-
Mafya Yeraltının Kriminal Efendileri
Mafya, dünya tarihinde ilk olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Mafya örgütlerinin güç kazanması devletleri ve toplumları nasıl etkiledi? İstihbarat servisleri ile Mafya arasında kurulan gizli ilişkiler neler ve bu ilişkiler mler aracılığıyla yürüyor? CIA ve Mafya’nın ortaklaşa yaptığı operasyonların amacı neydi? Baronlar ve Masonlar arasında nasıl bir ilişki var? Devlet ve Mafya hangi şartlarda karşı karşıya geliyor? Türk Mafyası ne zaman ortaya çıktı? Türk Mafyası içinde yaşanan değişim neyin habercisi? Araştırmacı-Yazar Atilla Akar; Sicilya Mafyası’ndan Amerikan Cosa Nostrası’na, Rus Mafyası’ndan Türkiye’deki gizli örgütlenmelere kadar birçok konuyu araştırdı ve Yeraltının Kriminal Efendileri’ni bu kitapta bir araya getirdi.
12.00 ₺ -
Büyük Ortadoğu Kuşatması
Büyük Ortadoğu Projesi... Şimdilerde herkes bu projeyi konuşuyor. Proje tüm belirsizliklerine rağmen daha başlangıçta geniş bir ilgi doğurmuş durumda.Tedirginlikle ve "acaba"larla bütünleşen bu ilgi kamuoyunun tüm kesimleri tarafından algılanmaya çalışılıyor. Hiç şüphesiz proje beraberinde bir dizi soruyu taşıyor: Niçin gündeme şimdi getirildi? ABD′nin bölgeye ilişkin niyetleri nedir? Proje hangi ayakları kapsayacak ve ne gibi yöntemlerle uygulanacak? Uygulanabilir mi, uygulanamaz mı? İlgili projeden Türkiye nasıl etkilenecek ve Türkiye′ye biçilen rol nedir? Bunlar ve bunlar gibi sorular kafayı meşgul etmeyi sürdürüyor. İşte bu kitap, bu tür sorulara bir cevap bulmak, kafalarda doğan ve doğabilecek başka sorulara ipuçları getirmek için kaleme alındı. BOP′u tarihsel arka planı ile ele alan bir bakıştan projenin günümüzde uygulanma potansiyellerine dek bir dizi cevabı kendi içinde tartıştı ve ortaya çıkan tabloyu geleceğe yönelik bir öngörü-analiz denemesi olarak yerli yerine oturtmaya çalıştı. Kitaptan Bazı Başlıklar: "Yeni Dünya Düzeni"nin Ortadoğu Ayağı Olarak BOP NATO’nun Mutasyonu: Neo-Emperyal Saldırganlığın Hegemonya Ordusu Aydınlar Büyük Ortadoğu Projesi’ni Tartışıyor Yazar Attila İlhan: "Amerikalılar dünyayı filmleri gibi sanıyorlar, kendi çektikleri filmlerde hep kendileri kazanıyorlar. Zannediyorlar ki her yerde öyle olacak." Yarın Dergisi Yazarı A. Altay Ünaltay: "BOP, küresel kapitalizme yandaş büyük sermayeler ve onların siyasal aygıtlarını oluşturma projesidir" Zaman Gazetesi Dış Politika Yazarı Kerim Balcı: "BOP diye bir şey yok. Ortada plan değil, temenni var." Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkan Vekili Aydın Cıngı: "Ortadoğu, ABD’nin gücünü sınadığı bir laboratuar konumundadır." Gerçek Hayat Dergisi Yazarı İbrahim Kiras: "Amerikan sosyal mühendislerinin kafasında Batılı değerlerin egemen olduğu bir Ortadoğu tasavvuru var"
9.60 ₺ -
Kamikaze Operasyonu 11 Eylül′ün Gerçek Romanı
Bir yıl önce Metal Fırtına ile Türkiye’de politik kurgu akımını başlatan TİMAŞ Yayınları, şimdi de Kamikaze Operasyonu ile gündeme damgasını vuruyor. Birinci baskı 50 bin adet… Dünya tarihi için bir dönüm noktası olan 11 Eylül, ilk defa gerçek yüzüyle ve bir roman kurgusuyla kitaplaştırıldı. Kamikaze Operasyonu, somut olaylara ve gerçek verilere dayanan bir belgesel roman. Dünyada ilk defa resmi söylem dışında bir 11 Eylül romanı O gün Amerikan ordusu içinden darbeci bir grup harekete geçti. Her şey “Küresel Muhafız” adı verilen bir simülasyon tatbikat olarak başladı, sonra dehşet senaryosuna dönüştü. Aynı günlerde ABD Hava Kuvvetleri’nin yürütmekte olduğu tatbikatlar zinciri, darbeci grubun işini kolaylaştırdı. İkiz Kuleler’e çarpan uçaklar, uzaktan kumanda teknolojisiyle yönlendirilen özel uçaklardı. Boston’dan kalkan sivil uçaklar, yani o gün Kuleler’e çarptığı ilan edilenlerse radarlardan kayboldu. Nereye gittiler, nasıl gözden kayboldular, açıklanmadı. Ve ilan edilen “teröristler” uçaklarda bulunmuyordu. Onların akıbeti, CIA krematoryumunda yakılarak ölmek oldu. Uçakların yolcuları da Alaska’nın buzlu sularını boyladı. Dahası, darbeciler, İkiz Kuleler’in yıkılışını sağlama almak için, iki gün önceden binanın iskeletine “termobarik bombalar” yerleştirmişlerdi… Aynı gün Pentagon’a düşense, uçak değil ordu malı bir bombaydı. Sonunda ABD Başkanı George W. Bush, darbecilerle pazarlığa oturdu ve anlaştı. Dünyayı kaosa sürüklemek isteyen güçlerin bahaneleri hazırdı artık. Peki ama bütün bunların, 1945 yılındaki bir olayla ve Kennedy’nin uygulamayı reddettiği Genelkurmay planı Northwoods Operasyonu ile ne ilgisi vardı? *** Eski bir subay olan J.E. Clayton, Pentagon yıllarında yazdığı Kamikaze Operasyonu adlı planın, Ağustos 2001’de, Hava Kuvvetleri tarafından alındığını ve uygulamaya konulacağını öğrenir. Donanma İstihbaratı ve FBI bağlantılarını harekete geçirerek darbecileri engellemek üzere nefes kesici bir mücadeleye girişir… Atilla Akar, 11 Eylül’ü, dünyada ilk defa resmi yorum dışında bir roman ile anlatıyor ve “O gün gerçekte ne oldu?” sorusuna cevap veriyor.
8.22 ₺ -
Casuslar
Özellikle Soğuk Savaş yıllarında üretilen casusluk romanları ve filmleri, belirli bir "casus" imajı oluşturmuştur zihinlerimizde. Bu casus imajını ise tümüyle dönemin şartları belirlemiştir. Soğuk Savaş yılları esnasında - Amerikan jargonuna göre - "Şeytan İmparatorluğu"na karşı; yani SSCB ve tüm sosyalist sisteme karşı cansiperane savaş veren ve sonuçta girdiği mücadelede mutlaka "kötülere" galebe çalan yarı - mitolojik, efsanevî bir varlığa dönüşmüştür casusluk. “007 James Bond” ise bu imajın zirve noktası olmuştur. Ancak casusluk ne Soğuk Savaş ile birlikte ortaya çıkmış, ne onunla birlikte son bulmuş bir meslektir. Tersine, çok eski çağlardan beri varlığını koruyan ve giderek de kurumsallaşıp uzmanlaşan, son derece teknik ve kendine özgü şartları olan bir meslektir casusluk. Onu diğer mesleklerden ayıran ise kartvizitinde "casus" yazmamasıdır!
11.31 ₺ -
Suikastler
İktidar savaşları başladığından beri siyaset en acımasız yöntemlere sahip olmuştur. Suikast, sonu ölümle biten bir eylem olarak, siyasi mücadelenin en sert araçlarından birisidir İlkel kabilelerdeki liderlik mücadelelerinden, monarşik yapılara hatta modern dünyanın “demokratik” devletlerine varıncaya kadar siyaseti etkilemeye çalışan güçler, önlerindeki rakiplerini ya da kendileri için “sorun teşkil eden” kişileri yok etmek için sık sık “suikast” yöntemine başvurmuşlardır. Bundaki amaçları o kişilerde simgelenen kesimlerin arkasında olan sınıf ve politikaları tasfiye edebilmek ve etkisizleştirebilmektir. Suikastlar siyasi amaçlar gözetilerek yapıldığı için kitapta olayın siyasi sonuçlarına ve analizine yöneldik ister istemez. Bu anlamda her suikast yönetici elitlerin veya düşman cephelerin bazen açık bazen de gizli olarak süren savaşının bir parçasıydı. Biz hep tercihimizi “gizli” olandan, “bilinmeyen”den yana kullanmaya ve bu gibi yanları öne çıkarmaya çalıştık. Suikastlar, komplocu organizasyon ve eylemlerin en keskin ve acımasız biçimlerinden biridir. Her suikast kendi başına bir komplodur da aynı zamanda. Sadece hedefte tek kişi göründüğünden, suikastlar çoğunlukla “kişisel husumet” ve “çılgın katil” perdesinin arkasına gizlenebilmiştir. Oysa suikastlar tarihsel açıdan bakıldığında “derin hesaplaşmaların kanlı bilançolarını sadece bir dışavurumudur.
10.28 ₺ -
Kıyamet Komplosu
Neresinden bakarsanız bakın, söz konusu olay eli maket bıçaklı bir grup çılgın korsanın eylemi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Gerek olay öncesi bazı gelişmeler, gerekse de olay sonrası yaşananlar hesaba katıldığında 11 Eylül′ün arkasında bambaşka güçlerin imzası olduğu fark edilecektir. Bize göre 11 Eylül′den sonra "komplo teorisi" terimi, bütün olumsuz çağrışımlardan kurtarılmalı, anılan terime bir tür iade-i itibar yapılmalıdır. Dünyanın bundan sonraki sürecinde "saçmalayan" kişiler ihtiyaç daha da artacağa benziyor... İşte elinizdeki kitap da bunu yapmaya çalışıyor. Söz konusu komplonun nasıl ve niçin gerçekleştirilmiş olabileceğini tartışıyor. Kafalarda doğan ve doğabilecek sorulara cevap arıyor. Birçok açıdan ele alınan 11 Eylül olayı, kitapta ya adı bizzat "komplo teorisyenine” çıkmış kişiler ya da bu konuda "aykırı" yaklaşımlarıyla dikkat çeken isimler tarafından anlatılıyor. Belki komplolar -büyük ihtimalle- bundan sonra da olacak. Ne var ki, konu tüm yönleriyle tartışıldıkça, olayları insanlara yutturmaları da pek kolay olmayacak...
10.28 ₺ -
Komploların Yüzyılı Yüzyılın Komploları
Araştırmacı-Yazar Atilla Akar yeni kitabı "Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları"nda ABD′nin "komplocu sicili"ni tutarken, ilginç örneklerle ABD saldırganlığının yüz yıllık öyküsünü aktarıyor. En son Irak’a saldıran ve gerekçelerinin “yalan” olduğu ortaya çıkan ABD’nin bu tip entrikalara aslında kuruluşundan beri başvurduğu ortaya çıktı. Araştırmacı-yazar Atilla Akar’ın yayınevimizden çıkan son kitabı “Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları” isimli çalışmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin 19. Yüzyılın sonlarından beri saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediği ve birçok yalan iddia ve komplo tertipleyerek bugünkü “imparatorluk” aşamasına geldiği kaydediliyor. Akar’ın tek tek ortaya koyduğu olayların sonucuna göre ABD, bugün geldiği noktayı ve eriştiği gücü bir dizi komployu hayatı geçirmesine borçlu. Akar’ın iddiasına göre, Amerika baştan beri çizdiği bir strateji doğrultusunda dünyaya egemen olmaya çalışıyor ve bunu günden güne askeri gücünü daha da büyüterek gerçekleştiriyor. Kitaba Amerika’nın keşfindeki “komplo izleri” ile başlayan Akar emperyalizmin “üstyapısal” özelliklerini öne çıkartarak olayın İdeolojik-dini motiflerini aktarmış bulunuyor. Ayrıca Başkan George Bush’un da mensubu bulunduğu evanjelik akımın nasıl bir “Kıyamet Senaryosu” peşinde koştuğu da vurgulamış bulunuyor. “Emperyal seçenek: Genişlemenin bebek adımları”nın anlatıldığı bölümde ABD’nin tarih sahnesine emperyal bir güç olarak ilk çıkışının “Maine” gemisinin esrarengiz şekilde batmasına borçlu olduğunu kaydediyor. Ayrıca ABD’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine yol açan ikinci bir gemi batması olayı olan “ Lucitania’nın Batışı”nda da komplo izlerini takip etmiş durumda. (Burada Pearl Harbour ile kıyaslamalar da yapılmış. ABD’nin Küba’ya karşı giriştiği “Domuzlar Körfezi” harekatının nasıl bir CIA komplosu olduğu da etraflıca anlatılmış halde. Aynı şekilde Vietnam Savaşı’nının da Maddox Destroyeri’ne karşı gerçekte olmayan hayali bir saldırı ile başladığı da belirtilmiş durumda. Ayrıca 1973’te Başkan Allende’nin devrilmesi ve Şili’de cunta ile sonuçlanan sürecin bir CIA-ITT ortak yapımı komplo olduğu etraflıca anlatılmış bulunuyor. Bütün bunların yanı sıra “ABD’nin Komplo Okulu: Fort Benning” başlıklı bölümde ABD’nin komplocu yetiştiren okulu tanıtılmış. “ABD’nin Komplolarla Örülü Kirli Sicili” başlıklı bölümde ise Amerika’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği bütün savaşların, darbelerin, suikastların kronolojisi çıkartılmış. Son olarak ise Akar’ın bir komplo olarak gördüğü 11 Eylül’ün analizinin yapıldığı “11 Eylül: Komploların Çapı, Tekniği ve Hedefi Değişiyor” başlıklı bölüm ile 11 Eylül’ün bir “milat” olarak sonuçları tartışılıyor. Akar, Başta Fransa veya Almanya olmak üzere yakın bir zamanda Avrupa′da yeni bir saldırı olacağını iddia ediyor. Komploların bir parçası olarak yalan haber ve yanıltıcı bilgilendirme sorununa da bir başlık ayıran Akar, “CIA-Vole haberler” e de gazeteci gözüyle bakmış bulunuyor. Türkiye’ye yönelik analizin yapıldığı “Türkiye komploların neresinde?” başlıklı bölümde ise Akar, Türkiye ile ABD’nin Kuzey Irak dolayısıyla er veya geç sıcak bir çatışma içine girecekleri öngörüsünde bulunmuş. Akar kitabında ayrıca “Komplolara inanmayan” ve “anti-komplo teorisi” düşüncelerin bayraktarlığını yapan aydınlarla da sert bir polemiğe giriyor.
8.22 ₺