyasını, Halide Nusret’in bakış açısıyla sunuyor. Roman, Halide Nusret’in biyografisinden kuvvetli izler taşımasıyla ayrıca önem kazanıyor. Roman, Urfa’daki hayat etrafında kadın meselesine yaptığı vurguyla öne çıkıyor.
9.25 ₺ -
Anka
Sadık Yalsızuçanlar’dan Niyazi Mısri’yi bugünlerde gezdiren müthiş bir roman… ‘İlkin gezginliğe çıkmak gerek; ancak sonra yurduna dönebilir, o zaman ötekileri anlayabilirsin…’ der Wittgenstein. Anka, bu gezginlerden birinin, bilgeler bilgesi Niyazi Mısri’nin Aspuzu’da başlayıp Limni’de son bulan, gerçekte âlemlerde olup biten gezisinin öyküsü. Anka’yı ilginç kılan, yalnızca tarihi bir anlatı olmakla kalmaması. Yalsızuçanlar, İslam bilgelerini bugünde yaşayan kahramanların hayatlarına dolayarak özgün bir anlatımla canlandırdığı kitap dizisinin üçüncüsü Anka’da Niyazi Mısri’yi konuk ediyor sayfalarına. Modern hayatın tam ortasında yaşayan Mehmet, Niyazi Mısri üzerine bir doktora tezi hazırlamaktadır. Daha hazırlık aşamasında büyük mürşidin ateşiyle yanmaya başlar ve onunla beraber bir meşakkat yolculuğuna çıkar. Karısıyla ve oğluyla da sorunlar yaşayan Mehmet için Mısri üzerine tez hazırlamak bir yerden sonra imkânsız hale gelir, içine girdiği manaları bir tezin sayfalarına sığdırmanın imkânı yoktur çünkü. Kadim bir hakikat adamının peşine düşen bugünün Mehmet’inin belki de asıl imtihanı, kendi zamanını büyük mürşidin adımları ile kat etmeye çalışmak zorunda kalmasıdır. Bilinç akışı tekniğiyle yazılan ve yoğun bir gönderme yükünün üstesinden başarıyla gelen Anka, edebiyatseverlerin unutamayacağı romanlardan biri olmaya aday. Yalsızuçanlar, daha önce “Gezgin” isimli romanında İbn Arabi’nin, “Cam ve Elmas”’ta ise Ebu’l Hasan Harakani’nin hayatını kalmıştır. Gezgin romanı “Der Wanderer” ismiyle yayınlandığı Almanya’da da büyük beğeni toplamıştır.
17.39 ₺