-
Vahyin Binbir Sesi
“Vahyin Binbir Sesi tefsir de değil; meal denemesi de... Vahiyle özel görüşmelerimizde, gizli buluşmalarımızda içimin denizine taşıdıkları, içimin deryasından taşanlar diyebilirim. Kalbime akan vahyin sesleri, dilimden taşıyor bu sefer...” Senai Demirci Vayhin Binbir Sesi’nde bu kez Kur’an üzerinden kalbe, insan’a adım atıyor. Ayetler üzerine düşünürken Rabbin kelamının nasıl da yaprak yaprak açılmaya devam ettiğine şahitlik ediyor. Ayetlerden yüzüne yansıyan tebessümleri yazıyor; ‘kardeşçe’, ‘hercaice’. “Kur'ân'a baktıkça ikiz kardeşinle tanışırsın, kendi yüzüne yeniden bakmış olursun” diyor Senai Demirci, her ayetin nasıl da ‘biz’e, ‘bizim için’ indirildiğini hissettiren cümlelerle…
12.95 ₺ -
Söz Yangını
Sözün güzelini söylemek için, Kardeşimin hatırını onun yokluğunda da korumak için, Emaneti ehline vermek, kardeşimin hatasını (emanetini) başkalarına taşıtmamak için, Tercihimi kınayıcı, yargılayıcı, yakıcı olandan değil, ıslah edici, onarıcı, yapıcı olandan yana kullanmak için, İkiyüzlü/iki sözlü olmamak için, Hayatıma parça tesirli fiskos bombası fırlatmamak için, Gıybetin yaktığı dudaklarda artık çiçeklerin açması için, GIYBET ETMİYORUM! Gıybet etmemek, “Allah’ı görür gibi yaşama” çabasıdır. Allah’ın duyduğunu bilerek konuşma duyarlılığıdır. Allah’ın işitmesine göre nefes tüketme inceliğidir. Allah işitmiyormuş gibi konuşmak günah değil mi? Senai Demirci, bir insanın, gıyabında da onurunun korunduğu, olmadığı yerde de saygı gördüğü, işitmediği kapı arkalarında da hatırının sayıldığı biricik medeniyetin mensupları olarak, gıybetsizliğe davet ediyor bizleri. Gıybet Gönülsüzlüğüne…
6.17 ₺ -
Namaz Anne Kucağıdır
Herkes anne kucağına atar ilk adımını… Günde beş vakitle hayatımızın daima içindedir namaz. Her ânı bir anlam seli, her kelimesi bir iç döküştür. Ahlâkın güzelleştiği, Allah şefkatinin hissedildiği bir hayat alanıdır. “Namaz anne kucağıdır. Anne nasıl çocuklarının hepsini koşulsuz sever, onları kucağına alır, göğsüne bastırırsa namaz da bütün ibadetleri içine alır, göğsüne şefkatle bastırır. Namaz kocaman bir kalptir.” diyor Esma Sayın Ekerim kitabında. Namaz tüm ibadetlerle bütünleşmektir. Allah inancının duygusal, zihinsel ve ruhsal tasdikidir. Zihnini kötü düşüncelerden, dilini kötü sözlerden, kulağını kötü seslerden koruması yönüyle namaz oruç ibadetini; zamanı, malı ve canı belli vakitlerde feda etmeyle zekat ibadetini; birlik, bütünleşme ve Müslümanları birleştirme yönüyle hac ibadetini kapsar. Tespihlerle bir zikir, ayetlerle bir açılım ve cevap bulma, dua ile tamamlanmadır. Namazda okuduğumuz her ayetin, dilimizdeki her duanın ayrı bir anlamı ve önemi vardır. “Namaz Anne Kucağıdır”; namazın kuşatıcılığını namaz anlarında arıyor. Surelerin, rükûnun, secdelerin, namaz dualarının, tahiyyatın ve tüm “sübhan” deyişlerimizin anlam ufkunu okuyucusuyla paylaşıyor. Namazı içimizde büyütmemiz için ve namazımızın bizi kuşatması için anne kucağı ile sığınmaya bir adım atın. Çünkü ilk adımlara anne yardımcı olur ve ilk adım anneye doğru atılır!
5.14 ₺ -
Kuranla Yaşamak
Kur’an; Hayatımız… Hayat kaynağımız… Yaşam kılavuzumuz… Said Nursi’nin tarifiyle Rabbimizi bize anlatan en büyük delillerden biridir Kur’an… Onu okuyarak insanlığın en büyük problemi olan, “Nereden geliyorsun?”, “Nereye gidiyorsun?”, “Ne için yaşıyorsun?” sorularına cevap buluruz. Ondan uzaklaştığımızda ise insaniyetimizin ne büyük felaketler içinde kıvrandığını görürüz. Kâinatın Yaratıcısı hayatımızı nasıl yaşayacağımızı tarif eder Kur’an’da. Onu okumamızı, anlamamızı ister… Kur’an’la Yaşamak, Kur’an’ı niçin, nasıl ve ne zaman okumalıyız sorularına cevap ararken Kur’an’ın cazibesine kapılan insanlardan örnekler vererek okura yol gösteriyor. Öyleyse gelin kendi ebedi hayatımız için ‘Kur’an Okuyalım’; Rabbimizi tanımak, O’nun bizi ne kadar çok sevdiğini idrak etmek için…
111.00 ₺ -
İyi Günde Kötü Günde Evlilik
Aile hakkında kitap yazmak gerçekten zor. Bu kitapta okurlarım için yaşadıklarımı, bilgilerimi toplayabildiğim kadar yazdım. Evlilikte asıl hedef neslin devamı, hayırlı evlat yetiştirmek, haramlardan korunmak ve yalnızlığın ıstırabından kurtulmaktır. Bu kitabı okurken peygamberlerin, evliyanın, asfiyanın ve İslam büyüklerinin hayatlarından parçalar bulacaksınız. Kitaptan Başlıklar Evliliğin Gayesi ve Hükmü Eş Seçimi Evlilikte Karar Nişan-Düğün Evlenme Biçimleri Evlilikte Saadet Problemler ve Çözüm Yolları Çocuk Sahibi Olmak Çocuk Eğitimi Din Eğitimi Dua
133.20 ₺ -
Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim
Ahmet Bulut’tan Bir Namaz Rehberi, Çocuklar Secdeye Sevgiyle Varsınlar Diye… Niçin namaz kılmalıyız? Namaz eğitimine ne zaman başlanmalı? Namaz bilinci çocuğa nasıl aşılanır? Çocuğa namazı sevdirmek için neler yapılmalı? Çocuk namaz kılmıyorsa anne-baba nasıl hareket etmeli? Çocuklar, anne-babaların kapanmayan amel defterleridir. Çocuğun midesini doyurmak kadar ruhunu da doyurmanın endişesini duyan, onu imanı kuvvetli, ameli salih bir inanan olarak yetiştirmek isteyen anne-babaların yüzleştiği en zor mesele, çocuğa namazı öğretmek ve sevdirmektir. Bu noktada nasıl hareket edilmesi gerektiğini bilmek isteyen anne-babaların imdadına “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim/Çocuğumla Sevgi Secdesi” kitabı yetişiyor. Bu kitapta, hayatını insanlara namazı sevdirmeye adamış olan Ahmet Bulut, Türkiye genelinde düzenlediği seminerler ve yaptığı televizyon programları neticesinde elde ettiği birikim ve gözlemlere dayanarak çocuklarımıza namazı sevdirmenin pratik yollarını sunuyor. “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim” bölümünde ebeveynlere kıymetli tavsiyelerde bulunurken, “Çocuğumla Sevgi Secdesi” bölümünde yaşanmış örneklerden, hikmetli kıssalardan, asrı saadetten güzel örneklerden yola çıkarak çocukları namaza hazırlıyor. Profesyonel çizimlerle sayfa sayfa süslenen, ayrıca haftalık namaz tablosu ve aylık namaz ağacıyla okunması çok daha zevkli hale getirilen kitap, tüm ebeveynlere, öğretmenlere, çocuklara, kısacası dini eğitimi için endişe duyan herkese hitap ediyor.
111.00 ₺ -
Çocuğuma Dinini Öğretiyorum
Okul öncesi dönemden 12 yaşa kadar çocuklara iman esaslarının öğretimi için yapılacaklar, Allah’ın varlığını kavramaları için yapılacaklar, Allah sevgisinin verilmesi, melekler ve kitaplara iman konusunda eğitimleri hususunda yapılacaklar, Ahiret inancının ve faydalarının öğretimi konusunda yapılacaklar, Kadere dair sorular ve cevapları, Namaz, oruç, zekât alışkanlıklarının kazandırılması, sevgi ile ibadet öğretimi… Her bir başlık için anlatımlar, örnekler, çocuklarla diyaloglar… Günümüzün kaybolmuşluğu içinde din eğitiminde anne-baba ve eğitimcilere kolaylık sağlayacak bir kitap: “Çocuğuma Dinini Öğretiyorum.”
6.16 ₺ -
Canla Bağışla
Zekât, sadece paramız olduğu zaman, paramızın ya da malımızın kırkta birini verip "kurtulmak" değildir. Zekât hayatımızın her aşamasında, sadece parayla, giyecekle, yiyecekle değil, sadece zengin olunca değil, var olduğumuz her an, her yerde, her halde bizi saran bencilliğe, başımıza ebedi bela olarak inen büyüklenmeye karşı başkaldırıdır. "Arındırmak" demekse zekât, "kir"imiz n'ola? “Canla Bağışla” bizi; sahip olamadığımız her eşyanın açgözlüsü ve dilencisi, sahip olduğumuz her eşyanın ise bıkkını ve küskünü eyleyen, sürekli koşturan insanlar olarak tarif ediyor. Tüketim kültürü içinde; eşe dosta, ana babaya, fakir fukaraya, yetime öksüze karşı aldırışsız, ben'ci ve bencil bir uygarlığa karşı mümince bir direniş içinde olmamız gerektiğini, duru ve doğru bir yaşama biçiminin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Her birimizi sessizce kül eden ‘Söz Yangını’nı haber veren Senai Demirci, şimdi de bu yangını söndürmek için “Canla Başla” infaka çağırıyor bizi. Her birimizi gül edecek bir fırsat olarak anlatıyor “verme”yi. “İnsan insanın kurdudur” diyerek krizler üreten küresel vurdumduymazlığa inat, “insan insanın yurdudur” gerçeğini hatırlatıyor. Zekât, en yapışkan kirimiz bencillikten aklıyor bizi. Sadaka, en ak belâmız kibirlenmekten kurtarıyor bizi. Seve seve vererek, ebedî sevinçler kazanıyoruz. Canla başla kendimizden eksilterek, canımızı sonsuzluğa taşıyoruz, başımıza ‘ebed kuşu’ konduruyoruz. Canla başla okuyacağımız satırlar, tebessümümüze muhtaç, tesellimize aç çaresizleri; yardımımızı bekleyen, ikramımızı uman yetim, öksüz ve yoksulları “cennet”imiz olarak yeniden tanıtıyor bizlere. Ben, Senai Demirci Hazreti İsa’nın [as] doğumundan başlarsak, en az 1964 yıl boyunca, hiçbir işin öznesi olmadım, hiçbir öznenin nesnesi olmaya değer görülmedim. Bunca yıl boyunca, ben ne “ben”dim, ne “şey”dim. Bir “şey” olarak doğduğum gün bile, benim “ben” olduğumu bilmiyordum. Benim “ben” olduğumun farkına varmam için milyonlarca nefes almam gerekti. Yaklaşık 40 yıl sonra, kendime “ben” deyişimin de ödünç verildiğini anladım. Borç aldığım “ben” sayesinde, “benim” diyebileceklerimi de borç alma cesareti buldum. Hatta, borçla aldığım “ben”ime dayanarak, yeni “benim”kilere alacaklı saydım kendimi. Daha çok şey, daha fazla mal, daha geniş servet istedim. Verilmeyince küstüm. Elimden alınınca üzüldüm. Verilenler artınca, ödünç “ben”imin önüne ödünç “benimkiler”i dizip meydan okudum, şımardım, isyan ettim. Borcumu da, Borç Veren’i de unuttum. Bugün, kendime “ben” deyişim borç olan ben, kendime “benim” diyebildiklerimi de borç alan ben, borcumu itiraf ediyorum. Borcumu itiraf edişimi, borcumu ödeyemeyeceğimi idrak edişimi, bu borcun edası olarak bu sayfada belgeliyorum. Artık, “beni bende demeyin, ben bende değilim.” Benden “ben”i ve “benimkiler”i alacaklı Olan’a minnet duygusuyla. Emaneten Ben, -Şimdilik- Senai Demirci
3.36 ₺ -
Ailem Yuvam Huzurum
“Ya Rabbi göz nuru, gönül huzuru olacak eş ver, evlat ver, seni sevenlere örnek eyle bizi. Biz de bu duayla mutlu olalım Ya Rabbi... Gözümüz aydın olsun, yuvamız cennet olsun. Ahiret hayatımız cennet olsun; seni sevenler bize baksınlar, bizim halimizden örnek alsınlar.” diyoruz. “Bizi onlara numune eyle Ya Rab! Örnek aile eyle Ya Rab!” diye duada bulunuyoruz. Bu duayı sadece dilimizle yapmıyoruz. Halimizle tavrımızla bu duayı yaşamaya çalışıyoruz. Böyle müminler, ana babalarından eş ve çocuklarından salih olanlarla birlikte cennete girerler. Demek hedef kırk yıl değil, hedef elli yıl değil, hedef ebediyete ulaşarak Allah’ın rızasını kazanmak… Hedef ebedî cennet ve cemale erebilmek… “Ailem Yuvam Huzurum” bizlere, toplum olarak muhtaç olduğumuz saadet ve huzuru nasıl yakalayacağımıza dair ipuçları veriyor. Necmettin Nursaçan meslekî birikimlerini temel alarak, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ışığında ailede mutluluk ve toplumda huzura ulaşmanın yollarını anlatıyor. Eser, günümüz toplumunu bekleyen tehlikelere ancak sağlıklı aile yapısı ile karşı koyulabileceğinin altını çizmekte, manevi hastalıklara karşı bizlere mutluluk reçetesi vermektedir. “Yuvamız huzurlu olacak, mutlu olacak ve mesut olacak ki, hayırlı ve sağlıklı nesiller yetişebilsin.” Bu eserde, Kur’an-ı Kerim’in insana bakış açısındaki inceliği görecek, Allah’ın kerem ve rahmetini hissedeceksiniz. Bir mümin kalbinin dostluk ve sevgiyle attığına şahit oldukça, dünya imtihanınıza karşı farkındalığınız artacak. Aile ve toplum saadetini temin etmek için göstermemiz gereken hassasiyetler ve gönül nurumuz olan çocuklarımızın eğitiminde dikkat edeceğimiz hususları kavrayacaksınız. Birlik ve beraberliğin insana vereceği gücü hissedecek, başkasını kendimize tercih etmenin vereceği lezzeti tadacaksınız. Tefekkürün billûr merdivenlerinden çıkarken; mutlu ve huzurlu bir yaşam için bilmemiz gerekenler, bu eserde tatlı ve yumuşak bir üslupla anlatılıyor.
5.14 ₺ -
Hanedanın Sürgün Öyküsü Başucumda Bir Avuç Vatan
3 Mart 1924 günü Meclis, siyasi bir kurum olduğu gerekçesiyle Hilafet’i ilga ederken bir karar daha almıştı: Osmanlı Ailesi’nin kadın erkek bütün fertlerinin Türkiye Cumhuriyet’i hudutları içinde oturmaları sonsuza dek yasaklandı, aile mensupları Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Osmanlılar pasaportsuz, yurtsuz, hiçbir şeysiz kalmışlardı. Acılı bir yolculuk başlıyordu. İki hafta sonra Türkiye’de, 144 kişilik Osmanlı Hanedanı’ndan hiç kimse kalmamıştı. Sürgün, yokluk, özlem ve acı dolu günler yaşadılar ama dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar ülkeleri aleyhinde bir tek söz söylemediler. Cumhuriyet aleyhinde hiçbir eyleme katılmadılar. İçlerinde daima bir gün geri dönme ümidi, başlarında bir avuç vatan toprağı vardı. “Osmanoğlu’nun Sürgünü” belgeseliyle Osmanlı Hanedan Vakfı tarafından onursal üyeliğe kabul edilen Kerime Senyücel, yaşayan Son Osmanlılar’ın, sürgüne bizzat tanık olmuş hanedan üyelerinin anlattıklarını birinci ağızdan kaleme aldı.
148.00 ₺ -
Halide Tutku Hüzün İsyan
İlk defa yayınlanan fotoğraflarıyla farklı bir Halide Edip portresi… Her şeyi anlamaya çal��şan, duyarlı, siyah gözleri vardı. Küçük yaşlarında annesiz ve yalnız kaldı. Kendi içinde bir dünya kurdu. 31 Mart’ta isyancıların, işgal İstanbul’unda İngilizlerin, Milli Mücadele yıllarında Padişah’ın ölüm listesinde buldu kendini. Maceralı hayatı, bir imparatorluğun ve genç Cumhuriyet’in en önemli dönüm noktalarına şahitlik etti. Aykırıydı. Özgürlüğüne çok düşkündü. Bu yüzden âşık olduğu adamı bile terk etti. Yazıları, romanları, konuşmaları ve itirazlarıyla dünyanın en iyi tanıdığı Türk kadını oldu. Hayatı Türkiyeli kadınların geçirdiği değişime ışık tuttu. Çocukluğunda olduğu gibi, hastalıkları ve yalnızlığı içine hayata gözlerini yumdu. Tutkulu, hüzünlü ve isyankârdı. Adı Halide’ydi. Halide Edip Adıvar… Türkiye’nin en güçlü, en ilgi çekici kadın yazar ve aktivistlerinden biri, belki de ilk akla geleni. Osmanlı’nın sancılı son dönemlerinde, Milli Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde dikkat çeken bir aktör. Sultanahmet Mitingi’nde kitleleri coşturan, İstiklal Savaşı’nda onbaşı rütbesi ile savaşan, azimli, yılmaz kadın. Kitaplarından tanıdığımız, bilinen üç beş fotoğrafından aşina olduğumuz sima. Ya Halide? Babasının adından, eşinin soyadından, yazar kimliğinden bağımsız bir kadın olarak Halide… Halide Edip denilince, çoğumuzun aklında, Sultanahmet Mitingi’ndeki görüntüleri, İngiliz edebiyatı profesörü olarak ders verdiği kürsülerdeki halleri ya da ömrünün son yıllarında çekilmiş, değirmi başörtülü, elinde sigara izmaritli fotoğraflar belirir. Oysa herkes gibi Halide’nin de bir hayatı; bu fotoğrafların arkasına saklanmış, tutkuyla, hüzünle ve isyanla örülmüş destansı bir ömrü vardır. Belgesel yapımcısı ve yazar Kemal Öztürk, Timaş Yayınları tarafından okurlara sunulan “Halide- Tutku Hüzün İsyan” isimli kitapta bilindik “Halide” fotoğrafının arkasındaki asıl portreyi bulmaya çalışıyor. Gençliğiyle, yaşlılığıyla, kavgaları ve mücadeleleri ile bambaşka bir Halide’yle buluşturmaya çalışıyor okuyucuyu ve bunu görsel açıdan hayli zengin bir çalışma ile yapıyor. Mor salkımlı bir evde gözlerini açan Halide’nin çocukluk yılları boyunca kendisine eşlik eden kareleri görüyoruz en başta: Erken yaşta kaybedilen anne, konaktaki kalabalık, üvey anneler, torununun annesizlik acısını bir nebze olsun hafifletmeye çalışan Mevlevi Haminne, kızının İngiliz terbiyesine göre yetişmesini isteyen baba Edip Bey Halide’nin yeme içme düzenini bile buna göre ayarlamışken sokaklarda özgürce horoz şekeri yiyen akranlar, kolej yılları, dayanılmaz matematikçi Salih Zeki’ye duyduğu aşk ve ilk evliliği… Şiddetle karşı çıktığı çok eşliliği hazmedemeyip büyük bir aşkla bağlı olduğu Salih Zeki’den ayrılışı, Darülmuallimat ve Lübnan’daki hocalık günleri, Dr. Adnan Bey’le evliliği ve Milli Mücadele yılları, bir süre sonra Mustafa Kemal’le görüşlerinin ayrılması ve 15 yıl süren “gönüllü sürgün”, bağımsızlığı için onca mücadele ettiği ülkesine ancak 1939’da geri dönmesi ve eserleri… Sayfalar arasında gezinirken bazı sürprizlerle de karşılaşıyoruz. Yazar, Halide Edip’le Mustafa Kemal arasındaki görüş ayrılığında belki de Mustafa Kemal’in Latife Hanım’la evlenmek üzere Fikriye Hanım’ı yurtdışına tedaviye göndermesinin yatabileceğini söylüyor. Belki de Halide, Fikriye’den vazgeçen Mustafa Kemal’de Salih Zeki’yi görmüştü. “Belki de Halide ile Mustafa Kemal arasında yaşanan sorunların temelinde bir de bu olay vardır. Halide de Mustafa Kemal gibi güçlü, otoriter ve bir kadına asla bağlanmayan birine âşık olmuştu ve Fikriye gibi karşılık bulamamıştı. Halide de Fikriye gibi ikinci bir kadın yüzünden sevdiği adamdan ayrılmıştı. Halide de Fikriye gibi çok acı çekmişti.” Ya da uzun süren sürgün yüzünden babaannesini ancak çocukluğunun ilerleyen dönemlerinde görebilen torun Ömer Sayar’ın Halide’yle ilk karşılaşmasını anlatışı ile şaşırabiliyoruz: “Küçücük bir kadındı, müthiş etkileyici bir yüzü vardı, asık suratlıydı, saçlarını sıkıca yapıştırıp arkada topuz yapmıştı ve hafif mavimtıraktı, çivit sürüyordu galiba. Elleri son derece bakımlıydı; manikürlüydü ama renkli değildi, cilalıydı. Elinde ağızlığıyla sigarası, kalın -herhalde gözü çok bozuktu- kavanoz dibi gibi kalın gözlükleri vardı. Yuvarlak. İlk öyle gördüm. Ne yalan söyleyeyim, ürktüm.” Kemal Öztürk kitabı Şirin Tekeli, Hülya Gülbahar, Ayşe Durakbaşa, Serpil Çakır, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu gibi hukuk, sosyoloji ve edebiyat dünyasından çeşitli isimlerden görüşler alarak zenginleştirmiş. Bu yöntem belli ki yazarın Halide Edip’’i sadece kendi hayatı ile sınırlandırmadan Türk kadın hareketi bağlamında incelemek istemesinden kaynaklanıyor. Kitabın belki de en dikkat çekici yanı, özenli görsel tasarımı. Halide Edip’in birinci ve ikinci kuşak torunları Ömer ve Adnan Sayar’ın katkıları ile ailenin fotoğraf albümünden istifade edilerek hazırlanan çalışmada şimdiye dek bilinmeyen bazı fotoğraflar okuyucuya sunulmuş. Elif Sevinçgül imzasını taşıyan tüm sayfalar dönemin atmosferine ve Halide’nin iç dünyasına yaklaşmak yolunda çaba sarf ediyor. TİMAŞ Yayınları bir kısmı daha önce hiç bilinmeyen fotoğraflardan yola çıkılarak hazırlanmış bu albüm-kitapla Türkiye’de belgesel kitaplara giden yolu açma iddiasında.
20.35 ₺ -
Sofra Nimetleri Küçük Boy Karton Kapak
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
10.28 ₺ -
Sofra Nimetleri Büyük Boy Ciltli
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
20.56 ₺ -
Zor Çocuk Yoktur
Anne babalar “zor ebeveyn” olmadıkça, “zor çocuk” yoktur! Çocuk eğitiminin “dünyanın en zor işi” olduğunu düşünen ebeveynlere ithafen: “Zor Çocuk Yoktur.” Prof. Dr. Hüseyin Peker çocuklarda görülen olumsuz davranışların pozitif disiplin yöntemleriyle nasıl önlenebileceğini anlatıyor. Anne baba için çocuk; uğruna her türlü sıkıntıya katlanılan, yetişmesi için büyük emek ve zaman harcanan, birçok maddi fedakârlıklarda bulunulan, gelecekte iyi bir insan, kendisiyle gurur duyulacak bir birey olarak yetişmesi umulan en değerli varlıktır. Anne babaların çocuğunu yetiştirirken yaptığı fedakârlıklar ebeveyn olmanın bir gereği olarak görülür ve tüm bunlar yapılırken karşılık beklenmez. Ancak bunca çabanın sonunda çocukta görülebilecek olumsuz birtakım davranışlar ebeveyni derinden üzer, çare arayışlarına yönlendirir. Çoğu zaman karşılaşılan bu tür davranışların aslında –iyi niyetle ortaya konmuş olsalar da- ebeveynin geçmiş hatalarından kaynaklandığı göz ardı edilir. Çocuğa doğru davranışlar baskı yolu ile benimsetilmeye, yanlışları otoriter bir biçimde düzeltilmeye çalışılır. Hatırdan çıkarılmaması gereken husus, ailede otoriteyi temsil ediyor olmanın, sürekli “otoriter” bir dil kullanmayı gerektirmediğidir. Pozitif bir biçimde yaklaşılan, doğru iletişim kurulan her çocuk zaman içinde değişime açık hale gelecek ve kendisinden beklenen olumlu davranışları daha kolay gösterecektir. Prof. Dr. Hüseyin Peker “Zor Çocuk Yoktur” la ebeveynlere aslında zor çocuk olmadığını, çocukların düzeltilmesi çok güç gibi görünen olumsuz davranışlarının, doğru yaklaşımlarla ve pozitif disiplin yöntemleriyle olumlu yönde değişebileceğini anlatıyor. Yalancılık, saldırganlık, vurup-kırıcılık vb. birçok olumsuz davranışın kaynağında ebeveyn-çocuk ilişkisinin sağlıklı olmamasından kaynaklanan sorunların yattığını ifade eden Peker, bu tür davranışlar gösteren çocuklara karşı nasıl bir tutum içinde olmak gerektiğini açıklayarak ebeveyne somut çözüm önerileri sunuyor.
166.50 ₺ -
Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım
Eğitimciler, çocukların doğuştan dini kabule hazır olduklarını vurguluyorlar. Çocuklar, yaşına ve dönemine uygun bir tarzda anlatacağımız dini konuları çok yadırgamayacak, hemen kabullenme eğilimi gösterecektir. İşte bu noktada küçüklerin değil, büyüklerin eğitime ve bilgilenmeye ihtiyaçları vardır. Çocuğumuzun dini kabule hazır olduğunu fark ettiğimiz anda en uygun fırsatı yakaladğımızı düşünür ve bildiklerimizi en ince teferruatına kadar anlatmaya başlarız. Amaç, Rabbimizi tanıtmak gibi hem samimi hem de mukaddes bir amaçtır. Niyet güzeldir. Fakat yalnızca niyetin güzel olması yetmemekte, niyetin nasıl gerçekleştirileceği de büyük önem kazanmaktadır. Bizim için bir sınav başlamıştır artık. Dini eğitim vermek açısından çocuğumuzun ilk çocukluk yılları, onun geleceğini de etkileyecek başarılı bir dönem olabileceği gibi, kalıcı yanlışlar dönemi de olabiliyor... İnsan hayatında ihmale gelmez ve vazgeçilmez bir yeri olan çocukluk dönemi eğitiminde; anne babalara, okul öncesi ve ilköğretim öğretmenlerine büyük destek sağlayacağına inandığımız bu değerli çalışmayı okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.
18.50 ₺ -
Çocuğunuzun Duygusal Zeka Gelişimi İçin Küçük Sağlam Adımlar
Her şeye rağmen ruhları sağlam, geleceğin ahlaklı ve erdemli bireylerini yetiştirebilmek için çok sık telaffuz edilen duygusal zeka kavramının anne babalar tarafından daha iyi anlaşılabilmesi, çocuklarımız adına kıymetli kazançlara dönüştürülebilmesi konusunda Uzman Psikolojik Danışman Kudret Eren YAvuz pratik destek sağlıyor. Ailelerin evlerinde kolaylıkla uygulayabilecekleri söz konusu beceriler, ebeveyn ve çocuk arasında 10 eğitim basamağıyla aktarılıyor. Her bir basamağa ilişkin teorik açıklamalardan sonra bu becerinin çocuğa sağlıklı bir şekilde aktarımını sağlayacak etkinlikler veriliyor. 90 etkinlikle atılan küçük ama sağlam adımlar, gelecekte büyük ve anlamlı değerlere dönüşüyor. Orjinal çizimler ve hikayelerle desteklenen kitap son derece rahat takip edilebilir nitelikte. Çocuğunu, anne baba olmanın tadını çıkararak geleceğe hazırlamak isteyen ebeveynler için vazgeçilmez bir çalışma.
13.70 ₺ -
Benimle Oynar mısın Anne
Çocuğunu iyi eğitmek isteyen ama bunu bilemeyen ebeveynlerin ihtiyacı olan bir kitap. Çocuklarıyla oyun oynamak isteyen ama oynayacak oyun bulamayan anne-babalar için yüzlerce oyun tarifi. Hayal gücü ne kadar zengin olursa olsun her çocuk zaman zaman sıkılır ve huysuzlanır. Bu kitap böyle anlarda çocuklarını sıkıntıdan kurtarmak, aynı zamanda onların el becerilerini arttırmak isteyen anne-babalara rehber olması için hazırlandı. Bu yüzden kitapta yüzlerce oyun örnekleri bulacaksınız. Oyunlar, eğitimcilerin büyük önem verdiği deneme-yanılma aktivitesini de sağladığı için çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesine öncülük edecek. Çalışırken, evde herhangi bir işle uğraşırken ya da misafirlerini ağırlarken çocuklarının huysuzluklarından şikayet eden anneler bu kitabı ellerinden bırakamayacaklar. Bu kitaptan sonra çocuklarınızın yaramazlığından şikayetçi olmayacaksınız…
185.00 ₺ -
Çocuk ve Ergen Eğitiminde Anne Baba Tutumları
Anne babaların çocuklarına "Çocuk ve Ergenlik" dönemlerinde rehberlik etmesi amacıyla beş profesör ve bir doçent tarafından hazırlanmış olan "Anne Baba Tutumları" toplumda çok önemli bir sorunun çözümünde kullanılacak çok iyi bir kaynak. Çocuk ve ergenlik dönemi... Hepimizin kişiliğinin şekillenmesinde, dünyayı algılama biçimimizde, hayatın içinde karşılaştığımız problemlere karşı geliştirdiğimiz "başa çıkma stratejileri”nde, bu gelişim dönemlerinin önemli bir yeri var. Çocukluk ve ergenlik döneminde, anne babanın çocuğa karşı takındığı tutum, çocuğun sadece içinde bulunduğu yaşlardaki davranış biçimlerini değil, ileride edineceği "kimliği" de etkilemektedir. Dolayısıyla anne babalar, çocuklarını yetiştirirken nasıl bir tutum içinde olduklarının farkına varmalı, hataları varsa bunları düzeltmeli ve erken dönemlerden itibaren çocukları ile kurdukları ilişkinin "sağlıklı" olmasına özen göstermelidirler. Aile kitaplığımızda yer alan bu kitap, anne baba tutumlarına rehberlik etmek üzere hazırlandı. Haluk Yavuzer, Özcan Köknel, Adnan Kulaksızoğlu, Halis Ayhan, Abdurrahman Dodurgalı ve Halil Ekşi... Her biri birçok sorunuza cevap olacak bu eseri sizler için hazırladılar.
9.59 ₺ -
Ailede Sorumluluk Eğitimi
Hayata dair temel becerilerin, dengeli, tutarlı ve istikrarlı davranış kalıplarının olumlu bir şekilde sergilenebilmesi ancak sağlıklı sorumluluk bilincine sahip olmakla gerçekleşebilir. Hayata sorumluluklar penceresinden bakarak başarıyı, huzuru ve mutluluğu yakalamak için gerekli olan sorumluluk bilincinin en önemli özelliği ise öğrenilebilir olmasıdır. İşte bu noktada anne babalar ellerinde bulunan cevherleri en iyi şekilde işlemek için oldukça etkili bir fırsata sahipler. Çocuk ile ebeveyn arasında meydana gelen gerginliklerin temelini genellikle yerine getirilmeyen sorumluluklar oluşturur. Önce ailede, ardından da okulda, zamanında ve yerinde uygulanacak olan doğru disiplin metotları ile verilecek sorumluluk eğitimi beklenen sonucu doğuracak; bağımsız, ayakları üzerinde durabilen, özgüvene ve özdisipline sahip, kendisinin ve yeteneklerinin farkında, vicdani gelişimini tamamlamış sağlıklı kişiliklerin gelişmesiyle topluma da hizmet edecektir. Psikolojik Danışman Rukiye Karaköse ‘Ailede Sorumluluk Eğitimi’ isimli kitabıyla çocuklarına sorumluluk bilinci kazandırarak onları hayata hazırlamak isteyen anne babalara rehberlik ediyor.
7.54 ₺ -
Ailede Öfke Kontrolü
Öfke, içinde bulunduğumuz çağın önde gelen problemlerinden biri. Her gün bir anlık öfke yüzünden dağılmış hayatlara, parçalanmış ailelere, geleceğini karartmış gençlere şahit oluyoruz. Olumsuz duyguların başında gelen öfke, özellikle aile içi ilişkilerde sonuçları düşünülmeden sergilenebiliyor. Öfke içeren davranışlara şahit olarak yetişen çocuklar bu davranışları modelleyerek bebeklik dönemlerinde oyuncaklarına, çocukluk dönemlerinde arkadaşlarına, evlendiklerinde ise eşlerine ve çocuklarına şiddet uyguluyorlar. Böylece engellenemeyen bir kısır döngü ortaya çıkıyor. Bu kısır döngüye son vermek için öfkeyi oluşturan nedenler hakkında bilgi sahibi olmak, bu duygunun kontrol aşamalarını ve sonuçlarını anlamak gerekiyor. Ayşenur Özkan, dinî ve psikolojik kaynakları tarayarak kaleme aldığı “Ailede Öfke Kontrolü”nde kültürümüze uygun alternatifli çözümlerle mutlu ve huzurlu bir aile ortamına ulaşmanın ipuçlarını veriyor.
9.60 ₺ -
Ailede Din Eğitimi
Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı Kur’an’daki Din Eğitim Programı’nı Gelişim Psikolojisi verilerini de göz önünde bulundurarak ailenizde uygulayabileceğiniz bir müfredat olarak size sunuyor. Din Eğitimi nedir? Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumlulukları nelerdir? Zamanımızda dini ve bilimsel veriler göz önünde bulundurularak ailede uygulanabilecek din eğitimi programı nasıl bir içeriğe sahip olmalıdır? Bu soruların cevaplarını merak eden okurlarımızın artık yeni bir kaynak kitabı var: “Ailede Din Eğitimi.” Bu zamanda anne baba olmak, yaşadığımız zamanın bize sunduğu koşullarla günden güne zorlaşmakta. Ancak çocuğunun değişen şartlar içindeki ihtiyaçlarının farkına varan ve kendilerini yenileyebilen ebeveynler için bu zorluklar kolaylıkla aşılabilmektedir. Elinizdeki kitap, modern zamanların anne babalarına, çocuk eğitiminin en temel ayağı olan “din eğitimi” alanında rehberlik etmek üzere hazırlandı. Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı, “Çocuğun gelişim dönemi özelliklerini ve ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, Kur’an merkezli bir din eğitimi programı nasıl olmalıdır?” sorusunu günümüz anne babaları için etraflıca cevaplıyor.
12.68 ₺ -
Ailede Ahlak Eğitimi
Çocuğunuz sizin umudunuz, ailenizin neşesi ve en değerli varlığınız. Onun iyi ahlaklı ve güçlü kişilikli bir birey olması için her şeyi yapmaya hazırsınız. Ama çocuğunuz büyüdükçe sorunlar da büyüyor ve siz bu sorunlarla nasıl başa çıkacağınızı bilmiyorsunuz. “Disiplin ve hoşgörü arasındaki dengeyi nasıl sağlarım? Hangi durumlarda çocuğumu cezalandıracağım? TV ya da bilgisayar başından kalkmayan çocuğu bunlardan nasıl uzaklaştırırım? Çocuğuma kitabı nasıl sevdireceğim? Çocuğumun beni terleten sorularına nasıl cevap vereceğim? Hikâye, masal ve atasözlerini çocuk eğitiminde nasıl kullanırım? Çocuğum kardeşini kıskanıyor, nasıl davranmalıyım? Öfkeli ve huysuz bir çocukla nasıl başa çıkarım? Çocuğum ders çalışmıyor ne yapmalıyım? Çocuğuma nasıl özgüven kazandırırım? Ödül verirken nelere dikkat etmeliyim? Çocuğu kendimden uzaklaştırmadan evde disiplini nasıl sağlarım?” Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın’ın kaleme aldığı “Ailede Ahlak Eğitimi” tüm bu sorulara ve çok daha fazlasına güvenilir ve uygulanabilir cevaplar veriyor. Yazar, alanında uzman olmanın verdiği yetkinlikle konuları pedagojik açıdan son derece güvenilir bir biçimde ele alıyor. Aynı zamanda anne-babalara, kolay pratik bilgiler veriyor ve karşılaşacakları zor durumlarda nasıl davranacaklarına dair yol gösteriyor. Ebeveynlerin bebeklikten ergenliğe kadar çocuklarıyla kuracakları iletişimin eğitimdeki önemine değiniyor. Bu kitapla okur, yalnızca çocuğunu değil anne-baba olarak kendini de tanıma imkanı bulacaktır. Resimler ve tablolarla zenginleştirilen kitabı zevkle okuyacak ve okuduklarınızı kolaylıkla uygulayacaksınız. Bu kitap, çocuklar için sorumluluk ve endişe duyan anne babalara, büyük anne ve büyük babalara, öğretmenlere ve tüm yetişkinlere yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. ‘Kendimi geliştirmek istiyorum. Sorunlar çıkmadan hazırlıklı olmak istiyorum. Kendi anne babamdan daha iyi bir yetişkin olmak istiyorum. Çevremde korkunç hatalar yapan, her şeye başkaldırmış ergen ve gençlerden korkuyorum. Bir hata yapmak istemiyorum.’ diyenler, bu kitapta aradıklarını bulabilirler. Bu açıdan bu eserin bir anlamda el kitabı olma özelliği vardır. Bu kitabın bir özelliği de anne babaları suçlamadan onlara yol gösteren bir üslupla hitap etmesidir. Çünkü bazı kitaplarda psikolog ve eğitimciler, konuyu öyle sunmaktadırlar ki, bunu okuyan veya duyanlar suçluluk duygusuna kapılabilmektedirler. Halbuki insanlarımızda suçluluk duygusu yerine sorumluluk duygusunu geliştirmek ve buna bağlı olarak davranışlarında olumlu değişim üzerinde durmak daha önemlidir. Bu kitap, son yıllarda yaygın olan tercüme kitapların etkisinde kalmadan kaleme alınma gayreti içinde hazırlanmıştır. Çocuğunuzun eğitimi için sevginin yeterli olduğunu düşünüyorsanız, Etrafınızdaki anne babaların hatalarını tekrarlamaktan korkmuyorsanız, İçgüdülerim sayesinde çocuk yetiştirmedeki tüm engelleri aşarım diyorsanız, Onun ileride pısırık, tembel ya da şiddet eğilimli bir birey olmasını umursamıyorsanız, Çocuğunuz markette çikolatayı cebine attığında, arkadaşlarıyla sürekli kavga ettiğinde ya da kardeşini ısırdığında ne yapacağınızı zaten biliyorsanız, BU KİTABI OKUMAYIN!
185.00 ₺ -
Siret-i Meryem
Meryem'in açık alnı kandildir. Meryem'in açık alnı ufuktur. Her seher güneş oradan yükselir ve her gecenin içine güneş o çizgiden batarak yürür. Meryem'in açık alnı haritadır. O, yol gösterir, işaret eder, el sallar, uğurlar, dua eder hepimize. Kadim günlerden bilinmez yarınlara ilerleyen zaman gemisinin, yolunu rotasını çizdiği ışıklı fener, onun alnında yanar... Meryem, deniz feneridir... Meryem'in açık alnı kapısızdır. Secdeler o pak alnı öpmek için birbiriyle yarışır. Meryem, annedir. Allah'ın Kelimesi'ne annelik etmek üzere seçilendir. Meryem'in, oğlunu tutan elleri toprağın üzerinde durur. Meryem kuldur! Rabbine yakın olandır. O, Meryem'dir. Cennet Kadınlarının sultanı Hz.Meryem'i anlatmak zorlu bir macera. Kadim masallar, hikmetli anlatılar, Eski ve Yeni Ahid'ler, Mezmurlar, Furkan-ı Şerif Kur'an-ı Kerim, Davud Peygamber'den kalma ilahiler, İdris Peygamber'in kayıp Suhufu, rüya defterleri, burçlar, yıldız haritaları, sabırlı deve hörgüçlerinden çıkan iniltiler, buruşuk yüzlü zeytin tanelerinin anlattığı kıssalar, ikonalar, madalyonlar, ebrular, hat levhalar... Sibel Eraslan hepsinin masasına tek tek oturdu, hiç sözlerini kesmeden her birini dinledi ve aralarından çekip getirdi Meryem Annemizi bugünün okuruna...
203.50 ₺ -
La Sonsuzluk Hecesi
LA SONSUZLUK HECESİ NAZAN BEKİROĞLU’NDAN YENİ BİR ROMAN Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs’tan, Âdem’le Havva’nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem’de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti. Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım Ne zaman ki, kalma in değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdem’le Havva’nın yanına bir de Habil’le Kabil’i ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini. Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ. İLLÂ, dedim. Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim. La Sonsuzluk Hecesi, Nazan Bekiroğlu, 9789752638518, Timaş Yayınları
259.00 ₺ -
Enneagram İle Kendini Keşfet
Ben kimim? En doğal halimde sahip olduğum değer, erdem ve yetenekler neler? Hayal ettiğim değişiklikleri hayatıma nasıl uygulayabilirim? Kendini tanıma modelleri arasında belki de en kadim yöntem olan Enneagram-9 Tip Kişilik Modeli, hemen hemen her kültürde kişiler arası ilişkileri düzenlemek ve kişinin hayatını iyileştirmek için kullanılıyor ama yeterince bilinmiyor. İsmail Acarkan’ınEnneagram ile Kendini Keşfetkitabı, kişiye kendini tanıması için rehberlik ediyor. 9 farklı kişilik tipini farklı yönlerden ele alan Acarkan; ebeveynlerin, eşlerin, öğretmenlerin ve yöneticilerin muhataplarıyla doğru iletişim kurabilmeleri için sırlar veriyor. Kişi neden kendini engeller? Zayıf noktalarını nasıl fark eder? İlişkilerinden beklentileri ne yöndedir? Güçlü olduğu tarafları nasıl kullanabilir? Zaaflarıyla nasıl başa çıkabilir? Bunun gibi pek çok soruya yanıt verenEnneagram ile Kendini Keşfet, yolda olanlara kendilerini tanımaları ve böylece işleri rayına koymaları için bir fırsat sunuyor.
166.50 ₺ -
Osmanlılar
OSMANLILAR Fütühat, İmparatorluk, Avrupa ile İlişkiler Altmış yılın ürünü; Halil İnalcık Osmanlılar'ı Yazdı… Halil İnalcık, Osmanlı sosyal-ekonomik yapısını, onu belirleyen belli başlı kurum ve kanunları, tahrir sistemini, Osmanlı'nın kuruluşuna dair merak edilen soruları, Osmanlı fetih yöntemlerini, tarihten günümüze Avrupa ile ilişkilerle alakalı bugüne kadar bilinmeyen birçok şeyi Osmanlılar kitabında anlatıyor. Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı Devlet-i ‘Aliyye’sinin (İmparatorluğunun) ortaya çıkışı ve gelişimi, fetih yöntemleri, devlet sistemi ve nihayet ezeli rakibi Hıristiyan Avrupa ile ilişkileri üzerine altmış yıla varan araştırmalarımın genel çizgisini bulacaktır. Prof. Dr. Halil İnalcık Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri… Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece teşekkür etmek düşer. Immanuel Wallerstein O yıllarda Yunanistan “cahiliye” dönemindeydi, İnalcık’ın “Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar” kitabı çıkmıştı. Seminerde tanıştığım, bilgisiyle beni büyüleyen bu genç adam Türklere hayranlık duymamı sağladı. Prof. Dr. Elizabeth Zacharidou Çok etkileyici, biraz ciddi ve çok fazla gülmeyen bir insan olarak hafızama kaydettim. Aramızda çok fazla yaş farkı vardı, bir süre dostluk anlamında sorunsuz bir ilişki sürdürdük ve bu dostlukta, ilginçtir, yaş farkını hiç hissetmedik. Onunla ilgili yaygın deyiş “Osmanlı Tarihinin Babası”ydı… Bu zaten çok açıktı. Prof. Gilles Veinstein
70.30 ₺ -
Çöl Deniz Hz Hatice
Peygamber Efendimizin eşi Hz Hatice hakkında yazılmış çok özel bir çalışma! HZ. Muhammed’i (s.a.s.) peygamberliğinden evvel tanıyıp seven ve O’na ilk iman eden, mü’minlerin annesi Hz. Hatice’nin hayatına farklı bir bakış… Sadakatin, sevginin, güvenin zirvesi bir kadın… Ölümüne dek vefayla bağlı olduğu ve kendisine vefayla bağlı olan Son Peygamber’in eşi… Müslüman kadınlar için bir örnek olan bu emsalsiz kadının hayatını, Sibel Eraslan, uzun bir araştırma döneminin ardından, şimdiye dek bilinen ve bilinmeyen tüm yönleriyle yazdı. Hz. Hatice’nin hayatına farklı bir pencereden bakmak isteyenlerin üslubu ve anlatımıyla kuşatacak bir kitap!
203.50 ₺ -
Gelenekten Geleceğe
İlber Ortaylı bu kitabında; gelenek kavramından edebiyata, tarihçiliğimizin eleştirisinden tiyatroya, demokrasi tarihimizden Hammer ve Cevdet Paşa′ya, Harf Devrimi′nden Mimar Sinan′a birçok alanda geleneğimizin geleceğimize eklemleneceği mihverleri tesbite yöneliyor... "Gelenekle geleceği bir arada düşünmek ve tartışmak aslında her aydının görevidir. Geleneği reddetmek kimsenin haddi değ amma velâkin geleneğin ne olduğunu bilmek ve tarifini doğru yapmak şartıyla... O zaman geleceğin ne olacağını biraz daha iyi biliriz, daha doğrusu kendimiz kuracağımız için biliriz." İLBER ORTAYLI
20.35 ₺