-
Öznenin Ölümü
15 Temmuz sonrasında Türkiye'de cemaat ve siyaset düzleminde pek çok tartışma yapıldı. Ancak bu tartışmalarda gözden kaçan bir şey vardı. Meseleleri yerli yerine oturtabilmek için bakışımızı çevirmemiz gereken yerlerden biri de bütün bu olanların kimi zaman faili kimi zaman mağduru durumunda olan özneydi; öznenin olaylarla, düşünceyle, zihniyetle kurduğu ilişkinin niteliğiydi. Gülen Hareketi daha önce bu açıdan incelenseydi, o büyük akıl tutulması belki çok daha önceden öngörülebilirdi. Himmet toplantılarının, dershane ve okulların aslında bir sosyal iktidar alanı örmek için kullanılan ağlar olduğunu, bu ağda tutunabilmek için kişiye kendi aklını ve dahası, benliğini öldürmekten başka bir çare bırakılmadığını, tüm hoşgörü söylemlerine rağmen öznenin tekilliğine küçücük dahi olsa bir alan açılmadığını, Gülen’in adeta bir ilkel kabile şefi gibi grup ruhunu coşturmak ve yönetmek gibi efsunlayıcı bir rol üstlendiğini, gerçekte tüm cemaatlerin/hayır kurumlarının ana amacı olan “hizmet” kavramının bile bir gruba münhasır kılınmasındaki bencilliği görebilseydik ne ile karşı karşıya olduğumuzu çok daha önce anlayabilirdik. Prof. Dr. Ergün Yıldırım sosyolojinin anahtar kavramları ışığında Gülen Hareketinin anatomisini yapıyor ve öznenin söz konusu yapı içindeki durumunu anlatıyor. Gülenciliğin küçük yaşlardan itibaren özneyi nasıl da yok etmek istediğinin hikâyesidir bu. Dava, hizmet, cemaat ve din gibi kutsal değerleri istismar ederek insan hayatına el koymanın hazin hikâyesidir.
51.80 ₺ -
Türk Muhasebe Filozofları
Bir bilimin felsefesi varsa filozofu da olmalıdır. Muhasebe 1876 yılından beri bilimdir. Muhasebe Felsefesi ismini taşıyan ilk kitap ise 1907 yılında yazılmıştır. O hâlde muhasebe felsefesiyle ilgilenmiş çok sayıda muhasebe filozofu olmalıdır. Muhasebenin teorik ve pratik yönlerine katkı sunmuş filozofları, düşünürleri, aydınları, mütefekkirleri, münevverleri, entelektüelleri, reformistleri, üstadları, eğitimcileri veya adına ne derseniz deyin. “Kim bu insanlar, nerede yaşamış, neler düşünmüş, neler yazmış, nelerle dertlenmiş? Hangi ideallerin peşinden gitmiş, hangi ülkülerle cedelleşmiş, hangi rüyaları görmüş, ne fedakârlıklarda bulunmuş, devletlerin mali sistemlerine, işletmelerin finansal durumlarına ve nihayet ulaştığımız şu uygarlığa nasıl bir katkı sunmuş?” derseniz maalesef bu soruları yanıtlamak uğruna bütünsel bir çalışma yapılmamıştır. Hatta muhasebe ve filozof sözcükleri Türkçemizde yan yana bile gelememiştir. İşte bu kitap, hiç irdelenmemiş söz konusu sorulara odaklanarak kayıp bir dünyanın gizemli kahramanlarının izinden gitti. Günün sonunda otuz iki muhasebe filozofuyla geri dönerken sadece Orta Doğu coğrafyasındaki limanlara uğradı. Yazma imkânı olursa ikinci seyahatte de Avrupa ve Amerika’da yetişmiş muhasebe filozofları keşfedilecektir.
259.00 ₺ -
Zamanın İçinden Zamanın Dışından
Vicdan bendeki ötekidir. Hatta tüm ötekilerdir. Ben'in tüm ötekileri içinde hissetmesidir. Vicdanın olmadığı yerde her şey artık bir kuru gürültüdür. [...] Hakikat duygusu, bizim ideolojimiz dışında birinin söylediği bir cümlede hakikate dair bir şey varsa eğer onun hakkını teslim etmemizi sağlayan şeydir Besim F. Dellaloğlu Zamanın İçinden Zamanın Dışından: Gelenek ve Modernlik Arasında’da bir sosyolog olarak gündelik kavramlar üzerinden bir Türkiye panoraması çıkarıyor. İdeolojik mahallelerin hangi kelimeler ve kavramlar üzerinden meseleleri nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor, iç içe geçmiş kavramların röntgenini çekiyor. Modernlik, çağdaşlık, gelenekselcilik, ilericilik, laiklik, muhafazakârlık, felsefe, sanat gibi gerçek anlamını pek merak etmediğimiz fakat kullanmayı çok sevdiğimiz “şık” kavramları nasıl ve neden sadece şeklen benimsediğimizi okurla birlikte çözmeye çalışıyor, medeniyet üretemememizi sorguluyor. Zamanın İçinden Zamanın Dışından: Gelenek ve Modernlik Arasında, “okuryazar”ların zihin masasında yer bulması elzem bir yol haritası.
218.30 ₺ -
Modernleşmenin Zihniyet Dünyası
"Sonuç olarak, Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar’a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar’ın anlayacağını sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl “dominant” bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor”, diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar’ın derdi memleket değil miydi? Dostları tarafından bile “Kırtipil Hamdi” diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye’dir!" Besim Dellaloğlu, Modernleşmenin Zihniyet Dünyası'nı Tanpınar imgesiyle anlatıyor, Türk aydınlanmasının anahtar kelimelerini gösteriyor.
166.50 ₺ -
Mukaddime (Ciltli)
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” olarak görür. Ünlü tarih felsefecisi Arnold Toynbee, “Hiç şüphesiz Mukaddime, kendi türünde, bugüne kadar hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir zihnin ortaya koyamadığı en büyük eserdir!” ifadesini kullanır. Engels, yaptığı toplum değerlendirmelerinde Mukaddime’den yararlanır ve “Hıristiyanlığın ilk dönem tarihine katkı” başlıklı makalesinde, İbn Haldun’un görüşlerinin çok özlü bir özetini sunar. BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, “Sadece İbn Haldun ismi bile İslâm Tarihinin ne kadar parlak bir ilim çağı yaşadığının göstergesidir!” der. Arapça üç ayrı baskısından, Fransızca ve İngilizce tercümelerinden de yararlanılarak dilimize aktarılan bu Mukaddime’yi çok geniş kesimlerin daha iyi anlayacağını umut ediyoruz.
407.00 ₺ -
Kutsalın Dönüşü
Aydınlanma çağının düşünürleri, insanlığın modernleştikçe dinden uzaklaşacağını ve dinlerin eninde sonunda öleceğini düşündüler. Hatta bunun için zaman biçenler bile oldu. Aslında bu öngörü bilimsel bir tahmin değil, ideolojik bir temenni idi. Yani tezin ardında “böyle olmalıdır!” iması vardı. Ancak insanoğlunun inanma isteği sona ermedi, hatta dinsel pratiklerde yükseliş gözlendi. Bugün Hıristiyan dünyasındaki kiliseler arasında en güçlü olanlar, sekülerleşme sürecine en çok direnç gösterenler; Evanjelizmin yükselişi ortada. Vaktiyle, kutsaldan kopma macerasının motor gücü olacağı varsayılan Batılı orta sınıflar, her geçen gün Uzakdoğu inançlarına ve yeni dini hareketlere meylediyor. İnsanlık tarihinde inancın tüm izlerini silmeye yönelik belki de en güçlü sistematik teşebbüsün gerçekleştiği eski Sovyet havzasında Aziz Vladimir, Karl Marx’ın saltanatına kısa sürede son verdi. Japonların geleneksel Şinto mabetleri hiç de itibar kaybetmedi. İslam coğrafyasında ise kutsal zaten sahayı hiç terk etmedi, birçok diriliş hareketine hayat verdi. Yani aslında kutsal hiç gitmemişti. Prof. Dr. Ali Köse, din sosyolojisi konusunda dünyaca tanınmış meslektaşları Peter Berger, Rodney Stark, Harvey Cox, David Martin, Robert Bellah, Conrad Ostwalt, Daniel Bell, Grace Davie ve Karel Dobbelaere’i bir araya getirdi.
203.50 ₺ -
Cehalet Tutkusu
Bilginin ve bilgiye ulaşma yollarının yeniden tanımlandığı günümüzün hakikat sonrası, post-endüstriyel dünyasında gerçekle yalanı ayırt etmek zaman zaman imkânsız hale geliyor, bu da kasıtlı olarak bilmemeyi seçen insanların sayısının gitgide artmasına neden oluyor. Filozof, sosyolog ve hukuk teorisyeni Renata Salecl Cehalet Tutkusu’nda, insanlık durumunun daima bir parçası olduğunu savunduğu “cehalet”i ve bağlantılı olarak “inkâr” kavramını masaya yatırıyor; hem travmatik bilgiye ulaşmaktan kaçınan insan doğasını hem de ideolojik mekanizmaları sekteye uğratacak bilgiyi inkâr yollarını insanlık durumu üzerinden açıklıyor. Kasıtlı cehaletin bilhassa kriz anlarında olumlu bir yanının da olabileceği fikrini dile getiriyor; cehaletin güce nasıl dönüşebileceğini disiplinlerarası örneklerle aktarıyor. Felsefeden, psikanalitik ve sosyal teoriden, popüler kültürden ve kendi deneyimlerinden yola çıkıp Lacan, Foucault, Claude Lévi-Strauss gibi isimlerin argümanlarına referanslarda bulunarak cehaletin sosyal ve psikolojik nedenlerini inceliyor; cehalet tutkusunun aşktan hastalığa, travmadan genetiğe, adli tıptan büyük veriye kadar hayatımızın pek çok alanını nasıl etkilediğine dikkat çekiyor. “Cehalet veya inkârın sosyal ve psikolojik motivasyonlarıyla sonuçlarının kapsamlı bir incelemesi... Sahte haberlerin, propagandaların, siyasi söylemlerin ve tartışmaların medyaya hâkim olduğu bir zamanda, Salecl’ın analizi her birimize ‘cehaleti ve inkârı benimsemek’ için aldığımız kararlar hakkında düşünmenin yeni bir yolunu sunuyor.” –Kirkus Reviews “Yeni yeni filizlenen cehalet araştırmaları alanına değerli bir katkı... İncelikli ve zorlayıcı.” –Linsey McGoey, The Philosopher “Renata Salecl bu az ve öz, incelikli kitapta günümüzün yaygın cehalet tutkusunu ve bunun toplumun pek çok farklı düzeyinde nasıl işlediğini araştırıp belgeliyor. Son derece anlaşılır ve taze bir üslupla kaleme alınan kitap, pek çok insanın hayatına dokunan örnekler üzerinden bilmeme çabamızı analiz ediyor.” –Darian Leader
148.00 ₺ -
-
Bilim Susunca
Bilim dışındaki tüm bilgi kaynaklarını reddetmek, bilimi din ile doğası gereği çatışan bir uğraş olarak sunmak ve bilimin idealize edilmiş, gerçekçi olmayan bir tarifini kabul etmek dolaylı olarak bilime zarar verir. Otoritelerin bilimi kullanarak toplumu manipüle etmesinin, bilimin geniş halk kitleleri üzerindeki imajının zedelenmesi ve toplumda bilim karşıtı görüşlerin daha çok alıcı bulması gibi kaçınılmaz sonuçlarını tarihte ve farklı disiplinlerde gözlemlemek mümkündür. Alper Bilgili, Bilim Susunca’da bilimin toplum, dinler ve ideolojiler ile ilişkisini geçmişten ve günümüzden örneklerle ortaya koyarak okuru alışılmış kalıpların dışında keyifli ve doyurucu bir okumaya davet ediyor, bilimle ilgili daha gerçekçi bir resim çizilmesine katkı sağlıyor. Kurucu ideolojisi, on dokuzuncu yüzyıl vülger materyalizminin “kaba bilimcilik”i üzerine inşa edilmiş olan Türkiye’de, Tom Sorell’in dile getirdiği gibi, “bilimsel ile bilimsel olmayanı ayırt etmek”ten ziyade “bilimsel olanın olmayandan çok daha değerli olduğu”nu iddia eden aksiyomatik bilimcilik, toplum ve dünyanın geçirdiği değişimlere karşılık entelektüel egemenliğini sürdürmektedir. Böylesi bilimciliğin “bilim” değeri kazandığı, onun eleştirilmesinin, “bilim düşmanlığı” olarak yaftalandığı bir toplumda küresel ölçekte değişik ideolojik amaçlar çerçevesinde işlevselleştirilen bir yaklaşım fazla sorgulanmamaktadır. Alper Bilgili, bunu yapabilen az sayıda bilim insanının önde gelenlerinden birisidir. Tarihî bağlamları derinliğine analiz ederek güncel gelişmelerle bağlantı kuran titiz çalışmaları, bilimcilik eleştirisinin “dünyanın düz olduğunu iddia etmek” olmadığını göstermenin ötesinde, onun ideolojik tasavvurlara hizmet amacıyla işlevselleştirilmesinin doğurduğu sorunlara da ışık tutmaktadır. Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu, Princeton Üniversitesi
96.20 ₺ -
Cemil Meriçin Psikobiyografisi
Bir metnin ya da metinlerin psikanalitik okunması, onları birer semptom olarak okumak demektir. Murat Beyazyüz, Cemil Meriç’in metinlerinin analizini, onun psikobiyografisinin inşasında kullanıyor. Kısaca, bu kitapta, kendi metinlerinden yolaçıkılarak analiz edilen, bizzat Cemil Meriç’in kendisidir. Murat Beyazyüz, Cemil Meriç’i değil, deyiş yerindeyse onun metinlerini, psikanalistin ’Divan’ına yatırmış ve metinlere, birer nesne [obje] olarak değil, ama kendileriyle diyaloga girilebilen birer özne[süje]olarak bakmış. ‘Divan’daki metinler, Türkiye’de büyük bir entelektüelin, modernleşme sürecindeki medeniyet değişikliğini ve kültür krizlerini ne kertede derinden yaşadığını gösteriyor olmak bakımından önemli: Türkçü Hüseyin Cemil, Müslüman Hüseyin Cemil, Materyalist Hüseyin Cemil, Ateist Hüseyin Cemil, Marksist Hüseyin Cemil! Sonuç. ‘Araf’ta olmak! Tanpınar’ın deyişiyle, ‘iki hâd arasında’ ve bu iki hâd’den hangisinin Cennet, hangisinin Cehennem olduğuna karar veremeden, acı veren zihinsel kopuşlarla yaşanan bir entelektüel hayatın psikanalitik arkaplanı: ‘Cemil Meriç’in Psikobiyografisi’ Hilmi Yavuz
148.00 ₺ -
İslam ve Batı
Zor anlaşılan bir düşünür olarak bilinen Derrida, bazılarının gözünde bir muamma, bazıları içinse Batı medeniyetinin son dehası idi. Derrida’nın yapı-söküm (deconstruction) hakkında yazıp söyledikleri, siyasetten edebiyat tenkidine ve hatta mimariye kadar çok çeşitli alanlara uygulandı. Bu yüzden Derrida’nın geride bıraktığı miras, yazdığı kitapların ve yapı-söküm konusunda ileri sürdüğü görüşlerin ötesinde bir etkiye sahip. Derrida’nın bu bölgede bile titizlikle okunduğu gerçeğini göz önüne alırsak, onun etkisinin sanıldığından daha derinlere gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Derrida’ya göre, “Klasik Batı, Yahudi-İslam-Hıristiyan ve Yunan-Arap olduğu halde biz onun Yunan-Roma ve Yahudi-Hıristiyan geleneğine ait olduğuna inandırıldık. İbrahim’in oğulları birlikte yaşamaları gereken bir anda birbirleriyle karşı karşıya gelmek gibi bir tuzağa düştüler.” İslam ve Batı, Derrida’nın felsefi yolculuğunda hayati önem taşımasına rağmen hep göz ardı edilen Kuzey Afrika’yı, yani onun doğduğu toprakları konu edinerek Derrida’nın politika, din ve inancın karşılıklı bağlılıkları üzerine yaptığı yorumları yepyeni bir ışık altında okuyucuya sunuyor.
88.80 ₺ -
Robotları Beklerken Neler Olacak
Yeni nesil robotlar, kendi yapay zekâlarıyla gelecekler; yani sadece işlerimize yardım etmekle kalmayacak, kendi kararlarını verebilen, düşünme yetisine sahip birer sosyal varlık olacaklar. Peki her söylediğimizi dinlemeye devam edecekler mi? Yoksa bir noktada kontrolden mi çıkacaklar? Bu soruların cevabı, kamusal hayatın tüm dinamiklerini etkileyecek. Tam da bu yüzden, robotların gemilerle ve uçaklarla kargo taşıyacağı, yollarda ve kaldırımlarda araç kullanacağı, acil servisleri yöneteceği, hatta küçük dükkânları işleteceği yeni düzeni iyi kurgulamamız kritik önem taşıyor. Ve yine bu yüzden, robotları tasarlayan ekiplerde sadece yazılımcılar ve mühendisler değil, davranış bilimciler de olmalı. MIT Havacılık ve Uzay Bilimleri bölümü akademisyenlerinden Julie Shah ile otonom araçlar üreten bir mühendislik ekibine liderlik eden Laura Major’ın kaleme aldığı Robotları Beklerken Neler Olacak, yakın gelecekte gerçekleşecek bu teknolojik devrime nasıl hazırlanmamız gerektiğini gösteriyor. Komplo teorilerinden uzak bir bakış açısı benimseyerek yapay zekâya, insan-robot ve insan-teknoloji ilişkilerinin doğasına ve geleceğine dair tüm yönleriyle kapsamlı bir okuma deneyimi sunuyor. “Robotları Beklerken Neler Olacak düşündürücü sorular soruyor; yarının robotlarını nasıl inşa edeceğimiz ve onlarla nasıl yaşayacağımız konusunda hayati önem taşıyan tavsiyeler sunuyor. Akademik ve endüstriyel deneyimleri göz önünde bulundurulduğunda, bu önemli tartışmayı başlatmak için Julie Shah ve Laura Major’dan daha yetkin iki isim düşünemiyorum... Herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.” –Amy Villeneuve, Amazon Robotics’in eski başkanı ve COO’su “Shah ve Major’ın ilgi çekici çalışması, otonom robotların kendi başlarına çalışacağına dair yirminci yüzyıl efsanesini bir kez daha yıkıyor... Başarıya ulaşmak için veri ve fizik bilimlerinin yanı sıra sosyal bilimler ve davranış bilimlerinde de yetkin yeni nesil mühendisler gerekecek. Major ve Shah, tam da bahsettiğim neslin liderleri.” –David Mindell, Humatics Corporation’ın kurucusu
203.50 ₺ -
Gökbilimsel
Samanyolu’nun yaklaşık 200 milyar güneş barındırdığını biliyor muydunuz? Peki ya Jüpiter’de bir günün yalnızca 10 saat sürdüğünü? Mars’ta gökyüzünün gündüzleri pembeyken gün batımıyla maviye döndüğünü, Neptün’deyse atmosfer koşullarının elmastan yapılma minik dolu taneleri oluşturduğunu? Uzay, bir insanın inceleyebileceği en büyük, en eski, en sıcak, en soğuk, en tuhaf yapı. O halde bilimin en şaşırtıcı gerçeklerinin astrofizik ve kozmolojiye ait olması, insanlığın da bu esrarengiz yapıyı keşfetme çabası pek şaşırtıcı değil. Elementsel ve Parçacıksal’ın yazarı Tim James, Gökbilimsel’de evrenin uçsuz bucaksız sularına dalıyor ve uzaylılardan ötegezegenlere, beyaz deliklerden karanlık maddeye, kuasarlardan kuark yıldızlarına karşılaşabileceğimiz en büyük gizemlere ışık tutmak üzere kolları sıvıyor. Hem astronomi tarihçesini ve konuya ilişkin en güncel gelişmeleri detaylarıyla anlatıyor, hem de Düz Dünya dahil kamuoyunu meşgul eden tartışmalara kendine özgü mizahi üslubuyla parmak basıyor. “James, karmaşık kavramları basitleştirmek için en temele iniyor. Uzayın devasalığını kolaylıkla anlaşılır hap bilgilere dönüştürerek evrenin tuhaflığını en hayranlık uyandırıcı şekilde gözler önüne seriyor.” –Foreword “Önceki kitabı Elementsel’de olduğu gibi didaktiklikten uzak ama bilgilendirici bir tavır benimseyen Tim James, bizi uzay biliminin ışık yıllarında, Büyük Patlama’dan UFO’lara uzanan eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.” –Andrew Crumey “Bilimin sıkıcı ve yavan olması gerektiğini kim söyledi? Tim James olmadığı kesin!” –The New York Post
185.00 ₺ -
Sistem
İnternet, temelde kablolar ve bağlantılardan oluşan bir ağdır; dünyayı sarıp sarmalayan, veri merkezlerini birbirine ve nihayetinde bize bağlayan teller ağıdır. Peki tüm bu ağların sahibi, finansörü, denetleyicisi kim? Bu devasa sistem nasıl gelişti? Ekonomi ve politikayı kullanarak toplumu nasıl şekillendirdi? James Ball, bilgisayar bilimcilerden kablolu yayıncılara, milyarder yatırımcılardan reklamcılara, aktivistlerden istihbarat kurumlarına kadar pek çok kişiyle röportaj yaparak internetin keşfedildiği ilk günden günümüze kadarki dönüşümünün kısa tarihini yazıyor. Facebook, Google, Amazon, Apple gibi şirketlerin iç işleyişini çözümleyerek buzdağının görünmeyen yüzüne dikkat çekiyor. Silikon Vadisi'nin karizmatik CEO'ları Mark Zuckerberg, Jeff Bezos, Larry Page gibi isimleri masaya yatırarak internetin özgür, karmaşık, tehlikeli ve rahatsız edici tüm yönlerini ortaya koyuyor. Pulitzer ödüllü gazeteci-yazar, bir zamanlar demokrasinin yenilikçi bir uzantısı olarak coşkuyla karşılanan internetin insan hayatına, toplumlara ve sisteme etkisinin portresini titizlikle çiziyor. "James Ball, Sistem'de interneti yönetenlere dair eleştirel bir bakış sunuyor. Mucitlerin, yatırımcıların, vasilerin, kural koyucuların, isyankârların gözünden bakıldığında bu kitap internetin neşe dolu bir tarihinden ibaret. […] Ball, internetin işleyişine daha da dikkat etmemizi tavsiye ediyor; 2008'deki ekonomik krizden önce finans endüstrisinde olduğu gibi 'eylemsizlik oyununa' gelmememiz gerektiğini belirtiyor." ―Financial Times "Bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizin ve daha iyi bir internet kurmak için nasıl ilerleyebileceğimizin mükemmel bir özeti." ―Jimmy Wales, Wikipedia'nın kurucusu "Bizi Zuckerberg, Bezos ve diğerlerinin ötesine; çevrimiçi her şeyin nasıl çalıştığını, bundan kimin yararlandığını keşfettiğimiz daha karanlık bir dünyaya götürüyor. Büyüleyici, ilgi çekici ve önemli." ―Observer "Tam da bu zamanda okunması gereken bir kitap." ―Spectator
240.50 ₺ -
Dolunayın Özgür Kadınları
Zihin-beden, insan-doğa ayrışmalarının olmadığı kültürlerde, özünün bilincindeki kadınlara göre ay hali kutlanmaya değer bir doğuş, bir yenilenmeydi. Peki ne oldu da bu durum değişti? Kadının doğasına ait menstrual döngü nasıl “hastalık” olarak algılanmaya başladı. Dolunayın Özgür Kadınları, bu soruların cevaplarını bulmak için sizi 28 günlük bir yolculuğa çıkarıyor. Op. Dr. Ayşe Duman, kitap boyunca çok önemli bir sorunun peşine düşüyor: Hiçbir organın fonksiyonu ağrılı değilken menstruasyon neden ağrılı olsun? Siz de bu soruyu sormaya başladıktan sonra kitapta yer alan her günde katman katman açılan “nedenler silsilesi” ile karşılaşacaksınız. Silsilenin içinde menstrual döngü esnasında değişen hormonlar ve duygular da var; tarihsel süreçte ve günümüzde kadının ritmini bozan tutum, tavır ve inanışlar da… Tüm bunların dolunay ile ne gibi bir ilişkisi olduğu ise kitabın en keyifli sürprizi… Dolunayın Özgür Kadınları, kadının kendini, gücünü, bedenini ve varoluşunu, ruh-zihin-beden bütünlüğünde anlamasını sağlayacak yolun taşlarını döşeyen, başvuru niteliğinde önemli bir kaynak…
125.80 ₺ -
Akrep ve Yelkovanın İzinde
Antik Roma’nın güneş saatlerinden Çin İmparatorluğu’nun su saatlerine, Aydınlanma gözlemevlerinden günümüzün akıllı saatlerine kadar, dünyanın tüm kültürlerinde binlerce yıl boyunca çeşit çeşit saatler inşa edildi. Bazen bir zafer nişanesi bazen de bilginin kaynağı olarak boy gösteren bu cihazlar, icat edildikleri günden itibaren insanlık için değiştirici ve dönüştürücü bir rol oynadı; öyle ki zaman zaman bizi yıkımın eşiğine getirdiler. Seçkinler onları güç gösterisi, maddi kazanç ve halkın idaresi için kullandı –bazen de tüm bunlara karşı koymak için kullanıldılar. Tarihçi ve saatbilimci David Rooney, Diyarbakır’dan Ümit Burnu’na, Londra’dan Osaka’ya seçtiği on iki saat üzerinden akrep ve yelkovanın dünyayı şekillendiren izini sürüyor; inanç ve erdem, düzen ve üretim gibi her biri uygarlığın yapıtaşlarından olan kavramlara mercek tutuyor. “Şaşırtıcı derecede orijinal... Bir popüler bilim klasiği.” –Patricia Fara, Bilim: Dört Bin Yıllık Bir Tarih’in yazarı “Uzun zamandır okuduğum en iyi kültür tarihi metni.” –Jerry Brotton, Rönesans’ın yazarı “Zamanın işleyişinin insanlık tarihini nasıl şekillendirdiğine dair zengin bir araştırma. Hevesli ve bilgili bir rehber olan Rooney, tarihin karanlık taraflarını ortaya çıkarmaktan çekinmiyor. Okurlar, zamanı kaydetmenin önemine dair yeni şeyler keşfedecekler.” –Publishers Weekly “Saatlerin hem bize hem de bizim hakkımızda söylediklerine dair büyüleyici bir çalışma... İnsanı düşünmeye teşvik eden entelektüel bir yolculuk.” –Wall Street Journal
203.50 ₺ -
Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür?
Eşlerini kaybeden balıklar aşk acısı çeker mi? Kambur balinalar toplanmak, alanlarını sınırlamak ve yavrularıyla iletişim kurmak için çıkardıkları seslerin yayılma düzeyini ayarlayabilir mi? Yunusların sosyal hafızası, yıllar sonra oyun arkadaşının ıslığını tanımaya yeter mi? Ölüm farkındalığı olan filler stres altındaki türdeşlerine şefkat gösterecek duygusal zekâya sahip mi? Uzun yıllar zeki olmadıkları kabul edilen hayvanları gözlemlediğimizde aslında bu beceriye sahip tek tür olmadığımızı ve zekânın pek çok formu olabileceğini anlarız. Ekoloji profesörü Loïc Bollache, bu kitapta zekâ kavramının karmaşıklığından yola çıkıyor ve IQ gibi kriterlerle bu beceriyi sayılara indirgeyerek elde edilen sonuçların kapsayıcı olmadığının altını çiziyor. Hayvanların dünyasının, deneyim ve becerilerinin bizim ölçümlerimizle sınıflanamayacak kadar karmaşık ve çok boyutlu olduğunu vurguluyor. Güncel araştırmalardan hareketle zekânın çeşitliliğine değiniyor ve hayvan zekâsını iletişim, kültür, sosyal hayat ve duygusal zekâ üzerinden tanımlamaya çalışıyor. Kurtların birbirini teselli edebilmesinden, karıncaların en kestirme yolu bulabilmesini sağlayan kolektif zekâsına, somonların çiftleşmek için doğdukları yere dönebilmelerini sağlayacak kadar kuvvetli hafızalarından, arıların dans ederek iletişim kurabilmesine kadar hayvan zekâsını tüm yönleriyle ele alıyor. Bollache, bildiğimizi sandığımız bir dünyaya, hayvanlara ve hayvan-insan ilişkisine dair zihinlerimizde yepyeni bir pencere açıyor, sorguluyor ve düşündürüyor. Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür? hayvanlar âlemine bakışımızı değiştirecek, doğadaki konumumuza dair kavrayışımızı derinleştirecek ve empati gücümüzü artıracak ufuk açıcı bir kitap… “Loïc Bollache, insanlar ve hayvanlar arasındaki ‘hiyerarşi’yi yıkıyor.” – Le Bien Public “Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür? hayvan zekâsına dair ilgi çekici detayları titizlikle ortaya koyuyor.” – France Inter
125.80 ₺ -
Nöropolis
Robert Newman’ın stand-up gösterisi ve BBC Radio 4 programlarına dayanan Nöropolis, beyin bilimi üzerine ön kabulleri altüst eden bilimsel buluşları araştırıyor. Newman Nöropolis’te, beynin sadece karmaşık bir bilgisayar olduğu iddiasının yanlış olduğunu savunuyor. Nörobilimdeki gerçekten heyecan verici gelişmeler, antik okyanuslardaki belleğin kökenleri hakkında hayranlık uyandıran keşifler gibi, beyin biliminin neden bu kadar tuhaf bir indirgemeci dünya görüşüne adanmış olduğunu sorguluyor. Beyin biliminin “beyinsiz” yorumlarını ortadan kaldırarak daha ilgi çekici ve az bilinen gelişmeleri, keyifli bir anlatımla okura sunuyor. “Boş bilime, kapitalistlere ve Brian Cox’a cevabını veren Newman’ın nörobilim merakının, zihni-tetikleyen sonuçları bu kitap.” – Guardian “Büyüleyici ve son derece orijinal bir kitap, elinize aldıktan sonra iki saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.” – The Spectator “Newman, bilimsel birikimini göz kamaştıran zekâ manevralarıyla birleştiriyor.” – The Times “Komik… eksantrik… ustalıkla kaleme alınmış.” – Nature
185.00 ₺ -
Dünyayı Değiştiren Gizli Anlaşmalar
Hiç düşündünüz mü neden alışverişte nakit para kullanırken adeta acı çekiyoruz da kredi kartı kullandığımızda son derece rahatız? Şirketlerin ödemeleri gereken vergiden kaçmak için parayı yatırdıkları vergi cennetleri nerede ve kimlerin denetiminde? Son yıllarda bilimsel bir gerçek olarak herkesin başvurduğu “vücut kitle indeksi”nin bir sigortacı tarafından daha fazla müşteri bulmak için uydurulduğunu biliyor muydunuz? Neden önce bol kalorili ürünleri satın alarak şişmanlıyor, ardından da diyet ürünlerle zayıflamaya çalışıyoruz? Hemen her yıl bizleri akıllı telefonlarımızı en yeni çıkan modeliyle değiştirmeye yönlendiren temel duygu nedir? Veya McKinsey nasıl bir şirkettir ve dünya ekonomisini nasıl yönetir? Genelde hayatımızdaki en temel belirleyicinin, seçtiğimiz siyasetçiler olduğunu düşünürüz. Oysa, anlaşmalar her zaman siyasetçiler ve devletler arasında yapılmıyor. Özellikle son bir yüzyıldır yapılan anlaşmaların çoğunluğu şirketler arasında ve gizlice yapılanlar… Bizlere sürekli olarak ürün ve hizmet satan bu şirketler ürünleriyle hayat tarzımıza, alışkanlıklarımıza, vücut yapımıza ve belki hayatımızın bir kısmına hükmetmeye başladılar bile. Bugünkü iş dünyası, önce insanlar için bir sorun icat edip, ardından da bu icat edilen soruna bir çözüm bulmak üzerine kurgulanıyor. Bizler ise, farkında bile olmadan bu çemberin içinde yerimizi alıyoruz. Hangi ilacı kullanacağımıza, ne zaman tatile çıkacağımıza, cep telefonumuzu hangi sıklıkla yenileyeceğimize hep onlar karar veriyor. Bu kitap; gıdadan ilaç sektörüne, teknolojiden bankacılık ve medyaya kadar sıradan insanın hayatına giren, onu belirleyen ve çoğunlukla da köklü bir biçimde değiştiren firmaların kendi aralarında veya siyasi karar vericilerle birlikte yaptıkları gizli anlaşmaları deşifre ediyor. Gazeteci Jacques Peretti, yirmi yıldır çokuluslu şirketlerin CEO’larından politikacılara, ekonomistlerden bilim insanlarına kadar hayatımızı değiştiren kararların arkasındaki insanlarla yaptığı röportajlardan edindiği deneyimle bu çarpıcı kitabı kaleme aldı. Bugüne kadar birçok “komplo teorisi” duymuş olabilirsiniz. Şimdi sıra gerçeklere geldi. İçindekiler: Giriş Birinci Bölüm Nakit: Kim, Neden Ortadan Kaldırmaya Çalışıyor? İkinci Bölüm Risk: Kaos, Wall Street’i Nasıl Vurdu? Üçüncü Bölüm Vergi: Neden Her Yer Cayman Adaları’na Benzemek İstiyor? Dördüncü Bölüm Zenginlik: Ticari Bir Fırsat Olarak Eşitsizlik Beşinci Bölüm Gıda: Zayıfın da Şişmanın da Sahibi Altıncı Bölüm İlaçlar: Modern Hayatın Tedavisi Yedinci Bölüm İş: Ne Yaptığımızdan Kim Olduğumuza Sekizinci Bölüm Güncelleme: Planlı Eskitmenin Mühendisliği Dokuzuncu Bölüm Güç: Her Şeyi Bilen Firma Onuncu Bölüm Ticaret: Kurumlar Neden Başa Geçti? On Birinci Bölüm Medya: Gerçekler Nasıl Gizlendi? On İkinci Bölüm Robotlar: Yaşayan Makineler On Üçüncü Bölüm Teknoloji: Hepimize Hükmeden Beş Şirket On Dördüncü Bölüm Küreselleşme: Asya’nın Kuralları Baştan Yazması On Beşinci Bölüm Günümüz: Yeni Dünya NOTLAR
277.50 ₺ -
Antik Çağdan Geleceğe Para
Para yokken insan vardı fakat insanlık tarihi parayla başladı. Başka bir ifadeyle binlerce yıllık uygarlık yolculuğunda bizleri yalnız bırakmayan tek şey paraydı. İşte bu kitap, uygarlık tarihi eşliğinde antik çağdan emekleyerek yola çıkan ve şimdilerde ışık hızına erişen paranın muhteşem serüvenini merak edenler için yazıldı. Paranın tarihine en başından yani ‘para yokken durum neydi’ sorusuyla başlıyor ve parayı altı forma ayırarak bu yolculuğu tamamlıyor. Her bölümü zengin kaynaklara dayanarak titiz bir şekilde yazılmış olan PARA kitabını hızla okudum. Bildiklerime yeni bilgiler ekledim. Her türlü övgüye layık, çok güzel bir eser. Ekonomi ve finansla ilgilenen herkese öneririm. Dr. Mahfi EĞİLMEZ 11.000 yıldır kullandığımız para türlerini bilim ve akıl eleğinden geçiren yazar, para olgusunu Trampa Para, Mal Para, Tartı Para, Madeni Para, Kâğıt Para ve Sanal Para olmak üzere altı kategoriye ayırıyor. Paranın ruhu, özü ve şeklini baz alarak yaptığı bu ayrımın para felsefesinde yepyeni bir sayfa açacağına inanıyorum. Uzun ve disiplinli bir çalışmayla ortaya çıkardığı eser, paranın yalnızca tarihini değil servet ve devlet kavramlarıyla ilişkisini sosyolojik, kültürel ve yönetsel açıdan irdeliyor. Dr. Yılmaz ARGÜDEN
240.50 ₺ -
Beynimizin Parmak İzleri
Beynimizin duyguları nasıl kurguladığına dair bütün bildiklerimizi yerle bir eden devrim niteliğinde yepyeni bir keşif! Duygular neden kendiliğinden oluyormuş gibi hissettirir? Mantık hep söylenegeldiği gibi duyguları gerçekten de kontrol eder mi? Duygular hastalıkları nasıl etkiler? Çocuklarınızı duygusal açıdan nasıl daha zeki hale getirebilirsiniz? Beynimizin Parmak İzleri tüm bu sorulara ve daha fazlasına cevap vererek bu konuda yapılan en son araştırmaları; zihni, beyni ve duyguyu konu edinen bu yeni bilimin merak uyandıran pratik uygulamalarını gözler önüne seriyor. “Lisa Barrett duygularımızın sadece doğuştan gelen şeyler olmadığının yanı sıra beynimizin hislerimizi nasıl bir bulmaca gibi birleştirdiğini ve bu sürece nasıl katkıda bulunduğumuzu çok açık ve anlaşılır bir dille anlatıyor. Bu kitap bizlere çok ilgi çekici bir hikâye sunuyor.” – JOSEPH LEDOUX, Anxious ve Synaptic Self kitaplarının yazarı “Daha önce hiç duygularınızın nereden geldiğini merak ettiniz mi? Duygu psikolojisinde dünya çapında bir uzman olan Lisa Barrett, hisler ve bu hislerin perde arkası için açıklayıcı bir kılavuz hazırlamış bizlere.” – ANGELA DUCKWORTH, Grit kitabının yazarı “Beynimizin Parmak İzleri, son teknolojiyle yürütülen sinirbilim çalışmaları ve günlük duygularımızı kusursuz bir biçimde birleştirerek sahip olduğumuz duygusal hayatımızı şekillendirme yöntemlerine dair yapılmış etkileyici, bilgilendirici ve merak uyandıran bir analiz. Böylesine önemli bir kitabı okuduktan sonra duygulara dair düşünceleriniz asla aynı olmayacak.” – DANIEL L. SCHACTER, Hafızanın 7 Günahı kitabının yazarı “Beynimizin Parmak İzleri’ni okuduktan sonra duygulara dair görüşleriniz asla aynı kalmayacak. Lisa Barrett, cinsiyetçi klişelerle savaşmak ve daha iyi politikalar ortaya koyabilmek adına yepyeni bir çalışma alanının kapılarını aralıyor.” – ANNE-MARIE SLAUGHTER, Unfinished Business kitabının yazarı
314.50 ₺ -
Elementsel
Cep telefonlarımızı titreştiren element hangisidir? Peki ya fotoğraf çekmemizi sağlayan element? Hidrojeni hayal edilebilecek en temiz yakıt yapan nedir? Periyodik tablo bugünkü haline nasıl geldi? Bir gün gezegenimizi terk etmek zorunda kalsak bizi hangi element kurtarır? Elementler insanın dünyayla ilgili anlam arayışında her zaman önemli bir yer tuttu. Büyük Patlama’dan bugüne; yediğimiz yemekten soluduğumuz havaya, çakmağımızdan çıkan kıvılcımdan musluğumuzdan akan suya, X-Men’den Demir Adam’a kadar her şeyin özünde elementler var. Tim James, Daily Mail tarafından Yılın En İyi Kitapları arasında gösterilen Elementsel’de, periyodik tabloyu mizahi anlatımıyla ders kitabı sıkıcılığından kurtarıyor ve evrenle ilgili neredeyse bütün sorularımızı cevaplıyor. Bizi hem bildiğimiz elementlerin farkında olmadığımız özellikleri ve kullanımlarıyla hem de periyodik tablonun en köşede kalmış elementleriyle tanıştırıyor. “Bir kimya öğretmeni olan Tim James okurun dikkatini nasıl çekeceğini iyi biliyor… Elementsel hem eğlendiriyor hem öğretiyor. Eğlenceli çizimleri, çılgın mizahı ve verdiği çeşit çeşit bilgiyle Elementsel bizi Mendeleyev’in hayalini kurduğu her şeyin ötesinde bir âleme götürüyor.” - The Wall Street Journal “Öğrenciler ve bilimsel metinlere yeni başlayanlar için ideal. Yıldızların bileşiminden insanlar için en yararlı elementlere, James her okura uygun, kısa, etkileyici ve neşeli bölümler sunuyor.” - Publishers Weekly “Bilimin sıkıcı ve yavan olması gerektiğini kim söyledi? Tim James olmadığı kesin. İster kuvvetli asitleri ya da bir anda yanmaya başlayan insanları, ister bütün elementlerin karışımının nasıl bir sonuç doğuracağını anlatsın, bu kitap periyodik tabloya hayat veriyor.” - The New York Post
185.00 ₺ -
Parçacıksal
Yirminci yüzyılın başında bilimin mümkün olan en uç noktaya ulaştığı ve doğa yasalarının neredeyse tümünün keşfedildiği düşünülüyordu. Sonra uyuyan devi uyandırdık: Kuantum mekaniğini keşfettik. Bu âlemde nesneler aynı anda iki yerde olabiliyor, sebep-sonuç ilişkisi tersine işleyebiliyor —hatta zaman yolculuğu bile mümkün! Peki, insanlığın hangi temel çabası kuantum mekaniğinin doğuşunu mümkün kıldı? Higgs bozonu, fotonlar, antimadde, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı... Kuantum mekaniği hem hepimizin bir şekilde aşina olduğu hem de gizemini hâlâ koruyan, evrenin en merak uyandıran konularından biri. İlk kitabı Elementsel’de periyodik tablodan yola çıkarak evrenle ilgili neredeyse bütün sorularımızı cevaplayan Tim James, Parçacıksal’da kuantum mekaniğini ilk varsayımlar ve deneylerden en güncel gelişmelere kadar kendine özgü, mizahi üslubuyla anlatıyor ve Higgs bozonunun neden bu hikâyenin sonu olmadığını açıklıyor. “Parçacıksal kuantum fiziğine yeni başlayanlar için oldukça eğlenceli bir rehber.” - The Telegraph “Eğlenceli ve anlaşılır bir kuantum mekaniği rehberi. Fizik üzerine ilk defa okuma yapanlar bile kitabı bitirdiklerinde evrenin en esrarengiz konusuyla ilgili tahmin ettiklerinden çok daha fazla şey öğrenmiş olacaklar.” - Kirkus Reviews “Mizahi ama derin… Parçacıksal her türden okura hitap ediyor.” - Profesör Charles Antoine, Sorbonne Üniversitesi
185.00 ₺ -
Olandan Olasıya
Bugün dünyanın odağında geleceğe dair endişe var. Yalnızlık, anksiyete ve depresyon ciddi bir ruh sağlığı krizinin habercisi. Felaketler, iklim değişikliği, biyo-çeşitlilik kaybı, gıda sorunu her geçen gün daha kronik bir hal alıyor. Ekosistemlerin ve toplumların yaralarının sarılması, iletişim kurulması ve çözüm üretilmesi gerekiyor. Değişim gücüne sahibiz, ancak başarısız oluyoruz çünkü en kritik aracımızın kaybolmasına izin verdik: Hayal gücü. Rob Hopkins’e göre, şeylerin hayal gücüyle dönüşebileceğine ve kültürlerin hızlı, dramatik ve beklenmedik bir şekilde daha iyiye değişebileceğine dair çok sayıda kanıt var. Daha iyi bir yaşamı ve olumlu bir geleceği hayal etmek, sonrasında bunu gerçeğe dönüştürmenin anahtarı. Bu tutkulu keşifte Hopkins, hayal gücünün neden azaldığına, onu canlandırmak için ne yapmamız gerektiğine dair soruların cevaplarını arıyor. Çünkü bunu yaptıktan sonra, insanlık ve dünya adına başarabileceğimiz şeyin sonu yok. Olandan Olasıya, şu anda bunu başaran bireylerin ve toplumların öykülerini anlatıyor. Bu kitap, daha iyisi için takip etmemiz gereken değişim sürecini besleyecek kolektif hayal gücümüzü canlandırmak ve serbest bırakmak için bir eylem çağrısı. “Önemli bir konu üzerine ciddi bir kitap. Hayal gücü olmadan ne yaparız?” –Sir Quentin Blake “Olandan Olasıya, daha iyi bir dünya hayal etmeye güçlü bir çağrı niteliğinde. Bunu herkes okumalı ve takdir etmeli.” –Christiana Figures, Paris İklim Anlaşması baş müzakereci “Rob Hopkins’in bu tutkulu kitabında gösterdiği gibi, hayatta kalmak ve gelişmek için çok daha yaratıcı olmalıyız. Olandan Olasıya, bizleri dünya çevresinde, umut dolu ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için bugünü yeniden kurgulayan insanlara ve toplumlara dair, ilham verici ve acil bir yolculuğa çıkarıyor.” –Sir Ken Robinson, eğitimci, yazar “Geçen her gün iklim değişiyor ve biyolojik çeşitlilik yok oluyor. Artık uçurumun kenarına gelmişken acilen harekete geçmemiz gerektiğini anladık. […] Rob Hopkins gibi kişiler bizleri değişim sürecinde cesaretlendiriyor. Bu kitaptaki pek çok hikâye, çoğu kişi için böylesi bir geleceğin çoktan gerçekleşmiş olduğuna bir kanıt.” –Anne Hidalgo, Paris Belediye Başkanı “Eğer hayal gücümüzü, bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için serbest bıraksaydık önemli bir adım atmış olurduk. Bu cesur ve güçlü kitap da hayatta kalmamızın buna bağlı olduğunu savunuyor. Satırlar arasındaki fikirleri izleyerek kaybedecek bir şeyimiz yok; aksine kazanacak çok şeyimiz var.” –Scott Barry Kaufman, psikolog “Rob Hopkins hayal gücünü her şeyin merkezine alıyor ve bizlere daha büyük düşlere, onları gerçekleştirmeye doğru karşı konulmaz bir çağrıda bulunuyor.” –Kate Raworth, yazar
196.10 ₺ -
Geleceğin Suçları
Dünyanın en iyi korunan nükleer tesisi, hiç kimse farkına varmadan nasıl sabote edilir? Milyon dolarlık şirketler neden en gizli kayıtlarını halen kâğıt ortamında tutuyor? Dünya çapında işlem yapan borsa ve foreks piyasaları hangi yazılımlarla manipüle ediliyor? İnternetin derinliklerinde aslında neler gizli? Her gün kullandığınız, bağımlısı olduğunuz internet hizmetleri neden bedava? Telefonunuza yeni indirdiğiniz oyun neden telefon rehberinize erişmek ister? Sanal para ve online oyunlar para aklamada nasıl kullanılır? Önümüzdeki günler, hackerların ve kötü amaçlı yazılımların çağı mı olacak? Geleceğin Suçları, içinde bulunduğumuz dijital çağda bilgisayar teknolojileri nedeniyle ortaya çıkan yeni suç türleri üzerine bir kitap: Siber saldırılar, bilgisayar virüsleri, hackerlar, kötü amaçlı yazılımlar, uluslararası dijital suçlar... Henüz yayımlanmadan en iyi teknoloji, siber güvenlik ve fütürizm kitabı seçilen ve tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından okunan Geleceğin Suçları, bugünün ve geleceğin dünyasındaki en ilginç siber suçların nasıl organize edildiğini ve bu suçların nasıl engellenebileceğini ele alıyor. Teknolojinin karanlık yönünü keşfetmek ve anlamak isteyenler için. “Geleceğin Suçları, bilgi çağında muhteşem bir risk analizi. Harika bir araştırma. Âdeta bir roman...” — Harvard Business Review “Bu kitap bağımlılık yapıyor. Hayal bile edilemeyecek siber suç örneklerini bir dedektif misali araştıran Marc Goodman, müthiş bir iş çıkarmış.” — The Washington Post “Teknolojinin karanlık tarafına bir gezi rehberi.” — New Scientist “Geleceğin Suçları güvenlik güçleri, üst düzey yöneticiler ve teknolojiyi yoğun olarak kullanan herkes için bir başucu kitabı." — Khoo Boon Hui, Eski İnterpol Başkanı
296.00 ₺ -
Dünyayı Değiştiren On Domates
Domates, 1500’lerde bir gece yarısı, bir geminin ambarında Yeni Dünya’dan Avrupa’ya göç eder. Yüzyıllarca tarihin çöplüğünde kaybolur, zehirli olmakla suçlanır, henüz sert ve yeşilken toplanır; hayat bu ya, hem dünya mutfaklarının en popüler aktörlerinden biri, hem de endüstriyel gıdalardan hoşnutsuzluğumuzun sembolü haline gelir. Peki maceraların, enteresan tarihî figürlerin, çeşit çeşit yiyeceğin, biraz da komplo teorisinin eksik olmadığı bu yolculuk boyunca neler yaşandı? William Alexander, Dünyayı Değiştiren On Domates’te domatesin ilginç gerçeklerle dolu tarihçesini konu edinirken gıdaya ilişkin en güncel sorunlarımıza da değiniyor ve okura alışılmışın dışında bir uygarlık tarihçesi sunuyor. “William Alexander, domatesin dünya mutfağı ve kültürü üzerindeki etkisini konu alan bu turda bize eşlik eden eğlenceli bir rehber. Tarih, botanik, hatırat ve seyahatnamenin kendine özgü bir karışımı olan Dünyayı Değiştiren On Domates, büyüleyici ve iştah açıcı bir kitap.” –Amy Stewart, New York Times çoksatan yazarı “Mütevazı meyveye ilgi çekici bir bakış... Tuhaf, bilgilendirici ve çok eğlenceli.” –Kirkus Reviews “[Alexander’ın] zamanlaması ve sunumu kusursuz.” –The New York Times Magazine “William Alexander, Azteklerden İtalyan mutfağı ve pizzaya kadar tarihi keşfetmek için domatesleri kullandığı bu kitapta, domatesin eğlenceli ve geniş kapsamlı bir tarihçesini sunuyor. Bunun yanında bizi enteresan tarihî karakterlerle tanıştırıyor; iklim değişikliği, hidroponik ve GDO ile fabrika çiftçiliğinin yaygın olduğu bir dünyada lezzet arayışı gibi konularla ilgili düşünmemizi sağlıyor.” –Mark Pendergrast
203.50 ₺ -
Dünyaca Ünlü Şüpheli Ölümler
Geçmiş gizemli ve açıklanmayı bekleyen olaylarla dolu. İnsanoğlu ise önleyemediği merak duygusuyla; sırları, ilginç vakaları ve şüpheli ölümleri aydınlatmak için hep bir istek duydu. Çözülen her bir gizemin yerini yenisi alsa da, merak duygumuzda bir eksilme olmadı, sır perdesi aksine daha da arttı. Üstelik, teknolojik ilerleme sayesinde DNA analizi gibi bilimsel yöntemlerin şüpheye yer bırakmayacak düzeyde gelişmesine rağmen...Adli genetik uzmanı Kadir Demircan, yıllara yayılan birikimiyle her yaştan okura hitap edecek gerçek hikâyeleri, çarpıcı ve sürükleyici bir dille anlatıyor. Okura olayı adeta yeniden yaşatıyor. Bizleri; üzerinde yıllarca uğraşılan ilginç vakalar arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Geçmişten bugüne ve hatta geleceğe doğru... "Elinizde tuttuğunuz kitapta, değerli meslektaşım Dr. Kadir Demircan, bu kez DNA sayesinde aydınlatılan bir dizi gizemli olayın yanı sıra, Elvis Presley'in saçlarından II. Abdülhamid'in polisiye merakına uzanan geniş bir yelpazede örnekler sunuyor. Hangi yaştan olursanız olun, adli bilimler dünyasının alacakaranlık labirentlerinde keyif ve heyecanla dolaşacağınıza hiç kuşkum yok." — Prof. Dr. Sevil Atasoy
185.00 ₺ -
Allahsız Müslümanlık
“Sorgulayıp anlamaya çalıştığım, Müslüman insanı –bütün gayretlerine rağmen– geliştirmeye yetmeyen dindarlık türünün iç kıvrımlarıdır. Diliyle sürekli Allah’ı anmasına ve sürekli dini etkinliklerde bulunmasına rağmen, kendisi gibi olmayanlar üzerinde derin bir saygı ve hatta imreniş uyandıramayan Müslümanlık biçiminin, Allah’ın muradıyla örtüşeceğini düşünemiyorum. Tabii ki ‘Allah’sız Müslümanlık’ ifadesi, kâfirlik ve inkârcılık suçlaması kastıyla seçilmiş değildir. Bu isim ‘Müslüman kişinin Allah ile iletişimini geliştiremeyen dindarlık’ tanımlamasının kısaltılmışı sayılabilir. Peki, böylesi dindarlık nasıl bir şeydir?” Yıllardır dillerden düşmeyen şiirleri, senaryoları, romanları ve politik denemeleriyle tanıdığımız Ömer Lütfi Mete’den çağımızın Müslümanlığına dair “içeriden” bir eleştiri... İslam’ı nasıl yaşıyoruz ve nasıl yaşamalıyız? Onu aslında modern hayatın kimi ihtiyaçlarına göre yeniden dizayn mı ediyoruz? İslam en son ve en mükemmel din olduğuna göre, mensupları neden yüzlerce yıldır geriliğin ve ezikliğin girdabından kurtulamıyor? Allah’sız Müslümanlık, İslam’ı yaşama sorununa dair güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir ahlaki el kitabı…
185.00 ₺