-
Rasulullahın İslama Davet Mektupları
İslâm dini, evrensel bir dindir. Bu dinin gerek sözle, gerek yazıyla ve gerekse diğer yayın vasıtalarıyla bütün dünya insanına duyurulması ve kendilerinin Hakk’a dâvet edilmesi temel esaslardandır. İşte Hz. Peygamber, risalet vazifesi ile gönderilmesinden itibaren başlamak üzere vefatına kadar bu dâvet vazîfesini şifâhî olduğu kadar aynı zamanda yazılı olarak da yapmış ve dâvet mektupları göndermiştir. Bu sâyede Arap ve Arap olmayan topluluklar ve yöneticileri İslâm’dan haberdar edilmişlerdir. Bu kitapta Allah’ın Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.v)’in 23 kadar mektubuna yer verilmiş; mektupların konuları, gayesi ve özellikleriyle birlikte siyasî etkileri incelenmiştir.
52.50 ₺ -
Rasulullahın Diplomatik Münasebetleri ve Barış Andlaşmaları
Hz. Peygamber, risâletinin başlangıcından hicretine kadar geçen ve Mekke Devri olarak bilinen devre içinde bütün girişimlerini, nâzil olan âyetlere mutabık olarak sadece îman, ibâdet ve ahlâk esasları dâhilinde yapmıştır. Fakat, hicret-i Nebevî ile şartlar değişmiş, İslâm, cihad ve kıtâl âyetlerinin de inzâli ile bölgede üstünlüğünü kabul ettirmiş ve Hz. Muhammed, muhâlifleri tarafından bile üstün otorite olarak benimsenmiştir. Hz. Peygamber, risâletinin başlangıcından hicretine kadar geçen ve Mekke Devri olarak bilinen devre içinde bütün girişimlerini, nâzil olan âyetlere mutabık olarak sadece îman, ibâdet ve ahlâk esasları dâhilinde yapmıştır. Fakat, hicret-i Nebevî ile şartlar değişmiş, İslâm, cihad ve kıtâl âyetlerinin de inzâli ile bölgede üstünlüğünü kabul ettirmiş ve Hz. Muhammed, muhâlifleri tarafından bile üstün otorite olarak benimsenmiştir. Geçmişin günümüze ışık tuttuğu ve barışın, her devirde aynı derecede önem taşıdığı, hakikatı başkalarına anlatabilme ve kabul ettirebilmenin bir vecîbe olduğu ve çağımızın genellikle bunalım geçiren insanlığı için gerek barış ve gerekse Hakk’a dâvetin aynı ölçüler içinde ehemmiyet arzettiği dikkate alınacak olursa, Rasûlullah’ın sulh ve dâvet noktasındaki tutumlarını bilmek ve ona göre hareket etmek, başarıya ulaşmada en müessir yol olsa gerektir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, asrımızın halkı Müslüman devletleri, Rasûlullah’ın her sahada olduğu gibi bu sahadaki tatbikatını bilmedikleri veya bildikleri halde onu sadâkatla uygulamadıkları için daima gayri müslim güçlerin tasallutundan kendilerini kurtaramamaktadırlar.
33.75 ₺ -
Şûra ve Rasulullah'ın Müşaveresi
İslâm’ın temel prensiplerinden biri olan şûra, son derece ehemmiyet arzettiği halde, üzülerek ifade etmek gerekirse, Sahabe-i Kirâm devrinden sonra ona gereği gibi önem verilmemiştir. Onu, insanın ne şahsî hayatından, ne de devlet hayatından çıkarıp atmak mümkündür. Çünkü şûrâ, gerek fert, gerek toplum ve gerekse devlet olarak hayatımızın siyasî, sosyal ve iktisadî bütün kesimlerini kapsamaktadır. Şûra İslâmî devletin temel esaslarından birini teşkil etmektedir. Kur’an-ı Kerîm’in iki âyetinde "Onların işleri aralarında şûra iledir" ve "İş hususunda onlarla müşavere et" buyurularak meşveretle hareket etmek mü'minlerin sıfatlarından sayılmıştır. Bu konuda Türkçe’de yazılan ilk eser olma özelliğini de taşıyan kitap bir giriş ve üç bölümden müteşekkildir. Ana başlıkları şöyledir: Şûra ve meşveret kavramları, İslâm’da şûranın kaynağı ve hikmetleri, İslâm ümmetini hayata hazırlama, Müslümanlarda aranan nitelikler ve şûra, Nasihat ve istişare, Doğrunun ve güzelin araştırılması ve istişare, İslâm’da Şûra’nın sistemleştirilmesi, Meşveretin konusu, Meşverette takip edilecek metod, Şûra üyelerinin vasıfları, Müsteşarın görevleri, Müşaverenin çeşitleri, Şûra kararlarının hükmü, Müşaverenin hükmü, Meşveretten sonra takip edilecek yol, Rasûlullah (s.a.v.)’in hayatından örnekler.
52.50 ₺