-
Postmodern Dünyada Kıbleyi Bulmak
Bir Müslüman ve bir İngiliz olmanın sorumluluğunu taşıyan yazar, bu kitapta bir araya getirdiği yazılarında zengin bir İslâmî birikim ve derin bir entelektüel donanımla post-moderniteyi ve günümüz dünyasının bütün sahte kurtuluş reçetelerini teşrih masasına yatırıyor. Yazar günümüzde hakim güç ve medeniyetin bizi getirdiği noktayı; yaşlıları, binlerce kocasız anneyi, çocukların düştüğü iptilâları, evsizleri, bağnaz ırkçıları, türlerimizin yapıtaşlarını yeniden oluşturma tehdidinde bulunan bioetikçilerin sembolize ettiği bütün bir sefalet manzarasını yetkin bir bakış açısıyla irdeliyor. Elinizdeki kitap, yolumuzu Sünnetin saf güzelliğine açan Büyük Misak’ın varislerinin yolunda, Allah’ı bütün isimleriyle öğreten tek dinin potansiyel ihtişamını ortaya sermeye çalışmaktadır.
44.40 ₺ -
Kalbin Ayağıyla Yürümek
Ömrünü inandığı gibi yaşamaya ve inandığını anlatmaya adayan Hekimoğlu İsmail yıllar boyunca bilgi ve hikmet heybesinde biriktirdiklerini okurlarıyla paylaşmaya, ufkunuza geniş yollar açmaya devam ediyor. Ona göre "Kalbin ayağıyla yürümek, ruh âleminde gönlümüzle dolaşmaktır." Hayat varlıktan yokluğa akıp giderken, insan bedeni seyrin dışında bir de deruni seyir yapmaktadır. Yolların nihayete erdiği noktada deruni seyrin menzili Allah′ın huzurudur. Hekimoğlu İsmail, “Kalbin Ağıyla Yürümek” kitabında, o huzurda insanın güzel karşılanmasına sebep olacak, aynı zamanda dünya hayatını da saadete erdirecek, evrensel kıymetini hiç yitirmeyen kulluk tavır ve davranışlarının nasıl olması gerektiğini, canlı ve hayatın içinden misallerle anlatıyor. Allah′ın sevdiği haller ile hallenmeye ve sevmediği vasıflardan uzak durmaya çalışanlara yol haritası çiziyor.
18.50 ₺ -
İnsan Bu
Kainatın gözbebeği insan′a, inancın ve kültürün kuşatmasıyla bakmak... ′Ben kimim?′ sorusuna aynalar cevap veremediği zaman, insanın iç dünyasına girip kendini imar etmesi gerekir.
14.80 ₺ -
İnanca Dair 100 Soru 100 Cevap
Asrımızda, dinimizle ilgili cevabı zihinlerde oturmamış pek çok soru ve bu cevapsız soruların kıskacında bocalayan ve gelgitler yaşayan pek çok insan var. Bu eserle, insanımızın inancına musallat olmuş, kafaları karıştıran ve pratik hayatta yanlış anlaşılıp yanlış uygulanan iman ve ibadete dair hususlar soru cevap tarzında izah edilmiştir.
5.83 ₺ -
-
Güneşi Arayan Adam
İnsan kendi kıymetini değil de kainatın kıymetini düşünüyor. Halbuki ölülere kıyametten ne? Hekimoğlu İsmail′in ′düşüncelerimin özetidir′ diye takdim ettiği bu eser, bir düşünce adamının zihni haritasını nesir-nazım arasında uslupla ve sürükleyici bir biçimde sunuyor.
148.00 ₺ -
Düşünceler
Düşünmenin, önce insan olarak düşünmenin hakkını veren yazılar... Hekimoğlu İsmail′in ufuk açıcı ve kolay anlaşılır kaleminden dini ve dünyevi problemlerin çözümleri... Düşünceler; bir öz eleştiri, bir yorum, bir kavrayış...
103.60 ₺ -
Derdimi Seviyorum
“İnsan, bir kitap aldığında memnun kalmalıdır. Kitabı okuyup bitirdiğinde kendini iyi hissetmelidir. Kafasındaki soruların cevabını bulmalıdır kitapta… İşte bu kitap, soruların cevabıdır. Düşüncelerimin olgunlaşmış şeklidir. Derdime olan sevdam, okuyan herkesi memnun edecektir, eminim… Asmanın kuru çöplerinin ucundaki tulumba tatlısı gibi üzümler, asmaya ait değildir. O nimetleri o kuru çöpe takan Allah’tır… Kuru çöpe düşen vazife ise, yal şükürdür… İşte ben, asmanın kuru çöpü hükmündeyim ve “Derdimi Seviyorum” kitabı için Rabbime şükrediyorum…” Hekimoğlu İsmail Recep Şükrü Apuhan ve Erkan Kavaklı’nın katkılarıyla, Hekimoğlu İsmail’in farklı zamanlarda farklı kişilerle yapmış olduğu sohbetleri, ilim ve sanatla yoğrularak, birçok konuda istifade edilebilecek bir dizi ortaya koyulmuştu. Defalarca baskısı yapılan ve beş ayrı kitaptan oluşan “Derdimi Seviyorum” dizisi, Atilla Şahiner tarafından yeniden gözden geçirildi ve tek bir kitap haline getirildi. Eser birçok meseleye farklı izah tarzları getiriyor. İnanç ve ibadet hayatımıza, kültürümüze dair merakımızı güçlendiriyor, şuurumuzu tazeliyor. Çözemediğimiz müşküller, cevabını bulamadığımız sorularımıza yer veriyor. Hayatı anlamlandırmak adına; derdi olanlara, derdiyle dertlenenlere bir yol açıyor.
162.80 ₺ -
Bir Millet Uyanıyor
İnsan keşfedilmeyen bir kıta! Tarifnamesini arayan cihaz! Ve, sanatçısını tanımayan sanat eseri… Millet, insanların oluşturduğu topluluk. Bu kitapta bir milletin benlik arayışı irdeleniyor.
14.80 ₺ -
Allaha Yaklaştıran Ameller Hekimoğlu İsmail
“Şuurlu Müslüman, dünya işini ibadete çevirendir. Her hareketine ibadetin mührünü basandır. İslamiyet′i öğrenen ve yaşayandır. İfrattan ve tefritten kaçandır. Allah′a asker olup, yeryüzünü bir talimgâh bilendir…” Hekimoğlu İsmail, “Allah’a Yaklaştıran Ameller”’de, bizi ibadetin mana derinliklerinde dolaştırıyor. İbadetin önemi, anlamı, makbuliyetinden, topluma faydalarına, bidat ve hurafelerden riyaya, sünnet olan ibadetlerden nafilelere, mübarek gün ve gecelere kadar ibadetimizi biçimlendiren kavramları değerlendiren yazar, İslam’ın şartlarını birer birer ele alıyor. Hekimoğlu İsmail, kendine has samimi üslubuyla, bir nevi kulluk miracımızın yol haritasını çiziyor.
14.80 ₺ -
Allah Kullarıyla Nasıl Konuşur
“Kur’an’ı anlamanın yolu Kur’an’a tabi olmaktır…” Hekimoğlu İsmail hayatımızın sıradanlığı içinde gittikçe unutulmaya yüz tutan, dinî ve ahlâkî değerlerimiz üzerinde ısrarla duran yazarlarımızdandır. O, bu değerlerimizi koruyacak duyarlı bir neslin yetişmesi için hayatı boyunca yazıları ile rehberlik etmiştir. Hekimoğlu İsmail’in son kitabı “Allah Kullarıyla Nasıl Konuşur?”, konusu itibariyle yazarın diğer kitaplarını da tamamlıyor. Eserde, ayetlerin ışığında yorumlanan hayat dersleri, Risale-i Nur mesajının hakikatleriyle birleştirilerek kendine özgü bir üslupla sunuluyor. Hekimoğlu, ayetlerden aldığı ilhamla nefis, tövbe, takva, şükür, iman vb. kavramlar hakkında bilgi vermekte; merhamet, muhabbet ve diğerkâmlık duygularını ön plana çıkarmaktadır. Allah sevgisi ve korkusu, salih amelin nitelikleri, edepli olmanın usulü yine ayetlerden süzülüp gelen anlam katmanlarında açıklanmaktadır. “Allah Kullarıyla Nasıl Konuşur?” Allah’la kul yakınlığının en çok hissedildiği an olan dualarla bütünleniyor. Hayatımızın her safhasında bizleri Rabbimize yönlendiren dualar kitapta, ayet ve hadisler, sahabe ve büyüklerin diliyle yer buluyor. Hekimoğlu’nun gönlünden kopup gelen samimi ve derin dualar da huzur ve sükun için okurlarla buluşuyor. Kur’an-ı Kerim, insanlara bir iltifattır. Kur’an-ı Kerim, kâinat denilen şu kocaman kitabın tercümesidir. Kur’an-ı Kerim, ilimlerin kapılarını açan bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim, gayb âleminin ve gördüğümüz alemlerin müfessiridir. Kur’an-ı Kerim, gördüklerimizin görünmeyen yanlarını anlatır. Kur’an-ı Kerim, yüce Rabbimizin hitabesidir. Kur’an-ı Kerim, Allahın kullarına gizli hazinelerini açıklamasıdır. Kur’an-ı Kerim, terbiye edendir. Tarih şahittir ki Kur’an’a uyan fertler, milletler, devletler üstün olmuştur. Kur’an-ı Kerim, bu âlemin nurudur. Lambalar evimizi aydınlatır; Kur’an’ın nuru kalbimizi aydınlatır. Kur’an-ı Kerim, her asırda yeniden nüzul etmiş gibi genç yaşlı insanlara tesir eder. İnsan beyninin en önemli vazifesi Kur’an’ı anlamaktır. Eğer Kur’an’da anlaşılmayan bir yer varsa, insan bu konuda yeterli çalışmadığı içindir.
51.80 ₺ -
Allah Dostlarından İbret Hikmet Öyküleri
“Allah Dostlarından İbret ve Hikmet Öyküleri”, Peygamber Efendimizin (sav) hayatından ve saadet asrından tablolar, tarih sayfalarımızı örnek ahlâklarıyla taçlandıran mümtaz padişahlardan ve Allah dostlarından hikmetler sunuyor. Kısa anekdotlardan oluşan eserde,” Hz. Muhammed, Ashab-ı Kiram, Bir Demet Tarih, Örnek Hayatlar” başlıkları altında; okudukça ufkunuzu zenginleştirecek, akıp giden zamana karşı kaybolmayan değerleri hatırlayacaksınız. Dua etmeye, ihlasa, teslimiyete, tevazuya ve fedakârlığa, ibret alınacak öykülere dalacaksınız. Ayrıca bu satırlarda hayretle tebessüm ettiren nükteler ve meseller de gönlünüze şifa olacak.
5.14 ₺ -
100 Soruda Bediüzzaman Said Nursi
“Said Nursi kimdir? Nurculuk nedir? Risale-i Nur külliyatının hayatımızdaki yeri nedir?” gibi bir çok soruya cevap veren bu kitabın en büyük özelliği, güncel sorulara pratik cevaplar vermesidir.
148.00 ₺ -
Vahyin Binbir Sesi
“Vahyin Binbir Sesi tefsir de değil; meal denemesi de... Vahiyle özel görüşmelerimizde, gizli buluşmalarımızda içimin denizine taşıdıkları, içimin deryasından taşanlar diyebilirim. Kalbime akan vahyin sesleri, dilimden taşıyor bu sefer...” Senai Demirci Vayhin Binbir Sesi’nde bu kez Kur’an üzerinden kalbe, insan’a adım atıyor. Ayetler üzerine düşünürken Rabbin kelamının nasıl da yaprak yaprak açılmaya devam ettiğine şahitlik ediyor. Ayetlerden yüzüne yansıyan tebessümleri yazıyor; ‘kardeşçe’, ‘hercaice’. “Kur'ân'a baktıkça ikiz kardeşinle tanışırsın, kendi yüzüne yeniden bakmış olursun” diyor Senai Demirci, her ayetin nasıl da ‘biz’e, ‘bizim için’ indirildiğini hissettiren cümlelerle…
12.95 ₺ -
Söz Yangını
Sözün güzelini söylemek için, Kardeşimin hatırını onun yokluğunda da korumak için, Emaneti ehline vermek, kardeşimin hatasını (emanetini) başkalarına taşıtmamak için, Tercihimi kınayıcı, yargılayıcı, yakıcı olandan değil, ıslah edici, onarıcı, yapıcı olandan yana kullanmak için, İkiyüzlü/iki sözlü olmamak için, Hayatıma parça tesirli fiskos bombası fırlatmamak için, Gıybetin yaktığı dudaklarda artık çiçeklerin açması için, GIYBET ETMİYORUM! Gıybet etmemek, “Allah’ı görür gibi yaşama” çabasıdır. Allah’ın duyduğunu bilerek konuşma duyarlılığıdır. Allah’ın işitmesine göre nefes tüketme inceliğidir. Allah işitmiyormuş gibi konuşmak günah değil mi? Senai Demirci, bir insanın, gıyabında da onurunun korunduğu, olmadığı yerde de saygı gördüğü, işitmediği kapı arkalarında da hatırının sayıldığı biricik medeniyetin mensupları olarak, gıybetsizliğe davet ediyor bizleri. Gıybet Gönülsüzlüğüne…
6.17 ₺ -
Namaz Anne Kucağıdır
Herkes anne kucağına atar ilk adımını… Günde beş vakitle hayatımızın daima içindedir namaz. Her ânı bir anlam seli, her kelimesi bir iç döküştür. Ahlâkın güzelleştiği, Allah şefkatinin hissedildiği bir hayat alanıdır. “Namaz anne kucağıdır. Anne nasıl çocuklarının hepsini koşulsuz sever, onları kucağına alır, göğsüne bastırırsa namaz da bütün ibadetleri içine alır, göğsüne şefkatle bastırır. Namaz kocaman bir kalptir.” diyor Esma Sayın Ekerim kitabında. Namaz tüm ibadetlerle bütünleşmektir. Allah inancının duygusal, zihinsel ve ruhsal tasdikidir. Zihnini kötü düşüncelerden, dilini kötü sözlerden, kulağını kötü seslerden koruması yönüyle namaz oruç ibadetini; zamanı, malı ve canı belli vakitlerde feda etmeyle zekat ibadetini; birlik, bütünleşme ve Müslümanları birleştirme yönüyle hac ibadetini kapsar. Tespihlerle bir zikir, ayetlerle bir açılım ve cevap bulma, dua ile tamamlanmadır. Namazda okuduğumuz her ayetin, dilimizdeki her duanın ayrı bir anlamı ve önemi vardır. “Namaz Anne Kucağıdır”; namazın kuşatıcılığını namaz anlarında arıyor. Surelerin, rükûnun, secdelerin, namaz dualarının, tahiyyatın ve tüm “sübhan” deyişlerimizin anlam ufkunu okuyucusuyla paylaşıyor. Namazı içimizde büyütmemiz için ve namazımızın bizi kuşatması için anne kucağı ile sığınmaya bir adım atın. Çünkü ilk adımlara anne yardımcı olur ve ilk adım anneye doğru atılır!
5.14 ₺ -
Kuranla Yaşamak
Kur’an; Hayatımız… Hayat kaynağımız… Yaşam kılavuzumuz… Said Nursi’nin tarifiyle Rabbimizi bize anlatan en büyük delillerden biridir Kur’an… Onu okuyarak insanlığın en büyük problemi olan, “Nereden geliyorsun?”, “Nereye gidiyorsun?”, “Ne için yaşıyorsun?” sorularına cevap buluruz. Ondan uzaklaştığımızda ise insaniyetimizin ne büyük felaketler içinde kıvrandığını görürüz. Kâinatın Yaratıcısı hayatımızı nasıl yaşayacağımızı tarif eder Kur’an’da. Onu okumamızı, anlamamızı ister… Kur’an’la Yaşamak, Kur’an’ı niçin, nasıl ve ne zaman okumalıyız sorularına cevap ararken Kur’an’ın cazibesine kapılan insanlardan örnekler vererek okura yol gösteriyor. Öyleyse gelin kendi ebedi hayatımız için ‘Kur’an Okuyalım’; Rabbimizi tanımak, O’nun bizi ne kadar çok sevdiğini idrak etmek için…
111.00 ₺ -
İyi Günde Kötü Günde Evlilik
Aile hakkında kitap yazmak gerçekten zor. Bu kitapta okurlarım için yaşadıklarımı, bilgilerimi toplayabildiğim kadar yazdım. Evlilikte asıl hedef neslin devamı, hayırlı evlat yetiştirmek, haramlardan korunmak ve yalnızlığın ıstırabından kurtulmaktır. Bu kitabı okurken peygamberlerin, evliyanın, asfiyanın ve İslam büyüklerinin hayatlarından parçalar bulacaksınız. Kitaptan Başlıklar Evliliğin Gayesi ve Hükmü Eş Seçimi Evlilikte Karar Nişan-Düğün Evlenme Biçimleri Evlilikte Saadet Problemler ve Çözüm Yolları Çocuk Sahibi Olmak Çocuk Eğitimi Din Eğitimi Dua
148.00 ₺ -
Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim
Ahmet Bulut’tan Bir Namaz Rehberi, Çocuklar Secdeye Sevgiyle Varsınlar Diye… Niçin namaz kılmalıyız? Namaz eğitimine ne zaman başlanmalı? Namaz bilinci çocuğa nasıl aşılanır? Çocuğa namazı sevdirmek için neler yapılmalı? Çocuk namaz kılmıyorsa anne-baba nasıl hareket etmeli? Çocuklar, anne-babaların kapanmayan amel defterleridir. Çocuğun midesini doyurmak kadar ruhunu da doyurmanın endişesini duyan, onu imanı kuvvetli, ameli salih bir inanan olarak yetiştirmek isteyen anne-babaların yüzleştiği en zor mesele, çocuğa namazı öğretmek ve sevdirmektir. Bu noktada nasıl hareket edilmesi gerektiğini bilmek isteyen anne-babaların imdadına “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim/Çocuğumla Sevgi Secdesi” kitabı yetişiyor. Bu kitapta, hayatını insanlara namazı sevdirmeye adamış olan Ahmet Bulut, Türkiye genelinde düzenlediği seminerler ve yaptığı televizyon programları neticesinde elde ettiği birikim ve gözlemlere dayanarak çocuklarımıza namazı sevdirmenin pratik yollarını sunuyor. “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim” bölümünde ebeveynlere kıymetli tavsiyelerde bulunurken, “Çocuğumla Sevgi Secdesi” bölümünde yaşanmış örneklerden, hikmetli kıssalardan, asrı saadetten güzel örneklerden yola çıkarak çocukları namaza hazırlıyor. Profesyonel çizimlerle sayfa sayfa süslenen, ayrıca haftalık namaz tablosu ve aylık namaz ağacıyla okunması çok daha zevkli hale getirilen kitap, tüm ebeveynlere, öğretmenlere, çocuklara, kısacası dini eğitimi için endişe duyan herkese hitap ediyor.
111.00 ₺ -
Çocuğuma Dinini Öğretiyorum
Okul öncesi dönemden 12 yaşa kadar çocuklara iman esaslarının öğretimi için yapılacaklar, Allah’ın varlığını kavramaları için yapılacaklar, Allah sevgisinin verilmesi, melekler ve kitaplara iman konusunda eğitimleri hususunda yapılacaklar, Ahiret inancının ve faydalarının öğretimi konusunda yapılacaklar, Kadere dair sorular ve cevapları, Namaz, oruç, zekât alışkanlıklarının kazandırılması, sevgi ile ibadet öğretimi… Her bir başlık için anlatımlar, örnekler, çocuklarla diyaloglar… Günümüzün kaybolmuşluğu içinde din eğitiminde anne-baba ve eğitimcilere kolaylık sağlayacak bir kitap: “Çocuğuma Dinini Öğretiyorum.”
6.16 ₺ -
Canla Bağışla
Zekât, sadece paramız olduğu zaman, paramızın ya da malımızın kırkta birini verip "kurtulmak" değildir. Zekât hayatımızın her aşamasında, sadece parayla, giyecekle, yiyecekle değil, sadece zengin olunca değil, var olduğumuz her an, her yerde, her halde bizi saran bencilliğe, başımıza ebedi bela olarak inen büyüklenmeye karşı başkaldırıdır. "Arındırmak" demekse zekât, "kir"imiz n'ola? “Canla Bağışla” bizi; sahip olamadığımız her eşyanın açgözlüsü ve dilencisi, sahip olduğumuz her eşyanın ise bıkkını ve küskünü eyleyen, sürekli koşturan insanlar olarak tarif ediyor. Tüketim kültürü içinde; eşe dosta, ana babaya, fakir fukaraya, yetime öksüze karşı aldırışsız, ben'ci ve bencil bir uygarlığa karşı mümince bir direniş içinde olmamız gerektiğini, duru ve doğru bir yaşama biçiminin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Her birimizi sessizce kül eden ‘Söz Yangını’nı haber veren Senai Demirci, şimdi de bu yangını söndürmek için “Canla Başla” infaka çağırıyor bizi. Her birimizi gül edecek bir fırsat olarak anlatıyor “verme”yi. “İnsan insanın kurdudur” diyerek krizler üreten küresel vurdumduymazlığa inat, “insan insanın yurdudur” gerçeğini hatırlatıyor. Zekât, en yapışkan kirimiz bencillikten aklıyor bizi. Sadaka, en ak belâmız kibirlenmekten kurtarıyor bizi. Seve seve vererek, ebedî sevinçler kazanıyoruz. Canla başla kendimizden eksilterek, canımızı sonsuzluğa taşıyoruz, başımıza ‘ebed kuşu’ konduruyoruz. Canla başla okuyacağımız satırlar, tebessümümüze muhtaç, tesellimize aç çaresizleri; yardımımızı bekleyen, ikramımızı uman yetim, öksüz ve yoksulları “cennet”imiz olarak yeniden tanıtıyor bizlere. Ben, Senai Demirci Hazreti İsa’nın [as] doğumundan başlarsak, en az 1964 yıl boyunca, hiçbir işin öznesi olmadım, hiçbir öznenin nesnesi olmaya değer görülmedim. Bunca yıl boyunca, ben ne “ben”dim, ne “şey”dim. Bir “şey” olarak doğduğum gün bile, benim “ben” olduğumu bilmiyordum. Benim “ben” olduğumun farkına varmam için milyonlarca nefes almam gerekti. Yaklaşık 40 yıl sonra, kendime “ben” deyişimin de ödünç verildiğini anladım. Borç aldığım “ben” sayesinde, “benim” diyebileceklerimi de borç alma cesareti buldum. Hatta, borçla aldığım “ben”ime dayanarak, yeni “benim”kilere alacaklı saydım kendimi. Daha çok şey, daha fazla mal, daha geniş servet istedim. Verilmeyince küstüm. Elimden alınınca üzüldüm. Verilenler artınca, ödünç “ben”imin önüne ödünç “benimkiler”i dizip meydan okudum, şımardım, isyan ettim. Borcumu da, Borç Veren’i de unuttum. Bugün, kendime “ben” deyişim borç olan ben, kendime “benim” diyebildiklerimi de borç alan ben, borcumu itiraf ediyorum. Borcumu itiraf edişimi, borcumu ödeyemeyeceğimi idrak edişimi, bu borcun edası olarak bu sayfada belgeliyorum. Artık, “beni bende demeyin, ben bende değilim.” Benden “ben”i ve “benimkiler”i alacaklı Olan’a minnet duygusuyla. Emaneten Ben, -Şimdilik- Senai Demirci
3.36 ₺ -
Ailem Yuvam Huzurum
“Ya Rabbi göz nuru, gönül huzuru olacak eş ver, evlat ver, seni sevenlere örnek eyle bizi. Biz de bu duayla mutlu olalım Ya Rabbi... Gözümüz aydın olsun, yuvamız cennet olsun. Ahiret hayatımız cennet olsun; seni sevenler bize baksınlar, bizim halimizden örnek alsınlar.” diyoruz. “Bizi onlara numune eyle Ya Rab! Örnek aile eyle Ya Rab!” diye duada bulunuyoruz. Bu duayı sadece dilimizle yapmıyoruz. Halimizle tavrımızla bu duayı yaşamaya çalışıyoruz. Böyle müminler, ana babalarından eş ve çocuklarından salih olanlarla birlikte cennete girerler. Demek hedef kırk yıl değil, hedef elli yıl değil, hedef ebediyete ulaşarak Allah’ın rızasını kazanmak… Hedef ebedî cennet ve cemale erebilmek… “Ailem Yuvam Huzurum” bizlere, toplum olarak muhtaç olduğumuz saadet ve huzuru nasıl yakalayacağımıza dair ipuçları veriyor. Necmettin Nursaçan meslekî birikimlerini temel alarak, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ışığında ailede mutluluk ve toplumda huzura ulaşmanın yollarını anlatıyor. Eser, günümüz toplumunu bekleyen tehlikelere ancak sağlıklı aile yapısı ile karşı koyulabileceğinin altını çizmekte, manevi hastalıklara karşı bizlere mutluluk reçetesi vermektedir. “Yuvamız huzurlu olacak, mutlu olacak ve mesut olacak ki, hayırlı ve sağlıklı nesiller yetişebilsin.” Bu eserde, Kur’an-ı Kerim’in insana bakış açısındaki inceliği görecek, Allah’ın kerem ve rahmetini hissedeceksiniz. Bir mümin kalbinin dostluk ve sevgiyle attığına şahit oldukça, dünya imtihanınıza karşı farkındalığınız artacak. Aile ve toplum saadetini temin etmek için göstermemiz gereken hassasiyetler ve gönül nurumuz olan çocuklarımızın eğitiminde dikkat edeceğimiz hususları kavrayacaksınız. Birlik ve beraberliğin insana vereceği gücü hissedecek, başkasını kendimize tercih etmenin vereceği lezzeti tadacaksınız. Tefekkürün billûr merdivenlerinden çıkarken; mutlu ve huzurlu bir yaşam için bilmemiz gerekenler, bu eserde tatlı ve yumuşak bir üslupla anlatılıyor.
5.14 ₺ -
Hanedanın Sürgün Öyküsü Başucumda Bir Avuç Vatan
3 Mart 1924 günü Meclis, siyasi bir kurum olduğu gerekçesiyle Hilafet’i ilga ederken bir karar daha almıştı: Osmanlı Ailesi’nin kadın erkek bütün fertlerinin Türkiye Cumhuriyet’i hudutları içinde oturmaları sonsuza dek yasaklandı, aile mensupları Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Osmanlılar pasaportsuz, yurtsuz, hiçbir şeysiz kalmışlardı. Acılı bir yolculuk başlıyordu. İki hafta sonra Türkiye’de, 144 kişilik Osmanlı Hanedanı’ndan hiç kimse kalmamıştı. Sürgün, yokluk, özlem ve acı dolu günler yaşadılar ama dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar ülkeleri aleyhinde bir tek söz söylemediler. Cumhuriyet aleyhinde hiçbir eyleme katılmadılar. İçlerinde daima bir gün geri dönme ümidi, başlarında bir avuç vatan toprağı vardı. “Osmanoğlu’nun Sürgünü” belgeseliyle Osmanlı Hanedan Vakfı tarafından onursal üyeliğe kabul edilen Kerime Senyücel, yaşayan Son Osmanlılar’ın, sürgüne bizzat tanık olmuş hanedan üyelerinin anlattıklarını birinci ağızdan kaleme aldı.
148.00 ₺ -
Halide Tutku Hüzün İsyan
İlk defa yayınlanan fotoğraflarıyla farklı bir Halide Edip portresi… Her şeyi anlamaya çal��şan, duyarlı, siyah gözleri vardı. Küçük yaşlarında annesiz ve yalnız kaldı. Kendi içinde bir dünya kurdu. 31 Mart’ta isyancıların, işgal İstanbul’unda İngilizlerin, Milli Mücadele yıllarında Padişah’ın ölüm listesinde buldu kendini. Maceralı hayatı, bir imparatorluğun ve genç Cumhuriyet’in en önemli dönüm noktalarına şahitlik etti. Aykırıydı. Özgürlüğüne çok düşkündü. Bu yüzden âşık olduğu adamı bile terk etti. Yazıları, romanları, konuşmaları ve itirazlarıyla dünyanın en iyi tanıdığı Türk kadını oldu. Hayatı Türkiyeli kadınların geçirdiği değişime ışık tuttu. Çocukluğunda olduğu gibi, hastalıkları ve yalnızlığı içine hayata gözlerini yumdu. Tutkulu, hüzünlü ve isyankârdı. Adı Halide’ydi. Halide Edip Adıvar… Türkiye’nin en güçlü, en ilgi çekici kadın yazar ve aktivistlerinden biri, belki de ilk akla geleni. Osmanlı’nın sancılı son dönemlerinde, Milli Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde dikkat çeken bir aktör. Sultanahmet Mitingi’nde kitleleri coşturan, İstiklal Savaşı’nda onbaşı rütbesi ile savaşan, azimli, yılmaz kadın. Kitaplarından tanıdığımız, bilinen üç beş fotoğrafından aşina olduğumuz sima. Ya Halide? Babasının adından, eşinin soyadından, yazar kimliğinden bağımsız bir kadın olarak Halide… Halide Edip denilince, çoğumuzun aklında, Sultanahmet Mitingi’ndeki görüntüleri, İngiliz edebiyatı profesörü olarak ders verdiği kürsülerdeki halleri ya da ömrünün son yıllarında çekilmiş, değirmi başörtülü, elinde sigara izmaritli fotoğraflar belirir. Oysa herkes gibi Halide’nin de bir hayatı; bu fotoğrafların arkasına saklanmış, tutkuyla, hüzünle ve isyanla örülmüş destansı bir ömrü vardır. Belgesel yapımcısı ve yazar Kemal Öztürk, Timaş Yayınları tarafından okurlara sunulan “Halide- Tutku Hüzün İsyan” isimli kitapta bilindik “Halide” fotoğrafının arkasındaki asıl portreyi bulmaya çalışıyor. Gençliğiyle, yaşlılığıyla, kavgaları ve mücadeleleri ile bambaşka bir Halide’yle buluşturmaya çalışıyor okuyucuyu ve bunu görsel açıdan hayli zengin bir çalışma ile yapıyor. Mor salkımlı bir evde gözlerini açan Halide’nin çocukluk yılları boyunca kendisine eşlik eden kareleri görüyoruz en başta: Erken yaşta kaybedilen anne, konaktaki kalabalık, üvey anneler, torununun annesizlik acısını bir nebze olsun hafifletmeye çalışan Mevlevi Haminne, kızının İngiliz terbiyesine göre yetişmesini isteyen baba Edip Bey Halide’nin yeme içme düzenini bile buna göre ayarlamışken sokaklarda özgürce horoz şekeri yiyen akranlar, kolej yılları, dayanılmaz matematikçi Salih Zeki’ye duyduğu aşk ve ilk evliliği… Şiddetle karşı çıktığı çok eşliliği hazmedemeyip büyük bir aşkla bağlı olduğu Salih Zeki’den ayrılışı, Darülmuallimat ve Lübnan’daki hocalık günleri, Dr. Adnan Bey’le evliliği ve Milli Mücadele yılları, bir süre sonra Mustafa Kemal’le görüşlerinin ayrılması ve 15 yıl süren “gönüllü sürgün”, bağımsızlığı için onca mücadele ettiği ülkesine ancak 1939’da geri dönmesi ve eserleri… Sayfalar arasında gezinirken bazı sürprizlerle de karşılaşıyoruz. Yazar, Halide Edip’le Mustafa Kemal arasındaki görüş ayrılığında belki de Mustafa Kemal’in Latife Hanım’la evlenmek üzere Fikriye Hanım’ı yurtdışına tedaviye göndermesinin yatabileceğini söylüyor. Belki de Halide, Fikriye’den vazgeçen Mustafa Kemal’de Salih Zeki’yi görmüştü. “Belki de Halide ile Mustafa Kemal arasında yaşanan sorunların temelinde bir de bu olay vardır. Halide de Mustafa Kemal gibi güçlü, otoriter ve bir kadına asla bağlanmayan birine âşık olmuştu ve Fikriye gibi karşılık bulamamıştı. Halide de Fikriye gibi ikinci bir kadın yüzünden sevdiği adamdan ayrılmıştı. Halide de Fikriye gibi çok acı çekmişti.” Ya da uzun süren sürgün yüzünden babaannesini ancak çocukluğunun ilerleyen dönemlerinde görebilen torun Ömer Sayar’ın Halide’yle ilk karşılaşmasını anlatışı ile şaşırabiliyoruz: “Küçücük bir kadındı, müthiş etkileyici bir yüzü vardı, asık suratlıydı, saçlarını sıkıca yapıştırıp arkada topuz yapmıştı ve hafif mavimtıraktı, çivit sürüyordu galiba. Elleri son derece bakımlıydı; manikürlüydü ama renkli değildi, cilalıydı. Elinde ağızlığıyla sigarası, kalın -herhalde gözü çok bozuktu- kavanoz dibi gibi kalın gözlükleri vardı. Yuvarlak. İlk öyle gördüm. Ne yalan söyleyeyim, ürktüm.” Kemal Öztürk kitabı Şirin Tekeli, Hülya Gülbahar, Ayşe Durakbaşa, Serpil Çakır, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu gibi hukuk, sosyoloji ve edebiyat dünyasından çeşitli isimlerden görüşler alarak zenginleştirmiş. Bu yöntem belli ki yazarın Halide Edip’’i sadece kendi hayatı ile sınırlandırmadan Türk kadın hareketi bağlamında incelemek istemesinden kaynaklanıyor. Kitabın belki de en dikkat çekici yanı, özenli görsel tasarımı. Halide Edip’in birinci ve ikinci kuşak torunları Ömer ve Adnan Sayar’ın katkıları ile ailenin fotoğraf albümünden istifade edilerek hazırlanan çalışmada şimdiye dek bilinmeyen bazı fotoğraflar okuyucuya sunulmuş. Elif Sevinçgül imzasını taşıyan tüm sayfalar dönemin atmosferine ve Halide’nin iç dünyasına yaklaşmak yolunda çaba sarf ediyor. TİMAŞ Yayınları bir kısmı daha önce hiç bilinmeyen fotoğraflardan yola çıkılarak hazırlanmış bu albüm-kitapla Türkiye’de belgesel kitaplara giden yolu açma iddiasında.
20.35 ₺ -
Sofra Nimetleri Küçük Boy Karton Kapak
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
10.28 ₺ -
Sofra Nimetleri Büyük Boy Ciltli
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
20.56 ₺ -
Zor Çocuk Yoktur
Anne babalar “zor ebeveyn” olmadıkça, “zor çocuk” yoktur! Çocuk eğitiminin “dünyanın en zor işi” olduğunu düşünen ebeveynlere ithafen: “Zor Çocuk Yoktur.” Prof. Dr. Hüseyin Peker çocuklarda görülen olumsuz davranışların pozitif disiplin yöntemleriyle nasıl önlenebileceğini anlatıyor. Anne baba için çocuk; uğruna her türlü sıkıntıya katlanılan, yetişmesi için büyük emek ve zaman harcanan, birçok maddi fedakârlıklarda bulunulan, gelecekte iyi bir insan, kendisiyle gurur duyulacak bir birey olarak yetişmesi umulan en değerli varlıktır. Anne babaların çocuğunu yetiştirirken yaptığı fedakârlıklar ebeveyn olmanın bir gereği olarak görülür ve tüm bunlar yapılırken karşılık beklenmez. Ancak bunca çabanın sonunda çocukta görülebilecek olumsuz birtakım davranışlar ebeveyni derinden üzer, çare arayışlarına yönlendirir. Çoğu zaman karşılaşılan bu tür davranışların aslında –iyi niyetle ortaya konmuş olsalar da- ebeveynin geçmiş hatalarından kaynaklandığı göz ardı edilir. Çocuğa doğru davranışlar baskı yolu ile benimsetilmeye, yanlışları otoriter bir biçimde düzeltilmeye çalışılır. Hatırdan çıkarılmaması gereken husus, ailede otoriteyi temsil ediyor olmanın, sürekli “otoriter” bir dil kullanmayı gerektirmediğidir. Pozitif bir biçimde yaklaşılan, doğru iletişim kurulan her çocuk zaman içinde değişime açık hale gelecek ve kendisinden beklenen olumlu davranışları daha kolay gösterecektir. Prof. Dr. Hüseyin Peker “Zor Çocuk Yoktur” la ebeveynlere aslında zor çocuk olmadığını, çocukların düzeltilmesi çok güç gibi görünen olumsuz davranışlarının, doğru yaklaşımlarla ve pozitif disiplin yöntemleriyle olumlu yönde değişebileceğini anlatıyor. Yalancılık, saldırganlık, vurup-kırıcılık vb. birçok olumsuz davranışın kaynağında ebeveyn-çocuk ilişkisinin sağlıklı olmamasından kaynaklanan sorunların yattığını ifade eden Peker, bu tür davranışlar gösteren çocuklara karşı nasıl bir tutum içinde olmak gerektiğini açıklayarak ebeveyne somut çözüm önerileri sunuyor.
166.50 ₺ -
Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım
Eğitimciler, çocukların doğuştan dini kabule hazır olduklarını vurguluyorlar. Çocuklar, yaşına ve dönemine uygun bir tarzda anlatacağımız dini konuları çok yadırgamayacak, hemen kabullenme eğilimi gösterecektir. İşte bu noktada küçüklerin değil, büyüklerin eğitime ve bilgilenmeye ihtiyaçları vardır. Çocuğumuzun dini kabule hazır olduğunu fark ettiğimiz anda en uygun fırsatı yakaladğımızı düşünür ve bildiklerimizi en ince teferruatına kadar anlatmaya başlarız. Amaç, Rabbimizi tanıtmak gibi hem samimi hem de mukaddes bir amaçtır. Niyet güzeldir. Fakat yalnızca niyetin güzel olması yetmemekte, niyetin nasıl gerçekleştirileceği de büyük önem kazanmaktadır. Bizim için bir sınav başlamıştır artık. Dini eğitim vermek açısından çocuğumuzun ilk çocukluk yılları, onun geleceğini de etkileyecek başarılı bir dönem olabileceği gibi, kalıcı yanlışlar dönemi de olabiliyor... İnsan hayatında ihmale gelmez ve vazgeçilmez bir yeri olan çocukluk dönemi eğitiminde; anne babalara, okul öncesi ve ilköğretim öğretmenlerine büyük destek sağlayacağına inandığımız bu değerli çalışmayı okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.
18.50 ₺