-
Gönül Kapısında Bir Elif
Ben, Elif. Kırk yaşıma değin kendi dünyamın içinde neden, niçin sorularıyla boğularak isyan eşiğine gelmişken, hiç ummadığım bir zaman diliminde sadece kendi cevaplarımı değil, tüm evrenin cevaplarını da buluverdim. Öğrendim; herkesin bir hikâyesi varmış... O hikâyeler ki dünya ateşinde yanıp yok olmamızı sağlarmış. Bedenin hiçliğinden çıkıp, varlığımızın sebebine vakıf olmamız için çok gözyaşı dökmek lazımmış. Hepimizin sınavı, o hikâyelerde saklıymış. Öğrendim; Aşk ile dokunmak ve Aşk ile yaşamak gerekmiş... Aşk'ı bilmek için zamanın beşiğinde avunmak yerine, yola çıkıp aramak gerekirmiş. Yol çok uzak lakin varmak bir adım atmak kadar kolaymış. Öğrendim; isminin Elif olması yetmiyormuş gönül kapısını aşmak için, Elif gibi dimdik ve emrolunduğu gibi dosdoğru olmak gerekmiş. Nalan Güven, yeni romanı Gönül Kapısında Bir Elif'te, hayatında her şey yerli yerinde görünen bir genç kadının içindeki boşluğu dolduracak kaynağı keşfetme hikâyesini anlatıyor. Rüya içinde rüyalarda seyahat veya seyir ettiği âlemde Hz. Şems, Hz. Mevlânâ, Şeyh-i Ekber, İbrahim Edhem Hz. gibi evliyalardan gelen hikmetlerle geçmişiyle hesaplaşmasını bitiren Elif, yaşanan her şeyin bir sebebi olduğu gerçeğine itimat ederek başka bir hale geçiyor. Ve kelâmların en güzelini duyuyor, gönül sözü ‘Kelâm-ı Aşk'a varıyor. Ey Âdemoğlu; Sen aşkı yanlış anladın. Yüreğine dön bak! Asıl sahibi bulacaksın...
148.00 ₺ -
Kağıttan Uçak
Yıl 1969... Çorum’un Karacaören Köyü’nden Avustralya’nın Melbourne şehrine kalkan bir kervan... Ve altı yaşında bir çocuk... Umut mavisi göklerde yeni bir hayata yelken açarken merakını, sevgisini ve saflığını ceplerine dolduran, koca yürekli bir çocuk... Mahallede “kâğıttan bir uçakla” oyun oynamak hevesiyle başlayan hikâyesi, onu “gerçek bir uçakla” “yer ile göğün birleştiği yere” taşıyor, köyünden de koparıyor. Her göç hikâyesi; içinde biraz hüzün, biraz yalnızlık, kimi zaman gülmece ama hepsinden daha fazla sabır ve güç duygularını barındırır. Türlü sebeplerle yaşadığı diyardan göç etmek zorunda kalan insanlar için bu duygular, hayatın en ince noktasında cem olur ve benzer hikâyelerle birleşerek büyür, birbirine kenetlenir. Kâzım Ateş’in hikâyesi işte böyle bir hikâye... İnsanlığın bu kadim yazgısını çocuk gözüyle anlatan, “yeni bir dünyada” büyümenin ne demek olduğunu, o dönemin fotoğrafını çekerek okurlarına sunan ve tüm samimiyetiyle yüreklere dokunan bir hikâye. Sûret aynası gibi net, sîret aynası gibi derin.
74.00 ₺ -
Mehmet Fazıl Paşa
Mehmet Fazıl Paşa… Daha çocuk yaştayken at binme yeteneğiyle Şeyh Şamil'in gözüne giren… Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını Dağıstan'daki özgürlük mücadelesi ile geçiren… Ruslara esir düştükten sonra yine askeri yetenekleri sebebiyle bir Rus subayı olarak yetiştirilen ama Sultan Abdülhamid döneminde Osmanlı ordusuna katılan bir savaşçı… Osmanlı'ya iltica ettikten sonra Süvari Kolağası rütbesiyle Devlet-i Aliyye’ye hizmet eden… 93 Harbi'nde Gazi Ahmet Muhtar Paşa ile birlikte savaşan, Aziziye tabyasındaki başarılarıyla binbaşılığa terfi eden… I. Dünya Savaşı başlayınca Kafkas Cephesinde İhtiyat Süvari Kolordu Komutanı olarak savaşan… İlerleyen yaşına rağmen bizzat cephenin ön saflarında gösterdiği aktif mücadele üzerine Enver Paşa tarafından eli öpülen gizli bir kahraman… Atlara fısıldayan, aslanları dize getiren bir Kut’ül Amare şehidi… Romanlarıyla tarihin gizli kalmış detaylarını ve kahramanlarını bugüne taşıyan İsmail Bilgin, güçlü kalemiyle Dağıstan’dan İstanbul’a, oradan Bağdat’a, yeniden Kafkaslara ve Kut’ül Amare’ye uzanan soluk soluğa bir macera ile tarihin önünde saygıyla eğileceği bir kahramanının hayatını resmediyor. Kut’ül Amare’de Bir Aslan Terbiyecisi Mehmet Fazıl Paşa… “Zafer, zekât ister, şehadetim zekâtım olsun dilerim.”
185.00 ₺ -
Gül Ağacı Sana Benzer
Bir yanında geçmişten gelen düşmanların tehlikesi, bir yanında aşkın en çetrefil hali: Ensar... Baharının en güzel günlerinde gönlünü kaptırdığı sevdasına koyu gölgeler düşen Rüveyda... İki dost aile: Ortaklıklar, kayıplar, yalnızlıklar ama günün sonunda birbirinin yarasını aşk ve imanla saran insanlar... Mutlu bir gelecek için gönülleri titreyen Ensar ve Rüveyda vuslata eremeden ayrı düşerler. İkisinin de geçmişinde gizlenen sırlar ve karanlık yüzler, bu buluşmanın önünde engeldir. Vuslat makamına ulaşmak ve geçmişin gölgelerini geride bırakmak için aşkın ve imanın gücüne sığınmaktan başka çareleri yoktur... Yüz binlerce okuru tarafından beğeniyle takip edilen Ahmed Günbay Yıldız'dan, aşkın gerçek manasına dair sürükleyici ve hayatını inandığı değerlerden ayrı yaşayanları özüne döndürebilecek kuvvette bir roman…
185.00 ₺ -
Mimar Sinanın Kayıp Kafatası
“Tarihler 1935’i gösterirken, Mustafa Kemal Atatürk’ün de izniyle, Türk Tarihi Araştırma Cemiyeti’nden üç uzman Mimar Sinan’ın mezarını açıp kafatasını incelemek ve ölçülerini tespit edip Mimar Sinan’ın Türk olduğunu ispatlamak için türbenin önünde bir araya gelmişti. Yüzyıllar önce kapanan bu mezar bilimsel bir araştırma için açılacaktı; ama bundan daha heyecan verici olan şeyse dünya mimarlığına damga vuran, Osmanlı’nın en önemli şahsiyetlerinden birisinin kafatasının gün yüzüne çıkması olacaktı.” Dönem gazeteleri Mimar Sinan’ın kafatasının mezarından çıkarılıp ölçüldüğünü ve büyük mimarın yalnız kültür değil, kökeni itibarıyla da Türk olduğunun ispat edildiğini duyurmuştu. Fakat o gün gazete haberlerine yansımayan başka şeyler de yaşanmıştı. Bugün yaşanacaklar ise sadece geleceği değil geçmişi de değiştirecekti… Hakan Sökmen, ilk romanı Mimar Sinan’ın Kayıp Kafatası’yla okuru mitolojik ögelerle bezenmiş, gizemli olayların ve komploların eksik olmadığı, gerilim dolu heyecanlı kovalamacaların hiç bitmediği, günümüzden geçmişe uzanan tarihî bir maceraya davet ediyor.
148.00 ₺ -
Yermük ve Trafalgar Baldır Bacak İşleri
Kötülük dünyanın bir yerinde altımızı oymaya devam ediyor. Dünya tarihinin en acımasız liderlerinden Hitler’in yolu Türkiye’ye, Tarlabaşı’nın tam orta yerine düşse ve kötülük tohumları karanlığın bağrında, yerin yedi kat dibinde yeniden filizlenmeye yüz tutsa, hatta Yermük’ten Trafalgar’a tünellerle bağlansa, dalga dalga yeryüzüne yayılsa… Ne olur? İkinci Dünya Savaşı’nın ardından insanlığın yeni bir hayat kurma uğraşı verdiği yıllarda, İnönü Türkiye’sinde sıradan bir memuriyet hayatı süren Ali Ulvi büyük planın yazılı olduğu şifreli bir zarf alınca kendini Yermük’ten Trafalgar’a tünel kazarken bulur. Tünelin ucuysa aydınlıktan ziyade kâbus gibi bir karanlığa, fethetmek arzusuyla gözleri kamaşmış bir bilincin hastalıklı hayaline açılmaktadır. Yaşadıklarının gerçekliğinden şüphe ederken gerçek olma ihtimalini de göz ardı edemeyen Ali Ulvi doğru olduğuna inandığı şeyin, vicdanının peşinden giderek bu plana çomak sokmaya baş koymuştur. Serdar Uslu’dan hayalle gerçek arasındaki ince çizgide gidip gelen, insan olmanın manasına, ana gizlenmiş hakikate, yüreği tahtakurusu misali kemiren korkuya, dört bir yandan yayılan ve kuşatan kötülüğe dair mitolojik ve felsefi motiflerle bezeli, kara mizahın büyülü gerçeklikle buluştuğu bir ilk roman…
74.00 ₺ -
Harp Baladı
Binbaşı Halil Sadi, eşi Leyla ve oğlu Yusuf. Hep iyi şeylerin olduğu bir evde mesut yaşarlar. Fakat Halil’e ulaşan celple cihanda kopan fırtına bu mesut ailenin evine de sızar. Birinci Cihan Harbi tüm şiddetiyle Osmanlı topraklarını kavururken Binbaşı Halil’e kutsal toprakları savunmak düşer. Binbaşı Halil Sadi, Cemâl Paşa komutasındaki Kanal Harekâtı için önce Şam, ardından Filistin’e gitmek üzere uzun bir tren yolculuğuna çıkar. Yolda pek çok kişiyle tanışır: Arnavut Ali Ferid, Sarı Cevdet, felsefe öğretmeni Albay James J. Fitzgerald, Başçavuş Niyazi… Her birinin hikâyesinden öğrenecek, sorgulayacak pek çok şey yazılır hanesine. İnsan, hayat, zaman, savaş ve ölüm başka başka anlamlar kazanır Binbaşı’nın zihninde. Madden ve manen sınanacağı bu meşakkatli yolculuğaysa oğlu için kaleme aldığı mektuplar eşlik eder. Cihan Çetinkaya, roman boyunca her türlü farklılığa rağmen insana dair duygularda aslında ne kadar çok ortak noktada buluştuğumuzu, çetin şartlarda hayatta kalma mücadelesinin herkesi eşit kıldığını vurgularken okura hem gerçekçi hem de duygusal bir anlatı sunuyor. Harp Baladı, insan olmaya, savaşa, esarete, vicdana ve hayata dair bir iç muhasebe… “Yazık, bazı duyguların merhameti olmuyor. İnsan bir kokuyu hayal edince elinde hatıralardan başka hiçbir şey kalmıyor.”
111.00 ₺ -
Halid Bin Velid
İbrahim bin Cevri el Hamevi el Gassani, Kanonikler adına çalışırken Halid bin Velid’in canına kastedecek kadar gözünü karartan bir Hristiyan Gassani fedaisidir. Yolu sahabe-i kiramın önemli isimlerinden Amr bin As ile kesişince İslam’a tanışır ve o günden sonra genç ve yetenekli bir savaşçı olarak kendini adeta İslam ordularını komutanı, Peygamber Efendimizin Seyfullah unvanını verdiği Halid bin Velid’in hizmetine adar ve macera başlar. Artık komutanların şahı Halid nerede vazife alsa İbrahim de onun yanındadır. İrtidat hareketlerinin bastırılmasında en saflardan olan biteni aktarır. İbrahim’in tuttuğu kayıtlar eşliğinde Halid bin Velid ve ordusunun kahramanca savaştığı cepheler art arda gelir. Sahte peygamber vakalarını başarıyla bastıran Seyfullah, Irak’ta Sasaniler’e, Suriye’de Bizans’a karşı saf tutar. Fetih hareketleri hız kesmeden devam eder. Busra’da, Havran’da, Ecnadeyn’de, Yermük’te, Şam’da İslam düşmanlarının kalbine korku salan Halid bin Velid’in kahramanlık ve cesaret dolu hayatı Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden bugüne taşınıyor.
240.50 ₺ -
Arnavut Zeynel
Balkanlardan göç eden bir yiğit efe… Arnavut Zeynel... Ülkemizin kurtuluşuna imza atan binlerce bilinmeyen kahramandan biri... Manisa Turgutlu’nun tamamen yanmasına engel olan ve gün yüzüne çıkan hikâyesiyle bir kurtuluş kahramanı… O ve onun gibi binlerce Müslüman Türk; canlarına, namuslarına ve sahip oldukları her şeye el uzatan Yunan ve Bulgar zulmünden kurtulmak için göç etmişti. Yaralarını sarmaya, yeniden düzen kurmaya çalışırken kader yine karşılaştırdı onları. Ama bu sefer her şey farklıydı. Terk etmeleri istenen topraklar ana vatanlarıydı. Savunmasız kadınlar, yaşlılar ve çoluk çocuğun acımasızca katledildiği, evlerin yağmalandığı, köylerin işgal edildiği o ıstıraplı günlerde çeteler ve dağdaki eşkıyalar bile söz konusu vatan olduğunda birleştiler. Artık bıçak kemiğe dayanmıştı. İzmir işgal edilmişti. Sırada Aydın, Manisa, Denizli vardı ve oradan Anadolu’ya açılan koridorla tüm yurdu işgal edeceklerdi. Elinde gaz tulumbalarıyla 6300’den fazla bina ve evin olduğu Kasaba’yı (Turgutlu) yakan Yunanlarla ölümüne mücadele eden, bir mahalleyi ve 200 evi kurtaran Arnavut Zeynel’in adı bu kitapla ölümsüzleşiyor…
74.00 ₺ -
Sarı Mendil Mavi Oya
Mavi oyada umut, sarı mendilde hazan, Aşk gönül savaşıdır, vuslat diyorsan kazan. Kendini ne kadar tanıyorsun? Sonu belli olan bu hayat yolculuğunda, kendini tanıyamamışsa, başka neyi tanıdığını iddia edebilir ki insan? Tarık Akarsu, küçük yaşta annesini kaybetmiş, yanlarında yetiştiği ve aile olarak gördüğü arkadaşlarıyla bir dünya kurmuştur kendine: Aysima, Maya, Füruzan, Âsım… Küçük yaşta yüreğine ektiği Aysima, büyüdükçe bir sevda filizi verir gönlünde. Sevdasını yıllar boyu içinde büyütür de bir türlü söyleyemez muhatabına. Sütkardeşi Füruzan, onun adına bu sevdayı inşa etmeye çalışsa da araya maddi uçurumlar girer. Yıllar ve yollar, Aysima ile Tarık’a başka insanlar, başka hayatlar taşır da gönüllerinden birbirlerini silemezler. Büyük acılar, büyük bedeller sonrası sevenler kavuşacak mıdır, taze bahar çiçekleri hayat bahşeden kokularını aynı hevesle cömertçe yayacak mıdır? Her ânı imtihanla çevrili dünya hayatında yüreğini aynı safiyette tutmak zor mudur, kolay mı? Gören göz, düşünen akıl, seven ve nefret eden gönül, acıyı ve sevinci yaşayarak imtihan olan kalpler… Güller, dikenlerini aşınca açar çiçeklerini. Diğer çiçeklerden daha özel olmasının, daha asil olmasının nedeni budur… Seven, gülün dikenine dokunmuşsa vay haline! Hançer yarası merhem sayılır onun verdiği hicranın yanında.
247.90 ₺ -
Gecenin Örtemediği Şehir Kudüs
Kariye Müzesi ile başlayıp Kudüs’e varan bir serüvende kendi hikâyesindeki aşkı nihayet bulmuştu Aslı. Onu yola düşüren içinde yılların ukdesi olarak taşıdığı bir talebiydi. Aradığına orada kavuşacağına inanmış ve Allah'a yakarmıştı. Kolay olmayacaktı elbet. Kudüs bir aşk hikâyesi ise onda bir nokta dahi olabilmek bedel isterdi. Kudüs; "Aşk"tı. Çileli, zor, zahmetli ve tutkulu bir aşk. Kudüs; bir "Aşk Yolu" idi. Bu yolun yolcusu olmak sabır ve direnç gerektiriyordu. Kudüs; yaşlı Ümmî Hatun'du, çocuk Fâtıma'ydı, inançlı Abdulkâdir El-Said'di, cesur Âiyşe Hatun'du... Mescid-i Aksa’ydı, Ömer Mescidi’ydi, Nebi Musa Makamı’ydı, Zeytin Dağı’ydı, El-Halil’di, Batı Şeria’ydı. Orada Miraç’ın gölgesi vardı. Dar sokaklarında inancın, sadakatin, sabrın, direnişin öyküsü gizliydi. *Kudüs’e gidenler bilirler; döndüğünüzde artık tam değilsinizdir. Kalbiniz, aklınız ve sevdaya dair ne varsa bildiğiniz-hissettiğiniz yarısını bırakırsınız o topraklarda... Bir kere havasını çektiyseniz içinize, geriye bıraktığınız her soluğun boşluğunu özlem doldurur... Arzın Kapısı’ndan geçtiyse ayaklarınız, vicdanınız insanlığın türlü hallerini gördüyse, göğüs kafesinize bir yumru oturur, yutkunsanız da geçmez acısı... Hele bir de saçını okşadıysanız Filistinli bir çocuğun, o masum kokusu sindiyse ellerinize... Unutamazsınız... Uyuyamazsınız... Yok sayamazsınız... Nalan Güven, Gecenin Örtemediği Şehir Kudüs’te bir kendinden hiçliğe geçiş yolculuğu anlatıyor samimiyeti her satıra sinen bir duyarlılıkla…Çünkü aşk yolunda her adım hiçliğe atılır...
185.00 ₺ -
Hanne
Almanya’ya göç eden bir ailenin kızı…Hanne. Aile içi şiddeti, cinayeti, intiharı, evlatlık olmayı, kültür çatışmasını, aşkı, varoluş sancısını yaşamış ve sonuçta infilak noktasına gelmiş bir hayatın sahibi. Madden güçlü fakat manevi olarak zayıf hayatında gerçek kimliğini arayan bir kadın. Yaşadığını hissetmek ve lanetli geçmişinden kurtulmak için yine geçmişinden bir umut arıyor… İnsan asla geçmişini unutmaz. Ne kadar görmezden gelse de inkâr da etse geçmişi sarıp sarmalar. İnsan hayatına anlam arar. Kendisini bir değere ya da köklerine ait hissederek hayata dair bir anlam oluşturabilir insan fakat geçmişiyle barışık olmadan bunu başaramaz. Peki ya geçmişi ile barışık değilse? Yüzleşmesi gerekir geçmişiyle, gerçekle… İnsanı en çok acıtan şey ise gerçekle yüzleştiği o andır. Kitapları ve oyunculuğu ile Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu, gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı Hanne’de pek çoğumuzun çevresinden izler bulabileceği sancılı ve fırtınalı bir dönüşüm hikâyesini ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslup ile anlatıyor.
203.50 ₺ -
Hayal Denizi
Varlığının şerhini düşmeye niyetlenmişken bir rüya düştü İbn Arabi'nin alemine. Rüyasında kendini uyurken izledi; bir kuş, bir harf, bir ayna, bir harita kaldı geriye. İşaretlerin peşinden gitti İbn Arabi zira Hızır demişti ona "Hakikat, sana hayal denizinden gösterilecek, rüyalarına sahip çık...” diye. Yüzyıllar öncesinden bugüne kavuşan bir haritanın peşinde büyüyen bir arayış hikâyesi... "İbn Arabi'nin yolculuğu, yazılmış bir kaderdi. Hayalleri haritanın üzerindeki şehirlere saçılmıştı. Yol gitti, yolcuyu tanıdı, şehirler gezdi, ölüme şahit oldu, vebayı bildi, Mekke'ye geldi, Kudüs'ü gördü ve Anadolu'ya umut saçtı..."Aydın Hız, kelimelerin gücüyle dönemin atmosferini bugüne taşıyor.
196.10 ₺ -
İngiliz Kıskacı
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılmak üzere olan, işgal altında bir vatan. Bu yıkımı kendi istedikleri gibi sonlandırmak isteyen İngilizler ise boş durmuyor, her yerde casusları ile çalışıyorlar… Devleti yeniden ayağa kaldırmak isteyen vatanperverler ise işgali sonlandırmak ve yeniden bağımsız olmak için var güçleriyle gizlice çalışıyorlar. Çıkış aranıyor… En büyük düşmanları ise kendilerinden gibi gözüken casuslar… Bu casuslardan en tehlikesi ise İngilizlere çalışan Hint asıllı Mustafa Sagir. İstanbul'a geldiğinde kendini bağımsızlık taraftarı olarak tanıtır. Hint Müslümanlarının temsilcisi olduğunu ve büyük miktarda mali yardım için aracılık edeceğini belirtir. Daha sonra ise büyük görevi olan Millî Mücadele’yi engellemek amacıyla Ankara’ya ulaşır. Hedefi mücadelenin önderi Mustafa Kemal Paşa’ya suikast düzenlemektir. Devleti ve milleti için canını ortaya koyanların ise başka bir planı vardır… İsmail Bilgin’in sürükleyici kaleminden İngiliz Kıskacı, İstanbul'un İşgali’nden başlayarak Ankara'ya dek uzanan olaylar zincirini, sağlam bir kurgu ve akıcı bir anlatım ile kaynaklar eşliğinde okuyucuya sunan özel bir tarihi roman. O zor ve fedakârlık dolu günleri tekrar hatırlamak ve unutmamak adına...
240.50 ₺ -
Kızıl Ufuklar
Batı’nın ve Doğu’nun cesaret ormanlarının kaplanı, iman gücüyle dolu bir padişah; adaletini kendine kılıç yapmış Kanuni Sultan Süleyman… “Tüm güçlerin okyanusunun paha biçilemez incisi, inancın savunucusu, veziriazamım, beylerbeyim” dediği Pargalı İbrahim Paşa… Ve düşmanlarının korkulu rüyası… Anadolu, Rumeli, Mısır, Afrika, Akdeniz ve Karadeniz'in koruyucusu… Osmanlı Devleti'nin gizli istihbarat örgütü Çelik Hilal'in lideri, çaşıtlarbaşı Casus Vehimi geliyor! Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa'sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, Osmanlı casuslarının piri Vehimi’nin yine başrolde olduğu, Mohaç zaferiyle sonuçlanan bir macerayla yeniden okurlarıyla buluşuyor. Vatikan koridorlarından yeniçeri isyanlarına, aşılmaz kalelerin burçlarından en derin humbara tünellerine, güç ve zekânın birleştiği Vehimi’nin gölgesinde yepyeni bir aksiyona hazır olun!
203.50 ₺ -
İstanbulun Çağrısı
Ben Konstantinapol... Dünyanın göz bebeği… Ay ışığı sularıma vuruyor... Beni cennete benzetiyor elçiler. “Altından nehirler geçen cennet. Selam sana Konstantiniyye, ey Peygamber müjdesi. Geleceğiz, bekle bizi.” Ve yürüyor bir hükümdar… Tuğlar, davullar, kösler, nakkarelerle... Tuğların rüzgârına tutulmuş kızıl, kara, doru, beyaz donlu atlarla... Kanatlı bir kısrak öncülüğünde aşılıyor surlarım...Gece kadar siyah. Topuklarına kadar uzanan yelesi, gök rengi gözleri… Ve ben düşümde bu düşü anlatıyorum. Sultan Mehmed’in rüyası. İmparator Konstantin’in ve Bizans’ın son sığınağı. Peygamber sözüyle müjdelenen, İsa’nın ve Meryem’in himayesinde olduğuna inanılan, uğruna candan geçilen şehir. Erguvan renkli tüllerle bezenmiş davetkâr güzel. İstanbul. Bir önceki romanı Lâ’l ile TYB’den “Yılın Romanı Ödülü”nü alan Ayşe Kara, İstanbul’un Çağrısı’nda yine çok katmanlı bir kurguyla çıkıyor okurların karşısına. Ve ilk defa denenen bir şeyi yaparak tüm zamanların rüya şehrine bu şehir uğruna olanı biteni kendi ağzından anlattırıyor. Sultan Mehmed’in, XI. Konstantin’in, Elif’in, Anna’nın, Babanakkaş’ın, Ak Şeyh’in, Celep Munzur’un, Longo’nun, Burunsuz Gregoryus’un, Nalbantoğlu İhsan’ın, Talihi Yaver Turan’ın ve Çakır’ın İstanbul’unu… Bir yanda bin yıllık başkentlerini kaybetme ihtimalini ilk kez bu kadar derinden hisseden Bizanslılar, bir yanda Peygamber müjdesine erişebilmek için her şeyi göze almış Türkler... Ve Osmanlı ordugâhında peş peşe işlenen cinayetler, yürek söken esrarengiz bir katil… Bir Bizans oyunu mu bu? Yoksa Sultan Mehmed’in hiç beklemediği yerden gelecek bir hesaplaşma mı? Çağlar açıp çağlar kapatan topların yıkamadığı, aşılamayan surların bir sırrı mı var? Sır nedir? Kutsal Sandık, Rum ateşi, karadan yürüyen gemiler, suda seken toplar, şehrin altını avuçlarının içi gibi bilen lağımcılar… Bir şehri korumak ya da fethetmek için ne gerekir? “Ah! Tarihteki muhasaraların en ihtişamlısı.” Ayşe Kara’dan karakterleri, kurgusu, tarihi atmosferi, incelikle işlenmiş detayları ve kuşatıcı bakışıyla İstanbul’a, Bizans’a ve Osmanlı’ya dair unutulmayacak bir roman; İstanbul’un Çağrısı…
166.50 ₺ -
İlma IV - Son Savaş
Kimliğini gizleyerek Yol İşareti'ni takip eden Son Nişanlı Tar ve bu zorlu yolda onu yalnız bırakmayan arkadaşları... Dünya en büyük sınavını verirken insanoğlunun kazanmaması için Lanetli Duvar'ı yıkan Kahin Şif ve önüne çıkan her soluğu kesen lanetliler... Tar iyi ve kötünün savaşında en büyük mücadelesini veriyor. Hata yapamaz, gecikemez, vazgeçemez. Dünyayı kurtarmak için birlik olma vakti! A. S. Durmaz'ın kaleminden Türkiye'nin çok beğenilen ilk epik fantastik roman dizisinin dördüncü kitabı; İLMA Son Savaş'la macera sona eriyor.
148.00 ₺ -
Nizamülmülk
Nizamiye medreselerini bütün tehditlere rağmen canı pahasına koruyarak devletin kalesi haline getiren Selçuklu Veziri Hasan bin Ali et-Tûsî; namı diğer Nizamülmülk... Öte yanda ise devasa bir plato üzerinde yükselen ve sarp zirvelere hâkim, ulaşılması güç, ehlisünnet düşmanı Alamut Kalesi… Hasan Sabbah gibi bariz bir düşmanın ötesinde, yalnızca küçülmüş gözbebeklerinden tanınabilen katil haşhaşi fedaileri… Nizamülmülk, Ulu vezir Hasan et-Tûsî’nin Sultan Melikşah döneminde sonlanan, ancak hikâyesi dilden dile dolaşan efsanevi hayatını konu alıyor. Nizamülmülk’ün hikâyesi, bir devleti hem kılıçla hem de ilimle ayakta tutma imtihanını anlatıyor bizlere. Köklü dostlukların arasına sızan fitneye, kırılan kalplere ve telafisi zor kayıplara rağmen ilmî korumaya adanmış bir ömrün hikâyesini okuyoruz Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden. Hiçbir zaman kolay değildir koca bir devleti ilmî ve askerî yönden ayakta tutmak. Ancak herkes şunun farkındadır ki, zafer zor olandadır. Türkiye’nin en çok okunan tarihi romanlarının yazarı, okurları tarafından “Günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden sürükleyici, heyecanlı ve derinlikli bir roman...
185.00 ₺ -
Arayış
Ömrünün baharında solmuş bir genç… Aile içi şiddeti, cinayeti, sokakları, uyuşturucuyu, pisliği, yetimhaneyi, pişmanlığı ve varoluş sancısını yaşamış gencecik bir yürek. Bu genç yaşında kaldıramıyor bu kadar yükü… Bir arayışta… Yaşadığı acı dolu hayata bir anlam bulmak istiyor bu genç. Dipsiz bir kuyuda geleceği için bir parça umut arıyor… Ve yolunu kaybedenlere rehberlik eden çiçeği burnunda idealist bir öğretmen... Büyük kâinatta kaderlerinin birlikte yazılması asla tesadüf değildi. Mehmet Yıldız’ın gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek yazdığı bu romanda, bahtsız bir gencin sarsıcı ve dokunaklı dönüşümüne şahit olacaksınız. “Kimse boşu boşuna girmemiştir hayatımıza. Ya imtihan olmuştur ya armağan.”
133.20 ₺ -
Kiralık Onur
İlk kez, üniversitede yolları kesişen iki farklı insan... Bir yanda, kaçakçılık yaparak geçimini sağlayan bir ailenin çocuğu, Kilisli yoksul bir Kürt; diğer yanda, İttihat ve Terakki döneminde bakanlık yapmış bir dedenin torunu, varlıklı ve tanınmış bir Beyaz Türk... Birbirine neredeyse tamamen zıt olduğu halde, bütün siyasi didişmelerin ve tartışmaların ardından birbirlerine daha sıkı sarılan bir dostluk. Öyle ki, ölüme bile birlikte gidecek kadar...İki insanın dünyayı, geçmişi, siyaseti sürekli olarak sorgulayan uzun sohbetleri arasında akıp giden hayat ve fonda her daim karanlık, her daim puslu bir Türkiye fotoğrafı... Bu puslu ortamda, onurunu korumaya çalışanlara ve canını ortaya koyarak mücadele edenlere karşı siyasi kumpaslar kuran, dış müdahalelere alkış tutan, kendi halkının üzerine ateş açan bir güruh... Kiralık Onur, yalnızca son birkaç yılda yaşananları değil; 15 Temmuz darbe girişimi, 17/25 Aralık ve Gezi olayları üzerinden aslında Türkiye’de yaşanan bütün darbeleri, muhtıraları, işgalleri, müdahaleleri ele alan, onları sorgulayan ve eleştiren; milli iradenin gücüne ve onu ayakta tutan inanca vurgu yapan bir roman…
66.60 ₺ -
Benim Gönlüm Bir Kuştur
Hayal Denizi ve Aşk Kapını Ben Geldim kitaplarının yazarı Aydın Hız’dan, bozkırın güneşi Hoca Ahmet Yesevi’nin izinde, sarsıcı bir arayış öyküsü… Karahıtay boyuna mensup, oba lideri Balamir’in biricik oğlu Aras, geçmişin yüklerinden kurtulmak adına yuvasını terk ederek uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Aydınlatılmamış bir suçun ağırlığı altında ezilirken çareyi karşısına çıkan dergâha sığınmakta bulur. Mecburiyetten sığındığı bu dergâhta, Hoca Ahmet Yesevi ve bilgeliği, Aras’a bambaşka bir yaşamın kapısını aralayacaktır… Aydın Hız, Aras’ın yolculuğunu anlatırken Orta Asya coğrafyasından kesitler sunuyor, okurlarını dönemin atmosferine ustalıkla dâhil ediyor. Pir’in hoşgörü ve sevginin gücüyle üstlendiği tarihî misyon, insanlığa evrensel bir çağrı niteliği taşıyor. Benim Gönlüm Bir Kuştur; pişmanlık, ıstırap ve manevi olgunlaşmanın heyecan verici bir serüvenle harmanlandığı, dokunaklı bir Hoca Ahmet Yesevi romanı… Dünyaya ait bağlarından kurtuldukça dağların zirvesinden ovalara doğru süzülen kırlangıçlar gibi hafifler insan. Yaşamak, uçmak kadar şenlikli olur o zaman. Özgürlüğü kanatlarıyla tartar çünkü.
203.50 ₺ -
Yeşil Çığlık
İş adamı Yakup Atmaca’nın biricik torunu Harun dürüst, ahlaklı ve vefalı bir gençtir. Küçük yaşta yüreğine ektiği, yıllarca sır gibi sakladığı bir sevda içinde kök salmış, gönlünü esir almıştır… Yakup Atmaca ve torunu, kaderin sürprizlerinden habersiz yaşarken türlü zorlukla mücadele eder. Bir yanda dedesine düşman kesilmiş, mal mülk hırsıyla körleşmiş anne ve babasına karşı çetin bir imtihan veren Harun diğer yanda kardeş bildiği, dostuyla nişanlanmasına vesile olduğu Rüveyda’nın başına gelenlerle sarsılır… İhanet ve iftiranın kararttığı hayatlarda, sevda yeniden filizlenecek mi? Türlü acı ve bedel sonrası sevenler kavuşacak mı? Usta yazar Ahmed Günbay Yıldız’dan kökleri çocukluğun masumiyetine dayanan sevda, vefa, arayış ve dostluk gibi kavramlarla pişmanlığın, kederin ve manevi olgunlaşmanın harmanlandığı, sürükleyici bir roman…
203.50 ₺ -
Mimar Sinan
Kayseri Ağırnas köyünden devşirilen küçük çocukların arasında yetenekli ve hırslı bir delikanlı... Yavuz Sultan Selim Han döneminde, Çaldıran’da başlayan mücadele ve ulu hakanla birlikte girdiği savaşlar, gezdiği uzak ve mistik diyarlar... Sonra Kanuni Sultan Süleyman Han dönemi. Şaşaalı seneler. Şehzade ve Süleymaniye camileri; mesleğinde elde ettiği başarılar... Fitne tohumları, dedikodular, kıskançlıklar. İçeriden ve dışarıdan Sinan’ı ortadan kaldırmak isteyenler... Dostu Sinan’ı korumak ve kollamak için her şeyi göze alan Çelik Hilal'in lideri, çaşıtlarbaşı Casus Vehimi Orhun Çelebi... Gizemli geçitler, esrarlı kehanetler, gerilim dolu kovalamacalar ve tarihi değiştirecek sırlar... Ve aşk... Sinan’ın büyük ve imkânsız aşkı Mihrimah Sultan... Bütün hengamenin içinde sanatına, işine ve hayallerine odaklanmaya çalışan zeki bir âlim... Yapılan onca eser. II. Selim ve III. Murat Han’larla geçirilen, acı, hasret, başarı, mutluluk ve zafer dolu seneler... Eserleri altı dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, "günümüzün Peyami Safa"sı olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden yapıtlarıyla tarihe adını kazıyan Mimar Sinan'ın heyecanlı ve derinlikli hikâyesi.
185.00 ₺ -
Kanuni (Okay Tiryakioğlu)
Kanuni: “Dünya Bir Hayaldir” sözünü şiar edinmiş Adalet Sultanı.. Hürrem: Kanuni'ye aşkını mektuplara gözyaşlarına işleyen bir iktidar tutkunu… Pargalı İbrahim: Kölelikten sadrazamlığa giden yolda her türlü ihaneti göze alan bir entrika ustası… Vehimi: Vatikan ajanlarıyla dünyanın her yerinde çarpışan yavuz bir istihbaratçı… Fatih'in kuşatıp alamadığı Belgrad'ın Fethi, 7 ay süren Rodos Kuşatması ve dünya tarihinin en ünlü meydan savaşlarından Mohaç... Türkiye’nin en çok okunan tarihi romanlarının yazarı, okurları tarafından “Günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden sürükleyici, heyecanlı ve derinlikli bir şekilde Kanuni Sultan Süleyman Han dönemi üç romanlık seri halinde okurlarla buluştu. 46 yıl sürecek Sultan Süleyman döneminin ilk yıllarını işleyen KANUNİ, serinin ilk kitabı olarak bizi tarih yolculuğuna davet ediyor.
196.10 ₺ -
Derviş
Fatih Sultan Mehmed, Midilli’yi fethedeli uzun yıllar olmamıştı. Türkleri kendilerine en büyük tehdit olarak gören Rodos Şövalyeleri mazlumlara zulmetmeye devam ediyordu. İşte bu şövalyelerin önderliğinde, zenginliğin ve gücün merkezi Akdeniz’i ele geçirmeye ant içmiş yeni bir Haçlı ittifakı Türk varlığını mavi sulardan silmeye kararlıydı. Fatih’in yiğit askerlerinden Yakup Ağa’nın ele avuca sığmayan yaman oğlu Hızır, bu ittifaka karşı vatanını müdafaa etmek istiyordu, ama nasıl? İşlenmeyi bekleyen cevher misali, Hızır’ın ona yol gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardı. Bu cevheri işleyecek olansa kim olduğu ve nereden geldiği bilinmeyen gizemli Derviş’ti. Ulvi bir amaç peşinde, tarihi değiştirecek bir sırra vakıftı... Ve bu sırrı sahibine aktaracağı günü beklemekteydi. Peki... Hızır ile Derviş’in yolları nasıl kesişecek? Hızır, sırrın sahibi olmaya mahir olduğunu gösterebilecek mi? Derviş gerçekte kim? Cem Sultan’ın mirası Hızır’ın ve Derviş’in kaderinde nasıl bir rol oynayacak? Kitapları ve oyunculuğuyla Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu, Derviş’te ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslupla bambaşka bir tarih anlatısı sunuyor.
185.00 ₺ -
Uzak Umutlar Şehri
Yıllanmış bir kan davası uğruna kararan hayatlar... Aşk adı altında meşru görülen cinayetler... Ve intikam ateşiyle kavrulan yürekler... Pınarbaşı Beldesi’nin yağız delikanlısı Efruz, tanık olduğu menfur bir suçun ağırlığı altında ezilmektedir. En yakınlarının eliyle işlenen bu günah ruhunda derin yaralar açar. Geçmişin kirinden arınarak hakikatin izini sürmek isteyen Efruz için uzaklarda yeni bir yaşam filizlenecektir. Peki ya türlü suçun, günahın ve intikam hırsının kararttığı hayatlarda gerçekler gün yüzüne çıkacak mı? Aşk, dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramların yanı sıra türlü insani haslete dikkat çeken, toplumsal ve ferdi meselelere mercek tutan, ibret dolu bir Ahmed Günbay Yıldız romanı...
277.50 ₺ -
Kün Kapısı
O, manevi makamların en yüce rütbesine ulaşan bir Kutup, Gavsü’l-Azam. Evliyalar Sultanı Abdülkadir Geylani Hazretleri. Gilan’da doğup Bağdat’ta ışık saçmaya başlayan, yaydığı nur kendi zamanını aşıp bugünlere kadar ulaşan bir güneş. Kübra Demiray, Kün Kapısı’nda tasavvufi romanın çok başarılı bir örneğini sunuyor. Dünya üzerindeki günlerini tamamlamak üzere olan Geylani Hazretleri ömrünü bir masalmış gibi anlatıyor. Bu sırlı hayatın kayda geçmesi gerektiğine inanan oğlu Abdürrezzak ile yol evlatları Ebu’l-Feth, Fazıl ve Ukber hem kendi şahitlikleriyle hem de hazretin terbiyesinden geçmiş kişilerin anlatımlarıyla bir kitap hazırlıyorlar. Kitap içinde yeni bir kitap açılırken etrafa bugün hâlâ onun eşiğindeymişiz gibi hissettiren bir koku yayılıyor. Kün Kapısı, Evliyalar Sultanı’nın hayatına açılıyor. "Âlemdeki her varlık ilahi bir söze yönelikti. Kur’an’da buyrulan açık gizli kelimelerin zahirleri de batınları da nasipse kula verilirdi. İnsan yeryüzünde halifeydi. Halife olmak kul olmaktı. Allah’ın kudretiyle, dilemesiyle kul idrak eder, bu kapılar açılırdı. Bana da kün kapısı açılmıştı."
148.00 ₺ -
Sarı
Ahmet Tezcan, Kâfirûn’dan sonra Sarı’da bu sefer 1970’lerin Türkiye’sini resmediyor. Yine Anadolu’nun sıradan insanları ve sıracalı şaplak, Sarı Mahmut eşliğinde. Sarı Mahmut büyüdü, İmam Hatip talebesi oldu. Kırıkkale Kaymakamı, 1971 yılının 19 Mayıs töreni esnasında İmam Hatip Lisesi’nin bayramını kutlamayınca yok sayılmanın acısını derinden hisseden Sarı ve arkadaşları kaymakama bir ders vermek isterler. Ama bunun için önce biraz cesarete ihtiyaçları vardır... Sarı’nın çerçeve hikâyesinde Muhtıra sonrasının siyasi ve sosyal dokusu var. Romanda, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamla yargılanması, Mahir Çayan’ın eylemleri, Ülkücü ve Nizamcı gençler, siyasi kamplaşmalarla ayrılan mahalleler ve bütün bunların Anadolu insanının gözündeki yansımaları çok başarılı bir anlatımla bir araya geliyor. Daha iç çeperde hem Sarı ve yakın arkadaşı Bıldır Ekrem, Korkut Abi ve İmam Hatip’in solcu öğretmeni Kadir Hoca ile Anadolu’nun “kavruk” çocuklarının dertleri, hem de söndürülmeye çalışılsa da ateşinden hiçbir şey kaybetmeyen Anadolu tasavvufu samimi bir dille yansıtılıyor. Çerkes Hikmet Usta ve Hikmet Kıvılcımlı ise bazen Risaleler bazen de Komünist Doktor’un yazdıklarıyla yaşananlara daha üst perdeden bakabilen bilgeliği aktarıyorlar. Darağacı yine doymuyor ama Sarı bize “insanca” yaşamanın tadının başka hiçbir şeyde olmadığını hissettiriyor, bazen gözyaşı bazen de kahkahayla…
148.00 ₺