-
Din Görevlilerinin Misyonu
Öğretmen okulunda çalıştığım sıralarda, yaşlı bir hocanın okula zaman zaman uğrayan çocuklarının terbiye, bilgi, görgü ve nezaketli halleri dikkatimi çekerdi. Bu çocukların hallerine imrenirdim. Bir gün hissiyatımı kendisine belirttim. Hocam, maşallah çocuklarınızı çok iyi yetiştirmişsiniz dedim. O sizin hüsn-ü zannınızdır; teşekkür ederim dedi ve ilave etti: Keşke dediğiniz gibi yetiştirebilseydim. Aslında başta kendi çocuğumuzla meşgul olmak mesleğimizin gereğidir. Kendi çocuğunu cemiyete örnek bir insan olarak yetiştiremeyen bir öğretmene ne derler? Demezler mi ki, sende bir marifet olsa, sende öğretmenlik vasfı bulunsa, önce kendi çocuğunu yetiştirirdin. O bakımdan, biz çocuklarımızı hem çocuklarımız olduğu için, hem de öğretmen olarak başkalarına örnek göstermek için çok iyi yetiştirmek ve cemiyet hizmetine sunmak zorundayız. Her sanatkâr kendi sanatı ile ortaya koyduğu numuneleri zaman zeman sergilemekte, maharetini göstermektedir. Öğretmen de bir terbiye sanatkâkırıdır. Kendisine bir hammadde gibi teslim edilen çocuğu yoğurmakta, şekillendirmekte, ona kendi sanatı, kendi terbiyeciliğinin damgasını vurmaktadır. Biz kendi çocuğumuzda sanatımızın izlerini göstermedikçe, başkaları çocuklarını bize güvenle teslim edemezler.
29.25 ₺ -
Aids Evlilik ve Aile İlim ve İslamın Işığında
Yarattıklarının ihtiyaçlarını bilen Allah (c.c), haram ve sakıncalı yollara düşmeden nimetlerinden faydalanmamızın imkânlarını hazırlamıştır. Gerçekte, kişi helâl sınırı içinde kalarak hayatın her alanında doyuma ulaşabilmektedir. Ancak, insan düşünce ve davranışları ilâhî kaynaktan ve peygamberlerin uyarılarından uzak kaldıkça çok kere içki, uyuşturucu kullanımı ve fuhuş gibi kendini felâkete sürükleyen aşırı zevk ve eğlencelere kaptırmaktan geri kalmamıştır. Bu aşırılık ve taşkınlıklar ise, mutlaka bir taraftan patlak vermiştir. Her çağda görülen bu aşırı zevk ve eğlence düşkünlüğü, iktisaden ileri olan bazı ülkelerin kötü örnek olmalarıyla çağımızda tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bunun sonucu olarak da, özellikle fuhşa bağlı hastalıklarda tırmanış görülmektedir. Hele sosyal şartlar ve türlü yayınlar yoluyla seksüel faaliyetlerin erken başlaması, evlenme zorlukları, artan göçler ve turistik faaliyetler, doğum kontrolü adına bazı ilaçların kötüye kullanılması, hijyen kurallarının ih
33.50 ₺ -
Eskimeyen Hikayeler
Gülkurusu Bardağı Taşırmadı Yirmi kişilik bir cemaat vardı. Hepsi aynı kaynaktan feyiz alıyordu. Pek incelmiş pek zarifleşmiş bulunuyorlardı. Bunlar hep birlikte meclislerinin üzerine titriyorlardı. Bir yenisi gelir de acaba ahengimizi bozar mı? diye çok korkuyorlardı. Bunun için kendi huzurlu dünyalarında yaşayan bu yirmi kişinin hallerine imrenen nice kimseler, bunların aralarına katılmak için can atıyorlardı. Fakat bunlar, onları reddediyorlardı. Nihayet bir gün bir davetsiz misafir ansızın içeri giriverdi. Hiç kimse ona karşı kaba davranmaya cesaret edemedi. Ona, hadi geldiğin yere git, diyemediler. Ancak içinde bulundukları incelik ve nezakete uygun olarak birisi kalktı, bir bardağı lebaleb su ile doldurdu ve onu oturdukları odadaki masasının üzerine koydu. Bunun mânâsı, bizim nisabımız tamamdır. Biz artık bir şahsı daha kabul edemeyeceğiz, demekti. Gelen şahıs o kişiler kadar inceldiğini göstermek için cebinden bir gül kurusu çıkardı, su dolu bardağın üzerine koydu ve gül kurusu bardağı taşırmadı. Yirmi kişi tebessüm ettiler ve sen böyle olduktan sonra kabulümüzsün anlamında başlarını salladılar.
27.30 ₺ -
İktibaslar Alıntılar
Bazı yazılar vardır, günlük konuları işler. Bunların ömürleri bir gün, nihayet bir haftayı geçmez. Bazı yazılar da vardır geçmişe ve günümüze işaret etse de zamana ve mekâna bağlı olmadan her devrin meselelerine parmak basar, dolayısıyla tazeliğini ve geçer akçe oluşunu hiçbir sûretle kaybetmez. Böyle yazılar bir müddet devrini doldurmuş yazılar arasında bulunsa, kirli raflar arasında unutulup terk edilse bile, toz toprak içinde kalmış bir altın külçesi gibi meydana çıkarılınca hemen parıldar, değerini ve önemini ortaya koyar.
22.10 ₺ -
Ebedi Yurdumuz Cennet
Kuran-ı Kerimde Ebedi Yurdumuz Olan Cennet için; Geçici dünya hayatımız için yaptırmayı arzu ettiğimiz evimizin semtini ve planını uzun uzadıya düşünür dururuz. Coğrafya kitaplarını alır, sadece kendi yurdumuzu tanımaya çalışmakla kalmaz, ta Amerikayı, Avustralyayı öğrenmeye, tanımaya kalkarız. Bunun gerekli olduğuna da inanırız. Pekiyi ya ebedi yurdumuz olan cennet Cenneti tanımaya, Avustralyayı tanımaktan daha mı az ihtiyacımız vardır?
6.50 ₺ -
Kuranı Kerimde Rızık ve İktisadi Hayat
RIZIK VE İKTİSADİ HAYAT İÇİN Kuran-ı Kerim, rızka çok büyük önem vermiş ve onu Allahın varlığı ve birliğinin delillerinden birisi kabul etmiştir. Kâinattaki en güzel nizam, tertip ve ahengin birer parçası olan çeşitli renkteki ekinler, bitkiler, hayvanlar ve diğer faydalanılacak şeylerin hepsi hem birer rızık hem de birer inayet delilidir. Bu bakımdan Râzık oluş ve rezzâkiyet Cenâb-ı Hakkın en mübarek isimlerindendir. Rızıkta esas unsur eşyadan faydalanmaktır. Çünkü maddî ve mânevî cihetlerden herhangi birine sarf olunmayan ve faydalanılmayan mal, mülk, evlâd ü ayâl, ilim ve kültür... gibi varlıkların hiçbir iktisadî ve sosyal değerleri olmayacaktır. Kendisinden faydalanılmayan bir eşyanın, yerin derinliklerinde gizli olan maddelerden farkı yoktur. Rızkı elde etme yolları olarak mesleklerin önemi ve çeşitleri üzerinde durulmuş, ticaret, ziraat, sanat ve memuriyet hakkında açıklamalar yapılmıştır. Burada özellikle büyük dünya meseleleri arasında bulunan fakirlik ve açlık hadisesi üzerinde durulmuştur. Açlık problemine, eğitim, üretim, infak ve devletin görevini yapması da çare olarak gösterilmiştir. Cenâb-ı Hak bu kâinatta insan ihtiyaçlarına cevap verecek bütün rızıkları yaratmıştır. Ancak, çeşitli şekillerde ve çeşitli yerlerde serpiştirilmiş bulunan bu rızıkları elde etmek ve kullanılabilir hâle getirmek, insana, insanın çalışmasına bağlıdır. Allahtan başka hiç kimsenin rızık vermeye gücünün yetmeyeceğini ihtar eden Kurân-ı Kerîm, insanın dünyadaki nasibini unutmamasını tembih ederek, Cuma günü Allahı zikre, yani namaza koşmayı nasıl emrediyorsa, namazı kılıp eda edince de, yeryüzüne dağılıp, Allahın bol nimetlerinden, geniş lütfundan (nasibimizi) aramamızı istemektedir. Geceyi bir örtü ve dinlenme devresi olarak yaratan Allah, gündüzü de yeni bir hayat, çalışma ve iş hayatı, rızık arama için dağılma, işinin gücünün başına gitme, zamanı olarak yaratmıştır.
65.00 ₺